SURİYE SORUNU VE TÜRK DIŞ POLİTİKASINA TOPLUMSAL BAKIŞ * Salih AKYÜREK ** Cengiz YILMAZ *** Türkiye-Suriye ilişkileri Cumhuriyet döneminde ve özellikle son 30 yılda iniş çıkışları ve gerginlikleri çok olan bir seyir izlemektedir. Suriye nin uzun yıllar PKK terör örgütüne ev sahipliği yapmış olması, sonrasında yaşanan geçici bahar dönemi ve son üç yıldır bu ülkede yaşanan çatışmalar ve Türkiye ye sığınan yüzbinlerce insan Suriye yi Türk dış politikasında önemli bir yere oturtmuştur. Yaşanan şiddet olayları ve katliamlar nedeniyle gösterilen tepki nedeniyle diplomatik ilişkilerin kesilmiş olması, Türkiye yi Suriye sorununda doğrudan taraf haline getirmiş ve denklemin dışında bırakmıştır. Türkiye, Suriye halkı ile bağları ve yaşanan yoğun göç nedeniyle, şiddet olaylarından ve sorunun genel seyrinden en çok etkilenen ülkelerden birisi durumundadır. 2012 yılında Suriye sorunu ve genelde bölgeye dönük Türk dış politikası konusundaki toplumsal algıları ortaya koymayı amaçlayan bir anket çalışması BİLGESAM tarafından yapılmış ve bulgular rapor olarak yayınlanmıştır. Bu bölümde Suriye Sorunu ve Türk Dış Politikasına Toplumsal Bakış adlı BİLGESAM raporunun bugüne de ışık tutan temel bulgularının paylaşılması amaçlanmıştır. Çalışma Metodolojisi ve Örneklem Suriye sorununun ana başlıkları ve bölgeye dönük Türk dış politikası ve bu konudaki temel tartışma alanları tespit edilerek hazırlanan 23 soruluk anket formu, internet üzerinden anket uygulaması yapan bir firma tarafından 33 bin kişiye e-posta yoluyla link gönderilmek suretiyle Temmuz 2012 ayı içinde uygulanmış ve katılımın 1547 kişiye ulaşması ile anket sonlandırılmıştır. * Bu makale BİLGESAM tarafından Temmuz 2012 yılında aynı başlıkla yayımlanan anket raporunun gözden geçirilmiş şeklidir., http://www.bilgesam.org/images/dokumanlar/0-127- 2014031828rapor50.pdf ** Dr., BİLGESAM Sosyo-Kültürel Araştırmalar Uzmanı *** Prof. Dr., Orta Doğu Teknik Üniversitesi. 257
Orta Doğu da Değişim ve Türkiye 1547 kişilik örneklem içinden Türkiye profilinin özelliklerini daha iyi yansıtmak üzere siyasi parti oy verme davranışları temelinde tabakalı rassal elimininasyon yöntemiyle 1033 kişilik bir örneklem seçilerek analizler yapılmış, grafik ve tablolar bu veri üzerinden oluşturulmuştur. Görüş ve algılardaki ana kırılmanın özellikle siyasi eğilimler temelinde olması nedeniyle, Türkiye profilinin oluşturulmasında öncelikle çalışmaya katılanların oy verdiği siyasi parti ve 2011 genel seçimlerindeki oy dağılımı dikkate alınmıştır. Bu uygulamaya rağmen 1033 kişilik örneklemin interneti daha aktif kullanan ve sosyal sorumluluğu daha yüksek bir kitlenin görüşlerini daha fazla ortaya koyduğu ifade edilebilir. Anket formlarından elde edilen veriler SPSS istatistik programı marifetiyle değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Analiz ve raporlamada cevapların frekans dağılımları yanında, öğrenim durumu, etnisite, mezhep, oy verilen siyasi parti ve ikamet edilen bölge temelindeki farklılaşmalar da