BİR ŞEHİR KAVRAMINDA COĞRAFYA ANLAMI; BURSA...*



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

YAZMAK, İÇİMDEKİ KIRILMANIN KENDİNİ ONARMA ÇABASIDIR yılı Yunus Nadi Öykü Ödülü nü alan yazar Alper Akçam ile söyleşi

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

Gündemde Yine Asgari Ücret

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ÇOCUK HAKLARI

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

5 Dk. Ülke Ile Ilgili Giriş Konuşması. Değerli katılımcılar hepinizi ülkem adına saygıyla selamlıyorum,

Eğitim Tarihi. Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi

Beşiktaş Residence Tower / Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

Şu davranışçılar da sadist midir, anlamadım gitti yahu!!! Biri zavallı köpekleri et,et diye inletir, biri de kedileri kafese kapatır.

Yaşamımızdaki Referans,

PARK-BAHÇE VE PEYZAJ MİMARİSİ

1.Bireyden Kitleye. 2.Habere İlk Adım: Gazete. 3.Her Yerdeki Ses: Radyo. 4.Düş mü, Gerçek mi?: Sinema. 5.Evdeki Dünya Televizyon

Urla / Klazomenai Kazıları

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

Hegel, Tüze Felsefesi, 1821 HAK KAVRAMI Giriş

Bloomberg Businessweek. BASINDA GeniuSpy. Zihni Birleştirir, Zekâyı Geliştirir 1/6

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA

HACIBAYRAM MEYDANI. Resim 1. Hacıbayram Meydanı düzenleme öncesi Kale'ye bakış(1984 / Fotoğraf M.Tunçer)

ÖMER GÜNEY CHP MENEMEN BELEDİYE BAŞKAN A.ADAYI

Kulenizin en üstüne koşup atlar mısınız? Tabii ki, hayır. Düşmanınıza güvenip onun söylediklerini yapmak akılsızca olur.

Tövbe ve Af Dileme-4

Bir$kere$güneşi$görmüş$ olan$düşmez$dara$


Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır?

Diyalog İçin Halk Bilimi Projesi Ankara Etkinlik Haftası Çerçevesinde BALKANLAR VE TÜRKİYEDE HALK KÜLTÜRÜ KONFERANSI

Medya Okuryazarlığı Programı NİLÜFER PEMBECİOĞLU

KAPADOKYA. Melih ÖZTEKİN. Eralp ÖZYAĞCI. Mert ÇİL. Başak DEMİRBAŞ

Woyzeck: Öğleyin güneş tepeye çıkıp da dünya ateşe düşmüş gibi yanmaya başlayınca, işte o zaman korkunç bir ses bir şeyler diyor bana.

Yeni Türk Edebiyatında Kadıköy. 1. Adı Soyadı: Haluk ÖNER. 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Yrd. Doç. Dr.

İçinde hareket edilen, günlük aktivitelere sahne olan, insanı çevresinden yalıtan, sınırlandırılmış ve algılanabilir özel ortam.

1 TEMA OKUMA KÜLTÜRÜ SÖZCÜKTE ANLAM

Nasıl Bir Deniz Feneriyiz?

EYÜPSULTAN MEVCUT DURUM TESPİTLERİ

Yaşama Hakkı Nerede?

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701

PERUGİA 13. YÜZYIL SU KEMERİNİN TARİHSEL MİRASIN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ BAĞLAMINDA ELE ALINMASI

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

TÜRK EDEBİYATINDA 26 DURAK 254 ŞAİR VE YAZAR

Bodrum a gönül veren ünlüler Trafo da buluştu

Simla nın seçimi ürünleri


Şam / Mart. Medine / Ocak. Semerkand / Şubat. Kayrevan / Nisan. İstanbul / Mayıs. Gırnata / Haziran. Kudüs / Ağustos. Bahçesaray / Eylül

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

YAŞAM. yeniden. `de TANIMLANIYOR

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

NADOL. yaşam evleri.

1824 yılında Paris Salonu'nda John Constable'ın eserleri sergilendi. Ressamın, kırsal manzaraları bazı genç meslektaşlarını etkiledi.

