KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 653 OSMANLI SON DÖNEMİNDE MARAŞ'TA ERMENİLERİN NÜFUSU VE SON ZAMANLARI



Benzer belgeler
Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

MİLLİ MÜCADELE TRENİ

OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ...

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Lozan Barış Antlaşması

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

C D E C B A C B B D C A A E B D D B E B A A C B E E B A D B

İsmail Mangaltepe - Recep Karacakaya, Paul Cambon un İstanbul Büyükelçiliği ve Ermeni Meselesi, 106 sayfa, Yeditepe Yayınevi, İstanbul 2010.

Kenyada otele saldırı: 12 ölü

2018-Inkilap Tarihi ve - Deneme Sınavı 7

Sunum ve Sistematik 1. BÖLÜM: MUSTAFA KEMAL İN HAYATI

Devrim Öncesinde Yemen

KURTULUŞ SAVAŞI CEPHELER

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir?

İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ BENZER SORULAR

Sosyal bilgiler öğretmeninin verdiği bu bilgiye dayanarak Mustafa Kemal Paşa ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

Patrikhane İle İlgili Bir Belge / Bir Uyarı

Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir?

Evrensel Bakış Açısı. Fransız Taburunu Esir Alan

İÇİNDEKİLER... SAYFA NUMARASI 1. Genelkurmay Başkanlığının Afyon ve Kocaeli mıntıkalarındaki duruma dair 3 Ekim 1921 tarihli Harp BELGELER

ABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum:

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ MUSTAFA KEMAL İN SAMSUN A ÇIKIŞI GENELGELER KONGRELER

Zeki DOĞAN-Sosyal Bilgiler Öğretmeni

Fransa nın Anadolu da Yaptığı Katliamları Gizleme Politikası (1) Ö

TARİH BOYUNCA ANADOLU

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN ASKERLİK HAYATI

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

MUSTAFA İPEK HALİLİYE SÜLEYMANİYE İMAM HATİP ORTAOKULU

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

T.C İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük

1891 MANASTIR SALNAMESİNDE MANASTIR VİLAYETİ

KURTULUŞ SAVAŞI ( ) Gülsema Lüyer

TEOG Tutarlılık. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH

Ermeniler in Yaptõğõ Mezâlim ve Soykõrõmõn Utanç Fotoğraflarõ

Doğu Akdeniz de Enerji Savaşları

A) Siyasi birliklerini geç sağlamaları. B) Sömürge alanlarını ele geçirmek istemeleri. C) Sanayi devrimini tamamlayamamaları

İÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5

1. Aile tarihimizi araştırırken aşağıdaki eşyalardan hangisi bize yararlı olabilir? A) Çeyiz sandığı B) Oyuncak kamyon C) Bilgisayar D) Tansiyon aleti

Zeki DOĞAN-Sosyal Bilgiler Öğretmeni

Bush, Suudi Kralıyla petrol fiyatı konuştu

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

YAZILI SINAV SORU ÖRNEKLERİ TARİH

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] Emperyalizm ve Ermeni Meselesi Uluslararası Sempozyumu

A. Sırp İsyanları B. Yunan İsyanları

Tuba ÖZDİNÇ. Örgün Eğitim

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ü Ölümünün 78. Yılında Saygı ve Minnetle Anıyoruz

II. MAHMUT ( ) DÖNEMİ TANER ÖZDEMİR DETAY TARİHÇİ

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

KIRGIZİSTAN DAKİ YABANCI DESTEKLİ ÜNİVERSİTELER VE DİĞER EĞİTİM KURUMLARI

Beşinci Lejyon Sivilleri Ordulaştırma Güçsüz Orduyu Kurtarır mı?

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

4.DÖNEM DERS ÖĞRETİM PLANI


SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

IKBY-Irak Merkezi Hükümeti Çekişmesi ve Türkmenlerin Durumu

L 1 S E ... TURKIYE CUMHURiYETi INKILAP TARiHi VE ATATURKÇULUK KEMAL KARA ÖNDE YAYINCILIK

Suriye'den Mekke'ye: Suriyeli üç hacı adayının hikâyesi

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders

Sınıf [ B-PİSA ] 1. Dönem - 1. Uygulama

TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1

İkrime Sabri: Mescidi Aksa nın. Bir Karışından Bile Taviz Vermeyiz

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük DİRİLİŞİN DESTANI: SAKARYA

İSTEYİNCE BU ÜLKEDE GÜZEL ŞEYLER OLABİLİYOR

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Doç.Dr.Kadir ULUSOY Tarih Eğitimcisi ve Değerler Eğitimi Uzmanı

KURTULUŞUN 95. YILI COŞKUYLA KUTLANDI

Yazan : Osman Batuhan Pekcan. Ülke : FRANSA. Şehir: Paris. Kuruluş : Vir volt. Başlama Tarihi : Bitiş Tarihi :

9 EYLÜL 1922 BAKİ SARISAKAL


SELANİK ALMANYA VE FRANSA KONSOLOSLARININ ÖLDÜRÜLMESİ 1876

Katolikler bir hac yolculuğu gibi kilise yolunda dua ederek yürüyorlar

ETKİNLİKLER/KONFERSANS

ÇEVRENİN GENÇ SÖZCÜLERİ

2) Mustafa Kemal in babası Ali Rıza Bey,

Samaruksayı Seyir olarak bilinen köyün eski adı, Cumhuriyetin ilk yıllarında,

Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşmaları: Yatırım Kavramı ve En Çok Gözetilen Ulus Kayıtları

Yüksek Lisans: Hacettepe Üni., Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Tarih Blm. 1985

Bilgi Raporu. KONYA TİCARET ODASI Etüt Araştırma Servisi. Tarih:

KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ. Youtube Kanalı: tariheglencesi

1. ABD Silahlı Kuvvetleri dünyanın en güçlü ordusu

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI'NIN SONU ve MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI

ABD'den NATO ülkelerine ültimatom: Savunma harcamalarını arttırın

Transkript:

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 653 OSMANLI SON DÖNEMİNDE MARAŞ'TA ERMENİLERİN NÜFUSU VE SON ZAMANLARI Memet YETİŞGİN* Osmanlı son döneminde Ermenilerin Maraş'taki nüfusları Maraş, Ermeniler için her zaman önemli bir yerleşim yeri olmuş, ve onlar şehirde çok iyi ekonomik koşullara sahip bîr azınlık olarak yaşamışlardır. 1 Şehirdeki ticaret, esnaflık, tıp, kuyumculuk ve diğer birçok zanaat kolları ve para getiren işler ve uğraşlar onların kontrolü altında idi. Örneğin, Hırlakyan ailesi, ki Osmanlı mebussan meclisine temsilci de gönderebilmişti, çarşının büyük bir kısmına hakimdi. Onlar daha büyük ve muazzam evlerde yaşamaktaydılar. Emperyalist devletlerin çıkarları için onları bir maşa, ve Ermenilerin de ayrılıkçı fikirlerini gerçekleşmek için büyük devletlerin yardımını ısrarla istemeye başlamadan önce, Maraş'ta, ve ülke genelinde, Ermenilerin hallerinde şikayet edecek fazlaca sorunları yoktu. Sorunları olması için ekonomik, kültürel ve poiitik olarak baskı altında bulunmaları ve imparatorluğun diğer unsurları tarafından eziliyor olmaları gerekirdi. Oysa Türk devlet geleneğinin ve özellikle de Tanzimat'la başlayan hukuksal gelişmelerin verdiği haklar doğrultusunda tüm diğer Osmanlı toplumları gibi denk bir ortamda hayatlarını sürdürüyorlardı. Sosyoekonomik, kültürel, dini ve günlük hayatlarında önemli ayrıcalıklara sahip olarak ve genellikle de Müslüman halk ile iyi ilişkiler içinde bulunarak yaşıyorlardı. Ancak, ondokuzuncu asrın ikinci yarısından itibaren, dış kışkırtmalar, misyonerlik faaliyetleri, yabancı okulların "Ermeniciliği" geliştirme çabaları, milliyetçilik akımına katılmış Ermeni din adamı ve diğer ileri gelenlerin kışkırtmaları, Avrupa'da okuma fırsatı bulan Ermeni gençlerin yıkıcı fikirlerle dolu olarak ülkeye dönmeleri, ve daha önemlisi Osmanlı Devleti'nin zayıflığı, Ermenilere ayrılıkçı fikirler aşılanmasına ve bunun sonucunda da giderek Türkler ile Ermeniler arasındaki mesafenin gittikçe artmasına yol açan bir süreç başlamıştır. Asırlarca Türklerle birlikte yaşamış, dilleri, kültürleri ve sosyal hayatları ile Türk komşularından pek ayrılmaz bir bütünlüğe ulaşmış olsalar da, 2 bu gelişmelerin sonucu artan dini bağnazlık ve etnik ayrımcılık Ermenilere içinde yaşadıkları devlete karşı tavır almaya ve düşmanca örgütler kurarak yabancı güçlerle işbirliğine gitmeye itmiştir. Ermenilerin ayrılıkçı ve militanca tavırlarını ve ayaklanmalarını en yakında yaşayan yerlerden birisi Maraş sancağı, ve özellikle de sancağa bağlı Zeytun kazası olmuştur. Osmanlı Devleti'nin son döneminde Halep vilayetine bağlı Maraş sancağı Ermenilerin yoğun olarak yaşadığı yerlerden birisi idi. Bunda, uzun yıllar Anadolu üzerinde nüfuz mücadelesine girmiş olan Bizans, Türk, Moğol, Haçlı ve Memluk güçleri arasındaki çatışmaların önemli bir etkisi vardır. Ermeniler, daha kolay * Yrd. Doç. Dr. Memet YETİŞGİN, KSÜ, FenEdebiyat Fak. Tarih Bölümü, 46100/Kahramanmaraş. 1 Besim Atalay, Maraş: Tarihi ve Coğrafyası. İstanbul: Dizerkonca Matbaası, 1973, s. 187; Yalçın Özalp, Gazilerin Dilinde Milli Mücadelemiz. Ankara: Semih Ofset Matbaacılık, s. 37. Atalay'a göre, Maraş'ta tüccarın %60'ı Hıristiyan idi. Dışarıya değeri 17,514,000 kuruş tutan kereste, pirinç, cehri yün, yapak, mazı, sahtiyan, kösele, saraçlığa müteallik eşya, alaca ve aba halı, kilim, fıstık, ham deri, katran, biber, fasulye, üzüm, pekmez, yağ, peynir, kanepe, koltuk ve sandalye satmakta, dışarıdan ise değeri 5,050,000 kuruş olan basma, bez, kahve, şeker, un, sabun, gaz, tuz, kösele, demir, bakır, ve cam almaktadır. Maraşlı pek zengin değildir. 2 Bu konuda Maraş Şer'iye Sicillerine bakınız. Mahkeme kayıtlarında anlaşıldığı gibi, Ermeniler ile Müslümanlar birbirine güvenmekte, Ermeniler birçok Türkİslam isminiferide, Fuat, Murat gibikendi çocuklarına vermekteydi.

