DENİZ TİCARETİ. 6. Uluslararası Lojistik ve Transport Fuarı Mersin de Cumhuriyet Bayramı Coşkusu Şinasi Develi nin Anıları Kitap Oldu



Benzer belgeler
DENİZ TİCARETİ. 6. Uluslararası Lojistik ve Transport Fuarı Mersin de Cumhuriyet Bayramı Coşkusu Şinasi Develi nin Anıları Kitap Oldu

KRUVAZİYER TURİZMİ ve DESTİNASYONA KATKISI. Erkunt Öner 2012

KRUVAZİYER TURİZMİNDE DÜNYA VE İZMİR, TÜRKİYE KRUVAZİYER PLATFORMU NUN ÇALIŞMALARI

MAYIS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Düzce Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen Düzce Fındık Çalıştayı İstiklal Konferans Salonu nda gerçekleştirildi

RAKAMLARLA DÜNYA, TÜRKİYE VE İZMİR KRUVAZİYER TURİZMİ

NİSAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

SONUÇ RAPORU. CYF Fuarcılık A.Ş.

Berkalp Kaya KASIM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

2011 Yılı Teklif Çağrısı Proje Eğitim Toplantısı Program Amaç ve Öncelikleri, Uygunluk Kriterleri, Başvuru ve Değerlendirme Süreci

ANKARA KALKINMA AJANSI.

2017 YILI TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

OCAK-EYLÜL 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRMESİ

OCAK-KASIM 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRMESİ

OCAK-AĞUSTOS 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ

HAZİRAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Hatay İskenderun Bilgi Notu

EKİM AYI MECLİS TOPLANTISI / YÖNETİM KURULU FALİYET RAPORU SUNUMU. YÖNETİM KURULU AYLIK FAALİYET RAPORU 27 Ekim 2014

AĞUSTOS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

OCAK-EKİM 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRMESİ

TEMMUZ 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

ÇARŞAMBA TİCARET BORSASI 2015 YILI YILLIK İŞ PLANI

İSTE (Barbaros Hayrettin Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi), DENİZCİLİK EĞİTİM KONSEYİ ile demir aldı!

Uluslararası Yükseköğretim Hareketliliği ve Türkiye nin Konumu temalı Toplantı İstanbul TOBB Plaza da Gerçekleşti

ÇARŞAMBA TİCARET BORSASI 2016 YILI YILLIK İŞ PLANI

Afyonkarahisar Chamber E- BÜLTEN of Commerce and Industry

Türkiye nin Dünyaya Açılan Kapısı: Yeryüzü Cenneti Mersin

ADANA SANAYİ ODASI MECLİS TOPLANTISI

MART E-BÜLTEN YIL:2018 SAYI:3 DÖNEM:1

YAPI FUARI TURKEYBUILD İSTANBUL FUARI ZİYARET ORGANİZASYONU SONUÇLARI

EKİM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

SEKTÖR KURULLARI ve İŞ GELİŞTİRME KOMİSYONU Bölgesel İş Geliştirme Forumu

KONYA HAVA KARGO TERMİNALİ Ahmet ÇELİK

2013 EYLÜL FAALİYET RAPORU

İMEAK Deniz Ticaret Odası Fethiye Şubesi FAALİYETLERİMİZ

İZMIR TİCARET ODASI SEATRADE MED AKDENİZ KRUVAZİYER FUARI VE KONFERANSI KASIM 2012 MARSİLYA/FRANSA. Hazırlayanlar: Mine Güneş Gündem Kont

Lojistik. Lojistik Sektörü

CRUISE SHIPPING MIAMI KRUVAZİYER, GEMİCİLİK FUARI VE KONFERANSI MART 2015 MIAMI/ABD. Hazırlayanlar: Mine Güneş Kaya Aykut Terzioğlu

Samsun-Kavkaz Tren Feri Hattı faaliyette

EYLÜL 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Dünya Seramik Sektörü Dış Ticareti a) Seramik Kaplama Malzemeleri

İTO Başkanı İbrahim Çağlar: İstanbul yerli ve yabancı yatırımcıya muazzam fırsatlar sunuyor

2011 Teklif Çağrısı Bilgilendirme Sunumları Program Amaç ve Öncelikleri. 14 Temmuz 2011 ANKARA

Şişecam, Yenişehir de dünya genelinde tek lokasyonda kurulu en büyük Cam Kompleksi nin yeni yatırımlarını açtı.

YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU ( )

TÜRKİYE TURİZMİ Değerlendirme Raporu

TOBB GGK nın Onursal Başkanı Sayın M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve Başkanı Sayın Ali Sabancı dır.

OLAĞAN MECLİS TOPLANTISI

TR 61 DÜZEY 2 BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (ANTALYA-ISPARTA-BURDUR)

ŞUBAT 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

DİDİM. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 78. yılında Didim de anıldı

SONUÇ RAPORU. CYF Fuarcılık A.Ş.

EYLÜL AYI OLAĞAN MECLİS TOPLANTIMIZA HOŞ GELDİNİZ

Türk araçlarının taşıma yaptığı ülkelere göre yoğunlukları gösterilmektedir. Siyah: ilk 15 ülke

2011 YILI FAALİYET RAPORU Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı

YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU ( )

T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI Proje Uygulama Başkanlığı

Afyonkarahisar Chamber E- BÜLTEN of Commerce and Industry

T.C. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü. Deniz Ticareti. İstatistikleri

Değerli İhracatçılar, Değerli Basın Mensupları,

T.C. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü. Deniz Ticareti. İstatistikleri

MARDİN YDO 2011 YILI 6 AYLIK FAALİYET BRİFİNGİ

BÖLGESEL YENİLİK ve KALKINMA AJANSI DESTEKLERİ

İZMIR TİCARET ODASI MIAMI SEATRADE KRUVAZİYER, GEMİCİLİK FUARI VE KONFERANSI MART 2012 MIAMI/ABD. Hazırlayanlar: Mine Güneş Aykut Terzioğlu

FIT 2014 LATİN AMERİKA TURİZM FUARI SONUÇ RAPORU

YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

FAALİYET BÜLTENİ. Haziran İMEAK Deniz Ticaret Odası Fethiye Şubesi FAALİYETLERİMİZ

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI 9 12 Ocak 2013

Ekonomik Ticari Gelişmeler

PROGRAM YÖNETİMİ BİRİMİ 2009 YILI FAALİYET RAPORU


Kırıkhan Ticaret ve Sanayi Odası Yılı Faaliyet Raporu

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

MART 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 60

1- Ulusal Kırmızı Et Konseyi Seferihisar da Toplanacak!

OLAĞAN MECLİS TOPLANTISI

LOJİSTİK SEKTÖRÜ BÜYÜME ORANLARI

HALI SEKTÖRÜ. Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

2018 MALİ DESTEK PROGRAMLARI

KARADENİZ HAVZASINDAKİ TURİZM GÜZERGAHLARI Projesi

TÜRKİYE NİN İHTİYAÇ DUYDUĞU FUAR 3.ELECTRONIST FUARI

KASIM 2011 FAALİYET RAPORU. Prof.Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

2015 OCAK DIŞ TİCARET RAPORU

BENİN İNCELEME GEZİSİ SONUÇ RAPORU



1. Hatay Lojistik Zirvesi Açılış Sunumu Hatay ın Gelişmesi İçin Lojistik Çalışmalar 18 Ekim 2012

TR 71 BÖLGESİ 2013 YILI İHRACAT RAPORU AHİLER KALKINMA AJANSI

Afyonkarahisar Chamber E- BÜLTEN of Commerce and Industry

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

Kamyonet Duraklarımız. Fabrika Taşımacılığı

Türkiye nin 500 Büyük Hizmet İhracatçısı Araştırması Yolcu Taşımacılığı ve Genel Hizmetleri Sektör Kılavuzu

T.C. DİCLE KALKINMA AJANSI (Tigris Development Agency) KALKINMA KURULU TOPLANTISI KARAR TUTANAĞI TOPLANTI TARİHİ: 02/07/2013 TOPLANTI NO : 2013/1

Kasım 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Türkiye de Yazılım Sektörü Tanıtım Sunumu. Murad Tiryakioğlu Afyon Kocatepe Üniversitesi

Tarımsal Girişimcilik Destek Sisteminin Geliştirilmesi için Akdeniz Odaları İş Birliği Ağı Projesi

KASIM AYI OLAĞAN MECLİS TOPLANTISI

Transkript:

DENİZ TİCARETİ Kasım 2013 Yıl 22 Sayı 258 6. Uluslararası Lojistik ve Transport Fuarı Mersin de Cumhuriyet Bayramı Coşkusu Şinasi Develi nin Anıları Kitap Oldu Özlemle Mersin ve Deniz Anıyoruz Turizmi

ÖZLEMLE ANIYORUZ MDTO nın Aylık Yayın Organı Kasım 2013 Yıl: 22 Sayı: 258 MDTD Basın Meslek İlkelerine Uyar. İÇİNDEKİLER 5-6 Kruvaziyer Sektörünün Geleceği Tartışıldı 8-10 Narenciyenin Başkenti Mersin 12-13 Mersin, Kasım Ayı İçinde 3 Kruvaziyer Gemisi Ağırladı 14-17 MDTO dan Haberler 19-23 Kısa Kent Haberleri 24-27 Denizcilik Haberleri 28-29 TOBB ETÜ Hastanesi 30-31 Hatıra Kent Mersin 32-34 Kalafat 37 Deniz Feneri 38-41 Mersin in Marka Kent Olma Sürecinde Liman ve Serbest Bölgeye İlişkin İnternet Pazarlaması Uygulamalarının Rolü 43 Deniz Yolu İle Yapılan Taşımalarda Sorumluluğu Sınırlandırma Hakkı: 44-49 Kılavuzluk Teşkilatı Bağımsız Bir Yapıya Sahip Olmalı 50 İstatistik Mersin in Geleceği... Mersin, güzel Türkiye min güzel kenti Yine, Sahipsiz Mersin diyeceğim alınanlar olacak!.. Varsın alınsınlar... Kalemimiz yalnızca doğruları yazar. Ondan ötesi bize göre değil... 2013 yılının neredeyse sonuna geldik Mersin in geleceği için oluşturulan platformların çalışmaları yaklaşık beş yıldır sürüyor... Anımsamakta yarar var! Lojistik, Tarım ve Turizm platformları oluşturulmuştu. En hızlısı da Lojistik Platformu çıkmıştı... Hedef, Mersin in Türkiye nin Lojistik Merkezi olmasıydı... Bir sürat bir sürat ama sonunda Lojistik Merkez de çamura saplanıldı ve patinaj başladı... Bu işe gönül verenler, çamurun üzerine kum serperek, Lojistik i patinajdan kurtarmaya çalışıyor. Tabi ki kum da kaymazsa!.. Ya Tarım Platformu? Onlar da iyi niyetle çalışıp durdular Kimsenin hakkını yememek gerek! Ne demiş büyüklerimiz, kul hakkı yiyen iflah olmazmış! Ancak, Türkiye nin narenciye üretiminin yüzde yetmişini gerçekleştiren Mersin de yine ürün para etmiyor Nedeni belli, pazarlama eksiğimiz var. Narenciye Tanıtım Gurubu çalışıyor, Narenciye Festivali düzenleniyor ama yeterli olmuyor... Demek ki yapılacak daha çok iş var. Gelelim Turizme... Sık sık yazdım, Antalya turizmde aya giderken, Mersin yaya kaldı! diye... Sonunda, Kruvaziyer Turizmi nde karar kılındı... Turizm Platformu çalışmalarını aralıksız sürdürüyor Fuarlarda Mersin in tanıtımını en iyi şekilde yapıyorlar... Ama gel gör ki Mersin e bir yılda gelen kruvaziyer gemi sayısı iki elin parmaklarını, gelen turist sayısı da 5 bini bulmaz... En yakınımızda Alanya var. Rakamları dikkatle okuyun! 2012 yılında 31 gemi ile 36.703 turist, 2013 yılında 53 gemi ile 57.454 turist gelmiş.. Mersin bırakın Alanya yı, Antalya dan bile daha çok turistik değerlere sahip. Ama bir türlü olmuyor. Ortadoğu daki siyasi istikrarsızlık ve de Mersin Limanı ndaki altyapı eksikliği en büyük handikap... Demek ki Mersin in geleceği için yapılacak daha çok iş var * * * * * Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ü, aramızdan ayrılışının 75. yılında bir kez daha özlem ve saygıyla andık. Eskiden, Çelenk koymak yetmiyor Atatürk ün büstüne diye yazılar çıkardı ama, şimdilerde çelenk bile koymaya yürek ister! Yine de Unutturmazlar, unutturamayacaklar!... Saygıyla Ali ADALIOĞLU Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü (MDTO adına): M. Cihat LOKMANOĞLU Genel Koordinatör: Ali ADALIOĞLU Yayın Kurulu: M. Cihat LOKMANOĞLU, Jozef ATAT, A.Kahraman YAVUZ, Mişel ŞAŞATİ, İskender BOTROS, Bedii CANATAN, Özcan BARUT, Korer ÖZBENLİ Yayın Planlama Yönetimi: Tetis Medya Ajansı Basım Yeri: Alev Dikici Basım & Ambalaj Ltd. Şti Tel : 0322 436 13 13 Fax : 0 322 436 34 81 Adres: Döşeme Mahallesi Cumhuriyet Cad. No:133 01130 Adana Basım Tarihi: Kasım 2013 Yönetim Yeri: Pirireis Mah. İsmet İnönü Bulvarı No: 13 33110 Pk: 45 Mersin/Türkiye Tel: 0324 327 70 00 (pbx) Faks: 0324 329 52 30 E-posta: mersindto@mdto.org mdtodergi@mdto.org www.mdto.org.tr

Kruvaziyer Sektörünün Geleceği Tartışıldı Akdeniz Kruvaziyer Limanlar Birliği'nin (MedCruise) Genel Kurul Toplantısı ALİDAŞ Alanya Limanı ev sahipliğinde yapıldı. Çok sayıda sektör temsilcisinin katılımıyla gerçekleştirilen Genel Kurula Mersin Deniz Ticaret Odası nı (MDTO) temsilen Turizm ve Proje Danışmanı Ali Yavuz katıldı. Akdeniz limanlarını temsil eden, 30 üyesi bulunan ve 22 ülkede 100'den fazla limana sahip Akdeniz Kruvaziyer Limanlar Birliği'nin 43. Genel Kurul Toplantısı 13-16 Kasım tarihleri arasında Alanya'da yapıldı. 22 ülkeden 70 delegenin katılımıyla gerçekleştirilen Genel Kurulun açılışında konuşan MedCruise Başkanı Stavros Hatzakos, 43. Genel Kurulda sektörün geleceğine ve önündeki zorluklara odaklanacaklarını belirterek Yeni ve büyük pazarlara yönelmemiz gerekli dedi. Toplantıda konuşan Kurvaziyer Platformu Başkanı Ekrem Demirtaş da Türkiye de kurvaziyer turizminin trendinin 2000 den sonra yükselmeye başladığını ve bunun kendileri için önemli olduğunu söyledi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Deniz Ticareti Genel Müdür Yardımcısı Dr. Mustafa Azman ise dünyada kruz sektöründe son 10 yılın büyüme oranının yüzde 7 olduğu bilgisini verdi. Azman, Türkiye'ye son 10 yılda gelen yolcu rakamlarına bakıldığında dünya ortalamasının 3 katına yakın olduğunu kaydetti. Akdeniz Kruvaziyer Limanlar Birliği Genel Kurul Toplantısı kapsamında, Liman Yatırımlarının Finasman Kaynakları ve Liman İşletmelerinin Gelir Kaynakları, Doğu Akdeniz de Kruvaziyer Turizmi ve Akdeniz de Kruvaziyer Sektörünün Zorlukları ve Beklentileri başlıklı paneller düzenlendi. Düzenlenen panellere Global Liman İşletmeleri Pazarlama Müdürü Figen Ayhan, Tura Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Erkunt Öner, Princess Cruises Sahil Turları Müdürü Rob Roberts, Holland America Line Tur Planlama-Geliştirme Müdürü Justin Poulsen, Azamara Club Cruises Ltd. Liman Yatırımları Geliştirme Müdürü Miguel Reyna, Disney Cruise Line Dünya Liman Operasyonları Müdürü Russel Daya, Windstar Cruises Deniz Operasyonları Müdürü Sander Groothuits ve Intercruises Sahil ve Liman 4 5

