Sayı 9 / 2012. Başkent Üniversitesi Hastanesi yayınıdır.



Benzer belgeler
BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

Geçmişten Günümüze Türkiye de Böbrek Transplantasyonu

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefroloji Bilim Dalı Ziyaret Raporu

VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLER. Boşaltım Sistemi

DİYALİZ SEKTÖRÜNDE YAŞANAN SORUNLAR

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ DOKU VE ORGAN NAKLİ EĞİTİM, UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ÇALIŞMA ESASLARI YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam,,Tanımlar

SANATORYUM ATATÜRK ÜN HAYALİNDEKİ HASTANE: Hastanemizin kuruluş düşüncesi 1930 lu yıllara dayanmaktadır. Toraks Bülteni 33

RENAL REPLASMAN TEDAVİLERİNDEN EV HEMODİYALİZİ

HEMODİYALİZ OPERATÖRÜ

Kronik böbrek yetmezliğine sahip olan her hasta böbrek nakli için aday olabilmektedir.

Nebile ÖZDEMİR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Organ Nakli Merkezi

Yrd.Doç.Dr. Zülfü ARIKANOĞLU

Kalp ve Damar Cerrahı Gözüyle. Op.Dr. Mesut KÖSEM Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Acıbadem International Hastanesi

Organ bağışında bulunan herkesin organları kullanılabilir mi?

Evde Sağlık Hizmeti, Evde Fototerapi ve Ek Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi Tanıtımı

İngiltere Kraliyet Tıp Derneği nin. Prof. Dr. Mehmet Haberal a Verildi. Prof. Dr. Babulal Sethia, Prof. Dr. Mehmet Haberal, Prof. Dr.

K A L B İ M İ Z D E S İ N

TÜRK NÖROŞİRÜRJİ DERNEĞİ NÖROŞİRÜRJİ UZMANLIĞINDA 40. YIL PLAKET ve TEŞEKKÜR BELGESİ ALAN ÜYEMİZ

3. SIKLIKLA TEDAVİ EDİLEN HASTALIKLAR, UYGULANAN PROSEDÜRLER VE HİZMETLER:

EV HEMODİYALİZ SÜRECİ

YÖNETMELİK. b) Merkez (Hastane): Turgut Özal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezini,

Sağlıklı Bir Yaşam Đçin Beslenme ve Hayat Tarzı Önerileri

NEFROLOJİ VE DİYALİZ PRATİĞİNDE YAŞANAN SORUNLAR. Dr. H. Zeki TONBUL Türk Nefroloji Derneği

PAZARTESİ İZMİR GÜNDEMİ

Hastane. Hastane Grupları 19/11/2015. Sağlık Kurumları Yönetiminde Temel Kavramlar

Pazartesi İzmir Basın Gündem

Canlı vericiden yapılan böbrek nakli mi kadavra vericiden yapılan böbrek nakli mi daha başarılıdır?

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

EV HEMODİYALİZİ BİLGİLENDİRİLMİŞ HASTA ONAY FORMU. Kurum Adı ve Adresi. Hastanın Adı-Soyadı. Hastanın Adresi. Hastanın Telefon/Faks Numarası

3. SIKLIKLA TEDAVİ EDİLEN HASTALIKLAR, UYGULANAN PROSEDÜRLER VE HİZMETLER:

DİYALİZ TEKNİKERİ A- GÖREVLER

Prof. Dr. Ayşe Bora Tokçaer

BÖBREK NAKLİ ve MERKEZİMİZ HAKKINDA BİLMEK İSTEDİKLERİNİZ

UÜ-SK KALP VE DAMAR CERRAHİSİ ANABİLİM DALI HİZMET KAPSAMI

HASTA/HASTA YAKINI ZORUNLU EĞİTİM İŞLEYİŞ PROSEDÜRÜ

Sorunlar ve Çözüm Önerileri

Prof.Dr. Aydın Türkmen Türk Nefroloji Derneği

DİYALİZ TEKNİKERİ KULLANILAN ARAÇ, GEREÇ VE EKİPMAN İZMİR A /I

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK KURULUŞLARI BESLENME EKİBİ KURULUŞ VE ÇALIŞMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM, AMAÇ, KAPSAM VE DAYANAK

ORGANLARI 5 KİŞİYE HAYAT VERDİ

G. EKLERLE İLGİLİ AÇIKLAMA

Karar Tarihi: 31/05/2013 Toplantı Sayısı:10 Sayfa: 05

ACIBADEM BODRUM A ONKOLOJİ MERKEZİ AÇTI

HEMODİALİZ HASTALARINA VERİLEN DİYET VE SIVI EĞİTİMİNİN BAZI PARAMETRELERE ETKİSİ

YENİDOĞANLARDA EVDE SAĞLIK UYGULAMALARI

Doç. Dr. Tuncay ERGENE Türk PDR-DER Genel BaĢkanı

ZOR HASTA YAKLAŞIM GÜLDEN ÇELİK

GİRESUN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

BOŞALTIM SİSTEMİ ORGANLARI

Karar Tarihi: 09/01/2015 Toplantı Sayısı:02 Sayfa:2

PAZARTESİ İZMİR GÜNDEMİ- -Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı / Basın Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü

PROF. DR. SERPİL UĞUR BAYSAL IN ÖZGEÇMİŞİ, 14 Ocak 2015

Sempozyum e-gazetesi 20 Aralık 2014 Yer: Liv Hospital B1 Konferans Salonu

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA SIVI KONTROLÜ

MAHIR KAYNAK VEFAT ETTI

ÖRNEKTİR UZMANLIK ALANI HEKİM İSMİ 08:00-09:00 09:00-10:00 10:00-11:00 11:00-12:00 12:00-13:00 13:00-14:00 14:00-15:00 15:00-16:00 16:00-17:00

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit

Psiko- Sosyal Destek Hizmetleri. Prof. Dr. Orhan Derman Rektör Danışmanı

YILLIK EĞİTİM PLANI (2013)

Ön Söz. Dr. Nicola Thomas Londra

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi!

Türk Dünyası Transplantasyon Derneği ile Türkiye Organ Nakli Derneğinin Ortak Kongresi

TIBBİ HİZMETLER BAŞKANLIĞI SAĞLIK BAKIM HİZMETLERİ MÜDÜRLÜKLERİ TOPLANTISI

AVNI KAHYA ARDEŞEN BELEDIYE BAŞKAN ADAYI Yılında Ardeşen de doğdu.

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

HAİTİ DEPREMİ'NİN ARDINDAN Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever (İstanbul Tıp fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Başkanı)

17 Mart 2002 / Milliyet Kadınlar artık küçük göğüs istiyor...

Eğer metabolizmanızda bir sorun varsa, başta kilo kontrolünüz olmak üzere vücudunuzdaki pek çok şey problemli hale gelir.

