Kütlesel çekim kuvveti nedeniyle cisimler bir araya gelme eğilimi gösterirler, birbirlerine



Benzer belgeler
Galaksiler kütle çekimiyle birbirine bağlı yıldızlar ile yıldızlar arası gaz ve tozdan oluşan yapılardır.

KÜMELER. Serdar Evren Astronomiye Giriş II

KİMYA -ATOM MODELLERİ-

GÖKADAMIZ SAMANYOLU. Serdar Evren Astronomiye Giriş II

Gezegenimizin bir uydusudur Güneş sistemindeki diğer gezegenlerin uydularıyla karşılaştırıldığı zaman büyük bir uydudur

İZOKRONLAR İLE YAŞ TAYİNİ NURTEN FİLİZ

AST413 Gezegen Sistemleri ve Oluşumu Ders 9: Çoklu Sistemler

ANKARA ÜNİVERSİTESİ RASATHANESİ. Evrende Neler Var?

Galaksiler, Galaksilerimiz

Galaksi Grupları ve Kümeleri

Yıldızların: Farklı renkleri vardır. Bu, onların farklı sıcaklıklarda olduklarını gösterir. Daha sıcak yıldızlar, ömürlerini daha hızlı tüketirler.

Uzaydaki Gözümüz Neler Görüyor? Hubble ın Gözüyle

Astronominin İlkleri. En eski bir bilim dalı olan astronomi; ilk medeniyetlerle doğmuştur.

Samanyolu ve Gökadalar. Emrah Kalemci Sabancı Üniversitesi

Bölüm 6. Güneş Sisteminin

AST404 GÖZLEMSEL ASTRONOMİ HAFTALIK UYGULAMA DÖKÜMANI

GÜNEŞ SİSTEMİ. SİBEL ÇALIK SEMRA SENEM Erciyes Üniversitesi İstanbul Üniversitesi

HİPPARCOS KATALOĞUNDAKİ ALGOL YILDIZLARININ KİNEMATİĞİ. T. Özdemir *, A. İskender * * İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü

GÖKADAMIZ SAMANYOLU GÖKADASI

2- Bileşim 3- Güneş İç Yapısı a) Çekirdek

Yıldızların Yapısı ve Evrimi. Anakol Sonrası Evrim

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

SU Lise Yaz Okulu. Samanyolu ve Diğer Gökadalar

Yıldız Ötegezegen Sistemleri & Atmosferleri. F. Soydugan Ç.O.M.Ü. Fizik Bölümü & Astrofizik Araştırma Merkezi

MIT Açık Ders Malzemeleri Fizikokimya II 2008 Bahar

FİZİK GİRİŞ GENEL HEDEFLER. Öğrenciler:

ÇĐFT YILDIZLAR. Serdar Evren Astronomiye Giriş II

Dünya ve Uzay Test Çözmüleri. Test 1'in Çözümleri. 5. Ay'ın atmosferi olmadığı için açık hava basıncı yoktur. Verilen diğer bilgiler doğrudur.

Dislokasyon hareketi sonucu oluşan plastik deformasyon süreci kayma olarak adlandırılır.

ASTRONOMİ VE UZAY BİLİMLERİ SINAVI SORULARI VE CEVAPLARI (Şıkkın sonunda nokta varsa doğru cevap o dur.)

EBELİKTE TEMEL KAVRAM VE İLKELER. Giriş Dersi. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN

Üç farklı malzeme türünden imal edilen ve günlük haya6a sıkça karşılaş9ğımız ürünlerden biri, gazlı içecek kaplarıdır. Gazlı içecekler alüminyum

Bir Bakışta Fen Bilimleri Kazanım Defteri

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi. chem.libretexts.org

Güneş sistemi içersinde; Güneş, 8 gezegen, asteroidler, kuyruklu yıldızlar, meteorlar, cüce gezegenler,uydular vardır.

Malzemelerin Deformasyonu

MALZEME BİLGİSİ DERS 7 DR. FATİH AY. fatihay@fatihay.net

Genç Nötron Yıldızlarının Yayılma Diskleriyle Evrimi

Not: Bu yazımızın video versiyonunu aşağıdan izleyebilirsiniz. Ya da okumaya devam edebilirsiniz

Doğal Süreçler. yıldız, gezegen, meteor, nebula (ışık enerjisi yayarak görünür haldeki gaz ve toz bulutları) bulunur.

