Vulvar, Vaginal ve Servikal In Situ Karsinom Saptanan Anogenital Bowenoid Papulosis Olgusu



Benzer belgeler
Benign ve Pre-malign Vagina Hastalıklarının Yönetimi. Dr. Murat DEDE

Random Biopsilerin Kolposkopi Uygulamasında Yeri Vardır / Yoktur

Servikal Preinvazif Lezyonlarda Tedavi Sonrası Takip. Dr. Murat DEDE GATA Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Prof.Dr. İlkkan DÜNDER

Histolojik Servikal Preinvaziv Lezyon Yönetimi

Anormal Servikal Sitolojide Yönetim. Dr. M. Coşan Terek Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim dalı

Vulvar kolposkopi, jinekolojinin yeni sahalarından biridir. Bu yayında vulvar kolposkopinin endikasyonları, tekniği ve kullanılan manevraları

ET İ UYGULAYALIM MI?

Anormal Servikal Sitoloji Yaklaşım

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU

GLANDÜLER LEZYONLARDA YÖNETİM. DR. ZELIHA FıRAT CÜYLAN SBÜ. VAN EĞITIM VE ARAŞTıRMA HASTANESI

KOLPOSKOPİ UYGULAMASININ YARARLARI POTANSİYEL ZARARLARI ve KULLANILAN TERMİNOLOJİLER

Servikal Premalign Histopatolojilerde Yönetim

Servikal ve Vulvar İntraepitelyal Neoplazilerin Birlikte Görülme Sıklığı

HSIL/CIN 2, 3: Sitoloji ve Histoloji: ASCCP Kılavuzları

Servikal Preinvaziv Lezyonların Yönetimi

CIN 1/2, CIN 2 ve CIN 2/3 konservatif yönetimi sonrasında kolposkopik bulgular, histolojik klinik sonuçlar arasındaki risk ilişkisi

Rahim ağzı kanseri; Serviks tümörü; Cerviks kanseri; Cerviks tümörü; Cervix Ca;

Kolposkopi: Kime, Ne Zaman Yapılmalıdır? Doç. Dr. Nejat Özgül Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Skuamöz prekanseröz lezyonlarda terminoloji ve biomarkerler. Dr. Derya Gümürdülü Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı

SERV KAL PATOLOJ LER OP. DR. GÜVENÇ KARLIKAYA

Kolposkopi: Kime, Ne Zaman Yapılmalıdır? Doç. Dr. Nejat Özgül Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Doç. Dr. Salih TAŞKIN Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı

VULVA,VAGİNA VE PREKANSERÖZ LEZYONLARI. Prof.Dr. Macit Arvas

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2015;7 (3):

(RANULA : TEKRARLAYAN BİR OLGU) RANULA : AĞIZ TABANINDA TEKRARLAYAN BİR OLGU ÖZET

KONDİLOMA AKUMİNATA SUM:MARY

Glandüler Lezyonlar: Sitoloji, Kolposkopi, Histoloji: ASCCP Management Guidelines

ENDOSERVİKAL KÜRETAJIN KOLPOSKOPİ UYGULAMASINDA YERİ VARDIR

Thinprep ve Konvansiyonel Servikovajinal Smearlarin Histopatolojik Sonuçlarının Karşılaştırılması

Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm

Servikal Lezyonların Değerlendirilmesi: Biopsi kaç tane,nereden, nasıl alınmalıdır?

BİYOPSİDE SIL TANISI. Dr. ALP USUBÜTÜN. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı

ANORMAL SERVİKAL SİTOLOJİ SONUCU OLAN HASTALARDA SERVİKAL BİYOPSİ VE HPV SONUÇLARININ KORELASYONU

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

Servikal Kanser Taramasında HPVDNA Testlerinin Önemi

OLGU SUNUMU: ADÖLESANDA YÜKSEK DERECELİ SKUAMOZ İNTRAEPİTELYAL LEZYON (HGSİL)

Servikal Premalign Lezyonlarda Sitoloji ve Histoloji Yönetimi

M. Co an Terek. Ege Üniversitesi T p Fakültesi Kad n Hastal klar ve Do um Anabilim dal

Van Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi ne Ait Serviks ve Meme Kanserlerini Tarama Programı Sonuçları

MEMENİN SELİM PREKANSERÖZ HASTALIKLARININ YÖNETİMİ. Op. Dr. Gülden BALLI İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği

MEMENİN PAGET HASTALIĞI. Doç. Dr. M. Ali Gülçelik Ankara Onkoloji Hastanesi

Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni

ANORMAL TRANSFORMASYON ZONU: ASETİK ASİTİN ETKİSİ NEDİR?

