Tasavvuf İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 9 [2008], sayı: 22, ss. 341-345. TEKKE VE DERVİŞLİK



Benzer belgeler
ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ İSLAMİ İLİMLER BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI

Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi

AKADEMİK YILI

Batı Karadeniz Gezi Programı Safranbolu, Kastamonu, Amasya, Samsun Kasım 2013

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

Hac & Umre Kültür Turları Uçak Bileti

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır.

Tur Programı. İpek Yolu nun diyarında Taşkent, Buhara, Semerkand hem uzak, hem de yakın..

Yahudiliğin peygamberi Hz. Musa dır. Bu nedenle Yahudiliğe Musevilik de denir. Yahudi ismi, Yakup un on iki oğlundan biri olan Yuda veya Yahuda ya

ANTAKYA SAMANDAĞ GEZİSİ I 25 HAZİRAN 2012 MUSA DAĞI SİMON DAĞI

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İSLÂMÎ İLİMLER FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI 1. Yıl / I. Dönem Ders. Kur'an Okuma ve Tecvid I

1- Tevrat ve İncil'e Göre Hz. Muhammed (Abdulahad Davud'dan tercüme), İzmir, 1988.

SEMPOZYUM DAVETİYESİ ve PROGRAMI

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

BURSA'DA DÜNDEN BUGÜNE TASAVVUF KÜLTÜRÜ. Vakfı. İslAm Ara~tırrnalan Merkezi KiHüphanesi. 81)_5J;f. Dem. No: Tas. No: ' ' "-==~~="" -~~..,_.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

EDEBİYAT. Celâleddîn Ergûn Çelebi GENC-NÂME HAZİNE KİTABI

ÖZGEÇMİŞ DERECE BÖLÜM/PROGRAM ÜNİVERSİTE YIL LİSANS İLAHİYAT FAKÜLTESİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ 1991

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

BOSNA-HERSEK TEKİ KÜLTÜR, BİLİM VE EĞİTİM ÜZERİNDEKİ OSMANLI ETKİSİ: MEVCUT DURUM

İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

Tarihi Siyesepol Köprüsü nün altı 38 YEDİKITA EYLÜL 2014

Seyahatte Tasarruf Rehberi Yapmanız ve Yapmamanız Gerekenler

Tel: (224) Tel iç hat: Faks: (224) Faks iç hat: temel terim, kavramlar.

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

Sultan Abdulhamit in hayali gerçek oldu BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU B İ L G İ. NOTU BALKANLAR 2 de İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Proje Adı. Projenin Türü. Projenin Amacı. Projenin Mekanı. Medeniyetimizin İsimsiz Taşları. Mimari yapı- anıt

TARİH DANS EDİYOR HÜRREM SULTAN DANS GÖSTERİSİ

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com


Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

DİYANET UMRE. T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı

Yard. Doç. Dr. Ali AHMETBEYOĞLU

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

tarafından yazıldı. Pazartesi, 13 Ağustos :33 - Son Güncelleme Pazartesi, 13 Ağustos :52

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

Bacıyân-ı Rum. (Dünyanın İlk Kadın Teşkilatı: Anadolu Bacıları)

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN HAYREDDİN TOKÂDÎ NİN DÜŞÜNCE DÜNYASI. (Panel Tanıtımı)

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı)

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA

SANAT TARİHİ BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ PROGRAMI

Doğuda Kahramanmaraş ve Gaziantep, Batıda Mersin, Kuzeyde Niğde, Kayseri, Güneyde Akdeniz ile çevrilidir.

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

Tel: / e-posta:

ÖZGEÇMİŞ Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü SİVAS Doktora Tezi: İslam Tarihi ve Medeniyetinde Salâ ve Salâvatlar

YÜRÜYÜŞ VE TEKNE TURLARI

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERİSTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ HAZIRLIK SINIFLARI (NORMAL VE İKİNCİ ÖĞRETİM) GÜZ MAZERET SINAV PROGRAMI

Dünya üzümden sadece şarap yaparken, biz ise üzümden sadece şarap değil, başka neler yapacağımızı göstermeye devam edeceğiz.

