ab-ı hayat ujë i bekuar abajur abazhur abartılı söz fjalëmadh abartma madhështi abartmak ekzagjeroj abartmak tepëroj abes kaçmak është e pahijshme, e



Benzer belgeler
Okutunuz ve defterlerine yazdırınız 1 abla abdest kablo Sabri tablo tablet tabla kablo baba bakır kaba soba bayrak kabak badem bakkal Banu bal balık

Oda Bülteni Buletini i Odës Yıl -Viti /Sayı Numri:2014 /4 1

Türkçe Unsurlarının Arnavutça Gramer Yapısına Etkisi

İşitme Engelli Öğrenciler için Tek Kart Resimler ile Kelime Çalışması. Hazırlayan Engin GÜNEY Özel Eğitim Öğretmeni

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI. Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni

ODA BÜLTENI BULETINI I ODËS

MÜSLÜM ERDOĞAN İLKOKULU 1B SINIFI

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali

Güneş (Kıbrıs)

İNŞAAT ŞANTİYELERİNDE YAPILAN YANLIŞ VE DOĞRU UYGULAMALAR

Fondacioni i Kosovës për Shoqëri të Hapur. Akademia për Trajnime dhe Asistencë Teknike. Erkan Vardari

Faydalı Olması Dileklerimizle...

Cumhuriyet Halk Partisi

KALKANDERE KAYMAKAMLIĞI HİZMET STANDARTLARI TABLOSU (İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA BAĞLI TÜM KAYMAKAMLIK BİRİMLERİ) BAŞVURUDA İSTENİLEN BELGELER

Metin IZETI KLLAPIA E TESAVVUFIT

Türkçe. Cümlede Anlam Cümlenin Yorumu. Metinde Kazandıkları Anlamlara Göre Cümleler

Ağustos 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Yabancılara Türkçe Öğretiminde Dilset Yayınları Gökkuşağı Öğretim Setindeki Kültür Ögeleri

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

(kam) vë re izlenim edinmek (letërsi) sprovë, ese deneme (markë) e mirënjohur tanımışlık (düzeyi) (stil i vjetër ndërtimi, zbukurimi) rokoko rokoko

İlk 4 soruyu metne göre cevaplayınız. 1 Metinde geçen aşağıdaki cümlelerden hangisi metnin ana fikridir?

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Arabuluculukta Gizliliğin Korunması

1 Sabah yataktan kalkmak Küvete girip çıkmak Saç yıkamak, taramak

2011 KADIN İSTATİSTİKLERİ

YALOVA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKĐYE KRONĐK HAVA YOLU HASTALIKLARINI ÖNLEME VE KONTROL PROGRAMI ĐL EYLEM PLANI

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ORTAÖĞRETİM KURUMLARI YÖNETMELİĞİ. Disiplin cezasını gerektiren davranış ve fiiller

ATATÜRK'Ü ANIŞ. Adım-Soyadım:...

Türkiye Özelinde Kamu Diplomasisinin İşlevi ve Yöntemleri Türkiye nin Kamu Diplomasisi Aktörleri Türkiye nin Kamu Diplomasisi Aktörleri

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

NİSAN 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

6. Sınıf. Kazanım Değerlendirme Sınavı - 1. Birinci Ünite konularını kapsar.

AMASRA KAYMAKAMLIĞI HİZMET STANDARTLARI TABLOSU (İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA BAĞLI TÜM KAYMAKAMLIK BİRİMLERİ)

1) O, bu işin. Yukarıdaki cümle aşağıdakilerden hangisi ile tamamlanırsa zor bir işi başarmak anlamına gelir?

AYLIK BÜLTEN MAYIS 2012 OKUL ÖNCESİ EĞİTİM SINIFI

LOJMAN TALEP DİLEKÇESİ SAMSUN İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜNE / SAMSUN HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜNE /

13. ASKERLİK GÖREVİ Ordu Hayatı Savaş Yönetimi ve Siyaset Ordu Okuldur SEÇİM

PİNOKYO EĞİTİM KURUMLARI MART AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI 1. HAFTA

Emerald Riverside a hoş geldiniz...

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

TBMM MİLLETVEKİLLERİ Cinsiyete göre dağılım. TBMM MİLLETVEKİLLERİ Partilere göre dağılım YEREL YÖNETİMLER KADIN ORANI (%)

1) Aşağıdaki atasözlerinden hangisi gerçek anlamlıdır?

Ünite 01: Arapçada Kelime ve Cümle Çeşitleri

Hava Kirliliğinin Sucul Ekosistemlere Etkileri

TÜRKÇE GÜNLÜK ÖDEV ADI SOYADI: 26 / 11 / 2010

ÜNİTER VE FEDERAL DEVLETLERDE YEREL YÖNETİMLER: LATİN AMERİKA ÜLKELERİ ÜZERİNDEN BİR İNCELEME

İstatistik ve Sicil İzleme Dairesi Başkanlığı 1

İÇİNDEKİLER. A. Bülent Gürel (Üsküdar Hakimi) Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları

STRÜKTÜR ÇÖZÜMLEME. Doç. Dr. ALİ KOÇAK

T.C. HOCALAR KAYMAKAMLIĞI HİZMET STANDARTLARI TABLOSU (İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA BAĞLI TÜM KAYMAKAMLIK BİRİMLERİ)

ÖZEL SEKTÖRÜN YURTDIŞINDAN SAĞLADIĞI KISA VADELİ KREDİ BORCU İSTATİSTİKLERİ Ağustos İstatistik Genel Müdürlüğü Ödemeler Dengesi Müdürlüğü

Republika e Kosovës Republika Kosovo-Republic of Kosovo Kuvendi - Skupština - Assembly

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ÇİÇEK GRUBU NİSAN BÜLTENİ

BAKANLAR KURULU TOPLANTISI ADALET BAKANI VE HÜKÜMET SÖZCÜSÜ ÇİÇEK, KOBİ LERİN BORÇLARININ YEN

KASIM 2011 FAALİYET RAPORU. Prof.Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Seçim süreci hakkında sorular ve cevaplar

4. GRUP HARFLERDE ÖĞRETİLECEK HECE- KELİME-CÜMLE METİNLER. (ö) (heceler-kelimeler) *ör *öt *ön *ök *ökö *kösele *köy

İSTNBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU BALIKLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILARI

KAYSERİ SANAYİ ODASI. SLOVAKYA ÜLKE RAPORU 27 Kasım 2018

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi

İşlenme ile Biberin Renkleri değişir.

T.C. İNEGÖL BELEDİYE BAŞKANLIĞI MALİ HİZMETLER MÜDÜRLÜĞÜ (İcra Servisi) HİZMET STANDARTLARI TABLOSU

Untitled Document EK-1 GEÇİCİ HALLERDE VERİLECEK ÖZEL GÜVENLİK BİLGİLENDİRME FORMU ETKİNLİĞİN KONUSU ETKİNLİĞİN YAPILACAĞI YERİN

A. BENZETİŞİM. Benzetişim, nesne ya da kavramlar arasındaki benzerliği veya zıtlığı görmek için yapılan zihinsel işlemdir. Örnek 3.