JCT î 654 KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU savunulacak ve aynı zamanda zengin topraklara ve ticaret merkezlerine yakın olan Toros dağlarını kendilerine yaşam alanları olarak seçmişlerdir. Bu nedenle, Çukurova ve çevredeki Toroslar Ermenilerin köy, kasaba ve kalelerine elverişli ortamlar sunmuştur. 3 Bu bağlamda, Maraş gerek zengin ve sulanabilir ovalan, ve gerekse de güney ile kuzey arasındaki önemli geçitler üzerinde ticari merkeziliği nedeniyle Ermenilerin çokça yerleştiği bir yer olagelmişti. Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde ise devlete başkaldıran Ermeniler için doğal savunma ve mücadele alanı sunan Toroslar, özellikle Zeytun (Süleymanlı) kazası, Ermenilerin yaşadıkları vazgeçilmez alanlar arasında yer etmiştir. 4 Her ne kadar bölgede Ermeni nüfusu İmparatorluk içerisindeki en yoğun yerlerden birisini teşkil etmişse de, Ermeniler Maraş sancağında toplam nüfus içerisinde sadece bir azınlıktılar. Ermenilerin Maraş sancağı ve özellikle de Maraş kazası dahilinde ne kadar nüfusları olduğunu iki ana kaynaktan incelemek mümkündür. Bunlardan ilki Osmanlı resmi kayıtları olup, Halep Vilayeti Salnamesi ile Osmanlı genel nüfus sayımına dayanırken, ikincisi yabancı gözlemciler ile Ermenilerin tahmini kayıtlarına dayanmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, bir ülkede gerçeklere dayalı bir nüfus sayımı ancak orada yaşayanların tek tek sayılması ile en doğru sonuçları verebilir. Bu da ancak Osmanlı resmi çalışmaları ile mümkün olabilirdi. 5 Osmanlılar gerek asker toplamak ve gerekse de halkı vergilendirmek için doğru ve gerçekçi nüfus sayımlarına ihtiyaç göstermişlerdir. Her ne kadar resmi kayıtlar da mükemmellikten uzak ve eksiklikler içeriyorsa da, 6 bu eksiklikler Müslim ve Gayrimüslim her iki taraf için de geçerli idi. Birinciler askere gitmek kaygısından ve ikinciler de askeri bedel vermemek kaygısı ile sayılarını az göstermek çabası içinde olduklarından, resmi kayıtlar farklı gurupların oranı dikkate alındığında her zaman gerçeğe daha yakın olarak ortaya çıkmaktadır. 7 Yabancı gözlemcilerin tahminleri ile Ermeni kayıtlarına gelince, bunlar nüfusun gerçek yapısını göstermede yetersizdi. Yabancılar politik ve propaganda amacı ile kendi arzularına yönelik istatistikler ileri sürerken, Ermeniler de batılı devletlerin ilgi ve desteklerini alabilmek için kendi nüfuslarını abartılı göstermek eğiliminde olmuşlardır. Maraş sancağının nüfusu ile ilgili en önemli kaynaklardan birisi Halep vilayeti salnamesidir (HVS). Vilayetin idari, coğrafik, ekonomik, nüfus ve diğer yönleri ile kısa açıklayıcı bilgiler ve istatistikleri içeren yıllık, Maraş sancağının nüfusunu Müslümanlar ve ayrıntılı bir şekilde gayrimüslimler olarak vermektedir. Gayrimüslimler dini mezhep yönünde sayılmakta, etnik olarak verilmemektedir. Nüfusla ilgili verilere bakıldığında, Ermenilerin Maraş sancağında oldukça azınlıkta oldukları, sadece merkez ile Zeytun kazasında yoğunlaştıklarını görmek mümkündür. Özellikle Zeytun merkez kazasında önemli bir çoğunluğa sahip olan Ermeniler, çevre köylerin de göz önüne alındığı bir istatistikte burada da nüfuslarının Müslüman nüfus ile dengelendiği görülmektedir. Halep vilayet yıllıklarında bakıldığında (Tablo 1) Maraş'ta Ermeni ve diğer azınlıkların nüfusu, Müslüman nüfus karşısında hep azınlıkta kalmıştır. Örneğin, 1895 tarihi itibariyle Maraş merkezde gayrimüslim nüfusun toplam nüfusa oranının % 32 iken, Maraş sancağı genelinde (Tablo 2 ve Tablo 3) bu oranın % 21'e gerilediği görünür ki bunda Maraş'ın Zeytun hariç diğer kazalarındaandırın, Elbistan, Pazarcıkgayrimüslim nüfusunun önemsiz bir oranda olması etkili olmuştur. Sonuçta, Maraş sancağı içerisinde Ermeniler Maraş merkez ve Zeytun'da (Tablo 3 Mehlika Aktok Kaşgarlı, Kilikya Tabi Ermeni Baronluğu Tarihi. Ankara: Sosyal ve Stratejik Araştırmalar Merkezi, 1990, s. 1. 4 Erdal İlter, "Ermeni Mes 'elesi"nin Perspektifi ve Zeytun İsyanları (1780 1915). Ankara: Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü 5 6 7 Yayınları, 1995, s. 66; Memet Yetişgin, "The Müslim and NonMuslim Population in Maraş and Zeitun Revolt of 1895," Review of Armenian Sludies, vol. 1, no. 4 (2003), s. 107. Justin McCarthy, Müslümanlar ve Azınlıklar: Osmanlı İmparatorluğunda Nüfus ve İmparatorluğun Sonu. Çeviren Bilge Umar. İstanbul: İnkılap, 1998, s. 3. Kemal M. Karpat, "Ottoman Population Records and the Census of 1881/821893." International Journal of Middle East Sludies, 9 (1978), 239240. Memet Yetişgin, "Maraş'ta Müslim ve Gayrimüslim Nüfus ve 1895 Zeytun (Süleymanlı) İsyanı," Kahramanmaraş'ta Ermeni Sorunu Sempozyumu. Kahramanmaraş: Sütçü İmam Üniversitesi, 2002, s. 50. '

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 655 4) toplanmışlardı ve diğer kazalarda az sayıda bulunmaktaydılar. Şunu da belirtmek gerekir ki, özellikle imparatorluktaki vilayetlerde Halep vilayeti yoğun bir göçebe nüfusuna sahipti ve bunların sayısı çoğu zaman kayıtlara geçmemekteydi. 8 Eğer tamamı Müslüman olan bu göçebe gruplar nüfusa dahil edilseydi, Müslüman nüfusun toplam nüfus içindeki oranının daha yüksek çıkması beklenirdi. 1895 9 1896 10 1318(1900)" 1320 (1902) 12 İslam Katolik Ermeniler Gregorien Ermeniler Protestan Ermeniler Yahudi Yabancı Rum Ortodoks 37,648 3,224 9,148 2,874 194 981 40,030 3,403 9,507 2,939 198 41,563 4,247 9,232 2,965 207 5 43,728 4,135 9,270 2,622 211 20 5 Toplam 54,074 56,077 58,219 60,291 Osmanlı nüfus sayımlarından güvenilir bir yere sahip olan 1914 tarihli 13 ve I. Dünya Savaşı öncesinde yapılmış olan nüfus sayımına göre (Tablo 4) toplamda 73. 873 olan Maraş merkez nüfusunun 50.356 kişi ve oran olarak da yüzde 68'ini Müslümanlar oluştururken, 22.404 kişi ile Katolik, Protestan ve Gregoryan Ermeniler şehir nüfusunun yüzde 30'nu oluşmaktaydı. Geride kalan % 2'lik kısmı diğer azınlıklardan meydana gelmekteydi. Genellikle yerli ve yabancı tarihçi ve araştırmacıların güvenerek başvurduğu bu bilgiler Maraş şehir nüfusunun ezici çoğunluğunun Müslümanlardan oluştuğu gerçeğini göstermektedir. Dini Guruplar İslam Katolik Ermeni Gregorien Ermeni Protestan Ermeni Yahudi Yabancı Maraş 14 37,648 3,224 9,148 2,874 198 981 Tablo 2: Maraş Sancağının Genel Nüfusu (1312/1895) Zeytun 15 7,534 443 8,486 261 Elbistan 16 37,818 L307 922 306 T Pazarcık 17 17,892 12 ~ Andırın 18 14,072 193 2,409 Toplam 114,964 4,167 20,977 3,441 198 981 %Oran 79.43 2.87 14,49 2.37 0.13 0.67 Toplam 54,073 16,724 39,383 17,904 16,674 144,728 j 100.00 Tablo 3: Maraş Sancağının Genel Nüfusu (1326/1908) 8 McCarthy, Müslümanlar ve Azınlıklar, s. 30. 9 Hicri 1312 (Miladi 1895) Tarihli Halep Vilayeti Salnamesi, s. 271. 10 Hicri 1313 (Miladi 1896) Tarihli Halep Vilayeti Salnamesi, s. 256. 11 Hicri 1318 (Miladi 1900) Tarihli Halep Vilayeti Salnamesi, s. 343. 12 Hicri 1320 (Miladi 1902) Tarihli Halep Vilayeti Salnamesi, s. 370. 13 McCarthy, Müslümanlar ve Azınlıklar, s. 86. McCarthy'ye göre Maraş sancağı genelinde Ermeni nüfusu, 1330 (1914) tarihli istatistikteki bilgilere dayanarak, 45.051 idi. 14 Hicri 1312 (Miladi 1895) Tarihli Halep Vilayeti Salnamesi, s. 271. 15 Aynı yer, s. 273. 16 Aynı yer, s. 276. 17 Aynı yer, s. 278. 1R Aynı yer, s. 279.