HAC YÜCE ALLAH IN (c.c) EMRİDİR.

Yayın Değerlendirme / Book Reviews

FİZİKİ HUKUKİ MANEVİ YOLCULUK ÖNCESİ HAZIRLIKLAR. Bedenimizi Hazırlama. Ruhumuzu Dinlendirelim. İbadet. Dua. Sabır

ISLAM YASASI Kısım Yasal Durum Kamu hukukunun bir kurumu

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

Batı da Bir Nakşî Cemaati: Şeyh Nâzım Kıbrısî Örneği

MİM MİMARLIK TARİHİ VE KURAMI II GÜZ

Ömer Yılmaz, Geçmişten Günümüze Tasavvuf ve Tarîkatlar, Akçağ Yayınları, Ankara 2015, 1. Baskı, 431 sayfa. ISBN:

Osmanlı nın ilk hastanesi:

CEVAP ANAHTARI. Meleklerin Özellikleri ve Görevleri - Meleklere İman, Davranışların Güzelleşmesine Katkıda Bulunur

Ramazan: Hicri takvimin dokuzuncu ayıdır. Ramazan-ı Şerif veya Oruç Ayı da denilir.

Pir Sultan ABDAL. Sana kıyanlar tarihin kara sayfalarında, sen ise milyonların kalbindesin Ey Ali Aşığı Pir Sultan

TUR 1 - ĠSTANBUL KLASĠKLERĠ

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Azrail in Bir Adama Bakması

KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ TG 13 ÖABT DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları...

İLİM HALKALARI PROJESİ

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

ÇANKIRI-ILGAZ (19-20 Şubat 2011)

KÜLTÜR VE SOSYAL İŞLER MÜDÜRLÜĞÜ FAALİYETLERİ MART 2015

2. Gün 30/10/2016 Tebriz Sabah kahvaltımızın ardından tam günlük turumuza başlıyoruz ve 1958 tarihinde kurulmuş ve üç büyük salon, bahçe, ofis

TÜM SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARI VE MAKALELER

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

KUDÜS TE BULUNAN TARİHİ OSMANLI ESERLERİ

Yrd. Doç. Dr. Sezai SEVİM YAYIN LİSTESİ

PROGRAMLAR. Türk Din Musikisi Lisans Programı

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

03 Temmuz 2013 tarih ve 51 sayılı Üniversite Senato toplantısının 1 nolu karar ekidir.

Yıl: 9 [Temmuz-Aralık 2008], sayı: 22 ISSN

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ GÖNEN MESLEK YÜKSEKOKULU TURİZM VE OTELCİLİK BÖLÜMÜ İNANÇ TURİZMİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

AKÇAABAD VAKFIKEBĠR NÜFUS KÜTÜĞÜ - ( )

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar

Transkript:

, ss. 341-345. TEKKE VE DERVİŞLİK Prof. Dr. Klaus KREISER * Çeviren: Nurettin GEMİCİ 1925 yılında tekkelerin (Arapça tekiyye modern Türkçe okunuşu tekke ve yine zaviye ve buna benzer bir başka kelime hankâh) Türkiye Cumhuriyeti nde kanun kuvvetiyle yasaklanmasıyla tasavvufî tarikatlar (tarîka, çoğul olarak turuk, tarâik, tarikat) en azından görünüşte faaliyetlerine ara vermişlerdir. Bu yasaklamaya rağmen laikliği benimsemiş Türkiye, tasavvufî tarikatların Kültürel mirasını kabullenmiştir. Edebiyatla uğraşan ilim adamları Anadolu tekke edebiyatına ait şiirlere zihin yoruyorlar, Mevlevihaneler klasik Osmanlı sanat musikisinin merkezi olarak yeniden keşfediliyor, sanat tarihçileri ve etnograflar tarikatlardan miras kalan tekkelerin mimarisini ve oradaki elbise ve benzeri malzemelerin envanterini (dökümünü) araştırıyorlar. Günümüzde dervişlikle ilgili olan çalışmalar sosyal ve ekonomik bir gösterge olarak ön plana çıkmak- * Bu çalışma Prof. Dr. Klaus Kreiser in Die Tekke und das Derwischwesen, (Türkische Kunst und Kultur aus osmanischer Zeit), Ed. Frankfurt El Sanatları Müzesi, Recklinghausen: Bongers, 1985, 87-91) isimli makalesinin çevirisidir. Prof. Dr. Klaus Kreiser (1945): Alman asıllı tarihçi, Türkolog ve doğubilimci. Köln-Münih şehirlerinde yüksek öğrenimini tamamladıktan sonra Münih Ludwig Maximilian Üniversitesi nde doktora eğitimini meşhur doğubilimci ve Türkolog Prof. Hans Joachim Kisslingʹin yanında tamamladı. Aynı Üniversite de 1976 yılına kadar öğretim görevlisi olarak çalıştıktan sonra 1976-1980 yılları arasında İstanbul Alman Arkeoloji enstitüsünde görev aldı. 1980 yılından emekli olduğu 2004 yılına kadar Bamberg Otto- Friedrich Üniversitesi nde bölüm başkanlığı görevini yürüttü. Emeklilikten sonra bu sefer emekliliğinde yerleştiği yere en yakın şehir olan Bonn Ren Friedrich Wilhelm Üniversitesi nde (Rheinische Friedrich-Wilhelms- Universität) derslerine devam etmektedir. Yayımlanmış kitapları yanı sıra Osmanlı tarihi, Türkiye, tasavvuf, eğitim ve düşünce ve kültür tarihimizle ilgili önemli makaleleri vardır. Eserlerinden bazıları: İstanbul und das Osmanische Reich. Derwischwesen, Baugeschichte, İnschriftenkunde. İstanbul,1995 (İstanbul ve Osmanlı devleti. Dervişlik, Mimari tarihi, Kitabeler.) İstanbul, ein historisch-literatischer Stadtführer. München 2001. (İstanbul, tarihî ve edebî şehir rehberi.) Der Osmanische Staat 1300-1922, München2001. (Osmanlı Devleti 1300-1922, Münih, 2001. Bunun dışında onlarca kitap ve yüzlerce denilebilecek her biri birbirinden değerli araştırma ürünü olan ilmî makaleleri bulunmaktadır.