BÖBREK SAĞLIĞI ve KORUNMASI

HASTANESİ KARDİYOLOJİ KLİNİĞİ PIHTI KAPLI YAPAY KALP KAPAKLARININ PIHTI ERİTİCİ İLAÇ İLE TEDAVİSİ İÇİN HASTANIN BİLGİLENDİRİLMİŞ ONAM (RIZA) BELGESİ

RUTİN KONTROLLERDE HEMŞİRENİN ROLÜ. AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA VE UYGULAMA HASTANESİ Ferda Demirkale /KIBRIS

Etkin madde: Her 5 ml ampul, 1 g L-karnitin iç tuz içerir. Yardımcı maddeler: Hidroklorik asit %10 ve enjeksiyonluk steril su.

Rehabilitasyon Hizmetleri

GÖREVLENDIRME KARARLARI

FAZLA SU HÜCRELERİ ŞİŞİRİYOR

Emraz-ı Sariye den Suat Seren e

TIBBİ HİZMETLER BAŞKANLIĞI DİYABETİMİ YÖNETİYORUM PROJESİ DİYABET YÖNETİMİ KURSU RAPORU

Acil Tıp Uzmanlığı Akdeniz Acil Tıp AD. Dr. Yıldıray ÇETE Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

HACETTEPE ÜNIVERSITESI DOKU VE ORGAN NAKLI EĞITIM, UYGULAMA VE ARAŞTıRMA MERKEZI MÜDÜRLÜĞÜ. Dr. Fazıl Tuncay Aki

EVDE BAKIM HİZMETLERİ. Ayşe Güler Aralık 2004

DÜZCE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARASTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ HASTA NAKLİ ve AMBULANS HİZMETLERİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Onur Konuğumuz Prof. Dr. Gülten UYER. Acıbadem Sağlık Grubu Hemşirelik Hizmetleri Direktörlüğü

Türkiye'de yaşayan 345 Suriyeli Göçmenin Hemodiyaliz Deneyimi: Türk Hemodiyaliz Hastaları ile Karşılaştırılmalı Veri Tabanı Çalışması

TÜRK CERRAHİ YETERLİK KURULU

Fen ve Teknoloji 7. BOŞALTIM SİSTEMİ. Hazırlayan: NİHAT BAHÇE HAYAL BİLİMDEN DAHA ÖNEMLİDİR. ÇÜNKÜ BİLİM SINIRLIDIR.

HEMAToLOJİ BAYINDIR SÖĞÜTÖZÜ HASTANESİ KEMİK İLİĞİ NAKLİ MERKEZİ

31 Ekim, Bilkent Otel & Konferans Merkezi Ankara

ADANA AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI MERKEZİ

Fotoğraf: Prof. Dr. Ayla San

H.İBRAHİM PETEKKAYA Gaziantep Dr. Ersin Arslan Devlet Hastanesi Antalya-Mart 2014

MESLEK KAVRAMI VE MESLEK SEÇİMİNİN ÖNEMİ

ÖZEL EK. 3. Türkiye - Kosova Sağlık Haftası Şubat 2016 Priştine / KOSOVA

Cuma İzmir Gündemi

FARK FARK FARK Mayıs Swissotel - İzmir

HEKİMLERİN MECBURİ HİZMET YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Mahpus Hasta Bölümü İnceleme Raporu

YATAKLI TEDAVİ KURUMLARI DAİRESİ YATAKLI TEDAVİ KURUMLARI BAŞHEKİMİ KADROSU HİZMET ŞEMASI

Başkent Üniversitesi nin Gurur Yılı

Prof. Dr. Cengiz Çokluk

YÖNETMELİK İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HASTANELERİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Transkript:

Sayı 9 / 2012 Başkent Üniversitesi Hastanesi yayınıdır.

Okuyucu Köşesi için mail adresimiz okurkosesi@baskent-ank.edu.tr

SAĞLIKTA ADRES BAŞKENT Sağlık ve Magazin Dergisi Sahibi Başkent Üniversitesi Hastanesi Adına Başhekim Prof. Dr. Ali HABERAL Editörden... Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Melek ALKAN ÇAKMAK Tasarım Uygulama Ses Reklam Baskı Cem Veb Ofset Alınteri Bulvarı No:29 Ostim / ANKARA Tel: 0.312.385 37 27 Yayın Türü Yerel Süreli Yayın Basım Tarihi 05/11/2012 İdare Adresi Maresal Fevzi Çakmak Caddesi 10. Sokak, No:45 Bahçelievler/ANKARA Tel: (0312) 212 68 68 Faks: (0312) 223 73 33 www.baskent-ank.edu.tr 4 Eylül 1980 Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı kuruldu. 12 Mart 1982 Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı na ait Hemodiyaliz Merkezi açıldı. Yukarıdaki bu iki tarih aynı zamanda Başkent Üniversitesi Hastaneleri nin temellerinin atılmaya başlandığı zamanlardır. Yani, diyaliz merkezlerinin sayısının bir elin parmaklarını geçmediği, transplantasyonun (organ nakli) ise henüz yapılmadığı dönemlerdir. İşte sizlere bu sayıda, 6 farklı şehirde yer alan tam teşekküllü hastanelerimizde verdiğimiz hizmetin çıkış noktasını oluşturan diyaliz hizmetlerinin sunulduğu merkezlerimizi tanıtmak istiyoruz. Sağlık camiasındaki köklerimizi geçmişimizden aldığımız güçle sizlere bir kez daha hatırlatarak, Türkiye nin 12 farklı noktasında hizmet veren bu merkezlerimizin hangi koşullarda hayata geçtiğini göstermek istiyoruz. Bu çalışma; Amerika dan doktora eğitiminden dönen genç doktor Haberal ın, meslektaşlarıyla birlikte, ülkesine hizmet edebilmek için tüm imkansızlıklara karşın çıktığı yolculuğun kısa bir özetini, Diyaliz Merkezlerimiz üzerinden yapıyor. Türkiye nin 1970 li yıllarının zorlu koşullarında, yoktan varedilen, azmin ve insanlığa hizmet etmenin heyecanını yaşayan bir avuç insanın emeğinin günümüzde geldiği noktayı göstermesi açısından önemli bir doküman niteliği taşıyan bu çalışma, diyaliz makinelerine bağlı hastalarımız için kalıcı çözümün; mutlaka bağışlanan organlarla yapılacak organ nakileriyle sağlanacağının altını bir kez daha çiziyor. Ülkemizde halen yaklaşık 65 bin civarında kronik böbrek yetmezliği nedeniyle hemodiyalize bağlı hasta olduğu biliniyor. Bu rakamın 2016 yılında ise 115 bin dolaylarına yaklaşması bekleniyor. 30 yılı aşkın bir süredir, bu denli yaygın bir halk sağlığı sorunu olan Kronik Böbrek Yetmezliğine yönelik tedavi olanaklarını hastalarımıza en kaliteli şekilde sunan Başkent Üniversitesi Hastaneleri bünyesinde hizmet veren Diyaliz Merkezlerimizi tanıttığımız bu özel sayımızda, doktorlarımız da böbrek yetmezliği ve diyalizle ilgili süreçleri ve bilinmeyenleri anlattı. Diyaliz aşamasını sorularla açıklarken konuyu beslenme ve sosyal yaşam bağlamıyla da ilişkilendirerek sizleri bilgilendirmek istedik. Ayrıca bu hastalıkla mücadele eden hastalarımızın, yaşam sevinçlerini kaybetmemeleri için diyaliz merkezlerimizde düzenlediğimiz etkinliklerden de çeşitli fotoğraflar paylaştık. Son olarak; tüm okurlarımıza hastalıklardan uzak sağlık dolu günler geçirmelerini dilerken, bu hastaları hayata tekrar bağlamanın tek yolunun yapacağınız organ bağışları olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Hayata duyarsız kalmamak için sizleri organ bağışına davet ediyoruz. Melek ALKAN ÇAKMAK