Ünite 01: Arapçada Kelime ve Cümle Çeşitleri

Şubat Komsu Köyün

Sultan Abdulhamit in hayali gerçek oldu BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU B İ L G İ. NOTU BALKANLAR 2 de İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN

KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ

Herkes İçin Bir Anahtar Kavram: Yaşam Alanı

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA

Lions un Evrensel Hedefleri nin dayandığı en temel kavramlardan birisi Lions un Evrensel Vizyonu dur.

SOSYAL DUVARLARI YIKALIM DOĞRU SÖZLÜK. #dogrusozluk

KRİZ ÖNCESİNİN TEK İYİ HABERİ

Yeni Yerler keşfetmek lazım

LYS 3 DENEME-5 KONU ANALİZİ SORU NO LYS 3 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI TESTİ KAZANIM NO KAZANIMLAR. 26/05/2014 tarihli LYS-3 deneme sınavı konu analizleri

22. Baskı İçin... TEŞEKKÜR ve BİRKAÇ SÖZ

MANİSA İLİ KIRKAĞAÇ İLÇESİ SARIAĞA MAHALLESİ 16 ADA 5 PARSEL UYGULAMA İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ

40 yılı aşkın bir süre, önce öğrenci, sonra değişik unvanlarla öğretim elemanı ve

MANİSA İLİ KIRKAĞAÇ İLÇESİ SARIAĞA MAHALLESİ 16 ADA 5 PARSEL NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ

5. HAFTA PFS102 SINIF YÖNETİMİ. Yrd. Doç. Dr. Ali Çağatay KILINÇ.

güzel bahçem MUTLULUĞUN EŞ ANLAMI

Üniversite Üzerine. Eğitim adı verilen şeyin aslında sadece ders kitaplarından, ezberlenmesi gereken

VİZYON VİZYON VE DEĞERLER DEĞERLER

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan :15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,

Canlı ve cansız varlıklara, çeşitli somut ve soyut kavramlara ad olan sözcük türüdür.

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

BILGI FELSEFESI. Bilginin Doğruluk Ölçütleri

belleğin TOPOĞRAFYASI

Konsept Yorum 200 EYLÜL 2010

ocak Şarkiye Mahallesi Kocakişi Sokak No: Altınordu/ORDU

Yer İle Yalın Bir İlişki

MİLAS TAKİ KENTLEŞME SÜRECİNİN TÜRKİYE GENELİNDEN FARKLILAŞMASI VE NEDENLERİ


EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

turkuaz evleri TURKUAZ TURKUAZ EVLERİ YENİ MAH. MEVLANA CAD. NO:10 Altınordu-ORDU / TÜRKİYE İLETİŞİM...

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

KANT FELSEFESİNDE PRATİK AKLIN ÖZGÜRLÜK POSTULATI

ÖZEL ANAKENT İLKOKULU EĞİTİM ve ÖĞRETİM DÖNEMİ DEĞERLER EĞİTİMİ PROJESİ MART NİSAN FEDAKARLIK FEDAKARLIK BİLİNCİ

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

BAKA BULUŞMALARI -I-

ANKARA ÜNİVERSİTESİ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI ÖZEL LİSESİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM 11-A SINIFI MF GRUBU DİL VE ANLATIM DERSİ I

MISIR IN SİYASAL HARİTASI

DİKKAT BU ÖZET 8 ÜNİTE

Ali Rıza Malkoç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

TMMOB MİMARLAR ODASI EDİRNE TEMSİLCİLİĞİ yılı 5. Trakya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mezunları Buluşması

HALKLA İLİŞKİLERİN AMAÇLARI

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15

TÜRKİYE DE KORUMA VE YENİLEME UYGULAMALARI

DESTİNASYON MARKA YÖNETİMİ

EZİNE ÇOK PROGRAMLI LİSESİ HAYDİ! HALİL İBRAHİM SOFRASINA

Elektrik, Plastik Cerrahi ve Prometheus: İlk BK Romanı Frankenstein 18 Ocak2014. Ütopyadan Distopyaya, Totalitarizm ve Anksiyete 25 Ocak 2014

Transkript:

A. Alper AKÇAM BİR ŞEHİR KAVRAMINDA COĞRAFYA ANLAMI; BURSA...* Bir şehrin ya da bir kentin kendine ait sayılabilecek sosyal yapısı, kültürü, o kültürün başat ögeleri, özgün ayrılıkları nelerle yapılanır acaba? Bu yapılanmada, oluşumda, birikimde, ayrıcalıklı ayaklar, o şehrin ya da kentin kurulduğu toprak ve yer yapısı, dağı, taşı, denizi, ovası, rüzgârı, iklimi, toplamca coğrafyası olabilir mi? Bu sorunun yanıtını Bursa veriyor. Bursa'yı bir başka şehirden ya da kentten ayıran özellikler üzerinde düşünmeye başladığımızda, yerleşkesinin belirgin özellikleri, bizi coğrafya üzerine çekiyor. Bursa, her olguda tek başına etkili olabilmiş önemli bir neden arama hastalığımızın, indirgemeci koşullanmamızın karşısında, bu hastalığımızı azdıran bir simge, kendini oluştururken coğrafyasını kullanışıyla, yaşayan kurgusal bir öykü, gerçekliğine inanılmayacak tarihi bir roman gibi duruyor. Bursa'da, sosyal yapının kurulmasında, insan tinselinin oluşmasında ayrı bir anlam arayanlara gösterilecek adres, Bursa coğrafyasıdır. Bursa coğrafyası, nesnenin ruha yansıyan tüm durgunluk ve devinimlerini bir arada taşıyabilme bereketini, genişliğini, çoğulluğunu kapsayarak, kendine konmuş insanı çamura atılmış bir sünger parçası gibi emer, onu kendinin bir parçası kılar. İnsan düşüncesi, Bursa'da eşyanın, toprağın, dağın, denizin, rüzgârın, ovanın, zeytinin, şarabın baş döndürücü gerçekliği içinde, kendini oluşturan hücrelerinin, etinin, kemiğinin, nesnesinin dışına taşamaz sanki. Çekici, çağırıcıdır Bursa coğrafyası, tüm yaşamı, tüm tarihi eşsüremli bir *TÜYAP 1. Bursa Kitap Fuarı'nda bir panelin de konusu olan bu başlık anlaşılmaz bulunmuş ve metnin içeriği kimilerinin sert eleştirilerine uğramıştır. Böylece de, bu deneme, işlevini yerine getirmiş olmuştur! 1

zamanlamayla, o andaki kendiyle başlatma savıyla donanmış bir güçle çağırır insanı... Daha ne olduğunun, nerede olduğunun ayrımına varamadan, Bursa konuğu, Bursa yerleşiği oluverir birden... Tüm geçmişinden, geleneklerinden, törelerinden sıyrılıp, kendi nesnesinin uzantısına, kendi kitlesinin yapışık bir parçasına, Bursa'daki o ikinci zamana ait bir yapıya dönüşür. Gönenç mi, boğuntu mu, kuşatma mı, ne olduğunu tam bilemediği bir yoğunluk içinde, nesnel yaşamın baş döndürücü çeşitliliğiyle kendini yitirir. İnsan ruhu, bedeninin arkasından savrulur Bursa'da... Düşüncesini, duygusunu, yaşamın somutundan, nesnelliğinden ayırmayı başaramaz... Bursa'da ruhun kendini yaratan bedenine yabancılaşamaması demektir bu. Dünya nimetlerinden uzak duramaması, yeryüzünde kalıcı olabilmek için ayağını direyememesi toprağa; özveriyi, mücadeleyi, kavgayı unutması, ya da hiç olmamış sayması... Sartre'ın "Mutlu insan ruhunun gerilimini yitirmiştir, bitmiştir" deyişi, Bursa'da insanın mutluluğu ararken kazandıklarıyla yitirmiş olduğunun ayrımına varmayışına oldukça önemli bir ışık tutmaz mı? Baudelaire'i değerlendirirken söylüyor yukarıdaki tümceyi Sartre... Baudelaire ondan aşağı kalacak değil ya, "İçinde mutsuzluk bulunmayan herhangi bir güzellik tanımıyorum" diyor. (1) Bursa şehri, sanırım, bu olağanüstü çağırıcı, kabul edici yumuşak tavrından olmalı belki de, tarih bilincini ve benim diyebileceği bir kültürü korumak ısrarını yeterince yaşatamamıştır. Kendine gelen, gönderilen her şeyi hiç düşünmeden kabul ediverdiğindendir sanırım, hapisliklerin, sürgünlerin, zindanların, mezarların Bursa'ya yakışır bulunması... Kendine ait ayrı bir kişilik, ayrı bir benlik oluşturamadığı için de, günümüzde iyice azgınlaşmış, küstahlaşmış biyosiyasetin oluşturduğu yeni görünümüyle, şehirden çok bir kent tanımlaması yakışır Bursa'ya. Bilinen şehirler içinde şehir olmayı en çok hakketmiş tarih örgüsüne, yazılı sözlü onca kültürel kalıta sahip olmasına karşın, yarı modern, arabesk bir kent olma yolunda hızla ilerlemektedir. Beton duvarların, kazanç saldırılarının, politik gelecek uğruna göz yumulmuş çirkinliklerin arkasında, şehrin hüzünlü iç çekişleri duyulmaktadır. Başka bir deyişle, insan metafiziğinin kendi ruh varoluşunu göz görürce hançerlediği bir yerleşkedir Bursa... Adlar ya da kavramlar üzerinde bir kaos yaratmak olmamalı söyleşimiz. Çıkıp şöyle bir dolanmalıyız Bursa'yı... O zaman, tarihsel yaşamı boyunca, kucağına çağırdığı onca ayrı kültürün, uygarlığın, sözlü, yazılı, ya da yapıya dönüşmüş kalıcı emek ürününe, büyük anıtsal yapıtlara yerleşke olduğunu herkesin bildiği bu şehrin, o dişil çağrısıyla, göz açıp kapayana 2

