Yazan: İbrahim DEMİRKAN BU SİNOPSİS 1999 YILINDA 10. ARIBURNU SİNEMA ÖDÜLLERİ FİLM ÖYKÜSÜ YARIŞMASI "ONAT KUTLAR" ÖZEL ÖDÜLÜ'NÜ KAZANMIŞTIR.



Benzer belgeler
TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

Son Matine Senaryo : Ali CEYLAN

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

AYLA ÇINAROĞLU HOŞ GELDİN ESİN PERİSİ

Adam atın suyunu ve yemini verir...

Jake mektubu omzunun üstünden fırlatır. Finn mektubu yakalamak için abartılı bir şekilde atılır.

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER YAPTIK?

Bir adam... Bel Plan Dış/Gün. Bir şehir... Geniş Açı. Ve insanlar... Geniş Açı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Kahraman Kit Misafirlikte

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

KISA FİLM FİNAL SENARYO YAŞAR AKSU İLETİŞİM: (+90) (+90) (+90)

BEBEĞİNİZİN BİR SORUNU VAR

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU. NİSAN AYI 1. ve 2. HAFTASINDA NELER YAPTIK?

25. Aşağıdaki deyimlerle anlamca üçlü bir grup oluşturulduğunda hangisi dışta kalır? A) eli bol B) eli açık C) eli geniş D) eli kulağında

AYLA ÇINAROĞLU KİM DEMİŞ NİYE DEMİŞ

1. Tema. Eserde işlenen konu, düşünce, görüş. Yargı içeren bir cümledir. Mantıklı ve açıktır. Diyalogla açıklanmaz. Yazıyla gösterilmez.

MODERN BARBARLAR. Bu kısım hikayenin ortasından alınmıştır. (86 sayfalık hikayenin 52'inci sayfası)

Sınıf boşta kalmış, gürültülü bir şekilde KONUŞMAKTADIR. Gumball kağıttan uçaklar fırlatır. Darwin ŞARKI SÖYLEYEREK sıradan sıraya zıplar.

Çekim senaryosunda yer alan bilgiler:

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

SATILMAZ EĞİTİM AMAÇLI KULLANILMAK İÇİN ÇOĞALTILMIŞTIR

Kahraman Kit Misafirlikte

Geniş plan Derya ile Alp'i görürüz. Derya ile Alp yan yanadır. Derya mankenin başındaki duvağı alır ve kendi başına kor.

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Yazar : Didem Rumeysa Sezginer Söz ola kese savaşı Söz ola kestire başı Söz ola ağulu aşı Yağ ile bal ede bir söz Yunus Emre

SÜLÜK 1. SAHNE İÇ / ODA / GECE 1.ADAM 2. ADAM

Kadınların Çalışma Deneyimleri

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1.

YARIŞÇI Senaryo - Kemal ÇİPE

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

GÜZELLER GÜZELİ BAYAN COONEY

ÖN OYUN Yer, ağustos böceklerinin yuvası. Cici ve Mimi aynanın karşısında son hazırlıklarını yapmaktadır.

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

KİŞİLER SOFİ: SES: IŞIK: EFE: DENİZ:

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Başarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik.

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Doğru bildiğini her yerde haykıran, kimseye eğilip bükülmeyen birisiydi Neyzen Tevfik..

Ö.Ç BİLFEN ANAOKULU 5 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

Kızım, evde köpek. bu köpeği eve? dedi. annesi. Zaten hep beni suçlarsın! dedi Cimcime. Mıyk! diye sızlandı köpek. Hemen gidecek bu köpek!

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

EZBERLEMİYORUZ, ÖĞRENİYORUZ. Hafta Sonu Ev Çalışması DAĞINIK ÇOCUK

ISBN :

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi UĞUR BÖCEKLERİ ŞUBAT

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

Ağlat Beni Klip Senaryosu Harun KOLÇAK

6. Sınıf sıfatlar testi testi 1

Kahraman Kit ve Akıllı Can. Technical Assistance for Promoting Registered Employment. Kayıtlı İstihdamın Teşviki için Teknik Destek Projesi

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

TEST: Nasıl Daha Verimli Öğrendiğinizi Biliyor musunuz?