NEREDEN NEREYE Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Genel Cerrahi Anabilim Dalı ndaki uzmanlık eğitimim süresince, genel cerrahi yanı sıra Karaciğer Transplantasyonu ile Yanık Tedavisi çok ilgimi çekmiş ve bu konuda çalışmalar yapmıştım. Bu nedenlerle uzmanlığımdan sonra Hacettepe Üniversitesi nden görevli olarak 3 Şubat 1973 te Amerika ya gönderildim. Önce Galveston daki (Texas) Shriner s Yanık Ünitesi ve John Seally Hastanesi ndeki Yanık Ünitesinde daha sonra da 1 Ocak 1974 te Denver a giderek Colorada Üniversitesi Tıp Fakültesi Transplantasyon Merkezi nde böbrek ve karaciğer transplantasyonları konusunda üst ihtisasımı tamamlayıp, 1 Temmuz 1975 de belgelerimle Hacettepe Üniversitesine döndüm. Çalışmalara başlayarak Böbrek Transplantasyonu için olanakları araştırdım. Bu konuda Genel Cerrahi Anabilim Dalı ndaki çok değerli hocalarım Prof. Dr. Hüsnü Göksel, Prof. Dr. Yılmaz Saraç ve Prof. Dr. Nevzat Bilgin in desteğini aldım. Kendilerini rahmet ve şükranla anarken Sn. Prof. Dr. Esat Hersek e de teşekkür ediyorum. Transplantasyonun yanı sıra diyaliz imkanlarını da araştırdım. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi nin Erişkin diyaliz sorumlusu Prof. Dr. Ali Gürçay idi. Ondan sonra Prof. Dr. Şali Çağlar da geldi. Çocuk tarafının sorumlusu ise, merhume Prof. Dr. Ümit Saatçi ve Prof. Dr. Ayfer Gür idi. Türkiye genelinde ise; Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi nde diyaliz üniteleri olduğunu, bunların dışında olmadığı bilgilerini edindim. Buna karşın kronik böbrek hastaları çok fazlaydı.. Transplantasyon ise hiçbir yerde yapılmamaktaydı. Bunu başlatmak için bütün kapıları çalmaya başladım. İlk görüştüğüm kişilerin başında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi nin Dahili Bölüm Başkanı merhum Prof. Dr. Hasan Telatar vardı. Hasan ağabey benim gibi Rize/Pazar lı olduğu ve yakından tanıdığım için büyük ümitle kendisini ziyaret ettim. Amerika da yaptığım bütün çalışmaları, belgeleri hepsini gösterdim. Sonunda bana döndü: Mehmet kardeşim, bunlar çok güzel şeyler. Yap ve göster. dedi. Bu morali alarak doğru sayın Prof. Dr. Mithat Çoruh a gittim. Mithat Bey de, İhsan Bey le görüşelim deyince Çocuk Hastanesi ndeki 3. kattaki odasında kendisini ziyaret ettik. Ben yine bütün belgeleri, dosyaları götürmüştüm. Hocam beni dinledi, sonunda tamam dedi. Sen bu işi yapacaksın, seni Çocuk Nefrolojisi ne Konsültan Hekim tayin ettim dedi. Çok heyecanlandım, çünkü kapılar açılmaya başlamıştı. İhsan Hocam devam etti: Ne kadar zamanda yapabilirsin? diye sorun-

ca ben de Birkaç ilaç gerekli, onları temin edebilirsek 2 ayda yapabilirim. dedim. 6 ayda yap, seni alnından öpeceğim. Bahsettiğin bu ilaçlar Glaskow da var mı? dedi. Ben de olduğunu söyleyince, cebinden çek defterini çıkardı ve bana 50 sterlinlik çek verdi. Ben de hiç vakit kaybetmeden ilaçları getirttim. Bu arada cerrahi araştırma merkezinde oluşturduğum ekiple böbrek transplantasyonu hazırlıklarına başlamıştık. Ekipte, bugünlere gelmemize önemli katkıları olan Prof. Dr. Yılmaz Saraç, Prof. Dr. Nevzat Bilgin, Prof. Dr. Nebil Büyükpamukçu, Prof. Dr. Mualla Karamehmetoğlu, Doç. Dr. Gülnaz Arslan, Dr.Cihangir Çelik olmak üzere arkadaşlarımız vardı. Amerika da öğrendiğim her şeyi arkadaşlara uygulamalı olarak gösterdim. Hemşireler dahil bütün ekip hazırdı. Nefroloji bölümünde Prof. Dr. Ümit Saatçi ve Prof. Dr. Ayfer Gür ün takip ettiği Bahtiyar Çalışkan transplantasyon için aday olarak belirlendi. Bir akşam Dr. Ayfer Hanım ile Çalışkan ailesini Yenimahalle deki evlerinde ziyaret ettik. Ayfer Hanım beni tanıttı. Anne Mürvet Hanım, Baba Mehmet Bey ile Bahtiyar ve ailenin diğer fertleri de orada bulunuyordu. Ben kendilerine kronik böbrek hastalığının en etkin tedavisinin böbrek transplantasyonu olduğunu söyledim. Anne Mürüvvet Hanım hiç tereddüt etmeden: Doktor Bey, benim böbreğim eğer oğlumu kurtaracaksa gerekeni yapın diye cevaplayınca hastamızı ertesi gün hastaneye yatırdık ve gerekli hazırlıklar yapıldı. Ameliyat, 3 Kasım 1975 Salı günü, Hacettepe Hastanesinin 18 ve 19 numaralı ameliyathanelerinde ilk akrabadan böbrek transplantasyonunu gerçekleştirdik. Yüceler yücesi Allah yardım etti ve hiçbir problem olmadan ameliyatı tamamladık. Mürvet Hanımı servise, Bahtiyar ı da Genel Cerrahi nin Yoğun Bakım departmanı olan bölümüne aldık. İki yatak koydurdum. Birinde Bahtiyar, birinde de ben günlerce yattık. İhsan Hocam a söz verdiğim gibi görüşmemizden sonraki ikinci ay sonunda 6 ayı beklemeden transplantasyonu gerçekleştirmiştik. İhsan Bey zemin kat koridorunda beni gördü, kucakladı ve alnımdan öptü. Aslında hocam bir bakıma kendini kutluyordu. Hacettepe yi ve hastaneleri kuran İhsan Doğramacı hocamı ne kadar rahmet ve şükranla ansam haklarını ödeyemem. İşte o imkanları ortaya koyan, benim önümü açan çok değerli büyük insan Prof. Dr. İhsan Doğramacı yı rahmet ve de şükranla anıyorum. Tıp ta eski çağı kapatmış, yeni çağı başlatmış, geleceğe zemin hazırlamıştır. İşte o kurumda yetişip, Amerika daki eğitimimle pekiştiren ben, yüceler yücesi Allah nasip ettiği için, birtakım ilklerin altına imza atabildim. Bu ilk başarılı ameliyat ile de transplantasyonun kapıları açılmış oluyordu. Ama kapıların arkasında esas problemler bizi bekliyordu. Ülkemizde çok fazla kronik böbrek hastası olmasına rağmen Hemodiyaliz sadece birkaç üniversite hastanesinde bulunmaktaydı. Dolayısıyla hastalara günlerce hatta aylarca sonrasına randevu veriliyor, zaman zaman da yaşlı hastalara transplantasyon yapılıp yapılmayacağı tartışılıyordu. Bu duruma cevabım şu olmuştur: Bu kişiler sizin anneniz-babanız olsa ne yapmayı düşünürdünüz? Kendinizi onların yerine koyarak tartışınız. Bununla birlikte, Transplantasyonla ilgili olarak yasa yoktu. Ben ameliyatları muvafakatname ile yapıyordum. Transplantasyonları sadece birinci derece akrabalar arası yapabiliyorduk. Bütün bu nedenlerle birçok hasta tedavi edilemiyor, çok az bir grup yurt

