AHMET CEMAL SANAT ÜZERİNE DENEMELER



Benzer belgeler
ŞİMDİKİ ÇOCUKLAR HÂLÂ HARİKA

AHMET CEMAL BİZİ YAŞATANLAR VE ÖLDÜRENLER

DESTANLAR VE MASALLAR. Samed Behrengi KÜÇÜK KARA BALIK. Masal. Çeviren: Haşim Hüsrevşahi resimleyen: Mehmet Sönmez

MATBAACILIK OYUNCAĞI

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Bilmece ŞİPŞAK BİLMECELER DEYİM VE ATASÖZLERİ. 2. basım. Resimleyen: Ferit Avcı

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Çetin Öner. Roman GÜLİBİK. Çeviren: Aslı Özer. 26. basım. Resimleyen: Orhan Peker

AHMET CEMAL ŞEREF BEY ARTIK BURADA YAŞAMIYOR

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Öykü KURABİYE EV. Resimleyen: Burcu Yılmaz

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun

AHMET CEMAL LANETLENMİŞ AĞUSTOSBÖCEKLERİ

SANAT EĞİTİMİ ÜZERİNE. Doç. Dr. Mutlu ERBAY

BÖCEK ORKESTRASININ MUHTEŞEM SINIFI

KIRMIZI KANATLI KARTAL

Cem Akaş BUMBA İLE BİBU. Resimleyen: Reha Barış

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK

ESTETİK; Estetiğin konusu olarak güzel;

İkinci Basımın Ön Sözü

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut GÜNAYDIN! GÜNAYDIN! Resimleyen: Burcu Yılmaz

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

BURCU ŞENTÜRK Bu Çamuru Beraber Çiğnedik

AHMET CEMAL ÖNCE ŞAİRLERİ YAKTILAR

Matematik Ve Felsefe

DUA ETTİĞİNİZDE. J. Robert Ashcroft. ICI Elemanlarıyla İşbirliği İçinde Hazırlanmıştır Resimler: David Cahill Çeviren: Hande Taylan ICI

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süreyya Berfe. Şiir ÇOCUKÇA. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri

Bilgin Adalı HEYECANLI KİTAPLAR. Serüven. Resimleyen: Mustafa Delioğlu SÜMBÜLLÜ KÖŞK

MAVİ KUŞU GÖREN VAR MI?

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Tanşıl Kılıç. Roman ŞEKERLİ SİNEK. 12. basım. Resimleyen: Vaqar Aqaei

Tanşıl Kılıç ŞEKERLİ SİNEK. Resimleyen: Vaghar Aghaei

Hazırlayan ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Şengül Karaca. Şiir HAİKU. 1. basım. Resimleyen: Sedat Girgin

ÖN SÖZ fel- sefe tarihi süreklilikte süreci fel- sefe geleneği işidir

SANAT SOSYOLOJİSİ GİRİŞ

Gülün Tam Ortası Bilişsel Yazınbilim ve İkinci Yeni nin Bilişsel Temelleri Murat Lüleci ISBN: Baskı Ocak, 2019 / Ankara 100 Adet

1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar. 2.Sanat ve Teknoloji. 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili. 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler

DESTANLAR VE MASALLAR. Muhsine Helimoğlu Yavuz HILE İLE DILE. Masal. KÜRT MASALLARI Resimleyen: Claude Leon

DİL VE İLETİŞİM. Prof. Dr. V. Doğan GÜNAY

HEINRICH BÖLL KATHARINA BLUM UN ÇİĞNENEN ONURU

küçük İskender THE GOD JR

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Öykü ASLAN KRAL KORK. Resimleyen: Sedat Girgin

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Öykü ORMANDAKİ DEV. 4. basım. Resimleyen: Reha Barış

İŞ SAĞLIĞI GÜVENLİĞİ YASASI SONRASI DÖNEMİN DEĞERLENDİRİLMESİ

SEÇİM KAZANMA SANATI. Politikada-İş Dünyasında-STK larda. Kamil SÖNMEZ

KÜÇÜK UYKULAR BAHÇESİ

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

ISBN

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF FELSEFE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Grimm Kardeşler Kâmuran Şipal Öykü Roman İnceleme Seçil Çokan

İktisat Tarihi I. 27 Ekim 2017

Çağdaş Türk Edebiyatı Araştırmaları. Songül Taş

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

BAŞARILI BİR TEZ YAZIMI İÇİN YAPILMASI GEREKENLER

EDEBİYAT SOSYOLOJİSİ AÇISINDAN 12 EYLÜL ŞİİRİ Nesîme CEYHAN AKÇA, Kurgan Edebiyat, Ankara 2013, 334 s.,isbn Sabahattin GÜLTEKİN 1

