MİLLİ MÜCADELEDE FRANSIZ İŞGALLERİ VE BUNA TEPKİLER 1



Benzer belgeler
MİLLİ MÜCADELE TRENİ

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Evrensel Bakış Açısı. Fransız Taburunu Esir Alan

SAYFA BELGELER NUMARASI

KURTULUŞ SAVAŞI CEPHELER

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

İÇİNDEKİLER... SAYFA NUMARASI 1. Genelkurmay Başkanlığının Afyon ve Kocaeli mıntıkalarındaki duruma dair 3 Ekim 1921 tarihli Harp BELGELER

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ MUSTAFA KEMAL İN SAMSUN A ÇIKIŞI GENELGELER KONGRELER

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1

KURTULUŞ SAVAŞI ( ) Gülsema Lüyer

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

9 EYLÜL 1922 BAKİ SARISAKAL

Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

MUSTAFA İPEK HALİLİYE SÜLEYMANİYE İMAM HATİP ORTAOKULU

2018-Inkilap Tarihi ve - Deneme Sınavı 7

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI'NIN SONU ve MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI

İÇİNDEKİLER... ÖN SÖZ... BİRİNCİ BÖLÜM SİYASİ, COĞRAFİ DURUM VE ASKERÎ GÜÇLER

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük DİRİLİŞİN DESTANI: SAKARYA

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 693 MİLLİ MÜCADELEDE GÜNEY CEPHESİNDE "ELBİSTAN"

ATATÜRK. Mustafa Kemal Atatürk, 1881 yılında Selanik'te doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde

UNUTULAN SAVAŞLAR / KUTÜ L-AMMARE ZAFERİ

Devrim Öncesinde Yemen

İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ BENZER SORULAR

Tuba ÖZDİNÇ. Örgün Eğitim

Lozan Barış Antlaşması

Gazi Ahmet Muhtar Paşa

ÜNİTE 13 BAYBURT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ MİLLİ MÜCADELE DE BATI CEPHESİ I İÇİNDEKİLER HEDEFLER

1896 Askeri Rüştüye'de Mustafa adlı ğretmeninin kendisine Kemal adını verdiği Mustafa Kemal, Manastır Askeri İdadisi (Lisesi)'ne geçti.

Fransa nın Anadolu da Yaptığı Katliamları Gizleme Politikası (1) Ö

Sarıkamış. Dersleri. Yılmadan Yorulmadan Dr. Cihangir Dumanlı

Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir?

Resim-2 Genelkurmay başkanlığı, Eskişehir - Afyon hattına yerleşen düşmanın savunma ve berkitme faaliyetleri ile bulunduğu bölgede daha fazla

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Asya toplumlarında Nevruz Bayramı her yıi coşku ile kutlanır ve ilkbaharın başlangıcı olarak kabul edilir.

Mustafa Kemal Atatürk ün Hayatı

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Sosyal bilgiler öğretmeninin verdiği bu bilgiye dayanarak Mustafa Kemal Paşa ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

6 Mayıs Başkomutanlık kanunu süresinin meclisçe tekrar uzatılması. 26 Ağustos Büyük Taarruzun başlaması

TARİH BOYUNCA ANADOLU

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN ASKERLİK HAYATI

Ermeniler in Yaptõğõ Mezâlim ve Soykõrõmõn Utanç Fotoğraflarõ

1. Aile tarihimizi araştırırken aşağıdaki eşyalardan hangisi bize yararlı olabilir? A) Çeyiz sandığı B) Oyuncak kamyon C) Bilgisayar D) Tansiyon aleti

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

BÖLÜKYAYLA ORTAOKULU 8. SINIFLAR İNKILAP TARİHİ DENEME SINAVI

TSK'dan Sınır Ötesi IŞİD Operasyonu

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

ENSTİTÜ/FAKÜLTE/YÜKSEKOKUL ve PROGRAM: MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ-ELEKTRIK-ELEKTRONIK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ DERS BİLGİLERİ. Adı Kodu Dili Türü Yarıyıl

EĞİRDİR İHTİYAT ZABİTLERİ NAKLİYAT ANONİM ŞİRKETİ

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK TESTİ

L 1 S E ... TURKIYE CUMHURiYETi INKILAP TARiHi VE ATATURKÇULUK KEMAL KARA ÖNDE YAYINCILIK

KARMA TESTLER 03. A) Yalnız l B) Yalnız II. C) Yalnızlll D) I ve II E) I, II ve III. 2. Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na girmesine,

İÇİNDEKİLER... SUNUŞ III

A) Siyasi birliklerini geç sağlamaları. B) Sömürge alanlarını ele geçirmek istemeleri. C) Sanayi devrimini tamamlayamamaları

KURTULUŞ SAVAŞI KARTPOSTALLARI MEHMED İN HİKAYESİ *

Osmaniye Belediyesi Osmaniye Kent Konseyi Eğitim, Kültür ve Sağlık Meclisi Sayfa 44

Sunum ve Sistematik 1. BÖLÜM: MUSTAFA KEMAL İN HAYATI

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

İÇİNDEKİLER. Giriş... 1 I. BÖLÜM 19. YÜZYILDA OSMANLI YENİLEŞME HAREKETLERİ VE OSMANLI DEVLETİ NİN SON DÖNEMİNDEKİ DIŞ OLAYLAR

TESALYA (YUNANİSTAN) SAVAŞI PULLARI ( )

LGS İnkilap Tarihi ve Atatürkçülük Deneme Sınavı

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH

Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi S. 56, Bahar 2015, s KİTAP TANITIMI

Millî Mücadele Dönemi

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

TEOG Tutarlılık. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

1895: Selanik Askeri Rüştiyesi ni bitirdi, Manastır Askeri İdadisi ne girdi.

Osmanlı dan Cumhuriyet e Adım Adım!

SELANİK ALMANYA VE FRANSA KONSOLOSLARININ ÖLDÜRÜLMESİ 1876

KAFKAS İSLAM ORDUSUNUN İLERİ HAREKÂTI VE BAKÜ

GEÇMİŞTEKİ İZLERİYLE KAYSERİ

KURTULUȘ SAVAȘI - Cepheler Dönemi - Burak ÜNSAL Tarih Öğretmeni

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Beşinci Lejyon Sivilleri Ordulaştırma Güçsüz Orduyu Kurtarır mı?

Yunan, İzmir'e üç buçuk mil yaklaştı!..

MUSTAFA KEMAL PAŞA NIN

1881: Selanik te doğdu.

Necati YALÇIN Sosyal Bilgiler Öğretmeni ~ 1 ~

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1

ERMENİLERİN KÖKENİ VE TARİHİ...

