ÇALIŞTAY SONUÇ RAPORU



Benzer belgeler
ELEKTROMANYETİK ALAN VE ETKİLERİ. Arş. Gör. Dr. Didem DAYMAZ Arş. Gör. Dr. Merve PARLAK Hacettepe Üniversitesi Tıp Fak. Halk Sağlığı ABD.

İÇİNDEKİLER ANA BÖLÜM I: RADYASYON, RADYOAKTİVİTE,VÜCUDA ETKİLER VE RİSK KAVRAMI...1. Bölüm 1: Radyasyonla İlgili Kısa Açıklamalar...

PAZARTESİ İZMİR GÜNDEMİ

İyonlaştırmayan EM Dalga Maruziyeti

İyonlaştırmayan EM Dalga Maruziyeti

Elektromanyetik Alanlar ve Kanser. Uz.Dr.Ezgi Hacıkamiloğlu ezguner@gmail.com

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ "RADYASYON GÜVENLİĞİ ÜST KURULU KURULUŞ VE ÇALIŞMA ESASLARI YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Yasal Dayanak ve Tanımlar

RADYASYON VE RADYASYONDAN KORUNMA

II. ELEKTROMANYETİK ALANLAR VE ETKİLERİ SEMPOZYUMU ELEKTROMANYETİK ALAN KİRLİLİĞİ YÖNETİM ÇALIŞMALARI

7.Hafta: Risk ve Risk Analizi. DYA 114 Çevre Koruma. BÜRO YÖNETİMİ ve YÖNETİCİ ASİSTANLIĞI PROGRAMI Yrd.Doç.Dr. Sefa KOCABAŞ

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ NİN ALTI YERLEŞİM YERİNİN ELEKTROMANYETİK KİRLİLİK HARİTALARININ HAZIRLANMASI RAPORU. Hazırlayanlar:

Doç. Dr. A. Oral Salman Kocaeli Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği

Bir Üniversite Hastanesi Binası ve Çevresinde Elektromanyetik Alan Ölçümleri

TURHAN DOĞRU NEFES ALMAK:

CEP TELEFONUNUN ZARARLARI VE ALINABİLECEK TEDBİRLER

Elektromanyetik Kirlilik Konusunda Çocuklarımızı Bilinçlendirme Projesi Araştırma Raporu

CEP TELEFONLARININ BEYİN ÜZERİNE TERMAL ETKİSİ VE KANDAKİ BİYOKİMYASAL DEĞİŞİKLİKLERİN TESPİTİ

TURKLAB Bülten Ocak-Şubat-Mart. Metot Validasyonu Eğitimi Şubat 2018

900 MHz GSM CİHAZLARININ (CEP TELEFONLARININ) VÜCUTTA OLUŞTURDUĞU TERMAL ETKİ

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE HABERLEŞME KURUMU

İleri Uygulamalar ve Güncel Yaklaşımlar İle Tanısal Radyolojide Radyasyondan Korunma ve Kalite Güvencesi Eğitimi

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ NİN ALTI YERLEŞİM YERİNİN ELEKTROMANYETİK KİRLİLİK HARİTALARININ HAZIRLANMASI RAPORU. Hazırlayanlar:

BAĞIMSIZ BİREY SAĞLIKLI TOPLUM STRATEJİK EYLEM PLANI

AFET Yönetiminde İleri Teknoloji Kullanımı GÜZ ÇALIŞTAYI Kasım 2013, ANKARA, TÜRKİYE PANEL-1 11:30-13:00

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YER SEVİYESİ OZON KİRLİLİĞİ BİLGİ NOTU

49.Dünya Meteoroloji Günü ĐTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezinde Kutlandı

GENEL RİSK DEĞERLENDİRMESİ ÖRNEK FORMU

ÜLKEMİZDE SİBER GÜVENLİK

Yönerge, elektromanyetik alanlardan kaynaklanan iki tür doğrudan biyofiziksel etki tanımı yapmaktadır

TEKNOLOJİK GELİŞMELERİN ÇOCUK KALP SAĞLIĞINA OLUMSUZ ETKİLERİ

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

AVUKAT BÜROSU RİSK DEĞERLENDİRME FORMU

GÜNEŞİN ELEKTROMANYETİK SPEKTRUMU

RADYASYON GÜVENLİĞİ. Öğr.Gör. Şükrü OĞUZ KTÜ Tıp Fakültesi Radyoloji AB

CALIŞANLARIN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ EĞİTİMLERİNİN USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK. (7 Nisan 2004/25426 R.G.) BİRİNCİ BÖLÜM

Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği tarih ve sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

TEHLİKELİ KİMYASAL MADDELERİN OLUŞTURDUĞU RİSKLER İÇİN GENEL ve ÖZEL ÖNLEME YÖNTEMLERİ

İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ EĞİTİMİ G Ü R Ü L T Ü

İşyeri Risk Değerlendirmesi için Prosedürler ve Araçlar

Bu resmi ne yönden yada nasıl gördüğünüz,nasıl yorumladığınız çok önemli! Çünkü medya artık hayatımızın her alanında ve her an yanı başımızda!

BAZ İSTASYONLARI VE MEVCUT MEVZUATLAR ÇERÇEVESİNDE UYGULAMAYA İLİŞKİN BİLGİLER

Dış Paydaş Toplumsal Katkı Araştırması Anketi Sonuçları

İNŞAATLARDA YÜKSEKTE GÜVENLİ ÇALIŞMA. Serkan ÇETİNCELİ İş Müfettişi İnş.Yük.Müh.

tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Yönetmelik ile

Çevre Kirliliği Hava kirliliği Su kirliliği Toprak kirliliği

TÜBİTAK-BİDEB LİSE ÖĞRETMENLERİ (FİZİK, KİMYA, BİYOLOJİ VE MATEMATİK) PROJE DANIŞMANLIĞI EĞİTİMİ ÇALIŞTAYI LİSE-1 (ÇALIŞTAY 2011) GRUP ADI: IŞIK HIZI

Gürültü Perdeleri (Bariyerleri) Prof.Dr.Mustafa KARAŞAHİN

TÜYAK ÇALIŞMALARI SEMPOZYUM

Türkiye de Stratejik Çevresel Değerlendirme: İhtiyaçlar, Zorluklar ve Fırsatlar

İSG PLANLAMA RİSK DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ

Serbest radikallerin etkileri ve oluşum mekanizmaları

İLETİŞİMDE TASARIM TASARIMDA İLETİŞİM KONULU ULUSLARARASI KATILIMLI SEMPOZYUM VE SERGİ GERÇEKLEŞTİ

Radyo Frekansı-Elektromanyetik Alanlara Maruz Kalma

Kayıt Dışı İstihdamla İlgili Proje Ödülleri Sahiplerine Verildi

T.C DİCLE ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ İŞ GÜVENLİĞİ UZMANLIĞI TEMEL EĞİTİM PROGRAMI

Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik Resmi Gazete Yayım Tarih ve Sayısı :

NAZİLLİ DEVLET HASTANESİ RİSK ANALİZİ PROSEDÜRÜ

ISTAKOZ KABUĞUNDAKİ KİTİN SAYESİNDE RADYASYONDAN KORUNUYORUM

Çalıştayda konuşan YEĞİTEK Genel Müdürü Tırnakçı, öğretmen atamaları döneminde çoğu yurt dışından yoğun siber saldırılara maruz kaldıklarını söyledi.

Çalışanların İş Sağlığı Ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik

Kulağın anatomik yapısı ÇEVRE FAKTÖRLERĐNĐN. iş yerinde çevre faktörleri. klima aydınlatma gürültü mekanik titreşimler ve zararlı maddeler

BEYKENT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

Doç. Dr. Talat ÇİFTÇİ Y. Müh. Aslı ÖZABALI

İSG PLANLAMA RİSK DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı

ELEKTRİKLE ÇALIŞMALARDA GÜVENLİK. Tanımlar

T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Birimi TIP FAKÜLTESİ DEKANLIĞINA

TÜRKİYE ÇEVRE POLİTİKASINA ÖNEMLİ BİR DESTEK: AVRUPA BİRLİĞİ DESTEKLİ PROJELER

AB de İşyeri Sağlığı ve Güvenliği

TASLAK CNS SİSTEMLERİ MÂNİA KRİTERLERİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak, Tanımlar ve Kısaltmalar

- SOSYAL GÜVENLİK KURUMU NUN SAĞLIK ALANINDA ÜSTLENDİĞİ ÇOK ÖNEMLİ GÖREVLER BULUNMAKTADIR

Bağdat Caddesi Aksan Apt. No:326 D:14 Caddebostan Kadıköy/İSTANBUL

Sosyal Medya ve Çocuk Alanında Koruyucu ve Önleyici Çalışmalar Dr. Olgun GÜNDÜZ

X X İl Milli Eğitim Müdürlüğü Toplum Sağlığı Merkezleri X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X. X X X X X X Okul/Kurum Müdürlükleri

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI'

Meteoroloji Genel Müdürlüğü Yıldırım Tespit ve Takip Sistemi (YTTS)

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SANDIKLI UYGULAMALI BİLİMLER YÜKSEKOKULU

İĞİ MEVZUATI ÇERÇEVESİNDE 2011 YILINDA ANKARA'DA YAŞANAN İĞİ. Erkin ETİKE KMO Hava Kalitesi Takip Merkezi Başkanı. 12 Ocak Ankara

18 Aralık 2009, İstanbul Ayşen SATIR

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

Sağlık ve Sağlıklı Yaşam

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ KADIN ARAŞTIRMALARI VE UYGULAMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

EKLER. EK 12UY0106-4/A1-2: Yeterlilik Biriminin Ölçme ve Değerlendirmesinde Kullanılacak Kontrol Listesi

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü. Ses ve Gürültü

OYDER, Bursa'da 22. Diyalog Toplantısı'nı gerçekleştirdi

Projenin finansal desteği İngiltere Büyükelçiliği Refah Fonu tarafından sağlanmıştır.