656 KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU Dini Guruplar Maraş Merkez 19 Zeytun Kazası 20 Elbistan Kazası Göksün Kazası" Pazarcık Kazası 23 İslam Ermeni Katolik Rum Katolik Protestan Latin Yabancı Yahudi Toplam 46.557 11.180 3.567 6 4.057 884 1.510 213 67.974 7.702 9.626 502 375 18.615 42.321 899 311 305 616 44.452 19.290 2.627 112 122 22.151 22.441 41 22.482 Dini Guruplar İslam Katolik Ermeniler Gregorien Ermeniler Protestan Ermeniler 1312 (1895) 24 7,534 443 8.486 261 1313 (1896) 25 7,777 489 8,482 283 1318 (1900) 26 8,356 336 8,766 250 Toplam 16,724 17,031 17,708 Tablo 5:1914 Osmanlı Nüfus Sayımına Göre Maraş Kazasının Nüfusu 27 Dini Guruplar Nüfus Oran (%) Müslümanlar Gregoryan Ermeniler Katolik Ermeniler Rum Rum Katolikler Protestan Ermeniler Latinler Yabancılar Yahudiler Toplam 50.356 13.620 3.808 11 23 4.976 1.189 251 73.873 68.16 18,43 5.15 6.73 1.60 0.33 Her ne kadar Osmanlı resmi nüfus kayıtları gerçeğe daha yakın ve daha doğru bilgiler içerse de, çoğu yabancılar ve özellikle Ermeniler bu kayıtlara gereken önemi vermemiş, "Kaba ve doğru olmayan yabancı tahminleri resmi kayıtlara tercih" etmişlerdir. Bu tahminler pazarlardaki veya kahvehanelerdeki insanlara bakılarak yapılmaktaydı ve güvenirlikleri olmayan tahminlerdir. Genellikle iki farklı kaynağın tahminleri arasında da büyük farklılıklar bulunmaktadır. 28 Ancak 19 Halep Vilayeti Salnamesi (1326/1908), s. 469. 20 Aynı yer, s. 478. 21 Aynı yer, s. 490. 23 Aynı yer, s. 498. 23 Aynı yer, s. 503. 24 Hicri 1312 (Miladi 1895) Tarihli Halep Vilayeti Salnamesi, s. 273. 25 Hicri 1313 (Miladi 1896) Tarihli Halep Vilayeti Salnamesi, s. 260. 26 Hicri 1318 (Miladi 1900) Tarihli Halep Vilayeti Salnamesi, s. 349. 27 Dahiliye Nezareti, Sicili Nüfus İdarci Umumiyesr, Memaliki Osmaniye 'nin 1330 (1914) Senesi Nüfus İstatistiği. Dersaadet: Hilal Matbaası, 1336, p. 34. 28 Stanford.1. Shaw, "The Otoman Census System and Population, 18311914," InternalionalJoumal of Middle East Studies, 9

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 657 oldukça yaygın şekilde araştırıcı ve tarihçilerin üzerinde durduğu ve özellikle de Ermeni Mesele'sinin ortaya çıktığı ilk yıllarda basılması nedeniyle önem kazanan Cuinet'in eseri Maraş'ta ki Ermeni nüfusunu resmi istatistiklerden daha az göstermektedir ki bu durumda resmi kayıtlar üzerinde doğacak şüpheleri ortada kaldırıcı niteliktedir. Cuinet'in 1881'de basılan eseri La Turquie d'asie'ya göre (Tablo 6), Maraş sancağının toplam nüfusu 179.853 idi ve bunun 134.438'i Müslümanlardan oluşmakta, gerisi ise gayrimüslimlerden oluşmaktaydı. Şu durumda Müslümanların toplam sancak nüfusu içindeki oranı %74.74 idi. 29 Tablo 6: Cuinet'e göre 1881 'de Maraş Sancak Nüfusu Dinler ve Halklar Müslümanlar ' Nüfus 134.438 Yüzdelik (%) oran 74.74 Ermeni Katolik Ermeni Gregoryan Protestan Rum Katolik Rum Ortodoks 2.463 1.850 7.806 9.165 5.505 12.119 14.670 6.73 8.15 Yahudi 368 Diğerleri Hıristiyanlar 18.258 10.15 Toplam 179.853 Bazı yabancı kaynakların tahminlerine göre, Maraş sancağında 1912 yılı itibariyle yaklaşık 65.000 Ermeni yaşamaktaydı. 1914'te ise 30.000 Maraş şehir merkezinde olmak üzere sancak dahilinde 85.000 Ermeni olduğu iddia edilmekteydi. 30 Birinci Dünya Savaşı öncesinde basılan ansiklopediler de farklı bilgiler vermekteydi. Bunlardan 1914 tarihli Katolik Ansiklopedisi Maraş şehrinde 52.000 insan yaşadığını ve bunun 25.000 kadarının Hıristiyan olduğunu iddia etmekle kalmamış, Katoliklik yanlısı bir içgüdü ile bu Hıristiyanlardan 15.000'İnin Katolik olduğunu yazarken, geri kalan 10.000'inin ise "sapkın" mezheplerden kimseler olduğunu iddia etmiştir. 31 Diğer bir ansiklopedi ise 50.000 nüfusa sahip olduğunu iddia ettiği Maraş şehrinin, yarı nüfusunu "Türkçe konuşan Ermenilerin" oluşturduğunu yazmıştır. 32 Birinci Dünya Savaşı sırasında güvenlik nedeniyle Ermenilerin geçici yerleştirmeye tabi tutulmasında Maraş şehrindeki Ermeniler genellikle daha az etkilenmişlerdir. Bir defa bunlardan Katolik ve Protestanlar yanında devlette memur, işçi ve asker olanların sevke tabi tutulmaması, 33 Maraş mutasarrıfının emirlere rağmen yavaş ve gönülsüz davranması, 34 hatta sevk edildikten sonra bile Hırlakyan ailesi gibi tanınmış ve zengin kimselerin tekrar şehre geri gönderilmesi 35 gibi sebeplerle Maraş Ermenilerinin geçici iskan yerlerine gönderilmeleri geciktirilmiş ve savaş sonuna kadar da bu tam anlamı ile gerçekleşmemiştir. Maraş'ta kalan ve geçici iskana tabi tutulmayan Ermenilerin sayısının 8.845 kişi olduğu da ifade edilmiştir. 36 (1978), s. 325; Karpat, a. g. m., s. 239. 29 Vital Cuinet, La Turquie d'asie II. Les edition Isis. İstanbul, 2001, s. 87. 30 "The 22 Days of Marash: Papers on the Defense of teh City against Turkish Forces, JanuaryFebruary 1920," The Armenian Review, vol. 30 (Winter 197778), s. 384 ve 386. 31 "Marash," Catholic Encyclopedia, http://wwvv.newadvent.org/cathen/09636b.htm 32 "Marash." 1911 Encyclopedia, http://191 1encyclopedia.org/M/MA/MARASH.htm. 34 33 Osmanlı Belgelerinde Ermeniler (19151920), Ankara: T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, 1994, s. 39, 54, 58, 72 ve 77. Adil Bağdadlılar, Uzunoluk: İstiklal Harbi'nde Kahramanmaraş, Kervan Yayınları, 1974, s. 23; Osmanlı Belgelerinde Ermeniler, s. 140. 35 Osmanlı Belgelerinde Ermeniler, s. 146. 36 İsrafil Kurtcephe, "1915 Ermeni Tehciri ve Doğurduğu Sonuçlar," Kahramanmaraş'ta Ermeni Sorunu Sempozyumu.

