HACI EVLİYA YİĞİT. Hacı Evliya Yiğit

Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Iğdır Sevdası. yıp olarak acı bir gerçeklik halinde karşımıza dikilmiştir.

Iğdır Sevdası AVUKAT SEVDA DOĞAN

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

ISBN :

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi

Iğdır Sevdası. İlk ve orta tahsilimi Iğdır da, liseyi Kars ta okudum. Yüksek tahsil hayatıma

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Şehirdeki Yeni Hayatımız Başlıyor

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var)

DDD. m . HiKAYE. KiTAPLAR! . CİN. ALİ'NİN. SERiSiNDEN BAZILARI. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR?

KADİR BAYKAL. Kadir Baykal

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Siirt'te Örf ve Adetler

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ

o ( ) (1 CİN ALİ'NİN HiKAYE KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Öğ. Rasim KAYGUSUZ

Filmin Adı: Şaban Oğlu Şaban. Oyuncular: Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Şener Şen. Filmin Yönetmeni: Ertem Eğilmez. Senaryo: Sadık Şendil

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

Bu kitabın sahibi:...

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

SATILMAZ EĞİTİM AMAÇLI KULLANILMAK İÇİN ÇOĞALTILMIŞTIR

Turkiye' ye dönmeden önce üniversiteyi kazandığımı öğrenmistim. Hayatımın en mutlu haberini de orada almıştım.

GURCİ SELÇUK Ahmed Şemo nun Kızı

Ali Aydın ALİ AYDIN Ali Aydın Hayatım 236

5.SINIF TÜRKÇE (GENEL DEĞERLENDİRME TESTİ) almıştır?

(December 23, 2014, Tuesday) SECONDARY PREP TURKISH COMMON EXAM. General Revision Test

C A NAVA R I N Ç AGR ISI

tellidetay.wordpress.com

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos :42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos :20

Ö ğ renci Gö zü yle. Van Depremi. Zeynep Kalem Mehmet Faruk Bedir M.Enes Aydoğdu

HÜSREV KONYAR. Hüsrev Konyar

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Ben daha dokuz yaşında iken,bir gün kötü arkadaşıma kandım.mahallelerinde bulunan bir bahçeye girdik.


ŞEYH HASAN BARBAROS. Hayatım 1939 yılı Iğdır Alikamerli köyü doğumluyum. Hacı Mehmet Barbaros

TİLKİ İLE AYI Bir varmış bir yokmuş, Allah ın günü çokmuş. Zamanın birinde bir tilki ile bir ayı yaşarmış. Bir gün bunlar ormanda karşılaşmışlar ve ar

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

TÜRKÇE. NOT: soruları yukarıdaki metne göre cevaplayınız. cümlesinin sonuna hangi noktalama işareti konmalıdır?

Tek başına anlamı ve görevi olmayan ancak kendinden önce gelen sözcükle öbekleşerek anlam ve görev kazanan sözcüklerdir. Edatlar şunlardır:

CİN ALİ İLE BERBER FİL

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

KAZIM HUN. Kazım Hun. Mehmet Hun. Şemo nun torunu Şemo yu anlattı.

Sevda TÜRKÜSEV. 31 Ocak 2013 / Perşembe

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 6 (ΔΞΙ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Kahraman Kit Misafirlikte

Faik Güney FAİK GÜNEY

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

Öğ. Rasim KAYGUSUZ. 19 Mart 1973 Tarihli ve 1738 sayılı Tebliğler Dergisi ile ilk okullara tavsiye edilmiştir

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

ŞEBNEM İŞİGÜZEL Kirpiklerimin Gölgesi

DEMET İN PAMUK DEDESİ İLE AŞÇI NİNESİ

5. Et et içinde, et fit içinde Dünya dümeni, onun içinde.

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

1 Anne çocuğuna ne öğütlüyor?

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar

HACI ABDULLAH ÇOKTİN. Hacı Abdullah Çoktin

SÜLÜK 1. SAHNE İÇ / ODA / GECE 1.ADAM 2. ADAM

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

KAVRAMLAR RENK KAVRAMI SAYI KAVRAMI ZIT KAVRAMLAR DUYU KAVRAMLARI. Geometrik Şekil. Yön Mekanda Konum BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR.

Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

Konumuz sol içi cinayetler, özel olarak da Acilciler bünyesindeki cinayetler

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙ ΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΙΕΥΘΥΝΣΗ ΑΝΩΤΕΡΗΣ ΚΑΙ ΑΝΩΤΑΤΗΣ ΕΚΠΑΙ ΕΥΣΗΣ ΥΠΗΡΕΣΙΑ ΕΞΕΤΑΣΕΩΝ ΠΑΓΚΥΠΡΙΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ 2006

KASIM AYI 4 YAŞ GRUBU AYLIK BÜLTENİ

2015 KIZILAY Haftası İlköğretim sınıf Takdimci El Kitabı

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı,

tellidetay.wordpress.com

Bodrum aşığı yabancıların buluşması

Aşşk Kahve ve Laduree

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΠΤΑ (7) ΣΕΛΙΔΕΣ

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

tellidetay.wordpress.com

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

Ürünü tüketmesini/satın almasını/kullanmasını ne tetikledi?