ELN 4089 Mikrodalga Uygulamaları GİRİŞ. : Öğr.Gör. Dr. Ali Akman :

2) ÇED Yönetmeliği kapsamında yapılan başvuruları değerlendirmek, ÇED Yönetmeliği kapsamında yapılan başvuru sayısı : 153

GÜRÜLTÜDEN KORUNMA.

Ulusal KBRN Yönetmeliği ve Kurumlar Arası Organizasyon. Dr. Ayça ÇALBAY Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Servis AD, ERZURUM

Proje Faaliyetleri ve Beklenen Çıktılar

ÇEVRE VE İŞ GÜVENLİĞİ DAN. MÜH. BEL. LTD. ŞTİ.

A.G.D GRUP TEKNİK-TEMİZLİK-PEYZAJ GÜVENLİK DANIŞMANLIK HİZMETLERİ

ÇALIŞANLARIN GÜRÜLTÜ İLE İLGİLİ RİSKLERDEN KORUNMALARINA DAİR YÖNETMELİK

AKILLI BELEDİYECİLİK EK: 10 SAYI: 99 YIL: 2016 MARMARALIFE AKILLI BELEDİYECİLİK EKİ. Marmara Belediyeler Birliği nin Yayın Organıdır.

ARAŞTIRMA BİLGİ SİSTEMLERİ VE SAĞLIĞIN GELİŞTİRİLMESİ ŞUBESİ TARAFINDAN TAMAMLANMIŞ VE ÇALIŞMALARI DEVAM EDEN PROJELER

ACİL YARDIM VE AFET YÖNETİMİ

RADYASYON VE SAĞLIK A.HİKMET ERİŞ TIBBİ RADYOFİZİK UZM. BEZMİALEM VAKIF ÜNİV.TIP FAK.

Avrupa Birliğine Uyum Danışma ve Yönlendirme Kurulu Toplantısı

KARBONMONOKSİT ZEHİRLENMELERİ ÖNLENEBİLİR!

Transkript:

Elektromanyetik Kirlilik Konusunda Çocuklarımızı Bilinçlendirme Projesi Çalıştayı ÇALIŞTAY SONUÇ RAPORU Telif Hakkı Sahibi: Elektromanyetik Kirliliği Önleme, Ölçme, Araştırma ve Eğitim Derneği, 2013. Tüm Hakları Elektromanyetik Kirliliği Önleme, Ölçme, Araştırma ve Eğitim Derneği ne aittir. Kaynak gösterilmeksizin alıntı yapılamaz ve onay alınmaksızın tamamen ve kısmen çoğaltılamaz. Dernek Bilgileri: Adres Cevizlidere Cd. No:57/19 Balgat/ANKARA Tel : 0312 472 06 06 Faks : 0312 473 03 00 E-Posta : temkoder@temkoder.org Web : www.temkoder.org ANKARA 2013 Bu doküman, Elektromanyetik Kirliliği Önleme, Ölçme, Araştırma ve Eğitim Derneği (Temkoder) bünyesinde, 27 Mart 2013 tarihinde düzenlenen Elektromanyetik Kirlilik Konusunda Çocuklarımızı Bilinçlendirme Projesi Çalıştayında panelistler tarafından ifade edilen görüşleri ve bilgileri içermektedir. 1

İÇİNDEKİLER 1. ÖNSÖZ...3 2. ÇALIŞTAY IN AMACI VE KAPSAMI...5 3. ÇALIŞTAY OTURUM KONULARI...6 3.1. Elektromanyetik Alanların Sağlık Etkilerinin Değerlendirilmesi. 7 3.2. Elektromanyetik Dalgaların Göz Dokularına Etkisi...14 3.3. Elektromanyetik Dalgaların Elektronik Cihaz ve Uçaklara Etkisi...17 3.4. Teknolojide Modernleşmenin Yansımaları 19 3.5. Seminerlerin Çocuklarımızda Bıraktığı Etkiler.22 3.6. Baz İstayonlarının Kurulmasında BTK nın Rolü, İzin Süreci ve Kontroller 23 3.7. Dijital Vatandaşlık..26 3.8. Taşınabilir Bilgisayar Seçiminde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar..28 3.9. Seminerlerin Çocuklar Açısından Gerekliliği.31 3.10. Yüksek Gerilim Hatlarında Elektromanyetik Alanlar..31 3.11. İnternetin Bilinçli, Güvenli ve Etkin Kullanımı..36 EK-1. KATILIMCI LİSTESİ...40 EK-2. ÇALIŞTAY PROGRAMI...42 2

ÖNSÖZ Gençlerimizin ve çocuklarımızın teknolojiyi gereğinden fazla ve bilinçsizce kullandığı şu dönemde onların bilinç seviyesini artırmaya yönelik ihtiyacı görerek gönüllülük esasına dayalı seminerlere başladık. Hiçbir maddi kazanç temini beklentisine girmeden, aile içinde denetimi ve düzenlemesi bulunmayan cihazlar olan cep telefonu, dizüstü ve tablet bilgisayarlar, kablosuz modemler ile baz istasyonları konusunda yetersiz olan bilinç seviyesini yükseltmektir. Baz istasyonları ile ilgili düzenlemeler ve denetimler var olmasının yanında kişisel cihazların bir denetime tabi olmaması sadece kişinin ve ailenin kontrolünde olan bu cihazların kullanımını kontrol altına alınmasını sağlamak amacıyla bireyleri bilinçlendirme görevini gönüllü olarak üstlendik. Ankara dan başlayarak sesimizi ulaştırabildiğimiz kadar okula gidip öğrencilerimizi bu konuda bilgilendirme faaliyetlerimize 2011 yılında başladık. 50 okulda kendi imkânlarımızla seminerleri verdikten sonra bunun daha iyi bir bütçe ile kamuoyunu bilgilendirerek daha geniş kitlelere duyurmanın daha verimli olacağını düşünerek proje başvurularına başladık. İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı projemizi desteklenebilir bulunca ilave olarak 52 okulda daha seminer verme imkânı bulduk. Bu proje umarım başka çalışmaları ve başka kuruluşların gayretlerini harekete geçirerek bu eğitimlerin ülkemiz geneline yayılması konusunda bir başlangıç olur. Proje çıktısı olarak hazırlamış olduğumuz Araştırma Raporu muzun içeriğindeki tablolardan da görülebileceği gibi çocuklarımızın bazı konularda bilinç seviyesinin oldukça düşük olduğu ve seminerden sonra ise bu seviyenin yükseldiği gözlenmiştir. Seminerlerde baz istasyonlarına karşı verilen tepkilerin tamamen bilinçsizlikten kaynaklandığı eğer halkımız bilinçlendirilirse bu tepkinin kalkacağı ve baz istasyonlarına karşı daha bilinçli yaklaşılabileceği tespit edilmiştir. Baz istasyonlarına karşı bilinçsizce yapılan tepkiler nedeniyle; GSM operatörlerince baz istasyonlarına gizleme cepheler giydirilerek veya kamufle etmeye çalışılarak; baz istasyonları, fark edilemeyecek ve güvenlik sertifikası kontrol edilemeyecek duruma getirilmekte olduğu seminerlerde anlatılmıştır. Baz istasyonlarının az sayıda değil aksine çok sayıda olmasının daha faydalı olduğu belirtilerek yaşam alanlarının Güvenlik Sertifikası nda belirtilen güvenlik mesafesinin dışında olmasına dikkat edilmesinin gerekliliği vurgulanmıştır. Baz istasyonu olmadığı taktirde cep telefonlarının çalışmasının mümkün olmayacağı vurgulanmış ve baz istasyonu yerleşimlerinin mutlaka hücresel sistemde olması gerektiği anlatılmıştır. Ayrıca baz istasyonlarının şehir dışına taşınmasının da mümkün olmadığı ifade edilmiştir. EMR-300 ölçüm cihazıyla da deneyler yapılarak bazı cep telefonlarının aranılan kişi ile bağlantı kurması aşamasında yaydığı elektromanyetik alan şiddetinin bir baz istasyonu için belirlenen limit değerden daha yüksek olduğu ölçümlerle gösterilerek kanıtlanmış ve seminerlerin akılda kalıcı ve etkin olması hedeflenmiştir. Dizüstü bilgisayarların diz üstünde ve yatakta kullanılmaması gerektiği yönünde tavsiyelerde bulunulmuştur. Evlerde kullanılan kablosuz modemin kullanılmadığında ve özellikle gece uyurken de internetin gerekli olmayacağından ötürü kapatılması tavsiyesinde bulunulmuş mümkünse evin en az kullanılan bölümlerine konumlandırılmasının faydalı olacağı vurgulanmıştır. Cep telefonu alırken mutlaka SAR değerinin araştırılarak en düşük SAR değerine sahip cep telefonunun tercih edilmesi gerektiği anlatılmıştır. 3

