ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ: No.8, Temmuz 2014 IŞİD OPERASYONLARININ TÜRKMENLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Bİlgay Duman Bilgay Duman 1983 te Ankara da doğdu. 2011 den beri Abant İzzet Baysal Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Doktora Programında eğitimini sürdüren Duman, Yüksek Lisans tezini Saddam Sonrası Dönemde Türkmenler ve Kerkük konusunda yazdı. Bilgay Duman ın çeşitli medya kurum ve kuruluşlarında, ulusal ve uluslararası dergi ve gazetelerde makale ve röportajları yer almaktadır. Duman katıldığı çok sayıdaki konferansın yanı sıra, sıklıkla Ortadoğu coğrafyasında saha çalışmaları yapmakla birlikte, Birleşmiş Milletler gözlemcisi olarak Irak ve Afganistan seçimlerinde uluslararası gözlemci ekiplerinde yer aldı. Bilgay Duman çalışmalarına ORSAM bünyesinde Ortadoğu Araştırmacısı olarak devam ediyor. Irak ta son dönemin en çok tartışılan konusu olan Irak Şam İslam Devleti nin (IŞİD)* ilerleyişi devam ederken, Bağdat ın kuzeyindeki pek çok il ve ilçede denetimi sağlamış olması, bu bölgede yaşayan halkı derin bir krize sürüklemiştir. Özellikle IŞİD in hakim olduğu Musul, Telafer, Selahaddin, Diyala gibi bölgelerde Sünni Arap ve Türkmenlerin yoğun olarak yaşaması, Sünni Araplar ve Türkmenler açısından problemlere yol açmaktadır. IŞİD operasyonlarının niteliği Sünni Arapları IŞİD operasyonlarına mecbur bırakırken, risk olmakla birlikte Sünni Araplar açısından doğrudan bir tehdide dönüştürmemiştir. Ancak bu durum Sünni Araplarla aynı coğrafyayı paylaşan Türkmenler açısından doğrudan ve dolaylı bir biçimde tehdit haline dönüşmüştür. * IŞİD, 29 Haziran 2014 tarihinde hilafet ilan etmiş ve adını İslam Devleti olarak değiştirmiştir. Ancak burada örgüt ismi olarak daha çok bilinen ve kullanılan IŞİD tercih edilmiştir.
IŞİD OPERASYONLARININ TÜRKMENLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ IŞİD Operasyonlarının Niteliği Mevcut durum itibariyle IŞİD in hâkim olduğu bölgelere bakıldığında Sünni Arapların çoğunluk olarak yaşadığı bölgeler olduğu görülecektir. Bu durum hem IŞİD in hakimiyet kurduğu bölgelerdeki güvenlik durumunun ve günlük yaşam koşullarının kötüleşmesine hem de Irak merkezi hükümetinin IŞİD e karşı yapmış olduğu operasyonlarda sivil halkın da zarar görmesine neden olmaktadır. Her ne kadar IŞİD Sünni halkın ve yerel unsurların desteğini alıyor gibi görünse de Suriye deki uygulamaları göz önünde bulundurulduğunda IŞİD in Sünni halkın gözünde korku yarattığını söylemek yanlış olmayacaktır. Zira IŞİD in bu algıyı kırmak için halk ile diyalog sağlamaya çalıştığı ve hilafet kuralları açıklamış olsa da henüz çok keskin uygulamalara gitmediği anlaşılmaktadır. Ancak IŞİD in kontrolünü pekiştirmesi durumunda tavrını sertleştirmesi muhtemeldir. Burada hem Sünni Araplar hem de Türkmenler açısından bir tehdit ve çatışma dinamiği daha ortaya çıkmaktadır. Bilindiği gibi IŞİD bir anda Irak a güç kaydırmamıştır. IŞİD, Suriye de hem Kürt bölgelerine hakim olan PYD hem Özgür Suriye Ordusu hem de Esad rejimi ile çatışma içerisindedir. Diğer taraftan yaptığı uygulamalar halkın ve yerel grupların da tepkisine yol açmıştır. IŞİD, Irak ta sıkıştığı zaman Suriye ye, Suriye de sıkıştığı zaman da Irak a geçmektedir. Ancak IŞİD Haziran operasyonlarında çok daha sistemli davranmıştır. IŞİD, 2
ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ: operasyonlar sırasında Irak ta Maliki karşıtı gruplar, eski Baasçılar ve onların silahlı kolu olan Nakşibendiler gibi örgütlerle birlikte aşiretler ve halkın desteğini almıştır. Bununla birlikte IŞİD Ensar El Sünne ve Irak El Kaidesi gibi örgütlerin uyuyan hücrelerini harekete geçirip bunların desteğini alarak kayda değer bir eylem potansiyeline ulaşmıştır. Diğer taraftan Irak içinde bu radikal örgütün önünü açacak pek çok sosyal ve siyasal gelişme yaşanmıştır. Özellikle Sünni grupların bütüncül bir yapı içerisinde Irak siyasetinde yer alamamış olmaları, Sünni liderliği konusunda yaşanan çekişmeler ve Maliki hükümetinin Sünni siyasetçiler üzerindeki baskısı gibi faktörler, Sünnilerin siyaset dışı yollara sapmasına neden olmuştur. Bu nedenle IŞİD girdiği bütün bölgeleri tek başına kontrol altına almamıştır. IŞİD kontrol ettiği bölgeleri yerel gruplara bırakmıştır. Dolayısıyla IŞİD in önderliğinde gittikçe büyüyen bir koalisyondan bahsetmek daha doğru olmaktadır. IŞİD mobilize bir güç olarak ele geçirdiği yerlerde kontrolü yerel unsurlara bırakmış ve farklı bölgelere güç kaydırmıştır. IŞİD bölgeleri ele geçirdikten sonra o bölgede etkin olan ve IŞİD ile işbirliği yapmayı kabul eden güçlere kontrolü bırakmaktadır. Nitekim mevcut durumda Bağdat ın dış kısımları, Tikrit te ve Diyala da IŞİD savaşçıları bulunmakla birlikte, kontrol alanlarının aşiretler, yerel örgütler ve halk tarafından yönetildiği bilinmektedir. Önümüzdeki süreçte IŞİD ile kontrol sağlayan gruplar ya da grupların kendi aralarında bir anlaşmazlık çıkması durumunda meydana gelecek olası bir çatışma Sünnilerin yaşadığı bölgelerde ciddi problemlere yol açabilecek bir unsurdur. Türkmenlerin Durumu IŞİD in Sünnilerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde etkinlik kurması bu bölgelerde yaşayan diğer bütün toplumlara doğrudan ve dolaylı olarak tehdit unsuru haline gelmektedir. Burada en açık tehdit Türkmenlere yönelik olmaktadır. Sünni yoğunluklu yerleşimlerin içerisinde ve çevresinde Türkmenlerin yaşıyor olması, IŞİD operasyonlarını Türkmenler açısından doğrudan bir tehdit haline getirmektedir. Türkmenlerin Irak ta bütüncül bir coğrafyaya sahip olmamaları, Türkmen bölgeleri açısında güvenlik açığı ortaya çıkarmakta, kapalı ve IŞİD, operasyonlar sırasında Irak ta Maliki karşıtı gruplar, eski Baasçılar ve onların silahlı kolu olan Nakşibendiler gibi örgütlerle birlikte aşiretler ve halkın desteğini almıştır. 3
IŞİD OPERASYONLARININ TÜRKMENLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ korunaklı bir bölge oluşturulamamaktadır. Böylece Türkmenler yaşadıkları coğrafyalarda çok taraflı tehditle karşı karşıya kalmaktadır. IŞİD in operasyon yaptığı ve hakimiyet alanları yarattığı Musul, Kerkük, Selahaddin ve Diyala Türkmenlerin de yaşam alanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bununla birlikte Irak ın kuzeyindeki bu coğrafyada yaşayan Şii nüfusun büyük bölümünü de Türkmenler oluşturmaktadır. Irak