342 Prof. Dr. Klaus KREISER, çeviren: Nurettin GEMİCİ tadır. Tasavvufî tarikatlar dışarıda bırakılarak yapılacak Osmanlı-Türk kültürüyle ilgili bir tartışma gerçekten ruhban hayatının dikkate alınmadığı bir ortaçağ Avrupa sı veya Bizans dünyasının bir görüntüsü gibi kuşku götürür bir hal arz eder. Müslüman ve Hıristiyan toplulukları arasında yapılan karşılaştırmalarda elbette bundan kaçınmak zorunluluğu vardır. Bir derviş asla bir rahip değil, bir tarikat asla bir sekt (Avrupa da Hıristiyan karşıtı veya Hıristiyanlığa zıt fikirler taşıyan aykırı mezhep anlayışına sahip bir dinî organizasyon biçimi veya bir tür tarikat birliği) değildir ve bir tekke tamamen farklı bir şey olup asla bir manastır değildir. Günümüz araştırmacıları tarafından da çekilen bu müşkülat kullanılan Avrupa daki okuyucular için belli bir kavram üzerinde uzlaşmayı gerekli kılmaktadır. Osmanlılarda Derviş (Farsça) ve buna benzer Fakîr (Arapça çoğulu fukarâ) kelimeleriyle ifade edilenler, yaklaşık olarak 15. yüzyıl raddelerinde Georgies de Hungaria Münih ruhani tarikatları 1 adıyla ve 16. yüzyılda yaşayan Luigi Bassano tarafından İnziva merkezleri 2 veya Robert de Dreux tarafından basit şekilde dinle alakalı (dinî) olarak kitaplarında tercüme edildi. Şayet manastır başrahibi, piskopos veya müdür gibi kelimelerle bunlardan karşılıklar verilirse Avrupalılar için, tarikatlardaki hiyerarşi anlayışı daha da anlaşılmazlaşır. Seyyahların her bir tarikatla ilgili olarak verdikleri sayı ve isimlendirmeler iddiaları isabetli gerçekle örtüşmemektedir. (öyle ki Nicolas de Nicolay dan pek çok kere alıntılanmıştır. Mesela Şu dört tarikat; Kemaliler, Kalenderîler, Dervişler, Torlaklar İslam dışı sapkın tarikatlar olarak isimlendirilmiştir. 3 1 Sect der geistlichen Münich.Bu terimi kullanan Georgius de Hungaria nın, Türklerin hayat sürme şekilleri adetleri ve hilekarlıkları üzerine ilmî bir tetkik diye tercüme edebileceğimiz Tractatus de moribus, condictionibus et nequicia Turcorum De moribus, conditionibus et nequitia Turcorum Traktat über die Sitten, die Lebensverhältnisse und die Arglist der Türken, Georgius de Hungaria. Hrsg., übers. und eingeleitet von Reinhard Klockow Nach der Erstausg. von 1481, Köln, 1993 adlı kitabında derviş veya fakir diye isimlendirilen kişileri ilk olarak Münih ruhanî tarikatlarına mensup kişiler olarak adlandırmıştır. 2 Monacho Eremita. Kelimesi Luigi Bassano tarafından yazılan Costumi et i modi particolari della vita deʹ Turchi, Rist. dellʹ ed. orig. (Roma, 1545) ve Franz babinger tarafından yayımlanmıştır. Monaco di Baviera, 1963 3 Eserin adı Voyage en Turquie et en Gr`ece du R. P. Robert de Dreux, Paris, 1925. Kitaba alıntılanan cümle nin aslı Ces quatre ordres de faulse Religion Mahometique, sont en leur langue appelez Geomailer, Calender, Dervis &Torlaquis. Çevirenin notu: Burada aslında Torlak Kemal olarak bilinen ve İslam dışılıkla batınîlikle suçlanan gurubun ismi iki kere farklı tarikat gibi verilmesi başta olmak üzere ayrıca bütün dervişler, onların bir alt gurubu olan Kalenderîler; dindışı sapkın eski bir deyimle fırka-i dâlle olarak isimlendirilmiştir.

Tekke ve Dervişlik 343 İlk olarak Mouradgea de Ohsons un Osmanlı teşkilatlanma şekillerine ait eser (Osmanlı imparatorluğunun genel görünümü) abidevî yapıtında buna dair sika ifadeleri bulmak mümkündür. 4 En önde bir evliyanın silsilesine bağlı olarak gelen bir öğretici (pir, şeyh, mürşit) bulunur. Fakat silsileye göre kendisine bağlı olduğuna inanılan bu evliyanın illâ bu tarikatın tarihî kurucusu olması gerekmemektedir. Silsile-i merâtibe anlayışına göre en son halka Hz. Muhammed de sonlanır. Evliyaların kerametlerinin anlatıldığı büyük hacimli Vilâyet-namelerde halk diline yakın bir dil kullanılmaktadır. Bütün tarikatlarda düzenli olarak bir araya gelme, çoğunlukla haftada bir, tekkede olmaktadır. Burada zikir Mevla ya bir yakarış olarak çeşitli dualarla Zikr (bu kelime Arapça da hatırlamak) anlamındadır. Kuran da Kehf suresinde 14. ayette Unuttuğunda Rabbini hatırla, Ahzab suresinde 41-44 ayetlerde 5 Rabbini hatırla ve onu sabah akşam tesbih et şeklinde tezahür etmektedir Bazı tarikatlarda çok farklı ayin şekilleri gelişmiştir. Bazı tarikatlar kendilerine has zikri (hafî veya cehrî) itina gösterirken diğerleri toplu halde zikretmeyi varsaya gelmişlerdir. Özellikle Mevlevilikte musiki eşliğinde dönerek semâ şeklinde yapılan (Seyahatnamelerdeki Semâ eden Mevleviler Katalog no: I/10) ve kesici aletlerin kullanıldığı ve zikir esnasında müritlerin kendilerini kılıçlarla, şişlerle vb. şeylerle yaraladığı halde kan kaybedilmeyen Rufâi zikirleri etkileyici olmaktadır.(cehri zikreden dervişler) Halvetîlerde bu dini törenler (âyinler) ve onlara bağlı pek çok tekkelerde 3 günden 40 güne kadar (Erbaîn: 40 gün) değişik periyotlarla süregelen tam anlamıyla halvet (inzivâ çekilme) gibi usullerle tamamlamaktadır. Osmanlı yeniçağında en önde gelen tarikatlar Sünni teâmüllerine uygun olanlardır. Bütün bu mukaddes külte bağlılığa rağmen gelenek dışı başka dindarlıklar da vardır. Sünni İslam anlayışı dışında en büyük bir cemaat olarak yalnızca Bektaşiler bulunmaktadır. Onlar (Bektaşiler) peygamberin damadı Ali bin Ebî Talip in tanrısal niteliğini bir dogma olarak övmektedirler. Ve bazen bir tarikattan başka bir sekti (batı dünyasında rastlanılan dini amaçlarla oluştu- 4 Tableu de general de l empire othoman, Paris 1788-1824. 5 Batıdaki Kuran ayetleri verilirken surenin sıra numarası ve ardından ayete yer verilmektedir. Biz burada surelerin adını vermeyi daha anlaşılır bulduk. Metinde sehven 30. sure olarak belirtilmesine karşın bu ayet 33. sure de geçmektedir.