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı

GAZ ANTEP KOLEJ VAKFI ÖZEL OKULLARI

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

TARAFTAR REHBERİ UEFA EURO 2012 ELEMELERİ AVUSTURYA TÜRKİYE

ODA BÜLTENI BULETINI I ODËS

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

Canlı ve cansız varlıklara, çeşitli somut ve soyut kavramlara ad olan sözcük türüdür.

1974 Kıbrıs Barış Harekatı ndan sonra uygulanan silah ambargosu, ülkemizde savunma sistemlerinin temininde ve askeri haberleşme ihtiyaçlarının

29 Eylül Salı. 28 Eylül Pazartesi. 30 Eylül Çarşamba. 01 Ekim Perşembe. 03 Ekim Cumartesi. 02 Ekim Cuma. 04 Ekim Pazar. 28 Eylül Ekim 2015

ÖN SÖZ... XI KISALTMALAR... XIII KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALAR... XV GİRİŞ... 1 I. ARNAVUTLUK ADININ ANLAM VE KÖKENİ...

ÜNİTE:1. Vergi Hukukuna İlişkin Genel Bilgiler ÜNİTE:2. Vergi Hukukunun Kaynakları ÜNİTE:3. Vergi Kanunlarının Uygulanması ÜNİTE:4

III. STRATEJİ GELİŞTİRME BİRİM YÖNETİCİLERİ TOPLANTISI

Fezalar Eğitim Kurumları MSO Matematik ve Fen Bilgisi Olimpiyatı 9. SINIF AÇIKLAMALAR. Bu soru kitapçığında, çoktan seçmeli 40 soru vardır.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞINA (Personel Dairesi Başkanlığı) ANKARA

6. TEMA ETKİN VATANDAŞLIK

AVCILIK. İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen ve bir faaliyettir.

1: İNSAN VE TOPLUM...

Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti

KASIM 2015 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

JFMO BURSA ŞUBE BAŞKANLIĞI DANIŞMA KURULU TOPLANTISINA KATILIM

İhtisas komisyonları

Dünya nüfusunun her geçen yıl artması, insanları beslenme, giyinme ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını gidermek için değişik yollar aramaya

TIBBİ ATIK TOPLAMA, TAŞIMA VE BERTARAF SÖZLEŞMESİ

Acil Afet Yönetiminde Önemli Sorunlar. Dr. Onur İNCEALTIN Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi

4. Demiryolu ile tren arasındaki ilşki vapur ile aşağıdakilerden hangisi arasında vardır? A) Karayolu B) Gökyüzü C) Denizyolu D) Yeraltı

FLETORJA ZYRTARE E REPUBLIKËS SË SHQIPËRISË

VERBS FUNCTION WORDS ADJECTIVES ADVERBS. ahmet okal Page 1 10/7/08

TEMMUZ 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

GÖREV/İŞ TANIMI FORMU

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

Transkript:

ab-ı hayat ujë i bekuar abajur abazhur abartılı söz fjalëmadh abartma madhështi abartmak ekzagjeroj abartmak tepëroj abes kaçmak është e pahijshme, e pa pëlqyeshme, e pa përshtats abıhayat ujë i përjetshëm, i bekuar abide përmendore, cenotaf (varr i zbrazët), monument, lapidar abide (anıt) përmendore abluka altına almak rrethoj, bllokoj abone abonim, parapagim abone olmak - abonohem abonman (telefon) pajtimtar absorpsiyon me thithë ujë, absorboj abstre, mücerret abstrakt acayip 1.çuditshëm (i) Acayip kıyafet - Veshje e çuditshme 2.ekscentrik acele 1.ngutshëm (i) 2.shpejto acele edin nxitoni acele et nxito acele etmek 1.nxitohem 2.ngutem acele ettirmek 1.ngut 2.nxitoj acele ile nxitim (me) aceleci i rrëmbyer, i vrullshëm acelesi olmak unë po ngutem acemi 1.axhami 2.ngathët (i) 3.ngathët në punë (i) 4.mitur (i) acenta agjenci acente 1.agjensi 2.agjent acer krekë acı 1.athët(i) 2.kënd 3.dhimbje, lëndim şiddetli acı (sancı) - dhëmbje e madhe 4.pikëpamje 5.hidhur acı duymak dhëmb (më) acı hayat jeta e hidhur acıklı 1.mjeruar (i) 2.dhëmbshëm (i) acıklı, dokunaklı, etkili söz fjalë patetike acıkmak kam uri acılık athtësi acıma 1.dhembshuri 2.keqardhje acımasızca 1.pa mëshirë 2.e pëmëshirshme acımasızlık pamëshirësi acısız tavizler koncensione pa dhimbje acil ngutshëm (i) acil durum emergjencë, urgjencë, gjendje e jashtëzakonshme acil iniş yapmak (uçak) bëj ulje të detyrueshme (avioni, helikopteri) acil olay gjendje kritike acil servis ndihma a shpejtë aç 1.uritur aç olmak - kam uri 2.i pangrënë aç (çok) llupës [grykës] açar, anahtar çelës açgözlülük ambicje açı, yön, bakım, görünüş aspekt açığa kavuşturmak shpjegoj açık 1.hapur (i) açık büfe - bufe e hapur açık deniz - det i hapur açık destek vermek - jap mbështetje të hapur (mbështes hapur) açık hava müzesi - muze i hapur në natyrë açık hava tiyatrosu - teatër i hapur açık madencilik yönetimi - gërmim, shfrytëzim me mënyrën e hapur. açık oturum - diskutim i hapur açık söz - fjalë e hapur 2.dukshëm (i) 3.çelur (i) 4.qartë (i)

açık çek çek i bardhë açık fikirli liberal açık fikirli açık oturum diskutim i hapët açık renk e çelët açık sözlü sinqertë (i,e) açık şekilde në mënyrë evidente açık terör eylemi nje akt i hapur terrorist açık uçlu müzakereler open-end talking, negociata me përfundim të papërc açık [güneşli] diellor açık, bariz latent açıkça 1.haptas, hapur, në mënyrën më të mirë 2.hap tas açıkhava müzesi muze natyror açıklama komunikatë açıklamak 1.shpjegoj, qartësoj 2.bëj publike, zbuloj, nxjerr açıklık 1.hapësirë 2.fush e lirë [hapësirë] açıklık (orman içinde) lëndinë açıklık getirmek sqaroj açıklık getirmek/kazandırmak hedh dritë mbi një ngarje açılır kapanır hap hapet dhe mbyllet (që) açılış inagurim açılış konuşması fjala e hapjes açılış oturumu seancë e hapjes açılma hapje açılmak 1.hapet 2.çpaloset [hapet] açılmış çelur (i) açınla me pamje nga açısından nga pikëpamja (e arkitekturës dhe e ornameutikës) açlık grevi grevë urie açmak 1.çel 2.hap bacaklarını açmak - hap këmbët açmaz vështirësi, dilema ad 1.emër, emri adı batası - lu shoftë emri adınız ne? - si e keni emrin? 2.rrjet (komjuterash) 3.nam, famë adı çıkmak - i ka dalë nami ada ishull adabı muaşeret etikë profesionale adaçayı sherbelë, bedanicë, zalfiha adada ikikesimlilik (kıbrıs) bizonaliteti në ishull (qipro) adada oturan kimse banues në ishul adak 1.premisë, dëshirë 2.kushtim 3.përkushtim, fli, mblatë, flijim, blatim adale muskul adaleli muskulor adalet drejtësi adalet komisyonu (meclis) - Komision i Drejtësisë adalete teslim etmek - Ia dorëzoj drejtësisë adalet ve kalkınma partisi (akp) partia per drejtesi e zhvillim adam 1.njeri 2.burrë adamak i kushtohem, i jepem, angazhohem, dedikoj adamak (kendini) ja kushtoj veten adanmak përkushtohem adaş emnak, adash adav kandidat adaya ait ishullor adaylık kandidaturë adbilimi onomastikë aderim pjesëmarrje

