SENDİKAL HAREKETİN KRİZİNİ ve GELENEKSEL SENDİKAL ANLAYIŞI MİLİTAN TABAN HAREKETİYLE AŞACAĞIZ



Benzer belgeler
Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

EMEK ARAŞTIRMA RAPORU-2

CUMHURİYET HALK PARTİSİ GENEL MERKEZİ EMEK BÜROLARI YÖNETMELİĞİ

Teröre karşı mücadele cephesi!

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

İşçi Hareketinin Bugünkü Durumu, Mücadele Araç ve Biçimleri Üzerine

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA!

TARİHİ REKOR İŞSİZ SAYISI 7 MİLYONU AŞTI! HALKIN DERDİ BAŞKANLIK DEĞİL İŞSİZLİK!

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR? GERÇEK BİR TOPLU SÖZLEŞME İÇİN

DEMOKRATİK, MÜCADELECİ VE GÜÇLÜ YENİ BİR SENDİKAL HAREKET İÇİN BİRARAYA GELDİK, YOLA ÇIKIYORUZ...

İŞSİZLİK HIZLA ARTARKEN İSTİHDAM ARTIŞI YETERSİZ KALDI

İKİ AYDA 500 BİN YENİ İŞSİZ Krizin Tahribatı

GENİŞ TANIMLI İŞSİZLİK 6 MİLYONA YAKLAŞTI!

Direnişteki Trakya Otocam işçileriyle söyleşi

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır!

Ocak / January Temmuz / July 1985

ASIL KRİZ İŞSİZLİKTE! Geniş Tanımlı İşsiz Sayısı 7 Milyona Yaklaştı

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ

İşsizlik İstikrarlı Biçimde Yükseliyor! Son 10 Yılın En Yüksek İşsiz Sayısı

İŞSİZLİKTE TIRMANIŞ SÜRÜYOR!

DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM (SBK256) 10. Hafta Ders Notları - 09/04/2018 Yrd. Doç. Dr. Görkem Altınörs

Ocak / January Temmuz / July 1985

SENDİKALAŞMA EYLEMİ İÇİN İLERİ

Ocak / January Temmuz / July , ,992 24,009 25,142 26,003 32,581 41,462 46,587

Arka Plan: Mücadeleleri Birleştirelim!

Ocak / January Temmuz / July 1985

KRİZ ÜÇ KOLDAN SARSIYOR ENFLASYON-KÜÇÜLME-İŞSİZLİK

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Ağustos 2016

GERÇEK İŞSİZ SAYISI 6 MİLYON 2,6 MİLYON GENÇ BOŞTA GEZİYOR

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Aralık 2017 İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU- AĞUSTOS 2018 MEVSİM ETKİLERİNDEN ARINDIRILMIŞ İŞSİZLİK ARTTI, İSTİHDAM DÜŞTÜ

SENDİKALAR VE İŞYERİ ÖRGÜTLENMESİ

Kadınlar asgari ücreti değerlendiriyor: Söz hakkımız da yok yaşama şansımız da!

Ocak / January Temmuz / July 1985 DOK GEMİ İŞ 5, , , , , , , ,

TÜRKİYE İŞSİZLİKTE EN KÖTÜ DÖRT ÜLKE ARASINDA

Number of workers (T) union members (S),their ratio (S/T) for each half year from January 1984 to July Ocak / January Temmuz / July 1985

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık

Ocak / January Temmuz / July 1985

İşsizlik Dikiş Tutmuyor İşsizlikte Kriz Günlerine Dönüş

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

İSTİHDAM SEFERBERLİĞİ LAFTA KALDI: İSTİHDAM ARTIŞI YAVAŞLADI

İKİNCİ BÖLÜM ENDÜSTRİ DEVRİMİ, SOSYAL SORUN VE SOSYAL POLİTİKA İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM SOSYAL POLİTİKA BİLİMİNİN KONUSU, KAPSAMI VE TEMEL YAKLAŞIMI

Bu yazıda (*) yapılacak değerlendirme, sorunu daha çok KESK özelinde ele alıp buradan bir tartışma zemini yaratmayı amaçlıyor.

TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM

Koç Üniversitesi nde neler oluyor?

