KIBRIS MESELESİ. Erciyes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi.



Benzer belgeler
Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

Bu tarihte İngiliz idaresi altında Kıbrısta ilk defa

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

MİLLİ MÜCADELE TRENİ

Kıbrıs Antlaşmaları, Planları ve önemli BM, AB kararları-1

İLK KIBRIS TÜRK PUL SERİSİ

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Patrikhane İle İlgili Bir Belge / Bir Uyarı

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

A) Siyasi birliklerini geç sağlamaları. B) Sömürge alanlarını ele geçirmek istemeleri. C) Sanayi devrimini tamamlayamamaları

DR. FAZIL KÜÇÜK VE KIBRIS. Rukiye MADEN

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

Lozan Barış Antlaşması

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ NİN KURULUŞUNA KADAR KIBRIS MESELESİ CYPRUS ISSUE UNTIL THE FOUNDATION OF TURKISH REPUBLIC OF NORTH CYPRUS

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

TESALYA (YUNANİSTAN) SAVAŞI PULLARI ( )

Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR

İÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5

TEŞKİLATLANMA VE KOLLEKTİF MÜZAKERE HAKKI PRENSİPLERİNİN UYGULANMASINA MÜTEALLİK SÖZLEŞME

A R A Þ. G Ö R. B A H A D I R B U M Ý N Ö Z A R S L A N

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

MİLLİ GÜVENLİK KONSEYİ S., Sayısı : 40

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ

C D E C B A C B B D C A A E B D D B E B A A C B E E B A D B

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

6 Mayıs Başkomutanlık kanunu süresinin meclisçe tekrar uzatılması. 26 Ağustos Büyük Taarruzun başlaması

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ

Çarşamba İzmir Gündemi

Dönem : 4 Topiant, : 3 MİLLET MECLİSİ S. Sayısı : 194'e 2 nci Ek

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR. Prof. Dr. Ýlter TURAN

TÜRK DIŞ POLİTİKASI II. Zorunlu Lisans 5 AKTS. Prof. Dr. Engin Berber Örgün. Türkçe Türk Dış Politikası I. Yok. Yok

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA GÜÇ KULLANMA SEÇENEĞİ ( )

SAYIN TAKİPÇİLERİMİZ,

1. ABD Silahlı Kuvvetleri dünyanın en güçlü ordusu

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük DİRİLİŞİN DESTANI: SAKARYA

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Kıbrıs Sorunu ve Aralık 1963 (Kanlı Noel) Saldırıları

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ ZABIT CERİDELERİNDE ZÜRİH VE LONDRA ANTLAŞMALARININ ONAY SÜRECİ

1979 İRAN İSLAM DEVRİMİ SONRASI TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ. Ömer Faruk GÖRÇÜN

Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir?

Yunan, bu sefer de obüslerle Çanakkale yi hedef yaptı!..

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ. Doç.Dr. Yunus KOÇ

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

AKADEMİK İZOLASYONUN BOYUTU

A. Sırp İsyanları B. Yunan İsyanları

2006 Nüfus ve Konut Sayımı Kesin Sonuçları

I.DÜNYA SAVAŞI ve BALKANLAR

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır.

OSMANLI İMPARATORLUĞUNU SARSAN SON SAVAŞLAR HANGİLERİDİR?

ABD'nin Baltık politikası Rus işgaline kapı açıyor

Haftalık ders sayısı 2, yıllık toplam 74 ders saati Kategoriler Alt kategoriler Ders içerikleri Kazanımlar Dersler arası ilişki IV.

UKRAYNA DA KİLİSE SAVAŞLARI

Yrd. Doç. Dr. Ercan KARAKOÇ Yıldız Teknik Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Bölümü

Yabancı Düşmanlığı, Sosyal Dışlanma ve Türk Diasporası: Kktc Örneği

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

KARMA TESTLER 03. A) Yalnız l B) Yalnız II. C) Yalnızlll D) I ve II E) I, II ve III. 2. Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na girmesine,


JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK

Salih Uygar KILINÇ Avrupa Birliği - EUROCONTROL Sivil Havacılık Düzenlemeleri ve Türkiye

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

Ahmet TAKAN Yeni bir "yes be annem" için geri mi sayıyoruz?..

KIBRIS SORUNUNDA AVRUPA BİRLİĞİ NİN ROLÜ ( )

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9

İkinci Dünya Savaşı'nda Türkiye'nin Politikası

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI 2 7 Ekim 2012

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI

Doğu Akdeniz de Enerji Savaşları

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

MUSTAFA İPEK HALİLİYE SÜLEYMANİYE İMAM HATİP ORTAOKULU

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ GÜVENLİK KUVVETLERİNİ GÜÇLENDİRME KURUMU GELİR KAYNAKLARI VE YARDIM KOMİTELERİ TÜZÜĞÜ

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÜRK İNKILÂP TARİHİ ENSTİTÜSÜ KIBRIS TÜRKTÜR CEMİYETİ VE FAALİYETLERİ. Yüksek Lisans Tezi. Umut GÜRSES.

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders

Yargıdaki skandallar Kollama-filmindeki Yiğit-in durumunu cazib hale getirmekte, Kurtlar Vadisi Pusu-daki Polat-ın durumuna özendirmektedir.

mmo bülteni þubat 2005/sayý 81 doðalgaz temin ve tüketim politikalarý raporu da basýn mensuplarýna daðýtýlmýþtýr.