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Koray Avcı Çakman. Öykü FLAMİNGO GÜNLÜĞÜ. 1. basım. Resimleyen: Reha Barış

YAŞAM İÇİN EĞİTİM. Lena Merkle Yeşildağ - Cavit Yeşildağ

KADIKÖY ANADOLU LİSESİ

WILHELM SCHMID Arkadaşlıktaki Saadete Dair

Deneyler ve Hayaletler

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Cihan Demirci. Şiir ŞİİR KÜÇÜĞÜN. 2. basım. Resimleyen: Cihan Demirci

İÇİNDEKİLER. Sorular... 9 Ödev... 10

!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! T: 0 (312) E: info@cavainstitute.org W: A: Abay Kunanbay Cad. No:17/5 Kavaklıdere Ankara

Türk Dili I (TURK 101) Ders Detayları

Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul.

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

Belmin Dumlu SAVAŞKAN,

D. Bölüm Hakkında Genel Bilgiler

ETKILI BIR FEN ÖĞRETMENI

ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ

E-KİTAP SATIŞLARINIZLA, SÜREKLİ BİR GELİRE NE DERSİNİZ? By Alia RİOR. Alia RİOR

Hans Christian Andersen Tahsin Yücel ( Ayşın Delibaş Eroğlu (

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin Arabuluculuk Kanunu Tasarısı Hakkındaki Görüşü - Arabulucu.com

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu.

İ Ç E R İ K. M i s y o n & V i z y o n. N e d e n İ n g i l i z D i l i v e E d e b i y a t ı B ö l ü m ü?

BİL BENİ BİLEYİM SENİ

11- Tasarlayacağımız yer hakkında bilgilere nasıl ulaşabiliriz? Yanıt-11 Lütfen şartnameyi bir kez daha inceleyiniz.

TARİHLİ EĞİTİM KOMİSYONU KARARLARI

ALİ ARTUN Sanatın İktidarı

Delal Arya HEYECANLI KİTAPLAR. Serüven. Resimleyen: Mert Tugen YEDİ DENİZLERDE 2. 2 Basım İSKELET SAHİLİ NDEKİ SIR

NEDEN BOĞAZİÇİ? Özgür düşünceli Araştırmacı Kendine güvenen Önyargısız Topluma saygılı Girişimci. bireyler

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Goscinny / Sempé. Öykü PITIRCIK KÜÇÜK PITIRCIK. Çeviren: Vivet Kanetti. 29. basım

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FELSEFEYE GİRİŞ DKB

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

PROF. DR. CENGİZ ALYILMAZ

Türk Dili I (TURK 101) Ders Detayları

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı

WOLFGANG BORCHERT Fener, Gece ve Yıldızlar. ve Ölümünden Sonra Yayımlananlar

Prof. Dr. İzzet Özgenç Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi. Çek Kanunu. 3.

Yaptığım şey çok acayip bir sır da değildi aslında. Çok basit ama çoğu kişinin ihmal ettiği bir şeyi yaptım: Kitap okudum.

Fen - Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Programı

Editör Salih Gülerer. Çocuk Edebiyatı. Yazarlar Fatma Şükran Elgeren Hülya Yolasığmazoğlu Mustafa Bilgen Orhan Özdemir Safiye Akdeniz

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

Transkript:

1

2

AHMET CEMAL SANAT ÜZERİNE DENEMELER 3

2000, Can Sanat Yayınları Ltd. Şti. Tüm hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz. 1. basım: 2000 3. basım: Ocak 2015, İstanbul Bu kitabın 3. baskısı 1 000 adet yapılmıştır. Kapak tasarımı: Ayşe Çelem Design Ka pak baskı: Azra Matbaası Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi D Blok 3. Kat No: 3-2 Topkapı-Zeytinburnu, İstanbul Sertifika No: 27857 İç baskı ve cilt: Özal Matbaası Davutpaşa Cad. Emintaş Kâzım Dinçol San. Sit. No: 81/39, Topkapı, İstanbul Sertifika No: 26699 ISBN 978-975-07-0015-6 CAN SANAT YAYINLARI YAPIM, DAĞITIM, TİCARET VE SANAYİ LTD. ŞTİ. Hayriye Caddesi No. 2, 34430 Galatasaray, İstanbul Telefon: (0212) 252 56 75 / 252 59 88 / 252 59 89 Faks: (0212) 252 72 33 www.canyayinlari.com yayinevi@canyayinlari.com 4

AHMET CEMAL SANAT ÜZERİNE DENEMELER DENEME < > 5

Ahmet Cemal in Can Yayınları ndaki diğer kitapları: Dokunmak, 1999 Şeref Bey Artık Burada Yaşamıyor, 1999 Bizi Yaşatanlar ve Öldürenler, 2002 İnsana Dönmek, 2002 Oynamak Varken, 2002 Giderayak, 2004 Kıyıda Yaşamak, 2004 6

