GENÇ PATRONLAR DÖNEMİ

GENÇ PATRONLAR DÖNEMİ İş dünyasında büyük kuşak değişimi 48 TURKISHTIME MAYIS 2012 MAYIS 2012 TURKISHTIME 49

Türkiye de aile şirketlerinin ağırlığı var... Bu şirketlerde kurucuların ardından gelen genç kuşak, şimdilerde 30-40 yaş aralığına ulaştı. Babalar ise artık en olgun dönemlerini yaşıyor Bu tablo iş dünyasında büyük bir kuşak değişimine doğru yaklaştığımızı gösteriyor. Aile şirketleri konusunda uzman Haluk Alacaklıoğlu, bu durumu, 10 yıl içinde yönetimin yüzde 75 i el değiştirecek diyerek açıklıyor. Ailelerin genç patronları, şirketlerde söz sahibi olmaya başladı bile, hatta bazıları kısmen yönetimi devraldı. Büyüklerin rehberliğinde, hızla işlerin hakimiyetini alan genç kuşak, yakında tamamen yönetimde hakim konuma geçecek. Genç patronlar dönemi olarak tanımlayabileceğimiz bu büyük kuşak değişiminin sonuçlarını çok yakında görmeye başlayacağız. İşte Turkishtime yeni kuşağın genç patronları ile görüştü. Onları sizlerle tanıştırmaya, özelliklerini, vizyonlarını ortaya koymaya çalıştı ESRA KIZILTAN esrakiziltan@turkishtimedergi.com Yıllar öncesinde kendi çabaları ile kurup bugüne getirdikleri şirketlerinde büyük patronlar artık tek başlarına değiller. Onlara çocukları da eşlik ediyor. Yönetimde faal olarak sorumluluk alan genç yöneticiler, babalarıyla birlikte onların tecrübesinden faydalanırken diğer taraftan aldıkları eğitim, gelişen dünyaya adapte olma hızları gibi pek çok etken ile şirket içinde farklı bir bakış açısını temsil ediyorlar. Genelde, hayatlarının odağında işleri var. İşleri iyi gittikçe kendilerini daha güçlü hissediyorlar Önceki kuşakla karşılaştırıldığında çok daha iyi eğitimliler, dünya ile entegreler, kurumsallaşma onlar için olmazsa olmaz, iş bölümünü önemsiyorlar, girişimci ruha sahipler, yetki vermekten kaçınmıyorlar, çok seyahat ediyorlar, merak ediyorlar, çok sayıda hobileri var, çok çalışıyorlar ancak özel hayatlarına da zaman ayırıyorlar, babalarına göre daha duygusallar. Tüm bu özelliklerinin yanında hepsi henüz çok genç, hepsi 40 yaşın altında. Derşan sezer Fotoğraf Genç kuşak patronların değerleri Family Business Advisor Kurucu Başkanı Haluk Alacaklıoğlu, iki kuşak arasındaki benzerlik ve farklılıklara bakıldığında, öncelikle aynı değerlere sahip olduklarını söylüyor. Değerden kasıt inanç, amaç, hedefler Ayrıştıkları nokta ise genç kuşak daha açık fikirli, kurumsallaşmaya inanıyor ve teknolojiyi takip ediyor. Eğer egoları yoksa demokratikler, bakış açıları daha esnek, rekabete daha açıklar Genç yöneticiler daha analitik, daha yapılandırılmış, ilişkilerin yine önemli olduğu ancak bilgiye dayalı bir modeli benimsiyorlar. Sürdürülebilir yapı vizyonları Vizyonlarına gelirsek Egon Zehnder International Yönetici Ortağı Murat Yeşildere, bu özelliklerin yanı sıra genç kuşakların daha kontrollü olduklarını, daha tanımlanmış bir yönetim biçimini benimsediklerini söylüyor. Yeşildere, Şirketlerinde, gelir geçer değil sürdürülebilir bir yapı oluşturma vizyonları var. Ama bunun için her fırsatı değerlendirmekten ziyade arkası doldurulabilen, tanımlanmış işlere yöneliyorlar. Verilerle, bilgiyle desteklenmiş sürdürülebilir bir şirket ve organizasyon yaratabilmeyi önemsiyorlar diyor. Onlar, Türkiye nin genç patronları... Bugünü yaşıyor, geleceği inşa ediyorlar. Onları genellikle yaptıkları yatı- rımlardan tanıyoruz. Onlar Türkiye nin geleceğine yön verecek isimler İş dünyasını dönüştüren genç patronlardan vizyonlarını, babalarıyla ilişkilerini, yönetim anlayışlarını, hatalarını, başarılarını ve gelecek hedeflerini dinledik. Nelere dikkat edilmeli? Yeni kuşakların güçlü yönlerinin yanı sıra uzmanlar, bazı dikkat edilmesi gereken noktalar olduğunu da söylüyor. Örneğin, eski kuşakla yeni kuşak arasındaki en önemli sorunun vizyon faraklılıkları olduğunu söyleyen Haluk Alacaklıoğlu, Çünkü genç kuşak bu konuda çoğu zaman, babalarında gördüklerini alıyorlar. 10 yıl sonra kendinizi, şirketi nerede görüyorsunuz? sorusuna cevap vermeleri gerekiyor. Yönetici olarak öncelikle kendilerine bunu sormaları gerekiyor. Yurt dışında uygulamalar biraz daha farklı.. Yöneticiler önce vizyona yöneliyorlar ancak burada adaptasyon var. Her kuşak aile şirketlerinde kendi vizyonunu, gerekirse kavga ederek bir sonrakine aktarıyor. Var olan vizyona yeni kuşağın yeni bir şeyler eklemesi de kabul edilebilir, ancak bunu görmek bazen mümkün olmuyor diyor. İSİM İŞ DÜNYASININ GENÇ YÜZLERİ Ahmet Abalıoğlu, Oğuz Abalıoğlu, Cafer Sadık Abalıoğlu Ahmet Said Kavurmacı Alican Ulusoy Atıl Peşken Ayca Dinçkök, Raif Dinçkök Baran Aras Baran Süzer, Serhan Süzer Batu Aksoy Bekir Boydak Berk Noyan Bertuğ Ösen Burak Celet Cenk Aşçıoğlu, İrfan Aşçıoğlu Dianne Arkas Aktaş, Bernard Arkas Ebru Özdemir Emre Akyiğit, Ömer Akyiğit Emre Narin Emre Sarar Emre Torun Emre Zorlu, Olgun Zorlu, Selen Zorlu Erdinç Varlıbaş Ersin Kılıç İsfendiyar Zülfikar Mehmet Çoban, Hasan Çoban Mustafa Özer Neşe Gök Ozan Şener Ömer Taviloğlu Özge Arıoğlu Ralf Tezman, Selim Tezman Rıfat Dedeman Pelin Akın Selim Akın Selim Özgörkey Serdar Bacaksız Serhat Çeçen Sertaç Bakioğlu, Enver Bakioğlu Sinan Kosif Turgut Konukoğlu Umut Durbakayım Umut Naci Topçuoğlu Genç patronların genel özelliklerine baktığımızda aslında bugün için, babalarından aldıkları destek onları rahatlatıyor. Ancak genç kuşaklar kendilerini özgür hissetmiyorlar. Yurt dışında durum bunun tam tersi. Aile çocuğu rahat bırakıyor. Yönetici olmak istemeyebilir buna saygı duyuyorlar. Ama Türkiye de, çoğu zaman bilinçli olmayan bir yöneticilik söz konusu. Babadan oğla geçme zorunluluğu varmış gibi bir tablo ortaya çıkıyor. Halbuki bu yanlış. Çocuk kendi isteğiyle yönetici olmaya adanmalı. ŞİRKETTEKİ GÖREVİ Cafer Sadık Abalıoğlu Yönetim Kurulu Üyesi Aydınlı Grup Yönetim Kurulu Üye Ulusoy Holding Yönetim Kurulu Üyesi Levent Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Akkök Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üye Aras Holding Yönetim Kurulu Başka Yard. Süzer Grubu Yönetim Kurulu Üye Turcas Petrol CEO Boydak Yönetim Kurulu Üye Berteks Tekstil Yönetim Kurulu Üye CMS Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Desa CEO Aşçıoğlu İnşaat Yönetim Kurulu Üye