MUTLU, SAĞLIKLI, BAŞARILI VE BARIŞ İÇİNDE BİR YIL DİLEĞİYLE



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder..

İKTİSADİ ve İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ NE HOŞGELDİNİZ

BİLGİ İşletme

Jamie Foxx J

ANASINIFI PYP VELİ BÜLTENİ. (07 Aralık Ocak 2016)

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

PERŞEMBE İZMİR GÜNDEMİ

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Mutlu ve Başarılı Çocuk Nasıl Yetiştirilir?

SOSYALLEŞEBİLEN ÖĞRENCİNİN İLETİŞİMİ DE GÜÇLÜ OLUYOR

MÜKAD Mühendis ve Mimar Kadınlar Derneği

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

GEÇMİŞTEN BUGÜNE DOĞUŞ

ÖZEL OKAN İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

MEZUNLARDAN MEZUN ADAYLARINA TAVSİYELER

Geleceğin Mühendislerine Petkim den Tam Destek

Gelin, Yarışın; Fikriniz Saklı Kalmasın...

EK-2: İnşaat Mühendisliği Öğrenci Anketi


İstanbul Aydın Üniversitesi Mezunlar Derneği


ÖZEL OKAN İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

SULTANGAZİ BELEDİYESİ EĞİTİME DESTEK AKADEMİSİ. açılan kapı SEDA. Bașarıya

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

ANASINIFI PYP VELİ BÜLTENİ (8 Eylül Ekim 2014 )

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Tıp Eğitimi Anabilim Dalı Mezun Görüşleri Anketi

SPONSORLUK DOSYASI 14 Ocak 2015 / Sabancı Center

ÜNİVERSİTEMİZ ÖĞRENCİLERİNE ÜST DÜZEY OLANAKLAR SAĞLIYOR

BARTIN ORMAN FAKÜLTESİ

Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller

SPONSORLUK DOSYASI 14 Ocak 2016 / Sabancı Center

DÖNEMİ ETKİNLİKLERİ

Sevgi evlerinde kalan kardeşlerimize konser düzenledik. Huzurevi ziyaretlerimiz ara sıra oluyor,gönül Köprüsü diye bir proje de yer alıyoruz.

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

ÇORLU MESLEK YÜKSEKOKULU GELENEKSEL EL SANATLARI PROGRAMI FAALİYET RAPORU

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

UFUK ÜNİVERSİTESİ NDE AKADEMİK YIL AÇILIŞI HEYECANI

Tekfen Filar Mini Resim Yarışması Sonuçlandı 2013 / 2014 SAYI: 19. Haftanın Bazı Başlıkları

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

21 yıllık tecrübesiyle SiNCAN da

SORU-Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz bugüne kadar?

Yükseköğretim Kurumlarımızın Mühendislik Fakültelerinin Kıymetli Dekanları ve Çok Değerli Hocalarım..

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI. Sanat ve Tasarım Yüksek Lisans Programı (Tezli)

Benimle Evlenir misin?

ÖZEL OKAN İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

Düşüncelerimizi, duygularımızı ve kültürümüzü oyunlar aracılığı ile ifade ederiz.

Montessori Montessori Öğretmen Eğitimi. Başarılı Bir Ekol Başarılı İki Kurumun Çatısı Altında

YAPI KREDĐ VE KOÇ HOLDĐNG, MLMM BURSĐYER BULUŞMALARI NIN ĐKĐNCĐSĐNĐ KAYSERĐ DE GERÇEKLEŞTĐRDĐ

Türkiye nin En Fazla İzlenen Çizgi Filmi. Türkiye nin En Sevilen Çizgi Filmi. Türkiye nin En Kaliteli Çizgi Filmi

SOSYAL FOBINIZ MI VAR?

KISA TARİHÇE : ŞEHİR ÖZELLİKLERİ :

DİCLE ÜNİVERSİTESİ PROJE KOORDİNASYON UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

FİZİKİ ŞARTLAR ve OKUL İMKÂNLARI. Laboratuarlar

AK PARTİ YURT DIŞINDAKİ

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ PDR ÖĞRENCİSİ AHMET İSA SOYLAMIŞ RECEP YAZICIOĞLU BENİM İÇİN ÖRNEK ŞAHSİYETTİR

2.8 milyon TL harcanarak 8 ayda tamamlanan Alucra Turan Bulutçu Meslek Yüksek Okulu (MYO) binasının açılışı Kültür Bakanı Ertuğrul GÜNAY yaptı.

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

EUROSTUDENT ULUSAL ARAŞTIRMASI: TÜRKİYE SONUÇLARI

Yrd. Doç. Dr. M. Akif NACAR. Arş. Gör. F. Didem ALAY. Arş. Gör. M. Umut SALUR

Yaşam alanları ihtiyaca ve koşullara göre değişiklik

T.C. Niğde Üniversitesi

STRATEJİK AMAÇLAR-HEDEFLER-PERFORMANS GÖSTERGELERİ


AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SANDIKLI UYGULAMALI BİLİMLER YÜKSEKOKULU

2017 YILI ERCİYES ÜNİVERSİTESİ. Stratejik Plan. İzleme ve Değerlendirme. Raporu

YGS-LYS de. 20 Yıllık ÇINAR Tecrübesi.

-AKADEMİK PROGRAMLAR-

ÇOCUK EĞİTİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK DEĞERLENDİRME VE KALİTE GELİŞTİRME ÇALIŞMA KOMİSYONU TOPLANTISI

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

Çocuklarınıza interneti yasaklamayın; yaptıklarını takip edin. 12 Ocak 2014 Pazar günü, İELEV Eğitim Kurumları Rehberlik ve Psikolojik Danışma Servisi

EDEBİYAT. Edebiyat okumak bakmak ve görmek arasındaki hassas çizgiyi anlamayı sağlayan bir yolculuğa çıkmaktır. (By Oleg Shuplyak)

ULUSLARARASI ÖĞRENCİLER AKADEMİSİ 2016 SETA ANKARA SETA SİYASET, EKONOMİ VE TOPLUM ARAŞTIRMALARI VAKFI.

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Yaşamımızı sürdürebilmemiz için kullanıp attığımız bazı

IEEE Türkiye Başkanlar Kurultayı

MARMARA ÜNİVERSİTESİ BAHÇELİEVLER KAMPÜSÜ Aralık w w w.sektorgunleri. c o m

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Faaliyet Raporu. 23 Şubat Mart 2017

Tiyatro Gösterisi Su Damlası Sabancı Müzesi Gezimiz Öğretmenler Günü Kutlamamız Yılbaşı Kermesimiz Bahar Kermesimiz Yardım Kampanyamız

MARMARA ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ FAALİYET RAPORU

ÖZEL OKAN İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

Pazartesi İzmir Basın Gündem

ZEKA Oyunları Turnuvaları

12-15 Kasım 2013 Kuşadası Sponsorluk Dosyası

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

ÖZEL OKAN İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

UBC Derecenize Doğru İlk Adımınız BAŞLANGIÇ NOKTANIZ

OCAK-ŞUBAT-MART 2007 BÜLTENİ TEMA SEMİNERİ

YÖNETMELİK KAYSERİ ÜNİVERSİTESİ KARİYER PLANLAMA UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

RKMD UNIRC TÜRKİYE NİN 7 RENGİ SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ


ADANA BİLİM VE TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ ERASMUS+

"Erciyes Üniversitesi'nin farkı akademik kadrosu"

Transkript:

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ DERGİSİ OCAK 2015 MUTLU, SAĞLIKLI, BAŞARILI VE BARIŞ İÇİNDE BİR YIL DİLEĞİYLE

İÇİNDEKİLER Umutlar ve hayaller İçimizde büyük beklenti ve ümitler var İKBU-HÜRRİYET iş birliği Benim üniversitem Eczacılıkta hasta odaklı eğitim ODTÜ den İKBU ya Vakkas Altınbaş tan yaşama dair Köln programı öğrencilerle buluştu Gümrük Birliği tartışmaları yine alevlendi Ekranlardaki gibiyim Fabrika da eğitim 2 3 4 5 7 11 13 14 15 17 18 İlklerin markası Alpet Kıbrıs 22 Çocuğum ve ben 25 KÜNYE Sahibi: İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi adına Rektör Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ Genel Yayın Yönetmeni: Sibel Kahraman Yayın Kurulu: Prof. Dr. Kaan Ökten, Yrd. Doç. Dr. Hasan Sınar, Boğaçhan Çanak Editör: Banu Gökçe Taşkın, Ayça Yılmazel Görsel Tasarım ve Grafik: Onur Sertel, Vagabond Katkıda Bulunanlar: Öğrenci Konseyi, Öğrenci Kulüpleri İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Mahmutbey Dilmenler Caddesi No:26 34217 Bağcılar / İstanbul Tel: 0212 604 01 00 www.kemerburgaz.edu.tr 1