Seminerlerde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu nun (BTK) çalışmaları ve düzenlemeleri hakkında da bilgiler verilmiş, şikâyetlerin anılan kuruma yapılması gerektiği vurgulanmıştır. Tüm baz istasyonlarının BTK kontrolünde ölçüldüğü ve denetlendiği anlatılmıştır. Toplam 102 okulda vermiş olduğumuz seminerlerde gelen sorular ve talepler doğrultusunda Güvenli İnternet konusunda da faaliyet yürütmemizin zaruri bir gereklilik olduğunu tespit etmiş olduk. Dernek Tüzüğümüzde değişiklik yaparak halkımıza Güvenli İnternet konusunda da hizmet vermeyi hedeflemekteyiz. Bu çalışmalarımıza umarız yeni mali destekler bularak diğer şehirlerdeki halkımıza ve çocuklarımıza da bu hizmetleri vererek hedefimize ulaşmış oluruz. Diğer yandan halkımız nezdinde olması gereken ve eksikliğini tespit ettiğimiz konulara değinecek olursak; 1. Cep telefonlarının SAR değerinin cihaz ambalajının üzerine görülebilir bir şekilde yazılması, 2. Gelişme çağında olan çocuklarımıza gereğinden fazla bedava dakikaların verilmemesi, 3. Okullarda Elektromanyetik Kirlilik kulübü kurulmalıdır, 4. Güvenlik sertifikalarının baz istasyonlarında halkımızca kolayca görülebilir yerlere asılmaması durumunda cezai müeyyide konulması, 5. Güvenlik Sertifikasının sade ve halkın anlayabileceği bir şekilde hazırlanması, Bu konulara yetkili mercilerce en kısa zamanda çözüm bulunacağına inancımız tamdır. Çalıştayımıza teşrif ederek tebliğ sunan ve dinleyici olarak katılan tüm katılımcılara teşekkür eder, bu çalıştayın vatanımıza ve milletimize hayırlı olmasını temenni ederim. 4

2. ÇALIŞTAYIN AMACI ve KAPSAMI Dünyada ve özellikle ülkemizde çocuklarımızca teknolojinin fütursuzca kullanılmasına karşın bir nebze katkıda bulunabilme adına Derneğimiz Elektromanyetik Kirlilik Konusunda Çocuklarımızı Bilinçlendirme Projesi İçişleri Bakanlığı Dernekler Daire Başkanlığının desteğiyle Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü ne bağlı okullarda seminerler düzenlemiştir. Proje süresinin sonunda 27.03.2013 tarihinde Akar International Hotel de çalıştay düzenlenmiş ve konusunda uzman kişi ve akademisyenlerce tebliğler sunulmuş olup bu kitapçıkta da özetlenmiştir. Çalıştayımıza çeşitli özel sektör temsilcileri, çeşitli kamu sektör temsilcileri ile okul müdürleri ve müdür yardımcıları ile öğretmenlerimiz katılmıştır. Çalıştayın sabahki ilk bölümünde Temkoder Başkanı Mehmet BAYRAMOĞLU, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ndan Müsteşar Yardımcısı Talat AYDIN, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığı ndan Kurum Başkan Yardımcısı Dr. Muhterem ÇÖL, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü nden Genel Müdür Yardımcısı Osman ÇAKIR, Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü nden İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Fikret YILMAZ ile Ayrancı Anadolu Lisesi Müdürü Duran ŞAHİN, 100. Yıl Kız Meslek Lisesi ile Gülen Muharrem Pakoğlu Ortaokulundan birer öğrenci konuşmalarını yapmışlardır. Öğleden sonraki bölümde ise iki oturum gerçekleştirilmiş ve konuşmacılar Elektromanyetik Dalgaların hayatımıza olan etkileri ele alınmıştır. Konuşmacılar; 1. Elektromanyetik Alanların Sağlık Etkilerinin Değerlendirilmesi. 2. Elektromanyetik Dalgaların Göz Dokularına Etkisi. 3. Elektromanyetik Dalgaların Elektronik Cihazlara ve Uçaklara Etkisi. 4. Teknolojide Modernleşmenin Yansımaları. 5. Seminerlerin Çocuklarımızda Bıraktığı Etkiler. 6. Baz İstasyonlarının Kurulmasında BTK nın Rolü İzin Süreci ve Kontroller. 7. Dijital Vatandaşlık. 8. Taşınabilir Bilgisayar Seçiminde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar. 9. Seminerlerin Çocuklar Açısından Gerekliliği. 10. Elektrik İletim Dağitım Hatlarının Meydana Getirdiği Elektromanyetik Alan Etkileri. 11. İnternetin Bilinçli, Güvenli ve Etkin Kullanımı. Konulu tebliğler sundular. Konuşmalarda Elektromanyetik Dalgaların etkileri hakkında bilgiler verilmiş, okullarda verilen seminerlerin faydalarına değinilerek devamının olması gerekliliği vurgulanmıştır. 5

3. Çalıştay Oturum Konuları Çalıştay, Temkoder Başkanı Sayın Mehmet Bayramoğlu nun açılış konuşması ile başlamıştır. Bayramoğlu, konuşmasında 2010 yılında derneği kurduklarını ve çocuklarımızda bilinçlendirme seminerlerine başladıklarını, İçişleri Bakanlığı Dernekler Daire Başkanlığının desteğiyle de daha çok okulda seminer verme imkanı ile, farkındalık anketi yapma imkanını yakaladıklarını ifade etti. Anketlerden bazı sorulara verilen istatistiki verileri katılımcılarla paylaştı. Bu anket verileri yayınlanmış olan Araştırma Raporunda ayrıntılı olarak yer almaktadır. Bayramoğlu, ayrıca okullarda verilen seminerlerde baz istasyonları ve Güvenlik Sertifikaları, cep telefonları ve SAR değerleri, bedava dakikalar, diz üstü bilgisayarlar, kablosuz modemler hakkında sağlıklı kullanım ile ilgili bilgiler verdiklerini aktardı. Ayrıca Bayramoğlu, BTK ya 2011 yılında 14 maddelik teklifte bulunduklarını ve bunlardan 8 maddesinin 21.04.2011 tarihinde yayınlanan yönetmelikte yer aldığını da sözlerine ekledi. Ayrancı Anadolu Lisesi Müdürü Sayın Duran Şahin de okullarında verilen seminerden dolayı teşekkür ederek bu farkındalık çalışmalarının çocuklarımız için çok faydalı olduğunu ve kendisinin de şahsen çok faydalandığını ifade ederek öğrenciler açısından çok gerekli bir çalışma olduğunu okullarına tekrar davet ederek seminer almayan öğrencilere de bu bilgilerin verilmesini talep etti. Ankara Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Sayın Fikret Yılmaz da Temkoder in çalışmalarını 3 yıldır tanıdığını, yapılan faaliyetleri yakinen takip ettiğini ve toplam 102 okulda seminer verildiğini ve çok verimli ve faydalı olduğunu ifade etti. Hayatta en önemli hususun sağlık olmasından dolayı bu çalışmayı ayrıca faydalı bulduğunu ifade etti. STK olarak bu faydalı çalışmalarından ötürü Temkoder e teşekkür ve başarılar diledi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Sayın Osman Çakır da aslında bu çalıştaya Bakan Yardımcılarının katılacağını ancak işlerinin yoğunluğu nedeniyle kendisinin sevinerek geldiğini ifade etti. Temkoder i 3 yıl önce tanıdığını, çeşitli amaçlı çok dernek olduğunu ancak teknik bir konuda özel amaçlı bir dernek olan Temkoder i ilk öğrendiğinde çok beğendiğini, eğitim amaçlı çalışmalardan dolayı ayrıca önem arz ettiğini söyledi. Teknolojiden kaçış olmadığına göre daha sağlıklı kullanım yöntemlerini anlatan Temkoder i tebrik ediyorum dedi. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkan Yardımcısı Sayın Muhterem Çöl de BTK nın kuruluş ve amaçları ile çalışma alanları hakkında bilgiler verdi. Sektör hakkında istatistiki bilgiler vererek katılımcıları bilgilendirdi. Çalışmalarından dolayı Temkoder i kutlayarak başarılar diledi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sayın Talat Aydın da Temkoder i çalışmalarından dolayı tebrik ederek başladığı konuşmasına trafik kazalarına değinerek elektromanyetik kirlilik gibi birde trafik kirliliği olduğunu ve kazaların azaltılması için çalışmalar yaptıklarını vurguladı. Temkoder in BTK ya yapmış olduğu 14 maddelik yönetmelik maddesinden 8 maddesinin kabul edilerek yönetmeliğe konulmasının bir STK için çok önemli olduğunu ifade etti. Temkoder i bu başarısından dolayı da tebrik etti. 6

