ROMA VE BİZANS DÖNEMLERİNDE GERMANİCİA (MARAŞ) İlyas GÖKHAN



Benzer belgeler
TARİH BOYUNCA ANADOLU

Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

Kahramanmaraş ın Tarihi Coğrafyasına Bir Bakış

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi

HELLENİSTİK DÖNEM UYGARLIĞI 2.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. İSKENDER Gençlik yılları

ŞANLIURFA YI GEZELİM

Dersin Adı İSLAM TARİHİ Sınıf 12 İSLAM TARİHİ

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

KAHRAMANMARAŞ'IN İLK ÇAĞDAKİ YERİ VE ÖNEMİ

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi. 8. Sanherib Dönemi (Siyasi tarih, mimari ve kabartmalar).

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

BİRECİK İLÇEMİZ Fırat ta Gün Batımı

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 2 SASANİLER-İSPANYA EMEVİLERİ-TULUNOĞULLARI

HELLENİSTİK DÖNEM UYGARLIĞI 9.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. (Diadokhlar Dönemi ve İPSOS SAVAŞI)

SİVEREK'TE TARİHİ ESERLER VE CAMİLER

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

AYA THEKLA YERALTI KİLİSESİ

BEDİR SAVAŞI. Nedenleri Savaş Sonuçları UHUD SAVAŞI. Nedenleri. Savaş Sonuçları HENDEK SAVAŞI. Nedenleri. Sonuçları. Kaynakça

Anadolu'da kurulan ilk Türk beylikleri

İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ

HELEN VE ROMA UYGARLIKLARI

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

HALFETİ Yİ GEZDİĞİNİZDE SAŞIRACAKSINIZ! Şaşırarak gezdim Halfeti yi. Abdullah Öcalan ın doğduğu yer olan Halfeti ye, Acaba güvenli mi?

MANASTIR TIBBI (Monastic Medicine)

AR&GE BÜLTEN. Kültür Turizmi ve İzmir

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi Journal of Book Notices, Reviews and Translations. Mehmetcan ŞAHİN

MİLLİ MÜCADELE TRENİ

Sikkeler: (Sağda) Tanrısal gücün simgesi Ammon/Zeus un koç boynuzuyla betimlenen İskender. (Solda) Elinde kartal ve asa tutan Tanrı Zeus

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

İSLAM VE BİZANS SINIRLARI ARASINDA HADES ŞEHRİ Between the Borders of the Byzantine and Islamic City of Hades İlyas GÖKHAN *

Derece Alan Üniversite Yıl Lisans İlahiyat Atatürk Üniversitesi 1979 Y. Lisans Tarih Atatürk Üniversitesi 1981 Doktora Tarih Atatürk Üniversitesi 1985

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

Dokuzuncu ve Onuncu Yüzyılda Bizans-Abbasi Sınırı

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi

Hz. Ali nin şehit edilmesinin ardından Hz. Hasan halife olur. Ancak babası zamanından kalma ihtilaf yüzünden Muaviye ile iç savaş başlamak üzereyken


İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ TEST

BİRECİK REHBER KİTAP. Birecik Turizm Envanteri Projesi T.C. BİRECİK KAYMAKAMLIĞI 2011

MÜSLÜMAN ARAPLARIN ÇUKUROVA YÖRESİNDEKİ FETİH HAREKETLERİ

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

Sorular 1. Aşağıdaki fotoğraflardan hangisi veya hangileri insanla ilgili özellikleri göstermektedir? I II III

Kafiristan nasıl Nuristan oldu?

SİKKELER IŞIĞINDA II. SÜLEYMANŞAH IN GERÇEK TAHTA ÇIKIŞ TARİHİ

Doğuda Kahramanmaraş ve Gaziantep, Batıda Mersin, Kuzeyde Niğde, Kayseri, Güneyde Akdeniz ile çevrilidir.

ORTA ASYADAN TÜRK GÖÇLERİ

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

2. İstanbul Boğazı 31 kilometre uzunluğundadır. 3. İstanbul Boğazı Asya ve Avrupa yı birbirinden ayırır. 4. İstanbul Boğazını turistler çok severler.

Dört Halife Dönemi Hazreti Ebubekir ve Hazreti Ömer Devri Ders Notu

KÜTAHYA ADININ KÖKENİ VE TARİHİ

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

Çöküş ve Toparlanma. Çöküş ve Toparlanma Diocletianus un Reformları. İ.S. 3. yüzyıl kargaşası,

TARİH DERSİ PERFORMANS GÖREVİ


AKSARAY Aksaray ın Tarihçesi "Şehr-i Süleha"

URARTU UYGARLIĞI. Gülsevilcansel YILDIRIM

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 3 FATIMİLER-GAZNELİLER

Adıyaman'ın İsmi Nereden Geliyor?

KAPADOKYA. Melih ÖZTEKİN. Eralp ÖZYAĞCI. Mert ÇİL. Başak DEMİRBAŞ

Arap Yarımadasından Mezopotamya'ya gelen Sami kökenli bir kavimdir.

Yard. Doç. Dr. Ali AHMETBEYOĞLU

HALFETİ İLÇEMİZ. Halfeti

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

KUDÜS TE BULUNAN TARİHİ OSMANLI ESERLERİ

Abbasiler Devleti Ders Anlatım Videosu. Abbasiler Devleti Ders Anlatım Notu ABBASİLER ( )

Dinlerin Buluşma Noktası. Antakya

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

ANADOLU TOPRAKLARINDA MEHMETÇİĞİN İMZASI: SİPER HATLARI

GAZİANTEP İN TARİHÇESİ Gaziantep tarihinin oluşumunda ve niteliğinde yer unsurunun önemi büyüktür. Bölgenin, ilk uygarlıklarının doğduğu, Mezopotomva

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI

Kültür - Sanat Kültür - Sanat Kültür - Sanat Kültür - Sanat Kültür - Sanat

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA)

T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ GÖNEN MESLEK YÜKSEKOKULU TURİZM VE OTELCİLİK BÖLÜMÜ İNANÇ TURİZMİ

ANTAKYA SAMANDAĞ GEZİSİ I 25 HAZİRAN 2012 MUSA DAĞI SİMON DAĞI

istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından sebepleri istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından gelişmesi istanbul'un fethinin türk

Mitosta, arkaik anaerkil yapı Ay tanrıçalığı ile Selene figürüyle sürerken, söylencenin logosu bunun tersini savunur. Yunan monarşi-oligarşi ve tiran

AKDENİZ İN KUCAĞINDAKİ TARİH ;MAMURE Kapıdaki gişeye yaklaşıp kaleye girmek için ücret ödemek istedim. O sırada gişede oturan hanım görevlinin

Edirne Tarihi - Edirne nin Yaşadığı İşgaller. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 6.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Haçlı Devletleri nin Kuruluşu

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

Türk İslam Tarihi Konu Anlatımı. Talas Savaşı (751)

MİM MİMARLIK TARİHİ VE KURAMI II GÜZ

Suriye'den Mekke'ye: Suriyeli üç hacı adayının hikâyesi

PERVARİ İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ HAZAR-ARAP İLİŞKİLERİ

İSLÂM ÖNCESİ İRAN DA DEVLET VE EKONOMİ -SÂSÂNÎ DÖNEMİ- (M.S )

Kent Devleti nden Akdeniz İmparatorluğuna: İtalya da Fetih ve Genişleme

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA

Sosyal bilgiler öğretmeninin verdiği bu bilgiye dayanarak Mustafa Kemal Paşa ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük DİRİLİŞİN DESTANI: SAKARYA

Transkript:

76 ROMA VE BİZANS DÖNEMLERİNDE GERMANİCİA (MARAŞ) İlyas GÖKHAN Özet Bu bildiride, Ortaçağ ın Latince, Grekçe ve Arapça kaynaklarından faydalanarak, Germanicia nın Roma ve Bizans İmparatorluğu Dönemindeki siyasi tarihi ele alınacaktır. Günümüzde Antik Germanicia şehrinde çıkarılan mozaikler söz konusu devletler dönemine aittir. Maraş M.Ö. (B.C.) 58 de Büyük Roma İmparatorluğu nun eline geçti. Hititler zamanındaki Markasi olarak geçen şehre Romalılar devrinde Germanicia adı verildi. Roma İmparatorluğu zamanında Maraş, Kommegene Krallığına bağlıydı. Roma döneminde Germanicia Anadolu ile Suriye arasındaki geçitler üzerinde bulunmasından dolayı stratejik bakımdan önemli bir yerdi. İmparatorluğunun ikiye ayrılmasından sonra Germanicia şehri Doğu Roma tarafından idare edilmeye başlanmıştır. Germanicia 635 de Arap akınlarına uğramış ve bundan sonra sık sık Müslümanlar ile Hıristiyanlar arasında el değiştirmiştir. Germanıcia (Marash) at the Reign of Roman and Byzantium Abstract In this paper, political history of Germanicia during Roman and Byzantium will be studied with the help of Latin. Greek and Arabic sources. Mozaics dug in the present belong to period of these states. Marash was taken in 58 B.C. by Roman Empire. City s name Markasi Hittite time, become Germanicia in Roman time. The city was an important place of passes between Eastern Roma and Syria. After division of Roma, the city came under Eastern Rome. Germanicia started to be raided by Arabic in 635 (A.D.) and become a conflict center between these two sides. Giriş Markasi den Germanicia ya: M.Ö. (B.C.) IX. Yüzyıl ortalarında Asur krallarından Tiglatplazer zamanında başlayan ve II. Sargon devrinde M.Ö. (B.C.) VIII. yüzyıl sonlarına kadar bu krallığın her yıl Anadolu da yaptığı askeri seferlerden bahseden yıllıklarda Maraş tan bahsedilmektedir. Bu yıllıklarda Gurgum krallığının ve krallığın merkezi olan Markas veya Markasi adı geçmektedir. M.Ö. (B.C.) 858 yılına ait III. Salmanasar ın yıllığında kralın Gurgum ve Kumuh u (Adıyaman tarafları) fazla zorlamadan haraca bağladığı anlatılmaktadır. II. Sargon un M.Ö. (B.C.) 711 yılına ait yıllığında ise Gurgum da karışıklıklar çıktığı, Asurlulara bağlı Gurgum kralı Tarkhulara nın kendi oğlu Mutallu tarafından öldürüldüğü, bunun üzerine Asurluların bölgeyi istila ederek Markasi halkını sürgüne gönderdiği ve şehre yeni bir vali atandığı belirtilmektedir. Bu bilgilerden Maraş ın Geç Hitit devletlerinden biri olan Gurgum un merkezi olduğu anlaşılmaktadır. Gurgum kelimesinin de Anadolu nun bilinen ilk halkı Levilerin dilinden geldiği ileri sürülmektedir. Hitit kralı I. Şuppililumma nın zamanına (M.Ö. (B.C.)1370 1335) ait bir metinde geçen Uru karkum-ma sözcüğünün zamanla veya Asur kaynaklarında Gurgum a dönüştüğü kabul edilmektedir (Zoroğlu 2005: 303; Köseoğlu: 2). Makedonyalılar Dönemi (M.Ö. (B.C.) 333 323) M. Ö. (B.C.) 334 yılı ilkbaharında Makedonya kralı II. Philip in oğlu Büyük İskender 35 bin askerle Küçük Asya ya geçti. Perslerin üzerine yürüyerek İssos Muharebesini kazanıp III. Darius u öldürdü. Perslere bağlı Kapadokya Satraplığı Hâkimiyetinde olan Maraş, M.Ö. (B.C.) 333 yılında İskender İmparatorluğu'na bağlandı (Abu l-farac 1999: 108; Günaltay 1987: 50). Bundan sonra Maraş, Helenizm uygarlığı etkisi altına girdi. M.Ö.323'de Büyük İskender ölünce Maraş şehri İskender'in generallerinden Selefkus'un hissesine düştü. Selefkoslar Dönemi (M.Ö. (B.C.) 323-M.Ö. (B.C.) 64) İskender in ölümünden sonra komutanları arasında devam eden uzun mücadelelerden sonra Selecus Nikator (Selefkos) Anadolu, Suriye ve Irak ı içine alan ve merkezi Antakya olan bir devlet Prof. Dr. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Fen- Edebiyat Fak. Tarih Bölümü

77 kurdu. Kilikya bölgesi de bu devletin toprakları içindeydi. Bu devlet zamanında Maraş ın başkent Antakya ya yakın olmasından dolayı önemli bir şehir olduğu tahmin edilmektedir (Köseoğlu: 3). Süryani tarihçisi Abu l-faraç, Selefkos un bölgede Antakya, Urfa gibi şehirlerin yanında Maraş ı da yani Germanicia yı da kurduğunu yazmaktadır (Abu l-farac 1999: 110). Suriye'yi içine alan Asya krallığı topraklarından sayılan Maraş, bir süre sonra Kapadokya Krallığı'na yeniden bağlandı. Gerek Selefkoslar gerekse Romalılar zamanında Maraş önemli stratejik yollar üzerinde bulunmasından dolayı ehemmiyetini muhafaza etmiştir (Ramsay 1961: 309). Selefkos İmparatorluğunun hâkimiyetinin sonlarında M.Ö. (B.C.) 1. yüzyılda Maraş bölgesi Trakya dan gelen Galatlar ile doğudan gelen Ermenilerin saldırılarına uğradı. Ermeni Kralı Dikran Maraş bölgesine kadar gelerek yağma ve katliamlarda bulundu. Ermenilerin bölgedeki nüfuzunu kıran Romalılar Maraş bölgesini ele geçirdiler (Balcı 2001: 18). Germanicia Üzerinden ve Yakınından Geçen Yollar Roma İmparatorluğu zamanında Efes ten başlayıp Anadolu yu boydan boya geçerek doğuya giden kral yolunun mühim bir kısmı askeri karargâh olan Arabissos tan geçmekteydi. Bu yol Comana-(Tufanbeyli- Şar) Ptanadaris (Tanır)- Cocusos yoluydu (Ramsay 1961: 50). Cocusos tan (Kokkoussos) geçen bu yol buradan da kuzeye doğru Komana ve Ariarrathia üzerinden Sebasteia ya ulaşırdı. Arabissostan Sabestiaya ulaşan mühim bir Roma yolu daha vardı. Bu yol Aristil, Hurman, Kaşanlı, Elmalı ve Gürün üzerinden geçerdi. Toroslardan Kommegenaya açılan iki yol vardı. Bunlardan biri Malatya üzerinden diğeri de Kokussos tan Germanicia ya açılan boğazdan geçerdi. Bu ikinci yol IX. Asırdan itibaren işlek hale gelmişti. Toros Dağları nın doğusundan geçerek Komageneye ulaşan üç yolun izleri bulunur. Bunlardan birisi Kokussos tan Germanicia ya, ikincisi Arabissos tan Germaniciaya, üçüncüsü de Melitine den Samsat a giden yoldu. Bu üç geçit de yakın zamanlara kadar kullanılmıştır. Eski ismi Arabissos olan, günümüzde Afşin adı verilen Kahramanmaraş ın bu ilçesi yolların kesişme noktasındaydı (Ramsay 1961: 305). Germanicia dan Adata, Delük ve Samsota taraflarına giden yollar da vardı. Bir yol da Germanicia üzerinden Kastabala ve Ayn ı Zerbe ye geçmekteydi. Ayrıca Göksun- Geben üzerinden Ayn- Zerbe ve Ayas ve Misis e inen bir yol daha bulunmaktaydı. Germanicia nın Hıristiyanlık Tarihi Bakımından Dört Önemli Olay M.Ö. (B.C.) 300 lerde Kilikya nın kuzey doğusunda ve Kapadokya nın doğusunda Komana (Şar-Tufanbeyli- Mağara) şehri putperest Pagan dininin merkeziydi. Bu şehri ziyaret eden Strabon burada 6000 rahip olduğunu yazmaktadır (Strabon 1991: 4-6). Bu dinî anlayışa inanan insanlar Göksun, Maraş, Elbistan ve Arabissos (Efsus) gibi yörelerde yaşamaktaydılar. Helenistik dönemde (M.Ö. (B.C.) 330-M.Ö. (B.C.) 58) yöreye hâkim olan Makedonyalılar kendi inançlarını bölgeye yaydılar. Arkasından da Roma İmparatorluğunun bölgeyi işgali ile bu defa Eski Yunan putperestliği bölgeye girdi. Neticede Pagan, Yunan ve Roma din anlayışları Efsus ve çevresinde yaşayan halk üzerinde etkili oldu. Ashabü l-kehf olayı M.S. (A.D.) 200 li yıllarda yaşanmış olup bu dönemde Anadolu da Hıristiyanlık yayılmaktaydı ve bölgeye Büyük Roma İmparatorluğu hâkimdi. Eski putperest inançlarını bırakarak Hıristiyanlığı kabul eden ahaliye Roma zulüm uygulamaktaydı, bundan dolayı da Hıristiyanlar Kapadokya da yeraltı mağaralarına sığınmışlardı. Dönemin Roma İmparatoru Decius (Dakyus-Dakyanus) (249 251) zamanında Efsus ta Yedi genç eski dinlerini bırakarak Hıristiyan olmuşlardı. Bölgede bulunan Roma Tema (Eyaleti) valisinin bu gençleri cezalandırmak amacıyla harekete geçmesiyle onların bir mağaraya sığınarak burada 309 yıl uyumaları ile Ashabü l-kehf olayı gerçekleşmişti. Bu geçen süreçte Büyük Roma İmparatorluğu batı ve doğu (Bizans) olmak üzere ikiye ayrılmıştı. Gençler uyandıklarında Afşin yöresine Bizans (Doğu Roma) İmparatorluğu hâkimdi ve Hıristiyanlık resmi devlet dini olmuştu. Dönemin Bizans İmparatoru II. Teodosios (408 451) Yedi Uyurlar hadisesini duyunca karısı ile birlikte Efsus a kadar gelerek mağarayı ziyaret etmişti. Bundan sonra Hıristiyanlar tarafından kutsal bir yer olarak kabul edilen Efsus la ilgili kaynaklarda çeşitli bilgiler, efsaneler ve rivayetler yer almaya başlamıştır. Bu konu ile ilgili VII. Yüzyıl Süryani kaynaklarında bilgiler bulunmaktadır.