Arkas Holding Yönetim Kurulu Üye Limak Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Collezione Yönetim Kurulu Üye Martı Yatırım İşletmeleri Yönetim Kurulu Üye Sarar Şirketler Grubu CEO Torunlar GYO Yönetim Kurulu Üye Zorlu Holding Yönetim Kurulu Üye Varyap CEO Kılıç Holding Yönetim Kurulu Üyesi Turkuvaz Petrol CEO Şölen Gıda Yönetim Kurulu Üye Özerler Holding Gıda Grup Başkanı İnci Holding Yönetim Kurulu Üye TAV Havalimanları Holding Yönetim Kurulu Üye Mudo Yönetim Kurulu Üye Yapı Merkezi Holding CEO Tezman Holding Yönetim Kurulu Üyesi Dedeman Grubu Yönetim Kurulu Üyesi TAV Havalimanları Holding Yatırımcı İlişkiler Uzmanı Akfen Yönetim Kurulu Üye Özgörkey Grup Yönetim Kurulu Üyesi Limak İskenderun Yönetim Kurulu Başkanı IC Holding Yönetim Kurulu Üye Bakioğlu Holding Yönetim Kurulu Üye Kosifler Yönetim Kurulu Üye Konukoğlu Enerji Satış Grup Başkanı Teknik Yapı Yönetim Kurulu Üye Topçuoğlu, Gülsan Grubu Yönetim Kurulu Üye YÖNETİMİN YÜZDE 75 İ EL DEĞİŞTİRECEK Family Business Advisor Kurucu Başkanı Haluk Alacaklıoğlu Çoğu yönetim koltuklarında stresle oturuyor, çünkü buna hazır değiller. Aile şirketi yapılarına bakıldığında genel olarak Türkiye de girişimci özellikleri ve dinamik yapıları öne çıkıyor. Aslında çok büyük bir tehditle karşı karşıyalar ancak farkında değiller. 10 yıl içinde Türkiye de yönetimin yüzde 75 i el değiştirecek, kuşak değişimi yaşanacak. Aile anayasaları kuralları gereği baba 90 yaşına geliyor ancak hala yönetim kurulu başkanı olarak görev yapıyor. Ancak bunlar önümüzde dönemde değişecek. 50 TURKISHTIME MAYIS 2012

Ben şirketimize girişimciliği getirmeye çalışıyorum Batu Aksoy, yarım milyar dolarlık Turcas Petrol e 34 yaşında CEO olarak dikkatleri çekti. Şimdiden geleceğin enerji patronu olarak anılıyor Şirkete sistematik düşünmeyi ve girişimciliği getirmeye çalıştığını söylüyor. Aksoy Projelerimizi bu oldu yaptık gibi değil de önümüzdeki beş yılda şu işleri yapmayı planlıyoruz şeklinde, odaklı ilerlemeyi seviyorum ve bunu uygulamaya çalışıyorum diyor. Babası Erdal Aksoy un en yakın öğrencisi olan Aksoy, aralarındaki ilişkiyi, Babamdan öğreneceklerimi, milyonlar versem satın alamam diyerek aktarıyor. Shell, Socar ve Alman RWE ile ortak çalışan Türkiye nin en önemli enerji yatırım şirketi Turcas ın patronu Erdal Aksoy un oğlu Batu Aksoy, Turcas Petrol CEO su olarak yönetimde önemli işler yapıyor. Babası Erdal Aksoy un başkanı olduğu şirkette ve bağlı ortaklıklarda onun yükünü paylaşıyor. İstanbul da ilk, orta ve liseyi okuduktan sonra, üniversite için ABD ye giden Aksoy, çocukluk hayali olan elektrik mühendisliği eğitimi alıyor. Aslında amacı mühendis olarak çalışmak olmasa da mühendisliğin kendisine önemli bir formasyon katacağını düşünerek bu yola çıkıyor. 22 yaşında iş hayatına giren Aksoy, şimdi 35 yaşında. ABD deki tecrübesini de sayarsak 15 yılık iş tecrübesi var. MBA hayalim vardı. Ancak işin içine böyle girince, başka şeylere vakit kalmadı diyecek kadar işine odaklı ve çalışkan bir yönetici. Göreve gelmenizle birlikte şirket yönetiminde neler değişti? Şirkete yapılandırılmış ve sistematik bir büyüme kattığımı düşünüyorum. Ben Turcas da göreve başladığımda da şirketimiz kurumsaldı. Ben bunun daha da geliştirilmesi konusunda fayda sağladım. Bu sistem sayesinde eğer biri yanlış yapıyorsa sistemin otomatik olarak uyarması gerektiğine inanıyorum. Projelerimizi bu oldu yaptık gibi değil de önümüzdeki beş yılda şu işleri yapmayı planlıyoruz şeklinde odaklı ilerlemeyi seviyorum ve bunu uygulamaya çalışıyorum. Mutlaka bir sistem ve plan çerçevesinde ilerlemekten yanayım. Ama bu demek değil ki plansız gelen bir fırsatı değerlendirmeyeceksiniz. Bir taraftan gözünüz hep açık olmak durumunda. Piyasayı çok iyi kokluyor olmamız gerekiyor, diğer taraftan da yaptığımız planları hayata geçirip her yıl sonunda geriye dönüp kendimizi sorgulamamız gerektiğini düşünüyorum. Ben şirkete girişimciliği getirmeye ve çalışma arkadaşlarımı bu konuda motive etmeye çalışıyorum. Vizyonlarını açmaları konusunda onlara yetki veriyorum. Bir direktörün her safhada benden, bizden izin almadan risk alabilmesi, inisiyatif alabilmesi gerekiyor. Güvensizlik yerine, çalışma arkadaşlarımızı yetkilendirmeye çalışıyorum. Bu sayede ilave girişimci güç oluşturmaya çalışıyorum. Nasıl bir yöneticisiniz? Ben demokratik bir yönetici olduğumu düşünüyorum. Yöneticinin mutlaka çok iyi delegasyon ve yetkilendirme yapması gerektiğine inanıyorum. Doğru iş bölümü yapmaya inanan bir yöneticiyim. Ben çok çalışıyorum ve çalışma arkadaşlarımdan da bunu bekliyorum. İnsanlara yetki vermekten yanayım. Çünkü bu sayede sorumluluk alabilirler ve artılarını, eksilerini daha iyi ölçebilirsiniz. İnsanların sorumluluk almaktan kaçması hoşuma gitmiyor. İnsanların sorumluluk almasını, arkasında durmasını, yaratıcı olmasını istiyorum. Çok rekabetçi bir ortam var, bu nedenle farklılık değerli. Kendini zorlamayan insanın kendine ve şirketine çok faydası olmayabilir. Babanızla aranızdaki benzerlik ve farklılıklar neler? Babamla yüzde 85 anlaşıyoruz. Benzerlik olarak ikimizin de matematiksel tarafları kuvvetlidir, ikimizde hesap insanıyız. Girişimciyiz. İletişimimiz iyidir. Farklılık olarak o benden daha uzun vadeli düşünen bir insan. O bir vizyonerdir. Kendinden 30 yıl sonrasını da düşünür. Ben de uzun vadeli düşünen biriyim ama kısa vadeye de önem veririm. Babam benden daha sabırlıdır. Benden daha da optimist bir insan. Hayatta en kötü tecrübeden bile pozitif bir sonuç çıkartmayı çok iyi bilir. Aile şirketi olmanın avantajları ve dezavantajları neler? Turcas için kurumsal bir aile şirketi diyebiliriz. Hem kurumsallıktan yararlanıyoruz hem de aile şirketinin verdiği dinamizmin ve hızlı karar verebilme yetisinden. Dolayısıyla kurumsallığın avantajıyla aile şirketi olmanın avantajını maksimize etmeye ve bu karışımı optimum şekilde kullanmaya çalışıyoruz. Eski kuşaklara göre genç kuşak olarak siz yönetime ve iş süreçlerine nasıl bakıyorsunuz? Hayat sürekli değişiyor. Bizim büyüklerimizden maksimum düzeyde faydalanmamız gerekiyor. Bu nedenle bizim birinci kuşak yöneticiler ile birlikte çalışmayı becermemiz gerekiyor. Onlardan alacağımız katkıyı para