SURİYE ve IRAK KRİZLERİ: TÜRKİYE NİN ÖDEDİĞİ FATURA



Benzer belgeler
İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

-TÜRKİYE DE KİŞİ BAŞINA TÜKETİCİ BORCU 4 BİN TL YE YAKLAŞTI

Gayri Safi Katma Değer

TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER. (Ağustos 2015)

AYDIN TİCARET BORSASI

Araştırma Notu 15/179

ŞANLIURFA DIŞ TİCARETİ BİLGİ NOTU

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Ağustos 2012, No: 38

PLASTİK VE KAUÇUK ÜRÜNLERİ İMALATI Hazırlayan Orkun Levent BOYA Kıdemli Uzman

ŞEREF DEMİRTAŞ TÜİK ZONGULDAK BÖLGE MÜDÜRÜ 08/01/2016

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

Bu sayıda: 2017 Yılına ait İşgücü ve İstihdam verileri değerlendirilmiştir.

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/07/2015

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER. (Kasım 2015)

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

ERDİNÇ SANCAK TÜİK EDİRNE BÖLGE MÜDÜRÜ 07/08/2014

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (MAYIS 2015)

Türkiye Bankacılık Sistemi Banka, Şube, Mevduat ve Kredilerin İllere ve Bölgelere Göre Dağılımı


İZMİR İN EN BÜYÜK SORUNU İŞSİZLİK RAKAMLARININ ANALİZİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

YENİ TEŞVİK SİSTEMİ VE DİYARBAKIR

Türkiye de Yabancı Bankalar *

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

EKONOMİK GELİŞMELER 2014


TR63 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ GÖÇ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 07/08/2014


TÜİK BURSA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/09/2015

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR

Risk Merkezi Aylık Bülteni. Mart 2016

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

SON EKONOMİK GELİŞMELERDEN SONRA ESNAF VE SANATKARLARIN DURUMU

GÖÇÜN GETİRDİĞİ SORUNLAR VE GÖÇ SONRASI TÜRKİYE

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 74

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%) Türkiye ekonomisi 2017 itibariyle dünyanın 17. Avrupa nın 6. büyük ekonomisidir. a r k a. o r g.

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 71

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Mart 2012, No: 26

7 Haziran Kasım 2015 Seçimleri Arasındaki Değişim

KARDEŞİME MESLEK ÖĞRETİYORUM PROJESİ

Tablo Yılında İnternet Erişimi Olan Girişimlerin, İnterneti Kullanım Amaçları

GELİR POLİTİKALARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Ekonomi Bülteni. 01 Haziran 2015, Sayı: 13. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

SAMSUN TİCARET VE SANAYİ ODASI EKONOMİK BÜLTEN

YENİ TEŞVİK SİSTEMİ VE DİYARBAKIR

Karşılıksız İşlemi Yapılan Çek Sayılarının İllere ve Bölgelere Göre Dağılımı (1) ( 2017 )

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER. (Temmuz 2015)

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%) a r k a. o r g. t r * II III IV YILLIK I II III IV YILLIK I II III IV YILLIK I II III

Risk Merkezi Aylık Bülteni

Yatırım Teşvik Uygulamalarında Bölgeler

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Haziran 2014, No: 96

Risk Merkezi Aylık Bülteni

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER. (Haziran 2015)

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%) a r k a. o r g. t r 11,5 7,5 5,8 7,4 7,4 7,3 7,2 3,6 6,1 5,3 3,2 5,3 5,3 4,9 4,8 4,2 2,6 1,8 -3, ,8

ARAŞTIRMA ÖZET SONUÇLARI Mart 2015

5 Dk. Ülke Ile Ilgili Giriş Konuşması. Değerli katılımcılar hepinizi ülkem adına saygıyla selamlıyorum,

EKONOMİK GÖSTERGELER BÜLTENİ

YEREL SEÇİM ANALİZLERİ. Şubat, 2014

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

BELÇİKA ÜLKE RAPORU

Kriz döneminde ihracat yapısının işsizlik üzerindeki etkileri

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

LİMANLAR GERİ SAHA KARAYOLU VE DEMİRYOLU BAĞLANTILARI MASTER PLAN ÇALIŞMASI

Mayıs Konya Ekonomik Verileri

EKONOMİK GELİŞMELER Nisan

TÜRSAB UITT KİEV 2016 ULUSLARARASI TURİZM FUAR RAPORU

BAŞBAKANLIK AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI (AFAD)

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

YABANCI SERMAYELİ ŞİRKETLER BÜLTENİ SURİYE SERMAYELİ ŞİRKETLER 30 Nisan 2018

Konya Ekonomik Verileri. Temmuz 2015

SİYASİ PARTİLERİN SEÇİM YARIŞI HIZ KESMİYOR

Nisan Konya Ekonomik Verileri

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Mayıs Toplantı Tarihi: 24 Mayıs 2016

DÖKÜM VE DÖVME ÜRÜNLERĠ DEĞERLENDĠRME NOTU (MART 2009)

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/09/2015

Türkiye deki Suriyeli Göçmenlerin Toplumsal Kabul ve Uyumlarına İlişkin Rapor

Elektrik Piyasası Sektör Raporu Ocak/2016

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DR. MEHMET AKYOL TÜİK MANİSA BÖLGE MÜDÜRÜ 09/04/2015

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği. Yeni Teşvik Sistemi. 4. Bölge Teşvikleri

KONYA DIŞ TİCARET BÜLTENİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

RİSK MERKEZİ AYLIK BÜLTENİ

RİSK MERKEZİ AYLIK BÜLTENİ

Türkiye de Son Dönem Bölgesel Gelişme Politikalarının Değerlendirilmesi ve Gelecek Gündemi. Bölgesel Gelişme ve Yapısal uyum Genel Müdürlüğü

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 72

ATM DUBAI 2015 ULUSLARARASI TURİZM FUARI DEĞERLENDİRME RAPORU

İÇİNDEKİLER. Rapor Özet Türkiye genelinde il merkezlerinin içmesuyu durumu

AKDENİZ İHRACATÇI BİRLİKLERİ TEKSTİL VE HAMMADDELERİ SEKTÖRÜ İHRACAT RAKAMLARI DEĞERLENDİRMESİ

Transkript:

SURİYE ve IRAK KRİZLERİ: TÜRKİYE NİN ÖDEDİĞİ FATURA NİSAN 2015

SURİYE ve IRAK KRİZLERİ: TÜRKİYE NİN ÖDEDİĞİ FATURA

İL ZİYARETLERİNE KATILAN CHP İŞ DÜNYASI GRUBU MİLLETVEKİLLERİ İçindekiler ÖNSÖZ... 9 YÖNETİCİ ÖZETİ...11 GİRİŞ... 17 I. Suriye ve Irak Krizlerinin Toplumsal Etkileri... 19 II. Suriye ve Irak Krizlerinin İç ve Dış Güvenliğimize Etkileri... 22 III. Suriye ve Irak Krizlerinin Ekonomimize Etkileri... 25 III.1. İhracat ve Turizm Üzerine Etkileri... 27 III.2. Lojistik ve Ulaştırma Sektörleri Üzerine Etkileri... 38 III.3. İş Gücü Piyasası Üzerine Etkileri... 40 III.4. Konut Piyasası Üzerine Etkileri... 43 III.5. Ekonomide Yitirilen Diğer Fırsatlar... 45 IV. Bölge İllerine İlişkin Gözlem ve Diğer Sorunlar... 46 Gaziantep... 47 Şanlıurfa... 49 Mardin... 51 Adana... 52 Mersin... 54 Hatay... 56 Alınması Gereken Önlemler... 59 Sonuç... 62 Kaynakça... 64 Ek Tablolar... 65 İl Ziyaretlerine Katılan CHP İş Dünyası Grubu Milletvekilleri... 70