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı,

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali

Tek başına anlamı ve görevi olmayan ancak kendinden önce gelen sözcükle öbekleşerek anlam ve görev kazanan sözcüklerdir. Edatlar şunlardır:

meslek seçmişim kendime! Her gün dolaş dur! Masa başında çalışmaktan beter sıkıntıları var bu işin; yolculukların çilesi de işin cabası: Değiştirilen

AYLIK BÜLTEN MAYIS 2012 OKUL ÖNCESİ EĞİTİM SINIFI

Aşağıdaki ışık kaynaklarını doğal ve yapay olarak sınıflandıralım.

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye:

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

Müşteri: Üç gece için rezervasyon yaptırmak istiyorum. Tek kişilik bir oda.

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI OCAK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR. Yeni yıl (31 Aralık-1 Ocak)

Fotoğraf Rehberi: Booking Home Tesisleri

Atabek Koleji Anaokulu Kasım Ayı Aylık Takvimi

CİN ALİ İLE BERBER FİL

ELVEDA SAREJEVO. Hana: Hayatım dolaptan kremayı verir misin Samir: Hemen geliyor.

AİLE & YETİŞTİRME KONULU SORU LİSTELERİ

Einstufungstest / Seviye tespit sınavı

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) TUTANAK

İLHAM VEREN KONUŞMACILAR ALEM-İ İŞ İLE HERKES BİRBİRİNİ DAHA İYİ ANLAYACAK!

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ

Örnek alınacak en güzel insan Hz. Muhammed hayatı boyunca görüntüsüne ve hareketlerine dikkat etmiştir.

Özel 4 Mevsim Çocuk Kreş ve Gündüz Bakımevi Çocuk Gelişim Formu

1 Anne çocuğuna ne öğütlüyor?

BÜLTENİMİZDE NELER VAR?

Transkript:

Son Senarist Yazan: İbrahim DEMİRKAN BU SİNOPSİS 1999 YILINDA 10. ARIBURNU SİNEMA ÖDÜLLERİ FİLM ÖYKÜSÜ YARIŞMASI "ONAT KUTLAR" ÖZEL ÖDÜLÜ'NÜ KAZANMIŞTIR. İsimler yazdıkça siyah fon şeffaflaşır. Arabaların geçtiği cadde.. Gece.. Kamera hareketlenir. Sinemada 10 dk. ara.. Sigara içmek yasak levhası.. Seyirci sigara içmek için sinemanın önüne çıkmaktadır. Kamera caddeyi geçer bir sokağa yönelir. Sinema girişinde sigara içenler, sokakta sigara içenler..sokakta ilerleyen kamera caddeyi geçer bir sokağa yönelir. Asım sigarasını yakarak girer. Asım sinemanın önündedir. Cama yapıştırılmış olan afişe, ağzının kenarındaki sigara düşecek gibi eğilmiş,hayranlıkla bakışı sadece cama, camdaki afişin üzerine yansımış olan görüntüsüyle verilir. Asım seyirciyle beraber izdiham içerisinde filmin ikinci bölümüne kaçak girer. Asım koşarak binanın köşesinden çıkar. Arkasında köpek sürüsü. Anadolu öğrenci pansiyonuna girer. En üst kata çıkar. Tek kişilik odaların olduğu bir pansiyon. Asım ın arkadaşı Rafet, karyolasına oturmuş para saymaktadır. Ağzından tükürüğü taşarken geri çeker, dudağını diliyle iyice yalar. Asım odasından çıkar. Rafet in odasına gelir. Kapıyı açınca Rafet hemen paranın üstüne oturur. Asım Rafet ten eve bir günlüğüne gidip geleceğini parasının olmadığını söyler. Rafet yemin billah ederek, param yok der. Rafet Asım a okula gel, idare seni arıyor der. Asım : Son projemi anlatayım. Rafet : Okula gelmeyecek misin? Asım: Borç para almak için gelirim. Rafet : Kızlar seninle acayip dalga geçiyor, sakın onlara gözükme. Asım : Boş ver geçsinler.. Kendisinden apranti diye bahsedeceğimiz genç 13-14 yaşlarında bir karakterdir. Babası ilk önce apranti, sonra jokey olmasını istemektedir. Anne izin vermez. (Apranti yeni at yarışçısına verilen addır. 50 yarış kazanan jokey olur.) Babası oğlunu eski bir