Sınıf mücadelesi karşısında ilan edilmemiş ittifak: Esad- Merkel-Chavez Cephesi

ÇALIŞMA HAYATINDA KADINLAR: DAHA ÇOK ÇALIŞIYOR, DAHA AZ KAZANIYOR

Ocak / January Temmuz / July 1985

Ocak / January Temmuz / July 1985

ULUSLARARASI İŞÇİ DAYANIŞMASI DERNEĞİ. Meslek Liseliler Ne Yaşıyor? Ne İstiyor? Boyun Eğme. Mücadele Et!

Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için

Baskı: Estet Ajans Matbaacılık Merkezefendi Mah. Fazılpaşa Cad. 4. Zer San. Sit. No: 16/26 Topkapı / İstanbul Tel:

İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU

KRİZ İŞSİZ BIRAKIYOR

Asgari ücret 1900 net! DİSK ten basın açıklaması

Ocak / January Temmuz / July 1985

Ocak / January Temmuz / July 1985

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Eylül 2016

tarafından yazıldı. Çarşamba, 08 Haziran :44 - Son Güncelleme Perşembe, 09 Haziran :24

TKP-1920 nin 1 Mayıs 2015 Mitinglerine ve 7 Haziran Seçimlerine Çağrısı

EĞİTİM VE BİLİM EMEKÇİLERİ SENDİKASI

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

Asgari ücretin belirlenmesini düzenleyen Asgari Ücret Yönetmeliği uyarınca, asgari ücret, pazarlık ücreti değildir.

Number of workers (T) union members (S),their ratio (S/T) for each half year from January 1984 to July Ocak / January Temmuz / July 1985

İlerici Kadınlar Kimdir?

İŞÇİLERİN 3 ACİL TALEBİ VAR!

İŞSİZLİKTE PATLAMA!: AKP İşsizlikle Mücadelede Başarısız!

İÇİNDEKİLER. ÖN SÖZ... iii GİRİŞ...1 ÖRGÜTLERDE İNSAN KAYNAKLARI VE YÖNETİMİ...9

İşgücü Piyasasında Gelişmeler: Döneminde Kadınlar ve Erkeklerin İstihdamı ve İşsizliği Ne Yönde Değişti? 1

Ocak / January Temmuz / July 1985

KAMU YÖNETİMİNDE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR

Ocak / January Temmuz / July 1985

Ocak / January Temmuz / July 1985

İşsizliğin Önlenemeyen Yükselişi: Son Beş Yılın Zirvesi

İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU- EYLÜL 2018 İŞSİZLİK TIRMANIYOR. Gerçek İşsiz Sayısı 6 Milyon. İşsiz Sayısı Bir Yılda 192 Bin Arttı

Şimdi fazla ileri gitmiş bu gerici diktatörlüğü terbiye etmek, mümkünse biraz değiştirip halka kabul ettirmek istiyorlar.

İşçi mücadelelerinin niteliği, UPS örneği ve diğerleri

Taşeron işçinin hakları mutlaka düzenlenecek

Number of workers (T) union members (S),their ratio (S/T) for each half year from January 1984 to July Ocak / January Temmuz / July 1985

UIT-CI/UBK Koordinasyon Komitesi deklarasyonu: Yaşasın Brezilya halkının mücadelesi!

Maaşlarımıza Ek Artış İstiyoruz!

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME

İŞSİZLİK GERÇEK, İSTİHDAM SEFERLİĞİ YAPAY!

2011 yılı öğretmen maaşları

SENDİKAL PLATFORM. Türk-İş te gerçekleşmiş sendikal birliğine yönelik düşman çabalarõn aracõ konumundadõrlar.

AKP ye Soruyoruz CHP EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI

KADIN EMEKÇ LER N TALEPLER...

YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

Bir dönem sendikalar. Can ŞAFAK *

30 Kasım ABD de Büyümenin Yukarı Yönlü Revizesi Dolar ı Güçlü Tutuyor.

DEVRİMCİ İLETİŞİM VE ÇAĞRI MERKEZİ ÇALIŞANLARI SENDİKASI TANITIM BROŞÜRÜ

GÜVENCESİZ ÇALIŞMA NEDİR?