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama Haftanýn Testi...25

Derleyen: Yücel Feyzioğlu Resimleyen: Mert Tugen

MAHMUT YILMAZOĞLU Namı-ı Diğer Uzun Mahmut

Mehmet Ali Aktar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Transkript:

HACI EVLİYA YİĞİT Iğdır Sevdası Kürt aşiretlerinin sözel hafızasında saklı olan devasa bilgiler iki basit soruyla kendisini kurar: Tu kure ki yi? (Kimin oğlusun?) Tu kijan eşiri? (Hangi aşirettensin?) Hacı Evliya Yiğit, Kürt halkının kimliğinin bir parçası olan, aşiret içi ve aşiretler arası bağlantıları en hızlı en Hacı Evliya Yiğit doğru en etkin bilen bir aşiret ve toplum hafızası olarak övgü ve hayranlığı fazlasıyla hak kazanmıştır. Hacı Evlo amcamın seçkin belleği, yazı diline dökülmeyi sabırsızlıkla bekleyen, yüzyıllardan kök salmış değerli bilgilerle yüklüydü. Hayatım 1933 yılında D.Beyazıt a bağlı Berbere köyünde dünyaya gelmişim. Annemin adı Susan, babam Hacı Ali dir. Üçü erkek beşi kız sekiz çocuklu bir aileye mensubum. Yaş sırasına göre kardeşlerim, Kudret, Gulizar, Bahar, Hacı Yusuf, Hacı Evliya, Ahmet, Kıtai ve Fatma dır. Babam konuşması ve davranışıyla etrafında saygı uyandıran ve sevi- 655

Hacı Evliya Yiğit len birisiydi. Halkını ve akrabalarını çok sever, elinden geldiğince yardım elini uzatırdı. Gençlik yıllarında almış olduğu ciddi medrese eğitimi nedeniyle alim görünüşlü ve derin bilgiliydi. Babam 1964 yılında 91 yaşında vefat etti.(doğum 1873) Kürt Aşiretleri Celali Aşireti D.Beyazıt merkez olmak üzere İran ve Türkiye sınırının iki yanında dağınık olarak yer alan ve aslen İran kökenli olan Celali aşireti üç ana bölümden meydana gelir. Bunlar sırasıyla Helikan, Bırxıkan ve Sakan aşiretleridir. 656

Helikan Aşireti (Xelki) Iğdır Sevdası Bağlı olduğum Gêloi aşiretinin de bir alt grup olarak içinde yer aldığı Helikanlı aşireti irili ufaklı bir çok aşiretten meydana gelir. Ancak bu aşiretlerin çoğu altıncı veya daha yüksek dedede birleşirler. Örneğin D.Beyazıt yöresinde ikamet eden Qotan aşireti lideri Hüsrev Konyar Bey le, Helikan aşiretinin başka bir alt grubundan Emoya Xelit Ağa (İran daki Helikan aşireti lideri Xalıt Ağa nın oğlu) şecere sistemi esas alındığında Kör Xelef adlı dedede birleşiyorlar. Dikkat edilirse Hüsrev Konyar Bey in büyük dedesi Qoto Ağa- 657

Hacı Evliya Yiğit nın zürriyeti daha sonraki yıllar Qotanlılar olarak ayrı bir alt grup olarak ayrılmış ve bu isimle bugün bölgede geniş bir aşiret olarak örgütlenmiştir. Hüsrev Konyar Bey in dedesi Ahmed Ağa, tüm Helikan aşiretine liderlik yaparak Hamidiye Alay komutanı olmuştu. Bir çok aşirette olduğu gibi Helikan grubu içinde de eskiden yöneticilik yapmış Torun tabir edilen bir bey ailesi vardı: Bugün Kağızman da yaşayan Cumkan aşiretinden Mala Beyrê, Helikan aşiretine bu anlamda liderlik yapmıştı. Bugün Iğdır ın Hasanhan köyünde oturan Helikan grubu, Cındiyan alt gurubuna dahil olup, Xalıt Ağa nın büyük dedesi Hasan Beg in Evlo adlı oğlunun zürriyetindendirler. Bu yüzden bunlar Evlolar olarak da bilinir. Helikanlı aşiret grubunu meydana getiren her alt grup belli bir bölge ve yerleşim birimine sahiptir. Örneğin Elyan aşireti yoğunluklu olarak Orgof (Suveren) köyünde ikamet etmektedirler. Bir diğer özellikte, alt grupların zamanla parçalanması ve buradan ayrılan aşiretlerin bağımsız bir kimlikle grupta yer almasıdır. Örneğin Mısırkan, Pilekan ve Qada Reş adlı gruplar aslında Gelturan oymağının alt birimleridir ama zamanla ayrı bir aşiret olarak örgütlenmişlerdir. Bu türden aşiret gruplaşmasının bir diğer özelliği de bazı aşiretlerin dışarıdan gelerek grupta gönüllü olarak yer alması veya iç çatışmalar nedeniyle mensubu olduğu aşirete küsüp Helikan aşiret ağacı içinde kendisine yakın gördüğü başka bir aşirete gidip onunla birleşmesidir. Örneğin Mala Meydo grubu Sule-Etima dan ayrılıp Gelturan grubuna dahil olmuştur. Dışa- 658