ın kuzeyinde Sünnilerin ağırlık olması ve Şii nüfusu da Türkmenlerin oluşturması, Türkmenleri, IŞİD açısından doğrudan bir hedef haline getirmektedir. Bu anlamıyla Türkmenlerin korumasız olması, silahlı bir güce sahip olmamaları, coğrafi olarak bölünmüş olmalarından dolayı da kendi aralarında bir bütünlük sağlayamamaları Türkmenleri doğrudan IŞİD tehdidiyle karşı karşıya bırakmaktadır. Bununla birlikte Türkmenlerin yaşam alanları da birçok çatışma dinamiğini beraberinde getirmektedir. İlk olarak Türkmenlerin yaşadığı bölgelerde Sünni Araplar çoğunlukta olsalar da bu bölgeler etnik ve mezhepsel olarak bir çok farklı topluluğun bir arada bulunduğu bir coğrafyadır. İkincisi, Irak ın kuzey bölümündeki petrol bölgeleri Türkmenlerin yaşam alanları içerisinde kalmakta ve bu nedenle mücadelenin çoğunluğu burada yaşanmaktadır. Üçüncü olarak, bu coğrafya merkezi hükümet ile IKBY arasındaki mücadelenin ana çarpışma noktası 4
ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ: olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynı zamanda ihtilaflı bölgeler Türkmenlerin yaşadığı il ve ilçeleri de kapsamaktadır. Türkmenlerin yerleşim bölgeleriyle ihtilaflı bölgeler büyük oranda örtüşmektedir. İhtilaflı bölgeler olarak ifade edilen Musul un 7 ilçesinin 4 ünde, Kerkük ün tamamında, Selahaddin e bağlı Tuzhurmatu da, Diyala nın Beledruz, Hanekin ve Kifri ilçelerinde Türkmenler yaşamaktadır. Merkezi hükümetin kontrolünde olan bu bölgeler IŞİD operasyonları sonrası, merkezi hükümetin bu bölgelerden çekilmesiyle ya IKBY nin ya da IŞİD in kontrolü altına girmiştir. IŞİD operasyonları sonrası tartışmalı bölgeler olarak ifade edilen bölgelerin birçoğunda Kürt kontrolünün sağlanmış olmasıyla, IŞİD operasyonlarının sonuçları itibariyle Kürtlere avantaj sağladığı söylenebilir. Bu anlamıyla bir sonraki aşamada Kürtlerin bu de facto durumu de jure haline getirmeye çalışmaları Türkmen bölgelerinin IKBY nin sınırları içerisinde kalmasına yol açacaktır. Türkmenlerin bu konudan oldukça rahatsız olduğu bilinmektedir. Öte yandan bugün itibariyle Peşmerge ve IŞİD in birkaç noktadaki küçük çatışmasının dışında karşı karşıya gelmediği görülmektedir. Ancak şimdilik IŞİD ile Peşmergenin çıkar alanları çarpışmıyor olması nedeniyle bir çatışma yaşanmadığı düşünülmektedir. IŞİD in bölgede tam olarak hâkimiyet kurmasının ardından Peşmergelerin elinde olan Kerkük gibi diğer bölgelere de yönelmesi muhtemeldir. Örneğin Tuzhurmatu nun kontrolü Peşmergenin elindedir. Burada da büyük çoğunlukla Şii Türkmenler yaşamaktadır. IŞİD in, Tuzhurmatu da Türkmenlere yönelik bir saldırı başlatması durumunda Peşmergelerin Türkmen bölgelerini korumakta istekli olup olmayacağı, IKBY nin gücünün ve iyi niyetinin bir testi olacaktır. Zira Telafer den kaçan Türkmenler IKBY ye sığınmaya çalışmakta, ancak IKBY yeterli imkan bulunmadığını bahane ederek, Türkmenleri IKBY ye almamaktadır. Türkmenlerin bir kısmı IKBY sınırları dışarısında geçici olarak oluşturulan üç kampta yerleşmeye çalışmaktadır. Ancak ne IKBY ne de Irak merkezi hükümetinden yardım gitmemekte ve sadece Birleşmiş Milletler ve Türkiye tarafından yapılan kısıtlı yardımlarla Türkmenler hayatta kalmaya çalışmaktadır. IŞİD, Musul a girdikten sonra Telafer i ele geçirerek orada Ne IKBY ne de Irak merkezi hükümetinden yardım gitmemekte ve sadece Birleşmiş Milletler ve Türkiye tarafından yapılan kısıtlı yardımlarla Türkmenler hayatta kalmaya çalışmaktadır. 5