Kuva-yı Milliye nin Kuruluşu

BEDİR SAVAŞI. Nedenleri Savaş Sonuçları UHUD SAVAŞI. Nedenleri. Savaş Sonuçları HENDEK SAVAŞI. Nedenleri. Sonuçları. Kaynakça

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

American Tank Company (Ruhi) vs Afrika Schützenkompanie (Levent) 1750 pts & Mid-War Hold the Line

OSMANLI BELGELERİNDE ERMENİ-FRANSIZ İLİŞKİLERİ III

T.C İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük

Zeki DOĞAN-Sosyal Bilgiler Öğretmeni

Sınıf [ B-PİSA ] 1. Dönem - 1. Uygulama

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 9.Ders. Dr. İsmail BAYTAK III. HAÇLI SEFERİ

ÇALIŞMA SORULARI. A) Aşağıda yer alan LGS ye yönelik yayımlanan örnek MEB soruları yer almaktadır. Bu soruları yanıtla.

Transkript:

MİLLİ MÜCADELEDE FRANSIZ İŞGALLERİ VE BUNA TEPKİLER 1 Fransızlar ilk olarak Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından hemen sonra ülkenin güney bölgelerini işgal etmeye başlamışlardı. 11 Aralık 1918'de Fransız subayları idaresinde "çoğu yerli kaçkın Ermenilerden mürekkep olmak üzere Fransız askerî üniforması giymiş olan 400 kişilik bir müfreze Dörtyol'a girmişti. 17 Aralık 1918'de 500 kişilik bir Fransız birliği Mersin'e çıktı. 21 Aralık 1918'de Fransız ve Ermeni askerleri Adana'ya girdi. 27 Aralık'ta Pozantı işgal edildi 2. Fransızlar, 29 Ekim 1919 tarihinde, İngilizlerin boşalttığı Kilis'i işgal ettiler. Maraş, 30 Ekim 1919'da Fransızlara devredildi. Maraş'ı işgal eden kuvvetlerin içinde, Ermeni Doğu Lejyon Alay'ından bir tabur ve bir süvari müfrezesi de vardı. Bu durumu gören Müslüman halk, kendi can ve mallarının korunması için silaha sarılarak Fransızlara karşı koymaya çalıştı. Ermeni eşkıyalarının yaptığı işler, bölgedeki güvenliği tamamen bozdu. Adana ve civarında Müslüman Türkler Ermenilerin saldırılarına uğruyor ve katlediliyordu. 15 Eylül 1919'da "Suriye ve Kilikya'da işgal kuvvetlerinin tebdili hakkındaki İngiliz-Fransız mukavelesinin imzalanması bu yöredeki Türk halkının durumunu iyice zorlaştırmıştı. Çünkü antlaşmaya göre Maraş, Antep, Urfa şehirleri ve civarları İngilizler tarafından boşaltılarak Fransızlara terk olunacaktı 3. İngilizler bu suretle, durmadan kaynaşan ve Türkler tarafından mutlaka savunulacağını düşündükleri bir toprak parçasını Fransızlara bırakırken, aynı zamanda bu bölgede yaşayan Türk halkını da Fransızların insafına terkediyordu. Bu haberi duyan Mustafa Kemal Paşa 26/27 Ekim 1919'da 13. Kolordu Komutanına çektiği telgrafta, Maraş, Antep ve Urfa'nın Fransızlar tarafından işgal edilmesinin engellenmeğe çalışılmasını, bu yapılamadığı takdirde, Fransızların bu bölgede barınmalarına imkan bırakılmamak için her çareye başvurulmasını istedi. Fakat Mustafa Kemal'in bu isteği yerine getirilmedi ve Maraş, Antep ve Urfa sıra ile ve eskiden verilmiş olan kararlara ve planlara uygun olarak Fransızlar tarafından işgal edildi 4. Ermenilerin bulunduğu yerlerde silahlı Ermeni çeteleri de kurulmuştu. Fransızlar tarafından daha önce Mısır'da kurulmuş olan Legion d'orient denilen Ermeni alayı da, Fransız üniformasıyla Adana bölgesine getirilmişti. Ayrıca Urfa, Antep, Maraş, Saimbeyli, Zeytun, Zar, Kozan, Osmaniye, Haruniye, Mersin ve Adana bölgelerinde yapılan muharebelere, Fransız kıtalarıyla birlikte Ermeni milis kuvvetleri de katılıyordu. Bunların sayısı 10.000 civarındaydı 5. 3- Fransız İşgal Politikası ve Fransız-Ermeni İşbirliği Kasım 1919'da, İngilizlerin çekilmesinden sonra, bölgede mülkî idare yanında, askerî yetkilere de sahip olan Fransızlar, Kilikya'da "Ermeni Politikası" takip etmişlerdi. Fransa'nın Ermeni propagandasına alet olan Kilikya politikası başlıca iki doğrultuda kendini gösteriyordu. 1- Ermenilere Askerî Harekette Yer Verilmesi; Suriye ve 2- Kilikya'nın İdari Yönden Ermenileştirilmesi 6 1 Bu yazı, Doç. Dr. Recep Karacakaya nın Türk Kamuoyu ve Ermeni Meselesi, İstanbul 2005 adlı eserinden alınmıştır. 2 Selahattin Tansel, Mondros'tan Mudanya'ya Kadar, c.1, s.50; Türk İstiklal Harbi Güney Cephesi..., s. 48 3 Aynı eser, c.ii, s. 207, 208 4 Selahattin Tansel, Mondros'tan Mudanya'ya Kadar, c.ii, s. 209 5 Belgelerle Ermeni Sorunu, s. 410 6 Yahya Akyüz, Türk Kurtuluş Savaşı ve Fransız Kamuoyu, s. 180, 181