İşleri Müdürü Mark Robinson konuşmacı olarak katıldı. Liman yatırımları ve liman işletmelerinin tartışıldığı ilk panelde, Royal Carribean Cruises ın Karayip adalarında 170 milyon dolarlık liman yatırımı gerçekleştirmesi örneğinden hareketle; destinasyon olarak seçilen önemli limanlarda rıhtım/ iskele ve terminaller açısından yetersizlik bulunması halinde, kruvaziyer hatların yerel otorite ile birlikte hareket ettiği ve yatırım imkanlarını araştırdığı belirtildi. Yerel yönetimlerin bu avantajı hangi ölçülerde kullandığının araştırıldığı panelde, bu yatırımlarla hattın kendisine avantaj sağladığı kaydedildi. Akdeniz de kruvaziyer turizminin ele alındığı diğer iki panelde ise, kruvaziyer hatların rıhtım/iskele boyutları, draft, yolcu terminali imkanları, resmi işlemler, liman ücretleri ve araç park yerleri açısından limanlardan beklentilerinin neler olduğu tartışıldı. Toplantıda, geminin destinasyona ulaşmadan önce ve sonra uğradığı limanlar arasında sarf ettiği yakıt miktarı en önemli madde olarak değerlendirmeye alındı. Gemi yakıt sarfiyatının, kruvaziyer hattın sefer maliyeti içinde önemli yer tuttuğu vurgulandı. Bölgede Siyasi istikrarın Sağlanması Önemli Akdeniz Kruvaziyer Limanlar Birliği Genel Kurul Toplantısı kapsamında, firma temsilcileri ile karşılıklı görüşmeler de gerçekleştirildi. Bu çerçevede, MDTO Proje ve Turizm Danışmanı Ali Yavuz, MTSO Danışmanı Ezgi Biçer Uçar, MIP Temsilcisi Cem Nesli ve Disney Cruise Line Dünya Liman Operasyonları Müdürü Russel Daya arasında yapılan karşılıklı görüşmede Mersin in kruvaziyer turizmi açısından potansiyeli ele alındı. Daya, yakıt sarfiyatı göz önünde bulundurularak, Mersin Limanı nın Suriye, Lübnan, İsrail, Mısır ve Kıbrıs adasını içine alan bir tur güzergahında yer alabileceğini belirtirken, Doğu Akdeniz de kruvaziyer turizminin gelişmesi için bölgede siyasi istikrarın sağlanmasının öncelikli konular arasında yer aldığının altını çizdi. Öte yandan, Genel Kurulun bitiminde Azamara Club Cruises Destinasyonlar Sorumlu Müdürü Claudius Docekal, Ali Yavuz, Ezgi Biçer Uçar ve Cem Nesli ile birlikte karayoluyla Mersin e geldi. Dockeal a Uçar ve Nesli tarafından Narlıkuyu, Cennet-Cehennem ve St. Paul Kilisesi başta olmak üzere Mersin in tarihi ve turistik bölgeleri ile kent merkezi ve Mersin Limanı tanıtıldı. 6 7

vali yaptığını, ancak festivalde sergilediği narenciye ürünlerinin önemli bir kısmını İspanya dan ithal etmek zorunda kaldığını aktaran Çağlayan, Mersin in hiçbir yerden ithal etmeden kendi doğasından elde ettiği narenciyeyle yaptığının altını çizdi. Bunun Mersin i diğer ülkelerden önemli bir şekilde ayırt eden bir özellik ve kazanç olduğunu ifade eden Bakan Çağlayan, Narenciyenin başkenti olan bir ilde bu etkinliği gerçekleştiriyoruz. Bugün nasıl bazı ülkelerin petrolü, bazı ülkelerin altını varsa Mersin in de narenciyesi var. Mersin in narenciyesi Mersin in altınıdır dedi. Narenciyenin Başkenti Mersin Konuşmasında tarım sektörünü her anlamda desteklediklerine vurgu yapan Çağlayan, tarım sektörünün 16 milyar dolar ihracat yaparak, Türkiye toplam ihracatının yüzde 10 undan fazlasını gerçekleştirdiğini kaydetti. Türkiye nin bu konuda gelecek dönemlerdeki stratejik avantajını en iyi şekilde koruyup değerlendireceğinin altını çizen Bakan Çağlayan, tarım ihracatı içinde yaş sebze meyve ihracatının çok önemli bir yer tuttuğunu da belirterek, Türkiye geçtiğimiz yıl 3 milyon doların üzerinde yaş sebze meyve ihracatı gerçekleştirdi. Senede bazı ürünlerde iki kere ürün almış olduğumuz Mersinimiz de Türkiye nin tarımsal ihracatında, yaş sebze meyve ihracatında, narenciye ihracatında çok önemli bir paya sahiptir. 3,1 milyar dolarlık toplam yaş meyve sebze sektöründeki ihracatın yaklaşık 1 milyar doları narenciye ihracatı ve bunun yaklaşık yüzde 40 ı Mersin den yapılan ihracat ifadelerini kullandı. Artık katma değeri yüksek ürünlere ağırlık verilmesi gerektiğinin altını çizen Çağlayan, Bundan sonra Mersin in yapması gereken, gerek Akdeniz İhracatçı Birlikleri, gerek Narenciye Tanıtım Grubu ile beraber ve Bakanlığımın büyük desteğiyle yapılan narenciyede yeni ürünler elde etmek. Artık limonu, portakalı, greyfurtu, yaş sebze meyvemizin tamamını fabrikalarda yüksek katma değerli bir hale getirerek, sanayileşme konusunda önemli adımlar atacağımız bir dönemdeyiz dedi. Vali Güzeloğlu da, Mersin Narenciye Festivali nin Türkiye deki birçok festivalden farklı olarak üreticiden tüketiciye, sektörü belirleyen kurumlardan üretici birliklerine, kültürel etkinliklerden ekonomik alım ve uluslararası değerlendirme kurum ve kuruluş temsilcilerinin katılımına kadar tam anlamıyla hem kültürel hem ekonomik hem de sosyal bir şöleni, bir zenginliği Mersin e taşıdığını söyledi. Güzeloğlu, festivale katılımın 4 kıta 30 ülkeye ulaştığını kaydetti. Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan Bu yıl 4. sü düzenlenen Mersin Narenciye Festivali kapsamında gerçekleştirilen renkli etkinlikler Mersinliler tarafından ilgiyle takip edildi. Mersin Valiliği koordinasyonunda Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mersin Ticaret Borsası, Akdeniz, Toroslar, Yenişehir ve Mezitli ilçe belediyeleri ile aralarında Mersin Deniz Ticaret Odası nın da bulunduğu çok sayıda kuruluşun desteğiyle düzenlenen Narenciye Festivali, 16-17 Kasım tarihlerinde gerçekleştirildi. Adnan Menderes Bulvarı üzerinde bulunan Kültür Parkı nda geçekleştirilen festivalde süslemeler için 80 ton narenciye kullanıldı. 2 gün süren festivale 30 farklı ülkeden 700 amatör dansçı katıldı. Şili, Tayland, Çuvaşistan, Endonezya, Moldova, Gürcistan, Kazakistan, Romanya, Bulgaristan, Yunanistan, Kosova, Azerbaycan, Sırbistan, Hindistan, Çeçenistan, Bosna-Hersek, Ukrayna, Hırvatistan, Karadağ, Irak, Belarus, Arnavutluk, Gana, Rusya, Acaristan, Başkurt Cumhuriyeti, Çin, Slovakya ve Cezayir den gelen grupların dans gösterileri Galatasaray ve Kızkalesi Meydanları nda sahnelendi. Bisiklet, motosiklet ve klasik otomobil tutkunlarının da katılımıyla yaklaşık bin 500 kişinin gösteri yaptığı festival kent halkı tarafından ilgiyle karşılandı. Festivalde 50 ton narenciye sıkılarak katılımcılara ikram edildi. 10 adet mobil figürden oluşan kortej 10 gün süreyle şehir turu yaptı. Festivalde ayrıca Mersin Halk Eğitim Merkezi Olgunlaşma Enstitüsü ile Mersin Üniversitesi ortaklığında hazırlanan narenciye temalı defile de yer aldı. Festivalin açılışı Adnan Menderes Bulvarı Side Sütunları nda Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın da katıldığı görkemi bir törenle yapıldı. Çağlayan, açılışta Mersin milletvekilleri İsa Gök, Nebi Bozkurt, Ali Rıza Öztürk, Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu ve Festival Komitesi üyeleri ile birlikte kurdele kesti. "Mersin in Narenciyesi Mersin in Altınıdır" Narenciye ürünleriyle süslenen tören alanında konuşan Bakan Çağlayan, dünyanın ve Türkiye nin birçok yerinde soğuk hava şartlarının yaşandığı bir ortamda birçok ülkede bu festivalin ancak ısıtılmış kapalı salonlarda yapılabildiğini belirterek Mersin de güneşli, güzel bir günde açık alanda yapıldığını vurguladı. Fransa nın da bu festi- 8 9

ise, Narenciye Festivali nin ses getiren bir festival haline geldiğini vurgulayarak, 825 bin liralık küçük bir bütçeyle bu kadar büyük bir festivalin yapılmasının büyük bir özveri olduğunun altını çizdi. Narenciye Festivali el ele hareket ettiğimizde neler başarabileceğimizin en somut örneğidir" Festival İcra Kurulu Başkanı Abdullah Özdemir Narenciye ürünlerini bir kuyumcu titizliğiyle işleyerek bu güzel süslemeleri yaptık. Ülkemizde bir ilk olarak meyveyle süsleme konusunda Mersin, dünyanın en başarılı ikinci kenti haline gelmiştir. Dünyada 400 bin adet narenciye ürününe karşılık gelen 80 ton ürün kullanarak süsleme çalışması yapabilen üçüncü bir kent yoktur diye konuştu. Festivalin, ülkemizde yüzlerce örneğini gördüğümüz ürün festivallerinden birisi olmadığını söyleyen Özdemir, Bu festival yıllardır her platformda dile getirdiğimiz birleşmiş ve kenetlenmiş bir Mersin hayalimizin gerçeğe dönüştüğünün bir göstergesidir. Bu öyle bir birleşme ki kentlisi, köylüsü, üreticisi, tüketici, işçisi, tüccarı, kamu görevlisi, kadını, erkeği, genci ve yaşlısı bir araya geliyor. Mersin in en büyük buluşması burada gerçekleşiyor.mersin Narenciye Festivali birlik ve beraberlik içinde, el ele hareket ettiğimizde neler başarabileceğimizin en somut örneğidir" ifadelerini kullandı. Mersin ülkenin narenciye üretiminin yaklaşık yüzde 30 unu gerçekleştiriyor. Ürün bazında bu oran limon için yüzde 70, mandalina ve portakal için yüzde 20, greyfurt için ise yüzde 15 dolayında. Özellikle limon üretiminde Mersin, sadece ülkemizin değil, dünyanın en önemli üretim merkezlerinden biri. Mersin de son 10 yılda narenciye üretimi yaklaşık 550 bin tondan 1 milyon tonun üzerine çıktı. Artış oranı yüzde 83 ü bulmakta. Türkiye nin meyve ihracatının yüzde 70 i narenciye ürünlerinden oluşmakta. Geçen yıl ülke narenciye ihracatının yüzde 35 lik kısmını Mersinli firmalar gerçekleştirdi. Kentte yaklaşık 200 narenciye paketleme tesisi bulunmakta. Narenciye ticareti ile uğraşan firma sayısı 650 dolayında. YENİ REKLAM GELECEK! 10 11

Mersin Kasım ayı içinde 3 kruvaziyer gemisi ağırladı. The World ve Artania gemileri 6 Kasım da, MS Deutschland ise 11 Kasım da Mersin deydi. Mersin, Kasım Ayı İçinde 3 Kruvaziyer Gemisi Ağırladı Bir Günde 2 Gemi Bir butik gemi olan ve VIP yolcular taşıyan The World adlı gemi 6 Kasım günü sabah saatlerinde 100 yolcusu ile Mersin Limanı na yanaştı. Mersin e ikinci kez gelen ve 2016 yılında tekrar gelmesi beklenen The World gemisinin yolcuları, Mersin in yanı sıra çevre illeri ve özellikle Kapadokya yı gezdi. The World Mersin de 3 gece kaldı. Mersin Turizm Platformu nun girişimi, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin Deniz Ticaret Odası, Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği ve Mersin Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği desteği ile 2012 yılında hayata geçirilen Kruvaziyer Turizmi Eylem Planı kapsamında yapılan çalışmalar sonucunda kruvaziyer turizmde umut verici gelişmeler kaydediliyor. Kasım ayında gelen 3 gemi ile birlikte kente gelen kruvaziyer gemi sayısı 11 oldu. The World ile aynı gün gelen Artania 1000, 11 Kasım da limana giriş yapan MS Deutschland gemisi ise kente 350 turist getirdi. Yolcuların bir kısmı düzenlenen turlarla Tarsus ve Silifke ilçelerini gezerken, bir kısmı kent merkezini ziyaret etti. Öte yandan, MS Deutschland gemisinde 100 kişilik bir film prodüksiyon ekibinin olduğu ve Almanya da yayınlanan bir dizi film için Mersin'de çekim yaptıkları öğrenildi. Bundan Sonraki Hedef Mersin'i Aktarma Limanı Haline Getirmek Konuya ilişkin görüşlerini dile getiren Mersin Turizm Platformu Başkanı Numan Olcar, bundan sonraki hedefin Mersin'in aktarma limanı haline gelmesi, yolcuların Mersin'den gemiye binmelerinin sağlanması ve kurvaziyer gemilerin gıda, temizlik malzemesi gibi ihtiyaçlarını kentten temin etmesi olduğunu söyledi. Komşu ülkelerde ciddi sıkıntılar yaşanmasına karşın Akdeniz çanağındaki turlarda Mersin'in halen tercih ediliyor olma sebebini güçlü ve istikrarlı tanıtımlara bağlı olduğunu vurgulayan Olcar, kentte tüm kurum ve kuruluşların kurvaziyer turizmin gelişimine destek verdiğini ifade etti. Karboğazı Kayak Merkezi'nin devreye girmesi ile kentin kış turizminde de belli bir başarı yakalayacağını kaydeden Olcar, "Yapılan uluslararası istatistiklere göre kurvaziyer turlarla kente gelen yolcular kişi başına yaklaşık 70 euroluk harcama yapıyor. Mersin'e gelen yolcularda alım gücü yüksek Avrupalı turistler. Mersin kruvaziyer turizmde yol almaya başladı. Gemiler artık kenti tercih etmeye başladı. Hatta gelen gemilerin tekrar gelmeleriyle bir güven ortamı oluşmaya başladı" dedi. Yapılan tanıtımların sonuç verdiğini, Mersin üzerinden Kapadokya gibi farklı turizm alanlarına geçiş yapılabileceğinin de keşfedilmeye başlandığını anlatan Numan Olcar, bu nedenle artık gemilerin Mersin Limanı'nda konaklamaya başladığını da bildirdi. 2,5-3 saatte Kapadokya'ya gitmenin mümkün olduğunu vurgulayan Olcar, "Önümüzdeki süreçte gemilerin ikmal ve bakımının da kentimizde yapılacağına inanıyorum. Özellikle tarım kenti olan Mersin'den geminin gıda ihtiyacının karşılanması olasılığı çok yüksek" değerlendirmesini yaptı. Gelen turistlerin bölge ekonomisine daha çok katkı sağlaması için esnafın da kendisini bu turizme hazırlaması gerektiğini ifade eden Numan Olcar, kenti anlatan hediyelik eşya çeşitlerinin artırılması gerektiğini söyledi. Ayrıca kentin de düzenlenmesinin hızlandırılması gerektiğine de değinen Olcar, ziyaret edilebilecek kente özgü yerlerin, tarihi yerlerin restoresinin vakit kaybedilmeden gerçekleştirilmesi gerektiğini söyledi. Mersin, Akdeniz Kruvaziyer Limanları Birliği Üyesi Oldu Aynı zamanda Mersin'in bu yıl Akdeniz Kruvaziyer Limanları Birliği üyesi olduğuna da değinen Numan Olcar, kenti Mersin Limanı'nın temsil ettiğini söyledi. Bu üyelik ile Mersin'in de Barselona ya da Yunanistan'daki bir limanla sektörde aynı öneme sahip olduğunun tescillendiğini kaydeden Olcar, bundan sonraki süreçte Mersin'e olan güvenin ve paralelinde düzenlenen turların artacağına inandığını söyledi. 12 13