AHMET CEMAL, 1942 de doğdu. Sankt Georg Avusturya Lisesi ni ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ni bitirdi. Aynı fakültede bir süre asistanlık yaptı. İstanbul daki Avusturya Kültür Ofisi nde basın danışmanı olarak çalıştı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü nde çeviri dersleri verdi. Yeni Ufuklar, Varlık, Yazko Edebiyat, Gergedan, Argos ve Milliyet Sanat dergilerinde yazdı. Yazko Çeviri dergisini kurdu ve yönetti. Anadolu Üniversitesi nde 19 yıl süreyle, lisans ve lisansüstü düzeyinde olmak üzere, İletişim Bilimleri Fakültesi nde Sanat Tarihi, Estetik, Kültür Tarihi, Metin Yazımı ve Metin Çözümleme; Güzel Sanatlar Fakültesi nde Temel Sanat Kavramları; Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü nde Dünya Tiyatro Tarihi, Çağdaş Tiyatro ve Tiyatro Estetiği dersleri verdi. İstanbul Üniversitesi ile Mimar Sinan Üniversitesi nin Devlet Konservatuvarı Tiyatro bölümlerinde Dünya Tiyatro Tarihi ve Tiyatro Edebiyatı derslerini üstlendi. Bahçeşehir Üniversitesi nde beş yıl boyunca Antikçağ dan Günümüze Eleştirel Düşüncenin Tarihi, Edebiyat ve Eleştirel Düşünce ve Estetik ve Temel Sanat Kavramları derslerini verdi. Ingeborg Bachmann, Walter Benjamin, Bertolt Brecht, Hermann Broch, Elias Canetti, Paul Celan, Ernst Fischer, Friedrich Hölderlin, E.H. Gombrich, Franz Kafka, Heinrich von Kleist, Georg Lukacs, E.M. Remarque, Robert Musil, Friedrich Nietzsche, Novalis, Rainer M. Rilke, Anna Seghers, Manès Sperber ve Stefan Zweig ın çeşitli eserlerini Türkçeye çevirdi. Deneme ve makaleleri Yaşamdan Çevirdiklerim, Odak Noktasında Yaşananlar, Şeref Bey Artık Burada Yaşa- 7

mıyor, Bizi Yaşatanlar ve Öldürenler, Aradığımız Tiyatro, Oynamak Varken, Sanat Üzerine Denemeler ve İnsana Dönmek başlığı altında kitaplaştı. Şiirleri Geçmiş Bir Dua Kitabından adıyla çıktı. Kıyıda Yaşamak adlı bir romanı ve Dokunmak adlı öykü kitabı var. 1988 yılında Türk kültürüne yaptığı hizmetler nedeniyle kendisine Anadolu Üniversitesi Senatosu tarafından fahri doktor unvanı verildi. 2010 yılında Avusturya Cumhurbaşkanı tarafından Avusturya Altın Yüksek Liyakat Nişanı ile onurlandırıldı. Aynı yıl, Türkiye Cumhuriyeti ve Federal Almanya Cumhuriyeti tarafından ilk kez düzenlenen Tarabya Çeviri Ödülleri çerçevesinde, Almancadan Türkçeye çeviri dalında Büyük Ödül e layık görüldü. Halen İstanbul daki Ümit Çırak Modern Oyunculuk Teknikleri Atölyesi nde Dü şünceden İmgeye Sanat Eserinin Oluşumuna Eleştirel Bakış adı altında kuramsal dersler veren Ahmet Cemal, aynı zamanda Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarıdır. 8

İçindekiler Bir önsöz yerine: Sanat ve Eleştirel Düşünce... 13 SANAT DÜŞÜNCESİ Sanat Kavramı Üzerine Bir Deneme... 35 Sanat, İnsan ve Ayna... 46 Estetiğin Güncelliği... 50 Sanatı Güncel Kılmak... 55 Sanatta Tarihsel Gerçeklik ve Yeniye Açılma... 58 Sanatçının Dünyası... 61 Sanatçı Kendini Nasıl Yorumlar?... 64 Sanat Tarihinin Felsefesi... 67 Sanat Eseri Nasıl Tartışılır?... 79 Hakiki Sanatçılık... 84 Sanatçı ve İdeoloji... 87 Zamanın Sanatını Aramak... 90 Sanat Üzerine Düşünmek... 93 Sanata Toplumbilimsel Bakış Sorunu... 97 Yaşamın ve Sanatın Bütünlüğü... 101 Trajik Olamayan Düşüncenin Kısırlığı... 104 Roman Eğitiminden Geçmek... 107 9