Gülen Muharrem Pakoğlu Ortaokulu ndan Fahri Ozan Demirel isimli öğrenci de seminerde aldığı eğitimin kendisini etkilediğini ve bu bilgileri günlük yaşamına uyguladığını evde ailesi ile de paylaştığını ifade etti. Bedava dakikaların gereksiz kullanılmaması gerektiğini, cep telefonu alırken SAR değerinin kontrol edilmesi gerektiğini, evlerinin çevresindeki baz istasyonlarının güvenlik sertifikasını kontrol ettiğini, gece yatmadan önce kablosuz modemi kapattığını ifade etti. 100. Yıl Kız Teknik ve Meslek Lisesinden Dilara Özdek isimli öğrenci almış olduğu seminerin çok faydalı olduğunu erkek kardeşinin seminerleri almadan önce dizüstü bilgisayarı yanlış kullanmasından dolayı dizinin yandığını daha sonrada seminerde dizüstü bilgisayarın uzun süre diz üstünde kullanıldığında dizleri yakabileceğini öğrendiğinde çok etkilendiğini ve seminerde öğrendiklerini harfiyen hayatına uyguladığını ifade ederek salondan büyük alkış aldı. Temkoder sayesinde çok bilgilendiğini ifade etti. Büyüklerinin Temkoder in uyardığı gibi uyarmadığını ifade ederek ailesinin bu bilgileri nereden öğrendiğini sorunca Temkoder in okulda seminer verdiğini söylediğini ifade etti. Cep telefonunu kardeşiyle birlikte gece yatarken yastık altına koyduklarını ancak seminerden sonra bunu yapmadıklarını da sözlerine ekledi. Çalıştay ın öğleden sonraki ilk oturumu, aşağıdaki konuşmacıların katılımı ile gerçekleştirilmiştir. 1. Prof.Dr. Etem Köklükaya Sakarya Ünv. Müh. Fak. Dekanı (Moderatör) 2. Doç. Dr. Uğur Baysal Hacettepe Ünv. Mühendislik Fakültesi 3. Dr. Mehmet Balcı Ankara Onkoloji Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı 4. Yrd. Doç. Dr. Ertan Zencir Türk Hava Kurumu Ünv. Mühendislik Fakültesi 5. Adem Çilek Eğitim Yöneticileri ve Uzmanları Derneği Başkanı 6. Kadriye Özbek Dedekorkut Anadolu Lisesi Müdürü 7. Yusuf Yıldırım Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Konuşmacıların verdiği tebliğler 3-1 Elektromanyetik Alanların Sağlık Etkilerinin Değerlendirilmesi DOÇ.DR.Uğur BAYSAL Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Bölümü ÖZET T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından, elektromanyetik alanların halk sağlığı üzerindeki etkilerini göz önünde bulundurarak gerekli düzenlemeleri yapmak amacıyla, 30.06.2010 tarih ve 1757 sayılı Makam Oluru ile Elektromanyetik Alanlar Sağlık Etkileri Alt Kurulu kurulmuştur. Bu çalışmada, cep telefonları ve baz istasyonları ilgili elektromanyetik alanlar, elektromanyetik alanların insan vücuduyla etkileşimi ile üst limit değerleri konusunda genel bilgiler verildikten sonra, Alt Kurulun kuruluşundan bugüne kadar yaptığı faaliyetler ana başlıklar halinde sıralanarak öneriler sunulmaktadır. 7

GİRİŞ Elektromanyetik alanlar (EM), doğada ve elektronik sistemlerde, şiddetleri Volt/m birimi ile ifade edilen elektrik alan ve Amper/m birimi ile ifade edilen manyetik alanların bir bileşimidir. İletişim sistemlerinde alıcı ile verici antenler arasında enerji aktarımı neticesinde beraberce havada yayılırlar. Manyetik alanlar, ayrıca manyetik akı yoğunluğu (Gauss ya da 10.000 katı olan Tesla) ile de ifade edilebilir. Normal havada atmosferin Elektrik (E) alanı 120-150 V/m iken, şimşekli havalarda bu değer 10.000 V/m çıkabilmektedir. Yerkürenin zamana göre değişmeyen (DC) jeomanyetik alanı ortalama 0.5 G (Gauss), salınan (AC) alanı ise 0.005 G mertebesindedir [1]. EM alanın şiddetinden başka ve saniyede salınım sayısı (frekans) parametresi de göz önüne alınır ve Hertz birimi ile verilir. 0-300Hz arasındaki frekanslar ekstra düşük frekans (ELF) olarak isimlendirilirken, cep telefonları ve baz istasyonlarının içinde bulunduğu frekans aralığı radyofrekans (RF) bandı olarak kabul edilir. Elektromanyetik alanlar, aynı ortamda yer alan elektrik yükleri veya iyonlar üzerinde kuvvet uygulayarak etkileşime girerler. Canlıların vücutlarında da biyokimyasal ortamlar ve iyonlar olduğu için cep telefonları, baz istasyonları, elektrik iletim ve dağıtım hatları, kablosuz haberleşme araçları ve her türlü elektrik elektronik cihaz ve ekipmanın yaydığı elektromanyetik alanların insan vücuduna ve diğer canlılara etkileri bulunmaktadır. Cep telefonları ve baz istasyonlarından yayılan AC elektromanyetik alanlar, içlerinde çeşitli iyonlar olan dokulara rahatça nüfuz edebilmekte ve serbest hareket eden iyonlar yüklü olduklarında kendi frekanslarında onları da titreştirmektedirler. İyonların titreşmesi kendi etraflarında gerilim oluşmasına sebep olmakta ve yakınlarında oldukları potansiyele duyarlı hücre zarı kanallarının kontrol dışı açılmalarına veya kapanmalarına sebebiyet vermektedir. Bu yolla hücre etrafındaki kimyasal denge, normal olmayan etkilerle değişmeye ve elektromanyetik etkinin daha çok arttığı durumlarda hücre fonksiyonlarının bozulabilmesine kadar gitmektedir [2-3]. EM alanların dokular içindeki iyonlara olan etkileri neticesinde onların hareketlerini arttırmaları neticesinde şiddetlerine bağlı olarak bir ısı enerjisi de ortaya çıkar. Bunun sonucunda da dokular içerisinde sıcaklık artışı görülür. İnsan vücudunda herhangi bir dokunun kendi iç sıcaklığının 0.5C den daha fazla artması o dokunun tolere edemeyebileceği bir değer olarak alınmıştır. Bu değeri temel alarak geliştirilen bir sınır değer, tüm vücut ortalama özgül soğurma değeri olarak kabul edilmiştir. 4W/kg olarak verilen bu limitin 10 kat düşük değeri (0.4W/kg) ihtiyat ilkesi ışığında Dünya Sağlık Örgütü, Elektrik-Elektronik Mühendisleri Enstitüsü (IEEE), Milletlerarası İyonize Olmayan Radyasyondan Korunma Komitesi (ICNIRP) tarafından insan vücudunun RF ve mikrodalga etkilerinin hissedilmeyeceği sınır termal etkilerin başladığı değer olarak, şimdiye dek kabul edilmiştir. Isıl etkiler yanında, ısıl olmayan etkiler (non-thermal effects) olduğuna, hücreler ve dokuların olumsuz etkilenebileceğini savunan çalışmalar da görülmeye başlanmıştır [1,4]. ELF manyetik alanların Ekim 2001 de IARC (International Agency for Research on Cancer- Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı) tarafından 2B sınıfı olası karsinojen olarak tanımlanması, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) nün 9 11 Haziran 2004 tarihlerinde İstanbul da yaptığı Sensitivity of Children to ElectroMagnetic Fields-Çocukların Elektromanyetik Alanlara Hassasiyeti toplantısında ELF manyetik alanların çocuk lösemisini 2 katı artırdığını tüm dünyaya duyurması, ELF nin sağlık etkilerine yönelik araştırmaların önemini bir kez daha vurgulamıştır. [1]. 8

İnsan ve halk sağlığının korunmasına yönelik oluşturulacak politikalarda objektif kıstaslar belirleyebilmek için elektromanyetik alanlarla ilgili sınırlayıcı standartların ortaya konulması önem verilen bir konu olma özelliğindedir. ELEKTROMANYETİK ALANLARLA İLGİLİ SINIRLAYICI STANDARTLAR Ülkemizde, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK, eski adıyla Telekomünikasyon Kurumu) tarafından 12 Temmuz 2001 tarihinde 10kHz-60GHz Frekans Bandında Çalışan Sabit Telekomünikasyon Cihazlarından Kaynaklanan Elektromanyetik Alan Şiddeti Limit Değerlerinin Belirlenmesi, Ölçüm Yöntemleri ve Denetlenmesi Hakkında Yönetmelik [5] ve 16 Mayıs 2009 tarihinde Elektronik Haberleşme Cihazlarına Güvenlik Sertifikası Düzenlenmesine İlişkin Yönetmelik yayınlanmıştır [6]. Her iki yönetmelikte de yer alan sınır değerlerin belirlenmesinde, yüksek olduğu tüm Avrupa'da tartışılan ICNIRP limitleri esas alınmıştır. 900 MHz de toplam alan 41.25 V/m: 1800MHz de toplam alan için 58,34 V/m ve 2100 MHz de de 61V/m olarak elektrik alan sınır değerleri belirlenmiştir. (Çizelge 1) [7]. Yönetmeliklerde Güvenlik Mesafesi" hesaplamaları yapılarak sabit telekomünikasyon cihaz ve sistemlerinin çevresindeki güvenli alanlar belirlenmiştir. Bu mesafenin anlamı, güvenlik mesafesinden sonra elektik ve manyetik alan şiddetlerinin kuramsal olarak hesaplanabileceği anten ve dalgaboyu ilişkisine göre uzak alan bölgesini anlatmaktır. Bir başka deyişle güvenlik mesafesi dışındaki bölgede elektrik ve manyetik alanlar formüllerle az hata ile hesaplanabilir ancak güvenlik mesafesi içindeki bölgede (yakın alanda) hesaplama çok kolay değildir. Elektrik ve manyetik alan şiddetlerinin ne olduğu kolayca belirlenemeyebilir. Çizelge 1: 900, 1800 ve 2100 MHz için ICNIRP tarafından belirlenen elektromanyetik alan sınır değerleri 900 MHz 1800 MHz 2100 MHz Elektrik alan 41,25 58,33V/m 61,00V/m Manyetik alan V/m 0,111A/m 0,157A/m 0,161A/m Ülkemizde sırasıyla Çevre Bakanlığı ICNIRP 1998 standartlarını, Sağlık Bakanlığı CENELEC Committee - Avrupa Elektroteknik Komitesi) standartlarını ve Ulaştırma Bakanlığı ICNIRP 1998 standartlarını yönetmelik ve genelgelerinde yayınlamışlardır. Türkiye EMF limitleri konusunda Konsey Tavsiyesini uygulamakta olup, cihaz başına ¼ katı koruma uygulamaktadır. şeklinde bir anlayış sık sık dile getirilmektedir. Bu durum, ülkede dört tane operatör olması durumunda ICNIRP standartlarının her bir operatörün izin verilen en yüksek sinyal şiddetinde sistemlerini çalıştırması durumunda bile ortamdaki elektromanyetik alanın, ICNIRP sınır değerlerini geçmemesi için belirlenmiştir. Dolayısıyla üç operatörün bulunduğu bugün 30.6 V/m gibi ICNIRP ın altında bir elektromanyetik alan maruziyeti olması muhtemeldir. Ancak yarın bir ihtimal, rekabet sonucu beş operatör piyasada yer alsa ICNIRP sınır değerlerinin üstünde bir elektrik alan şiddeti ile karşılaşılabilinir ancak Yönetmelikler açısından bu durum bir sorun teşkil etmeyebilir. 9