Ege Adaları Lozan da Değil Osmanlı Döneminde Verildi Mustafa Kemal Atatürk ve

I.DÜNYA SAVAŞI'NDA OSMANLI DEVLETİ SAVAŞIN ÇIKMASI

KIBRIS AKADEMİK DİYALOG

Akademik Danışma ve Yazı Kurulu. Başkan Mehmet KORTMAZ

F. KÜRESEL VE BÖLGESEL ÖRGÜTLER

Kök Hücre Çalýþmalarý ve Hukuki Boyutu

İÇİNDEKİLER ULUSLARARASI SİVİL HAVACILIK REJİMİ

Yaşar ONAY* Rusya nın Orta Doğu Politikasını Şekillendiren Parametreler

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA)

Prof. Dr. İlhan F. AKIN SİYASÎ TARİH Beta

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

ÖZGEÇMİŞ. 7.5 Ulusal bilimsel toplantılarda sunulan ve bildiri kitabında basılan bildiriler

KAMU YÖNETİMİ LİSANS PORGRAMI

EKONOMÝDE GELÝÞMELER

istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından sebepleri istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından gelişmesi istanbul'un fethinin türk

YERALTI MADENLERİNDE İŞE ALINMADA ASGARİ YAŞ HAKKINDA SÖZLEŞME

Türkiye nin Nükleer Silahlanmaya Bakışı

Barış Harekâtı Sonrasında Adana dan Kıbrıs a Gerçekleştirilen Nüfus Nakli ( )*

Transkript:

KIBRIS MESELESİ Doç. Dr. Ramazan TOSUN * a. 1877-1963 Döneminde Kõbrõs Meselesi Kõbrõs, Akdeniz'deki önemli adalardan biridir. Coğrafî bakõmdan A- nadolu'nun bir parçasõ olan Kõbrõs adasõ tarihte hiçbir zaman Yunanistan'a ait olmamõştõr. 1 Kõbrõs, Osmanlõ idaresine girmeden önceki dönemlerde Doğu Akdeniz'e hakim olan devletlerin idaresine girmiştir. Ada halkõ Ortodoks olduğu için Katolik Venedik tarafõndan baskõ altõnda tutulmuştur. 2 Kõbrõs, Venedik tarafõndan sömürülüp kullanõlmak için ele geçirilmişti. Bu amaca yönelik olarak adada askerî istihkâmlar, surlar ve kaleler inşa edilmiş, yerli halka ağõr vergiler konulmuş ve Kõbrõslõlar ayrõcalõklõ yabancõ yöneticilerin insafõna terk edilmişti. 3 Kõbrõs halkõnõn, bu dönemlerdeki durumuna Batõlõ yazar ve seyyahlar da işaret etmektedirler. 1508 yõlõnda Kõbrõs'õ ziyaret eden Martin Von Baumgarten Kõbrõs halkõnõn durumunu şöyle anlatmaktadõr: Tüm ada halkõ Venediklilerin kölesidir; ister tarõm, isterse hayvancõlõk veya yağ ve şaraptan sağlansõn, her türlü gelirlerinin üçte birini hükümete ödemek zorundadõrlar; bu da yetmezmiş gibi herkes haftada iki gün yönetimin göstereceği iş ve yerde bedava olarak (angarya) devlete çalõşmak zorundadõrlar ; bunu şu veya bu nedenle yerine getiremeyenler eksik kaldõklarõ günler için belirli bir ceza ödemekle yükümlüdürler. Dahasõ, her yõl ödemek zorunda olduklarõ ağõr vergi nedeniyle o denli soyulup vurguna uğruyorlardõ ki, ruh ve bedenlerini bir arada tutmak gücünü kendilerinde bulamõyorlardõ. 4 * Erciyes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi. 1 Fikret Alasya, Kõbrõs ve Rum-Yunan Emelleri, K.K.T.C. Millî Eğitim ve Kültür Bakanlõğõ Yayõnlarõ, 1992, s. 1. 2 Fikret Alasya, Tarihte Kõbrõs, Ankara 1988, s. 20. 3 Ahmet C. Gazioğlu, Kõbrõs'ta Türkler ( 1570-1878 ), Lefkoşa 1994, s. 8. 4 Gazioğlu, a.g.e, s. 8.

Yine Osmanlõ idaresinden önceki dönemlerde Kõbrõs'õn karşõ karşõya olduğu bir diğer problem de korsanlõktõr. Akdeniz'de faaliyet gösteren korsanlar Kõbrõs'õ hep tehdit etmişler, huzursuzluğa yol açmõşlardõr. Bu durum karşõsõnda Kõbrõs halkõnõ korumasõ gereken hakim devlet bu görevini yerine getirmemiştir. Adada hakim olan devletlerin bu tür politikalarõ sonucunda Kõbrõs halkõ Osmanlõ idaresini kendisi ister hale gelmiştir. Osmanlõlar, 1488 tarihinden itibaren adayla yoğun olarak ilgilenmeye başladõlar. Mõsõr'õn fethi adanõn Osmanlõ topraklarõna katõlma sürecini hõzlandõrdõ. 5 Nihayet adanõn fethi 1571'de tamamlanmõş ve fetihten sonra bir Beylerbeylik haline getirilmiştir. Kõbrõs halkõ, diğer hürriyetlerinin yanõnda gerçek dinî hürriyetine de fetihten sonra, Osmanlõ idaresinde kavuşmuştur. Kõbrõs'õn fethinden sonra, Ortodoks Başpiskopos, sürgünde bulunduğu köyden Lefkoşa'ya getirilmiş ve makamõna oturtulmuştur. Fatih Sultan Mehmet'in, İstanbul'da Patrik'e vermiş olduğu imtiyazlarõn benzeri, Başpiskoposluğa verilmiş, Başpiskopos Ortodoks halkõn lideri ve temsilcisi yapõlmõştõr. Padişaha, kõrmõzõ mürekkeple imzalõ dilekçe yollamak ve asâ taşõmak hakkõ tanõnmõştõr. Kõbrõs Ortodoks Başpiskopos'u, Ortodoks Hõristiyan âlemi içinde müstesna bir duruma gelmiştir. 6 Her zaman olduğu gibi, Kõbrõs Hõristiyanlarõ ve burayõ Hõristiyanlõğõn son kalesi olarak gören başta Rusya olmak üzere Batõlõ devletler bu hürriyetleri ve Türklerin iyi niyetlerini istismar ederek, Osmanlõ Devleti'ne karşõ isyan hazõrlõklarõna girişmişlerdir. Kõbrõs'taki bu isyanlarõn başõnõ Başpiskoposlar çekmiştir. 1821 Rum isyanõ sõrasõnda da bu durum değişmemiştir. Başpiskopos'un öncülüğündeki isyancõlarõn hedefi Kõbrõs'õ da içine alan bağõmsõz bir Yunan devleti kurmaktõr. Yani, Kõbrõs'õ kurulacak Yunanistan'a dahil etmektir. Adadaki Rumlarõn ve Başpiskoposlarõnõn bu hedefleri o günden bugüne kadar değişmeden devam edip gelmiştir ve hâlâ amaçlarõ budur. Bütün entrikalara, içerden kilisenin, dõşardan Rusya ve Yunanistan'õn kõşkõrtmalarõna rağmen Osmanlõ Devleti'nin Adadaki hakimiyeti 1878 Os- 5 M. Akif Erdoğru, Kõbrõs'õn Türkler Tarafõndan Fethi ve İlk İskân Teşebbüsü (1570-1571), Kõbrõs'õn Dünü-Bugünü Uluslar arasõ Sempozyumu, Gazi Mağusa, 28 E- kim-2 Kasõm 1991, s. 45. 6 Alasya, Rum-Yunan Emelleri, s. 4. 96

