2011 Raporunda Türkiye Doğu Avrupa ve Orta Asya tehdit altında

Benzer belgeler
Türkiye İnsani Gelişme Raporu kapsamında İGE değerleri ve sıralamalarındaki değişiklikler

Özel Sayı/Mart 2013 İGR 2013

Türkiye İnsani Gelişme Raporu ndaki İnsani Gelişme Endeksi (İGE) Değerleri ve Sıralamadaki Değişiklikler

GÜNEY İN YÜKSELİŞİ: FARKLILIKLAR DÜNYASINDA İNSANİ GELİŞME İnsani Gelişme Raporu ndaki muhtelif göstergelerle ilgili açıklama notu

A.ERDAL SARGUTAN EK TABLOLAR. Ek 1. Ek 1: Ek Tablolar 3123

Cumhuriyet Halk Partisi

BÜYÜMEDE 110, ENFLASYONDA 134 ÜLKE BİZDEN DAHA İYİ DURUMDA

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI Rapor tarihi:11/02/2016 Yıl 2015 YILI (OCAK-ARALIK) HS6 ve Ülkeye göre dış ticaret

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

İthalat Miktar Kg. İthalat Miktar m2

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI

Türkiye. İnsani Gelişme için Çalışma İnsani Gelişme Raporu İnsani Gelişme Raporu ndaki Ülkelerle İlgili Açıklama Notu.

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI. İthalat Miktar Kg. İthalat Miktar m2

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK İŞLENMİŞ MERMER VE TRAVERTEN DIŞ TİCARET VERİLERİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU

TÜRKİYE DEKİ YABANCI ÜLKE TEMSİLCİLİKLERİ

Doğu Avrupa ve Orta Asya'da insani gelişme Gelir artışı İnsani Gelişmeyi yükseltmiyor. Yenilikçi yeni lçüler Kendi endeksini oluştur

HALI SEKTÖRÜ. Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK BLOK MERMER TRAVERTEN DIŞ TİCARET VERİLERİ

HALI SEKTÖRÜ. Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

Dünya da ve Türkiye de İş Sağlığı ve Güvenliği

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI. İthalat İthalat Ulke adı

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

TÜİK VERİLERİNE GÖRE ESKİŞEHİR'İN SON 5 YILDA YAPTIĞI İHRACATIN ÜLKELERE GÖRE DAĞILIMI (ABD DOLARI) Ülke

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

Araştırma Notu 15/179

Rapor tarihi:13/06/ HS6 ve Ülkeye göre dış ticaret. İhracat Miktar 1. İhracat Miktar 2. Yıl HS6 HS6 adı Ulke Ulke adı Ölçü adı

HALI SEKTÖRÜ. Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

Türkiye nin dış ticaret ve yatırım bağlantıları: Güçlü yönler

1/11. TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI Rapor tarih 30/03/2018 Yıl 01 Ocak - 28 Subat 2018

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

UMUMA HUSUSİ HİZMET DİPLOMATİK A.B.D Vize Var Vize Var Vize Var Vize Var. AFGANİSTAN Vize Var Vize Var Vize Var Vize Var

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI

EFA 2009 Küresel İzleme Raporu. Eşitsizliklerin Üstesinden Gelmek: Yönetişim. EFA Hedeflerindeki İlerleme ve Önemli Noktalar

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2015 EYLÜL AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU

YÜRÜRLÜKTE BULUNAN ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMALARI. ( tarihi İtibariyle) Yayımlandığı Resmi Gazete

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, DÜNYADA VE TÜRKİYE DE İNSANİ GELİŞME

TÜRKİYE HANGİ SIRADA? İNSANİ GELİŞME ENDEKSİ NE GÖRE. Dr. Ayşe Betül YAPA. 68 Aralık Giriş

HALI SEKTÖRÜ. Eylül Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

KÜRESEL TİCARETTE TÜRKİYE NİN YENİDEN KONUMLANDIRILMASI-DIŞ TİCARETTE YENİ ROTALAR

HALI SEKTÖRÜ. Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

GÜNCEL ULUSLARARASI ENDEKSLER VE TÜRKİYE NİN BU ENDEKS SIRALAMALARINDAKİ YERİ

DEĞERLENDİRME NOTU: İsmail ÜNVER Mevlana Kalkınma Ajansı, Konya Yatırım Destek Ofisi Koordinatörü

Binyıl Kalkınma Hedefleri ve Yoksul Odaklı Büyüme

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2008

2015 YILI OCAK EYLÜL DÖNEMİ EV TEKSTİLİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

KALİTELİ DEMOKRASİ, GÜÇLÜ HUKUK DEVLETİ OLMAYINCA, EKONOMİ DE KÜME DÜŞTÜ

MÜCEVHER İHRACATÇILARI BİRLİĞİ MAL GRUBU ÜLKE RAPORU (TÜRKİYE GENELİ) - (KÜMÜLATİF)

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

ÇORAP SEKTÖRÜ 2016 YILI VE 2017 OCAK AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU

YURTDIŞI MARKA TESCİL MALİYETLERİ

2016 İnsani Gelişme Raporu Herkes İçin İnsani Gelişme. Türkiye İnsani Gelişme Raporu ndaki Ülkelerle İlgili Açıklama Notu.

Herkes İçin Eğitim (EFA) Küresel İzleme Raporu KALİTE ZORUNLULUĞU

İNSANİ GELİŞMEYİ SÜRDÜRMEK:! EĞİTİM VE İŞGÜCÜ PİYASASI GÖSTERGELERİ İTİBARİYLE TÜRKİYE NİN PERFORMANSININ DEĞERLENDİRİLMESİ!

Sayı: Özel Sayı/Eylül 2014 İGR 2014

HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. AB Liderleri Jean-Claude Juncker in AB Komisyonu Başkanı Olması İçin Uzlaştı

HABER BÜLTENİ xx Sayı 28 KONYA HİZMETLER SEKTÖRÜNÜN, ÇALIŞAN SAYISI BEKLENTİSİ ARTTI

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

HALI SEKTÖRÜ 2015 YILI İHRACATI

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi

Pazar AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 21 Mayıs 2018

İSTANBUL MADEN İHRACATÇILARI BİRLİĞİ MAL GRUBU ÜLKE RAPORU (TÜRKİYE GENELİ)

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI

Büyük Türkiye, Güçlü Ekonomi için kişi başına gelirle birlikte insani gelişmişliğe, özgürlük ve demokrasi standartlarına da bakmak gerekir

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2011 OCAK - ARALIK İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2018 Şubat Ayı İhracat Bilgi Notu

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012

Vize Rejim Tablosu YEŞİL (HUSUSİ) PASAPORT. Vize Yok (90 gün) Vize Yok (90 gün) Vize Yok (90 gün) Vize Yok (90 gün) Vize Yok (90 gün)

Dünyada silahlanma artıyor, Türkiye 20'nci sırada

Tablo 26. Kullanılabilir Gelire göre Sıralı %20 lik Grupların Toplam Tüketim Harcamasından Aldığı Pay

Sıra Ürün Adı

2019 MART DIŞ TİCARET RAPORU

Pazar AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 14 Temmuz 2017

2014 AĞUSTOS DIŞ TİCARET RAPORU

Enerji ve İklim Haritası

01/05/ /05/2016 TARİHLERİ ARASINDAKİ EŞYA TAŞIMA GEÇİŞLERİ

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2006

Kaba doğum hızı (%) Kaba ölüm hızı (%)

2018 MAYIS DIŞ TİCARET RAPORU

Yurtdışı temsilciliklerimiz - RUSYA. Seyahat Rehberi. Son güncelleme: esky.com.tr 2. Guide_homepage

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 NİSAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

TEKSTİL SEKTÖRÜNÜN 2009 YILI ARALIK AYI İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

UFRS 16 KİRALAMA STANDARDI, ŞİRKETİNİZE ETKİSİ

Transkript:

Sayı: Özel Sayı/Kasım 2011 İGR 2011 2011 İGR Bilgi Üniversitesi'nde tanıtıldı 2011 Raporunda Türkiye Doğu Avrupa ve Orta Asya tehdit altında Yoksulların ilerlemesine engel: Çevre Norveç birinci, Demokratik Kongo Cumhuriyeti son sırada

2011 İGR Bilgi Üniversitesi'nde tanıtıldı Birleşmiş Milletlerin her yıl hazırladığı insanı gelişme raporu bu yıl İstanbul Bilgi Üniversitesinde tanıldı. Ankara, Kasım 2011 Moderatörlüğünü Özlem Gürses'in yaptığı 2011 İnsani Gelişme Raporu tanıtım toplantısına Birleşmiş Milletler Mukim Koordinatörü Shahid Najam, İstanbul Üniversitesinden Mehmet Altan ve İstanbul Bilgi Üniversitesinden de Asaf Savaş Akat katılmıştır. Katılımcılar raporu tartışmış ve öğrenci sorularını değerlendirmişlerdir.