Özel Muayene ve Tanı Yöntemleri. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. Özel Muayene ve Tanı Yöntemleri

Geliş Tarihi: 06/05/2015 Kabul Tarihi: 13/08/2015 Dr Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum, İstanbul

SERVİKAL ÖRNEKLERDE HPV DNA ve SİTOLOJİK İNCELEME SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Preinvazif Lezyonlarda Eksizyonel Tedaviler teknik, başarı, sonuçlar

ADRENAL KORTİKAL KANSER TEDAVİSİNDE LAPAROSKOPİK CERRAHİ

SERVİKAL SİTOLOJİ. Dr GÜLGÜN ERDOĞAN AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PATOLOJİ ABD

Servikal Kanser Taramasında Asetikasit Sonrası İnspeksiyon ile Servikal Smearin Karşılaştırılması

Genital Siğiller Risk Faktörler: Belirtiler:

Soru ve Olgularla Servikal Preinvaziv Hastalıklar Paneli

VULVA VE VAGiNA HABiS TUMÖRLERI ÖZET. Vagina yüzey epitelinde ise in situ karsinom denilen lezyonlar bu.. Iunabilir. SUM 1 MARY

Hans Hinselmann. Kolpos=Boşluk. Skopos=Gözlemek

Vulva, vajina ve rahim ağzı bölgelerini etkileyebilir. Ancak rahmin diğer taraflarına, karnın içine ve yumurtalıklara gitmez.

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ, İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2015;7 (3):

Anormal Kolposkopik Bulgular. Doç. Dr. Nejat Özgül Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

ELAZIĞ İLİNDEKİ TİROİD KANSER SIKLIĞI VE ALT TİPLERİ: BEŞ YILLIK DENEYİM

TEDAVİSİ. Dr. Oğuz ÇETİNKALE. İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı

İÇ DEĞERLENDİRME DIŞ DEĞERLENDİRME. Birey (Kolposkopist) Bölgesel. Ulusal. Kurum. Uluslararası

HPV - GENİTAL KANSER İLİŞKİSİ ve KORUNMA. Prof.Dr.Saffet Dilek Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.D.

Op Dr Aybala AKIL Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Acıbadem Bodrum Hastanesi

Servikal Erozyon Bulgusu Olan Kadınlarda HPV nin Araştırılması ve Genotiplerinin Belirlenmesi

Prof. Dr. Hüsnü Gökaslan Marmara Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Jinekolojik Onkoloji

HPV;Genital siğil; Human Papilloma Virüs; Anogenital siğil; Kondilom; Condyloma acuminata;

DAVET. Değerli Meslektaşlarım,

SERVİKS KANSERİ VE PREKANSERÖZ LEZYONLARINDA PCR İLE HPV TİPLEMESİ

Dehidroepiandrosteron- sülfat; DHEA-sülfat testi;

YÜKSEK RİSK PREMALİGN LEZYONLARDA YAKLAŞIM. Dr.Ayşenur Oktay Ege Ün Tıp Fak Radyoloji AD

Postmenapozal Anormal Servikal Sitolojide Yönetim. Dr H Merih HANHAN Kadın Hastalıkları, Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı

Yediyüzyetmişiki Akciğer Kanseri Olgusunda Cilt Metastazı: 5 Yıllık Deneyimin Analizi

Performance of Cytoreductive Surgery and early postoperative intraperitoneal chemotherapy in a Gastric Carcinoma Patient with Huge Krukenberg tumor

Ülkemizde HPV Hastalığının Önemi. Doç. Dr. M. Faruk Köse Universal Hastaneler Grubu İtalyan Hastanesi

Displastik nevüs?malign melanom? Prof. Dr. Cuyan Demirkesen İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

SERVİKS KANSERİNDE LESS RADİKAL CERRAHİ

ANOGENİTAL HPV. Prof. Dr. Hayriye Sarıcaoğlu Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar AD.

Hpv-Dna Alt Tiplerinin Smear ve Kolposkopik Biyopsi Sonuçlarının Korelasyonunun Değerlendirilmesi

Vulva & Vagina Premalign-Malign Hastalıkları. Doç. Dr. Kemal ÖZERKAN

JİNEKOLOJİK KANSERLERDE SÜREN-ÜMİT VAAT EDEN ÇALIŞMALAR

SÜLEYMANİYE DOĞUMEVİ KOLPOSKOPİ ÜNİTESİNE YILLARI ARASINDA BAŞVURAN HASTALARIN DEMOGRAFİK ANALİZİ

MEMEDE ĐNTRAOPERATĐF KONSÜLTASYON. Dr. N. Zafer Utkan

VULVADA SIK GÖRÜLEN İNFLAMATUAR LEZYONLARIN AYIRICI TANI ÖZELLİKLERİ 21.ULUSAL PATOLOJİ KONGRESİ İZMİR

SORULAR VE OLGULARLA JİNEKOPATOLOJİ GÜNCELLEMESİ

BİLİMSEL PROGRAM I. GÜN 03 Mayıs Oturum: Serviks Kanseri / Session I: Cervical Cancer

SERVİKS KANSERİ TARAMA KALİTE KONTROL SÜREÇLERİ. Dr. Serdar Altınay Istanbul B.Eğitim Araştırma Hastanesi

Serviks Kanseri (Rahim Ağzı Kanseri)

TRAKEA CERRAHİSİNDE TEMEL PRENSİPLER

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM UZMANLARI İLE PRATİSYEN HEKİMLERİN PAP SMEAR ALMA SIKLIĞININ BELİRLENMESİ

RAHİM AĞZI KANSERİ BİLGİ KİTAPÇIĞI. Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri Nedir?