İHTİYATLILIK İLKESİ Bugün birçok ülkede sağlığa ve çevreye ciddi veya geri dönüşümsüz hasarların olabileceği, bilimsel belirsizliklerin olduğu durumlarda korunmaya dair tüm önlemlerin alınması ilkesi "İhtiyat İlkesi" olarak kabul edilmiştir ve EM alanların bugüne kadar belirlenmiş sağlık etkileri tüm dünyada ihtiyatlılık ilkesinin belirlenmesi yaklaşımını ortaya çıkarmıştır. İhtiyatlılık ilkesi; Kesin olarak zararsız olduğu ispatlanana kadar bu radyasyonun zararlı olabileceği kabul edilerek ona göre gerekli tedbirlerin alınmasıdır. Bir başka ifade ile; Kanıtın yokluğu yokluğun kanıtı değildir ilkesinden hareketle sağlık etkisini olmadığı kanıtlanana kadar sağlık etkisi varmış gibi yaklaşılması da önerilmektedir [9]. İnsan sağlığına yönelik risklerin varlığı ya da boyutu hakkında bilimsel şüphe varsa; karar vericiler durumun tam olarak gerçekleşmesini ya da ciddileşmesini beklemeden gerekli önlemleri almalıdır. Toplum politikaları, ihtiyatlılık ilkesine dayanmalıdır. İhtiyatlılık ilkesi, ilk kez Maastricht Antlaşması na dâhil edilmiştir. Belli bir hareketin çevre açısından olumsuz ve zararlı sonuçlar doğuracağı hakkında ciddi (güçlü) bir şüphe mevcutsa, bilimsel kanıtın ortaya çıkmasına kadar beklemeden, yani çok geç olmadan önlem alınması anlamına da gelmektedir [10]. Gerek ulusal gerekse uluslararası standartlar bu alanlara kısa süreli (akut) vücutta oluşabilecek sıcaklık artışını göz önüne alarak belirlenmiş ve diğer sağlık etkilerini göz önüne alan standartlar ile uzun süreli (kronik) ilişkin standartlar dünyada henüz oluşturulmamıştır. Bu açıdan değerlendirildiğinde baz istasyonlarından olduğu gibi yıllar boyunca bu alanlara maruz kalan kişilerde söz konusu alanların sağlık açısından ne etki yapacağı henüz bilinmemektedir. [1] Ayrıca, ICNIRP standartlarının sadece akut etkilere dayandırılmış olması, kronik maruziyet ile hamileler, çocuklar ve yaşlıları göz önüne alan standartların oluşturulmamış olması da tüm dünyada eleştirilmektedir [1]. Bunları temel alan bazı bilimsel gruplar, var olan EM alan sınır değerlerinde ihtiyatlılık ilkesinin uygulanmasını her platformda talep etmektedirler. Bunun karşısındakiler ise ihtiyatlılık ilkesinin halen kullanılmakta olan iletişim sistemlerine önemli miktarda yeni yatırımlar gerektiğini, yeterli bilimsel çalışma sonucu olmadığından bu durumun gereksiz kaynak israfına neden olabileceğini savunmaktadırlar. KURULUMUZUN ROLÜ VE ÇALIŞMALARI Tüm bu etkilerin halk sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için alınacak tedbirler konusunda, güncel bilimsel bilgi ve deneyimleri politika oluşturan yetkililere aktarmak için 30.06.2010 tarih ve 1757 sayılı Makam Oluru ile Elektromanyetik Alanlar Sağlık Etkileri Alt Kurulu kurulmuştur. Alt Kurulumuz, Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığı ndan talep geldikçe konuyla ilgili görüş bildirerek bu rapor döneminde bağlı olduğu birime sunmaktadır. Geçen süre içerisindeki ilk çalışmasını 28.12.2010 tarihinde, T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından kamuoyu ile paylaşılacak öneriler paketi hazırlığı için gerçekleştirerek Elektromanyetik Alanların Sağlık Risklerini Azaltmayı Hedefleyen Öneriler Paketi olarak sunmuştur. Basında yayınlanan öneriler paketi aşağıdaki maddeleri içermektedir: 10

1- Özellikle büyümesi ve gelişmesi süren çocuklarda cep telefonu kullanmaya başlama yaşı olabildiğince geciktirilmeli ve çocukların acil durumlar dışında cep telefonu kullanması önlenmelidir. 2- Cep telefonları ile konuşma süresi temel mesajı iletip bitirecek şekilde kısa tutulmalı, mümkün mertebe kulaklık kullanılarak ve cep telefonu vücuttan uzak tutularak konuşulmalıdır. Cep telefonları sohbet amaçlı kullanılmamalıdır. 3-Kullanılan cep telefonlarının SAR değerlerine dikkat edilmeli, mümkün olan en düşük SAR değeri olan telefonlar tercih edilmelidir. 4-Cep telefonları hareketli araçlar içinde iken üzerimizde taşınmamalıdır. Çünkü sürekli değişen baz istasyonları ile iletişime geçmeye çalışan cep telefonu normalden çok daha fazla elektromanyetik dalga yayabilmektedir. 5-Cep telefonları göğüs ve kalp üzerinde taşınmamalıdır. 6-Uyku sırasında elektromanyetik dalgalardan etkilenmemek için yatak odasında açık durumda bulundurulmamalıdır. Sabah uyanmak için yastık altında cep telefonu alarmı yerine normal çalar saat kullanılmalıdır. 7-Baz istasyonu çekimi zayıf ise cep telefonu kullanmaktan kaçınılmalıdır. Güçlü çekim noktalarında görüşme yapılması tercih edilmelidir. 8-Hamilelerin cep telefonu kullanmaması, bebek odalarında sürekli cep telefonu bulundurulmaması önerilmektedir. Daha sonra 18.01.2011 de genişletilmiş önlem paketi talebine yanıt verebilmek amacıyla yeni bir çalışma yapmış ve oyçokluğu ile kabul ederek Bakanlık yetkililerine sunmuştur. İlerleyen zamanlarda, yürürlüğü durdurulan GSM Baz istasyonları kurulumu ile ilgili Yönetmeliğin yenilenmiş taslağı ile ilgili görüş talebi üzerine bir çalışma yaparak 15.04.2011 tarihinde yeni taslakla ilgili çalışmalarını tamamlamıştır. Yeni yönetmelik hazırlanırken BTK tarafından düzeltilmiş yeni yönetmelik hazırlanarak derhal uygulamaya konmuştur. Kurul kararlarının beklenmeyerek yeni Yönetmeliğin hazırlanıp uygulanmaya konması bazı üyelerimizde hayal kırıklığı yaratmıştır ve Kurulumuzdan çekilen bir üyemiz olmuştur. Daha sonra, bu tebliğ metni kaleme alınmadan önce yapılmış olan en son toplantıda ise 25.07.2011 tarihinde, aşağıdaki karar alınarak öneri olarak sunulmuştur : Elektromanyetik alanların maruziyeti ile ilgili olarak "Duyarlı Bölgeler" tanımı yapılması gerekmektedir. Bu bölgeler; ilköğretim okulları, kreşler, çocuk parkları, yataklı tedavi merkezleri, kışlalar, okul yurtları gibi gelişme çağındaki çocukların veya yetişkinlerin özgür seçimleri olmadan elektromanyetik alanlara maruz kaldıkları yerlerdir. Bunlardan hangilerinin "duyarlı alan" olarak kabul edileceği; duyarlı alanlar dahilindeki elektromanyetik alan limit değerleri ile alan yoğunluklarının, iyi bir durum tespitinden sonra dünyadaki örnek ülkelerdeki durumlara bakılarak belirlenmesi uygun olacaktır. Toplantılar sonucu oybirliği veya oy çokluğu ile alınan kararlar yanında, baz istasyonları ile ilgili olarak yurdun çeşitli yerlerinden halkın tedirgin olduğu ve giderek artan bir yoğunlukla şikayetlerde bulunduğu bilinmekte olduğundan, içinde bulunduğumuz elektromanyetik alanın durumun belirlenmesi için bir proje önerisi de yapılarak Daire Başkanlığı na iletilmiştir. Avrupa da birçok kentte yapılan benzeri projelerde olduğu gibi ev içlerindeki odalardan, ofislerden kreş, okul ve hastanelerin içlerindeki EM ölçümlerinin konusunda uzman akademisyenlerin gözetim ve değerlendirmeleri ile yapılabileceği teklif edilmiştir. T.C. Sağlık Bakanlığı nın yeni iç düzenlemesi sırasında bağlı olunan alt birim Kanserle Savaş Dairesi, yeni dönemde Kanser Dairesi olarak isimlendirilmiştir. Diğer yeniden yapılanmalarla birlikte, 11

