İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Özel Hukuk Final Sınavı Çift Numaralı Öğrenciler Cevap Anahtarı

Benzer belgeler
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

Dr. MERVE ACUN MEKENGEÇ AYNÎ HAKLARDAN DOĞAN UYUŞMAZLIKLARDA UYGULANACAK HUKUK VE YETKILI MAHKEME

KANUN MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK VE USUL HUKUKU HAKKINDA KANUN. Kanun No Kabul Tarihi: 27/11/2007

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi. Milletlerarası Özel Hukuk Çift Numaralı ve İkinci Öğretim Öğrencileri Vize Sınavı

Yeni İş Mahkemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler

Türk Vatandaşlığının Kaybedilmesi

ADİL YARGILANMA HAKKININ TÜRK MİLLETLERARASI USÛL HUKUKU ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK VE USUL HUKUKU HAKKINDA KANUN

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE ROMANYA ARASINDA HUKUKÎ KONULARDA ADLİ YARDIMLAŞMA ANLAŞMASI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

Yabancı hukukun olaya ilişkin hükümlerinin tüm araştırmalara rağmen tespit edilmemesi halinde, Türk hukuku uygulanır.

Dr. Deniz Defne KIRLI AYDEMİR. Milletlerarası Usul Hukukunda İHTİYATİ TEDBİRLER

Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI

MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK VE USUL HUKUKU HAKKINDA KANUN

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Özel Hukuk Final Sınavı İkinci Öğretime Tabi Öğrenciler Cevap Anahtarı

TÜRK VATANDAŞLIĞI KANUNU

GÜLŞAH VARDAR HAMAMCIOĞLU Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi TÜRK MEDENİ KANUNU NA GÖRE YERLEŞİM YERİ

(Resmî Gazete ile yayımı : Sayı : 20877)

MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK FİNAL SINAVI CEVAP ANAHTARI (ÇİFT İKİNCİ ÖĞRETİM)

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR... XXI BİRİNCİ BÖLÜM YARGI HAKKI, ULUSLARARASI YETKİ VE TAHKİM

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21

ELAZIĞ VALİLİĞİNE (Defterdarlık) tarihli ve /12154 sayılı yazınız

"Tüketici Aleyhine Başlatılacak İcra Takibinde Parasal Sınır" "Tüketici Aleynine Ba~latllacak icra Takibinde Parasal ~ınırn

Dr. Ayşe KÖME AKPULAT İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı İŞ MAHKEMELERİNDE YARGILAMANIN ÖZELLİKLERİ

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR S. R. BAŞVURUSU

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/18-21

MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK FİNAL SINAVI ÇİFT NUMARALI VE İKİNCİ ÖĞRETİME TÂBİ ÖĞRENCİLER CEVAP ANAHTARI

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

I. Genel Prensipler Kanunlar İhtilafı Milletlerarası Usul Hukuku

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2019/078 Ref: 4/078

GİRİŞ I. BELİRSİZ ALACAK DAVASI

Menfi Tespit Davasında Görevli - Yetkili Mahkeme ve Yargılama Usulü. İcra Takibinden Önce ve Sonra Açılan Menfi Tespit Davası

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 3201 S.YHBK./3

TÜRK VATANDAŞLIĞI KANUNU TASARISI İÇİN BAZI ÖNERİLER

TÜRK VATANDAŞLIĞI KANUNU. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Tanımlar ve Vatandaşlık Hizmetlerinin Yürütülmesi

PAZARLIK USULÜNDE DAVET EDİLMEYEN FİRMALAR İHALEYE KATILABİLİR Mİ? DANIŞTAY KARARI ÇERÇEVESİNDE BİR DEĞERLENDİRME

İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1

Federal İdare İş Mahkemesi

Nüfus Kayıt Örneği Verilmesi

MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK BAKIMINDAN MAL REJİMLERİ

Türk Vatandaşı Nasıl Olunur

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /43

İlgili Kanun / Madde 5434 S.ESK/ S. SGK/101

Resmî Gazete KANUN TÜRK VATANDAŞLIĞI KANUNU. Kanun No Kabul Tarihi: 29/5/2009 ĐKĐNCĐ BÖLÜM

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/8

: Büro Çalışanları Hak Sendikası (Büro Hak-Sen) GMK Bulvarı 40/2 Kat 2 Maltepe / ANKARA

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Özel Hukuk Dersi Tek Numaralı Öğrenciler Tarihli Final Sınavı Cevap Anahtarı

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Ek 1 Nolu Protokol

TÜRK VATANDAŞLIĞI KANUNU Kanun No Kabul Tarihi: 29/5/2009

ANAYASA MAHKEMESİNDEN KATMA DEĞER KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

