İçinden deniz geçen sohbetlerin ana konusudur denizciliğimiz ve denize bakışımız. Yelkene ilgi yok. Basın yelken haberlerine yer vermiyor diye yakınırız. Peki deniz bu ilgiden payına düşeni alıyor mu? Hürriyet yazarı Gila Benmayor,bugünkü yazısını TURMEPA nın bir araştırmasından yola çıkarak kaleme almış. İstanbul ve İzmir i ve eski ticaret yolu üzerindeki kıyı kentlerini dışında tutup, Batı sahillerimi zden başlayarak Güneye inen kıyılarda eskiden hiç bina olmaması dikkatinizi çekti mi? Bu alanı Akdeniz e dek yaymak mümkün. DEĞERSİZ ARSALAR KIZLARIN Denizden uzak yaşayan ve tarımla ilgilenen toprak sahipleri tarafından "üzerinde ev yapmaya bile değmeyecek" bu arsalar hep kız çocuklara bırakılmış. Değerli olan tepelerdeki "ekili ya da tarıma elverişli alanlar da erkek çocuklarına 1 / 6
Kıyılarımızdaki ilk yerleşimler, ticaret yolu üzerindeki Finike, Kaş, Bodrum, Çeşme, Ayvalık gibi nokta lar Hatta Noktacıklar. Ama gün olup da devran dönünce sahillerimizin değeri anlaşılmış ve deniz kenarında değersiz arsalara sahip köylü kızları paraya para dememişler Bu konu içinde deniz geçen sohbetlerde hemen öne çıkar. Turizmi keşfetmemizle birlikte bu değersiz arsaların hızla servete dönüşmesi ortaya turist ik tesisler, muhteşem tatil köyleri, çok yıldızlı oteller ve lüks siteler çıkardı. Ama bizi daha denizci yapmadı. {highslide}galeri/eski_moda_01.jpg&captiontext:'eskilerden bir Moda görüntüsü...'{/highslide}{highslide}galeri/eski_moda_02.jpg&captiontext:'küçük Moda'dan Kalamış Koyu... Her yer irili ufaklı teknelerle dolu. Lüks tekneler... O zaman henüz keşfedilmemiş.. :) '{/highslide}{highslide}galeri/simdiki_moda.jpg&captiontext:'ve bugünkü Moda... Denizi doldurup sahile kayaları yığmış, üzerini de çimle kaplayıp park haline getirmişiz... Eski ve yeni görüntüler yan yana... Hangisi daha güzel görünüyor? Yorum size kalmış.'{/highslide} DENİZE BAKIŞIMIZ Yurdumuzun üç yanının deniz, İstanbul un da İçinden deniz geçen bir kent olmasına rağmen ne denli deniz ci old uğumuz tartışma kaldırır. Deniz kenarında kadeh kaldırma yerine ormana gidip mangal yakma daha çok tercih edilir. Taşımacılığımız ağırlıklı olarak karayolu odaklı, tıpkı ulaşım sistemimiz gibi Vapur seferlerini arttı 2 / 6
rmak, yeni hatlar açmak yerine Boğaz ın üzerine köprü yapmak ilk akla gelen çözüm. Kıyıları güzelleştirmek için marina, kayıkhane inşa etmek yerine denizi toprakla doldurup üzerini çimlendirerek parklar ortaya çıkartmayı nedense pek severiz. Peki neden böyleyiz? Neden denizle sadece bir avuç insan ilgilidir? Neden denizle barışık değiliz? Bu konuda Hürriyet Gazetesi yazarı Gila Benmayor, köşesini TURMEPA nın bir araştırmasından yola çıkarak hazırladı. Yazısı bazı ayrıntılara dikkat çekiyor. Serdar BAPOĞLU Denizi tanımayan İstanbullu 150 bin çocuk Yeryüzünde ortasından deniz geçen tek şehir İstanbul. îstanbul her şeyden önce deniz demek. Gününe göre mavi ya da yeşil olan Marmara Denizi'ni hayatında görmemiş olan, yosun kokusunu hiç içine çekmemiş olan İstanbull u olabilir mi? Deniz Temniz Derneği, TURMEPA nın tespitine göre bal gibi olur. 3 / 6
2007 yılından beri Türkiye çapında Milli Eğitim Bakanlığı'yla birlikte "Sınırsız Mavi" Projesini yürüten T URMEPA, İstanbul 'daki okullara gönderdiği soru-cevap anketlerinden 150 bin öğrencinin denizle hiç tanışmamış olduklannı tespit etmiş. Ancak TURMEPA Genel Müdürü Levent Ballar, 2012 yılına kadar devam edecek projenin henüz sekizinci sınıf çocuklarına kadar ulaştığını, daha üst sınıflara gelince denizi görmemiş çocuk" sayısının artacağını söylüyor. Ballar'a göre, bu çocukların ailelerini de hesaba katarsanız İstanbul'da hiç denizi görmemiş olanların sayısı pekâlâ 2 ila 3 milyona ulaşabilir. Peki bu insanlar denizle nasıl tanışacak? TURMEPA bu konuda 23 Nisan Çocuk Bayramı nedeniyle müthiş bir adım atıyor. 150 bin çocuk arasından seçilen 3 bin 200 çocuğu İDO'nun gıcır gıcır Fatih vapuruyla, üç ayrı seferde Marmara Denizi 'nd e geziye çıkartıyor. ESKİ İSTANBULLU YENİ İSTANBULLU Çocuklar Güngören, Sarıgazi, Atışalanı, Bağcılar gibi ilçelerden. İstanbul dışında olduğum için geziyi kaçırdım. Levent Ballar, denizi şimdiye kadar sadece televizyondan izlemiş çocukların şaşkınlıklarını, heyecanlarını anlatıyor. 4 / 6
"Denizin rengine, büyüklüğüne şaşırdılar en çok" diyor. TURMEPA çocukları denizle buluşturmaya devam edecek. Daha çok deniz kirliliğiyle savaşan bir sivil toplum kuruluşu (STK) olarak üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor. Denizi hiç görmemiş İstanbullu olabilir mi diye sormuştum. Osmanlı Bankası Müzesi geçenlerde yaptığı bir sempozyumun başlığını "Eski İstanbullular, Yeni İstanbullular" koymuştu. Sanırım kıyılardan çok uzaklarda yaşadıkları için denizi tanımayanlara "Yeni İstanbullular" diyebiliriz. "Yeni İstanbulluların" şehrimizin güzellikleriyle, kültürel ve tarihi değerleriyle. İstanbul'u İstanbul yapan şeyleriyle tanışmalarını sağlamak sadece STK'ların işi mi? Belediyeler ne güne duruyor? Belediye seçimleri öncesi "sosyal barıştan", "sosyal projelerden" söz eden hem AKP li, hem CHP li adaylar hatırlıyorum. Vaatlerin hepsi rafa mı kalktı? Osmanlı Bankası Müzesi'ndeki sempozyumda 1950'terden sonra İstanbul nüfusunun tam 12 kat arttığının altı çizildi. Haliyle Yeni İstanbullular" şimdi "Eski İstanbullulara" göre çok daha kalabalık. Aralarında deniz görmeyeni de var, İstiklal Caddesi'ni duymamış olanı da. Mesele gecekondu mahallelerinden TOKİ'lere geçince de çözülmüyor yazık ki. 5 / 6
Kaynak: Gila BENMAYOR Hürriyet Gazetesi 6 / 6