I. ULUSLARARASI GE~Mi$TEN GONOMOZE "TRABZON'DA DiNi HAY AT SEMPOZYUMU BiLDiRiLER KiTABI II. CiLT
TRABZON B~EHiR BELEDiYESi YaymNo: 112 I. ULUSLARARASI GE<;Mi~TEN GUNUMUZE TRABZON'DA DiNi HAYAT SEMPOZYUMU Editorler Yrd.Doy.DL$enolSAY1L~ Yrd. Do9. Dr. Betiil SAY1L~ Editor Yardimcllan Ar~. Gor. Ay~egill TOPALOGLU Ar~. Gor. Halil TEMiZTURK Ar~. Gor. Mabmut DiLBAZ Ar~. Gor. Semra <;inemre Ar~. Gor. Zohre <;AKIL Tasanm thr::thim rih::tn Yaym Kodu- ISBN-- 978-605-4925-93-3
Trabzon da Dini Hayat Sempozyumu BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞINA KATILAN RUS SUBAYININ HATIRALARINDA TRABZON VE ETRAFINDAKİ HAREKETLER Alexander VASİLYEV * Rus arşivlerinde Birinci Dünya Savaşının Kafkasya cephesi hakkındaki belgelerin sayısı çok büyüktür. Bu gibi önemli fakat az bilinen belgelerin biri Rus generali B.N. Litvinov un hatıralarıdır. 17. Türkistan alayının komutanı olarak, B. Litvinov Karadeniz sahilinde askeri hareketlere katıldı ve savaştan sonra orada gördüğünü detaylıca anlattı 1. Litvinov un hatıralarında Karadeniz ve etrafı özel bir yer almaktadır. Litvinov, askeri hareketleri, Rus Genelkurmayında yaşanan uyuşmazlıklar ve düşünceleri, cephenin Rus tarafındaki durum ve olayları, işgal edilen topraklarda kalan nüfuzunun yaşam tarzını detaylıca tarif etti. Hatıralarında Karadeniz sahilinde Arhavi, Atina, Rize gibi gördüğü şehirleri bahse konu yaptı. Hatıralarının detaylarla dolu başka kısımları İspir, Of, Trabzon, Bayburt, Erzincan civarlarındaki durum ve olayları tanımlıyor. Metinler hariç, büyük titizlikle yapılan savaş ve istihkâm planları Litvinov e aittir. Ayrıca, Litvinov savaştan önce Sankt-Petersburg taki Sanat Akademisinden mezun olup, savaşla ilgili birkaç tablo ve resim hazırladı. Birinci Dünya Savaşının tarihinin Rusya da epeyce araştırılmasına rağmen, Litvinov un hatıraları daha önce incelenmedi ve kullanılmadı, çünkü Sivil savaş yıllarında Litvinov beyaz orduya katılarak, Orta Asya da Sovyet birliklerine karşı çıktı. Bu nedenle Kafkasya cephesiyle ilgili hatıraları az önce gizlilikten çıkarıldı ve ilk defa açıklanacaktır. Tebliğ sırasında Karadeniz ve etrafındaki şehirlerle ilgili Litvinov un hatıralarının bazı kısımları okunacak ve kendisinin hazırladığı harita ve tabloların bir kısmı gösterilecektir. Hatıralarında B.N. Litvinov, cephede genel durumu anlattı. B. Litvinov un değerlendirmelerine göre, Mihaylovskaya kalenin ve Batum bölgesinin birliklerinin komutanı, Rus Genelkurmayının generali Lyahov başkanlığındaki Kafkasya cephesinin Sahil grubu hareket bölgesinin coğrafi özelliklerinden dolayı özel durumdaydı. Rus cephe karargâhından ancak genel amaçları ve emirleri alınarak Kafkasya cephesinin başka ordularından daha serbest be bağımsız hareket etti. Sahil grubu ile sol taraftan komşusu olan General Prjevalskiy komutanlığındaki kolordu arasında askeri ve görme bağlantı