İÇİNDEKİLER GİRİŞ KONUYLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR.1) KONUNUN TAKDİMİ, ÖNEMİ

Danıştayın yürütmesini durduğu konular: 1. Mesai dışı çalışma,

Çalışmanın devamında Yönetmelik in İş Kanunu na kıyasen farklılık taşıyan maddeleri değerlendirilmiştir:

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği PERSONEL MÜDÜRLÜĞÜ

BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ VE GEÇİCİ HUKUKİ KORUMA KARARLARI. DR. ADEM ASLAN Yargıtay 11.HD. Üyesi

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

TÜRK MİLLETLERARASI HUKUKUNDA BOŞANMA

GSG Hukuk Aylık İş Hukuku Bülteni Sayı -10

ZAMANAŞIMI SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİ

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120

İlgili Kanun / Madde 818.S.BK/161

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S. TSK/25

MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK VE USUL HUKUKU HAKKINDA KANUN TASARISI. BİRİNCİ KISIM Milletlerarası Özel Hukuk. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /26, 53 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/11497 Karar No. 2015/15217 Tarihi:

MALİYE BAKANLIĞI BAŞHUKUK MÜŞAVİRLİĞİ VE MUHAKEMAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇ GENELGELER

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İŞK. /8

Yargıtay 13, Hukuk Dairesinden:

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ S. BK/100

VEKİLİ: Av. Özgür ÖZTEKİN - Üçtutlar Mah. Üçtutlar 6.Sok. Fırat Apt.Kat:4 No:2/15 ÇORUM. : Hukuk MüşaviriHuri GÜLÜMSER-Kızılay/ANKARA

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/32 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2008/14944 Karar No. 2010/2311 Tarihi:

TÜRK VATANDAŞLIĞI KANUNU

Sirküler Rapor / NO LU KURUMLAR VERGİSİ KANUNU SİRKÜLERİ YAYIMLANDI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

İlgili Kanun / Madde 818 S.BK /125 İŞ KAZASI ZAMAN AŞIMININ BAŞLANGICININ MALULİYET ORANIN KESİN OLARAK TESPİT EDİLDİĞİ TARİH OLDUĞU

Candan YASAN. Milletlerarası Özel Hukukta Aynı Cinsiyetten Kişilerin Birliktelikleri

2017 DİYARBAKIR BAROSU ASGARİ ÜCRET ÇİZELGESİ

2018 DİYARBAKIR BAROSU ASGARİ ÜCRET ÇİZELGESİ

ELEKTRİK DAĞITIM ŞİRKETLERİNİN LİSANSSIZ ELEKTRİK ÜRETİMİ BAŞVURULARI KAPSAMINDAKİ İŞLEMLERİNE KARŞI AÇILACAK DAVALARDA GÖREVLİ YARGI MERCİİ

Sayı: Ankara, 24 /03/2014 ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

YILDIRIM v. TÜRKĐYE KARARIN KISA ÖZETĐ

ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU MÜRACAAT SÜRECİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR HEKMATULLAH KAMALOV BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2017/5038)

Çev.: Alpay HEKİMLER*

İÇİNDEKİLER. İKİNCİ BASIYA ÖNSÖZ...v. ÖNSÖZ...vi. Birinci Bölüm MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK VE USUL HUKUKU HAKKINDA KANUN

Haklara Tecavüz Halinde Hukuki Ve Cezai Prosedür

İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE. Stj. Av. Belce BARIŞ ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK. /16

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGIDA DAVA AÇMA SÜRESİ

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /5,41

Y. Doç. Dr. Vural SEVEN. İzmir Gediz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku ABD Başkanı

Anılan rejimde ekonomik değeri olmayan atıklar ise fire olarak tanımlandığından bu atıklar dahilde işleme rejiminin konusunu oluşturmamaktadır.

AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YARGILAMA USULLERİNE DAİR KANUN

MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUKA İLİŞKİN TEMEL MEVZUAT

Transkript:

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Özel Hukuk Final Sınavı Çift Numaralı Öğrenciler Cevap Anahtarı I. Genel Prensipler Milletlerarası Özel Hukuk Milletlerarası Usul Hukuku 1. 5718 Sayılı MÖHUK m. 40, milletlerarası yetki konusunda genel bir kural getirmiştir. Bu kural gereği, iç hukukta yetkili bir mahkemenin bulunması halinde bu mahkeme aynı zamanda yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar bakımından milletlerarası yetkiye de haiz olmaktadır. Madde hükmünün öngördüğü esas Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin iç hukuktaki yer itibariyle yetki kurallarına bağlanmasıdır. Bu genel prensibin yanında işin niteliği göz önünde tutularak, belirli konular için ayrıca milletlerarası yetki kuralları da getirilmiştir. Bunlardan birisi de, m. 44 teki iş sözleşmesi ve iş ilişkisi davalarındaki yetki kurallarıdır. MÖHUK m. 44, iş sözleşmesinde zayıf taraf olan işçinin milletlerarası usul hukukunda korunmasını sağlamak amacıyla özel olarak getirilen bir hükümdür. Bu amaçla bireysel iş sözleşmeleri ve iş ilişkisinden doğan davalarda genel olarak işçinin işini mutaden yaptığı iş yerinin bulunduğu yer mahkemesi milletlerarası yetkili mahkeme olarak kabul edilmiştir. Zayıf konumda olan işçinin korunmasını esas alan anlayış içerisinde, işçinin işveren aleyhine açacağı davalarda ise işçiye, davasını tespit edilen üç mahkemeden birinde açabilmesi için seçimlik hak tanınmıştır. İşçi kendi lehine olarak; a) işverenin yerleşim yeri mahkemesi, b) kendi yerleşim yeri mahkemesi veya c) kendi mutad meskeni mahkemelerinden herhangi birinde işverene karşı dava açabilecektir. Olayımızda davacı Burak düzenli olarak açık denizlerde çalışmakta olduğundan işini mutaden yaptığı iş yeri mahkemesi belirlenememektedir. Ancak davacı Burak kendi yerleşim yeri veya mutad meskeni Türkiye de ise burada dava açabilecektir. Ayrıca işveren davalı F1 Denizcilik Şirketi nin yerleşim yerinin Türkiye de bulunması durumunda da Türk mahkemelerinin bu dava bakımından milletlerarası yetkisi bulunacaktır (TMK m. 51 uyarınca, tüzel kişi için işlerinin yönetildiği yer yerleşim yeri sayılacaktır). Olayda davalı F1 denizcilik şirketi, davacı ile akdedilen iş sözleşmesinde uyuşmazlıkların çözümü için Londra mahkemelerinin yetkili kılındığını belirterek Türk mahkemelerinin yetkisine itiraz etmiştir. Bu itiraz yerinde değildir, çünkü zayıf konumda olduğu kabul edilen işçiyi korumak amacında olan 5718 sayılı MÖHUK, yetki anlaşmasına ilişkin 47. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen hükümle, iş sözleşmelerinden doğan ihtilaflarda 44. maddeye göre belirlenen Türk mahkemesinin yetkisinin, bu konuda yetki sözleşmesi yapılarak bertaraf edilemeyeceği esasını kabul etmiştir. 47/2 nin amacı, taraflarca yapılan yetki anlaşmasını geçersiz kılmak değildir. Burada amaç, zayıf konumdaki işçinin korunması amacıyla getirilen 44. maddeye göre yetkili Türk mahkemelerinin yetkisinin taraflarca yapılacak yetki sözleşmesi ile bertaraf edilmesini önlemektir. (9 puan) 1

2. Davacı Burak ın Londra da bir devlet mahkemesinden aldığı sağlık raporu, yabancı devlet makamlarından sadır bir resmi belge niteliğindedir. Yabancı devlet makamlarınca hazırlanan resmi belgeler, usulüne uygun düzenlendikleri hususunda, belgenin verildiği devletin yetkili makamı veya o ülkedeki Türk konsolosu tarafından onaylandıkları takdirde, Türkiye de resmi senet kimliğini taşırlar (HMK m. 224). HMK m. 224/2, Türkiye nin taraf olduğu milletlerarası sözleşmelerin resmi belgelerin tasdiki ile ilgili hükümlerinin saklı olduğunu belirtmiştir. Olayımız bakımından Yabancı Resmi Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılması Hakkındaki 1961 tarihli Lahey Sözleşmesi önem taşımaktadır. Bu Sözleşme, yabancı resmi belgelerin konsolosluklarca onaylanması mecburiyetini kaldırmıştır. Bunun yerine daha az zaman alan ve daha kolay olan, belgeyi düzenleyen resmi makam tarafından verilecek tasdik şerhi; Apostille sistemini kabul etmiştir. Olayda belgenin alındığı devlet olan İngiltere bu Sözleşme ye tarafsa, Burak ın belgenin verildiği resmi makamdan Apostille şerhi alması yeterli olacaktır. İsterse HMK m. 224 e göre konsolosluk onayı ile de sağlık raporuna Türk mahkemelerinde etki tanınabilecektir. (9 puan) 3. Davacı Burak ın, uğradığı zararların tazmini amacıyla davalı F1 Denizcilik Şirketine karşı Londra da açtığı dava sonucunda verilen kararın niteliği sorumuz bakımından önem taşımaktadır. Mahkemenin taraflardan birine bir şey verme, yapma veya vermeme konusunda belirli bir edime mahkum ettiği kararlar eda kararlarıdır. Bu kararlar hem kesin hüküm niteliğini hem de icra kabiliyetini beraber taşımaktadır. Hem kesin hüküm niteliğini hem de icra kabiliyetini birlikte taşıyan yabancı kararların Türkiye de etki doğurabilmesi için tenfiz edilmesi gerekmektedir. Tenfiz, bir yabancı mahkeme kararının sahip olduğu kesin hüküm kuvvetinin sonucu olarak maddi icra muamelelerini gerekli kılan kamu gücünü harekete geçiren vasfıdır. İcra kabiliyeti bulunmayan tespit ve yenilik doğurucu kararların ise tanınması yeterlidir. Bir yabancı kararın tenfizi için, bu kararın yabancı bir mahkemeden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmesi ve yabancı devlet kanunlarına göre kesinleşmiş olması gerekmektedir (MÖHUK m. 50). Bu şartlara ek olarak, MÖHUK m. 54 gereğince, Türkiye ile ilamın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilamların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmü veya fiili uygulama bulunmalı; ilam Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olmalı veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilam, davanın tarafları veya konusu ile gerçek bir ilişkisi bulunmadığı halde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmamalı; hüküm kamu düzenine açıkça aykırı olmamalı ve yabancı devlet kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişi mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya mahkemede temsil edilmemiş yahut kanunlara aykırı şekilde gıyabında hüküm verilmiş olmamalı ve bu kişi bu hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olmalıdır. Olayımızda ilam bu şartları taşıyorsa Türk mahkemesince tenfizine karar verilecektir. 2