manlõ-rus Savaşõna kadar devam etmiştir. Bu tarihten itibaren Kõbrõs için yeni bir dönem başlamõştõr. Çarlõk Rusyasõ'nõn kurucusu olarak kabul edilen Çar Deli Petro'dan i- tibaren Osmanlõ Devleti, yeni emperyalist devlet ile muhatap olmak mecburiyetinde kalmõştõr. Rusya, kurulduğu günden itibaren kendi politikalarõnõ gerçekleştirebilmek için daima ya bizzat kendisi Osmanlõ topraklarõna tecavüz etmiştir, ya da ülkemizdeki gayr-i müslim unsurlarõ tahrik ederek a- maçlarõna ulaşmaya çalõşmõştõr. İşte bu savaşlarõn en önemlilerinden biri 1878-1879 Osmanlõ-Rus Savaşõ'dõr. Rus ordularõ, her Osmanlõ-Rus savaşõnda olduğu gibi, iki koldan harekete geçmişlerdir; Doğu Anadolu, Balkanlar. Ruslar, maalesef iki cenahda da başarõ sağlamõşlar, Yeşilköy e kadar gelmişlerdir. Bunun üzerine, önce Ayastafanos (Yeşilköy), sonra da İngiltere'nin itirazõ üzerine Berlin Antlaşmalarõ imzalanmõştõr. İngiltere'nin itirazõnõn başlõca sebepleri şöyledir: İngiltere, Rusya'nõn Balkanlar'õ Türk hâkimiyetinden kurtarmak hususundaki teşebbüslerinde hissî hareket etmediğine kani idi. Büyük Bulgaristan Prensliğinin kurulmasõyla Rusya Kavala da, Akdeniz'e ulaşmõş bulunuyordu. Anadolu'nun doğu kuzeyindeki, dört büyük şehri almakla da Dicle ve Fõrat havzasõna inmek için kuvvetli üsler eldi etmişti. Bundan başka Tesalya ve Girit'te õslâhat yapmayõ ve bu õslâhat hususunda Rusya ile istişare etmeyi Osmanlõ hükümetine kabul ettirmiş bulunduğu için yakõn bir gelecekte Yunanistan'õn da Rus nüfuzu altõna girmesi muhakkaktõ. Bütün bunlar, İngiltere'nin Hindistan İmparatorluğu ve doğu ticareti için öldürücü bir durum yaratacak mahiyette idi. 7 Bu gelişmelerin çõkarlarõna ters düştüğünü gören İngiltere harekete geçmiştir. Osmanlõ Devleti ile İngiltere arasõnda 4 Haziran 1878 tarihinde Kõbrõs ile ilgili olarak yapõlmõş olan antlaşmaya göre ; Rusya; Batum, Ardahan ve Kars ya da bunlardan herhangi birini elinde tutar ve ileride Asya'- daki Osmanlõ topraklarõna karşõ herhangi bir saldõrõya geçerse İngiltere, Osmanlõ Devletiyle birlikte saldõrõya uğrayan Osmanlõ topraklarõnõ silahla korumağõ üstlenir. Buna karşõlõk Padişah da Anadolu'da yaşayan Hõristiyanlarõ iyi niyetle yöneterek korumağa, ileride kararlaştõrõlacak olan õslahatõ yapmağa söz verir. Padişah, İngiltere'nin Osmanlõ Devleti'ne karşõ olan söz vermele- 7 Enver Ziya Karal, Osmanlõ Tarihi, C. VIII, 4. Bas. TTK, Ankara 1983 s. 69. 97

rini yerine getirebilmesi için kendisine Kõbrõs'õ tahsis ve asker ikamesiyle idare etmesine muvafakat eder. 8 İngiltere, Kõbrõs'õ istemesinin sebeplerini şöyle açõklamõştõr: Osmanlõ ordularõ mağlûp olmuştur. Osmanlõ hükümeti çaresizlik içindedir. Bunlar inhitatõn bâriz delillerini teşkil eder. İngiltere Ayastafanos muahedesinin Balkanlara müteallik bazõ maddelerinin Avrupa ve bilhassa İngiliz menfaatine uygun bir şekilde tadil edilebileceğini ümit etmektedir. Fakat bu ümit, Asya'daki Osmanlõ memleketleri üzerine çöken Rus tehlikesini uzaklaştõrmak hususunda mevcut değildir. Bu tehlike nedir? Türlü cinsten halk ile meskûn Osmanlõ Asyasõ memleketleri, kendi kendilerini idareye ve istiklâle arzularõ bulunmadõğõ cihetle yabancõ fatihlerin istibdatcõ idaresini temsil eden Osmanlõ hanedanõna millî bir histen ziyade kuvvetle bağlõ bulunuyorlar. Fakat Rusya, Kars, Ardahan ve Batum'u işgal etmiş bulunmakla Anadolu, Suriye ve Irak ahalisini tahrik ederek Osmanlõ ordusuna karşõ kõşkõrtabilir. Osmanlõ Devleti nin zaafõ meydana çõkmõş bulunduğu için böyle bir tahrik halinde bu ahali inhitat halinde bulunan devleti terk ederek başka idare aramaya başlayacaktõr. Bu ise, Osmanlõ Devleti'nin sonu demek olacaktõr. Osmanlõ hâkimiyetinin Asya'da devamõ için bir şart vardõr. O da, Rusya'nõn zaptettiği yerler geri alõnsõn veya alõnmasõn istikbalde Rusya tecavüzünü silâh kuvvetiyle önlemeye muktedir bir devletin ittifakõ kefaletidir. İngiltere böyle bir kefaleti vermeyi iki şarta bağlõ olarak kabul edebilir. Birincisi Asya'da bulunan Hõristiyan ve sair tebaanõn halini õslâh, İngiltere'nin taahhüdünü yerine getirebilmesi için İngiltere ye Suriye veya Anadolu sahillerine yakõn bir yerin verilmesidir. İngiltere bu maksat için Kõbrõs adasõnõ münasip ve kâfi görmektedir. Kõbrõs Osmanlõ Devletine ait olmakta devam edecek, vermekte olduğu vergiyi, Osmanlõ hazinesine vermeye devam edecek ve sadece askerî ve stratejik mülâhazalarla İngiltere tarafõndan kullanõlacaktõr. Rusya işgal ettiği vilâyetleri, söz konusu Anadolu vilâyetlerini iade ettiği vakit, İngiltere de Kõbrõs'tan çõkacaktõr. 9 Kõbrõs'õn İngiltere'ye verileceğini öğrenen İstanbul Rumlarõ, gruplar halinde Ada'ya göç etmeye başlamõşlardõr. 10 Ayrõca, Kõbrõs'õn İngiliz haki- 8 Bener Hakkõ Hakeri, Başlangõcõndan 1878'e Dek Kõbrõs Tarihi, Ankara 1993, s. 300. 9 Karal, a.g.e, VIII, s. 72. 10 Hakeri, a.g.e, s. 302. 98