yoktu. Bunun nedeni Pontus dağlarıydı. Pontus Dağları, sahil bölgeleri geçilmez duvar gibi Bayburt, Erzurum, Erzincan vb. iç bölgelerinden ayırdı. Üç bin metre civarında yükseklikte olan ve Karadeniz tarafından * Doç. Dr., Rusya Bilimler Akademisi, Moskova, advasilyev@mail.ru. 1 Litvinov un hatıralarının elyazmaları Rusya Federasyonu Devlet Arşivinde (RFDA) korunmaktadır; Fon P-6557. Ayrıca Birinci Dünya savaşıyla ilgili dosyalar 1 ila 11 arasındadır. 755
Alexander Vasilyev zorla ulaştırabilen yokuşlarına sahip bu dağlar aralıktan nisana kadar kar altında bulunuyor. Bunun için birliklerimizi birbirinden ayırıp bir yandan sahil grubunun sol kanadını Türk ordusundan korudu. Öbür yandan iç bölgelerden, İspir, Bayburt ve Gümüşhane tarafından, yani yamaçları dikey olmayan ve yükseklik ve ovalar ile zirveler arasında ciddi fark oluşturamayan iç plato tarafından tam tersine daha kolay ulaştırabildi. Hem de, bu bölgede yollar ve keçiyolları gelişmiş oldu ve yüklü hayvanları ve arabaları kullanabilmeğe imkân vardı. Toros dağlarının bütün bu özellikleri Sahil grubunun komutanına başka orduya kıyasla daha ileriye çıkma imkânı verdiler. Bu durum Rus Kafkasya ordusu için bütün savaş sırasında önemini korudu 2. Sağ kanadı ise, Rus komutanlarının fikirlerine göre, Goeben ve Breslau zırhlılarının mevcut olmasına rağmen, daha güvenilir oldu. Sahil grubu, bu iki gemiden az korkarak, her zaman deniz üzerinden sevkiyat düzenlemeğe hazırdı. Özellikle 1916 dan itibaren Doğu Karadeniz de Rus egemenliği şüphesiz ve kesintisiz oldu. Böylece, hareket bölgesi uzun ve dar koridor olarak görünüyordu. Sağ taraftan Karadeniz, sol taraftan Pontus Dağları bunu sınırladılar. Sol taraftan Türk-Alman filosu, sağ taraftan belli noktalarda geçilebilen Pontus dağları ötesinden Türk ordusu sahil grubuna tehditte bulundular 3. Hatıralarında Litvinov, bölgenin doğal özelliklerine büyük önem verdi. Bu hareket alanın uzunluğu (Platana ya kadar) 200 kilometre ve darlığı 40 (Hopa ve Batum civarında 10-13) kilometre civarında oldu. Onun yüzölçümü Toros dağlarından Karadeniz sahiline dikey geçen sıradağlarla doluydu, demek bu sıradağlar Rus cephesine paralel oldular. Bu sıradağlar arasında şiddetli dere ve nehirler aktılar. Bu dere ve nehirler kaldırım taşları ve bazen de çok yüklü taşları sularıyla taşıdılar. Bazen de bunları yürüyerek geçmek mümkün değildi ve her bu dere Rus süvari ve piyade için çok ciddi engel oluşturdu. Bu sıradağlar labirentleri kayın, çınar ve kestane ormanlarıyla örtülüydü, yüzölçümünün dörtte birisi tarla, fındık, portakal ve defne ağaçlarıydı. Toros dağlarının zirvelerine doğru yaylalar da vardı. Bu toprakların aşılması Rus ordusu için zor oldu, yani Rus ordusunun taarruzu yönünde hemen hemen hiç keçiyolu ve kara yolu yoktu. Yollar yerinde köyler ile nehir ve dereler arasında taş merdivenler mevcuttur. Bu merdivenler