Faik ASLAN CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ. YÜKSEK LİSANS TEZİ Olarak Hazırlanmıştır. Tez Danışmanı Doç. Dr. Metin BOZKUŞ SİVAS



Benzer belgeler
Bacıyân-ı Rum. (Dünyanın İlk Kadın Teşkilatı: Anadolu Bacıları)

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

Ali Nihanî nin Manzum Hacı Bektaş-ı Veli Velayetnamesi (İnceleme-Metin-Sadeleştirme-Dizin)

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 13.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Yunus Emre Hacı Bektaş-ı Velî Sultan Veled

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Balım Sultan. Kendisinden önceki ve sonraki Postnişin'ler sırası ile ; YUSUF BALA BABA EFENDİ MAHMUT BABA EFENDİ İSKENDER BABA EFENDİ

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

Doç. Dr. Mustafa Alkan

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Anadolu Selçuklularında Sosyal, Dinî ve Mezhebî Yapı

Lütfi ŞAHİN /

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

BULDAN ÖRNEĞİNDE DENİZLİ YÖRESİ ALEVİ-BEKTAŞİ KÜLTÜRÜ

Azrail in Bir Adama Bakması

Kitap Değerlendirmeleri. Book Reviews

CEVAP ANAHTARI. Meleklerin Özellikleri ve Görevleri - Meleklere İman, Davranışların Güzelleşmesine Katkıda Bulunur

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ KLASİK ALEVİLİK NEDİR? Halk Mezhebi... 18

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ

Yayın Değerlendirme / Book Reviews

2.5. AHİ EVRAN 2.6. HACI BEKTAŞ VELİ 20:38

İÇİNDEKİLER. Sayfa.

Pir Sultan ABDAL. Sana kıyanlar tarihin kara sayfalarında, sen ise milyonların kalbindesin Ey Ali Aşığı Pir Sultan

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

KALEKIŞLA KÖYÜ TAKVİMİ 2019

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı)

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Sizce dedelik nedir? Okurlarımıza bu konuda bilgi verir misiniz?

MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ

Yahudiliğin peygamberi Hz. Musa dır. Bu nedenle Yahudiliğe Musevilik de denir. Yahudi ismi, Yakup un on iki oğlundan biri olan Yuda veya Yahuda ya

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

bitirdi yılında Yüksek Lisansını bitirdi. Bir ara ihtisas için yurtdışında bulundu. 1990

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

Birinci İtiraz: Cevap:

Ü N İ T E L E N D İ R İ L M İ Ş Y I L L I K D E R S P L A N I

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

1. HAYATI ESERLERİ Divan Vâridât Ankâ-yı Meşrık Devriyye-i Ferşiyye...17

Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı.

İletişim çağı adını verdiğimiz bir çağda televizyon ve radyonun yoğun olarak ürettiği popü-

2016 YILI 1. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI VAAZIN

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli. Araştırma Merkezi TÜRK KÜLTÜRÜ. ve HACI BEKTAŞ VELi. Araştuma Dergisi. Research Quarterly

TÜRK EĞİTİM TARİHİ 3. Dr. Öğr. Ü. M. İsmail Bağdatlı.

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı.

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

KARAMAN ERMENEK BALKUSAN KÖYÜ

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

6. SINIF DERS: DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÜNİTE:1 KONU: DEĞERLENDİRME SORU VE CEVAPLARI

03-10TEMMUZ 2015 TOPLUMUN DİN ALGISI VE DİNE BAKIŞI

Derece Alan Üniversite Yıl Lisans İlahiyat Atatürk Üniversitesi 1979 Y. Lisans Tarih Atatürk Üniversitesi 1981 Doktora Tarih Atatürk Üniversitesi 1985

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Yard.Doç. Aralık 2000 İstanbul Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi. Doktora Ekim 1998 M.Ü.S.B. E. Temel İslam Bilimleri Hadis Anabilim Dalı

03-05 Ekim / October Yrd. Doç. Dr. Mehmet YAZICI

Yusuf Bulut. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Dersin Adı İSLAM TARİHİ Sınıf 12 İSLAM TARİHİ

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

EN ESKİ İNANÇLARDAN BİRİ OLAN ZERDÜŞTLÜK VE ZERDÜŞT HAKKINDA 9 BİLGİ

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

[TÜRK KÜLTÜRÜ VE HACI BEKTAŞ VELİ ARAŞTIRMA MERKEZİ] [GAZİ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜK KAMPÜSÜ ESKİ MİSAFİRHANE TEKNİKOKULLAR-ANKARA]

HAKKARİ ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ İLAHİYAT LİSANS MÜFREDAT PROGRAMI

Hata! Bilinmeyen anahtar değişkeni.

Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetü l-arz Kur an da Dabbetü l-arz Kaynakça. Dabbetü l-arz

ŞAMANİZM DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

İÇİNDEKİLER İTİKAD ÜNİTESİ. Sorular

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Şeyh den meded istemek caizmidir?

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetül-Arz Kur an da Dabbetül-Arz Kaynakça. Dabbetül-Arz دابة االرض

Transkript:

HACI BEKTÂŞ-I VELÎ NİN DÜŞÜNCE DÜNYASI Faik ASLAN CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ Lisansüstü Eğitim- Öğretim ve Sınav Yönetmeliğinin Temel İslâm Bilimleri Anabilim Dalı İslâm Mezhepler Tarihi Bilim Dalı İçin Öngördüğü YÜKSEK LİSANS TEZİ Olarak Hazırlanmıştır. Tez Danışmanı Doç. Dr. Metin BOZKUŞ SİVAS Şubat 2007

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE Faik ASLAN ın yapmış olduğu bu çalışma, jürimiz tarafından Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı İslam Mezhepleri Tarihi Bilim Dalı nda YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir. Başkan : Doç. Dr. Metin BOZKUŞ Üye : Doç. Dr. Kadir ÖZKÖSE Üye : Doç. Dr. Alim YILDZ ONAY onaylarım. Yukarıdaki imzaların adı geçen öğretim görevlilerine ait olduğunu / / 2007 Prof. Dr. Nevzat GÜLDİKEN Enstitü Müdürü