adet 1.doke 2.copë, numër adet zakon adeta 1.në të vërtetë, pothuajse, gati, i njëllojtë 2.gati, pothuajse, thuajse, vërtetë 3.sikur, sikurse, sikundër, në të vërtetë, pothuajse adı çıkmış dëgjuar (i) adım hap adım (uzun) hap i madh adım adım hap pas hapi adım atmak eci [bëj hapa] adını belirtmemek nuk e shqiptoj emrin adi poshtër (i,e) adi [kişi] maskara adlandırma emërtim adlandırma, nomenklatür, sınıflandırma emërtesë, nomenklaturë adli juridik adli organ - organ i judikaturës, i drejtësisë adli kovuşturma ndjekje penale adli tıp mjekësi ligjore adli tıp uzmanı ekspert i mkjekësisë adliye binası ndërtesë gjyqi adliye mahkemeleri tribunale civile adliye sarayı gjykatë adliyeye sevk etmek ia dërgoj në gjyq adres adresë adreslemek adresoj aet (avrupa ekonomik topluluğu) bashkësia ekonomike evropiane af falje afacan [cin gibi] çapkën afaki 1.i rastit 2.objektiv afet katasrofë affedersiniz! më falni! affetme 1.falje 2.ndjesë affetmek fal affolunabilir falshëm (i) afiş afishe afiyet olsun të bëftë mire agesilau mbreti i spartës agora 1.agora (antikitet), qendra e qyetit 2.pazar, shesh agorafobni alan korkusu agrandisman zmadhuar (i,e) ağaç dru ağaç (körpe) [fidan] dru i ri [fidan] ağaç kabuğu lëvozhgë e drurit ağaçlık shkurrë, gëmushë ağıla kapamak fut në vathë ağılı vathë (për bagëtinë) ağır 1.e rëndë (sëmundje) ağır siklet - peshë e rëndë (boks) 2.i rëndë, që peshon ağır kokulu erë të qelbur ağırdan alan ngadalësues ağırdan almak ngadalësoj ağırlamak mirëpres, pres miq, bëhem skenë, arene e zhvillime ağıt 1.këngë varimi 2.elegji, vaj, këngë vaji, vajtim ağız gojë ağız ve diş hastalıkları hastanesi - Spital i Sëmundjeve të Gojës dhe Stomatologji ağız [çaydanlık] fyt [çajniku...]

ağız [delik] dalje [vrimë] ağıza ait gojës (i) ağızdan salya akıtan jargaman ağızlık çibuk ağlama duvarı (ızrael) muri i qarjeve (jeruzalem) ağlamak çaj ağrı 1.dhembje şiddetli ağrı - dhembje e fortë ağrı dindirici - barëra kundër dhembjes 2.dhimje ağrısız dhembje (pa) ağustos gusht ağustos cırcır böceği gjinkallë, bulk, bulqit ağzı theks krahinor ağzi bozuk gojëlëshuar ahali popull i një vendi, banor ahde vefa pacta sunt servanda = marrëveshjet respektohen ahenk melodi ahenkli melodik ahenksiz 1.melodi (pa) 2.harmoni (pa) ahır 1.katua, ahur 2.grazhd ahiren pak kohë më parë, ska shumë kohë, kohët e fundit ahize receptor, doreza e telefonit ahlak moral ahlak eğitim - Edukim moral ahlakiyet etikë ahlaksız 1.çthurur (i) 2.moral (pa) 3.imoral ahlaksız [kötü huylu] korruptuar (i) ahlaksızlık imirolitet ahmak 1.budalla 2.kokëtrashë 3.malok 4.mendjeshkurtër ahmaklık marrëzi ahşap şebeke ile kapatılmıştır është mbyllur me rrjetë druri ahududu mjedër ahzu kabza e drejtë për tërheqjen e lekëve (bir miktar paranı aile familje aile hanımı amvise aile hukuku e drejta familjare aile planlaması planifikimi i popullsisë akaçlama drenaj, tefcir akademik akademik akar kazanmak fitoj të ardhura nga qiraja akarsu vijë uji, vir, rrëke, lëvare, lumë, rrjedhë akaryakıt naftë (si lëndë djegëse) akasya akacje akbaba hutë, kalë i qyqesi mjllbardhë akbaş = çoban köpeği një racë qeni çoban akciğer mushkëri akçaağaç panjë akdarı 1.mel 2.mel i bardhë akdemi akdemi akdeniz forumu forumi i mesdheut akdetmek marrëveshje (bëj) akıbet fat akıl mendje, kuptim, aftësi për të kuptuar akıl adamlar grubu grupi i të urtëve akıl almaz ı përbindshëm, dështar, i shëmtuar, i urryer, i pa akıl dışı i paarsyeshëm, irracional

akıl ermemek të jetë e pakonceptueshme, të mos arrish ta kuptos akılalmaz e pabesueshme, e jashtëzakonshme akılcı racionalist, iarsyeshem, racional akılcılık racionalizëm akılcılık, usçuluk rasyonalizm akılda tutmak mbaj mend akıllı 1.mençur (i) 2.mendjemprehtë akılsız marrë (i) akılsızlık marrëzi akın sulmi, bastisje, inkursion, turrje, sulje, vërshim akın etmek vërshoj, turrem, nxitoj, sulem, ngut, vërsulem akıntı, eğim pjerrësi akide şekeri sheqer i kristilazuar, copë sheqeri akis reflektim akit (sözleşme) marrëveshje akkor inkadashent akla uygun kuptueshëm (i) aklama shfajësim, pafajësi aklamak shfajësoj aklın ve bilim mendja e shëndoshë dhe shkenca akllını çelmek marr mendjen (ja) akmak (coşarak) derdhet me vrull akmak [nehir] derdhet [lumi] akort akord akort etmek 1.harmonizoj 2.kurdis akraba 1.familje e afert 2.kushëri 3.farefis akrabalık farefisni akrabalık bağı lidhje fisnore akran 1.barabartë (i) 2.bashkëmoshatar akrobat akrobat aksaklık anormali aksama 1.dobësim, rënie e fuqive (shëndet) 2.shkatërrim, aksamak 1.çaloj 2.pengoj, vonoj, ndaloj aksatmak pengoj, vonoj aksettirmek 1.reflektoj, trasmetoj 2.kthej [kthehet] aksi 1.grindavec 2.gjaknxehtë 3.përkundrazi, në të kundërt e kundërta aksi takdirde 1.në rast të kundërt 2.përndryshe aksiyon planı plani i veprimit akşam mbrëmje akşam yemeği darkë akşam yemeği yemek - ha darkë aktapot tetëkëndësh, oktapot aktarma citat aktarma ile söylemek citoj aktarmak transmetoj aktif rol almak marr rol aktiv aktör aktor akvarium akuarium akvaryum akuarium akyabalığı bonito, ton i vogël al renk kuq i çelur (i) ala shumë i mirë, i shkëlqyer alabalık 1.salmon, troftë 2.ballgjerë alabora përmbytje e anijes