Dört Yüz Yıllık Bir Hesaplaşma ya da Don Quijote... 110 Ölüme Yabancı Sanat ve Edebiyat... 113 Modern Sanatta Yaratıcılığın Özü... 116 Bilmeden Yaratmanın Çorak Estetiği... 119 Anlatmayan Sanat Nasıl Anlaşılır?... 122 Sanatçı Olmak ya da Olmamak... 125 Biraz da Edebiyat Yapsak... 128 SANATIN EĞİTİMİ Sanat Eğitimi ve Bilimsellik... 135 Sanatın Üniversiteleri Deyince... 140 Sanat Eğitimi ve Sanatın Öğrencisinde Aranacak Nitelikler... 146 Sanatın Öğrencisi Neyi Öğrenmeli?... 150 Sanat Eğitiminde Sanat Üzerine Düşünme nin Yeri... 153 Sanat Düşüncesinin Düşündürdükleri... 162 Yetenek ve Birikim... 165 Sanat Eğitiminde Ütopyalar... 168 Sanat Eğitiminde Yeni Dünyalar Aratmak... 171 Sanat Eğitimi ve Yaratıcı Düşünce... 174 Sanat Eğitimi ve Tiyatro... 177 Aydın Sanatçı... 180 Yeteneğin Çevre Koşulları... 183 Tiyatro Eğitimi ve Disiplin... 186 SANAT VE GELENEK Gelenek ve Uygulama... 191 Geleneği Geçmişle Karıştırmak... 197 Sanatta Gelenekle Hesaplaşma... 200 Sanatta Gelenek ve Özgünlük... 203 10

SANAT VE YAŞAM Dünya Edebiyatında Yarın Çizimleri... 209 Vincent Van Gogh... 215 Ölümün Estetiği ya da Jean Améry... 219 Borovski nin Tanıklığı... 225 Franz Kafka Türkiye ye Ne Verebilir? (II)... 229 Angelopulos a Suçüstü Yakalanmak... 234 Türkiye Gerçekliği ve Türk Sanatı... 237 Bir Hamlet Öyküsü... 240 Teşekkürler, Semiha Berksoy... 244 TİYATRONUN DÜNYASI Kimlik Arayışı Olarak Tiyatro Tarihi... 249 Yarının Tiyatrosu... 254 Tiyatro Nasıl Düşündürür?... 259 Kendi Hamlet ini Yaratmak... 262 Büchner in Seçenekleri... 265 Kırk Yılın Ardından: Bertolt Brecht... 268 Zaman ve Bertolt Brecht... 271 Yeni Anlatım ve Bertolt Brecht... 278 Bertolt Brecht in Gerçek Mirası... 283 Brecht in Epik Tiyatro Kuramının Başlangıçları Üzerine Bir Deneme... 287 Bertolt Brecht: Çatısının Altında Gülünmemesi Gereken Bir Tiyatro, Gülünç Bir Tiyatrodur... 295 Arturo Ui ya da Büyük Suçlular... 301 Tiyatro Sanatı ve Siyasal Kimlik... 306 Bir Oyun Oynamak... 309 Çürümüş Bir Şey Var Danimarka Krallığı nda... 312 Aradığımız Tiyatro... 315 11

Yeni Tiyatro, Hangi Tiyatrodur?... 317 Tiyatronun Okuma Temeli... 320 Bir Türk Tiyatrosu Ne Zaman Olur?... 323 Anlaşılmayan Aydınlar Kuşağı ve Türk Tiyatrosu... 331 Deneysel Tiyatro Bilmecesi... 337 Bir sonsöz yerine: Sanat, Düşünülmeli mi?... 345 12

Bir önsöz yerine: Sanat ve Eleştirel Düşünce Sanat Üzerine Denemeler in ilk basımı 2000 yılında yapılmış. Demek ki ikinci basım, neredeyse on iki yıla uzanan bir sürenin ardından gerçekleşiyor. Bu süre içersinde kitap hemen hiç reklamının yapılmamasına rağ men kendini ağır, fakat emin adımlarla tüketti. Kimi zaman bazı üniversitelerin yüksek lisans ve doktora programları için yardımcı kaynak olarak kullanıldı. Kimi zaman, değer yargılarını çok önemsediğim uzmanlar yönünden gelen çok olumlu eleştirilerle karşılaştı. Fakat bugün dönüp geride kalan süreye baktığımda, ilk basımda ele aldığım, üzerinde durduğum sorunların çözümlenmesi bakımından hiçbir olumlu gelişme kaydedilmediğini, dahası, aradan geçen neredeyse on iki yıl boyunca söz konusu sorunların çoğunun daha da vahim bir duruma geldiğini büyük bir üzüntüyle görmekteydim. Peki o zamanlar, yani Sanat Üzerine Denemeler in ilk baskısı yapıldıktan sonra, daha farklı beklentilerim mi vardı? Yani, örneğin gündeme getirmeye çalıştığım sorunların en azından bir bölümünün uzun soluklu sayılabilecek bir tutumla ve ciddiyetle masaya yatırılacağını beklemiş miydim? Doğrusunu söylemek gerekirse, hayır. Çünkü yaşadığımız iklimin genel düşünce ve eğitim ortamı hakkında kafam, o zaman da bilincine çoktan vardı- 13