REKTÖRDEN Prof. Dr. Yıldırım ÜÇTUĞ Rektör Umutlar ve hayaller Yeni bir yıl, yeni umutlar... Her yılbaşı kullanılan fazlasıyla klişeleşmiş bir ifade bu. Oysa umut yılın belirli günlerine hapsolmuş bir duygu değil. İnsanın yaşamını besleyen en temel zihinsel dürtü. Düşünebiliyor musunuz, umutlarımız sadece 20 Aralık ile 1 Ocak arasına sıkışsaydı geri kalan günlerimizi nasıl geçirirdik? Ya da yeni umutlara kapılmaya yalnızca yılbaşılarında izin verilecek olsaydı bahar aylarının tadı mı kalırdı? İnsan kendi kendine düşünebilme, hayal edebilme yetisini kazandığı yaşlardan itibaren umut etmeye başlar. Önce büyümektir umut, yaş genç olduğu için kendinden esirgenen hayallere ulaşmaktır. Ben de ablamın, ağabeyimin yaşına gelsem diye başlayan cümlelerdir o yıllarda zihinlerdeki ümitleri şekillendiren. O yaşlara gelindiğinde nelerin olacağı açık açık bilinmese de bir öykünme vardır çocukluk hayallerinde. Gençlik yıllarına ulaşıldığında ise artık hedefler daha netletmiştir gözlerde. Umutlar kariyerdedir, gelecek hayatta bir yer edinmededir, bir sevgili bulmaktadır kendine. Artık hedefler tespit edilmiştir, çocukluk yıllarındaki belirsizlik yerini bir yarışın içerisinde önde yer alma çabasına terk etmiştir. Daha iyi bir üniversitede okumak, daha iyi bir mesleğin sahibi olmak, daha güzel bir ilişkiyi yakalayabilmek... Her yarışma bir umuttur aslında, bir beklentinin peşinde koşmaktır; ulaşıldığında bir sonraki durağa doğru başlayacak yeni yarışın ön hazırlığıdır. Diploma, iş, kariyer, mutlu bir birliktelik... Bunlar olduğunda biter mi peki umutlar; artık sadece yılbaşılarına mı hapsolur hayaller? Yoksa yerlerini daha çok kazanmaya, işte daha çok yükselmeye, dünyaya yeni hayatlar kazandırmaya mı yönelir? Ama biz bir üniversiteyiz. Her yanımız gençlerle çevrili. Bizler de onlar için varız, onların umutlarını gerçeğe dönüştürmek yolundaki çabalarına bir nebze de olsa katkıda bulunmak için onların yanındayız. Onlara devredeceğimiz dünyada çok daha güzel hayallerle yaşayabilsinler, çok daha büyük umutların Belkıs peşinde koşabilsinler ve bu hayallerini gerçekleştirebilsinler diye. Katkının küçücük bir kısmı bizden, ama çok daha büyüğü sizlerden sevgili gençler, çünkü kendi yaşamınızı siz kendi ellerinizle kuracaksınız. Düşlerinizi gerçekleştirmek sizin irade gücünüze bağlı olacak. Umutların ardından giderken sahip olmanız gereken yetenek ve bilgiyi sizler elde edeceksiniz. Her gününüzle bir sonraki gününüzü hak edeceksiniz ve eminim ki sizler de yarınlara izler bırakarak yol alacaksınız... Aslında o yıllar çok çabuk geçer. Umutlar tükenmez, şekil değiştirir. Büyüme hayaliyle yanıp tutuşulan günlerin yavaşlığı sanki acısını çıkarır insandan. Şu günler geçse de diye başlayan yakınmalar nasıl yaparım da zamanı durdururum telaşına dönüşüverir. Hayaller sürer bu arada, ama yıldırım hızıyla geçer gider bunlar. Biri yakalandığında hemen bir diğeri belirir. Onun peşinden koşarken bir başka umut göz kırpar insana. Hiç mi karamsarlıklar olmaz bu sırada? Hiç mi serap peşinden koşmaz insan? Ama ilginçtir ki çoğu serabın bittiği noktada bir vaha başlar. İşte o vahaların serinliğini yakalayabilmektir yaşamın bir ucundan tutunmak. Bir güzelliğin peşinden koşmaktır, bir ideali paylaşmaktır, bir sevgiyi yüreğinde hissetmektir, ölümün yok ediciliğine karşı direnmek ve yarına bir iz bırakmaktır. O yüzden yaş ilerledikçe de tükenmez umutlar, en fazla şekil değiştirirler belki. 2

ÖĞRENCİ KONSEYİ İçimizde büyük beklenti ve ümitler var İrem Sibel GAMSIZOĞLU KAHRAMAN Öğrenci Konseyi Başkanı Bu sene hepimizin içinde çok büyük beklenti ve ümitler var. Üniversitemizin gelişimini, büyümesini ve genişlemesini görmek bizi çok mutlu ve motive ediyor. İnanıyoruz ki, sadece bizi değil, tüm öğrenci arkadaşlarımızı da öyle. Ve 2014-2015 senenin ilkleri ve değişiklikleri önümüzdeki senelerde olacak değişikliklerin sadece ilk basamağı olduğuna hepimiz çok güveniyoruz. Bu sene üniversitemizin dördüncü senesi ve bu sene bize, öğrenci konseyine, değişiklik senesi gibi geliyor. İlk sefer bu kadar büyük bir konseyimiz var: 8 Fakülte, 1 Meslek Yüksekokulu ve uluslararası öğrencilerin temsilcisinden oluşturduğumuz konsey aslında çok daha geniş. Çünkü hedeflerimizin arasında bölüm temsilcileri ile birlikte çalışıp, her öğrenci için bize ulaşma imkânını sağlamak yer alıyor. Diğer ilklerin arasında bu sene okulumuz ilk mezunlarını verecek ve biz konsey olarak, bunun heyecanını yaşamaktayız: İlk mezuniyet balomuzu organize etmek için mezun olacak arkadaşlarımızla şimdiden çalışmalara koyulduk. Aynı çalışma hevesini bahar şenliği için de gösteriyoruz. Öğrenci sayısının artmasıyla birlikte bizim de planlarımız ve imkânlarımız genişledi ve bu sene bizi gerçekten eğlenceli ve güzel bir bahar şenliği bekliyor. Tabi öğrenci sayısındaki artış diğer konuları da etkiledi; uluslararası öğrencilerin sayısı da arttı ve onlar artık daha etkin ve aktif bir hale geldiler. Bizim de görevimiz ve isteğimiz onların Türk uyruklu öğrencilerle birlikte değişik etkinlikler planlayıp onlara katılmaları. Güz döneminde uluslararası öğrenciler temsilcisi Abdul Wahid Abro ile birlikte hem yabancı hem Türk öğrenciler için İstanbul'un tarihi yerlerine geziler planladık. Bunların dışında bu sene artık bir yurdumuz oldu ve yurdun açılışı ile birlikte etkinlik yapabileceğimiz alan arttı. İki sene önce yapılan yılbaşı partisi bu sene orada yapıldı ama bu seneki hediyelerimiz çok daha etkileyici ve büyüktü. Bu sene diğer ilkler arasında üniversitemizin White Fest'e katılması var. Biletlerin satışı hem okuldan hem internetten sağlanacak. Güz döneminde çeşitli motivasyon artıracak etkinlikler planladık. Onların arasında barbekü partisi, açık hava sineması, Birinci GameFest gibi etkinlikler olacak. Nevruz etkinliğini de bu sene konsey üstlendi, onunla ilgili çalışmalarımız da başladı. Bu sene hepimizin içinde çok büyük beklenti ve ümitler var. Üniversitemizin gelişimini, büyümesini ve genişlemesini görmek bizi çok mutlu ve motive ediyor. İnanıyoruz ki, sadece bizi değil, tüm öğrenci arkadaşlarımızı da öyle.ve 2014-2015 senesinin ilkleri ve değişikliklerinin önümüzdeki senelerde gerçekleşecek değişikliklerin sadece ilk basamağı olduğuna hepimiz çok güveniyoruz. Önümüzdeki senelerde okulumuzun yeni yerleşkelerinin açılmasıyla birlikte aramıza daha çok öğrenci arkadaşlarımızın katılması, eminiz ki bizi daha güzel yerlere getirecek. 3