2011 Raporunda Türkiye 2011 İnsani Gelişme Raporu nda 187 ülke ve (BM tarafından tanınan) bölge için, İnsani Gelişme Endeksi (İGE) değer ve sıralamaları ile 134 ülke için Eşitsizliğe Uyarlanmış İnsani Gelişme Endeksi (EUİGE), 146 ülke için Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi (TCEE), 109 ülke için de Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi (ÇBYE) sunulmaktadır. Ankara, Kasım 2011 İGE kapsamında yer alan ülke sıralamaları ve değerleri İnsani Gelişme Raporu nun tüm dünyada duyurularak ve elektronik kopyalarının erişime açılacağı tarihe kadar kesinlikle erişime kapalıdır (ambargo altındadır). 2011 tarihli rapor tüm dünyada 2 Kasım 2011 de açıklanmıştır. Raporda yer alan değer ve sıralamaların önceden yayımlanmış raporlardaki değer ve sıralamalarla karşılaştırılması temel alınan veri ve yöntemler değişmiş olacağından yanıltıcı olabilir. Ayrıca, İGE kapsamındaki ülkelerin sayısı da aynı değildir. 2010 tarihli İGE kapsamında 169 ülke yer almaktayken 2011 İGE sinde 187 ülke yer almaktadır ve önceki raporda çoğu ülkeyle ilgili temel göstergeler elde edilememiştir. Okuyuculara, İGE değerlerindeki ilerlemeyi raporun İstatistikler ekinde yer alan İGE Trendleri başlıklı Tablo 2 ışığında değerlendirmeleri tavsiye edilir. Tablo 2 tutarlı gösterge, yöntem ve zaman-serisi verilerine dayandığından ilgili değer ve sıralamalarda zaman içindeki gerçek değişikliği dolayısıyla ülkelerin zaman içindeki gerçek ilerleyişini görmek mümkündür. Her bir endeksin nasıl hesaplandığı ile ilgili ayrıntılar için 2011 tarihli raporun 1-4 üncü Teknik Notlarına ve İnsani Gelişme Raporu web sitesinde yer alan ilgili referans makalelere bakınız. Binyıl Kalkınma Hedefleri, 2015 yılı itibariyle tüm dünyada aşırı yoksulluğu sona erdirmeyi de amaçlayan sekiz uluslararası hedeften oluşuyor. İnsani Gelişme Endeksi (İGE) İGE uzun vadeli ilerlemeyi insani gelişmenin üç temel boyutunda ele alan bir özet ölçütüdür. Bu üç temel boyut, uzun ve sağlıklı bir yaşam, bilgiye erişim ve iyi bir yaşam standardıdır. 2010 yılındaki İGR de de belirtilmiş olduğu gibi uzun ve sağlıklı bir yaşam, yaşam süresiyle; bilgiye erişim ise i) 25 yaş ve üstündeki bireylerin yaşam boyu aldıkları eğitimin yıl ortalaması olarak da ifade edilen yetişkin eğitim yılları ortalaması, ii) çocuğun hayatı boyunca hâkim yaşa özel okullaşma oranlarının değişmemesi halinde çocuğun okula gitmeyi umabileceği yılların toplamı olarak açıklanabilecek okul çağına gelmiş çocukların beklenen okula devam süresi ile ölçülmektedir. Yaşam standardı, 2005 teki sabit kişi başı Satın Alma Gücü Paritesi (SGP/PPP) olarak ifade edilen Gayri Safi Milli Gelir (GSMG) ile ölçülmektedir. Ülkeler arası karşılaştırmaları mümkün olduğunca kolaylaştırabilmek için İGE, özellikle BM Nüfus Birimi, UNESCO İstatistik Enstitüsü (UIS) ve Dünya Bankası ndan elde edilen uluslararası verilere dayandırılmıştır. Giriş kısmında da ifade edildiği üzere, bu yılki raporda yer alan İGE değer ve

sıralamaları ilgili kurumlarca bileşik göstergelerde değişiklikler yapılmış olduğundan (2010 tarihli rapor da dâhil olmak üzere) geçmiş tarihlerde yayımlanmış olan raporlarla karşılaştırılabilir değildir. İGE ler kapsamındaki ilerlemenin karşılaştırılabilmesine olanak tanımak için 2011 raporunda 1980-2011 arası döneme ait yeniden hesaplanmış İGE lere yer verilmiştir. Türkiye nin İGE değeri ve sırası Türkiye nin 2011 İGE değeri yüksek insani gelişme kategorisinde- 0.699 dur ve Türkiye yi 187 ülke ve bölge içinde 92 nci sıraya yerleştirmektedir. 1980-2011 yılları arasında Türkiye nin İGE değeri 0.463 den 0.699 a yükselmiştir ki bu yüzde 51 lik bir artışa ya da yıllık ortalama yüzde 1.3 lük bir artışa işaret etmektedir. 2011 verilerine ve metotlarına dayalı 2010 sıralamasında Türkiye nin İGE si 187 ülke içinde 95 incidir. 2010 İGR de Türkiye 169 ülke içinde 83 ncü sırada yer almıştır. Ancak, temel veri ve yöntemler kadar ülke sayısı da değişmiş olduğundan bu değer ve sıralamaları önceki raporlarda yer alan veri ve sıralamalarla karşılaştırmak yanıltıcı olacaktır. Tablo A da Türkiye nin ilerlemesi her bir İGE göstergesi için gösterilmektedir. 1980-2011 yılları arasında Türkiye de doğum anında umulan yaşam süresi 17.4 yıl artmış, ortalama okullaşma süresi 3.6 yıl artmış ve beklenen okullaşma süresi de 4.9 yıl uzamıştır. Türkiye nin kişi başına düşen Gayri Safi Milli Hasılası da 1980-2011 yılları arasında yüzde 119 oranında artmıştır. Tablo A: Tutarlı zaman-seri verileri, yeni bileşik göstergeleri ve yeni yöntemler ışığında Türkiye nin İGE trendleri Aşağıda verilen Resim 1 de her bir bileşik endeksinin Türkiye nin İGE sine 1980 den bu yana katkısı gösterilmektedir. Resim 1: 1980-2011 yılları arasında Türkiye nin İGE bileşik endekslerindeki trendler

Diğer ülkelerle bağlantılı olarak ilerlemenin değerlendirilmesi Uzun vadeli ilerleme diğer ülkelerle bağıntılı olarak hem coğrafi lokasyon hem de İGE değeri olarak değerlendirilebilir. Örnek vermek gerekirse, 1995-2011 yılları arasında Türkiye, Ermenistan ve Moldova Cumhuriyeti İGE lerini arttırmak yönünde farklı seviyelerde ilerleme kaydetmişlerdir (bkz. Resim 2). Resim 2: 1980-2011 yılları arasında Türkiye nin İGE trendleri Türkiye nin 2011 İGE si 0.699 olup yüksek insani gelişme grubunda yer alan ülkelerdeki 0.741 ortalamasının da, Avrupa ve Orta Asya daki 0.751 ortalamasının da altındadır. Avrupa ve Orta Asya bölgesinde 2011 İGE sıralamasında Türkiye ye yakın olan diğer ülkeler Sırbistan ve Azerbaycan dır ve bu ülkeler İGE sıralamasında sırasıyla 59 ve 91 nci gelmişlerdir (bkz. Tablo B). Tablo B: Seçilmiş olan diğer ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye nin İGE göstergeleri

Eşitsizliğe Uyarlanmış İnsani Gelişme Endeksi (EUİGE) İGE bir ülkede temel insani gelişme alanındaki ilerleme ve kazanımlarının ortalama ölçüsüdür. Tüm ortalamalar gibi İGE de insani gelişmenin ülke sathında nüfusa dağılımındaki eşitsizliği maskelemektedir. 2010 tarihli İGR deki İGE kapsamında, eşitsizliği her bir boyutun ortalama değerini eşitsizlik düzeyine göre azaltarak İGE yi her üç boyutuyla ele alan bir EUİGE ortaya koyulmuştur. İGE yi, potansiyel insani gelişme endeksi ve EUİGE yi ise gerçek insani gelişme endeksi olarak görmek mümkündür. Potansiyel insani gelişmede eşitsizlikten kaynaklanan kayıp İGE ve EUİGE arasındaki fark olarak yüzde türünden ifade edilebilir (daha fazla ayrıntı için bkz. Teknik Not 2). Türkiye nin 2011 İGE si 0.699 dur ancak bu boyutlara ait endekslerin dağılımından kaynaklanan eşitsizlik çıkartıldıktan sonra bu değer yüzde 22.5 kayıpla 0.542 düşmektedir. Sırbistan ve Azerbaycan ın eşitsizlikten kaynaklanan kaybı sırasıyla yüzde 9.5 ve yüzde 11.4 tür. İGE si yüksek ülkelerde eşitsizlikten kaynaklanan ortalama kayıp yüzde 20.5 ve Avrupa ve Orta Asya için yüzde 12.7 dir. Tablo C: Seçilmiş olan diğer ülke ve gruplarla karşılaştırıldığında Türkiye nin EUİGE değeri Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi ( TCEE) Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi (TCEE) toplumsal cinsiyet eşitsizliğini üreme sağlığı, güçlendirme ve ekonomik faaliyet olarak üç boyutta ele alır.