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SINIF DEĞERLENDİRME SINAVI

Yıldızımız GÜNEŞ. Serdar Evren. Ege Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü

DEPREMLER - 2 İNM 102: İNŞAAT MÜHENDİSLERİ İÇİN JEOLOJİ. Deprem Nedir?

Bölüm 3 SAF MADDENİN ÖZELLİKLERİ

EK 1 - UZUN ZAMANLI IŞIK EĞRİLERİNE ÖRNEKLER

Süreklilik Göstergesi. Kavram Haritaları. Etkileşim Göstergesi. Problem/Çözüm Göstergesi Karşılaştırma Matrisi. (Anlam Çözümleme Tablosu)

Gelin bugün bu yazıda ilkokul sıralarından beri bize öğretilen bilgilerden yeni bir şey keşfedelim, ya da ne demek istediğini daha iyi anlayalım.

KAYMA GERİLMESİ (ENİNE KESME)

Güneş Bulutsusu (Solar Nebula)

Parçacıkların Standart Modeli ve BHÇ

Yaşam Boyu Sosyalleşme

SU Lise Yaz Okulu. Karanlık Madde

KUTUP IŞINIMI AURORA.

SU Lise Yaz Okulu. Hubble Yasası, Evrenin Genişlemesi ve Büyük Patlama

A. ATOMUN TEMEL TANECİKLERİ

Maddenin içine yaptığımız yolculukta...

Düşük yoğunluklu savaş

Evrenimizdeki karanlık maddenin 3 boyutlu olarak modellenmesi Karanlık maddenin evrende ne şekilde dağıldığı hala cevabı bulunmamış sorulardan

Moleküllerarası Etkileşimler, Sıvılar ve Katılar - 11

ATOM MODELLERİ.

CALLİSTER FAZ DÖNÜŞÜMLERİ

MADDE NEDİR? Çevremize baktığımızda gördüğümüz her şey örneğin, dağlar, denizler, ağaçlar, bitkiler, hayvanlar ve hava birer maddedir.

DOĞU ANADOLU GÖZLEMEVĐ

Gece Aslında Karanlık Değildir: Olbers Paradoksu

RADYO ASTRONOMİ. Nazlı Derya Dağtekin

Ulusal Metroloji Enstitüsü GENEL METROLOJİ

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

A. Dört kat fazla. B. üç kat daha az. C. Aynı. D. 1/2 kadar.

Ki- Kare Testi ANADOLU ÜNİVERSİTESİ. ENM 317 MÜHENDİSLİK İSTATİSTİĞİ İYİ UYUM TESTİ Prof.Dr. Nihal ERGİNEL

ÇEV-220 Hidrolik. Çukurova Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Yrd. Doç. Dr. Demet KALAT

GENEL KİMYA. 4. Konu: Kimyasal türler, Kimyasal türler arasındaki etkileşimler, Kimyasal Bağlar

The Impact of neutral hydrogen on the current evolution of early-type galaxies Yildiz, Mustafa

Malzeme Bilgisi. Madde ve Özellikleri


Ürün Detayları EHO DES 9. SINIF DENEME SINAVLARI SORU DAĞILIMLARI. Eğitim doğamızda var

Yapısal Jeoloji. 2. Bölüm: Gevrek deformasyon ve faylanma

METEOROLOJİ. IV. HAFTA: Hava basıncı

GENEL KİMYA. 4. Konu: Kimyasal türler, Kimyasal türler arasındaki etkileşimler, Kimyasal Bağlar

MIT 8.02, Bahar 2002 Ödev # 2 Çözümler

DOĞRULTU-ATIMLI FAYLAR

GENEL KİMYA. Yrd.Doç.Dr. Tuba YETİM

DİNAMİK. Ders_9. Doç.Dr. İbrahim Serkan MISIR DEÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü. Ders notları için: GÜZ

Galaksi Morfolojisi - Yoğunluk İlişkisinin 0 < z < 1 Aralığında İncelenmesi

FİZ314 Fizikte Güncel Konular

MÜHENDİSLİK JEOLOJİSİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ İÇİN

9. SINIF ÜNİTE DEĞERLENDİRME SINAVLARI LİSTESİ / TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI

Bir cismin içinde mevcut olan veya sonradan oluşan bir çatlağın, cisme uygulanan gerilmelerin etkisi altında, ilerleyerek cismi iki veya daha çok

GÖK CİSİMLERİNİ TANIYALIM

Etkinlikleriniz hakkında bilgiyi adresine gönderirseniz websitemizdeki etkinlik takviminde duyurulacaktır.