vererek almamız çok zor. Diğer taraftan birinci kuşak iş adamlarının da çocuklarına mutlaka yetki vermesi gerekiyor. Eğer ben bütün ipleri elimde tutayım derse bu şirketin geleceği için kayıp olur. Benim en büyük şansım babamın beni yetkilendirmekten çekinmemesi. Şirketin sürdürebilir olması için ben olmayınca şirket ne olur a karşılık bunu yaşarken görmek lazım. Eğer çocuğun başaramıyorsa yaşarken bunun önlemini almak lazım. Çünkü hiçbirimiz kalıcı değiliz. Yurt dışında bunun örnekleri var. Adam çocuğunu CEO yapıyor ama olmayınca alıp başka yere yönlendiriyor. Şirkete profesyonel bir yönetici atıyor. Teknolojiyi takip ediyor musunuz? İnternetsiz bir şey düşünmek mümkün değil. Turcas teknolojiyi yakından takip ediyor. Teknoloji tabii ki hayatımızı kolaylaştırıyor. Bu sayede sahaya inmeden de işlerimizi yürütebiliyoruz. EN ÖNEMLİ ELEKTRİK VE DOĞALGAZ YATIRIM ŞİRKETİ OLACAĞIZ Dünyada bazı sektörler trend diye herkesin o alana yönelmesini doğru bulmuyorum. Bazen geleneksel düşüncenin doğru olduğuna inanıyorum. Herkesin en iyi yaptığı işe odaklanması gerektiğine inanıyorum. Bizim enerji şirketi olarak kendimizi konumlandırıp vaktimizi, insan kaynağımızı, finansal kaynaklarımızı bu alana yatırmamız gerektiğini düşünüyorum. Artık dünyada trend buna kayıyor. Birbirinden alakasız birkaç işi bir arada yapmak yerine en iyi yapılan işe odaklanmak söz konusu. Bunu teşvik etmek adına da devletler tarafından finansal destek sağlanıyor. Ben de bundan yanayım. Odaklanmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle Turcas ı elektrik ve doğalgaz yatırım şirketi olarak büyütmeyi istiyorum. 52 TURKISHTIME MAYIS 2012 MAYIS 2012 TURKISHTIME 53

Aile işlerini heba etmemek için hep çok çalışmak zorundayız Aslında hepimizin yapısında dedemden başlayarak bugünlere gelen Zorlu birikimi ya da Zorlu know-how ı var. Hangi işte olursa olsun, tarzımız bellidir. Bu cümle Zorlu Holding in genç kuşak yöneticisi Olgun Zorlu ya ait. Göreve başladığı andan itibaren koyduğu tüm hedefleri gerçekleştirdiğini söyleyen Olgun Zorlu, ailenin genç kuşak ferdi olarak önemli bir noktanın altını çiziyor. Onlardan önce oluşturulmuş çok güzel bir iş olduğunu söyleyen Olgun Zorlu, Bunu heba etmek, hele bir de aile bireyleri tarafından heba edilmesi çok acı verici bir olay olur. Bu nedenle hep çok çalışmak zorundayız diyor. Zorlu Grubu nun dokuma tezgahlarında başlayan öyküsü, özveri, disiplin ve başarma inancıyla birleşince bugün Türkiye nin en önemli şirketlerinden biri haline geldi. Bu öykünün mimarı Hacı Mehmet Zorlu nun ardından yönetimi Ahmet Zorlu ve Nazif Zorlu devraldı. Onlar hala görevlerinin başında. Ancak üçüncü kuşaktan gelip adını şirket yönetimine yazdıran bir isim daha var: Olgun Zorlu Üniversite hayatını İngiltere de tamamlayıp, tekstil ve işletme eğitimi alan Olgun Zorlu, sonrasında grubun tekstil şirketlerinde üretim ve planlama, Ar-Ge, yurt içi-yurt dışı satış ve pazarlama bölümlerinde çalıştı. Yöneticilik süreci temel iş alanları olan tekstille başlayarak kendi eğitim ve tecrübesiyle paralel gelişti. Zorlu Grubu nda çok farklı pozisyonlarda görev alan Olgun Zorlu, bugün Zorlu Holding yönetim kurulu üyeliğinin yanı sıra diğer grup şirketlerinde yönetim kurulu üyeliği ve icra kurulu üyesi olarak da görev yapıyor. Sizden önceki yönetimi nasıl tanımlıyorsunuz? Neler değişti? Bugün de çok fazla şey değişmedi aslında. Aile şirketlerinin temel amaçlarından biri devamlılıklarını sağlayarak, sonraki kuşaklara geçişi güvence altına almaktır. Bu noktada üçüncü kuşaklara önemli bir sorumluluk düşüyor. Çünkü ilk iki kuşak genellikle hızlı büyüme sürecini yönetiyor. Üçüncü kuşak ise, daha rekabetçi bir yönetim biçimini benimseyerek büyümeyi sürdürülebilir kılmaya odaklanmak durumunda. Bizler, Emre Zorlu ve Selen Zorlu Melik ile birlikte, Zorlu Grubu nun üçüncü kuşağıyız. Faaliyet gösterdiğimiz her alanda en iyi olmak, devamlı ileri gitmek, ülkemize ve grubumuza değer katacak yatırım fırsatlarını değerlendirmek en önemli hedefimiz. Kurumsal bir şirket olarak, değerlerine sahip çıkan, özverili, vizyoner, kararlı ve birlik içinde çalışan profesyonel bir yönetim tarzını benimsedik. Kendi şirketinizde çalışırken, başkalarına göre, kendinizi daha fazla kanıtlama ihtiyacı duyuyor musunuz? Her şeyden önce çalışmazsan, işin arkasında olmazsan, birileri gelir, alır ve gider. Emek vereceksin, alın teri olmadan hiçbir şey olmaz. İnsanın karşısına her an fırsatlar çıkmıyor. Çıktığında yakalamak ve kullanmak zorundasın. Öte yandan burada bizden önce oluşturulmuş güzel bir iş var. Bunu heba etmek, hele bir de aile bireyleri tarafından heba edilmesi çok acı verici bir olay. Bu nedenle de hep çok çalışmak zorundayız. Babanız ve amcanızla aranızda nasıl bir ilişki var? Diyalog kopukluğumuz kesinlikle yok. Karşılıklı iyi niyet, sevgi ve saygı içindeyiz. Herkes kendi fikrini söyler. Belki biz onlardan farklı düşünebiliriz ancak onların da bilgi birikimlerini ve deneyimlerini asla unutmayız. Yanlış buldukları şeyleri izah ederler, mutlaka bir noktada uzlaşırız. Elbette fikir çatışmaları oluyor. Ama zaman zaman yanlış da olsa alınan karara saygı duymak gerekiyor. Genç yöneticilerin ortak özellikleri olarak neleri görüyorsunuz? Yeni kuşak yöneticiler olarak, heyecanımızdan dolayı belki aceleci davranmak istediğimiz zamanlar olabiliyor. Bunun olması gayet doğal ancak içinde bulunduğumuz zaman bu heyecanın sonucu olarak yapılacak hatalara müsaade etmiyor. Bu anlamda dikkatli, bilinçli, sağlam ve sonuç odaklı adımlar atmamız gerekiyor. Yeni kuşak yönetici olarak kendi döneminizin avantajları/ dezavantajları olarak neleri görüyorsunuz? Gelişmelerin çok hızlı yaşandığı, bilgiye anında ulaşılabilen günümüz dünyası, bütün kurumları her daim güncel kalmaya doğru itiyor. Bu bir zorunluluk olmanın ötesinde lider bir güç olmanın anahtarı olarak karşımıza çıkıyor. Bugün Zorlu Grubu, Türkiye ekonomisinin lokomotif gruplarından bir tanesi. Bizler de gerek araştırma geliştirme alanındaki çalışmalarımızla, gerekse yatırımlarımızla, uluslararası platformda en iyi olmayı hedefliyoruz. Teknolojik gelişmeler yönetim sürecinize neler katıyor? Bu konuda Zorlu Grubu olarak planlarınız