Üreme sağlığı, anne ölümleri ve ergen doğurganlık oranlarına göre ölçülür; güçlendirme her bir toplumsal cinsiyete ait meclisteki sandalye sayısı ile yine her bir toplumsal cinsin orta ve lise öğretimine katılımı oranıyla ölçülürken ekonomik faaliyet ise her bir toplumsal cinsiyetin iş gücü piyasasına katılımıyla ölçülür. TCEE, önceki Toplumsal Cinsiyetle İlgili Gelişme Endeksi ve Toplumsal Cinsiyet Güçlendirme Endeksinin yerine geçmiştir. TCEE, her üç TCEE boyutunda erkek ve kadın cinslerin kazanımları arasındaki eşitsizlikten kaynaklanan insani gelişme kayıplarını gösterir. (TCEE konusunda daha fazla ayrıntı için bkz. İstatistikler Ekinde yer alan Teknik Not 3). Türkiye nin TCEE değeri 0.443 olup bu değer ülkeyi 2011 endeksinde yer alan 146 ülke arasında 77 nci sıraya yerleştirmektedir. Türkiye de 2010 itibariyle meclisteki sandalyelerden yüzde 9.1 i kadınlar aittir. Ülkedeki erkeklerin yüzde 46.7 si orta ya da lise eğitimi almış olmasına rağmen yetişkin kadınların yüzde 27.1 i orta veya lise düzeyinde eğitim almıştır. Her 100 bin canlı doğumdan 23 ünde kadınlar hamilelikten kaynaklanan sorunlar nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Erişkin doğurganlık oranı 1000 canlı doğumda yüzde 39.2 dir. İş gücü piyasasına kadın katılımı ise kadınlarda yüzde 24 erkeklerde ise yüzde 69.6 dır. Buna karşın, Azerbaycan endekste 50 nci sırada yer almaktadır. Tablo D: Seçilmiş olan diğer ülke ve gruplarla karşılaştırıldığında Türkiye nin 2011 TCEE değeri Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi (ÇBYE) 2010 tarihli İGR de aynı hanelerde eğitim, sağlık ve yaşam standardı olarak çoklu yoksunlukların tespitinde kullanılan bir Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi (ÇBYE) ortaya koyulmuştur. Eğitim ve sağlık boyutları iki göstergeye dayanırken yaşam standardı boyutunda esas alınan altı göstergenin tamamı ağırlıklandırılır ve çalışmaya katılan her bir hane için yoksunluk puanları hesaplanır. Yoksul olan ile olmayanı ayırmak için ağırlıklandırılmış göstergelere eşit bir yüzde 33.3 lük ayrım eşiği kullanılır. Hane yoksunluk düzeyi yüzde 33.3 oranında ya da daha fazlaysa o hane (içindeki nüfusla birlikte) çok boyutlu yoksul olarak değerlendirilir. Yüzde 20 ye eşit ya da daha yüksek fakat yüzde 33.3 ten de az yoksunluk puanı alan haneler ise çok boyutlu yoksulluk karşısında hassas durumda ya da çok boyutlu yoksul olma riskiyle karşı karşıya olan haneler olarak değerlendirilir. Türkiye nin ÇBYE tahminleriyle ilgili olarak en yakın tarihli araştırma verileri

2003 e aittir. Türkiye de nüfusun yüzde 6.6 sı çoklu yoksunluklar içindeyken buna ilaveten yüzde 7.3 lük bir kesim de çoklu yoksunluklar karşısında hassas konumdadır. Türkiye de çok boyutlu yoksulluk içindeki insanların hissetmekte olduğu yoksunluk yüzdesi olan yoksunluğun payı (yoğunluğu) yüzde 42 dir. Nüfusun çok boyutlu yoksul kesiminin payını ifade eden ÇBYE yoksunlukların yoğunluğuyla düzeltildiğinde ortaya çıkan rakam 0.028. Sırbistan ve Azerbaycan ın ÇBYE değerleri sırasıyla 0.003 ve 0.021 dir. Tablo E de günde 1.25 doların (SGP) altında yaşayan nüfusun yüzdesi olarak ölçülen gelir yoksulluğu ile Türkiye deki çok boyutlu yoksunluklar karşılaştırılmaktadır. Gelir yoksulluğunun bütün hikayenin sadece bir kısmını anlattığı burada görülmektedir. Çok boyutlu yoksulluk yoklaması gelir yoksulluğundan yüzde 3.9 oranında daha fazladır. Bu, diğer bir deyişle gelir yoksulluğu çizgisinin üzerinde yaşayan bireylerin hala eğitim, sağlık ve diğer yaşam şartları açısından çeşitli yoksunluklar içinde olduğuna işaret etmektedir. Tablo E de ayrıca Türkiye nin ciddi yoksulluk içinde olan (yoksunluk puanı yüzde 50 ya da üzerinde olan) ve yoksulluk hassasiyeti bulunan (yoksunluk puanı yüzde 20-30 arasında olan) kesimleri de görülmektedir. Karşılaştırma maksadıyla tabloda Azerbaycan ve Sırbistan a ait rakamlara da yer verilmiştir. Tablo E: Seçilmiş olan diğer ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye nin 2011 yılı itibarıyla ÇBYE si

Doğu Avrupa ve Orta Asya tehdit altında Doğu Avrupa ve Orta Asya nın gelişme göstergeleri iyi durumda olmasına rağmen 2011 İnsani Gelişme Raporu na göre bu bölgeler çevresel risklerle karşı karşıya. Ankara, Kasım 2011 BM Kalkınma Programı (UNDP) tarafından bugün açıklanan 2011 İnsani Gelişme Raporu na göre Doğu Avrupa ve Orta Asya da gelişme alanında kaydedilmiş olan ilerlemeler sanayi kirliliği ve diğer çevresel sorunların olumsuz etkilerinin tehdidi altında. Sürdürülebilirlik ve Eşitlik: Herkes İçin Daha İyi Bir Gelecek adını taşıyan rapor, sürdürülebilirlik ve eşitlik gibi küresel anlamda aşılması gereken zorlukların bir arada ele alınması gerektiğine vurgu yaparken aynı zamanda bu hedefler doğrultusunda ilerleme kaydedilmesini sağlayacak, birbirini destekler ve güçlendirir nitelikte ulusal ve küresel politikalara da işaret ediyor. Rapora göre, daha eşitlikçi bir insani gelişme düzeyine sahip ülkeler daha temiz enerji teknolojilerine geçiş sürecinde ya da vatandaşlarının su kirliliği ya da akut iklim kaymaları gibi çevre tehditleri karşısında korunmasında kendilerini daha iyi konumlandırabiliyor. 2011 İnsani Gelişme Raporu, Doğu Avrupa ve Orta Asya daki insani gelişme seviyesinin gelişmekte olan dünyada diğer bölgelerle kıyaslandığında daha eşitlikçi bir ilerleme içinde olduğunu gösteriyor. Bu durum, özellikle toplum sağlığı ve eğitim için geçerli. Ancak, rapor aynı zamanda bölge içi gelir uçurumlarının da giderek artmakta olduğu ve güçlüklerle kaydedilmiş olan bu ilerlemelerin çevresel bozulmalar nedeniyle gerileme tehlikesinin bulunduğu konusunda da uyarıda bulunuyor. Pek çok ülke, hala büyük oranda fosil yakıtlara bağımlı, (son yirmi sene içinde sağlanan kayda değer ilerlemelere rağmen) yüksek seviyelerde enerji verimliliği rapor ediyor. Bu nedenle, sera gazlarını da içeren yüksek hava kirliliği oranları gündeme geliyor. Rapor, bölgede insani gelişme perspektifinin genel itibarıyla cesaret verici olduğunu gösteriyor: Bölgedeki Avrupa Birliği üyesi ülkelerin tamamı raporun gelir, sağlık ve eğitimi birleştiren ölçütü olan İnsani Gelişme Endeksi ne (İGE) göre çok yüksek insani gelişme kategorisinde yer alıyor. Buna göre Slovenya 21 inci, Çek Cumhuriyeti 27 nci, Estonya 34, Slovakya 35, Macaristan 38, Polonya 39, Litvanya 40, Letonya 43, AB ye aday ülke Hırvatistan ise 46 ncı sırada. Bölgedeki diğer ülkelerin birçoğu endeksin ikinci yüksek insani gelişme çeyreğinde yer almaktadır. 66 ncı sırada olan Rusya Federasyonu, 72 nci sırada olan Ukrayna ve 92 nci sıradaki Türkiye bu ülkeler arasında. Rapora göre, 20 yıl önce Sovyetler Birliği ve Yugoslavya dan