ÖNSÖZ Hacı Bektâş-ı Velî, yaşadığı XIII. yüzyıldan günümüze kadar, gerek şahsiyeti ve buna bağlı olarak teşekkül eden menkıbeler, gerekse fikirleri ve fikirlerinin işlendiği eserleri ile Türk insanının gönlünde taht kurmuş, yüzlerce yıllık kültür tarihi içinde, özellikle inanç dünyamızda düşünceleriyle kendini sürekli hissettirmiş ve geleceğe ait pek çok önemli mesajlar vermiştir. Yılmadan usanmadan hoşgörü tohumları ekmiş Anadolu Erenleri nden biridir Hacı Bektâş-ı Veli. Anadolu nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında ve genel olarak Türklerin Anadolu daki dini, sosyal ve kültürel hayatlarında çok önemli görevler üstlenen, yaşadığı coğrafyaya ve çağa damgasını vuran büyük şahsiyetlerden bir tanesi de hiç şüphesiz Hacı Bektâş-ı Veli dir. O, kişiliği ile Anadolu nun hayatına ve tarihine damgasını vurduğu gibi, adına izafeten teşekkül eden Bektâşîlik tarikatı da fikirlerini ve manevi önderliğini devam ettirerek asırlara uzanan ve toplumumuzu birçok alanda kavrayan büyük bir etkinin oluşmasını sağlamıştır. Bu büyük etkinin bugün dahi toplum hayatımızda devam ettiğini görmek mümkündür. Birçok alanda milletimizi etkisi altına alan bu büyük şahsiyet ve adını taşıyan tarikat hakkında birbirinden oldukça farklı görüşler dile getirilmiş, yine birbirinden oldukça farklı hükümler içeren çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Bu sebeple biz çalışmamızda Hacı Bektâş-ı Velî nin daha doğru ve bilimsel bir şekilde anlaşılmasına katkıda bulunmak amacıyla hayatı, kişiliği, eserleri ve düşünce dünyası üzerinde duracağız. Bu tez çalışmamda yardımlarını esirgemeyen ve bana devamlı yardımcı olan ve beni teşvik eden değerli hocam Doç.Dr.Metin BOZKUŞ a teşekkürlerimi borç bilirim. Sivas-2007 Faik ASLAN III

İÇİNDEKİLER ÖZET I ABSTRACT. II ÖNSÖZ. III İÇİNDEKİLER IV KISALTMALAR. 1 GİRİŞ 2 BİRİNCİ BÖLÜM HACI BEKTAŞ-I VELİ NİN HAYATI, KİŞİLİĞİ VE ESERLERİ A. HAYATI 1.Doğumu ve Soyu. 8 2.Tahsili. 10 3.Seyahati.. 11 4.Evliliği 14 5.Vefatı.. 16 B.KİŞİLİĞİ. 17 1.İlmi Yönü 17 2.Tasavvufi Yönü 18 C.ESERLERİ.. 21 IV

İKİNCİ BÖLÜM HACI BEKTÂŞ-I VELİ NİN DÜŞÜNCE DÜNYASI A.AHLÂKÎ GÖRÜŞLERİ 25 1.İnsan Görüşü... 25 2.Din Görüşü... 31 3. Tasavvuf Görüşü 32 4.Hoşgörü Görüşü... 43 5.Cömertlik Görüşü. 45 6.Kadın Görüşü... 47 7.İlim Görüşü.. 49 8.Adalet Görüşü.. 51 9. İçki Görüşü.. 52 B.İTİKÂDİ GÖRÜŞLERİ 53 1.Allah İnancı... 53 2.Melek İnancı. 56 3.Kitap İnancı... 57 4.Peygamber İnancı.. 59 5.Ahiret İnancı.. 62 6.Kader İnancı.. 64 C.İBADET ANLAYIŞI... 66 1.Namaz Anlayışı.. 66 2.Oruç Anlayışı 69 V

3.Hac Anlayışı. 70 4.Zekât Anlayışı.. 73 5. Kurban Anlayışı.. 75 SONUÇ... 77 TERİMLER SÖZLÜĞÜ. 82 BİBLİYOGRAFYA. 84 VI

KISALTMALAR a.e. a.g.e. : Aynı Eser :Adı Geçen Eser a.g.m. :Adı Geçen Makale Bkz. :Bakınız CÜİF. :Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Çev. :Çeviren DEİFD :Dokuz Eylül İlahiyat Fakültesi Dergisi DİA :Diyanet İslam Ansiklopedisi Haz. : Hazırlayan Hz. :Hazreti İA. : İslam Ansiklopedisi MEB. : Milli Eğitim Bakanlığı nşr. : Neşreden ö. : Ölümü s. : Sahife sy. : Sayı Terc. : Tercüme Yay. : Yayınlar 1

GİRİŞ Anadolu nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında, kültürel ve sosyal alanda çok önemli görevler üstlenen, yaşadığı coğrafyaya ve günümüze damgasını vuran büyük şahsiyetlerden bir tanesi de Hacı Bektâş-ı Veli dir. Toplumuzu birçok alanda etkileyen bu manevi önderin günümüzde de toplum hayatımıza yön verdiğini görmekteyiz. Bundan dolayı onun düşünce dünyasını incelemeye çalışacağız. Onun dini kimliği hakkında farklı görüşler ileri sürülmüştür. Bazıları onu yaygın İslamî anlayışa uygun bir Anadolu ereni, bazıları ise materyalist dünya görüşüne sahip halk lideri olarak vasıflandırmıştır. Yani birtakım kimseler onu şeriata bağlı, sünnî bir mürşit, olgun bir mutasavvıf olarak tanıtırken diğerleri bâtınî fikirlere sahip bir Alevî babası olarak tanıtmaktadırlar. Hacı Bektâş ın düşünce dünyasını tespit etmek için takip edilmesi gereken yol, ondan bahseden kaynakların incelenmesidir. Fakat Hacı Bektâş-ı Velî yi kendi zamanından epeyce sonra yazılmış ikinci dereceden kaynaklardan incelemek mümkündür. Bu kaynakların başında; hiç şüphesiz XIV. yüzyılın ünlü sûfîlerinden Aşık Paşa nın oğlu Elvan Çelebi nin Menâkıbu l Kudsiyye adlı eseri gelir. Selçuklu yönetimine karşı Babai İsyanı diye bilinen büyük sosyal hareketi gerçekleştiren Baba İlyas ı Horasani nin torunu olan bu sûfî şairin eseri, Hacı Bektâş-ı Veli yi yalnızca isim olarak zikretmesine rağmen bize çok önemli ipuçları verir. İkinci kaynağımız ise, Hacı Bektâş ın vefatından yaklaşık yüzyıl sonra Ahmet Eflâki nin kaleme aldığı Menakıbu l Arifin adlı eser ile Abdurahman Cami nin Nefahatü l Üns adlı eseri gelir. Bu eserlerde Hacı Bektâş-ı Veli nin mistik şahsiyeti hakkında bilgiler vermektedir. Biz de çalışmamamızda bu kaynaklar başta olmak üzere XVI. Yüzyılda kaleme alınan Taşköprüzâde nin eş-şakaikü n Numaniyye adlı biyografi eserinden faydalandık. Bu eser bize Hacı Bektâş ın dini kimliği hakkında fikirler vermektedir. Aynı yüzyılda kaleme alınan diğer bir yapıtta, Aşıkpaşazâde nin Tevârih-i Âl-i Osman adlı eseridir. Bu eserde de Hacı Bektâş a ait ilgi çekici bilgiler bulunmaktadır. Ayrıca çalışmamızda diğer klasik kaynaklardan, tasavvuf kitaplarından ve ansiklopedilerden de yararlandık. 2