Tablolar Dizini Tablo.1: Barınma Merkezleri Dışındaki Suriyeli Sayısı, Kasım 2014 İtibariyle Tablo.1: Suriyeli Sığınmacı Sayısının Ülkelere Göre Dağılımı...17 Tablo.2: Bölge İllerinin Nüfusuna Oranla Suriyelilerin Durumu Tablo.3: Tablo.2: Kaçakçılık Barınma Merkezleri Olaylarının Dışındaki İllere Göre Suriyeli Gelişimi Sayısı, (Olay Kasım Sayısı) 2014 İtibariyle...20 Tablo.4: Tablo.3: Vatandaşlar Bölge İllerinin Nezdinde Nüfusuna Suriyelilerin Oranla Suriyelilerin Ekonomiye Durumu Yük Olma...21 Algısı Tablo.5: Tablo.4: Suriyelilerin Kaçakçılık Olaylarının Kurduğu Yabancı İllere Göre Sermayeli Gelişimi Şirketler (Olay Sayısı)...24 Tablo.6: Bölge İllerinin 2014 te Suriye ve Irak a İhracatı (Milyon $) Tablo.5: Vatandaşlar Nezdinde Suriyelilerin Ekonomiye Yük Olma Algısı...26 Tablo.7: Suriye ye En Çok İhracat Yapan İllerimiz (Milyon $) Tablo.8: Tablo.6: Türkiye nin Suriyelilerin Suriye ye Kurduğu En Yabancı Çok İhraç Sermayeli Ettiği 5 Şirketler Ürün Grubu...27 (Milyon $) Tablo.9: Tablo.7: Suriye Bölge İllerinin Pazarında 2014 te Potansiyel Suriye İhracat ve Irak a Kaybımız İhracatı (Milyon $) $)...30 Tablo.10: Tablo.8: Suriye ye Pazarında En Çok İhracat Potansiyel Yapan İhracat İllerimiz Kaybı (Milyon En Fazla $)...30 Olan İller (Milyon $) Tablo.11: Bölge İllerinin Suriye Pazarında Potansiyel İhracat Kayıpları (Milyon $) Tablo.9: Türkiye nin Suriye ye En Çok İhraç Ettiği 5 Ürün Grubu (Milyon $)...31 Tablo.12: Irak Pazarında Potansiyel İhracat Kaybımız (Milyon $) Tablo.13: Tablo.10: Irak Suriye Pazarında Pazarında Potansiyel Potansiyel İhracat İhracat Kaybı Kaybımız En Fazla (Milyon Olan İller $)...32 (Milyon $) Tablo.14: Tablo.11: Bölge Suriye İllerinin Pazarında Irak Potansiyel Pazarında İhracat Potansiyel Kaybı İhracat En Fazla Kayıpları Olan İller (Milyon (Milyon $) $)...33 Tablo.15: Tablo.12: Türk Bölge Araçlarının İllerinin Suriye Kapılara Pazarında ve Varış Potansiyel Ülkelerine İhracat Göre İhraç Kayıpları Taşımaları (Milyon $)...34 Tablo.16: Kamp Dışında Yaşayan Suriyelilerin Mesleki Durumu Tablo.13: Irak Pazarında Potansiyel İhracat Kaybımız (Milyon $)...35 Tablo.17: Bölge İllerinde İşgücü ve İstihdam Göstergeleri (%) Tablo.18: Tablo.14: İllerde Irak Pazarında Konut Fiyat Potansiyel Endeksi İhracat (2010=100) Kaybı En Fazla Olan İller (Milyon $)...35 Tablo.19: Tablo.15: İllerde Bölge İllerinin Fiyatlar Irak Genel Pazarında Düzeyi (2010=100) Potansiyel İhracat Kayıpları (Milyon $)...36 Ek Tablo.16: Tablo.1: Suriye den Bölge İllerinin Gelen Toplam Turist İhracatı Sayıları ve (Milyon Potansiyel $, %) Kaybımız...38 Ek Tablo.2: Bölge İllerinin Yıllar İtibariyle Irak a İhracatı (Milyon $) Tablo.17: Türk Araçlarının Kapılara ve Varış Ülkelerine Göre İhraç Taşımaları...39 Ek Tablo.3: Bölge İllerinin Suriye ye Yıllar İtibariyle İhracatı (Milyon $) Tablo.18: Kamp Dışında Yaşayan Suriyelilerin Mesleki Durumu...40 Ek Tablo.4: Savaş ve Ticari Entegrasyonun Bozulmasıyla Kaybedilen Refah (%) Ek Tablo.19: Tablo.5: Bölge Yıllar İllerinde İtibarıyla İşgücü Sulamaya ve İstihdam Açılan Alanlar Göstergeleri (2013 Sonu) (%)...41 Tablo.20: İllerde Konut Fiyat Endeksi (2010=100)...44 Tablo.21: İllerde Fiyatlar Genel Düzeyi (2010=100)...45 Ek Tablo.1: Bölge İllerinin Toplam İhracatı (Milyon $, %)...65 Ek Tablo.2: Bölge İllerinin Yıllar İtibariyle Irak a İhracatı (Milyon $)...66 Ek Tablo.3: Bölge İllerinin Suriye ye Yıllar İtibariyle İhracatı (Milyon $)...67 Ek Tablo.4: Savaş ve Ticari Entegrasyonun Bozulmasıyla Kaybedilen Refah (%)...68 Ek Tablo.5: GAP Bölgesinde Yıllar İtibarıyla Sulamaya Açılan Alanlar (2013 Sonu)...69

Grafi kler Dizini Suriye ve Irak a Yapılan İhracatımız (Milyon USD)...28 Suriye ve Irak a Yapılan İhracatın Gelişimi (Yıllık % Değişme)...28 Suriye ye Yapılan ve Yapılamayan İhracat (Milyon USD)...32 Irak a Yapılan ve Yapılamayan İhracat (Milyon USD)...34 Suriye den Gelen Turist Sayısı...37 Suriyeliler İşlerimizi Elimizden Almaktadır (Adana, Gaziantep, Hatay, Mardin, Şanlıurfa)...42

Önsöz İçinden geçtiğimiz zaman diliminde, hem dünyada, hem yakın coğrafyamızda büyük değişimlere, acılara ve alt üst oluşlara şahit oluyoruz. 2010 sonunda Tunus ta başlayan, adına Arap Baharı denen, olaylar pek çok ülkede sonbahara dönüşmüş durumda. Kuzey Afrika ve Ortadoğu coğrafyasında halkların daha iyi, daha özgür bir yaşam ve daha adil, daha demokratik yönetim talepleri henüz karşılanmaktan çok uzak. Kaos, kargaşa, kan ve gözyaşı artık sınırlarımızın yanı başında. Suriye de yaşanan iç savaş dördüncü yılını tamamlayıp beşinci yılına girdi. Türkiye yi 12 yıldır yöneten AKP iktidarının; ideolojik, maceracı, öngörüden ve tutarlılıktan yoksun dış politikası sınırlarımızdaki yangının yakıcılığını artırdı, artırıyor. Komşularla sıfır sorun diyerek yola çıkan iktidar; ülkemizi, kendi tabiriyle, değerli bir yalnızlığa sürüklüyor. Türkiye, Ortadoğu coğrafyasının belli başlı üç başkentinde büyükelçi bulunduramaz hale geldi. Aynı coğrafyada bazı diplomatik misyonlarımız işgal altında. İş adamlarımızın, müteahhitlerimizin yıllardır iş yaptığı Kuzey Afrika ülkelerinde kapılar artık yüzümüze kapanıyor. İhracatçılarımızın, TIR filolarımızın Doğu Akdeniz ve Körfez ülkelerine ulaşımı her geçen gün zorlaşıyor. Türkiye bölgede istenmeyen bir ülke haline geliyor. Dış politikadaki hatalar, ülkemizin ekonomisini, sosyal hayatını, güvenliğini tehdit ederken; bunun bedelini milletimiz ödüyor. Güney sınırlarımız adeta Afganistan- Pakistan sınırına döndü. Suriye deki çatışmanın tarafı olmaktan çekinmeyen AKP iktidarı; önceleri kayıtsız kaldığı terör örgütünün tehditleriyle Suriye deki Süleyman Şah Türbesi ni boşaltıp, kaçmak zorunda kaldı. Suriye sınırındaki illerimiz adeta birer mülteci kampına dönüştü. Evini, yerini, yurdunu yitiren milyonlarca Suriyeli, elverişsiz koşullarda, ülkemizde yaşama tutunmaya çalışıyor. Sınırlarımız içinde Suriyeli kayıp kuşak riski her geçen gün artıyor. Şehirlerimizin alt yapısı, gelen misafirlerin baskısını taşıyamaz hale geldi. Vatandaşlarımızın eğitim, sağlık gibi belli başlı kamu hizmetlerine erişiminde sıkıntılar her geçen gün artıyor.

Sınırlarımızdaki savaş ekonomimize ciddi darbe vurdu. İhracat ve turizm gelirlerimiz olumsuz etkilendi. Sınıra yakın illerimizde kayıt dışılık ve kaçakçılık faaliyetleri arttı. Bazı illerimizde emlak fiyatları ve kiralar olağanüstü sıçradı. Cumhuriyet Halk Partisi, Suriye ve ardından Irak ta başlayan krizleri ilk andan itibaren yakından takip etti. 2012 de milletvekillerimiz sınıra yakın bölge illerinde incelemelerde bulundu. Partimiz bu süreçte gerek vatandaşlarımızın, gerekse Suriyeli sığınmacıların sorunlarını TBMM gündemine taşıdı. Son olarak, 2015 in ilk aylarında Partimizin İş Dünyası Grubuna üye milletvekillerimiz sınıra yakın bölge illerinde incelemelerde bulundular. Milletvekillerimiz şehirlerde sorunları dinlediler; sorunların muhataplarıyla çözüm önerilerini tartıştılar. Bu rapor söz konusu ziyaretler ve bölgede yapılan istişareler neticesinde şekillendi. Raporda ortaya konan tespit, analiz ve çözüm önerilerinin Suriye ve Irak krizlerinin Türkiye ye olası etkilerini tartışırken önemli bir zemin sağlayacağını düşünüyoruz. Bölgeye ziyaretlerde bulunan milletvekillerimize, bu ziyaretlerin yapılmasına imkan tanıyan il örgütlerimize, bizlerle görüşlerini paylaşan sivil toplum kuruluşlarına ve raporu hazırlayan teknik ekibe teşekkürlerimi sunuyorum. Son olarak, ülkemizin komşularıyla beraber huzurlu bir geleceği paylaşmasını; yurtlarını, evlerini terk etmek zorunda kalanların tekrar ülkelerine kavuşmasını en samimi duygularla temenni ediyorum. Kemal KILIÇDAROĞLU Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı

YÖNETİCİ ÖZETİ 18 Aralık 2010 tarihinde Tunus ta başlayan sosyal huzursuzluk, ayaklanma ve çatışmalar zamanla tüm Ortadoğu ve Kuzey Afrika coğrafyasına yayılmış, 2011 Mart ayında sınırımıza kadar ulaşmıştır. Suriye de baş gösteren karışıklıklar fiili bir iç savaşa dönüşmüş; milyonlarca Suriyeli ülkesini terk ederek komşu ülkelere sığınmak zorunda kalmıştır. Bölgede yaşanan gelişmelere ilk günlerde mesafeli duran AKP iktidarı, karışıklığın Libya ya sıçramasıyla tavrını değiştirmeye başlamıştır. AKP iktidarı daha sonra, Suriye deki iç savaşa taraf olmuş ve bu ülkenin yaşadığı sıkıntılarda pay sahibi haline gelmiştir. Suriye deki iç savaş ve AKP iktidarının bu savaştaki kolaylaştırıcı rolü, ülkemize dönük büyük bir göç hareketini tetiklemiştir. Bugün itibariyle, 9 ilimiz dışında, Türkiye nin her yerinde Suriyeli göçmenler ikamet etmektedir. Resmi rakamlara göre ülkemizdeki toplam Suriyeli sığınmacı sayısı 1 milyon 700 bin civarındadır. Bunların sadece 270 bini barınma merkezlerinde yaşamaktadır. Yoğun göçmen akını Kilis, Hatay, Şanlıurfa, Gaziantep gibi bölge illerimizin demografik yapısında önemli değişikliklere neden olmuştur. Yine bazı sınır illerimizde vatandaşlarımızın kamu hizmetlerine erişiminde ve alınan hizmetin kalitesinde sıkıntılar yaşanmaktadır. Özellikle göçmen yoğunluğunun yüksek olduğu Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa gibi illerimizde sadece sığınmacıların değil, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının da sağlık hizmetlerine ulaşımında sıkıntılar artmıştır. Gelen göçmenlere sağlanan iş yapma kolaylıkları ve artan kayıtdışılık aynı alanda çalışan vatandaşlarımız için haksız rekabete neden olmaktadır. Yine sınır ve bölge illerimizde göçmenlerin beraberindeki taşıtlarla ilgili kayıt ve düzenleme yetersizlikleri trafik güvenliği ile ilgili sorunlara yol açmaktadır. Resmi rakamlara göre ülkemizde eğitim çağında 500 bin kadar Suriyeli sığınmacı bulunmaktadır. Bunların sadece 175 binine eğitim hizmeti verilebilmektedir. Sunulan bu eğitim hizmetlerinin yeterli ölçüde olmadığı yine resmi makamların SURİYE ve IRAK KRİZLERİ: TÜRKİYE NİN ÖDEDİĞİ FATURA 11

açıklamalarına yansımaktadır. Dolayısıyla sınırlarımız içinde, Suriyeli kayıp kuşak riski her geçen gün artmaktadır. Suriye ve Irak ta yaşanan kaos Türkiye yi güvenlik boyutuyla da olumsuz etkilemiştir. Kriz sürecinde 2012 yılının Haziran ayında bir savaş uçağımız Doğu Akdeniz sularında düşürülmüştür. Ekim 2012 de, Suriye tarafından ateşlenen bir top mermisi, Şanlıurfa nın Akçakale ilçesine düşmüş, 5 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Şubat 2013 te Hatay ın Reyhanlı ilçesi Cilvegözü Sınır Kapısı na düzenlenen bombalı saldırıda 4 vatandaşımız yaşamını yitirmiştir. Hatay ın Reyhanlı ilçe merkezinde Mayıs 2013 te gerçekleştirilen terörist saldırıda ise 52 vatandaşımız yaşamını kaybetmiş, 146 vatandaşımız yaralanmıştır. 2014 ortasında Irak ta başlayan kriz de ülkemizin güvenliğini tehdit eder hale gelmiştir. Musul Konsolosluğumuz işgal edilmiş 49 vatandaşımız haftalarca teröristlerin elinde rehin kalmıştır. Suriye de ve Irak ta yaşanan savaş, Güney sınırlarımızı radikal terör örgütleri için yaşam alanı haline getirmiştir. Sınırlarımızın Peşaverleşmesi olarak tanımlanabilecek bu durum ülkemiz için ciddi bir tehdittir. Nitekim Türkiye, bu tehditler neticesinde, toprak kaybı bile yaşamıştır. Suriye sınırları içindeki Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu bir gece yarısı boşaltılmış, Türbe ve Karakol tahrip edilmiş, topraklarımız teröristlerin insafına terk edilmiştir. Güvenlik açısından bir diğer sıkıntı, sınır illerimizde kaçakçılık faaliyetlerindeki hızlı artıştır. Nitekim 2011-2013 döneminde sınıra yakın bölge illerimizde kaçakçılık olaylarında % 78,8 artış olmuştur. Resmi makamların açıklamalarına göre, 2011 den bugüne kadar, Suriyelilerin ülkemizde konaklaması için harcanan para 5,5 milyar $ a ulaşmıştır. Buna karşın yurtdışından alınan mali destek bunun sadece % 4,5 i kadardır (250 milyon $). Vatandaşlarımızın büyük bölümü, Suriye krizi ve sığınmacılar nedeniyle, Türk ekonomisinin zarar gördüğü düşüncesindedir. Yapılan saha çalışmaları, halkın % 71 inin sığınmacılar nedeniyle Türkiye ekonomisinin zarara uğradığı görüşünde olduğunu göstermektedir. Suriye ve Irak ta yaşanan gelişmeler Türkiye ekonomisini ticaret, turizm, ulaştırmalojistik başta olmak üzere farklı kanallardan olumsuz etkilemiştir. 2014 te Suriye ye yapılan ihracat bir miktar toparlansa da kriz öncesi (2010) seviyelerine henüz 12 SURİYE ve IRAK KRİZLERİ: TÜRKİYE NİN ÖDEDİĞİ FATURA

ulaşamamıştır. Irak ta IŞİD kaynaklı kriz ise 2014 te ihracatımız üzerinde ek bir baskı yaratmıştır. 2011-2014 döneminde ülkemizin Suriye pazarındaki potansiyel ihracat kaybı büyüktür. Türkiye nin Suriye ye ihracatı, iç savaştan önce önemli bir artış eğilimi yakalamışken; bu eğilim iç savaşla beraber kırılmıştır. Nitekim, 2011-2014 döneminde Suriye ye ihracatımızın, 2007-2010 dönemindeki eğilimini koruduğu varsayımıyla, 10,5 milyar $ olabileceği anlaşılmaktadır. Oysa, aynı dönemde bu ülkeye yapılan ihracat 4,5 milyar $ civarında kalmıştır. Dolayısıyla Türkiye, Suriye deki iç savaş nedeniyle, 6 milyar $ lık bir ihracat gelirinden mahrum kalmıştır. Suriye de potansiyel ihracat kayıplarımızın bölge illeri itibariyle dağılımına bakıldığında ise en fazla kaybın Adana da olduğu anlaşılmaktadır. 2011-2014 döneminde Adana ekonomisinin yüklendiği potansiyel kayıp 212 milyon $ dır. Yine bölge illerinin (Adana, Mersin, Hatay, Osmaniye, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Mardin) potansiyel ihracat kaybının 2011-2014 döneminde 673 milyon $ a ulaştığı görülmektedir. Sadece Suriye değil, 2014 te Irak ta yaşanan kaos da ülkemizin ihracat gelirlerini olumsuz etkilemiştir. 2010-2013 dönemindeki eğilimle, Irak pazarına 2014 te 14,2 milyar $ lık bir ihracat yapılabilecekken, bu ülkeye yapılan ihracat 10,7 milyar dolarda kalmıştır. 2014 te, Irak ta yaşanan kriz nedeniyle, 3,6 milyar $ lık bir ihracat gelirinden mahrum kaldığımız anlaşılmaktadır. Irak pazarındaki potansiyel kayıplara bölge illeri bazında baktığımızda ise Gaziantep in en çok kayba uğrayan ilimiz olduğu görülmektedir. Irak taki kargaşa nedeniyle Gaziantep 750 milyon $ lık ihracat gelirinden mahrum kalmıştır. Söz konusu ilimizi Mardin izlemektedir. Mardin in potansiyel ihracatını yapamaması nedeniyle uğradığı kayıp, 316 milyon $ civarındadır. 2014 te tüm bölgenin ihracat kaybı ise yaklaşık 1,4 milyar $ dır. Diğer bir ifadeyle 2014 te Irak pazarına potansiyel ihracatın gerçekleştirilememesi nedeniyle Türkiye nin uğradığı her 100 $ lık kaybın 40 $ ı bölge illerinden gelmektedir. Suriye ve Irak taki krizin Türkiye nin ihracatına olumsuz etkisinin ağır olduğu anlaşılmaktadır. Suriye ve Irak krizleri nedeniyle, 2011-2014 döneminde, ülkemizin potansiyel ihracat kaybı 10 milyar $ a yaklaşmıştır. Suriye deki iç savaş Türkiye nin sadece ihracat gelirlerini değil, turizm gelirlerini de olumsuz etkilemiştir. Suriye deki iç savaş nedeniyle bu ülkeden gelen turist SURİYE ve IRAK KRİZLERİ: TÜRKİYE NİN ÖDEDİĞİ FATURA 13