8 Ekim'de "Emekçilerin, Ezilenlerin Sokak Meclisi"ni Kurmak İçin Ankara'dayız!

İŞ HUKUKUNDA UZMAN ARABULUCULUĞA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR. BİRİNCİ BÖLÜM İş Hukukunda Arabuluculuk Uzmanlık Eğitimi

KAMU İSTİHDAM RAPORU. Giriş

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETKİNLİĞİ SANATSAL ETKİNLİKLER

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

Türkiye işçi sınıfı tarihinin en büyük eylemi Haziran Perşembe, 18 Haziran :54 -

İşyerini işgal eden ERT işçileriyle röportaj

Transkript:

SENDİKAL HAREKETİN KRİZİNİ ve GELENEKSEL SENDİKAL ANLAYIŞI MİLİTAN TABAN HAREKETİYLE AŞACAĞIZ Dünyada toplumsal hareket ve onun içinde özel bir yere ve konuma sahip olan işçi sınıfı hareketi gelişiyor, güç ve ivme kazanıyor. İçinde bulunduğumuz süreç, işçi hareketinin ve sendikal hareketin sorunlarının tartışılmasının önemini daha da arttırıyor. Yunanistan dan Fransa ya, Almanya dan İtalya ya, Tunus tan Mısır a,türkiye den İran a işçi sınıfı kendisini hisesettiriyor. İşçi sınıfı, adım adım tarihsel misyonunu oynamaya doğru yeniden yol alıyor. Kendi görevimiz bakımından yaşam alanlarından fabrikalara ve sendikalara doğru işçi sınıfı hareketini örgütleme ona yön verme arayışımızı ve pratiğmizi güçlendirmek zorundayız. Güncel mücadele ve örgüt biçimlerini ihtiyaca yanıt verecek biçimde ele almak ve bir eğitim sorunu haline getirmek zorunluluğu ile karşı karşıyayız. 12 Eylül sonrası çalışma yaşamına getirilen sendikalar, grev ve toplu iş sözleşmesine ilişkin yasalar tastamam işçilerin emekçilerin örgütlenmesini engeleme üzerine oturtulmuştur. Mevcut yasalar işçilerin örgütlenmemesi ve siyaset yapmaması için eline, ayağına ve diline vurulmuş pranga konmundadır. Dünyanın hiçbir tarafında olmayan noter şartı, iş kolu barajı, aylarca süren yetki kararı işçilerin sendikalaşmasının önünde temel engeldir. Sendikaya üye olmak bile işten atma gerekçesidir. Dolaysıyla mevcut yasaları aşmadan, fiili ve meşru mücadele biçimlerini devreye sokmadan işçi sınıfın örgütlemek ve işçi hareketini geliştirmek nerdeyse imkansız hale gelmiştir. 72 milyon 561 bin.362 nüfüsa sahip Türkiye'de 26 milyona yakın çalışanın yüzde 26 sı tarımda, yüzde 20 si sanayide, yüzde 50 si hizmet sektöründe çalışmakta.. 26 milyona yaklaşan çalışanın sadece 700 bine yakın işçinin ve 980.966 bin emekçi memurun sendikalı olması durumu yeterince açıklıyor. Öte yandan sınıf sendikacılğı ekseninde hareket etmeye çalışan sendikaların terörist ian edilip patron, polis, adliye işbirliğinde nefessiz bırakıldığı koşullarda sadece yasalara yaslanarak ve geleneksel sendikal anlayışa sığınarak sınıf sendikacılığını örgütlemek iddiası hayalden öte bir anlam ifade etmez. Sendikal hareketin bu duruma gelmesinde 12 Eylül milat olmuştur. 12 Eylül'ün devrimci hareketi sürüklediği tasfiyecilik, işçi hareketi ve sendikal hareket üzerinde etkili olmuştur. Devrimci, ilerici sosyalist öncü işçileri fabrikalardan, işletmelerden, atölyelerden, okullardan, sokaktan vb.sürgün edilmesi sendikal harekete dolaysız yansımıştır. Saldırılar derinleşerek devam ederken eski dönemdeki ayrıclıklarını korumanın derdine düşen bürokratik, işbirlikçi burjuva sendikal anlayışa sahip sendika üst yöneticileri kapitalizmi övdüler. Sanayi barışı, toplumsal uzlaşma palavralarıyla işçi sınıfını ideolojik olarak zehirlediler.