alaca larosh alaca karanlık mugëtirë alacaklı kimse [para] marrës [të hollash] alaka interes alakarga gishlemzë [zog] alalade banal alalade yapmak bej dosido alamet simbol, shenjë alan 1.hapësirë 2.zonë, sipërfaqe, fushë 3.fushë alan kimse [alıcı] marrës alarm (kimyasal) alarm kimik alaşım aliazh, lidhje e dy metaleve albajlar cuntası junta (ushtarake) e kolonelëve albay (deniz) kapiten i rangut të i-rë alçak i ulët alçakgönüllü (mütevazi) modest, pa pretendime, i përkorë alçı gips aldanan kimse (kolay gënjehet lehtë (që) aldatıcı mashtrues aldatma mashtrim aldatmaca mashtrim aldatmak 1.dredhoj 2.gënjej 3.mashtroj aldırmazlık moskokëçarje alelen hap tas alem botë alenen hapur, botërish, publikisht alerji uzmanı alergolog alev flakë alev (parlak) flakë e ndritshme alev almak 1.merr zjarr 2.ndizet 3.flakëron alev gibi yayılan flakerues alevlenmek 1.flakëron 2.ndizet 3.merr flakë aleyhinde bulunmak kundërshtoj aleyhtarlık kundërvënie, vendosje kundër, kundërshtim, qëndres alfabe 1.alfabet sağır dilsiz alfabesi - alfabet i shurdhëmemecë 2.abetare algı perceptim algılamak 1.konceptoj, perceptoj, kuptoj 2.perceptoj alıcı marrës alıç kokërr murriz alıkoyma mbajtje alıkoymak 1.mbaj 2.pengoj alımlı tërheqës alın ballë alındudu mjedër, malina alıngan lëndueshëm (i) alınlık ballinë, kulm i trekëndëshit alışagelmek mësohem alışılmamış jahstëzakonshëm (i) alışkanlık shprehi, zakon, huq, alıştırmak mësoj alışverish merkezi qendër tregëtare alışveriş 1.blerje, psonisje alışverişe gittim - unë shkova për të blerë alişverişe gitmek ister misin? - a dëshironi me shku me ble ndonje send 2.shkëmbim, tregëti, biznes, veprimtari tregëtare

alim 1.dijetar 2.ditur (i) 3.i ditur, i ditshëm, i informuar, i gjithëditur alkali alkal alkaloit alkaloid alkışlama duartrokitje alkışlamak 1.duartrokas 2.brohorit alkinon mbretii feakasve alkol alkol allah allah allahın gazabı ndëshkim i zotit allak bullak etmek 1.trondit, përzij, hedh rrëmujë 2.turbulloj, trazoj, prish, çorodit, hutoj rregullin allamak pullamak zbukuroj allık sürmek lyhem me të kuq alma marrje almak marr almak (bilgi) marr [informatë] almak (kaymağını,köpü..) heq (ajkën.shkumën] almak (mücadeleyle) marr me luftë almak yada satmak [mal] blej ose shes në treg alman gjerman alman araştırma enstitüsü - Istituti Hulumtues Gjerman almanca gjuhë gjermane alna ait ballit (i) alokollü alkol (me) alpaka alpakë, argjendi gjerman alt nën alt alta üst üste i parregullt, i paplan alt etmek rrah, mund, mposht, dërrmoj alt kat kat i poshtëm alt kimlik nën identitet alt komisyon nënkomission alt üst etmek përmbys, kërkoj gjithandej altadıcı mashtrues, gënjeshtar, i rremë, i gabuar altalta üstüste i parregullt, i paplan altgeçin nënkalim altı gjashtë altı kat gjashtëfish altı kez gjashtëherë altıgen gjashtëkëndësh altın 1.ar kërkues ari - altın arayıcısı 2.flori kërkues ari - altın arayıcısı altın çağı periudha e artë altın madeni miniera ari altın postu 1.lëkura e artë 2.lëkura e artë (argonotlar) altıncı gjashti (i) altıncı his shqisa e gjashtë, intuita altında nën altında imza bulunan nënshkruar (i) altını çizmek nënvizoj altmış gjashtëdhjetë altmışıncı gjashtëdhjeti (i) altüst etmek pëmbys, kthej së prapthi gjithçka, rrënoj, prish, altyazı i bëj subtitrat filmit, nënartikull (gazetë,revizt altyazılı film film me subtitra alüminyum alumin alüvyon aluvion, lyshtër, lymishtë

ama 1.por 2.porse amaçlamak synoj aman vermemek rahat bırakmamak, acımayıp öldürmek amansız i pamëshirshëm, i paepur, kryeneç, i natçi amatör amator amazon (kavramı) amazonë, grua luftëtare që nuk martohej ambar 1.drithnik 2.hambar 3.magazinë ambargo embargo ambargoyu kaldırmak - Heq embargon amber erë, kundërmim, parfum aromë amber ağcı një lloj mimoze (veshtull i bardhë) amberbalığı kashalot ambiyans ambient, mjedis, atmosferë, hapësirë amblem emblemë amca 1.xhaxha 2.ungj amele argat amerikan karşıtı anti-amerikan amerikan savunma bakanlığı pentagon, sekretariari amerikan i mbrojtjes amerikan yönetimi udhëheqja amerikane amin amin amir epror amiral admiral amonyak amoniak amprik emprik amway, herblife marketing gumëzhitës, marketing i përhapjes së fja an çast an meselesi punë, çështje momenti ana dil gjuha amtare ana dili gjuhë amtare ana giriş hyrje kryesore ana gündem maddesi tema kryesore e rendit të ditës ana mekan ambienti kryesor ana muhalefet partisi 1.partia me e madhe opozitare 2.partia më e madhe e opozitës ana nahtar kryeçelës ana seçim konusu parrulla, sllogani kryesor në fushatë zgjedhore ana sözleşme (şirket) statuti anaerkil 1.matriarkal 2.matriarkal, i matriarkatit anaerkil düzel rendi i matriarkatit anaerkillik matriarkat anahtar çelës anahtar teslim sözleşmesi kontratë me çelësa në dorë anakiriş trau kryesor, lidhës anaksagoras anaksagora, filozof i përmendur grek anal, varlık, servet aset (asetet e personit, firmës) analık 1.amësi 2.adoptuese analık veya babalık hali atësi analitik analitik ananas ananas ananevi tradicional anaokul kopësht anaokulu kopsht fëmijësh anarşi anarki anarşik anarkik anarşist anarkist