çalışmaya yansıtılmıştır. Analizlerde, bulguların istatistiki okuması ve kısa yorumları ile yetinilmiş ve analizlere ait istatistiki anlamlılık değerleri verilmemiştir. Türkiye nin Suriye sınırında yer alan illerde ve Suriye nin kuzeyinde önemli sayıda bir Kürt nüfusun yaşıyor olması nedenleriyle analizlerde Kürtlerin farklılaşan görüşleri ayrıca incelenmiştir. Suriye halkının ağırlıklı olarak Sünni ve Esad yönetiminin Nusayri ağırlıklı olması nedeniyle Türkiye deki Alevi ve Sünnilerin olaylara bakışındaki farklılaşma analizlere yansıtılmıştır. Görüş ve algıların Suriye ye komşu illerde ikamet edilen bölge temelinde diğer illerden farklılaşabileceği değerlendirilerek; sınırda veya ikinci kuşak bölgede yer alan Adıyaman, Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis, Batman, Hatay, Mardin, Şırnak, Siirt, Hakkari, Diyarbakır illeri ayrı bir grup yapılarak diğer illerle kıyaslamaya tabi tutulmuştur. Çalışmaya ait ayrıntılı rapor Temmuz 2012 ayında Suriye Sorunu ve Türk Dış Politikasına Toplumsal Bakış adıyla BİLGESAM raporu olarak yayınlanmıştır. 258
Hükümetin Suriye Politikasına Bakış Bulgulara göre, Türkiye nin Suriye politikasını doğru bulanların oranı %45 düzeyindedir. Suriye politikalarına bakış demografik profile göre farklılık göstermektedir. Bu farklılaşma şu şekilde özetlenebilir: Kürtlerin Hükümetin Suriye politikasına bakışı (%48,8) Türklere göre (%44,9) daha olumludur. Suriye ye sınır ve yakın illerde ikamet edenlerin Suriye politikasına bakışı (%46,2) ile diğer illerde ikamet edenlerin bakışı (%44,9) benzerdir. Sünnilerin Hükümetin Suriye politikasına bakışı (%49,4) Alevilere göre (%14,5) çok daha olumludur. Lise mezunları diğer öğrenim düzeylerine göre Suriye politikasını %55,1 ile daha olumlu algılamaktadır. Suriye politikalarına en olumlu bakış %70 ile AKP seçmeninde iken en olumsuz bakış %7,7 ile BDP seçmeni arasındadır. CHP seçmeninin bakışı %14,4 ile ve MHP seçmeninin bakışı %22,1 ile yine oldukça olumsuzdur. 259
Orta Doğu da Değişim ve Türkiye Örneklemin sadece 40,9 u Türkiye nin Suriye deki muhalif gruplara destek olması gerektiği görüşündedir. Suriye deki muhalif gruplara destek konusundaki görüşler demografik profile göre farklılık göstermektedir: Türkiye nin Suriye deki muhalif gruplara destek olması görüşü Kürtler arasında (%53,7) Türklere göre (%40,5) daha fazla destek bulmaktadır. Suriye ye sınır ve yakın illerde ikamet edenlerin muhalif gruplara desteğe bakışı (40,4) diğer illerde ikamet edenlerle (%40,9) aynı düzeydedir. Sünniler muhalif gruplara desteğe (%44,3) Alevilere göre (%17,7) çok daha olumlu bakmaktadır. Muhalif gruplara destek konusundaki görüşler öğrenim durumuna göre anlamlı farklılaşmamaktadır. Suriye deki muhalif gruplara destek olunması görüşü %60,2 ile AKP seçmeni arasında en yüksek desteği bulurken CHP-BDP ve MHP seçmeni arasında %17-31 aralığında çok daha düşük bir destek bulmaktadır. 260