78 İkinci önemli olay ise Göksun a sürgün edilen ve Hıristiyanlığın en önemli vaaz risalelerini yazan İstanbul patriği Ionnes Khrysostomos tur. Bu şahıs Bizans İmparatoriçesi Eudokia ile anlaşmazlığa düşmüş ve 404 407 yılları arasında Göksun da sürgün hayatı yaşamıştır. Buradan İstanbul daki taraftarlarına gönderdiği dini mektupları vardır (Texier 2002: 132). Üçüncü önemli olay ise Germanicia da doğan ve Nasturi mezhebini kuran Nestorius tur. Hıristiyanlıktaki teslisi kabul etmeyen bu şahıs da Hz. İsa nın tek tabiatlı bir varlık olduğunu iddia etmiş, bu yüzden de Mısır a sürgün edilmiş ve orada ölmüştür. Dördüncü önemli olay ise Bizans Anadolu sunun doğu ve orta bölgesinde ortaya çıkan heretik akımlardan biri olan Pavlikan hareketinin Germenika bölgesini de etkilemesidir. VI- IX. Yüzyıllar arasında varlığını sürdüren bu akımın mensupları IX. Yüzyılda I. Basil tarafından etkisiz hale getirilmişlerdir. Divriği merkez olmak üzere bağımsız bir siyasi teşekkül de kuran bu akım mensupları Hıristiyanlığın resmi kabul göre inanç sistemine karşı çıktıklarından dolayı ilk Protestanlar olarak kabul edilmektedirler (Özışık 2007: 1-3). İmparator V.Konstantinos zamanında Pavlikanlar, dağıtılmak ve asimile edilmek amacıyla Trakya ya doğru sürülürken bir kısmını da Germanicia ve Melitine taraflarına yerleştirilmişlerdir. 969 da İmparator John Zimisces (Ioannes Çimiskes) ( 969 976) Pavlikanları Antakya tarafından Trakya ya sürgün etti (Özışık 2007: 95). Haçlı seferleri sırasında bu mezhep mensupları hâlâ Maraş ile Antakya arasında varlıklarını sürdürmekteydiler (Komnena 1996: 470; Francorum: 27). Roma Dönemi ( M.Ö. (B.C.) 64 - M.S. (A.D.) 395) Maraş, Selefkosların idaresinin sona ermesinden sonra M.Ö. (B.C.) 58 de Roma İmparatorluğu hâkimiyetine girdi. Bazen müstakil bazen de Roma İmparatorluğuna bağlı olan Kommagene Krallığı na bağlı olan Maraş, krallığın en batı ucunda yolların kesiştiği bir noktadaydı. Roma İmparatorluğu bölgeyi ele geçirince Maraş'ın adı Germanicia olmuştur. Ermeni, Süryani ve Roma kaynaklarında bu isim değişikliği doğrulanmaktadır. Hatta Süryani tarihçisi Abu l-faraç Maraş a Romalıların Germenika dediklerini belirtmektedir. Urfalı Mateos da şehri Germenika olarak anmaktadır (Mateos 1987: 299; Abu l-farac 1999: 258; Honigmann 1997: 312). Maraş adının Germenika ya çevrilmesi konusunda çeşitli rivayetler vardır. Bunlara göre; Şehrin adı Romalılar zamanında Kayseria Germanicia biçiminde değiştirilir. Roma imparatoru Kaligula zamanında, yani M.S. (A.D.) 37 41 yılları arasında bu isim değişikliği olmuştur. Tam adı Gaius Caesar Augustus Germenicus olan bu şahsın ismindeki Germanicus tan alınan Germanicia ve imparator kenti anlamındaki Kaiseria sözçükleri birleştirilerek Maraş a Kaisereia Germanicia denmiştir. Bazı kaynaklar ise Maraş a bu adı M.S. (A.D.) 17 de Kaligula nın ricasıyla İmparator Tiberius un (14 37) verdiğini ileri sürmektedir. Tiberus un yeğeni Germenicus öldürülmüştü. Tiberus ölünce yerine öldürülen yeğeni Germenicus un oğlu Gaius (Caligula) getirilir. Onun öldürülmesinden sonra da yerine amcası Tiberius Claudius Drusus Nero Germanicus (41 54) getirildi. Romalılar tarafından Germanicia, Melitine, Samsat ve Dülük arasında bulunan Kommegane bölgesinin kralığı IV. Antiokhos a verilmişti. Bazı kaynaklara göre de Maraş a asıl bu adı veren kişi IV. Antiokhos olup, Roma imparatoru Caius un (37 41) (Kaligula) gözüne girmek amacıyla şehrin adını değiştirmiştir. Bazı tarihçiler ise IV. Antiokhos un dedesi olup Nemrut tümülüsünde gömülü bulunan I. Antiokhos un (M.Ö. (B.C.) 54-M.Ö (B.C.) 37) Maraş a kendi adını verdiğini ileri sürülmektedir. Buna göre Maraş, Antiokheia yani Antakya olarak anılmış ve diğer Antakya dan ayırmak içinde Toroslardaki Antakya (Antiokheia Pros Tauro) denmiştir (Darkot 1997: 31; Zoroğlu 2005: 305-306). Bir imparatorun adına kurulması ya da isminin onun adına değiştirilmesinden dolayı büyük önem verilen Germanicia ya imparatorluğun üst düzey idarecisinin ve halkının yerleştirildiği tahmin edilmektedir. Germanicia M.S. II. yüzyılda Ptolemaios un eserinde geçmektedir. Bu dönmemde Roma İmparatoru adına şehirde para basılmıştır. Bu paraların üzerinde Kent tanrıçası Tykhe ve ayaklarının dibinde Irmak tanrısının figürü vardır. Bu ırmak Ceyhan (Pyramos) olmalıdır. Bu sikkeler imparator Marcus Aurelius, Lacius ve Commodus dönemlerinde basılmıştır. Roma İmparatorluğu döneminde M.S. (A.D.) 341 de Germanicia yeni kurulan Kommegene topraklarında Fırat ın batısında merkezi Herapolis olan Syria Cuele eyaletine bağlıydı (Tekin 2010: 173).

79 1835 te Maraş ı ziyaret eden Charles Texier de şehrin eski isminin Antiochia ad Taurum olduğunu ve yeni şehrin buranın üzerine kurulduğunu yazmaktadır. Bizanslıların söz ettiği şehirlerden biri olduğunu belirten müellif buranın Kilikya Antiochesi olduğunu yazmaktadır. Texier şehirde eski eserlerden hiçbir iz kalmadığını da belirtmektedir (Texier 2002: 141 142). Bunun yanında Bizans kaynaklarında ise şehrin adı Marasin veya Marasion olarak da görülmektedir (Ramsay 1961: 345). Kommagene Krallığının en batı ucunda olan Germanicia şehrinde Helenizim uygarlığı etkilerini gösterdi. Bu şehri yukarıda da bahsedildiği gibi IV. Antiokos kurdu ya da daha önce var olan şehri helenleştirmek için Germanicia adını verdi. Germanicia adı Gaius ve Claudius u şereflendirmek üzere verilen isimden gelmektedir. Şehir, Suriye ve Kapadokya sınırına yakın dağların güney eteklerinde iyi sulanan bir düzlüğe uzanan kısımda kurulmuş olup güney ve batıyla kolay ulaşım sağlayacak bir noktadadır. Germanicia nın doğusunda bulunan Samsato ve Zeugma ile irtibatı vardı (Magie 1950: 549). M.S. 71 de Kommagene Krallığının Roma dan ayrılıp, İranlılara bağlanma eğilimi üzerine, bu krallık tamamen kaldırılarak Germanicia Suriye eyaletine bağlanmış ve bölgeye Rome Lejyonları yerleştirilmiştir (Tekin 2010: 65-167). Germanicia nın doğusunda Adata (el-hades) 1 bulunmaktaydı. Bu şehir günümüzde tamamen yıkılmıştır. Germanicia ve Adata Orta Çağ İslâm ve Hıristiyan kaynaklarında birlikte geçer. Araplar Germanicia ya Maraş demekteydiler. Maraş hakkında bilgi veren ilk İslam müellifi el- Belâzurî dir. Yazar, Fütûhu l-büldân adlı eserinde Maraş ın Müslümanlar tarafından nasıl, kim tarafından ve ne zaman fethedildiğini açıklar, bu bölgelerde Müslümanlar ile Hıristiyanların mücadelelerini ayrıntılı bir şekilde ortaya koyar (el-belâzurî 1987: 270). Germanicia (Maraş) ın ilk defa nerede kurulduğu hep tartışma konusu olmuştur. Maraş'ın Hititler tarafından bugünkü bulunduğu yerde kurulduğu, bilhassa da kalenin çevresinde olduğu, daha sonra ise Mağaralı Mahallesi'ne doğru genişlediği de iddialar arasındadır. Germanicia nın neresi olduğu sorusu bugün artık cevap bulmuştur. Ancak Germanicia nın Müslümanlar tarafından fethedilmesinden sonra onların kurduğu şehrin neresi olduğu tam aydınlatılamamıştır. Germanicia nın terk edilmesi ne zaman nasıl olmuştur. Bu tartışma günümüze kadar devam edip gelmiştir. Müslümanlar Suriye, Mısır ve Kuzey Afrika yı aldıkları zaman ele geçirdikleri şehirlerin kenarlarına bir askeri üs kurarlardı. 637 de Germanicia yı aldıktan sonra da bunu yapmışlardır. Bu bilgiler ışığında Germanicia nın VII. yüzyılın ortalarında terk edildiğini söyleyebiliriz. Ermeni, Süryani, Bizans, Haçlı ve Arap kaynaklarının tamamı 1114 de Maraş ta büyük bir deprem olduğunu ve 40.000 kişinin öldüğünü yazmaktadırlar. Bu depremin Maraş ın altını üstüne çevirdiği, bütün binalarını yıktığı, içinde yaşayan insanları ve hayvanları telef ettiği kayıtlıdır. Hatta deprem öyle şiddetli olmuş ki, dağların (muhtemelen Ahırdağ) yamaçlarında bulunan Hıristiyanlara ait Manastırlar dahi yıkılmış ve içinde bulunan din adamları tamamen ölmüştür. Bu depremle Germanicia nın üzerinin örtüldüğünü söyleyebiliriz. Başka bir iddiaya göre ise; Ahır dağından gelen bir sel baskını Maraş ı çamur deryası altına alarak yıkmıştır (Canpolat 1945: 15). Bunun üzerine Dulkadir Bey i Alaüddevle Maraş ı şimdiki yerinde yeniden kurmuştur. Maraş ın Kuyucak Mahallesinde Şekerli Camii nde bulunan Selçuklulara ait 1240 lı yıllara ait bir kitabe yeni yorumlara sebep olmaktadır. Maraş M.Ö. (B.C.) 64 yılına kadar Selefkuslara bağlı kalmıştı. Bu tarihte bu krallığın merkezi Antakya'nın Romalılar tarafından alınmasıyla birlikte Maraş da onların eline geçti. Maraş'ı Roma'ya bağlayan komutan Pompeius'tu. Yukarı Suriye ve Maraş civarında oturan Kommagenler, Romalıları bir hayli uğraştırarak ayaklanmalar çıkardılar (Köseoğlu: 3). Bazen bağımsız bazen de Roma'ya bağlı olan Kommagene Krallığı, Maraş bölgesini de yönetti. Bu dönemde Sasanilerin Maraş'a kadar akınlar yaptığı görülmektedir. 1 Hades-Göynük: Pazarcık ile Çağlayancerit arasındaki ovanın kuzeyindeki boğaz ağzında olup, şimdiki Bozlar köyünün olduğu yerde bulunan tarihi şehirdir. İslâm-Bizans çatışmalarına sahne olan Hades, Haleb-Dülük- Elbistan- Kayseri askerî ve ticaret yolunun üzerinde bulunan başta Akçaderbent olmak üzere birçok geçidin kontrol edilmesi açısından da önemli bir mevkideydi. Hades, Göynük, Hadesü l-hamra, Derbü s-selam, Adata, Mehdiye, Muhammediye gibi isimlerle de anılmıştır. Hades in toprağı kırmızı olduğu için Hadesü l-hamra yani Kızıl Hades deniyordu. Burası birkaç defa yakıldığı için Türkçe yanık anlamına gelen Göynük de denildiği iddia edilmektedir (Sümer 1993: 4-8).