anasayfa kryefaqe anatomi anatomi anatomik anatomik anavatan 1.atdhe 2.mëmëdhe anavatan partisi - Partia e Mëmëdheut anaya ait nënës (i) anayasa kushtetutë anayasa mahkemesi - Gjykata Kushtetuese anayasal kushtetues anayasal değişiklikler modifikime (rregullime) kushtetuese anayasal ve yasal değişiklikler rregullime (modifikime) kushtetuese dhe ligjore (l ancak 1.mezi 2.vetëm, thjesht, mezi andırmak shëmbëllej, ngjan, përngjan anekdot anekdot anestetik anestetik (mjekësi) anımsama reminishencë anında çast (në) anırmak (eşek) garrit anıt monument anıtkabir mauzole anıtmezar varr monumental, mauzolë anıtsal 1.monmental 2.vepër monumentale, madhore ani değişim ndryshim i papritur anjin angjinë anka kuşu feniks, simbol i ripërtëritjes a i ringjalljes së ankara-washnington hattı relacioni ankara-washington anket 1.anketë 2.anketim ankizi mbreti i trojës, i ati i eneut anklav enklavë anlam 1.kuptim 2.arsye anlamak kuptoj anlamıyorum - unë nuk kuptoj anlıyor musunuz? - apo kupton? anlamak (yanlış) kuptoj anlamlı 1.ekspresiv 2.kuptimplotë 3.sinjifikatif, kuptimplotë anlamsal kuptimor anlamsız kuptim (pa) anlamsızlık kotësi anlaşılabilir kuptueshëm (i) anlaşılır kuptueshëm (i) anlaşılmak lë të kuptoj anlaşma marrëveshje anlaşma (gizli) marrëveshje e fshehtë anlaşma mektubu peticion marrëveshjeje anlaşma yapmak marrëveshjë anlaşmak merrem vesh anlaşmamak merrem vesh (nuk) anlaşmazlık 1.mosmarrëveshje 2.mosmarrëveshje, grindje, mospajtim, keqëkuptim, pa anlaşmazlık, ihtilaf konflikt anlaşmazlık, uyuşmazlık mosmarrëveshje anlatı tregim, rrëfim, narrativë, rrëfenjë anlatım 1.shpjegim 2.ekspresionizëm, shprehje (shfaqje e mendimit, vull 3.parashtrim, shtjellim, paraqitje 4.shtjellim, paraqitje, parashtrim, shfaqje, shprehj anlatmak shpjegoj anlayış 1.arsyetim, mirëkuptim, kuptim, zgjuaresi, inteligje 2.mirëkuptim anlayışla karşılamak pres me mirëkuptim anmak evokoj (një personalitet që ka vdekur)

anne 1.nënë 2.mëmë anonim 1.anonim 2.pa emër, e panjohur. anormal anormal anormallik anomali anot anod ansızın befas ansiklopedi enciklopedi anten antenë antep fıstığı dushkull i vërtetë antepfıstığı pistaqe anti-semitizm antisemitizëm antibakteriyel antibakteror antik 1.antik 2.motshëm (i) antika dükkanı dyqn antikash (antikuari) antikacı 1.tregëtar antikash 2.antikuar antimon antimen antirror önlemler masat antiterror antlaşma marrëveshje antlaşma uyarınca sipas marrëveshjes së arritur antrasit antracit antre hajat antrepo magazinë zhdoganimi, depo e doganës antrepo beyannamesi dëftesë zhdoganimi antropologji antropologji anzak trupat ushtarake të australisë e zelandës së re (n apak shumë i bardhë apandisit apendicit apartman apartament aperativ aperativ aplik shamdan, llambë muri apodyterium vend zhveshjeje në banjot publike apolet spaletë apostolik apostolik (delagatë, etj) apre, apreleme apret, apreturë, përmbarim, finicion, apses şeklinde në formë abside apsis abshizë # ordinatë aptallca pa kuptim, kot së koti,marrëzisht apteshane (tuvalet) nevojtore ara 1.antrakt 2.intermeco 3.ndërprerje ara bölge zona tampon ara karar vendim i ndërmjetëm gjyqësor ara sıra herë herë ara sıra olan herë pas hershëm (i) ara vermek 1.bëj pushim 2.ndërpres ara zirvesi meso samit, samit i ndërmjetëm araba 1.karrocë 2.veturë 3.makinë 4.kerr arabacı 1.karrocier 2.qerrepunes 3.arabaxhi arabalı vapur traget (makina) arabesk arabike, fantastike arabuculuk ndermjetes arabulucu 1.ndërmjetës 2.ndërmjetës, pajtues arabuluculuk ndërmjetësim aracı 1.ndërmjetës 2.mediator

aracı (emlakçı) sekser aracı olmak ndërmjetës (jam) aracılık ndërhyrje aracılık etmek ndërmjetësoj araç 1.karrocë 2.automjet 3.instrument arada bulunmak gjendem midis aralık 1.dhjetor 2.afat 3.dehjetor 4.intermeco 5.ndërkohë aralık [zaman] interval [kohe] arama gerçekleştirmek realizoj bastisje (në shtëpi etj) arama-kurtarma timi ekip kerkim-shpetimi aramak kërkoj aramızda midis nesh aranjör (müzik) orkestrues arap birliği liga arabe arap-ızrail iltilafı konflikti arabo-izraelit arasında 1.midis 2.nëpër arasta pjesa e çarshisë ku ka dyqane që shesin të njëjtat araştırma 1.kërkim 2.hulumtim araştırma yapmak 1.kërkime (bej) 2.hulumtoj araştırmacı 1.kërkues 2.kërkues, hulumtues, studiues araştırmacı-yazar publicist araştırmak kërkoj araya girmek ndërhyj arazi tokë arazi boş ve vafşi terren i zhveshur dhe i egër arazi hukuku legjislacin mbi pronat e paluajtshme arazi ölçme bilgisi =jeodezi gjeodezi, arazi parçası copë tokë arazi sahibi pronar toke arbartılı zmadhuar arda nehri lumi arda ardı ardına të njëpasnjëshme ardıç dëllinjë ardından më pas, më vonë ardiye ağacı dëllinjë, dru dëllinje, smreka, venja arekologji kalıntısı rrënojë, mbetje, mbteturina arkelogjike arena arenë argon argon (gaz) arı blatë arı kovanı zgjoje bletësh arıcı 1.blatar 2.bletar arıcılık bletari, apikulturë arınmak dëlir, dëlirem, pastrohem arınmış dëlirë arızi rastësor, i shkujdesur, i rastit, kalimtar, i përk arife prag (një festë) vigjilje aristides aristidi, athinas i njohur për drejtësi aristokrasi aristokraci aristophanes aristofani, komediograf grek aritmetik arithmetikë ark hark arka ana e prapme arka plan, zemin, fon sfond