kadar, işgalcileri, yağmacıları üstüne çağırmış, her yanı betonla, tuğla duvarlarla örülmüş bir kente dönüşmüş olarak uzandığını görüp bize katılacaksınızdır. Nedir Bursa coğrafyası, bu büyülü yapısını nereden alır? Bursa, Uludağ gibi ulu, engin ve o heybetiyle durağan görünen simgesiyle, hemen güneyden onun kucağına uzanmış bereketli ovasında her mevsim ayrı bir yeşili beslemeyi beceren devinimli toprağıyla, hemen yakınına uzanmış körfez sularında, zeytinli, sıcacık dinginlik yansımasıyla, denizi salınarak seyreden bağlarından damıtılmış şarap esrikliği sunar insana... Yeryüzünün, bir coğrafyanın insana verebileceği her nimeti birden ona ait olmaya niyetlenmiş insanının önüne serer. Daha iyiye, daha güzele ulaşma yönündeki tüm kahırlı çabaların gereksizliğini, anlamsızlığını fısıldar bir yandan. En büyük isyanlara, en aykırı devrimlere çarpan yürekler, bu topraklara geldiğinde, yumuşacık, uysal, bedensel arzularını giderebilecek dünya nimetleriyle yetinen bir karşı insana, iktidar yandaşı edilgen bir benliğe dönüşür. Bursa siyaseti, hep kolaycı, hep çoğuldan yana bir düşüncenin, davranışın içindedir. Bursa, muhalif değildir. Bursa, karşı çıkan değildir. Çoğuldur, geneldir, içindeki insan dahil hiçbir parça kendi özgün varlığının ayrımında değildir. Yumuşak, uysal ve edilgendir... Bursa'da insan, bir soluk durup düşünmeye, içinde bulunduğu nesnel yaşama biraz yabancılaşıp bir yaşam felsefesi aramaya kalkıştığındaysa, Bursa'nın o dayanılmaz lodosu çıkagelir bir yerlerden. Eser, eser... Eser, uğuldar, sallar, sarsar, nerden geldiğini, nereye gideceğini unutturur, sarhoş eder... Dağ, ova, bereket, deniz, rüzgâr... Kıyasıya, doyasıya yaşamdır Bursa... Kendi ayrı varlığını düşünebilecek, kendi için var olmayı başarabilecek bir düşünce payı, zamanı olmaksızın sarıp sarmalar insanı. Sağdan ve soldan kendine yapılan eleştirileri, benzetmeleri, benimsetme çabalarını, "Ben mâruz ve müşahidim" (2) diyerek yanıtlamıştı bu şehrin o ünlü denemesinin yazarı. O gözlemekte, etkilenmekte ve tanıklık etmektedir olup bitene. Evet, Bursa da, o korkunç çağrı gücü ve yumuşak coğrafyasıyla, en ünlü denemesinin yazarı gibi, "mâruz ve müşahit" bir kenttir. O, bir Kutup Yıldızı gibi, her tufanda, her fırtına ve karmaşada, şaşmaz duruşuyla benlikleri kendine doğru çekmiş, çağırmış, ve Bursa'ya akın akın koşarak gelmiş her siyaset, Bursa'yı, Bursa geçmişini yok sayarak kendi çoğulluğunun, kendi kitle çıkarının nesnel bir uzantısına dönüştürmüştür. Kendi dışında olana yaşam hakkı tanımamıştır. 3