MDTO DAN HABERLER MDTO DAN HABERLER Çevre Düzeni Planı Değerlendirme Toplantısı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 16.09.2013 tarih ve 14398 sayılı oluru ile onaylanan Mersin-Adana Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı konulu değerlendirme toplantısı Mersin Deniz Ticaret Odası (MDTO) Konferans Salonu nda yapıldı. 5 Kasım tarihinde MDTO ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Mersin İl Özel İdaresi, TCDD 5. Ve 6. Bölge Müdürlükleri, Karayolları Bölge Müdürlüğü, Defterdarlık, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin Ticaret Borsası, Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesi, Mersin Liman Başkanlığı, temsilcileri ile MDTO yetkilileri katıldı. Toplantıda, Karayolları ve TCDD Bölge Müdürlüklerinin gündemlerindeki projelerinden olan ve Mersin Limanı ile yeni yapılacak Çukurova Havaalanı na bağlantı yollarının animasyonlarla anlatıldığı sunumların izlenmesinin ardından, katılımcılara MDTO nun Mersin-Adana Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı hakkındaki değerlendirmeleri aktarıldı. Toplantıda, MDTO nun Çevre Düzeni Planı na ilişkin itirazları Genel Sekreter Korer Özbenli tarafından slayt eşliğinde anlatıldı. Çevre Düzeni Planı na İtirazlar Konuşmasında, 1/100. 000 Ölçekli Çevre Düzeni Planında Taşucu-SEKA Limanının, ticari liman alanı olarak işaretlenmiş olmasına rağmen Limanın kuzeyinde yer alan SEKA Fabrika sahasının turizm tesis alanı olarak belirtildiğine dikkat çeken Özbenli, deniz tarafında ticari liman bulunan bir sahanın turizm amaçlı kullanılmasının mümkün olmadığını, her gün onlarca geminin işlem gördüğü bir ticari limanın geri sahasında turizm tesisi inşasının uygulanabilir olmadığı gibi, Planın bütünlük anlayışına da ters düştüğünü ifade etti. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Taşucu beldesinde 5 ayrı turizm merkezi ilan edildiği halde, bugüne kadar bu merkezlere herhangi bir yatırım yapılmadığını hatırlatan Özbenli, bu durumun o bölge için yeni bir turizm merkezine ihtiyaç olmadığını gösterdiğini belirterek, SEKA fabrika sahasının kapalı-açık depolama, soğuk hava depoları ve TIR parkları gibi ticari liman faaliyetlerini ve limana bağlı olarak gelişen lojistik faaliyetleri destekleyecek şekilde kullanılmasının daha uygun olacağını söyledi. Değişiklik önerisi getirdikleri bir diğer hususun Mersin Limanı sahasına ilişkin olduğunu belirten Korer Özbenli, şunları söyledi. Bilindiği üzere rıhtımları ve geri sahası kısıtlı olan ve şu andaki kapasitesi liman faaliyetlerinin yürütülmesi açısından yeterli olmayan Mersin Limanı sahasında Akdeniz Bölge Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanlığı faaliyet göstermektedir. Odamızca bu kurumların Mersin Limanı sahasından başka bir yere taşınması ve böylelikle kazanılacak alanın yine liman ve lojistik faaliyetlerini desteklemek üzere kullanılması önerilmektedir. Taşucu-SEKA Limanı sahasından, tersane kurmak maksadıyla ayrılan tersane alanının, Çevre Düzeni Planında, Mega Yat İnşa Bakım Onarım Tutum ve Gemi Havuzlama Tesisi alanı olarak belirtilmesi, bölge deniz ticaretinin ve ekonomisinin gelişmesi açısından büyük önem arz etmektedir diyen Genel Sekreter Planda bu doğrultuda bir değişiklik yapılmasını talep ettiklerini kaydetti. Özbenli ayrıca, Taşucu Balıkçı Barınağı nın uluslararası ticari liman olarak belirtildiğini, bu alanın balıkçı barınağı olmasına rağmen, deniz otobüsleri ve feribotlar tarafından da kullanıldığını vurguladı. Uluslararası liman olarak gösterilen bu alanda sahil vinci, depolama alanı ve liman geri sahasının bulunmadığını kaydeden Korer Özbenli, kısıtlı draft ve manevra alanına sahip Taşucu Balıkçı Barınağı içindeki rıhtımda feribot ve genel kargo gibi gemilerin yükleme, boşaltma işlemlerinin yapılmasının mümkün olmadığı uyarısında bulunarak Taşucu Balıkçı Barınağı nın 1 mil doğusundaki Seka Limanı, modern yolcu terminali, kara vinçleri, kapalı ve açık depolama alanları, pilotaj-romorkaj imkanları, yeterli derinlikte rıhtımları ve manevra alanlarıyla gerçek bir uluslararası limandır. Bu nedenle Taşucu Beldesi içinde Balıkçı Barınağı olarak yapılan kıyı tesisinin, Çevre Düzeni Planında Balıkçı Barınağı ve Yat Limanı alanı olarak işaretlenmesi daha uygun olacaktır dedi. Özbenli, 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı na diğer itirazlarını şöyle sıraladı: Planda, Sümer Holding A.Ş. bünyesindeki Seka Limanı nın bulunduğu alan, özel çevre koruma bölgesi alanının dışında olmasına rağmen, etkilenme bölgesi sınırları içerisinde gösterilmiştir. Bilindiği üzere, bu alan tamamen yapılaşmış ve herhangi bir doğal özelliği olmayan bir arazidir. Bu bölgenin özel çevre koruma bölgesi etkilenme sınırı içerisinde gösterilmesi durumunda çevre mevzuatı nedeniyle herhangi bir ek tesis yapılamayacaktır. Bu durumda Planda gösterilen demiryolu tesisleri ve bağlantısız tesislerin dahi yapılamayacak olması, bilimsel verilere aykırılık teşkil etmektedir. Planın bu şekliyle korunması halinde, bu alanda yatırım yapılması mümkün olmayacak ve bu alanın kullanılmasına izin verilmeyecektir. Bu nedenle, 1/100. 000 Ölçekli Çevre Düzeni Planında, özel çevre koruma bölgesi etkilenme sınırının düzeltilerek Seka Limanı ve Seka Fabrika Sahası alanının doğusundan geçirilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan, Şamandıra tesislerinin tek bir noktada Mersin Şamandıra Tesisi alanı olarak belirtilmesi hususunda herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Mersin ilinde Karaduvar, Karacailyas, Kazanlı ve Adanalıoğlu nda kurulmuş olan, ayrı ayrı hatlarla kıyıya bağlı olan, deniz yüzeyinde DÜZELTME Mersin Deniz Ticareti Dergisi nin 257. (Ekim) sayısında yer alan Mersin de Deniz Turizmi adlı makalede Türkiye nin 2012 yılı deniz turizmi ve toplam turizm gelirleri sehven yanlış yazılmıştır. Söz konusu bölüme ait doğru veriler aşağıdaki gibidir: Türkiye ye 2012 yılında 31 milyon 782 bin 832 turist gelmiş olup, toplam şamandıralarla, deniz dibinde ise çok sayıdaki boru hatları ile deniz kirliliğine neden olan ve seyir güvenliğini tehdit eden akaryakıt şamandıra tesisleri bulunmaktadır. Bu durum hem çevre sorunlarına yol açmakta, hem de çevre açısından tehlike oluşturmaktadır. 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planında, bütün firmalara tek bir yerden hizmet verebilecek ve aynı anda birçok geminin yanaşabileceği özellikte, tek bir noktada platform olarak işaretlenmesi ve bu doğrultuda bir düzenleme yapılması gerekmektedir. Çevre Düzeni Planı gösteriminde balıkçı barınağı ve yat limanı, ortak bir işaret ile gösterilmiş olup, bu durum balıkçı barınağı ve yat limanı işaretlemelerinde karışıklığa neden olduğu gibi, hangi alanın ne amaçla planlandığı anlaşılamamaktadır. Bu nedenle, gösterimde birlikte gösterilen balıkçı barınağı ve yat limanı simgelerinin farklı işaretlerle ve ayrı ayrı gösterilmesi gerektiği değerlendirilmektedir. MDTO Genel Sekreteri Korer Özbenli, sunumunda son olarak, Çukurova Havaalanı bitişiğinde yeni bir Lojistik Merkez alanına ihtiyaç olduğunu dile getirdi. Planda 2. Organize Sanayi Bölgesi nin güneyinde işaretlenen Lojistik Merkezin, inşası devam eden Çukurova Uluslararası Havaalanı na uzak olduğunu anlatan Özbenli Özellikle bölgede havayolu ile transferi gereken sebze, meyve, çiçek gibi hassas ürünlerin ihracatını sağlamak üzere yeni havaalanı civarında da bir lojistik merkeze ihtiyaç vardır. Bu nedenle, Çevre Düzeni Planında inşaatı devam etmekte olan Çukurova Havaalanı bitişiğinde yeterli bir alanın yeni bir Lojistik Merkez alanı olarak belirtilmesi gerektiği değerlendirilmektedir diye konuştu. turizm gelirleri 23 milyar 440 milyon 436 bin dolar olmuştur. Ülkemiz turizm gelirlerinin yaklaşık % 15 lik payı (3 milyar 516 milyon 65 bin dolar) deniz turizmi gelirlerinden oluşmaktadır. Düzeltir, okurlarımızdan özür dileriz. 14 15

Gemi Acenteliği Eğitim Komisyonu Mersin de Toplandı 26 Kasım günü MDTO Konferans Salonu nda yapılan toplantıya Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı (UDHB) Temsilcisi ve Gemi Acenteliği Eğitim Komisyonu Başkanı Turgay Kaya, UDHB Temsilcileri Nihat Asan, Zeynep Şentürk, İMEAK DTO Temsilcileri Ruhi Duman, Yusuf Öztürk, Cihangir İnanç, Halil Hatipoğlu, Neslihan Başarslan, Fatmanur Nomer, MDTO Temsilcileri Mesut Öztürk, Halil Delibaş ve Korkmaz Çangır katıldı. MDTO DAN HABERLER Gemi Acenteliği Eğitim Komisyonu üyeleri 2014 yılında Deniz Ticaret Odalarınca yapılması gereken eğitim seminerleri takvimini belirlemek üzere Mersin Deniz Ticaret Odası nda toplandı. 2014 YILI TASLAK GEMİ ACENTELİĞİ EĞİTİM/SEMİNER TAKVİMİ 2013 yılında gerçekleştirilen eğitim seminerlerinin de değerlendirildiği toplantıda 2014 yılı eğitim seminerlerinde görev alacak eğitmenler konusu ele alındı. Komisyon toplantısında, Yat Acenteliği konularının özelliği ve farklılığı itibarı ile İMEAK DTO Deniz Turizmi Meslek Komitelerince bu konuda özel bir çalışma yapılmasına, özellikle yat turizminin yoğun olduğu bölgelerde, Yat Acenteliği konularının eğitim seminerlerine dahil edilmesine ve buna yönelik ders notlarının hazırlanmasına karar verildi. Bu kapsamda mevcut gemi acenteliği eğitim kitabının matbu olarak basılması yerine elektronik ortamda düzenlenmesi ve kitaba eklenecek yeni konuların (IMDG Kod, Limanlar Yönetmeliği vb.) belirlenerek hazırlık yapılması karara bağlandı. Gemi Acentelerinin karşılaştığı zorlukların da tartışıldığı toplantıda 2014 yılında bölgelerde uygulanacak olan eğitim semineri takviminin aşağıdaki şekilde olmasına karar verildi. MDTO DAN HABERLER Güney Afrika Heyeti nin MDTO Ziyareti Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Mersin e gelen Güney Afrika Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi He Vika M. Khumalo, KwaZulu-Natal Eyaleti Hükümet Direktörü Nve Ngıdı ve beraberindeki heyet, Mersin Deniz Ticaret Odası nı (MDTO) ziyaret etti. Güney Afrika Mersin Fahri Konsolosu Numan Olcar ın da eşlik ettiği heyet, MDTO Yönetimi tarafından karşılandı. Ziyarettten duyduğu memnuniyeti dile getren MDTO Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Lokmanoğlu, heyete MDTO nun faaliyetleri ve Mersin Limanı nın yanısıra Mersin in ticaret ve denizcilk potansiyeli hakkında bilgi verdi. Ziyaretlerinin amacının karşılıklı bilgi alışverişi ve işbirliği olanaklarını tartışmak olduğunu bildiren Kwazulu-Natal Eyaleti Hükümet Direktörü Ngıdı ise, liman ve lojistik potansiyeli başta olmak üzere Mersin ile Kwazulu-Natal eyaleti arasında önemli benzerlikler bulunduğunun altını çizerek, ticaret, turizm, sanayi ve lojistik gibi çeşitli alanlarda işbirliği yapmanın mümkün olduğunu söyledi. Görüşmenin sonunda konuk heyet MDTO yönetimini ülkelerine davet etti. GEMİ ACENTELİĞİ EĞİTİM YÖNERGESİ 5 Mart 2012 tarih ve 28224 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Gemi Acenteleri Yönetmeliği gemi acentelerinin ve personelinin almak zorunda oldukları yetki belgelerini, sorumluluk yetki ve denetimlerini, faaliyetten men, yetki belgelerinin iptali ve sonuçları gibi idari ve teknik bilgileri içermektedir. Yönetmelik gereğince en az lise mezunu olması gereken gemi acentesi personeli adayları, beş günlük eğitim seminerine katılarak yapılacak sınavda (başarı puanı asgari 70) başarılı olmaları halinde Gemi Acentesi Personeli Tanıtım Kartı almaya hak kazanmaktadır. Gemi Acentesi Personeli Tanıtım Kartları 5 yıl için geçerli olup, sonraki beş yılda kart sahibi acente personelinin bir günlük Yenileme Eğitim Semineri ne katılarak belgelerini vize ettirmeleri gerekmektedir. GEMİ ACENTELİĞİ EĞİTİM KOMİSYONU Yine aynı Yönetmeliğin 17. ve Gemi Acenteleri Eğitim Yönergesi nin 5. maddeleri gereğince altı asil altı yedek üyeden oluşan Gemi Acenteleri Eğitim Komisyonu nda asil ve yedek olarak; Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ndan 3, İMEAK Deniz Ticaret Odası ndan 3 ve Mersin Deniz Ticaret Odası ndan bir temsilci görev almaktadır. Komisyon üyelerinin görev süresi dört (4) yıl olup görev süresi dolan üyeler yeniden görevlendirilebilmektedir. Eğitim Yönergesi gereğince komisyon altı ayda bir olağan olarak toplanmaktadır. Toplantının yapılacağı yer Komisyon tarafından belirlenmekte ve kararlar oy çokluğu ile alınmaktadır. Gerekli görüldüğü hallerde eğitim komisyonu başkanı veya dört üyenin talebi ile olağanüstü toplantı yapılabilmekte, Komisyonun sekretaryası İMEAK Deniz Ticaret Odası tarafından yürütülmektedir. 16 17