arka tarafı (gemi) pupa arkadaş bashkëshort arkadaşlık etmek bëj shoqëri arkeoloji arkeoloji arma stemë armator armator, pronar ose qiramarrësh anijesh armenia armenia, krahinë e madhe e azisë armenice armenishte armut dardhë arnavut 1.shqip 2.shqiptar / shqiptare arnavutça gjuha shqip arnavutluk shqipëri, shqipëria arp harpë (vegël muzikore) arpa elb arpa şehriye makarona ne formën e kokrrës së elbit arpacık elbth arsa parcelë arsenik arsenik arsız i paturpshëm, i pacipë, i padenjë, i pafytyrë, arr arsız şekilde në mënyrë të paturpshme arşın = uzunluk ölçüsü masë gjatësie = 68 cm arşınlamak 1.mas me arşın (1 arşın = 68cm), 2.eci me hap të arşiv arkivë art düşüce qëllim i keq art niyetli kişi person me paragjykim artçı sarsıntı (deprem) lëvizje sizmike artemis (efes) artemida (emri grek i dianës) artık 1.fundërri 2.mbetje 3.mbeturinë arttırmak (fiyatı) ngre çmimin arttırmak kıymetini ngre [vleftën] arya arie arya (müzik) arie, pjesë lirike për një zë që shoqërohet me një arz bota, rruzull, toka arz küresi globi tokësor arzu dëshirë arzu edilen dëshirueshëm (i) arzu etmek dëshiroj arzulu dëshirak asa skeptër asabi 1.nevrik 2.nevrik, nervor, nervoz asal sayı numër prim asala = ermeni gizli ordusu ushtria sekrete armene asalet fisnikëri asaletvermek fisnikëroj asansör ashensor asas bazë asayişi sağlamak vendos rendin asbest asbest asetik acetik asetilen lambası llambë saldimi asfalt asfalt asfaltla kaplamak veshje me asfalt asfaltlama, asflat atma asfaltim

asıl kryesor asıl kuvvet forca kryesore asılsız i pa bazë asırlardır prej shekujsh asi kryengritës asil aristokrat asilzade 1.fisnik 2.fisnik, aristokrat asilzadelik aristokraci asimetri asimetri, josimetri asit acid asit yağmuru shi acid asitliği düzenleyici rregullues i aciditetit askelik shërbimi ushtarak asker kayıt merkezi qendra e regjistrimit të ushtarëve asker toplama merkezi pikë rekrutimi askeri destek mbështetje ushtarake askeri noktaları pikat ushtarake askeri tören ceremoni ushtarake askerlerin kaydedildiği merkez pikë rekrutimi askerlerin rotasyonu transferimi me rotasjon i ushtarëve askerlik görevi detyrim ushtarak askerlik şubesi dega e mobilizimit, dega ushtarake askerlik yapmak jam në shërbim ushtarak askıya almak pezulloj asla 1.kurrë 2.assesi, kurrë, në asnjë mënyrë 3.asnjëherë asla [hiç bir şekilde] kurrsesi aslan luan astar astar astarlamak astar (i ve) astım astmë astigmatizm astigmatizëm (mjekësi) astragan astragaç, palare, qer, astrakhan, kallpak, karaqyl astronom astronom astronomi astronomi astronot astranaut, kozmonaut asur kralı mbreti i asirit asya kalkınma bankası banka e zhvillimit aziatik asya yayın birliği (abu) bashkimi aziatik i transmetimit, difuzionit aş ushqim, hejë, hesë aşağı atmak hedh poshtë aşağı yukarı lart e postë aşağılama poshterim, nenvleftesim, denigrim aşağılamak poshteroj, nenvleftesoj, denigroj,prozhmoj, pergoj aşağılmak nëpërkëmb, marr nëpër këmbë aşama 1.etapë, fazë 2.rank, fazë, shkallë aşamalı olarak kaldırmak heq gradualisht aşçı 1.gjellëbërës 2.kuzhinier 3.kuzhinier, gjellëbërës aşı kalemi kalem shartimi aşık 1.dashnor [dashnore] 2.dashuruar(i) aşık hava müzesi muze natyror aşık olmak bie në dashuri aşıkane bakmak hedh shikime të ëmbla aşılabilmek tejkaloj

aşılama vaksinim, imunizim aşındırmak 1.brej 2.gërvish 3.ha 4.gërryej, gërvish, brej aşınma 1.brejtje 2.gërvishtje aşınmak 1.gërryhet, konsumohet 2.humb vlerën, zhvlerësohet aşır [ziyade] mbi.. aşırı kuşkuçuluk negativizëm aşırı milliyetçi nacionalist ekstrem aşırı muhazakar ultra konservator aşırı sağcı ekstremist i djathtë aşırı yükleme mbingarkim aşırıkçı ekstremist aşırılık tepërsi aşikar dukshëm (i) aşikar, kesin flagrant aşina olmak bëhem i njohur për dikë, njihem me dikë aşinalık njohje, njohuri, familjaritet aşiret 1.fis 2.tribu, fis, grup aşk dashuri aşk olsun - të lumtë; pasion,epsh aşmak kapërcej aşure ashure at kalë at (bodur cins) kalë i vogël at arabası kaloshinë at çifliği famë kuajsh at safarisi eksepeditë shëtitëse me kuaj ata binmek hipi në kalë ata sözü fjalë e urtë ataerkil patriarkal ataerkilik patriarkat atağa geçmek ı një impuls të ri ataist ateist ataizm ateizëm atalar kültü kulti i të parëve atalet 1.inerci 2.plogëti, inerci, plogështi atama yazısı fletemërim atamak emëroj atardamar 1.arter 2.asterie atasözü proverb atatürk ilke ve devrimleri parimet dhe reformat e ataturkut atatürk ilkeleri parimet e ataturkut atatürkçü düşünce derneği shoqata mendimet (idetë) e ataturkut ateş içinde në zjarr ateş püskürmek vjell, nxjerr zjarr ateş tuğlası 1.tullë refraktare 2.tullë zjarrduruese ateşe vermek ndez ateşkes 1.armëpushim 2.armëpushim, ndërprerje zjarri ateşli zjarrtë (i) ateşli silah armë zjarri atfen atribuim atfetmek 1.atribuoj (i) 2.atribuoj, ia vë, ia ngjit diçka dikujt atfetmek, isnat etmek atribuoj, i jap (ia vë ngjit, ia vesh diçka dikujt atfetmek, yönelmek drejtohem, orientohem atıcılık yarışması gara në qitje