a- Ermenilere askeri harekatta yer verilmesi Adana ve havalisinde, mütarekeyi takiben ve işgalin başlaması ile birlikte, Ermeni fedaileri ve Ermeni göçmenleri büyük topluluklar halinde yöreye gelmişlerdi. Çünkü o sıralarda bölgede yeni bir Ermeni devletinin kurulması için, kendilerine çok uygun şartlar mevcuttu. Ayrıca, Ermeniler, işgal kuvvetlerinden de destek alıyor, hatta çoğu kez eylemlerine onları da ortak ediyor, oldukça pervasız ve katı davranıyorlardı. Yöreyi işgal eden ve General Gouraud'nun emrinde bulunan altı Fransız Taburundan üçü Ermenilerden meydana gelmişti. Bu taburların oluşturulması sonucu bir "Ermeni Alayı" kurulmuştu. Dünyanın her tarafından toplanan ve 5-6 bin Ermeni gönüllüden oluşan bir tabura, Türkler, "Ermeni İntikam Alayı" adını vermişlerdi. Fransızlar, yörenin işgalini bu üç Ermeni Taburundan oluşan kuvvetle gerçekleştirmişlerdi. Legion Armenian bin Ermeniden oluşmuştu 7. b- Kilikya'nın İdari Yönden Ermenileştirilmesi Fransa Hükümeti, 1918 yılı başlarından, 1919 yılı sonlarına kadar, Kilikya yerine Ermenistan adını kullanmıştı. Georges Picot, Clemenceau tarafından idarî işlerin başına getirilirken, yürüteceği görev için "Suriye ve Ermenistan Yüksek Komiseri" ünvanı kullanılmıştı. Daha sonra yörede görevlendirilen, General Hamelin ve Albay Bremond gibi Fransız yetkilileri ise, "Ermenistan Fransız İdarecileri" ünvanını taşımışlardı. Fransa Hükümeti Kilikya'nın idari işleri için geniş ölçüde Ermeni memur kullanıyordu: Polis, demiryolları, posta vs. gibi önemli hizmetlere Ermeniler atanmıştı 8. Adana'yı işgal eden Fransızlar, 9 Ocak 1919'da Albay Bremond'u Genel Valiliğe getirdiler. Sancak ve ilçelere Gouverneur olarak subaylar tayin ettiler ve su suretle Osmanlı idari yönetiminin üzerinde bir Fransız kontrol idaresi kurdular. Ermenilerin Kilikya'daki isteklerini destekleyen Fransa, Adana ve İskenderun bölgeleri üzerinde Ermenilerin tarihi rollerinin bulunduğunun kabul edilmesine taraftardı. Ermeni isteklerini desteklemekle beraber bu verimli topraklardan da ayrılmak istemiyordu. Bölgenin jandarma kuvvetlerini, Ermeni askerlerinden oluşturmaya başladılar. Kendi amaçlarına hizmet etmeyen Türk memurlarını görevinden attılar 9. 4- Fransız İşgaline Karşı Bölgedeki Teşkilatlanmalar İtilaf Devletleri, Türkiye'nin taksimine yol bulmak emeliyle, Yunanlılara işgal ettirdikleri Batı Anadolu'da yaptırdıkları baskı, öldürme ve yok etme hareketlerini, bu defada Ermeniler vasıtasıyla Adana, Maraş, Urfa ve Antep'te uyguluyorlardı. Güney ve Güneydoğu Anadolu çok rahatsızdı; kurtuluş çareleri arıyor ve bunun için de silahlanıyordu. Onların bu çabalarını, gayretlerini çok yakından izlemekte olan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliyesi Başkanı Mustafa Kemal Paşa, 1 Kasım 1919'da Sivas'tan Everek Belediye Başkanlığı'na gönderdiği bir yazıda, Kilikya Kuva-yı Milliye Komutanlığı'na topçu Binbaşısı Kemal Bey'in, yardımcılığına da Yüzbaşı Osman Bey'in tayin edildiğini bildirdi. Görevleri devam ettiği sürece Kemal Bey, Doğan takma adını, Osman Bey'de Tufan takma adını kullanacaktı. 7 Kemal Çelik, Milli Mücadele'de Adana ve Havalisi, s. 55, 56 8 Yahya Akyüz, Türk Kurtuluş Savaşı ve Fransız Kamuoyu, s. 181 9 Belgelerle Ermeni Sorunu, s. 409

Kemal Bey'in komuta edeceği cephenin doğu kısmını Tufan Bey, batı kısmını da Ratib Bey idare edecekti. Heyet-i Temsiliye adına Mustafa Kemal Paşa tarafından ilgililere bir genelge gönderilerek işgallerin İtilaf devletleri nezdinde protesto edilmesi ve Avrupa, Amerika kamuoyuna duyurulması istenmişti. Bu yüzden yurdun hemen her tarafından gönderilen telgraflarla Maraş, Antep ve Urfa şehirlerinin işgali protesto edildi. Antep, Urfa ve Maraş'ın Fransızlar tarafından işgal edilmesinin Anadolu'da uyandırdığı yankılar akabinde, General Gouraud'dan önce Suriye'de Fransız Yüksek Komiseri olarak görev yapan Georges Picot Mustafa Kemal ile görüşmek üzere Sivas'a gitmişti. Fransızlar, Mustafa Kemal ve Müdafaa-i Hukuk cemiyetlerinin ve halkın tepkilerinden oldukça etkilenmişlerdi. 7 Aralık 1919'da Mustafa Kemal ile görüşen Picot, Mustafa Kemal'in "bölgedeki Fransız işgalinin sona erdirilmesi, aksi takdirde Türklerin bu toprakları geri almak için savaşa devam edeceği" şeklindeki sözlerine karşılık Fransa'nın Osmanlı Devleti'nin bağımsızlığını desteklediğini, Sivas'a hareketinden önce Ermeni kıtalarına yeni işgal olunan yerlerden çekilmelerini emrettiğini söylemiştir. Ayrıca, Adana'dan kendilerine sağlanacak olan ekonomik ayrıcalıkları karşılık olarak Maraş, Antep, Urfa ve Kilikya'nın boşaltılmasının ve barış konferansında diğer İtilaf devletlerinin de bu konuda Fransa'yı örnek alarak işgal ettikleri yerleri terketmelerinin mümkün olabileceğini 10, bu bölgelerde Fransızlara karşı silahlı bir ayaklanma meydana getirilmemesini istiyordu 11. Kendisine, Fransızlar ve Ermeniler tarafından sebebiyet verilmedikçe, Müslümanların silahlı bir tecavüzde bulunmayacakları bildirildi. Mustafa Kemal-Picot görüşmesine rağmen Türk-Fransız ilişkileri gittikçe bozulmuş, bu görüşmelerden de bir sonuç çıkmamış, bölgede Fransızların tutumunda hiç bir değişiklik meydana gelmemişti. 5- Adana ve Civarında Durum Adana'da üç kişi bir Ermeni askeri tarafından katledilmiş, üç Müslüman da trenden atılmak suretiyle öldürülmüştü. Ulukışla yakınlarındaki Lefkere köyüne gelen Fransız ordusuna bağlı Ermeni askerleri köyün erkeklerini yaralayıp kadınlarından bazılarına tecavüz etmişler, Ömerli köyü yakınlarında da yedi kişinin gözleri oyarak süngülemişlerdi 12. Fransızların Türklere karşı davranışlarından destek alan Ermeniler her türlü saldırgan davranışlardan geri durmamışlar, Müslümanların mal ve mülklerini Ermenilerin üzerine geçirtmek için düzmece hakimler heyeti kurarak mallarını gasbetmişler, Hıristiyanlara zarar verdiği veya İttihatçı oldukları iddiasıyla Müslümanları hapsedip, aileleriyle bölge dışına sürgün etmişlerdi. Fransızlar tarafından eşkıya takibine ve Müslüman köylerini tahrip etmeye gönderilen bir Ermeni çetesi, İnepli, Kayalı ve Arapköy karyelerini basarak malları yağma edip, şiddetli darp ve tarlalarda rastladıkları, suçsuz insanları katletmişlerdi. Fransızların Adana'yı işgallerinden itibaren Ermeniler, her gece birer ikişer Müslümanları öldürmüşler, İslam din adamlarına yönelik hareketlerle Dörtyol kazası müftüsünü tutuklamışlar ve diğer müftülerin azil ve tayinlerine karışmışlardı. Mühtedi aileler evlerinden zorla alınarak Ermeni murahhashanesine gönderilmişler, 10 Bige Yavuz, Kurtuluş Savaşı Döneminde Türk-Fransız İlişkileri 1919-1922, Ankara 1994, s. 47, 48 11 Selahattin Tansel, Mondros'tan Mudanya'ya Kadar, c.ii, s. 216, 219 12 BOA. HR. SYS. 2602-1/163'den naklen, Arşiv Belgelerine Göre Kafkaslar'da ve Anadolu'da Ermeni Mezalimi 1919-1920, c. III, Ankara 1997, s. 62