Olayda Londra mahkemesinde dava açan tarafın F1 Denizcilik Şirketi olduğu varsayımında, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeme tenfiz şartı bakımından sorun doğabilecektir. MÖHUK m. 47/2 uyarınca, MÖHUK m. 44, 45 ve 46 daki Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi, zayıf taraf olan işçi, tüketici ve sigortalının korunması ile sınırlı bir münhasır yetki niteliğindedir. Bu münhasır yetkinin niteliğinin, işçiyi koruma amacıyla sınırlı olması nedeniyle, davalı olan işçi aleyhine yabancı mahkemelerce verilen kararların Türkiye de tanınması ve tenfizi mümkün değildir. Ancak eğer işverenin işçiye karşı açtığı davada işçi lehine hüküm tesis edildiyse, bu yabancı mahkeme ilamının Türkiye de tenfizine bir engel bulunmamaktadır. Dolayısıyla olayımızda işveren F1 Denizcilik Şirketi nin Londra mahkemelerinden aldığı karar işçi aleyhine ise Türk mahkemelerinde tenfizi mümkün olmayacak, ancak işçi lehine ise tenfiz edilebilecektir. (10 puan) 4. Türk mahkemesi işverenin özen yükümlülüğüne aykırı davranması sebebiyle meydana gelen iş kazasında Burak ın uğradığı zararlar için açtığı tazminat davasında hâkim iş sözleşmesine uygulanacak hukuku tespit edecektir. Çünkü iş sözleşmesine uygulanacak hukuk; akdin ifası, ifanın yapılmaması, ayıplı ifa, borcu ortadan kaldıran nedenler, yorum, irade sakatlıkları, fesih, sona erme sebepleri ve sonuçlarını da kapsamaktadır. Bu durumda MÖHUK m. 27 de iş sözleşmelerine uygulanacak hukuk için özel olarak getirilen hükme bakılması gerekmektedir. MÖHUK m. 27 nin ilk fıkrası, iş sözleşmelerinde hukuk seçimini düzenlemektedir. Buna göre, iş sözleşmesinin tarafları aralarındaki sözleşmeye uygulanmak üzere diledikleri devletin hukukunu seçebileceklerdir. Ancak bu seçilen hukuk, işçinin mutad iş yeri hukukunun işçiyi koruyan kamu hukukuna ilişkin hükümlerine göre işçiyi daha az koruyan yani işçi aleyhinde hükümler taşımayacaktır. Dolayısıyla mutad iş yeri hukukunun işçiyi koruyan kamu hukukuna ilişkin hükümleri hukuk seçiminde asgari sınırı teşkil edecektir. Seçilen hukukun hükümleri işçiyi, mutad iş yeri hukukunun hükümlerinden daha iyi koruduğu ölçüde geçerli sayılacaktır. Aksi takdirde tarafların seçtikleri hukuk geçersiz olacak ve objektif bağlama kuralı sözleşmeye uygulanacaktır. Olayda hukuk seçimi yapılıp yapılmadığına ilişkin açık bir bilgi bulunmamaktadır. Bu nedenle iş sözleşmelerine uygulanacak objektif bağlama kuralını düzenleyen MÖHUK m. 27/2 ve 3. fıkrasına bakmamız gerekmektedir. 2. fıkraya göre, tarafların hukuk seçiminde bulunmamaları halinde sözleşmeye uygulanacak hukuk, işçinin işini mutad olarak yaptığı iş yeri hukukudur. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması halinde, bu iş yeri mutad iş yeri olarak kabul edilmez. MÖHUK m. 27/3 e göre ise, işçinin işini mutad olarak belirli bir ülkede yapmayıp işinin niteliği gereği devamlı olarak birden fazla ülkede yapması halinde ise, iş sözleşmelerine uygulanacak hukuk, işverenin esas iş yerinin bulunduğu ülke hukukudur. MÖHUK m. 27/4 te ise bir istisna kuralı getirmiştir. Eğer iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukuk bulunuyorsa bu hukuk uygulanabilir. Olayda davacı Burak işinin niteliği gereği devamlı olarak açık denizlerde taşımacılık yapan gemilerde çalışmaktadır. Dolayısıyla Türk mahkemesi, MÖHUK m. 27/3 gereğince, davalı F1 Denizcilik Şirketi nin esas iş yeri hukukuna göre tazminat talebini karara 3

