Devrim Sevimay Askerin yetişme tarzı değişmeli



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi

KOPENHAG ZİRVESİ IŞIĞINDA TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ

ABD İLE YAPTIĞIN GİZLİ ANLAŞMAYI AÇIKLA -(TAMAMI) Çarşamba, 03 Temmuz :11 - Son Güncelleme Perşembe, 04 Temmuz :10

2000 li Yıllar / 8 Türkiye de Eğitim Bekir S. GÜR Arter Reklam Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011

Cumhuriyet Halk Partisi

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DE SOL GELENEĞİNİ VE SİYASİ LİDERLİĞİ TARTIŞTI

PKK'nın silah bırakması siyasi bir mesele

Cumhuriyet Halk Partisi

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

GAE GİRNE ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ

Yönetici tarafından yazıldı Çarşamba, 09 Eylül :41 - Son Güncelleme Çarşamba, 09 Eylül :10

Cumhuriyet Halk Partisi

Olmak ya da Olmamak. Cumhuriyetin temel niteliklerine

"medya benim ayağımın altına muz kabuğunu biraz zor koyar" vari açıklamalarda bulunuyordu ki Olanlar oldu

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ SEPA 5

3647 SAYILI ve 2008 (3647/2008) TARİHLİ YUNANİSTAN VAKIFLAR YASASI VE UYGULAMALARI

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

Bodrumlu seçmenden yoğun katılım

TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİNDE KÜRT VE ERMENİ MESELELERİNİ TARTIŞTI!

Bu haftaki yazımıza geçmişten bir medya kazasıyla giriyoruz Yıl 1983

Siyasi Tercihler ve Oy Değişimleri

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

Menümüzü incelediniz mi?

AÇIK AÇIK SÖYLEYELİM!

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Hükümet ile Gülen cemaatinin tartışması neyi ifade ediyor?


Başbakan Yıldırım, Ankara Sincan da halka hitap etti

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

Başbakan Yıldırım TRT Haber de gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00

Üç çocuk çünkü...

Bakan Güler, "Türkiye rüzgar enerjisinde AB ülkeleri arasında 1'inci, olacak" dedi

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Sorunlar ve Çözüm önerileri

ARAŞTIRMANIN AMACI. Geniş ve kapsamlı bir anket Toplumun askere karşı tavır ve düşüncelerini ampirik olarak tanımlamak

İşte Marpoll'ün Son Anketi

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

ALGORİTMA DERSLERİ. Algoritma Nedir? Belirli bir problemi çözmek ve belli bir sonuca ulaşmak için çizilen yola algoritma denir.

Beşiktaş Gazetesi. Gençlere anlatacaklar

MISIR IN SİYASAL HARİTASI

15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNE AZERBAYCAN DAN BAKIŞ

Başlık Laikler de dindarlar da özeleştiri yapmalı

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ -6-

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Şimdi olayı şöyle düşünün. Temel ile Dursun iddiaya giriyor. Temel diyor ki

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ANAYASA KAVRAMI

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

Öğrencilerin çektiği fotokopiye yasal formül şart!

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti

45. Yılında Türkiye-AB İlişkileri Konulu Seminer de TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu nun açılış konuşması

Yaz l Bas n n Gelece i

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim

T B M M Tutanak Hizmetleri Başkanlığı

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

MEDYA ENTELEKTÜEL PAYLAŞIM PROGRAMI

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI


Doğruluk Payı Aylık Rapor Kasım 2014

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

En büyük gücümüz teşkilatlarımız

DÜNDEN BUGÜNE ÜNİVERSİTELER

YOLSUZLUK ALGI ARAŞTIRMASI

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Baki olan Rabbimiz ve davamızdır

TÜRKİYE NİN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNDE DEMOKRASİYE AYKIRI BİR DURUM VAR MI?