sayısında ciddi gerileme yaşanmıştır. Bunun 2011-2014 döneminde Türk turizmine toplam maliyetinin 1,6 milyar $ olduğu tahmin edilmektedir. Suriye ve Irak krizleri ulaştırma ve lojistik maliyetlerini de olumsuz etkilemiştir. Suriye üzerinden, Ürdün, Lübnan gibi diğer Doğu Akdeniz ülkelerine karayolu erişiminin kopması, Türkiye yi daha yüksek maliyetli alternatif güzergahlar aramak zorunda bırakmıştır. bu çerçevede, son olarak Mısır üzerinden yapılan Ro-Ro seferleri de tehlikeye düşmüştür. IŞİD in yarattığı kriz öncesi Orta ve Güney Irak a yapılan taşımalarda Türk taşımacılarının maliyeti ortalama 2500 $ iken; IŞİD sonrası İran güzergâhı üzerinden yapılan taşımalarda maliyet, İran ın aldığı ücretlerin de etkisiyle, 5500 $ a çıkmıştır. Suriyelilerin ülkemizde kalış süresinin uzaması, birikim ve tasarruflarının tükenmesiyle beraber, işgücü piyasasına girme eğilimlerinin arttığı görülmektedir. Suriye den Türkiye ye göç eden nüfusun büyük bölümü çalışma çağındadır. Kamplarda yaşayan Suriyelilerin % 42,4 ü, kamp dışında yaşayan Suriyelilerin ise % 45 i, 19-54 yaş grubundadır. Yerel halk arasında Suriyelilerin işsizliği artırdığı konusunda şikayetler olsa da resmi rakamlar bunu tam olarak teyit etmemektedir. Suriyeli göçmenlerin yoğun yaşadığı Gaziantep ve Kilis te işsizlik 2011-2013 döneminde gerilemiştir. 2011 de Gaziantep ve Kilis te işsizlik oranı sırasıyla % 14,4 ve % 12,7 iken; 2013 te bu illerimizde işsizlik oranı sırasıyla % 6,9 ve % 7,7 olmuştur. Buna karşın, Mardin ve Şanlıurfa da işsizlik oranlarında ciddi artış olduğu anlaşılmaktadır. 2011 de Mardin ve Şanlıurfa da işsizlik oranları sırasıyla % 12,3 ve % 8 iken; 2013 te % 20,6 ve % 16,3 e çıkmıştır. Diğer yandan Suriyeli göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı Gaziantep ve Kilis gibi illerimizde kira ve konut fiyatlarında ciddi artışlar olduğuna dönük şikayetler artmıştır. Resmi rakamlar da bu şikâyetlerin haklılığını göstermektedir. Türkiye genelinde konut fiyatları son dört yılda yaklaşık % 68 artmasına karşın, Gaziantep ve Kilis illerimizde bu artış % 121 olmuştur. Aynı dönemde Adana ve Mersin illerimizde de konut fiyatları Türkiye ortalamasının üzerinde artış göstermiştir. Hızla artan konut fiyatları ve kiralar ise bölge illerinde konut talebi olan yurttaşlarımızın alım güçlerini belirgin bir şekilde azaltmıştır. Suriye ve Irak krizlerinin somut ve doğrudan ekonomik maliyetleri kadar, kaçırılan imkan ve fırsatlar nedeniyle dolaylı fırsat maliyetleri de vardır. Arap baharı olarak tanımlanan olayların arifesinde Doğu Akdeniz bölgesindeki altı ülke (Türkiye, Suriye, Irak, Ürdün, Lübnan, Mısır) yeni bir ekonomik ve ticari ortaklığın altyapısını 14 SURİYE ve IRAK KRİZLERİ: TÜRKİYE NİN ÖDEDİĞİ FATURA

hazırlamak üzere çalışmalara başlamıştır. Ancak Arap coğrafyasında başlayan karışıklık ve çatışmalar bu projenin doğmadan ölmesine neden olmuştur. Bu projenin başlamadan son bulması vatandaşlarımızın refahını da olumsuz etkilemiştir. Nitekim, Dünya Bankası nın tahminlerinden, bölgemizde savaşın olmaması ve ticari entegrasyonun devam etmesi durumunda Türkiye de kişi başına gelirin bugünkü seviyesinden % 2 daha fazla olacağı anlaşılmaktadır. Elde edilen bu tahmini, fikir vermesi açısından, 2014 yılı ortalama kişi başına geliriyle beraber değerlendirdiğimizde kaybın, her bir vatandaşımız için 208 $ olduğu anlaşılmaktadır. Suriye ve Irak krizlerinin tetiklediği ekonomik ve sosyal sıkıntılar ile güvenlik sıkıntılarına rağmen, vatandaşlarımız yaşananları büyük olgunlukla karşılamış; Suriyeli göçmenlere son derece insani yaklaşmıştır. Buna karşın Suriye meselesi giderek büyümekte, kısa ve orta vadeli bir sorun olmaktan çıkmaktadır. Sorun, ülkemizi uzun dönemde de farklı boyutlarıyla etkileyecek kalıcı bir hal almaktadır. Ekonomik, sosyal, güvenlik, diplomatik ve siyasi boyutları olan bu meselenin karmaşıklığına uygun kapsamlı strateji ve yaklaşımların geliştirilmesi gerekmektedir. Bununla beraber en azından kısa dönemde bölge illerimizin sorunlarının hafifletilebilmesi için önerilen bazı tedbirler şu şekilde özetlenebilir: o Suriyelilerin kayıt altına alınması ve göçmenler için sağlıklı bir veri tabanı oluşturulması çalışmaları hızlandırılmalıdır. Suriyeli göçmenlere ilişkin sağlıklı bir veri tabanı oluşturulmalıdır. Suriyelilerin demografik gelişimleri (doğum, ölüm, evlilik, geriye göç, üçüncü bir ülkeye göç) bu veri tabanı aracılığıyla sıkı bir şekilde takip edilmelidir. o Suriyelilerin yoğun yaşadığı illerimizde Belediyelerin bütçeden aldığı pay artırılmalıdır. Belediye hizmetlerinin kalitesinde sıkıntı yaşanmaması için göçmenlerin yoğun olduğu illerde merkezi bütçeden belediyelere aktarılan kaynakların artırılması gerekmektedir. Hükümetin Şubat 2015 te Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa ve Hatay belediyelerine ilave kaynak temini önemlidir ancak yeterli değildir. Yapılması gereken bunun sistematik hale getirilmesidir. Ayrıca Suriyeli göçmenlerin bölge illeri arasında dengeli dağılımını sağlayarak yükün iller arasında dengeli paylaşımını temin edecek alternatif politikalar oluşturulmalıdır. o İhtiyaç olan illerde sağlık ve eğitim yatırımlarına hız verilmelidir. Barınma merkezleri dışında yaşayan Suriyelilerin yoğun olduğu illerimizde eğitim ve sağlık gibi alanlarda ek yatırım ihtiyacı dikkate alınmalıdır. Suriyelilerin SURİYE ve IRAK KRİZLERİ: TÜRKİYE NİN ÖDEDİĞİ FATURA 15

toplumsal uyumunu artırabilmek ve kayıp kuşak problemini engelleyebilmek için Suriyelilere dönük eğitim programları hızla geliştirilmeli ve uygulanmalıdır. o Bazı illerimizde (Gaziantep, Kilis) TOKİ eliyle yeni konutlar inşa edilmeli ve yeni imar alanlarının açılmasına dönük adımlar atılmalıdır. o Kaçakçılık ve kayıt dışılıkla etkin mücadele edilmelidir. Kaçakçılık Suriye ye komşu ve yakın illerimizde ciddi bir sorun haline gelmiştir. Bununla ilgili her türlü kolluk tedbiri alınmalıdır. Ayrıca yerel esnafın haksız rekabete uğramaması için Suriyelilerin eşit şartlarla iş hayatına dahil olması sağlanmalıdır. o Alternatif ulaşım güzergâhları geliştirilmeli, ulaşım maliyetlerini düşürecek adımlar atılmalıdır. Irak sınırımızda yeni gümrük kapılarının açılması çalışmaları hızlandırılmalı, gerekiyorsa ihracatçı firmalarımızın ulaşım maliyetlerini hafifletmek için EXIMBANK eliyle uygun koşullu kredi ve finansman imkanları sağlanmalıdır. o Suriyeli şirketlerin Türkiye de kalmasını sağlayacak modeller oluşturulmalıdır. Ülkemizdeki Suriyeli iş adamlarının Lübnan, Ürdün ve Arap coğrafyasındaki diğer ülkelerle olan ticari ilişkileri ülkemiz lehine kullanılabilir. Bu konuda Mersin iyi bir örnektir. Son yıllarda Mersin de Suriyelilerin kurduğu şirket sayısında ciddi bir artış olmuştur. Suriyeli iş adamlarının Türkiye deki yatırımlarını kalıcı hale getirecek imkân ve kolaylıklar sağlanmalıdır. o Suriye ve Irak ın yeniden yapılanmasının sunacağı ekonomik fırsatlar için şimdiden hazırlık yapılmalıdır. GAP ın sulama yatırımları hızlandırılmalı, Güneydoğu daki sınırlı sayıdaki Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri tamamlanmalı, yeni kapasiteler oluşturulmalı ve çeşitlilik artırılmalıdır. Ayrıca bölgede İnşaat Malzemeleri İhtisas OSB lerinin kurulmasına dönük projelerin şimdiden geliştirilmesi Suriye ve Irak ın yeniden inşa sürecinde ülkemiz açısından ciddi bir avantaj sağlayacaktır. 16 SURİYE ve IRAK KRİZLERİ: TÜRKİYE NİN ÖDEDİĞİ FATURA