80 Bizans İmparatorluğu: (M.S. (A.D.) 395-1086) Doğu Roma İmparatorluğu hissesine düşen Germanicia bu dönemde de önemini korudu. Bizans İmparatoru I. Justinianus döneminde Maraş toprakları Bizans-Sasani çatışmalarına sahne oldu. 544 yılında Sasani kisrası Kisra b. Kavad Antakya yı tahrip edip Maraş yakınlarına kadar geldi (Abu l-farac 1999: 161). Abu l-faraç ın belirttiğine göre Bizans imparatoru Tiberius (578 582) ölmeden önce kızı Augusta yı Arabisos (Efsus-Afşin) kökenli Mauricius a ( Mavrikus) ( 582 602) verdi. Kayın pederinin ölümünden sonra bu şahıs 20 yıl Bizans İmparatorluğunu yönetti(abu l-farac 1999: 164). Bir süre Sasaniler Maraş ı Bizanslılardan aldılar. 605 611 yılları arasında Sasanilerin elinde kalan kent tekrar Bizans'ın eline geçti. Germenicia Üzerinde İslam-Bizans Çatışmaları (637-962) Halife Hz. Ömer devrinde, Halid b. Velid adlı Müslüman komutan 636-637 de Suriye de Minas adlı bir komutanın yönetimindeki Bizans ordusunu hezimete uğratmıştı. Bu mağlubiyet karşısında çaresiz kalan İmparator Herakleios artık Suriye yi elinde tutamayacağını anlamış ve Urfa dan Samsat a çekilmişti. Hatta bir rivayete göre yüksekçe bir tepe üzerine çıkarak Suriye tarafına dönmüş ve hüzünlü bir şekilde Ey Suriye! Artık seninle bir daha buluşmamak üzere elveda! Ebediyen elveda! demişti (Abu l-farac 1999: 177; Ebû l-fidâ 1997: 224; İbnü l-verdi 1996: 137). Suriye den Hâlid b. Velid Maraş a gönderilir. İslâm orduları Maraş a girdiğinde şehir halkının bir kısmı kaçmış, bir kısmı da kaleye çekilerek direnişe geçmişti. Şehir ahalisi direnişlerinin nafile olduğunu görüp yapılan bir anlaşmayla Germanicia yı 637 tarihinde Hâlid b. Velid e teslim etti (el-belâzurî, 1987: 270; İbnü l-adim 1988: 235; Ebû l-fidâ 1997: 224). Bir halk inanışına göre ise Maraş ı Mikdâd b. Esved, Cimcime adlı Bizans valisinin elinden aldı. 2 Maraş fethedildiği sıralarda bölgenin kuzeyinde bulunan Arabissos da İslam askerleri tarafından tahrip edildi (Yinanç 1997: 243). Maraş ı alan Müslümanlar şehri sulhla aldıkları için Hıristiyan halka dokunmadılar. Yapılan teslim anlaşması ahalinin can ve mallarına dokunulmayacağı şartını taşımaktaydı. Maraş ta bulunan Hıristiyanların şehri serbestçe terk etmeleri sağlanmış, yerlerine Müslüman ahali yerleştirilmişti. Müslümanlar Maraş ta bir askerî garnizon kurarak Anadolu içlerine yapılacak seferler için burayı bir üs haline getirdiler. 3 Maraş ın alınmasıyla birlikte bölgede bulunan Dülük, Raban (Araban), Hades gibi yerler de fethedildi. Maraş yakınlarında olan Adata (Hades), İyaz b. Ganim in gönderdiği Habib b. Mesleme el-fihrî tarafından ele geçirildi (Belâzurî 1987: 273; Yakut: 227 278; Demirci 2005: 320; Hades 1997: 42). Kısa bir süre sonra Maraş Bizanslılar tarafından geri alınsa da Hz. Osman zamanında, 651 de Süfyan b. Avf el-amidî yeniden fethetti. Bu sırada Şam valisi olan Muaviye 650 51 de, çatışmalarda tahrip olan şehri imar ettirip, Hıristiyanların Suriye hudutlarına girişini engellemek ve Anadolu da yeni yerler fethetmek için buraya asker yerleştirip tahkim etti. Maraş, Muaviye nin Şam valiliği sırasında Müslümanların Anadolu içlerine yapacakları seferler için askeri bir üs yapıldı (el-belâzurî 1987: 270 271; Honigmann 1997: 313; Yinanç 1340: 283). Emeviler Dönemi(661 750):Hz. Ali-Muaviye arasındaki hilafet tartışmaları sırasında Bizanslılar Maraş ı geri alarak Suriye hudutlarına dayandılar. Şehirde yaşayan Müslüman ahali Suriye ye çekildi. Emevi halifesi Abdülmelik (685 705) döneminde Bizanslılar Antakya ya kadar ilerlediler. Bunun üzerine halife Hıristiyanlara karşı bir ordu gönderdi. İslâm ordusu Hıristiyan ordusunu Torosların gerisine çekilmeye mecbur etti. Bunun üzerine Bizanslılar Müslümanlarla barışa razı oldular. Halife bir miktar para vererek Hıristiyanların bölgeden çekilmesini sağladı. İki taraf arasında barış kısa sürmüş, 694 yaz aylarında İslâm orduları Muhammed b. Mervan ın komutasında Anadolu içlerine yürümüştür. Ancak Ağustos-Eylül 694 de Bizanslıların karşı atağa geçip Maraş tan ilerleyerek Amik e indikleri görülmektedir. Bunun üzerine İslâm ordusu başında Eban b. Velid ve Ukbe b. Ebî Muayt adlı komutanlar olduğu halde harekete geçmiş Maraş ovasında 2 Bu halk inanışını Maraş a yaptığı seyahatinde duyan Evliya Çelebi eserine kaydetmiştir (Evliya Çelebi Seyahatnamesi 1985: 135). 3 Evliya Çelebi Seyahatnamesi nde geçen rivayetlere göre, Haleb üzerinden Ayıntab ve Maraş bölgesine yaklaşan Hz. Ali, Maraş Kaszeri (Maraş Valisi) olan Cimcime ve ahaliyi İslâm a davet eden bir mektup yazarak Mikdâd b. Esved. ile gönderir. Bunun üzerine mektubu alan Maraş valisi ve ahalisi Şir Dağına doğru kaçarlar. Boşaltılan şehre giren Mikdâd b. Esved kalesini yıktırır ( Evliya Çelebi Seyahatnamesi 1985: 135; Atalay 1339: 21).