Biz yeni anayasa diyoruz

Yargıdaki skandallar Kollama-filmindeki Yiğit-in durumunu cazib hale getirmekte, Kurtlar Vadisi Pusu-daki Polat-ın durumuna özendirmektedir.

Hackerlar ortaya çıkardı: Birleşik Arap Emirlikleri İsrail yanlısı kurumları fonluyor!

Kepçe kulak ameliyatında yapılan temelde kulak şeklini değiştirmek. Bu yukarıda saydığım iki sorun için ayrı ayrı müdahaleler yapılıyor.

Haziran 2015 Seçimlerine Giderken Kamuoyu Dinamikleri

FİRMALARIN PLAKA TAHDİTİ GÖRÜŞLERİ

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

Kamp yerleri yol geçen hanı değil

KOTAN A Personelinden Uğurlama

Sosyal Araştırmalar Enstitüsü 1 Kasım 2015 Genel Seçim Sandık Sonrası Araştırması

ACR Group. NEDEN? neden?

Yüz Nakli Doktorları Birbirine Düşürdü

MEF İLKOKULU MART-NİSAN AYI DEĞERLER EĞİTİMİ ÇALIŞMALARI

R A P O R. Doç. Dr. Fatih YARDIMCIOĞLU Arş. Gör. Furkan BEŞEL. Mayıs 2015

Tek Rakipleri Galatasaray ve Fenerbahçe

TC. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI'NDA TAMAMLANAN TEZLER

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ..i. İÇİNDEKİLER.iii. KISALTMALAR..ix GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM DEMOKRASİ - VESAYET: TEORİK VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Son 5 Yılda Türkiye Medyasında İnsan Hakları ve Nefret Söylemi. Şubat 2015

Sosyal Araştırmalar Enstitüsü. 10 Ağustos için gerçekleştirilmiştir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ PAKETİ Ne getiriyor, Ne götürüyor? Onur Bakır Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Uzmanı

Transkript:

1/7 ページ 9 Mayıs 2010, Pazar Devrim Sevimay Askerin yetişme tarzı değişmeli Sonuçta hiç kuşkusuz ki sivil otoritenin ağır basmaya başladığı, asker kişilerin eski dokunulmazlığının kalmadığı, bir bakıma hukuk üstü oldukları ya da kendi hukuklarına tabi oldukları anlayışının kırıldığı bir dönem yaşıyoruz. Asker-sivil ilişkilerinde demokrasi açısından dönüm noktası denilebilecek ciddi bir dönüşüm bu Bunların sırtında Milli Görüş gömleği vardı ve hayatlarının bir bölümünde Bizim referansımız İslamdır diyerek siyaset yaptılar; radikaldiler. Ve bunların radikalliği 90 lı yılların ilk yarısına kadar da devam etti Gazeteci Hasan Cemal in bu çarşambadan itibaren raflarda yerini alacak Türkiye nin Asker Sorunu, Ey Asker, Siyasete Karışma! adlı kitabından dün bazı önemli alıntılar yayınladık. Bugün de Türkiye nin öncelikli gündem maddelerinden biri olan kitabın başlığına dair Hasan Cemal le yaptığımız söyleşiyle devam ediyoruz: Kitabınızda da geçen bir ifade var, Türkiye Cumhuriyeti bir anonim şirkettir ve bunun yüzde 51 i de zinde güçlerindir. Çünkü başta Atatürk olmak üzere Osmanlı İmparatorluğu nun çöküşünü, parçalanmasını yaşamış ve bundan kendilerince dersler çıkarmış askeri kadrolar diyorlar ki, Bu memleketin sahibi biziz. Biz bu cumhuriyeti kolay kurmadık. Bunun bölünmemesi lazım. Büyük bir bölünme korkuları var. Balkanlarda parça parça bölünmeyi yaşamışlar, Kafkaslardan gelmişler ve Anadolu ya sığınmışlar. O yüzden de Rejimin ve bu toprağın sahibi biziz noktasına gelmişler. İşte yüzde 51 de oradan geliyor. Kurumsal değişim gerekiyor Peki sizce yüzde 51 hâlâ zinde güçlerin mi, yoksa bu oran değişti mi? Değişmeye başladı, ama tümüyle değişmiş değil. Tam anlamıyla yüzde 51 in değişebilmesi için 1-Kurumsal değişimler gerekiyor. 2-Zihniyet değişimi gerekiyor. Zihniyet değişiminden kasıt, askerin yetişme ve eğitim tarzını değiştirmek. Askerin siville arasına bu kadar duvar çeken, sivile bu kadar az güvenen, sivili başı bozuk, güdülmesi gereken bir topluluk olarak gören bu yetişme tarzının değiştirilmesi lazım. Eğer demokrasi diyorsak... Yani Dev-Kurt tan (Devleti Kurtarma Planı) henüz vazgeçilmiş değil midir? Ben vazgeçilmiş olduğunu söyleyemiyorum, ama Türkiye de açık darbe döneminin kapandığına artık ben de inanıyorum. Sonuçta hiç kuşkusuz ki sivil otoritenin ağır basmaya başladığı, asker kişilerin eski dokunulmazlığının kalmadığı, bir bakıma hukuk üstü oldukları ya da kendi hukuklarına tabi oldukları anlayışının kırıldığı bir dönem yaşıyoruz. Asker-sivil ilişkilerinde demokrasi açısından dönüm noktası denilebilecek ciddi bir dönüşüm bu. Başlangıcı ne oldu bu dönemin? İlk Kıbrıs la 2004 te başladı denebilir. Asker içinde tertip yapan odakların Kıbrıs ta