GİRİŞ 18 Aralık 2010 tarihinde Tunus ta başlayan sosyal huzursuzluk, ayaklanma ve çatışmalar zaman içinde tüm Arap ve Kuzey Afrika coğrafyasına yayılarak bölgenin siyasi dengelerinde önemli değişiklikler yaratmıştır. Yaşanan olayların ardından Tunus, Sudan, Yemen, Mısır ve Libya da iktidarlar devrilmiştir. Yakın coğrafyada başlayan bu çatışma ve huzursuzluklar 2011 Mart ayında sınırımıza kadar ulaşmıştır. Suriye de baş gösteren karışıklıklar fiili bir iç savaşa dönüşmüştür. Arap ve Kuzey Afrika coğrafyasında başlayan karışıklıkların ilk günlerinde yaşananlara mesafeli duran AKP iktidarı, olayların Libya ya sıçraması ve dönemin liderinin devrilmesiyle tavrını değiştirmeye başlamıştır. Bu andan itibaren AKP iktidarı, komşularla sıfır sorun olarak takdim ettiği ve yakın komşularla ticari, siyasi ve diplomatik ilişkileri geliştirmeye dayanan dış politikayı bir kenara bırakmıştır. Bunun en somut örneği Suriye de yaşanmıştır. Suriye deki yönetimle 2007 den sonra yakın ilişkiler geliştiren, ortak Bakanlar Kurulu toplantıları yapan, vizeleri kaldıran AKP iktidarı, bir gecede bu politikasını değiştirerek Suriye deki iç savaşın tarafı haline gelmiştir. Suriye deki iç savaş bu ülkenin fiziki altyapısı kadar beşeri sermayesine de büyük darbe vurmuştur. Yaklaşık 4 milyon Suriyeli ülkelerini terk ederek Türkiye, Lübnan, Ürdün ve Irak gibi ülkelere sığınmak zorunda kalmıştır. Tablo.1: Suriyeli Sığınmacı Sayısının Ülkelere Göre Dağılımı Sığınmacı Sayısı Toplam İçinde Pay (%) Mısır 136.661 3.5 Irak 244.731 6.3 Ürdün 625.178 16.1 Lübnan 1.183.109 30.4 Türkiye 1.698.472 43.7 Toplam 3.888.151 100.0 Kaynak: BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), Mart 2015 itibariyle SURİYE ve IRAK KRİZLERİ: TÜRKİYE NİN ÖDEDİĞİ FATURA 17

Gerek Suriye deki karışıklıklar; gerekse Irak ta merkezi otoritenin bir türlü tesis edilememesi, silahlı gruplar için sınırımızda elverişli bir ortam yaratmıştır. Bu ortamı değerlendiren IŞİD in (Irak ve Şam İslam Devleti, Ad-Davla Al-Islāmiyya fi al- Irāq wash-shām) 2014 ortasında Musul u işgal etmesiyle bölgemizde yaşanan kaos yeni bir boyut kazanmıştır. IŞİD in Irak ve Suriye de yarattığı terör ve kargaşa 2014 ün son aylarında, Türkiye ye yönelik yeni bir insan göçünü tetiklemiştir. Türk toplumu, Suriye den Türkiye ye nüfus akınını, bunun sosyal ve ekonomik maliyetini bugüne kadar sorun haline getirmemiş, yaşanan gelişmelere insani açıdan yaklaşmış, Suriyeli sığınmacıların, dinine, diline ve etnik kökenine bakılmadan ülkemize kabul edilmelerini insani bir görev olarak görmüştür. Ancak, Suriye krizi kısa sürede çözüme kavuşabilecek bir sorun olmaktan çıkmıştır. AKP Hükümeti Suriye deki iç savaşın diğer ülkelerdeki gibi kısa sürede sonlanacağını düşünmüş, bu ülkedeki savaşın tarafı haline gelmiştir. AKP nin basiretsiz dış politikası ülkemizi siyasi, sosyal, güvenlik ve ekonomik boyutlarıyla tehdit etmektedir. Artan risk ve tehditlerin yanı sıra bölgede yitirilen ekonomik fırsat ve imkanlar da cabasıdır. Suriye krizinin derinleşmesi ve göçmenlerin ülkemizde kalış süresinin uzamasıyla bazı illerimizde sosyal huzursuzluğun arttığına dönük işaretler ortaya çıkmıştır. Bunlara dikkat edilmesi, ileriye dönük strateji ve politikaların zaman yitirmeden geliştirilmesi önem kazanmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi, Suriye krizinin başladığı ilk günden itibaren sorunun yakın takipçisi olmuştur. Geçtiğimiz yıl Irak ta yeni bir krizin patlamasıyla beraber Güney sınırlarımızdaki sorun yumağı daha da karmaşık hale gelmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi Irak krizini de yakından takip etmiştir. Gerek, ülkemize sığınan komşu ülke vatandaşlarının yaşam koşulları; gerekse bölge illerimizde vatandaşlarımızın karşılaştığı sıkıntılar TBMM gündemine taşınmış, Hükümetin bilgi ve dikkatine sunulmuştur. Cumhuriyet Halk Partisi Suriye deki iç savaş beşinci yılına yaklaşırken bölge illerimizdeki son durumu yerinde görmek amacıyla Ocak ve Şubat 2015 te Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin, Adana, Mersin, Hatay illerimizde milletvekili heyetlerimizle incelemelerde bulunmuştur. Ziyaret edilen illerimizde Sanayi Odaları, Ticaret Odaları, Organize Sanayi Bölgeleri, Ziraat Odaları, Esnaf ve Sanatkar Birlikleri, Türk Mühendis ve Mimar Odaları temsilcileriyle istişarelerde bulunulmuş, sorunlar ilk ağızdan dinlenmiştir. Yapılan 18 SURİYE ve IRAK KRİZLERİ: TÜRKİYE NİN ÖDEDİĞİ FATURA

ziyaretlerle her ilin Suriye ve Irak krizinden etkilenme derecesi ve illere özgü sorunlar yerinde tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu rapor, Suriye ve Irak krizlerinin Türkiye ve bölge illerimize etkilerini değerlendirmek, elde edilen gözlemleri paylaşmak ve sorunun çözümüne yönelik öneriler geliştirmek amacıyla hazırlanmıştır. Raporun ilk üç bölümünde Suriye ve Irak krizlerinin ülkemize etkileri toplumsal, güvenlik ve ekonomik boyutlarıyla ele alınmıştır. Çalışmanın dördüncü bölümünde illere yapılan ziyaretlerden elde edilen izlenimler ve iller özelindeki sorunlara yer verilmiştir. Beşinci bölümde ise sınır illerimizde yaşanan sorunların hafifletilmesi için acilen atılması gereken adımlar sıralanmıştır. I. Suriye ve Irak Krizlerinin Toplumsal Etkileri Türkiye, Suriye deki krizin ilk anından itibaren açık kapı politikası uygulayacağını dünya kamuoyuna ilan etmiş; bu karar zamanla açık sınır politikasına dönüşmüştür. Bunun neticesinde Suriye sınırımız adeta perfore sınır haline gelmiş, sınır güvenliğimiz kalmamıştır. Suriye den 2011 Nisan ayında başlayan göç, ilk zamanlarda büyük boyutlara ulaşmamıştır. 2012 yılının Haziran ayına kadar barınma merkezlerindeki Suriyeli sığınmacıların sayısı 25 bin civarında kalmıştır. Ancak, iç savaşın şiddetlenmesi ve uzamasıyla beraber, Suriye den ülkemize dönük nüfus hareketi de hızlanmıştır. Haziran ve Eylül 2012 arasındaki 3 aylık zaman diliminde kamplara yerleştirilen Suriyeli sığınmacıların sayısı 25 binden 75 bine çıkmıştır. 2012 Ekim ayı ortalarına gelindiğinde ise daha önce kritik sınır olarak ilan edilen 100 bin sığınmacı sayısı aşılmıştır. Suriye den Türkiye ye dönük yoğun nüfus hareketi 2013 yılı boyunca da devam etmiştir. 13 Haziran 2013 te kamplarda yerleşik sığınmacıların sayısı diğer bir psikolojik sınır olan 200 bini aşmıştır 1. 2014 sonlarında Irak ve Suriye de IŞİD saldırılarının ağırlaşmasıyla, Türkiye yeni bir göç dalgasıyla karşılaşmıştır. Bu yeni dalgada Irak tan 43 bin, Suriye den 197 bin civarında göçmen Türkiye ye sığınmıştır. 1 AFAD, 2014, Suriye den Türkiye ye Nüfus Hareketleri, Kardeş Topraklarındaki Misafirlik, syf:18. SURİYE ve IRAK KRİZLERİ: TÜRKİYE NİN ÖDEDİĞİ FATURA 19

Sonuç olarak AFAD verilerine göre barınma merkezlerinde (10 ilimizde 25 barınma merkezi bulunmaktadır) bugüne kadar 500 bin civarında Suriyeli konuk edilmiş, bunun yaklaşık 265 bini bir müddet sonra ülkelerine dönmüştür. Mart 2015 itibariyle Suriye ve Irak tan gelen ve kamplarda misafir edilen Suriyeli sığınmacı sayısının 270 bin civarında olduğu anlaşılmaktadır. Yine resmi makamların ve Birleşmiş Milletler in verilerine göre ülkemizdeki Suriyeli sığınmacı sayısının 1 milyon 700 bin civarında olduğu görülmektedir. 2 Ancak gayrı resmi rakamlar bunun 2 milyonun üzerinde olduğuna işaret etmektedir. Sonuç olarak Erzincan, Giresun, Gümüşhane, Kastamonu, Sinop, Tunceli, Bayburt, Ardahan, Iğdır illerini kapsayan 9 ilimiz dışında tüm illerimizde Suriyeli göçmenler ikamet etmektedir. Tablo.2: Barınma Merkezleri Dışındaki Suriyeli Sayısı, Kasım 2014 İtibariyle Şehir Suriyeli Sayısı İstanbul 330.000 Gaziantep 220.000 Hatay 190.000 Şanlıurfa 170.000 Mardin 70.000 Adana 50.000 Kilis 49.000 Mersin 45.000 Konya 45.000 Kahramanmaraş 44.000 Ankara 30.000 Bursa 20.000 Batman 20.000 Şırnak 19.000 Kocaeli 15.000 İzmir 13.000 Osmaniye 12.000 Antalya 10.000 Kayseri 9.500 Diyarbakır 5.000 Kaynak: T.C. İçişleri Bakanlığı, 5000 ve üzeri sayıda Suriyelinin yaşadığı iller. 2 https://www.afad.gov.tr/tr/haberdetay.aspx?id=5&icerikid=3386 20 SURİYE ve IRAK KRİZLERİ: TÜRKİYE NİN ÖDEDİĞİ FATURA