bağımsızlıklarını kazanmış olan pek çok ülkenin bulunduğu bölge en yoksul topluluklara temel güvenli su, sağlık hizmetleri ve yakacak gibi hane hizmetlerinin sağlanması alanında lider konumda. Öte yandan Orta Asya da halen çok boyutlu yoksul kategorisinde yer alan önemli bir nüfus bulunmakta. Toplam nüfusunun yüzde 17 si ile Tacikistan bu anlamda en yüksek yüzdeye sahip. Ancak, (ülkenin en yoksul ülkeleri olan) Tacikistan ve Kırgızistan bile insani gelişme endeksinde orta düzeyli insani gelişme çeyreğinde yer almakta. Rapor, Doğu Avrupa da eğitim ve sağlık hizmetleri alanında dezavantajlı ve yoksun bırakılmış kesimler arasında eşit bir ilerleme bulunmadığını göstermekte. Rapora göre, Romanlar gibi gruplar ulusal yoksulluk tahminlerine kıyasla daha yoksunlaşmış durumda. Raporda, dünyanın en dezavantajlı kesimlerinin nasıl orantısız bir şekilde politik bir güçten yoksun olduğu ve yaşam alanlarını da kapsayacak şekilde çevresel bozulmalardan nasıl etkilendiği ortaya koyulmakta, bu durumun özellikle hala fosil yakıtlara bağımlı olan ve Sovyet döneminin mirası olan olumsuz çevre koşullarıyla başa çıkmaya çalışan ülkeleri etkilediği gösterilmekte. Bu durum, temiz yakıtlar, yenilenebilir enerji kaynakları ve enerji verimliliğine duyulan acil ihtiyaca işaret etmekte. Yakın döneme ait BM verilerine dayanarak yapılan hesaplamalara göre raporda dış ortam hava kirliliğinden kaynaklanan ölümlerin dünyada en çok Ermenistan, Romanya ve Bulgaristan da görüldüğü ifade edilirken Dış ortam hava kirliliğine uzun süre maruz kalmanın diğer pek çok zararlı etkinin yanı sıra solunum rahatsızlıklarına, bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve karbon monoksit zehirlenmesine neden olduğu belirtilerek bölgede yer alan sanayi kirliliği yüksek bölgelerin ciddi sağlık riskleriyle karşı karşıya olduğu ortaya konuyor. Raporda, bu durum değiştirilmek isteniyorsa hükümetlerin daha şeffaf olması ve haber medyası, sivil toplum ve mahkemeler gibi kimi güçlü ve bağımsız kontrol ve gözetim mekanizmaları vasıtasıyla halkın çevre politikalarına daha fazla katılımının sağlanması gerektiği ifade ediliyor. Bu bağlamda BM Kalkınma Programı Başkanı Helen Clark, raporun önsözünde Aktif bir sivil toplum ve haber medyasının da kısmen fayda sağlayacağı daha sağlam hesap verebilirlik ve demokratik süreçlerin, çıktıları olumlu yönde etkileyeceğini belirtiyor. Bölgede sürdürülebilir kalkınma karşısındaki en ciddi tehditler olarak kentsel hava kirliliği ve artmakta olan karbon salımlarına, raporda olduğu kadar, ona eşlik eden kamuoyu araştırmalarında da yer veriliyor. Su kirliliği de sağlığı tehdit eden (daha iyi tedavi ve sanayide alınacak önlemlerle ölümlerin engellenebilir olduğu) bir diğer ciddi tehlike. Rapor, güvenli olmayan içme sularından kaynaklanan ölümlerle ilgili olarak yılda bir milyonluk nüfusta 751 kişi ile Tacikistan ın bölgede ilk sırada olduğunu, dünyada da küresel anlamda en akut kontaminasyon sorunları bulunan Güney Asya (443) ve Sahra Altı Afrika (1286) seviyesinde yer aldığını ortaya koyuyor. Diğer eski Sovyet cumhuriyetlerinden Türkmenistan da kirli içme sularından ölümler (yılda) milyonda 532, Özbekistan da 335 ve Kırgızistan da ise 259 düzeyinde. Tacikistan ve Kırgızistan aynı zamanda iç ortam hava kirliliğinden kaynaklanan ölüm oranlarında da (sırasıyla yılda milyon nüfusta 516 ve 418 ölüm) bölgedeki ilk iki ülke. Bu da güvenli yakacak ve ısınma yakıtına erişimi olmayan nüfusun ne büyük boyutlarda

olduğunu görece yansıtıyor. Enerji de sürdürülebilir kalkınma karşısında aşılması gereken bir diğer engel. Rapora göre birincil enerji tedarikinin yüzde 88 i fosil yakıtlardan elde ediliyor ve yenilenebilir enerji kullanımı bölgede dünyanın en düşük seviyelerinde. Avrupa Birliği nin enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve sera gazı seviyelerinin 1990 lı yıllardaki düzeylerinden yüzde 20 oranında aşağı çekilmesi yönündeki hedeflerine ortak olan Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde bile kömür hala elektrik enerjisi elde etmede kullanılan birinci kaynak. Bu anlamda kömürün arkasındaki güçlü siyasi ve halk desteği de devam ediyor. Rapor, 2009 itibariyle tüm dünyada 312 milyar dolar olduğu tahmin edilen fosil yakıt sübvansiyonlarının yeniden değerlendirilmesi, fosil yakıtlar yerine yenilenebilir enerji kaynaklarının korunması ve bu alandaki yatırımların teşvik edilmesi yönünde çağrıda da bulunuyor. Evrensel Enerji Erişim Girişimi çağrısında da bulunan yayında, döviz işlemlerinin vergilendirilerek kalkınma yardımlarına kaynak sağlanması, döviz işlemlerinden alınacak yüzde 0.005 oranındaki bir vergi ile kalkınma faaliyetleri için yılda 40 milyar dolarlık ek mali kaynak sağlanabileceği ifade ediliyor. Rusya, Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan gibi enerji ihraç eden büyük ülkelerin bulunduğu Avrupa ve Orta Asya coğrafyasında ülkelerin enerji sübvansiyonları ciddi sonuçlar doğurabilmekte. Raporda örneğin Özbekistan ın fosil yakıtlar için yaptığı harcamaların sağlık harcamalarının 10 misli olduğu, buna göre fosil yakıtlara ayrılan pay Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın yüzde 32 si iken sağlık için aynı ayrılan payın yüzde 2.5 olduğu belirtiliyor. Raporda, bölgenin doğal kaynaklarının korunması anlamında hala ilerleme kaydedilebileceği ve sürdürülebilir bir gelecek için büyük bir potansiyel olduğu ifade ediliyor. BM Kalkınma Programı Başkan Yardımcısı ve Doğu Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktörü Kori Udovicki BM Kalkınma Programı nın bölge ülkelerini Rio+20 sürecinde desteklediğini ve bu anlamda raporun önemli girdiler sağlayacağını ifade ediyor. Rapor Hakkında: İnsani Gelişme Raporu BM Kalkınma Programı desteğiyle her sene hazırlanan ve editoryal olarak bağımsız bir yayındır.