658 KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU Savaşın sona ermesinden sonra Ermeniler büyük devletlerin de istekleri doğrultusunda Çukurova ile Antep, Maraş ve Urfa'yı içine alan Güneydoğu Anadolu'da bir "bağımsız Ermeni devleti" kurmak için yoğun bir şekilde bu bölgeye geri döndürülmüşlerdir. Mütareke yıllarında 120.000 kadar Ermeni Çukurova'ya geri gönderilirken, 50.000 kadarı da Maraş, Zeytun ve Antep taraflarına gönderilmiştir. 37 Maraş'ta Fransız işgali altında Türkler ile Ermeni ve Fransızların arasında savaşın başlamasından önce 22.000 ile 27.000 arasında değişen oranlarda Ermeni yaşadığı belirtilmiştir. 38 Şekerdere ve Kuyucak mahallelerinde çoğunlukta olan Ermeniler, diğer mahallelerde Müslümanlar île iç içe yaşıyorlardı. Bu tarihte şehir nüfusunun üçte birine sahip oldukları vurgulanmıştır. 39 Diğer taraftan, Maraş savunması ile ilgili ilk kapsamlı kitabı yazan Adil Bağdadlılar, kitabı Uzunoluk'da Ermenilerin savaş öncesi 14.000 nüfuslarının olduğunu kaydetmektedir. 40 Ermenilerin Maraş'taki son zamanları Maraş şehrinde oldukça azınlıkta olmakla birlikte Ermeniler şehrin, önce İngilizler ve sonra da Fransızlar tarafından işgalini kendileri için kaçırılmaz bir fırsat olarak görmüş, sonunda batılı büyük devletlerin desteklerini elde ettiklerini düşünmüşlerdir. Bu desteğe güvenerek bir bağımsız Ermenistan kurma şansını yakaladıklarını ve bunu iyi değerlendirmeleri gerektiğini algılamışlardır. Paris'te Ermeni delegasyonu başkanlığını yapan Boghos Noubar oldukça geniş topraklar üzerinde bir Ermenistan istemiş, ancak istediği topraklar üzerindeki toplam nüfus içinde oranları ancak yüzde 15 olmasına bakmaksızın, kuzeyde Karadeniz, güneyde Akdeniz'e ulaşan sınırları ve Rusya Ermenistan'ını içine alan bir bağımsız Ermeni devleti kurmak iddiasında bulunmuş ve hatta bu devletin bağımsızlığını da 30 Kasım 1918'de ilan etmiştir. Maraş şehri bu düşünülen ve sözde ilan edilen devletin sınırları içinde yer alıyordu. 41 Mütareke döneminde bölgeyi ilk işgal eden İngilizlerin varlığını kendi çıkarları için kullanma yolları deneyen Ermeniler, İngilizlerin şehri işgali döneminde umduklarını bulamamışlardı. Bunda gerek İngilizlerin bu bölgedeki geçici olmaları, çünkü buraları gizli anlaşmalarla Fransızların etki bölgesine ayrılmıştı, ve gerekse de İngilizlerin gelecekteki Fransız işgalcilerinden daha gerçekçi bir işgal politikası izlemeleri etkili olmuştur. İngilizlerin Fransızlar ile yaptıkları Eylül 1919 tarihindeki Suriye İtirafnamesi hükmünce zengin petrol yataklarına sahip Musul vilayeti karşılığı Çukurova ve Güneydoğu Anadolu'yu Fransızlara terk ederek bölgede çekilmeleri, ve bölgenin Ermeni yanlısı Fransızların işgali altına girmesi Ermenilere bağımsızlık yolunda büyük bir umut ve sevinç vermiştir. Ermeniler Fransız desteği ile kendi amaçlarına ulaşmak isterken, Fransızlar da kurmayı düşündükleri büyük Suriye mandası için kuzeyde kendi kontrollerinde bir "Ermeni" tampon bölgesi oluşturmak düşüncesindeydi. Bunun için Ermeniler Fransızlarla, Fransızlar da Ermenilerle işbirliği yapmışlardır. Fransızlar bölgenin işgali ve bu işgalin sürdürülebilmesi için Ermeni gönüllülerine, Birinci Dünya Savaşı sırasında kurdukları ve gelecekte ki "Küçük Ermenistan'ın ordusu" 42 olarak gördükleri Ermeni askerlerine, Legion d'orient, ve işgal ettikleri yerlerde ki silahlandırıp askeri eğitim verdikleri Ermeni milislerine güvenmekteydiler. Ermeniler ise Fransızların bölgedeki askeri gücü ve uluslararasındaki siyasi desteği ile Kahramanmaraş: Sütçü İmam Üniversitesi Yayınları, s. 15. 37 Stanford J. Shavv, "The Armenian Legion and Its Destruction of the Armenian Community of Clicia," The Armenians in the 3S Late Otoman Period, Hazırlayan Türkkaya Ataöv, Ankara: Turkish Historiacal Society Printing, s. 183185. Stanley E. Kerr, The Lions of Marash: Persenal Experiences with American Near East Relief, 19191922. Albany: State University of Nevv York Press, 1973, s. 196; "The 22 Days of Marash," cilt. 30, s. 392. 39 Özalp, Gazilerin Dilinde..., s. 39. 40 Adil Bağdadlılar, Uzunoluk: İstiklal Harbinde Kahramanmaraş. Kahramanmaraş: Kervan Matbaası, 1974, s. 123. 41 Salahi R. Sonyel, Minorities and the Destruction of the Ottoman Empire. Ankara: Turkish Historical Society, 1993, s. 419. 42 Sonyel, Minorities..., s. 416.

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 659 bölgedeki ezici Türk varlığını dengelemek ve sonra da ya türlü yollarla yok etmek ya da, en azında, kendi kuracakları devlette azınlık durumuna düşürmek istiyorlardı. Bu sebeple, Türklerin kendilerini dostça karşılayıp, birlikte yaşama konusunda gösterdikleri mütareke dönemi anlayışını reddetmişlerdi. İngilizlerin şehri terk edeceğini öğrenir öğrenmez Fransızlara müracaat ederek kendilerinin güvende olmadığını iddia ederek bir an önce şehrin Fransızlar tarafından işgalini istemişlerdi. 43 Fransız işgal güçlerinin şehre girdiği gün ise büyük bir coşku içinde şenlikler düzenlemişler ve işgali kendileri için bir "kurtuluş" olarak görmüşlerdir. 44 Her ne kadar Türkler ve Birinci Dünya Savaşında taraf oldukları güçler savaştan yenik çıkmışlarsa da, özgür kalma ve yaşama azimlerinden bir şey kaybetmemişlerdi. Ülkenin birçok yerlerinde bağımsızlık için kuvayı milliye teşkilatları kurmuş, işgallere karşı mücadeleye başlamışlardı. Mustafa Kemal Paşa'nın 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkarak bu ulusal güçleri örgütlemeye başlaması, işgalcileri ve onların işbirlikçilerini zor duruma düşürmüştür. Bu bağlamda, Maraş ulusal direncin ilk somut örneğini gösterme başarısını gerçekleştirmiştir. İşgalin esaret ve yok olmak olduğunu gören Maraş'ta ki Türkler, öncelikle şehrin İngiliz işgalinde olduğu gibi Fransız işgali altında da statükonun devamını istemiş, onların günlük hayata ve resmi işlere karışmamasını beklemişlerdir. Bu amaçla, Maraş'taki Ermenileri de kendi yanlarına katarak işgalci Fransızlara karşı birlikte mücadele etme teklifini sunmuşlardır. Ancak, Ermeniler buna yanaşmamıştır. Bunun üzerine, Ermenilerin tarafsız kalmasını istemişlerse de Ermeniler tarafsız kalmayı da kabul etmemişlerdir. 45 Bundan sonra Türkler tek başlarına kendilerini esir etmek isteyen Fransız ve Ermenilere karşı tüm güçleri ile mücadele etmek zorunda kalmışlardır. Türkler ile Ermeniler ve Fransız işgalcilerin birlikte yaşama umutları sona erince, şehirde çetin ve kanlı mücadele başlamış, taraflar birbirilerini yok etmek için ellerinde gelen çabayı göstermişlerdir. Ermenilerin sürekli olarak Fransızları teşvik ederek Türk evlerini yakmaya ve büyük zararlar verdirmeye çalışmaları, şehirdeki top ve makineli atışlarının oluşturduğu korku, dehşet ve yıkımlar büyük acılara yol açmıştır. 46 Buna karşılık Türkler Maraş'ta, Milli Kuvvetlerin de yardım ve destekleri ile Milli Mücadelenin ilk zaferini kazanmışlardır. 21 Ocak 1919'dan 12 Şubat 1920'ye 22 gün süren kanlı mücadeleden sonra Maraş'ta ki Fransız işgal güçleri şehri terk etmek zorunda kalırken, onlara destek vererek Türklere karşı savaşmış olan Ermeniler de şehirde kalma onurunu kaybetmişlerdir. Çünkü onlar Türklerin kendileri ile birlikte işgalci düşmana karşı mücadele teklifini reddetmiş, düşmanla birlik olarak yüzlerce Türk'ün ölümüne sebep olmuşlardı. Eğer kendileri kazanmış olsalardı, büyük ihtimalle şehirdeki Türkler katledilecek, ağır baskı altında kalacak veya şehri terk etmek zorunda bırakılacaklardı. Dolayısıyla Maraş'ta ki Ermeniler zaferin Türkler tarafından kalması sebebiyle birlikte mücadele etmiş oldukları Fransızlar ile birlikte şehri terk etmek durumunda kalmışlardır. Bu bağlamda, savaştan önce şehirdeki 20 bin civarındaki Ermeni, gerek savaş sırasında canını kaybederek, gerek Fransızlar ile birlikte kaçarak ve gerekse de daha sonra Amerikalı misyoner ve yabancı kuruluşlar denetiminde şehirden ayrılarak şehri terk etmişlerdir. Bu aşamada, Ermenilerin Maraş'ı terk etmesini, savaş sırasında hayatını kaybedenler, Fransız işgal güçlerinin yenilgi üzerine şehri terk etmesi sırasında onlar ile birlikte kaçanlar ve daha sonra Amerikalı misyoner, Yakın Doğu Yardım Kurumu yetkilileri, doktor ve öğretmenleri önderliğinde şehri terk 43 Yaşar Akbıyık, Milli Mücadelede Güney Cephesi (Maraş). Ankara: Kültür Bakanlığı, 1990, p 277; Kerr, a. g. e., p. 61. 44 Osman/ı Belgelerinde ErmeniFransız İlişkileri (19181919), vol. 2, Ankara: T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, 2002, belge no, 61; Bağdadlılar, a. g. e., s. 45; Yalçın Özalp, Mustafa Kemal ve Milli Mücadelenin İlk Zaferi. Kahramanmaraş: Belediye Yayınları, 1984, s. 4041; Ahmet Eyicil, "Fransızların Maraş'ı İşgali," Madalyalı Tek Şehir Kahramanmaraş Dergisi, no. 8 (12 Şubat 1991), s. 14; Ahmet Hulki Saral and Tosun Saral, Vatan Nasıl Kurtarıldı: Nur Dağları, Toroslar, Adana, Maraş, Gaziantep ve Urfa'da Yapılan Kuvayı Milliye Savaşları. Ankara: Türkiye İş Bankası, 1970, s. 157. 45 "The 22 Days of Marash: Papers on the Defense of teh City against Turkish Forces, JanuaryFebruary 1920," The Armenian Review, 31 (Spring 197778), s. 65; Osmanlı Belgelerinde ErmeniFransız İlişkileri, vol. 2, document no, 85. 46 "The 22 Days of Marash..., 31, s. 67.