Mevcut durumda TÜRK İŞ ve HAK İŞ, sınıf işbirlikçisi burjuva sendikal anlayışın ötesinde tamamen sermaye düzeninin varlığı ve geleceği için sınıf içinde tam bir ajan konumundadırlar. Hükümetin koltuk değneği rollerini saklama ihtiyacı bile duymuyorlar. Diğerleriyle aynı olmamakla birlikte çağdaş sendikacılık adı altında sınıf uzlaşmacılığı eksenli sendikal anayışı temsil eden DİSK ise, içinde barındırdığı ilerici mücadele dinamiklerine rağmen işçi hareketini CHP nin dümen suyuna akıtma derdinde. Geleneksel burjuva sendikaların niteliği Asla düzenin kırmızı çizgisine dokunmayı düşünmedikleri gibi kapitalizme karşı mücadele perspektifleri yoktur. Dillerindeki sömürü, işçi sınıfı, sınıf düşmanı vb.gibi kelimeler görüntüyü kurtarmaktan ibarettir. Onlar anlaşma değil uzlaşma peşinde olup, hareket hiç bir şey uzlaşma herşeydir derler. İyi patron kötü patron anlayışı onların ideoloik, politik örgütsel niteliklerini belirler. Asıl gücünü işçi sınıfının devrimci dinamizminden değil, yasalardan, patronlardan ve işçilerin geri bilincinden alırlar. Hareket karşısında tam bir itfaiyeci konumundadırlar. İşçi aidatları üzerinden sendikacılığı bir meslek haline getirmiş, hücrelerine kadar konformist yaşam sürdürmektedirler. İnkara ve imhaya uğrayan, inkar edilen haklar, inançlar, diller onların kapsam alanına girmediği gibi tam bir inkarcı konumdadırlar.ya da çıkarları gereği kem küm ederler. Erkek egemen anlayışın prototipidirler. Canları müthiş kıymetlidir, onlara göre bedel ödemek geçtiğimiz yüz yılda kalmıştır. İşçileri küçümsedikleri için söz ve karar sahibi yapmazlar. Maaşları dolgundur. Satışlarda büyük para kazanırlar.patronlardan bahşiş ve hediyeler almaya bayılırlar. Kapalı kapılar arkasında geliştirdikleri projelerle AB sermayesinin kırıntısına el açarlar. Onun için patronların sırtı yere gelmiyor. Saldırıların ardı arkası kesilmiyor. Çalışma yaşamında ki değişiklik ve sermayenin çok yönlü saldırısına karşı mücadeleden uzak dururlar, dolaysıyla statükocudurlar,eskiyi temsil ederler. Bugün işçi hareketi ivme kazanıyor olmasına rağmen sendikal kriz derinleşmeye devam ediyor. Şüphesiz kriz sadece sendikalarla sınırlı değil.toplumsal hareket ve devrimci sosyalist hareket de kriz krizin bir parçası. Nereden bakarsak bakalım kriz bizim krizimiz olduğu için çözümü de bu kapsamda ele almak gerekiyor. Dolaysıyla sendikal krize çözüm bulma arayışımız geleneksel burjuva sendikal anlayışa karşı mücadeleyi ve onu bertaraf etmeyi de kapsar. Emekçi memur hareketi ve KESK İşçi hareketinin mücadeleci dinamiklerinden biri de emekçi memur hareketidir. KESK, memurlara sendika yasağı ortamında doğdu, büyüdü gelişti. Emekçi memurların kitlesel ve meşru örgütü KESK fiili meşru mücadele çizgisi üzerinde yükseldi. KESK'in yasallaşması ile birlikte devlet, hareketi bölmek, parçalamak ve KESK'i etkisiz kılmak için ırkçı, faşist TÜRK KAMU SEN İ kurdurdu. Yine ardından politik İslamcı çizgide olan MEMUR SEN kuruldu. AKP'nin sekiz yıllık iktidarının gürbüz çocuğu olarak bu süreçte büyüdü. Emekçi memurların