Iğdır Sevdası rıdan gelip gönüllü olarak Helikanlı aşiretine dahil olan gruba örnek olarak da Geloi aşiretini gösterebilirim. Bırxıkan Aşireti (Bırxki) Bu aşireti ağırlıklı olarak Hesesoran grubu oluşturur. Dikkat edilirse Hesesoran ın, irili ufaklı bir çok alt birimden meydana geldiği görülür. Günlük kullanımda Elê Qırtki, Karaqırtki gibi gruplar kendilerini Hesesoran olarak tanıtırlar. Sakan Aşireti (Saki) 659

Hacı Evliya Yiğit Şeyhler Şeyhler, Mesmeyi Qum dan (İran) gelip Celali aşiretleri arasında örgütlenmişler. Örneğin Sakan aşiretinin geleneksel reisliğini daha önceleri Mala Xıdırağa üstlenmişken, Şeyhlerin bölgeye gelmesinden sonra bu liderlik Mala Hecı Hesen ailesinin eline geçmiştir. Mala Xan Abdal ın şeceresi şöyledir: 660

GÊLOİ AŞİRET ŞECERESİ Iğdır Sevdası İlk Tohum Esko (İskender) adlı büyük dedemiz İran içlerinden gelip Ağrı Dağı bölgesine yerleşmişti (takriben 1810 yılı). O zamanlar bu bölgede etkin olan Şeyh Mahmut- Pêv-Kıllê kız kardeşini Esko ya vermiş. Bu evlilikten Karaçöl, Mıho ve Mirze adında üç erkek çocuk dünyaya gelmiş. Şeyh Mahmut kızını Mirze yle evlendirmiş ve doğan Hacı Evliya Yiğit tek çocuğa da kardeşinin adını (Hüseyin) vermiş. Mirze nin oğlu Hüseyin, Helikanlı aşiretinin ileri geleni ve Kör Xelef in küçük torunu Hasan Bey in kızı Şerbentin le evlenmiş. (Hesen Beg>Xelil Beg> Ehme> Kör Xelef). Bu evliliğinden yedi erkek çocuk dünyaya gelmiş. Geloylu aşiretine isim babalığı yapan Gêlo, bu yedi çocuğun en küçüğüdür. Gêlo evlenip 12 erkek çocuk sahibi olmuş. Bunlardan Bıro nun zürriyeti olmamış. Gêlo, oğlu Ceco yu (Numan Efendi nin dedesi) medrese hayatına zekat olarak bağışlamıştı. 661

Hacı Evliya Yiğit Geloylu aşiretine mensup bazı tanınmış simaların şeceresi: Günlük konuşmalarda örneğin Aziz Güney Bey i tanımlamak için Azize Temıre Gulê ifadesi kullanılır. Gulê, Hacı Temır ın annesinin adıdır. Aziz Güney Bey in dedesi Hasan Bey erken yaşta öldüğünden, nenesi Gulê Hanım çocuklarının yetişmesi ve ev sorumluluğunu genç yaşta üzerine almıştı. Bu yüzden çocukları aşiret arasında Gulê nin ismiyle bilinir olmuş. (Gulê nin babası>hasan>evlo>gêlo) 662

Aqo Uşağı (Mala Aqo) Şeceresi Iğdır Sevdası Gêloi Aşiretinde Liderlik Şeceresi Kim Lider Olsun? Gêloi aşiretinde liderlik babadan oğula geçmez. Aşirete lider olacak kişinin bu özelliğiyle ön plana çıkması ve aşiret ileri gelenleri nezdinde kabul görmesi şarttır. Eğer aşiret liderinin ani ölümü sırasında yerini dolduracak birisi yoksa aşiret meclisi toplanır yeni lider, tartışma ve ikna yoluyla tayin 663