neler? Genç kuşak olarak bizler, önceki kuşaklara nazaran teknolojiyle daha iç içeyiz. Bizden sonraki kuşak da teknolojiyi bizden çok ve daha iyi kullanacak. Günümüzde, üretim yapan her marka teknolojiyi, dünyadaki gelişmeleri ön planda tutarak hareket etmek durumunda. Zorlu Grubu olarak iş süreçlerimizde teknolojik trendleri her zaman takip ediyoruz ve kendimize uygun en iyi alt yatırımları yapmaya çalışıyoruz. Son dönemde hangi trendleri takip ediyorsunuz? Günümüzde iş süreçlerinde görsellik, teknoloji, moda ve çevrecilik gibi birtakım trendler öne çıkıyor. Tüketici tercihleri gözle görülebilir oranda değişti. Artık pazarlamanın kalbinde yalnızca ürünün faydasının değil, tüketicinin kişisel tercihleri, zevkleri, eğilimleri ve önem verdiği konular yer alıyor. Tüketicinin bu denli öne çıktığı bir ortamda bu konulara kulaklarınızı kapatamazsınız. Biz de sektörlerimizi etkileyen eğilimleri göz önünde bulundurarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. FARKLI ALANLARDA ORTAK AKIL İLE BÜYÜYORUZ Mevcut işlerimizde öncelikle kârlılık ve verimlilik üzerine odaklanmak ve aynı zamanda rekabet gücümüzü artırmak için daha fazla inovatif ürünler geliştirmek gibi temel bir hedefimiz var. Böylece, hem mevcut işlerimizde hem de yeni iş fırsatları doğrultusunda, işin durumuna göre yerel, bölgesel veya global düzeyde grubumuzu lider pozisyonlara taşımayı arzu ediyoruz. Öncü konumumuzu korumak, ürün ve hizmet kalitemizle olduğu kadar, içinde bulunduğumuz sektörlere de yenilikler katarak liderliğimizi güçlendirmek bir diğer hedefimiz. Biz Zorlu Grubu olarak, farklı alanlarda, yine ortak akılla araştırmalar neticesinde elde ettiğimiz verileri en iyi şekilde değerlendirerek, ülkemize yaratacağı değerleri de göz önünde bulundurarak, grubumuzun ve hissedarlarımızın menfaati doğrultusunda karar veriyoruz. Hep birlikte performansımızı sürekli daha ileri taşımak, artan rekabete karşı başarımızı sürdürmek ve başarılı performansımızın sürekliliği için daha çok çalışacağız. 54 TURKISHTIME MAYIS 2012 MAYIS 2012 TURKISHTIME 55

Bizim görevimiz grubun ivmesini korumak Türkiye medyası Ebru Özdemir i Uzan Grubu ndan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu na geçen çimento fabrikalarının satış ihalesinde keşfetti. İhalelerde babasıyla kafa kafaya verip fiyat müzakeresi yapan, Özdemir Ailesi nin genç üyesi o günlerde başarılı olacağının sinyallerini vermişti. Öngörü ve koordinasyon sağlama yetimi babamdan öğrendim diyen Ebru Özdemir, bugün Limak Holding in geleceğine yön verecek isimlerden biri olarak görülüyor. Özdemir, genç kuşak olarak kendilerine düşen görevin ivmeyi korumak olduğunu vurguluyor. Yeni kuşak iyi eğitimli, vizyon sahibi ve çalışkan Limak Holding in ortağı Sezai Bacaksız ın iki oğlundan biri. Adını sıkça holding bünyesinde yapılan liman yatırımlarıyla duyuyoruz. Yakın takip, erişilebilirlik ve hızlı karar alma mekanizmalarını tam olarak işletmeye çalışıyorum diyen Serdar Bacaksız için yönetimde kurumsallaşma, olmazsa olmazlardan biri. Bacaksız, yeni kuşakla birlikte gelen çalışma temelinin geçmişle aynı olduğunu söylüyor. Türkiye de yeni kuşağın niteliğini de iyi buluyor. Limak Holding deyince ilk akla gelen isimlerden biri o Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği mezunu. New York Fordham Üniversitesi nde işletme mastırı yaptı. Eğitimin ardından Limak Holding de profesyonel iş hayatına başladı. O günden bugüne 15 yıl geçti. Limak da altyapıdan çimentoya, enerjiden hava limanı işletmesine kadar hepsinin başarısında Ebru Özdemir in de parmağı var. Limak Holding in başarısındaki payınız nedir? Limak Grubu, 1976 yılında kurulduğundan bu yana her yıl büyüyen bir grup. Bu ivmeyi gruba kazandıran Nihat Özdemir, Sezai Bacaksız ve çalıştıkları ekipler. Bizlere düşen de bu ivmeyi korumak oldu. Ben 1997 yılında çalışmaya başladım. Şu an 1,5 milyar doların üzerinde bir ciromuz var. Bizlerle birlikte gruptaki işler çoğaldı, ikinci kuşak olarak hepimizin farklı bir uzmanlık alanı oluştu. Bu aralar en çok hangi projeler zamanınızı alıyor? Son olarak İskenderun Limanı nı devraldık. Bu ve bunun gibi yatırım projelerinde aktif görev alıyorum. Limak Yatırım ın yönetim kurulu başkanlığı ile birlikte İskenderun Limanı nda olduğu gibi, Sabiha Gökçen Havalimanı nda da yönetim kurulunda çalışıyorum. Sizce dünyada hangi trendler takip ediliyor? Uluslararası boyutta şu an çevresel duyarlılık, sürdürülebilirlik ve kurumsal yönetim ilkeleri gibi kavramlar oldukça öne çıktı. Kurumsal yönetim ilkeleri bizim şirketimizde oldukça ilerlemiş durumda, şirketlerimizde bağımsız yönetim kurulu üyelerine yer vermeye başladık. Tüm şirketlerimiz profesyonel yöneticiler tarafından idare ediliyor. Bununla birlikte yönetim, yatırım, insan kaynakları gibi komiteler oluşturuyoruz. Limak ı nerede görmek istiyorsunuz? İstanbul Sabiha Gökçen ve Priştina Havalimanları dahil, önümüzdeki beş yılda en büyük pay altyapı yatırımları ve enerji grubuna ait olacak. Orta Doğu daki ihtiyaçlar sebebi ile büyük yatırım yaptığımız Doğu Çimento grubumuz gibi, Marmara Bölgesi ndeki yeniden yapılanma hedefleri ve yeni deprem yönetmeliği uygulamaları doğrultusunda Batı Çimento grubumuzu büyüteceğiz. Çimento tarafında organik büyüme hedefinde olduğumuz gibi ayrıca yurt dışında özellikle Balkan ülkelerinde yeni fabrikalar kurmayı, satın almayı hedefliyoruz. Bunlarla birlikte turizm sektöründe faaliyetlerimizi Kıbrıs ta ve Mersin deki otel yatırımıyla artırmayı planlıyoruz. Limak Holding de 11 yıldır aktif olarak çalışan Serdar Bacaksız da şirket geleneğini bozmuyor. Gazi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği mezunu. Ardından New York Baruch College da iki yıl MBA eğitimi aldıktan sonra Türkiye ye dönüyor. Döner dönmez Limak İnşaat ın Tarsus taki baraj şantiyesinde saha mühendisi olarak çalışmaya başlıyor. Bugün Limak İskenderun Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapıyor. Sizce genç kuşak patronların ortak özellikleri neler? Ben bu yeni kuşağın ortak özelliğini iyi eğitimli, vizyon sahibi ve çalışkan olması olarak görüyorum. Türkiye nin son 10 yılda gösterdiği ekonomik performans asla bir tesadüf değildir. Bunda