miyetine girmesinden sonra buradaki bir çok Türk ailesi Türkiye'ye göç etmiştir. 11 Bu iki gelişmenin sonucunda Kõbrõs'ta Türkler azõnlõğa düşmeye başlamõşlardõr. Buna paralel olarak, İngiltere iş başõnda olan Türkleri görevlerinden uzaklaştõrõp, bilhassa yüksek mevkilere Rumlarõ getirmiştir. Bundan maksat, hem Türkleri idareden uzaklaştõrmak hem de Rumlarõ kendilerine daha çok bağlamak suretiyle Ada'da Türklerin hakimiyetine son vermektir. 12 Bu tarihlerden itibaren, Rumlar Kõbrõs'õ Yunanistan'a bağlama gayreti içerisine girmişlerdir. I. Dünya Savaşõ'nda Osmanlõ Devleti'nin Almanya'nõn yanõnda savaşa girmesi üzerine, 5 Kasõm 1914 tarihinde İngiltere Kõbrõs'õ ilhak ettiğini ilân etmiştir. Lozan'da ise bu ilhak Türkiye tarafõndan tanõnmõştõr. Antlaşmanõn 20. maddesi şöyledir: Türkiye, Britanya Hükümeti tarafõndan Kõbrõs'õn 5 Teşrinisani 1914'te ilân olunan ilhakõnõ tanõdõğõnõ beyan eder. 13 Bu gelişmeler Rumlarõ ve Yunanistan'õ biraz daha cesaretlendirmiştir. Nitekim, Rumlar 1931 yõlõnda Kõbrõs'õ Yunanistan'a ilhak etme amacõyla isyan etmişlerdir. İkinci Dünya Savaşõ'nda İngilizlerin, Yunanistan'õn İngilizler safõnda savaşa katõlmalarõ hâlinde, Kõbrõs'õn Yunanistan'a verilebileceğini ifade etmesine ve Yunanistan'õn İngilizlerin teklifini reddetmiş olmasõna rağmen, Rumlar, sözde İngilizlerle birlikte savaşa girmişler havasõna girerek, Kõbrõs'õn Yunanistan'a ilhakõnõ talep etmişlerdir. İngilizler bu talebi reddetmişler ve Anayasa hazõrlanmasõnõ önermişlerdir. 14 Türkiye İkinci Dünya Savaşõ ndan sonra Sovyetler Birliği'nin toprak ve üs istekleri ile karşõlaşmõştõr. Moskova 19 Mart 1945 tarihinde Türk-Rus Dostluk ve Saldõrmazlõk Paktõ'na son vermiş, arkasõndan Türkiye'nin doğu sõnõrlarõnõ değiştirmek ve boğazlarda askerî üs kurmak istemiştir. Türkiye 11 Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi, C. XII, Çağ Yayõnlarõ, İstanbul 1989, s. 120. 12 Alasya, Rum-Yunan Emelleri, s. 25. 13 Dõşişleri Bakanlõğõ, Türkiye'nin Dõş Politikasõnda 50 Yõl Lozan (1922-1923), Ankara 1973, s.180; Soysal, a.g.e, s. 91. 14 Fikret Alasya, Türk Dünyasõndaki Gelişmeler Işõşõnda Tarihi Perspektiften Kõbrõs, Kõbrõs'õn Dünü-Bugünü Uluslar arasõ Sempozyumu, Gazi Mağusa 28 Ekim-2 Kasõm 1991, s. 66. 99