Hacı Evliya Yiğit edilir. Böyle bir durum Geloylu aşireti için, Hüseyine Gêlo nun vefatı sırasında meydana gelmişti. Yeni lideri seçimi için meclis toplanmış. Toplantıya katılanlardan birisi de yaşlı Elık amcaymış. Meclisin daha genç üyeleri çaresiz şekilde Elık amcadan yardım istemişler. Elik amca tecrüben ve bilginle sen karar ver, aramızdan kim lider olsun? diye sormuşlar. Elık amca düşüncelerinin dikkate alınmasından memnun şöyle demiş: Nasıl diyeyim güzel kardeşlerim. Aramızda Mıstegor gibi eli açık, cömert ve hoş sohbet birisi var. Hepimiz onun karakterinden, zengin sofrasından, semaverinden ve elden ele dolaşan tütün tabağından fazlasıyla hoşnutuz. Ama eğer yanlış karar verip Mıstegor u lider seçerseniz o zaman bir daha belinizi doğrultamazsınız. Çünkü dar gününde, rahatına düşkün Mıstegor düşünmeden malınızı mülkünüzü satıp yer. O yüzden derim ki Yusufê Gêlo lider olsun. Çünkü o daha mazbut ve kendi halindedir. Elık amca lafını bitirdiğinde Mıstegor la göz göze gelmiş. Mıstegor bu vefasızlığı ve densizliği affedecek halde değilmiş. Hiddetle Elık amcaya göz atıp, Çabuk odayı terk et yoksa karışmam! demiş. Elık amca kör-pişman odayı terk etmiş. Ama meclis o gün Yusufê Gêlo yu lider seçmekte tereddüt etmemiş. Yusufê Gêlo öldüğünde yerine oğlu Süleyman Yusuf, Gêloi aşiretine lider olmuş. Ancak onun yönetimi zamanında Gêloylular bugün DÜÇ sınırları içinde kalan köylerini Burukanlılara kaptırdıkları için, liderliği Süleymane Yusuf tan Mısto Şexali (Şexali, Hüseyine Gêlo nun oğlu) devir almış. Aynı şekilde Mısto Şexali vefat edince oğlu Yusufe Mısto lider olmuş. Ama yeteneksiz davranınca Ahmed Şemo lider olarak öne çıkmış. Beyazıt bölgesinde Gêloi aşiretinin liderlik silsilesi şöyle olmuş: Amcam Davo, Hacı Ali ve Hacı Yusuf Şemo Şemo her ne kadar Gêloi aşiretine liderlik etmemişse de davranışı ve kişiliğiyle aşiret içinde ve bölge insanları arasında her zaman ön plana çıkmasını bilmişti. Hatta bazen aşiret lideri Mısto Şexali nin hatasını düzeltecek denli uzak görüşlü ve sağ duyulu imiş. Anlatılan şu hikaye onun aşiret içi dengeyi ne kadar önemsediğini anlatır. Bir gün bazı kişiler Şemo nun oğlu Ahmed i feci şekilde dövmüşlerdi. Bu duruma sinirlenen aşiret lideri Mısto Şexali olayın faillerini getirtip kıl çadırın önünde rencide eder bir biçimde bağlatmıştı. 664

Iğdır Sevdası Erivan dan alış verişten dönen Şemo, Mısto Şexali nin çadırının önünden geçerken hayvanların bağlandığı yerde faillerin perişan ve utanç verici biçimde yerdeki direklere bağlandığını görünce atından inmiş, Ne oluyor? diyerek çadırdan içeri girmiş. Mısto Şexali, Şemo nun bu hesap soran tavrından rahatsız olmuş: Oğlun Ahmed yediği dayak yüzünden yatağında can çekişiyor sen de gelmiş, bu adamları niye böyle bağladınız, diye hesap soruyorsun demiş. Şemo, aşiret içinde birlik duygusunu tehlikeye atacak bu durum karşısında sessiz kalmamış. Çadırdan dışarı çıkıp kolları ve ayakları bağlı failleri serbest bırakmış: Bunlar kör olmuşlar kendi kardeşlerini dövmüşler, ama ben onlar gibi kör davranıp amca çocuklarımı mağdur edemem demiş. Mısto Şexali den sonra liderlik Ahmed Şemo ya geçmiş. Birinci Dünya Savaşı başlayıp, Ruslar Osmanlı üzerine saldırıya geçtiklerinde Ahmed Şemo aşiretin başında lider olarak bulunuyormuş. Mala Şemo (Şemo nun ailesi) Eyvah zürriyetsiz öleceğim! Şemo nun ikinci evliliğini niçin yaptığına dair şu hikaye anlatılır: Bir gün evde otururken tek oğlu Qaso koşarak yanına gelmiş, Baba eşekler ot yığınına düşmüş! diye bağırmış. Şemo oturduğu yerden düşünceli düşünceli oğluna bakmış, içinden, 665