AKCİĞERİN NÖROENDOKRİN TÜMÖRLERİ. Doç. Dr. Mutlu DEMİRAY Bursa Medical Park Hastanesi

Özgün Araştırma/Original Article

DİFFÜZ GASTRİK KANSER TEDAVİSİNDE CERRAHİ TEDAVİ YETERLİ MİDİR? Dr. İlter Özer. Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi Gastroenteroloji Cerrahisi Kliniği

Meme Kanseri Cerrahisinde İntraoperatif Değerlendirme Ne kadar güvenebiliriz?

CUMHURĠYET ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM BÖLÜMÜ DERS BĠLGĠLERĠ FORMU. Kadın Hastalıkları ve Doğum. Lisans

Vaka Eşliğinde Güncel Pratik Yaklaşım: Oligometastatik Meme Kanserine Yaklaşım. Prof. Dr. Feyyaz ÖZDEMİR K.T.Ü Tıbbi Onkoloji B.D.

Cinsel yolla bulaşan infeksiyonların içinde en ciddi komplikasyonlara yol açabilmesi

SERVİKAL PREMALİGN LEZYONLARDA KOLPOSKOPİNİN YERİ THE NECESSITY OF COLPOSCOPY IN CERVICAL PREMALIGN LESIONS

2008 N b e T ı ödülü Harald Zur Hausen

Transkript:

Vulvar, Vaginal ve Servikal In Situ Karsinom Saptanan Anogenital Bowenoid Papulosis Olgusu VULVAR, CERVICAL AND VAGINAL IN SITU CARCINOMA IN A PATIENT WITH ANOGENITAL BOWENOID PAPULOSIS Süleyman Engin AKHAN*, Ekrem YAVUZ**, Sinan BERKMAN***, Rýdvan ÝLHAN**** * Uzm.Dr., Ýstanbul Üniversitesi Ýstanbul Týp Fakültesi Kadýn Hastalýklarý ve Doðum AD, ** Uzm.Dr., Ýstanbul Üniversitesi Ýstanbul Týp Fakültesi Patoloji AD, *** Prof.Dr., Ýstanbul Üniversitesi Ýstanbul Týp Fakültesi Kadýn Hastalýklarý ve Doðum AD, **** Prof.Dr., Ýstanbul Üniversitesi Ýstanbul Týp Fakültesi Patoloji AD, ÝSTANBUL Özet Amaç: VIN III tanýsý ile kliniðimize refere edilen, yapýlan sitolojik ve kolposkopik incelemesinde "Bowenoid Papulosis" tanýsý alan ve vulvar, vaginal ve servikal intraepitelial neoplazi saptanan bir olguyu sunmayý amaçladýk. Olgu: 35 yaþýnda bekar ve hiç doðum yapmamýþ olan hasta, gittiði özel doktor tarafýndan vulvadan alýnan biopsi sonucunun VIN III gelmesi üzerine kliniðimize refere edilmiþti. Yapýlan muayenesinde vulva, anüs ve vaginanýn alt 1/3 kýsmýnda lokalize papüler yapýda koyu kahverengi mültiple lezyonlarýn olduðu görüldü. Yapýlan servikal biopsi sonucu endoservikal gudde tutulumu gösteren yassý epitel hücreli insitu kanser, vaginadan alýnan geniþ eksizyonel biopsi sonucu aðýr derecede displazi, vaginal intraepitelial neoplazi III (VaIN III) olarak deðerlendirildi. Eldeki veriler doðrultusunda hastaya anogenital bölgedeki lezyonlarýn eksizyonu ve "skinning" vulvektomi yapýldý. Postoperatif dönemde hastanýn herhangi bir problemi olmadý ve hasta 12. günde iyi durumda taburcu edildi. 6 aylýk izlemi sonunda, hastanýn servikal, vaginal ve vulvar sitolojisi negatif olarak deðerlendirildi. Sonuç: Alt genital sistemde premalign lezyonlarýn genç popülasyonda görülme sýklýðýnýn ülkemizde de giderek artacaðýný düþünüyoruz. Sunduðumuz olgu, özellikle ülkemiz koþullarýnda bu durumu vurgulamasý açýsýndan önemlidir. Bu tip lezyonlarla jinekoloða baþvuran hastada HPV'nin patogenezde oynadýðý rolü de hatýrlayarak servikal ve vaginal incelemeyi mutlaka yaparak hastayý doðru yönlendirmek þarttýr. Anahtar Kelimeler: Bowenoid papulosis, Vulvar intraepitelial neoplazi, Servikal intraepitelial neoplazi T Klin Jinekol Obst 2001, 11:110-114 Summary Background: We present a Bowenoid papulosis case which have vulvar, vaginal and cervical intraepithelial neoplasia and who was referred to our clinic with a diagnosis of VIN III. The Case: The patient aged 35 was single and with no births, and except one curettage there were no special features in her gynecologic and obstetric anamnesis. She was reffered to our clinic after the biopsy, taken by a private gynecologist was reported as VIN III. At her gynecologic examination multiple darkbrown, papular lesions were noticed, localized on the vulva, anus and lower one third of the vagina. At cervical biopsy squamous epithelial cell in situ cancer involving the endocervical glands was seen; severe dysplasia, categorized as vaginal intraepithelial neoplasia (VaIN III) was seen after the broad excisional biopsy taken from the vagina. Relying on this data, excision of the lesions of the anogenital region and "skinning vulvectomy"was performed. No complications were confronted postoperatively and the patient was discharged on the twelveth day. During the six months follow-up, period no macroscopic lesions were distinguished in the perineal region and the cervical, vaginal and vulvar cytologies were all negative. Conclusion: We consider that the incidence of premalignant lesions of the lower genital system in the younger population in our country will increase. The case presented here is a good example stressing this hypothesis in our country's condition. In patients with this type of lesions applying to the gynecologist the role of HPV in the pathogenesis must be kept in mind; and doing the cervical and vaginal examination and directing the patient properly is the rule. Key Words: Bowenoid papulosis, Vulvar intraepithelial neoplasia, Cervical intraepithelial neoplasia T Klin J Gynecol Obst 2001, 11:110-114 Anogenital "Bowenoid Papulozis (BP)", klinikte eksternal genital organlarda pigmente papül formasyonu ile Geliþ Tarihi: 08.02.2000 Yazýþma Adresi: Dr.Süleyman Engin AKHAN Ýstanbul Üniversitesi Ýstanbul Týp Fakültesi Kadýn Hastalýklarý ve Doðum AD Millet Cad. 34290 Topkapý, ÝSTANBUL tanýmlanan, sýklýkla persiste genital siðil (genital wart) ile karýþan ya da beraber olabilen, ancak histopatolojik incelemede squamöz hücreli in situ karsinom [Vulvar intraepithelial neoplasia III [VINIII])] olduðu görülen, uzun dönem prognozu sýklýkla iyi olan ve spontan iyileþebilen lezyonlarý tanýmlamak amacýyla kullanýlan bir terimdir (1,2). 110 T Klin Jinekol Obst 2001, 11