EDİTÖRDEN İKBU-HÜRRİYET iş birliği Kantin artık ulusal yayında da yerini aldı. Hürriyet Gazetesi nde her hafta yayımlanan ve Kantin adını alan Eğitim Sayfası nda gençliğe dair merak edilen tüm soruların cevapları yer alıyor. Sibel KAHRAMAN Kurumsal İletişim Direktörü Bursa da velilerimizle buluştuk Üniversitemiz Hürriyet Gazetesi ile büyük bir işbirliğine imza attı. Bir yıl süresince Hürriyet Gazetesi nde yayınlanacak Kantin Eğitim Sayfası, üniversitemizin katkılarıyla hazırlanıyor. Yeni yılın ilk günü olması nedeniyle birinci sayısı 1 Ocak Perşembe günü yayınlanan Kantin Eğitim Sayfası, bundan sonra her Çarşamba günü Hürriyet okurlarıyla buluşacak. İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi, Hürriyet Kantin Eğitim Sayfası yla gençleri bilgilendirecek önemli bir sosyal sorumluluk projesinin mimarlığını yapıyor. Kantin Eğitim Sayfası nda gençlerin en fazla karşılaştıkları sağlık sorunlarının yer aldığı Gençlik Sağlık, üniversite adaylarına yol gösterecek olan Meslekler Rehberi, yine gençlerin kariyerine yön verecek olan etkinliklerin yer aldığı Akademik Pano, eğitimle ilgili tüm sorulara cevap verecek Rehbere Sorun ve Üniversite Sözlüğü bölümleri yer alıyor. İçeriklerin üniversitemiz tarafından hazırlandığı Kantin Eğitim Sayfası nın Editörlüğünü Hürriyet Gazetesi Eğitim Köşe Yazarı Nuran Çakmakçı yapıyor. İKBU- veli buluşmaları başladı İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi yalnızca kendi içinde değil diğer üniversiteler arasında da ilklere imza atıyor. Bu yıl ilk kez düzenlenilen İKBU-Veli Buluşmalarıyla öğrencilerimizin aileleriyle bir araya geldik. Birkaç hafta önce, İstanbul'dan sonra öğrenci sayımızın en fazla olduğu il özelliğini taşıyan Bursa'daydık. Bursa'nın tarihi otellerinden Çelik Palas'da düzenlediğimiz kokteyle Bursalı öğrencilerimizin aileleriyle bir araya geldik. Doğrusunu isterseniz bu projeyi gerçekleştirmeden önce Kurumsal İletişim olarak hepimiz hem heyecanlı hem de endişeliydik. Ailelerimiz gelecekler mi, gelirlerse oradaki hava nasıl olacak? Saat 19.00 olduğunda ailelerimiz birer ikişer gelmeye başladılar. Bir süre sonra 80 ailemizle birlikte çocuklarının gönderdikleri mesajları izliyorduk. Bursalı gençlerimizin üniversitede yaptığımız çekimleri ve ailelerine gönderdikleri mesajlar duygulu anların yaşanmasına neden oldu. Ardından Rektörümüz Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ, konuşma yaparak, tüm ailelerimizle tek tek görüşeceğini ve onların çocuklarıyla ilgili sorunlarını, isteklerini dinleyeceğini belirtti. Rektörümüz 2 saat süresince tüm masaları tek tek gezerek her velimizle tanıştı ve özel sorularını cevaplandırdı. Kokteylimiz sona erdiğinde herkes biraz yorgun ama çok da mutlu olarak otelden ayrıldı. Bizler mutluyduk, çocuklarımızın anne babalarıyla görüşmüş, akıllarındaki soru işaretlerini gidermeye çalışmıştık. En önemlisi de neredeyse tüm ailelerimiz İKBU'yu tercih etmekten dolayı mutlu olduklarını dile getirmiş, çocuklarının üniversitelerini çok sevdiklerini söylemişlerdi. Aileler mutluydu; çocuklarının eğitim aldıkları üniversitenin rektörüyle tanışmışlar, sorularının cevaplarını en yetkin ağızdan almışlar ve tercih edilene kadar değil her zaman çok önemsendiklerini görmüşlerdi. İKBU-Veli buluşmaları önümüzdeki süreçlerde de devam edecek. OKURKEN İŞ İMKANI İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi, eğitimi iş dünyası ile birleştiren Cooperative Education (Co-Op) programını hayata geçirdi. Öğrenciler, Altınbaş Holding şirketlerinde derslerini aksatmadan 6 ay staj imkanı bulurken, iş dünyası aradığı mezunlara, öğrenciler de hayallerindeki işe kavuşuyor. Mahmutbey Dilmenler Caddesi No: 26, 34217 Bağcılar - İstanbul Kantin eğitim sayfasında yayınlanan ilanımız. 4

İKBU DA YAŞAM İKBU DA ÖĞRENCİ OLMAK Benim üniversitem Faruk KURTULUŞ Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Öğrencisi İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi... Benim üniversitem... Hala buna alışabilmiş değilim sanırım. Sonuçta 2 ay önce katıldım bu aileye... Evet, aileye... Dışarıdan baktığımda bu sıfatı kullanabileceğim hiç aklıma gelmemişti. Duyulması istenenin aksine İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi benim için bir hayal veya bir ideal değildi. Pertevniyal Lisesi nden mezun olduktan sonra ilk sene tercih yapmadım. Çünkü kendimi bir devlet üniversitesinde görmek istiyordum. Bunu gerçekten önemli bir şey sanıyordum. Bu yüzden tekrar hazırlandım. Pek de iyi geçmeyen bir sınav sürecinin ardından İstanbul da devlet üniversitesine puanım yetmedi. İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi ni tercih etmek durumu ile karşı karşıyaydım. Tanrı m... Ne yalan söyleyeyim, içim bir buruktu bu yüzden. Bir tane mezunu ile tanışmadığım bir üniversite tercih listemin tepesindeydi ve girmeye hak kazandığım üniversite olacaktı. Kazandığım üniversite Ne yalan söyleyeyim, üzülmüştüm. Ancak bilmiyordum ki 2 ay sonra bunları düşündüğüm için adeta kendimden utanacaktım. Okul başladı. Eğitim dili İngilizce olan bir üniversite çok korkutucu geliyordu. Kapıdan adımımı attığım an gördüğüm yabancı öğrenciler, adeta korkumu arttırıyordu. Sanki hiç alışamayacakmışım gibi, hiç benimseyemeyecekmişim gibi geliyordu. İnanın kapıdan geri dönüp tekrar hazırlanmak dahi aklımdan geçiyordu. Ta ki ilk derse girene dek. Girdiğim ilk dersteki hocanın tutumu beni adeta çok şaşırtmıştı. Çok sıcakkanlıydı. Sanki beni yıllardır tanıyordu. Bu şaşkınlıkla diğer derse girdim. İlginçti. Aynı his bu derste de peşimi bırakmıyordu. Bu öğretmen de beni tanıyordu sanki. Sadece beni değil, sanki tüm sınıfı tanıyordu. Çok sıcakkanlıydı her şey. Sadece 1 ay. Bir ay sonra İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi adeta evim gibi oldu. Kapıdan girdiğimde kendimi rahat hissediyordum. O aile ortamı başkaydı. Herkes birbirini tanıyor gibiydi. Beklediğime değdiğini hissettim işte o an. Gerçekten 1 yıl beklediğime değmişti. Sosyal olanakları çok fazlaydı. Öğrenciye verilen değer çok fazlaydı. Dinamikti. Kendimi geliştirmeme olanak sağlıyor, adeta bana ilham kaynağı olmak için kendini geliştiriyordu üniversitem. Sürekli değerli konferanslar oluyordu. Dersler çok yararlı geçiyordu. İngilizce olmasına rağmen dersler çok anlaşılır anlatılıyordu. Saygı duyuluyordu. Yabancıya veya farklı düşünene saygı duyuluyordu ki bu günümüz şartlarında çok önemli bir şeydi. Hele ki üniversite gibi bir yığın farklı fikrin olduğu bir yerde. Çalışma bursu sağlanıyordu ki bu isteyen için çok iyi bir fırsattı. Erasmus imkanı vardı ki bu hayallerinin peşinden koşabilmek için iyi bir basamaktı. Ve de en önemlisi artık ikinci bir ailem vardı ki her zaman desteğini hissedebilecektim. 1 ay içerisinde bana önyargımı kırdırmıştı ve geleceğim için bana yol gösteriyordu. 5