özel sektörün önünü açan uygulamalarıyla siyasi otoritenin payı kadar Türkiye nin genç, dinamik ve fırsatçı özel sektörünün de payı vardır. Birinci kuşakla aranızdaki ilişkiyi nasıl tanımlıyorsunuz? Genç kuşak olarak birçok şeyi eski kuşaklardan öğrendik. Dolayısıyla temel şirket işleyişinde, yönetim ve süreçlerde büyük farklılıklar yok. Projelerin sorumluları profesyonel yöneticiler eskiden olduğu gibi, halen en aktif yönetici konumundalar. Yıllar geçtikçe proje sayısı arttığı için biz de karar süreçlerinde sorumluluk alarak sistemin devamlılığını sağlıyoruz. Ancak temel prensipler geçmişle aynı. Yakın takip, erişilebilirlik ve hızlı karar alma mekanizmalarını tam işletiyoruz. Yönetici olarak hangi trendleri takip ediyorsunuz? Şu anda dünyada en hakim trend bilişim teknolojileri alanında aktif olmak. Özellikle BT alanındaki uygulamaları başarılı bir şekilde şirketlerine entegre eden yöneticiler fark yaratıyor. Bu konuda da bir değişim içerisindeyiz. Türkiye de yıllarca bu alanda yatırım yapmak, parayı sokağa atmak olarak görüldü. Bunları aşıp yeni bir takip/raporlama sistemi oturtmak kolay olmuyor. Özellikle de bizim gibi çok sektöre yayılmış gruplarda Bu nedenle bazı pilot uygulamalarla verimlilik artışını ortaya koyup genele yaymak istiyoruz. Uzun vadede planlarınız neler? Havacılık maceramıza 2008 senesinde İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı nda başladık. O gün itibariyle portföyümüzde yaklaşık 3,5 milyon yolcu varken bugün iki havalimanında 15 milyon yolcuya hizmet veriyoruz. Hedefimiz bu rakamı 50 milyona yolcuya çıkartmak. Koyduğumuz bu hedefi mevcut havalimanlarımızda büyüme ile ve yeni havalimanlarını portföyümüze katarak gerçekleştirmek istiyoruz. 56 TURKISHTIME MAYIS 2012 MAYIS 2012 TURKISHTIME 57

Bizim avantajımız iletişim çağında yönetici olmamız Sarar Şirketler Grubu Onursal Başkanı olan amcası Cemalettin Sarar dan 2011 yılında bayrağı devraldı. CEO Emre Sarar ın hedefi, Sarar markasının köklü geçmişini genç kuşağın dinamizmiyle birleştirerek geleceğe taşımak. İçinde bulundukları dönemi de değerlendiren Sarar, Eski kuşak çok sıkıydı. Bizim avantajımız iletişim çağında yönetici olmamız. Çünkü bilgi akışında inanılmaz bir hız var diyor. Emre Sarar bu çarpıcı gelişmeyi, Almanya dan makine almak bile beş dakikamızı alıyor diyerek açıklıyor. Sarar ın her departmanında, 13 yaşından bu yana çalışan Emre Sarar, bugün 35 yaşında. Felsefe ve psikoloji eğitimi almış olmasına rağmen, Yöneticilik tozunu yutan daha başka bir iş yapamıyor diyor. Göreve gelmesiyle birlikte teknolojik altyapı, kurumsallaşma ve uluslararası mağazalaşmaya odaklanan Sarar ın ilk icraatı, Al Shaya ile yaptıkları anlaşma oldu. Bu çalışma kapsamında, Arap ülkeleri ve Rusya da Sarar mağazaları açılacak. İkinci kuşak genç patron olarak şirkete ne kattığınızı düşünüyorsunuz? Ben babamlardan devraldım. Onların bana vermiş olduğu vizyon çok da farklı değil. Ben de onlarla aynı şeyi düşünüyorum. Dedem bu markayı Eskişehir den çıkarttı, babamlar Türkiye den çıkarttı. Benim de Sarar ı tüm dünyaya yaymam lazım. Benden önceki yönetime bakıldığında biraz daha geleneksel yönetim idi, benden sonra daha profesyonel, kurumsal bir yönetime doğru geçti. Departmanlar tanımlandı. Herkesin görev paylaşımı çizildi. Benden önce teknoloji kullanımı çok aktif değildi, ama benimle birlikte bu iş hızlandı. Sosyal medya aktivitelerini hayata geçirdik. Yeni kuşak genç patronların ortak özellikleri nedir? İkiye ayrılabilir. Ya kendinizi şanslı hissedebilirsiniz ya da şanssız. Kendinizi iyi eğitebilirseniz iyi bir yönetici olabilirsiniz, ancak babamın nasılsa parası var derseniz bu mutluluk uzun sürmez. Yaptığımız işi öğrenmek ve bilmek gerekiyor. Deneyim kazanmak gerekiyor. Eski kuşak çok sıkıydı. Bizim avantajımız iletişim çağında yönetici olmamız. Çünkü bilgi akışında inanılmaz bir hız var. Biz oturduğumuz yerden iş hallediyoruz. Almanya dan makine almak bile beş dakikamızı alıyor. Her şey internet üzerinden, cep telefonumla işimi hallediyorum. Sarar ı nereye taşıyacaksınız? İlk 10 marka içinde Sarar ı görmek istiyorum. Sarar Avrupa ve ABD mağazalarımız var. Uluslararası bir marka olmayı istiyorum. Sarar ın tekstil dışında Bozüyük alışveriş merkezi, Toyota ve Hyundai plazaları, İç Anadolu da yağ dağıtımı, benzin istasyonu var. Bilişim alanında da varız. Sigorta şirketimiz var. Şu an Eskişehir de bir otel projemiz var. Ama bizim lokomotifimiz tabii ki de tekstil. Sarar ın toplam 350 mağazası var. Ben 500 mağazaya ulaşmak istiyorum. İstihdama önem verdiğim için 5 bin 500 kişiyi 7 bine çıkartmak istiyorum. Ciroda her zaman iki haneli rakamları seviyorum. Bu yılki büyümemizi yüzde 25 civarında hedefliyoruz. Sarar mağazaları dışında genç kuşak yöneticileri hedeflediğimiz markamız Sarar Interwiev mağazaları açacağız. Sarar Kadın olarak iki mağazamız var. Bunu beş yıl içinde 50 mağazaya çıkaracağız. 58 TURKISHTIME MAYIS 2012

İşin zor tarafı kendini kabul ettirmek 1967 yılında Selahattin Aşçıoğlu tarafından temelleri atılan Aşçıoğlu İnşaat ta, Yaşar Aşçıoğlu artık yanında iki genç isimle anılıyor: Cenk ve İrfan Aşçıoğlu İki genç yöneticinin amacı dedelerinden bugüne gelen mirası yurt dışı faaliyetleri ve halka açılma ile gelecek nesle aktarmak. Şirkette yönetimini devralırken zorlandıkları tarafın ise kendilerini kabul ettirmek olduğunu söylüyorlar. Bu durumu, Çünkü kadrolarımız 25-30 yıldır görevde. Haliyle sizi çocukluğunuzdan beri tanıyorlar. Siz büyüyüp patron olunca, iş vermek zor oluyor şeklinde anlatıyorlar. İkisi de Aşçıoğlu Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapıyor. Yurt dışı taahhüt bölümüyle İrfan Aşçıoğlu, gayrimenkul yönetimiyle Cenk Aşçıoğlu ilgileniyor. İrfan Aşçıoğlu Ataköy Sellenium projesine odaklanmış şu sıralar Cenk Aşçıoğlu ise hukuki süreci devam eden Ali Sami Yen Projesi ile meşgul. Yönetici olarak zorlandığınız noktalar var mı? İrfan Aşçıoğlu: Zor taraflarından biri kendini kabul ettirmek oluyor. Çünkü büyük şirketlerde çalışan insanlar 25-30 yıldır görevde oluyor. Haliyle sizi çocukluğunuzdan itibaren tanıyorlar. Sonrasında, siz büyüyüp şirkette yönetici olarak geldiğiniz zaman bazı sıkıntılar