dışına giderek tedavi olabiliyordu. Halkımızın diyaliz ve transplantasyon hakkında bilgisi yok denecek durumdaydı. Diyaliz makine ve malzemeleri adeta tekel durumunda ithal ediliyordu. Özet olarak; yapılması gerekenler görünenlerden daha çoktu. Ama öncelik elbette ki meslektaşlarımızın eğitiminden geçiyordu. Sonra diyaliz ve transplantasyonun bilinirliliğinin sağlanmasından geçiyordu. Başta üniversiteler, Diyanet, Sivil Toplum Kuruluşları ve medyayı bilgilendirmek için yoğun çalışma gerekiyordu. Ben ve arkadaşlarım bir taraftan transplantasyonlara devam ediyor diğer taraftan da diğer problemlerin çözümü için çalışıyorduk. Bu arada Hacettepe Hastanelerinde Transplantasyon Ünitesi ile Yanık Ünitesini kurdum. Ayrıca Diyaliz ve Transplantasyon Derneği ile Diyaliz Transplantasyon Hemşireleri Derneği ni de kurdum. Transplantasyonun sadece birinci derece akrabalardan yapılması sorunlardan bir diğeriydi. Halbuki başta Amerika olmak üzere dünyada bazı ülkelerde ölen insanların organlarını kullanarak birçok insan yeniden yaşam kazanıyordu. Denver da çalışırken yılda 150 kadar böbrek 25 ten fazla da karaciğer transplantasyonu yapıyorduk. Ölen insanların organlarının hastaların tedavisinde kullanıldığını gösterirsem, yasal çalışma yapılabilirdi. Bunu Hollanda da, Leydin de kurulmuş olan Eurotransplant daki arkadaşlarımla görüştüm. Orada ölen insanlardan transplantasyon için alınan ama uygun alıcı bulunamayan yani kan grubu, doku grubu uygun olmayan böbreklerden göndermelerini istedim. Bizimkilere uyarsa testlerini burada yaptıracaktım. Bir başlangıç olacaktı 10 Ekim 1978, saat: 17.00 de Eurotransplant tan, ellerinde bir

böbrek olduğu haberi geldi. Saat 21.00 de İstanbul a hareket edip böbreği alarak Ankara ya geldim. İmminoloji Laboratuarında testler yapıldı. Hastamız Erol Emeksizoğlu na ameliyatı o gece gerçekleştirdim. Böylece ülkemizde ilk kadavra böbrek transplantasyonu yapılmış oldu. O zaman kadar böbreğin soğuk saklama zamanı 12 saati geçen böbrekler kullanılmıyordu. Kadavradan alınan böbreklerin saklanma süresi 111 saat 54 dakika, hatta bir hastamda 118 saate kadar +4 derece ve özel sıvılarda canlılığını koruyabildiğini gösterince bütün transplantasyon merkezlerine yazı göndererek kullanmadıkları böbrekleri bana göndermelerini istedim. Avrupa ve Amerika daki merkezler yoğun böbrek göndermeye başladı. Öyle zaman oldu ki, günde 4-5 böbrek taktık. Yaptığımız bu çalışmalar ölen insanların böbreklerinin hastaların tedavisinde kullanıldığını gösterdi. Bu çalışmalardan sonra Diyanet İşleri Başkanlığını, Televizyonu, Sivil Toplum Örgütlerini ve yazılı basını devreye soktuk. Merhum Rize senatoru Talat Doğan, Halen mütevelli heyet üyemiz Behiç Sonbay başta olmak üzere TBMM ne (O dönemde senato ve meclis vardı) Organ ve Doku alınması, Saklanması ve Transplantasyonu yla İlgili 14 kişinin imzasıyla yasa teklifi verdirttim. Konuyla ilgili yoğun komisyon toplantıları oldu. Bire bir o toplantılara katıldım. Kadavra böbreği taktığım hastaları götürdüm gösterdim. Sonuç olarak hem TBMM hem de senatodan geçen tasarı, 3 Haziran 1979 da, 2238 sayılı yasa olarak Resmi Gazetede yayınlandı ve yürürlüğe girdi. İlk uygulanmasını da yine biz, Eskişehir yolunda motorsiklet kazası sonucu Hacettepe Acil Servisinde beyin ölümü teşhisi konan bir hastamızın böbreğini alarak Karslı Musa ya 27 Temmuz 1979 da takarak, ilk yerli kadavra böbrek transplantasyonu gerçekleştirilmiş oldu. Çalışmalarımız yoğun devam ederken bazı hastalarımızın transplantasyon konusuyla ilgili ilaçlarını aldıkları, bazılarının maddi yetersizlikleri nedeniyle diyaliz tedavilerini yapamadıklarını, bazılarının sosyal güvenliği olmadığı için transplantasyon yaptıramadıklarını gözlemledim. Benzer durumu yanıklı hastalarda da gözlediğim için bir vakıf kurmaya karar verdim. 4 Eylül 1980 de Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfını kurdum. Bu sırada Sn. Ali Rıza Uzuner, kronik böbrek hastalığı olan bir hastasını bana getirdi. Hastayı muayene ettim. Diyaliz ve transplantasyon gerekiyordu. Diyaliz imkanlarının ne kadar sıkıntılı olduğunu Ali Rıza bey e anlattım. Diyaliz makinesi ihtiyacı olduğunu söyledim. Türkiye de olup olmadığını sorunca ilgili kişiyle görüşerek