I 660 KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU edenler olarak üç kısımda incelemek mümkündür. Öncelikle Maraş savaşı sırasında tarafların kayıplarına bir bakıldığında, oldukça farklı rakamlarla karşılaşılmaktadır. Arslan Bey komutasında Maraş Kuvayı Milliyesi'nin, Pazarcık ve Göksun'dan gelen milli kuvvetlerle desteklenmesi sonucu, ve gerek Elbistan ve çevre depolarda silah yardımı ve özellikle de kışladaki silah ve cephanenin kuvayi milliyecilere dağıtılması sonucu, oldukça güçlü bir konuma gelen Türkler, Ermeniler ile Fransızlara karşı 22 gün başarı ile mücadele etmişler, şehrin önemli bir kesimine hakim olarak savaşmışlardır. Ermeniler ise Fransız askeri yardımını sağlayarak Türklerin Milli Kuvvetlerine benzer "Ermeni Milli Birlik" adlı kendi savunma teşkilatlarını kurmuşlardır. 47 Dahası, Ermeniler Fransız askeri birliklerinin de bulunduğu büyük evlerebulgurcıyan, Hırlakyan evleri gibi kiliselere, okullara ve manastırlara sığınarak savaşı sürdürmüşlerdir. Bu binalar genellikle sağlam yapılı ve savunmaya müsait yerlerdi. Fransız işgalci güçlerine gelince, askerlerin bir kısmını Ermenileri korumak ve onlarla birlikte savaşmak için kilise, okul ve manastırlara yerleştirmiş, komutanları General Querette ise kışladaki birliklerin başında savaşı sürdürmüştür. Ermeni ve Fransızlar top ve makineli gibi ağır silahlardan üstün iken, Türkler cadde ve sokaklara hakim olarak ve şehri çepeçevre sararak bir üstünlük kurmuşlardır. Hatta, birçokları Ermenilerin topluca sığındığı ve silahlı mücadeleye başladığı kilise, ev, hastahane ve okulların etrafındaki kendi evlerini yakarak, buraların daha rahat sarılmasını ve etkisiz hale getirilmesini sağlamışlardır. Öyle ki Ermenilerin bulunduğu yerler yanmış ve yıkık Türk evleri arasında birer ada şeklinde kalmıştır. 48 Savaş çetin ve kanlı geçmiş, genellikle iki kesim de ciddi çatışma ve kayıpları tatmıştır. Savaşın son günlerinde Albay Normand komutasındaki birliklerin şehre yardım için gelmesi ve Mercimek Tepe'yi alarak Müslümanların yaşadığı şehir sakinlerine top atışlarıyla ağır kayıplar verdirmesi, 49 bir ara Türklerde bezginlik hali yaratmış, birçokları ev halklarını alarak güvenlik için şehri terk edip komşu yerleşim yerlerine gitmişlerdir. 50 Hatta, Ermeniler bu fırsattan faydalanarak bazı Türk evlerini yağmalayıp, rastladıkları bazı Türkleri öldürmüşlerdir. 51 Durumun aleyhlerine döndüğünü gören bazı Türk ileri gelenleri, Dr. Mustafa'yı düşmanla görüşmek ve bir anlaşmaya varmak için Fransız komutanla buluşmaya zorlamışlardır. Ancak, milli kuvvetlerin tavizsiz ve inatçı mücadelesi Fransızları pes ettiremeye yetmiştir. 52 Fransızlar, 9 Şubat'ta aldıkları karar doğrultusunda, 11/12 Şubat gecesi gizlice şehirden çekilmeye başlamışlardır. Bu çekiliş Ermeniler arasında büyük bir paniğe yol açmış ve binlerce Ermeni apar topar onları izleyerek şehirden kaçmaya başlamıştır. Çetin ve kanlı olayların yaşandığı çatışmalar boyunca her kesimden yüzlerce ve binlerce insan hayatını kaybetmiştir. Bu bağlamda, Türklerin kayıpları 200 ile 4.500 arasında değişen rakamlarla ifade edilmiştir. Her ne kadar birçok kaynakta Türklerin kayıpları 200 ile 300 arasında 47 "The 22 Days of Marash...," vol. 30, s. 388. 48 Hüsamettin Karadağ, Milli Mücadelede Maraş. Mersin, 1943, s. 40; "The 22 Days of Marash..., 31, s. 66. Özellikle, Ermeni kaynaklan Ermeni halkın kendi kiliselerinde yakılarak öldürüldüklerini yazarlar. Ancak, bu kiliseler sadece suçsuz halkın toplandığı ibadethaneler değillerdi. Buralarda Fransız askerleri, Ermeni militanları, gönüllüleri, ve lejyonerleri ağır silahlarla silahlı halde Türk halka saldırılar düzenlemekteydi. Buraları birer savunma kaleleri gibi idi. Türkler bu kalelerin alınması için çalışmışlardı. Karadağ'a göre, Ermeniler ve Fransızlar Kale hariç tüm müstahkem mevkilere hakimdi. Eğer Kale'de onların kontrolünde olsaydı, Türklerin "durumları çok fena olurdu." 49 Genelkurmay ATAŞE Başkanlığı Arşivi, Barış Faaliyetleri Koleksiyonu: Klasör No:l 162, E/Y Dosya No: 153/81, Belge: 211; Bağdadlılar, a. g. e., s. 117; Kerr, a. g. e., s. 146151; Karadağ, a. g. e., s. 48. 50 Bağdadlılar, a. g. e., s. 117. Bağdadlılar olayı anlatırken şöyle yazmaktadır; "Bununla beraber şehir boşalıyordu. Ailesini, çocuklarını bulabilenler birlikte, bulamayanlar tek başına köy yollarını tutmuşlardı. Erkeklerini bulamayan kadınlar erkeksiz çıkıyorlardı köy yollarına. Mahşer gibi herkes her şeyden evvel nefsini düşünüyordu...." 51 Kerr, a. g. e., s. 154. 52 Şeyh Ali Sezai Efendi, "Maraş'in Şekerli, Hatuniye, Bostancı, Kuytul Mahallerinden Mürekkeb Şubenin Reisi Olarak Bilfiil Teşklatı Yaparak ve Milli Müdafa ve Harb Safahatından Bulunarak Yazdığı Tarihçeden İcab Eden Yerlerin Hülasasıdır." Basılmamış el yazı ile kaleme alınmış bir belge; R. Yaşar Büyükoğlu, Milli Mücadele Döneminde Güneydoğu Anadolu (30.X. 191820.X. 1921), Hacettepe Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi. Ankara, 1998, s. 164; Saral, a. g. e., s. 197198.

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 661 gösterilmişse de, 53 Amerikan Yakın Doğu Yardım kurumunda çalışan ve savaş boyunca Maraş'ta Ermenilerle birlikte hareket eden Stanley E. Kerr'e göre 200 rakamı Türklerin sadece düzenli askeri birliklerinden kaynaklanan kayıpları ifade etmektedir. Türkler toplamda 4.500 kayıp vermişlerdir. 54 Kaynakların ifadesine göre, Fransız kayıpları 800 ile 1.200 arasında değişmektedir. 55 Topları ve ağır silahlarının gölgesinde ve bulundukları noktadan fazlaca ayrılmadan savaşan Fransızlar, karşı tarafa yıkıcı ve öldürücü top ve makineli atışları yaparken, kendileri çoğunlukla daha az tacize uğramışlardır. Ermenilerin kayıpları ise 3.500 ile 12.000 arasında değişen rakamlarla ifade edilmiştir. 10 Şubat akşamı Dr. Mustafa, Amerikalı Dr. WiIson ve Fransız subaylar Alman Hastahanesinde barış için toplanıp karara varmaya çalıştıkları sırada, 10.000 Ermeni hayatta olduğu ifade edilmiştir. 56 Yakın Doğu Yardım Kurumundan, W. Nisbitt'in savaşla ilgili memorandumuna göre Ermenilerin toplam kaybı 3.500 ile 4.000 arasında idi ve şehrin yarısı yanmıştı. 57 Kerr'e göre, Savaş sonunda şehirde kalan ve dört ana binadaamarikan misyoner kompleksi, Alman hastahanesi, Betişalom Yetimhanesi ve Katolik Ermeni Kilisesitoplanan Ermenilerin sayısı 9.700 idi. Fransızların kendilerini kimsenin izlememesi gerektiği yolundaki uyarı ve emirlerine rağmen, Ermenilerden kaç kişinin İslahiye'ye doğru yola çıktığı tam olarak bilinmiyorsa da, 3.400 civarında Ermeni'nin Fransızlar ile birlikte gittiği ve bunlardan 2.400 kadarının İslahiye'ye ulaştığı, yollarda ise 1.000 kadarının öldüğü tahmin edilmektedir. 58 Aynı zorlu yolculuğu yapmış olan bir görgü tanığına göre, 4.000 asker ve 5.000'den fazla Ermeni Fransızlarla birlikte Kaçmış, Belpınar'dan sonra ağır ve on üç saat süren bir tipi fırtınasının meydana getirdiği "karmaşa ve terörle mücadele ederek" ve büyük kayıplar vererek ilerlemişlerdir. Bu kayıplar, onların 1918'den beri İtilaf güçlerinin "kendi aralarındaki mücadele ve hatalarının" küçük bir sonucudur. 59 Bir başka kaynağa göre, İslahiye'ye yola çıkan 5.000 Ermeni'den ancak üçte ikisi varabilmiş ve oradan da İzmir, İzmit ve diğer Yunan işgali altındaki yerlere gitmişlerdir. 60 Yine bir başka kaynağa göre, savaşın başında 22.000 olan ve kaç kişinin Fransızlarla birlikte kaçtığı bilinmeyen bir anda geride kalanlar 9.700 kadardı ve bunlar da Türklerin koruması altında güvene kavuşmuşlardı. 61 Ghazarian'a göre 22.000 olan Ermeni nüfusundan 5.000'i ölmüş, 3.000'i Fransızlarla birlikte gitmiş ve 14.000 kişi ise şehirde 53 Hakimiyeti Milliye, 21 Şubat 1336 (1920); Bağdadlılar, a. g. e., s, 121; Akbıyık, a. g. e., s. 219; Büyükoğlu, Milli Mücadele Döneminde Güneydoğu Anadolu, s. 172, 174; Meclisi Ayan Tutanakları, 4 Mart 1336 (1920). Ayan meclisinde, İngiliz ve Fransız gazetelerinin binlerce insanın Maraş müdafaası sırasında öldüğüne dair tartışılan bir soruya karşılık Abdurrahman Şeref Efendi, Şurai Devlet Reis Vekili, "Maktulinin ve meskensiz kalan ahalinin miktarını da bilmiyorum. Fakat her gün gelen resmi cetveller vardır, bunlara nazaran ikiüçyüz kişi de bu ihtilal esnasında öldü. Bu ikiüçyüz kişi içinde Müslim de var, Ermeni de vardır, karışıktır. Kasabaya hariçten top, mitralyöz atılıyor. Ahali de heyecanla birbirini öldürüyor. Mamafih zayiat miktarı binlerce değil, birikiyüz kişiden ibarettir. İzam ettikleri gibi değildir," demiştir. 54 ATAŞE Başkanlığı Arşivi, Barış Faaliyetleri Koleksiyonu: Klasör No:l 162, E/Y Dosya No: 153/81, Belge: 212,13; Kerr, a. g. e., s. 195. 55 Paul du Veou, La Passion de la Cilicie. Paris: Librairie Orientaliste, 1937, s. 100; Kerr, a. g. e., s. 195. Veou'ya göre, 1.200 Fransız askeri ölmüş veya savaş dışı kalmıştı. 300 kadarının ise ayakları donduğundan kangren olma tehlikesi ile kesilmek zorunda kalmıştı. 56 Kerr, a. g. e., s. 168. 57 Kerr, a. g. e., s. 257. 58 Veou, a. g. e., s. 101; "The 22 Days of Marash..., 31, s. 5758; Kerr, a. g. e., s. 196. Kerr'in iddiasına göre, yaklaşık 2.000'i 59 60 61 köylerden olmak üzere savaş öncesinde 24.000 Ermeni Maraş'ta yaşamaktaydı. Bunlardan 9.700'ü Maraş'ta hayatta kalmış, 2.400'ü de İslahiye'ye ulaşmıştı. 11.900 Ermeni şehirdeki ve köylerdeki çatışmada, İslahiye'ye giderken yollarda hayatını kaybetmişti. Ancak, bu rakam oldukça abartılı görünmektedir. Veou, kaçış sırasında 3.000 Ermeninin öldüğünü iddia etmektedir. Veou, a. g. e., s. 99; "The 22 Days of Marash..., 31, s. 59, 61. Dr. Elliott, "Fransız ve İngiliz devlet adamları bu saatte ne yapıyorlardı? Rahat adamlar, yiyebilen adamlar, altında uyuyabilecek çatıları olan adamlar, karıları ve çocukları güvende ve sıcak ortamda olan adamlaronlar oturup dünya satrancı üzerinde uluslar arası politikanın büyük oyununu oynuyorlar, bu sırada dünya'da hayatlar kanıyor, büyük acılar çekiliyor her harekette" diye yazarak emperyalistleri trajik olarak kınıyordu. "The 22 Days of Marash..., 31, s. 63. Kerr, a. g. e., s. 177181.