Örneğin; İki hidrojen (H) uyla, bir oksijen (O) u birleşerek hidrojen ve oksijenden tamamen farklı olan su (H 2

Q27.1 Yüklü bir parçacık manyetik alanfda hareket ediyorsa, parçacığa etki eden manyetik kuvvetin yönü?

Bir Yıldız Sisteminde Canlılığın Oluşması İçin Gereken Etmenler

Paylaşılan elektron ya da elektronlar, her iki çekirdek etrafında dolanacaklar, iki çekirdek arasındaki bölgede daha uzun süre bulundukları için bu

BEYAZ CÜCELER, C CELER, NÖTRON YILDIZLARI VE KARADELİKLER

Kesit Tesirleri Tekil Kuvvetler

3. SINIF FEN BİLİMLERİ DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

Bhabha Saçılması (Çift yokoluş ve Çift oluşumu. Moller Saçılması (Coulomb Saçılması) OMÜ_FEN

9. SINIF KONU TARAMA TESTLERİ LİSTESİ / TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI

ISI TRANSFER MEKANİZMALARI

Malzeme Bilgisi Prof. Dr. Akgün ALSARAN. Mekanizma ve etkileyen faktörler Difüzyon

Transkript:

Türkçe Özet Doğayı araştırmamız çevremizde gördüklerimizle başlar. Onların yapı taşlarını merak ederiz ve biyoloji ile kimyada olduğu gibi mümkün olduğunca küçük ölçeklere inmeye çalışırız. Ancak bu araştırmanın bir yönü: peki bizim büyük ölçekli yapıdaki yerimiz ne? Bu ölçekler hiyerarşisini anlama çabasının son derece heyecan verici bir boyutu da şu: Evrende daha uzağa baktıkça zamanda da daha geriye gidiyor ve geçmişi görüyoruz. Böylece Evren in bileşenlerinin oluşum ve evrimini araştırma imkanımız oluyor. Ancak bu diğer yönde işlemez: mikroskoplarla geleceği göremeyiz. Yüzlerce yıl öncesinden bu yana biliyoruz ki gezegenimiz Güneş Sistemi nin bir üyesi, Güneş Sistemimiz de galaksimiz Samanyolu nun bir parçası. Doğada her zaman gördüğümüz çeşitlilikle tutarlı olarak galaksilerin de türleri var ve ilk kez 1926 yılında Edwin Hubble tarafından görünüşlerine göre sınıflandırıldılar (Fig. 5.1). Samanyolu benzeri galaksiler merkezlerinde küresel, yıldızlardan oluşan bir bileşen bulundururlar. Yıldızların bu bileşen içerisindeki hareketleri dairesel yörüngede dönme değil, oldukça rastgeledir. Bu küresel bileşenin etrafında gaz ve yıldızlardan oluşan bir disk bulunur ve bu disk içerisindeki hareketler dairesel dönmeye çok daha yakındır. Evren de bir de eliptik galaksiler vardır ki bunlar spiral galaksilerin merkezindeki bileşenin büyük versiyonu olarak kabul edilebilirler. Bu tür galaksilerin disk bileşeni yoktur. Sözü edilen sınıflandırmada galaksiler küresel, içerisinde yıldızların rastgele hareket ettiği bileşenin galaksiye hakim olduğu durum (erken galaksi türleri) ile disk bileşeninin baskın olduğu durum (geç galaksi türleri) arasında çeşitlilik gösterir. Kütlesel çekim kuvveti nedeniyle cisimler bir araya gelme eğilimi gösterirler, birbirlerine çekimsel olarak bağlanırlar ve daha büyük ölçekli bir yapının parçası haline gelirler. Galaksimizin etrafında gördüğümüz madde dağılımı homojen değil. Bazı bölgelerde tek tük, birbirinden izole galaksiler gözlenirken bazı bölgelerde galaksi yoğunluğu çok daha yüksek, galaksiler birbirine çekimsel olarak bağlı gruplara üyeler.