Bu yoğun Suriyeli nüfus akını, başta sınır illerimiz olmak üzere, ülkemizin demografik yapısını etkileyecek boyutlara ulaşmıştır. Resmi rakamlarla Türkiye ye gelen Suriyeli göçmen sayısı, Türkiye nüfusunun % 2,1 ine, gayriresmi rakamlarla ise % 2,6 sına tekabül etmektedir. Yine ülkemizdeki Suriyeli göçmen sayısı, 70 ilimizin nüfusundan fazladır. Bu yoğun göçten, kuşkusuz, sınır ve sınıra yakın illerimiz çok daha fazla etkilenmiştir. Demografik yapısı en hızlı değişen ilimiz Kilis tir. Kilis te yerel halktan her 100 kişiye karşılık 38 Suriyeli yaşar hale gelmiştir. Buna Kilis ilindeki kamplarda yaşayan Suriyeliler de eklendiğinde aynı rakam 67 ye çıkmaktadır. Tablo.3: Bölge İllerinin Nüfusuna Oranla Suriyelilerin Durumu Şehir Barınma Merkezi Dışındaki Suriyeli Sayısı(I) Barınma Merkezlerindeki Suriyeli Sayısı(II) Şehir Nüfusu (III) Suriyelilerin Şehir Nüfusu İçindeki Payı (I)/(III) Suriyelilerin Şehir Nüfusu İçindeki Payı (I+II)/(III) Adana 50.000 11.124 2.149.260 2,3 2,8 Mersin 45.000... 1.705.774 2,6 2,6 Hatay 190.000 14.735 1.503.066 12,6 13,6 Osmaniye 12.000 7.597 498.981 2,4 3,9 Gaziantep 220.000 33.070 1.844.438 11,9 13,7 Kilis 49.000 37.578 128.586 38,1 67,3 Şanlıurfa 170.000 79.665 1.801.980 9,4 13,9 Mardin 70.000 2.858 779.738 9,0 9,3 Kaynak: T.C. İçişleri Bakanlığı, AFAD, TÜİK, Şehir nüfusları 2013 itibariyledir. Bazı illerimizin demografik yapısındaki hızlı değişim beraberinde farklı sorunları da getirmiştir. Özellikle dil, kültür ve yaşam tarzından kaynaklanan farklılıklar toplumsal uyum konusunda sorun oluşturabilmektedir. Bu hızlı demografik değişim, bölgedeki aile yapısını da tehdit etmektedir. ORSAM ın tespitlerine 3 göre özellikle Kilis, Şanlıurfa, Hatay da çok eşlilik sorunu, çocuk yaştaki Suriyeli kızların istismarı ve bu illerimizde boşanmaların artması önemli bir sosyal yara olmaya başlamıştır. Yine şehirlerde dilencilik vakalarının artması, çocuk işçiler sorunu, uyuşturucu kullanımında artış diğer önemli toplumsal sorunlardır. 3 Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi, Ocak 2015, Suriyeli Sığınmacıların Türkiye ye Etkileri, syf:24. SURİYE ve IRAK KRİZLERİ: TÜRKİYE NİN ÖDEDİĞİ FATURA 21

Yoğun göç nedeniyle, kamu hizmetlerine erişimde ve kamu hizmetlerinin kalitesinde baş gösteren sıkıntılar, sosyal riski ve yerel halkta memnuniyetsizliği artıran bir diğer husustur. 22 Ekim 2014 tarihli Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren Geçici Koruma Yönetmeliği ile Suriye uyruklular geçici koruma kapsamına alınmıştır. Böylece Suriyeli sığınmacıların sağlık ve eğitim hizmetlerinden ücretsiz istifade etmelerinin önü kanunen açılmıştır. Bu, özellikle göçmen yoğunluğunun yüksek olduğu, Kilis, Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa gibi illerimizde vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine erişiminde sıkıntılarını artırabilecek bir durumdur. Nitekim, yapılan saha çalışmaları ve milletvekili heyetlerimizin ziyaretlerinden elde edilen izlenimler yerel halkta da bu yönde güçlü şikayetlerin olduğunu göstermektedir. Suriye den göç eden nüfusun büyük bir bölümü 19-54 yaş aralığındadır. Diğer taraftan, resmi rakamlara göre, ülkemizde eğitim çağında 500 bin kadar Suriyeli sığınmacı bulunmaktadır. Eğitim çağındaki Suriyelilerin sadece 175 binine eğitim hizmeti verilebilmektedir. Sunulan bu eğitim hizmetlerinin ideal ölçüde olmadığı yine resmi makamların ifadelerine yansımaktadır 4. Dolayısıyla göçmenlerin yoğun yaşadığı illerimizde kamu hizmetlerine erişim ve hizmetlerin niteliğinde başlayan sıkıntıları aşmak üzere devletin ilave sağlık ve eğitim yatırımlarını bir seçenek olarak düşünmesi yerinde olacaktır. II. Suriye ve Irak Krizlerinin İç ve Dış Güvenliğimize Etkileri Suriye ve Irak ta yaşanan kaos Türkiye nin iç ve dış güvenliğini tehdit eder hale gelmiştir. Suriye ile ilk güvenlik krizi Haziran 2012 de bir savaş uçağımızın Doğu Akdeniz sularında düşürülmesi ile yaşanmıştır. Düşen uçakta iki subayımız şehit olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti bu tarihten sonra Suriye ye dönük angajman kurallarını değiştirmiştir. Değişen angajman kurallarının ardından Eylül 2013 te bir Suriye helikopteri, Mart 2014 te ise bir Suriye savaş uçağı sınırlarımızda düşürülmüştür. 4 Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuşun 15 Ocak 2015 tarihli basın toplantısında verilen bilgilerden derlenmiştir. 22 SURİYE ve IRAK KRİZLERİ: TÜRKİYE NİN ÖDEDİĞİ FATURA

Suriye deki çatışmalar Türkiye de, sivil can kayıplarına da neden olmuştur. Ekim 2012 de, Suriye tarafından ateşlenen bir top mermisi, Şanlıurfa nın Akçakale ilçesinde 5 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Suriye deki krizin Türkiye ye en acı yansıması ise Hatay ın Reyhanlı ilçesinde gerçekleşmiştir. İlkin Şubat 2013 de Reyhanlı ilçesi Cilvegözü Sınır Kapısı na düzenlenen bombalı saldırıda 4 vatandaşımız yaşamını yitirmiştir. Bunun hemen ardından Mayıs 2013 te Reyhanlı ilçe merkezinde gerçekleştirilen bir başka terörist saldırıda 52 vatandaşımız yaşamını kaybetmiş, 146 kişi ise yaralanmıştır. Türkiye, Irak ve Suriye de güç kazanan IŞİD teröründen de olumsuz etkilenmiştir. Mart 2014 te Niğde nin Ulukışla ilçesinde teröristlerce gerçekleştirilen saldırıda bir polisimiz ve bir askerimiz şehit olmuş, bir vatandaşımız yaşamını kaybetmiştir. IŞİD in 2014 ortasında Musul u işgal etmesi ve konsolosluğumuzu basarak diplomatik misyonumuzdaki 49 vatandaşımızı rehin almasıyla Türkiye kendisini yeni bir krizin içerisinde bulmuştur. Vatandaşlarımız 3,5 ay bu terörist grubun elinde rehin kalmıştır. 2015 Nisan ayı itibariyle diplomatik misyonumuz halen işgal altındadır. Türkiye, bu kargaşada, sadece diplomatik misyonunu değil; sınırları dışındaki tek toprak parçasını da kaybetmiştir. Suriye de Halep e bağlı Karakozak Köyü nde yer alan ata emaneti, ecdad yadigârı Süleyman Şah Türbesi ve türbeyi korumakla görevli Süleyman Şah Saygı Karakolu, 21-22 Şubat 2015 tarihinde yapılan bir gece operasyonuyla boşaltılmış, türbe ve karakol yıkılmıştır. Suriye de ve Irak ta yaşanan savaş Güney sınırlarımızı radikal örgütler için önemli bir yaşam alanı haline getirmiştir. Özellikle savaşın ilk dönemlerinde AKP Hükümeti bu yabancı militanların sınırlarımızdaki hareketine seyirci kalmış, radikal örgütlerin bölgede kök salmasına müsaade etmiştir. Güney sınırlarımızın Peşaverleşmesi olarak tanımlanabilecek bu durum ülkemiz için artık ciddi bir tehdittir. Türkiye ye Güney sınırlarımızdan terör saldırılarının ithal edilmesi ihtimali oldukça artmıştır. Yine bu çerçevede, Irak ve Suriye de radikal örgütler bünyesinde çarpışan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ciddi bir sorun haline gelmiştir. Sayısı tam olarak bilinmemekle beraber, resmi ağızlar 500-700 Türk ün IŞİD saflarında savaştığını ifade SURİYE ve IRAK KRİZLERİ: TÜRKİYE NİN ÖDEDİĞİ FATURA 23