IN SÝTU KARSÝNOM SAPTANAN ANOGENÝTAL BOWENOÝD PAPULOSÝS Hem erkek, hem kadýnlarda görülebilen bu nadir genital displazinin etiyolojisinde human papilloma virus (HPV) infeksiyonu rol oynamaktadýr. En sýk suçlanan tip 16 ve 18'dir. Ayný tip HPV infeksiyonlarýnýn kadýnlarda alt genital sistemdeki diðer prekanseröz lezyonlarýn geliþiminde rol oynadýklarý bilinmektedir. Dolayýsýyla BP saptanan hastalarda vaginal ve servikal incelemenin yapýlmasý þarttýr. Bu makalede, VIN III tanýsý ile kliniðimize refere edilen, yapýlan sitolojik ve kolposkopik incelemesinde BP tanýsý alan ve vulvar, vaginal ve servikal intraepitelial neoplazi saptanan bir olguyu sunmayý amaçladýk. Olgu 35 yaþýnda bekar ve hiç doðum yapmamýþ olan hastanýn jinekolojik öyküsünde bir küretaj dýþýnda herhangi bir özellik yoktu. Anamnezinde, hastanýn 15 yýldýr psöriazis sebebiyle tedavi gördüðü ve 10 yýldýr 1 paket/gün sigara içtiði öðrenildi. 6 aydýr vulvada renk deðiþikliði ve kaþýntý þikayeti olan hasta, gittiði özel doktor tarafýndan vulvadan alýnan biopsi sonucunun VIN III gelmesi üzerine klini-ðimize refere edilmiþti. Yapýlan muayenesinde vulva, anüs ve vaginanýn alt 1/3 kýsmýnda lokalize papüler yapýda koyu kahverengi mültiple lezyonlarýn olduðu görüldü. Lezyonlar labium majus dýþýnda ve labium minus iç kýsmýnda tespih tanesi þeklinde dizilmiþlerdi ve tüm perineye özellikle anogenital bölgeye yayýlýyordu. Bu sýrada alýnan servikal smearde squamöz malign tümör hücreleri saptandý. Kolposkopik incelemede ise özellikle alt þafede kaba mozaik yapý ve punktuasyon izlendi. Yapýlan servikal biopsi sonucunun endoservikal gudde tutulumu gösteren yassý epitel hücreli insitu kanser olarak bildirilmesi üzerine hastaya genel anestezi altýnda konizasyon ve vaginadaki lezyonlarýn geniþ eksizyonu planlandý. Konizasyon sonrasý yapýlan patolojik incelemede üst þafede orta derecede displazi ve koilositoz, alt þafede ise aðýr displazi (CIN III) ve koilositoz saptandý. Alýnan vulvar,vaginal ve servikal dokudan HPV izolasyonu için çalýþýldý, PCR ile yapýlan tip tayininde her üç dokuda da HPV tip 16 saptanýrken, tip 18 bulunmadý. Vaginadan alýnan materyal de, yine aðýr derecede displazi, vaginal intraepitelial neoplazi III (VaIN III) olarak deðerlendirildi. Hastanýn partnerinin genital organlarýda %5'lik asetik asit kullanýlarak kolposkopi altýnda deðerlendirildi. Ancak herhangi bir lezyona rastlanýlmadý. Eldeki veriler doðrultusunda anogenital bölgedeki lezyonlarýn eksizyonu ve "skinning" vulvektomi planlandý. Operasyon sýrasýnda önce lezyonlarýn bulunduðu alanýn distalinden alýnan biopsiler frozen section'a gönderildi ve gelen sonuçlara göre yapýlacak cerrahinin sýnýrlarý belirlendi. Takiben ilk olarak anüs etrafýndan 3x3 cm. büyüklüðünde bir piyes çýkartýldý. Ardýndan labium majus dýþ kýsmýndan baþlanarak önde comissura anterior'a, arkada ise fourchetten içeri vaginanýn arka duvarýnda bulunan ve biopsi sonrasý kalan lezyonlarý da içine alacak biçimde vulva çýkartýldý. Clitoris býrakýldý. Vulva primer olarak kapatýldý. Ancak anüs etrafýndaki defektin onarýlmasý için flep çevrildi. Vulva ve perine materyalinin makroskobik incelemesinde, labiumlar üzerinde ve perinede yaygýn, yüzeyden kabarýk, genellikle milimetrik boyutlarda siðilimsi koyu renkli lezyonlar izlendi (Þekil 1). Mikroskobik incelemede vulvada skuamöz epitelin tüm tabakasýný tutan lezyon izlendi. Bu lezyon orta derecede atipi bulgularý içeren çekirdekleri olan atipik skuamöz hücrelerden oluþuyordu. Epitelin orta ve üst kýsýmlarýnda anaplastik görünümlü hücreler az sayýdaydý ve tüm seviyelerde tipik mitozlar görülebiliyordu. Bu lezyonlar verrüköz þekilliydi ve arada saðlam epitel kýsýmlarý býrakacak þekilde yaygýn odaklar halinde izleniyordu (Þekil 2). Piyesin akrotriþyum (kýl follikülünün intraepidermal parçasý) kýsýmlarýnda VIN II derecesine ulaþan lezyonlar görülüyordu (Þekil 3). Sol lateral cerrahi sýnýrda lezyon mevcuttu. Vaginadan alýnan lezyonun kesitlerinde de aðýr derecede displazi (VaIN III) bulgularý saptandý. Servikse ait ko-nizasyon materyallerinin histopatolojik incelemesinde in situ yassý epitel hücreli karsinom (CIN III) saptandý (Þekil 4). Postoperatif dönemde hastanýn herhangi bir problemi olmadý ve hasta 12. günde iyi durumda taburcu edildi. Jinekopatologlar ve onkologlarla yapýlan toplantýda tartýþýlan cerrahi sýnýr pozitif bulunduðu için hastaya 9 milyon ünite/hafta 12 hafta boyunca interferon, verilmesine karar verildi. Þu anda 6 aylýk izlemi sonunda, hastanýn perinesinde makroskobik herhangi bir lezyon bulunmuyor, servikal, vaginal ve vulvar sitolojiside negatif olarak deðerlendirildi. Tartýþma Süleyman Engin AKHAN ve Ark. Vulvar distrofilerle ilgili terminolojideki karýþýklýk çok eskilere dayanýr. Karýþýklýk, jinekolog ve bazý patologlarýn vulvar distrofileri tek bir baþlýk altýnda toplarken, dermatologlarýn hepsini farklý tablolar olarak ele almalarýndan kaynaklanmaktadýr. Bu karýþýklýðý engellemek için vulvar distrofiler "International Society for the Study of Vulvar Disease (ISSVD)" tarafýndan 1976 yýlýnda sýnýflandý ve kullanýlan 4 farklý tanýmlamadan ("Erythroplasia of Queyrat", "Bowen Hastalýðý (BH)", "carcinoma simplex", "Paget Hastalýðý") ilk üçünün ayný hastalýðýn farklý variantlarý olduðu ifade edilerek, bu tanýmlamalarýn hepsi "squamous cell carcinoma in situ" terimi altýnda toplandý (3). 1986 yýlýnda ise "vulvar intraepithelial neoplasia (VIN)" tanýmlamasý kabul edildi. Böylece "carcinoma in situ"nun karþýlýðý bu sýnýflamaya göre VIN III oldu (4). Diðer taraftan dermatologlar ISSVD'nin sýnýflamasýný kullanmamakta ve yukarýda belirtilen eski terminolojiye hala uymaktadýr. Örneðin bazý patoloji kitaplarýnda, vulvar intraepitelial neoplaziler Bowen Hastalýðý (BH) ve bowenoid papulosis'e baðlý geliþen olmak üzere iki baþlýk altýnda incelenmektedir. T Klin J Gynecol Obst 2001, 11 111