216 Türkçe Özet Şekil 5.1: Hubble ın çatal diyagramı Bu gruplar içerdikleri galaksi sayısı 50 yi aştığında galaksi kümesi olarak adlandırılırlar. Galaksi kümeleri birkaç bin galaksi içerebilir. Bir kısmı galaksi yoğunluğu merkezden dışarıya doğru azalan, düzenli bir yapı gösterirken bir kısmı göstermez. Süper küme olarak adlandırılan başka tür bir galaksi topluluğu daha vardır ki, büyüklüğü kabaca dev bir galaksi kümesinin bir ile on katı arasında değişir. Bunların yoğunluğu çok daha düşüktür ve çoğunlukla düzensizdirler: yoğunluk merkeze dogru gidildikçe düzenli bir şekilde artmaz, parçalı bir dağılım gösterir. Bu yapıların daha büyük ve görkemli olanları çok sayıda galaksi kümesi içerebilir, süper küme olarak adlandırılmalarının nedeni de budur (Oort 1983). Evrenimiz her ölçekte kümelenmiş bir yapı gösteriyor: galaksiler (kiloparsek), galaksi kümeleri (megaparsek) ve çok büyük süper kümeler (onlarca megaparsek ya da daha büyük). Galaksi dağılımındaki bu düzensizlik Evren i daha ilginç bir hale getirir: galaksiler yoğunluğun yüksek ve düşük olduğu bölgelerde (galaksi kümeleri ve alanlarda) farklı şekilde evrimleşirler. Gözlem sonuçları gösteriyor ki daha yoğun bölgelerde erken tür galaksiler çoğunluktalar ve geçmişte Evren deki spiral galaksi oranı günümüzdekinden daha fazlaymış. Bunun yanında şu andaki S0 galaksilerinin oranı geçmiştekinden daha fazla (Dressler 1980). Eliptik galaksilerin oranı ise aynı. Evren in yüksek yoğunluklu bölgelerinde spiral galaksilerin S0 galaksilerine dönüşmekte oluşu galaksi kümelerini gök bilimcilerin galaksi evrimini inceleyebilmeleri için çok uygun laboratuvarlar haline getiriyor (Fig. 5.2). Galaksi kümelerinde galaksiler yüksek bir çekimsel potansiyelin etkisi altında hareket ederler. Yoğunluğun daha yüksek olduğu merkez bölgesindeki hareketler çok hızlıdır. Bu galaksi etkileşimlerinin daha sık gerçekleşmesine neden olurken galaksilerin birbirlerine çekimsel olarak bağlanıp kaynaşmalarını (birleşerek tek bir galaksi oluşturmalarını) engeller. Galaksiler kümelerin merkez bölgelerinde hareket ederlerken yoğun ve sıcak küme içi ortamın basıncına maruz kalırlar ve disklerinden gaz kaybederler. Sonuç olarak disklerindeki yıldız oluşumu zamanla son bulur. Bilgisayar simülasyonları göstermektedir ki çekimsel etkileşmeler gazın galaksilerin merkez bölgelerine göç etmesine, merkezdeki küresel bileşenin büyümesine yol açar (Moore et al. 1996). Bu nedenle bu tür etkileşimlerin S0 galaksilerinin oluşumunda