Hacı Bektâş-ı Velî ye ait olan eserlerden de faydalandık. Bilhassa, en önemli eseri olan Makâlât tan ve yine son derce önem arz eden Şerh-i Besmele ve Velâyetname den de yararlandık. Hacı Bektâş-ı Velî nin hayatı ve düşünce dünyasını ele almadan önce, onun yaşadığı dönemin toplumsal yapısını bilmek gerekir. Bu toplumsal yapıyı netleştirebildiğimiz oranda, onun hayatını ve düşünce dünyasını tespit imkanına da ulaşmış oluruz. 1. Yaşadığı Dönemdeki Toplumsal Yapı Hacı Bektâş-ı Velî, Horasan dan Anadolu ya geldiğinde, Anadolu da Babâiler ayaklanması yaşanmıştı (1240). Bu süreçte Anadolu ya gelen Türkler, henüz yüzeysel bir din anlayışına sahiptiler. Çünkü İslâmiyet, Türk ler arasında başlangıçta Budizm, Maniheizm ve Şamanizm gibi eski dinlerin bazı yönleriyle benzerlik arz eden, Şiilik ve tasavvuf yoluyla yayılmıştı. Türkler Anadolu ya göç ettiklerinde, beraberlerinde şeyh ve dervişleri de getirmişlerdir. Bunların Müslümanlığı yüzeysel olup, eski inançlarını devam ettirmişlerdir. 1 Göçebelikten yerleşik hayata geçen Türkler, tarımla yeni yeni uğraşmaya başlamış, soydaşlarıyla çıkar karşıtlığına, bir çeşit sınıfsal çelişkiye düşmüşlerdir. Yer yer çatışmalar baş göstermiş, bu sıkıntılara Sadettin Köpek in zulmü, vergi toplayıcılarının acımasız baskısı da eklenince Türkmenler, artık önder edinecekleri herhangi bir Baba nın yönetiminde ayaklanmaya hazır hale gelmişler. Bu önder Baba Rasul adını takınmış Baba İlyas olmuşsa da ayaklanmayı fiili olarak yöneten Baba İshak olmuştur. 2 Maraş, Kefersud ve sonraları Sivas, Tokat ve Amasya ya doğru yayılan ayaklanma devlet güçleri tarafından zorlukla bastırılmış ve Baba İshak asılarak öldürülmüştür. 3 Bu ayaklanma Anadolu Selçuklu devletinin maddi ve manevi gücünü sarsmış, devletin güç ve otoritesini bozmuştur. Bu olayı fırsat bilen Moğollar Anadolu yu istila etmişlerdir (1243). 1 Tahir Harimi, Balcıoğlu, Türk Tarihinde Mezhep Cereyanları, İstanbul, 1940, s.47-48. 2 Ahmet Yaşar, Ocak, Babailer İsyanı, İstanbul 1980, s.105-106. 3 İbn Bibi, el-evâmiru l Alaiyye fi l Umuri l Alaiyye II, Çev. Mürsel Öztürk, Ankara 1996, s.49. Bu konuda farklı görüşte olanlar da vardır. Asılarak öldürülenin Baba İlyas olduğunu söylemişlerdir. Baba İshak ise Baba İlyas ın en büyük yardımcısı olduğunu iddia etmişlerdir. Bak. Ocak, Babailik DİA. IV/373. Y.Nuri Öztürk, Tarih Boyunca Bektaşilik, s.71. 3

Kösedağ savaşından sonra Selçuklu Devleti yıkıldığı için 1308 yılına kadar, Anadolu coğrafyası sözde sultanların ve şehzadelerin birbirleriyle yaptıkları saltanat mücadelesine sahne olmuş, bu şehzadeler kendi çıkarları doğrultusunda ayaklanmalar çıkarmış ve kan dökmüşlerdir. 4 1243 Kösedağ Moğol bozgunundan sonra Selçuklular gittikçe ağırlaşan Moğol baskısına maruz kalmışlardır. Moğollar, her geçen gün vergilerini ve askeri masraflarını artırmışlardır. 1277 den sonraki dönemde ise iktisadi, ictimâi ve medenî hayat tamamen çökmüş ve ekonomik sıkıntılar yaşanmıştır. 5 İşte bu dönemde Anadolu da yaşayan Müslüman halkın arasında en önemli dini farklılık, şehirlerde yaşayan halk ile göçebe Türkmenler arasındaki anlayış farklılığı idi. Bu anlayış farklılığı sonraki dönemlerde de devam etmiştir. Bu anlayış farklılıkları devletle, göçebe Türkmenler arasında birtakım mücadelelere neden olmuştur. Şehirli halkın göçebeleri küçük görmeleri taraflar arasında ayrılıklara neden olmuştur. Neticede şehirli halk, köylü halka göre daha yüksek bir din bilgisi ve kültürüne sahipti. Dolayısıyla şehirlerden uzak bölgelerde yaşayan halk, Türkmen şeyh ve dervişlerin etkisinde dini bilgileri zayıf ve inançları da geleneksel ananelere dayalı bir din inanışları vardı. 6 Dini önderlerin bunlara öğrettiği Müslümanlık, Türkmenlerin yaşayışına uygun, sade ve daha çok menkıbelere dayalı tasavvufi yönü ağır basan bir Müslümanlık anlayışı şeklinde olmuştur. Buna bir nevi halk Müslümanlığı denmiştir. 7 Dolayısıyla Türkler, dedeler ve babalar hakimiyetine dayanan, kendine özgü bir Türkmen Sünniliği oluşturmuşlardır. Böylece sıradan dervişler yoluyla öğretilen İslâm inançları ile medrese öğrenimine dayanan dini öğretim farklılaşması da ortaya çıkmıştır. 8 Bunun yanında göçebe hayatı yaşayan Türkmenler, İslâmiyet in bilgiden ziyade duygusal yönünü ön planda tutarak, İslâmiyet i şekil olarak benimsemişler ve daha çok eski Türk inançlarına bağlı bir dini hayatı sürdürmeye çalışmışlardır. 9 4 İbrahim Kafesoğlu, Selçuklu Tarihi, İstanbul 1992, s.69-70. 5 Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, İstanbul 1971, s.505-506. 6 Balcıoğlu, a.g.e., s.31-32 7 Metin, Boşkuş Anadolu Selçuklarında Sosyal, Dini ve Mezhebi Yapı CÜİFD. c.5, sy.2, Sivas 2001, s.251. 8 Boşkuş, Türklerin İslâmiyeti Kabulü ve Aleviliğin Türkler Arasında Yayılması CÜİFD. c.2, sy. 2, Sivas 1998, s.409-419. 9 Mehmet Eröz, Türkiye de Alevilik ve Bektaşîlik, İstanbul 1990, s.203 4