jokeye götürür. Jokey at arabacıdır. Jokey; Bizi zayıflatmak için hamama götürürlerdi. Şimdi bir hap veriyorlar tamam. Sen de biraz zayıflarsan olur her hal Apranti baba ile eve döner. Kulağı kapıda anne babasının kavgalarını dinler. Anne öksürükler içerisinde bağırarak; tövbe oğlumu kumar işine sokmam. Batsın parası. Asım okul kantininde kendinden geçmiş sinemadan bahsederken, onu dinleyen arkadaşı dalga geçmektedir. Rafet in dürtmesiyle kendine gelir. Rafet:Kalk. Dekanla bi görüş. Asım kendisine gülenlerden, birisinden borç alır. Dekanın odasına gider,sekreteri göremez. Boğazını temizler içeri girer. Dekan büyük bir odada en dipte playboyu hafif sesli okumaktadır. Dekan: Kızım kimseyi içeri alma. Asım (öksürür) Hocam ben bir şey için geldim. Dekan hemen yüzündeki dergiyi indirir. Dekan: Öğrenci misin? Asım: Öğrenci idim. Dekan, Asım ın senaryo yazmaktan dolayı okula gelmediğini öğrenince şaşırır. Dekan: Senaryo mu? O zaman Coğrafyaya niye geldin. Sinema okuluna gitmeden sinemacı olacaksın, öyle mi? Asım sinema okuluna gitmedim ama sinemaya gittim. Dekan Asım a devamsızlıktan atıldığını söyler. Asım ve Rafet okul bahçesindedir. Asım: Eve şimdi ne diyeceğim. Bir sürü de borç-harç var. Sözde okulu bırakıp evin

borçlarını ödeyecektim. (Rafet e görüşürüz der, ayrılır.) Asım Şehirlerarası bir otobüse koşar. Tam bineceği sırada otobüsün kapısı yüzüne kapanır. İkinci otobüsü bekler. Arkadan koşturarak gelen köylü, çuvalıyla beraber kendinden önce biner. Otobüsün içinde Asım ayakta. köylü oturmuş, yanında çuval durmaktadır. Asım tek katlı,bahçesiz gecekonduya girer. Anne ve babası borçlarının çoğaldığını, tek ümitlerinin kendisi olduğunu, bir an önce okulunu bitirip maaşa geçmesini isterler. Anne: Okulun nası, iyi mi? Asım: İyi. Ben de şu senaryoyu İstanbul a yolladım. Anne: Allah seni. Yine mi senaryo? Oğlum ardına bakmadan Hasan Dağı na oduna gidiyon. Asım: Boş boş oturim mi ana. İyi yatıp uzanim. Anne: Ben sana sümbül ağası gibi uzan mı diyom. Boş boş oturma ama boş işlerle de uğraşma. Muavin Ankara, Ankara diye bağırmaktadır. Asım otobüse biner. Ankara. Asım pansiyona ağır ve yorgun bir şekilde girer. Ayağa tasla dökülen su. Akan köpüklü su. Asım (Görüntü dışı, sesi gelir): Ak ulan ak namussuz kurudun mu? Kamera Asım ı verir. Bozuk çeşmeyi açmaya çalışmaktadır. Başına ise zencilerin kabarık, kıvırcık saçları gibi sabun köpükleriyle yapay bir saç yapmıştır. Asım boynunda havlusu, bornozlu, odasına girer, uzanır. Yazdığı senaryolara bakar. Kendi kendine konuşur; haydi İstanbul. Ah şu senaryoyu bir satın alsalar.. Yemek hazır anonsu. Yemekhanede 10-15 kişi topluca birbirlerine yakın oturmuş, neşeyle yemek yemektedirler. Asım bunlardan en uzak köşede yalnız başına yemek yemektedir. Asım odasında karşısındakine konuşur. Kamera verince Robert de Niro fotoğrafıyla konuştuğu belli olur. Asım: İnsanların yıktığı hayallerin sayısı, hayallerin yıktığı insanlardan daha fazla.yanlış bir hayal peşinde miyim? Sinema kim, ben kim? Ama yanlış bir hayal,