81 karşılaştığı Bizans ordusunu ağır bir yenilgiye uğratmıştı. Müslümanlar Hıristiyan ordusunu takip ederek pek çok askeri öldürdüler. Halife Velid in oğlu, el-abbâs b. el-velid b. Abdulmelik, Maraş a gelerek, savaşlarla harap olan şehri yeniden imar ettirip güçlendirir ve buraya Müslüman ahali yerleştirir. Bu sırada Maraş a büyük bir cami de inşa edilir. Maraş ın Bizans saldırılarına karşı korunması için, Kınnesrin bölgesi halkının buraya her yıl belirli sayıda asker göndermesi de zorunlu hale getirilir (el-belâzurî 1987: 271; İbnü l-adim 1988: 236; İbn-i Kesir 1995: 17; Avcı 2003: 75). 696 da Yahya b. Hakem adlı Müslüman komutan, Maraş üzerinden Bizans topraklarına akınlarda bulundu. Yine 697 de İslâm orduları Velid b. Abdülmelik komutasında Malatya tarafından Anadolu ya girer. Darende yi fetheden Müslümanlar Maraş ın güvenliğini sağlamış oldular. Bir süre sonra İslâm orduları daha kuzeydeki Kemah bölgesini de ele geçirip burada bulunan ve Bizanslıların baskılarına maruz kalan Ermeni ahaliyi Maraş a yerleştirirler (el-belâzurî 1987: 266; Demirci 2005: 322). Aynı yıllarda İslâm orduları Bhasipolis adı verilen Ablastin i (Elbistan) de fethederler( Abu l-farac 1999: 190). 731-732 de Muaviye b. Hişâm, Maraş üzerinden Bizanslıların üzerine bir akın düzenler (İbn-i Kesir 1995: 498). Bizanslılar 741 de Malatya ve Maraş üzerine yürüyünce İslâm orduları Hişam b. Abdulmelik in karşı hareketi ile onları geri püskürtür. Bizans İmparatorluğu tahtına 717 de aslen Maraşlı olan ve daha önce Trakya ya sürgün edileni III. Leon 4 (717 741) geçer. Hanedana adını veren bu kişi zamanında Maraş üzerinde Bizans-Emevi çatışmaları şiddetlenir (Ostrogorsky 1999: 144-145). III. Leon çocukluğunun geçtiği Maraş ta daha önce Araplarla birlikte yaşamış ve onların dilini öğrenmiş olup İslâm kültürüne de vakıf biriydi. İslâm dini ve kültürünü iyi tanıyan III. Leon zamanında Bizans ülkesinde Hz. İsa ve Meryem ile Hıristiyan azizleri temsil eden ikonalar (resim) yasaklanır ve tahrip edilir. Aynı sıralarda Emevi halifesi Ömer b. Abdülaziz de Hıristiyanlardan alınan yerlerdeki ikonların ortadan kaldırılmasını emretmişti. III. Leon, aile bağlarının bulunduğu Maraş bölgesini ele geçirmek için Müslümanlarla şiddetli bir mücadeleye girişir (Ostrogorsky 1999: 149 150; Demirci 2005: 322 323). Son Emevi halifesi II. Mervan (744 750), zamanında Maraş üzerinde Bizanslılarla çatışmalar hızlandı. III. Leon un oğlu Bizans İmparatoru V.Konstantin (741 775) 746 da Maraş'a yürüdü. Theophanes ten nakiller yapan Ramsay, 745 te Hıristiyanlar tarafından Maraş ın geri alındığını yazmaktadır (Ramsay 1961: 306). Bu sırada Maraş valisi olan el-kevser b.ziver b. el- Haris el-kilâbî, kaleye çekilerek Bizanslılara karşı direnişe geçti. Fakat askerlerinin azlığı sebebiyle V. Konstantin e karşı koyması mümkün değildi. Bu yüzden vali daha fazla zayiat vermemek için şehri Bizans İmparatoruna sulh ile teslim etti. Maraş ta yaşayan Müslüman halk şehri terk ederek Suriye ve el-cezire taraflarına çekildi. Maraş a giren Bizans ordusu şehri tahrip etti. V. Konstantin, babasının memleketi olan Maraş tan Suriye nin kuzeyine kadar uzanan bölgeleri dolaşarak akrabaları olduğu gerekçesiyle bölge halkının bir kısmını Trakya ya götürdü. Bu sırada Maraş ta yaşayan Hıristiyan ahaliden Nasturîleri de sürgün etti. Maraş a da asker ve etraftan topladığı bazı Hıristiyanları iskân etti. Bir süre sonra II. Mervan, Maraş ı Bizanslılardan geri aldı. İslâm orduları Maraş a girdiklerinde yıkık, harap ve ahalisi sürgün edilmiş bir şehirle karşılaştılar. Halife buraya yeniden Müslüman ahali ve askeri birlikler gönderdi. II. Mervan, iki tarafı dere olan 5 şehrin etrafına bir de sur inşa ettirdi. İçeride ise kalenin surlarını tamir ettirip askerler yerleştirdi (el-belâzurî 1987: 272; İbnü l-adim 1988: 395; Ebû l-fidâ 1997: 297; Ostrogorsky 1999: 155). Emevilerin son halifesi olan II. Mervan, Maraş a büyük ehemmiyet vererek sürekli Bizanslıların saldırısına uğrayan ve Müslümanlar ile Hıristiyanlar arasında el değiştiren şehirde hâkimiyetini sağlamlaştırmak istiyordu. Bunu gerçekleştirmek için de hem kalenin surlarını yaptırmış hem de şehri bir dış sur ile çevirtmiştir. Bu surlar halifenin isminden dolayı Mervanî olarak isimlendirildi. Kısa süre sonra Bizanslılar Maraş ı yeniden alırlar. Bunun 4 III.Leon: Maraş kökenli bir Hıristiyan olup tahta çıktıktan sonra Bizans imparatorluğunu yeniden Araplara karşı güçlendirdi. Uzun yıllar tahta kalan bu imparator 733 yılında veliaht oğlu Konstantin i Hazar Hanı nın kızıyla da evlendirerek Müslümanlara karşı Türklerin desteğini elde etmeyi hedefledi (Ostrogorsky 1999: 146; Avcı 2003: 153). 5 Maraş kalesi doğu tarafında Akdere, batı tarafından ise Şekerdere arasında bir tepe üzerine kurulmuştur. Bu iki dere kale önünde birleşerek aşağıya doğru akar.

82 üzerine Mervan, el-velid b. Hişâm ı Maraş a gönderdi. Amik Ovası üzerinden Maraş üzerine yürüyen İslam ordusu şehri tekrar fethetti. Velid, Bizanslılar tarafından yıkılmış olan Maraş kalesinin surlarını yeniden yaptırdı (Demirci 2005: 323 324). Abbasîlerin Emevi iktidarına son verdiği günlerde Maraş yeniden Bizans ın eline geçti. İki taraf arasında sürekli el değiştiren Maraş ve etrafı bir süre sonra insansızlaştırıldı. Bizanslılar daha çok Süryani, Nasturi ve Ermeni gibi kendi mezheplerinden olmayan Hıristiyan ahaliyi bölgeden sürgün ederlerdi. Çünkü bu gruplar, Rumların mezhep taassupları yüzünden İslâm idaresini Bizans idaresine tercih ederlerdi. İki taraf arasındaki sürekli çatışmalar sebebiyle sınır bölgesi güvensiz ve insansız tampon bir bölge olmuştu. Taberi ve İbnü l-esir gibi İslâm tarihçileri Müslüman ve Hıristiyan devletleri arasında oldukça geniş bir arazi şeridinin sahipsiz hudut bölgesi kabul edildiğini, bundan dolayı da Arapça ed-davahî (İnglizce= no man s land) yani sahipsiz arazi dendiğini yazmaktadırlar (Honigmann 1970: 36-37). Abbasiler Dönemi (750 940): 750 de Abbasîler hilafeti ele geçirdikleri esnada, Bizanslılar Maraş ı yeniden ele geçirdiler. Halife Ebû Cafer Mansur (753 775) zamanında Şam valisi olan amcası Salih b. Ali, Maraş ı yeniden mamur hale getirip tahkim ettirdi. Halife de etraftan Müslüman ahaliye arazi ve maaş vaat ederek buraya yerleştirdi. Müslümanlar Maraş ve Hades şehirlerinin surlarını tamir ettirip asker ve ahali yerleştirdiler (İbn-i Kesir 1995: 130; Demirci 2005: 319). 769 da Hıristiyanların Maraş taraflarında bir İslâm keşif kolunu ele geçirdikleri haberi gelince, bu çevreye yürüyen Müslüman askerler Hıristiyanları esir alıp Filistin de Remle ye sürgün ettiler (Abu l-farac 1999: 200). Bizanslıların Orta Anadolu dan Güneydoğu Anadolu ve Suriye ye geçiş kapısı olan Elbistan ile Hades arasındaki Derbü l-hadid denilen Akçaderbent Müslümanların eline geçmişti (Hitti 1957: 442-443). Bu geçit ağzında bulunan el-hades şehri ise stratejik konumuyla ön plana çıkmaktaydı. Ebû Cafer Mansur un komutanlarından biri olan Züfr b.asım b.abdullah b.yezid b. el- Hilâlî komutasındaki İslâm ordusu 770 771 de Misis taraflarına girmiş, burada Bizanslılar ile çeşitli çatışmalara girerek pek çok ganimet ele geçirip Maraş taraflarını da dolaşıp geri dönmüştü (Halifet b. Hayyât 2001: 510). Halife el-mehdî (775 785) zamanında 777-778 de Bizans İmparatoru IV. Leon, Mihail el- Patrik komutasında 80 bin kişilik bir Bizans ordusunu bölgeye gönderdi. Bu ordu Hades i geçerek Maraş a ulaştı. Bu sırada Maraş ta vali olan halife Mehdî nin büyük amcası İsâ b. Ali, Sâlim el- Burnûsî adlı Müslüman komutanla birleşerek Bizanslılarla savaşa tutuştu. Maraş ı kuşatan Bizanslılar, çatışmanın başlangıcında şehrin Müslüman valisinin askerlerinden bir kısmını hezimete uğratmalarına rağmen surlarını geçip içeri giremediler. Mihail daha sonra Maraş üzerinden Ceyhan tarafına geçti. Mülâle b.hikmet adlı bir Müslüman komutan, Mihail ile Hades geçitlerinde karşılaştı. Burada iki taraf arasındaki şiddetli muharebede Müslüman askerler ağır bir hezimete uğradıkları gibi başlarındaki komutan Mülâle de öldü. Bu çatışmadan Müslüman askerlerden çok az bir kısmı kaçarak kurtulabilmişti (Halifet b. Hayyât 2001: 520). Bizans İmparatoru IV. Leon da Maraş bölgesinden çok sayıda insanı Trakya ya sürgün etti (Grousset 2005: 318). Abbasîlerle Bizanslılar arasında çatışmalar sürüp giderken, 778-779 da Hasan b. Kahtaba et-tâî (ö.779) 80 bin askerle Anadolu ya bir sefere çıkmıştı. Birçok yeri yağmalayan, Hasan dönüşte Maraş a da gelmiş, bölgede bulunan Hıristiyan ordusunu geri püskürterek faaliyetlerine son vermişti. Hasan ın akınlarından Anadolu nun yerli Hıristiyanları öyle yılmışlardı ki, kiliselerine korkularından onun resimlerini astıkları rivayet olunmaktadır. 777 780 yılları arasında el-mehdî, oğlu Hârûn ile birlikte Anadolu ya sefere çıktı. Haleb e gelen halife burada ortaya çıkan bir isyancı gurubu temizledikten sonra oğlu Hârûn u başkomutan olarak görevlendirip yanına Hasan b. Kahtaba ile Hasan b. Süleyman el-bermekî yi katarak Ceyhan nehrine kadar geldi. Abu l-farac, Abbâsi halifesinin Arabisos a kadar ulaştığını ve çadırını Puraman (Hurman) nehri kenarına kurduğunu yazar (Abu l-farac 1999: 204). M.Halil Yinanç a göre bu mıntıkayı çok beğenen halife el-mehdî burada bir şehir inşa etmek istediyse de bunu yapmaya zamanı olmadı (Yinanç 1997: 224). Hârûn Reşid (786 809) halife olduktan sonra Maraş, Hades ve Dârende şehirleri sürekli Bizanslılar ile Müslümanlar arasında çatışma alanı oldu (Honigmann 1970: 39). Halife 806 807 de