o dönemde TRAVENOL hemodiyaliz makinelerinin olduğunu öğrendim. Fiyatının oldukça yüksek olmasına rağmen Ali Rıza Bey, merhum Hikmet Kurşunoğlu ile görüşerek birkaç gün içinde makine alındı. Diyaliz yapmaya başladık. Bu arada iki elemanı da diyaliz konusunda yetiştirdik. Bu sırada Almanya dan bize gelen kronik bir böbrek hastasının ailesi aynı makineden alarak vakfa bağışladı. Bağışlanan iki makineyi de aynı odaya kurdurdum. Bu şekilde 2 makineli hemodiyaliz ünitesini, Transplantasyon ünitesinde kurmuş oldum. Serap Hemşire ve sağlık memuru Mustafa Panayır makineleri çalıştıran kişilerdi. Hasta sayısı giderek arttığı için yer problemi olmaya başladı. Artık müstakil bir diyaliz merkezi zorunlu olmaya başlamıştı. Yer aradım. Nihayet Bahçelievler 6.caddedeki yeri keşfederek vakıf adına sordum aldım. Gerekli tadilatları yaptık. İlk kez bir vakfa ait hemodiyaliz merkezi 12 Mart 1982 de açılmış oldu. Danışma meclisi başkanı merhum Merhum Prof. Dr. Şadi Irmak, Devlet Bakanı ve vakıflardan sorumlu merhum Mehmet Özgüneş ve Cici Anne ile açılışını yaptık. Bu merkeze başta İstanbul, İzmir ve Adana olmak üzere Türkiye nin her yerinden yoğun hasta akımı oldu. Fakat hastalarımız mesafe sıkıntısı yaşıyordu. Özellikle İstanbul, Adana ve İzmir den gelen hastalarımızın yoğunluğu ve talebi nedeniyle zorunlu olarak, buralarda da diyaliz merkezleri açmak zorunda kaldık. Zamanla kendi ilçemiz Rize/Pazar Devlet Hastanesi nde ve daha sonra da Elmalık Köyü nde (Yalova) hemodiyaliz merkezleri kurduk. Bunlar da ilkler arasındadır. O dönemde diyaliz malzemelerinin yurtdışından temin edilmesi aşamasında emekleri geçen dönemin Gümrük Bakanı Sayın Prof. Dr. Ali Bozer e çok teşekkür ederken, merhum Cemal Erbay ı da rahmet ve şükranla anıyorum. Ayrıca merhum Cici Anne, Nazmi Kalafatoğlu nu da rahmet ve şükranla anıyorum. Nihat Ekşi, Ali Yıldız, Mevlüt Hamzaoğlu, İlhan Sonbay, Ahmet Ate, Seyit Yıldırım, Kazım Turnaoğlu ve katkısı olan herkese çok teşekkür ediyorum. Vakıf üyelerimize, Sayın Ayla Hatırlı nın katkılarına, Mümtaz Sütlaş ın emeklerine, Hayri Öztürk ve Mustafa Birben in yorulmayışına teşekkür ediyorum. O dönemde beraber çalıştığım herkese Sn. Sn. Kamil Şeşen, Sn. Kutlu Türker, Sn. Ünal Ege ve diğerlerine de çok teşekkür ediyorum. Burada bütün çalışmalarımda daima beraber olduğum, kendisine hep ağabey diye seslendiğim çok değerli insan merhum Prof.Dr. Nevzat Bilgin e en içten rahmet ve şükran duyguları besliyorum. Keza değerli hocam merhum Prof. Dr. Hüsnü Göksel i de en derin rahmet duygularıyla anıyorum. Bütün bunların yanı sıra daima ülkemiz tıbbına çağ atlatan büyük insan, insanlardan yardımını esirgemeyen merhum hocam Prof. Dr. İhsan Doğramacı yı bir kez daha şükranla anıyorum. Burada yazdıklarım, yapılan çalışmalardan adeta satırbaşlarıdır. Bu konuda, Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı ile çok önemli çalışmalar yaptık, geceler düzenledik. O geceler çok renkli geçerdi. Cici Anne, Halit Kıvanç, Sayın Necmettin Karaduman, Mevlüt Hamzaoğlu, Nihat Ekşi, Ali Yıldız, Merkez Bankası Başkanı Osman Şıklar, Büyükhanlı lar bu konuda katkı sağlayanlardır. O eserleri, o değerli insanların özverisi ve de güvenine borçluyum. Bir kez daha aramızdan ayrılanları rahmetle, beraber olduklarımızı da şükranla anıyorum.

ORGAN NAKLİ VE YANIK TEDAVİ Prof. Dr. Mehmet HABERAL Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, 1944 yılında Rize ilinin Pazar İlçesi, Şubaşı (Haçapit) köyünde doğdu.1967 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi nden mezun oldu ve 1971 yılının Ekim ayınına Genel Cerrahi Uzmanı oldu. 1973 yılında Galveston, Teksas da Shriner s Yanık Enstitüsünde ve John Seally Hastanesinde fellow olarak çalıştı. 1 Ocak 1974 den 30 Haziran 1975 e kadar Colorado Üniversitesi Tıp Fakültesi Transplantasyon Merkezinde fellow olmak üzere çalıştı. Aynı yıllarda Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahı Bölümüne bağlı olarak Yanık ve Transplantasyon Ünitesi ni kurdu. 3 Kasım 1975 tarihinde Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Bölümü nde, Türkiye de ilk kez annesinden 12 yaşındaki bir çocuğa, akrabalararası böbrek naklini gerçekleştirdi. 1976 Hacettepe Üniversitesi Genel Cerrahi Doçenti olan Haberal, 10 Ekim 1978 de Avrupa Transplantasyon Birliği nden (Eurotransplant) sağlanan ölü böbrek ile Türkiye de ilk defa kadavradan böbrek transplantasyonununu gerçekleştirdi. Alanında birçok ilke imza atan Haberal, 2238 sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli yasasının hazırlanıp, 3 Haziran 1979 da yürürlüğe girmesine de öncülük etti. Eylül 1980 de Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı nı kurdu ve 2 yıl sonra Mart 1982 de, Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı na bağlı Hemodiyaliz Merkezi ni açtı. 8 Aralık 1988 de Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Türkiye de ilk kadavradan karaciğer naklini gerçekleştirdi. 1990 Ekim ayında Türkiye Organ Nakli Derneği nin kurucu üyesi ve başkanı oldu. Alanında birçok ilk gibi 1990 yılı 15 Mart ında Kuzey Afrika, Ortadoğu, Avrupa ve Türkiye de ilk kez çocuklarda canlıdan segmental karaciğer naklini gerçekleştirdi. 24 Nisan 1990 da Dünya da ilk kez yetişkinlerde canlıdan segmental karaciğer naklini gerçekleştirdi. 16 Mayıs 1992 de Dünya literatüründe ilk kez yapılan bir uygulamayla aynı vericiden, aynı anda hem kısmi karaciğer naklini, hem de böbrek naklini gerçekleştirdi. 1992 Nisan ayında New York Academy of Sciences üyeliğine seçildi. 14 Eylül 1993 te Başkent Üniversitesi ni ve Haberal Eğitim Vakfını kurdu. 1999 yılında Orta Doğu Yanık ve Yangın Afetleri Derneği ni kurdu. Eylül 2006 da ISBI (International Society of Burn Injuries/ Uluslararası Yanık Derneği) nin Brezilya daki Uluslararası Yanık Kongresinde bu kuruluşa başkan seçilmiştir. 31 Aralık 2009 itibariyle1832 böbrek, 344 den fazla karaciğer nakli yaptı. 22 den fazla ulusal ve uluslararası bilimsel kongre düzenledi. 35 ulusal ve uluslararası tıp derneği üyesidir. 1428 Türkçe ve İngilizce bilimsel yayının yanı sıra 2 İngilizce, 4 Türkçe kitabı bulunmaktadır. 20 Mayıs 1932 tarihinde Artvin, Arhavi de doğdu. 1956 yılında Istanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi. Genel Cerrahi uzmanlık eğitimini Aultman Hospital, N.E. Ohio State College of Medicine, Canton, Ohio Amerika Birleşik Devletleri nde 1959-1965 yılları arasında tamamladı. 1967-1995 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalında görev yaptı. Doçent ve Profesörlük kadrolarını burada aldı. 1978-1985 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanlığı yaptı. 1994 yılında Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesinde görev yapmaya başlayan Dr. Bilgin aynı tarihten itibaren Cerrahi Bölümler Başkanlığı, Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanlığı, Tıp Fakültesi Dekanlığı ve Rektör Yardımcılığı ile Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı, Türkiye Organ Nakli Derneği, Deneysel ve Klinik Araştırmalar Derneği, Türkiye Yanık ve Yangın Afetleri Derneği, Transplant Olimpiyatları Derneği Kurucu Üyeliği ve yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini sürdürmüştür. Yerli ve Uluslar arası çeşitli derneklerin kurucu üyeliği ve başkanlığını yapmış, çok sayıda dernekte de üye olarak yer almıştır. 5 Şubat 2005 tarihinde aramızdan ayrıldı. Prof. Dr. Nevzat BİLGİN