KISA KENT HABERLERİ ÇKA Sanayicilere Mali Destekleri Anlattı Çukurova Kalkınma Ajansı (ÇKA), Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesi nde (MTOSB) faaliyet gösteren firmaların temsilcilerini, 2014 Mali Destek Programları hakkında bilgilendirdi. MTOSB den yapılan yazılı açıklamaya göre, MTOSB toplantı salonunda ÇKA Uzmanları Serdar Kaya, Mehmet Ali Ünal ve Ayşegül Turgut tarafından gerçekleştirilen bilgilendirme toplantısına çok sayıda sanayici katıldı. Bölgesel Rekabet ve Yenilik, Kırsal Ortak Altyapısının Geliştirilmesi ve Üretim ve Çevre Altyapısının İyileştirilmesi Mali Destek Programları hakkında sanayicilere bilgi veren Uzman Kaya, Oslo Kılavuzu na göre yenilik; ürün yeniliği, süreç yeniliği, pazarlama yeniliği ve organizasyonel yenilik olmak üzere 4 başlık altında sınıflandırıldı. Bu konularda çalışma yapacak olan firmalarımız bu dört başlığa dikkat etmelidirler dedi. Her bir öncelik altında yer alan örnek proje konularının sadece fikir verme amacıyla belirtildiğini, kısıtlayıcı bir nitelik taşımadığını aktaran Kaya, Ar-Ge, yenilikçilik ve tasarım kapasitesinin geliştirilmesi öncelik 1 olarak belirlenirken, markalaşma öncelik 2, uluslararasılaşma ve ağ oluşturma öncelik 3 ve son olarak ürün çeşitlendirme öncelik 4 olarak belirlenmiştir diye konuştu. Toplantıda sanayicilerin destek programlarına ilişkin soruları da yanıtlandı. (İHA) Mersin Firmaları Son 5 Yılın Rekorunu Kırdı Mersin firmaları, 2013 ün ilk 9 aylık döneminde gerçekleştirdikleri ihracatla son 5 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. İHA muhabirinin MTSO Aylık Göstergeler Eylül 2013 Bülteni'nden derlediği bilgilere göre, Mersin firmalarının Ocak-Eylül 2013 ihracatı 1 milyar doları aşarken, geçen yıla göre de yüzde 13 artış gerçekleşti. Türkiye İstatistik Kurumu nun (TÜİK) açıkladığı geçici veriler, gerek Mersin firmaları gerekse Mersin hinterlandı kapsamında yapılan ihracatın arttığını ortaya koydu. Buna göre, Mersin hinterlandı kapsamında 2013 yılı Ocak-Eylül döneminde gerçekleştirilen ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6 artarak yaklaşık 5,9 milyar dolara, ithalat ise yüzde 9 artarak yaklaşık 11 milyar dolara yükseldi. Yılın ilk 9 aylık döneminde dış ticaret açığı yüzde 12 artışla 5,1 milyar dolara ulaşırken, ihracatın ithalatı karşılama oranı ise geçen yıla göre 2 puan gerileyerek yüzde 53 olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi geçen yıla göre yüzde 8 artarak yaklaşık 16,9 milyar dolar olurken, 9 aylık dönemde Türkiye de gerçekleştirilen ihracatın yüzde 5, ithalatın da yüzde 6 sı Mersin hinterlandından yapıldı. Mersin firmaları ise Ocak-Eylül döneminde son 5 yılın rekorunu kırdı. Söz konusu dönemde Mersin firmalarının gerçekleştirdiği ihracat, geçen yıla göre yüzde 13 artarak 1 milyar 25 milyon dolara yükseldi. Mersin firmalarının ithalatı da yüzde 4 artışla 863 milyon dolar oldu. İhracatın ithalatı karşılama oranı 9 puan yükselerek yüzde 119 a yükselirken, dış ticaret fazlası da geçen yıla göre yüzde 102 artışla 162 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu rakamlarla Mersin firmaları tarafından gerçekleştirilen ihracat son 5 yılın en yüksek seviyesine ulaşırken, bu artışta imalat sanayi sektörünün büyük etkisi oldu. Makine ve teçhizat, gıda ürünleri ve içecek, metalik olmayan diğer mineral ürünler sektörleri de ihracat artışında belirleyici oldu. Mersin firmalarının ihracatında aylık bazda da artış kaydedilirken, 2013 Eylül ayı ihracatı, bir önceki aya göre yüzde 39, ithalatı ise yüzde 4 arttı. Mersin firmalarının ihracatı geçen yılın Eylül ayına göre de yüzde 37 oranında arttı. İthalattaki artış da yüzde 6 olarak gerçekleşti. Öte yandan veriler ülke grupları itibariyle incelendiğinde, ilk 9 aylık dönemde Mersin firmalarının temel ihraç pazarı olan Yakın Doğu ve Ortadoğu, diğer Avrupa ve Afrika ülkelerinde geçen yıla göre artış olurken, Avrupa Birliği ülkelerinde ise önemli bir değişim olmadı. (İHA) 18 19

Özlemle Anıyoruz Türkiye Cumhuriyeti nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 75. yılında Mersin de çeşitli etkinliklerle anıldı. Mersin Teknopark tan yapılan yazılı açıklamaya göre, Mersin Teknopark ve British Council işbirliği ile düzenlenen Great Kampanyası kapsamında Birleşik Krallık ın Londra otobüsü Mersin Teknoloji Geliştirme Bölgesi ni ziyaret etti. Yaklaşık bir ay boyunca Türkiye nin farklı şehirlerini ziyaret eden otobüsün Mersin turu Mersin Teknopark, İngiliz Ticaret Odası (BCCT), British Council, Shell, MINI ve AKFEN desteği ile gerçekleştirildi. Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği Great Otobüsü nde mesleki eğitimler, yaz okulları, dil eğitimleri, yüksek lisans, burs olanakları ve vize başvuruları konusunda bilgiler verildi. British Council eğitim uzmanları, dünya çapında en iyi 200 üniversitesinin 30 undan fazlasına ev sahipliği yapan İngiltere deki eğitim fırsatlarını da Mersin Üniversitesi, Toros Üniversitesi ve Çağ Üniversitesi öğrencilerine aktardı. İngiltere İle Ekonomik İşbirliği Fırsatları Anlatıldı Öte yandan, Birleşik Krallık ve Türkiye arasındaki ticari ilişkileri ileri boyuta taşımak ve yeni işbirlikleri oluşturmak hedefiyle başlatılan GREAT kampanyası kapsamında, Mersin Teknopark ın katkılarıyla iş adamları, bölgede faaliyet gösteren küçük ve orta ölçekli işletmeler, teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyet gösteren firma yetkilileri ve girişimcilere işbirliği fırsatları anlatıldı. Düzenlenen toplantıda konuşan Mersin Teknopark Genel Müdürü Özgür Durmaz, üniversite-sanayi-kamu işbirliği sürecini destekleyen Mersin Teknopark ın uluslararası işbirliği çalışmalarını güçlendirerek bölge ve ülke ekonomisi için en üst düzeyde Cumhuriyet Alanı nda düzenlenen tören, Vali Hasan Basri Güzeloğlu, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin Atatürk Anıtı na çelenk sunumuyla başladı. Kent halkı ile öğrencilerin de katıldığı törende, saat 09.05 te iki dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Bu sırada limandaki gemiler ile balıkçı barınağındaki tekneler sirenlerini, yoldaki araçlar da klaksonlarını çaldı. Saygı duruşunun ardından Akdeniz Bölge Komutanlığı Merasim Bölüğü ve Bandosu eşliğinde İstiklal Marşı okundu. Anma töreni, Kültür Merkezi nde düzenlenen programla devam etti. Hüseyin Sabancı Anadolu Lisesi öğrencilerinin okuduğu Çağdaşlaşma Yolunda ve Bir Türkü Söylüyorum Gök Mavisi şiirlerinin ardından Mersin Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Birgül Bozkurt tarafından Atatürk ve Modern Türkiye konulu konferans verildi. Mersin Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü sanatçıları tarafından sergilenen Atatürk İçin Ağıt isimli müzikli drama büyük beğeni topladı. Mersin Büyükşehir Belediyesi Kent Orkestrası ise, Atatürk'ü sevdiği şarkılarla andı. Görsel bir şölene dönüşen anma gecesine katılanlar, ellerinde Türk bayraklarıyla dev bir koro oluşturdu. İngiltere'nin Great Otobüsü Mersin'de Mersin Teknopark ve British Council işbirliği ile düzenlenen Great Kampanyası kapsamında İngiltere nin çift katlı Londra otobüsü Mersin e geldi. Kampanya kapsamında İngiltere ile ekonomik işbirliği fırsatları da anlatıldı. katkı sağlamayı hedeflediklerini kaydetti. Durmaz, firmalara uygun yatırım ortakları bulmak için tüm fırsatları değerlendiklerini vurguladı. İngiltere Başkonsolosluğu İstanbul Ekonomi ve Refah Bölümü Uzmanı Hande Yedidal da katılımcılara, İngiltere nin ekonomik avantajları ve yeni iş fikirleri ile ilgili yatırım fırsatlarını anlattı. Ekonomik işbirliklerinin desteklenmesi amacıyla Mersin Teknopark ile birlikte çalışmanın kilit hedefleri arasında yer aldığını ifade eden Yedidal, Birleşik Krallık Hükümeti ile Türk özel ve kamu sektörleri arasındaki işbirliğine çok büyük bir önem veriyoruz. Birleşik Krallık ve Türkiye arasındaki işbirliğinin önümüzdeki yıllarda siyasi platformlarda ve ticaret aracılığıyla daha da arttırılabilmesi için Türk enerji sektörü öncelikli bir alan ve Great Kampanyası da bizlere bu işbirliğinin bir sıçrama tahtası olarak kullanabileceği harika bir platform sunuyor dedi. Tarihi kent merkezlerinin gelecekleri üzerine projeler üretilmesi amacıyla MEÜ Mimarlık Fakültesi ile Ecole Nationale Superieure d'architecture del Paris-La Villette'nin işbirliğinde uluslararası bir workshop düzenlendi. 'Mersin Kent Merkezinde Yürümek' başlığıyla Mersin'in tarihi kent merkezi ele alındı. Özellikle kentsel yaşamla kent mekanı arasındaki ilişkilerin çalışıldığı workshopta öğrenciler tarafından kentsel tasarım projeleri geliştirildi. Yürütücülüğünü, Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cana Bilsel ve Öğretim Üyeleri Yrd. Doç. Dr. Fikret Zorlu ve Yrd. Doç. Dr. Evrim Demir'in üstelendiği workshopa, MEÜ Mimarlık Fakültesi son sınıf öğrencileri ve Paris-La Villette mimarlık okulunun yüksek lisans öğrencileri ile aynı okuldan Mimar ve Şehir Plancısı Pierre Bouche ile Mimar Dr. Claudio Secci katıldı. Workshop kapsamında Doç. Dr. Tolga Ünlü 'Mersin kent planlamasının tarihsel gelişimi', Yrd. Doç. Dr. Fikret Zorlu 'Mersin le ilgili güncel konular ve kentsel projeler' ve Uzman Sara Belge ise 'Tarihi merkezlerde yürünebilirlik: Mersin örneği' başlıklı birer sunum yaptı. Yürünebilirlik kavramının ele alındığı ve 'Mersin: Yürünebilir bir kent merkezine doğru' başlığının benimsendiği workshop kapsamında, kent merkezinde keşif gezileri yapıldı. Misafir öğrenciler ile Mersin Üniversitesi öğrencilerinden oluşan 7 ayrı grup, tarihi kent merkezi ile çevresindeki alanları kapsayan farklı güzergahlarda incelemeler yaptı. Öğrencilerin edindikleri bilgiler doğrultusunda geliştirdikleri projeler birer sunum haline getirilerek, kentsel tasarım alanında söz sahibi olan kişilerin görüşlerine sunulacak. Söz konusu çalışmada ayrıca, Pierre Bouche ve Dr. Claudio Secci, kentsel tasarım projesi kapsamında gittikleri Güney Amerika ve Hindistan'daki kentsel yaşama ilişkin izlenimlerini Mimarlık Fakültesi öğrencileri ve öğretim elemanlarıyla paylaşacaklar. Mersin'de yapılan atölye çalışması kapsamında üretilen tüm proje ve etkinlikler, bir yayın haline getirilerek belgelenecek. KISA KENT HABERLERİ Öğrenciler Mersin in Tarihi Kent Merkezini İnceledi Mersin Üniversitesi (MEÜ) Mimarlık Fakültesi, Paris'in en büyük mimarlık okullarından biri olan Paris-La Villette'nin Yüksek Lisans öğrencilerini Mersin'de ağırladı. Fransa'dan gelen 15 mimarlık öğrencisi, MEÜ'lü öğrenciler ile birlikte Mersin'in tarihi kent merkezinde atölye çalışmaları yaparak, projeler geliştirdi. "Daha Uygun Ve Nitelikli Bir Kentsel Yaşam Ve Kent Mekanı İçin Yola Çıktık" Atölye çalışmaları ile ilgili bilgi veren Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cana Bilsel, Paris-La Villette mimarlık okulu ile geçtiğimiz yıl Bursa'da, Bursa tarihi merkezi üzerine çalıştıklarını ve Bursa'daki kentsel odaklar üzerine yaptıkları çalışmaların ardından aynı çalışmayı yapmak üzere kendilerini Mersin'e davet ettiklerini söyledi. Daha uygun ve nitelikli bir kentsel yaşam ve kent mekanının oluşturulması amacıyla yola çıktıklarını belirten Bilsel, Mersin'de canlı bir kent merkezinde, canlı bir yaşam olduğunu ve workshop kapsamında bunun mekansal kaliteyle olan ilişkilerinin irdelendiğini söyledi. Bilsel, atölye çalışmalarında eski kent merkezini ele almalarının nedenini şöyle yorumladı: "Forum, Marina gibi yeni merkezlerin oluşmasıyla tarihi kent merkezlerinin kötü etkilendiği gibi düşünceler var. Bu alanda kentsel niteliği koruyabilmek ve iyileştirmeler yapabilmek için yola çıktık. Fakat bu alanın canlı bir şekilde yaşadığını ve insanlar tarafından sahiplenilerek kullanıldığını gördük." Fransa'dan gelen grubun, daha önce başka kentleri de incelemiş olduklarını belirten Bilsel, "Mersin'i inceledikçe, tanıdıkça daha da ilginç buldular; kentsel yaşamın canlı olduğu ve kentsel aktivitelerinin oldukça hareketli olduğu bir kent olarak gördüler. Birlikte çalışma kültürünü oluşturmak bu projenin en önemli çıktılarından biridir. Bir yanda 'bir kentsel tasarım projesi nasıl ele alınır, var olan yaşamla birlikte nasıl bir kentsel tasarım yaklaşımı geliştirebiliriz' sorusunu sorarken diğer yanda bu çalışmanın eğitim açısından çok önemli bir işlevi oldu. O da farklı ülkelerden farklı tasarım kültürüne sahip kişilerin bir araya gelerek birlikte fikir üretebilmesini, birlikte proje geliştirebilmesini sağlamak. Ve bunu çok başarıyla yaptılar. Bunda Mersin Üniversitesi öğrencilerinin çok büyük payı var" diye konuştu.(iha) 20 21