varlõğõnõ tehdit eden bu istekleri göğüslemeye çalõşõrken Oniki Ada'nõn statüsünün değişmesine açõkça karşõ çõkamamõştõr. Bu yüzden 1947 İtalyan Barõş Antlaşmasõ görüşmelerine katõlmamõştõr. Oniki Ada'nõn tümünün açõk bir Türk engeli çõkmadan 1947 yõlõnda Yunanistan'a bağlanmasõ Kõbrõs Rumlarõnõn ümitlerini kamçõlamõştõr. Onlar da Kõbrõs'õn Yunanistan'a verilmesini istemişlerdir. 15 Ancak, hem bu olaydan sonra, hem de daha sonraki gelişmelerde Rum-Yunan ikilisi Kõbrõs'õn Yunanistan'a ilhakõ öngören ENOSİS i esas almayan hiçbir teklifi kabul etmemişlerdir. Yunanistan'õn bağõmsõzlõğõnda büyük rol oynayan, Osmanlõ Devleti'ne karşõ olan her isyan hareketinin içerisinde olan kilise Kõbrõs'ta da harekete geçmiş, 15 Ocak 1950 tarihinde, Makarios'un ifadesiyle neticesi önceden belli bir plebisit yaptõrmõştõr. 16 Türkiye ve İngiltere'nin ciddiye almadõğõ bu oylamayõ, Yunanistan 1954 yõlõnda BM'ye götürerek, sonucun tanõnmasõnõ istemiştir. Birleşmiş Milletler in, bu teklifi reddetmesi üzerine kilise, silâhlõ mücadele kararõ almõş ve arkasõndan EOKA adõ altõnda bir terör örgütü kurmuştur. Bu katiller şebekesinin amaçlarõnõ Makarios'un şu sözleri açõkça ortaya koymaktadõr : Helenizmin müthiş bir düşmanõ olan Türk õrkõnõn, bir kõsmõnõ teşkil e- den bu küçük Türk topluluğu, Kõbrõs'tan atõlmadõkça EOKA kahramanlarõnõn görevleri asla bitmiş kabul edilmez. 17 Kõbrõs'õ, EOKA'nõn kan gölü haline çevirmeye başlamasõ üzerine, Türk Mukavemet Teşkilâtõ kurulmuştur. Önceleri mahallî direniş hareketi olarak ortaya çõkan Volkan, Karaçete, 9 Eylül Çetesi gibi kuruluşlar Temmuz 1957 tarihinde Türk Mukavemet Teşkilâtõ olarak kurulmuştur. Teşkilâtõn amacõ; nefis müdafaasõ yapmak, EOKA'nõn saldõrõlarõna yanõt vermek, Türk bölgelerini korumak, Adadaki Türk varlõğõnõn devamõnõ sağlamaktõr. 18 b. 1963-1974 Döneminde Kõbrõs Meselesi Bu arada Türkiye, 1955 yõlõna kadar Kõbrõs konusuna tam anlamõ ile sahip çõkamamõştõr. Bunun sebepleri arasõnda şu gelişmeleri saymak mümkündür: 15 Bilge, Ankara-Atina-Lefkoşe, s. 70. 16 Alasya, a.g.m, s. 66. 17 Salahi Sonyel, Türk-Yunan Anlaşmazlõğõ, Lefkoşe 1985, s. 5. 18 Sabahattin İsmail, Kõbrõs Cumhuriyeti'nin Doğuşu-Çöküşü ve Unutulan Yõllar ( 1964-1974), KKTC Millî Eğitim ve Kültür Bakanlõğõ Yay. 1992, s. 13. 100

1952 yõlõna kadar, Türkiye için en önemli mesele, Sovyet emperyalizmine karşõ kendi güvenliğini garanti altõna almaktõr. Türkiye, 1952 Şubatõ'nda NATO'ya girmek suretiyle bu mühim meseleyi tatmin edici bir şekilde çözmüştür. 1952-1954 yõllarõ arasõnda Yunanistan, İngiltere'ye müracaat ederek, Kõbrõs'õn kendisine terk edilmesini istemiştir. Her defasõnda İngiltere bu isteğe red cevabõ vermiştir. Türkiye Balkan Paktõ nõ gerçekleştirinceye kadar bir süre daha meseleden uzak durmuştur. 19 Nihayet Balkan Paktõ 9 Ağustos 1954'te kurulmuştur. Ancak, bu ittifak da Yunanistan'õn Kõbrõs ile ilgili politikasõnda bir değişiklik meydana getirmemiştir. 16 Ağustos 1954 tarihinde, eski iddialarõnõ tekrarlayarak, Kõbrõs'ta self-determination hakkõ istemiştir. Bu müracaat da Birleşmiş Milletler tarafõndan reddedilmiştir. Bu gelişmeler üzerine, Kõbrõs'ta kanlõ olaylar başlamõştõr. Ada'ya gelen Grivas, EOKA terör örgütünü harekete geçirmiştir. Bu olaylarõn şiddetlenmesi üzerine, İngiltere, konuyu görüşmek üzere Türkiye ve Yunanistan'õ 29 Ağustos 1955 tarihinde toplanacak olan Londra Konferansõ'na davet etmiştir. Böylece, Türkiye de meseleye müdahil hale gelmiştir. İngiltere bu daveti yaparak, kendisinin Yunanistan karşõsõnda yalnõz kalmasõnõn da önüne geçmiştir. 20 Böyle olunca, Türkiye'nin de mesele içine girmesi gerekirdi. Gerçekte, Birleşmiş Milletler müzakerelerinde Türkiye de meseleye karõştõ. Lâkin kendi haklarõnõ açõk ve kesin bir şekilde belirtmek ve savunmak için değil, fakat meselenin bir an önce kapanmasõ ve büyümemesi için. Türk Hükümetine göre, adanõn statükosunun korunmasõ, Doğu Akdeniz'deki genel barõş düzeni için olduğu kadar, ilgili taraflarõn menfaatleri bakõmõndan da faydalõ ve gerekliydi. Türkiye adanõn İngiltere'nin elinde kalmasõ taraftarõydõ. 21 Ancak, Yunanistan'õn uyuşmaz tutumu yüzünden Londra Konferansõ bir sonuç alõnamadan 7 Eylül 1955 tarihinde dağõlmõştõr. Bu gelişmeler yaşanõrken, Kõbrõslõ Rumlar, var güçleri ile tedhişe devam etmişlerdir. Bunlarõn asõl amacõ; bu konuyu milletlerarasõ bir mesele haline getirmek, konu Birleşmiş Milletler de konuşulurken, İngiliz kamuoyunu etkileyerek kendi politikalarõna uygun bir karar çõkartmaktõ. Rum tedhişinin bir başka amacõ da Kõbrõs Türkleri'ni tedirgin edip, gözlerini korkutup onlarõn Ada dan gitmelerini sağlamak idi. Bu durum Kõbrõs Barõş Harekatõ'na kadar devam etmiştir. 19 Fahir Armaoğlu, 20. Yüzyõl Siyasî Tarihi 1914-1980, 3. Bas. Ankara 1986, s. 530. 20 Armaoğlu, a.g.e, s. 531. 21 Armaoğlu, a.g.e, s. 530. 101