Türk Uçağının Düşürülmesi Türk uçağının düşürülmesi olayına tepki olarak Türkiye nin tavrı sorgulandığında; örneklemin %46,4 ü Türkiye nin sergilediği mevcut tavrı doğru bulurken, toplamda %38,7 lik bir kesim farklı şekillerdeki askeri müdahaleyi savunmuştur. Bu konuda fikri olmayan %14,9 luk kesim dikkate alınmadığında çoğunluğun (yaklaşık %53) Türkiye nin mevcut tavrını desteklediği görülmektedir. Bu noktada bir askeri müdahale seçeneğini destekleyenlerin oranının da %45 ile hiç de küçümsenmeyecek düzeyde olduğunun vurgulanması gerekmektedir. Genel olarak bakıldığında tüm farklı gruplarda, Suriye ye karşı bir askeri müdahale seçeneği içinde; Türkiye nin Suriye ye savaş ilan etmesi %1-8 aralığında bir destek bulurken, Türkiye nin Suriye nin hava savunma sistemlerini vurması ve Türkiye nin NATO desteğini de alarak askeri müdahalede bulunması görüşlerinden her biri genel olarak %15-26 aralığında destek görmüştür. Bu konudaki görüşler de örneklemin demografik profiline göre farklılık göstermektedir: 261
Orta Doğu da Değişim ve Türkiye Uçak düşürülmesi olayında Türkiye nin mevcut tavrını destekleme oranı Türkler ve Kürtler arasında %46 ile aynı düzeyde olmakla birlikte, Türklerin %39,2 ile bir askeri müdahaleye Kürtlere göre (%29,3) daha sıcak baktığı söylenebilir. Suriye ye sınır ve yakın illerde ikamet edenler, Türkiye nin mevcut tavrını %53,8 ile diğer illerde ikamet edenlere göre (%46) daha doğru bulmaktadır. Sünniler Türkiye nin mevcut tavrını %49 ile Alevilere göre (%24,2) daha olumlu bulmaktadır. Uçak düşürülmesi olayında Türkiye nin mevcut tavrı %58 ile AKP seçmeni arasında en yüksek desteği bulurken CHP-BDP ve MHP seçmeni arasında bu destek %33-38 aralığındadır. CHP ve MHP seçmeni arasında; askeri müdahale seçeneğinin -fikri olmayanlar dikkate alınmadığında- %60 lar düzeyinde ve çok daha fazla destek bulduğu ve bu iki partinin bu noktada benzeştiği görülmektedir. Türk uçağının düşürülmesi olayının Türkiye nin uluslararası imajına etkisi sorgulandığında; her üç kişiden ikisi (%65,1) bu olayın Türkiye nin imajını olumsuz etkilediğine inanmaktadır. 262
Bu konudaki görüşler örneklemin demografik profiline göre çok fazla bir farklılık göstermemektedir. Türk uçağının düşürülmesi olayı Türkiye nin uluslararası imajını olumsuz etkilemiştir görüşü en yüksek oranda desteği %70-73 düzeyi ile CHP ve MHP seçmeninden almıştır. AKP ye Suriye politikalarında en yüksek desteği veren seçmeni bile %60 oranında bu olayın Türkiye nin imajını olumsuz etkilediğini düşünmektedir. Şiddet Olayları ve Suriye ye Müdahale Suriye deki şiddet olaylarına karşı Türkiye nin tavrı sorgulandığında; %43,4 ile en büyük kitlenin sorunun görüşmeler yoluyla çözülmesi, örneklemin %32,7 si bu konunun Suriye nin iç sorunu olduğu ve Türkiye yi ilgilendirmediği görüşünü ve 21,8 lik bir kesim ise uluslararası askeri müdahale görüşünü desteklemiştir. Bu konudaki görüşler de örneklemin demografik profiline göre farklılık göstermektedir: Genelde %32,7 lik bir destek bulan Suriye deki şiddet olaylarının ülkenin iç sorunu olduğu ve Türkiye yi ilgilendirmediği görüşü en büyük desteği %51,6 ile Alevilerden, %49,6 ile CHP seçmeninden ve %45 ile MHP seçmeninden almaktadır. En az destek ise %17,1 ile Kürtlerden gelmektedir. 263