Hacı Evliya Yiğit Akıllı ve işe yarar bir çocuk olsa eşekleri kendisi kovar, bana gelmezdi diye geçirmiş. Sonra da kafasını iki elinin arasına alarak, Eyvah zürriyetsiz öleceğim! demiş. O günden sonra ikinci bir evlilik yapmak için kolları sıvamış. Bir gün yanına Eli Evlo adlı arkadaşını alarak Mıstegor un yetim kızı Gulizar ı kaçırmış. Şemo, uzun yıllar yoksulluk ve sahipsizlik içinde büyümüş olan Gulizar kendi eliyle yıkayıp gerdeğe girmiş. Bu evlilik, Mecit Hun a kadar uzanan geniş bir aile zürriyetinin çoğalmasına neden olmuştu. Gêloi Aşiretine Yeni Mesken Gêloi aşireti Yusufe Gêlo nun liderliği sırasında bugün DÜÇ nin olduğu yerde kurulu olan köylerde Burukan aşiretiyle birlikte ikamet ediyormuş. Yusufê Gelo nun vefatından sonra oğlu Süleyman lider olarak öne çıkmış. Rus vergi memurları köy köy dolaşıp hayvan kaydı yapıyorlarmış. Bir dostu (!) Süleyman ı kandırıp şöyle demiş: Ruslar geldiklerinde çok az hayvanım var, diye kayıt yaptırt! Süleyman, aşiretin toplam hayvan sayısını çok az gösterince, Rus yönetici, Bu köyler hayvan barındıran aşiretler için, size yaramaz! diyerek bunları jandarma zoruyla köyden uzaklaştırmış. Şemo ve maiyetindekiler Adetli köyüne; Mısto Şexali, Kolukent e; Ozman uşağı Çetindere ye; Aqo uşağı Korhan a ve nihayet Resul uşağı da Atıcı ya gidip yerleşmişler. Gêloylular gittikleri köylerde çoğu zaman zor kullanarak kendilerine bir yer edinmişlerdi. Örneğin Aqo uşağı Korhan a gittiğinde, orada başka bir aşiret ikamet etmekteymiş. Mıhê Kazak dedem kendisine karşı gelen Sado Ağa yı boğazından yakalamış ve var gücüyle sıkmış. Sado, Mıhê dedemin 666

Iğdır Sevdası güçlü parmakları arasında nefessiz yere yığılmış. Ortalığı hemen bir panik havası sarmış. Xenê adlı bir kadın yerde baygın uzanan Sado nun boğazına masaj yapmış, Sado ancak ondan sonra kendisine gelebilmiş. Sado acı içinde yerinden doğrulmuş. Hayatımda benim boğazımı hiç kimse bu kadar güçlü sıkmadı! diyerek hayranlıkla Mıhê dedeme bakmış. Böylesine güçlü bir insanı kendisine dost edinmek umuduyla, Korhan köyünü size bırakıyorum demiş. Ali Mirze Bey Ali Mirze Bey, Gıskan aşireti lideri idi. Alın şişelerin parasını Ahmed Şemo, Ruslardan kalma bir giyim geleneği olan kolsuz fakat oldukça ağır bir palto üzerinde, bir gün bacanağı Etarê Resê yle Erivan a alış verişe gitmişti. Ermeni esnafın yoğun olduğu dar sokaklardan geçerlerken, paltonun uzun tüyleri bir sandık üzerine özenle istif edilmiş çay bardaklarına dokunmuş, bardaklar şangır mıngır yere düşüp parçalanmışlar. Birkaç adım uzaklaştıktan sonra Ahmed Şemo, dayak faslı olmadan pazarlık şansının olmadığını tahmin ettiğinden, paltosunu çıkarıp bacanağına giydirmiş, usulca 667