83 Maraş ın doğusunda bulunan Hades e kadar gelerek Ermeniyye valisi Said b. Müslim b. Kuteybe el-bâhîlî yi Maraş valiliğine atadı. Tarsus, Hades ve Malatya valileri azledilerek yerlerine daha güçlü ve halifeye bağlı olanlar getirildi. Halife, Sugûru ayrı bir vilayet yaparak el-cezire ve Kınnesrin den ayırdı. Sugûr valiliğini Sâbit b. Nasr el-huzâî ye verdi. Bundan sonra Maraş valileri Sugûr valilerine tabi olmaya başladı. Maraş valiliğine getirilen Sâbit, 808 de üzerine gelen Bizans kuvvetlerine karşı koydu. Bunun üzerine Hıristiyanlar geri çekilmek zorunda kaldılar. 809 da Maraş valisi Sâbit, Bizanslılar üzerine bir akın yaptı ve bazı fetihlerde bulundu (el-belâzurî 1987: 188; İbn-i Kesir 1995: 349). Harun Reşid ise Maraş ın doğusunda olan Hades i yeniden imar ettiği gibi şehrin batısında kendi adı verilen Haruniye kalesini inşa ettirdi. Nasr b. Şit adlı bir Arap komutanı halife Me mun a (813 833) isyan ederek bir süre Keysun ve Maraş taraflarında müstakil bir şekilde yaşadı. Me mun kendisine hizmetlerinden dolayı veziri Fazl b. Sehl in kardeşi Hasan b. Sehl e bazı yerleri ikta ettiği gibi Maraş ve Keysun taraflarını da ona bıraktı (Abu l-farac 1999: 218; Yinanç 1340: 286). Halife Me mun 831 832 Anadolu seferi sırasında Tarsus üzerinden ilerleyerek Tuvana a (Niğde sınırları içindeki Kilisehisar-Kemerhisar) ulaşmıştı. Buradan seferine devam eden Halife Kayseri- Göksun ve Maraş üzerinden Tarsus a geri döndü (Abu l-farac 1999: 222; Darkot 1997: 18). Halife Mu tasım (833 842) 838 de Türk askerleriyle birlikte Hades üzerinden Anadolu içlerine sefere çıktı. 841 de ise onun komutanlarından Ebû Said Muhammed b. Yusuf, Maraş ve Malatya üzerinden Anadolu ya sefere çıkmasına rağmen Bizanslılar onu püskürtmüşler ve söz konusu şehirler ile Hades i istila ederek Müslümanlardan birçok esir götürmüşlerdi (Abu l-farac 1999: 229; Honigmann 1997: 313; Sümer, 1993: 6). 868-905 yılları arasında Mısır da bir Türk devleti kuran Tolunoğlu Ahmed Adana, Tarsus ve Maraş bölgesini de bir süre elinde tuttu (Atalay 1339: 31; Yinanç 1340: 287). Tarsus tan Maraş a kadar uzanan bölgeyi idare eden Ahmed 868 de Mısır da müstakil bir devlet kurduğunda Suriye bölgesine ek olarak Sugûr un idaresi de kendisine verildi. Bu sırada bölgenin nüfusunun ekseriyetini Türk, İranlı ve Araplar oluşturuyordu. Bunun yanında Ermeni, Süryani, Nasturî ve Rum unsurlar da vardı. Bizanslılar Müslümanlarla giriştikleri mücadele sırasında Balkan milletlerinden birçok asker toplamışlardı. Bu askerlerin içlerinde Avrupa ya yürüyen Türk kavimlerinden Bulgar, Peçenek, Uz ve Kumanlar da vardı (Demirci 2005: 328 329). Makedonya Hanedanı nı kuran I.Basileious (867 886) 877 de 877 de Kayseri den hareket ederek Zibatra ve Samsat üzerinden geçerek Keysun ve Raban yoluyla Maraş üzerine bir taarruz planlamıştı. Ancak bu güzergâh üzerinde Müslümanlar savunma tetbirleri alınca imparator yolunu değiştirerek Zamantı (Karmalas Suyu) nehrini geçerek Sarız (Saroz) ve Göksun a (Kukasos) ulaşıp Maraş a yürüdü. Maraş a gelmeden önce, Honigmann a göre Maraş ile Göksun arasında bulunan Kallipolis ve Padasia (Tekir çayı kenarında yerleşim yerleri olmalıdır) üzerinden geçen imparator Torosların doğusundaki geçitler üzerinden Maraş a yürüdü. İmparator Ceyhan nehrini (Pyramus) Zeytun hizasından geçtikten sonra bu nehir kenarındaki el-kussuk Boğazı nı aşarak Paradeisos çayını geçti. Burası Maraş ın yukarısında Ceyhan a karışan Bertiz veya Pertus çayıdır. Buradan ilerleyen Bizans ordusu Maraş üzerine yürüdüyse de muhasaraya cesaret edemedi. El-Hades de kuşatıldı fakat alınamadı. Ancak yakınında bulunan Geron ya da Gerento adındaki bir kale ele geçirilip Kayseri ye dönüldü. 881 ve 882 de Maraş ve Hades üzerine Bizanslılar bir saldırı daha planladılar (Ramsay 1961: 332-333; Honigmann 1970: 60-62; Honigmann 1997: 314). Yine aynı yıllarda 100 bin kişilik bir Bizans ordusu Malatya tarafını istila etmek için yürümüştü(demirci 2005: 330). Bizanslıların Malatya tarafına saldırılarına karşı koymak üzere Maraş ta bulunan Müslümanlar oraya sevk edildi (İbn-i Kesir 1995: 88). 904-905 da Tolunoğulları hanedanı yıkıldığı zaman Sugûr valisi Ebû l-aşâyir zamanında Bizans komutanı Andronikos, Maraş ve Tarsus taraflarını istila etti (Honigmann 1997: 366). Bunun üzerine halife el-müktefî valiyi azlederek yerine Rüstem b. Berdu yu tayin eder. 915-916 da Bizans ordusu bir kez daha Maraş bölgesine kadar gelerek yağma ve tahribatta bulundu. Bizanslılar ile işbirliği yapan Ermeni asıllı Mleh, Maraş bölgesini yağmalattı. Bizanslılar Maraş tan Tarsus a kadar olan bölgede 50 bin kişiyi esir edilip sürgüne gönderidiler. Mleh, Maraş ın kuzeyinde Zamantı ya doğru uzanan bölgede Bizans a bağlı bir askeri bölgenin (Theme) yöneticisiydi. Bu