yaşanabiliyor. Onlara iş vermeniz ya da sizi patron olarak kabullenmeleri zor oluyor. Ancak karşılıklı saygı ve anlayış ile bu süreç aşılıyor. Cenk Aşçıoğlu şirket için acaba ne ifade ediyor? Cenk Aşçıoğlu: Öncelikle şirkete bir dinamizm getirdiğimizi söylemeliyim. Özellikle satış ve pazarlama alanında olumlu etkilerim olduğunu düşünüyorum. PR çalışmalarına ağırlık verdim. Yeni Sellenium projeleriyle ofis alanında daha etkili olmaya başladım. Marka imajını yükseltme ve marka bilinirliğini artırma konusunda katkılarım oldu. Aile şirketi olmamız sebebiyle göz ardı edilen kurumsallaşmaya katkı sağladım. Böylelikle önceden daha karmaşık olan görev dağılımları netleşmiş oldu. Cenk Aşçıoğlu Sektörde hangi trendler hakim? İ.A.: Şu an dünyada trend 1+1. Biz de buna yöneliyoruz. Eğer daha büyük ev isteniyorsa o zaman daireleri birleştiriyoruz ama bütün yapılarımızı 1+1 olarak tasarlıyoruz. Çünkü artık insanlar şehir merkezinde, kompakt evlerde yaşamak istiyor. Daha önce daha büyük daireler yapıyorduk ama daireleri satamadık. Özellikle Sellenium Twins projemizde bunun bir hata olduğunu gördük. Bu nedenle dairelerimizi artık daha küçük tasarlıyoruz. Aile şirketi olmanın avantajı ve dezavantajı neler? C.A.: Elbette olumsuz tarafları vardır ancak bence olumlu yönleri daha İrfan Aşçıoğlu çok. Kendimi bu açıdan şanslı hissediyorum. Şirketimizde karar vericilik tek bir elde toplanmış değil, hepimiz söz sahibiyiz. Özellikle kurumsallaşma nedeniyle herkesin iş bölümü yapılmış durumda. Bu nedenle kimse birbirinin işine karışmıyor. Önünüzde çok iddialı projeler var. Bundan sonra neler göreceğiz? Hedefleriniz nedir? Dünya markası olmak istiyoruz. Bu kapsamda yurt dışında grup şirketimiz Sellenium İnşaat ın faaliyetleri mevcut. Şu an Arnavutluk ve Romanya da projeler devam ediyor. Ayrıca Kuveyt ve Türkmenistan da yeni anlaşmalar yapma durumu söz konusu. 60 TURKISHTIME MAYIS 2012

Rekabet çok yüksek, yeni kuşağın işi daha zor İzmir in en köklü ailelerinden olan Özgörkeyler, üç kuşaktan beri sanayici. Erdoğan Özgörkey ile beraber üçüncü kuşak artık işlerin başında. Ailenin iki ana sektörü içecek ve otomotiv... Otomotiv grubu Selim Özgörkey e emanet Yönetici olmak okulda öğretilen bir şey değil diyen Selim Özgörkey, babasının başarısında büyük pay sahibi olduğuna dikkat çekiyor. Özgörkey, Günümüzde bence iş yapmak, para kazanmak eskiye göre daha zor. Çünkü her sektörde doymuş bir pazar ve yüksek rekabet var diyor. Ekonomi ve işletme eğitimi alan Selim Özgörkey, yurt dışında The Coca- Cola Company nin çeşitli şirketlerinde yaklaşık dört yıl çalıştıktan sonra Türkiye ye dönerek aile şirketlerinde yöneticilik yapmaya başladı. İçecek ve turizm alanlarında faaliyet gösteren Özgörkeyler, Selim Özgörkey in girişimiyle otomotiv sektörüne girdi. 15 yıldır profesyonel iş hayatında olan Selim Özgörkey, Özgörkey Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı olarak faaliyetlerine devam ediyor. Özgörkey Otomotiv nasıl kuruldu kısaca anlatır mısınız? Tamamen bilinçliydi. Ben ABD den Türkiye ye döndükten hemen sonra Coca-Cola da Türkiye çapında bir ortaklık kurulumuna gittik ve aile olarak günlük yönetimden çekildik. Şu an yaptığımız işlerin tamamı bu dönemden sonra başladı. Otomotiv, ağırlıklı olarak benim isteğim doğrultusunda girdiğimiz bir sektör oldu. Üçüncü kuşak olarak şirkete ne kattığınızı düşünüyorsunuz? Otomotivde ve yaptığımız diğer işlerde de benden öncesi yoktu. Hepsine babam, abim ve ben birlikte karar verip hareket ettik. Ben otomotiv ve turizm grubundan sorumlu oldum, abim ise gıdadan ve onun kollarından. Babam ise hem yeni yatırımlarda hem de mevcut işlerimizde bize destek oluyor. Sizce yeni kuşak yöneticilerin ortak özellikleri neler? Yeni kuşak tabii ki eskiye göre işiyle ve hayatıyla teknolojiyi birleştiriyor. İletişimin hızlanması kararların hızlanması demek. Bence iş yapmak, para kazanmak eskiye göre daha zor. Çünkü her sektörde doymuş bir pazar ve yüksek rekabet var. Teknolojiyle aranız nasıl? Her türlü teknolojiye meraklı olduğum için işlerimizde teknolojiyi ön planda tutuyoruz. Yeni bir otel yaptık. Türkiye deki ve hatta dünyadaki sayılı akıllı otellerden biri diyebilirim. Otomotiv işimizi de kurarken en yeni ve en iyi teknolojiyi kullanmıştık. Şimdi yeni yatırımların peşindeyiz. Aynı şeyi tekrar yapacağız ve günümüz teknolojisini en gelişmiş şekliyle uygulayacağız. Yeni kuşak yönetici olarak kendi döneminizin avantajları ve dezavantajları olarak neleri görüyorsunuz? Avantajlar olarak gelişen teknoloji ve iletişim diyebilirim. Tabii büyüklerimizin tecrübesi ve bize sağladığı finansman ve kredibilite onların döneminde sahip olmadıkları olgulardı. Dezavantajlar olarak ise değişken ekonomik şartlar, daha sık yaşanan küresel krizler ve uzun süren etkileri diyebiliriz. Çok esnek ve mali bakımdan güçlü, teknolojiyi ve değişen şartları yakından takip etme zorunluluğu olan şirketler kurma dönemini yaşıyoruz. Gelecek planlarınız neler? Aile şirketi olmamıza rağmen profesyonelliğe çok inanıyoruz. Her işi kendimizin yapamayacağını, bazı işleri başkalarının bizden daha iyi yapabileceğini düşünüyorum. Yönetim tarzıma buna göre yön vermeye çalışıyorum. Özgörkey Otomotiv olarak BMW, MINI, Land Rover gibi dünya markalarını temsil ediyoruz. Bunu en iyi şekliyle yapabilmek için gereken her türlü insan ve kapital yatırımını yapmaya devam edeceğiz. Mümkünse başka dünya markalarını da temsil ettiğimiz markalara dahil etmek istiyoruz. 62 TURKISHTIME MAYIS 2012