bağlayacaktır. Daha sıkı ilişkili bir hukuk varsa bunu da uygulayabilecektir. Burada hâkime takdir hakkı verilmiştir. (9 puan) 5. İş sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin düzenlemeler, devletin sosyal ve ekonomik politikaları doğrultusunda, kamu menfaati ağırlıklı olarak getirilen hukuk normlarıdır. Bu hukuk normları doğrudan uygulanan kurallar olarak değerlendirilmektedir. Hâkim sözleşmeden doğan bir ihtilaf karşısında, kendi hukukunun doğrudan uygulanan kurallarını şüphesiz uygulayacaktır. Aynı şekilde, ihtilafın esası hakkında yetkili olan hukukun doğrudan uygulanan kuralları da hâkim tarafından uygulanacaktır. Ancak mahkemenin, kendi hukuku ile sözleşmeye uygulanacak hukukun dışında 3. bir devletin doğrudan uygulanan kurallarını dikkate alıp almayacağı meselesi devletler özel hukuku bakımından tartışılan konulardan biri olmuştur. MÖHUK m. 31 de bu konuya ilişkin düzenleme getirilmiştir. Buna göre, sözleşmeden doğan ilişkinin tabi olduğu hukuk uygulanırken, sözleşmeyle sıkı ilişkili olduğu takdirde üçüncü bir devletin hukukunun doğrudan uygulanan kurallarına etki tanınabilir. Söz konusu kurallara etki tanımak ve uygulayıp uygulamamak konusunda bu kuralların amacı, niteliği, muhtevası ve sonuçları dikkate alınır. Olayımızda Panama devletinin sözleşmeye uygulanacak hukuk dışında üçüncü bir devlet olması ihtimalinde, Panama hukuku sözleşme ile sıkı ilişkili bir hukuk ise hâkim bu hukukun düzenlemelerini dikkate alabilecektir. (5 puan) 6. 5718 sayılı MÖHUK m. 8 uyarınca, zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tabidir. Dolayısıyla hâkim, davalı F1 Denizciliğin davada zamanaşımı süresinin dolduğu iddiasını, iş sözleşmesine uygulanan hukuka göre değerlendirecektir. (5 puan) 7. Bir sözleşme ilişkisi kapsamında doğan hasar ve intikali, sözleşmenin tabi olduğu hukuka göre tayin edilecektir. Söz konusu sözleşme, donatan F2 Holding e ait beşeri tıbbi ürünlerinin taşınması hakkındadır. Taşıyıcı F1 Denizcilik bu malların taşınmasını üstlenmiştir. MÖHUK m. 29 da, eşyanın taşınmasına ilişkin sözleşmelere uygulanacak hukuku düzenleyen özel bir düzenleme yer almaktadır. Maddeye göre, öncelikle eşyanın taşınmasına ilişkin sözleşmeler tarafların seçtikleri hukuka tabidir. Taraflar hukuk seçimi yapmamış ise, sözleşmenin kuruluşu sırasında taşıyıcının esas iş yerinin bulunduğu ülke aynı zamanda yüklemenin veya boşaltmanın yapıldığı ülke veya gönderenin esas iş yerinin bulunduğu ülke ise, bu ülkenin sözleşme ile sıkı ilişkili olduğu kabul edilir ve sözleşmeye bu ülkenin hukuku uygulanır. Tek seferlik çarter sözleşmeleri ve esas konusu eşya taşıma olan diğer sözleşmeler de bu hukuka tabidir. Ancak halin bütün şartlarına göre sözleşmeyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması halinde sözleşmeye bu hukuk uygulanır. Olayımızda malların yükleme yeri bellidir. Mallar İngiltere/Liverpool da gemiye yüklenmiştir. Eğer bu yükleme yeri taşıyıcı F1 Denizcilik in esas iş yeri ile aynıysa İngiliz hukuku uygulanacaktır. Aynı değilse boşaltmanın yapıldığı yer ile gönderenin esas iş yerinin bulunduğu yerin tespiti yapılmalıdır. Taşıyıcının esas iş yeri bu hukuklardan biriyle aynıysa bu hukuk, eşya taşıma sözleşmesine uygulanacaktır. Şayet taşıma akdi madde kapsamına girmiyor ise 4