Süleyman Engin AKHAN ve Ark. IN SÝTU KARSÝNOM SAPTANAN ANOGENÝTAL BOWENOÝD abnormal mitoz epidermisin tüm katlarýný tutarken bizim olgumuza ait patolojik kesitlerde de görüldüðü ve BP'de tanýmlandýðý þekliyle VIN III'ü oluþturan hücreler orta derecede nükleer atipi gösterir ve lezyonlar verriköz þekildedir. Her ikisinin de etiyolojisinde "Human Papilloma Virüs" (HPV) rol oynar ve özellikle HPV Tip 16 ile aralarýnda sýký iliþki olduðu gösterilmiþtir. Ancak invazif kansere dönüþme olasýlýklarý birbirlerinden oldukça farklýdýr. BP sýklýkla spontan gerileyebilir ve invazif kansere dönüþme olasýlýðý düþüktür (% 2.6) (5). Oysa BH için % 10 ile %27.8 gibi yüksek oranlar verilmektedir (1, 5). Bu nedenle bazý yazarlar, her iki tablonun ayrý ayrý deðerlendirilmesinin üzerinde ýsrarla durmaktadýr. Akademik düzeyde bu tartýþmalar sürse de, VIN baþlýðý altýnda incelediðimiz lezyonlarýn doðal seyri hakkýnda net bir bilgiye sahip olmadýðýmýz ortadadýr. In situ kanser olarak tanýmlanan bu lezyonlar giderek daha genç yaþlarda görülmektedir. Lezyonlarýn mültisentrik olmasý neoplazilerin öncelikle infeksiyöz ve HPV orijinli olmasýndan kaynaklanmaktadýr. Bu durum, çevre organlarda da benzer lezyonlarýn görülme olasýlýðýný arttýrýr. Dolayýsýyla primer lezyonu vulvada bulunan bir hastada, sunduðumuz olgudaki gibi, vaginal, servikal ve perineal bölgelerde de intraepitelial neoplazi görülebilir. Konu ile ilgili çalýþmalarda bazý oranlar belirtilmiþtir. 5'i kadýn 16 Þekil 1. Operasyon sonrasý piyesin makroskobik görünümü. Bowenoid papulosis (BP) ve Bowen Hastalýðý (BH), mikroskobik olarak aðýr displazi ile karakterize olsalarda gerek klinik, gerek histopatolojik düzeyde bazý farklýlýklar içerirler. Ancak bu farklýlýklar hastaya yaklaþýmý etkiledikleri ve tedaviyi þekillendirebilecekleri için olguyu tartýþýrken bu ayrýntýlarýn üzerinde de durduk. Bowenoid papulosis anogenital bölgede görülen mültiple, pigmente, küçük kondilomlara veya nevuslara benzeyen lezyonlarýn oluþturduðu klinik tabloyu tanýmlamak için kullanýlýr. Mikroskobik olarak aðýr hücresel displazi (VIN III) ile karakterizedir. Sýklýkla Bowen Hastalýðý ile karýþýr (1). Ancak hastamýzda olduðu gibi daha erken yaþlarda görülür. Belilovsky ve ark.'larý, 36 BH ile 39 BP olgusunu inceledikleri araþtýrmalarýnda BH saptanan hastalarýn ortalama yaþýný 55.6, BP olgularýnýn ortalama yaþýný ise 33.2 olarak bildirmiþlerdir (5). BP ve BH arasýndaki klinik farklýlýklar yaþla sýnýrlý deðildir. BP'de lezyonlar pigmente papül þeklindedir ve sýklýkla genital siðil ile karýþtýrýlýrken, BH'da görülen lezyonlar deriden hafifçe yüksek plak benzeri, morumsu kýzýl renktedir (2). Her iki klinik tablo histopatolojik incelemede VIN III olarak tanýmlansa da önemli farklýlýklar gösterir. BH'da Þekil 2. Vulvada skumöz epitelin tüm tabakasýný tutan, orta derecede atipi bulgularý içeren çekirdekleri olan, atipik skuamöz hücrelerden oluþan lezyon (VIN III) (Hematoxylin eosin x 350). 112 T Klin Jinekol Obst 2001, 11