84 sırada Ermeniler Anadolu nun doğusunda küçük devletçikler oluşturmuşlardı. Bunlardan biri de Malatya yı ele geçiren Ermeni Pavlikianlar dır. 6 Araplar, Bizans ve Ermenilerin bu saldırılarına karşılık vererek 916 17-18 de Tarsus tan Malatya ya kadar olan yerleri ele geçirdiler. Bir süre sonra Maraş ve Hades yeniden Bizanslıların eline geçti. Germanicia Üzerinde Bizans - Hamdanî Mücadelesi: (940 962): Musul dan Haleb e kadar uzanan bölgeyi ele geçirerek bir devlet kuran Hamdâniler Sugûr bölgesini Bizans a karşı koruma görevini de üslenmişlerdi. Hamdanilerin Musul kolunu idare eden Nâsıruddevle Hasan adına Haleb kolunu kardeşi Seyfüddevle Ali b. Hamdan yönetmekteydi. 944 yılından itibaren Haleb in kuzeyine doğru Bizans ın elinde bulunan memleketleri ele geçirmeye başlayan Seyfüddevle, Hades ve Maraş ı Bizanslılardan aldı. Ancak kısa süre sonra 948 de Bizanslılar Hades i alarak tahrip ettiler ve arkasından da 949 da Maraş ı işgal ettiler. Bizanslılar, İslâm ülkesi Suriye ye yaptıkları seferlerde daha çok Maraş ve Hades yanında bulunan geçitleri kullanmaktaydılar. Bu geçitlerden biri Göksun üzerinden Tekir çayı boyunca Zeytun dan geçerek Maraş a ulaşıyordu. Bu yol aynı zamanda Zeytun- Bertiz üzerinden Hades e de gidiyordu. Diğer bir yol ise Efsus- Elbistan ve Hades üzerinden Suriye ye gitmekteydi. Hamdanî hükümdarı Seyfüddevle ile Bizanslılar arasındaki çatışmalar daha çok bu geçitlerde cereyan etti (el-antakî 1990: 77; Abu l-farac 1999: 258; Honigmann 1970: 83; Işıltan 1997: 538). Bizans ın Hades ve Maraş ı işgali üzerine Seyfüddevle, 950 yılında İbn-i Kesir in ifadesine göre 30 bin askerle Hades geçitlerini aşarak Arabissos (Afşin) üzerinden Zamantı, Harşana ve Şariha ya kadar ilerledi. Bu şehirler alınamamıştı ancak etrafları tahrip edilip bol ganimet ele geçirildi. Anadolu içlerinden bol esir ve ganimetle dönmekte olan Seyfüdedevle nin önü, Bizanslılar tarafından Hades yakınlarında Derbü l-kengerün de kesilmişti. Burası Zeytun un yakınında Ceyhan nehrinin batısında Kankrut olabilir. Mağlup bir şekilde geriye doğru çekilen Seyfüddevle, Derbü l-cevzat ve el-enfar geçitlerinde bir kez daha tuzağa düşmüş ve ağır kayıplar vererek geriye doğru çekilmeye devam etmiştir. Derbü l-cevzat ın yeri Ceyhan nehrinin doğusunda olan Engizek Dağı bölgesinde olmalıdır. Bu isim Enkuzut yani bol cevizli bir yer anlamına gelmektedir. Bundan sonra sarp bir tepede düşmanla karşılaşan Hamdanî ordusu sabahtan akşama kadar savaşmış fakat akşamın karanlığı olunca askerler Seyfüddevle yi terk etmişlerdi. Seyfüddevle Hades Gölü (İnekli, Çınarlı Göl) yakınında bir tepeye ulaştığında yanında çok az kişi kalmıştı. Burada düşmanla bir kez daha karşılaşınca yenilmekten kurtulamadı ve Haleb e doğru çekildi. Seyfüddevle nin bu çatışmalarda ordusu 5 bin ölü ve 3 bin de esir vermişti. Bu ağır mağlubiyet nedeniyle Araplar bu olaya Gazâü l-musibe (Belalı Sefer- Felaketli sefer) ismini verdiler (26 Ekim 950 veya 15 Kasım 13 Aralık 950) (İbnü l-esir 1991: 416; Abu l-farac 1999: 258; İbn Kesir 1995: 383; Yinanç 1944: 23; Honigmann 1970: 83; Sümer 1993: 6-7; Işıltan 1997: 538). Bu yenilgiden sonra Bizanslılar ile Hamdanîler arasındaki çatışmalar Seyfüddevle nin lehine gelişti. Seyfüddevle, 952-953 de Maraş yakınlarında Bizanslıları ağır bir yenilgiye uğratarak Hades ve Maraş ın kontrolünü tamamen ele geçirdi. Savaşlar sırasında harap olan birçok kaleyi onarttığı gibi 948 den beri harap halde bulunan Maraş ı da yeniden inşa ettirdi. Bundan dolayı Arapların meşhur kaside yazarı El-Mütenebbî onun için 44 beyitten oluşan bir kaside yazdı. 7 Seyfüddevle 18 Ekim 954 te bizzat Hades önlerine gelerek daha önce Bizanslılar tarafından yıkılarak harap hale getirilmiş şehri yeniden inşa etmeye başladı. Buranın yeniden mamur hale getirilmesiyle bizzat ilgilendi (Yakut: 228; İbnü l-verdî 1996: 276; Sümer 1993: 7). Hades i imar ettiği ve mamur hale getirdiği için Seyfüddevle nin özel şairi el-mütenebbî Hades i 8 ve onun banisini öven bir kaside kaleme aldı (el-antakî 1990: 84-85; Yakut: 228). 6 İranlıların dinine inanan ve Bizanslıların sapık bir inanca sahip insanlar olarak bahsettikleri bir Ermeni cemaatidir. 7 Can fedayız sana ey mesken, artırsan da hüznümüz Zira sende battı güneş akşam, sende doğdu gündüz Uzağı Yakın eden bir hızla tuttu geldi Maraş a Üzerine bir vardın; ürktü, geçti hemen kaçışa, Hayret edişine insanların şaşırmalı aslında Yuh onlara! Diyorlar: Nasıl etti Maraş ı inşa, bkz. (Özdemir 2006: 168-172). 8 Bu şiirle ilgili bk. (Yakut: 228).

85 Seyfüddevle nin karşı saldırısı ile Hades ve Maraş ın yeniden fethedilmesi sırasında yapılan savaşlarda Bizans Domestikos u Caesar Bardas Phokas ın oğlu Konstantinos Phokas esir edilmişti. Domestikos un Nikkephoros ve Konstantinos adlarında iki oğlu daha vardı. Hades ve Maraş şehirleri imar edilirken, 50.000 kişilik güçlü bir Bizans ordusu babası Domestikosun kumandanlığı devrettiği oğlu Nikophoros Phokas komutasında Hades önlerinde göründü. Bizanslılar bu orduya Bulgar, Rus ve diğer unsurları da katmışlardı. Seyfüddevle Hades in yakınlarında Uhaydip (Kamburcuk) tepesinde Bizans ordusunu mağlup etti (30 Ekim 954). Bu çatışmada başta Phokas ın damadı, torunu ve yakınları olmak üzere birçok esir alındı. İbnü l-esir, Seyfüddeevle nin bu çatışmalar sırasında Domestikos un Konstantin i ismindeki oğlunu öldürdüğünü yazmaktadır. Ancak onun esir alınıp, Haleb te öldüğü de rivayet edilmektedir. Ölen Konstantin in cesedini kefenleten Seyfüddevle, Haleb teki Hıristiyanların da katılımıyla ona bir merasim düzenledi. Zafere müteakip Hades in inşasına devam edilmiş ve Kasım 954 de tamamlanmıştır. Bu mücadeleler sırasında Seyfüddevle büyük başarılar kazanmıştır (el-antakî 1990: 83-84; İbnü l-esir 1991: 439; Yakut: 228; Ebû l-fidâ 1997: 437; İbnü l-verdî 1996: 275; Sümer 1993: 7; Ostrogorsky 1999: 263; Işıltan 1997: 538; Karaarslan 1997: 447). Arap kaynakları başta İbnü l-esir olmak üzere 956 da sonbaharında Seyfüddevle nin Hades geçitlerini ikinci kez aşarak Elbistan-Afşin üzerinden Sarız ı (Saros) geçip Kayseri bölgesine doğru ilerlediğini yazarlar. Seyfüddevle bu seferinde Maraş ve Hades üzerinden çıkarken dönüş yolu olarak Toros boğazlarını tercih etmiş ve Adana ya gelmiştir (İbnü l-esir 1991: 447-448; Ebû l-fidâ 1997: 438-439; İbni l-verdî 1996: 278). Bizans güçleri Maraş ve Hades üzerinde Hamdanîlerle mücadeleye devam ettiler. Bardas Phokas ın oğlu Nikephoros Phokas, 957 Haziran ayında Hades i ele geçirip surlarını yıktırarak halkını Haleb e gönderir. 958 yılında Bizans İmparatorluğu orduları İoannes Çimiskes komutasında ilerleyerek 958 de şiddetli bir saldırıyla Samsat ı işgal eder (Ostrogorsky 1999: 263). El-Antakî, 960 Ocak ayında Bardas Phokas ın kardeşi Leon un Tarsus taraflarına geldiğini, Müslümanları katlederek Maraş ın batısında bulunan Hârûniye şehrini işgal ettiğini yazmaktadır (el-antakî 1990: 91). Bizans ın saldırılarına cevap vermek amacıyla Seyfüddevle, 960 yılında 30.000 kişilik ordusuyla Hades üzerinden Anadolu ya üçüncü bir serfe çıktı. Efsus ve Zamantı üzerinden Harşana ya kadar ilerledi. Dönüş yolunda Bizans ın bölgedeki komutanı Domestikos un komutanlarından Maleinos un ve diğer themaların başında bulunan komutanların tuzağına düştü. Bazı kaynaklar Seyfüddevle nin Harşana dan dönüş yolunun Tarsus ve Misis üzerinden olduğunu yazsalar da, Honigmann bunun doğru olmadığını belirterek, onun yine Maraş ve Hades üzerinden Haleb e çekildiğini yazmaktadır. Seyfüddevle, Zamantı, Sarus, Efsus yolunu takip ederek Arapların derb olarak zikrettikleri geçitlere girmiştir. Ceyhan Nehri kıyısındaki mağaranın bulunduğu el- Kussuk tan geçen Seyfüddevle, Hades e 12 mil (27 km) uzaklıkta olan Alişar Dağı kenarından Mahazatü l-alevî yi (Aleviler Geçidi) geçerek ilerlemiştir. Bu bölgede yine Hades e 15 mil uzaklıkta Rahvat Mâlik bulunmaktaydı. Seyfüddevle nin geçtiği bu geçitler Hades in kuzey batısında bulunmaktaydı. Seyfüddevle, bu geçitlerde Bizanslıların pususuna düşerek ağır kayıplar vermiş ancak yanında kalan 300 kişiyle geri çekilebilmiştir. Bu onun kesin mağlubiyeti olup bundan sonraki çatışmalar onun yenilgileriyle sonuçlandı (Abu l-farac 1999: 260; Honigmann 1970: 84 85). 962 de Domestikos Nikephoros Phokas 9 yeniden Seyfüddevle ile mücadele için görevlendirildi. Bizanslılar üç asırdan beri Maraş üzerinde mücadele ettikleri Müslümanlara karşı üstünlük kurarak 962 de Maraş ı işgal ettiler. Aynı yıl içinde Maraş ın etrafında bulunan Ayn-ı Toprağı kırmızı olan Hades in rengini, Onu bir bulut gibi sulayan iki nehiri biliyor musun? Onu bina etti ve yüceltti, başarı başarıyı çağırır, Halbuki onun etrafında ölüm dalgaları etrafını örüyor 9 Nikephoros Phokas: Anadolu da Seyfüddevle ye karşı kazandığı başarılarla şöhreti artan bu şahıs 963 te İmparator II. Romanos un ölümü üzerine, Kayseri de ordu tarafından imparator ilan edilerek İstanbul a geldi. Bunun zamanında tüm Sugûr bölgesi Bizanslıların eline geçti. 969 da bir suikasta kurban giden Nikephoros Phokas ın yerine Ionnes Çimiskes geçti. Bk. (Mateos 1987: 10-11; Ostrogorsky 1999: 265 272).