Orta Doğu da Değişim ve Türkiye Türkiye nin sorunun görüşmeler yoluyla çözümünü desteklemesi görüşü ise en büyük desteği %61,5 ile BDP seçmeninden ve %56,1 ile Kürtlerden bulmaktadır. Türkiye nin Suriye ye uluslararası bir askeri müdahaleyi desteklemesi görüşü ise en büyük desteği %31 ile AKP seçmeninden alırken bu konudaki en düşük destek %7,7 ile BDP seçmeni arasındadır. Suriye ye karşı bir askeri müdahalede Türkiye nin rolü sorgulandığında; insanların %36,8 lik bir kesimi Türkiye nin hiçbir askeri operasyona katılmaması ve bu operasyonları desteklememesi görüşünü savunurken, %38 lik bir kesim Türkiye nin BM veya NATO şemsiyesi altında düzenlenecek operasyonlara sadece destek vermesi görüşünü desteklemektedir. Bu durum, insanların yaklaşık %75 lik bir kesiminin Türkiye nin Suriye ye karşı bir askeri müdahalenin içinde fiili olarak yer almaması düşüncesinde olduğunu göstermektedir. Türkiye nin Suriye ye tek başına bir askeri müdahalede bulunması görüşü ise ancak %3,3 gibi çok düşük bir düzeyde destek bulmaktadır. 264
Bu konudaki görüşler örneklemin demografik profiline göre farklılık göstermektedir: Türkiye nin hiçbir askeri operasyona katılmaması ve bu operasyonları desteklememesi görüşü en büyük desteği %76,9 ile BDP seçmeninden, %61,3 ile Alevilerden ve %50,7 ile CHP seçmeninden görmektedir. Türkiye nin Suriye ye karşı bir askeri müdahalenin içinde fiili olarak yer alması görüşü ise en büyük desteği %28,8 ile AKP seçmeninden bulurken en düşük desteği %7,7 ile BDP seçmeninden bulmaktadır. Suriye deki mevcut çatışma ortamının en çok hangi ülkenin işine yaradığı sorgulandığında: %38,3 ile ABD, %38,1 ile İsrail ve %14,1 ile Rusya bu çatıma ortamından en çok yararlanan ilk üç ülke olarak öne çıkmaktadır. Bu üç ülkeyi işaret edenlerin toplam oranı yaklaşık %90 dır. Bu konudaki görüşlerin demografik profile göre farklılaşması incelendiğinde: mevcut çatışma ortamının en çok hangi ülkenin işine yaradığı sorusunda, 265
Orta Doğu da Değişim ve Türkiye CHP, BDP ve MHP seçmeni %50-60 aralığında öncelikle ABD yi işaret ederken, AKP seçmeni %45,9 ile öncelikle İsrail i işaret etmektedir. Suriye ye yönelik bir askeri müdahalenin en çok hangi ülkenin çıkarına hizmet edeceği, aynı soru içinde dört şıklı olarak ve birden fazla cevap işaretlenebilecek şekilde sorgulanmıştır. Bulgulara göre; insanların %72 si bu soruya cevap olarak batılı emperyal güçleri işaret etmektedir. Bir uluslararası askeri müdahalenin Suriye halkının menfaatlerine hizmet edeceğine inananlar %27,5 te kalırken aynı soruda Orta Doğu barışı ve Türkiye nin menfaatleri son iki sırada gelmektedir. Bu konudaki görüşlerin demografik profile göre farklılaşması incelendiğinde: müdahalenin batılı emperyal devletlerin menfaatlerine hizmet edeceği görüşü en yüksek desteği %80-88 aralığında Alevilerden ve sırasıyla CHP, BDP ve MHP seçmeninden almaktadır. Aynı görüş AKP seçmeninden ise %63,2 oranında destek bulmaktadır. 266