IN SÝTU KARSÝNOM SAPTANAN ANOGENÝTAL BOWENOÝD PAPULOSÝS Süleyman Engin AKHAN ve Ark. Þekil 3. Piyesin akrotriþyum (kýl follikülünün intraepidermal parçasý) kýsýmlarýnda VIN II derecesine ulaþan lezyonlar (Hematoxylin eosin x 125). Þekil 4. Servikse ait konizasyon materyallerinin mikroskobik kesiti. Ýn situ yassý epitel hücreli karsinom (CIN III) (Hematoxylin eosin x 310). BP olgusunu inceleyen bir çalýþmada, kadýnlarýn ortalama yaþý 31 bulunmuþ, hastalar lokal eksizyon ile tedavi edilmiþ ve kadýnlarda hastalýk ortalama 3.6 yýl sürmüþtür. 5 kadýndan 3'ünde CIN III saptanmýþtýr (6). Minucci ve ark.'larý tarafýndan VaIN'lerin epidemiyolojisi üzerine yapýlan, 265 olgudan alýnan vaginal ve servikal örnekleri deðerlendiren bir çalýþmada, hastalarýn %74.8'inde hem vaginal, hem servikal lezyon saptanmýþ, bu olgularýn %69.8'inde ise lezyonlarýn ayný "grade"de olduðu görülmüþtür (7). Sunduðumuz olgunun önemli özelliði, lezyonlarýn, adý geçen her üç dokuda da karsinoma in situ ile kendini göstermiþ olmasýdýr. Ýn situ vulvar neoplazilerin tedavisinin temeli cerrahidir. Cerrahi tedavi baþlýðý altýnda incelenen müdahale-ler, "skinning" vulvektomi, lokal geniþ eksizyon, lazer vaporizasyon ve/veya eksizyon, ultrasonik cerrahi aspiratör ile ablasyon ve son olarak "simple" vulvektomi olarak tanýmlanabilir. Klinik yönetimini tartýþtýðýmýz hastanýn servikal lezyonu için LEEP konizasyon ve vaginal lezyon için lokal geniþ eksizyon uyguladýk. Diðer taraftan, son yýllarda CO 2 lazer her üç lezyonun tedavisi içinde giderek artan sýklýkta baþarý ile kullanýlmaktadýr (8,9). Ýyi hemostaz saðlamasý, kozmetik açýdan sonuçlarýn iyi olmasý, çevre dokuya zarar vermemesi, cerrahýn ayný anda eksizyon ve vaporizasyonu beraber uygulayabilmesi lazeri özellikle genç hastalarda ilk tercih edilmesi gereken seçenek haline getirdi (9). Kliniðimizde CO 2 lazer bulunmadýðý için hastaya öncelikle lazer uygulayabilecek farklý merkezleri önerdik. Teklifimizin hasta tarafýndan reddedilmesi üzerine vulvanýn cerrahisi için "skinning" vulvektomi planladýk. Vulvadaki yaygýn lezyonlarýn eksizyonu sýrasýnda vaginada lezyon saptanan dokunun sýnýrlarýný da içine alacak þekilde bir insizyon yaptýk. Ancak resim 1'de de görüleceði gibi dokunun eksizyonu sýrasýnda dermisden de önemli bir doku çýkardýk. Gerçekte bu kadar geniþ ve derin bir doku çýkarmak istemememize raðmen operasyon sýrasýnda aldýðýmýz biopsi materyalleri cerrahi sýnýrlarýmýzýn geniþlemesine sebep oldu. Buna raðmen çýkartýlan piyesin sol lateralinde cerrahi sýnýrlar pozitifdi. Aslýnda bu durum nadir deðildir ve cerrahi sýnýrýn pozitif bulunmasý hastalýðýn tekrarlama riski ile doðru orantýlýdýr. Modesitt ve ark.'larýnýn yaptýðý bir çalýþmada VIN III saptanan toplam 59 olgu cerrahi eksiz-yon ile tedavi edilmiþ ve operasyon sonrasý hastalarýn %66'sýnda cerrahi sýnýr pozitif bulunmuþtur (10). Bu olgularýn %46'sýnda 7 aylýk izlem sonunda rekürrens görülmüþtür. Cerrahi sýnýrlarý temiz olan hasta grubunda ise olgularýn sadece %17'sinde rekürrens görüldüðü bildirilmiþtir. Araþtýrmacýlara göre cerrahi sýnýrlarý pozitif olgularda hastalýðýn tekrarlama riski üç kat fazladýr. Schnurch ve ark.'larý (11) cerrahi tedavi sonrasý, VIN'nin invazif kansere ilerleme riskini %4 olarak bildirmiþlerdir. Ayný yayýnda, hastalýðýn tekrarlama olasýlýðýný arttýran risk faktörleri sýrasýyla: genç yaþ, pozitif cerrahi sýnýr, lezyonun VIN III olmasý, mültisen- T Klin J Gynecol Obst 2001, 11 113