KISA KENT HABERLERİ KISA KENT HABERLERİ 2006 yılında kurulan ve 2008 yılından bu yana fiili destek programlarına başlayarak bugüne kadar 539 projeye 152 milyon lira destek sağlayan ÇKA, 2014 yılı için proje tekliflerini Adana ve Mersinli girişimcilere ilan etti. "İcat Çıkarın" Çukurova Kalkınma Ajansı (ÇKA) 2014 Yılı Mali Destek Programı açıklandı. Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, 3 ayrı destek programı için ayrılan 40 milyon liralık kaynağın, düşüncesini gerçeğe dönüştürmek isteyenleri beklediğini söyledi. Akdeniz İhracatçılar Birliği nde düzenlenen törene Vali Hasan Basri Güzeloğlu, Adana ve Mersin milletvekilleri, il ve ilçelerin protokol üyeleri, üniversite temsilcileri, sivil toplum örgütü, kamu ve özel kurum ve kuruluşların temsilcileri katıldı. Güzeloğlu, Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Çukurova Kalkınma Ajansı'nın bölgenin ve Türkiye nin kalkınmasına doğrudan kaynak sağlayan, bu konuda girişimcilere önemli fırsatlar sunan, kuruluşundan bu yana kalkınma kavramına dönük çok önemli çalışmalar yapan ve Türkiye nin ilk kalkınma ajansı olarak bu konuda diğer ajanslara örnek olan bir kuruluş olduğunu bildirdi. Kalkınma kavramında son yıllarda önemli bir zihniyet değişikliğinin yaşandığını aktaran Güzeloğlu, "Ülkemizde çok uzun yıllar kalkınmayı sağlayacak temel aktörün kamu merkezli yatırımlar olduğu ısrarla ama yanlışlıkla düşünüldü. Kamunun kalkınmadaki etkisi ve önemi inkar edilemez ama kalkınma kavramını belirleyen temel faktör özel girişim ve buna dayalı hür teşebbüstür. Değişim, bu zihniyet dönüşümünden sonra başlamıştır. Bu anlayışın sonucunda Türkiye dünyanın son dönemlerde yaşadığı küresel büyük krizlere rağmen istikrarlı bir kalkınma periyodunu gerideki 10 yılda ve hemen her düzlemde ortaya koydu. Dünyanın 16 ıncı büyük ekonomisine sahip Türkiye, bu birikimin ve başarının sonucunda Cumhuriyetimizin 100 üncü kuruluş yıldönümü olan 2023 te dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi olma hedefine dönük bir büyük güven sağladı" dedi. Gençlere 'icat çıkarmayın' denilerek, düşünceler terslenerek, gelişime esas olan insan beyni dışlanarak büyük fırsatları, çok önemli zamanın kaybedildiğini dile getiren Güzeloğlu, "En önemlisi de en büyük değerimiz olan insan sermayesinde kendi beyin ve bilgi gücünü tükettik. Bu ülkenin üreten ve düşünen beyinleri bilgiye değer veren ülkelere gittiler. Bugün ise bilgi çağının en değerli kavramı bilimsel bilgi ve bunun üretime dönüşmesi, ar-ge, patent ve yenilikçilik gibi temel kavramlarla son 10 yılın gündeminde Türkiye ye tekrar geldiler. Şimdi ülkemizde teknoparklardan bahsediliyorsa, bilişim sektörü geç kalsa da hızlı bir atılım gerçekleştiriyorsa, her özel kurum ar-ge'ye yenilikçilik alanındaki uğraşlara bir bütçe ayırma zorunluluğu hissediyorsa bu, zihniyet dönüşümünün ve çağın gereklerine dönük önemli bir erişimin sonucudur. Kalkınma ajansları da bu dönüşüm sürecinin tam anlamıyla önemli bir dönüm noktası oldu. Ajansların en büyük zenginliği, birlikte iş yapabilme, bir araya gelebilme, bir ve beraber olarak üretimi gerçekleştirebilme gibi fikirlerin kentlerden başlayarak kurumlara, firmalara ve kişilere taşımasıdır. Bugün ölçek ekonomisi dediğimiz maliyeti artırıcı, hizmet sektörünün giderlerini çoğaltıcı yatırımlar yerine ortak bir merkez ve ekonomik ölçek arayışı zorunlu hale geldi. Biz özellikle en büyük kazancı burada görüyoruz. En önemli kazanımı bu bir araya gelerek iş yapma kültürünün gelişmesinde görüyoruz" diye konuştu. Projelerin teknik olarak eksik olabileceğine ama bundan hiçbir şekilde endişe etmediklerine dikkat çeken Güzeloğlu, "Çünkü biliyoruz ki, bu yolun sonu bırakın kent merkezlerini Mersin in Gülnar ilçesinden, Adana nın Saimbeyli ilçesine kadar küçük bir KOBİ düşüncesini taşıyan girişimci ruhu harekete geçirecek. 3 kişilik istihdamla başlayan üretim zamanla orta boy bir işletmeye dönüşecek. Başarı öyküleri buradan başlayacak. Büyük yolculuklar ve hedefler küçük bir adımla başlar. Ama o küçük adımı atacak cesareti vermek işin özüdür. Bu ajans bu cesareti, bölgeye veriyor. Bugünkü teklif çağrısıyla 40 milyon TL lik kaynağı bölgenin üreten, üretecek olan, düşünen ve düşüncesini projeye dönüştürecek herkese sunuyor. Biz hazırız, bölgeye sizi bekliyoruz diyoruz" şeklinde konuştu. Bu yıl teklif çağrısında önemli bir fark olduğunu, tüm bilinen sektörlerin yanı sıra yeni bir sektör olarak bilişimin yer aldığını kaydeden Güzeloğlu, şöyle devam etti; "Bu çağın gerçeği. Bilişimde tüm başlıklarda destekliyoruz. Bu ülke katma değeri yüksek yenilikçilik içeren ve bu ülkenin kaynaklarını şu anda ciddi bir cari açığa neden olacak kadar tüketen yüksek bilişim ürünlerinin ithalatından çok çabuk vazgeçmek zorunda. Burada değerli 3 üniversite rektörü var. Üniversiteler de üretilen bilgileri değere dönüştürecek projelere katkı vermek zorunda. Milyarlarca doları cep telefonlarına ithalatla aktaran bir ülke olarak bizlerin bunu üreten beyinlere ihtiyacı var. Gençlere 'İcat çıkartın çocuklar ve gençler' demek istiyorum" ifadelerini kullandı. 40 milyonluk kaynağı projeye dayalı teklifleri 3 başlıkta verirken, doğrudan faaliyet desteğine eş finansman koyma gereği hissetmeden, düşüncesini olgunlaştırmak isteyene verdiklerini aktaran Güzeloğlu, "Her bir düşünceye 85 bin liraya varan karşılıksız destek veriyoruz. Bir işletmenin, 'Ben nasıl büyüyebilirim, uluslararası pazarlara nasıl çıkarım' gibi sorulara yanıt vermek için piyasa araştırması yapmalı ama bunun maliyeti var. Bunu da biz üstleniyoruz. Teklifler gelir gelmez değerlendirilecek. Ötelemeye, bürokratik engellere prim vermeyeceğiz. Dünya koşuyor bizim durmaya, düşünmek için adımlarımızı yavaşlatmaya dahi tahammülümüz yok. En hızlı koşarken en hızlı düşünen olmak zorundayız. İki işi aynı anda yaparak hep beraber koşmalıyız. Her bir hedefe ulaştıkça yeni bir hedef için motive olmalıyız" dedi. ÇKA Genel Sekreteri Zekeriya Şarbak ise, Adana ve Mersin de 3 milyon 800 bin insanın refahını destekleyen bir kuruluş olduklarını hatırlatarak, bugüne kadar toplam 539 proje için 152 milyon TL hibe desteği verildiğini, kaynaklar toplamının eş finansman ile 270 milyon TL olduğunu aktardı. 2014 yılında toplam 40 milyon bütçeli 3 destek programının başlatıldığını ifade eden Şarbak, Bunlar, 25 milyon liralık bütçeye sahip olan KOBİ ler için düzenlenen Bölgesel Rekabet ve Yenilik Programı. Bu program ile şirketlerin rekabette öne çıkması, rekabet artılarının güçlendirilmesi, yenilik alanlarında atılım yapmaları için geliştirildi. Asgari 75 bin azami 500 bin TL destek tutarı olan projenin süresi 9 ay. İkinci program olan Üretim ve Çevre Altyapısının İyileştirilmesi Mali Destek Programının bütçesi ise 10 milyon TL. Bu programdan sanayi siteleri, organize sanayi bölgeleri ve sektör örgütleri yararlanabilecek. Bu programda şirketler desteklenmiyor çünkü altyapının ortak bir altyapı olması gerekiyor. Asgari destek tutarı 100 bin, azami tutar ise 750 bin TL. Destek oranı yüzde 25 ile 75 arasında olan programda proje süresi ise 12 ay diye konuştu. Üçüncü programın 'Kırsal Ortak Üretim Altyapısının Geliştirilmesi Mali Destek Programı' olduğunu dile getiren Şarbak, şöyle devam etti; "Metropol dışındaki ilçeler bu programdan yararlanacak. Bütçesi 5 milyon TL olan programda destek tutarı asgari 40 bin, azami 150 bin TL. Bu programın da destek oranı yüzde 25 ile 75 arasında ve proje süresi de 12 ay. Ayrıca bu programlardan farklı ve önemli olarak doğrudan faaliyet desteği uyguluyoruz. Program bütçesi 1 milyon TL. Başvuru başlangıcı 1 Ocak 2014. Rekabet gücü açısından önemli fırsatlardan yararlanmak, tehdit ve risklerin önlenmesine yönelik acil tedbirler almak için hazırlanan program için yıl boyu başvuru açık olacak." (İHA) 22 23

Resmi Gazete de yayımlanan Bakanlar Kurulu nun kararına göre; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının doğrudan merkeze bağlı taşra teşkilatı olarak, toplam 14 adet Veteriner Sınır Kontrol Noktası Müdürlüğü kurulacak. Buna göre; Ankara Esenboğa Havalimanı, Antalya Havalimanı, İzmir Adnan Menderes Havalimanı, Balıkesir Bandırma Limanı, Kocaeli Derince Limanı, İstanbul Pendik Limanı, Hatay İskenderun Limanı, Tekirdağ Limanı, Samsun Limanı, Trabzon Limanı, Zonguldak Limanı, Iğdır Dilucu Sınır Kapısı ve Edirne İpsala Sınır Kapısına Veteriner Sınır Kontrol Noktası Müdürlüğünün kurulması kararlaştırıldı. (Vira Haber) Yılın ilk on ayında Çin de inşası tamamlanan gemi tonajı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 25,4 düşüşle 34,8 milyon dwt oldu. Çin Ulusal Gemi İnşa Endüstrisi Birliği (CANSI) tarafından açıklanan verilere göre bu yılın ilk on ayında Çin de inşası tamamlanan gemi tonajı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 25,4 düşüşle 34,8 milyon dwt oldu. Yılın ilk on ayında Çin gemi inşa sektörünün aldığı toplam sipariş hacmi, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 183 artışla 46,44 milyon dwt olarak kaydedildi. Temmuz ayı sonu itibarıyla Çin de toplam gemi siparişleri, yıllık yüzde 1,1, 2012 yılı sonuna göre ise yüzde10,2 artışla 117,87 milyon dwt seviyesinde yer aldı. Limanlarda Yeni Uygulama: Veteriner Sınır Kontrol Noktaları Veteriner Sınır Kontrol Noktası Müdürlüğü havaalanları ve limanlara kurulacak. DENİZCİLİK HABERLERİ Çin in Gemi Yapımı 10 Ayda % 25,4 Düştü Yılın ilk on ayında Çin de inşası tamamlanan gemi tonajı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 25,4 düşüşle 34,8 milyon dwt oldu. Ocak-Ekim döneminde Çinli üreticilerin ihracata yönelik gemi üretimi yıllık yüzde 24,5 düşüşle 29,3 milyon dwt olurken, bu miktar Çin de söz konusu dönemdeki toplam gemi üretiminin yüzde 84,2 sine karşılık geldi. Söz konusu dönemde Çin de yeni gemi ihracat siparişleri yıllık yüzde 228 artışla 43 milyon dwt olurken bu miktar, yılın ilk on ayında alınan toplam yeni gemi siparişlerinin yüzde 92,6 sına karşılık geldi. Ekim ayı sonu itibarıyla Çinli üreticilerin aldığı toplam ihracat sipariş hacmi 2012 yılının aynı dönemine göre yüzde 5,9 artışla 103,13 milyon dwt olarak kaydedildi. Bu miktar Ocak-Ekim dönemindeki toplam gemi ihracat siparişlerinin yüzde 87,5 ine karşılık geliyor. Bu yılın ilk on ayında, Çin de 80 gemi inşa şirketinin toplam üretim değeri, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11,2 düşüşle 289,6 milyar RMB (47,53 milyar $) olarak kaydedildi. Yılın ilk on ayında söz konusu şirketler, yıllık yüzde 22,6 düşüşle 134,6 milyar RMB (22,09 milyar $) ihracat değeri elde etti. Bununla beraber söz konusu şirketler Ocak-Ekim döneminde yıllık yüzde 13,9 düşüşle 201,2 milyar RMB (33,02 milyar $) faaliyet karı ile yıllık yüzde 49,8 düşüşle 5,23 milyar RMB (850 milyon $) brüt kar elde etti. Yılın ilk on ayında Çin de 39 büyük ve orta ölçekli gemi inşa şirketinin toplam gemi üretimi yıllık yüzde 31,7 düşüşle 28,68 milyon dwt seviyesine geriledi. Söz konusu şirketler, Ocak-Ekim döneminde yıllık yüzde 228 artışla 43,71 milyon dwt yeni gemi siparişi aldı. Ekim ayı sonu itibarıyla söz konusu şirketlerin aldığı toplam yeni gemi sipariş hacmi, 2012 yılının aynı dönemine göre yüzde 5,8 artışla 109,66 milyon dwt olarak kaydedildi. Ocak-Ekim döneminde Çin de 39 büyük ve orta ölçekli gemi inşa şirketinin ihracata yönelik gemi üretimi yıllık yüzde 30,3 düşüşle 24,46 milyon dwt olurken, bu miktar şirketlerin söz konusu dönemdeki toplam gemi üretiminin yüzde 85,3 üne karşılık geldi. Söz konusu dönemde Çin de 39 büyük ve orta ölçekli gemi inşa şirketinin ihracata yönelik gemi yapım siparişleri yıllık yüzde 284 artışla 40,73 milyon dwt olurken, bu miktar söz konusu şirketlerin toplam siparişlerinin yüzde 93,2 sine karşılık geldi. Ekim ayı sonu itibarıyla söz konusu şirketlerin toplam ihracat siparişi hacmi, 2012 yılının aynı dönemine göre yüzde 10,8 artarak 95,95 milyon dwt olarak kaydedildi. Bu miktar şirketlerin toplam siparişlerini yüzde 87,5 ine karşılık gelmekte. (Vira Haber) Doğu Akdeniz de Güçlü Bir Donanma Kurulacak TSK nın zaman içinde bütünüyle profesyonel hale gelmesi, esnek - hareket kabiliyeti yüksek birliklerden oluşması, teknolojik kapasitesinin yükseltilmesi, orta-uzun menzilli füze gücüne sahip olması, donanmanın Akdeniz deki gücünün büyük ölçüde artırılması ve jandarmanın TSK dan alınarak bir tür kır polisine dönüştürülmesi planlanıyor. Yüksek Askeri Şura (YAŞ) Olağan Toplantısı, 28 Kasım 2013 tarihinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, Genelkurmay Başkanlığı Karargahında yapıldı. Toplantıda şu dört önemli karar alındı: Türk Silahlı Kuvvetleri Hazırlık Durumu ve Değerlendirilmesi, Terörizmle Mücadele ve Değerlendirilmesi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Yeniden Yapılandırılması Çalışmaları, GATA nın Üniversite Olarak Yapılandırılması çalışmaları ile ilgili konular görüşüldü. Toplantıda ele alınan bir başka konu ise donanmanın özellikle Doğu Akdeniz deki gücünün artırılması oldu. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği nin çalışmasına göre, küresel ticaretin yüzde 30 u, petrol ticaretinin de yüzde 25 i Akdeniz üzerinden yapılıyor. Suriye krizi, ABD, Rusya ve Çin başta olmak üzere büyük ülkelerin Akdeniz deki askeri varlıklarını artırmasına neden oldu. Türkiye nin de hem petrol - doğalgaz gibi enerji kaynaklarına sahip olması hem de deniz ticareti nedeniyle Doğu Akdeniz de daha güçlü bir harp filosu bulundurma gereğinin toplantıda değerlendirilen konular içinde yer aldığı belirtildi. Türkiye; ABD, Rusya ve Çin gibi Akdeniz de zaman içinde deniz gücüne sahip bir güç olmayı planlıyor. Mil-Gem projesi çerçevesinde üretilen korvetler ayrı bir önem taşıyor. DENİZCİLİK HABERLERİ Kasım ayında yapılan YAŞ toplantısında, TSK nın yeniden yapılandırılması, füze gücü ve Doğu Akdeniz de güçlü bir donanma konuları masaya yatırıldı. Ayrıca zaman içinde TSK nın daha fazla profesyonel personelden oluşması planlanıyor. Şu aşamada komando tugaylarının profesyonelleşmesi önemli ölçüde tamamlanmış durumda. Bunun yanı sıra tabur ve tugay gibi yapıların hareket kabiliyetinin yükseltilmesi üzerinde duruluyor. Başlatılan çalışma ile TBK nın mobil, hareketli birliklerden oluşması amaçlanıyor. TSK nın teknolojik gücünün yükseltilmesi, orta ve uzun menzilli füzelere sahip bir güç haline gelmesi yönünde de toplantıda önemli kararlar alındığı yorumları yapıldı. Hükümet; demokratikleşme yönünde atılması planlanan adımlar çerçevesinde askeri yönden Genelkurmay Başkanlığı na bağlı bulunan ve Türk Silahlı Kuvvetleri nin fiilen dördüncü kuvvetini oluşturan Jandarma Genel Komutanlığı nın tamamen İçişleri Bakanlığı na bağlanması için çalışma başlattı. (Vira Haber) 24 25