atıf atribut atık su ujëra të mbetura, të përdorura atıksu ujëra kanalizimesh atılgan kokëshkrepur atılım 1.avancim, progres 2.avancim, progres, hap progresiv 3.hov 4.pëpjekje për të ecur përpara, orvajtje, arritje me 5. sulm, progres, shtytje, impuls, hop, vrull, vërshi atış poligonu poligon qitjeje atışma grindje atışmak (sırrı) diskutoj, bej fjalë atıştırmak ha shpejt e shpejt, pakërdij, kollofit, llup atlamak hidhem atlamak [bırakmak] le jashtë [përjashtoj] atlas kumaş atllas [pëlhurë] atlet 1.atlet 2.fanellë atlı kalorës atlı araba (kiralık) karroc me qira atlı karınca karusel atmaca krahathatë, krahathadër, shpend grabiqar si skifte atmak hedh atmak [toz, un] hedh [pluhur,miel ] atmosfer atmosferë atom atom atopsi autopsi audiovisual dëgjimor-pamor augustus augusti, ceza oktaviani, perandori i i-rë i romës av köpeği langua av sezonu stinë e gjuetisë av tüfeği çifte avam kamarası (ıngiltere) dhoma e komuneve avans avancë, paradhënie avare dolaşan endacak avare dolaşmak endem avcı 1.gjuetar 2.grabitqar (kafshët) 3.ushtar që merr pjesë në përleshje avcılık gjueti avize llampadar avlamak gjuaj avlanma gjueti avlanmak gjuaj avlanmak (ağ ile) gjuaj me rrjetë avlanmak (gizlice) gjuaj fshehtas avlu oborr, hajat, avlli avrasya euroazi avrupa birliği komisyonu komisioni evropian (komisioni i be) avrupa birliği üyelilği anetaresimi ne be avrupa birliği zirvesi çerçevesinde në suazën e samitit të be avrupa çevre eğitim vakfı fondacioni evropian për mbrojtjen dhe edukimin e a avrupa imar ve kalkınma bankası banka evropiane për rindërtim e zhvillim avrupa insan hakları sözleşmesi konventa evropiane e të drejtave të njeriut (1950) avrupa konseyi bakanlar kurulu (komitesi) komiteti i ministrave të këshillit të evropës avrupa konseyi parlamenter meclisi 1.asambleja e parlamentarëve të këshillit evropian 2.asambleja e përgjithshme e këshillit evropian avrupa kros şampiyonası kampionati evropian i krosit avrupa liberaller grubu grupi i liberalëve evropianë

avrupa para birliği unioni monetar evropian avrupa para sistemi sistemi monetar evropian avrupa parlamentosu milletvekilleri eurodeputetët avrupa şampiyonlar kupası kupa e kampioneve të evropës avrupa topluluğu komuniteti evropian avrupa yatırım bankası banka evropiane për ınvestim avrupalı evropian avuç dolusu (bir) grusht gjë (një) avukat avokat avukat bürosu avukatore avukatlık cübbesi togë e gjykatësit, avukatit avusturya başbakanı kancelari i austrise avutmak, teselli vermek ngushëlloj ay 1.muaji 2.muaj ay tutulması eklips i hënës ay yılı vit hënor aya ait hënës (i) ayak këmbë ayağa kalkmak - ngrihem në këmbë ayak parmağı gisht i këmbës ayak sesi çapitje ayak sürmek zvarrit këmbët ayak sürüyerek yürümek heq këmbët zvarë ayak taburesi fron për këmbë ayak takımı 1.fundërri 2.plehra, fëlliqërisat ayak uydurmak 1.eci me hapin e dikujt, kohës, diçkaje,përshtatem m 2.eci në një hap, mbaj hapin ayakkabı këpucë ayakkabı giymek - mbath me këpucë ayakkabı bağı lidhëse ayakkabı tabanı gjysmë shollë ayakkabı tamircisi këpucar ayakkabıcı këpucar ayaklanma kryengritje ayaklık këmbëz ayar rregullim, regjistrim, akordim, atrecim ayarlamak kalibroj ayartmak 1.mashtroj 2.ndjell 3.ngas [josh] ayazma ajazma (ujë i bekuar sipas ririt ortodoks) aydın 1.intelektual 2.intelektual, i mësuar aydınlanma 1.dritësim, ndriçim imendjes, qartësim i ideve 2.iluminizëm aydınlatma ndriçim aydınlatma (tiyatro) ndriçim skenik aydınlatmak ndriçoj aydınlık ndritshëm (i) aygır 1.hamshor 2.henë aygıt aparat ayı arı ayın meshë ayırım 1.dallim, shquarje 2.diskriminim ayırım yapmak bëj dallim ayırma ndarje ayırmak 1.çaj 2.dall?m 3.dalloj 4.ndaj ayırmak (parçalara) ndaj në pjesë ayırt etme dallim ayırt etmek dalloj

ayin 1.liturgji, shërbesë paradreke në kishë, shërbesë fe 2.meshë ayin yönetmek - këndoj meshë aykırı bulmak e shikoj si të papajtueshme aykırı düşünce paradoks aykırılık mospajtim, mosmarrëveshje, ndryshim mendimesh aylak kimse endacak aylem planı plani i aksionit aymaz, gafil i pandërgjegjshëm, i pavëmendshëm se çfare ndodh p aymazlık pa kujdesi, shkujdesi, moskokëçarje ayna pasqyre aynı njëjtë aynı cinsten olan homogjen aynı şekilde [keza] gjithashtu aynı zamanda njëkohësisht aynılık identitet ayni olarak në natyrë, me po atë monedhë ayni zamanda edhe ayrı 1.dalluar (i) 2.ndarë (i) ayrı bir görüşümüz yoktur nuk kemi asnjë divergjencë ayrıca 1.në mënyrë të veçantë 2.perveç kesaj 3.veçanërisht, në veçanti, në mënyrë të veçantë, gji ayrıcalık 1.prerogativa, privilegje, favor 2.privilegj, e drejtë e veçantë, venomë, përfitim, l ayrık ndarë (i) ayrılabilir 1.ndahet (që) 2.ndashëm (i) ayrılma ndarje ayrılmak 1.çahem 2.dallohem 3.largohem 4.ndahem ayrılmak [istasyondan] dal [nga stacioni] ayrılmaz bir parçası pjesë e patjetërsuar ayrılmaz bir parçasının oluşturmak përbëj një pjesë të pandarë të... ayrımcı uygulamalar diskriminim ayrımcılık diskriminim ayrıntı 1.hollësi 2.hollësira ayrıntılı bilgi vermemek nuk jap hollësira ayrışma dekompozim ayrışmak dekompozohet ayva ftoi [ftua] az asgjë az bir farkla kazanmak fitoj me një rezultat të ngushtë az farkla yenmek fitoj me një rezultat të ngushtë az rastlanır bir cesaret ve kahramanlık örneği ser demostroj një trimëri dhe heroizëm të paparë azade të lirë nga, i papenguar, i pakundërshtuar azarlamak qortoj, i jap një dush të ftohtë, të fortë, kritik azat etmek liroj, lë të lirë azgın i tërbuar, i harbuar, i egër, i rreptë, fëmijë i p azı dişi dhëmballë azımsamak e vlerësoj, shikoj diçka si shumë të vogël, nënvle azınlık pakicë azim 1.këmbëngulje 2.vendosmëri azimli i vendosur, me zell azimut azimuth azis shën aziz 1.ndershëm (i) 2.i shenjtë 3.i shenjtë, engjëll, njeri i virtytshëm 4.shenjt, shenjtor 5.shenjtor aziz paulus shën pali aziz petrus basilikası (vatikan) bazilika e shën pjetrit (vatikan) aziz yahya kilisesi kisha e shën janit (joanit)