bunlarla birlikte ana ve babası olmayan Müslüman çocuklar da alınmıştır. Yumurtalık kazasının Kurtkulağı köyünde de Ermeni askerleri ezan okumayı yasaklamışlardı 13. Adana'daki yerli Ermeniler de Fransızları bir kurtuluş ordusu gibi karşılamışlardı. Adeta bir bayram havası estirilmişti. Sokaklarda Türklere hakaretler ediliyor, Türk bayrakları yırtılıyor, Ermeni evleri Ermeni bayrakları ile süsleniyor, gece de fener alayları düzenleniyordu. Fransız- Ermeni birlikleri bazı köylere saldırarak ahaliden bir kısmını öldürmüş, köyleri de yakmıştı. Dörtyol civarındaki Karakese köyüne saldıran Fransızlar, köylüler tarafından silahla karşılanmış, 10 ölü vererek geri çekilmek zorunda kalmışlardı. Bu Türk milletinin saldırılarda bulunan düşmana karşı ilk direnmesiydi. Yine karısı zorla elinden alınarak bir Ermeniye verilen Kara Hasan adlı bir kişi de dağa çıkarak Fransızlara karşı çarpışmaya başlamıştı. Kısa zamanda 300 kişiye ulaşan Kara Hasan çetesi, zaman zaman Fransızlara pusu kurarak, büyük kayıplar verdiriyordu. Bununla beraber Türkler aleyhindeki hareketler, gün geçtikçe şiddetlendi. 10 Şubat 1919'da Adana'daki Türk mağazaları, Ermeniler tarafından yağmalandı ve olaylar, korkunç bir ölçüde çoğaldı 14. Adana ve havalisinde durumun tahammül edilemez bir hal almıştı. Bazı köyler yakılıyor, buna karşılık Ermeni köylüleri silahlandırılıyor ve Müslümanlar üzerine saldırtılıyordu 15. Konya'dan Adana'ya sevkedilmekte olan kırk kadar esir Türk askeri Pozantı-Gülek arasındaki bölgede Ermeniler tarafından tertip edilen baskın sonucu katledilmişti 16. Kozan'da Ermenilerce götürülen ulema ve eşrafın akibetleri bilinmiyor, Müslümanlar sokaklarda boğazları kesilerek öldürülüyor ve bir çok Müslüman kadına da tecavüz ediliyordu 17.. Ermeniler Haçin civarındaki köylerde Müslüman ahaliden bazılarını yollarda katledilip, kadınları kocalarının yanlarından zorla dağa kaldırıyorlardı. Fransız askeri elbisesi giymiş Ermeniler Antep'e giden üç köylüyü feci şekilde katletmişler, Mağara nahiyesinde de yanlarında bulunan Müslüman kadınların hemen hepsinin namuslarına saldırıda bulunmuşlardı. İslamların elindeki silahlar daha önce Ermeniler tarafından toplanmış olduğundan her zaman Ermenilerin taarruzlarına maruz kalıyorlardı 18. Bir an geldi ki Ermenilerin yaptıklarına Fransızlar bile dayanamadılar ve Ermeni lejyonundan bir taburu dağıtarak 1 Mart'ta Port Said'e gönderdiler 19. Ancak geride kalanlarla Fransızların yaptıkları kötülükler, bu bölgedeki halktan bir çoğunun yerlerini yurtlarını terketmesine yol açtı. Bu göç, yörede bir Ermeni çoğunluğu sağlamak isteyen İtilaf devletleriyle Ermeni liderlerinin isteklerine uygundu. Ayrıca, Tokat, Amasya, Kayseri, Yozgat, Ankara, Konya, Afyonkarahisar ve İzmir civarındaki Ermenilerden bir kısmı İtilaf devletlerinin ve Ermeni patrik vekilinin isteğine uyarak, bir kısmı da, Anadolu'da gelişmekte olan milli hareket karşısında, hayatlarının tehlikele girdiğini düşünerek, güneye göç etmeye başladı. Bunun üzerine İstanbul 13 BOA. HR. SYS. 2878/9'dan naklen, aynı eser, s. 65 14 Selahattin Tansel, Mondros'tan Mudanya'ya Kadar, c.ii, s. 206 15 BOA. BEO. Siyasî 345945'den naklen, Arşiv Belgelerine Göre Kafkaslar'da ve Anadolu'da Ermeni Mezalimi, c. III, s. 79 16 BOA. HR. SYS. 2556-1/7'den naklen, aynı eser, s. 90 17 BOA. HR. SYS. 2556-2/25, 26'dan naklen, aynı eser, s. 93 18 BOA. HR. SYS. 2543-6/22, 23'den naklen, aynı eser, s. 72 19 Selahattin Tansel, Mondros'tan Mudanya'ya Kadar, c.ii, s. 206