bölgenin özelliğini oluşturur: onların eğimi 50 derece olabilir ve atlar bile bu merdivenlerden zorla yürüyebildiler. Tam tersine cephe ve taarruzumuza dikey olarak yüklü at geçebildiği yollar ve seyrek rastlanan muhteşem Osmanlı ya da Ceneviz yapımı taş köprüleri vardı. Hem biz, hem Türkler bu yollardan ve çetrefil keçiyollarından geçmiş mücadelede faydalandılar. Bölgede Türkler ve Almanların inşaatt ettikleri tek tekerlekli ve yeni ahşap köprülere sahip yol sahile paralel giderek, Sumli den Vize, Atina, Rize, Of, Hamurkan, Trabzon ve Platana ya geçiyordu. Bu yoldan önce Türkler, sonra biz faydalandık. Cepheye paralel olan yollar Toros civarında ve dağlar üzerinden geçiyordu. Birinci yol Suaklı nehri üzerinden Of tan 12-15 kilometreye gitti. Sonra Rus ordusu bunu Şinak ve dağ geçitlerine kadar uzattı. İkinci yol Rize den Toros a doğru 30 kilometre sürüp, dağlarda bitti. Rus ordusunda bu iki yola Bayburt karayolu adı verildi. Üçüncü güzel kaliteli karayolu Kafkasya daki Rus askeri yollarına çok benzedi ve Gümüşhane ve Erzincan a gitti. Rus askerleri buna Erzincan karayolu adını verdiler. Litvinov un hatıralarına göre, Rus askerlerinin yaklaşım hızı saatte 2-3 kilometre oldu ve dumanlardan dolayı yöneltim yapmak çok zordu. Bölükler arasında bağlantı düzenlemek için Heliograf aletini kullanmak mümkün değildi 4. 756 2 RFDA, F. P-6557. Op. 1. Dosya 9. S. 1. 3 RFDA, F. P-6557. Op. 1. Dosya 9. S. 2. 4 RFDA, F. P-6557. Op. 1. Dosya 9. S. 3-4.
Trabzon da Dini Hayat Sempozyumu Ayrıca 1909 yılında satın alınan yeni tip dağ topları ancak sahil nehirler üzerinden ve geçebildi. Daha eski 1904 yılına ait toplar büyük gecikme ile cepheye varabildiler; anca 1885 yılına ait en eski dağ topları Rus ordusunca kullanılabildi. Fakat uzun zaman süren aralıklarda sahil civarında Rus askerleri sıradağlarına ağır topları bile çekebildiler. Her sıradağı hazır savunma hattı olarak sayılabildi. Ve her bu gibi dere ve nehir, kesif ormanları dikkate alınarak, taarruz edenler için ciddi engel oluşturdu. Böylece, bölgenin doğal şartları Türk ordusu tarafından iyice kullandı. Rus ordusu, Osmanlı ordusunun direnişini kırmak için çok çaba, zaman ve kan sarf etti. Kendi hatıralarında B.N. Litvinov askeri hareketleri detaylıca anlattı. Çizdiği hareketlerin haritaları durumu da iyi yansıtabildiler. Hatıralarının diğer kısmında B.N. Litvinov, bölgede yaşayan milletlerini, ilişkilerini ve Ruslara bakışını anlatır. Yerli nüfus Türklerden, Lazlardan, Yunanlardan ve Ermenilerden ibaretti. Sözlerine göre, Türkler ve Lazlar daha çok Rusya ya karşı isyanda bulundular. Lazların motifleri dinsel ve siyasi oldu. Türkler ise kısmen Jön Türklerin baskısı altında, kısmen de siyasi ve dinsel nedenlerden dolayı savaştılar. Şehirlerin nüfusu bağımsız olmağa çalıştılar. Yunanlılar tarafsız kaldılar, ama Rus tarafı zafer kazandığı zaman sempati