etmektedir. 5 Türkiye, coğrafi konumu nedeniyle Suriye ve Irak taki radikal örgütlere katılmak isteyen başka ülke vatandaşlarının da ulaşım güzergâhı üzerindedir. Nitekim Türkiye, bugüne kadar, bu örgütlere katılmak üzere ülkemize gelen 1165 yabancı uyrukluyu sınır dışı etmiş, 7250 sine ise Türkiye ye giriş yasağı koymuştur. Suriye deki gelişmelerin sınır güvenliğimiz açısından sıkıntı yarattığı bir diğer husus ise artan kaçakçılık faaliyetleridir. Bu konuda henüz 2014 verileri yayımlanmamakla beraber, son bir kaç yılda özellikle akaryakıt, tütün mamulleri ve emtia kaçakçılığında hızlı artış olduğu görülmektedir. Kaçakçılık faaliyetlerinin en çok arttığı illerimiz ise Adana, Hatay, Gaziantep gibi sınıra yakın illerimizdir. Nitekim 2011-2013 döneminde sınıra yakın bölge illerimizde kaçakçılık olaylarında % 78,8 artış olmuştur. Yine Türkiye deki her 100 kaçakçılık olayının yaklaşık 39 u bu bölgede gerçekleşmektedir. Tablo.4: Kaçakçılık Olaylarının İllere Göre Gelişimi (Olay Sayısı) Şehirler 2011 2013 Değişim (%) Mersin 1.255 1.078-14,1 Adana 1.021 3.426 235,6 Hatay 1.645 3.249 97,5 Osmaniye 302 477 57,9 Kilis 184 333 81,0 Gaziantep 901 1.732 92,2 Şanlıurfa 702 540-23,1 Mardin 297 444 49,5 İl Toplamı(I) 6.307 11.279 78,8 Türkiye(II) 17.776 29.239 64,5 (I)/(II)*100 35,5 38,6 Kaynak: Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Raporları Türkiye nin huzur ve güvenliği açısından sıkıntı yaratabilecek diğer bir husus, ülkemizdeki Suriyelilerin toplumsal uyumudur. Bugüne kadar Türk toplumu Suriye sorununa ve insan göçüne insani boyuttan bakmış, gelenlerin dinine, diline ve etnik kökenine bakmaksızın ülkemize kabulünü ve misafir edilmesini benimsemiştir. Nitekim yapılan çalışmalar 6, toplumumuzun Suriyelileri zulümden kaçan insanlar ve misafir olarak görme eğiliminin yüksek olduğunu göstermektedir. 5 http://www.hurriyetdailynews.com/turkey-concerned-by-return-of-turkish-isil-fighters-. aspx?pageid=238&nid=76945&newscatid=338 6 Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi, Kasım 2014, Türkiye deki Suriyeliler: Toplumsal Kabul ve Uyum Araştırması 24 SURİYE ve IRAK KRİZLERİ: TÜRKİYE NİN ÖDEDİĞİ FATURA

Bununla birlikte toplumumuzdaki bu algı Suriyelilerin ülkemizde geçici bir süre bulunduğunu ve zamanı geldiğinde ülkelerine dönecekleri şeklinde bir beklentiyi de içermektedir. Ancak aynı çalışmalarda Suriyelilerin kendilerine misafir denmesinden sıkıntı duyduğu ve Suriyelilerin Türkiye de kalma eğiliminin giderek arttığı anlaşılmaktadır. Nitekim saha ve anket çalışmaları Türkiye ye gelen Suriyelilerin üçte birinin Suriye deki evlerinin tamamen yok olduğunu göstermektedir 7. Bu nedenle özellikle Suriyeli kadınlarda Türkiye de kalma eğiliminin güçlü olduğu anlaşılmaktadır. Buna karşın Türk halkının Suriyelilerin Türkiye de kalmasının büyük sorunlara yol açacağı yönünde bir kanaate sahip olduğu da görülmektedir. Halkın % 76,5 i bu yönde bir kanaat bildirmektedir. Yine bu çalışmalarda toplumun % 73,3 ünün Suriyelilerin sadece kamplarda barındırılması istediği anlaşılmaktadır. 8 Dolayısıyla Suriyelilerin ülkemizde kalma süresinin uzamasıyla beraber toplumsal hoşnutsuzluk ve sıkıntıların artması ihtimali bulunmaktadır. Şu ana kadar eldeki veriler Suriyelilerin çok büyük asayiş sorunu yarattığına işaret etmemektedir. Ancak 2014 ün yaz aylarında Gaziantep, Maraş ve Adana illerimizde yerel halk ve Suriyeliler arasında yaşanan olayları dikkatle ele almak gerekmektedir. III. Suriye ve Irak Krizlerinin Ekonomimize Etkileri Suriye ve Irak krizleri farklı zaman dilimlerinde Türkiye ekonomisini olumsuz etkilemiştir. Suriye deki iç savaş özellikle 2012 ve 2013 te, Irak taki kargaşa ise 2014 yılında Türkiye ekonomisini olumsuz etkilemiştir. Resmi makamlara göre, 2011 den bugüne kadar, Suriyelilerin ülkemizde konaklaması için harcanan para 5,5 milyar $ a ulaşmıştır. Buna karşın yurtdışından alınan mali destek bunun sadece % 4,5 i (250 milyon $) kadardır 9. Vatandaşlarımızın büyük bölümü, Suriye krizi ve sığınmacılar nedeniyle, Türkiye ekonomisinin zarar gördüğünü düşünmektedir. Halkın neredeyse % 71 i sığınmacılar nedeniyle Türkiye ekonomisinin zarara uğradığı kanaatindedir. 7 T.C. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Suriye den Türkiye ye Nüfus Hareketleri, Kardeş Topraklarındaki Misafirlik, 2014 8 Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi, Kasım 2014, Türkiye deki Suriyeliler: Toplumsal Kabul ve Uyum Araştırması syf: 37-38 9 Cumhurbaşkanı nın 21 Ocak 2015 tarihinde İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği 10. Konferansında yaptığı konuşmada verilen rakamlardır. SURİYE ve IRAK KRİZLERİ: TÜRKİYE NİN ÖDEDİĞİ FATURA 25

Tablo.5: Vatandaşlar Nezdinde Suriyelilerin Ekonomiye Yük Olma Algısı Önermeler Kesinlikle Katılıyorum % Katılıyorum % Ne Katılıyorum, Ne Katılmıyorum % Katılmıyorum % Kesinlikle Katılmıyorum % Bu kadar sığınmacıya bakılması Türkiye nin ekonomisine zarar vermektedir. Türkiye de yardıma muhtaç yüksek sayıda vatandaş varken, vergilerimin suriyeli sığınmacılara harcanmasına karşıyım. 29,0 41,7 7,8 17,2 4,2 26,7 33,5 11,5 23,4 5,0 Kaynak: Hacettepe Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi, Kasım 2014, syf:30 Sığınmacıların konuk edilmesi için ortaya çıkan doğrudan maliyetlerin yanında ülkemiz ticaret, ulaştırma ve lojistik kanalından da olumsuz etkilenmiştir. Yine sınıra yakın bazı bölge illerinde artan konut fiyatları ve kiralar vatandaşlarımız nezdinde ekonomik sıkıntıyı artıran bir diğer husustur. Suriye ve Irak krizlerinin dış ticaret ve ulaştırma kanalından yarattığı bu sıkıntılara karşın; krizler bir takım fırsatları da beraberinde getirmiştir. Her şeyden önce Suriye den gelen 2 milyon civarında nüfus, ekonomiye ilave tüketim ve yatırım talebi enjekte etmiştir. Bunun yanı sıra Suriyeli iş adamları ülkemizin ticareti hayatında yer almaya başlamıştır. Nitekim TOBB verilerine göre Türkiye de kurulan yabancı sermayeli şirketler arasında Suriye uyrukluların kurduğu şirketler önemli rakamlara ulaşmıştır. 2013 te Suriyeliler tarafından kurulan anonim şirket sayısı 20 iken; 2014 te % 75 artarak 35 e çıkmıştır. 2014 te Suriyelilerin Türkiye de kurduğu limited şirket sayısında ise adeta patlama yaşanmıştır. 2014 te Suriyeliler tarafından kurulan limited şirket sayısı % 161 artarak 1222 ye ulaşmıştır. 2014 te Türkiye de kurulan yabancı sermayeli limited şirketlerdeki her 100 TL lik sermayenin 30 TL si Suriye uyruklulara aittir. 2014 te Suriyelilerin kurduğu şirketlerdeki toplam sermaye ise % 163 artarak 196,4 milyon TL ye ulaşmıştır. Dolayısıyla Suriye sermayesinin sınır ve Doğu Akdeniz illerimizin ekonomilerine belirli bir canlılık getirdiğini söylemek yanlış olmayacaktır. 26 SURİYE ve IRAK KRİZLERİ: TÜRKİYE NİN ÖDEDİĞİ FATURA

Tablo.6: Suriyelilerin Kurduğu Yabancı Sermayeli Şirketler Anonim Şirket Limited Şirket Toplam Sayı Sermayesi (TL) Sayı Sermayesi (TL) Sayı Sermayesi (TL) 2013 20 4.481.500 469 70.328.415 489 74.809.915 2014 35 14.998.000 1.222 181.440.925 1.257 196.438.925 % Artış 75,0 235,0 161,0 158,0 157,0 162,6 Kaynak: TOBB, Kurulan/Kapanan Şirket Sayıları İstatistikleri III.1. İhracat ve Turizm Üzerine Etkileri Suriye ve Irak ta yaşanan iç karışıklık ve savaşlar ekonomimizi en fazla ticaret kanalı üzerinden etkilemiştir. Suriye deki iç savaş 2012 de ihracatımızın ciddi darbe yemesine neden olmuştur. 2014 te Suriye ye yapılan ihracat bir miktar toparlansa da kriz öncesi (2010) seviyelerine halen gelememiştir. Irak ta yaşanan IŞİD kaynaklı kriz ise 2014 te ihracatımız üzerinde ek bir baskı yaratmıştır. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre 2014 te Irak a yapılan ihracat % 10,1 gerileyerek 10,7 milyar $ a inmiştir. 10 2014 te Irak a yapılan ihracat düzey olarak 1,2 milyar $ gerilerken, Suriye ye yapılan ihracat 554 milyon $ artmıştır. Sonuçta geçen sene ülkemizin her iki ülkeye yaptığı ihracat 639 milyon $ düşmüştür. 10 Türkiye nin Suriye ve Irak a yaptığı ihracat rakamları, tüm illerin söz konusu pazarlara yaptığı ihracatların toplamından oluşmaktadır. SURİYE ve IRAK KRİZLERİ: TÜRKİYE NİN ÖDEDİĞİ FATURA 27