Hükümeti 26 Ekim 1919'da Anadolu içlerinden yapılan göçlerin durdurulması için bir karar bile aldı. Bu durum karşısında İstanbul'daki Ermeni Patrikhanesi, Kilikya'ya göç isteğinde bulunan Ermenilerin bu isteklerinin engellendiğini ve taşra Ermenilerinin hayatlarının muhafazası gerektiğini İtilaf devletleri temsilcilerine bildirmişti 20. Fransızlar, Suriye ve Adana bölgesini işgal ettikten sonra, Adana bölgesinde, Türk kuvvetleri tarafından güç durumlara düşürüldü. Maraş'ta ve Urfa'da yenilgiye uğratılan Fransızlar, buralardan çekilmek zorunda kaldılar. Antep'te çok ciddi direnmeler karşısında güç durumlara düştüler. Toroslar ve Adana ovasında Kuva-yı Milliye'nin baskıları, Fransızlara ağır kayıplar verdirmiş ve Pozantı'da kuşatılan Fransız taburu çekilmek zorunda kalınca yolda baskına uğramış ve esir edilmişti. Fransızlar, Mayıs 1920 başlarında Türk Milli Hükümeti ile görüşme ve anlaşma yollarını aradılar. Suriye ve Kilikya Yüksek Komiseri General Gouraud adına hareket eden Robert De Caix başkanlığındaki Fransız heyeti Ankara'ya geldi. Bu heyetle 20 günlük mütareke yapılması kararlaştırıldı. Buna göre 29/30 Mayıs gece yarısından itibaren "Bütün Fransız Cephesinde" yirmi gün için düşmanlığa son verilecek, Pozantı ve Sis'te bulunan Fransızlar, silahları ve eşyalarını da götürmek suretiyle Adana-Mersin şimendifer hattına, Antep şehri içindeki Fransız kuvvetleri de şehrin dışındaki Fransız ordugahına çekilmiş olacak, düşmanlığın kesilmesinin ilk on günü içinde Pozantı, Sis ve Antep'in boşaltılması işi sona ermiş bulunacak, esirlerin değiştirilmesi işine ise düşmanlığın kesildiği ilk günden itibaren başlanacaktı. Türk tarafı Fransızlarla yapılmış olan mütareke hükümlerini gerekenlere bildirirken, bu hükümlere ciddiyet ve dürüstlükle uyulmasını özellikle belirtmiş bulunuyordu. Fakat Fransızlar mütareke için kararlaştırılan esaslara uymamışlardı. Mustafa Kemal Paşa, Fransızların Zonguldak'ı işgal etmelerini bir sebep sayarak, 18/19 Haziran'da mütarekeyi bozmuş, Fransızlarla Ermenilere karşı daha esaslı mücadele edebilmek için gerekli tedbirleri almaya başlamıştı. Tür kuvvetleri harekete geçerek 20-21 Haziran'da Kozan'ı, 3 Temmuz'da Şar kasabasını geri aldılar. 10 Temmuz 1920'de, Ermeni Lejyonunun Adana'ya girmesi münasebeti ile şehirde büyük karışıklıklar oldu. Türk mahalleleri ateş altına alındı ve Türklerden bir çoğu evlerini bırakarak başka taraflara kaçmak zorunda kaldı. 19 Temmuz 1920'de Tarsus'u Fransızlardan kurtarmak için sabahın erken saatlerinde başlayan Türk taarruzu, bir kaç saat içinde gelişmiş ve büyük bir başarı ile sonuçlanmıştı. Savaş alanını terkederek Tarsus'a doğru kaçan Fransızların bu savaştaki kayıpları 200 insan ile 200 tüfek, 7 makineli tüfek ve 5 otomatik tüfek idi. Ayrıca Tarsus'a kaçmış olan Fransızların dışarı ile bağlantıları da kesilmiş idi. Adana ve havalisinde, 1921 yılı başına kadar, Fransızları bir çok savaşta yenilgiye uğratan Milli kuvvetler, Feke, Kadirli, Kozan, Karaisalı, Bahçe, Pozantı ve Saimbeyli'yi, Fransız ve Ermenilerin müşterek işgalinden kurtarmış, Fransızların sömürgeci emellerine, Ermenilerin de devlet kurma çabalarına set çekmişlerdi 21. 6- Maraş Cephesi 20 Selahattin Tansel, Mondros'tan Mudanya'ya Kadar, c.ii, s. 207, 208 21 Kemal Çelik, Milli Mücadele'de Adana ve Havalisi, s. 399 vd.

Daha önce yerleri değiştirilen Ermenilerden bir kısmı, Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından sonra Maraş'a geri dönmeye başlamışlardı. Fransız birlikleri içinde bulunan silahlı bir çok Ermeni Müslümanlara her çeşit zulmü yapıyor ve kadınlara sarkıntılık ederek peçelerini zorla açmaya çalışıyor, depolarda bulunan silah ve cephane Ermenilere dağıtılıyordu. Maraş kalesindeki Türk bayrağı da indirilmiş, bir çok kişi Ermeni işbirlikçileri tarafından katledilmiş, ev ve camilere girilerek arama yapılmış ve bu esnada çocuklara işkence ile zulmedilmişti. Üzerinde silah bulunan Müslümanlar idamla cezalandırılıyorlardı. Maraş Müdafaai Hukuk Cemiyeti insanlığa yakışmayan bu uygulamalardan şikayetçi oluyor ve engellenmesi için gerekli tedbirin alınmasını III. Kolordu Komutanlığına yazıyordu 22. Maraş'ta İngilizlerin yerini alan Fransız askerlerinin hemen tamamına yakınını Ermeniler oluşturuyordu. Ayrıca bu Ermeniler sokakta Müslümanlara rastgele ateş açarak, Türklerin millî değerlerine hakaret ediyorlar, Müslümanların elinde bulunan silah ve cephanenin toplanması hususunda Fransız kumandanlığını teşvik ediyorlardı. Maraş'a Fransız askeri namıyla her kafilede üçer beşer yüz Ermeni geliyor, Zeytun Ermenileri de silahlandırılıyordu. Maraş'a giren Fransız askerlerini Ermeniler "Yaşasın Ermenistan" nidalarıyla karşılamışlardı 23. Maraş'ı işgal eden Fransızların, hükümet konağından Osmanlı sancağını indirmek istemeleri üzerine çıkan olaylarda bir jandarma şehit olmuştu 24. Ermeniler tarafından Maraş'ın Çukuroba mahallesindeki camîye bomba atma teşebbüsünde bulunulmuş, Fransız askeri kıyafeti giymiş üç kişi ezan okuyan müezzine silahla ateş açmıştı. Fransızlar şehirdeki Ermeni gençlerini silahlandırıp kışlada eğitmeye başlamışlar, Ermenileri kiliselere toplayarak Müslüman halka karşı suikast ve mezalim planları yaptırmışlar, Gökpınar, Kıllı ve Sarılar köylerini tahrip edip gençlerine işkence yaparak yağma hareketlerine girişmişlerdi. Maraş halkı ise direnmek için kendi aralarında yardım toplamaya başlamış, hükümetten de silah ve cephane talep etmişti 25. Maraş havalisinde mülkî ve idarî kontrolü üstlenmiş olan Eyâlet-i Şarkiyye Kumandanı Fransız General Querette tarafından tayin edilen bir binbaşı ile bölge ulema ve eşrafı bir toplantı yapmış, bölgede asayişin temini için Müslüman köylere tecavüzün durdurularak, Müslüman ahaliyi katleden Fransız askeri kisvesine bürünmüş Ermenilerin Fransız ordusundan çıkarılması gerektiği belirtilmiş, aksi takdirde Müslüman köylere uygulanan mezalimin daha da artacağının açık olduğu ve dökülecek kandan da Fransızların sorumlu olacağı binbaşıya ifade edilmişti 26. Fransızlar, Türklerle er veya geç bir savaşa gireceklerini kabul ettikleri için devamlı olarak Maraş'a takviye birlikler gönderiyorlardı. 7 Ocak 1920'de Islahiyye'den Maraş'a hareket eden bir Fransız birliği Türklerin saldırısına uğradı. Fransızların Maraş'a kuvvet yollamaya devam etmeleri ve yol üzerindeki köylerde ırza tecavüze kadar varan hareketleri, Türklerin sabrını tüketti ve kendilerini savunmaya mecbur etti. 20 Ocak 1920'de Fransız komutanın, şehrin ileri gelenlerinden bazılarını tutuklayıp, hükümet 22 BOA. HR. SYS. 2544-16/16, 17, 22 'den naklen, Arşiv Belgelerine Göre Kafkaslar'da ve Anadolu'da Ermeni Mezalimi, c. III, s. 103 23 BOA. HR. SYS. 2543-5/27, 28'den naklen, aynı eser, s. 59 24 BOA. HR. SYS. 2602-1/163'den naklen, Arşiv Belgelerine Göre Kafkaslar'da ve Anadolu'da Ermeni Mezalimi, c. III, s. 62 25 BOA. HR. SYS. 2543-9/15'den naklen, aynı eser, s. 74 26 BOA. HR. SYS. 2544-1/4'den naklen, aynı eser, s. 76