Türkçe Özet 217 Şekil 5.2: Çok düzenli ve zengin bir galaksi kümesi, MS1008.1-1224 rolü olabileceği düşünülmektedir. Daha düşük yoğunluklu ortamlarda galaksi birleşmeleri önem kazanır. Simülasyonlar göstermektedir ki birbirine yakın kütlelere sahip galaksilerin birleşmesi eliptik bir galaksi oluşturabilir. Bunun yanı sıra galaksilerin sürekli olarak cüce galaksi ve gaz bulutu yağmuruna maruz kaldığı düşünülüyor. Bu sürekli akış galaksilerin yıldız oluşturmaya daha uzun bir süre devam edebilmelerini sağlar ve yakın galaksiler üzerinde yapılan çalışmalar buna çeşitli kanıtlar göstermektedir (konu üzerinde geçmişte yapılan araştırmalar hakkında bilgi edinmek için Sancisi et al. 2008, makalesine bakınız). Yakın zamanda yapılan bir çalışmada izole, yıldız diskine dik konumda büyük kütleli bir gaz diskine sahip olan bir galaksi bulundu (Stanonik et al. 2009). Gaz diskinin kütlesi yıldız diskinin kütlesine yakın ve galaksi gaz disk ile aynı düzlemde, yıldızlardan oluşan bir bileşen içermiyor. Bu durum bahsedilen gaz diskin büyük olasılıkla dışarıdan soğuk gaz akışı ile oluştuğuna işaret etmektedir. Tezdeki ilk proje: kümelerde galaksi evrimi Bu tez galaksi evrimi üzerine iki proje içermektedir. İlk projede spiral galaksilerin evriminin ortama bağlılığını inceledik. Yukarıda bahsedildiği gibi günümüzdeki galaksi kümeleri geç tür galaksiler açısından çok fakirdirler, çünkü spiral galaksilerin çoğu S0 galaksilerine dönüşmüştür. Bu evrim sürecini araştırabilmek için uzaklara, galaksilerin halen dönüşüm evresinde olduğu zamana bakmak gerekir. Tezin ikinci ve üçüncü bölümlerinde orta düzeyli kırmızıya kayma değerlerine sahip, dört

218 Türkçe Özet farklı kümeye ait galaksileri inceledik. Galaksilerin gaz bileşeni üzerinde yoğunlaştık, çünkü gazın dağılımı ve hareketi dış etkilere duyarlıdır. Dışarıdan uygulanan bir kuvvet olmadığı takdirde, yıldızlar ve gazın davranışını kabaca açıklamak için tek bir düzlem üzerindeki dairesel hareketler yeterli olmalıdır. Bu modelden sapmalar galaksinin maruz kaldığı dış etkilerin hangi düzeyde olduğunun bir ölçütüdür. Bu düşünceye dayanarak gazın hareketindeki üç farklı düzensizliği ölçtük: (1) gaz yörüngelerinin ortalama bir düzlemden olan sapması, (2) hareketlerin dairesel dönmeden olan sapması ve (3) gazın dönme düzleminin yıldız diskinden olan açısal ayrıklığı. Bu parametreleri sadece uzak küme üyeleri için değil, aynı zamanda hem uzak hem yakın alan galaksileri için de belirledik. Yakın alan galaksileri bu ölçümlerin hangi eşik değerinden sonra düzensiz sayılması gerektiğini belirlemek için kullanıldı. Her üç parametre için uzak alan galaksileri ve küme üyeleri oldukça benzer düzensizlik dağılımları ve oranları vermektedirler. Bu sonuç üzerinde düşünürken şunu göz önünde bulundurmalıyız: gaz bileşeninin büyük bir bölümünü galaksi-galaksi ve özellikle de galaksi-ortam etkileşmeleri sırasında kaybeden galaksiler bu analizin dışında kalmış olabilir. Çünkü bu galaksilerin gaz miktarı, dolayısıyla gaz ışınımları düşüktür ve onların hız alanlarının analiz için gerekli kalitede elde edilmesi çok daha uzun gözlem süreleri gerektirir. Bu nedenle bizim bu çalışmada kullandığımız galaksilerin büyük bir bölümü belki de kümelere henüz ulaştılar. Diğer taraftan orta düzeyli kırmızıya kayma değerlerine sahip alan galaksilerinin yakın alan galaksilerine kıyasla belirgin şekilde daha düzensiz gaz hareketlerine sahip olduklarını bulduk. Bu gösteriyor ki belki de bu galaksiler halen galaksi birleşmeleri ve dışarıdan madde akışı ile disklerini oluşturma evresindeler. Araştırdığımız başka bir konu da ortam etkilerinin bir göstergesi olarak kullandığımız gaz hareketlerindeki düzensizlikler ile yıldızlardan gelen ışığa dayalı parametreler arasında bir bağlantı olup olmadığı. Bu tür ilişkiler etkileşim mekanizmalarının etkinlik düzeyinin galaksilerin bünyesel özelliklerine bağlılığına işaret edebilir. Yıldız diski ile gazın dönme düzlemi arasındaki açısal ayrıklık ile iki farklı yıldız oluşum belirteci arasında korelasyon bulduk. Bu beklenen bir sonuç, çünkü modeller öngörmektedir ki galaksi kümelerindeki çoğu etkileşim mekanizmaları zaman içerisinde yıldız oluşumunu tamamen durdurmalarına karşın başlangıçta onun artışına neden olurlar. Başka bir bulgumuz da yıldız diski ile gazın dönme düzlemi arasındaki açısal ayrıklığın yıldız diskinin kütlesi daha düşük olan küme üyesi galaksilerde daha büyük olduğu. Tezdeki ikinci proje: Erken tür galaksilerin kırmızıöte renkleri ve yarıçapa bağlı renk değişimleri İkinci projemizde erken tür galaksilerin oluşum ve evrimini inceleyebilmek için yeni bir araç sunuyoruz. Bu galaksilerin oluşumu hakkında iki temel teori var: çökme teorisine göre Evren in yapısındaki yüksek yoğunluklu bölgelerin çekimsel çökmesi ve bununla yaklaşık olarak eş zamanlı yıldız oluşumu ile meydana geldiler (Eggen et al. 1962). Hiyerarşik oluşum teorisinin buna alternatif açıklaması şu şekildedir: küresel galaksiler disk galaksilerinin birleşmesiyle oluşurlar (Toomre 1977). İlk senaryoda yıldızlar çökme sırasında tüm bölgelerde oluşur ve yörüngelerini değiştirmezler.