İki nesil arasındaki en büyük sıkıntı, teknolojiye bakış Ekrem Akyiğit in girişimiyle sektöre giren Collezione, şimdi Emre Akyiğit ve Ömer Akyiğit in fast fresh fashion moda anlayışlarıyla dünya markası olmayı hedefliyor. İki genç kuşak yönetici, Genciz ve gençlere ürün satıyoruz. Onların sosyalleştiği alanlarda varız. Bu tabii ki markamızı zinde tutuyor. Ayrıca eski yöneticilerin rakamlarla araları iyi olmuyor diyorlar En çok da eski kuşağın saatler süren toplantılarından ve özgür olmamaktan yakınıyorlar. Herkese iş beğendirmenin zorluğuna dikkat çekiyorlar. İki nesil arasındaki en büyük sıkıntının ise teknolojiye bakış olduğunu düşünüyorlar. Kurumsallaşmış bir aile şirketi olabilmek başarıya götürüyor Babası Süleyman Varlıbaş ın en büyük destekçisi İşlere hakimiyeti ile dikkati çekiyor. İnşaat ve gayrimenkul sektöründe yeni kuşakta en dikkat çeken isimlerden. Varyap ın genç CEO su Erdinç Varlıbaş, Dünyaya entegre, estetik bakış açısına sahip, Batı tarzı yönetim anlayışla büyüyoruz diyor. Varlıbaş, Aile şirketi olmanın avantajı çok. Çünkü birlik ve bütünlük içerisinde motivasyonu yüksek çalışma sunuyor diyor ve başarının tarifini yapıyor... İşleri kolay Çünkü yaptıkları işi çok seviyorlar ve birbirleriyle iyi anlaşıyorlar. Ömer Akyiğit ailenin en büyüğü. 30 yaşında. Mağaza müdürlüğüyle başlayan kariyeri bugün üretim, tasarım, tedarik alanlarından sorumlu yönetim kurulu üyesi ve icra kurulu başkan yardımcısı olarak devam ediyor. Emre Akyiğit 28 yaşında. Satış ve pazarlamadan sorumlu yönetim kurulu üyesi olarak çalışıyor. 2005 yılında da Varyap CEO su olarak görevi devraldı. Onunla birlikte özellikle 2001-2012 yılları arasında şirket aktif büyüklük anlamında çok hızlı. Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği mezunu olan Erdinç Varlıbaş, Londra da Uluslararası İş Yönetimi üzerine master yaptı. Varyap yapılanması üzerindeki tecrübesiyle yeni sektörlere giriş konusunda holding yapılanmasında önemli projelere imza atıyor. Genç kuşak olarak şirkete neler kattığınızı düşünüyorsunuz? Ömer Akyiğit: Ben vizyon kattığımızı düşünüyorum. Bizim yaşam tarzımız ve markamız çok örtüşüyor. Genciz ve gençlere ürün satıyoruz. Onların sosyalleştiği alanlarda varız. Bu tabii ki markamızı zinde tutuyor. Emre Akyiğit: Benim en büyük katkım ihracatta oluyor. İhracatla bire bir ilgilenmem bu anlamda işlerin hızlanmasını sağlıyor. Bir, iki ayda olacak işi, ben birkaç günde bitiriyorum. Eski kuşakla genç kuşak arasında ne gibi farklar var? E. A.: İki nesil arasındaki en büyük sıkıntı teknoloji alanında yaşanıyor. Onların teknolojiye bakışıyla bizimki farklı. Ö. A.: İki nesil arasında kurumsallık anlamında fark var. Ayrıca günde 12 saat toplantı yapma gibi bir alışkanlıkları var. Bu büyük bir problem. Haftada Emre Akyiğit üç gün, altı saat toplantı oluyor. Haliyle biz bu sefer iş çıkartamaz oluyoruz. Teknolojiyi ne kadar kullanıyorsunuz? E. A.: Altı ay önce bu çalışmalarla ilgili içeride bir ekip oluşturduk. Ancak bu işin bizim içerde çözebileceğimiz bir iş olmadığını anladık. Bu nedenle bir ajansla anlaştık. Bütün sosyal mecralardaki işlerimizi yönetecekler. 1 Mayıs itibariyle online satışımızı açacağız. Diğer taraftan internet ayağında Facebook ve Twitter da varız. Merkez olarak geçtiğimiz ay altyapı değişikliğine gittik. Microsoft ile ortaklaşa bir çalışma Ömer Akyiğit yaptık, altyapıyı buraya taşıdık. Aldığımız tüm raporlar bile artık web tabanlı. İnternetin çok içindeyiz, neredeyse hiç kağıt kullanmaz olduk. Önümüzdeki dönemde Collezione yi nerede görmek istiyorsunuz? Dünyada artık trend ihracat. Bu yüzden biz de boşlukları önden kapmaya çalışıyoruz. Hedefimiz, Collezione yi dünya markası yapmak. Ulaşılabilir modayı tüm dünyaya satmak istiyoruz. Cironun yüzde 65-70 ini yurt dışından, yüzde 30 unu Türkiye den çıkarmayı planlıyoruz. Nasıl bir yönetim anlayışınız var? Gerek almış olduğumuz eğitim, yurt içi, yurt dışında geçirmiş olduğumuz vakit, dünyayla entegre olma biçim ve hızımız, yönetim modeli olarak açık ve insan kaynaklarını süreçlere daha fazla dahil eden bir yönetim anlayışımız var. Ben yönetici olarak şirkette benimle birlikte çalışan arkadaşlarıma yetki veriyorum, karar alma süreçlerine dahil ediyorum. Özellikle dört yıl içerisinde şirketi klasik bir aile şirketi çizgisinden uzaklaştırıp gerçek anlamda donanımlı yöneticilerin kadroya eklendiği, hem idari hem finansal hem teknolojik anlamda kurumsallaşmış bir şirket olmak için çaba harcadık. Yurt dışında özellikle ilgilendiğiniz projeler neler? İlk olarak Kuveyt projemizi bu yıl faaliyete geçireceğiz. 200 milyon dolar değerinde Kuveyt hükümetine yapılacak bir karma proje olacak. İçerisinde konut, alışveriş merkezi ve iş merkezlerinin olacağı büyük bir kompleks olacak. Sektörde hangi trendler hakim? İnşaat ve gayrimenkul alanında şu an doğal yaşama dönüş var. Buradaki doğaldan kasıt sadece çevreci olması değil, projeyi geliştirirken artık bir sosyoloğa da ihtiyacımız var demek. Artık insanlar kapalı alanlar yerine, açık, yürüme alanlarının olduğu, bahçeli mekanlar istiyor. Bu noktada teknoloji devreye giriyor. Ancak teknolojiyi insanı yoracak şekilde değil, aksine hayatı kolaylaştıracak şekilde uygulamak gerekiyor. Yönetici olarak hedefleriniz neler? Uzun vadede Varyap kurumsallaşma sürecini tamamlamış, taahhüt alanında altyapıya da yönelmiş, hem ulusal hem uluslararası alanda faaliyet gösteren bir şirket olacak. Gayrimenkul alanında ise projelerimizi Avrupa yakasında önemli bölgelere taşımayı planlıyoruz. Tüm Türkiye de olmak istiyoruz. Ayrıca bu yıl sermaye piyasalarıyla buluşmayı hedefliyoruz. 64 TURKISHTIME MAYIS 2012 MAYIS 2012 TURKISHTIME 65

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------ ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------ ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------ ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------ ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------ Genç patronlar ONLAR TÜRKİYE EKONOMİSİNİN GELECEĞİNİ TEMSİL EDİYORLAR Türkiye nin genç patronları elbette bu kadar kişiyle sınırlı değil. Genç yönetici kuşağı tüm ülke geneline yayılmış pek çok şirkette işbaşında ya da gelmeye hazırlanıyor. Aile yönetiminin ikinci, üçüncü kuşağında yer alan bu isimler, şirketin bel kemiğini oluşturuyor, geleceğini temsil ediyor. Eğitimleri, yönetim anlayışları, teknolojiye yatkınlıkları, vizyoner özellikleriyle önceki kuşaklardan farklılaşıyorlar. Ama şöyle bir gerçek var ki, onlar Türkiye ekonomisinin geleceğini temsil ediyorlar. Başarıları da Türkiye ekonomisinin başarısı olacak! Pek çok isimden söz ettik, tabii bunlar yine de yeterli değil Belki herkese de ulaşmak mümkün de değil. Ama özetle yine öne çıkan bazı gruplardaki genç kuşakları da sıralamaya çalıştık. İşte Türkiye nin diğer büyük holdinglerinde yönetimi devralmaya hazırlanan isimlerin