Neticede devletin koymuş olduğu ağır vergiler ve devlet yöneticilerinin bazılarının Türkmenlere kötü davranmaları, Türkmenlerle Selçuklu yönetimi arasında bir mücadelenin oluşmasına neden olmuştur. 10 XIII. yüzyılda tasavvufi alanda birtakım değişmeler olmuştur. Bu dönemde halk, Moğol işkence ve zulmünden, kıtlık, yoksulluk ve ağır vergilerden dolayı korku ve ümitsizliğe düşmüş, sığınacak yer aramış, bu yüzden de tasavvuf şeyhlerine ve bilginlere aşırı derecede bağlılık göstermişlerdir. 11 Anadolu toprakları Selçuklu hakimiyetine girdiği zaman çeşitli milletlere mensup olan halk, düşünce bakımından kozmopolit bir yapıya sahip olup tasavvuftan uzak ve fikri cereyanların yayılmasına müsait bir durumda idi. Moğol istilasından kaçan Türkistanlı, İran ve diğer milletlere ait birçok âlim, şair, mutasavvıf ve sanatkâr Anadolu ya gelerek, ülkenin ilmi ve kültürel bakımdan yükselmesini sağlamıştır. Bu ortam içerisinde; âlim, şair ve tarikat şeyhlerinin benimsedikleri dini inanç akımları, Anadolu ya baştan başa yayılmıştır. İşte bu asırda büyük bir nüfûza sahip olan ve şöhreti her tarafa yayılan Hacı Bektâş-ı Velî ve Yunus Emre gibi mümtaz şahsiyetler dini ve sosyal hayatta önemli etkiler yapmışlardır. 12 Böylesine hoşgörülü ve fikir hürriyeti olan bir ortamda çeşitli tasavvufi hareketler olmuştur. Bunların başında Rifâilik, Kâdirilik, Halvetîlik, Mevlevilik, Yesevilik gelir. 13 Sünnî bir tarikatın öncüsü olan Mevlanâ hoşgörüyü ön planda tutarak, şehirlerde oturan gayri Müslimlerin (Hristiyan ve Yahudi) arasına girerek onların ihtidalarına vesile olmuştur. 14 Mevlanâ Farsça gazellerini sema esnasında okuyup her sınıf halktan dinleyenleri heyecanlandırmıştır. O devirde, halktan ve esnaftan cemiyette her türlü insanla konuşup tanıştığında tenkide uğramıştır. Kalenderî ve Melâmeti şeyhlerinden bazıları; sâliklerini, benlikleri ve gururlarını yenmek için onları dilenmeye teşvik 10 Ocak, Babailer İsyanı, s.41 11 Ahmet, Sevgi, XIII. Asırda Anadolu da Fikri ve Tasavvufi Hareketler EÜİFD. sy.3, 1986, s.283 12 Sevgi, a.g.m. sy.3 s.285, 1986. 13 Kadir, Özköse, Anadolu nun Türkleşmesi ve İslâmlaşmasında Tasavvufi Zümre ve Akımların Rolü, CÜİFD. c.7, sy.1, Sivas 2003, s.251-253 14 Ahmet Eflaki, Ariflerin Menkıbeleri, nşr.tahsin Yazıcı І, İstanbul 1995, s. 137,273. 5

etmiştir. İnsanların arasında gelişen bu dostluk ve sevgi ortamı sayesinde, müsamaha gelişmiştir. dînî Moğolların çeşitli tarikat ve mezheplere karşı ilgisiz kalışları birçok tarikat şeyhine propaganda imkanı sağlamıştır. Türkler İslamiyet i kabul ettikten sonra düşünce ve temayüllerine uygun gelen tasavvufi tarikatlara girmişlerdir. Türk şehirleri, tasavvuf cereyanlarının belli başlı merkezleri durumuna gelmeye başlamıştı. Anadolu nun Türk ve İslâm yurdu hale gelmesinde pek çok etken vardır. Bunların biri de, Tasavvuf ve tasavvufi zümrelerdir. Bu tasavvuf zümreleri, Anadolu insanının sıkıntılı anlarında sığındığı kurumlar olmuştur. 15 Selçuklular genellikle, Sünniliğin dört mezhebinden Hanefî ve kısmen de Şâfî mezhebine mensupturlar. Hanefîlerin itikatta imamı Maturidî (h. 944) insanda irade-i cüziye yi va z etmek suretiyle akla, Türk örf ve adetlerine yer verdiğinden, Türkler arasında bu itikadî mezhep çok yayılmıştır. Anadolu da tasavvuf şeyhleri, manevi birlik, sevgi ve hoşgörü ortamı hazırladıkları gibi ahî teşkilatının kurulmasıyla sanat ve kültürün gelişmesinde büyük katkıları olmuştur. Daha çok tasavvufi ve iktisadi bir esnaf teşekkülü mahiyetinde görülen ahîlik teşkilatı çok gelişmiş ve her zanaatta çalışan kişileri bir pirin manevi kudsiyetine inanan ve mesleğin şart ve kurallarına bağlı müridler haline getirmekteydi. Bugünün esnaf dernekleri diyebileceğimiz ahî zaviyeleri içinde her meslekten insan bulunmaktaydı. Aynı zamanda onlar, manevi mertebesi yüksek bir pirin gözetiminde tasavvufi eğitim de almaktaydılar. Aldıkları terbiyenin neticesinde, herkesten kendi mesleklerinin gereğini yerine getirmesi, işinin ehli olması ve ürettiklerinin kalitesine dikkat etmesi istenmekteydi. En küçük yanlış hareketle pirinin sevgisinden ve himmetinden mahrum kalacağı telkin edilmekteydi. 16 Bu akımlar, merkezî otoritenin tesisinde önemli rol oynamış, böylece devletin maddi gücü yanında, irade ve iman birliğini de tesis etmiştir. Şeyhlerine büyük bir teslimiyetle bağlanan tarikat ehli, bozulan cemiyeti düzeltmiş, muzdarip insanlara teselli ve ümit kaynağı olmuştur. 17 İşte Hacı Bektâş-ı Velî, Moğol istilası gibi büyük yıkımın ve sosyal karmaşanın yaşandığı XIII. yüzyıl Anadolu sunda yaşamış bir şahsiyettir. Selçuklu 15 Özköse, a.g.m., c.7, sy.1, Sivas 2003, s.249 16 Neşet, Çağatay, Bir Türk Kurumu Olarak Ahilik, Ankara 1974 s.90-95 17 Sevgi, a.g.m.,eüifd sy. 3 s.288-293, 1986. 6