DENİZCİLİK HABERLERİ DENİZCİLİK HABERLERİ Tekne Almak İsteyene Teşvik Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, önümüzdeki 10 yıl için önemli denizcilik hedefleri belirledi. Buna göre, her 75 kişiden birinin tekne sahibi olabilmesi için teşvik paketi hazırlanacak. Denizciliğin daha da geliştirilebilmesi için her 75 kişiden birinin tekne sahibi olması için teşvik paketi uygulanacak. Şu anda Türkiye de 2 bin 356 kişiden biri tekne sahibi. ABD de ise bu rakam 18 kişide bire tekabül ediyor. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, önümüzdeki 10 yıl için önemli denizcilik hedefleri belirledi. Buna göre, her 75 kişiden birinin tekne sahibi olabilmesi için teşvik paketi hazırlanacak. Tekne bağlama ve limanlarla ilgili altyapı güçlendirilecek. Gemi trafiğinin izlenmesinde kullanılan altyapı değiştirilecek, yerli teknoloji kurulacak. Amatör denizci sayısı 1 milyona çıkarılacak. Bakanlığa göre 10 yıl içinde Türkiye de 350 bin tayfa olacak. Birleşerek büyüyen tersanelere ise teşvik verilecek. ÖTV affı... Gemi inşaatında kullanılacak teçhizat ve elektronik cihazlarda yüzde 70 yerli zorunluluğu da planlar arasında yer alacak. Devlet, denizcilikte ÖTV siz yakıt uygulaması için önemli miktarda gelirden vazgeçti. 9 yıllık dönemde toplam 3 milyar 595 milyon liralık ÖTV tahsil edilmedi. Desteğin yüzde 27 si kamuya ait gemiler için verildi. ÖTV ödemeyen gemilerin yarıya yakınını yolcu gemileri oluşturdu. Yatta ABD yi solladık Türk zenginleri, yat siparişinde ABD yi solladı. Geçen ayın verilerine göre toplam 2 bin 821 metrelik 656 yat siparişi verilen Türkiye, toplam 2 bin 670 metrelik 65 siparişi verilen ABD yi sipariş edilen toplam yat uzunluğunda geride bıraktı. Türkiye İngiltere ve Almanya gibi ülkeleri de geride bıraktı. Türkiye den biri 47, diğeri 45 metrelik iki süper yat siparişi verildi. (Vira Haber) Türkiye nin Çağrısına GKRY den Destek VIMSAS olarak bilinen Türkiye nin Zorunlu Denetim Hazırlık Çağrısına Güney Kıbrıslı Rumlardan destek geldi. Nene Hatun 2014 Te Hizmete Giriyor Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından Sefine tersanesine yaptırılan ve Nene Hatun adı verilen Acil Durum Müdahale Gemisi saatte 10 bin ton su pompalıyor. Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından Sefine tersanesine yaptırılan ve Nene Hatun adı verilen Acil durum müdahale gemisi saatte 10 bin ton su pompalıyor.türk mühendis ve işçiler tarafından iki yılda inşa edilen acil durum müdahale gemisi 80 milyon liraya mal oldu. Kıyı Emniyetinin bağlı olduğu Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, gemiye Kurtuluş Savaşı nın kadın kahramanlarından Nene Hatun un adını verdi. Yılda 9 bin tankerin geçtiği, 140 milyon ton tehlikeli yükün taşındığı İstanbul Boğazı nı koruyacak olan Nene Hatun un 2014 te denize indirileceği müjdesini veren Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Salih Orakçı, şunları söyledi: Bakanımız Binali Yıldırım ın, Seyir emniyetinden taviz yok sözünden hareket ettik. Nene Hatun un batan bir gemiyi yerine milimetrik olarak oturtabilecek gücü var. Vurgun Odası Helikopter Pisti Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, "Pakistan ve Türkiye, bölgesinde istikrarı sağlamak için ortak hareket etmektedir" dedi. Bayar, Savunma Sanayii Müsteşarlığının da hissedarı olduğu Savunma Teknolojileri Mühendislik (STM) firması tarafından Pakistan'ın Karaçi limanında inşa edilecek deniz ikmal tankerinin sac kesim törenine katıldı. Yalova daki Sefine Tersanesi nde inşa edilen 90 metre uzunluğunda ve 18 metre genişliğindeki Nene Hatun, olası bir yangına müdahalede, saatte 10 bin ton su basabiliyor. Her türlü hava koşullarında deniz üzerinde bir komuta merkezi olabilecek helikopter pisti de mevcut. Vurgun yiyen dalgıçlara yapılacak ilk müdahale için özel odalar da bulunuyor. (denizhaber.com.tr) Deniz İkmal Tankerini STM İnşa Ediyor 1700 ton ağırlığında olacak yakıt ikmal tankerinin kesintisiz 3 ay boyunca denizde kalabilecek yeteneğe sahip olacağı ve denizde iken yakıt ikmali yapabileceği belirtildi. yukarılara taşımak istiyoruz. Her iki ülke halihazırda askeri alanda çok çeşitli işbirlikleri içerisinde. Bu tankerin inşasının başlamasıyla da bu ilişkilerde yeni bir sayfa açılmıştır." Tanker hakkında da bilgi veren Bayar, 1700 ton ağırlığında olacak yakıt ikmal tankerinin kesintisiz 3 ay boyunca denizde kalabilecek yeteneğe sahip olacağını ve denizde iken yakıt ikmali yapabileceğini ifade etti. İngiltere nin başkenti Londra da devam eden ve başkanlığını Türkiye nin Londra Büyükelçisi Ahmet Ünal Çeviköz ün yaptığı Birleşmiş Milletler Denizcilik Örgütü Genel Kurulu nda, Türkiye nin teklifi Genel Kurul üye ülkeleri tarafından desteklenirken, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi IMO Temsilcisi nin söz alarak tam destek vermesi, Türk Delegasyonu tarafından memnunlukla karşılandı. 25 Kasım - 4 Aralık 2013 tarihleri arası Londra da düzenlenen IMO Genel Kurulu na, Türk denizcilik sektörü tam anlamıyla çıkarma yaptı. Türkiye nin 57 yıl sonra ilk kez IMO Genel Kurul Başkanlığı na seçilmesi, Türk denizcilik sektöründe memnuniyetle karşılanırken, bu büyük onura ortak olmak isteyen sektör mensupları adeta IMO Merkezi ne akın etti. Paris teki EXPO toplantısından sonra, Londra ya gelen Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Aka Başkanlığı ndaki heyetle temsil edilirken, IMO Genel Kurulu na Deniz ve İç Sular Düzenleme Genel Müdürü Cemalettin Şevli, Deniz Ticaret Genel Mudur Yardımcısı Mustafa Azman, UDH Bakanlığı Kaza Araştırmaları Daimi Grup Başkanı Hamza Taşkeser, Londra Büyükelçilik Müsteşarı Alper Aktaş, 2. Katip Murat Sümer ve çok sayıda bürokrat katıldı. (denizhaber.com.tr) Karaçi limanında düzenlenen törende konuşan Bayar, dost ve kardeş iki ülke Pakistan ve Türkiye arasındaki işbirliğinin daha da geliştirilmesini temenni ettiklerini belirterek, şunları kaydetti: "Savunma üretimi alanında Pakistan ile ilişkilerimizi daha fazla geliştirmek istiyoruz. Karşılıklı işbirlikleriyle her iki ülkenin savunma potansiyeli daha da artırılabilir. Birçok ortak noktamız var. Bu bağlamda Pakistan ve Türkiye, bölgesinde istikrarı sağlamak için ortak hareket etmektedir. Bugün burada yapılan şey, bir geminin inşasından daha fazlasıdır. Bu, benim rüyalarımdan bir tanesinin daha gerçek olmasıdır. Yakın gelecekte bu gibi daha fazla projelerle işbirliğimizi Pakistan Savunma Üretimi Bakanı Rana Tanveer de yakın gelecekte ülkenin güneybatısındaki Gwadar'da büyük gemilerin bakım ve onarımlarının yapılabileceği yüksek kapasiteli tersanelerin inşa edileceğini belirtti. Türkiye ile ilişkilerinin takdire şayan olduğunu söyleyen Tanveer, tankerin inşa edilmesinde emeği geçecek herkese teşekkür etti. Daha sonra sac kesim törenine geçildi. Törene, Türkiye'nin İslamabad Büyükelçisi Sadık Babür Girgin ile çok sayıda Pakistanlı ve Türk askeri yetkili de katıldı. (denizhaber.com.tr) 26 27

Özel TOBB ETÜ Hastanesi Kardiyoloji Kliniği; 2010 yılında TOBB ETÜ bünyesine dahil olan hastanemizin ilk hizmete açılan kliniklerinden biridir. Kliniğimiz 2 Profesör, 1 Doçent, 2 Uzman Hekim ve 1 Pratisyen Hekim den oluşan deneyimli ve yetkin tıbbi kadrosuyla hizmete devam etmektedir. Bölümümüzde kalp damar hastalıkları girişimlerinin yanında, mitral kapak balon valvüloplasti, karotis ve periferik arter stentlemesi, renal arter stentlemesi, elektrofizyolojik çalışma ile aritmilerin teşhis ve tedavisi, kalp deliklerinin ameliyatsız yöntemle kapatılması, kalıcı kalp pili takılması ve kalp içi elektroşok cihazı (ICD) takılması gibi özellikli işlemlerin hepsi modern tıbbın gerektirdiği yöntem ve gereçlerle yapılabilmektedir. Kalp ve damar hastalıkları ve bu hastalık grubunun en ileri noktası olan kalp krizi, bütün dünyada gün geçtikçe görülme sıklığı artan ve aynı zamanda dünyadaki ölüm nedenlerinin de ilk sırasını oluşturan en tehlikeli düşmanımızdır. Son yıllarda ameliyatsız yöntemlerle kalp damar hastalıklarının tedavi edilebilmesi, ciddi ek problemlerden dolayı ameliyat şansı olmayan hastalara umut ışığı olmaktadır. Bölümümüzde akut olarak kalp krizi geçiren hastalara haftanın 7 günü 24 saat boyunca acil olarak koroner anjiyografi yapılabilmekte ve kriz damarının balon ve stentle açılması işlemi (Primer Hastanemizde Kardiyoloji ve Kalp Damar Cerrahisi Bölümlerinde SGK anlaşması geçerli olup, diğer bölümlerimizde özel sağlık sigortanızı kullanabilir veya bireysel ödeme yapabilirsiniz. PCI) uygulanabilmektedir. Bu yaklaşım, kalp krizi geçirmekte olan hastalara modern tıbbın önerdiği en güncel ve başarılı tedavi yöntemidir. Karotid Arter Hastalığı beyni besleyen karotis damarının daralması ya da tıkanmasıdır. Karotid arter hastalığı felç ya da beyin fonksiyonlarının kaybı ile karakterize bir durum olan inmenin en önemli nedenidir. Bu hastalığın teşhis ve tedavisinde karotid anjiyografi ve balon-stentleme işlemi uygulanmaktadır. Bu işlemde lokal anestezi altında kasık atar damarından girilerek karotid artere kadar kateter ilerletilir ve dar olan bölüme balon şişirilerek damar genişletilir. Daha sonra stent yerleştirilir. Ritim bozuklukları hastaların kimi zaman yaşam kalitesini, kimi zamanda hayatını tehdit eden önemli sağlık problemlerinden biridir. Bu hastalıkların tespiti ve tedavisi özel cihazlar gerektirmektedir. Kliniğimizde bulunan elektrofizyoloji laboratuvarında bu hastalıkların tedavisine yönelik gerekli girişimler yapılabilmektedir. Bölümümüz, 16 yataklı kardiyoloji servisi, 4 yataklı koroner yoğun bakım ünitesi, ayaktan hastalara bakan 6 adet kardiyoloji polikliniği, koroner anjiyografi ve elektrofizyoloji cihazı olan anjiyografi laboratuvarı, toplam 2 ekokardiyografi cihazlı ekokardiyografi laboratuvarı, efor testi, 14 adet Tansiyon Holter ve 14 adet EKG Holter cihazı ile ayaktan ve yatan hastalara ayrıcalıklı ve son teknolojilerle hizmet vermektedir. Kliniğimizde Verilen Sağlık Hizmetleri Kalp hastalıkları halen dünyada en çok ölüme sebep olan, en yaygın görülen hastalıklardır. Gelişmiş ülkelerde alınan önlemlerle görülme sıklığı azalmaya başlamış, ölüm oranlarında düşüşler olmuştur. Biz de ise halen giderek artmaktadır. Düzenli checkup, kontrol yapılmalıdır. Kadınlarda özellikle menapoz sonrası, erkeklerde ise 40 yaş sonrası düzenli kontroller yapılmalıdır. Ailesinde 55 yaş altında kalp krizi geçiren, ani ölüm olan, kalp damarlarına stent takılan, bypasslı kişiler varsa, sigara içen kişiler, hipertansiyon, şeker hastalığı tanıları olanlar, kolesterol yüksekliği olanlar ve stresli işlerde çalışanlarda bu kontroller daha düzenli olmalıdır. Kalp hastalıkları tamamen şikayetsiz devam edip ani ölümlere, ani kalp krizlerine neden olabilir. Halk arasında gizli kalp hastalığı olarak adlandırılan bu durum özellikle şeker hastalığı olanlarda görülebilir. Kalp hastalığı sıklıkla bir şikayete sebep olabilir. 1- Soluk daralması: Kişinin nefes alıp vermede zorluk hissetmesidir. Koşarken, hızlı yürürken olabileceği gibi otururken de olabilir. Bu iki uç nokta arasında da soluk almada zorluk hissedilebilir. Hastalığın ileri dönemlerinde 2-3 yastıkla yatma ihtiyacı, hatta oturarak uyuma olabilir. Uykuda boğuluyor gibi soluksuz kalma hissi ile uyanma, kabus görerek uyanma da görülebilir. Soluk daralması en çok akciğer hastalıklarıyla karışabilir. Bazen sinirsel olarak derin nefes alma ihtiyacı ile, alınan nefesin yetmediğinden şikayet edilir. 2- Göğüs ağrısı: Koroner damarlara bağlı ağrılar, eforla, stresle, heyecanla başlayan alt çene, boğaz, Hangi Şikayetler Kalp Hastalıklarının Habercisidir? göğüs ortasında baskı, basınç, ayva durması gibi his, yanma şeklinde geniş alanda hissedilen ağrı tipiktir. Bıçak saplama, iğnelenme gibi ağrılar kalp hastalığı tanısından uzaklaştırır. Kalp zarı (perikard) iltahaplanmasında ise ağrı daha keskin karakterdedir. Nefes almak ve sırt üstü yatmakla artıp öne eğilince geçen ağrıdır. Kalp krizi (Miyokard Infarktüsü) ağrısı yarım saatten uzun süren, göğüs ortasında şiddetli basınç, baskı, ağırlık, yanma tarzında ağrıdır. Soğuk terleme, ölüm korkusu ile birliktedir. Alt çene, kollar (özellikle iç kısım) sırta yayılır. 3- Çarpıntı (taşikardi): Kalp hızının artması, dakikada 100 atımın üstüne çıkması, düzensiz atışlar, ilave atışlar hasta tarafından hissedilir. Kalp hızının dakikada 50 nin altına düşmesi (bradikardi) kişiyi rahatsız eder. 4- Senkop-Bayılma: Hastanın geçici postur ve bilinç kaybıdır. Kalp hızının çok düşmesi, çok hızlanması, aort kapağının daralması gibi hastalıklardan olabileceği gibi, nörolojik ya da psikiyatrik sorunlardan da olabilir. 5- Siyanoz (Morarma): Parmak uçları, dudaklar ve dilde mor renk olması daha çok doğuştan kalp hastalıklarında, akciğer hastalıklarında, bazı kan hastalıklarında, ileri kalp yetmezliğinde olabilir. Bu şikayetlerden herhangi birisine sahip olan kişinin mutlaka Kardiyoloji uzmanına ve Kardiyoloji kliniğine müracaatı gerekir. Kliniğimiz, kalp damar hastalıkları alanındaki gelişmeleri dün olduğu gibi yarın da yakından takip edecek ve hastalarının sağlığı için güleryüzlü ve özverili hizmet anlayışını sürdürmeye devam edecektir. Hastanemiz hakkında bilgi almak ve sağlığınızla ilgili her türlü sorununuz için, size özel oluşturduğumuz TOBB Danışma Masası ile iletişime geçebilirsiniz. TOBB DANIŞMA VE HİZMET MASASI Adı Soyadı Telefon Email Müjde Özdik Kara (0312) 292 99 42 mozdik@tobbetuhastanesi.com.tr Belma Ayvaz (0312) 292 98 52 bayvaz@tobbetuhastanesi.com.tr 28 29