MÖHUK 24 e göre belirlenecek yetkili hukuk aynı zamanda hasar sorumluluğu hakkında da söz sahibi olacaktır. (9 puan) 8. Olayımızda, hasara uğrayan beşeri tıbbi ürünlerin daha fazla hasara uğramaması için uygun koşullarda saklanmasına yönelik Liverpool da birtakım tedbirler alınmıştır. Bu tedbirler ifa sırasında ortaya çıkan pratik zaruretler dolayısıyla, malların korunması ve gözetimi amacıyla alınmıştır. MÖHUK m. 33 te ifa sırasında gerçekleştirilen fiil ve işlemlere ilişkin özel bir düzenleme getirilmiştir. Maddeye göre, ifa sırasında gerçekleştirilen fiil ve işlemler ile malların korunmasına yönelik tedbirler konusunda bu işlem veya fiillerin yapıldığı veya tedbirin alındığı ülke hukuku dikkate alınır. Bu düzenleme genel anlamda sözleşme statüsünü bertaraf eden bir zorunluluk olarak öngörülmemiş, sadece uygulanacak hukuk ile tedbirlerin fiilen alındığı ülke hukuku arasındaki muhtemel çelişkilerin giderilmesi için hâkim tarafından dikkate alınması gerekliliği düzenlenmiştir. Olayımızda alınan tedbirler bakımından esas olarak sözleşme statüsü yetkili olmakla beraber, hâkim tedbirlerin alındığı yer hukuku olan İngiltere hukukunu da burada dikkate alacaktır. (5 puan) 9. HMK m. 390 a göre, ihtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir. HMK ile ihtiyati tedbirin talep edilebileceği mahkemeler bakımından Mülga HUMK ta bulunmayan bir sınırlama getirilmiştir. HMK m. 390 a göre, esas dava bakımından Türk mahkemelerinin yerel yetkisinin veya milletlerarası yetkisinin bulunmadığı davalarda Türk mahkemelerinin ihtiyati tedbir kararı vermesi mümkün değildir. Ancak bu hüküm, MÖHUK m. 47 uyarınca yabancı bir devlet mahkemesinin yetki sözleşmesi ile yetkilendirildiği uyuşmazlıklarda, yetki sözleşmesi ile münhasır yetki kazanan yabancı mahkeme dışında Türkiye de hiçbir mahkemenin münhasır yetkili yabancı mahkemede açılacak veya hâlihazırda açılmış olan dava ile ilgili ihtiyati tedbir kararı verme konusunda yetkiye sahip olmadığı şeklinde anlaşılabilecektir. HMK da düzenlenen ihtiyati tedbir kararlarının düzenleniş amacı, gerek yerel gerek milletlerarası nitelikteki davalarda alacaklıyı korumak ve dava açılmadan veya dava esnasında, ihtilaf konusu mal veya paranın borçlu tarafından kaçırılması sonucunda alacaklının uğraması muhtemel olan zararlarının önlenmesidir. İhtiyati tedbir kararlarının, HMK ya konuluş amacı ve hukuki fonksiyonu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın yurt içinde veya yurt dışında çözümlenmesi bakımından bir fark taşımamaktadır. İhtiyati tedbir kararlarını düzenleyen hükümlerin amacı bu iken HMK nın getirdiği hükümle alacaklının, MÖHUK m. 47 nin kendisine verdiği hakkı kullanması ve yabancı devlet mahkemesini yetkilendirmesi sonucunda, Türk mahkemelerinin ihtiyati tedbir korumasından çıkarıldığını düşünmek hukuken mümkün değildir. Yukarıda izah edilen nedenlerle doktrinde, HMK m. 390. madde hükmünün, sadece ülke içi davalar bakımından uygulanması ve yetki sözleşmesi ile yabancı bir devlet mahkemesinin yetkilendirildiği ve böylece Türk mahkemelerinin yetkisinin kalktığı davalar bakımından, alacaklının gerek dava açılmadan gerek dava açıldıktan sonra Türk mahkemelerinden ihtiyati tedbir alabileceği şeklindeki eskiden 5