beslemiyorum. Belki hayalimi yanlış besliyorum. Haydi İstanbul. Köy evi.. Apranti, 5-6 yaşlarında iki kız çocuğu, 7-8 yaşlarında iki erkek çocuğu ve ablasıyla beraber annelerinin etrafında dizilmiş ayakta beklemektedirler. Anne ağır hırıltılarla ölüme doğru gitmektedir. Hırıltısı kesilir,ölür. Apranti ana yolun kenarında rüzgarlarla dalgalanan buğdaylara bakmaktadır. Baba: Al şu adresi otel katibi bizden. Sonra hemen hipodruma git. Katibe sor. Adamı bul. Kabul edilirsen yarış. Yoksa geri gelme. Çalış. Hoparlör senarist telefon anonsu: Asım komik desenli pijamasıyla merdivenlerden hızla iner. Asım heyecanla telefonu alır, Alo (Asım ne haber len kerata) üff ben de şey zannettim (Ney?) Boş ver (Borcunu ödesene) ödicem. Rafetle yollarım. Asım senaryo yazmaktadır. Rafet:Senaryo mu? Asım: Hıı. Rafet: Konu ne? Asım: Mutlu bir senaristin hayatı. Rafet: Artık şu işte bir şeyler yap. Seni tanıdığım günden beri yazıyorsun. Millet seninle dalga geçiyor. Telefon anonsu duyulur. Senarist telefon Rafet: Bak duydun mu? Asım: Herhalde yine O çocuk.borcunu istiyor. (hızla gider.) Rafet arkasından bağırır; bende para yok ha. Asım iner, telefonu alır. Telefon İstanbul dandır. Hüdaverdi adında bir yapımcı senaryosunu satın almak istediklerini söyler. Asımla İstanbul da görüşmek üzere anlaşırlar. Telefona bakan danışman; hadi gene iyisin. Karılar, kızlar. Asım: Aklınız fikriniz şeyinizde. Sinema kültürdür, ciddi bir iştir. Asım Rafet e görüşmeyi anlatır. Rafet istersen borç para veriririm. Asım borç alır.

İstanbul a trenle gitmektedir. Çaprazında oturan ihtiyar şiddetle öksürmektedir. Kalkmaya çalışır, kalkamaz. Asım hemen yanına gider kaldırır. İhtiyarı lavaboya götürüp, getirir, oturur. Asım: Yolculuk nereye. İhtiyar (iç çekerek): Nereye olacak,mezara. Asım: Allah uzun ömürler versin amca, olur mu öyle şey. İhtiyar: Olur tabi. Ankara dan geliyorum. Yine işimi yapamadım. Asım: Ne işi amca? Hastane filan mı? İhtiyar: Emeklilik işi. Para pul yok. Buradaki gibi hastalanınca kimsenin baktığı da yok. SSK ya gidip emekli olim dedim sigorta vardı biraz. Yok dediler olmaz. Açlıktan mı ölim dedim, öl dediler. Asım: ne iş yapardın amca. İhtiyar: Sinema oyuncusuydum oğlum. Ben Şevket Parman. Asım (Şaşkın): Ha..vet (Elini uzatarak parmağıyla işaret eder) Siz..siz O sunuz. Donmuş bir şekilde yerine gider oturur. Asım İstanbul da aşırı kalabalık ve yoğun trafikle boğuşur. Asım elinde adres yazılı kağıdı, Yeşilçam yıldızlarının resimleriyle süslü cam tezgaha bakan simitçiye sorar;yeşilçam a nasıl gidebilirim? Simitçi: Çok çalışarak. Asım Hüdaverdi nin bürosunu bulur, tanışırlar. Hüdaverdi Asım ı ücretsiz kalabileceği bir otele yollar. Kıyıda kalmış izbe bir otel. Asım otelde yarı karanlık merdivenleri çıkarken kahkaha sesleri duyar. Koridorda ilerler, odasını bulur girer. Odada sandalye, yatak, duvara yaslanmış masa, komidin gibi eşyalar. Odaya girer,kapıyı kapatır. Kapıda durup odaya bakar. Dışarıdan sirenler, trafik vb. uğuldayarak gelen şehir sesleri. Çantasını yatağın kenarına bırakır. Yarı karanlık ortamda pencereden sızan ışıklarda uçuşan tozlar. Asım çekingen ve ürkek bir şekilde yazı masasına gider. Anahtarı bırakır, bir adım pencereye doğru atar. Geri anahtarına bakar. Dönüp masadan alır ve cebine koyar. Asım ın kaldığı otel odasının hemen yanındaki odada dört hırsız kalmaktadır. Başları Lütfüdür. Kendi aralarında araba çalmak, kap-kaççılıkla hayatın devam etmeyeceğini, daha büyük bir vurgun yapmaları gerektiğini konuşurlar. Koridorda ses duyarlar. Aprantiyi görürler.