bazıları... DUAYEN LUCIEN ARKAS IN ÇOCUKLARI ARKAS HOLDİNG - Diane Arkas Aktaş/Bernard Arcas. İzmir kökenli, Türkiye nin en büyük konteyner gemi filosuna sahip Arkas Holding, 2 milyar dolara yaklaşan cirosu, 52 şirketi, 5 bini geçen çalışan sayısı, 35 e ulaşan gemi sayısıyla son 10 yılın en hızlı büyüyen gruplarından biri. İş yaşantısında 47 yılı geride bırakan Lucien Arkas, oğlu Bernard ve kızı Diane ı bu mirasa güçlü bir şekilde sahip çıkmaları için hazırlıyor. İlk ve ortaokulu İzmir de, liseyi Atina da okuyan Diane Arkas Aktaş, Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu. Diane Arkas Aktaş, holdingin yönetim kurulunda ayrıca Arkas Holding Lojistik Grubu ndan sorumlu. İzmir de Saint Joseph Lisesi nin ardından liseyi İsviçre de, yüksek öğrenimini ise İngiltere de denizcilik bölümünde tamamlayan Bernard Arcas ise acente hizmetleri grubu bünyesindeki şirketlerin yönetiminden sorumlu bulunuyor. BÜYÜMENİN ALTINDA İMZALARI VAR DEDEMAN HOLDİNG - Rıfat Dedeman. Dedeman Topluluğu, 1947 yılında madencilik alanında çalışmalarına başladı. 1966 yılında Dedeman Ankara nın açılmasıyla turizm sektörüne girdi. Bu tarihten itibaren başta oteller olmak üzere, eğlence ve hizmete yönelik işletmelerle yeni yatırımlar birbirini izledi. Bugün üçüncü kuşak yönetiminde Rıfat Dedeman öne çıkıyor. 1977 doğumlu Rıfat Dedeman, Mount Ida College İşletme Bölümü mezunu. Daha sonra University of California Los Angeles da (UCLA) pazarlama eğitimi aldı. Kariyerine İsviçre Detur Seyahat Acentası nda başladı. Dedeman Topluluğu na 2003 yılında Özbekistan da faaliyet gösteren Dedeman Silk Road Tashkent otel müdür yardımcısı olarak katıldı. 2006 yılından bu yana da Dedeman Holding Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapıyor. HAMDİ AKIN ONLARI YÖNETİME HAZIRLIYOR AKFEN HOLDİNG - Selim Akın / Pelin Akın. 1976 da kurulan grup havalimanı, inşaat, liman yapım başta olmak üzere enerji ve gayrimenkulde faaliyet gösteriyor. Hamdi Akın a yönetimde çocukları Selim ve Pelin Akın eşlik ediyor. 1983 doğumlu Selim Akın, University of Surrey işletme mezunu. Şu an holding ve iştiraklerinde yönetim kurulu üyesi. 1986 doğumlu Pelin Akın ise University of Surrey uluslararası ilişkiler mezunu. TAV Havalimanları Holding Yatırımcı İlişkiler Uzmanı olarak görev alıyor. Holdingin genç yüzü olarak ağabeyi Selim Akın öne çıksa da Pelin Akın da yönetimdeki başarısı ve çalışma azmiyle dikkat çekiyor TURİZMİ O YÖNETİYOR NARİN HOLDİNG - Emre Narin. 1967 yılında temelleri atılan Martı Otel İşletmeleri ortaklarından Halit Narin in en büyük destekçisi kuşkusuz oğlu Emre Narin. Emre Narin 1972 yılında doğdu. New York Syracuse Üniversitesi finans bölümünden 1996 yılında mezun oldu. İş yaşamına New York Park Avenue Bank ta başladı. Daha sonra Londra Cantor Fitzgerald International da kredi pazarlama bölümünde çalıştı. Halen, Martı Otel İşletmeleri nde yönetim kurulu başkan yardımcısı ve genel müdür olarak çalışıyor. Özellikle yurt dışı yatırımlarıyla şirketin büyüme hızına katkıda bulunan Emre Narin, şirkete yön verecek isim olarak öne çıkıyor. ONLARLA GRUP GENÇLEŞTİ VE DAHA DA GÜÇLENDİ AYDINLI GRUP - Ömer Faruk Kavurmacı/Ahmet Said Kavurmacı. Aydınlı Grup, 1965 yılında kuruldu. Rusya, Ukrayna, Orta Asya, Balkanlar ve Doğu Avrupa daki 50 ye yakın mağazaya sahip Aydınlı Grup, bugün dört kıtada birden faaliyetlerini sürdürüyor. Aydınlı Grup Yönetim Kurulu Başkanı olan Mustafa Şevki Kavurmacı ya yönetimde oğulları Ömer Faruk Kavurmacı ve Ahmet Said Kavurmacı destek veriyor. Babasının ardından şirket yönetimini devralacak isim olarak görülen Ahmet Said Kavurmacı Aydınlı Grup Yürütme Kurulu Üyesi olarak çalışıyor. Organizasyon ve hızlı karar alma yönü ile ünlü. Ahmet Said Kavurmacı yönetiminde gerçekleşen başarılı ortaklıklarla şirket her yıl büyüyor. İDO NUN DÜMENİNDE O VAR TAV HOLDİNG - Ozan Şener. TAV Yönetim Kurulu Başkanı Sani Şener in oğlu Ozan Şener henüz 29 yaşında ama şirket yönetiminde önemli sorumluluklara sahip. Babası ve amcası gibi inşaat mühendisi olan Ozan Şener, Milano Teknik Üniversitesi nde master yaptı. TAV İnşaat ve TAV Holding in CEO su babası Sani Şener i örnek alan Ozan Şener iş yaşamına, TAV ın Katar daki projeleriyle başladı. İstanbul deniz ulaşımının yüzde 40 ını sağlayan İDO nun dümeni Ozan Şener in elinde. ÜÇÜNCÜ KUŞAK BOYDAK BOYDAK HOLDİNG - Bekir Boydak. 1957 yılında Kayseri de kurulan şirket bugün ikinci kuşağa emanet. 1970 yılında doğan Bekir Boydak, lisans eğitimini Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü nde tamamladı. Boydak Grubuna ait İstanbul şirketlerinde çalışma hayatına başlayan Bekir Boydak holdingin yönetim kurulunda ve grup şirketlerinin yönetiminde görev alıyor. LOJİSTİĞİN GENÇ YÜZLERİ ARAS HOLDİNG - Evrim Aras Saraçoğlu/Baran Aras. Celal Aras tarafından 1979 yılında kurulan Aras Holding in yönetimi, 2008 yılında Evrim Aras Şaraçoğlu na devroldu. Üç yılda şirketi yüzde 40 oranında büyüten Evrim Aras ın başarısının arkasında kardeşi Baran Aras ın da rolü büyük. Baran Aras, 2008 den bu yana Aras Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyor. DENİZLİLİ YENİ KUŞAK CAFER SADIK ABALIOĞLU HOLDİNG - Oğuz Abalıoğlu Cafer Sadık Abalıoğlu. Holding in yönetim kurulu başkanı Mehmet Ali Abalıoğlu nun oğlu Oğuz Abalıoğlu, geleceğin yöneticisi unvanıyla şirkette de bir adım öne çıkıyor. 1973 doğumlu Oğuz Abalıoğlu, Boston Üniversitesi İşletme mezunu. 1998-2004 arasında grubun iştiraklerinden Erbakır Elektronik Bakır Mamulleri nde ihracat şefi ve dış ticaret müdürü olarak görev yaptı. 2004 yılından itibaren de holdingde yönetim kurulu başkan yardımcısı olarak çalışıyor. 11 YILDIR GÖREVDE DESA - Burak Çelet. Desa nın kurucu ortağı Melih Çelet in oğlu Burak Çelet, Avusturya Lisesi nin ardından Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü nden mezun oldu. ABD de işletme yüksek lisansı yapan Burak Çelet, Marks&Spencer da bir yıllık eğitim sürecinden geçti. İngiltere de deri üzerine eğitim aldı. Şirketin kurumsallaşması üzerinde büyük etkisi olan Burak Çelet, 11 yıldır faaliyet gösterdiği yönetimde 2009 yılından bu yana CEO olarak görev yapıyor. 66 TURKISHTIME MAYIS 2012 MAYIS 2012 TURKISHTIME 67