binasını işgal etmek üzere harekete geçmesi üzerine Türkler, Fransızların üzerine ateş açarak geri püskürttüler. Böylece başlamış olan savaş 23 Ocak'ta Fransızların şehri top ateşine tutmasıyla devam etti. Fransızlar Ermenilerle beraber Maraş İslamlarını kiliselerden top ve mitralyöz ateşine tutmuşlar, şehirde yangın çıkmış ve bir çok Müslüman ölmüştü 27.Türkler, Ermenilerle Fransızların bir kale gibi sağlam tahkim ettikleri kiliseyi ele geçirdiler. Bu arada Mustafa Kemal Paşa 24 Ocak 1920 tarihinde yayınladığı genelge ile Güneydoğu Anadolu ve Kilikya halkına büyük moral veriyordu. Bu genelgede, Kolorduların milli kuvvetleri hemen teşkil ve harekete hazır bir hale getirmeleri isteniyor ve çok önemli olan Maraş harekatının lehte sonuçlanması için de 3. Kolordu'nun, Maraş'a her hususta yardım etmesi rica ediliyordu. 25 Ocak 1920'de kolordulara ve öteki askeri birliklere gönderilen bir yazıda da milli müfrezelerle ufak büyük harekata başlamaya mecburiyyet vardır deniyor ve hemen gerilla tarzında işe başlanması isteniyordu. Türkler bu tarz savunma tedbirleri almaya çalışırken, Maraş'ta Fransız ve Ermenilerin Müslümanlara yaptıkları katliamlar dayanılmaz bir hal alıyordu. Fransızlarla birlikte Ermeniler halkı katlediyor, ahali şehirden dışarı çıkamıyor, kasaba top ateşiyle tahrip ediliyordu. Ayrıca Maraş'a yardıma gelen ahali de top ve mitralyöz ateşi nedeniyle şehre giremiyordu 28. 1 Şubat'tan itibaren Maraş'ta savaş daha da şiddetlenmiş, Fransızlar tarafından Maraş çarşısı yakılmıştı. 6 Şubat'ta Islahiyye tarafından gelen ve iki topları da bulunan 500 kişilik bir Fransız birliği, Maraş'a 1.5 saat mesafede milli kuvvetler tarafından durdurulmuş, 300 kişilik bir Fransız birliği, bir dağ bataryası ile şehre yaklaşarak bombardımana tutmuştu. Bombardıman 8 Şubat'ta da devam etmiş ve kışlada kuşatılmış duruma düşmüş olan Fransızlara bu şekilde yardım edilebilmişti. Bu arada sayıca ve silahça çok zayıf durumda bulunan Maraşlılar da dayanma güçlerinin son noktasına gelmişlerdi. Fransızların durumu da çok iyi değildi.11, 12 şubat gecesi Fransızlar, daha fazla dayanamayarak Islahiyye'ye doğru kaçmışlardı. Maraş'ta ölen ve yaralanan düşmanın sayısı oldukça fazlaydı. Maraş'ta uğradıkları yenilgi Fransızları derinden etkilemiş, prestij ve moralleri bozulmuştu. Maraş zaferinden dolayı Heyet-i Temsiliye adına Mustafa Kemal Paşa, 15 Şubat 1920'de, 3. Kolordu Komutanını tebrik etmiş, fakat Fransız ve Ermenilerin bu yenilginin acısını almak üzere harekete geçeceklerini bildirmişti 29. 7- Urfa Cephesi Urfa'yı işgalci güçlerin elinden kurtarmak isteyen milli kuvvetler, 9 Şubat 1920 tarihinde Urfa'ya taarruz ettiler. Urfa'daki Fransız kuvvetleri, 500 er, 12 makineli tüfek ve bir süvari takımından oluşan bir tabur kadardı. Ayrıca bu kuvvete, 500 kadar silahlı Ermeni de katılmıştı. Fransızlar, Urfa Hastanesi ve civarına; Ermenilerde kendi mahallelerine sığınmışlardı. 15 Şubat 1920'de Ermeni ve Süryanilerden oluşan 1200 kişi kendilerine iyi davranılmasına karşı Fransızlar katıldılar. Bunlar Fransızlar tarafından silahlandırıldılar. Kendilerine tarafsız kalmaları için 27 BOA. HR. SYS. 2544-4/7'den naklen, Arşiv Belgelerine Göre Kafkaslar'da ve Anadolu'da Ermeni Mezalimi, c. III, s. 78 28 BOA. BEO. Siyasî 345945'den naklen, aynı eser, s. 79 29 Selahattin Tansel, Mondros'tan Mudanya'ya Kadar, c.iii, s. 203