Iskata: Apranti! Şu bizim altılıya bir göz atsana. Gel, gel. Aprantiyi odalarına alırlar. Apranti; Valla abi ben anlamam ki. Azad altılı ganyan kağıdını gösterir! Şu ikiliye bi şeyler at hiç olmazsa! Kağıdı ve at yarışları bültenini Aprantiye verir. Apranti terler. Apranti: ben benim Azad: Hee noldu yav. Apranti: Benim okuma yazmam yok. Azad: Ha s.. Yapma be. Apranti: Apranti olamazsam memlekete dönecem. Okuması olmayana kimse iş vermez demi. Azad (Yandın sen anlamında başını sallayarak): Vermez. Lütfü Asımla tanışır. Komşu diyerek hitap eder. Lütfi, Azad, Sahir, Apranti ve Istaka yı Asım la tanıştırır. Asım: Ne iş yaparsınız. Lütfi: İşçilik şu arkadaş jokey olacak. Otel odalarında vakit geçmez. Muhabbete gel. Asım: Sonra işim var. Lütfi: Oldu komşu. Sen niye geldiydin Asım: Bi iş için. Hüdaverdi bürosunda Asım a senaryosunun parasını verir, imza attırır. Asım ı Yağmur suyu ajansa, asıl patrona götürür. Sekreter kendilerini uzun süre bekletir. Asım ben sinema için senaryo yazabilirim deyince Hüdaverdi sinemada sen bir şey getirirsin, seyirci bir şey. İkisini uydurmak çok zordur. Haftada 10 diziden 5 kanala 50 dizi çekiyor. Para çok bu işte der. Sekreter içeri alır. Orhan adlı yapımcı kendilerini çok iyi karşılar O Kasımcığım(asımcığım diyeceğine..), hoş geldin der. Senaryosunu dizi yapacaklarını

söyleyince Asım karşı çıkar. Orhan, Hüdaverdi nin söylediklerinin aynısını söyler. Sinemada sen bir şey getirirsin, seyirci bir şey. İkisini uyuşturmak çok zordur. Demi Hüdaverdi ağabeycim. Hüdaverdi, Orhan aynı şeyleri tekrar ettiği için Asımdan utanır. Orhan yeni dizi senaryosu için avans önerir. Asım kabul etmez, otele döner. Lütfi Asımın odasına gelir. Senarist olduğunu öğrenince çok şaşırır. Lütfi arkadaşlarına seslenir. Azad, Sahir gelin lan. Senaristimizi görüyonuz mu? Azad: Katip bana söylediydi. Abi iyi karı yiyonuzdur ha? Lütfi: sana mı söyledi? (Azad kafasıyla tasdik ederken Asımın cevabını beklemektedir.) Asım: Sinema ciddi bir iştir. Kültürdür. Istaka; Yok mu senin manita? Filmlerde oynayanlardan filan. Asım: Yok (niye dercesine bakışlar). Benim kadınlarla pek aram yok Çünkü Bilmiyorum. Heralde yazıyor olmamdan. Yazmak yalnızlıktır. Yalnız olmasaydım yazmaz anlatırdım. Istaka; Bu filmciler nerelerinden uyduruyorlar bunca şeyi hayret ederim. Nerden gelir akıllarına gerçek olmayan şeyler. Asım: Aslında hakikati olmayan şeyler yaşamamızda, şu dünyada o kadar çok ki. Odayı bir sessizlik kaplar. Asım sattığı senaryonun çekimini izlemeye gider. Eski bir sinema salonu TV çekimleri için stüdyolara çevrilmiştir. Yatak sahnesi çekilmektedir. Erkek Jön sevişmeyi uzatınca yönetmen müdahale eder. Çalınmış Hayatlar adlı senaryosu Çalınmış Bekaretler e çevrilmiştir. Asım senaryoda böyle sahneler yoktu der. Kavga eder, dışarı atılırken kadın oyuncuya bağırır, bu nasıl oyunculuk. Kadın: Aa şebeğe bak, sana ne lan? Benim sanatım sana mı kaldı. Salak şey. Asım otele döner, üzgündür. Lütfü ye dert yanar. Ailesinin kendisinden para beklediğini söyler. İş bulmasını ister. Lütfü imkansız der. Asım eve telefon eder. Annesi telefonda icralık olacaklarını, yolladığı paranın az olduğunu, daha para gerektiğini söyler. Apranti haralardan atlara bakmaktadır. Lüks arabalarıyla gelip giden zengin at sahiplerine bakar.