VAKFI KURUCU ÜYELERİ 1919 yılında Bandırma da doğdu. 1943 yılında İstanbul Üniversitesi nden mezun oldu. 1950 yılında Gülhane Askeri Tıp Akademisi nde Genel Cerrahi Uzmanı,1956 yılında Üniversite Doçenti oldu. 1956-1960 yıllarında Amerika Birleşik Devleti Columbia Üniversitesi nde Kanser Cerrahisi ve Cerrahi Patoloji eğitimi gördü. Yurda dönüşünde Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Bölümüne Doçent olarak girdi. 1961-1965 yıllarında Ahmet Andiçen Kanser Hastanesi nin kuruluş, çalışma ve eğitimi ile görevlendirildi. 1965 yılında Hacettepe Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Profesörü oldu. 1986 yılında isteği ile emekliye ayrılarak o zaman Organ Nakli Hastanesi olan şimdiki Başkent Üniversitesi ne geçti. 2002 yılında aramızdan ayrılana kadar Başkent Üniversitesi ndeki mesleğini sürdürdü. Prof. Dr. Hüsnü GÖKSEL 28.02.1926 tarihinde Çaykara İlçesi Soğanlı Köyünde doğdu. 1947 yılında, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesini bitirdi. İlk memuriyetinde Trabzon Orman İşletmesinde; Merkez Orman Bölge Şefliği Geçici görevli olarak da Artvin Orman İşletmesinde çalıştı. 1950 yılında askerliğini Yedek Subay olarak Çubuk ta tamamlayıp, Artvin Orman İşletmesi Merkez-Hatıla Orman Bölge Şefliği görevine atandı. 4489 Sayılı Kanun gereği, görgü ve bilgiyi artırmak amacı ile açılan Devlet imtihanını kazanarak üç yıl için 1953 yılında İsveç e gönderildi. İsveç te Kraliyet Ormancılık Araştırma Enstitüsü nde Eğitim ve Araştırma görevlerinde, eğitimde ağırlıklı olarak kullanılan Matematik-İstatistik Metotlar, İşçi-İşveren-Devlet İlişkileri konularında Mastırını yaparak 1957 yılı sonunda ülkeye dönerek Ormancılık Araştırma Enstitüsü nde kendi kurduğu Matematik-İstatistik Bölüm Başkanlığı na atandı. Ormancılığımızın gelişmesi ve kalkınması konularında bilimsel çalışma ve değerlendirmelerde bulundu. CHP den 1961 yılında Trabzon Milletvekili olarak seçildi. 1971-1973 yılları arasında, 3. dönem milletvekilliği görevi esnasında Çalışma Bakanlığı görevlerinde bulundu. Karadeniz Bölgesinin kalkınmasını amaçlayan Karadeniz in Özelliklerini Koruma Kulübü Derneği ni kurdu. Evli ve iki kız babasıdır. İsveççe ve İngilizce bilmektedir. Neşredilmiş yazıları ve mesleki yayınları vardır. Ali Rıza UZUNER 1934 yılında Rize nin Pazar İlçesinin Subaşı Köyü nde doğdu. İlköğrenimini Subaşı nda, Orta öğrenimini Pazar da tamamladıktan sonra İstanbul da Deniz Astsubay Okulu nda okudu. 1954 te mezun oldu. 26 sene orduya hizmet etti. Sayın Mehmet Haberal ile kurduğu Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfının hastaneye dönüştürülmesiyle birlikte uzun yıllar hastane müdürü olarak görev yaptı. Halen Başkent Üniversitesi İnşaat ve İmalathaneler Daire Başkanlığı görevini yürütmektedir. Mustafa BİRBEN

SENE: 1982 Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı Üniteleri Prof. Dr. Mehmet HABERAL 1980 yılında Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfını kurduktan sonra, 1981 yılında başlatılan diyaliz çalışmaları 2 katlı, bahçeli bir binada tamamlandığında takvimler 1982 yılını gösteriyordu. Yalovalı emekli bir sağlık memuru olan rahmetli Ayşe Mukadder KOÇALI hanımefendinin katkılarıyla 5 adet Travenol markalı diyaliz makinasıyla diyaliz başladı. Cici Anne olarak hitap ettiğimiz bu hayırsever vatandaşımız; Kurtuluş savaşı yıllarında Trakya ve İstanbul dan Anadolu ya cephane taşımış, son derece aktif, kültürlü bir Cumhuriyet kadınıdır. Prof. Dr. Mehmet HABERAL ın diyaliz hastalarına sunacağı hizmetin başlangıcında bu vefakar Türk kadınının emeği söylenmeden geçilemez. Bugün son derece modern tesislerde sunduğumuz diyaliz hizmetlerinin en büyük salonlarından birine CİCİ ANNE DİYALİZ SALONU adı verilerek, bu muhterem kişinin adı yaşatılmaya çalışılmaktadır. Diyalizin çok yaygın olmadığı o tarihlerde ne diyaliz teknolojisi ne de konu hakkında eğitimli insan sayısı yeterliydi. İmkanlar da son derece kısıtlıydı. 15 hasta ile başlattığımız hizmetlerdeki tüm olumsuzluklara karşın herkes bitmek bilmeyen bir azimle çalışıyordu. Ülkemizde diğer diyaliz merkezlerinin kurulmasında da katkıları bulunan çok değerli hocamız Sn. Prof. Dr. Mehmet HABERAL gündüzleri Hacettepe Üniversitesi nde çalışırken, akşamları da diyalizde hasta alıyordu. İş ayrımı gözetmeksizin bir avuç insanla başlatılan çalışmaların bugün 12 değişik lokasyonda hizmet veriyor olması, yapılan işin ve ekibin nasıl sağlam temellere dayandığının göstergesidir. Kurucu rektörümüz Sn. Prof. Dr. Mehmet