Yoksulların ilerlemesine engel: Çevre Çevresel Gidişat Dünyada Yoksulların İlerlemesini Tehdit Ediyor.Rapora göre iklim değişikliği ve habitatların yok edilmesi gelişmekte olan ülkelerde sağlık ve gelir düzeyinin iyileşmesi önünde tehlike. Refah ve toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri çevresel risklerle yakından ilişkili. Ankara, Kasım 2011 BM Kalkınma Programı tarafından bugün açıklanan 2011 İnsani Gelişme Raporunda yer alan tahminlere göre, iklim değişikliğini yavaşlatmak, daha fazla çevresel yıkıma neden olmamak ve ülkeler arasında olduğu kadar ülkelerin kendi içlerinde de süregelen eşitsizlikleri azaltmak için tüm dünyada derhal cesur adımlar atılmadığı takdirde yüzyılın ortasına gelindiğinde dünyanın en yoksul ülkelerindeki ilerlemeler durabilecek, hatta gerileme başlayabilecek. Sürdürülebilirlik ve Eşitlik: Herkes İçin Daha İyi Bir Gelecek adını taşıyan 2011 raporunda en etkin ve en adilane şekilde çevresel bir sürdürülebilirliğin sağlanmasının sağlık, eğitim, gelir ve toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin, enerji üretimi ve ekosistemlerin korunması konularıyla birlikte ele alınması yoluyla mümkün olacağı ifade ediliyor. Rapor, Kopenhag da BM Kalkınma Programı Başkanı Helen Clark tarafından, ülkesinin karbondioksit emisyonlarını gelecek 10 yıl içinde yüzde 40 oranında düşürmeyi taahhüt eden Danimarka Başbakanı Helle Thorning-Schmidt ile birlikte açıklandı. Dünyanın 2012 Haziranında Rio de Janeiro da gerçekleştirilecek olan BM Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı na hazırlandığı şu günlerde raporda sürdürülebilirliğin bugünkü ve gelecek nesiller için temel bir sosyal adalet sorunu olarak ele alınması gerektiği savunuluyor. Raporun önsözünde Helen Clark, sürdürülebilirliğin sadece veya öncelikli olarak çevresel bir konu olmadığını, raporda da bunun ifade edildiğini, sürdürülebilirliğin, temelde nasıl bir hayat yaşamayı tercih ettiğimizle, yaptığımız her şeyin bugün burada olan 7 milyar insan ve gelecek yüzyıllarda yaşayacak olan milyarlarca kişi için belirli sonuçlar doğuracağının bilincinde olmamızla ilgili olduğunu ifade ediyor. BM Kalkınma programı, 1990 yılından bu yana editoryal olarak bağımsız olan İnsani Gelişme Raporları yayımlıyor. İnsani Gelişme Endeksi de (İGE) sağlık, eğitim ve gelir konularında kullanılan bir bileşik endeks. İGE, ulusal kazanımı esas alan salt ekonomik ölçütler yerine bütün yaşam standartlarında kaydedilen toplam ilerlemenin tüm dünyada tutarlı bir şekilde takibini öneren bir alternatif olarak 1990 da oluşturulmuştu. İGE sıralamasından en düşük yüzde 25 içinde yer alan ülkeler 1970-2010 yılları arasında toplam İGE kazanımlarını yüzde 82 artırarak dünya ortalamasının 2 katı bir ilerleme kaydetti. Son 40 yıllık dönemdeki ilerleme hızı gelecek 40 yıl içinde de sürdürülecek olsa, ülkelerin büyük çoğunluğu 2050 yılına gelindiğinde, günümüzdeki İGE sıralamalarında

en tepedeki yüzde 25 lik dilimde yer alan ülkelerin bugünkü düzeyine eşit ya da daha yüksek İGE seviyeleri elde edebilecek. Rapor, bunun tüm dünyada yüzyıldan kısa bir zaman içinde kaydedilmiş inanılması güç bir insani gelişme başarısı olacağı değerlendirmesinde bulunuyor. Ancak, giderek artmakta olan çevre felaketleri nedeniyle olumlu trendlerin yüzyılın ortalarına gelindiğinde keskin bir durma noktasına gelme olasılığını anımsatan raporda, en yoksul ülkelerde yaşayan insanların kuraklık, sel, hava ve su kirliliği gibi iklim kaynaklı felaketler karşısında orantısız bir risk faktörüyle karşı karşıya olduğu da ifade ediliyor. Sürdürülebilirlik ve sosyal adalet Raporda, insani gelişme alanında son yıllarda kaydedilmiş olan gelişmelere rağmen, gelir dağılımının daha da bozulmuş olduğu, ciddi boyutlarda toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin devam ettiği, diğer bir taraftan giderek artmakta olan çevresel yıkımın en yoksul haneler ve toplulukların omuzlarına bir de iki misli ağırlaşmış bir yoksunluk yükü eklediği ifade ediliyor. Dünyadaki yetersiz beslenme vakalarının yarısı su kirliliği ve kuraklığa bağlı kıtlık gibi çevresel nedenlerden ileri geliyor ve kısır bir yoksullaşma ve ekolojik yıkım döngüsü sürüp gidiyor. Raporda yüksek yaşam standartlarının özellikle karbon yakıtlara bağımlı olmak zorunda olmadığı ve son on yıllar içinde karbondioksit salımlarının ulusal gelir artışıyla yakından ilişkili olduğu en zengin ülkelerin örnek alınabileceği, fosil yakıtların yaşam süresi ve eğitim gibi temel insani gelişim önlemleriyle örtüşmediği ifade ediliyor. Aslında, ileri düzeyde sanayileşmiş pek çok ülke bir yandan büyümeyi sürdürürken bir yandan da karbon ayak izlerini de azaltıyor. Fosil yakıt tüketimine dayalı bir büyümenin geniş anlamıyla insani gelişme açısından daha iyi bir hayatın önkoşulu olmadığını söyleyen UNDP başkanı Helen Clark, örneğin, yenilenebilir enerji, su, sağlık hizmetleri ve üreme sağlığına erişimde eşitliği arttıran yatırımların hem sürdürülebilirliği hem de insani gelişmeyi ileriye taşıyacağını ifade ediyor. Rapor, günümüzde şebeke dışında yaşamakta olan 1,5 milyar insana elektrik hizmeti sağlanması yönünde çağrıda bulunuyor, ayrıca bunun uygun masrafla ve sürdürülebilir şekilde ve karbon salımlarında kayda değer bir artışa neden olmaksızın yapılabileceğini ortaya koyuyor. Rapora göre BM tarafından desteklenen yeni Evrensel Enerjiye Erişim Girişimi hâlihazırda fosil yakıt sübvansiyonlarına harcanmakta olan meblağın (raporun bulgusuna göre bu rakam 2009 yılı itibarıyla 312 milyar dolar) sekizde biri oranında bir yatırımla hayata geçirilebilir. Rapor, aynı zamanda iklim değişikliği ve aşırı yoksullukla mücadele girişimlerini finanse edebilmek için uluslararası döviz işlem vergisi ya da parasal işlem vergisi gibi daha kapsamlı parasal olanaklar yaratılması yönündeki önerileri destekliyor. Raporda belirtilen tahminlere göre döviz işlemlerinden alınacak yüzde 0.005 lik bir vergiyle bile yılda 40 milyar dolarlık hatta belki daha bile fazla bir kaynak oluşturmak mümkün. Bu şekilde, küresel mali kriz nedeniyle önceden belirlenmiş olan düzeylerin altında kalan yoksul ülkelere sağlanan (ve 2010 yılında 130 milyar dolar olan) kalkınma finansmanının önemli oranda artması sağlanabilir. Raporda, Bu vergiyle birlikte küreselleşmenin yararlarından en çok istifade edenlerin aynı yararları en az seviyede yaşayabilenlere yardım edebileceği belirtilerek özellikle Güney Asya ve Sahra Altı Afrika da sadece iklim değişikliğine uyum için yılda yaklaşık olarak 105 milyar dolara ihtiyaç olduğu ifade ediliyor. Rapor kapsamında her zaman çevresel sürdürülebilirlikle ilişkilendirilmeyen sosyal etmenler de inceleniyor: Rapor, üreme hakları, sağlık hizmetleri ve gebeliği önleyici yöntemlere erişimin arttırılmasıyla birlikte toplumsal cinsiyet eşitliği ve yoksullukla mücadelede yeni bir cephe açılabileceğini ortaya koyuyor. Günümüzde 7 milyar olan dünya nüfusunun 40 yıl içinde 9,3 milyara ulaşacağı düşünüldüğünde üreme hakları, küresel nüfus artışını azaltmak suretiyle çevre üzerindeki baskıları da azaltacak. Raporda, haber medyası, sivil toplum ve mahkemeleri de kapsayan bir resmi şeffaflık yaklaşımı ve bağımsız kontrol mekanizmalarının, çevresel politikaların hazırlanmasına sivil katılım sağlanması açısından hayati önemi olduğu vurgulanıyor. 120 ülke anayasasında çevresel koruma garantisi verilmişse de bu ülkelerden çok azının ilgili hükümleri uygulamakta olduğunun altı çiziliyor. Rapora göre sürdürülebilir kalkınma için acilen cesur küresel adımlar atılması lazım. Ancak yoksul toplulukları desteklemeye dönük yerel girişimlerin de hem maliyet-verimli hem de çevreye yararlı girişimler olacağı da unutulmamalı. Hindistan Kırsal İstihdam Garantisi Yasası 2009 yılında GSYİH nin yüzde 0.5 ine mal olmuş ve neticesinde 45 milyon hane bu yasadan istifade etmişti. Benzer şekilde, Brezilya daki Bolsa Familia ve Meksika daki Oportunidades programları da GSYİH nin yüzde 0.4 ü tutarında bir masrafla nüfuslarının beşte birine çeşitli emniyet ağları sağlamıştı.