Annem gece mektebine başladı. Ben götürür getirirdim. Babam memurdu. Gündüz işinde, gece kurstaydı. Eve çok geç gelirdi. Hatıra Kent Mersin Elif-Ba dan Alfabe ye 85. Yıl Önce Mersin de Latin Harfleri Tarih: 1 Teşrinisani (Kasım 1928) 85. yıl önce bugün esası Latin harfleri olan Yeni Türk Harfleri ile yeni bir eğitim yaşamına girmiştik. Osmanlı döneminde özellikle Enver Paşa nın Hüseyin Cahit in ve daha başkalarının Arap harfleri üzerindeki değişim gayretlerinin olduğunu, Mustafa Kemal Paşa nın 1928 yılında değil, daha önceki yıllarda Latin harflerine dönüş teşebbüslerinin İsmet Paşa nın karşı çıkmasıyla gerçekleşmediğini özellikle İnönü nün anılarından öğreniyoruz. Mustafa Kemal Paşa, yıllar önce gerçekleştiremediği bu teşebbüsünü kuvveden fiile geçirmeye artık kararlıydı. 1928 yılında bu konunun incelenmesi için teşkil edilen komisyonun müzakereleri ile ilgilenip, komisyonun süre yönünden ne düşündüğünü Falih Rıfkı Atay a sorduğunda, kabul için 5-15 yıl bir sürenin düşünüldüğünü öğrenince her zamanki gibi azimli, inançlı, kararını bildirmişti. -Ya şimdi olur, ya da hiç olmaz Asırlar süresince insanların kullandığı harfleri, okuyupyazdıklarını bir anda değiştirmek, sanırım dünyada örneği pek bulunan bir vaka değildir. Ben o yılları Mersinimizde bizzat yaşayan bir kişi olarak, Latin harflerine giriş detaylarına inmeden, bunun Mersinimizdeki uygulama ve yansımalarına hatırımda kaldığı ölçüde değinmek istedim. 1928 yılı Teşrinievvel (Ekim) ayında mektepler açıldı. Evimiz Mahmudiye Mahallesi nde olduğu için kaydım Çankaya Mektebine yapılmıştı. Sekiz yaşındaydım ve ben eğitim yaşamıma, kabul edildiği tarihte Latin Harfleri ile başlıyordum. Bir yıl önce 7. yaşında başlamam gerekirken ailemin beni bir yıl geri bırakması, sanırım Latin harflerinin kabul aşamasında olmasındandı. Yeni Türk harfleri ile mektebe başlamalıydım. Çankaya İlk Mektebi, Yunanca eğitim veren Mavromati tarafından yaptırılıp yaşatılan Mavromation Partenagogogion isimli Rum kız mektebiydi. Zeytinlibahçe Caddesi nde, Ayios Gerorgios Rum Ortodoks Kilisesi karşısında, Mersin in o yıllarda güzel binalarından biriydi. Cumhuriyet sonrası Çankaya ismi ile ilk mektep seviyesinde eğitim vermeye başlamış, benim eğitime başladığım 1928 Kasım ayında artık Arap harfleri ile değil, yeni Türk harfleriyle eğitimini sürdürecek okul olmuştu. Öğretmenimiz Zeki Bey miş. 1 Ankara da kurstaymış. Kasım 1928 de Mersin e döndüklerinden sonra, Alfabe ile başlayacaktık. Mersin de adeta eğitim seferberliği ilan edilmiş gibiydi. Mersin de o yıllarda 7 ilk mektep bir de orta mektep vardı. Buraların öğretmenleri gündüz mekteplerinde talebelerine yeni Türk harflerini öğretirken, geceleri de kadın-erkek Mersinlilere okullarda, uygun salonlarda yeni Türk harflerini öğreneceklerdi. Yeni Harflerle Halkın Eğitimi 1. Halk Dershaneleri Gece Mektepleri O yıllarda Mersin de mevcut yedi ilk mektep, normal tedris dışında kurslara tahsis edilmişti. Babam dairede çalışırken annem de gece kursuna gidiyordu. Ona ben refakat ederdim. Annemle haftanın sanırım üç gününde gittiğimiz Gece Mektebi Mahmudiye Mahallesi nde İsmet Paşa İlk Mektebi idi. (Bugün Deveci İlkokulu) 1987 yılında önceleri Kız Numune Mektebi olarak inşa edilmiş, sonradan Kız Rüştiyesine dönüşmüş hayli eskimiş bir mektep idi. Sanırım bir ay kadar gittik. Gecede 1 saat civarında öğretim yapılıyordu. Öğretmen Doğu şivesiyle konuşan, bir gözü malul, efendi bir kişiydi. Ben böylece gündüze ilaveten gece de ders almış oluyordum. Annem bu kurs süresinde yeni harflerle okuma-yazma öğrenmişti. Artık iki tür yazıyı da biliyordu, mutluydu. O yıllarda Çankaya ve İsmet Paşa İlk Mekteplerinden başka yine bu harf öğretimine katkı veren beş ilk mektep daha vardı. Bu vesile ile kısaca onlara da değinelim. Kayatepe İlk Mektebi: Mutasarrıflık döneminde yapılmış bir ilk mektep. İşgal yıllarında Anfre kapatmış, bir süre Fransız hastanesi de olmuş. Halen ilköğretim eğitimi veren bir okul. Cumhıriyet İlk Mektebi: Bu da eski Rum Erkek Mektebi. Cumhuriyet ten sonra, önce orta mektep, sonra da ilk mektep olarak Cumhuriyet adını almış bir mektep. Bugün yerinde Özel İdare İşhanı var. Gazi Paşa İlk Mektebi: 1905 yılında Hana Butros isimli bir eczacı kendisine ev olarak yaptırmış. Maarif Cemiyeti tarafından 1923 yılında satın alınarak Cumhuriyet sonrası ilk mektep haline dönüştürülmüş. Kurtuluş İlk Mektebi:1988 yılında Esat Hayık isimli bir kişi tarafından ev olarak inşa edilmiş, 1923 yılında mektep haline getirilmiştir. 1930 yılında Hıfzıssıhha Kanunu ile Trahomlular Mektebi olarak ayrıldığında ben de ilk mektebin 4. sınıfını trahomlu olarak burada okumuştum. Tarla Mektebi: Gregos adında bir Ermeni tarafından ev olarak inşa edilmiş, sonradan Ermeni Protestan Kilisesi haline getirilmiştir. Cumhuriyet ten sonra önce ilk adı Cumhuriyet Müttehit İlk Mektebi dir. Mersin de Latin harflerinin kabulünden sonra bu mektepler uzun süre eğitimlerini sürdürmüşlerdir. Değişik toplantılar için kullanılan Zeytinlibahçe Caddesi ndeki Rum Kilisesi nde esnaf, tüccar, çiftçi gibi her tür Mersinlinin harfleri öğrenmesi için kurslar vardı. Devlet memurları yine uygun zamanlarda toplu olarak Latin harflerini öğreten kurslara tabi tutuluyorlardı. Biraz öğrendikten sonra, vatandaşın mesai saatinde işlerini gördükten sonra defterlere yazmakla görevlendirilmişler. Bunun için 6 ay süre tanınmış. Babam Maliye de memurdu. Bu deftere kayıt işleri nedeniyle olmalı, bu sıralarda eve gece çok geç saatte gelirdi. 2-Millet Mektepleri Latin harflerinin kabulünü müteakip, bir de Millet Mektepleri Talimatnamesi hazırlandı. 16-30 yaş arası her vatandaşın bu mekteplere devam etmesi zorunluydu. Haftada 3 gün, en az 6 saat ders görülüyordu. Kısa süre sonrası talimatname ile eğitim kapsamı genişletilip, sadece Latin harflerinin öğretilmesi ötesinde vatandaşlık bilgilerini ihtiva eden, kültür eğitimi mahiyetine dönüştürülmüş. Mersin deki uygulamaları hakkında o yıllarda fazla bir bilgim olmadı. Mersin deki uygulamaları hususunda, İbrahim Bozkurt un bir yazısından Millet Mektepleri nin uygulamasından kısa bir bölümden özet aktarmakla yetiniyoruz. 2 Mersin de Millet Mektepleri ile düzenlemeleri duyurmak amacıyla, diğer illerde olduğu gibi gazete ve diğer resmi ve gayrı resmi basın organları yanında tellallar gibi geleneksel yöntemler de kullanılmış. Fakat uygulamada; Millet Mekteplerine devam edenlerle yönetim arasında sorunlar oluşmuş, Bidayet de bu mekteplere gösterilen tahaccüm zail olmuş, gün geçtikçe devam edenler azalmış, halkın Millet Mektepleri ndeki kurslara daha fazla ilgi göstermesi için Mersin Milli Eğitim İl Müdürlüğünden bazı önlemler alınması istenmiş. Yeni Mersin Gazetesi, halkın Millet Mekteplerine gösterdiği başlangıçtaki ilginin azalmasının nedenini, Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğü nün yetersiz çalışmaları olarak göstermiş, Mersin Maarif Müdürü Ali Bey bu suçlamalara karşı verdiği cevapta ellerinden geleni yaptıklarını, halkı mekteplere davet etmelerine rağmen, Zabıta memurları vasıtasıyla getirmeye çalıştıklarını beyanla suçlamayı kabul etmemiş. Görülen o ki; Millet Mektepleri bir harf öğretmeden öte, eğitimde çerçeveyi genişletince halk da öğrendiklerini yeterli bulmuş olmalı. 1 Ocak 1929 tarihinde açılan Millet Mekteplerinin faaliyetleri, Türk harflerinin öğretilmesinde yeterli seviyeye gelinmiş olması ve gerek Halkevleri ve gerekse Halk Odalarının bu görevleri üstlenmiş olmaları nedeniyle 1936 yılında sona ermiştir. 30 31 DİPNOTLAR 1 Mersinli Şair Yazar Turhan Oğuzbaş ın babası. Talebeler arasında Sağır Zeki diye anılırdı. 2 Yeni Alfabenin Kabulü Sonrasında Mersin de Açılan Millet Mektepleri ve Çalışmaları, İbrahim Bozkurt-Birgül Bozkurt

Beril Baylan Amatör Denizci Derya Şerif Yarkın E. Deniz Albayı Kalafat Yakın geçmişte her denizcinin anılarında, teknik bir uygulamadan Osmanlı sarığına ve hatta küfüre kadar, oldukça geniş bir yelpazede yer alan ortak deyim Ağaç teknelerde, yeni geminin daha suya indirilmeden, sızdırmazlığının sağlanması amacıyla, katranlanmış üstüpülerin 1, güverte, karina ve borda kaplama tahtalarının armuzlarına 2 sıkı sıkıya sokuşturulması ve zaman zaman da bu işlevin yinelenmesi eylemi olan kalafat, bir zamanlar her gemide olağan bir uğraştı. Gemi yapım teknolojilerinin hızla geliştiği, dolayısıyla tekne yapımında sac, kompozit ve camyünü kullanımının arttığı günümüzde, yine de varlıklarını haklı olarak sürdüren ahşap tekne lerin zaman zaman bir çekek yerinde karinasına veya bir limanda güvertesine vurulan tokmak seslerinden, yavaş yavaş nostaljide kalan çoğu şey gibi kalafatı da tanımak, hatta koklamak hâlâ olası. Akdeniz denizcilerinin ortak deyimi olarak dünya denizcilerine kazandırdıkları kalafat ın ürediği kök kelimenin Latinceden mi, yoksa Arapçadan mı geldiği uzun yıllar tartışılmış. En yaygın sav (daha doğrusu kanıt), 6ncı yüzyılda Mısır da bulunan ve Yunanlar tarafından yazılmış bir papirus belgesi. Bu belgede yer alan (okunuşu; kalafatis) deyimi, zift kaynatan kişi olarak vurgulanmış. Yani, günümüz Türkçesinde kullandığımız kalafatçı. Aynı deyim, 10 uncu yüzyılda Bizans yazıtlarından, Yunancadaki sonekinin, Latincede -tor olarak değişmesi sonucunda Latince belgelere calefactor olarak geçmiş. Anlamda bir değişiklik yok. Doğal olarak, Akdeniz e komşu Latince kökenli diğer diller de bu yeni deyimden (calefactor) etkilenerek, kendilerine özgü denizci deyimlerini üretmişler. Ama nedense, günümüzde bazı Yunan yazarlar bile (okunuşu; kalafatizma) deyiminin, Arapça qalfat kelimesinden Bizans diline, oradan da Yunancaya geçtiğini savunuyorlar. Aynı tarihsel dönemde, Bizans donanmasına deniz savaşlarında ezici bir üstünlük sağlayan ve dilimize de Rum ateşi 3, Gırajova ateşi 4 veya Grajova ateşi 5 ya da Grejuva 6 olarak geçmiş olan, suda sönmeyen kızgın zift fışkırtan ölümcül bir silahı ilk kez Perslerin, Yunanistan ı denizden kuşatarak uyguladıkları işgal sırasında kullandıkları bilinir. Silahın teknik bilgileri, daha sonra, Suriyeli bir göçmen olan Kallinikos tarafından Bizanslara satılmış. Dolayısıyla, bu nedenle, kalafat uygulamasının temelini oluşturan ziftin Arapça karşılığı (okunuş olarak) qilf, qafr veya kufr kelimelerinden gilfat, qalfat ve qalafat olarak türediği varsayımı ağırlık kazanmış. Ancak, hikaye türündeki bu bilgi, yukarıda sunulan, bilimsel ve belgelere dayanan sav karşısında çürütülmüş, Yunanca kökenli deyimin, Latinceden Arapça ya, oradan da Batı dillerine yayıldığı görüşü egemen olmuş. Zaten dil bilimciler, (okunuşu; kalafatis) deyimiyle ilk kez 6ncı yüzyıl belgelerinde karşılaşırlarken, tarihçiler, Rum ateşinin 7nci yüzyılda kullanılmaya başladığını söylerler. Yani, deyimlerin ilk kullanım zamanları arasında en az bir yüzyıl var. 13 üncü yüzyıldan sonra Batıda yaygınlaşan bu deyim, tarihteki kullanım sırasıyla, İspanyolca ve Portekizcede calafate, Fransızcada calfat, İtalyancada calafato ve Dalmaçya kıyılarındaki ülkelerde de kalafat olarak duyulmaya ve yazılmaya başlanmış. Benzer biçimde Arapçayı farklı lehçelerde kullanan uluslar arasında da (okunuş olarak), Malta Arapları tarafından 32 33