IŞİD OPERASYONLARININ TÜRKMENLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ IŞİD Operasyonları Sonrası Irak ta İç Göç Kaynak: The Mission of the United Nations Office for the Coordination of Humanitarian Affairs (OCHA) 6 özellikle Şii bölgelerine çok fazla operasyon yapmış ve neredeyse Telafer in güney kesiminde yaşayan Şii Türkmenlerin tamamı kaçmak zorunda kalmıştır. IŞİD, Telafer deki Sünni Türkmenler üzerinde de baskı kurmuş durumdadır. Bu nedenle ilçe merkezi olarak 230 bin nüfusa sahip olan Telafer deki Türkmenlerin neredeyse tamamı göç etmek zorunda kalmıştır. Sadece yaşlılar, hastalar ya da yürüyemeyenler ilçeyi terk etmemiştir. Diğer taraftan Musul un içinde Şii Türkmenler de doğrudan IŞİD in baskısı altındadır. Özellikle Musul merkeze bağlı Türkmenlerin yaşadığı Şerihan, Karakoyun ve Kubbük köyleri IŞİD tarafından tehdit edilmektedir. Diğer taraftan Irak Ordusu IŞİD e karşı operasyon düzenlerken de Türkmenler zarar görmüştür. Irak Ordusu nun uçaklarla IŞİD e karşı Telafer de düzenlediği operasyonlarda sivil Türkmenler de hayatını kaybetmiş ve yaralanmıştır. Dolayısıyla Türkmenler Irak taki gelişmelerden her türlü zararı gören taraf olarak karşımıza çıkmaktadır. Tuzhurmatu ise zaten 2011 - den bu yana vurulan, ezilen, yıkılan bir yer olmuştur. Bu bölgenin kontrolü Peşmergeler tarafından
ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ: sağlanıyor olsa da IŞİD tehdidine açıktır. Nitekim Tuzhurmatu nun dışındaki Yengice, Biravcılı, Çardaklı, Karanaz, Köküz, Bastamlı gibi Türkmen köyleri IŞİD in kontrolü altına girmiştir. Ayrıca Tuzhurmatu ya bağlı Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı Amirli nahiyesi de IŞİD in ablukası altındadır. Dolayısıyla Türkmenler birkaç tehdidin arasında sıkışmış durumdadır. Bir taraftan IŞİD tehdidi açık olarak Türkmen bölgeleri ve Türkmenleri hedef alırken, diğer taraftan Peşmerge baskısı Türkmen bölgelerinde yerleşmiş durumdadır. Her ne kadar şu ana kadar Peşmergeler Türkmenlere yönelik olumsuz bir davranışta bulunmamış olsa da hem Kerkük ün hem de civarının Peşmergelerin kontrolünde olması Türkmenler üzerindeki Kürt baskısını arttırmaktadır. Aynı zamanda Irak merkezi hükümetinin IŞİD e karşı yaptığı operasyonlarda Türkmen bölgelerinin rastgele hedef alınması sivil halka zarar verirken, olası bir IŞİD-IKBY çatışması ya da IKBY-Irak merkezi hükümeti çatışması durumunda arada kalan Türkmenler olacaktır. Kerkük ün Durumu Özellikle Kerkük teki dengenin bozulmuş olması, yukarıda ifade edilen çatışma dinamiklerinin ortaya çıkma ihtimalini güçlendirmektedir. Zaten 2003 ten bu yana Kerkük sürekli olarak Kürt ve Peşmerge tehdidi altında kalmış, Kerkük ün demografik ve siyasi yapısı bir dönüşüm yaşamıştır. 