HABER İKBU DA YAŞAM Öğrenciye saygı duyun, rahat hissettirin Etkili Öğretim Semineri ile üniversite öğretim elemanlarına öğrenciye ders anlatmanın inceliklerini aktaran İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ, "İstediğiniz konuda, teoriyi bilin, eğer iletişimi bilmiyorsanız karşıya hiçbir şey ulaşmaz" dedi. Ders vermenin bir yerde rol yapmak olduğunu belirten Prof. Dr. Üçtuğ, ilgiyi sürekli tutabilmek için tiyatrocular gibi olmanın gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Yıldırım ÜÇTUĞ Öğrenciyle sınıf içinde iletişim kurulması gerektiğini belirten Prof. Dr. Üçtuğ, etkin öğretim için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: - Göz Teması: Tüm ders bir su şişesine veya bir öğrenciye veya tahtaya bakarak anlatılırsa öğrenciye hakim olmak mümkün olmaz. Ders sınıfın tamamının gözlerinin içine bakarak anlatılmalı. - Hareket: Tüm ders bir noktada durarak verilmemeli. Sürekli hareket halinde olduğunuzda da hareket iletişimin önüne geçecektir. Hareket dengede tutulmalı ve belirli bir vücut dili kullanılmalı. - Ses Tonu: Tüm sınıfa hakim olmak çok kolay değil. Arka sıralardaki öğrenciler uyuyabilirler. Çözüm onların başlarına tebeşir atarak uyandırmak da değil. Ses tonunuzu indirip çıkarmalısınız. Bazen yavaşlamalı bazen de hızlanmalısınız. Bu, arka sıralarda uyuyan öğrenciyi uyandıracak, tüm sınıfa hakim olmanızı kolaylaştıracaktır. - Öğrenciyi Tanımak: İyi öğrenci bilinmek ister. Ortalama veya iyi seviyede olmayan öğrenci de ilgiden motive olur. Öğrenciyi tanımak onu bilmek gerekir. - Rahat Hissettirmek: Öğrenci sınıfta kendini rahat hissetmeli. Diken üstünde hissetmemeli. "Söyle Yasemin şu nedir?" şeklinde bir kişiyi işaret ederek konuşmak çok yanlış. Hem o öğrenciyi hem de diğerlerini iletişime kapatır. Öğrenci sınıfta kendisini huzurlu-mutlu hissettiği hocadan öğrenir. Huzuru kaçtığı noktada iletişim kanallarının bir kısmını kapatır. - Konu Ortaya Konulmalı: Öğrenciye derse başlamadan önce neden bahsedeceğinizi söylemelisiniz. Öğrenci konuyu bilmeden derse başlamamalı. - Saygı Duymak: Öğretmen öğrencisine saygı göstermeli. Öğrenci bir bireydir ve bizimle eşit bir bireydir. Öğrenci aşağılandığını, küçümsendiğini hissederse onu kaybedersiniz. Öğrencinin karşısına çıktığınız kıyafet, tavır çok önemli. Öğrenciler için hoca bir idoldür. Onu hayal kırıklığına uğratma hakkımız yok. - Esprili Olmak: Öğrencilerin sınıfta dikkatlerinin dağılmadan dinleme süreleri 20 dakikadır. Dersler ise çok daha uzun. Öğrencinin bu sürede ilgisini çekmek için şaka, espri yapmak, hiçbir insan grubunu, inanışı küçültmeyecek fıkralar anlatmak uyanıklığı sağlar. Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ un ardından Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Fitnat Kaptan ve Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü öğretim üyesi Dr. Kaan Batı, üst düzey düşünme becerileri ve ait olma gibi duyuşsal becerilerin kazandırılmasında etkili yöntem teknikleri üzerinde durarak; ölçme değerlendirme amaçları, çeşitleri, işgörüleri ve farklı yapıda üst düzey becerileri ölçmede etkili soru yazma, sınav oluşturma konularını ele aldı. Engelli Yoktur. Engeller Vardır İKBU Meslek Yüksekokulu nun, 3 Aralık Dünya Engelliler Farkındalık Günü kapsamında düzenlediği etkinliğe Antrenör Erbil Çamlı ve Öğretim Görevlisi Yasemin Akdemir konuşmacı olarak katıldı. İlk söyleşide Antrenör Erbil Çamlı Otizmlilerin Dünyaya Açılan Gözü Spor başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Sunumunda, verdiği spor eğitimi ile gelişmelerine yardım yardımcı olduğu çeşitli yaş aralıklarındaki otizmli kişilerle olan tecrübelerini paylaşan Çamlı, sporun otizm üzerindeki etkisini anlattı. Zaman zaman eğitim videolarıyla da desteklenen sunum, soru cevaplarla karşılıklı etkileşim içinde yapıldı. Antrenör Çamlı nın ardından, MYO Öğretim Görevlisi Yasemin Akdemir Kim Engelli? başlıklı sunumunu yaptı. Sunumunda engellilerle iletişim konusunu ele aldı. Antrenör Erbil Çamlı 6

İKBU DA YAŞAM ÖĞRENCİYE MESAJ VAR Eczacılıkta hasta odaklı Prof. Dr. Akgül YEŞİLADA Eczacılık Fakültesi Dekanı eğitim İKBU Eczacılık Fakültesi, ABD nin Colorado Üniversitesi ile Türkiye de ilk olarak hasta-odaklı eğitim sistemini hayata geçirerek klinik eczacılık altyapısına sahip mezunlar vermeyi misyon olarak benimsedi. Üniversitemiz, Amerika Birleşik Devletleri Colorado Üniversitesi Skaggs Eczacılık Okulu Denver ile başlattığı işbirliği ile bu alandaki akademisyen eksiğini tamamlayarak, öğrencilerimizin gerekse eğiticilerin iletişim becerileri ve farmakoterapi alanlarında Colorado Üniversitesi Skaggs Eczacılık Okulu akademisyenleri tarafından eğitilmelerinini hedeflemektedir. 5 yıllık işbirliği antlaşması bunun yanı sıra öğrenci değişimleri, akademisyen ve araştırmacı değişimi, ortak araştırma ve yayınlar yapma, eğitim programları düzenleme gibi faaliyetleri de kapsamaktadır. Bu antlaşmanın Türkiye de ilk defa lisans düzeyinde hasta odaklı eczacılık eğitimi hayata geçeceği gibi gerek eğitim gerekse araştırma alanında öğrencilerimize ve öğretim elemanlarımıza yeni ufuklar açılacaktır. İlaçlar insan sağlığının korunması ve hastalıkların tedavisi bakımından en önemli araçlardan biridir. Eczacılar ilaçların geliştirilmesi, hastaya ulaştırılması ve doğru kullanımını sağlayan temel bir sağlık mesleği grubudur. Bu amaca yönelik olarak hizmet veren Eczaneler ise sağlık alanında en kolay ulaşılabilen danışma ve hizmet noktalarıdır. Ancak mevcut uygulamalarda, ihtiyaç olmasına rağmen, ülkemizde ve dünyada gerek halk sağlığı ve gerekse hasta bakımı hizmetlerinde eczacılardan yeterince yararlanılmamaktadır. Zira ilaç endüstrisindeki gelişmeler sonucu eczanelerde ilaç İKBU Eczacılık Fakültesi Dekanı - Prof. Dr. Akgül Yeşilada / Colorado Üniversitesi Skaggs Eczacılık Fakültesi (Denver) Dekanı Prof. Ralph Altiere ve Dekan Yardımcısı Kari Franson hazırlanması en az düzeye indirgenmiş, eczacılar hazır ilacı raftan alıp hastaya veren bir konuma gelmişlerdir. Diğer taraftan, ilaca yönelik bilgilerle donatılan Eczacılık Fakültesi mezunlarından %1-4 gibi son derece düşük bir kısmı endüstriyel eczacılık alanını seçerek ilaç üretiminde doğrudan görev almakta, büyük bir çoğunluğu ise serbest eczane ve hastane eczacılığı gibi görevleri üstlenerek eğitimlerinde aldıkları ilaç bilgilerinin bir çoğunu kullanamamakta, asıl ihtiyaçları olan ve onları hasta ve hastalıklara ilişkin danışmanlık hizmetinde ve eczane yönetiminde yetkin Bu hasta 60 yaşında, önceki kayıtlarına baktım, kronik kalp hastası ve reflusu var. Acaba bu ilaçlar bu hasta için gerçekten uygun mu? kılacak bilgi ve becerileri zaman içinde meslek tecrübesiyle edinmek zorunda kalmaktadırlar. Böylelikle geçtiğimiz 25 yılda eczacılık mesleği, Amerika, Kanada, İngiltere gibi eczacılık hizmetleri alanında gelişmiş ülkelerde, ilacın hazırlanması ve hastaya sunulmasının ötesinde yeni bir mesleki işlev kazanmıştır: Sağlık hizmetinde disiplinler arası ilaç uzmanlığı. Bu mesleki işlevin eczacılara kazandırılması için bu ülkelerde eczacılık eğitimi programlarında öğrenciye ilacın hazırlanması, analizleri, hastaya sunulması vb. gibi ilaç odaklı bilgilerin yanı sıra hasta odaklı bilgi, beceri, davranış ve değerlerin de ağırlıklı olarak öğretilmesi hedeflenmiş ve eğitim programları bu yönde değiştirilmiştir. 7

ÖĞRENCİYE MESAJ VAR İKBU DA YAŞAM Hasta odaklı eczacılık hizmeti nedir Bu amaçla temel olarak: a) Hastanın ilaç tedavisi ihtiyacını değerlendirir ve muhtemel problemleri belirler. b) Eğer bir veya daha fazla problem tespit ederse hekimlerle ve gerekirse hemşirelerle temasa geçerek yeni bir ilaç tedavi planı uygulanmasını sağlar ve süreci izler. c) Hastayı doğru ilacı doğru zamanda, yeterli dozda ve düzenli kullanması için bilgilendirir ve danışmanlık yapar. Böylelikle akılcı ilaç kullanımı ve hasta güvenliği gibi önemli konularda sağlık hizmetine katkıda bulunur. Mezunlarına sağladığı faydalar Hasta odaklı eğitim için, eczacılık eğitim programlarında ilaca yönelik derslerin yanı sıra hasta ve hastalıklara ilişkin farmakoterapi derslerinin de ağırlıklı olarak yer alması, ayrıca hekim-hasta-eczacı iletişim becerilerinin geliştirilmesine, kanıta dayalı bulguları yorumlayabilme ve değerlendirebilme, doğru bilgiye ulaşma vb. becerilerin kazandırılmasına yönelik değişikliklerin yapılması ile sağlanmaktadır. İnteraktif eğitim teknikleri ile pratik ve teorik bilgiler bütünleştirilmektedir. Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Avustralya gibi gelişmiş ülkeler bu eğitimin öncüleri olmuşlar ve 30 yılı aşkın bir süredir bu eğitimin araştırmacıları ve uygulayıcıları olarak eczacılık mesleğinin gelişimine önemli katkılar getirmişlerdir. Bugün Amerika da 400 yataklı bir hastanede 160 tan fazla eczacı gerek hastane eczacısı gerekse klinik eczacı olarak hizmet vermekte, hastaların ilaç tedavisinin şekillendirilmesinde hekimlerin yanında yer almaktadırlar. Ülkemizde ise ne yazıkki bu alandaki gelişmeler yavaş ilerlemiş ve bu eğitimde ve klinikte yararlanılabilecek klinik eczacılar, ihtiyaç olmasına rağmen yeterli sayıda yetişememiştir. 8