344 Prof. Dr. Klaus KREISER, çeviren: Nurettin GEMİCİ rulmuş bir nevi tarikat.) andırmaktadır. Osmanlı devrinde özellikle 16. yüzyılın ortasından itibaren derviş topluluklarının teşkilatlarında biçimsel derecelendirmeler çoğaldı. Aslında Selçukluların geç döneminde tarikat benzeri bir guruplaşma oluşumu çoktan başlamıştı. Müritlik dışında tasavvuf yoluna başvurma (Tarîka nın anlamı tercüme denilecek olursa Yol anlamına gelir) sürekli olarak daha az düşünüldü. Aynı zamanda Osmanlı devletinin murâkabesinde tarikatlar daha da genişleyip yayıldı. Şeyhlik makamı için icazetname şartı getirildi. (Bir tekkede görev yapabilmesi için verilen şeyhlik icazetnamesini gösteren Katalog No: I/12) Serkeşlik yapan dervişler sürgüne gönderildi, tekkeleri kapatıldı veya medreseye dönüştürüldü. Şehirlerde bulunan tekke mensuplarının maddi bakımdan bağımsız, ve devletten (saray) ve rütbe ve makam sahibi kimselerden almış oldukları ödemekle yükümlü oldukları vergi ve harçlara dair muafiyetleri artmaktadır. Çünkü bu şekilde muafiyetlerin çoğalmasıyla vakıfların asıl kaynakları da (tersine) sürekli eksilmektedir. Buna karşılık Anadolu ve Rumeli eyaletlerinde dervişlere ait tekkelerin zıddına çoğunlukla kendi iktisadî yeterliliğini sağlayan ekonomik birlikler vardı. Bunlar sahip oldukları toprağın bir kısmını kendileri bir kısmını da çiftçiler ve gündelikçiler aracılığıyla ektirip işletiyorlardı. Gezgin dervişler hırka ve asayla ve bir zembille 6 yalnız Osmanlı Coğrafyasını çevreleyen kıyı bölgelerde ortaya çıkmışlardır. (Gezgin Dervişler, Katalog No: I/11) Sadece bir istisna olarak Nakşibendiler, Orta Asya daki ziyaret yerlerine ve Hicaz bölgesine olan seyahatlerin sırasında bu gezginlik geleneği sürdürmüşlerdir, bu yolculuk esnasında misafir olarak kalınacak yer görevini tekkeler üstlenmiştir. ( İstanbul da Özbekler tekkesi). Bu durum karşılıklı Osmanlı devletiyle tarikatlar arasında birbirini kollama ve karşılıklı dayanışma Osmanlı devletinin Küçük Asya (Anadolu) ve Güneydoğu Avrupa da (Balkanlar) yayılmasının gerçekleştiği zafer günlerinde daha belirgin bir şekilde görülür. Oralarda (Anadolu ve Balkanlarda) dervişlere tekkeler kurdurulması bu ülkelerin içten içe fethedilmesi ve İslamlaştırılmasında önemli bir rol üstlenmiştir. Bütün bu yerlerde ortaya çıkan tekkeler (Bunların binlercesinin devletin ana merkezlerinde güçlü organize oluşu kesinlikle rastlantı değildir.) sivil ve dini mimarî arasındaki tarzı birleştirmiştir. Nispeten burada sürekli kalıp ikamet edenlerin (Hücrenişîn: bir odada kalan) sayıları oldukça azdı. (19. y.yılda İstanbul da bir tekkede ortalama 4 ile 7 kişi kalmaktaydılar.) Şeyhin kaldığı dairenin [yani] meşrûta; vakfiyede adı geçmektedir.) yanında çok az sayıda oda olarak kullanı- 6 Gezici dervişlerin gittikleri yerde dilenmelerine yarayan bir tür şal şeklinde çıkın veya kap)