Suriye nin Parçalanması ve Muhtemel Sonuçları Esed yönetiminin/rejiminin düşmesinin muhtemel sonuçları bu bölümde üç soru ile ölçülmüştür. Esed ın düşmesi durumunda Suriye nin parçalanacağına inananların oranı %44,6 dır. Bu konudaki görüşlerin demografik profile göre farklılaşması incelendiğinde: Esed ın düşmesi durumunda Suriye nin parçalanacağına inananlar BDP seçmeni içinde %69,2 gibi yüksek bir orana çıkarken aynı oran CHP ve MHP seçmeni içinde %56 dır. Aynı oran AKP seçmeni içinde %34,4 ile tüm alt gruplar içinde en alt düzeydedir. 267
Orta Doğu da Değişim ve Türkiye Suriye nin parçalanması durumunda kuzeyinde bir Kürt devletinin kurulacağına inananların oranı %58,1 dir. Bu konudaki görüşlerin demografik profile göre farklılaşması incelendiğinde; Suriye nin parçalanması durumunda kuzeyinde bir Kürt devletinin kurulacağına inananların oranı: Kürtler arasında Türklere göre daha yüksektir (%61 ve %57,4). Alevilerde Sünnilere göre çok daha yüksektir (%75,8-%55,3). Suriye ye sınır illerde yaşayanlarda diğer illere göre daha yüksektir (%65,4-%57,7). BDP seçmeni içinde %92,3 ile en yüksek düzeyde iken, bu oran CHP seçmeni içinde %73,6, MHP seçmeni içinde ise %65,7 dir. En düşük oran ise %46,8 ile AKP seçmenindedir. 268
Suriye de kurulacak bir Kürt devletinin Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile birleşeceğine inananların oranı %61,8 dir. Bu konudaki görüşlerin demografik profile göre farklılaşması incelendiğinde; Suriye de kurulacak bir Kürt devletinin Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile birleşeceğine inananların oranı: Kürtler ve Türklerde %61 ile aynı düzeydedir. Alevilerde Sünnilere göre çok daha yüksektir (%66,1 ve %60,4). Suriye ye sınır illerde yaşayanlar ile diğer illerdeyaşayanlarda aynı düzeydedir (%61,9 ve %59,6). BDP seçmeni içinde %76,9 ile en yüksek düzeyde iken, bu oran CHP seçmeni içinde %72,1 ve MHP seçmeni içinde ise %68,6 dır. En düşük oran ise %53,7 ile AKP seçmenindedir. 269
Orta Doğu da Değişim ve Türkiye Orta Doğu da Barış ve İran ın Nükleer Teknolojisi Bu bölümde Orta Doğu barışı ve İran ın nükleer teknolojisi üç farklı soru ile ölçülmüştür. Orta Doğu da barışı en çok tehdit eden ülke sorgulandığında: %66,3 ile İsrail ve %19,6 ile ABD en çok öne çıkan iki ülke konumundadır. İran ı barış için tehdit olarak görenlerin oranı ise %3,5 te kalmaktadır. Bu konudaki görüşlerin demografik profile göre farklılaşması incelendiğinde: Orta Doğu barışı için İsrail i öncelikli tehdit olarak görenlerin oranı %78,4 ile AKP seçmeni ve %69,7 ile Sünni inanca sahip kişiler arasında en yüksek düzeydedir. Bu konudaki en düşük oran ise %30,8 ile BDP seçmeni arasındadır. Orta Doğu barışı için ABD yi tehdit olarak görenler en yüksek oranda %38,5 ile BDP seçmeni, %34,8 ile CHP seçmeni ve %35,5 ile Aleviler arasındadır. İlginç bir bulgu ise, BDP seçmeninin Orta Doğu barışı için %15,4 oranında Türkiye yi tehdit olarak görmesidir. 270