İKBU DA YAŞAM HABER Bilimsel gelişmenin neresindeyiz? Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Bilimsel Gelişmenin Neresindeyiz başlıklı konferansı ile Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Bilim Akademisi Derneği kurucularından Prof. Dr. Önder Pekcan ı ağırladı. Bilim ve teknolojinin tarihsel gelişimini ve bugününü anlatan Pekcan, bilimin teknolojiye, teknolojinin de topluma dönüşüm ve aktarım süreçlerini ele aldı. Seminerde ayrıca polimer malzemelerin günlük yaşamda nasıl ve nerelerde kullanıldığına dair ayrıntılı bilgiler verildi. Sümerler den Mısır a, Hindistan dan Eski Yunan a, Arap döneminden Rönesans a ve modern bilime, son olarak da bugünkü gelişmiş ülkelerde bilime kısaca göz atan Pekcan, bilimsel gelişmenin 1950 lerde durduğunu söyledi. Günümüzde teknolojik devrimlerin devam ettiğini ancak yeni bir bilim beklendiğini belirten Prof. Dr. Önder Pekcan, CERN deneyleri çok önemli, oradaki birtakım sonuçlar bize belki yeni bir bilim getirecek. Bu teknolojik gelişmenin sonunda mutlaka yeni bir bilime geleceğiz. Şöyle bir döngü var; bilim gelişiyor teknolojiyi yaratıyor, teknoloji gelişiyor topluma dönüyor dedi. Prof. Dr. Önder Pekcan Felsefe günleri Cübbelerini giydiler İKBU Felsefe Kulübü tarafından düzenlenen Felsefe Günleri, Kant ve Hegel konusunda Dünyanın en önemli filozoflarından biri olan Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenneth Westphal u ağırladı. Dünya Felsefe Günü kapsamında düzenlenen etkinliğin açılış konuşmalarını Felsefe Kulübü Başkanı Çağla Baylan, Fen-Edebiyat Fakültesi kadrosunda yer alan 82 öğretim elemanı, düzenle- İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi akademik Dekanı Prof. Dr. Kaan Ökten ve Rektör Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ yaptı. nen törenle cübbelerini giydi. Törende son 1 yıl Felsefe Kulübü Başkanı Çağla Baylan yaptığı konuşmada, katılımcıları içinde üniversitemiz akademik kadrosuna katılan ya da kadroda olup son bir yıl içinde terfi alan felsefenin çeşitli alanlarında bilgi sahibi olmaya ve daha önceden sahip öğretim elemanları cübbe giymenin heyecanını olunan bilgileri ise sorgulayıcı bir düşünce süzgecinden geçirmeye davet yaşadı. Kantin dergisi olarak kendilerini tebrik ettiklerini söyledi. Ayrıca felsefenin yaşamın her alanında var olduğunu ediyoruz. ve aslında kimsenin felsefeye uzak olmadığını göstermek amacında olduklarını belirtti. Prof. Dr Kaan Ökten ve Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ ise konuşmalarında etkinliğin tamamen öğrenciler tarafından organize edilmesine dikkati çekerek; üniversite için bunun önemini vurguladı. Öğretim elemanlarımız cübbelerini giyiyor. Prof. Dr. Kenneth Westphal 9

HABER İKBU DA YAŞAM Uluslararası buluşma Üniversitemizin Uluslararası Öğrencileri 11 Aralık 2014 tarihinde Mahmutbey Kampüsünde Meet, Greet and Eat isimli bir etkinlik düzenledi. Sayıları her geçen gün artan uluslararası öğrencilerimiz ile yerel öğrencilerimizi kaynaştırmak ve kampüsümüzdeki çok kültürlülüğü kutlamak için gerçekleştirilen etkinlikte 17 farklı ülkeden öğrenciler stant kurarak ülkelerinin mutfaklarından, kıyafetlerinden ve danslarından örnekler sergilediler. Duayenlerden mimarlık eğitimi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi tarafından düzenlenen Mimarlık Eğitiminde Pedagoji ve Pratik Arasında Var Olmak başlıklı sempozyum, sektörün önde gelen isimleri ve akademisyenler ile öğrencileri bir araya getirdi. Etkinlikte mimarlık pratiği içinde aktif olarak yer alan akademisyenler tecrübe, düşünce ve edinimlerini paylaşarak, değerlendirmelerde bulundular. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Mimarlık Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Derya Yorgancıoğlu, Mimarlık eğitimi ve mesleki uygulama alanları arasındaki ilişkinin, bu ilişkinin önemi ve açmazlarının hem akademik hem de mesleki tartışma platformlarının odağında yer aldığını söyleyerek, Bu sempozyumda akademi ve mesleki uygulama alanları arasında daha verimli etkileşim alanları ne şekilde kurulabilir? Mimarlık eğitimi süresinde öğrencilerin mimarlık eğitimine dair güncel bilgi ve beceriler kazanması için müfredata dair yaklaşımlar neler olabilir? gibi sorulara yanıt arayacağız. Mimarlık eğitimi ve pratiği arasındaki etkileşim kadar bu etkileşimin doğuracağı bilgilerin geniş kitlelerce paylaşması çok önemli diye konuştu. Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yılmaz Kaptan ise alanında bu derece yetkin mimar ve akademisyenleri bir arada görmenin zor olduğunu belirterek, öğrencilere Lütfen onlardan faydalanmaya bakın. Mimarlık eğitimi stüdyo ve atölyelerde geçer ama bunların dışında bu tür toplantılardan alacağınız çok şey var. Lütfen onları zorlayın, alabileceğiniz her şeyi almaya çalışın dedi. Sektörün ve akademinin usta isimleri mimarlık sempozyumunda buluştu. 10

BİZDEN BİRİ Ayça YILMAZEL Medya İlişkileri Uzmanı Röportaj ODTÜ den İKBU ya Öğretmenlikten şirket yönetimine iş dünyasında geniş bir yelpazesi var. Spor, gezi, yemek, müzik, çizgi roman ve kitap vazgeçilmezleri arasında. İşten eve koşa koşa giden tam bir aile babası. Bu ay Kantin in konuğu Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Meriç Bıçakcıoğlu. Meriç Bıçakcıoğlu, Muğlalı ama Almanya da doğup büyümüş. Orada büyümenin ve Alman disiplinin etkisini yaşamının pek çok noktasında hissetmiş. Liseden sonra Ankara ya ODTÜ ye gitmiş, Ankara ona dar gelmeye başlayınca, İstanbul a düşmüş yolu. Meriç Bıçakçıoğlu İKBU nun yeni yüzlerinden. Biz sorduk o, kendisini anlattı: - ODTÜ den geldiniz, lisansınız ne üzerineydi? ODTÜ Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği mezunuyum. Ardından ODTÜ Kolejinde öğretmenlik yaptım. Zamanla Ankara bana dar geldi. İstanbul a göçtüm. - İKBU ya geçişiniz nasıl oldu? Danışmanlık yaparken tesadüfen Kemerburgaz Üniversitesine geldim. O görüşmeler esnasında SEM deki pozisyonu öğrendim ve burada SEM Direktörü olarak göreve başladım. Ailenizden bahsedelim biraz. Evliyim eşim avukat, 10 yaşında bir kızım ve 2 buçuk yaşında bir oğlum var. Kızımla çok iyi bir baba-kız ilişkimiz var. Tam bir kız babasıyım. Oğlan yaş itibarıyla annesinin kuzusu. Oğul baba ilişkisi için daha erken. - Neler yaparsanız iş dışında? Sanatla çok ilgiliyim, flüt ve bateri çalıyorum. İyi bir dinleyiciyim caz ve rock ağırlıklı dinlerim. Klasik de severim. Kasetlerim, CD lerim vardı onları elektronik ortama taşıdım. Sürekli çocuklarıma da müzik dinletirim. Kızım da çok ilgili müzikle, 11