Elektromanyetik Alanlar Sağlık etkileri Değerlendirme Alt Kurulu da yeniden oluşturularak aşağıdaki üyelerle çalışmalarına devam etmektedir. Akademisyen Üyeler : (soyadına göre alfabetik sırayla) Prof.Dr. Songül ACAR VAİZOĞLU (Hacettepe Üniv.) Doç.Dr. Uğur BAYSAL (Hacettepe Üniv.) Doç.Dr. Selçuk ÇÖMLEKÇİ (Süleyman Demirel Ün.) Prof.Dr. Süleyman DAŞDAĞ (Dicle Üniv.) Prof.Dr. Tunaya KALKAN (İstanbul Üniv.) Doç. Dr. Saadettin KILIÇKAP (Cumhuriyet Ün.) Doç. Dr. Berna ÖKSÜZOĞLU (Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji EAH) Prof.Dr. Ömer Faruk TEKBAŞ (G.A.T.A) Prof.Dr. Erdem YAZGAN (Hacettepe Üniv.) Akademi dışından katılan Üyeler: (soyadına göre alfabetik sırayla) Fiz. Müh. Ayşin BÜTÜN (Orman ve Su Bakanlığı) Biyolog Hüseyin DEMİRCAN(Çevre ve Şehircilik Bak.) Fiz. Yük. Müh. Ali Rıza ÖZDEMİR (BTK) Fiz. Müh. Nedim UÇAR (BTK) SONUÇ VE ÖNERİLER Geçmiş dönemdeki çalışmalarımızın olumlu diyalog ile verimli bilgi ve görüş üretim süreci doğurduğunu söylemek çok da yanlış olmayacaktır. Geldiğimiz bu olumlu noktadan daha ileriye gidebilmek için aşağıdaki konularda tüm tarafların mümkün olan en yüksek düzeyde katılımı ve paydaş olmasını sağlayacak adımlar atılması da yerinde olacaktır. Baz istasyonu kaynaklı elektromanyetik alan maruziyetine baz istasyonu karşısında bulunan ve 24 saat sürekli olarak maruz kalan bir insan veya bir aile ile sokaktan geçerken baz istasyonuna kısa süreli maruz kalan insanların aynı kategoride değerlendirilmesi uygun değildir. Elektromanyetik alanların maruziyeti ile ilgili olarak "Duyarlı Bölgeler" tanımı yapılması büyük bir çoğunlukla önerilmektedir. Bu bölgeler; ilköğretim okulları, kreşler, çocuk parkları, yataklı tedavi merkezleri, kışlalar, okul yurtları gibi gelişme çağındaki çocukların veya yetişkinlerin özgür seçimleri olmadan elektromanyetik alanlara maruz kaldıkları yerlerdir. Bunlardan hangilerinin "duyarlı alan" olarak kabul edileceği; duyarlı alanlar dahilindeki elektromanyetik alan limit değerleri ile alan yoğunluklarının, iyi bir durum tespitinden sonra dünyadaki örnek ülkelerdeki durumlara bakılarak belirlenmesi uygun olacaktır. Ülkemizde bundan sonra EM alanlardan halkı ve çalışanları korumaya yönelik oluşturulacak yasa ve yönetmeliklerde ihtiyatlılık ilkesinin göz önüne alınması önemli görünmektedir. Cep telefonu baz istasyonları, oluşturduğu sağlık riskleri dolayısıyla okul bahçeleri, kreşler, hastaneler, parklar gibi yaşlıların, çocukların, hastaların daha çok bulunduğu toplu yaşam ve kullanım alanlarına kurulumundan sakınılması önerilmektedir. 12

Baz istasyonlarının kontrolü GSM firma görevlileri ile birlikte değil habersiz yapılmalıdır. Ölçümler; GSM firmaları ya da taşeron firmalarca değil, kamu kuruluşları, ilgili meslek kuruluşları ve üniversitelerin ilgili birimleri tarafından yapılmalıdır. Ancak her kurum arasında sıkı bir standartlaşma sağlanmalıdır çünkü birden fazla kurumun denetleme görevi, şirketlerin çıkarları için istediğine yönelmesine yol açabilecek olumsuzlukları içerebilir. Elektromanyetik alanların, ülkemiz coğrafyasındaki insan ve halk sağlığı üzerindeki etkilerini değerlendirmek, sağlık etkilerini bilimsel açılardan daha iyi görebilmek için büyük çaplı araştırma projeleri tasarlanabilir. Bu projelere iletişim firmaları sağlık ve biyolojik etki çalışmalarına ortak olarak sponsor olmalarını beklenebilir ve bu konuyla ilgili kurumların denetiminde havuz oluşturulabilir ve araştırmacı ekip veya kurumlara bu havuzdan maddi kaynak aktarımı yapılabilir. Yakında yaygınlaşacak olan tablet bilgisayar, kablosuz ağlar, akıllı tahtalar gibi teknolojik eğitim altyapısının elektromanyetik alanlar doğurdukları bilinmektedir. Bu alanların çocuklara olan etkileri ile ilgili dünyada yapılan çalışmalar takip edilmektedir. Bu çalışmaların benzerlerinin geniş çapta ülkemizde de yapılması Kurul Üyeleri tarafından istenmekte, bu konuda ilgili Kurum ve paydaşların gerek bütçe, gerekse diğer katkıları beklenmektedir. TEŞEKKÜR Kurulun oluşumu ve çalışmalarına destek veren tüm Kişi ve Kurumlara ve özellikle önceki dönem ve yeni dönemde görev yapan Sn. Bakanlarımıza teşekkür ederim. KAYNAKLAR [1] Nesrin Seyhan, Bahriye Sırav, Arzu Fırlarer, Elektromanyetik Alanlar, Biyolojik Etkileri ve Korunma Yöntemleri, Gazi Biyofizik ve GNRK Raporu 14.07.2010 [2] Dimitris J. Panagopoulos, Niki Messini, Andreas Karabarbounis, Alexandros L. Philippetis, ve Lukas H. Margaritis A Mechanism for Action of Oscillating Electric Fields on Cells Biochemical and Biophysical Research Communications 272, 634 640 (2000) [3] Dimitris J. Panagopoulos, Andreas Karabarbounis ve Lukas H. Margaritisa, Mechanism for action of electromagnetic fields on cells, Biochemical and Biophysical Research Communications 298, 95 102 (2002) [4] Livio Giuliani and Morando Soffritti, Non-thermal effects and mechanisms of interaction between electromagnetic fields and living matter, Eur. J. Oncol. - Library Vol. 5, Bologna, Italy 2010 [5] 12.07.2001 tarih 24460 Sayılı Yönetmeliğin sayılı 10kHz-60GHz Frekans Bandında Çalışan Sabit Telekomünikasyon Cihazlarından Kaynaklanan Elektromanyetik Alan Şiddeti Limit Değerlerinin Belirlenmesi, Ölçüm Yöntemleri ve Denetlenmesi Hakkında Yönetmelik (1999/519/EC) 13

[6] 16 Mayıs 2009 tarih ve 27230 sayılı Elektronik Haberleşme Cihazlarına Güvenlik Sertifikası Düzenlenmesine İlişkin Yönetmelik (1999/519/EC) (12.07.2001/24460 Sayılı Yönetmeliğin iptali ile yerine) [7] ICNIRP; Health Issues related to the use of hand held radiotelephonesand base-transmitters, Health physics, 70, 587-593, 1996 [8] Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından çıkarılan Yönetmelik http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2010/07/20100724-3.htm [9] Vaizoğlu S, Tekbaş Ö.F., Cep telefonları ve Baz İstasyonları raporu, 2010. [10] Nedim UÇAR, Avrupa Ülkelerinde EM Alanlarla ilgili mevzuatlar ve uygulama raporu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Sektörel Araştırma ve Stratejiler Dairesi Başkanlığı, Temmuz 2009, Ankara 3-2 CEP TELEFONLARININ ve BİLGİSAYARLARIN GÖZ DOKULARINA ETKİLERİ Dr. Mehmet BALCI Ankara Onkoloji Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Cep telefonlarının sık kullanılmaya başlanmasıyla, insan sağlığı üzerindeki etkileri önem kazanmıştır. Cep telefonu (CT) radyasyonunun da dahil olduğu mikrodalga grubu radyasyonun göze etkileri ile ilgili ilk deneysel çalışmalarda, tek veya tekrarlayan dozlarda, iyonize radyasyona benzer özelliklerde katarakt oluşturduğu gözlenmiştir. Elektromanyetik Radyasyonun Göze Etkileri Kornea: Tekli veya gruplar halinde endotel kaybı, epitel hasarı, korneal ödem, İris: Vasküler perm.artışı ve ödem, Lens: Katarakta kadar gidebilen değişiklikler, (vakuolizasyon,veziküler, granüler oluşumlar), post./ant.subkapsüler katarakt. Retina: retinal deg., chorioretinal skar, retinal ödem. Katarakt gelişimi: Saatler veya günler içerisinde anterior veya posterior subkapsüler katarakt,ilk lezyonlar: küçük granüller veya veziküller, küçük boşluklar veya küçük kütleler olabilir Katarakt mekanizması:önce sadece termal etkiye bağlı olduğu düşünüldü (koagulasyon kataraktı), Mikrodalga sonrası Askorbik asid(aa) seviyesinde düşme, (Merola & Kinosithas),Mikrodalga sonrası AA ve glutatyon düzeyinde düşme, (Richardson ve ark.)her iki değişiklik de termal etkiye bağlandı. İlk olarak Carpenter(1977) termal etkinin gerekli ama yeterli olmadığını söyledi,baillie(1979); termal etkiye bağlı koagülasyon kataraktı ile, geç dönemde gelişen opasitelerin farklı olduğunu, 2.sinin metabolik bozukluklarla birlikte olduğunu gösterdi. Mikrodalga sonrası glutatyon düzeyinde düşme ile beraber peptidase aktivitesinde ki değişiklikler gösterildi, Bernat (1985) Mikrodalga sonrası korneal değişikliklerin termal etkiden kaynaklanmadığı, (Kues H, 1985) gösterilmiş, non-termal etkiye vurgu yapılmıştır. 14

