TÜRK POLİS TEŞKİLATI NDA YAŞANAN MAĞDURİYETLER ve BUNUN TOPLUMA YANSIMALARI HAKKINDA RAPOR (2014-2015 YILLARI)



Benzer belgeler
FASIL 23 YARGI VE TEMEL HAKLAR

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI İDARİ TEŞKİLATI İMZA YETKİLERİ VE YETKİ DEVRİ YÖNERGESİ

.İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA. DAVACI:.-T.C. KİMLİK NO: MEB.. İl Milli Eğitim Müdürlüğü (Şahsa Bağlı) Eğitim Uzmanı. YAZIŞMA ADRESİ:...

Sayı : Konu : Tavsiye Kararı Talebi KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMUNA

Ş U B A T MALİ YÖNETİM MERKEZİ UYUMLAŞTIRMA DAİRESİ 2006 YILI FAALİYET RAPORU BÜTÇE VE MALİ KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Temsil Tazminatı. I-Genel Açıklama

KONYA DEFTERDARLIĞI İMZA VE YETKİ İÇ GENELGE

İDARİ YARGI DERSİ (VİZE SINAVI)

c) İdari personelin hizmet öncesi ve hizmetiçi eğitimi programlarını düzenlemek ve uygulamak, Daire Başkanı

MALİYE BAKANLIĞI PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ RAPOR TESPİT TABLOSU

(28/01/ 2003 tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır.) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan :

T.C ÇAYIROVA BELEDİYESİ HUKUK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ ETİK DAVRANIŞ İLKELERİ VE ETİK KOMİSYON YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İÇ DENETİM BİRİMİ BAŞKANLIĞI İÇ DENETİM TANITIM BROŞÜRÜ

T.C. FATİH BELEDİYE BAŞKANLIĞI EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV ve ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİYÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak

Doğal Gaz Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı HATA BİLDİRİM FORMU (Usulsüzlük, Yolsuzluk, Etik Kural İhlali)

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI İNSAN KAYNAKLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR

DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI KURULUŞ VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (OMBUDSMANLIK)

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Tabip ve Uzman Tabiplerden: Mazeret Durumu (Eş ve Sağlık) Atama Kurasına Başvuranların Gönderecekleri Belgeler:

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır.

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır.

Sayı : B.13.1.SGK.0.(İÇDEN).00.00/04 18/01/2008 Konu : İç Denetim Birimi GENELGE 2008/8

T.C. BURDUR İL ÖZEL İDARESİ İç Denetim Birimi 2015 YILI İÇ DENETİM FAALİYET RAPORU

KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULU KURULMASI VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI. HAKKINDA KANUN ileti5176

GAZĠANTEP BÜYÜKġEHĠR BELEDĠYESĠ ĠNSAN KAYNAKLARI VE EĞĠTĠM DAĠRESĠ BAġKANLIĞI GÖREV, YETKĠ VE SORUMLULUKLARI HAKKINDA YÖNETMELĠK

T.C. ÇİĞLİ BELEDİYE BAŞKANLIĞI İNSAN KAYNAKLARI VE EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜNÜN ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI TEKNİK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Sevilay ARMAĞAN Mimar. Şb. Md. Tel: KAPSAM

T.C. KÜÇÜKÇEKMECE BELEDİYESİ RUHSAT VE DENETİM MÜDÜRLÜĞÜ NÜN TEŞKİLAT, GÖREV VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA YÖNETMELİK I. KISIM BİRİNCİ BÖLÜM

DEVLET OPERA ve BALESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Ön Mali Kontrol İşlemleri Yönergesi. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

T.C. B A Ş B A K A N L I K Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü GENELGE 2001/23

Adli Yadım Bürosu ADLİ YARDIM BÜROSU

Belediyelerde Özel Kalem Müdürü Atamaları

T.C ALANYA BELEDİYESİ KIRSAL HİZMETLER MÜDÜRLÜĞÜ YÖNETMELİK

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU İKİNCİ DAİRE KARARI Esas No 2013/149. Karar No 2013/1034

T.C. ÇİĞLİ BELEDİYESİ HUKUK KOMİSYONU RAPORU. Karar:2011/16 29/03/2011 Konu: Disiplin Amirleri Yönetmeliği Ve Sicil Amirleri Yönetmeliği.