azletmek largoj, anulloj, heq dikë nga posti, shkarkoj azmettirmek bir suçu veya herhangi biri işi kesinlikle yapması azot azot azrail azrail baba baba [babë] baba (büyük) gjysh baba torik (balık) bonito i madh babalık 1.adoptues 2.atësi babası olmak bëhem baba babaya ait atëror babil babiloni baca baxhë bacak këmbë badem bajame badem kurabiyesi biskotë me bajame bademcik iltahabı angjinë badire peripeci, ngjarje e papritur, rrezik i paparashiku bagaj bagazh bağ 1.lidhëse 2.lidhje bağ bozumu vjelje e rrushit, prodhim i rrushit bağ bozumundan sonra kalan üzümleri toplamak qëmtoj, përkoq bağ-kur fondi i sigurimeve sociale bağalantısızlar të paangazhuarit bağbozumu vjelja e rrushit bağdaşmak përputhet bağdaştırmak pajtoj, harmonizoj, ujdis bağımlı i varur bağımsız i pavarur bağımsız devletler topluluğu (bot) federata e shteteve të pavrura (cıs) bağımsızlık pavarësi bağımsızlık ateşi zjarri i pavaresise bağıntı, münasebet relacion bağırıp çağıran bërtet (që) bağırış britmë bağırma britmë bağırmak bërtas bağırmak [acı acı] bërtas [çirrem] bağış 1.dhuratë 2.ndihmë 3.falje, dhënie, dhuratë e një pasurie bağışık imunizuar (i) bağışlama yapan kimse donator bağışlamak 1.dhuroj [diçka] 2.fal [para] 3.dhuroj, fal diçka dikujt bağlaç lidhëz bağlam kontekst bağlama ballama bağlama boyu bishti i llautës bağlama gövdesi kasa e llautës bağlama teli tel llaute bağlama virtüözü llautist, virtuoz llaute bağlamak lidh bağlamak (birbirine) bashkoj bağlamak (elini ayağı) lidh duar dhe këmbë bağlamak (gözlerini) lidh sytë bağlamak (palamarla) lidh me litar

bağlamak (zincirle) lidh në hekura bağlanım konfederatë bağlanmak bashkohem bağlanmak [birbirine] bashkohet bağlantı lidhje bağlantı, iki şey arasındaki ilişki korelacion bağlantı, ilişki, bağ lidhje bağlantısız i paangazhuar (politikë) bağlayıcı lidhës, detyrues (një marrëveshje, dispozita të li bağlayıcı akit marrëveshje e detyrueshme bağlayıcı antlaşma marrëveshje e detyrueshme për t u zbatuar bağlı 1.lidhor 2.lidhur (i) bağlılık 1.besnikëri 2.lidhje 3.kohezion, devotshmëri, lidhje, vartësi, varësi, da 4.lidhje reciproke, korrelacion, vartësi, varësi, be 5.përkushtim bağlılık etmeni faktor i besnikërisë, i devotshmërisë bağlılık kuramı teori e relativitetit bağlılık yemini 1.besëlidhës 2.betim besnikërie bağnaz fanatik bağnazlık fanatizëm bağrına basmak përqafoj, shtrëngoj, ngush, pushtoj (marr në krahë bahane pretekst baharat 1.beharna 2.mëlmesë 3.beharna, erëza, behare baharatlar erërat, baharatet, erurina bahçe kopsht [bahçe] bahçıvan 1.bahçevan 2.kopshtar bahçıvanlık kopshtari bahis bast bahise girmek - bast (vë) bahşetmek 1.jap, fal 2.jap, fal, dhuroj, kushtoj bahşiş bakshish bahtı kara fatkeq bahtsız mjerë (i) bajsbol bajsboll bakan ministër bakanlar komitesi (ab) komiteti i ministrave (be) bakanlar kurulu këshilli ministror bakanlık ministri bakanlık müsteşarı nënsekretari i ministrisë bakaya mbetje bakım mirëmbajtje bakır bakër bakırcı [seyyar] bakërxhi bakkal bakall bakkal dükanı ushqimore, dyqan baklagil bishtajë bakliyat bishtajore bakmak (çocuğa) mbaj fëmijën bakmak (dikkatle) kujdesem [për ndonjë] bakmak (hastaya) kujdesem [për ë sëmurin] bakraç bakraç, poçe a kusi e vjetër prej bakri, (gjellë b bakteri bakterie bakterioloji bakteriolgji bal mjaltë bal peteği hije mjalti [dylli]

balçık llumë baldır kërci [i këmbës] balet balet balgam 1.gëlbazë 2.ballgam, këlbazë balık (tütsülenmiş) cironkë e tymosur balık tutmak gjuaj peshk balık üretimi kulturë e peshkut balıkçı sempt lagje peshkatarësh balıkçıl 1.gatë-a, qafëgjatë, caplja 2.qafëgjatë, gatë, caplja balina balenë balistik balistikë balkabağı 1.kungull 2.kungullhaes balkan ballkan balkon ballkon balmumu 1.dyll 2.dyll blete balon 1.ballon 2.balonë, aerostat, balonë sferike balon uçurtmak ngrej një balonë prove baloncuk (damarlarda) anevrizma baltalamak 1.minimizoj 2.minoj, sabotoj 3.pengoj, sabotaj, bllokoj, prish planet 4.sabotoj balya deng bambu banbu bana unë bana bak shikom mua bana bunu / şunu ver lütfen ma jep këtë / atë, ju lutem. bana kalırsa nga ana ime bana[beni] mua [më] band shirit, kordele, rrip (pëlhure) bando bandë banka bankë banka dekontu faturë bankare, fletpagesë banka havalesi dërgimi, transferim i lekëve nëpërmjet bankës banka şubesi filial i bankës banka teminat mektubu garanci bankare bankacı bankier banker 1.bankjer 2.bankier banknot banknotë banliyö rrethinë, periferi, lagje e jashtme e qytetit banliyö treni tren periferik, i rrethinave të qytetit, tren loka banyo banje bar bar baraj 1.barazh 2.digë, liqen artificial baraka barakë barbar barbar barbarca bir eylem akt barbar barbunya barbun (peshk) barbunya [balık] barbunje bardak gota; gotë barfiks hekur i ushtrimeve gjimnastikore barınak strehim barış görüşmleri sonuş vermemek dështojnë bisedimet e paqes barış harekatı (kıbrıs) operaconi i paqes barış toplantısı düzenlemek mbaj nje mbledhje pajtimi barışgücü askerleri ushtarë paqeruajtës