Hacı Evliya Yiğit Etar, beni burada bekle, tuvalete gidip geleceğim demiş. Dükkan sahibi dışarı çıktığında kırılan bardakların az ötesinde Etar ı görmüş. Hiç tereddütsüz, Sensin demek bardakları kıran ha! diyerek Etar a saldırmış. Dayak faslı devam ederken Ahmed Şemo saklandığı köşeden çıkıp, Durun yahu ne oluyor? diyerek müdahale etmiş. Kızgın dükkan sahibi, Daha ne olsun bu adam bana dünya kadar zarar verdi demiş. İşin artık parayla tatlıya bağlanacağını anlayan Ahmed Şemo, Zarar ne kadarsa hemen ödeyeceğim demiş. Dayağı Etar ın yediği bu pazarlıkta böylece sona ermiş. Eyüp Paşa Gulicehar Ağa nın Eyüp Paşa, Mahmut ve Eleşref Bey adında üç oğlu varmış. Eyüp Paşa Rus ordusunda askeri general, Eleşref Bey de sivil general rütbesiyle görev yapıyorlarmış. 1877-78 Osmanlı-Rus savaşı sırasında bu kardeşlerin kaderini etkileyecek hazin bir olay vuku bulmuş. O zamanlar Rus ordusunda çavuş olan Mıhê Kazak dedemiz bu olayı şöyle anlatmış: Rus ordusu olarak Kars a hücuma hazırlanıyorduk. Osmanlı ordusundaki üst rütbeli bir subay para karşılığında gizli bilgileri Ruslara satmış, Bu gece mevzileri değiştirmeyeceğim ani saldırıya geçin! diye de nasihat etmişti. Eyüp Paşa bu ihaneti içine sindirememiş, Müslüman ordunun kalleş şekilde yok edilmesine karşı bir şeyler yapmaya karar vermişti. Beni yanına çağırdı: Mıhê, vakit kaybetmeden, gizliden Osmanlı hattına ulaş, komutana bu kağıdı ilet. Bu gece yapılacak saldırı için tedbirli olsunlar şeklindeki bir mesajı götürmemi istedi. Osmanlı paşasının huzuruna çıkıp, aralarından bir subayın Ruslara bilgi sızdırdığını anlattım. O gece Rus ordusu hücuma geçtiğinde, Eyüp Paşa komutasındaki Kürt milisleri güya Osmanlıya karşı savaşıyormuş gibi yapmışlar, silahlarını gökyüzüne doğru boşa ateşlemişler. Önde giden Rus ordusu kendisini bekleyen pusudan habersiz saldırıya geçince tamamı telef olmuştu. Şüpheleri üzerine çeken Eyüp Paşa Osmanlı ya sığınarak kendisini kurtarmış; Osmanlı Devleti de Eyüp Paşa ya Küpkıran köyünü vererek onurlandırmıştı. Ey Çarsale tepesi! Eleşref Bey oldukça kültürlü ve bilgiliymiş. Her sözü derin bir anlamla yüklüymüş. Bir gün atıyla Kellehemo köyü yakınındaki Çarsale tepesine yakın yerden geçerken, atının dizginine asılmış, düşünceli şekilde tepeye bakıp: 668

Iğdır Sevdası Ey Çarsale tepesi, ben annemin terkisinde küçük bir çocuk iken sen yine Çarsale tepesiydin, şimdi ihtiyarladım güçten düştüm ama sen hâlâ aynı Çarsale- sin, aynı Çarsale sin... diye iç geçirmiş. Bey amca kelleniz para eder.. Bir gün Iğdır Belediye bahçesinde Hüsnü (Bingöl) Bey ve dostları oturmuş sohbet ediyorlarmış. Kalabalığın içinde Mecit Hun da varmış. Hüsnü Bey bir ara Hacı Ali Yiğit merak uyandıracak şekilde, Acaba Rusya da ne para eder? diye etrafındakilere sormuş. Casusluk olaylarının yoğun olduğu ve en ufak bir hatanın ölümle sonuçlandığı o günlerde kimse ağzını açıp cevap verme cesaretini kendinde bulamamış. Mecit Hun söz alıp, Bey amca, sorunuza cevap vermek isterim ama biraz çekiniyorum.. diye giriş yapmış. Hüsnü Bey, Korkma, söyle! diye üsteleyince, Mecit Hun, Bey amca, vallahi kellenizi kesip Rusya ya gönderirsek hiç şüphesiz karşılığında çok para alırız demiş. Hamit Hun Hamit Hun un karşısında kimse imalı Susan Yiğit (Hun) yada dokunaklı bir laf edemezdi. Vakit kaybetmeden hazır cevaplılığı ve tarihi fıkralarıyla hasmına hak ettiği dersi verirdi. Sen bizim eşekten daha dayanıklısın Bir toplantıda Topal Ömer, Hamit Hun u tahrik edecek şekilde kızdırmıştı. Hamit Hun da bu sözlü saldırıya cevap niteliğinde şu fıkrayı anlatmış: Bir gün Hacı Yusuf, Torun ailesinden Eleşref Bey i yemeğe davet etmiş. Ziyafet sofrasına son derece acı küçük biber servisi de yapılmış. Eleşref Bey lavaş ekmeğinin üzerine özenle bir kat kebap eti dizmiş üzerine de biberlerden birkaç tanesini koyup dürüm halinde yemeğe koyulmuş. Fakat daha ilk ısırışta biberin acılığı ağzını yakmış, zorlukla solunarak, Nasıl da acı! diye temkinli bir feryat koparmış. Hacı Yusuf, Eleşref Bey i şereflendirmek için, Aman Beyim, Allah var siz bizim eşekten daha dayanıklı çıktınız. Geçenlerde bizim köyün gençleri bu sivri biberlerden bir tanesini bizim 669