2003 te 830 bin olan Kerkük nüfusu, 2014 seçimlerinde 1.169.171 olarak açıklansa da fiili durumda kayıtlı olmayan nüfusla birlikte 1.5 milyonu geçtiği söylenmektedir. Kerkük teki nüfus artışının neredeyse tamamının Kürtlerin lehine olması Kerkük teki sosyal, siyasal ve ekonomik dengeyi bozmuştur. Nitekim bu durumdan dolayı Türkmenler ve hatta Kerküklü yerli Araplar rahatsız ve tedirgindir. Barzani nin son dönemde yaptığı açıklamalara bakıldığında, Kerkük, Kürt toprağıdır. Kürdistan a katılacaktır şeklindeki söylemleri ve Kerkük te referandum yapılacağına ilişkin açıklamaları da Türkmenlerdeki rahatsızlığı arttırmaktadır. Kerkük te Peşmergelerin denetimindeki şehir merkezi Türkmenler açısından nispeten güvenli olsa da Kerkük dışında Türkmenlerin yaşadığı köylerde IŞİD in baskısı artmaktadır. Zira Tazehurmatu ve Tazehurmatu ya bağlı Beşir Köyünde IŞİD, katliama girişmiş ve IŞİD e karşı ev- IŞİD in hakim olduğu Musul, Telafer, Selahaddin, Diyala gibi bölgelerde Sünni Arap ve Türkmenlerin yoğun olarak yaşaması, Sünni Araplar ve Türkmenler açısından problemlere yol açmaktadır. 7
IŞİD OPERASYONLARININ TÜRKMENLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ lerini koruma mücadelesi veren Türkmenleri tutuklayarak, idam etmiş, kadınlara gayri insani ve gayri ahlaki davranışlarda bulunmuştur. Beşir in büyük bölümü IŞİD in kontrolündedir. IŞİD, Beşir de Türkmenlerin mezarlıklarını ve kutsal mekanlarını bile yıkmıştır. Kerkük dışındaki Yayçı, Türkalan gibi yerleşim yerleri de IŞİD in tehdidi altındadır. Özellikle Kerkük ün bir oldubittiyle IKBY sınırlarının içerisine dahil edilmesi, Türkmenler açısından yeni problemlere yol açabilecektir. Aynı zamanda bu durum yeni çatışma dinamiklerini de ortaya çıkaracaktır. Irak merkezi hükümetinin IŞİD karşısında üstünlük sağlaması durumunda Kerkük teki Peşmerge hakimiyetinin kırılmaya çalışılması muhtemeldir. Öte yandan Kerküklü Araplar da Kerkük te Kürt kontrolüne karşı çıkacaktır. Irak coğrafyasındaki konumuna da bakıldığında kuzey güney geçiş hattının ana üssü konumunda olması sebebiyle Kerkük ün idari, sosyal, siyasal ve ekonomik yapısının bozularak tek taraflı bir müdahaleyle bir grubun eline geçmesi, Kerkük te çok taraflı çatışmaların fitilini ateşleyebilecek niteliktedir. Her ne kadar mevcut durumda Kerkük ün güvenliği Peşmergeler ve Kerkük yerel polisi tarafından sağlansa da Kerkük teki yerel polisin büyük bir bölümü de Kürtlerden oluşmaktadır. Kerkük e yapılacak tek taraflı bir müdahale büyük bir infiale yol açabilir. Zira Türkmenler, Kerkük ün IKBY ye bağlanması ya da tek taraflı bir müdahalenin olması durumunda Kerkük için savaşmaktan kaçmayacaklarını açık olarak dile getirmektedir. Buradaki bir diğer sıkıntı Ker- 8
ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ: kük teki çatışmanın diğer bölgelere de sıçraması olasılığıdır. Bunun diğer Türkmen bölgelerine sıçraması, Türkmenleri çok daha büyük bir tehditle karşı karşıya bırakabilir. Bu konuda IKBY nin daha sağduyulu davranması gerektiği ve Kerkük te yaşayan diğer unsurların da önceliklerine dikkat etmesi gerektiği düşünülebilir. Bu konuda Türkiye ile iyi ilişkiler kuran Irak Kürt Bölgesel Yönetiminin Türkmenlerin haklarının korunması konusunda daha dikkatli davranması beklenmektedir. 