BİZDEN BİRİ piyano çalıyor. Spor yapıyorum uzun süre trek (yürüyüş) ile uğraştım. Çok da gezdim bunun için, temel dağcılık yaptım. Bir süre scuba diving yaptım. Haftada 2-3 gün mutlaka spor salonuna giderim, yüzerim. ODTÜ de ve lisede basket oynadım, atletizm yaptım. Almanya da jimnastikle uğraştım. Judo ve aikido ile uğraştım hepsinin de lisanslı yaptım. Sporun bana çok faydası oldu. Mesela dağcılıkta, trek te disiplin çok önemli, yediğiniz şeyler, kurallara uymak çok önemli. - Ailece nasıl geçer bir gününüz? Aileme çok düşkünüm koşa koşa eve gidiyorum. Ben tam bir ev babasıyım. Gezmeyi çok severiz. Cumartesilerim bu aralar daha çok kızımla geçiyor. Kızımı sabah bir kursa bırakıyorum. Ofise uğruyorum sonra gidip onu ikinci kursuna bırakıyorum. Akşam yemek yer, film keyfi yaparız. Belgesel çok izlerim, film biriktiririm, klasikler ve aksiyon severim. Kızıma da mutlaka izlettiririm. Çizgi roman koleksiyonu yapıyorum. Büyük kısmını dijital ortama taşıdım, uygun olanları kızımla paylaşıyorum. 1980 lerden kalma Gırgır dergilerim hala durur. O dönemin politik durumunu da gösterir bize, onlar kültürel bir tarih yatıyor orda. Çocuklarla çok gezeriz. Uzakdoğu yu, Avrupa yı çok gezdim, her sene uzak bir ülkeye gideriz. Benim kızım 1 yaşından beri dünyayı geziyor. Tayland a çok gittik, Malzeya, Endonezya, Japonya, Singapur Myanmar, Hindistan gezdik. İlginç geliyor bana Uzakdoğu ve oryantalizm. Batıda her şey çok aynı çünkü. Karşılaştığınız profil aynı. Uzakdoğu da mutfak ve insan davranışları farklı. Sırada Güney Amerika var. - Yemek yapar mısınız? 15 yıl bekar yaşadım, mutfağım çok güçlüdür, çok iyi yemek yaparım. Sunumum da çok iyidir. Osmanlı yemeklerini çok severim. Uzun süre tek çocuktum annem çalışıyordu ona yardım ederken ev işlerini öğrendim. Bekarken çok temizdi evim, kendi işimi kendim yaparım hala. - Almanya da büyümeniz ve dünyayı dolaşmanız size ne kattı? Alman sistemi çok katı ama çok iyi bir eğitim sistemiydi benim için. Disipliner bir yapıları var. Ben de çocuklarıma onu aşılamaya çalışıyorum. Sistemin bütünlüğüne inanırım. Orada yaşadıklarım ve gördüklerimin işime katkısı oluyor. Karşınızdakinin tartarak konuşmayı öğreniyorsunuz. Önce karşımdakinin nasıl davrandığına bakarım. İlk ilişkilerim daha seviyeli ve mesafelidir. Espri yapmayı çok sonraya atarım. Bazı insanlar sıcak görünür ama seviyeyi korumak ister. Özellikle yönetici olduğunuzda çok önemli bu nokta. - İş konusunda hangisi daha özeldi sizin için öğretmenlik mi yöneticilik mi? Sınıfı çok özlüyorum. Sınıf yönetimi şirket yönetmekten daha zor. Ama oradaki tatmin müthiş. Ben eğitim işine yakın durmayı seviyorum. Yangon, Myanmar gezisi Avusturya da trek sırasında çekilmiş bir kare Meriç Bıçakcıoğlu ve kardeşi Ebru Ezgi Sertel 12

İKBU DA YAŞAM HABER Vakkas Altınbaş tan yaşama dair Mehmet Altınbaş Eğitim ve Kültür Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Vakkas Altınbaş, Her Şey Barış İçin başlıklı konferansıyla İKBU öğrencileri ile buluştu. Yaşam hikayesiyle öğrencilerin büyük ilgisini çeken Altınbaş, Altınbaş Holding in kuruluş öyküsünden, hayatındaki ilklere kadar pek çok anısını gençlerle paylaştı. Önemli olan hedefler Bana neden 55 yaşından sonra yüzme öğrendiğimi soruyorlar. Aslında amaç; hedef koymak. Kıbrıs ta özellikle 55-60 yaşından sonra emekli olup hayattan çekiliyorlar. Ben orada uyarmak istedim 55 inden sonra da insan isterse yapar demek istedim. İkincisi burası Türkiye ye yüzme mesafesi kadar yakın. Kıbrıs Türkiye için çok avantajlı bir yer. 74 te büyüklerimiz çıkartma yapmışlar. Biz de bunu taçlandırmalıyız dedik. Şimdi de yatırıma gelin burayı bırakmayalım burayı kalkındırmamız lazım dedik. Bu yüzmeyle beraber Kıbrıs ta patlama oldu. Ecevit ten sonra Altınbaş başlığı attı gazeteler. Türkiye yatırımda çıkarma yaptı. Yatırımcılar iş adamları turizmciler çıkarma yaptı. Bundan güzel bir şey olamaz. Hedef koydum. Orada binlerce şehit var. Şehitlerimiz unutulmasın istedik. İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi öğrencilerine hayata dair konferans veren Mehmet Altınbaş Eğitim ve Kültür Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Vakkas Altınbaş, gençleri zaman zaman güldürdü zaman zaman da düşündürdü. Altınbaş ailesinin yaşam hikayesinden Altınbaş Holding in kuruluşuna kadar pek çok anıyı gençlerle paylaşan Vakkas Altınbaş, azmin başarısını hayatından örneklerle anlattı. Vakkas Altınbaş ın gençlerle paylaştığı ve her biri yol gösterici nitelik taşıyan anıları sizler için derledik: Altınbaşlar ın değişim yılı Sene 1974 Kıbrıs harbi oluyor. Antep te okuma şansım yok. Ağabeyim, babam, amcamın oğlu Kıbrıs a gidiyorlar. Arkalarından ben ve tüm aile gidiyoruz. Önce turistik eşya satışı yapıyoruz. Sonra altın işine giriyoruz. Hiç mağaza yoktu o zaman. İlk kuyumculuk mağazasının temelini 1979 yılında attık. Önce ağabeyimle ben başladık. 1985 yılında kardeşlerimizi de yanımıza aldık. Altınbaş Holding in temeli o gün atıldı ve halen devam ediyor. Başarıyı yakalamak için uzmanlaşmazsanız başarılı olmak mümkün değil. Eğitim babamın vasiyeti Eğitim babamın vasiyetiydi. Gençleri okutun, kurtuluş okumaktan geçer derdi. Biz de öyle bir üniversite kuracağız ki Türkiye nin gözde öğrencileri, hocaları bu üniversitede olacak dedik. Ve İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi ni kurduk. 13

HABER İKBU DA YAŞAM Köln programı öğrencilerle buluştu İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi ve Köln Üniversitesi iş birliği ile hayata geçirilen, Çift Diplomalı Türk-Alman Hukuk Lisans Programı, Almanya Başkonsolosluğu nun himayelerinde düzenlenen resepsiyonla, Almanca eğitim veren liselerin öğrencileriyle buluştu. Çift Diplomalı Türk Alman Hukuk Lisans Programı resepsiyonuna İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Direktörü Prof. Dr. Şükran Şıpka, Köln Üniversitesi Direktörü Prof. Dr. Heinz-Peter Mansel, Program Koordinatörü Ayşegül Altınbaş ile Almanca eğitim yapan okulların öğrencileri, öğretmenleri ve aileler katıldı. Açılış konuşmasını yapan Almanya Federal Cumhuriyeti Başkonsolosu Jutta Wolke nin Köln programının Türk-Alman hükümetleri ilişkilerinde çok önemli olduğunu söyledi. Programın çok başarılı olacağına inandığını belirten Wolk, öğrenci ve öğretmenlere Köln Üniversitesi ile ilgili bilgi vererek hukukun öneminden bahsetti. Çift Diplomaları Türk-Alman Hukuk Lisans Programı Koordinatörü Ayşegül Altınbaş, hukuk eğitimini yurtdışında yapan öğrencilerin en büyük sorunlarının denklik olduğunu belirterek, Çift diplomalı hukuk programında ise denklik, tanınma problemleri yaşanmıyor. Türkiye de de Almanya da da onaylı ortak bir müfredat bulunuyor. Yurtdışı tecrübesi ve Hukuk istiyorsanız bu program olağanüstü bir fırsattır dedi. Resepsiyonda öğrencilere, Çift Diplomalı Türk-Alman Hukuk Lisans Programı hakkında ve mezunların iş/kariyer fırsatları, denklik, burslar konularında bilgi verildi. Konuşmaların ardından Çift Diplomalı Türk/Alman Hukuk Lisans Programına devam eden Aras Koç deneyimlerini ve düşüncelerini paylaştı. Uluslararası sermaye hareketleri Sürekli Eğitim Merkezi Vergi Serisi eğitimleri kapsamında Taxand Türkiye ortağı Erdikler YMM A.Ş. Başkanı ve YASED eski başkanlarından Sayın Şaban Erdikler in sunumuyla, Uluslararası Sermaye Hareketleri, Ekonomik Sonuçları ve Türkiye Ekonomisi ne Etkisi semineri gerçekleştirildi. Şaban Erdikler ve İKBU Ekonomi Kulübü öğrencileri IKBU Ekonomi Kulübü ve Çağdaş Hukukçular Kulübü nü temsilen katıldığımız seminerde özellikle Türkiye nin küresel olarak beklenen sermaye girişini başaramadığını belirten Erdikler, en büyük yabancı sermaye girişinin 2007 yılında olduğunu ve o zamandan bu zamana kadar son yıllardaki girişlerin sadece görünürde olduğunu ve pratikte bunun geçerliliğini sağlamadığını belirtti. Seminer sonunda öğrencilerle bir araya gelen Erdikler, öğrenci kulüplerinin etkinliklerine destek vererek yer alabileceğini belirtti. Haber: Tuğçe Taşdemir (Ekonomi Kulübü Başkanı) 14