ğım gerçeklerle doluydu ve bu gerçeklere rağmen iyimser beklentilerin ağır basmasına izin vermek, en azından gerçeklik temelinden bütünüyle yoksun bir safdillik olurdu. Peki neydi daha o zamanlar kafamda bulunan ve bilincine çoktan varmış olduğumu söylediğim gerçekler? Bunların bir bölümüne hemen şimdi değinmek, bu kitapta bir araya getirdiğim denemelerin okur açısından daha somut temellere oturtulabilmesine sanırım yardımcı olabilecektir. Örneğin daha o zaman, yani bu kitabın ilk basımını hazırlarken çoktandır bildiğim bir gerçek, ülkemizin resmî eğitim sisteminde, ilkokullardan üniversitelerin son sınıflarına kadar uzanan bir çizgide, öğrencilere düşünce nin ve hele gerçek anlamda düşünme nin asla öğretilmediği, hatta bundan türlü nedenlerle ve bilinçli olarak kaçınıldığı gerçeğiydi. Biz, yaşadığımız iklimin çocuklarına ve gençlerine nasıl düşünmeleri gerektiğini asla ve inatla öğretmiyorduk; önce bunu öğretecek yerde, tekrar ediyorum, daha ilkokuldan başlayarak, onlara neleri öğrenmeleri gerektiği ni ezberletiyorduk. Böylesi, eleştirellik niteliğini bütünüyle dışlayan bir düşündürme biçimidir ve öğrencilerin önünde açılabilecek açılması mutlaka gerekli bir yolu, kendi birikimlerinden yola çıkarak düşünce ve bilgi üretebilmenin yolunu daha en baştan tıkar. Başka deyişle, kendi zihinsel süreçlerini işleterek kendisine dışarıdan gelen verileri işlemek ve böylece de hep kendisine mal olmuş bilgiler niteliğiyle korumak için gitmesi, yönlendirilmesi gereken yolu tıkar. Tıkayınca da, ezber ve ithal bilgi, o öğrenciler için bütün eğitim süreci boyunca tek kader haline gelir. Burada küçük bir özet çıkarmak gerekirse, denilebilecek şey şudur: Bugün ülkemizde geçerli olan ve devlet eliyle, devletin sıkı denetiminde olmak üzere yürürlüğe konulan resmî eğitim sistemi, gerçekte öğrenci 14

açısından hiçbir seçeneğe, hiçbir seçenek geliştirme ve önerme hakkının kullanılmasına izin vermeyen, yalnızca aktarılan doğru lardan(!) oluşma ve bu doğruların öğrenci tarafından eleştiri konusu yapılmasına zemin hazırlamayan bir eğitim sistemidir. Durum, üniversitelerimizde de farklı değildir. Birkaç yıl önce İstanbul daki bir devlet üniversitesinin güzel sanatlar fakültesinde birkaç ders vermem için çağrılmıştım. Bu arada benim eklemek istediğim ve Antikçağ dan Günümüze Eleştirel Düşüncenin Gelişimi başlıklı bir ders de vardı. Önerim, bölüm ve fakülte yetkililerince çok olumlu karşılandı; ama dersin üst makamlarca daha kolay onaylanabilmesi için, adındaki eleştirel kelimesinin çıkarılmasının daha iyi(!) olacağı belirtildi. O üniversitenin önerisini geri çevirdim. * * * Üniversitelerinde eleştirel kelimesinin bile tedirginlik yarattığı bir ülkede, üniversite düzeyinde gerçek anlamda bir sanat eğitimi verilebileceğine hiçbir zaman inanmadım. Çünkü eleştirelliğin olmadığı yerde tartışma da yoktur, ve tartışmaya olanak tanınmayan bir zeminde, tıpkı felsefe gibi, insanoğlunun dünyayı, toplumu, hayatı ve insanı sorgulamasının bir boyutu olan sanatın da eğitiminin gerçekleştirilebilmesi olanaksızdır. Sanat, en kısa tanımıyla bir alternatif dünya kurgulama eylemidir; sanatçı da bu kurguyu gerçekleştiren kişidir. Alternatif bir dünyanın kurgulanabilmesinin temel koşulunun ancak var olan dünyanın eleştirilmesi olabileceği göz önünde tutulduğunda, eleştirinin ve eleştirel düşüncenin yolunun tıkandığı yerde gerçek anlamda sanatın da olamayacağı kendiliğinden anlaşılır. Bu kitaba aldığım çeşitli yazılardan anlaşılabileceği gibi, eleştirel olma ni- 15