beri var olan uygulamanın devam etmesi ve HMK m. 390 hükmünün, HUMK un hükümleri benzeri değiştirilmesi savunulmaktadır. (9 puan) II. Vatandaşlık Hukuku 10. Evlat edinme, evlat edinilen ile evlat edinen kişiler arasındaki soybağının kan bağı esasına dayanmaksızın mahkeme kararıyla kurulmasını sağlayan alternatif bir hukuk yoludur. Olayımızda Maria Ankara 4. Aile Mahkemesinin 18.06.2013 tarihli kararıyla evlat edinilmiş; daha sonrasında 29.11.2013 tarihinde Türk vatandaşlığına alınmak üzere başvuruda bulunmuştur. 29.05.2009 tarih ve 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu nun ( TVK ) 17. maddesi uyarınca; bir Türk vatandaşı tarafından evlat edinilen ergin olmayan kişi, milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak şartıyla karar tarihinden itibaren Türk vatandaşlığını kazanabilmektedir. Bu şekilde kazanılan Türk vatandaşlığı yetkili makam kararıyla sonradan kazanılan vatandaşlık niteliğindedir. İdarenin takdir hakkı bulunmaktadır. Buna ilaveten Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik in 32. maddesi uyarınca evlat edinilenin Türk vatandaşlığını kazanmasından sonra evlatlık ilişkisinin herhangi bir şekilde son bulması halinde evlat edinilenin Türk vatandaşlığını muhafaza edileceği düzenlenmiştir. Evlat edinme yoluyla vatandaşlığın kazanılması için İçişleri Bakanlığı na başvuruda bulunulması gerekmektedir. Olayımızda evlat edinme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunan Maria nın 1971 doğumlu olduğu bilgisi verilmiştir. Verilen bu bilgi ışığında Maria nın evlat edinme yoluyla Türk vatandaşlığının kazanılması bakımından ergin olmama şartını taşımadığı görülmektedir. Bu nedenle Maria nın başvurusunun idarece reddedilmesi hukuka uygun niteliktedir. (7 Puan) 11. Sefa Y., Maria nın Türk vatandaşlığına alınmaması nedeniyle kendi iradesiyle Türk vatandaşlığından ayrılmak istemektedir. Bu noktada Türk vatandaşlığından çıkma yoluyla Türk vatandaşlığının kaybı söz konusu olacaktır. Türk vatandaşlığından çıkma talebinin Türk İdaresi tarafından kabul edilerek çıkma talep eden kişiye izin verilmesi gerekmektedir. TVK nın 25. maddesi uyarınca Türk vatandaşlığından çıkmak için izin isteyen kişinin; i. ergin ve ayırt etme gücüne sahip olması, ii. yabancı bir devlet vatandaşlığını kazanmış veya kazanacağına ilişkin inandırıcı belirtilere sahip olması, iii. herhangi bir suç veya askerlik hizmeti nedeniyle aranan kişilerden olmaması, iv. hakkında herhangi bir mali ve cezai tahdit bulunmaması, halinde söz konusu kişiye İçişleri Bakanlığı tarafından çıkma izni veya çıkma belgesi verilmektedir. 6

TVK nın 27. maddesi uyarınca çıkma belgesinin teslimi ile Türk vatandaşlığı kaybedilmekte ve Türk vatandaşlığını kaybeden kişinin nüfus aile kütüğü kapatılarak kayıp tarihinden itibaren yabancı statüsüne tabi olmaktadır. Eşin çıkma izni alarak Türk vatandaşlığını kaybetmesi kişiye etki etmemekte; çocuk bakımından ise her iki eşin birlikte talep etmesi veya eşlerden birinin talebine diğer eşin muvafakat vermesi veya muvafakat verilmemesi halinde hâkim kararı ile çocuğun Türk vatandaşlığını kaybetmesi mümkün olmaktadır. Vatandaşlığın kaybı halinde çocuğun vatansız kalacak olmaması gerekmektedir. Yukarıda belirtilenlerin yanı sıra çıkma hakkının kullanılması sonucunda Türk vatandaşlığını kaybeden kimselerin doğum yoluyla Türk vatandaşlığını kazanmış olmaları halinde; TVK nın 28. maddesi uyarınca kendileri ve üçüncü dereceye kadar altsoyları milli güvenlik ve kamu düzenine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla Türk vatandaşlarına tanınan haklardan belirli istisnalar haricinde aynen yararlanmaya devam edeceklerdir. Çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden doğum yoluyla Türk vatandaşlığını kazanan kimseler yaygın olarak mavi kartlılar olarak anılmaktadır. Türk vatandaşlarına tanınan hakları kullanacak olmalarının yanı sıra TVK nın 28. maddesinde bu kişilerin; seçme ve seçilme, muafen araç veya ev eşyası ithal etme hakları ile askerlik hizmeti yapma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Buna ilaveten bu kişiler ancak kamu kurum ve kuruluşlarında işçi, personel veya geçici işçi olarak çalışabilmekte; ancak bir kadroya dayalı ve kamu hukuku rejimine tabi olarak asli ve sürekli kamu hizmeti görevlerinde bulunamamaktadır. Bakanlar Kurulu üçüncü dereceden itibaren hangi dereceye kadar olan altsoyların bu maddede tanınan haklardan faydalanabileceğini belirleyebilmektedir. (8 Puan) III. Yabancılar Hukuku 12. 4.4.2013 tarih ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu nun ( YUKK ) 57. maddesinin 2. fıkrasında hakkında sınır dışı etme kararı verilmiş yabancılardan; (i) kaçma ve kaybolma riski bulunan, (ii) Türkiye ye giriş veya çıkış kurallarını ihlal eden, (iii) sahte ya da asılsız belge kullanan, (iv) kabul edilebilir bir mazereti olmaksızın Türkiye den çıkmaları için tanınan sürede çıkmayan, (v) kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar hakkında valilik tarafından idari gözetim kararı alınacağı ve hakkında idari gözetim kararı alınan yabancıların 48 saat içinde yakalamayı yapan kolluk birimince geri gönderme merkezlerine götürüleceği düzenlenmiştir. Yine YUKK un 57. maddesinin 3. fıkrasında geri gönderme merkezlerindeki idari gözetim süresinin 6 ayı geçemeyeceği; sınır dışı edilecek yabancının işbirliği yapmaması, ülkesiyle ilgili doğru bilgi ya da belgeleri vermemiş olması halinde en fazla altı ay daha uzatılabileceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin devam eden fıkralarında; (i) idari gözetimin devamının gerekliliğinin her ay valilik tarafından değerlendirileceği, idari gözetimin gerekli olmadığı hallerde derhal sonlandırılacağı, belirli bir adreste ikamet etme veya belirlenecek şekil ve sürelerde bildirimde bulunma gibi idari yükümlülükler getirilebileceği, (ii) idari gözetim kararının, idari gözetim süresinin uzatılmasının ve her ay düzenli olarak yapılan değerlendirmelerin sonuçlarının yabancıya ya da yasal temsilcisi veya 7