Raporu hazırlayanlar, Sahra Altı Afrika daki kuraklıklardan, deniz seviyesinin Bangladeş gibi alçak ülkeleri bataklığa çevirebilecek kadar yükselmesine kadar pek çok kontrolsüz çevresel bozulma emarelerinin, gıda fiyatlarının yüzde 50 oranında artmasına ve özellikle Güney Asya ve Sahra Altı Afrika bölgesinde milyarlarca insanın su, sağlık hizmetleri ve enerjiye erişmesi yönündeki çabaları tersine döndürebileceğini öngörmekte. Raporun tahminlerine göre, küresel ısınmanın gıda üretimi ve kirlilik üzerindeki etkilerini göz önünde bulunduran bir çevre sorunları senaryosunun gerçekleşmesi halinde 2050 yılına gelindiğinde ortalama İGE Güney Asya ve Sahra Altı Afrika da başka şartlar altında olacağından yüzde 12 daha düşük olacak. Dahası, daha olumsuz bir çevre felaket senaryosuna göre bu denli ağır orman kaybı, biyolojik çeşitliliğin dramatik bir şekilde azalması ve aşırı hava şartlarındaki artışlarla birlikte küresel İGE, 2050 tahminlerinin en düşük seviyesinin de yüzde 15 altına inerek, en yoksul bölgelerde en büyük kayıpların yaşanmasına neden olacak. Yazarlara göre, çevresel bozulma, dünyanın en yoksul kesimlerini su, sağlık hizmetleri ve elektriğe kavuşturmak için sürdürülen onlarca yıllık çabayı boşa çıkarabilecek. Yazarlar, Her biri kendi içinde önemli olan bu yoksunlukların insan haklarının da büyük ölçüde ihlal edilmesi anlamına geldiğini ifade ediyor. Rapor hakkında: Her yıl yayımlanan İnsani Gelişme Raporu BM Kalkınma Programı nın editoryal olarak bağımsız bir yayınıdır.

Norveç birinci, Demokratik Kongo Cumhuriyeti son sırada 187 Ülkeyi Kapsayan 2011 İnsani Gelişme Endeksi nde Norveç Birinci, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ise Son Sırada. ABD, Güney Kore ve diğer ülkelerin İnsani Gelişme Endeksleri eşitsizlikler nedeniyle düştü. Ankara, Kasım 2011 2011 İnsani Gelişme Endeksinde (İGE) Norveç, Avustralya ve Hollanda gibi ülkeler başı çekerken Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Nijer ve Burundi ise BM Kalkınma Programı tarafından bugün açıklanan İnsani Gelişme Raporu nun sağlık, eğitim ve gelirler alanında kaydedilen ulusal ilerleme sıralamasında son sıralarda yer aldı. Amerika Birleşik Devletleri, Yeni Zelanda, Kanada, İrlanda, Lihtenştayn, Almanya ve İsveç 2011 İnsani Gelişme Raporu nda ilk on arasında yer alırken sağlık, eğitim ve gelir konularında endekste yapılan düzeltmelerle birlikte dünyanın refah düzeyi en yüksek ülkelerinden bazılarının ilk 20 dışında kaldığı, buna göre ABD nin 4 ncü sıradan 23 üncülüğe, Kore nin 15 nci sıradan 32 nci sıraya, İsrail in de 17 ncilikten 25 inci sıraya gerilediği görülüyor. ABD ve İsrail, raporun Eşitsizliğe Uyarlanmış İnsani Gelişme Endeksi nde (EUİGE) özellikle gelir eşitsizliklerinden ötürü alt sıralara geriledi. Diğer taraftan gelir eşitsizliğine ek olarak sıralamalardaki değişikliklerde ABD de sağlık ve Kore de nesiller arasındaki eğitim uçurumları bu ülkelerin performanslarındaki gerilemede önemli birer etmen oldu. Sağlık, eğitim ve gelir konularında görece eşitlikçi bir tablo sergileyen diğer ülkeler arasında örneğin İsveç 10 nculuktan 5 inci sıraya, Danimarka 16 ncılıktan 12 nci sıraya, Slovenya da 21 incilikten 14 üncü sıraya yükseldi. İnsani Gelişme Raporu nda okullaşma, yaşam süresi ve kişi başı gelirdeki ulusal ortalamalara odaklanan İGE nin tamamlayıcısı olarak tasarlanmış iki endeks daha var: Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi (ÇBYE) ve Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi (TCEE). İnsani Gelişme Raporu 2010 da 169 olan rapor kapsamındaki ülke ve bölge sayısı 2011 İnsani Gelişme Raporunda rekor düzeye çıkarak, Karayipler ve Büyük Okyanus taki küçük ada devletleri ile ilgili daha gelişmiş verileri de yansıtacak şekilde 187 ye ulaştı. Yazarlar, 2011 ülke sıralamalarının bu nedenle 2010 tarihli rapordaki ülke sıralamaları ile karşılaştırılamayacağını belirtiyor. İnsani Gelişme Raporu baş istatistik uzmanı Milorad Kovacevic in ifadesiyle, Eşitsizliğe Uyarlanmış İnsani Gelişme Endeksi, artık neredeyse bir efsane haline gelmiş olan ortalama insandan ziyade, bize toplumun tüm kesimlerindeki gelişmeyi daha iyi değerlendirme olanağı veriyor. Bizim için bu denklemde sağlık ve eğitimin dağılımı da en az gelir dağılımı kadar önemli. Eldeki veriler pek çok ülkede bu anlamda eşitsizlikler olduğunu gösteriyor. Eşitlik ve Sürdürülebilirlik: Herkes İçin Daha İyi Bir Gelecek başlığını taşıyan 2011 yılı raporunda gelir dağılımının dünyanın büyük bir bölümünde daha

da kötüleştiği; Brezilya ve Şili gibi ülkelerin de arasında bulunduğu bazı ülkelerde gelir eşitsizlikleri azalsa da Latin Amerika nın gelir anlamında en adaletsiz bölge olduğu ifade ediliyor. Ancak, Sahra Altı Afrika ve Güney Asya ile kıyaslandığında okullaşma ve yaşam süresi gibi göstergeleri de içeren genel EUİGE çerçevesinde Latin Amerika da bile nispeten daha fazla eşitlik hâkim. Ulusal nüfuslar içinde okullaşma, yaşam süresi ve gelir dağılımının ölçülmesinde EUİGE, ünlü İngiliz iktisatçı Anthony Barnes Atkinson tarafından geliştirilmiş olan yöntemi kullanıyor. Kovacevic, konuyla ilgili olarak Sağlık, eğitim ve gelir eşitsizliklerinin ölçülmesinde cetvelin alt kademelerinde gerçekleşen değişiklikleri daha yaygın olarak kullanılagelen Gini katsayısından daha hassas okuyabilen Atkinson yaklaşımını kullandıklarını ifade ediyor. Eşitsizliğe Uyarlanmış İnsani Gelişme Endeksi Ortalama İGE seviyeleri 1970 yılından bu yana büyük artış gösterdi. Dünyada toplam yüzde 41, günümüzün İGE si düşük olan ülkelerinde ise yüzde 61 oranında artış oldu. Bu rakamlar, sağlık, eğitim ve gelir alanında kaydedilen toplam ilerlemeyi yansıtır nitelikte. 2011 İGE tabloları yakın döneme ait ulusal gidişatı yansıtmak açısından beş yıllık dönemleri gösteriyor. 2006-2011 yılları arasında tabloda 72 ülke daha üst sıralara çıkmayı başarırken (on sıra yükselerek 51 inciliğe gelen Küba başta olmak üzere, her ikisi de yedi sıra yükselerek sırasıyla 73 ve 152 nciliğe ulaşan Venezuela ve Tanzanya) sekiz sıra düşerek 63 üncülüğe ve yedi sıra düşerek 22 nciliğe gerileyen Finlandiya nın da aralarında bulunduğu 72 ülke listede arka sıralara geriledi. 2011 İGE sinde son 10 sırada bulunan ülkelerin tümü Sahra Altı Afrika bölgesindeki ülkeler: Gine, Orta Afrika Cumhuriyeti, Sierra Leone, Burkina Faso, Liberya, Çad, Mozambik, Burundi, Nijer ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti. Son dönemde kaydedilen ilerlemeye rağmen İGE leri düşük olan bu ülkeler halen gelir eşitsizliği, sınırlı okullaşma imkanları, büyük oranda sıtma ile AIDS gibi önlenebilir ve tedavi edilebilir hastalıklardan kaynaklanan ölümler nedeniyle dünya ortalamasının çok altındaki yaşam süreleri gibi sorunlarla boğuşmakta. Bu ülkelerin büyük çoğunluğunda bahsedilen sorunlar silahlı çatışmaların yıkıcı mirasının da etkisiyle daha da ciddi boyutlara ulaşmakta. 2011 İGE sinde en alt sırada yer alan Demokratik Kongo Cumhuriyeti nde son yıllarda 3 milyondan fazla insan savaş ve savaşlarla alakalı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetti. Bu durum BM nin kendi tarihindeki en kapsamlı barış koruma operasyonlarından birini yapmasına da neden olmuştu. Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi ne (TCEE) göre İsveç, üreme sağlığı, yıl olarak okullaşma süresi, parlamento temsili ve iş piyasasına katılım bileşenleri hesaba katıldığında, toplumsal cinsiyet eşitliğinde dünya lideri konumunda. Toplumsal cinsiyet eşitliğinde İsveç i Hollanda, Danimarka, İsviçre, Finlandiya, Norveç, Almanya, Singapur, İzlanda ve Fransa takip ediyor. TCEE kapsamında yer alan 146 ülke arasında Yemen eşitsizliğin en yaygın olduğu ülke. Yemen i Çad, Nijer, Mali, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Afganistan, Papua Yeni Gine, Liberya, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Sierra