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

TÜRKİYE SAGLIK ENSTİTÜLERİ BAŞKANLIĞI STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Sorunlar ve Çözüm önerileri

GÖÇ İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAŞRA TEŞKİLATI KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. Resmi Gazete Tarihi: , Sayısı: 28821

T.C. ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ 2011 YILI BİRİM FAALİYET RAPORU

2012 MALİ YILI PERSONEL DAİRESİ BAŞKANLIĞI BİRİM FAALİYET RAPORU

BİR GRUP EĞİTİM-SEN ÜYESİ GÖREVİNDEN AYRILAN MUSTAFA ÖZCAN ALEYHİNE EYLEM YAPTI

30 Nisan 2015 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 29342

SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARI 4924 SAYILI KANUNA TABİ SÖZLEŞMELİ SAĞLIK PERSONELİ ATAMA VE YER DEĞİŞTİRME YÖNETMELİĞİ

: ANKARA BAROSU BAŞKANLIĞI

SAF GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. RÜŞVET VE YOLSUZLUKLA MÜCADELE POLİTİKASI

2013 YILI İÇ DENETİM PROGRAMI

T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI İSTANBUL BAŞAKŞEHİR BELEDİYESİ 2012 YILI DENETİM RAPORU

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

T.C. İzmir Bornova Belediyesi Strateji Geliştirme Müdürlüğü Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik

T.C. KOCAELİ 1. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2014/1327

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE SON 10 YILDA YAŞANAN GELİŞMELER BAŞBAKANLIK TEFTİŞ KURULU 2010

DERNEKLERi FEDERASYONU

2011 MALİ YILI PERSONEL DAİRESİ BAŞKANLIĞI BİRİM FAALİYET RAPORU

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

KAMU İÇ DENETİMİ STRATEJİ BELGESİ ( )

BALIKESİR SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MEMUR DİSİPLİN YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak, Tanımlar

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU BİLANÇO 05 MAYIS 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ

T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI MERSİN AKDENİZ BELEDİYESİ 2012 YILI DENETİM RAPORU

Kolluk, kamu düzenini sağlamaya

İNSAN KAYNAKLARI VE EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve İlkeler


Anayasa ve İdare Türk idare teşkilatı Anayasal bir kurumdur Anayasası belli başlıklar altında idari teşkilatlanmayı düzenlemiştir.

HAKKARİ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Personel Daire Başkanlığı. PERSONEL > Akademik Personel Şube Müdürlüğü

Esas Sayısı : 2015/60 Karar Sayısı : 2016/2

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

ETİK DEĞERLER VE DÜRÜSTLÜK

T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI Trabzon Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi PINAR ÖŞME PSİKOLOG

Başkentteki Yardımcı Kuruluşlar. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

T.C ÇAYIROVA BELEDİYESİ STRATEJİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

2012 YILI KURUMSAL MALİ DURUM ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ VE BEKLENTİLER RAPORU 2012 YILI KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU TEMMUZ-2012

ÖSYM SINAV GÖREVLİLERİNİ BELİRLEME, ATAMA VE ÜCRET ÖDEME İLKELERİ

2009 YILI BİRİM FAALİYET RAPORU

FAKTORİNG SEKTÖRÜ ETİK İLKELERİ

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır.