2/7 ページ Annan planı Kıbrıs ın satılması anlamına gelir demesine karşın ilk kez sivil otorite, yani hükümet Hayır, ben böyle düşünüyorum dedi. Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök de döndü kendi altına komutanlarına ve dedi ki Biz kendi görüşümüzü söyledik, ama anayasal olarak son sözü onlar söyler. İşte bu olayla birlikte bir kırılma noktası yaşandı. Ardından AB yle uyum yasaları, Terörle Mücadele Yasası ndaki bazı değişiklikler, MGK nın yapısındaki değişiklikler geldi. Ama asıl kırılma Ergenekon da oldu tabiatıyla. İlk defa Türkiye de asker dokunulmazlığını kaybetmeye başladı ve bu kamuoyunun gözü önünde yaşandı. 27 Nisan muhtırasına karşı çıkılması, yani Erdoğan hükümetinin dik durması, Cumhurbaşkanı konusunda geri adım atılmaması, yüzde 47 oy ve bugüne kadar gelen ıslak imza, Balyoz süreci ve son olarak da Meclis ten geçen Anayasa değişikliği paketi.. İtibarsızlaştırma süreci tartışması Kitabınızdaki bir bölümde başka ülkelerdeki örneklerden yola çıkan şöyle bir alıntı yapmışsınız: Orduyu siyasetten uzaklaştırmak için ya büyük bir skandalla tecrit ediyorlar. Ordu öyle bir yenilgi yaşıyor ki, artık bir şey diyemez duruma düşüyor. Ya da çok uzun süre, ülkeyi yönetince zaten halk tarafından istenmez hale geliyor. Şimdi Türkiye deki demin bu özetlediğiniz süreçle ilgili de belli bir kesim itibarsızlaştırma diyor; siz ne dersiniz? Bir itibarsızlaşma sürecinin yaşandığı kesin, ama Ergenekon süreci askeri itibarsızlaştırmak, karalamak için başlatılmış bir süreç değil. Asker kendi kendini itibarsızlaştırıyor. Türkiye de hukuk ve insan haklarının içine eden bir sürü müdahale ve darbe dönemleriyle birlikte asker kendi itibarına kendi darbe vurdu. Siyasetle bu kadar içli dışlı olması, üstüne vazife olmayan siyasi işlerle bu kadar ilgilenmesi onun saygınlığına, olması gereken imajına ölümcül darbeler indirdi ve dendi ki Bak kardeşim, sen siyasi parti gibi davrandığın, devlet içinde devlet gibi hareket ettiğin sürece bütün bunlar yaşanıyor ve bu senin esas fonksiyonun olan ülke savunması ve güvenlik konularıyla ilgili bir zaafa uğramana yol açıyor. Bunun adına itibarsızlaşma denebilir, ki hakikaten saygınlığına popülaritesine çok ölümcül darbeler almıştır ve endişe veriyor. Genelkurmay Başkanı Bu yapılanlar askerin saygınlığını azaltmak için asimetrik psikolojik harekattır diyor. Hayır, önce dönüp kendine bakacaksın. Asker dönecek ve kendine bakacak, ben nerelerde yanlış yaptım ki bu hale düştüm diyecek. Burada şunu da söyleyeyim: Bu sürecin ortaya çıkmasında, yani askere Ey asker siyasete karışma, siyasetten uzak dur deme sürecini başlatan birçok faktör sayılabilir. Ama bunun içinde AKP hükümetinin koyduğu bir siyasi irade var. Bu siyasi irade olmasaydı bu süreç asla ilerleyemezdi. Devletin sillesini yiyenler Siz kitabınızda Demirel in, Çiller in, Yılmaz ve diğerlerinin de aslında bu iradeyi göstermek istediklerini, ama başaramadıklarını anlatıyorsunuz. Neden şimdi Ak Parti zamanında yapılıyor? Aksi halde bu sistemde hayatta kalamayacaklarını gördüklerinden mecbur mu oldular; sizce niye? Şimdi bir defa Ak Parti yi oluşturan lider kadrosunun hepsi İslamcı siyaset geleneğinden geliyor. Bunların sırtında Milli Görüş gömleği vardı ve hayatlarının bir bölümünde bizim referansımız İslam dır diyerek siyaset yaptılar; radikaldiler. Ve bunların radikalliği 90 lı yılların ilk yarısına kadar da devam etti. Şimdi bunlar bu radikal dönemlerinde askerin, devletin çok sillesini yediler. Tıpkı eski solcular, Kürtler ve hatta eski ülkücüler gibi. Devletin sillesini yediğin vakit hukukun ve demokratik hakların önemini, Türkiye de devletin hukuka sırtını dönmüş olan yüzünü daha iyi anlıyorsun. Onlar da daha iyi anladılar. Bu daha iyi anlamış hâlleri mi yani? Öyle oluyor bir bakıma. Çünkü başka türlü seçim sandığından çıkıp geliyorsun, ama sana bir sürü şeyi yaptırmıyor asker Kıbrıs diyorsun önüne çıkıyor Kürt meselesi