Bilgisayar Etkileri Computer Vision Syndrome (CVS) (Bilgisayara Bakma Sendromu) Baş ve göz ağrıları, göz yorgunluğu, kuruluk ve batma hissi, sulanma, kanlanma, odaklanma güçlüğü semptomları. Yakın çalışma mesafesi, ekrandan kaynaklanan ışık ve ısıya maruziyet başlıca etkenler, görünen ışık ve ısıyla birlikte daha pek çok risk faktörü tesbit edilmiştir. Bunlar; ekrandan (resim tüpü) yayılan X (Röntgen) ışınları, morötesi (ultraviolet), kızılaltı (infrared) ışınlar, VLF, ULF, ve ELF (çok düşük ve pek çok düşük frekanslı) elektromanyetik radyasyon, statik elektrik yükleri, akustik gürültü (ultrason, infrason), elektronik devre elemanlarından havaya yayılan kimyasallar (polichlorinated biphenils), v.b. olarak tanımlanmaktadırlar. Reaktif Oksijen Türlerinin Eliminasyonu Tablosu Şekilde Oksijenden enerji elde edilirken oluşan yan ürünler (reaktif oksijen türleri)(rot) ve bunların zararsız hale getirilmesi görülmektedir. Oluşan yan ürünler iyonize ürünler olup,belli moleküller tarafından (antioksidan sistem) zararsız moleküllere dönüştürülmektedir.bu sistem hücre içinde bir 15

denge halindedir.hücre içinde aşırı üretim veya ve dışardan gelebilecek etkilerle ROT miktarı artabilir ve hücre yıkımına yol açabilir. Başlıca reaktif oksijen türleri: O - 2, H2O2, ONOO-, NO dur. Malondialdehit (MDA) ise lipit (hücre zarında yoğun olarak bulunur)peroksidasyonunun son ürünü olduğu için oksidasyon göstergesi olarak kullanılmaktadır. Süperoksit dismutaz (SOD), glutatyon peroksidaz (GSH-Px) ve katalaz (CAT) antioksidan olarak görev yapan enzimlerdir. Ayrıca C ve E vitamini gibi bazı moleküllerinde antioksidan etkileri olduğu bilinmektedir. İki çalışma ile elektromanyetik radyasyonun (EMR) göz dokularındaki antioksidan enzim sistemi üzerine etkileri gösterilmiştir. 1: Balci M, Devrim E, Durak I. Effects of mobile phones on oxidant/antioxidant balance in cornea and lens of rats. Curr Eye Res. 2007 Jan;32(1):21-5. 2: Balci M, Namuslu M, Devrim E, Durak I. Effects of computer monitor-emitted radiation on oxidant/antioxidant balance in cornea and lens from rats. Mol Vis.2009 Dec 2;15:2521-5. Bu iki çalışmada cep telefonlarının ve tüplü bilgisayar ekranlarının yaydığı dalgaların kornea ve lens dokularında oksidan/antioksidan denge üzerinde neden olduğu değişiklikler ile C vitamininin olası koruyucu etkilerinin araştırılması amaçlandı. GEREÇ ve YÖNTEM 1(cep telefonu çalışma grubu) 10 ar adet rattan oluşan 4 grup 1.grup: sadece cep tel. grubu 2.grup: cep tel.+c vit.grubu 3.grup: sadece C vit.grubu 4.grup: kontrol grubu Cep tel. grubu 4 hafta süre ile radyasyona maruz bırakıldı. 1 saat/gün cep tel arandı, diğer zamanlar stand-by konumunda. 2. ve 3. gruba hayvan başına 250 mg/kg/gün dozunda c vit. oral yoldan (içme suyuna katılarak) verildi. GEREÇ ve YÖNTEM 2 (bilgisayar çalışması) 10 ar adet rattan oluşan 4 grup 1.grup: sadece bilgisayar grubu 2.grup: bilgisayar+c vit.grubu 3.grup: sadece C vit.grubu 16

4.grup: kontrol grubu İlk iki grup 12 sat/gün bilgisayar radyasyonuna maruz bırakıldı. Son iki grup kontrol için kullanıldı 2. ve 3. gruba 250 mg/kg/gün oral C vit. Verildi. Sonuç olarak; En belirgin değişiklikler kornea dokusunda cep telefon grubunda görülmüştür.mda düzeyinde çok belirgin artış,cat aktivitesinde belirgin artış,sod aktivitesinde belirgin düşme tesbit edilmiştir. Lens dokusunda ; cep telefon grubunda MDA düzeyinde ve CAT aktivitesinde belirgin artış saptanmıştır.antioksidan sistem değişiklikleri EMR nun oksidatif stres oluşturduğunu göstermektedir. Bu moleküler düzeydeki değişikliklerin uzun dönemde hücre kaybı oluşturarak daha kalıcı ve gözle görülür patolojiler oluşturabilmesi olasıdır. Yorum: Her iki durumda da besine C vitamin ilavesi ile değerlerin normal düzeylerine gerilediği görülmüştür.bundan da C vitamini veya başka antioksidanların EMR zararlarına karşı koruyucu olabileceği düşünülmeli midir?. ÖNERİLER -LCD ekranlarda EMR, tüplü ekranlardan daha düşük olduğu için önemi azalmış görünüyor, -Cep telefonlarında ise korunma yöntemleri önem kazanmaktadır.mümkün olduğu kadar kısa süreli ve kulaktan uzaklaştırarak hatta mümkünse kulaklıkla kullanmak, -Uyku sırasında yatak odamızdan çıkarmak, veya uçak modu ile kullanmak 3.3 ELEKTROMANYETİK DALGALARIN UÇAK ELEKTRONİK SİSTEMLERİ ile GİRİŞİMİ ve ÇÖZÜMÜ Yrd. Doç. Dr. Ertan ZENCİR THK Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Yolcular tarafından kullanılan elektronik cihazların uçak elektronik/seyir sistemleri ile elektromanyetik girişim yaptığı ile ilgili endişeler her zaman olmuştur. Bu endişeler bilimsel gerçekliğe dayanmakla birlikte alınan koyu tedbirlerin gerekçelendirilmesi kolay değildir. Hatta abartılı boyutlara vardırılan tedbirlerin kendi içinde çelişir şekilde bazı hava yolu şirketleri tarafından esnetildiği de bilinmektedir. Cevabını aradığımız soru şu: EMI olarak bilinen ElectroMagnetic Interference yani 17