Seyis: Yarış atlarının kaderi. Yarışmayı bırakınca kas erimesinden ölürler. Sen de zayıflamaya bak. Lütfi odasında üç arkadaşıyla banka soymaya karar verir. Asıma gerçek niyetlerini belli etmeden soyacakları bankanın tarifini yaparak, böyle bir bankayı soyma sahnesi nasıl olabilir, derler. Asım Yarın yazdıklarımı alın, okuyun der. Asım soygunun polis kıyafetiyle, bankanın kapanışına 5 dk. kala yapılmasını yazar. Asım gece yatağında düşünür. Dizi senaryosu yazmaya karar verir. Apranti Asımın odasına gelir. Karşılıklı konuşurlar. Apranti: Abi sen filimci misin? Asım: Hıı. Apranti: Abi bu kamaracılar nasıl oluyo. Asım: Nasıl nasıl oluyo? Apranti: Ben abi şeyden sordum. İş var mı sizde. As (Gülümser): Niye sordun. Apranti: Yarış var. Kazanamazsam napacam. Asım: Sen kazanmaya bak. Apranti: Sen bu işe nasıl girdin abi. Asım: Senaryo benimki yazmak istedim yazıyorum. (Apranti anlamsızca bakar) sonsuzluk duygusu bu işe beni iten bi adam var o da öyle der. Dünyada bir iz bırakma arzusu. Seyircide hayal ettiklerini perdede gerçekleştiğini gördüğü için memnun olur. Film izler. Apranti: Benim annem de öldü. O olsaydı gelmezdim. Asım: Sen istemiyor musun. Apranti: Pek istemiyordum. Annem olsa istemezdi. Asım Hüdaverdinin bürosunda dizi için avansı alır. Dizisi çekilecek çocuk şarkıcının evine giderler. Asım çocuğun ve menajerinin isteklerini sabırla dinler. Dışarı çıkarlar. Asım: Kim bu Orhan Allah aşkına siz niçin film çekmiyorsunuz.

Hüdaverdi: Orhan benim elemanımdı getir-götüre bakardı. TV ler çıkınca dizi içine girdi. Ben de senin gibi sinemacayım dedim kaybettim. Şarkıcılarla malı götürdü. Asım Otele döner. Lütfüyü silahını temizlerken görür. Silahı ister. Lütfü vermek istemez. Asım meraktan isteğini söyler. Lütfü verir. Apranti pistte gayr-i resmi bir yarışta kaybeder. At sahibi: Aprantiliğe 11 yaşında başlıyorlar. Senin zaten yaşın geçmiş. Atla da uyumun yok. Seyis benim yapacak bir şeyim yok. der. Apranti otele döner. TV de at yarışlarını izleyen katib tüyo var mı? der. Aprantinin beyninde koşu sesleri yankılanır. yok der. Lütfi ve arkadaşları polis elbiseleri yaptırır, kalın kaşlar, siyah gözlükler, sarı peruklar satın alırlar. Lütfi ve arkadaşları tam birer polis olmuşlardır aynı anda yan odada Asım saçı başı dağılmış senaryo yazmaya çalışır. Yazamaz. Terli ve sıkıntılıdır. Lütfü den aldığı silahı ağzına sokar. Terastan bir ağlama sesi gelir. Lütfi ve arkadaşları sese dikkat kesilir. Lütfi: ne oluyo lan. Kumpas mı? Istaka: Yok. İntihar. Hepsi Istaka ya şaşkınlık ve korkuyla bakar. Asım elinde silah Teresa çıkar. Apranti intihar edecektir. Asım iknaya çalışır, sebebini sorar. Apranti ağlayarak cevap verir: Başaramadım beceremedim (etrafına şöyle bir bakar) tutunamadım da ondan. Asım: İnsan hiç başaramadığı için intihar eder mi? Apranti: Benim yerimde sen olsaydın (birden Asımın elindeki silahı fark eder) nesin sen? Elindeki silah ne? Lütfi ve arkadaşları polis kıyafetiyle, peruklu ve gözlüklü olarak gelirler. Asım, Lütfügili bu halde tanımaz. Asım: Polis bey lütfen siz durun. Aprantiye döner. Yavaş yavaş yanına gider. Bak silahla intihar et. Daha temiz. Apranti: Yaklaşma.