3/7 ページ diyorsun önüne çıkıyor, üniversitede şunu yapacağım diyorsun önüne çıkıyor. Dış politikana baktığın vakit sürekli mayın döşüyor. Eğer bunlara çok fazla sesini yükseltirsen muhtıra veriyor. Daha fazla sesini yükseltirsen darbe yapıyor. Darbe yaptıktan sonra da sana bir anayasal çerçeve çiziyor, kırmızı çizgilerini belirliyor, bunun dışına çıkamazsın diyor. Şimdi bunların çözülmesi gerektiğine inanan askerin çektiği kırmızı çizgilerin demokrasiye aykırı olduğunu gören insanlar çoğaldı. Medyada da çoğaldı, Taraf ın rolü çok büyüktür burada, siyasi kadroların içinde de çoğaldı. ABD 28 Şubat ı destekledi mi? Peki bundaki bir etken de uluslararası konjonktür olabilir mi? Yani ABD nin ve Avrupa nın Türkiye de askerle arasına belli bir mesafe koymuş olması acaba dengeleri değiştirmiş midir? Dış konjonktürün de etkisi var, Soğuk Savaşın çoktan bitmiş olmasının da etkisi var, bu anlamda Avrupa nın da Amerika nın da Türkiye de bir askeri darbeye karşı olmalarının etkisi var, Türkiye nin AB yolunun açılmaya çalışılmasının da var. Klasik Amerikan desteği olmadan darbe olmaz çünkü, doğrudur. 27 Mayısı son tahlilde Amerika destekledi, 12 Mart, 12 Eylül öyle. 28 Şubat ta açık darbenin yanlış olacağını düşündü, postmodern darbeyi destekledi. Ama tüm bunlara bakıp sadece Amerika desteklediği için Türkiye de darbe olur dersek o da yanlış olur; Amerika karşı çıkmaz. Dolayısıyla yani siz dış konjonktür uygun olmasaydı kimse de bu kadar askere karşı geliyor olamazdı fikrine ne diyorsunuz? Hayır, ben bunun bu kadar da belirleyici bir nokta olduğu kanısında değilim. Türkiye de bizim gibi birçok insan, İslamcısı, Kürdü, dindarı, dinsizi, sağcısı, solcusu, ülkücüsü, hepsi askerin siyasete karışmasında ve askeri yönetimlerden çok çekmiştir. Bir kısmı bunun içinden gelerek görerek neyin ne olduğunu anlamıştır. Ve bu kavga yeni bir kavga değildir. Antiasker kavgasının, yani demokrasi ve hukuk kavgasının Türkiye de bir geçmişi vardır. Elbette Soğuk Savaş döneminin bitişinden itibaren Amerikanın, Avrupa nın Türkiye ye bakış değişmiştir ve o yüzden de bir yerde Amerika sı Avrupa sı askerin siyasetle mesafeli olmasını savunmaya başlamışlardır, ama bugün yaşadığımız bu dinamik Türkiye nin içinden gelen bir dinamiktir.