2016 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

DANIŞTAY BAŞKANLIĞINA Yürütmenin Durdurulması Taleplidir

geliştirmek ve bu kapsamda verilecek diğer görevleri yerine getirmek, verileri toplamak, analiz etmek ve yorumlamak,

TOBB - EKONOMİ ve TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ BİL YAZILIM MÜHENDİSLİĞİNDE İLERİ KONULAR FİNAL SINAVI 1 Nisan 2013

Merkezi İdarenin Taşra Teşkilatı. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukukî Dayanak ve Tanımlar

Sayfa 1/10

T.C. KONYA MERAM BELEDİYE BAŞKANLIĞI PLAN VE PROJE MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

YENİ VAKIFLAR KANUNUNA VE VAKIFLAR YÖNETMELİĞİNE SİVİL DEĞERLENDİRME

CİNSEL SALDIRILAR ACİL HEKİMİNİN SORUMLULUKLARI. Dr. Serhat KOYUNCU Gaziosmanpaşa Üniversitesi Acil tıp A.D

TC. ZEYTİNBURNU BELEDİYESİ RUHSAT VE DENETİM MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

(8) Dolayısıyla, iç denetçi atamaları yapılabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler (mahalli idareler hariç) tamamlanmıştır.

Tanımlar ve Kısaltmalar Madde 3- Bu Yönetmelikte geçen;

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır.

TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU KAMU HASTANELERİ BİRLİĞİ ATAMA VE ÖZLÜK İŞLERİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Mücadeleye İlİşkİn. Sözleşmesi. İstanbul. Sözleşmesİ. Korkudan uzak Şİddetten uzak

BAŞHUKUK MÜŞAVİRLİĞİ VE MUHAKEMAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (BAHUM)

Transkript:

TÜRK POLİS TEŞKİLATI NDA YAŞANAN MAĞDURİYETLER ve BUNUN TOPLUMA YANSIMALARI HAKKINDA RAPOR (2014-2015 YILLARI) Hazırlayanlar: Oktay KESKİN (E. Karabük Eski Emniyet Müdürü) Yüksel ÇELİK (E. Personel Eski Daire Başkanı) Av. Özer ZEYREK (E. Polis Başmüfettişi) Dr. Raşit POYRAZ (E. Asayiş Eski Daire Başkan Yrd.) Mart 2016

İÇİNDEKİLER AMAÇ VE KAPSAM...1 YÖNTEM...2 SINIRLILIKLAR...2 GİRİŞ...2 BİRİNCİ BÖLÜM: YILLARA GÖRE POLİSLERİN ATAMA SAYILARI ve BU DURUMUN YANSIYAN SONUÇLARI...12 1.1. POLİS ATAMA ve YER DEĞİŞTİRME MEVZUATI...12 1.2. Yıllara Göre Polis Atama Sayıları...13 1.2.1. Emniyet Teşkilatında Yıllara Göre Batı Batı Atamaları (1. Bölgeden 1. Bölgeye Personel Atamaları)...15 1.2.2. Emniyet Teşkilatında Yıllara Göre Batı Doğu Atamaları (1. Bölgeden 2. Bölgeye Personel Atamaları)...15 1.2.3. Emniyet Teşkilatında Yıllara Göre Doğu Batı Atamaları (2. Bölgeden 1. Bölgeye Personel Atamaları)...16 1.2.4. Emniyet Teşkilatında Yıllara Göre Doğu Doğu Atamaları (2. Bölgeden 2. Bölgeye Personel Atamaları)...17 1.3. 2014 ve 2015 Yıllarında Gerçekleştirilen Polis Atamalarının Devlet Bütçesine Getirdiği Maddi Yük...17 1.4. POLİS ATAMALARININ YANSIYAN GENEL SONUÇLARI...18 İKİNCİ BÖLÜM: POLİSLERİN ALEYHİNE AÇILAN SORUŞTURMALAR ve MESLEKTEN İHRAÇ EDİLEN POLİS SAYILARI (2014 VE 2015 YILLARI)...20 2.1. POLİSLERİN ALEYHİNE AÇILAN İDARİ SORUŞTURMA SAYILARI...20 2.2. POLİSLİK MESLEĞİNDEN İHRAÇ EDİLEN PERSONEL SAYISI...22 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: 6652 ve 6638 SAYILI KANUNLARIN EMNİYET TEŞKİLATINA YANSIMALARI VE SONUÇLARI...23 3.1. 6652 SAYILI KANUNUN EMNİYET TEŞKİLATINDA MEYDANA GETİRDİĞİ ETKİ VE SONUÇLARI...23 3.2. 6638 SAYILI KANUNUN EMNİYET TEŞKİLATINDA MEYDANA GETİRDİĞİ ETKİ VE SONUÇLARI...25 3.2.1. Emniyet Müdürlerinin Zorla Emekli Edilmesi...25 3.2.2. Polislerin Farklı Kamu Kurum ve Kuruluşlara Atanması...30 3.2.3. Polis Eğitim Kurumlarını Başarı İle Bitiren Polis Memuru ve Komiser Yardımcısı Adaylarına Mülakat Sınavı Engeli...32 3.2.4. Polis Koleji ve Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi nin Kapatılması ve Akademisyenlerin Tasfiyesi...33 3.2.4.1. Polis Kolejinin Kapatılması...34 3.2.4.2. Polis Akademi Güvenlik Bilimleri Fakültesi nin Kapatılması...35 3.2.4.3. Polis Kolejinde Görev Yapan Öğretmenlerin ve Polis Akademisi Kadrosunda Bulunan Akademisyenlerin Tasfiye Edilmesi...36 3.2.5. Rütbe Terfide Mülakat Sınavlarıyla Yaşanan Mağduriyetler...38 ARAŞTIRMANIN SONUÇLARI...41 KAYNAKLAR...47