toplam sendikalı sayısı 980.966 dır. Bunun 219.195 i KESK e, 369.600 ü KAMU SEN e, 392.171 i ise MEMUR SEN E üye. Memur sendikalarını düzenleyen yasa, sendikalara bir biçim verdi. KESK, bu biçimin tutsağı oldu. KESK, yasalaştı fakat grev ve toplu sözleşme hakkını koparıp alacak mücadele çizgisinden giderek uzaklaştı. KESK, giderek kadrolu memurlara, onlar içinde de küçük bir azınlığı kapsayan biçime dönüşüyor. Yaş ortalaması yükseliyor. Dinamizmi düşüyor. Emekçi sol hareket bileşeni örgüt ve partiler, KESK'in krizine müdahale ederek büyüme çizgisinde yürümüyorlar. Tersine, giderek daralan bir alanda yönetimlerde yer alma kavgası vererek KESK ortamını daha boğucu hale getiriyorlar. Kadrolu memur sayısının giderek azalması, kamu hizmetlerinin taşeronlaşması, memurlar arasında (kadrolu/sözleşmeli/ücretli vb.) statü farkları sendikasızlaştırmaya hizmet etti. Sözleşmeli, ücretli, vekil, taşeron emekçilerin ve de özel sektördeki hizmet emekçilerinin KESK kapsamı dışında kalması KESK'i giderek daralttı ve boğdu. Kadrolu memur atamaları giderek azalır, güvencesiz memurlar giderek artarken, KESK de giderek durağanlaşmaktadır. Kadrolu memurların büyük kesiminin KESK dışındaki sendikaları seçmesi de bir olgudur. Devrimci çıkış yolu, ayrımsız tüm eğitim, sağlık, posta vb. emekçilerinin örgütlenmesidir. Sadece devlet sektöründeki statü farkları değil, örneğin eğitim sektöründeki özel-kamu ayrımı da aşılmalıdır. Dershanelerde, özel okullarda çalışan öğretmenleri örgütlemeyi de gündemine almalıdır. KESK'e bağlı sendikalar bir seçim anındadır. Ya taşeron, sözleşmeli, ücretli emekçiler de sendikalara üye yapılacak, bunlara (seçme-seçilme hakkı dâhil) tam üyelik hakları sağlanacak ya da KESK kadrolu memurlara daralacak ve küçülecektir. Bu yönde giderse KESK giderek bir lonca örgütüne dönüşür. Mevcut bürokratik sendikal anlayışlar, bu ikilemle başa çıkacak durumda değildir. KESK'in gelişimini yöneten, onu ileriye taşıyan bir ufuktan yoksunlar. Baş aşağı gidişi, bırakın durdurmayı, yavaşlatamıyorlar bile. KESK'i diğer iki gerici konfederasyondan ayıracak ve öne çıkaracak olan, sözleşmeli ve ücretlileri örgütleme atağı olabilir. Keza, atanamayan öğretmenler sorunu, KESK'in temel gündemlerinden birisi olmalıdır. 300 bin atanamayan öğretmenin bulunduğu, 21 gencin bu yüzden intihar ettiği bir ülkede KESK bu sorunun nasıl kıyısında kalabilir? KESK, dershanelerdeki pervasız emek sömürüsüne müdahale etmeyi gündemine almalıdır. Atanamayan öğretmenlerin ağırlıkla çalıştığı bu sektörde muazzam örgütlenme potansiyeli mevcuttur, ama bürokratik anlayışlardan dolayı değerlendirilememektedir. KESK'te yaşanan kriz, ancak kendini vareden koşullara yüzünü dönerse aşılabilir. Yasallığın sınırlarını aşarak fiili meşru mücadele çizgisinin yeniden egemen kılınması, örgütsüz emekçi memurların bu çizgiye dayanarak örgütlenmesi KESK'i yeniden ayağa kaldırabilir. Sosyalist emekçi memurlar, bulundukları alanlarda ve yer aldıkları mevzilerde örgütsüz emekçi memurları KESK'te örgütleyerek, somut örnekler yaratarak hareketin önünü açabilirler. Nasıl bir örgütlenme, nasıl bir bakış açısı?