2003 sonrasında Kerkük te yaşananlar ve ayrıca Irak taki mezhepsel ayrışmanın Türkmenleri de etkilemesi Türkmenlerin gerçek potansiyelinin ortaya çıkmasını engellemiştir. Irak ta topraklarına sahip çıkan, Irak ın geleceğinde söz sahibi olmak isteyen bir Türkmen nüfus vardır. IŞİD Operasyonları Sonrası Türkmenler ve Türkiye Türkmenler, Türkiye ye ile de bağlarını hiçbir zaman koparmamıştır. Türkiye nin Türkmenlere olan ilgisi de her daim var olmuştur. Türkiye, Türkmenlere sahip çıkarken hem siyaseten hem de yöntem olarak çok zorluk yaşamıştır. Türkiye nin Irak ta Türkmenlere yönelik attığı her adım Irak merkezi yönetimi tarafından içişlerine karışma olarak algılanmış ve Irak ta Türkmenleri de zor duruma düşürmüştür. Türkiye nin Türkmenlere yönelik attığı her adımın Türkmenler açısında bir maliyet yarattığı gerçeği Irak ta hep var olmuştur. Nitekim Türkiye nin Irak merkezi hükümet ile ilişkilerinin bozulduğu 2010 sonrası dönemde Türkmenler üzerindeki baskı da artmıştır. Türkiye nin Türkmenlere yardım sağlaması sadece hükümetin değil, Arap ve Kürtlerin Türkmenler üzerinde baskı kurmasına da neden olmuştur. Ancak Türkiye, IŞİD operasyonları sonrasında zarar gören Türkmen bölgelerine insani yardım göndermeye devam etmektedir. Türkiye AFAD ve Kızılay ın işbirliğinde bölgeye insani yardım göndermiş olsa da toplamda yaklaşık 350 bini bulan Türkmen göçmenlerin sorunlarının giderilmesinde yeterli olmamıştır. Ayrıca Türkiye den bazı sivil toplum örgütlerinin de Türkmen göçmenler için Irak a yardım gönderdiği bilinmektedir. Ancak Türkmenlerin insani yardımın yanı sıra acil olarak siyasi bir desteğe ve korunmaya ihtiyacı vardır. Zira Türkmenlerin silahlı bir gücünün olmaması Türkmenleri tamamen korumasız bırakmaktadır. Bu şartlar altında Türkmenler kısıtlı imkanları ile kendi güvenliklerini sağlamaya ve yerel olarak kendi Türkiye AFAD ve Kızılay ın işbirliğinde bölgeye insani yardım göndermiş olsa da toplamda yaklaşık 350 bini bulan Türkmen göçmenlerin sorunlarının giderilmesinde yeterli olmamıştır. 9
IŞİD OPERASYONLARININ TÜRKMENLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ 10 silahlarıyla mahalle, sokak ve evlerini korumaya çalışmaktadır. Ne IKBY ne de Irak merkezi hükümeti Türkmenleri koruyamamaktadır. Sonuç ve Değerlendirme IŞİD in Haziran operasyonları Türkmenler üzerindeki baskıyı arttırırken, Irak ta yeni bir süreç başlatmıştır. IŞİD operasyonları sonrası Irak ta hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söylemek mümkündür. Irak daha gevşek yapıya sahip bir federasyona dönüşebilir ya da bir konfederatif Irak ortaya çıkabilir. Zira Kürtler açısından bakıldığında oldukça avantajlı bir durum ortaya çıkmakta ve tarihi hayal olan bağımsızlık güçlü bir biçimde dillendirilmektedir. Diğer taraftan IŞİD in etkinliği sürdükçe Sünnilerin kendi bölgelerinde egemenliklerini kurabildikleri bir federal yapı kurmaları sözkonusu olabilir. Bu anlamda hem Sünniler hem de Şiilerin birer federal bölge kurmaları mümkün olabilir. 2004-2006 yıllarında El Hekim in Irak ın güneyindeki 9 vilayette bir Şiistan oluşturma çabası içinde olduğunu bilinmektedir. Irak ın petrol varlığına bakıldığında petrolün büyük kısmının Irak ta Şiilerin çoğunluk olarak yaşadığı güneyde olduğunu görülmektedir. Şiiler için zaten ekonomik bir sorun olmaması, Şiilerin de özerk bölge konusunda rahat davranmalarına imkan verebilir. Burada esas sorunla karşılaşacak olanlar Sünni Araplar ve Türkmenler olacaktır. Türkmen yaşam hattının Irak taki ayrışma noktalarında bulunması, olası bir ayrışma ya da Irak ın daha gevşek federal veya konfederal bir yapıya
ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ: bürünmesi durumunda, Türkmen coğrafyasının da ayrışmasına sebebiyet verebilir. Böyle bir durumda Türkmen coğrafyası da iyice parçalanacak bir kısmı Şii, bir kısmı Sünni bölgesinin içinde yer alacak, bir kısmı Kürt coğrafyası içinde kalacaktır. Böyle bir ayrışma ayrıca Suriye yi, Türkiye yi, İran ı doğrudan etkileyecektir. Bu konuda Türkiye nin Irak ın toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini savunan politikasının önemi ortaya çıkmaktadır. Bu duruş, Irak merkezi hükümeti açısından önemlidir. Türkiye, her zaman Türkmenlere Irak ın toprak bütünlüğü ve siyasi birliği içerisinde sosyal, siyasal, kültürel, hukuki ve ekonomik haklarını elde etmeleri gerektiğini telkin etmiştir. Türkiye nin 2009 sonrasında IKBY ile ilişkiler geliştirmesi Kürt-Türkmen ilişkilerini de geliştirmiş ve Türkmenler IKBY içinde siyaset yapma imkânı bulmuştur. Aynı şeyi Türkiye Irak merkezi hükümeti ile de yapabilir. Irak daha stabil hale gelirse Türkmenleri de Irak merkez siyaseti içinde daha etkin görmek mümkündür. Önümüzdeki dönem için Kerkük ün özel statülü bir vilayet olması için çaba harcanabilir. Yine Telafer in vilayet olması noktasında Türkiye girişimlerde bulunabilir ama bunların olabilmesi için Irak ın istikrara kavuşması ve Irak taki uzlaşmanın sağlanması gerekmektedir. Bunun için sadece Irak iç siyasetindeki bir uzlaşma yeterli olmayacaktır. Irak üzerinde bölgesel ve uluslararası uzlaşmanın sağlanması da önemlidir. ORSAM, Ortadoğu konusunda faaliyet gösteren tarafsız bir düşünce kuruluşudur. ORSAM Ortadoğu ile ilgili bilgi kaynaklarını çeşitlendirmeyi ve bölge uzmanlarının düşüncelerini Türk akademik ve siyasi çevrelerine doğrudan yansıtabilmeyi hedeflemektedir. Bu amaçlar doğrultusunda ORSAM, Ortadoğu ülkelerindeki devlet adamlarının, bürokratların, akademisyenlerin, stratejistlerin, gazetecilerin, işadamlarının ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin Türkiye de konuk edilmesini kolaylaştırarak, yerel perspektiflerin güçlü yayın yelpazesiyle gerek Türkiye gerek dünya kamuoyuyla paylaşılmasını sağlamaktadır. ORSAM yayın yelpazesi içinde kitap, rapor, bülten, politika notu, konferans tutanağı ve ORSAM dergileri Ortadoğu Analiz ve Ortadoğu Etütleri bulunmaktadır. Bu metnin içeriğinin telif hakları ORSAM a ait olup, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca kaynak gösterilerek kısmen yapılacak makul alıntılar ve yararlanma dışında, hiçbir şekilde önceden izin alınmaksızın kullanılamaz, yeniden yayımlanamaz. Bu raporda yer alan değerlendirmeler yazarına aittir. ORSAM ın kurumsal görüşünü yansıtmamaktadır. Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Süleyman Nazif Sokak No: 12-B Çankaya / Ankara Tel: 0 (312) 430 26 09 Fax: 0 (312) 430 39 48 www.orsam.org.tr 11