Kõbrõs'taki tedhiş olaylarõ 1958 tarihinde daha da şiddetlenerek devam etmiştir. Bu meselenin çõkmaza girdiğini ve tedhiş olaylarõnõn dünya kamuoyunu menfi yönde etkilemeye başladõğõnõ gören Yunanistan, üçlü görüşmelerden başka çare kalmadõğõnõ görerek, bu yönde bir politika takip etmeye başlamõştõr. Bunun üzerine, Türkiye Dõşişleri Bakanõ Fatin Rüştü Zorlu ile Yunanistan Dõşişleri Bakanõ Averof arasõnda görüşmeler başlamõştõr. 22 Bir süre devam eden görüşmelerin sonucunda, Kõbrõs Cumhuriyeti'nin kurulmasõna karar verilmiştir. 19 Şubat 1959 tarihinde, Londra'da, Türkiye, Yunanistan,İngiltere ile Kõbrõs Türk ve Rum toplumlarõnõn temsilcileri tarafõndan imzalanan antlaşma ile Kõbrõs Cumhuriyeti kurulmuş ve 16 Ağustos 1960 tarihinde ilân edilmiştir. 23 Bu antlaşmaya göre; Cumhurbaşkanõ Rum, Yardõmcõsõ Türk, Bakanlarõn 7'si Rum, 3'ü Türk ; memurlarõn % 70'i Rum, % 30'u Türk olacaktõr. Bu antlaşmadan sonra, Kõbrõs'ta üçlü karargâh kurulmasõna da karar verilmiştir. Bu karargâhta; 650 Türk, 950 Yunanlõ asker bulunacaktõr. Ne var ki bu antlaşma da Kõbrõs Meselesi'ni çözememiştir. Yunan- Rum ikilisi Kõbrõs'õ Yunanistan'a ilhak etmek, buradaki türk varlõğõna son vermek için tedhiş ve katliam hareketlerine devam etmişlerdir. Antlaşmalar mucibince Türklerin sahip olmasõ gereken haklarõ vermedikleri gibi daha da azõtarak Türkleri imha plânlarõ yapmaya başlamõşlardõr. Ada'da yapmak istediklerini silâh zoruyla hayata geçirmeye karar vermişlerdir. Akritas Plânõ da denilen bu plânõn bir parçasõ olarak 23 Aralõk 1963 tarihinde Kanlõ Noel olarak bilinen katliamõ gerçekleştirmişlerdir. 24 Bu olaylar üzerine, Türkiye'nin girişimiyle, 24 aralõk 1963 tarihinde Lefkoşa'da Türkiye, İngiltere ve Yunanistan tarafõndan ortak bir bildiri yayõnlanmõştõr. Taraflar bu bildiri ile Kõbrõs Hükümeti'ni, Türk ve Rum cemaatlerini olaylara son vermeye çağõrmõşlar, 25 ancak olaylar yine sona ermemiştir. Türkiye, bunun üzerine garantörlük hakkõnõ kullanmaya karar vermiştir. Kõbrõs'taki Türk Alayõ harekete geçerken, Türk Hava Kuvvetleri'ne ait 22 Mehmet Gönlübol (ve diğerleri), Olaylarla Türk dõş Politikasõ, C. I (1919-1973), 5. Bas., Ankara 1982, s. 376. 23 Armaoğlu, a.g.e, s. 533 ; Rõfat Önsoy, Türk-Yunan İlişkileri Çerçevesinde Kõbrõs Meselesi (1939 Sonrasõ), Kõbrõs'õn Dünü-Bugünü Uluslararasõ Sempozyumu, Gazi Mağusa, 28 Ekim- 2 Kasõm 1991, 1993, s. 255 ; Gönlübol, a.g.e, s. 379. 24 Rauf R. Denktaş, Onikiye Beş Kala Kõbrõs, Lefkoşe 1985, s. 49. 25 Gönlübol, a.g.e, s. 407. 102

uçaklar da ihtar uçuşlarõ yapmõşlardõr. Bunun üzerine; Türkiye, İngiltere ve Yunanistan Kõbrõs Hükümeti'ne Ada da huzuru temin için birlikte hareket edeceklerini ve müdahaleye hazõr olduklarõnõ bildirmişlerdir. Bu kararlardan sonra, üç devletin askerlerinden müteşekkil kuvvet, Kõbrõs'ta görev yapmaya başlamõştõr. Bu arada Makarios, Aralõk 1963'te bütün antlaşmalarõ tek taraflõ olarak feshettiğini açõklamõş, İngiltere'nin baskõsõ üzerine iddiasõnõ yumuşatmõştõr. Ancak, Rum tarafõ, 13 Ocak 1964 tarihinde Londra'da toplanan üçlü konferansta, Garanti ve İttifak Antlaşmalarõ'nõn feshedilmesini, Türk ve Yunan alaylarõnõn Kõbrõs'tan geri çekilmelerini, anayasa da Türklere tanõnan haklarõn kaldõrõlmasõnõ teklif etmiştir. Londra'daki görüşmeler Rum tarafõnõn uzlaşmaz tutumundan dolayõ tam bir başarõsõzlõkla sona ermiştir. Bu gelişmeleri takip eden günlerde, Kõbrõs'ta Türklere yönelen katliam hareketleri daha da artarak devam edince Türkiye, konuyu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne götürmüştür. Meselenin burada da çözüme kavuşturulamamasõ üzerine Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Türkiye Büyük Millet Meclisi nden Kõbrõs'a müdahale etmek için yetki almõştõr. Türkiye'- nin bu kararlõ tutumu üzerine, Mart 1964 tarihinde Barõş Gücü kurulmuş ve görevine başlamõştõr. Bir süre sonra, Makarios, tek taraflõ olarak İttifak Antlaşmasõ'nõ feshettiğini açõklamõş ve Yunanistan Başbakanõ Papandreu da bu kararõ desteklemiştir. Rumlar, ayrõca Kõbrõs'ta Millî Muhafõz Alayõ'nõn kurulmasõ yolunda çalõşma da başlatmõşlardõr. Bunun üzerine Türkiye, Kõbõrs'a çõkarma yapma kararõ almõştõr. Bu karar üzerine, Amerika Cumhurbaşkanõ Johnson devreye girerek, Türkiye'nin bu girişimini önlemeye çalõşmõştõr. 22-23 Haziran 1964 tarihlerinde gerçekleştirilen Türk-Amerikan görüşmeleri sonucunda yayõnlanan ortak bildiride; mevcut antlaşmalarõn yürürlükte olduğu ifade edilmiştir. Bu durum, görüşmelere katõlan Başbakan İsmet İnönü tarafõndan olumlu karşõlanmõştõr. ABD'nin bu tutumundan cesaret almõş olan Makarios, 6-9 Ağustos 1964 tarihinde BM Barõş Gücü Komutanõ General Timaya'nõn gözleri önünde, Erenköy'deki Türkleri imha harekâtõna Türkiye 9 Ağustos 1964 günü jetlerle müdahale ederek ateşkesi sağlamõştõr. Erenköy olayõnda Türkiye'nin müdahale etme teşebbüsünden ders almayan Rum-Yunan ikilisi 15 Kasõm 1967 tarihinde Geçitkale ve Boğaziçi köylerindeki Türklere karşõ imha harekâtõna girişmişlerdir. 26 26 Alasya, a.g.m, s. 71. 103