gereken öğüt verilmişse de bu öğütleri dinlemeyerek Fransızların Türklerle yaptıkları savaşlara katılmışlardır. Urfa'da çarpışmalar başlamış, fakat burada bir asker komutan olmadığından başarı elde edilememiş, karışıklıklar gittikçe artmıştı. Bu nedenle, Urfa'daki durumun ancak düzenli askeri kuvvetlerle çözümlenebileceği düşüncesi benimsenmişti. Fransız işgal kuvvetlerinin yiyecek durumu kritikti. Türklerin Ermenilere verdikleri yiyeceklerden onlar da yararlanıyorlardı. Fransızlar, 8 Nisan 1920 tarihinde, Urfa Mutasarrıfı Ali Rıza Bey'e bir mesaj göndererek yerel bir mütareke istediler. Bunun sonunda da Urfa'dan çekileceklerini bildirdiler. Fransızların mütareke istekleri kabul edilerek anlaşma yapıldı. Fransızlar, 11 Nisan 1920 günü erken saatlerde Urfa'yı boşalttılar 30. 8- Antep Cephesi 29 Ekim 1919 günü Ermenilerin çılgınca tezahüratı arasında şehre giren Fransız kuvvetlerine Türk direnişi daha işgalin ilk günlerinde başlamıştı. 5 Kasım günü Akyol Cami'indeki Türk bayrağının bir kaç Ermeni genci tarafından indirilmesi üzerine patlama noktasına gelmişti. Türk toplumunun bu tepkisi karşısında Fransızlar Ermeni alayına mensup birlikleri Antep'ten uzaklaştırmak mecburiyetinde kaldılar 31. Antepliler, şehri savunmak için teşkilatlanmaya karar vermiş, önce Cemiyet-i İslamiyye" adı altında bir cemiyet kurmuşlardı. Bu teşkilat Heyet-i Temsiliye Başkanı Mustafa Kemal'in direktifinden sonra Kuva-yı Milliye'yi kuracak olan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adını almıştı. Antepliler Fransız kuvvetlerinin şehri işgalinden bu yana pasif direniş yapıyorlardı. Fransızlara ve Ermenilere tahıl ve kereste satmıyorlardı. Fransızlar bu nedenle yiyecek maddelerini dışarıdan getirmek zorunda kalıyordu. Fransızlar ikmallerini devamlı olarak Kilis- Antep yoluyla yaptıklarından burası önem taşımaktaydı. Ermeni alayının şehirden çıkarılmasına rağmen olaylar devamlı tırmanış göstermekte idi. 10 Kasım günü Türklerle Ermeni askerler arasında meydana gelen kavgayı Cemiyet-i İslamiyye 23 Kasım'da düzenediği bir mitingle protesto etti. Antep'te asıl direnişi başlatan olay, 21 Ocak günü annesine sarkıntılık eden Fransız askerlerine karşı koymak isteyen 12 yaşında bir Türk çocuğunun süngülenerek öldürülmesi olayı oldu. Cemiyet-i İslamiyye, Sivas Kongresi beyannamesinin mutasarrıflığa gelmesinden sonra Heyet-i Temsliye şeklinde yeniden organize olarak Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti haline dönüşmüş ve şehrin müdafaası konusunda bazı kararlar alınmıştı. Şehir 27 savunma bölgesine ayrılmıştı. Bu arada milis kuvvetler de çeşitli adlar altında Fransızlara karşı çete savaşlarına başlamışlardı. Bunlar arasında Polat Bey, Şahin Bey, Karayılan başta gelenlerdi 32. Antep civarındaki Büyükarablar köyüne giren içlerinde Ermenilerin de bulunduğu yüz elli kişilik bir Fransız müfrezesi evlerin kapısını kırarak mal ve ırza tasallut etmişler, bunun üzerine köylüler civar köylere ve dağlara kaçmışlar, ancak sabahleyin evlerine dönmek isteyen köylülerin üzerine makineli tüfek ile yaylım ateşi açılmıştı 33. 30 Belgelerle Ermeni Sorunu, s. 418, 419 31 Abdulhalûk Çay, "Milli Mücadelede Gaziantep", Şahinbey Semineri Bildiri Kitabı, Ankara 1988, s. 21 32 Türk İstiklal Harbi Güney Cephesi..., s. 230-240 33 BOA. BEO. Siyasî 345945'den naklen, Arşiv Belgelerine Göre Kafkaslar'da ve Anadolu'da Ermeni Mezalimi, c. III, s. 79

Milis çetelerinin ilk büyük başarısı 12/13 Ocak 1920 günü Araplar Köyü baskını ile gerçekleşti. 400 kişiden oluşan Fransız kuvvetlerinin tamamına yakını imha edildi. Şahin Bey emrindeki 100 kişilik çetesiyle Antep-Kilis yolunu kontrol altına almış, Fransızlara büyük kayıplar verdirmişti. Bir kaç defa daha bu yolu açma teşebbüsünde bulunup da başarılı olamayan Fransızlar, Mart ayı içinde büyük hazırlıklar yaparak 24 Mart'ta taarruza geçmişler, nihayet 28 Mart'ta Kilis yolunu açabilmişlerdi. Şahin Bey'in bu saldırılarda ölümü ve takviye Fransız kuvvetlerinin Antep'e girişi Antep savaşlarında yeni bir safhanın başlamasına sebep oldu. 1 Nisan 1920'de başlayan Türk direnişi Fransızları çok zor duruma sokmuş, Fransızlar nefes alabilmek için Ankara'da Büyük Millet Meclisi Hükümeti ile mütareke yapmak zorunda kalmışlardı. Bu arada iyice yıpranan Fransızlar zaman kazanmaya çalışıyorlardı. Antep'teki direnişi yıkabilmek için, büyük bir hazırlığın içine girmişlerdi. Nihayet 8 Ağustos günü saldırıya geçen Fransızlar Antep'e girmeye muvaffak olmuşlardı. Fakat Antep halkının şehri savunmadaki kararlılığı, 11 Ağustos 1920'den 8 Şubat 1921'e kadar büyük gayretlerle devam etti. 6/7 Şubat 1921'de Antepliler Fransız kuşatmasını yararak şehirden çıkmak istemişler, fakat bunda da başarılı olamamışlardı. Fransızlar 8 Şubat'ta şehre tamamen hakim olabilmişlerdi 34. 9- Zeytun Bölgesinde Son Olaylar Zeytun bölgesinde bulunan Ermenilerin hükümete karşı itaatsizlikleri sürmekte ve önemli bir problem halini almaktaydı. 23 Mayıs 1921'de Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa 2. Kolordu'ya gönderdiği emirde:"zeytun kışlasının boşaltılmasıyla İbrahim Uşağı aşiretinin kışlaya yerleştirilmesi ve Ermenilerin silahları alınarak şimdilik civarda oturmalarına müsaade edilmesi uygun görülüyor, bu işin silahla karşılık görmesi halinde gerekli tedbirlerin alınması" isteniyordu. Zeytun Ermenilerine silahlarını terkederek kışlayı boşaltmaları kaza kaymakamı ve jandarma komutanı tarafından tebliğ edildi. İstekleri üzerine bir tekliflerini bildirmek üzere bir Ermeni heyetinin Maraş'a gitmesi kabul edildi. Ermenilerin gerektiğinde silahla karşı koyacakları öğrenildiğinden ve köylerine baskın yapmaları umulduğundan köylere silah dağıtılmaya başlandı. 27 Haziran 1921'de Zeytun kışlası 25. Alay tarafından kuşatılarak hükümetin teklifleri Ermenilere bildirildi. Kışla civarında 125 evden ibaret Ermeni halkı hükümetin bildirisini kabul ederek hayvan ve eşyaları ile teslim oldularsa da kışlada silahlı olarak 150 asi kalmıştı. Zeytun'da teslim olan Ermenilerin orada oturmaları doğru bulunmadığından Maraş'a gönderilmeleri alaya emredildi. Teslim olmayan Ermeniler, yiyecek maddeleri de bol olduğundan direnmeyi düşünmüşler, bu yüzden kışlanın teslimi de uzun sürmüştü. Kışlada iyice sıkıştırılan asi Ermeniler, 29 Haziran gecesi kaleyi terkederek kaçmaya başlamışlardı. Yapılan takip sonucu bunlardan bir çoğu ele geçirilmiş, yakalanamayan pek az Ermeni ise Kilis'e giderek Fransızlara katılmıştır 35. 10- Ankara Antlaşması Milli kuvvetlerin bu başarılarını takiben, yöredeki savaşlarda kuvvetlerinin başarı kazanamadığını gören ve Adana ve havalisinde tutunamayacağını anlayan Fransa Hükümeti, 34 Türk İstiklal Harbi Güney Cephesi..., s. 230-240 35 Türk İstiklal Harbi Güney Cephesi..., s. 242, 243