Başkent Üniversitesi Hastaneleri / Diyaliz Merkezleri Özel Sayı 11 HABERAL ve hastane müdürümüz Sn. Mustafa BİRBEN ile birlikte, gerektiğinde sabahlara kadar bizimle birlikte çalışırdı. O yıllarda henüz mesleğinin başında, gencecik bir asistan doktor olan, Başhekimimiz Sn. Prof. Dr. Ali HABERAL da emeğini diyaliz hastalarından esirgememiştir. Bu çalışmalar arasında; Sn. Efrayim GÜLTEKİN in, Sn. Ecz. Münire TURAN ın, Sn. Ecz. Ayşegül HABERAL ın hizmetlerini belirtmeden geçemeyeceğim. Hemşirelerimiz; Gülsarı Gürsoy, Bahri Aytaç, Melahat Ateş, Şerife Tatar, Nevin Demirel, teknisyen Sadık CEYLAN ve daha isimlerini sayamadığımız nice emektar çalışanın omuzlarında yükselmiştir bu yapı Her ne kadar zorluklar ve mücadeleler içinde geçse de, o yıllarda, Sn. Haberal Ortadoğu ve Türk Cumhuriyetlerine diyaliz tedavisini yaygınlaştırmış, bu ülkelerden doktor ve hemşireler diyaliz sertifikası için ülkemize gelmeye başlamışlardı. Azimle çıkılan yolda, 1986 yılında inşaatı bitirilen ve halen hizmette bulunan 5 katlı A Blok tamamlanmış ve diyaliz makinası sayısı artırılarak yataklı tedaviye geçilmiştir. Türkiye Organ Nakli ve Haberal Eğitim Vakfı katkılarıyla 1993 te Başkent Üniversitesi Hastanesi nin kurulmasıyla birlikte yapı tamamlanmış ve hizmetler bir bütün olarak sunulmaya başlanmıştır. Sn. Prof.Dr. Mehmet Haberal, devlet bakanı ve vakıflardan sorumlu merhum Mehmet Özgüneş ve Sn. Mukadder Koçalı (Cici Anne) ile Hemodiyaliz Merkezi nin açılışını yapıyor. 1982 yılında başlatılan ve bugün birçok ilde, son derece teknolojik cihazlarla hizmet veren bir yapıya dönüşen Diyaliz Merkezlerimizde değişmeyen tek şey, yola çıkış amacımızdır. Aynı amatör ruh ve heyecanla hastalarımıza hizmet etmeye devam ediyoruz. Her ne koşulda olursa olsun pes etmeden çalışmayı öğrendiğimiz kurucumuz Sn. Mehmet HABERAL ın açmış olduğu yolda çalışmalarımıza devam edeceğimizin altını çizerek, tüm hastalara şifa dilerim. Semiha Kaya Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi Ümitköy Diyaliz Merkez Müdürü Hastane müdürümüz Sn. Mustafa Birben ve Diyaliz Sorumlumuz Sn. Semiha Kaya, diyaliz merkezi sağlık çalışanları ile birlikte...

FOTOĞRAFLARLA DÜNDEN BUGÜNE... 4 Eylül 1980 de Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı nı kuran Sn. Prof. Dr. Mehmet Haberal, 12 Mart 1980 de, bu binada, Hemodiyaliz Merkezi ni açarak diyaliz hastalarına hizmet vermeye başladı. Hemodiyaliz Merkezinde tedavi olan hastalarımıza yapılan vizitten bir görüntü. 1975 Yılında canlıdan canlıya ilk böbrek nakli yaptığımız hastamız Bahtiyar Çalışkan, annesi Mürvet Hanım, Babası Mehmet Bey ile birlikte... 1984 Ecz. Ayşegül Haberal, Ecz. Münire Turan,Cici Anne ile birlikte...

Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı Üniteleri Başkent Üniversitesi Hastanesi / Diyaliz Merkezleri Özel Sayı 13 Bilim insanı Sn. Prof.Dr. Mehmet Haberal farklı tarihlerde mikroskopunun başında... Sn. Prof.Dr. Mehmet Haberal ın yapmış olduğu diyaliz çalışmaları yurt dışında bir çok hekime öncü olmuştur. Yabancı bir doktor heyeti ziyareti. Diyaliz etkinlikleri kapsamında düzenlenen bir geceden...

FOTOĞRAFLARLA DÜNDEN BUGÜNE... Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı ile yapılan diyaliz hastalarına yardım sağlama amaçlı düzenlenen gecelerden birinde Halit Kıvanç ile birlikte... Sn. Nevzat Bilgin, Sn. Mehmet Haberal, Sn. Halit Kıvanç,Cici Anne, Sn.Necmettin Karaduman ve Sn. Nazmi Kalafatoğlu diyaliz etkinlikleri gecesinde Hastanemizin şu anki başhekimi, kardeşi Sn. Ali Haberal ile birlikte yine yardım gecelerinden birinde.

Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı Üniteleri Başkent Üniversitesi Hastaneleri / Diyaliz Merkezleri Özel Sayı 15 Sanatçı Kamil Sözmez in diyaliz hastalarına düzenlenen gecelere katkısı her zaman şükranla anılacaktır. Sn. Prof.Dr. Mehmet Haberal servis vizitlerinden birinde... Sn. Prof.Dr. Mehmet Haberal ve hastalarımız... Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı Hastanesinin açılış töreninden Sn.Mimar Uğur Turgut, Sn.Prof.Dr. Mehmet Haberal, Sn.Mimar Şükrü Seyhan, Sn.Mustafa Birben, Sn. Süleyman Atasoy,ve Elektrik Müh. Sn Ekrem Pazarlı

FOTOĞRAFLARLA DÜNDEN BUGÜNE... Sn. Prof.Dr. Mehmet Haberal ve Cici Anne Diyaliz Ünitesi Sorumlusu Sn. Semiha Kaya ve çalışanlarımız. Yabancı bir heyet ziyareti sonrası çekilen fotoğraf... Sn. Prof.Dr. Mehmet Haberal, eski bakan Prof.Dr. Ekrem Pakdemirli ve eşi ile eski Başbakanlarımızdan Sn. Mesut Yılmaz ve eşi ile birlikte...

Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı Üniteleri Başkent Üniversitesi Hastaneleri / Diyaliz Merkezleri Özel Sayı 17 Hastanemizin ilk hali, Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Hastanesinin açılışı. 2011 yılına kadar kullandığımız diyaliz salonlarından bir görüntü... Ankara hastanemiz bünyesinde hizmet verdiğimiz diyaliz hizmetleri 2012 yılından itibaren Ümitköy semtindeki bu binada verilmeye başladı. Yeni hizmete giren diyaliz binamızdaki, salonlarından biri...