Hacı Evliya Yiğit eşeğin makatına sokmuşlardı. Zavallı hayvan köy yerini acı içinde dört nala koşmuştu Ben de eşeğin sıpasıyım (hotik) Bir gün Hamit Hun, Haydaran aşiretinden bacanağı Mecit in ısrarıyla bir toplantı yerine misafir olmuştu. Cemaat içinde söz dönüp dolaşıp en nihayetinde Celali ve Haydaran aşiretlerinden hangisinin daha cesur ve zeki olduklarına dair bir tartışmaya dönüşmüş. Haydaran aşiretinden bir aksakallı, Celalilerden olsa olsa iyi hırsız olur! diye acı bir laf edince o zamana kadar köşesinde sessizce oturan Hamit Hun söz alıp şu fıkrayı cevap niteliğinde anlatmış: Bir gün ikisi Celali biri Haydaranlı üç kafadar birlikte hırsızlığa gitmişler. Ancak ev sahibi hiç beklenmedik şekilde uyanınca bizimkiler korkuyla saklanacak yer aramışlar. Bir Celali kendisini bahçedeki havuzun içine atmış. İkinci Celali hiç vakit kaybetmeden önüne çıkan ilk ağaca tırmanmış. Haydaranlı da bahçenin bir köşesinde yere çömelmiş olan eşeğin boynuna sarılmış. Ev sahibi elinde fenerle bahçeye çıkmış. Meraklı gözlerle önce havuza doğru gitmiş. Bir de ne görsün, adamın biri kendisini suya atmış Vak!vak! diye ses çıkarmıyor mu! Ev sahibi şaşkınlıkla, Eşşek oğlu eşşek sen kimsin? diye sormuş. Havuzun içindeki Celali, Eşşek oğlu eşşek sensin! Gözün kör mü ben bu havuzun ördeğiyim demiş ve vak-vak etmeye devam etmiş. Ev sahibi ikna olmuş şekilde havuzdan ayrılmış. Bahçeye bir göz atmak için yavaş adımlarla ilerlerken tam o sırada önüne çıkan ağacın ince dalları üzerine tünemiş ikinci bir adamın Cik! Cik! diye ses çıkardığını görmüş. Eşşek oğlu eşşek sen kimsin? diye sorunca ağaçtaki Celali, Eşşek oğlu eşşek sensin! Gözün kör mü ben bu ağacın kuşuyum demiş ve cik-cik etmeye devam etmiş. Ev sahibi yine ikna olmuş halde oradan da ayrılmış. Tam eve dönecekken bahçenin bir köşesinde üçüncü bir adamın eşeğin boynuna sarılmış bir halde boylu boyunca yere uzandığını görmüş. Ev sahibi kaşlarını çatarak ve sesini yükselterek, Eşşek oğlu eşşek sen kimsin? diye sorunca, Haydaranlı, Eşşek oğlu eşşek sensin! Gözün kör mü ben de bu eşeğin xotikiyem (sıpa) demiş. Ne çoban ne de eşek Bir gün Ehmed Ağa ve Hamit Hun karşılıklı oturmuş sohbet ediyorlarmış. Ehmed Ağa, 670