Süleyman Engin AKHAN ve Ark. IN SÝTU KARSÝNOM SAPTANAN ANOGENÝTAL BOWENOÝD trisite, vulvar lezyon ile beraber vaginal ve servikal intraepitelial neoplazinin varlýðý þeklinde sýralanmýþtýr. Görüldüðü gibi sunduðumuz olguda bu risk faktörlerinin hepsi mevcuttur. HPV Tip 16'nýn pozitif olmasýný ve risk faktörlerini göz önünde bulundurarak hastamýza cerrahi tedavi sonrasý medikal tedavi olarak interfe-ron (9 milyon Ü/hafta, 12 hafta) baþladýk. Hastanýn altý aylýk izleminde ise herhangi bir nüks ile karþýlaþmadýk. Kiþilerin cinselliklerini ve cinsel tercihlerini artan bir oranda özgürce yaþamasý cinsel temasla bulaþan hastalýklarýn, dolayýsýyla HPV infeksiyonlarýnýn görülme sýklýðýný artýrmaktadýr. Ülkemizin de bir istisna oluþturmadýðýný düþünüyoruz. Dolayýsýyla alt genital sistemde premalign lezyonlarýn genç popülasyonda görülme sýklýðý ülkemizde de giderek artacaktýr. Sunduðumuz olgu, özellikle ülkemiz koþullarýnda bu durumu vurgulamasý açýsýndan önemlidir. Biz jinekologlara düþen görev, koruyucu hekimlik bazýnda hastalarýn bilinçlenmesini saðlamak, korunma yöntemlerini hasta ile tartýþmak, hastayý bilgilendirmek, diðer taraftan bu tip lezyonlarla jinekoloða baþvuran hastada HPV'nin patogenezde oynadýðý rolü de hatýrlayarak servikal ve vaginal incelemeyi mutlaka yaparak hastayý doðru yönlendirmektir. KAYNAKLAR 1. Juan Rosai. Female reproductive system. In: Juan Rosai editor. Ackerman's Surgical Pathology. Vol:2., Chapter: 19. St. Louis: CV Mosby; 1996: 1323-4. 2. Neal Penneys. Bowenoid papulosis of the genitalia. In: Elder D, Elenitsas R, Jaworsky C, Johnson B Jr. eds. Lever's Histopathology of the skin. 7th ed. Chapter: 26. Philadelphia New York: Lippincott-Raven; 1997: 584-6. 3. Stone IK, Wilkinson EJ. Benign and preinvasive lesions of the vulva. In Textbook of Gynecology. Copeland LJ ed. WB Saunders Company. Philadelphia, London, Toronto, Sydney, Tokyo; 1993: 871-88. 4. Hacker NF. Vulvar cancer. In:Berek JS, Hacker NF eds. Practical gynecologic oncology. 2nd ed. Chapter 11. Baltimor. Williams and Wilkins, 1994: 403-39. 5. Belilovsky C, Lessana-Leibowitch M. Bowen's disease and bowenoid papulosis: comparative clinical, viral, and disease progression aspects. Contracept Fertil Sex 1993; 21:231-6. 6. Obalek S, Jablonska S, Beaudenon S, Walczak L, Orth G. Bowenoid papulosis of the male and female genitalia: risk of cervical neoplasia. J Am Acad Dermatol 1986; 14:433-44. 7. Minucci D, Cinel A, Insacco E, Oselladore M. Epidemiological aspects of vaginal intraepithelial neoplasia. Clin Exp Obstet Gynecol 1995; 22:36-42. 8. Siseri M. Evaluation of CO2 laser exicision or vaporization for the treatment of vulvar intraepithelial neoplasia. Gynecol Oncol 1999; 75: 277-81. 9. Dorsey JH. Laser surgery for cervical intraepithelial neoplasia. Obstet Gynecol Clin North Am 1991; 18:475-89. 10.Modesitt SC, Waters AB, Walton L, Fowler WC, Van Le L. Vulvar intraepithelial neoplasia III: Occult cancer and the impact of margin status on recurrence. Obstet Gynecol 1998; 92:962-6. 11.Schnurch HG, Kuppers F. Therapy of preinvasive vulvar neoplasia: standardized or individual? Zentralbl Gynacol 1996;118:345-9. 114 T Klin Jinekol Obst 2001, 11