Anadolu sunda, Babâi hareketinin lideri Baba İlyas ın çevresinde ve Yeniçeri Ocağı nın kuruluşunda adı geçen Hacı Bektâş ın, devrinin kaynaklarında hemen hemen hiçbir iz bırakmadığına bakılırsa yaşadığı dönemde yaygın bir şöhrete sahip olmadığı söylenebilir. 18 Hacı Bektâş-ı Veli, Ürgüp yöresindeki Hristiyanlarla çok sıkı ilişkiler geliştirmiş, onların ihtidasına zemin hazırlamış, bundan başka işgalci Şamanist Moğolların da Müslümanlığı kabul etmeleri için yoğun faaliyetler göstermiştir 18 Ocak, Hacı Bektaş-ı Velî DİA. XIV/455. 7

BİRİNCİ BÖLÜM HACI BEKTAŞ I VELİ NİN HAYATI ESERLERİ VE KİŞİLİĞİ A-HAYATI 1.Doğumu ve Soyu Hacı Bektâş-ı Velî nin asıl adı Velâyetnâme ye göre Bektaş tır. Kaynaklar, kendisinden daima Hacı Bektaş diye bahsederler. Bektaş, kelime olarak bendeş ve beğdeş gibi eski Türkçe bir sözcük olup eşit, müsâvî, müâdil ve misil anlamlarına gelmektedir. 19 Bu kavram, kimi zaman Bekteş ve Petteş gibi farklı şekillerde de yazılmaktadır. 20 Esad Coşan, Hacı Bektâş ın asıl adının Muhammed olduğunu, Bektaş ın ise mahlas olarak kullanıldığını belirtir. Ona göre o zamanlarda, özellikle âlim ve asîl kişilerin, İranlı veya başka bir soydan olsa bile, muhakkak dinî mahiyette bir ismi bulunmaktaydı. 21 Hacı Bektaş, Horasan ın Nişabur şehrinde doğmuştur. 22 Onun doğum ve ölüm tarihleri hakkında kesin bir tarih vermek çok güçtür. Osmanlı müelliflerinden Taşköprüzâde, onu I. Murat (1362-1389) devri uleması arasında zikrederken 23 Aşıkpaşazâde, onun doğu illerinden geldiğini ve Osmanlılardan hiçbiriyle görüşmediğini belirtmektedir. 24 Ahmet Eflâkî de Hacı Bektâş-ı Velî nin Mevlânâ ile (1207-1273) çağdaş olduğunu söylemektedir. 25 19 Bkz. Tarama Sözlüğü, Bektaş TDK. IV/5, Ankara 1967, Meydan Larousse, Bektaş İstanbul,1969, II/249. 20 Esad, Coşan, Makâlât,Ankara 1971, s.xx,xxi. 21 Coşan, a.g.e., s.xx,xxi. 22 Abdülkadir, Sezgin, Hacı Bektaş-ı Velî ve Bektaşîlik, Ankara,1990, s.15. 23 Taşköprüzade Ahmet, eş-şekaikun- Numaniyye, nşr.ahmet Suphi Furat, İstanbul,1985, s.20. 24 Aşıkpaşazade, Tevarih-i Âl-i Osman, nşr.n.adsız, İstanbul,1992, s.21. 25 Ahmet Eflaki, Menâkıbu l Arifin,terc. Tahsin Yazıcı, s.412. 8