ElektroManyetik Girişim varlığı teorik ve deneysel olarak biline bir gerçeklik iken -alınan tedbirlerin gerekçesi olarak düşünülebilecek- ölümcül sonuçları meydana getirebilme kabiliyetine sahip midir? Kısaca cevap vermek gerekirse bugüne kadar resmi kayıtlara girmiş böyle bir havayolu kazası mevcut değil. Meseleyi sorumluluk ya da riski üzerinden atma diye özetlemek hiç de yadırganamayacak bir açıklama olabilir. Çoğumuz radyo dinlerken ya da TV izlerken yan odada ya da üst katta elektrikli süpürge çalıştırılarak teknolojik konforumuzun farkında olmadan nasıl sabote edildiğine şahit olmuşuzdur. Elektrikli süpürge motorlu bir cihaz olduğu için ve bütün motorlu cihazlar manyetik alan esasına dayalı çalışma özelliklerinden dolayı sahip oldukları metal tel sarımlarından (bobin) dolayı aynı zamanda -düşük frekansta çalışıyor olsalar da- bir elektromanyetik (EM) parazit kaynağı olarak etraflarındaki tüm elektronik cihazların devrelerine istenmeyen sinyallerin girişimine sebep olurlar. Bu bir TV yayınında ses ve görüntüde parazit olarak kendini gösterebileceği gibi cep telefonu konuşmalarının kesilmesine yol açabilecek kazanç kontrol devrelerini çalışmaz hale getirebilme yeteneğine de sahiptir. O halde TV alıcısını sabote etme, cep telefonu konuşmasını düşürme kapasitesine sahip EM girişim uçakları da düşürebilir diye düşünmek son derece doğaldır. Havacılık sektöründe özellikle cep telefonlarının ve taşınabilir bilgisayarların hayatımıza girmesi ile bu ciddi bir risk faktörü olarak algılanmaya başlamış ve bütün kurallar azami tedbir prensibiyle şekillendirilmiştir. Alınan tedbirler de gereklidir ve yerindedir. Bir uçağın düşmesiyle yüzlerce insan hayatını kaybederken ve elektromanyetik girişiminde böyle bir ölümcül sonucu doğurma potansiyeli mevcutken hiç kimseyi bunun aksine inandırmak gibi bir çaba içerisinde olmamak gerekir. Hele hele bir uçuş sırasında bütün telefonların ve haberleşme cihazlarının kapalı olması azami güvenlik sağlamadaki faydasına ilaveten huzurlu bir yolculuk konforunu da beraberinde getirirken. Bu yazının amacı bu konuya teknik bazı bilgileri de göz önüne alarak bir pencere aralamaya çalışmaktan ibarettir. Yolcu kabininde kullanılan elektronik cihazların seyir donanımları üzerindeki olumsuz etkileri ile ilgili pilotlarca bildirilen anormalliklerle ilgili raporlar olmakla birlikte kaza nedeni olarak kayıtlara geçtiğine rastlanılmamıştır. Airbus A320/330/340 serisi ya da Boeing 777 uçaklarında elektronik uçuş kontrol sistemleri ile girişim olduğuna dair de bir kayıt yoktur. Bu uçakların elektronik sistemleri radar hüzmeleri ve zaman zaman çok kuvvetli olabilecek elektromanyetik alanlardan geçmek zorunda oldukları için diğer elektronik sinyallere karşı çok iyi kalkanlandırılmıştır. Bununla birlikte zaman zaman kısmi EM girişimlere rastlandığı da gözlemlenmiştir. Kara Şahin helikopterleri 1980 sonlarında hizmete sunulduktan kısa bir süre sonra 5 tane çakılma hadisesi vuku bulmuş ve bu kazaların gerekçesi olarak da çok kuvvetli radyo vericileri ve kuvvetli radarların elektronik uçuş kontrol sistemleri ile girişimi gösterilmiştir. Dolayısıyla EM girişim kaynaklı kazalar spekülasyon olmaktan çok öte bir gerçeklik arz ederken havayolu taşımacılığı için aynı endişeleri taşımak normaldir. Soru benzer sonuçların kabin içi elektronik cihazların kullanımı ile de oluşup oluşamayacağıdır. Cep telefonlarının verici çıkış güç seviyelerinin 30-35 dbm (30 db milli Watt) seviyesindedir ve bu doğrusal ölçekte yaklaşık 1W çıkış gücüne karşılık gelmektedir. Radar sistemlerinin kilo Watt güç seviyelerinde sinyal yaydığı göz önüne alındığında bir cep telefonunun üst seviyede kalkanlamalı bir uçağın elektronik seyir sistemlerini etkileme ihtimalinin çok düşük seviyelerde olduğu kolayca anlaşılacaktır. Bu duruma istisna olabilecek uçuş platformlarına misal olarak galvanometre tabanlı (çok fazla sarımlı bobinler) uçuş sistemlerine sahip eski tip uçaklar sayılabilir. Diğer tartışmaya açık bir durum da uçakların kalkış ve iniş esnasında yasakladıkları elektronik cihazların belli bir yüksekliğe çıkıldığında serbest bırakılmasıdır. Kalkış ve iniş esnasında uçak kazalarının büyük bir çoğunluğunun gerçekleştiği göz önüne alındığında elektronik cihazların kalkış-iniş esnasında yasaklanması bilimsel temellendirmeden veya tekrarlanabilir ölçümden ziyade fazladan tedbir alıp yeni riskler ortaya çıkarmama girişimi olarak da algılanabilecektir. Tipik bir yıldırım çarpmasına maruz kalan bir uçağın ancak yüksek güçlü elektrik sistemlerinde görülebilecek yüzlerce Amper seviyesindeki akımları metal 18

gövdesinden geçirdiği düşünüldüğünde elektronik uçuş sistemlerinin bir cep telefonu sinyalinden etkilenme ihtimali çok daha düşük görünmektedir. Bu ihtimal üst düzeyde RF kalkanlama ile tasarlanmış bir uçuş sistemi düşünüldüğünde çok daha düşük seviyelerde gerçekleşecektir. Özetlemek gerekirse ileri seviyeli kalkanlama kullanılarak tasarlanmış uçakların kabin içi elektronik cihaz kullanımından dolayı arızalanıp düşmesi ihtimali aynı uçağın pistteki diğer bir uçağa çarparak patlamasından çok daha düşüktür. Lokal baz istasyonu görevini ifa edecek picocell sistemlerinin kabin içi cep telefonu ve WiFi haberleşme için bir alternatif olarak uçaklarda yerini almaya başlayacağını söyleyerek aslında uzun yolculuklarda hepimizin işine gelen yasakların beraberinde uykusuz yolculukları getireceğini de söyleyerek bitirelim. 3.4 TEKNOLOJİDE MODERNLEŞMENİN YANSIMALARI Adem ÇİLEK EYÜDER BAŞKANI Teknoloji ; İnsanın maddi çevresini denetlemek ve değiştirmek amacıyla geliştirdiği araçların oluşturduğu bilgiler bütünüdür. Teknoloji Kar mı Zarar mı? Teknolojinin bize sağladığı pratiklik mi yoksa zararları mı daha fazla? Belki de geri alamayacağımız sağlığımızı tehlikeye atmak gereklidir, bir diğer geri alamayacağımız zamandan kazanmak için. Peki Bu Pratikliğin Zararları Nelerdir? Öncelik olarak sağlık. Sonra içinde yaşadığımız çevre. Ruh sağlığı da etkilenen bir diğer varlığımız ve daha çok bilip bilmediğimiz varlıklarımız... Farkında mısınız? Eskisi gibi değil artık havalar Teknoloji ; Hızlı gelişen, ilerleyen bu sebep bizim havamızı kirletti ve doğamızı bozdu. Peki Neler Olabilir Bunun Sebebleri? Sanayi ve bilinçsiz kentleşmenin hızlı gelişmesi İletişim alanında yaşanan gelişmeler Enerji ihtiyacını karşılamak için yapılan nükleer santraller Teknolojinin gelişmesi ile birlikte oluşan teknolojik atıklar vb. vb 19

10 Yılda Hayatımızı Değiştirecek 5 Teknoloji 1-Beyinle kontrol edilen bilgisayarlar: ABD'li bilgisayar uzmanı Ray Kurzwell'e göre yakın gelecekteki bilgisayarlar o kadar gelişmiş olacak ki, insanların zekasına rakip olacaklar. 2-Lüks hava yolculuğu: Işınlanma ve zaman yolculuğu şimdilik bir hayal olsa da, hava yolculuğunun geleceğinde önemli yenilikler meydana gelecek. 3-Hologram oyunlar: Oturma odanızda hologram projeksiyonu ile oynayabileceğiniz oyunlar, geçtiğimiz ay Tokyo'nun en çok konuşulan tahminlerinden biriydi. 4-Hareketle çalışan cep telefonları: Dokunmatik telefonların etkileyici olduğunu mu düşünüyorsunuz? Gelecekteki cepler dokunuşlar yerine sadece el hareketleri ile çalışabilirler. 5-Kartsız kredi kartları: MasterCard Labs, geçen aylarda yeni mobil kredi kartı prototiplerini ortaya çıkardı. Günlük yaşamımızda buluş ve icatları sık sık kullanırız. Buluş ve icatların olumlu yönleri olduğu kadar olumsuz yanları da vardır. YANLIŞ KULLANILAN TEKNOLOJİ SAĞLIK VE SOSYAL YÖNDEN HAYATIMIZI ETKİLER Bilgisayar başında çok fazla zaman geçirirsek göz ve beden sağlığımız bozulabilir. Arkadaşlık ve aile içi iletişimizde olumsuzluklar ortaya çıkabilir. Sosyal yönümüz gelişmeyebilir. Uçak, otomobil, motosiklet gibi bir çok ulaşım araçları hayatımızın her alanına girmeye başlamıştır. Ancak bu araçları kullanırken kurallara uymadan ve çok hızlı kullanırsak kazalara neden olabilir. Bu da can ve mal kaybına yol açmaktadır. Teknolojinin neden olduğu kirlilik insan sağlığını da tehdit etmektedir. Hava, su ve toprağın kirlenmesi başta astım ve çeşitli kanser türleri olmak üzere pek çok hastalığın artmasına neden olmuştur. Bu yüzden insanların sağlık harcamamaları da artmaktadır. Cep telefonları iletişim alanında insanlara kolaylık sağlar. Fakat uzun süre kullanıldığında yaydığı radyasyon nedeniyle insan sağlığına zarar verir. Karanlıkta televizyon izlemek sürekli yanıp sönen bir ışığa bakmaktan farksızdır. Kanal değiştirirken zifiri karanlık ve hemen arkasından parlak aydınlık göze en büyük zararı verdiği andır. Özellikle çocuklara kesinlikle karanlıkta televizyon izletilmemelidir. 3G'li telefonla konuşmak mikrodalga fırına kulağınızı dayamak kadar zararlıdır. TV ve internet aile içi iletişimi koparmaktadır. (Ailenizden 5 kişinin cep telefonu numarasını ezberden söyleyebilir misiniz? 20