662 KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU sağ kalmıştı. 62 Bağdadlılar'a göre ise 14.000 olan Ermeniden 8.000'i savaş sonunda sağ kalmış, geride kalan 6.000 Ermeni'den ise ne kadarının öldüğünün ve ne kadarının ise Fransızlar ile birlikte gittiğinin bilinilmediği belirtilmiştir. 63 Fransızların çekilme kararı üzerine birçok Ermeni onlarla birlikte çekilmeye karar vermiş, ancak Fransızlar çekilmeyi gizli tuttuklarından Ermenilerin kendileri ile birlikte kaçma isteğine karşı gelmişlerdir. Gerekçe olarak, eğer kalabalık bir Ermeni halkı onları takip ettiği Türklerce görülürse, üzerlerine baskın yapılıp birçokları öldürülebilirdi. Buna rağmen, Ermeni lejyon askerlerinin ve Rus Albay Simonoff'un destek ve ısrarı üzerine bir kilometre ara ile Ermenilerin Fransızları takip etmesine müsaade edilmiştir. Sığındıkları birçok yerden, Türkler tarafından kendilerine saldırıda bulunulabilir düşüncesi ile Amerikalı misyonerler Fransızlar ile birlikte ayrılmak için yetişkin kızların ve erkeklerin gitmesine karar vermiş, geride ise çoğunlukla çocuk ve kadınların kalmasına müsaade edilmişlerdir. 64 Fransızlar ile birlikte İslahiye'ye doğru kaçışan Ermeniler ağır kış şartları altında büyük kayıplar vererek yola devam etmişlerdir. Her ne kadar milli kuvvetlerce Aksu, Eloğlu ve bazı yerlerde saldırılar olmuşsa da bunlar pek etkili olmamıştır. Asıl kayıplar soğuğa ve kara verilmiştir ki o günlerde eşine az rastlanır çetin bir kış yaşanmıştır. Örneğin, yetimhaneden gönderilen 51 kızdan ancak 40'ı İslahiye'ye varmış, Senegalli askerlerden 150'sinin ayakları donduğundan ve kangren tehlikesi üzerine kesilmiştir. Belpınar'dan İslahiye'ye yol kenarları ölü insan kümeleri ile dolmuştur. 65 Fransızların şehri terk edeceğini öğrenen bazı Ermeni ileri gelenleri Amerikalı Yakın Doğu Yardım organizasyonunda çalışanlarından ve misyonerlerinden yardım istemiş ve zaten öteden beri birlikte hareket eden bu kimseler onlarla birlikte kalarak, Ermenilerle "korumaya" ve "temsil" etmeye devam etmişlerdir. Maraşta'ki misyonerlerin başı durumunda görünen Mr. Lyman ve diğerleri savaşın kazanıldığı bir anda Fransız kararına inanamamışlardır. Ancak bununla birlikte geride kalan Ermenileri de yalnız bırakmak istememişlerdir. Fransızların çekilmesi ile hayal kırıklığı, kin ve çaresizlik hisseden Ermeniler, Amerikalıların yardımını arama yanında başka çareler de aramışlardır. Bunlardan birisi kendi güçlerine dayanma yollarını zorlamak olmuştur. Bu amaçla, Bulgurcıyan evine sığınan Hırlakyan Ağa'nın Ermeni ileri gelenlerini toplayarak, eldeki güçleri ve silahları gözden geçirmesi ve Türklere karşı savaşa devam etme isteği ve Türk ordusunda da daha önce görev yapmış olan Hırlakyan'ın oğlu Setrak'ın komutasında yeniden bir askeri düzen oluşturmaya çalışması gibi çareler aramaları dikkat çekmektedir. 66 Ancak, Fransızların ağır silahları, binlerce askerine karşı başarı ile mücadele etmiş olan Türklere karşı Ermenilerin tek başına yapabilecekleri fazla bir şey yoktu. Sonuçta, Abarabaşı (Ermeni Katolik Kilisesi) kilisesindeki son silahlı Ermeniler de Amerikalıların arabuluculuğu ve Türklerin ortaya koyduğu şartlan kabul etmek zorunda kalarak teslim olmuşlardır. Zaferden sonra Süleymanlı askerlik şubesi başkanı binbaşı Cemil başkanlığında şehirde geçici bir idare kurulmuş, bu idare birkaç suçlu bulduğu kimsenin asılmasına karar vermiştir. 67 Ancak, kısa süre sonra idari ve adli işler yeniden tesis edilmiştir. Hükümet mutasarrıf olarak İrfan Bey'i görevlendirmiştir, irfan Bey'de şehirde asayişi ve düzeni sağlayarak iyi bir ortam oluşturmuştur. Hatta, Ermeniler yeni ve rahat ortamdan memnun kalarak, Türklerden gördükleri yumuşak ve koruyucu yaklaşıma karşı gösterdikleri hoşnutluğu, hükümete çektikleri bir telgrafla dile getirmişler, olan olaylardan Fransızları sorumlu tutarak, kendilerinin Fransızlar tarafından kandırıldığını dile getirmişlerdir. 68 62 63 64 65 66 "The 22 Days of Marash..., 31, s. 68. Bağdadlılar, a. g. e., s. 123. Kerr, a. g e., s. 165166. Kerr, a. g. e., s. 188189. Kerr, a. g e., s. 155156. 67 ATAŞE Arşivi, Barış Faaliyetleri Koleksiyonu: Klasör No:l 162, E/Y Dosya No: 153/213 68 Saral, a. g. e., s. 204205; Akbıyık, a. g. e., s. 218.

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 663 Bununla birlikte, sayıca içinde bulundukları toplumun çok az bir kesimini oldukları halde, büyük güçlerin kendi çıkarları için kışkırtıcı emellerine alet olan Ermeni ileri gelenlerinin sorumsuzca hareket etmeleri sonucunda, kendi halklarının Türkler ile birlikte gelişme ve ilerleme şansını ortadan kaldırmışlardır. Bir tarihçinin ifadesi ile, "Onlar Avrupa tarafından baştan çıkarıldılar ve intihar" etmişlerdir 69 Yıllar sonra batılı güçlere sığınıp onların yardımını aramanın ve sonunda da kaybetmenin acısını objektif olarak değerlendiren bazı Ermeniler, Türklerle birlikte hareket etmiş olsalardı ve başkalarının oyuncağı olmasalardı daha iyi bir durumda kalabileceklerini itiraf etmişlerdir. Ama artık iş işten geçmişti, ve Türk'e duyulan öfke ve hıncın yerini, yaptıkları yanlışın verdiği vicdan muhasebesi almıştır. 70 Maraş'ta yedi mahalleşekerdere, Kümbet, Kuyucak, Çukuroba, Tekke, Akdere, Çarşı içinde yaklaşık.1.000 ev ve 350 dükkan, 5 caami, 10 kilise, 15 mekteb ile Kışla yanmış ve yıkılmıştır. Tahminen o günkü para ile 700.000 lira maddi zarar ortaya çıkmıştır. 71 Amerikalılardan Dr. Shepard ve Dr. Lambert'ın yaptığı bir araştırmaya göre ise 6 kilise ve 7 cami yanmıştır. Yanan ve tahrip olan evlerin tespit edilmesinin zorluğuna rağmen genelde evlerin %40'nın yandığını, çarşıdaki tüm Ermeni ve Türk dükkanlarının yağmalandığını tespit etmişlerdir. 72 Fransızlar çekilirken Amerikalılara ellerindeki yiyecekleri ve diğer malzemeyi vermişlerdi. 73 Hatta, Dr. Mustafa ile yaptıkları anlaşmada, Türklerin muhatap olarak Amerikalıları görmesini istemişlerdi. 74 Bu sebeple, Maraş'ta kalan Ermeniler, Amerikan Yakın Doğu Yardım Organizasyonu, Amerikan misyonerleri, doktor ve öğretmenleri gözetiminde bırakılmışlardır. Amerikalı ve diğer yabancılar ise eskiden beri kendi ülkelerinin gücünü kullanarak Ermenilere destek olmuş, onların Türklerle samimiyet kurmasını ve karışmasını bir dereceye kadar önlemişlerdir. Kendi önderliklerinde ve kendilerine sadık, kendi mezheplerini izleyen yeni bir toplum oluşturmak istemişlerdi. Misyonerler, yabancı bir ülkede kendi hükümranlıklarını ilan etmiş ve bu hükümranlığın itaatçi halkı olarak da azınlıkları bulmuşlardır. Ve daha kötüsü, Ermeniler de bu yabancıların gerçek niyetlerini bilmeden kendilerini onların kucağına atmışlardır. Amerikalı ve diğer yabancı misyoner, öğretmen ve yardımseverler, Türklerin gözünde Ermenileri destekleyen ve doğan tatsız olaylarda rolleri olan zararlı kimselerdi ve bu nedenle şehri ve Türk vatandaşı olan Ermenileri terk etmeliydiler. Onların şehri terk etmesi için Ermeniler tarafından da istenmediklerinin kendilerine söylenmesini istemişlerdir. Bu amaçla, savaştan sonra şehirdeki Türk ileri gelenleri Ermenilere Amerikalıları istemediklerine dair söz almak istemiş, ancak Ermeniler buna yanaşmamıştır. 75 Bu şekilde Ermeniler geçmişte Fransız işgalciler ile hareket ederken, şimdi de Amerikalıların yanında yer almışlardır. Ermenilere destek olmak ve onların içinde yaşadıkları toplumdan bu yolla ayrı kalmasını sağlamak için Amerikan Uluslararası Genç Adamın Hıristiyan Örgütü (The Young Men's Christian Association International) adlı örgütte Maraş'ta çalışmalarını yoğunlaştırmak istemiştir. Bu örgüt, Konya, Halep, Antep ve Maraş gibi yerlerde şubeler açmıştır. Ancak Maraş şubesi sorumlusu Frank Johnson ve örgütün genel sekreteri James Perry Antep'te buluşup Maraş'a gelirken, Antep yakınlarında bir saldırı sonucu öldürülmüştür. 76 Ayrıca, bu sırada Paris'te büyük devletler bir araya gelerek Türklerin kaderini tayin etmeye çalışıyordu. Boghus Noubar öncülüğündeki Ermeniler büyük güçlerin desteğinde aşırı toprak taleplerinde bulunuyordu. 77 Hatta, Fransızların daha büyük güçlerle tekrar Maraş'a dönüp şehri 69 Sonyel, Minorities..., s. 429. 70 Mim Kemal Öke, Ermeni Meselesi. İstanbul: Aydınlar Ocağı Yayını, 1986, s. 232; Sonyel, Minorities..., s. 430. 71 ATAŞE Arşivi, Barış Faaliyetleri Koleksiyonu: Klasör No:l 162, E/Y Dosya No: 153/213; Saral, a. g. e., s. 205. 72 Kerr, a. g e., s. 207. 73 "The 22 Days of Marash..., 31, s. 68. 74 Bağdadhlar, a. g. e., s. 120. 75 Kerr, a. g e., s. 241. 76 The Times, Cumartesi, 14 Şubat 1920; Kerr, a. g. e., s. 203204. 77 Sonyel, Minorities..., s. 419.