gösterebildiler. Ermeniler ise tamamen Rus ordusunu desteklediler. Böylece Trabzon civarında Mağalla bölgesinde 400-500 kişilik ermeni çetesi dağlarda yıldan fazla Rusların gelişine kadar savaştı. Litvinov un hatıralarına göre, savaşamayan nüfus Türk jandarmalarınca ülkenin iç bölgesine gönderildi. Rusların eline büyük sayıda fındık, portakal, maden cevheri düştü. Şehir nüfusu yerinde kaldı. Savaşabilen yerliler, özellikle köylüler, kalabalık çete birliklerini kurdular. Bu birlikler, iyi bildikleri bölgelerde kendi ocakları savunan kişilerden oluşturulup, Osmanlı Hükümetinin gönderdiği askerlerden daha iyi savaştılar. Kadınlar bile evlerinden ve bodrumlarında ateş edip mücadele ettiler. İhtiyarlar sinyallerle hareketlerimizden haber verdiler 5. Fakat esir düşen askerlerimize karşı herhangi hunharlık yoktu, zaten esirlerimizin sayısı az oldu. Fakat Rus ordusuna katılan ve Rus Kürtleri diye adlandırılan Kazaklara Türkler çok sert tepki gösterdiler. Düzenli birliklerimiz üzerine yerli nüfus savaşlar aralarında belli saygı ve itimat duyuyordu: Rus İvan elma ağacına çıktı ateş etmeyelim. İvan, şimdi biz elma ağacımıza elmalarımız için çıkacağız, sen de ateş etme!. Yunanlılar ve Ermeniler arasında belli düşmanlık ve rekabet göründü. Rusların Trabzon a yaklaştıkları zaman Yunanlar durumunu pekiştirdiler ve Türkleri, Yunanların ticari rakipleri olan Ermenilerin katliamlarına ittiler. Yunanları ve menfaatleri ise Rize, Trabzon, Cevizlik metropolitleri korudular. Fakat siyasi ve ticari menfaatler olamayan bölgelerde Türkler, Ermeniler ve Yunanlar barışçıl yaşadılar. Örneğin, Yanika köyü civarında bir ihtiyar Türk ve ona yardımcı olan Yunan kadını çeteye katılan yaralı Ermeni ye barınak yeri verip yardım ettiler. Veya Mağalla bölgesinde bir Türk zengin toprak sahibi, Jön Türk hükümetinin isteklerinden öfkelenerek, Ermeni çetesine mühimmat ve yiyecekle yardım etti 6. Litvinov daha bir grup nüfusu anlattı. Bunlar, hatıralarına göre, Batum bölgesinden kaçan Lazlar ve Acarlılar idi. Onlar 1914 te Batum bölgesinde çıkan isyandan sonra Türkiye ye kaçtılar. Osmanlı imparatorluğu onlara toprak ve arazi verdi, fakat ülkenin siyasi hayatına katılmadılar ve göçmenlerin ekonomik durumu zordu. Yoksuzluk içinde bulunan bu aileler savaşa aktif şekilde katılmadılar ve çoğunlukla tarafsız tavrı gösterdiler. 1000 den fazla sayfaya sahip olan Litvinov un Büyük savaş hatıralarından yalnız ayrı kısımları anlattık. Birinci Dünya Savaşının tarihinin Rusya da epeyce araştırılmasına rağmen, Litvinov un hatıraları daha önce incelenmedi ve kullanılmadı, çünkü Sivil savaş yıllarında 5 RFDA, F. P-6557. Op. 1. Dosya 9. S. 4-5. 6 İbid., S.5. 757
Alexander Vasilyev Litvinov beyaz orduya katılarak, Orta Asya da Sovyet birliklerine karşı çıktı. Umarız ki Kafkasya cephesinin sahil bölgesiyle ilgili hatıraları yeni ve enteresan kaynak oluşturabilecek. 758