Leone takip ediyor. Yemen de erkeklerin orta öğretime devam etme oranı yüzde 24.4 iken, kadınların sadece yüzde 7.6 sı orta öğretimden geçmiş durumda. Mecliste kadınların sandalye oranı yüzde 0.7 iken çalışma çağındaki kadınların sadece yüzde 20 si ücretli bir işte çalışıyor ki aynı oran erkekler için yüzde 75. Raporu hazırlayanların ifadesiyle, Sahra Altı Afrika da karşılaşılan kayıplar büyük oranda eğitimdeki toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri, yüksek orandaki anne ölümleri ve erişkin doğum oranlarından kaynaklanıyor. Güney Asya da TCEE açısından ele alındığında kadınlar her alanda, özellikle de eğitim, ulusal mecliste temsil ve iş gücüne katılım alanında erkeklerden çok geride. Arap ülkelerindeki kadınlar da iş piyasasına katılımda karşılaşılan eşitsizlikler (ki bu oran Arap ülkelerinde dünya ortalamasının yarısı düzeyinde) ve eğitime erişimin düşüklüğünden etkileniyor. Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi (ÇBYE) temiz su, yakacak ve sağlık hizmetlerine erişimin yanı sıra sadece gelir standartlarına bakarak anlaşılamayan resmin tamamını göstermeye yardımcı, temel ev eşyaları ve ev standartları gibi aile bazındaki etmenleri inceliyor. 2010 yılında sona ermiş olan on yıllık dönemde ÇBYE hesaplarına göre 109 ülkede 1.7 milyar kişi çok boyutlu yoksulluk içinde yaşadı. Bu rakam, bahsedilen ülkelerin toplam nüfusu 5.5 milyarsa, bu nüfusun üçte biri olarak da ifade edilebilir. Bu bulgu, aşırı yoksulluğu 2015 yılına kadar ortadan kaldırmayı hedefleyen BM Binyıl Kalkınma Hedeflerinde ölçüt olarak alınan, 1.3 milyar insanın günde 1.25 dolar ya da daha az bir kazançla hayatını idame ettirdiği yönündeki tahminlerle de benzerlik gösteriyor. Çok boyutlu yoksullukta, rapora gore, nüfusunun yüzde 92 si ile Nijer ilk sıradayken, yüzde 89 ile Etiyopya ve yüzde 87 ile Mali, Nijer i takip ediyor. ÇBYE ile tespit edilmiş olan en yoksul 10 ülkenin tamamı Sahra Altı Afrika bölgesinde. Öte yandan en geniş çok boyutlu yoksul nüfus ise Güney Asya da Hindistan, Pakistan ve Bangladeş te yer alıyor. En yüksek ÇBYE rakamları bu ülkelerden elde ediliyor. ÇBYE, en yoksul hanelerde karşılaşılan iç ortam hava kirliliği ve mikroplu su kaynaklarından kapılan hastalıklar gibi çevresel sorunlara da ışık tutuyor. Raporda, Güney Asya ve Sahra-altı Afrika da çok boyutlu yoksul kesimin yüzde 90 ından fazlasının temiz yakacak almak için yeterli parasal gücü olmadığı ve bu nedenle odundan başka yakacak kullanamadığı ve yüzde 85 inin de temel sağlık hizmetlerinden yoksun yaşadığı belirtiliyor. İnsani Gelişme Endeksi (İGE) Hakkında: İGE, ilk olarak 1990 tarihinde yayımlanmış olan İnsani Gelişme Raporu nda ulusal kalkınmanın ölçülmesinde sadece ekonomik bir ölçüt olan Gayri Safi Yurt İçi Hasıla gibi yöntemlere alternatif bir ölçüt olarak ortaya koyulmuştur. İGE sıralamaları her yıl sağlık, eğitim ve gelir alanlarından derlenen en güncel uluslararası karşılaştırılabilir veriler ışığında yeniden hesaplanmaktadır. Eşitsizliğe Uyarlanmış İnsani Gelişme Endeksi (EUİGE) de geçen yıl yayımlanmış olan İnsani Gelişme Raporu kapsamında bir ulusal ortalamalar bileşik endeksi olarak iç eşitsizlikleri gereğince yansıtmayan İGE nin bir tamamlayıcısı olarak Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi (TCEE) ve Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi (ÇBYE) ile birlikte gündeme getirilmiştir. Veri sınırlılıkları nedeniyle bu bileşik endeksler insani

gelişmenin sivil katılım, çevresel sürdürülebilirlik ya da eğitim ve sağlık standartlarının eşitliği gibi aynı derecede önemli unsurlarını ölçümlememektedir. Rapor Hakkında: Her yıl yayımlanan İnsani Gelişme Raporu, BM Kalkınma Programı nın editoryal olarak bağımsız bir yayınıdır.

2011 İnsani Gelişme Raporu açıklandı: Türkiye İnsani Gelişme Endeksi değerini artırdı BM Kalkınma Programı tarafından bugün açıklanan 2011 İnsani Gelişme Raporu na göre, iklim değişikliğini yavaşlatmak, daha fazla çevresel yıkıma neden olmamak ve süregiden eşitsizlikleri azaltmak için tüm dünyada hemen cesur adımlar atılmadığı takdirde yüzyılın ortasına gelindiğinde dünyanın en yoksul ülkelerindeki ilerlemeler durabilecek, hatta gerileme başlayabilecek. Ankara, Kasım 2011 Sürdürülebilirlik ve Eşitlik: Herkes İçin Daha İyi Bir Gelecek adını taşıyan rapor, Kopenhag da BM Kalkınma Programı Başkanı Helen Clark tarafından, ülkesinin karbondioksit salımlarını gelecek 10 yıl içinde yüzde 40 oranında düşürmeyi taahhüt eden Danimarka Başbakanı Helle Thorning-Schmidt ile birlikte açıklandı. Raporun Türkiye lansmanı ise İstanbul Bilgi Üniversitesi nde BM Türkiye Koordinatörü ve UNDP Türkiye Temsilcisi Shahid Najam tarafından yapıldı. 2011 İnsani Gelişme Raporu, iklim değişikliği ve aşırı yoksullukla mücadele girişimlerini finanse edebilmek için uluslararası döviz işlem vergisi ya da parasal işlem vergisi gibi daha kapsamlı parasal olanaklar yaratılması yönündeki önerileri destekliyor. Raporda belirtilen tahminlere göre döviz işlemlerinden alınacak yüzde 0.005 lik bir vergiyle bile yılda 40 milyar dolarlık hatta belki daha bile fazla bir kaynak oluşturmak mümkün. İnsani Gelişme Endeksi nde Norveç birinci Raporda, her yıl olduğu gibi, İnsani Gelişme Endeksi başta olmak üzere çeşitli politika başlıklarında pek çok veri ve bulgu da yer alıyor. 2011 İnsani Gelişme Endeksinde (İGE) Norveç, Avustralya ve Hollanda gibi ülkeler başı çekerken Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Nijer ve Burundi ise son sıralarda yer aldı. Amerika Birleşik Devletleri, Yeni Zelanda, Kanada, İrlanda, Lihtenştayn, Almanya ve İsveç 2011 İnsani Gelişme Raporu nda ilk on arasında yer alırken sağlık, eğitim ve gelir konularında endekste yapılan düzeltmelerle birlikte dünyanın refah düzeyi en yüksek ülkelerinden bazılarının ilk 20 dışında kaldığı, buna göre ABD nin 4 üncü sıradan 23 üncülüğe, Kore nin 15 inci sıradan 32 nci sıraya, İsrail in de 17 ncilikten 25 inci sıraya gerilediği görülüyor. ABD ve İsrail, raporun Eşitsizliğe Uyarlanmış İnsani Gelişme Endeksi nde (EUİGE) özellikle gelir eşitsizliklerinden ötürü alt sıralara geriledi. Sağlık, eğitim ve gelir konularında görece eşitlikçi bir tablo sergileyen diğer ülkeler arasında örneğin İsveç 10 nculukta 5 inci sıraya, Danimarka 16 ncılıktan 12 nci sıraya, Slovenya da 21 incilikten 14 üncü sıraya yükseldi.