4/7 ページ Kendisini uzun yıllardır liberal, demokrat, solcu gibi ifadelerle kategorize etmediğini belirten Hasan Cemal, O yüzden de yıllardır bu tip yazılara genellikle hiç cevap vermiyorum diyor. Cemal, önceki kitaplarıyla ilgili çıkan eleştirilere de cevap vermediğini anımsatarak, Şimdi bu son kitabımla ilgili de eleştiriler olabilir, normaldir. İlle de cevaplamam gerekmiyor. Genel ilke bu. Ama istisna olabilir notunu düşüyor. Fotoğraflar: OZAN GÜZELCE 27 İlk defa Türkiye de asker dokunulmazlığını kaybetmeye başladı ve bu kamuoyunun gözü önünde yaşandı. Nisan muhtırasına karşı çıkılması, yani Erdoğan hükümetinin dik durması, Cumhurbaşkanı konusunda geri adım atılmaması, yüzde 47 oy ve bugüne kadar gelen ıslak imza, Balyoz süreci... Yoksa Erdoğan teslim olur Kitabınızda Raul Alfonsin i örnek gösteriyorsunuz; Türkiye nin Alfonsin i Tayyip Erdoğan dır der misiniz? Erdoğan, Alfonsin dir demiyorum, ama Alfonsin e baktığın vakit Arjantin de 1983 te dikta rejiminden açık açık hesap sormuş bir devlet başkanı. Bugün Tayyip Erdoğan a baktığım vakit de bunun bazı izlerini görebiliriz. Özellikle 2007 den itibaren hukukun askere dokunmaya başladığı bu sürecin arkasında Erdoğan ın siyasal iradesi olmasaydı, bugün gelinen noktaya kolay gelinemezdi diye düşünüyorum. Bir defa Erdoğan a kadar Özal dışında askerle çok büyük bir kavga veren siyasi lider görülmemiş. Özal mı? Tabii Özal ın daaçıkları var ve bence en önemlisi 1987 de meydan meydan dolaşıp