Tekke ve Dervişlik 345 labilen mekanlar vardır. Küçük bir mescit namaz kılmaya ve çoğu zaman zikir yapmak için hizmet etmektedir. Sadece oldukça büyük Mevlevîhanelerde (istisnasız bütün şehirlerde) göze çarpacak şekilde bahçenin ortasında yer alan ev idaresi ve ibadet yapmaya mahsus odalar ve bir mezarlıkla sınırlanmaktadır. Mevleviler gerçi kültür ve devlet hayatında önemli bir role sahip olmakla beraber sayıları oldukça azdı. (Banileri Celaleddin Rumi nin Mesnevisinin okutulması ve şerh edilmesi ve Tahta yeni çıkan Sultan a kılıç kuşatılması [Taklîtü s-seyf] gibi ayrıcalıklarını ellerinde tutuyorlardı.). 19. yüzyılda (daha önceki dönemlere ait sayılar eksik veya elde değil.) Nakşibendiler, Kadiriler, (en eski İslam tasavvufi tarikatlarından) ve Rufailik ve bunun gibi Halvetilik kendisi ve ona bağlı olarak ortaya çıkan kollarıyla aslında daha fazla müride sahiptiler. Mürit olmak tekke de kalma şartına bağlı değildi. Yine farklı değişik tarikatlara eşzamanlı olarak mürit olmaya da müsamaha ediliyordu. Bu farklı tarikatlara bağlanma konusunda (Tarikat içinde) halkanın ortasına yakın duran has müritler için (muhibbân) çok nadir göz yumuluyordu.. H.G. Mayer in yapmış olduğu yeni bir araştırmada buna vurgu yapılarak bazı kaynakların inanabilir kılmak istedikleri gibi geleneksel din alimleriyle (ulema) tarikat şeyhleri arasındaki tenakuz hiç de öyle keskin bir şekilde ortaya çıkmamıştır. Mutasavvıf sufî şeyhlerinin ve ulema sınıfının arasında tatlı bir çekişme olmakla beraber fakat bu birbirlerine mütenâkız bir zıt bir durum ortaya çıkarmamıştır. Bu açıdan Osmanlı devletinde tekke ve medrese İslam dininin iki kutbunu oluşturmuştur. Bu yüzyılın başlangıçında gösterilen dervişlerin hayırseverlik ve halk eğitimine olan katkı ve teşebbüsleri göstermiştir ki; onların bu manevi rolleri fazlaca anlaşılmadığı gibi pek de makbule de geçmemiştir. Tekkelerin ortadan kaldırılmasıyla birlikte onlara ait olan eşyalardan geriye kalanlara (bugün ancak) Türk müzelerinin folklor (halkiyat) bölümlerinde veya şahıslara ait özel koleksiyonlarda rastlanabilmektedir. (Katalog No: I 10-17) Hala ayakta kalmayı başarabilen bazı büyük tekkelerde her biri bir bilgi hazinesi kıymetindeki mezar taşları ise kendi kendine günden güne azalarak yok olup gitmektedir.