2010 İnsani Gelişme Raporu nda 169 olan ülke ve bölge sayısı 2011 İnsani Gelişme Raporunda rekor düzeye çıkarak, Karayipler ve Büyük Okyanus taki küçük ada devletleri ile ilgili daha gelişmiş verileri de yansıtacak şekilde 187 ye ulaştı. Yazarlar, 2011 ülke sıralamalarının bu nedenle 2010 tarihli rapordaki ülke sıralamaları ile karşılaştırılamayacağını belirtiyor. Türkiye İGE değer ve sıralamasını reel olarak artırdı Türkiye nin yüksek insani gelişme kategorisinde olan 0.699 luk 2011 İGE değeri, ülkeyi 187 ülke ve bölge içinde 92 nci sıraya yerleştirdi. 1980-2011 yılları arasında Türkiye nin İGE değeri 0.463 den 0.699 a çıktı ki bu yüzde 51 lik bir artışa ya da yıllık ortalama yüzde 1.3 lük bir artışa işaret etmekte. 2010 İGR de Türkiye 169 ülke içinde 83 ncü sırada yer almıştı. Ancak, temel veri ve yöntemler kadar ülke sayısı da değişmiş olduğundan bu değer ve sıralamaları önceki raporlarda yer alan veri ve sıralamalarla karşılaştırmamak gerekiyor. Reel İGE değerleri ile karşılaşma yapıldığında Türkiye nin 2010 yılındaki endekse göre 2011 de üç basamak yükseldiği anlaşılıyor. Türkiye nin İnsani Gelişme Endeksi ndeki reel değer artışında, milli gelir seviyesinin ekonomik krizden görece az etkilenmesi ve doğumda yaşam beklentisinin 72,2 yıldan 74 yıla çıkması rol oynadı. 1980-2011 yılları arasında Türkiye de doğum anında umulan yaşam süresi 17.4 yıl, ortalama okullaşma süresi 3.6 yıl ve beklenen okullaşma süresi de 4.9 yıl uzadı. Türkiye nin kişi başına düşen Gayri Safi Milli Geliri de 1980-2011 yılları arasında yüzde 119 oranında arttı. Ancak Türkiye nin 0.699 luk 2011 İGE değeri, yüksek insani gelişme grubunda yer alan ülkelerdeki 0.741 ortalamasının da, Avrupa ve Orta Asya daki 0.751 ortalamasının da altında. Türkiye nin 2011 değerinden bu boyutlara ait endekslerin dağılımından kaynaklanan eşitsizlik çıkartıldıktan sonra bu değer yüzde 22.5 kayıpla 0.542 düşüyor. İnsani Gelişme Raporu nda okullaşma, yaşam süresi ve kişi başı gelirdeki ulusal ortalamalara odaklanan İGE nin tamamlayıcısı olarak tasarlanmış iki endeks daha var: Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi (TCEE) ve Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi (ÇBYE) Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi ve Türkiye Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi ne (TCEE) göre İsveç, üreme sağlığı, yıl olarak okullaşma süresi, parlamento temsili ve iş piyasasına katılım bileşenleri hesaba katıldığında, toplumsal cinsiyet eşitliğinde dünya lideri konumunda. Toplumsal cinsiyet eşitliğinde İsveç i Hollanda, Danimarka, İsviçre, Finlandiya, Norveç, Almanya, Singapur, İzlanda ve Fransa takip ediyor. CEE kapsamında yer alan 146 ülke arasında Yemen eşitsizliğin en yaygın olduğu ülke. Türkiye nin TCEE değeri 0.443 olup bu değer ülkeyi 2011 endeksinde yer alan 146 ülke arasında 77 nci sıraya yerleştiriyor. Türkiye de 2011 seçim sonuçlarına göre oran artsa da 2010 itibariyle meclisteki sandalyelerden

yüzde 9.1 i kadınlar aitti. Ülkedeki erkeklerin yüzde 46.7 si orta ya da lise eğitimi almış olmasına rağmen yetişkin kadınların yüzde 27.1 i orta veya lise düzeyinde eğitim almıştır. Her 100 bin canlı doğumdan 23 ünde kadınlar hamilelikten kaynaklanan sorunlar nedeniyle hayatını kaybetmekte. Erişkin doğurganlık oranı 1000 canlı doğumda yüzde 39.2. İş gücü piyasasına kadın katılımı ise kadınlarda yüzde 24 erkeklerde ise yüzde 69.6.. Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi ve Türkiye Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi (ÇBYE) temiz su, yakacak ve sağlık hizmetlerine erişimin yanı sıra sadece gelir standartlarına bakarak anlaşılamayan resmin tamamını göstermeye yardımcı, temel ev eşyaları ve ev standartları gibi aile bazındaki etmenleri inceliyor. Çok boyutlu yoksullukta, rapora gore, nüfusunun yüzde 92 si ile Nijer ilk sıradayken, yüzde 89 ile Etiyopya ve yüzde 87 ile Mali, Nijer i takip ediyor. ÇBYE ile tespit edilmiş olan en yoksul 10 ülkenin tamamı Sahra Altı Afrika bölgesinde. Öte yandan en geniş çok boyutlu yoksul nüfus ise Güney Asya da Hindistan, Pakistan ve Bangladeş te yer alıyor. En yüksek ÇBYE rakamları bu ülkelerden elde ediliyor. Türkiye nin ÇBYE tahminleriyle ilgili olarak en yakın tarihli araştırma verileri 2003 e ait. Türkiye de nüfusun yüzde 6.6 sı çoklu yoksunluklar içindeyken buna ilaveten yüzde 7.3 lük bir kesim de çoklu yoksunluklar karşısında hassas konumda. Türkiye de çok boyutlu yoksulluk içindeki insanların hissetmekte olduğu yoksunluk yüzdesi olan yoksunluğun payı (yoğunluğu) yüzde 42. Nüfusun çok boyutlu yoksul kesiminin payını ifade eden ÇBYE yoksunlukların yoğunluğuyla düzeltildiğinde ortaya çıkan rakam 0.028. İnsani Gelişme Endeksi (İGE) Hakkında: İGE, ilk olarak 1990 tarihinde yayımlanmış olan İnsani Gelişme Raporu nda ulusal kalkınmanın ölçülmesinde sadece ekonomik bir ölçüt olan Gayri Safi Yurt İçi Hasıla gibi yöntemlere alternatif bir ölçüt olarak ortaya koyulmuştur. İGE sıralamaları her yıl sağlık, eğitim ve gelir alanlarından derlenen en güncel uluslararası karşılaştırılabilir veriler ışığında yeniden hesaplanmakta. Eşitsizliğe Uyarlanmış İnsani Gelişme Endeksi (EUİGE) de geçen yıl yayımlanmış olan İnsani Gelişme Raporu kapsamında bir ulusal ortalamalar bileşik endeksi olarak iç eşitsizlikleri gereğince yansıtmayan İGE nin bir tamamlayıcısı olarak Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi (TCEE) ve Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi (ÇBYE) ile birlikte gündeme getirilmiştir. Veri sınırlılıkları nedeniyle bu bileşik endeksler insani gelişmenin sivil katılım, çevresel sürdürülebilirlik ya da eğitim ve sağlık standartlarının eşitliği gibi aynı derecede önemli unsurlarını ölçümlememekte. Rapor Hakkında: Her yıl yayımlanan İnsani Gelişme Raporu, BM Kalkınma Programı nın editoryal olarak bağımsız bir yayınıdır. 2011 İnsani Gelişme Raporunu on dilde ve özel bölge dosyaları ve endekslerle ilgili ilave başvuru kaynaklarıyla birlikte ücretsiz indirmek için: http://hdr.undp.org