Asım: Eğer atlayınca ölmezsen, sakat kalırsın. Sonra başına adam koyarlar. Bi daha intihar etmesin diye. Apranti: Dur! Dur dedim sana, Apranti aşağı bakar, kamera onun gözünden aşağıyı bir an verir. Birden Asım aprantiyi tutar. Apranti: Bırak! der ve Asımla beraber yere yıkılır. Lütfü ve arkadaşları aprantiyi alıp götürür. Asım yerden kalkar. Üstündeki tozu silkeler, tozdan dolayı öksürür. Silahı alır. Görüntü açılır açılmaz Asımın diyalogu verilir; Polisler geldi, hemen aldı götürdüler çocuğu Lütfi bilmezlikten gelerek, öyle mi? Apranti çantasını almış trene gitmektedir. Dönüp şehre bakmaktadır. Şehrin sıkıcı ve gürültülü manzaraları hızlanarak çoğalır. Ses yükselir hızla akan görüntüler iyice hızlanır. Birden sessizlik. Ağır çekim. Baks açılır. Fırlayan yarış atları, yandan, göğüslerinden toynaklarına kadar alınır. Atların toynakları yere vurduğu an ses verilir, görüntü normalleşir. Ağır çekim ve normal çekimle Padokta yarışan atlar verilir. Lütfü ve arkadaşları araba çalarlar, plakasını söküp yeni bir plaka takarlar. Asım senaryo yazar, Hüdaverdiye verir. Orhan önünde Asımın senaryosu telefon eder. Bunu yazan dahi olabilir ancak Gece-dolunay ve otel kamera koridor ve merdivenlerden acılı bir arya eşliğinde dolaşarak çıkar. Asımın odasına girer. Yavaşlar. Asımın yanına gider, yüzünü verir. Asım ağzı açık horlamaktadır. Kamera bu anı 3 sn. verir. Bu anda Asım yutkunur. Ağzını şapırdatır ve horlamaya devam eder. Bunun üzerine kamera geldiği yerden hızla çekilerek neşeli bir klasik müzik eşliğinde geri gider. Lütfi ve arkadaşları bankayı Asımın senaryosuna göre soyarlar. Asım Hüdaverdiye elveda elveda ben dönüyorum der. Orhan ın bürosuna gider. Yine uzun bir süre bekler. Sinirli bir adam gelir (sekretere): Bob bob içerde mi? Sekreter (Asımı gösterir): Arkadaş var. (Asım ve arkadaş bakışırlar.) (Adama) sen de mi oltaya takılanlardansın. Asım kalkar (sekretere): Ben kapının önündeyim. Asım etrafına bakınırken adam gelir. Adam benden mi kaçtın der.