1940'lı yıllarda, "Şimdiye kadar gördüğüm şehirler içinde Bursa kadar muayyen bir devrin malı olan bir başkasını hatırlamıyorum. Fetihten 1453 senesine kadar geçen 130 sene, sade baştanbaşa ve iliklerine kadar bir Türk şehri olmasına yetmemiş, aynı zamanda onun manevi çehresini gelecek zaman için hiç değişmeyecek şekilde tesbit etmiştir." (3) demektedir Tanpınar. Bursa'yı fetheden Osmanlı, Bursa'nın kendinden öncesine nasıl yok sayarca, bencilce davrandıysa, Tanpınar'ın biraz da övgüyle anlatmaya çalıştığı, bu kısa sürelere sığmış büyük değişim, Tanpınar'ın ölümünden sonra bir kez daha yaşanmış, yazarının bu saptamasının aslında âşık olduğu kentin yazgısı için ne denli büyük olumsuzluklar taşıdığını da serivermiştir gözler önüne. Tanpınar'ın ölümünden sonra, yeniden yenilenmiştir Bursa. Bir kez daha, deyim yerindeyse, Bursa'nın o "ikinci zaman"ıyla, yeniden, baştan aşağı değişmiştir. 1970'li yıllardan sonra hızlanan Anadolu altüstlüğüyle doğudan ve batıdan (Balkanlardan) art arda gelen göçler, yeni çağdaki yeni biyosiyasetle, "çarpık sanayileşmevaroş saldırısı- arabesk kültür" üçüzünde kendini yapılandırarak ve tüm geçmişi, gelenekleri, bin yıllık kültürleri yok ederek Bursa'yı yeniden ve belki de "hiç değişmeyecek şekilde tesbit etmiştir." Tanpınar'ın saptaması, onun ölümünden sonraki Bursa için bir kent yazgısı çizmiştir sanki... Geçmişte olan, gelecekte olacağa kapı açmıştır. Değişmeyecek olan ( ki bunun Tanpınar'ın kendiyle çelişmesi ya da yanılması olarak değerlendirebilmek de olasıdır), Bursa'nın değişmezliği değil, her tufanda tersine dönecek kertede değişmesidir. Hatta, bizi Tanpınar gibi düşünmeye yönlendiren bu ikinci değişmez sandığımız değişim, daha bir küstahçadır. Kent, özellikle de 70'li yıllardan sonra şehre acımasızca saldırmıştır. 1320'den sonrası düşünüldüğünde, Kayı Boyu'nun kendi öncellerinin yerine, kendini gücünü ve fetih felsefesini simgeleyen bir site kurma çabası, bir fetih gücünün bütün kendine güven, gurur ve iktidar gösterişlerini ne kadar çokça yansıtırsa yansıtsın, ne kadar kendinden öncesini yok olmuşa döndürmeye çalışırsa çalışsın, modern kentin şehir karşısındaki küstahlığıyla karşılaştırıldığında, son derece masum ve göstergesel amaçlı kalmaktadır. Kentse, ne simge, ne göstergeyle değil, anlamın her boyutunda saldırı ve yalnızca saldırı güdüleriyle donanmıştır. Kuşatıp yok etme, tarihe sırtını dönüp her şeyi belirsiz bir gelecekten başlatma ve zamanda durmama, zamanı da uzamı da yok sayma çılgınlığından güç almıştır. İnsanın kendi varlığı karşısında hayrete düşmesine yol açacak bir çılgınlığı sergilemiştir Bursa kentleşmesi. Bursa'nın yetmişli yıllar sonrası kurulmuş kimi semtlerinde değil doğayı bulmak, yön saptamak, havayı bulmakta, gün öğlen zamanı güneşi görmekte 4