İran ın nükleer teknolojisi sorgulandığında; İran ın sahip olduğu nükleer enerjiyi gelecekte silaha dönüştüreceğine inananlar %78,8 gibi yüksek bir orandır. Bu konudaki görüşlerin demografik profile göre farklılaşması incelendiğinde; bu konuda farklı demografik gruplar arasında önemli bir farklılaşma ve kırılmanın olmadığı görülmektedir. 271
Orta Doğu da Değişim ve Türkiye Nükleer silahlara sahip bir İran sorgulandığında; örneklemin %59,4 ü nükleer silahlara sahip bir İran ı Türkiye için tehdit olarak görmektedir. Bu konudaki tehdit algısı en yüksek grup ise %68,9 ile CHP seçmenidir. Türkiye nin Etki Sahası ve Muhtemel Çatışma Alanları Bu bölümde Türkiye nin etki ve ilgi alanları ile muhtemel çatışma alanları iki farklı soru ile ölçülmüştür. Türkiye için en muhtemel çatışma/savaş tehlikesi sorgulandığında: %41,9 ile Türk-Kürt iç savaşı, %14,5 ile Türkiye-Suriye çatışması, %9,6 ile Türkiye- İsrail çatışması ve %9 ile Türkiye-Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi çatışması öne çıkmaktadır. Bu konudaki görüşlerin demografik profile göre farklılaşması incelendiğinde: Türk Kürt iç savaşı Alevilerle birlikte, CHP-MHP ve BDP seçmenince %46-56 aralığında daha fazla öne çıkarılırken, bu çatışmaya en az ihtimal veren parti seçmeni %34,1 ile AKP lilerdir. 272
Türkiye-Suriye çatışması ise Suriye ye sınır illerde yaşayanlar ve BDP seçmenince diğer gruplara göre daha fazla öne çıkarılmaktadır (%30,8 ve %26,9). Bu soru ile Türkiye nin algılanan muhtemel etki ve ilgi alanları ortaya konulmaya çalışılmıştır. Kişiler tarafından,kıbrıs ve müteakiben Kuzey Irak Türkiye nin müdahil olması gereken en önemli etki alanı içinde tanımlanmaktadır. Ege Adaları ve Suriye bu iki alanı takiben gelmektedir. Bunun yanında Balkanlar, Gürcistan ve Afganistan Türkiye nin müdahil olması gereken ülke ve bölgeler arasında en gerilerde kalmaktadır. Bulguların Özeti ve Sonuç Yerine Çalışma bulgularına göre, toplumun büyük kısmı Türkiye nin Suriye politikasını doğru bulmamakta ve muhalif gruplara destek olunmaması gerektiğini düşünmektedir. Sünnilerin Hükümetin Suriye politikasına bakışı Alevilere 273
Orta Doğu da Değişim ve Türkiye göre çok daha olumludur. Suriye politikalarına en olumlu bakış AKP seçmeninde iken en olumsuz bakış BDP seçmeni arasındadır. Suriye deki şiddet olaylarına karşı Türkiye nin tavrı sorgulandığında baskın görüş olarak, sorunun görüşmeler yoluyla çözülmesinin desteklendiği görülmektedir. Bu konunun Suriye nin iç sorunu olduğu ve Türkiye yi ilgilendirmediği görüşü ile uluslararası askeri müdahalenin gerekliliği görüşü çok daha az destek bulmaktadır. Suriye deki şiddet olaylarının ülkenin iç sorunu olduğu ve Türkiye yi ilgilendirmediği görüşü en büyük desteği Alevilerden ve CHP-MHP seçmeninden almaktadır. Türkiye nin sorunun görüşmeler yoluyla çözümünü desteklemesi görüşü ise en büyük desteği BDP seçmeninden ve Kürtlerden alırken, Türkiye nin Suriye ye uluslararası bir askeri müdahaleyi desteklemesi görüşü en