86 Zarba nın, 963 te Dülük ün ve 965 te Misis ve Tarsus un zaptı takip etti. Kısa süre içinde tüm sugûr şehirleri Bizanslıların eline geçti. Bizans kuvvetleri 962 de Haleb i bile tehdit etmeye başladılar. Hamdanîler Devleti nin yıkılmasından sonra Haleb te onların yerini alan Mirdasiler ile Suriye nin büyük bir kısmını ele geçiren Fâtımiler de Bizanslılar ile mücadeleye devam ettiler. Ancak Bizans karşısında Araplar başarılı olamadılar. Fâtımî orduları bazen Antakya yı aşıp Maraş a kadar uzandıysa da yapılan fetihler kalıcı olmadı (el-antakî 1990: 97; İbnü l-esir 1991: 459; Abu l-farac 1999: 261 262; Mateos 1987: 2; İbnü l-verdî 1996: 279 280; Ostrogorsky 1999: 265; Işıltan 1997: 539; Grousset 2005: 479; Kopraman: 337; Demirci 2005: 330 331). Sonuç Ortaçağ da bazen Germanicia bazen de Maraş olarak bilinen şehir Roma İmparatorluğu zamanında kurulmuştu. Ancak asıl gelişmesi Doğu Roma İmparatorluğu zamanında olmuştur. Geç Roma ve Erken Bizans dönemi ile tarihlendirilen Mozaiklerin de şehrin Müslümanların eline geçmesinden önce yapıldığını zannedilmektedir. Maraş bölgesinde Bizans dönemine ait birçok tarihi kalıntıya rastlamak mümkündür. Büyük Roma sonrası Bizans tarafından yönetilen Efsus ta, Ashabü l-kehf teki kutsal mekâna eserler inşa etmişlerdir. Maraş ta da Roma ve Bizans a ait kalıntılar daha çok Zeytun, Yenicekale, Çukurhisar, Pazarcık, Andırın ve Afşin gibi yerleşim yerlerinde görülmektedir. Yukarıda da ayrıntılı bir şekilde ortaya konulduğu gibi Germanicia şehri üzerinde Müslümanlar ve Hıristiyanlar arasındaki mücadele aşağı yukarı 300 yıldan fazla sürmüştür. Bu süreç içinde şehir pek çok kez yıkılmış, tahrip edilmiş ve sonra yeniden inşa edilmiştir. Roma ve Bizans şehri olan Germanicia bulunmuştur ancak Müslümanların kurduğu Maraş şehri hala kayıptır. Bu şehrin surları ve dini mekânlarının olduğunu biliyoruz. Bilhassa Seyfüddevle nin kurduğu Maraş neresidir? Bu soruya da cevap aramak gerekir. KAYNAKÇA ABU L-FARAC, Gregory,1999, Abu l-farac Tarihi, C.I-II, (Süryancadan çev. R.A.W.Budge, Türkçe çev. Ö.R.Doğrul), TTK Yay., Ankara. ANNA KOMMENA, 1996,Alaexiad, İnkılap Yay.,(çev. B. Umar), İstanbul. ATALAY, Besim, 1339, Maraş Tarihi ve Coğrafyası, Matbai-i Âmire, İstanbul. AVCI, Casim, 2003, İslâm Bizans İlişkileri, Klasik Yay., İstanbul. BALCI, Mekselina, 2001, Çivi Yazılı Belgeler Işığında Maraş Bölgesi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eskiçağ Tarihi Anabilim Dalı, Yayınlanmamış Master Tezi, Ankara. BAŞKUMANDAN SİMBAT, Vekayiname, (951 1334), (Çev.: Hrant D. Andreasyan), Türk Tarih Kurumu Tercümeler Kısmı. EL-BELÂZURÎ, 1987, Fütühu l-buldân,(çev. Mustafa Fayda), Kültür Bakanlığı Yay., Ankara. CANBOLAT Selman, 1945, Etiler Zamanında Maraş, İş Matbaası Yay., Maraş. DARKOT, Besim, 1997, Maraş, İA, MEB Yay, Eskişehir, 310-312. ---------------------, 1997, Tarsus, İA, MEB Yay., Eskişehir, s.19-24. DEMİRCİ, Mustafa, 2005, İslam-Bizans Mücadelesinde Bir Serhat Şehri, C.I, Maraşder I.Kahramanmaraş Sempozyumu, K. Maraş Belediyesi Yay., İstanbul. EBÛ'L-FEREC Yahyâ b. Saîd b. Yahyâ el-antakî, 1990, Tarihü'l-Antakî, (Tahk.: Ömer Abdüsselam Tedmurî) Jarrous Pres, Trablus. EBÛ L-FİDÂ, 1997, el-muhtasar fi Ahbari l-beşer, C.I, (neşr. Mahmud Deyyub), Darü l-kütübü l-ilmiye, Beyrut. EVLİYA ÇELEBİ, 1985, Seyahatname, C.IX, X, ( Sadeleştiren: Mümin Çevik), Üçdal Neşriyat, İstanbul. GESTA FRANCORUM, 1962, The Deeds Of The Franks and The Other Pilgrims to Jerusalem, (Edited by: Rosalind Hill), Reader in History in The University of London, Thomas Nelson And Sons Ltd.

87 GROUSSET, René, 2005, Başlangıçtan 1071 e Kadar Ermenilerin Tarihi, (çev. Sosi Dolanoğlu), Aras Yay., İstanbul. GÜNALTAY, Şemdettin, 1987, Yakın Şark IV I. Bölüm Perslerden Romalılara Kadar Selevkoslar, Nabatiler, Galatlar, Bitinya ve Bergama Krallıkları, TTK Yay., Ankara. Hades, 1997, İA, C.V/I, MEB Yay.,Eskişehir, s.42. HALİFET B. HAYYÂT, 2001, Tarihu Halifet b. Hayyât, (Çev.: A. Bakır), Bizim Büro Basımevi, Ankara. HİTTİ, Philip K, 1957, History of Syria, Macmillan-Co Ltd, New York. St. Martin s press, London. HONİGMANN, Ernest, 1970, Bizans Devletinin Doğu Sınırı, (terc. F. Işıltan), İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yay, İstanbul. ---------------------------, 1997, Maraş,İA, C.VII, MEB Yay., Eskişehir, s.312-315..., 1997, Misis, İA, MEB Yay., Eskişehir. IŞILTAN, Fikret, 1997, Seyf-üd-devle, İA, C. X, MEB Yay., Eskişehir. İBNÜ L-ADİM, 1988, Bugyetü t-taleb Fi Tarih-i Haleb, C.I, X, (neşr. Seyyal Zekkar) Darü l-fikr, Dımaşk. İBNÜ L-ESİR, 1991, İslam Tarihi, (el-kâmil fi t-tarih), C. VIII, (çev. Ahmet Ağırakça),Bahar Yay., İstanbul. İBN-İ KESİR, 1995, Büyük İslam Tarihi(el-Bidaye ve n-nihaye), (çev. M. Keskin), Çağrı Yay., İstanbul. İBNÜ L-VERDÎ, 1996, Tarihu İbni l-verdî, C. I,Darü l-kütübi l-ilmiye, Beyrut. KARAARSLAN, Nasuhî Ünal, 1997, Hamdâniler, DİA, C. XV, İstanbul. KOPRAMAN Kâzım Yaşar, 2005 Abbâsiler Zamanında Bizans Sugûrunda Türklük Faaliyetleri, Makaleler, (Yay. Hazr. S. Yalçın, A. Çetin), Berikan Yay., Ankara, s.331-346. KÖSEOĞLU, Cengiz, Maraş İlinin Uygarlık Tarihi, Kahramanmaraş Müze Müdürünün Yayınlanmamış Maraş Tarihiyle İlgili Notları OSTROGORSKY, Georg, 1999, Bizans Devleti Tarihi, (çev. F. Işıltan), TTK Yay., Ankara. ÖZDEMİR, Abdurrahman, 2006, el-mütenebbî nin Şiirinde Maraş, Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı, 14, Sakarya, s.159 185. ÖZIŞIK, Sakin, 2007, Ortaçağ Hıristiyan Heresi Gruplarından Pavlikanlar, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Yüksek- Lisans Tezi, Sivas. RAMSAY, W. M., 1961, Anadolu nun Tarihi Coğrafyası, (çev. M. Pektaş), MEB Yay, İstanbul. STRABON, 1991, Coğrafya Anadolu (Kitap:XII,XIII, XIV), (çev.a. Pekman), Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul. SÜMER, Faruk, 1993, el-hades (Göynük) Şehri, Türk Dünyası Tarih Dergisi, İstanbul Eylül, s. 4-8. ------------------, 1989, Eshabü l-kehf (Yedi Uyurlar), Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul. TEKİN, Oğuz, 2010, Pers İmparatorluğundan Türk-İslam Egemenliğine Kahramanmaraş Tarihi, Kültür ve Para, Dağların Gazeli Maraş, YKY, İstanbul. TEXİER, Charles, 2002, Küçük Asya, (çev. A. Suat), C.III, Ankara. URFALI MATEOS, 1987, Vekâyinâmesi ve Papaz Grigor un Zeyli, (Türkçeye Çev. H.D. Andreasyan, Notlar: E.Dulaurer, M. H. Yinanç, TTK Yay., Ankara. YAKUT-EL-HAMEVÎ, Mucemü l-buldân, C. V., Dar Sader, Beyrut trhz. YİNANÇ, M. H., 1997, Elbistan, İA, C.VI, MEB Yay, Eskişehir, s.243-230. -------------------, 1340, Maraş Emirleri, TOEM, V, (82), s. 283-299. -------------------, 1944, Türkiye Tarihi Selçuklular Devri, Anadolu nun Fethi I, İstanbul Üniversitesi Yay., İstanbul. ZOROĞLU, Kamil Levent, 2005, Kahramanmaraş ın İlkçağdaki Yeri, Maraşder I. Kahramanmaraş Sempozyumu Bildirileri C. I, K. Maraş Belediyesi Yay., İstanbul.