zorlanırsınız. Kazanç dürtüsü, dünyaya beton, demir çubuk ve sınırlarla sahip olma kavgası, insan benliğinin her yanını yok etmiştir. Egemen duygu, işgal ve sahiplenmedir Bursa'da... Sahip olma güdüsü, yaşam zorunluluğunun, geçim sıkıntısının boyutlarını çok aşan bir güçle yaşam felsefesi olmuştur. Bu biyosiyaset, şiiri, öyküyü, hatta aşkı bile büyük ölçüde silip atmıştır sıradan insanın yaşamından. Beyinler birer hesap makinesidir Bursa'da. Mutluluk ve aşk yuvası olması gereken evler, eşya ve para hesapları yapan makine tıkırtılarıyla söyleşmektedir sanki. Bir başka deyişle, Bursa kentinin ruhunda, insanın direnişçi ve paylaşımcı özü yaşayamamaktadır! Kendinden başkasına yaşam hakkı tanımamış, sorgulamadan güdülenmiş benliklerin cirit attığı bir yumuşak kucak gibidir Bursa. Ve Bursa kuşatmasının, yok edilen güzelliklerin, unutulmuş kültürlerin arkasında yatan gerçeklik, giz budur. Bursa coğrafyası, Bursa'nın toplumbilimcisidir aynı zamanda... Yüzlerce yıl önce, doğudan atlarının üstünde çıkagelmiş akıncı boylarından birçoğu, coğrafyanın bu dişil ve içinde yok edici yumuşaklığından ürkmüş olacaktır ki, ya kızık ların dağ kucağındaki yamaçlarında, merkezden uzaklarda, ya da yüksek dağ başlarında yerleşmeyi seçmişlerdir. Yoksulluk ne denli acı verirse versin, Orhaneli'nde, Büyükorhan'da, Kocayayla'da, Uludağ'ın güney yamaçlarında gelenek ve töre sahibi topluluklar yaşamayı sürdürürler. Bursa yerleşkesinden çok uzak kalamamış kızık toplulukları bile kendi geleneksel yaşam biçimlerini çoktan terk edip kentsel karmaşa içinde popüler ilginin birer nesnesi olma yoluna girmişlerdir. Kimliksiz kum parçaları gibi... Uludağ'ın öte yüzünde kalanlar, bu kaostan ve çekimden en uzakta, en ayrı duranlarsa, biraz küskün görünürler yaşama, belki yoksulluklarından ötürü de, sıra iletişime, bildirişime gelince, kendileri gibi olmaktan ne denli hoşnut olduklarını anlayıverirsiniz tavırlarından. Bir geleneği, bir töreyi taşımakta olduğunu duyumsatır sevgi ışıyan gözleri, dost gülümsemeli yüzleri... Bursa ovası, Nilüfer boyları, Gemlik körfezi çevresi ve kenti çevreleyen bazı kenar semtler, Balkan göçerlerinin yoğun yerleşimine kucak açmıştır. İnegöl'de, kenti çevreleyen bazı varoşlarda, özellikle Ankara yolu çevresinde de yoğun bir Doğulu yapısı vardır. Belki de en ilginç saptama, kentin ve yakın ilçelerin hem Balkan göçerlerinde, hem Doğu kökenlilerinde geleneksel bir yaşam biçiminin çok fazla kalmamış olduğudur. 5

Bursa'da insan dünyaya yalnızca işlevsel bakmaktadır. Bursa'da önceliği, mal mülk edinme, ev sahibi olma, bir kat daha çıkabilme kaygısı alır. Nesnelerdir insanı yönlendiren. Nesneleri edinebilmenin çekim gücü... Belki de bunun için bu kentte bu kadar yoğun bir kimlik bunalımı yaşanıyor. Bu kentin kendine ait bir kültüründen, bir geleneğinden söz etmek gerektiğinde uzun uzun düşünmek gerekiyor. Bir şehir kavramında coğrafya anlamı bunca güçlü ve etkin kalıyor Bursa'da... 1. Anan, Afşar Timuçin, Baudelair'in Platoncu Dünyası, Agora Dergi, Sayı 19) 2. Mehmet Kaplan, "Tanpınar'ın Hatıra Defteri'nin Son Satırları, Tanpınar'ın Şiir Dünyası, İstanbul 1983, s.21-22. 3. A. Hamdi Tanpınar, Beş Şehir, YKY Ocak 2001, s. 120 Bu metin, Bursa 2002 Kitap Fuarında bildiri olarak sunulmuştur. 6