664 KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU işgal edeceğinden bahsediliyordu. 78 Bu durumda şehirdeki Türkler geride kalan Ermenilerin hala kendileri için tehlike olduğuna ve bu nedenle de onların şehri terk etmeleri gerektiğine inanıyorlardı. Savaşın sona erdiği günlerde her ne kadar Ermenilerin canına dokunulmamışsalar da, halk onların dışarıda rahatça dolaşıp, alışveriş yapmasına ve işlerini takip etmesine mesafeli yaklaşmıştı. Hatta, Ermenilere yeterince yiyecek ve diğer ihtiyaç malzemesi satılmasına dahi karşı çıkmışlardı. Bu sebeple Amerikalıların öncülüğünde bir gurup mutasarrıf İrfan Bey'den yardım istemiş, ve ancak onun aracılığı ile istedikleri malzemeleri tedarik edebilmişlerdi. 79 Ermeniler de sığındıkları yerlerden serbestçe çıkmaya korkup, Amerikalıların gözetimi altında güvende olduklarını düşünmüşlerdi. Ancak, Bağdadlılar'a göre, Kılıç Ali Ermenilere teslim olduktan sonra bir aylık iaşe verildiğini ve onların serbestçe dolaşmaları için garanti sağlandığını belirtmekte ve Ermenilerin de eskiden olduğu gibi işlerine döndüğünü kaydetmektedir. 80 Ermenilerin yabancılar kontrolünde ve etkisinde sürekli olarak düşmanca bir tutum içinde olmalarının sıkıntısını yaşayan Maraş ileri gelenleri, onların bundan sonra çocuklarını eğitmek için Türk mekteplere göndermeleri gerektiğini dile getirmişler, Türk tebaası olan herkesin aynı ortamlarda ders almasının daha doğru olacağını belirtmişlerdir. Ancak Ermeniler buna karşı çıkmışlar, hatta kendilerine karşı daha anlayışlı olunması için şehirdeki halkın gözünde dini bir etkisi olan Dayızade'den yardım istemişlerdir. Dayızade'nin ise onlardan İslam Dini'nin üstünlüğünü kabul etmeleri isteğine olumsuz yanıt verince, istedikleri yardımı bulamamışlardır. 81 Artık şehirde hiçbir şey eskisi gibi değildir. Savaşın verdiği yıkım ve can kaybı taraflar arasındaki uçurumu kapanmaz şekilde derinleştirmiştir. Bu durumda, kendi eğittikleri ve zor duruma düşmelerinde de payları olan Amerikalılar, Ermenileri kaybetmek veya terk etmek istememişlerdir. Sonunda, kendi destek ve yardımları ile Ermenileri Halep'e ve oradan da Beyrut'a taşımışlardır. Kerr'in iddiasına göre, Ankara Anlaşması'nın ve Kasım 1921'de General Muhittin, Fransız delege FranklinBouillon ve Mustafa Kemal'in bildirilerinin azınlıklara tüm hakları tanıdığının ve genel af ilan ettiğinin Maraş'ta bilinmediği, bu nedenle de Maraş'ta ki Ermenilerin Halep'e taşınmaya başlandığı belirtilmektedir. 82 İlk kafile 1.400 çocuk ve kalabalık bir Ermeni gurubu olarak yola çıkmış ve Antep üzerinden, Halep ve Beyrut'a ulaşmıştır. Ancak, jandarmaların korumasında olan kafile yolda Aksu'yu geçerken maskeli ve silahlı kimselerce soyulmuş, karşı gelen jandarmalardan ikisi şehit edilmiştir. Bu tür soygun ve kayıpların önünü almak için ise geride kalanlar bölgedeki güçlü çete reislerine verilen paralar karşılığı onların koruması altında Halep ve Beyrut'a götürülmüştür. 83 Bu şekilde 6.000'den şehirden ayrılıp fazla Ermeni Halep'e gitmiştir. Maraş'ta son olarak 3.000 Ermeni kalmıştır ki bunların birçokları orduda görevli idi ve birçokları da mal ve mülklerini terk etmek istemiyorlardı. Bazılar ise çok fakir olduğundan gidecek parası yoktu. Ancak, Maraş ileri gelenleri, polis şefi, kuvayı milliyeciler, Mutasarrıf ve Jandarma komutanı hariç, herkes onların şehri terk etmesini istiyorlardı. Özellikle, Ermenilerin hala bölgede bağımsız bir Ermeni devleti kurmak için dışarıda çaba harcadıkları söylentileri, Türk halkının duygularını kabartmış, ve Ermenilerin bir an önce şehri terk etmeleri gerektiği kabul edilmişti. Sonunda Ocak 1922'de bu son gurup da şehri terk etmiştir. 84 Böylece Maraş'ta ki son kalan Ermeniler ve onlara yardım eden Amerikalı misyoner ve Yakın Doğu Yardım kurumu çalışanları şehri terk etmişlerdir. 78 Karadağ, a. g. e., s. 5455; Akbıyık, a. g. e., s. 223228; Kerr, a. g. e., s. 222. Kerr'e göre 15.000 Fransız askerinin çarpışarak şehre doğru geldiği söylentisi dilden dile dolaşmaktaydı. 79 Kerr, a. g. e., 200201. 80 Bağdadlılar, Uzunoluk..., s. 123. 81 Kerr, a. g. <?., s. 241142. 82 Kerr, a g. e., s. 247. 83 Kerr, a. g. e., s. 248251. 84 Kerr, a. g. e., s. 253254. j