büyük desteği AKP seçmeninden almaktadır. Suriye ye karşı bir askeri müdahalede Türkiye nin rolü sorgulandığında; insanların %37 lik bir kesimi Türkiye nin hiçbir askeri operasyona katılmaması ve bu operasyonları desteklememesi görüşünü savunurken, %38 lik bir kesim Türkiye nin BM veya NATO şemsiyesi altında düzenlenecek operasyonlara sadece destek vermesi görüşünü desteklemektedir. Bu durum, insanların yaklaşık %75 lik bir kesiminin Türkiye nin Suriye ye karşı bir askeri müdahalenin içinde fiili olarak yer almasını istemediğini göstermektedir. Türkiye nin Suriye ye tek başına bir askeri müdahalede bulunması görüşü ise ancak %3 gibi çok düşük bir düzeyde destek bulmaktadır. Suriye deki mevcut çatışma ortamının en çok hangi ülkenin işine yaradığı sorgulandığında: %38 ile ABD, %38 ile İsrail ve %14 ile Rusya bu çatışma ortamından en çok yararlanan ilk üç ülke olarak öne çıkmaktadır. Mevcut çatışma ortamının en çok hangi ülkenin işine yaradığı sorusunda, CHP, BDP ve MHP seçmeni öncelikle ABD yi işaret ederken, AKP seçmeni öncelikle İsrail i işaret etmektedir. Suriye ye yönelik bir askeri müdahalenin en çok hangi ülkenin çıkarına hizmet edeceği, sorulduğunda; insanların %72 si cevap olarak batılı emperyal güçleri işaret etmektedir. Suriye nin parçalanması durumunda kuzeyde bir Kürt devletinin kurulacağına inananların oranı %58 dir. Suriye nin kuzeyinde bir Kürt devletinin kurulacağına inananlar BDP seçmeni içinde %92 ile en yüksek düzeyde iken, bu oran 274
CHP seçmeni içinde %74, MHP seçmeni içinde ise %66 dır. En düşük oran ise %47 ile AKP seçmenindedir. Bu çalışmanın alan uygulamasının 21-23 Temmuz 2012 tarihlerinde, Suriye güçleri ülkenin kuzeyinden henüz çekilmeden ve Kürt gruplar bazı yerleşim yerlerini henüz ele geçirmeden önce gerçekleştirildiğini belirtmekte de fayda var. Suriye de kurulacak bir Kürt devletinin Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile birleşeceğine inananların oranı ise %62 dir. Çalışma temelinde, Ortadoğu da barışı en çok tehdit eden ülke sorgulandığında; %66 ile İsrail ve %20 ile ABD en çok öne çıkan iki ülke konumundadır. İran ı barış için tehdit olarak görenlerin oranı ise %4 te kalmaktadır. Ortadoğu barışı için İsrail i öncelikli tehdit olarak görenlerin oranı, AKP seçmeninde ve Sünni inanca sahip kişiler arasında çok daha yüksek düzeydedir. İran ın nükleer teknolojisi sorgulandığında ise; İran ın sahip olduğu nükleer enerjiyi gelecekte silaha dönüştüreceğine inananlar %79 gibi yüksek bir orandadır. Toplumun %59 u ise nükleer silahlara sahip bir İran ı Türkiye için tehdit olarak görmektedir. Bu konuda tehdit algısı en yüksek grup ise CHP seçmenidir. Suriye nin bugünkü durumu ve bölgedeki gelişmeler değerlendirildiğinde, yukarıda bulguları aktarılan 2012 yılı çalışmasındaki toplumsal algıların ve endişelerin geçerliliği ortaya çıkmaktadır. Bu durum, uluslararası ilişkilerde ve önemli stratejik kararlarda toplumun görüşlerinin göz önünde bulundurulmasının gerekliliğini de ortaya koymaktadır. 275