Çalışma yaşamına bir bütün olarak, kayıtdışılık, taşeron, esnek, geçici, mevsimlik, part-time, gündelikçi çalışma hakim olup güvencesizlik damgasını vurmakta. Öte yandan kafa ve kol emekçileri arasındaki farklılık iderek yok olmaya yüz tutmuş ve güvencesizlik her ikisininin de ortak kaderi haline getirilmiştir. Buna rağmen ayrı ayrı örgütlenmek zorunda kalıyorlar. Nitelikli emekçi olmak, yüksek eğitimli olmak emekçilerin ezici çoğunluğu için bir ayrıcalk olmaktan çıktığı, Dünyanın bir köşesinden öbür tarafına işçi transferinin yaygınlaştığı, Fabrikaların örgütsüz ve ucuz iş gücünün olduğu alanlara taşındığı, Görece de olsa refahın yerini işsizliğe ve yoksulluğa bıraktığı, Sermayenin serbest dolaşımının önündeki engellerin kaldırıldığı, Küçük üreticilerin mülksüzleşmesinin hızlandığı, Ezilen emekçi tabakalarının kaderinin işçi sınıfına daha fazla yakınlaştığı, Bürokrasi, polis ve ordu, adliye mensupları dışında kalanların iş güvencesin kalmadığı, Keza dünyanın hemen her yerinde güvencesizliğe karşı mücadelenin başat bir talep haline geldiği koşullarda burjuva sendikal anlayışla ideolojik, teorik, pratik politik çok yönlü mücadele kaçınılmazdır. Sorunun çözümü için bugün önümüzde duran öncelikli görev Yoksa mevcut olan sendikaları içinde çalışmayı reddetmeksizin, emekçi semtlerden fabrika ve havzalara doğru taban hareketini örgütlemektir. Yükümüz ağır, görevimiz zor ama başarabiliriz ve başarmak zorundayız. Uluslar arası işçi hareketinin sorunlarının temel bileşenlerinden biri olarak sendikal kriz gericilik döneminin ideolojik, siyasal ve örgütsel bütünlüğüyle bu güne taşıdığı en ağır yüklerden biridir. Dolayısıyla bir hamlede yada kısa sürede çözüme ulaşacak bir sorun olarak görmek ne kadar tehlikeliyse bu görevi ileri tarihlere ertelemek de bir o kadar tehlikelidir. Bu görevi başarmak için öncelikle işçi sınıfının devrimci eylemine, değiştirici dönüştürücü gücüne, sömürüyü otadan kaldıracak ve ezilenlerin tüm bölüklerinin sorunlarını çözmeye tek yetenekli güç olduğuna inanmalıyız. Kendisini işçilerin, işsizlerin, emeklilerin bir bütün olarak işçi sınıfının temsili gücü olarak görmeyen, fiili meşru mücadeleyi esas almayan, iş kolu ayrımı yapmaksızın en küçük kıvılcımı yaşam alanlarına, toplumun gündemine taşımayı hedeflemeyen sendikal hareketin geleceği yoktur. Dolayısıyla, iğneyle kuyu kazarcasına sabırlı ve inatçı emekçi semtlerden, yaşam alanlarından fabrika ve havzalara, fabrika ve havzalardan yaşam alanlarına, emekçi semtlere doğru örgütlenmeyi hedefleyen bir çalışmayı hedeflemeliyiz. Siyaseti, işçilerin üretim ve yaşam alanlarına taşıyarak, ideolojik politik ve militan devrimci bir işçi hareketini yaratmayı önüne hedef olarak koyan bir anlayış ve buna uygun bir pratik, sorunun çözümü için en uygun yoldur. Dolaysıyla sorunun teorik yanı olmasına rağmen esası pratiktir. Doğal olarak bunun