Iğdır Sevdası Hamit, geçenlerde Çille nin oradan Iğdır a gelirken Gêloi aşiretine ait bir koyun sürüsü gördüm. İçinde çoban bile yoktu demiş. Aşiret dilinde bunun tercümesi, Gêloi aşireti çoban bile olamayacak kadar yeteneksiz insanlar anlamına geldiğinden Hamit Hun un bu lafın altında kalması beklenemezdi. Hamit Hun hiç zaman kaybetmeden Ahmet Ağa, ben de geçenlerde aynı yerden geçiyordum. Sizin aşirete ait olduğunu söyledikleri bir sürüye denk geldim. İçinde ne çoban vardı, ne de eşek! demiş. Naciye Hanım Naciye Hanım basiretli, çalışkan ve fedakar bir kadındı. Gece-gündüz demeden çalışır, ev işlerinin tüm sorumluluğunu üzerine alırdı. Yayla zamanı işleri daha da fazlalaşırdı. Hepimizin sevgisini kazanmış olan Naciye Hanım ın, her nedense kötü göz ve nazara karşı oldukça hassas bir inancı vardı. Bu konuyla ilgili başımdan geçen bir olayı hatırladıkça bugün bile gülümsemeden edemiyorum. Senin nazarın yok! Bir sonbahar günüydü. Iğdır a gitmiştim. Bir fırsatını bulup dayım Mecit Hun a saygı ziyaretinde bulundum. Dayım, Evlo, hiç vakit kaybetmeden çadır yerimize git, Naciye diyor, Ben Susan ablamın çocuklarını çok özlemişim, gelip beni görsünler Akşama doğru, Karakuyu kırında kurulmuş kıl çadıra gittim. Naciye Hanım beni görmekten son derece memnundu. Çay ve yemek ikramından sonra, Evlo hele bu tarafa doğru bir gel! diyerek beni kuline (mutfak bölmesi) götürdü. Geniş bir alan baştan başa küçük taşlarla döşenmiş, üzerine de peynir ve yağ dolu tulumlar (eyer) özenle istif edilmişti. Yenge, Evlo, bu mutfağa yabancı bir erkeği getiremiyorum. İnsanların nazarından korkuyorum. Sen ne de olsan Susan ablamın oğlusun. Gözü tok bir ailenin çocuğusun. Nazarın olmaz. Sana zahmet bu tulumların yerini değiştirmek istiyorum. Naciye Hanım ın nazar korkusu telafi etmek için zahmetli bir iş üzerime kalmıştı. Mıhê zade, Mıhê zade! Naciye Hanım şehirde doğup büyümüş, baba evinde Türkçe konuşmuştu. Yayla hayatı ve hayvancılıkla da ilk kez evlendikten tanışmıştı. Türkçe bilmeyen çobanlarla anlaşabilmek için elinden geldiğince Kürtçe öğrenmeye gayret ederdi. Ama tüm çabasına rağmen bu iki dili biri birine karıştırmadan 671

Hacı Evliya Yiğit edemezdi. Ortaya bazen ilginç durumlar çıkmıyor değildi. Mıhê adında iki çobanları vardı. Naciye Hanım, bu çobanlardan birisinin iş ahlakını çok beğenirdi. Ne zaman, işini beğendiği çobanı çağırmak istese, onun isminin sonuna zade kelimesini eklerdi. Bir de bakardınız Mıhê zade, Mıhe zade! Hele buraya gel! sesi oba yerinde yankılanırdı. Ya da buzağılar (golik) zamanından önce annelerini emmeye başlarsa, Naciye Hanım telaşlanır, yarı Türkçe yarı Kürtçe, Mıhê zade, çabuk gel, golık mêt! derdi. (Acele et, buzağı annesini emiyor!) Bir zararını gördünüz mü? Pınarşi aşireti Güneydoğu Anadolu nun en büyük aşiretlerinden biridir. Hatta Celali aşiretinin de bu aşiretten geldiği kabul edilir. Ancak günlük yaşamda insanlar kendi aşiretlerini diğer aşiretlerden ayrı ve bağımsız düşünmek istedikleri için bu gerçek bile bile göz ardı edilir. Bir gün kardeşim Ahmet, tartışmaya girdiği arkadaşına, Biz hepimiz Pınarşi aşiretinden geliyoruz demiş. Arkadaşı bu söze pek içerlemiş. Eline geçen ilk fırsatta Mecit Hun un yanına gidip, şikayet eder üslupta: Yeğenin Ahmet diyor biz Pınarşi aşiretindeniz. Hiç öyle şöyle olur mu! Mecit Hun şikayeti dikkatlice dinlemiş, Pınarşi aşiretinden zarar gördün mü? Yok! Kız alıp verdin mi? Yok! Bu ismi daha önce duydun mu? Yok Ha Pınarşi ha Celali ne fark eder Hamidiye Alayları Burukan Aşireti 672

Iğdır Sevdası Burukan aşireti, Zilan koluna bağlı büyük ve önemli bir aşirettir. Burukan, Azizian, Delikan ve Mamenan aşiretlerinin aynı babadan geldiklerine inanılır. Buruki isminin kökeni hakkında şu hikaye rivayet edilir: Bir zamanlar bir Kürt ağasının dokuz erkek evladı olmuş. Çocuklarının sayısıyla gurur duyan Kürt Ağa kendisine kaç çocuğu olduğu sorulduğunda övünçle, Bırrek zara mın heye! (Sürüyle çocuğum var!) dermiş. Bır kelimesi zamanla değişime uğrayarak Buruki adını alarak ağanın zürriyetini tanımlamak için kullanılmış. Zeyno Hanım Burukan aşiretinden Debaz Ağa nın kızı Zeyno, Ahmed Şemo nun ilk hanımıdır. Zeyno nun annesi Gozê, Yusufe Gêlo nun kızı oluğu için iki aşiret arasında akrabalık bağı varmış. Şemo, Susan ve Sumê adlı iki kızını Burukan aşiretine gelin vermiş, Zeyno yu da oğlu Ahmed e almış. 673