Bu katliamlar üzerine Türkiye müdahale kararõ almõş ve askerî hazõrlõklara başlamõştõr. Bu gelişmeler üzerine ABD, özel bir temsilci atayarak arabuluculuk yapmõştõr. Kõbrõs meselesine görüşmelerle çözüm bulunmasõ yolunda mutabakat sağlanmõştõr. Bu mutabakata göre : 1. İttifak Andlaşmasõ'nda müsaade edilmiş bulunanlarõn dõşõndaki Türk ve Yunan askerleri 45 gün içinde geri çekilecektir. 2. Yunanistan'õn Kõbrõs'tan çekeceği askerlerin miktarõna göre Türkiye Hükümeti adõm adõm savaş hazõrlõklarõnõ azaltacaktõr. 3. Millî Muhafõz Ordusu ( RMM ) dağõtõlacaktõr. 4. Geçitkale ve Boğaziçi'nde öldürülmüş olan Türkler için tazminat ö- denecektir. 5. BM Barõş Gücü Askerlerinin hacmi genişletilecektir. 6. General Grivas Ada'dan çekilecektir. 27 Bu çerçevede ikili görüşmeler 3 Haziran 1968 tarihinde Beyrut'ta başlamõş ve Kõbrõs'ta devam etmiştir. Görüşmelerde ; Türkiye ENOSİS'i önlemeye çalõşmõş, Rum tarafõ ise hep ENOSİS'i öne sürmüştür. Ayrõca, bu olaylardan sonra Makarios, ENOSİS'i zamana yayma yolunu seçmiştir. Oysa, Yunan cuntasõ ENOSİS'i bir an önce gerçekleştirmek istemektedir. Bu anlaşmazlõk üzerine Makarios, Kõbrõs'taki Yunan askerlerinin geri çekilmesini istemiştir. Kõbrõs'õn Yunanistan'a ilhakõnõn metodu hususunda Makarios'a ters düşen cunta 15 Temmuz 1974 tarihinde O'na karşõ bir darbe yaptõrmõştõr. 28 c. 1974 Sonrasõ Kõbrõs Meselesi ve KKTC Yunanlõ subaylarõn, EOKA-B tedhişçileri ile yaptõklarõ darbeden sağ olarak kurtulan Makarios, New York'a kaçarak, Birleşmiş Milletlere Yunanistan'õ şikayet etmiştir. BM Güvenlik Konseyi'nde yaptõğõ konuşmada ; Yunanlõlar Kõbrõs'õ işgal etmişlerdir. Büyük binalarda Yunan bayraklarõ dalgalanmaktadõr. Ambulanslar sürekli olarak yaralõ taşõmaktadõrlar. Türklerden daha çok tehlikelidirler. Çarpõşmalar kanlõ bir şekilde devam etmektedir. Türkler de büyük tehlike içindedirler. Bu işgal harekâtõ Kõbrõs'õn bağõmsõzlõğõnõ tamamen ortadan kaldõrmõştõr. 29 27 Alasya, Rum-Yunan Emelleri, s. 78. 28 Alasya, a.g.m, s. 71 ; Alasya, a.g.e, s. 79 ; Armaoğlu, a.g.e, s. 802. 29 Alasya, a.g.m, s. 72. 104

Makarios'un yerine, Ondan daha fazla Türk düşmanõ olan Nikos Sampson'un geçmesiyle beraber Türkler üzerindeki baskõ iyice artmõştõr. Darbeden sonraki günlerde, 30 Temmuz 1975 tarihinde, Almanya'nõn Sesi Radyosu'nda Mrs. İngrid Hebil yaptõğõ konuşmada bu baskõlara ve Türklere yönelik vahşete dikkat çekmiştir : İnsanlõk aklõ Yunanlõlar'õn yaptõğõ bu cellatlõğõ asla kabul edemez. Türk evlerine giren Yunan Millî Muhafõzlarõ, kadõn ve çocuklar üzerine mermi yağdõrõyor, büyükleri boğazlõyor ve yakaladõklarõ Türk kadõnlarõnõn hepsinin õrzlarõna geçiyorlardõ... 30 Kõbrõs'taki Türklerin nasõl bir tehlike ile karşõ karşõya kaldõğõnõ katil Nikos Sampson şöyle itiraf etmiştir : Türkiye müdahale etmeseydi, sadece ENOSİS'i ilân etmekle kalmayacaktõm, aynõ zamanda Türkleri de imha edecektim. 31 İşte bu tehlike karşõsõnda Türkiye harekete geçmiştir. Garanti Antlaşmasõ'ndan doğan haklarõnõ beraber kullanmak üzere İngiltere'ye çağrõda bulunmuş, ancak olumlu cevap alamamõştõr. İngiltere, olayõ kõnamak ve yeni hükümeti tanõmadõğõnõ ilân etmekle yetinmiştir. Nihayet Türkiye tek başõna Ada'ya müdahale etti ve 20 Temmuz 1974 tarihinde Kõbrõs Türkleri'nin kurtuluş harekâtõ başlamõştõr. 15 Temmuz'daki Sampson darbesi üzerine Güvenlik Konseyi'ni harekete geçiren Türkiye olmuştur. Yunanistan'õn müdahalesi konusunda pek bir şey yapamayan Güvenlik Konseyi, Türkiye'nin Kõbrõs'a çõkarma yapmaya başlamasõ üzerine birdenbire hareketlenmiştir. Bunda, Türkiye'nin adaya müdahalesi ile birlikte Türk-Yunan münasebetlerinin birdenbire gerginleşmesi ve iki ülke arasõnda tam bir savaş atmosferi içine girmesi herhalde mühim rol oynamõştõr. Zira, Türkiye ve Yunanistan her an bir savaşa girmek üzere idiler. 32 Kõbrõs'taki Türkleri Rum katliamõndan kurtarmak üzere müdahale e- den Türk Ordusu, iki gün zarfõnda Girne-Lefkoşe yolunu kontrol altõna almõş, Girne kõyõlarõnda Türk hatlarõnõ biraz genişletmiştir. Ancak, bütün bunlar güvenlik açõsõndan yetersiz kalmõştõr. 22 Temmuz 1974 tarihinde ateşkes yürürlüğe girmiştir. 23 Temmuz 1974 günü cuntacõ Yunan hükü- 30 Sonyel, a.g.e, s. 5. 31 Alasya, a.g.e, s. 82. 32 Armaoğlu, a.g.e, s. 803. 105