5/7 ページ askeri yönetimin siyaset yasağını savunmasıdır. 12 Eylül ün halis niyetlerle yapıldığını söylemesi de herhalde? Evet, 12 Eylül ü kullanan pragmatik bir vaziyeti vardı Özal ın. Erdoğan ın ise Annan planından itibaren aldığı bir tavır var. Bununla birlikte bugünkü hükümetin ve Erdoğan ın milliyetçilik konusunda, Ermeni meselesi konusunda, Kürt meselesi konusunda, medyaya karşı aldığı tavır konusunda, Deniz Feneri konusunda eleştirilecek çok yeri var, ama askerle siyasetin bağını koparmaya dönük adımlara geldiğimiz vakit de Tayyip Erdoğan ı ben bugüne kadar ki başbakanlardan daha olumlu bir yere oturtuyorum. Peki o zaman mesela neden bedelli askerlik konusunda kendi karar vermiyor, mesela neden Genelkurmay Başkanlığı nı Milli Savunma Bakanlığı na bağlamıyor? Orada evet, bir kararsızlık var. Askerle nereye kadar çatışacak, askeri nereye kadar sivil otoriteye tabi kılacak atacak, bu hâlâ soru işareti ve zaten benim kitabımın sonu da böyle bitiyor. Bunları bunları yaptın, iyi. Ama şimdi kardeşim buna devam etmek lazım, yoksa son tahlilde seni de teslim alırlar diyorum kitabımda Erdoğan la ilgili olarak... Ya Kürt açılımı? Sizce asker karşı çıktığı için mi yoksa anketlere bakıp mı durdular? Yani acaba Türkiye nin sadece asker sorunu değil, sivil sorunu da yok mu? Açılımın gerilemesinde gerçekten anketlere baktılar, özellikle bu Habur gösterisinden sonra frene bastıkları doğru, ama bu demokratik açılım konusunu ben hala önemsiyorum. Böyle etekleri zil çalarak Hani ne oldu demokratik açılım diyenlere katılmıyorum. Türkiye nin Kürt meselesi konusunda bir duraksamaya girmiş olması onları sevindiriyor; neden? Çünkü tek ölçütleri var kafalarında, kendi değerlerinden çok Erdoğan ın başarısız olması. Bu da siyasi bir mücadelede çok meşru değil mi? Hiç kuşkusuz meşru. Ben hiç böyle olanlar için ille de Ergenekoncudur demiyorum. Ama benim eleştirim de meşru. Sonuçta Kürt sorunu Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bu kadar açık açık tartışıldı, ki bu da çok önemli bir kazanımdır. Ama saat de işliyor bir yandan; bu iş böyle dağınık bırakılırsa çok daha kötü sonuçlara yol açmayacak mı? Yol açabilir hiç kuşkusuz, toparlayıp Kürt sorununun çözüm rayına oturtma konusunda kararlılıkla devam etmesi lazım. Edemezse zaten Erdoğan da teslim olmuş olur.