Esad Coşan, Hacı Bektaş ilçesi Halk Kütüphanesinde yaptığı incelemelerde şu bilgilere rastlamıştır: 14-15 nolu yazmada Hazine-i Celileden şeref-vürûd olan tümâr-ı kebîrde muharrer oldığı üzere tarih-i vilâdet-i şerîfleri 606/1209-1210 olarak müddet-i ömr-i şerifleri 63 olmağıla 669/1270-1271 vefatı şerifleri muharrer olduğundan iş bu mahalle tarir alındı. kaydı bulunmaktadır. 26 Bu kayıttan da anlaşıldığı gibi Hacı Bektâş-ı Velî 606/1209-1210 tarihinde doğmuş, 669/1270-1271 tarihlerinde vefat etmiştir. Hacı Bektâş ın babası, İbrahim Sânî lakaplı Seyyid Muhammed b. Musa Sani, annesi ise bilgin bir zat olan Şeyh Ahmet in kızı Hatem Hatun dur. 27 Velâyetnâme başta olmak üzere bir çok kaynak, Hacı Bektaş ı baba tarafından Hz. Ali soyuna mensup saymakta ve buna ilişkin olarak soy zincirleri vermektedir. 28 Bazı yazarlar Makâlât adlı eserini Arapça yazdığı için Hacı Bektâş ın Arap, dolayısıyla seyyid olduğu görüşünü bildirmektedir. 29 İrene Melikoff da Hacı Bektâş ın Türkmen olduğunu ve Orta Asya dan geldiğini dile getirmektedir. 30 Yaşar Nuri Öztürk de Hacı Bektâş-ı Velî nin kan bağı bakımından Hz. Ali neslinden yani Arap olmakla birlikte kültür ve duygu yapısı bakımından Türk olduğunu söylemektedir. 31 Bektâşî kelimesinin eski Türkçe sözcük olduğu düşünülürse Hacı Bektâş ın Türk olduğu söylenebilir. Bütün bunlara rağmen kaynaklar, Hacı Bektaş ı yeterince tanıtmadığı için bu konuda kesin bir şey söylemek oldukça zordur. 26 Coşan, a.g.e., s.xxv. 27 Abdülbaki, Gölpınarlı, Velâyetnâme,İstanbul,1995, s.1-4, Y.Nuri Öztürk,Tarih Boyunca Bektaşîlik, İst, 1995, s.57, Ethem Ruhi Fığlalı,Türkiye de Alevilik- Bektaşîlik, İstanbul, 1994, s.137-138. 28 Hacı Bektaş ın soyunu Hz. Ali soyuna bağlayan soy zinciri şöyledir; 1.Hacı Bektaş 2.Muhammed İbrahim es-sani 3.Musa es-sani 4.İbrahim Mükerrem el-mücap 5.Musa Kazım 6.Cafer es-sadık 7. Muhammed el-bakır 8. Zeyne l Abidin Ali 9. Hz. Hüseyin 10. Hz. Ali. Bu soy kütüğü Velâyetnâme de geçmektedir. Abdülbaki Gölpınarlı, a.g.e.,s.1. 29 Hacı Bektâş-ı Veli, a.g.e., s.xxii. 30 İrene Melikoff, Uyur İdik Uyardılar, İstanbul,1993, s.35-36. 31 Y. Nuri, Öztürk, Tarih Boyunca Bektaşîlik, s.51. 9

2. Tahsili Hacı Bektâş-ı Velî nin, Hoca Ahmet Yesevî tarafından yetiştirilip Anadolu ya gönderildiğine dair bazı iddiaların olmasına karşın, 32 yaşadıkları dönemler dikkate alındığında, Ahmet Yesevî (562/1166-1167) ile, Hacı Bektâş-ı Velî nin (669/1270-1271) aralarında yüzyılı aşkın bir zaman dilimi olduğu görülür. Ancak Yesevî ocağından feyz aldığı hususunda, mevcut araştırmalar ittifak halindedirler. Velâyetnâme bu bağlılığı, Ahmet Yesevî ile Hacı Bektaş arasına Lokman-ı Parende yi yerleştirmek suretiyle çözer. Velâyetnâme de anlatıldığına göre Hacı Bektâş ın eğitimi için Ahmet Yesevî nin müridi olan Lokman-ı Parende görevlendirilmiştir. 33 Babası, Hacı Bektaş ı Ahmet Yesevî nin halifelerinden Lokman Parende ye teslim etmiş, Lokman Parende nin himayesinde Yesevilikten feyz alarak yetişen Hacı Bektaş iyi bir eğitim almıştır. Böylece Arapça ve Farsçayı kitap yazacak kadar iyi öğrenmiş ve devrinde geçerli olan bütün bilgilerle donanmıştır. 34 Parlak zekası ve düzenli eğitimi sayesinde, küçük yaşta kendisini yetiştiren Bektaş, Kur ân-ı Kerim e, dini bilgilere ve bâtın ilmine vakıf olmuştur. Gölpınarlı, Hacı Bektâş ın vehbî bir ilme sahip olduğunu Velâyetnâme nin baş tarafında şöyle anlatır: Bir gün Lokman Parende onun yanına girdiğinde odanın nur ile dolu olduğunu görüp şaşırır; etrafına bakınır ve Bektaş ın sağında ve solunda iki nurâni zat görür. Bunlar Bektaş a Kur ân okutuyorlar. Lokman Parende içeri girer girmez onlar hemen kaybolurlar. Lokman Parende, Hacı Bektâş-ı Velî ye Bunlar kimdir? diye sorar ve birinin Hazreti Peygamber, diğerinin de Hazreti Ali olduğunu anlar. 35 Yine bir gün Hacı Bektâş-ı Velî, Lokman dan ders okuyordu. Namaz vakti geldi. Lokman Parende öğrencisinden abdest için su istedi. Bektaş hocasına dedi ki: Bir nazar etseniz de, su burada aksa, dışarı gitmeye hacet kalmasa! Hocası kendi kudretinin buna yetmeyeceğini söyleyince, Hacı Bektâş-ı Velî, derhal Allah a dua etti. Lokman Parende Amin dedi. O anda mektebin ortasında latif bir su çıkıp kapıya doğru aktı gitti ve pınarın başında güzel susam çiçekleri açtı. 36 32 Fuad,Köprülü, Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, Ankara 2003, s.79. 33 Gölpınarlı, a.g.e., s.5. 34 Çiğdem, Aktaş, Toplumsal Açıdan Erenlerin Sır Çeşmesi:Hacı Bektâş-ı Velî, Hacı Bektâş-ı Velî Araştırma Dergisi, sy.14, 2000, s.201. 35 Gölpınarlı, a.g.e., s.5., Fuad Köprülü, a.g.e., s.76. 36 Gölpınarlı, a.g.e., s.6., Fuad Köprülü, Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, s.77. 10