qalfat, Tunus Araplarınca kalfate, Fas ve Cezayir Araplarınca qalafat, Mısır Arapları tarafından ise qulfat olarak kullanılmış 7. Osmanlı dönemini de içerecek biçimde Türkçemizde kalafat ın yanı sıra kalfat ve kalfet olarak da kullanılan bu deyimi, Kâtip Çelebi Ve ibtidâ kalafatda bir kadırgaya on iki kantar üstübü ve yirmi beş kantar zift giderdi 8, Cevat Şakir Kabaağaçlı da Meğerse kalafat Ahmet Usta dışarıda bir tekneyi kalafatlamaktaymış 9 biçimde kaleme almışlar. İlk uygulama dönemlerinde yalnız, üstüpünün 10, ısıtılarak inceltilmiş zifte bulanması biçimindeki kullanım söz konusu iken, daha sonraları, küçük sandal ve futaların kalafatlanmasında aynı amaçla (zift yerine) ısıtılmış reçine ve hatta kehribardan da yararlanılmış. 16 ıncı yüzyıla gelindiğinde balmumu, neft yağı ve reçinenin bir arada kaynatılmasıyla elde edilen bir macun, gemicilerin kalafat sorununu kolay ve ucuz bir biçimde çözer olmuş 11. Zift kullanımı sonlanmamış ama macun seçeneği de gündemdeki yerini her zaman korumuş 12. Günümüzde ev işlerinde bile, söz konusu macunun geliştirilmesiyle elde edilmiş kauçuk veya silikon bazlı macunları özel tabancalarında ısıtıp, cam, kapı, banyo, lavabo kenarlarına sıkarak, su geçirgenliğini gidermek amacıyla kullanıyoruz. Aslında, kalafatlama deyimi, artık yalnız denizciler tarafından değil, ev işlerinde de yaygın kullanılır durumda. Deyimin, denizcilik dünyası dışındaki kullanım biçimleri ise, bizleri değil, doğrudan dilbilimcileri ilgilendiriyor. DİPNOTLAR 1 Kalafat işinde kullanılan didilmiş kendir anlamındaki üstüpü deyimi, dilimize Bizans Yunancasındaki (okunuşu; stupi) kelimesinden geçmiş olup halen üstübü, üstübi, üstüpi ve istupı olarak da kullanılmaktadır. 2 Döşeme veya kaplama tahtalarının birbirleriyle birleşim yerinde (olağan olarak) oluşan ince boşluk anlamındaki armuz deyimi, dilimize Yunanca (okunuşu; armos) kelimesinden geçmiş olup armoz ve armaz olarak da kullanıldığı belgelenmiştir. 3 Adalı balıkçılar, kayıkları ile İngiliz gemilerinin yanına sokuluyor, bunları Rum ateşi ile yakmağa çalışıyor, süratle kaçıp bir koya sığınıveriyordu. (Gülen, N.; Şanlı Bahriye, 2. Baskı, Kastaş Yayınları, İstanbul, Ocak 2001, s.44) 4 Gürçay, L.; Gemici Dili, 3. Baskı, Deniz Basımevi, İstanbul, 1968, s.183 5 Nutkî, S.; Kamûs-i Bahrî, Haz: Mustafa Pultar, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, Mart 2011, s.110 6 Ahmet Muhtar Paşa; İstanbul un Fethi 1453 (Feth-i Celîl-i Konstantiniyye), Yakomoz Kitap, İstanbul, Şubat 2012, s.119 7 Kahane, H.&R., Tietze, A.; The Lingua Franca in the Levant, ABC Kitabevi, İstanbul, 1988, s.513-517 8 Kâtip Çelebi; Tuhfetü l-kibâr Fî Esfâri l-bihâr (Deniz Seferleri Hakkında Büyüklere Armağan), Haz: Prof.Dr.İdris Bostan, T.C. Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı, Ankara, 2008, s.146 9 Halikarnas Balıkçısı; Aganta Burina Burinata, Yirmi Birinci Basım, Bilgi Yayınevi, İstanbul, Mayıs 2008, s.50 10 Bu nedenle kalafatçının avucuna üç beş akçe sıkıştırıp kaplama tahtalarının arasına üstüpü tıktırdı. (Anar, İ. O.; Amat, 3. Baskı, İletişim Yayınları, İstanbul, 2006, s.45) 11 İlk yıllarda renksiz olarak uygulanan söz konusu macun, daha sonraları sülyenle karıştırılıp kırmızı renk kazandırılarak, mühür mumu olarak da kullanılmış. 12 Kaplama tahtaları arasındaki armuzlar kıtıkla ve diğer dolgu malzemeleriyle doldurulup balmumu ya da katranla kalafatlanırdı. (Bradford, E.; Padişahın Amirali Barbaros Hayreddin, Çeviren: Ahmet Fethi, Doğan Kitap, İstanbul, 2010, s.87 34 35

DENİZ FENERİ Dertli olmanın sırrı, dertli olup olmadığımızı düşünecek kadar boş vakte sahip olmamızdır. George Bernard Shaw Çözebileceğiniz düğümü kesmeyin. Joseph Joubert Herkes tarafından doğru kabul edilen şeyler büyük olasılıkla yanlıştır. Paul Valery Afrika da her sabah bir ceylan uyanır, en hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini; yoksa öleceğini bilir. Afrika da her sabah bir aslan uyanır, en yavaş ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini yoksa aç kalacağını bilir. Aslan yada ceylan olmanızın bir önemi yoktur. Yeter ki güneş doğduğunda koşmak zorunda olduğunuzu bilin. Afrika Atasözü İnsanlar kendilerinde olmayan bir erdemin başka birinde var olabileceğine akıl erdiremiyorlardı. Birinin zayıf olduğunu hayal etmek, onun güçlü olduğuna inanmaktan çok daha kolaydı Chuck Palahniuk Felaketin bir iyiliği varsa, hakiki dostlarımızı tanıtmasıdır. Balzac Acı çekmiş hiç kimse, artık eskisi gibi değildir... Cesare Pavese İnsanlar yalnızca kendilerinin hissetmediği acıları çekenleri teselli edebilirler. Shakespeare Kimseye kirli ayaklarıyla, beynimde gezme fırsatı vermem. Gandhi Yolunu değiştirmeden devam ettiğin sürece ne kadar yavaş gittiğinin önemi yoktur. Konfüçyüs Her türlü kötülüğü yapma imkanın varken, kötü bir şey yapmamak... İşte, budur iyilik. Andre Gide İnsanlar hiçbir şeyimi almazlarsa bana çok şey vermiş olurlar. Hiç kötülük etmezlerse yeterince iyilik yapmış sayılırlar. Montaigne Kendi hayatını sorgulamayan, başkalarını yargılar. Eddi Anter 36 37

Marka kentler de, tıpkı marka ürün ve hizmetler gibi, onu diğerlerinden farklılaştıran ürünlere, coğrafi mekanlara, yaşam biçimine, tarihi ve kültürel mirasa sahiptir. Markalaşma sürecinde Mersin ekonomisi için hayati önem taşıyan ve yenilikçi müdahalelerle kısa bir süre içinde daha rekabetçi olma potansiyeline sahip olan tarımsal gıda, lojistik ve turizm sektörlerinin üzerinde önemle durulması gerekmektedir. Türkiye nin ilk serbest bölgesi olan Mersin Serbest Bölgesi, Akdeniz in en önemli limanlarından biri olan Mersin Limanına bitişik olarak kurulmuş olup, kendi rıhtımları olan tek serbest bölgedir. Serbest bölge ile ev sahibi ülke arasındaki ürün ve hizmet ticareti, başta işgücü transferi, teknoloji transferi, dolaysız yatırımlar ve portföy yatırımları olmak üzere birçok açıdan ülke ekonomisini etkilemektedir. Yabancı yatırımcıyı bölgeye çekmek ve bölgenin potansiyelini tam anlamıyla kullanabilmek için, bürokratik işlemlerin basitleştirilmesi, vergi ayrıcalıkları ve sübvansiyonların sağlanması gibi koşulların oluşturulması yanında Mersin in, tıpkı Amsterdam, Barcelona ve Rotterdam gibi limanlarıyla tanınan ve marka olan bir marka kent haline getirilmesi gerekmektedir. Mersin in markalaşması sürecinde önemli bir faktör olan lojistik potansiyelinin ön plana çıkarılması için iletişim kurulması gereken hedef kitleler ile lobicilik faaliyetlerinden marka konumlandırmaya değin uygulanabilecek iletişim stratejileri çalışmanın içeriğini oluşturmaktadır. Şehir Pazarlaması ve Marka Şehirler İşletmeler, ürünlerinin ve hizmetlerinin diğerlerinden kolaylıkla ayırt edilebilmesi ve Yrd. Doç. Dr. Nihal PAŞALI TAŞOĞLU Mersin in Marka Kent Olma Sürecinde Liman ve Serbest Bölgeye İlişkin İnternet Pazarlaması Uygulamalarının Rolü spesifik bir konumda algılanabilmesi için marka olma yolunda stratejik kararlar almaktadırlar (Kotler,2003, s.418). Marka olmak, bir işletme için üretim, pazarlama, satış, dağıtım, hizmet ve tanıtım konularında bir bütün olarak başarı ve verimliliğe sahip olmaktır. Alıcıları için sattıklarından çok daha fazlasını ifade eden ve müşterilerinin beklentilerine yanıt veren markalaşmış ürün, hizmet veya kentler, hem daha yüksek değer, hem de müşteri bağlılığı yaratmaktadırlar(güler, 2007, s.10). Günümüzde sadece işletmeler tarafından üretilen ürün ve hizmetler için değil bir turizm ürünü olarak kabul edilen şehir ya da bölgeler için de markalaşma stratejilerinin uygulandığı görülmektedir. Ancak şehirler için ürünlerde olduğu gibi pazarlama yapmanın ve marka yaratmanın pek mümkün olamayacağı yönünde görüşler de vardır. Bu görüşe göre, şehirler ürün, hükümetler üretici ve şehirlerde yaşayan ya da şehri ziyaret edenler de tüketici değildir. Öte yandan, şehirler birbirleriyle ticaret hacmi, nüfus, zenginlik ve güç konularında rekabet halindedir ve bu nedenle de ürünlerine kattıkları değerlerle birbirlerinden farklılaşmaya ve bu sayede daha çok tanınıp tercih edilmeye çaba göstermektedirler(kavaratzis ve Ashworth, 2005, s.510). Bir şehrin marka haline getirilebilmesi için; Şehrin tüm fiziksel çevresinin geliştirilmesi Yeni gelir kaynaklarının yaratılmasıyla ekonomik bazda gelişmenin sağlanması Ziyaretçilerin hoşlanarak kalmalarını sağlayacak ve kalma sürelerini artıracak altyapının temin edilmesi Turizm pazarlamasına ayrılan kaynağın artırılması İletişimin, tüm pazarlama çevresini (yerel halk dahil) içine alacak şekilde kullanılması gerekmektedir(nykiel ve Joscolt, 1998, s.53-58). Şehirler ya da beldelerin pazarlanması, imajının oluşturulması ya da var olan negatif imajın yerine pozitif imajın yerleştirilmesi ile marka değeri yaratılması konusu literatürde, destinasyon (varış noktası) pazarlaması ya da destinasyon markalama olarak yerleşmeye başlamıştır. Günümüzde, destinasyonlar için de tıpkı ticari ürün ve hizmetler gibi stratejik planlama, vizyon ve misyon oluşturulması zorunluluk olarak görülmektedir. Destinasyon markalaşmasında bir ürün olarak destinasyon, ortaklaşa üretilen, ortaklaşa tüketilen ve değişebilen bir yapıdadır. Gerek alışveriş, tiyatro ve müze gibi bireysel ve gerekse ulaşım, altyapı gibi kamusal hizmetler ürünün hem özel hem de kamu sektörü tarafından birlikte üretildiğini göstermektedir. Değişik tüketiciler tarafından aynı anda farklı yararlar gözetilerek tüketilmesi de ürünün birlikte tüketildiğini ortaya koymaktadır. Ayrıca, her bir müşterinin deneyimi birbirinden farklı olduğundan ürünün anlamı ve değeri kişiden kişiye değişmektedir (Hankinson, 2007, s.242). Marka Şehir Olma Süreci ve Sürece Etki Eden Unsurlar Stratejik destinasyon pazarlamasında; ilk olarak yerel ve bölgesel hükümet yetkilile- ri, vatandaşlar ve iş dünyasının temsilcilerinden oluşan planlama grubunun şehrin geleceğini şekillendirmede kamu ve özel sektör işbirliğinin önemini kavraması ve şehre dair problemleri nedenleriyle birlikte teşhis etmesi gerekmektedir. Gerçekçi bir değerlendirmenin ardından şehrin sorunlarının uzun vadede çözümü için bir vizyon geliştirilmelidir (Kotler vd.1993, s.18). Bu nedenle başarılı bir destinasyon markası yaratmak için vizyon sahibi bir lidere de gereksinim duyulmaktadır. Destinasyon markası için açık ve gerçekçi bir vizyon oluşturulmalı ve onun kültürel mirasının pozitif yönleri ile sosyal paydaşlarının da katkısıyla bu vizyonla ileride neleri başarabileceği net bir biçimde ortaya konmalıdır (Hankinson, 2007, s.246). Destinasyon pazarlaması ve markalaşması süreci; bir çok kurum ve kuruluşun işbirliğini ve desteğini gerektirmektedir. Destinasyon yönetim örgütleri de denen bu kuruluşlar, bir coğrafi alanı, bir ülkeyi ya da kenti, bir turistik destinasyon olarak ele alan ve bu yönde çalışmalar yürüten birimlerdir. Destinasyon yönetim örgütleri, ulusal turizm örgütlerinin pazarlama bölümü olarak ele alınabilir. Destinasyon yönetim örgütlerinin, turizm gelirlerini arttırmak, istihdam yaratmak, turizmi bölgesel ve mevsimsel olarak yaymak, turistlerin ilgisini sürdürmek, destinasyon çevresinin kalitesini korumak, sürdürülebilir gelişi sağlamak gibi amaçları vardır (Middleton ve Clarke, 2001, s.327,329,339 Aktaran Özdemir, 2008, s.50-52). Birçok ülkede destinasyon markalarının gelişimi, destinasyon pazarlama örgütlerinin sorumluluğundadır. Destinasyon pazarlama örgütleri; hükümet birimlerini, bölgesel gelişme birimlerini, kamuda ve özel sektörde markalarını geliştiren ve yöneten turist örgütlerini içermektedir (Hankinson, 2007, s.242). Şehrin pazarlanmasında başlıca faktörler; altyapı, şehrin cazibesi, o şehirde yaşayan insanlar ile yaşam kalitesi ve imajıdır(kotler vd. 1993, s.19). Destinasyon için olumlu fikir yaratan güçlü, tutarlı, farklı ve fark edilir bir marka imajı pazarlama faaliyetlerinin temeli konumundadır (Özdemir, 2008, s.105). Destinasyon pazarlama örgütlerinin kilit rolü, örgütlerin kendi içindeki ikiliklerini ve fikir ayrılıklarını yönetmektir. Her bir örgütün ihtiyaçları, öncelikleri ve beklentileri farklı olup ikilemleri yönetmek ve her birinin istek ve beklentilerini karşılamak kolay değildir. Öte yandan küçük işletmeler bir destinasyonun marka haline gelmesinde tek başlarına çok az etkiye sahip olmakla birlikte bir araya geldiklerinde daha başarılı olabileceklerdir. Birbirlerine rakip olan bu işletmeler aynı amaca hizmet etme bilinciyle dernekler oluşturmalıdırlar (Hankinson, 2007, s.249-251). Bunun yanında, Kongre ve Ziyaretçi Büroları da bir kenti temsil eden ve yalnızca iş turizmi kapsamında gelenlere değil tatil için gelenler de dahil olmak üzere tüm turistlere hizmet veren bir kuruluş niteliğindedir. Destinasyon pazarlaması, bir kongre ve ziyaretçi bürosunun en büyük harcama kalemini meydana getirir (Özdemir, 2008, s.55). Marka Şehir Olma Sürecinde Pazarlama İletişimi Ve İnternette Pazarlama Uygulamaları Günümüzde pozitif bir şehir markası ve imajı geliştirebilmek için, pasif bir biçimde haberlerde tesadüfen yer almayı beklemek yerine proaktif olarak pazarlama faaliyetlerinde bulunmak gerekmektedir (Hankinson, 2007, s.241). Destinasyon imajını belirlemede; ticari altyapının gelişimi ile yolların, limanların ve havaalanlarının gelişim ve kalitesi de en az doğal zenginlikler, tarihi, kültürel ve turistik atmosfer kadar önemli nitelikler olarak göze çarpmaktadır(beerli ve Martin, 2004, s.623-636). İmajı oluşturan tüm elemanları kontrol etmek mümkün olmadığı halde, bazı elemanları reklam, turizm ofisleri, halkla ilişkiler, seyahat acentelerinin tavsiyeleri ve tur operatörlerinin promosyonel enstrümanları ile ustalıkla yönetmek mümkündür (Bigne 607-616 Aktaran Özdemir, s.113). Markalaşma sürecinde destinasyon pazarlama konseptini yansıtan çarpıcı, çekici, etkileyici ve akılda kalıcı ama aynı zamanda sade bir logo ve slogan seçimi önemlidir(özdemir, 2008, s.120). Öte yandan, slogan ve logolar, markalama stratejisinin sadece bir parçası olup stratejinin bu unsurlardan ibaret olacağı düşünülmemelidir(kavaratzis ve Ashworth, 2005, s.508). Ayrıca, destinasyon pazarlama örgütleri, markayı kurum içinde inşa etmekle işe başlamalı ve kurum içi eğitimle destinasyon markasına ilişkin değerler, inançlar ve davranışsal normlar çalışanların kalbine ve zihnine kazınmalıdır. Markayı destekleyen değerlere sahip olan ve davranışlarda bulunan çalışanların işe alınması ve ödüllendirilmesi markanın yerleştirilmesi sürecine katkıda bulunacaktır (Hankinson, 2007, s.247). Kongre ve ziyaretçi büroları bir pazarlama planı geliştirdikten sonra kişisel satış, doğrudan satış, reklam, satış promosyonu, tanıtım ve halkla ilişkiler gibi farklı pazarlama araçları kullanmaktadır. Pazarlamanın yanı sıra kongre ve ziyaretçi büroları, kongre veya toplantıların gerçekleşmesi aşamasında yer alır (Özdemir, 2008, s.56-57). İş turistlerinin günlük harcamaları tatil turistlerine oranla daha çok olduğundan kentler de iş turistlerine daha sıcak 38 39