Sayın Ali ÇAKMAKCI Yeminli Mali Müşavir (E. Hesap Uzmanı) 08.01.2013, Ataşehir -İstanbul 76 Dursun Ali Yaz
Sayın Ali ÇAKMAKCI Özgeçmiş 1982 yılında Ankara da doğdu. 1999 yılında Gazi Üniversitesi Yabancı Diller Okulu nu bitirdi ve 2004 yılında Gazi Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü nden mezun oldu. Aynı yıl yapılan Hesap Uzmanları Kurulu giriş sınavında başarılı olmak suretiyle Hesap Uzman Yardımcılığı na atandı. 2008 yılında yapılan yeterlik sınavında başarı göstererek üçlü kararname ile Hesap Uzmanlığı görevine atandı. 6 yıl boyunca Bakana bağlı olarak vergi incelemeleri, kara para soruşturması ve bilimsel alanda çalışmalar yaptıktan sonra, 2010 yılında görevinden istifa etmek suretiyle bir üniversitenin Mali İşler Koordinatörlüğü (CFO) ne ve ilişkili bir şirketin Genel Müdür Yardımcılığı na atanmıştır. 2012 yılında ise görevinden istifa etmek suretiyle akaryakıt, inşaat, sigorta, hastane, üniversite gibi konularda faaliyette bulunan bir şirkete GM Yardımcısı olarak atanmıştır. 2014 yılı başından itibaren YMM lik yapmaktadır. Ekonomi, özelleştirme, UFRS, vergi hukuku, ticaret hukuku, yükseköğretim mevzuatı gibi çeşitli hukukî alanlarda yazılmış ve ulusal yayın yapan dergilerde yayımlanmış yaklaşık 60 adet makalesi bulunmaktadır. Özelleştirme uygulamaları üzerine bilimsel tez çalışmaları devam etmektedir. Vakıf Üniversitelerinin Mali Sorunları ve Akaryakıt Sektörüne İlişkin Vergi ve Mali Hukuk Uygulamaları isimli iki adet eseri mevcuttur. (Seçkin Yay., 2013) YMM ve Bağımsız Denetim Sertifikalarına sahiptir. Yabancı dili İngilizce olup, evli ve bir oğlu bulunmaktadır. Görüşme Sürecinden izlenimler Vergide Doğru Bilinen Yanlışlar isimli kitabımı okuyup tanışmak isteyen üstadımızın hatıralarından alacağımız çok şey olduğuna inanıyorum. Hesap Uzmanları, kamudaki diğer inceleme elemanlarından farklı olarak, yazılı olmayan kurum kültürüne sahip köklü bir ailedir. 2012 yılında çıkarılan kararname ile kapatılmış olmasına rağmen yıllar sonra bile bu kurumun saygınlığından, kalitesinden velhasılı sahip olduğu erdemlerden ödün vermeyen bir portreyle tanışacaksınız. Sadece eğitim, bilgi, zekâ ve çalışmayla bile bazı şeyler eksik kalabiliyor. Saydığım güzel nitelikleri taçlandıran fedakârlık olduğu takdirde ise ait olduğunuz kurum bir efsane oluyor. Bu gerçeği gözler önüne seren örneklerden birisini belirtmek istiyorum. Hesap Uzmanları, görevlerini icra ederken gerek ailelerinden uzakta geçirdikleri turnelerde gerekse rutin mesailerinde gece yarılarına değin uzanan yoğun ve yorucu çalışmaları karşılığında, kanunen hak ettikleri fazla mesai ücretlerini kabul etmezler. Bütün Hesap Uzmanlarının aleyhine olmasına rağmen riayet etmekten kaçınmadıkları bu onurlu davranışı ilk defa Ali Çakmakçı beyefendiden öğrendim. Dursun Ali Yaz 77
Maliyenin Üstadları Nasıl Hesap Uzmanı Oldum! İş Bankası nın teftiş kurulu sınavlarını kazanmıştım. Mülâkat için İş Kuleler de görüşmeye gittim. Yaşıtlarımın hayallerini süsleyen bir şirkete ve mesleğe adım atmaya birkaç dakika kalmıştı. Ancak tarif edemediğim bir huzursuzluk yaşıyordum o anda. Siyasal mezunu birkaç arkadaşla sohbet ederken, Hesap Uzmanlığı mesleğinden söz açıldı. Maliye Bakanına kadar Hesap Uzmanlarının zirve yaptığı bir dönemdi. Kısa bir süre sonra aradığım mesleği bulduğuma inanmıştım. Memur bir ailenin çocuğu olarak bir an önce işe başlamam çok önemliydi. Fakat ben, oldukça radikal bir karar vererek müfettişlik mülâkatına girmeden oradan ayrıldım ve Hesap Uzmanlığı için açılan ilk sınavı başarınca, 100. promosyondan mesleğe adım atmak üzere yepyeni bir mülâkata girmeye hak kazanmış oldum. Hesap Uzmanlığı mülâkatı, mesleğe girişin son aşamasıydı. Cenk Murat Aslan üstadımız, benim olmadığım bir gün evimizi ziyaret ederek odamı denetlemiş ve, Çok güzel, bir Hesap Uzmanının odası işte böyle olur. diyerek aileme teşekkürlerini