teliğini zaten özünde taşıyan, taşıyamadığı zaman ise sanat olmaktan çıkan sanat ile eleştirel düşünce arasında, sanatın doğası gereği kopmaz bir bağ bulunmaktadır. Başka deyişle, eleştirellik, sanatın varlık koşulu olan bir niteliktir. Bu noktada sanat bağlamında karşımıza hemen bir başka nitelik, sanatın geçmişte çok tartışılmış olan politik olma niteliği çıkmaktadır ve bu niteliği de eleştirel düşünce kavramının yardımına başvurmaksızın yeterince açıklayabilmek, neredeyse olanaksızdır. Burada politik sözcüğü, sanatın doğrudan günlük politikanın gelgitlerine karışması anlamında değil, fakat gerek içinde oluştuğu kültür ikliminde gerekse evrensel kültür ortamında olup bitenler karşısında belli bir tutum alması anlamında kullanılmaktadır. Sanatın politikliği bu doğru anlamda kullanıldığında, örneğin bir sanat eserinin bireyci mi yoksa toplumcu mu olduğuna/olması gerektiğine ilişkin sürmüş ve sürmekte olan, kanımca çok gereksiz tartışmalar da sona erer. Çünkü eleştirel, bunun sonucunda da politik, yani tutum alıcı olabilmiş bir sanatın/sanat eserinin ele alacağı ve geleneksel anlamda en bireysel diye nitelendirilebilecek bir konu bile, doğası gereği toplumsal, yani kökenlerini toplumda da bulan, en bireyci yanlarıyla bile toplumu da yansıtan bir sanat ve/veya sanat eseri olacaktır. Bu bağlamda Amerikalı oyun yazarı Tennessee Williams ın, Eserlerinizde neden hep hastalıklı karakterleri işliyorsunuz? şeklindeki bir soruya verdiği yanıt, gerçek sanat eserinin bireyciliği ve toplumculuğu temelinde yürütülen tartışmaların gereksizliğini de kanıtlayabilecek niteliktedir: Siz, bu hastalıklı toplumsal koşullardan sağlıklı bireylerin çıkabileceğine inanıyor musunuz? Bu güçlü yanıt, aynı zamanda hastalıklı toplumlarda sağlıklı kişisel ilişkilerin ancak binde bir olasılıkla kurulabileceği yolundaki toplumbilimsel savın da bir yansıması niteli- 16

ğindedir. Öte yandan belli zamanlarda sanatın toplumsal işlevi sorgulandığında, verilecek karşılıklar ancak topluma egemen olan ile olması gereken eğilimler arasında yapılacak bir karşılaştırmanın sonunda, yani yine sanata eleştirel bakışla elde edilebilir. Ünlü İngiliz sanat eleştirmeni John Berger, Görünüre Dair Küçük Bir Teoriye Adımlar 1 başlıklı incelemesinde, artık neredeyse bütünüyle paranın ve para kazanma hırsının boyunduruğu altına girmiş bir toplumsal düzende resim sanatının hangi ihtiyacı karşılaması gerektiği üzerinde dururken, sanatın eleştirel düşünme eylemiyle ne kadar yakından ilintili olduğunun da bir örneğini verir: Bugün insanların içinde yaşadığı yalnızlığı kim önceden bilebilirdi? Her gün dünyaya ilişkin gövdesiz ve sahte bir imgeler ağı tarafından yeniden onaylanan bir yalnızlık. Ama imgelerin bu sahteliği bir hata değil. Eğer kâr peşinde koşmak insanlığın kurtuluşunun tek yolu olarak görülürse, gelir el de etmek mutlak öncelik haline gelirse, o zaman gerçekten var olanın itibar görmemesi, görmezden gelinmesi ve baskı altında tutulması gerekir. Bugün resim yapmak, yaygın bir ihtiyaca cevap veren bir direniş eylemidir ve umutlanmayı teşvik edebilir... Ünlü Alman tiyatrobilimcisi ve eleştirmeni Siegfried Melchinger de (1906-1988), Politik Tiyatronun Tarihi (Geschichte des politischen Theaters) başlıklı iki ciltlik dev eserinin 2 başında şu saptamayı yapar: Tiyatro, tarihi boyunca hep politikti; politik olamadığı zamanlar tiyatro olma niteliğini de yitirmiştir. Buradaki politik sözcüğüne eleştirel anlamını verdiğimizde, bu saptamayı sanatın tamamı için kullanabiliriz: Hayatı sorgula 1. İngilizceden çeviren Bü lent Somay, Metis Yayınları, 2. basım, İstanbul, 2004. 2. Siegfried Melchinger, Geschichte des politischen Theaters, Suhrkamp Verlag, Frankfurt am Main, 1974. 17