BÖBREK YETMEZLİĞİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Başkent Üniversitesi Hastaneleri / Diyaliz Merkezleri Özel Sayı Kronik böbrek yetmezliğinin ilk belirtisi Polidipsi ( çok su içme ) Poliüri ( çok idrar çıkarma ) ve Noktüri (gece idrara çıkma ) biçiminde olabilir. Halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı, iştahsızlık, özellikle sabah saatlerinde ortaya çıkan mide bulantısı, kusma, uykusuzluk, hafif bir nefes darlığı, ağızda kötü bir tat, inatçı hıçkırıklar, solukluk, göz fırlaklığı (egzoftalmi),görme bozuklukları, bilinç bozuklukları gibi belirtiler ortaya çıkabilmektedir. Kronik böbrek yetmezliğinin kendisi, kalp yetmezliği yaratan bir etken olmamakla birlikte, kronik böbrek yetmezliği vakalarında yüksek tansiyon (hipertansiyon) ve kalp yetmezliğine oldukça sık rastlanmaktadır. Börek yetmezliğinin tanısı kanda üre veya kreatinin isimli maddelerinin ölçülmesiyle mümkündür. İdrar incelemesi, radyolojik yöntemler, kanın biyokimyasal incelemesi ve diğer laboratuvar incelemeleri böbrek yetmezliğinin nedenini anlamaya yöneliktir. Kalbe Temiz Kan Taşıyan Ana Toplardamar Sağ Böbrek Üreter İdrar Taşır Mesane İdrar Taşır Mesaneyi Kapalı Tutan Kas Hastalarda gelişen ödemin en önemli nedenlerinden biri kalp Üretra yetmezliği ya da kan proteinlerinin azalmasıdır. Kalp yetmezliğine bağlı olarak akciğerlerde ödem gelişmekte, bu da nefes darlığına neden olabilmektedir. Kronik böbrek yetmezliğinin bir döneminde kesinlikle yüksek tansiyon (hipertansiyon) gelişir. Böbrek yetmezliğinin ağırlaşmasıyla birlikte vücutta daha fazla tuz tutuluyor olması yüksek tansiyona bağlı retina bozukluklarını geliştirebilir. Bu da yüksek tansiyonun tedavi edilmesi gerektirmektedir. Kronik böbrek yetmezliğinde anemi (alyuvarlarda sayıca azalma) hemen hemen kuraldır. Aneminin ağırlık derecesi ise kanda biriken üre ile doğru orantılıdır. Üremik hastalarda (üremi=kanda aşırı miktarda üre birikmesi), kronik böbrek yetmezliğinin seyri sırasında kanda pıhtılaşma bozuklukları da gelişmekte ve bu hastaların kanamaya eğilimleri artmaktadır. Kronik böbrek yetmezliği hastalarına üremi geliştikçe, burun kanamalarına, deri dokusu içine kanamalara (deride kendiliğinden gelişen morartılar biçiminde belirirler) daha sık rastlanmaktadır. Yapılan incelemelerde bu hastaların kanama ve pıhtılaşma zamanlarının normal olduğu görülmüştür. Bu bulguya göre, hastalardaki kanama eğiliminin asıl sorumlusunun kılcal damarlardaki bozukluklar olduğu düşünülmektedir. İştahsızlık, sabah bulantıları, kusma, ağız içi, mide ve bağırsak ülserleri, özellikle kanlı ishaller üreminin ciddi boyutlara ulaşmış olduğu hastalarda sık rastlanan belirtilerdir. Ağız içi ülserlerinin, ağızda kötü tadı, mide bağırsak ülserlerinin nedeni, buralara ulaşmış olan ürenin amonyağa parçalanıp bu amonyağında dokuları bozmasıdır. Bulantı ve kusmanın önlenmesi vücudun sıvı-asit-sodyum dengesinin düzeltilmesiyle gerçekleşir. Bu belirtiler hastanın diyalize alınması ile belirgin bir biçimde düzelmektedir. Kronik böbrek yetmezliğinde, deri dokusuna kalsiyum birikmektedir. Bu durum ise şiddetli kaşıntılara neden olmaktadır. Kalsiyumun deride birikmesinin nedeni kronik böbrek yetmezliğinde gelişen parat hormon fazlalığıdır. Bu gibi vakalarda günlük banyolar, bazen kaşıntının azalmasını sağlayabilmektedir. Parat hormonun salgılandığı paratiroit bezlerinin çıkartılmasi ise bir diğer tedavi yöntemidir. Kronik böbrek yetmezliğinde vücutta Kalpten Atıklı/Kirli Kanı Taşıyan Ana Atardamar Sol Böbrek Üreter Beyine Mesanenin Dolu Olduğunu Bildiren Sinir Mesaneye Yayılmasını Söyleyen Sinir karoten benzeri bir madde birikmektedir, bu da deriye soluk-sarı bir renk kazandırmaktadır. Derinin soluk renginden sorumlu olan diğer etken de anemidir (alyuvarlardaki sayıca azalma) Kronik böbrek yetmezliğinde vücutta fazla miktarda biriken üre, ter bezlerine oradan da tere karışır. Bu durumda kronik böbrek yetmezliği hastalarının teri, idrar gibi kötü kokar. Uyku hali ve komaya kadar gidebilen bilinç bozuklukları ağır üremi vakalarında hemen hemen kural gibidir. Kanın sodyum miktarındaki azalma (hiponatermi) vücut asitliğinin artması (asidoz) ve vücut suyun azalması (dehidratasyon) komayı yaratan nedenlerdendir. Hiponatremi ve dehitratasyon kas kramplarına da neden olabilmektedir. Uzun süre üremiden yatan hastaların sinir liflerinde, miyelin kılıfı bozulabilir. Bu durumda sinir liflerinin sinirsel uyarıları iletme zamanı uzamış bulunur. Kaslarda güçsüzlük zayıflık gelişir. Akut kronik böbrek yetmezliklerinde tedavi farklıdır. Böbrek yetmezliği tedavisi hastanın özelliğine ve böbrek yetmezliğine yol açan hastalığa göre değişir. Tedavi kesinlikle bir doktor denetiminde olmalıdır. Tedavide en önemli nokta eğer var ise kan basıncı düşüklüğü veya yüksekliğinin kontrol altına alınmasıdır. Beslenme, sıvı ve tuz dengesinin sağlanması ve ilaçlar diğer tedavi yöntemleridir. Akut böbrek yetmezliği olan hastaların böbrekleri iyi ve yeterli tedavi ile genellikle düzelir. Böbrek yetmezliği ilerler ve kalıcı hale gelirse başka tedavi yöntemleri gerekir: 1-Diyaliz 2-Böbrek nakli Böbrek yetmezliğinde erken tanı ve tedavi çok önemlidir. Günümüzde kullanılan ilaçlarla, hastaların bilinçli olması ve kontrol atında kalması ile hastaların son dönem böbrek yetmezliğine girme zamanı oldukça uzamıştır. Uzm. Dr. Öznur KAL Nefroloji Uzmanı B.Ü. KONYA UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