iletmiş. Tabii ben bu değerli bilgiyi ailemden almış bir şekilde mülâkata girdim. Fakat mülâkat esnasında üstadıma hitap ederken, üniversiteden kalma alışkanlıkla sürekli hocam diyordum, kendileri de beni üstad diye düzeltiyor, ben hocam dedikçe Cenk Murat Aslan Bey yine üstad şeklinde düzeltiyordu. Baktı, artık kibarlıkla anlatamayacak, beni bir güzel haşladı. Çapraz sorular, heyecan ve haşlamalarla çok da muhteşem geçmeyen bir mülâkatın ardından, alacağım kötü sonucu beklerken, güzel haber geldi ve bu güzide mesleğe başlamak nasip oldu. Üstadıma Verdiğim Çay Siparişi 13.12.2004 tarihi, Hesap Uzmanlığı mesleğine başladığım ilk gün olması hasebiyle benim için mihenk taşıdır. 99. ve 100. promosyon olarak birlikte kurs alıyoruz Ankara da. İlerleyen saatlerde bir çay içelim dedik ve en kıdemsiz olarak sipariş verme görevi bana düştü. elefonun T diğer ucunda pek çaycıya benzemeyen tok sesin sahibine: Bize 20 adet çay gönderir misin? dedim. 78 Dursun Ali Yaz
Sayın Ali ÇAKMAKCI Sen istersen çay ocağını ara! terslemesiyle ciddi bir hata yaptığımı fark ettim. Aylar sonra sesinden tanıdığım bu kişinin Akın Akbulut üstadım olduğunu öğrendiğimde korkumun yersiz olmadığını anlamıştım. Ancak, olayın güzel tarafı, sevgili üstadım kendisine çay-kahve sipariş eden kişiyi tanımamıştı. (Üstadımızın, Akın Akbulut Bey in de anılarıyla bu kitapta yer aldığından haberi yoktu. Kitabın yayımından sonra olacaklardan yazar mes ul tutulamaz.) Ben Sahte Belge Kullanmadım! Akaryakıt sektörüyle alâkalı bir firmanın incelemesini yapıyorduk. Ticarî mal alışları içerisinde, yüklü miktarda sahte belge olduğu yönünde izlenim edindik. Ancak, firmaya ulaşıp ifadesini alamıyoruz. Aramadığımız yer kalmadı. Sanki şirketin yetkilisi kaçıyor, biz ısrarla peşindeyiz. Nihayet üç ay kadar sonra ilgili kişiye Mersin de ulaştık ve Ankara ya davet ettik. Bir gün, odaya hışımla birisi girdi. Kollarındaki dosya ve klasörlerden ter su içindeki yüzü gözükmüyordu. O haldeyken bile, Ben sahte belge kullanmadım. Büyük bir hata var, hapisten yeni çıktım. derken canhıraş halde yanımıza oturdu. Gerek bu sahneyi, gerekse adamın suçlamadan duyduğu rahatsızlığı ifade eden ses tonunu hiç unutamıyorum. Baş Hesap Uzmanı İzmir de turnede olduğum zamanlardı. İkinci refakat çalışmasını yapıyordum. Görevde olduğumuz vergi dairesi müdürünün personeli azdı. Bu durum kendisinden bir talepte bulunduğumuzda yardımcı olmasını zorlaştırıyor ve zaman zaman da ters davranmasına neden oluyordu. Kendisiyle bir iki telefon görüşmesi yapmıştım. Ses tonumdan benim kıdemli bir Hesap Uzmanı olduğumu zannetmişti. Zaten bana gelen tüm dosyaların üzerinde Baş Hesap Uzmanı Ali Çakmakçı yazması, bir şeylerin yanlış gittiğinin habercisiydi. Yine, üstadımız ve diğer yardımcı arkadaşımla çalışırken, odamıza giren bir memur; Baş Hesap Uzmanı Ali Çakmakçı Bey ile görüşebilir miyim? dedi. Dursun Ali Yaz 79
Maliyenin Üstadları Benim! diyerek cevapladım. Ancak arkadaşımla gülmekten geri de kalmadık. Memur çıkınca üstadımız da bana ters ters bakarak: Sen herkese kendini böyle mi tanıtıyorsun? diye fırçaladı. Gölbaşı ndaki İkâmetgahım Ankara nın Gölbaşı semtinde ikâmet ediyordum. Yine aynı bölgede faaliyet gösteren bir şirketin vergi incelemesinde görevliydim. Her akşam beni evime bıraktığını zanneden şoför, aslında evime 20 kilometre uzaklıkta başka bir semte bırakıyordu. Çünkü vergi incelemesini gerçekleştirdiğim firmanın, evime olan yakınlığı ileride gereksiz samimiyete yol açarak benim ve üstadlarımın çalışmalarına ve bağımsızlığına leke düşürecek bir duruma sebebiyet vermesini engellemek istiyordum. İlk bakışta gereksiz bir hassasiyet olarak algılanabilir ancak inceleme esnasında ikram edilecek çay ve kahvenin bile sakıncalı olduğunu ifade eden bir gelenekten geldiğimizi ve bu prensiplerle gurur duyduğumuz düşünüldüğünde, davranışım daha iyi anlaşılabilecektir. 80 Dursun Ali Yaz