Ethem Ruhi Fığlalı, Hacı Bektâş-ı Velî nin tahsilini Nişabur da yaptığını, Arapça ve Farsçayı iyi öğrendiğini ve manevi terbiyesini de aynı yerde tamamladığını belirtir. Ayrıca Ahmet Yesevî nin onun ilk hocası olmasının tarihsel olarak mümkün olmadığını, ama Yesevî ocağından feyz aldığını ifade eder. 37 Tarihsel açıdan görüşmeleri imkansız olan bu iki şahsiyeti birbirine bağlama hususunda Velâyetnâme bize ışık tutmakta ve zikredildiği gibi aralarına Lokman-ı Parende yi koymaktadır. Dolayısıyla bu bilgilere dayanarak Hacı Bektâş ın Ahmet Yesevî den doğrudan olmasa bile, dolaylı yollarla feyz almış alması mümkündür. 3. Seyahati Aslen Horasanlı olan ve Nişabur şehrinde doğduğu bilinen Hacı Bektâş-ı Velî, hocasının dergahında üç yıl hizmet ettikten sonra şeyhinden icazet alır. 38 Hocasının Müjde olsun ki, kutbu aktablık senindir; kırk yıl hükmün vardır. Şimdiye dek bizimdi, bundan sonra senindir. Biz bu yokluk yurdunda çok eğlenmeyiz, ahirete gideriz. Var seni Rum a saldık, Sulucakarahöyük ü sana yurt verdik, Rum abdallarına seni baş yaptık. 39 demesiyle Hacı Bektaş Anadolu ya gelmek için yola çıkar. Hacı Bektâş ın Amasya, Kayseri ve Sivas şehirlerine gittiği ve sonra Karacahöyük e yerleştiği ünlü tarihçi Aşıkpaşazâde tarafından nakledilmektedir. Aşıkpaşazâde nin anlattığına göre Hacı Bektaş, Anadolu ya tek başına değil, kardeşi Menteş ile birlikte Horasan dan gelmiş, Baba İlyas ı görme arzusuyla önce Sivas a, oradan Kırşehir e ve Kayseri ye varmışlar. Kardeşi Menteş tekrar Sivas a dönmüş, orada ölmüş. Hacı Bektaş ise Kayseri den Sulucakarahöyük e geçmiştir. 40 Aşıkpaşazade, Hacı Bektâş ın Baba İlyas ı görme arzusuyla Sivas a gittiğini kaydetmektedir. Baba İlyas, Selçuklu yönetimine karşı yapılan Babâi ayaklanmasının lideri Baba Rasül dür. 41 Ahmet Eflâki, Hacı Bektâş ın, Baba Rasül ün has halifesi olduğunu kaydetmektedir. 42 Bu bilgiler birbirini tamamlamakta olup, Hacı Bektâş ın Anadolu ya geldiğinde Baba İlyas la görüştüğü ve onun halifesi olduğu söylenebilir. 37 E.Ruhi Fığlalı, Türkiye de Alevilik Bektaşîlik, s.142. 38 Abdurrahman, Güzel, http/www.hbektaş.gazi.edu.tr / 08.08.2005. 39 Abdülkadir, Sezgin, Hacı Bektaş-ı Velî ve Bektaşîlik, Ankara 1990, s.16. 40 Aşıkpaşazade, Tevârih-i Âl-i Osman, nşr. N. Atsız s.223. 41 A.Yaşar, Ocak, Babailer İsyanı, s.89. 42 Bkz. Ahmet Eflaki, Menâkıbu l Ârifin, nşr. T. Yazıcı, İstanbul 1995, s.412. 11

Ancak, Hacı Bektâş ın ayaklanmaya bizzat katılıp katılmadığı konusu açık değildir. Yaşar Nuri Öztürk e göre isyana katılmamıştır. 43 Ahmet Yaşar Ocak da, Hacı Bektâş ın isyanda hiçbir aktif rol almadığını söylemektedir. 44 Menâkıbu l Kudsiyye de, Bektaş ın isyana katılmadığını söylemektedir. 45 Hacı Bektâş ın Anadolu ya gelmeden önceki hayatı hakkında Velâyetnâme de yer alan menkıbevi bilgiler dışında kesin bir şey söylemek mümkün değildir. Ancak, onun Horasan Erenleri diye bilinen Kalenderiye akımına mensup sûfîlerden biri olduğu düşünülebilir. 46 Değişik kaynaklar da Bektaş ın önce Necef, Mekke, Medine, Kudüs, Halep, Elbistan ve oradan da Sivas, Kırşehir, Kayseri ve nihâyet Sulucakarahöyük e uğradığı, buralarda erbâin 47 çıkardığı rivâyet edilmektedir. 48 Hacı Bektaş, Anadolu ya geldiğinde, Anadolu da toplumun sosyo-kültürel hayatına yön veren bazı zümreler vardı. Bunlar; Gâziyân-ı Rum, Abdalân-ı Rum, Ahiyân-ı Rum ve kadınlardan oluşan Bâciyân-ı Rum dur. 49 Velâyetnâme ye göre Hacı Bektaş, Rum Abdallarının başıydı. 50 Hacı Bektâş ın Anadolu ya kaç yaşında ve kaç yılında geldiği konusunda kesin bir bilgi yoktur. Fakat, Ethem Ruhi Fığlalı, Hacı Bektâş ın olgunluğa adım atmakta olduğu bir yaşta Anadolu ya gelmiş olabileceğini söylemektedir. 51 Âşıkpaşazâde nin verdiği bilgiye göre 25 yaşını biraz geçtiği bir dönemde gelmiş olmalıdır. Zira Âşıkpaşazâde ye göre Hacı Bektaş, Anadolu ya kardeşi Menteş ile birlikte gelmiş, önce Sivas a ve Kırşehir e oradan Kayseri ye birlikte gitmişler, Menteş, Kayseri den tekrar Sivas a dönmüş ve Babâi ayaklanmasında öldürülmüştür. 52 Babâi 43 Bkz. Öztürk, a.g.e., s.62. 44 Ocak, Babailer İsyanı, s.168,169. 45 Elvan Çelebi, Menâkîbu l Kudsiyye Fi Menâsibi l Ünsiyye, nşr. İsmail Erünsal, A.Yaşar Ocak, Ankara 1995, s.xxxıx. 46 Ocak, Hacı Bektaş-ı Velî, DİA, XIV/455. 47 Erbain, Arapça kırk demektir.tasavvuf yollarında şeyh; dervişi, kırk gün az yemek, az içmek, az uyumak, kendini bütünüyle ibadete vermek üzere çile ve riyazata sokar.buna erbaine sokmak veya girmek, tamamlamaya erbain çıkarmak denir. Ayr. Bk. Süleyman Uludağ, Tasavvuf Terimler Sözlüğü, Kabalcı Yay. İstanbul, 2002. 48 Aşıkpaşazade, Tevârih-i Âl-i Osman, s.221, Abdülbaki Gölpınarlı, Velâyetnâme, s.17-18. 49 Aşıkpaşazade, a.g.e., s.238. 50 Gölpınarlı, Velâyetnâme, s. 16. 51 Fığlalı, Türkiye de Alevilik-Bektaşîlik, s.145. 52 Aşıkpaşazade, a.g.e., s.223. 12