Asım. Yoo. Canım sıkıldı. Çok beklettiler. Adam: Senarist misin Asım : Evet. Siz. Asım: Ben de. Asım: Filminiz var mı? Asım: Var. Asım, ney? Adam: Gündüz Sesleri, Ses ve Öfke. Asım: Siz. Vasıf bey. Kült filmlerin senaristi. Adam: Öyle derler. Asım: Sizin gibi kaliteli insan. Bunlarla işiniz ne? Bu adamlar (Kafasıyla Orhan ın bürosunu işaret eder) Adam: Bi işim yok. Orhan benim kahvenin ortağı. Palazlanınca gelmez oldu. Ya gel ya ayrıl diyecem. Git gel. Sırf parasını yememek için. Eh işte. Suskunluk. Asım: Size bir şey soracam. Adam: Sor. Asım: Bir insan niye senaryo yazar? Adam: Bilmem. Beni soruyorsan benimki değişiklik. Ben daha çok sanatta kendini değil kendinde sanatı sevenlerdenim. Asım: Doğru. Aslında sanat biraz egoizmden geçiyor. Adam: Hayaller tabii gerçek olmazsa hayal de olmaz. Seni anlıyorum bırakamazsın bunu. Ne kadar küçüksen o kadar büyük hayalperestsin. Yani bizler. Asım: Doğru ama bir de şu var. Belki derinleşmek yok olmayı da getiriyor. Bizi en çok

sinemaya bağlayan şeyler dünyaya da öyle, bizi ondan en çok uzaklaştıracak olanlardır aslında. Lütfi ve arkadaşları soygun sonrası, arabayı otele yakın bir yerde bırakıp yaya kaçarlar. Polis arabayı bulur, telsizle merkeze habere verir. Lütfi ve arkadaşları oteldedir. Çantaları parayı almaz. Lütfi hemen Asım ın odasına gider kulağını kapıya dayar, tıklatır: Aloo. Asım beey (ses gelmez bir daha tıklatır) Asımcım (ses gelmez) kapıyı çengelli iğne ile açar, içeri girer. Asım ın bavuluyla çıkar. Paralar bavula doldurulur, üstüne Asım ın çamaşırlarını koyarlar. İki polis otele gelir. Tanıdıkları belli olan Lütfiyi sorarlar. Katip: Yukarıdadır. Asım otele doğru yürüyerek gelmektedir. Polisler Lütfigilin kapısını çalarak, çabuk açın, arama derler. Lütfi bavulu koyacak yer bulamayınca camdan dışarı atar. Hepsi yere yattıklarında polis kapıyı kırarak içeri girer. Tatlı bir müzik eşliğinde havada yavaşlatılmış çekimde döne döne inen bavul Asım ın kafasına düşer. Asım kalkar, eliyle başını tutar; Ahh. Böyle de olmaz ki, anlaşamadık diye Bavulun kapağı gevşemiş, bir iki çamaşır taşmıştır. Bavulu açmadan çamaşırları eliyle içine iter ve bavulu kilitler. Öfkeyle ve hırsla içeri gireceği otel kapısında durur. Vazgeçer, geri döner. Polis kıpırdamayın derken Lütfi eliyle dışarı göstermek isteyince kurşun ve bağrışma sesleri ayyuka çıkar. Oda dışarıdan verilir. Kamera içeriyi verince Lütfü ve arkadaşları öldürülmüştür. Polis Lütfünün silahını eline verir duvarlara ateş ettirir. Arkadaşına bakar, göz kırparak nefs-i müdafaa eder. Kamera kendi etrafında odada hızla döner. Bu görüntüden uzaklaşınca tren camından belli belirsiz geçen evlerin şekli gözükür. Asım trende efkarlıdır. Alacakaranlık bir hava. Henüz güneş doğmamıştır. Asım eve girer. Annesi sevinçle karşılar. Asım odada üstümü bir değiştireyim der. Odaya girer oturur. Tavana bakar. Birden gözleri yaşarır. Çekmeceyi karıştırır. Makas çıkartır. Boğazına dayar. Bavuluna bakar. Başını sallar. Bavulu bir şey almak için açar. Gözyaşı durur. Paraları görür, avuçlar, şaşkın ve donmuş bir şekilde yan odaya geçer. Kamera sırayla tam boy, belden, omuzdan ve diyalogun doruk noktasında yakın plan yüz çekimi yapar. Açı, ters açı dizisi.

Anne: Vıyh! Onlar ne oğlum. Asım: Para. Anne: Amaa. Nerden kazandın. Asım: (Durur. Yeni doğan güneşin ışıkları yüzüne vurur. Annesine bakar. Tek kelime söyler) Senaryodan. İbrahim DEMİRKAN