6/7 ページ Ordu içinde çeteleşme vesvesesi kasıtlı Asker-sivil ilişkisindeki bu yeni dönemin en önemli etkenlerinden biri de şu olabilir mi: Ordunun içinde çatlama. Bu kadar çok bilgi-belgenin içeriden dışarı çıkması bu anlama gelir mi sizce? Şimdi bak bugün ben kalkıyorum Hasan Cemal olarak Asker sorunu diye bir kitap yazıyorum. Hasan Cemal, asker meselesini özellikle 12 Mart tan sonra hep kendine dert edinmiş, git gide de radikalleşen bir tavır almış, Ey asker çek elini siyasetten demiş ve bunu bin yıldır da yazılarında savunmuş bir gazeteci. Bazen yalpalamış, bazen farklı noktalara gitmiş, onları sorabilirsin sonra, kitabımda da var zaten. Hiç öyle şey derdim yok, çünkü benim kadar sicili şeffaf bir ikinci adam kolay kolay bulamazsın bu piyasada. Hiçbir kompleksim yok. Yanıldığım vakit yanıldığımı söylüyorum. Şimdi ben nasıl ki askerin siyasete karışmamasını kararlılıkla savunuyorsam, ordunun içinde de benim gibi ya da benimkine benzer düşüncelerin olması son derece doğaldır ve vardır. Bunun da en gözlerimizin önündeki örneği Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök Paşa dır. Zaten şimdi şu söyleyeceğim mümkün değil, ama diğer subaylar da kimler bilinebilse belki bu süreçle ilgili endişeli olan kesimin de şu endişesi azalacak: Ordunun içinde ayrı bir çeteleşme var. Bu belgeleri onlar sızdırıyor. Demek ki çetenin biri gidip, diğeri gelecek. Uzun süredir konuyla ilgili olduğunuz için soralım, sizin gözleminiz ne? Benim hiç böyle bir vesvesem yok ve bence bu vesvese, Türkiye de demokrasi ve hukuk korkusu içinde yaşayanlar tarafından, özellikle, kasıtlı olarak körükleniyor. İkincisi, askerin içinde şu ya da bu cemaatten olan var mı yok mu? Bunları oturup bilmek mümkün değil, ama ben şuna bakıyorum: Asker Türkiye de gırtlağına kadar siyasetin içinde mi? İçinde. Bir siyasi parti gibi örgütlenmiş neredeyse. Eski Dışişleri Bakanı İlter Türkmen bizim Tecrübe Konuşuyor programında kendisi söyledi, Genelkurmay ın Kıbrıs dairesinde bizim Dışişleri Bakanlığı Kıbrıs dairesinde çalışandan daha çok insan var dedi. İşte bu sivile güvenmeyen, devlet içinde devlet olan bir yapı. Türkiye de demokrasi ve hukuk devletinin önünü açmak için önce bu yapıyı kırmak lazım. Benim meselem bu. Ama bununla birlikte askerin içinde de farklı görüşte cemaatçiler falan olabilir, bir ihtimal olarak bu da gündemde tartışılabilir ancak beni asıl ilgilendiren ortaya

7/7 ページ çıkan bir darbe tertibi mi? Bir darbe virüsünün ürünü mü? Demokrasiye ve hukuk devletine aykırı mı? İnsan haklarının tıpkı Susurluk, JİTEM örneklerinde olduğu gibi canına okuyan bir örgütlenme mi, cuntalaşma mı, ben bunların üzerine giderim. Ama bunu kimin çıkardığı ikincil bir konudur benim için. Ama işte sonuçta ciddi bir kesim de bu ikincil dediğiniz bölümden korktuğu için meselenin asıl bölümüne kuşkuyla yaklaşıyor? Bence o ikinci bölümden korkmasınlar, önce darbe tertipleri üzerinde dursunlar ve bunlar gerçek mi değil mi diye bunun hesabını sorsunlar. Çünkü gerçekten o korkuyu içinde, yüreğinde taşıyan insanların da Türkiye de öncelikle askerin siyasete karışması olgusundan korkmaları gerekir. Bu endişe içindeki kesimin bir bölümünde artı bir endişe daha var: Asker de giderse, yargı da giderse rejimi kim koruyacak? Böyle düşünenler zaten demokrasiyi unutsunlar. Desinler ki, Bir İslam ülkesi olduğumuza göre bizim en büyük derdimiz laikliktir, İslam tehlikesidir. Onun için biz ikinci, üçüncü sınıf demokrasiyle yaşamaya devam edelim. Asker de bu ikinci, üçüncü sınıf rejimin silahlı koruyucusu olsun. Bunu diyenlere başka tavsiye edebileceğim bir şey yok. Onlar demokrasiyi unutsunlar! YARIN 28 ŞUBAT SÜRECİNE İLİŞKİN ÖZELEŞTİRİLER VE ELEŞTİRİLER...