ayaklanması, A.Yaşar Ocak ın tespitine göre 1239-1240 yılları arasında vuku bulmuştur. 53 Hacı Bektâş ın 1209-1210 tarihinde doğduğu kabul edilecek olursa Anadolu ya geldiğinde 30 yaşlarında olmalıdır. Hacı Bektaş hakkında mutlaka temas edilmesi gereken konulardan biri de, onun Yeniçeri Ocağı nın kuruluşu ile olan alakasıdır. Geleneğe göre, Hacı Bektaş kuruluş sırasında ocağı kutsamış, askerlerden birinin başını sıvazlarken hırkasının kolu (yen i) askerin arkasından sarkmıştır. Bu sebeple yeniçerilerin giydiği börk, Hacı Bektâş ın eli, arkaya sarkan kısmı ise hırkanın yeninden (kolundan) kinaye olduğu belirtilir. 54 Yeniçeri ismi de Yen-İçeri kelimesinden gelmektedir. Ne var ki bu anlatılanlar rivâyet olmaktan öteye geçmemektedir. Her ne kadar Velâyetnâme de Hacı Bektâş ın Osman Gazi ile görüştüğü 55 anlatılıyorsa da bunun gerçekleşmesi mümkün görülmemektedir. Çünkü Âşıkpaşazâde, Hacı Bektâş ın Osman Gazi ile görüşmesi ve Yeniçeri Ocağı ile olan ilişkisi konusunda net bilgiler vermektedir. Aşıkpaşazade, Hacı Bektâş ın Osmanlı hükümdarlarından hiç kimse ile görüşmediğini kesin bir dille belirtirken, Hacı Bektâş ın Yeniçeri lerin başındaki taçla ilişkisini yalanlayıp bu tacın Orhan Gazi zamanında Bilecik te ortaya çıktığını, Hacı Bektaş la alakası olmadığını kaydetmektedir. 56 Y.Nuri Öztürk ise, Âşıkpaşazâde nin sözünü ettiği bükme elif tacın, bacılar tarafından imal edildiğini ve menşeinin Kayseri deki Külahdüzler Mahallesi ne de ismini veren külah modeline dayandığını ileri sürmektedir. Öztürk, Âşıkpaşazâde nin bu yorumunun eksik ve hatta maksatlı olduğunu söylemektedir. 57 O halde Hacı Bektâş-ı Velî ile Yeniçeri Ocağı arasında bir ilişkinin olmadığına göre, bu irtibatlandırmalar nereden kaynaklanmaktadır? Kısaca Hacı Bektâş ın Orhan Gazi (1326-1362) ve oğlu I. Murat (1362-1389) devrinde kurulan Yeniçeri Ocağına duâda bulunması, kıyafetlerini kutsaması daha sonra Yeniçerilerin pîri kabul edilmesi ile ilgili rivâyetlerin, ilk Osmanlı fetihlerine 53 Ocak, Babailer İsyanı, s.223. 54 Cemal, Şener, Alevilik Üstüne Ne Dediler, İstanbul, 1990, s. 159. 55 Gölpınarlı, a.g.e. s. 71-73. 56 Aşıkpaşazade, Âşıkpaşaoğlu Tarihi, N.Atsız, İstanbul 1992, s.16, Abdülkadir Sezgin, Hacı Bektaş-ı Velî ve Bektaşîlik, s.128. 57 Öztürk, a.g.e., s.87. 13

katılan ve Yeniçeri Ocağı nın kurulmasını sağlayan Kara Rüstem, Seyit Ali Sultan, Gazi Evrenos, Abdai Musa gibi kişilerin, ahilik, gazilik ve Hacı Bektaş la irtibatlı olmalarından dolayı ortaya çıkmış olabileceği anlaşılmaktadır. 58 4. Evliliği Hacı Bektâş-ı Velî nin evli olup olmadığı, Bektâşîler arasında ihtilaf konusu olmuştur. Bektâşîler, bu konuda Hacı Bektâş-ı Velî nin evli olduğu görüşünü kabul eden Çelebiler kolu ve evlenmediği görüş ve kanaatinde olan Babağan (Babalar) kolu olmak üzere iki gruba ayrılmışlardır. 59 Coşan a göre, Hacı Bektâş-ı Velî mücerret (bekar) olarak göçmüş, çocuğu olmamıştır. 60 Evlendiği kanaatinde olanlar şu olayı öne sürerler; Velâyetnâme de, Hünkâr ın bir gün abdest alırken burnunun kanadığı, Kadıncık tan bu abdest suyunu tenha bir yere dökmesini istemiştir. Bunun üzerine Kadıncık Ana da bu suyu, Hünkar a göstermeden içmiş leğeni tekrar götürmüştür. Hünkar, Kadıncık Ana nın bu suyu içtiğini anlamış ve Hünkâr ın sorusu üzerine Kadıncık Ana da; Erenlere ne malûm değil, erenlerden artanın bir yudumunu bile dökecek yer bulamadım, ancak karnımı buldum. demiştir. Hünkâr ın da: Bizden umduğun nasibi aldın, senden iki oğlumuz olacak, halkın yetmiş yaşındakileri, onların yedi yaşında olanlarının elini öpsünler. Dünya bozulsa da onlar sırtları üstüne yatsınlar, hiç zahmet görmesinler. Demiştir. Bu söz üzerine Kadıncık ın üç oğlu olduğu, ama bunlardan birinin Hünkâr ın sağlığında ölüp diğer ikisinin yaşadığı, soylarının yürüdüğü şeklinde anlatılmaktadır. 61 Evlenmediği tezini savunan Babağan kolu, Hacı Bektâş ın kesinlikle evlenmediğine inanmaktadır. Onlara göre, Bektaş bekar göçmüştür. Kadıncık Ana evladı, onun burun kanından gelme manevi evladıdır, bel evladı değil nefes evladı dır. Bu görüşe karşı çıkan Çelebiler ise, Hacı Bektâş ın Sulucakarahöyük te yerleşmesini; 58 Coşan, Makâlât, s.xxix., Abdülbaki Gölpınarlı, Velâyetnâme, s.127. 59 Hasan, Yavuzer, Hacı Bektaş-ı Velî nin Kişiliği ve Türk Tasavvuf Hayatındaki Yeri, Hacı Bektaş-ı Velî Araştırma Dergisi, Kasım 1997 Ankara, s. 178. 60 Coşan, a.g.e., s.xxii. Ethem Ruhi Fığlalı,Türkiye de Alevilik Bektaşîlik, s.151. 61 Gölpınarlı, a.g.e., s.65, E.Ruhi Fığlalı, Türkiye de Alevilik-Bektaşîlik s.152, Y.N.Öztürk, Tarih Boyunca Bektaşîlik, s.94. 14