avukatına tebliğ edileceği ve avukatla temsil edilmeyen yabancıların söz konusu kararın sonucu, itiraz usulleri hakkında bilgilendirileceği, (iii) hakkında idari gözetim altına alınan kişilerin veya yasal temsilcisi ya da avukatının bu karara karşı sulh ceza hâkimine başvurabileceği, yapılacak başvurunun idari gözetimi durdurmayacağı, sulh ceza hâkiminin söz konusu incelemeyi 5 gün içinde sonuçlandıracağı, idari gözetim altına alınan veya yasal temsilcisi ya da avukatının idari gözetim şartlarının ortadan kalktığı veya değiştiği iddiasıyla yeniden sulh ceza hâkimine başvurabileceği düzenlenmiştir. Yukarıdakilere ilave olarak Yönetmelik in 59. maddesinin 7. fıkrası uyarınca, idari gözetim için öngörülen sürelerde sınır dışı etme işlemleri gerçekleştirilmeyen yabancıların idari gözetimlerinin belirli idari yükümlülükler getirilerek derhal sonuçlandırılacağı düzenlenmiştir. Anayasa Mahkemesi nin 11.11.2015 tarih ve 2014/13044 numaralı kararında, başvurucunun Geri Gönderme Merkezi ndeki idari gözetim kararı bakımından iddialarını incelenerek; (i) kişinin gözetim altında tutulduğu yerin koşullarının insan haysiyeti ile bağdaşmayan düzeyde olduğunu ve Anayasa nın 17. ve 40. maddelerini ihlal eder nitelikte olduğu, (ii) Anayasa nın 19. maddesi uyarınca herkesin kişi hürriyeti ve güvenliğine sahip olmasının yanı sıra aynı maddenin 3. fıkrasında sınır dışı etme halinin bir istisna olarak düzenlendiği belirtilmiş olup yine de bu istisnai yolun kullanılmasının hukuka uygun ve keyfi muamele teşkil etmeyecek nitelikte olması gerektiği, (iii) başvurucuya idari gözetim altında tutulma sebebine ilişkin bildirim yapılmadığı, kararın devamını gerektiren koşulların aylık olarak Valilik tarafından incelenmediği yahut bir inceleme yapılmışsa da başvurucuya veya avukatına bildirilmediği, 6 aylık idari gözetim süresinin aşıldığı, (iv) Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başvurucunun geçici koruma statüsüne tabi olması sebebiyle sınır dışı edilemeyecek olması sebebiyle verilen salıverilme talimatına rağmen Sulh Ceza Hâkimliği tarafından idari gözetim kararı verildiği belirtilerek idari gözetim kararının hukuki dayanaktan yoksun olduğu yönünde hüküm kurulmuştur. Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi idari gözetim kararının YUKK ta öngörülen usule uymadığı ve yerindelik bakımından hukuki dayanaktan yoksun olduğu gerekçeleriyle idari gözetim kararına yönelik itirazı kabul etmiştir. (15 Puan) 8