mayan, onun yerine yalnızca var olanı onaylamakla yetinen bir sanat, hayat ile ilintisini de yitirmiş olur ve salt süsleme amacıyla sınırlı kalır. Öte yandan, işlediği konuyu görünüşte yalnızca ve yalnızca bireyler bazında eleştiren bir sanat eseri bile, konunun içinden çıktığı toplumun gerçekleriyle ilintileri ölçüsünde en toplumcu eserlerden biri niteliğini taşıyabilir. * * * Bu kitap için bugüne kadar sanat üzerine kaleme aldığım yazılar arasından seçme yaparken, bu seçme eyleminin, sanatın hangi alanına ilişkin olursa olsun, hep eleştirel yaklaşan yazılarımı kapsamasına özen gösterdim. Bu amacın ne ölçüde gerçekleştirilebildiğine sonunda elbette okur karar verecektir. Ama temel amaç bu olduğuna göre, kitabın önsözünde eleştirel düşünce kavramına bazı açılardan olabildiğince açıklık getirmeyi uygun buldum. Çünkü eleştirel düşünce ya da eleştirel düşünebilmek, özellikle yaklaşık son yirmi yıldan bu yana Batı nın kültür çevrelerinde geniş ölçüde bağımsız bir bilime dönüşmüş durumda. İlk kapsamlı çalışmaların daha çok İngilizce kaleme alınmış olması nedeniyle uluslararası bilimsel terminolojide critical thinking diye adlandırılan bu alanda, süreli yayınların, kitapların, bilimsel makalelerin, düzenlenen seminerlerin, workshop ların ve kongrelerin sayısı her geçen yıl daha da artmakta. Bu arada, insanın yeterince verimli düzeyde eleştirel düşünebilmesinin ancak düşünme yetisinin bu amaca yönelik özel bir eğitimle mümkün olabileceği gerçeğinin de bilincine varılmış olduğundan, eleştirel düşünme eğitimi kendi ilkelerini sürekli geliştirmekte. Eleştirel düşünce dediğimiz anda, akla, Peki eleştirel olmayan düşünce de var mıdır? gibi bir sorunun 18

gelmesi doğaldır. Bu kitapta sanat hakkında söylenenlerin temelinde hep eleştirel olan düşünce yattığından, bu soruyu da kısaca yanıtlamak gerekiyor. Beyinde gerçekleşen düşünme eylemi, aslında mekanik diyebileceğimiz sürekli bir akıştır. Diyelim ki, evimize yorgun döndüğümüz bir akşam bir şeyler yemezden önce biraz dinlenmek istedik ve uyumak için değil, ama yarım saat olsun hiçbir şey düşünmeden, şöyle sırtüstü uzandık ve bakışlarımızı tavana diktik veya gözlerimizi uyumaksızın kapattık. Böyle bir durumda bile hiçbir şey düşünmediğimizi sanmak, bizim açımızdan ancak bir yanılsama olacaktır. Çünkü beyindeki düşünce akışı, yani duyumlar artı algıların devingen birlikteliği, biz düşünmediğimizi sandığımız zaman da devam eder; tek fark, bizim bu akışın farkında olmayışımızdır. Kaldı ki bilim, beynin mekanik diye nitelendirdiğimiz düşünme eyleminin uykuda da durmadığını çoktan kanıtlamıştır. Önceki örneğimize dönelim ve varsayalım ki, uzandığımız yerde kafamızın içindeki düşünce akışı sürerken, belli bir noktaya takıldık bu nokta, o gün karşılaştığımız herhangi bir olay ya da o olayın çağrıştırdığı bir şey olabilir. Burada önemli olan, o olayın ya da çağrışımı üzerinde daha bir dikkatle durmak ihtiyacını hissetmemizdir. Ve bu ihtiyacın bizi, örneğin belli bir konuda karar verebilmek için, aklımıza takılanı bütün artıları ve eksileriyle düşünme noktasına götürdüğü anda, eleştirel düşünme eyleminin kapısının önüne de gelmişiz demektir. Bu noktada, sanat açısından da büyük önem taşıdığı için, hangi koşullara uyulduğu takdirde herhangi bir konuda eleştirel düşünebildiğimizi söyleyebileceğimize değinmek gerekiyor. Biraz önce eleştirel düşünmenin, belli bir konuyu olabildiğince bütün yönleriyle incelemek anlamına geldiğini söylemiştim. Bir konuyu bütün yönleriyle düşünmek, ona artık yalnızca kendi açımızdan bakmak- 19