Suriye'ye ve Irak'a Yapılan İhracatımız (Milyon $) 12.000 10.000 8.000 Milyon $ 6.000 4.000 2.000-2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 Suriye 398 567 616 833 1.134 1.385 1.853 1.592 501 911 1.465 Irak 1.844 2.728 2.645 2.825 3.912 5.125 6.022 8.272 10.748 11.856 10.663 Suriye ve Irak'a Yapılan İhracatın Gelişimi (Yıllık % Değişme) 100,0 80,0 60,0 40,0 Değişme % 20,0 0,0-20,0-40,0-60,0-80,0 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 Suriye 42,5 8,7 35,2 36,1 22,2 33,7-14,1-68,6 82,0 60,8 Irak 48,0-3,0 6,8 38,5 31,0 17,5 37,4 29,9 10,3-10,1 Kaynak: Türkiye İhracatçılar Meclisi 28 SURİYE ve IRAK KRİZLERİ: TÜRKİYE NİN ÖDEDİĞİ FATURA

Bölge illerinin (Adana, Gaziantep, Hatay, Kilis, Mardin, Mersin, Osmaniye, Şanlıurfa) toplam ihracatı içinde Suriye ye yapılan ihracat son yıllardaki artışa rağmen nispeten düşüktür. Buna karşın Irak pazarı bölge için daha büyük öneme sahiptir. Nitekim 2014 itibariyle bu bölgenin her 100 dolarlık ihracatının 6,4 doları Suriye pazarına, 31 doları ise Irak pazarına yapılmıştır. Yine bu kapsamda Mardin ilimizin ihracatının neredeyse tamamının Irak pazarına dönük olduğu görülmektedir. Benzer biçimde Şanlıurfa nın gerçekleştirdiği ihracatın yarısı, Gaziantep in ihracatının üçte biri Irak pazarına yapılmaktadır (Bakınız Ek Tablo.1). Irak krizi nedeniyle, 2014 te, ihracatta en fazla kayba uğrayan illerimiz Şırnak (379,5 milyon $), İstanbul (292,4 milyon $) ve Mardin (189.4 milyon $) iken; Gaziantep in Irak a ihracatı 2014 te 130,5 milyon $ gerilemiştir. Mersin in ihracatı ise aynı dönemde 147 milyon $ artmıştır. 2014 te Adana, Gaziantep, Hatay, Kilis, Mardin, Mersin, Osmaniye ve Şanlıurfa dan oluşan bölge illerinin tamamının Irak ihracatı % 5 gerileyerek (225 milyon $) 4,3 milyar $ a inmiştir (Bakınız Ek Tablo.2). 2014 te Suriye yle yapılan ticaretin nispeten canlanması, bölge illerinin Irak pazarındaki kaybını dengelemiştir. Nitekim, tüm bölgenin Suriye ile yaptığı ihracatta 2014 te görülen 298 milyon $ lık artış, Irak taki 225 milyon $ lık kaybı telafi etmiştir. Dolayısıyla, 2014 te, bölge illerinin her iki ülkeye yaptığı toplam ihracat net 72,5 milyon $ artmış, Irak ta yaşanan kayıp Suriye ile telafi edilmiştir. Bununla birlikte bölge içindeki illerin durumunda farklılıklar bulunmaktadır. Örneğin Mardin ilimizin 2014 te her iki pazardaki ihracat kaybı 173 milyon $ ile nispeten büyük olmuştur. Aynı dönemde Gaziantep ilimizin her iki pazarda toplam kaybı yaklaşık 40 milyon $ dır. Şanlıurfa nın 2014 te her iki pazardaki net kaybı 14 milyon $ civarında iken; Mersin her iki ülkeye olan ihracatını 217 milyon $ artırmış ve bölge illerinden belirgin şekilde ayrışmıştır. SURİYE ve IRAK KRİZLERİ: TÜRKİYE NİN ÖDEDİĞİ FATURA 29

Tablo.7: Bölge İllerinin 2014 te Suriye ve Irak a İhracatı (Milyon $) Suriye'ye Yapılan İhracat (Milyon $) Irak'a Yapılan İhracat (Milyon $) 2013 2014 Fark 2013 2014 Fark Net Etki Adana 46,4 58,6 12,2 346,8 343,7-3,1 9,1 Gaziantep 279,8 370,9 91,1 2.330,5 2.200,0-130,4-39,3 Hatay 122,6 226,6 104,1 277,8 214,9-62,9 41,2 Kilis 12,3 27,0 14,7 4,9 4,6-0,3 14,4 Mardin 10,0 26,3 16,4 1.003,4 814,1-189,2-172,9 Mersin 73,3 143,5 70,2 414,9 561,7 146,9 217,0 Osmaniye 2,9 1,2-1,7 18,9 37,2 18,3 16,6 Şanlıurfa 39,5 30,1-9,4 128,8 124,5-4,3-13,7 Bölge Toplamı Türkiye Toplamı 586,7 884,3 297,6 4.525,9 4.300,7-225,1 72,5 911,2 1.465,1 553,9 11.856,3 10.662,9-1.193,4-639,5 Kaynak: Türkiye İhracatçılar Meclisi Suriye deki iç savaş, bu ülkeye en çok ihracat yapan illerimizin kompozisyonunu da etkilemiştir. Savaştan önce (2010) Suriye ye yapılan ihracatımızın % 61,6 sını Kocaeli, İstanbul ve Ankara yaparken; iç savaşın ardından bu değişmiştir. 2014 te Suriye ye yapılan ihracatın % 57 si Gaziantep, İstanbul ve Hatay illerimiz tarafından gerçekleştirilmiştir. Tablo.8: Suriye ye En Çok İhracat Yapan İllerimiz (Milyon $) Şehir 2010 Şehir 2014 Kocaeli 496,1 Gaziantep 370,9 İstanbul 441,2 İstanbul 237,2 Ankara 203,3 Hatay 226,6 Gaziantep 120,3 Mersin 143,5 Hatay 107,0 Karaman 61,2 Kaynak: Türkiye İhracatçılar Meclisi 30 SURİYE ve IRAK KRİZLERİ: TÜRKİYE NİN ÖDEDİĞİ FATURA

İç savaşın ardından Türkiye nin Suriye ye ihracatı gerilemiştir. Bununla beraber, Suriye deki iç savaş Mersin, Gaziantep ve Hatay illerimizin bu ülkeye ihracatında kayda değer artışlara neden olmuştur. Mersin in Suriye ye ihracatı 2010-2014 arasında % 735,4 artarak 143,5 milyon $ a çıkarken, Gaziantep in ihracatı aynı dönemde % 208,4 artarak 370,9 milyon $ a ulaşmıştır. Adana, Mersin, Hatay, Osmaniye, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa ve Mardin illerimizin Suriye ye toplam ihracatı 2010-2014 arasında % 117 artarak 884,3 milyon $ a ulaşmıştır. Bu sekiz il 2014 te Suriye ye ihracatın % 60 ını gerçekleştirmiştir. (Bakınız Ek Tablo.3) Suriye deki savaşın ardından ihracatımızın kompozisyonunda da önemli değişiklikler olmuştur. Birleşmiş Milletler in verilerine göre 2010 da Türkiye den Suriye ye ihraç edilen ürünler daha çok ara malı ve sermaye malı niteliğinde iken, 2013 te ihraç edilen ürünlerin bileşiminin temel ihtiyaç mallarına dönüştüğü dikkati çekmektedir. Kuşkusuz bu beklenen bir gelişmedir. Suriye ekonomisinin çökmesi ve uzayan iç savaş ile beraber ülkenin talep yapısı ve ithal ettiği ürünlerin özellikleri de farklılaşmıştır. Tablo.9: Türkiye nin Suriye ye En Çok İhraç Ettiği 5 Ürün Grubu (Milyon $) Ürünler 2010 Ürünler 2013 Mineral Yakıtlar, Yağlar ve İlgili Ürünler 587,9 Gıda ve Canlı Hayvanlar 370,6 Başlıca Sınıflara Ayrılan İşlenmiş Ürünler 585,6 Başlıca Sınıflara Ayrılan İşlenmiş Ürünler 220,3 Makine ve Ulaşım Ekipmanları 210,4 Hububat ve Hububat Ürünleri 155,6 Gıda ve Canlı Hayvanlar 199,7 Başka Yerde Gösterilemeyen Ürünler 125,7 Hayvansal, Bitkisel Katı ve Sıvı Yağlar, Kimyasallar ve Türevleri 104,6 Mumlar Kaynak: BM Comtrade Veri Tabanı, SITC Rev.3 Sınıflamasına Göre 120,3 Suriye ye ihracat 2014 yılında kısmen toparlansa da 2011-2014 döneminde Suriye pazarında potansiyel ihracat kaybımız büyüktür. İç savaştan önce bu ülkeye gerçekleştirdiğimiz ihracat önemli bir artış eğilimi yakalamışken; savaş bu SURİYE ve IRAK KRİZLERİ: TÜRKİYE NİN ÖDEDİĞİ FATURA 31