Türkçe Özet 219 Bunun yanında gaz galaksinin merkez bölgesine göç eder ve bu süreçte evrimleşen yıldızlar tarafından sürekli metalce zenginleşir. Bu durum merkez bölgelerinde oluşan yıldızların dış bölgelerde oluşan yıldızlara kıyasla metalce daha zengin olmalarına neden olur. Bu nedenle çökme teorisinde yaşın merkeze olan uzaklıkla artması, metal bolluğunun ise azalması beklenmektedir. Bilgisayar simülasyonları galaksi birleşimlerinin dağılımları homojenleştirerek bu trendleri zayıflattığını göstermektedir. Galaksilerin yapı taşı yıldızlardır. Yıldızların hangi hızda evrimleşip öleceği ve hangi elementleri oluşturacağı onların kütlelerine bağlıdır. Uzak bir galaksinin her noktasından alınan ışık çok sayıda yıldıza aittir. Bu toplam enerji dağılımı galaksinin sahip olduğu yıldız popülasyonlarının yaş ve metal bolluğuna göre değişir. Ancak bu bilgiyi elde etmek kolay değildir. Örneğin bu enerji dağılımının görsel bölgedeki eğimi (renk) hem yaşa hem de metal bolluğuna benzer seviyelerde duyarlıdır. Renkrenk diyagramında yaş ve metal bolluğu aynı doğrultuda değişir, bu da onların birbirinden ayırt edilmesini imkansız hale getirir. Bu sorun yaş-metal bolluğu dejenerasyonu olarak anılır. Enerji dağılımındaki bazı soğurma çizgi ve bantları bu ikisinden birine daha duyarlıdır ve bu soğurma ölçümlerinin bazı kombinasyonları kullanılarak dejenerasyon sorununun ortadan kaldırılması mümkündür. Biz burada aynı işlevi gören ve elde edilmesi daha kolay olan yeni bir araç sunuyoruz: kırmızıötedeki 3.6µm-4.5µm rengi. Biz bu rengin kütle ile çok sıkı bir şekilde bağlantılı olduğunu bulduk. Bu onun metal bolluğuna çok duyarlı olduğunu göstermektedir ve Mgb çizgisinin şiddetiyle birlikte kullanıldığında yıldız popülasyonlarının yaş ve metal bolluğunu verebilir. Sözü geçen iki galaksi oluşum teorisinden hangisinin bizim gözlemlerimizi daha iyi açıkladığını da inceledik ve bulgularımız şu şekilde açıklanabilir: Galaksilerin (özellikle büyük kütleli olanların) yarıçapa bağlı renk değişimlerinin verdiği eğim değerleri çeşitlilik göstermektedir. Bu da galaksi oluşum ve evrimini açıklayabilmek için her iki teorinin bir arada gerekli olduğuna işaret etmektedir.