tan vazgeçmemiz gibi bir zorunluluğu da beraberinde getirir; bu, hep bulunduğumuz, belki de orada durmakta ve bakmakta zamanla direnmeye koyulduğumuz köşeden, geçici de olsa ayrılma ve dünyaya yeni bir açıdan bakma zorunluluğudur. Bir büyük yazarın dediği gibi, sanat, hep yeni şeyler görebilmek değildir; daha çok, hep gördüklerimizi her defasında yeni bir açıdan görebilmektir; ya da, daha önce belli koşullar altında görmüş olduklarımızın o koşullar değiştiğinde farklı görünümler alabilecekleri olasılığını daha en baştan hesaba katmak ve böyle bir sonuca hazır olmak demektir. Özetlersek eğer, eleştirel düşünebilmenin ilk ve temel koşulu, bir konuyu o zamana kadar alışageldiğimizden farklı bir açıdan da görmeye hazır olmaktır. Aynı şeye değgin farklılıklar ın bilgisine, hep çakılı kalmakta direndiğimiz noktada oluşturacağımız zihinsel kurgularla değil, fakat ancak aynı yere farklı noktalardan bakmayı göze almamız sonucu varacağımız yeni değerlendirmelerle ulaşabiliriz. Öte yandan bu aynı yere veya konuya farklı noktalardan da bakma kararı, önceki alışageldiğimiz bakış açılarını yeniler karşısında doğruluk ve gerçeklik bağlamında tartışmaya açma iradesini de içermediği takdirde, verimli bir sonuç elde etmemizi sağlamayacaktır. Başka deyişle, farklılıklarla tanışmaya götürebilecek bir yola, o farklılıklar ne olursa olsun sonunda kendi bakış açımızı haklı çıkarmak amacıyla çıkmak, eleştirel düşünme girişimini daha en başından inatçı bir yanlılıkla zedelemek anlamına gelecektir. Bundan ötürü eleştirel düşünme bağlamında karşılaşılabilecek farklılıkları yansız bir tutumla tartışmaya ve, gerçeklik öyle gerektiriyorsa, önceki bakış açımıza yeğleyip benimsemeye hazır olmak, eleştirel düşünmeye karar vermek kadar önemlidir. Bu yüzdendir ki, sanat tarihinde düşünsel düzeyde ve siyasal bağlamda olmak üzere, şu ya da bu düşünceyi savu- 20

nan, ama sıra sanat eserini somutlaşmaya geldiğinde gerçek karşısında yansız bir tutum alma çabasıyla, istemeyerek de olsa eserine kendi ideolojisiyle çelişen anlamlar yüklemekten çekinmeyen sanatçıların sayısı hiç de az değildir. Bu konuda on dokuzuncu yüzyıl Batı roman sanatının yaratıcılarından Balzac, en çarpıcı örneklerden biridir. Siyasi görüşü açısından monarşi yanlısı olmasıyla tanınan ve kendisi de bunu hiç saklamamış olan yazar, romanlarında yaşadığı İkinci İmparatorluk Dönemi ni gerektiğinde en katı monarşi karşıtlarınınkini bile geride bırakan bir acımasızlıkla eleştirmiş ve gerçekçiliği veya gerçekleri yazmak bağlamındaki ödün tanımazlığından kimi zaman kendisi bile yakınmıştır. Ve bu nedenledir ki, kendisi için şöyle diyebilmiştir: Sanırım ben aslında romancı değil, fakat sosyoloji doktoruyum! Stefan Zweig, eleştirel tutum ve gerektiğinde kendi düşünceleriyle hesaplaşmayı göze alma konusunda bir örneği felsefe alanından vermiştir. Friedrich Nietzsche üzerine kaleme aldığı nefis denemesinde Zweig, bu büyük filozofun gerek kendisinden önceki, gerekse çağdaşı olan öteki düşünürler arasındaki ayrıcalıklı yerinin nedenini, sistem düşüncesine sıkı sıkıya bağlı olmamasında arar. Zweig a göre filozofların işe genellikle bir sistem oluşturmakla başlamalarına ve daha sonra ürettikleri bütün düşüncelere ve savlara, kimi zaman zorlamayla da olsa, önceden kurguladıkları sistem içersinde yer aramalarına karşılık, Nietzsche yeni ürettiği düşüncesi veya savı ile daha önceden kurgulamış olduğu sistem arasında bir çatışma ya da uyuşmazlık durumunda, sistemini feda etmekten kesinlikle çekinmez. Zweig a göre Nietzsche nin felsefesinin güncelliğini neredeyse sürekli korumasının nedeni, onun bu kendi sistemine karşı bile takınmaktan çekinmediği eleştirel tutumdan kaynaklanmaktadır. 21

22

23

24