İKBU DA YAŞAM HABER Prof. Dr. Emre ALKİN İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Gümrük Birliği tartışmaları yine alevlendi Gençler hatırlamaz bilmez ama 1980 lerin sonu ve 1990 ların başında Türk İnsanı evde üzerlerine yürüyen çamaşır makinaları ve soğutuyorum diye bağıran buzdolaplarına mahkumdu. Aylarca sırada bekleyip satın aldığımız arabaların bir süre konsolları öyle bir öterdi ki, müzik sesini sonuna kadar açmak zorunda kalırdık. Emniyet kemeri, hava yastığı bir lükstü. Ekonomi dış rekabete kapalı olduğu için, kalitesi tartışılır ama alım gücüne göre pahalı ürünlere mahkum edilmiştik. Hele Hele en iyi yerli diye ürün reklamları vardı. Ara sıra aklıma geliyor ve gülüyorum. Çok iyi hatırlıyorum. Gümrük Birliği imzalanmadan önce 1980'lerin sonlarına doğru ciddi tartışmalar yapılıyordu. Gürmrük kapılarının Avrupa ülkelerine açılması bazı kesimleri rahatsız ediyordu. Hatta doktora yeterlilik sınavında Gümrük Birliği ile ilgili bana sorulan soruya "yerli sanayi elitinin kendine çeki düzen vermesi için iyi bir fırsat" diye cevap verdiğim için jurideki bir hoca protesto ederek salonu terk etmeye kalkmıştı. Benim "adaletli rekabet" ile ilgili mücadelem erken başladı diyebilirim. Sanıyorum annemin vefat ettiği 1994 yılından bir yıl sonra Gümrük Birliği Anlaşması nı imzalamıştık. Faaliyete geçmesi ise 1996 yı bulmuştu. Babam 1980 li ve 1990 lı yıllarda katıksız bir liberal olarak serbest piyasa ve devletin sınırlı kontrolünü savunuyordu. Liberal düşünceli bir aydındı ve sosyal demokrasinin fakirliği paylaşmak olmadığını söylerdi. Bu nedenle bir ülkenin tek başına istikrarlı şekilde refahını artırmayacağını, ancak gümrük duvarlarının kaldırılmasıyla birlikte ülkelerin çeşitli mal ve hizmetlerde uzmanlaşmaya gideceğini düşünürdü ve Zorla kalkınma olmaz, derdi. Bana göre isabetli bir cümleydi bu. Neyse, konuya geri döneyim. Erdoğan hoca, Gümrük Birliği ni destekledi. Çok iyi hatırlıyorum, daha anlaşma imzalanmadan ithal ikameci politikalarla serpilmiş olan şirketler ve holdinglerin yöneticileri aleyhte propagandaya başlamışlardı. Robert College mezunlarının kurduğu Bizim Tepe nin lokalinde bir toplantı oldu. Hatırlıyorum o zamanların holding sözcülerinden biri, Gümrük Birliği projesine şiddetle karşı çıkmıştı. Hatta babam dâhil konuşmacılara bu projeye karşı çıkmadıkları için eleştirmişti. Bunun üzerine söz alan birçok kişi, o sıralarda Türk Malı diye üretilen arabaların, çamaşır makinelerinin veya buzdolaplarının Avrupa mallarıyla aynı fiyat ancak kalite olarak çok aşağıda olduğunu söyleyerek, Belki aklınız başınıza gelir, diyerek taarruz etmişlerdi. Türk halkı ithal ikameci politikanın sömürüsünden 15 bıkmıştı. Artık rekabete açık bir sanayi eliti gerekiyordu. Devlet, kamuya zorla "imtiyaz" dikte ettiren bu kuruluşların sömürüsünden kurtulma yolunu bulmuştu. Çünkü bu kurumlar yıllarca bu ayrıcalıklı durumlarını teknoloji geliştirmek için değil, sermayeyi büyütmek için kullanmışlardı. Nitekim onca eleştiriye rağmen Türk sanayi biraz bocalamadan sonra toparlamayı bildi ve Avrupalı rakipleriyle dişe diş bir rekabete başladı. Hatırlıyorum da 1980 lerde Londra dan İstanbul a döndüğümde, Türkiye de hiçbir şey yokmuş gibi gelirdi. Özal ın cesur hamlelerinin üzerine Çiller de radikal bir adım eklemiş, Türkiye dünya rekabetinde ismini duyurmaya çalışan bir ülke olmuştu.yine de sanayi hayat eğrisine bakıldığında Türkiye 1990 lardan bu yana sadece kalite-fiyat rekabetinde devam eden bir ülke konumuna gelebildi. Sebepleri belli. Tüm bunları Mart ayında çıkarmış olduğumuz "Her şey Ekonomi Değil" kitabında anlattık. Son 20 yılda hiçbir şeyin değişmediğini de bugün görüyoruz. Rekabet ayrıcalıklı olanların menfaatlerini azaltır. Adaletli rekabet kalitenin sürekli artmasını sağlar. Kaynakların sadece bir zümre tarafından değil toplumun her kesimi tarafından kullanılmasını sağlar. Kalkınmanın özünde rekabet vardır. Ancak biz ayrıcalıklı olmaktan hoşlanan insanlarız. Bunu kabul etmek lazım. Eşit ya da adil şartlarda yarışmaktan hoşlanmıyoruz. Bunu yaparken de bugüne kadar kurduklarımı korumaya çalışıyorum mazeretiyle yapıyoruz. Kurduğumuz yapıların ülkeye ya da vatandaşa faydasını düşünmüyoruz. Daha kaliteli ya da daha faydalı olana geçit vermiyoruz. Üzülerek görüyorum ki, bugün de aynı zihniyetle ayrıcalıklı olanlar Türkiye yi rekabete kapatmak istiyor. Türk İnsanı 1980 ve 1990 lardaki şartlara mahkum edilmemeli. Türkiye rekabete kapatılmamalı. İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın demişler ya, temel prensibimiz bu olmalı. Zengini daha zengin etmek değil, zenginliğin paylaşılması olmalı amaç. Gümrük Birliği gömleği bize dar geliyor doğrudur. Ancak bunu bahane ederek Türkiye'ye deli gömleği giydirilmesine müsaade edilmemeli.

KARİYER Yrd. Doç. Dr. Tutku Eker İŞÇİOĞLU İİBF Öğretim Üyesi Pazarlamacılar giremez (!) Pazarlama sürekli değişim halinde iken, sizin durağan kalmanız mümkün değil. Öğrenim hayatınız süresince ve sonrasında göstereceğiniz gelişim sayesinde, pazarlamacılar giremez olgusunu yıkıp istediğiniz yere girmeniz ise pek tabi ki mümkün! Mutlaka görmüşsünüzdür apartman girişlerinde ki Pazarlamacılar giremez!!! uyarılarını. Kapı kapı dolaşıp Şu elimde görmüş olduğunuz ürün diye başlayarak insanları sıkboğaz eden bazı satıcılar sebebiyle pazarlamacı addedilen bu kişiler pek sevilmez. Ne yalan söyleyeyim, bana oyuncak bebek alınmasını bekleyecek bir yaşta iken, çeyizim için annemi tencere-tava seti almaya ikna eden her kim ise, ben de pek haz etmezdim bu satıcılardan. Oysaki ürün pazarlamak, kapı kapı dolaşıp satış yapmak değildir. En basit tanımıyla pazarlama, tüketici beklenti ve isteklerini anlayarak doğru ürün, fiyat, dağıtım kanalı ve iletişim faaliyetlerini belirlemek ve bu sayede markayı yönetmek demektir. En iyi global markalar sıralamasında 2010 yılında 17. sırada yer alan Apple ı, 2013 te 1. sıraya çıkaran aslında bir pazarlama dehasıdır. Bir Türk markası olsa da, Fransız sandığımız Madame Coco ev tekstili ürünlerini sadece üç sene içerisinde 130 mağazaya taşıyan başarının arkasında yine pazarlama vardır. Samsung, H&M, Simit Sarayı, Koton, Yemek Sepeti aklıma ilk sırada gelen ve dijital pazarlama, sosyal medya, nöro pazarlama gibi yeni gelişmeleri takip ederek başarı kazanan diğer markalardır. İyi bir pazarlamacı olmak kolay iş değildir haliyle. İşletme, uluslararası ticaret veya ekonomi bölümü mezunlarına ek olarak, başta endüstri mühendisleri olmak üzere tüm mühendislerin de çalışabileceği bir alandır pazarlama. Yenilikleri sürekli takip etmeyi, değişime ayak uydurmayı, analitik düşünmeyi, sosyal ilişkilerde başarılı olmayı, empati kurabilmeyi (tüketici bakış açısını anlamak adına) gerektirir. Eğer pazarlama alanında çalışmayı düşünüyorsanız, mezun olmadan önce kendinizi bu alanlarda mutlaka geliştirin, bir firmanın pazarlama bölümünde kesinlikle staj yapın. Kütüphanemizin abone olduğu Harvard Business Review, Brandage, Marketing Türkiye, MediaCat gibi dergileri bol bol okuyarak pazarlama dünyasındaki gelişmeleri yakından takip edin. Sadece İngilizceyi değil, ikinci bir yabancı dili daha bilmek ve Erasmus la yurtdışında eğitim almak da olmazsa olmazlar arasında. Hele bir de, pazarlama yüksek lisansı veya MBA (özellikle mühendisler) yaparsanız tadından yenmez ler arasına girersiniz. Pazarlama sürekli değişim halinde iken, sizin durağan kalmanız mümkün değil. Öğrenim hayatınız süresince ve sonrasında göstereceğiniz gelişim sayesinde, pazarlamacılar giremez olgusunu yıkıp istediğiniz yere girmeniz ise pek tabi ki mümkün! 16