meti istifa ettiği gibi Kõbrõs'ta da Sampson görevden uzaklaştõrõlõp yerine Glafkos Klerides getirilmiştir. Bütün iyi niyetli girişimlere rağmen Rum-Yunan ikilisi meselenin çözümü yolunda hiçbir gayret göstermeyip oyalama taktiğine başvurmuşlar ve Kõbrõs'taki Türkleri tehdit etmeye devam etmişlerdir. Bunun üzerine, Türk Silâhlõ Kuvvetleri 14 Ağustos 1974 tarihinde ikinci harekâta başlamõştõr. 16 Ağustos akşamõna kadar devam eden bu harekâtta, Türk Silâhlõ Kuvvetleri Kõbrõs'õn % 38'ini kontrol altõna almõştõr. Bu gelişmelere Sovyet Rusya ve ABD tarafõndan sert tepki gösterilmiştir. Amerika, 5 Şubat 1975 tarihinden itibaren Türkiye'ye silâh ambargosu uygulamõştõr. Amerika'nõn silâh ambargosuna Türkiye'nin cevabõ ise, 13 Şubat 1975'de Kõbrõs Türk Federe Devleti'nin kuruluşu olmuştur. 33 Rum-Yunan ikilisinin şõmarmasõna katkõ sağlamaktan başka bir işe yaramayan Amerikan ambargosu 26 Eylül 1978 tarihinde kalkmõştõr. Kõbrõs Meselesi'nin çözümüne yönelik olarak yapõlan toplumlararasõ görüşmeler, 28 Nisan 1975 tarihinden beri belli aralõklarla devam edip gelmiştir. Rum-Yunan ikilisinin uzlaşmaz ve Kõbrõs'ta Türk'ü yok sayan tutumlarõ karşõsõnda, Kõbrõs Türk Federe Meclisi 15 Kasõm 1983 tarihinde oybirliği ile Kuzey Kõbrõs Türk Cumhuriyeti'ni resmen ilân etmiştir. Kuzey Kõbrõs Türk Cumhuriyeti'ni Türkiye ilk günden itibaren tanõmõştõr. 34 Kuzey Kõbrõs Türk Cumhuriyeti'nin ilânõna; ABD, SSCB, AET üyesi devletler, BM Genel Sekreteri tepki gösterdiler ve kõnadõlar. En enteresan kõnama ise 48 devletten oluşan İngiliz Milletleri Topluluğu'ndan gelmiştir. Bu devletler Kasõm 1983 sonunda Yeni Delhi'de yaptõklarõ toplantõ sonundaki ortak bildiride Yeni Türk Devleti ilânõ kararõnõ kõnadõ. Hatta Kõbrõs sorunu için, Avustralya, Güyana, Hindistan, Nijerya ve Zambiya'dan kurulu bir de eylem grubu kuruldu. Tüm bu ülkeler daha yarõm yüz yõl önce İngiliz sömürgesi olduklarõnõ ve sömürgecilikten neler çektiklerini unutmuş gibiydiler. 35 Rum-Yunan ikilisi ve onlarõn yönlendirdiği aleyhteki geniş kamuoyuna rağmen Kuzey Kõbrõs Türk Cumhuriyeti gelişmeye devam etmektedir. 33 Armaoğlu, a.g.e, s. 811. 34 Alasya, a.g.e, s. 133 ; A. Suat Bilge, Ankara-Atina-Lefkoşe Üçgeni, Ankara 1996, s.84; Nurettin Türsan, Yunan Sorunu, 3. Bas. Ankara 1987, s. 372. 35 Türsan, a.g.e, s. 373. 106

Rum-Yunan ikilisi ise bu gelişmelere engel olmak için her fõrsatõ değerlendirmekteler. Yunanistan, hem kurulurken, hem de kurulduğu tarihten bugüne kadar Türkiye'ye karşõ Batõ dünyasõnõ ve Türkiye'nin Batõ ile ilişkilerini koz olarak kullanmõştõr. Bu tavrõnõ Kõbrõs konusunda da devam ettirmektedir. Yunanistan, Kõbrõs konusunu hem Avrupa ülkeleri, hem de ABD nezdinde Türkiye aleyhine kullanmaya devam etmektedir. Ancak, Amerika'nõn Kõbrõs meselesine müdahalesinin, meselenin çözümüne şimdiye kadar hiçbir katkõda bulunmamõş olmasõ bir yana, bu müdahalelerin Türk-Amerikan münasebetlerine gayet olumsuz yansõdõğõ da inkâr edilemez. 36 Yunanistan 1981 yõlõnda AB ye girerken bu kulüp içerisinde Türkiye'- ye karşõ faaliyet göstermeyeceği yönünde bir taahhütte bulunmuştu. 37 Bugün AB üyesi olmasõnõ Türkiye'ye karşõ bir koz olarak kullanan Yunanistan, Güney Kõbrõs Rum kesimini de bütün Kõbrõs adõna AB üyesi yaptõrarak, Türkiye'nin garantörlük haklarõnõ ortadan kaldõrmaya çalõşmaktadõr. Bu durumu Glafkos Klerides, 1995 yõlõnda şu sözlerle itiraf etmiştir : Kõbrõs'õn Avrupa Birliğine girmesi Türkiye'nin Garanti Antlaşmasõ'ndan kaynaklanan tek yanlõ müdahale hakkõnõ ortadan kaldõracaktõr. 38 36 Armaoğlu, a.g.e, II, s. 309. 37 Hasan Ünal (ve diğerleri), Kõbrõs Meselesi : Kõsa Tarihçe, Mevcut Durum Analizi ve Muhtemel Senaryolar, Stratejik Analiz, C. I, S. 12, Nisan 2001, s. 46. 38 Rumlar, Neden Avrupa Birliği'ne Girmek İstiyor, Kuzey Kõbrõs Türk Cumhuriyeti Dõşişleri ve Savunma Bakanlõğõ Tanõtma Dairesi, Ekim 1996, s. 7. 107