için ilerici, sosyalist öncü işçilerin, sendikacların örgütlü pratik politik yaklaşımları belirleyici bir yerde duruyor. Fabrika, işletme, havzalarda, organize sanayi sitelerinde yaşam alanlarında, evlerde, kahvelerde işçilerle buluşmak devrimci sosyalistlerin omuzlarındadır. Militan bir işçi hareketi ve sendikal örgütlenme için kendilerini ortaya koyması gerekenler en başta sınıf devrimcisi sosyalistlerdir. İşçilerde, sınıf olma bilincini tamamen ortadan kaldırma amaçlı ideolojik saldırı giderek daha büyük boyut kazanıyor. Dolaysıyla geleneksel sendikal anlayışın da büyük katkılarıyla işçilerin dışına atılıp, sürgüne gönderilen bilimsel sosyalizmi işçi sınıfına yeniden taşımalıyız. İdelojik duruşu sağlamlaştıracak sosyalizm eksenli ciddi bir eğitim seferberliği acil ve yakıcı bir görev olarak önümüzde duruyor. Yaşadığımız coğrafyada özellikle 2004 yılından günümüze işçi hareketinde ciddi bir canlanma ve ileriye doğru bir yürüyüşü görüyoruz. İnatla, ısrarla 1Mayıs Taksim yürüyüşleri Telekom,Hava-İş grev iradesi, Novament direnişi Tersanelerde fiili Grevler, Tekel, enternasyonal işçi dayanışmasının yaşandığı UPSD, işgaller, direnişler, yol kesmeler vb. Bu hareketlere kimlerin öncülük ettiği, kimlerin çağrısıyla gerçekleştiğine baktığımızda sendikaların hareketin merkezinde durduklarını görüyoruz. Yani sendikalar hem işçi sınıfı hem de toplumsal mücadele bakımından önemli bir yerde duruyor. Yaşanan pratiğin penceresinden değerlendirdiğimizde mevcut sendikal konfederasyonların canı cehenneme demek mümkün ancak yerine ne koyacağız? Sorunun çözümü için önümüzde duran acil görev yeni bir sendika kurmak değil, mevcut olan sendikaların içinde çalışmayı reddetmeksizin, işçi sınıfı içinde taban hareketini örgütlemektir. İlişkide olduğumuz sendikaların işlevli hale getirmek, buralardan örnekler yaratarak ilerlemek bugünkü ihtiyaçlarımıza daha uygundur. Bizim kafamızdaki örgüt biçimleri hareketin o anki düzeyine uygun düşmüyorsa pratikte karşılığını bulmaz. İşçi kitle hareketi içinde araçlar kendi karşılığını bulur. İstediğimiz kadar araç ileri sürelim, bu araçların kitleler karşısında somut bir karşılığı olmalıdır. Bir kere daha sorunun pratik sorun olduğu gerçeği karşımıza çıkıyor. Diğer önemli sorun ise; işçilerin önemli bir kısmı fiili meşru mücadeleyle değil yasal yollardan haklarını alma yolunu daha çok tercih ediyorlar. İşçiler sendikaları hala bir avukatlık bürosu olarak görmeye devam ediyorlar. İş mahkemelerindeki dosyaların sayısına bile baktığımızda bu durumu görebiliriz. Bu sorun için iyi örgütlenmiş ve sendikayla beraber çalışan hukuk bürosu önemlidir. Dün olduğu gibi bugün de, işçiler ve emekçi memurlar hala ayrı ayrı sendikalarda örgütleniyorlar. Oysa; getirilen sosyal güvenlik sistemleri ile emeklilik ve sağlık alanlarında işçi ve emekçi memurlar arasında fark kalmadı. Öte yandan kafa ve kol emekçileri arasındaki farklılık giderek yok olmaya yüz tutuyor. Güvencesiz çalışma her ikisininin de ortak kaderi. Buna rağmen ayrı ayrı örgütlenmeleri sınıf hareketi bakımından büyük bir dezavantaj oluşturuyor. İşçi ve emekçi memurların ortak

örgütlenmesi temel bir ihtiyaçtır. Bunun nasıl ve hangi biçimlerde yaşam bulacağına ancak işçi sınıfının örgütlenme, bilinç ve mücadele düzeyi belirleyecektir. Sendikaların yeniden inşaası sorunu işçi sınıfı içinde politik bir kuvvet olma sorunuyla sıkı sıkıya bağlıdır. Öyleyse işçi kitlelerine, fabrika ve havzalara gidelim, işçilerin günlük yaşamına girmeye çalışalım. Kazanma bilincinin yön verdiği bir faaliyeti örgütlemek için enerjimizi harekete geçirelim.