RÖPORTAJ Ekranlardaki Dilara POLAT Rehber Öğretmen ve Tanıtım Uzmanı Röportaj gibiyim daha kolay ama tersiyse hakikaten zorluk çekildiği kanaatindeyim - Reyting kaygısı taşıdığınız zamanlar oluyor mu? O zamanı çok geride bıraktım. Kemik bir izleyicim var. Ama reyting yaptığımız işin karnesi olunca haklı olarak karneni bekliyorsun. Yüksek sesle goy goy yapmadan da reytingin geleceği damarları iyi biliyorum. Seyirci beni, ben seyirciyi iyi tanıdık kısacası Kendisini ekranlardaki gibiyim şeklinde tarif ediyor. Ama hiç tahmin edemeyeceğimiz bir konuyu da özellikle vurguluyor; Asosyal bir tarafım var. Öyle herkesle sohbet edebilen bir adamım dersem yalan olur. İş yaşamına meslek lisesi mezunu olarak başlamasını skorda bir sıfır yenik olarak tanımlıyor. Meslek lisesinin ardından arkeoloji okumuş. Ardından birincilikle fakülte mezuniyeti gelmiş. Kendi sınırlarını zorlayan bir adam olarak çok, daha çok çalışmış. Bunda babasını erken kaybetmesinin etkisi de büyükmüş. Bundan sonrasını Mesut Yar ın cümleleriyle okuyalım: - Arkeoloji okuyup da medya ile nasıl tanıştınız? Harçlar ve okul masrafları için para kazanmam gerekiyordu. Babam yoktu, erken yitirmiştik. Bir süre sonra annemi de yitirdim. Açıkçası tek tabanca bir hayatta sadece öğrencilik yapabilecek lüksüm yoktu. Çalışmak için bir gazeteye ofis boyluk başvurusu yaptım. Ve medyaya ilk adımımı atmış oldum. Neye niyet, neye kısmet diyelim - Tüm televizyon programlarını ve dizilerini analiz etmeye nasıl vakit ayırabiliyorsunuz? İşim bu. 25 yıldır TV çalışanı ve izleriyim. İyi bildiğim bir işi doğru zaman planlamasıyla en ufak ayrıntılarına kadar kovalayabilirim. Günde 45 dakika TV izlemek genel fotoğrafı yakalamak için yeterli zaten - Gazeteci-televizyoncu olmanın avantajları ve dezavantajlarından biraz bahsedebilir misiniz? Bu kişisine ve ilişki biçimlerine göre değişir. Gazeteciyi ayakta tutan merak ve azimdir. Şimdilerde bu türden bir saf meraktan söz edemiyoruz. Sonra ilişki ağın genişler ve eğer makbul bir gazeteci isen saygı görmeye başlarsın. Ama şimdilerde bizim meslek aşırı politize oldu. Ben de bıraktım kendime gazeteci demeyi zaten - Medya özgürlüğü son günlerde çok tartışılan bir konu. Gerçekten insanlar içinden geleni söyleyemiyor mu, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Ben söylediğim her şeyin bedelini ödedim. Gerek RTÜK cezası gerekse hapis cezası olarak. İçeri girmedim ama ceza aldım. Bir otokontrol mekanizması gelişti. Yani öyle uluorta istediğini ifade edemiyorsun. İktidarla ilişkin varsa işler biraz Mesut Yar 17

HABER Fabrika da eğitim Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Takı Tasarımı bölümü ile Onsa Mücevherat arasında yapılan Co-Op işbirliği çerçevesinde; ONSA da fabrika ile eğitim alanını bir araya getirmeyi amaçlayan Takı Tasarımı Bölümü Uygulama Birimi açıldı. Uygulama atölyesi, tasarım atölyesi, malzeme odası, toplantı salonu, öğretim üyeleri odası ve birim yöneticisi odasından oluşan Uygulama Birimi, öğrencilere iş yaşamının içinde deneyim kazanma şansı ve doğrudan iş hayatına geçiş imkanı sağlayacak. Birimin açılışında konuşan Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmet Vildan Alptekin fabrikayı ilk gezdiğinde büyük heyecan duyduğunu ve burada iki hazine bulduğunu söyledi: Burada iki büyük hazine buldum. Biri gerçek altın, ikinci hazine de insanları buldum. Buradaki insanlar birer hazine değerinde, o altını mücevher yapan onların tasarımı, elleri, beyin gücü. Bu fabrikadan Takı Tasarımı bölümü için nasıl yararlanabiliriz diye düşündük. Onsa Genel Müdürü Hakkı Sezer in sıcak ilgisi ile çok kısa sürede burada bir birim oluşturmayı başardık ve sadece Türkiye de değil belki de dünyada bir ilki gerçekleştirdik. Dünyada fabrikası olan bir üniversite ve üniversitesi olan bir fabrika yoktur. Kurumumuzu ayrıcalıklı kılan bir sistem oldu. dedi. İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ ise Türkiye de ilk kez bir üniversitenin bünyesinde 4 yıllık Takı Tasarımı bölümünü kurduklarını söyleyerek, Böyle bir grubun içinde olup bu eğitimin verilmemesi olmazdı. Kuruluş gününden bu yana bu bölümü iş yaşamı ile bütünleştirmekti amacımız. Öğrencilerimizin sadece üniversitemizdeki atölyede pratik yapmaları bize göre yeterli değildi. Bu fikrin ilk uygulaması burada gerçekleşti. 3 taraflı büyük kazanç yaratacak bu uygulama. Bir taraftan Onsa hazır yetişmiş elemana kavuşacak, öğrencilerimiz sınıfta bilgisayarda değil burada bilfiil sektörün içinde yer alarak nerede çalışırlarsa çalışsınlar altın bileziklerini takmış olacaklar. Öğrencilerini bu sürecin içine sokan bir üniversite olarak üniversitemiz için de çok büyük bir artı bu uygulama. dedi. Onsa Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Altınbaş, konuşmasında Almanya daki iş yaşamından tecrübelerini paylaşarak, eğitime desteğe dair örnekler verdi: Gençler bir yandan eğitimi bitirmek istiyor eğitim yeter diye düşünüyorlar. Ama bugünkü yerde eğitimin insan hayatında ölene dek sürecek bir unsur olduğunun gerekli olduğunun bilincindeyim. Bugün iş alemi ile üniversiteyi yan yana getirdik. Biz gönüllüler olarak bu çabanın her zaman arkasındayız. Böyle gelişip büyüyeceğimizi düşünüyorum. dedi. İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ali Altınbaş, açılış konuşmasında şunlara yer verdi: Mücevherat sektöründe en önemli sıkıntılardan biri üretim yapanların öğretmeye hevesli olmayışı. Takı Tasarımı bölümünü fabrikanın içine taşıyıp eğitim ve üretim bölümlerini birbirine çok yakınlaştırarak bu sıkıntının üstesinden gelebileceğiz. Ayrıca burada yetişen öğrenciler sadece tasarım yapan değil bütün bölümleri öğrenerek birer yönetici adayı olacaklar. Bu mesleğe giren insanların çoğu bu şanslara sahip değil. Mum basacaksa hayat boyu mum basıyor. Ocaktaysa ocakta kalıyor. Burada tüm bölümleri öğrenecekler ama öğrencilerin şahsi gayret de göstermeleri gerekiyor. İnşallah buraya taş kesme üzerine de bir bölüm ekleyeceğiz. Pırlanta gibi değerli taşların kesimi Türkiye de hiç yapılmamakta. Bunu öğreten hocalarımızı da dışarıdan getireceğiz. Buradaki eğitimle öğrencilerimizin bu sektörde parmakla gösterilecek mezunlar olacağına inanıyorum. 18

HABER Ekonomi önemseniyor kalite göz ardı ediliyor İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinin düzenlediği Eğitimde Yeni Arayışlar ve Türkiye başlıklı çalıştayda, eğitim politikalarında yeni arayışlar ve Türkiye'nin geleceği açısından eğitimci kalitesinin önemi, Türkiye'de cinsiyet ve eğitim eşitsizliği sorunu, zorunlu eğitimin uzamasının evlilik ve doğuma olan etkisi, eğitimin sosyal getirileri gibi konular tartışıldı. Dünyanın önde gelen eğitim ekonomistlerinden Stanford Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eric Hanushek, eğitimin ekonomi üzerindeki etkisinin bilindiğini ancak kalitenin göz ardı edildiğini belirterek, Türkiye nin eğitim konusunda bir dizi çalışması olduğunu ancak kaliteyi de aklında tutması gerektiğini söyledi. Charter Okulları dahilinde Amerika daki eğitim modelini anlatan Margaret Raymond, toplamda 43 eyalette bulunan Charter Okulları ve bu okulların tercih edilme nedenleri hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Eric Hanushek Dr. Margaret Raymond Grup Rest coşturdu İKBU öğrencileri, sınavlar ve yoğun ders programının ardından, Fatma Altınbaş Salonunda sahne alan Grup Rest ile stres attılar. Tüm salonu dolduran öğrenciler, Mor ve Ötesi, Athena ve Duman gibi usta grupların sevilen şarkılarını yorumlayan Grup Rest ile coştular. 2010 yılında kurulan ve 4 kişiden oluşan Grup Rest konserinde Türkçe ve alternatif rock ağırlıklı şarkılara yer verdi. Bir ay sonra Seni Kimlere Anlatsam isimli bir albüm çıkaracak olan Grup Rest İKBU da üçüncü konserimiz. Sahneye çıktıktan sonra ilk yarım saat ciddi şekilde çalıp müziğin keyfinin çıkarıyoruz. Yarım saatten sonra asıl eğlence başlıyor bizim için. Bugün burada enerji çok güzeldi, ilgi çok iyiydi. dedi. 19