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 665 Ermenilerin Çukurova ve Güne Anadolu'da ki varlıkları, gerek kendilerinin rızası ve gerekse de işgalci devletlerin çıkarları doğrultusunda, 1916'da imzalanan gizli anlaşma SkyesPicot'un yürürlükte kalması ile mümkündü. Oysa, Türkler Fransızları Maraş, Urfa ve Antep'te yenmişlerdi. İşgalcilere güvenerek Türklerle savaşan Ermeniler de bu yenilgilerle oldukça zor duruma düşmüşlerdi. Kendileri de yenilenler tarafını tuttuğundan yenilmişlerdi. Fransa kendi ekonomik çıkarları için Türklerle SykesPicot anlaşmasını ortadan kaldıran ve Sevres anlamasını reddeden 20 Ekim 1921 Ankara Anlaşmasını imzalamış, buna göre de Fransızlar güçlerini Bağdat demiryolunun güneyine çekilecek, Çukurova ile Güney Anadolu Türklere bırakılacaktı. Buna karşılık bölgedeki Hıristiyanlar için genel af ilan ediliyor, onlarım malları ve güvenliği garanti altına alınıyordu. Ancak, işgalcilerle işbirliği yanlışlığının vermiş olduğu korku ve acıdan dolayı Ermenilerin Türklerle bir daha eskisi gibi dostane yaşayabileceklerine kendileri de inanmıyordu. Fransızlar ve İngilizler de onlara verdiği sözleri tutamamıştı. 85 Ayrıca, Ermeni komitecileri bölgedeki Ermenilerin bölgeyi terk etmesi için kışkırtıcı propagandalar yapmaktaydı. Sonuçta bu propagandalar bölgedeki Ermenilerin Kıbrıs ve Suriyeye göç etmelerine yol açmıştır. 86 Sonuç olarak, Ermeniler Mütareke döneminde Anadolu'ya Türklerle birlikte huzur ve barış içinde yaşamak amacıyla dönmemişlerdi. Tam tersi, Çukurova, Maraş, altı vilayet, Trabzon ve geniş Türk topraklarını içine alan bir bölgeyi, Erivan'la birleştirerek "Büyük Ermenistan"ı gerçekleştirmek istiyorlardı. Dahası, Büyük Savaş'ı zaferle bitirmiş olan İtilaf güçleri, özellikle Fransa, onları boş yere ümitlendirmekte ve kışkırtmaktaydı. Tarihi ve demografik temellerde yoksun, gerçekçilikten uzak ve insani anlayışla bağdaşmayan boş ümitler ve düşmanlıklar, Ermenileri Türklere daha da düşman etmiş ve bir arada, karşılıklı anlayış içinde bulunma şansını azaltmıştı. Düşmanlıklar kanlı çatışmalara yol açmış, binlerce Müslüman Türk ve gayrimüslim hayatını kaybetmişti. Maraş'ta bu çatışmaların en zorlu ve kanlılarından birisi yaşandı. Ermeniler burada kendilerini destekleyen işgalci Fransızlar ile birlikte Türkleri yıldırmak, sindirmek ve tüm kontrolü ele almak istediler. Nüfusunun ezici çoğunluğunu oluşturan ve bağımsızlık, şeref ve haysiyetine düşkün olan bir millet elbette kendini esir etmek ve yok etmek isteyen güce karşı sessiz kalamazdı. Sonunda, şehirde patlayan savaş binlerce insana mal oldu, şehrin büyük kısmı yandı ve harap oldu. Türkler bu zorlu ve çetin savaşın galipleri olmuşlardı. Ancak onlar evlerini, dükkanlarını ve yüzlerce yakınlarını kaybetmişlerdi. Fakat, zaferi kazandıktan sonra Ermenilerin canına dokunmamı şiardı. Yine de Fransızların yeniden şehri işgal etme tehlikesine, ve daha önemlisi Avrupalı devletlerin Ermeni işbirlikçiler ile birlikte yeni planlar yaparak şehirlerini yeniden kaybetme korkusuyla, şehirde kalan Ermenilerin Amerikalı ve diğer emperyalistlerle olan ilişkilerini keserek, Türk Devleti'nin adaletine kendilerini bırakmalarını istemişlerdi. Ancak, Ermeniler ne kendilerini ayrılıkçılığa iten Amerikalı ve yabancılardan ayrılmak istemiş, ne de batılıların desteğini umarak bağımsızlık sevdalarından vazgeçmişlerdi. Türklerle birlikte işgalcilere karşı hareket etmeyi reddetmekle kalmayıp, düşmanla birlikte hareket eden şehirdeki Ermeniler, bir daha Türklerle birlikte bir hayat yaşama şansını ve geleceğini ortadan kaldırmış bulunuyorlardı. Fransızlarla destek vermekle kendileri de saldırgan ve işgalci durumuna düşmüşlerdi. Dolayısı ile işgalci Fransızlar ile birlikte kendileri de yenilmişti. Maraş'ta Türk halk, çevre yerlerde gelen milli kuvvetlerin desteği ile büyük bir zafer kazanırken, Anadolu'da da uluslar arası alanda gittikçe saygınlık kazanan bir Türk Devleti kurulmaktaydı. Mustafa Kemal'in deha asker ve devlet adamlığı, bu yeni devleti Dünyada kısa sürede şanlı bir yere taşımaya yetmişti. Ruslar, Fransızlar, İtalyanlar, ve diğerleri Anadolu'da Misakı Milli sınırlan içinde tam bağımsız bir Türk devleti kurulmasının kaçınılmaz olduğunu 85 Kerr, a. g e., s. 252. 86 Bige Yavuz, Kurtuluş Savaşı Döneminde TürkFransız İlişkileri: Fransız Arşiv Belgeleri Açısından, 19191922. Ankara: TTK, 1994, s. 157.

666 KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU görmüş, bundan dolayı da Ankara ile iyi ilişkiler kurmaya başlamışlardır. Fransız delegeleri Georges Picot ve FranklinBouillon Mustafa Kemal ile görüşmeler yapmışlardı. Londra Konferansı sırasında (21 Şubat12 Mart 1921) Türk delege Bekir Sami Bey'in Çukurova ve Güneyde Fransız işgali altındaki yerler ile ilgili bir anlaşma yapmış, ancak anlaşmanın tam bağımsızlığa ters düşmesi nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilmemişti. Nihayetinde, Fransız general FranklinBouillon'un Ankara'da ki gayretleri sonunda 20 Ekim 1921 tarihinde Ankara Anlaşması 87 imzalanmıştır. Bu anlaşma çerçevesinde tüm Çukurova ile birlikte Maraş, Antep, Urfa Türklere bırakılıyordu. Bu bırakışma sonunda Fransız işgal kuvvetleri bölgede tamamen çekiliyordu. Her ne kadar bu anlaşmaya göre azınlıkların hakları garanti altına alınmakta ve genel af ilan edilmekte ise de, anlaşma bölgedeki gayrimüslimler arasında bir panik hali yaratmıştır. Bu panik halinin yatıştırılması için FranklinBouillon ve Mustafa Kemal Paşa bildiriler yayınlamışlar ise de Ermeniler ve diğer Hıristiyanlar bölgede çekilmek fikrinden vazgeçmemiştir. Bu bağlamda barış karşıtı güçlerin kışkırtmaları, ve Ermeni din adamlarının barışa ve Türk'e olan güveninin olmaması nedeniyle bölgedeki Ermeniler ayrılarak büyük kısmı Suriye ve Lübnan'daki Fransız manda topraklarına, diğerleri de Kıbrıs, Mısır ve Yunanistan limanlarına gitmişlerdir. 88 Bunda, Mustafa Kemal'in önderliğinde yeni kurulan genç, dinamik, kararlı ve gerçekçi Türk Devleti'nin, Osmanlı dönemindeki zayıflıklara bağlı sürekli dış müdahalesine izin vermeyeceği ve bunun sonucu olarak da bölgede bulunan azınlıkların bölücü ve ayrılıkçı emellerine kesinlikle müsaade etmeyeceği gerçeğinin yarattığı ağırlığı çekemeyen Ermeniler, çareyi bölgeden ayrılmakta bulmuşlardı. Ermeniler kendi yanlışlıklarının bir pişmanlığı, Türklere karşı güven eksikliği, din adamlarının ve ayrılıkçı Ermenilerin kışkırtıcı propagandalarının etkisi, Türklerin kendi haklarını korumak için kararlı tutumu ve uluslararası ilişkilerin bir sonucu olarak, Ermeniler Amerikalıların gözetiminde Maraş'ı, ve genel olarak da bölgeyi terk etmişlerdir. Maraş'ta kalan son kafile de Ocak 1922'den ayrılarak Suriye ve Lübnan'a gitmiştir. Özet Maraş'ta yaşayan Ermeniler şehrin yüzde 2030'unu oluşturmaktaydı. Büyük Savaş'tan sonra onların şehirdeki sayısı 1820.000 civarında idi. İşgalcilerin yardımı ile bağımsızlıklarını uman Ermeniler, önce İngilizler ve sonra da Fransızlar ile birlikte hareket ettiler. İngilizlerden umdukları cesareti bulamayan Ermeniler, Fransızların desteği ile artan oranda Türklerin canına ve değerlerine saldırılarda bulundular. Bundan dolayı Türkler hem Fransız işgalcilere ve hem de Ermeniler karşı savaştılar. Sonunda zafer Türkler tarafında kaldı. Fransız işgali yanında binlerce Ermeni'yi de alarak şehirden uzaklaştı. Şehirde kalanlar ise ayrılmak için uygun şartlar aradılar. Ekim 1921 Ankara anlaşması Fransızların bölgede tamamen ayrılmasını gerekli kılmıştı. Ermeniler de zorlayıcı bir şart olmamakla birlikte bölgede ve Maraş'ta ayrıldılar. Anahtar Kelimeler: Türkler, Ermeniler, Maraş, Osmanlı Devleti, İngilizler ve Fransızlar. AndreN. Mandelstam, La Societe des Nations et Les Puissances devant le Probleme Armenien. Paris, 1926, s. 223. Ankara Arılaşmasını savunan Aristide Briand, Türklerin Yunanlıları yeneceğini, ve ondan sonra sıranın Çukurova'ya geleceğini, şu anda gerekli 100.000 askeri bulundurmaktan zorluk çeken Fransa'nın, o zaman bölgeye 200300.000 asker göndermek zorunda kalacağını belirttikten sonra, bu anlaşmanın Fransa'ya Müslümanlar gözünde önemli bir değer verdiğini, Suriye'deki Fransız mandasını garanti ettiğini belirtmiştir, Mandelstam, a. g. e., s. 217219. Mandelstam'ın dipnotunda ifade ettiği gibi, Ermenilerin "Cilicia Catholicos"u Fransız başbakanı Briand'a gönderdiği bir mektupta, Ermenilerin Çukurova ve çevresinde güvende olmalarının tek dayanağının bölgede işgalci güçlerin varlığı olduğuna inanmış ve Türklerin bölgeyi yeniden ele geçirmesi ve bölgeye hakim olmasını kendileri için kabul edilemez görmüştür. Ayrıca, Gregoryan, Katolik ve Protestan patrikleri de bu doğrultuda görüş bildirmişlerdir. Dolayısıyla, bölgedeki Ermeniler verilen sözlere ve yapılan anlaşmaya güvenmemiş, bu güvensizliğin bir sonucu olarak da bölgedeki Ermeniler organize olarak panik halinde bölgeyi terk etmişlerdir.

H.1 m KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 667 Abstract The Armenians who had been living in Maraş made of 20 to 30 per cent of the city's popuiation. Their number, after the Great War, was around 1820.000 in the city. Hoping to gain independence under the tutelage of the invaders, the Armenians sided first with the English and second with the French. Though they had not had enough encouragements from the British to harm the Turks, they got the French support and increasingly began to attack the Turkish values and lives. Because of this, the Turks fought against both the French invading forces and the Iocal Armenians who backed the French. At the end, the victory remained on the Turkish side. The French occupation was forced to leave the city, carryirig along vvith them many thousand of the Armenians. The Armenians who remained behind sought proper ways to leave from the city. As the FrancoTurkish agreement in Ankara signed in October 1921, which agreed on the French occupation to leave the area, the Armenians eagerly vvanted to leave the area vvith them despite assurances given to them by the authorities and the Ankara Agreement, vvhich ended the Armenian community in Maraş. Key vvords: the Turks, the Armenians, Maraş, Ottoman Empire, the French and the British.