Ankara Hükümeti ile uzlaşmanın kendi çıkarlarına daha uygun olacağını anlamış ve görüşmelere başlamak istemişti 36. Fransız Başbakanı tarafından Türklerle anlaşma yapmak üzere Türk dostu Franklin Bouillon görevlendirildi. Ankara'ya gelen Franklin Bouillon, 13 Haziran 1921 tarihinde Türk devlet adamlarıyla görüşmeye başladı. Antlaşma çetin ve uzun süren tartışmalar sonunda 20 Ekim 1921 tarihinde Ankara'da imzalandı. Bu antlaşmanın 6. maddesinde "Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, Misak-ı Milli'de resmen tanınan azınlık haklarına bağlı kalacaktır" hükmü vardı 37. Ankara Antlaşması'nın imzalanması ve Türk-Fransız Karma Komisyonu'nun, Fransızlar tarafından yörenin tahliyesi konusunda çalışmalara başlaması üzerine, işgal müddetince Türk ve Müslüman halka uyguladıkları insanlık dışı işkence ve davranışlar nedeniyle, bu kez Ermeni komitecilerinin bizzat kendileri canlarını kurtarmanın telaşı içine düştüler. Fransızlar, özellikle Maraş ve Adana havalisindeki Ermenilerin yerlerinden ayrılmamaları için çaba gösteriyorlar, bunları kendileri için bir köprübaşı, Türkler için de bir huzursuzluk kaynağı olarak tutmak istiyorlardı. Bu bakımdan, Ankara Antlaşmasına bir madde olarak "Genel Af" ilanını koydurmuşlardı. Fakat bütün bu vaatlere rağmen, yaptıklarına karşılık verileceğinden korkan Ermeniler, affa ve verilen sözlere aldırmıyorlardı. Verilen bütün teminatlara rağmen Adana ve civarından göç ediyorlardı 38. Fransızların Türklerle bir antlaşma yaparak Adana, Antep bölgelerini Türklere bıraktığı haberi etrafa yayılınca, bölgedeki Ermenilerle Türklere karşı düşmanlık yapmış olan diğer azınlıklar arasında göç başladı. Bir çok Ermeni Mersin'den vapurlarla, Halep'e giden trenlerle Türkiye'den ayrıldılar. Bunun sonucu olarak bölgedeki Ermeni nüfusu da azalıyordu. Antlaşmanın imzalanmasından sonra bu göçler daha da çoğalmış ve Türklere çeşitli neden ve fırsatlarda kötülük edenler, hesap verme sorumluluğundan kurtulmak için, çıkar yolu kaçmakta bulmuşlardı. Bunun sonucu pek çok Ermeni, Rum ve diğer Hıristiyan azınlık, memleketi harabeye çevirerek yabancı ülkelere göç etmişlerdi 39. Ferda gazetesinin 20 Kasım 1921 tarihli nüshasında verilen bilgiye göre, Adana şehrini terkeden Ermenilerin sayısı 49 000 aşıyordu 40. Ankara Antlaşması'nın imzalanmasından sonra Mersin'de toplanan Ermenilerle, Fransa temsilcisi F. Bouillon arasında geçen aşağıdaki görüşme, Ermenilerin yaptıklarını kabul ettiklerini ve cezalandırılmaktan korktukları için kaçmaktan başka çareleri olmadığını açıkça itiraf ettiklerini gösteriyordu. F. Bouillon Ermenilere hitaben gitmemelerini, Türklerin antlaşma öncesinde yaptıkları fenalıkları affettiklerini ve bu konuda kendilerine güvence verdiklerini, Türklerin öteden beri verdikleri sözleri tuttuklarını, bunun tarihen de sabit olduğunu söylemesi üzerine, topluluktaki Ermenilerden biri ayağa kalkarak kendisine şu cevabı vermişti: "Teşekkür ederiz, bizim için iyilik yapmak istiyorsanız artık bizi himaye etmeyiniz. Eğer siz ve sizin Adana'ya gönderdiğiniz generalleriniz, hükümet memurlarınız bize bu şekilde anlatmış olsalar ve bu ümidi vermeselerdi, bizi bir takım tatlı emeller arkasında koşturacak teşvikamiz sözler söylemeselerdi, 36 Kemal Çelik, Milli Mücadele'de Adana ve Havalisi, s. 399 vd. 37 Belgelerle Ermeni Sorunu, s. 427, 428 38 Kemal Çelik, Milli Mücadele'de Adana ve Havalisi, s. 407-411 39 Belgelerle Ermeni Sorunu, s. 427, 428 40 Kasım Ener, Çukurova Kurtuluş Savaşı'nda Adana Cephesi, Ankara 1996, s. 252, 253

biz de Türkler karşısında alnı açık gezecek, ve hakiki vatanımıza geldiğimiz zaman, ta asırlardan beri olduğu gibi, yine yan yana ve kardeş gibi yaşayacaktık ve geçinmeye çalışacaktık. Fakat heyhat geçti. Biz Türk vatandaşlarımızın mukaddesatına tecavüz ettik ve evlerini yaktık ve insani olmayan bir çok fenalıklar yapıldı. Maalesef bu bir hakikattir. Biz de insanız. Onların yüzüne ne suretle bakacağız. Bakacak yüzümüz kalmamıştır. Bize iyilik yapmak istiyormusunuz, bizi serbest bırakınız. Biz, mazinin acılarını, cezasını affettirmek için ağlayalım 41. 41 T.B.M.M. Zabıt Ceridesi, c. XXVI, Ankara 1960, s. 177'den naklen, Ali İhsan Gencer, Sabahattin Özel, Türk İnkılâp Tarihi, s. 166, 167