TÜRK POLİS TEŞKİLATI NDA YAŞANAN MAĞDURİYETLER VE BUNUN TOPLUMA YANSIMALARI HAKKINDA RAPOR (2014-2015 YILLARI) AMAÇ VE KAPSAM Küresel Mağdur Polis Emeklileri Derneği tarafından hazırlanan bu rapor, 2014-2015 yılları arasında Türk Polis Teşkilatında yaşanan sorunları, hak ihlallerini, mağduriyetleri, hukuksuzlukları, bu uygulamaların suç ve suçluyla mücadele alanına etkileri ile devlet bütçesine verdiği zararın tespit edilip kamuoyu ile paylaşılması ve bilgilendirilmesi amacıyla hazırlanmıştır. Rapor ile aynı zamanda, halk arasında İç Güvenlik Yasası olarak bilinen ve 4 Nisan 2015 tarihli Resmî Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren, 6638 sayılı Kanunun, Emniyet Teşkilatının kurumsal yapısında meydana getirdiği ciddi olumsuzluklar ile suçla mücadele kapasitesinde yaşanan sorunlar hakkında farkındalık ve duyarlılık oluşturmak hedeflenmiştir. Raporda; Emniyet Teşkilatının istihbarat, terör, kaçakçılık, organize suçlar, uyuşturucuyla mücadele, asayiş, güvenlik ve özel harekât gibi uzmanlık gerektiren birimlerinde çalışan personelin dağıtılması, Tecrübeli ve donanımlı emniyet müdürlerinin zorla emekli edilmesi, Polislerin istekleri dışında, farklı kamu kurum ve kuruluşlarına tayin edilmesi, Polis Meslek Yüksek Okullarında 2 yıllık eğitimlerini başarı ile tamamlayan polis adaylarının mezuniyetlerine iki hafta kala yapılan yönetmelik değişikliğiyle getirilen mülakat sınavı aracılığı ile idarece uygun görülmeyenlerin aday polis memuru olarak atanmalarının engellenmesi, Rütbe terfi sınavlarında; liyakat, performans ve başarı gibi objektif kriterlerin, dışında değerlendirmeler yapılması, Polis Koleji ve Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi nin kapatılması, burada eğitim veren, aynı zamanda uluslararası polis teşkilatlarını eğiten, entelektüel ve tecrübeli akademisyenlerin dağıtılması, Personele baskı ve yıldırma amaçlı kitlesel adli, idari soruşturmalar açılması, konusunda bilgiler yer alacak ve bu değerlendirmelerin ekonomik boyutunun tahmini zarar bilançosu açıklanacaktır. 1

YÖNTEM Rapor; Adalet Bakanlığı nın Adli İstatistik Verileri, Emniyet Genel Müdürlüğü nün Türkiye 2014 Yılı Uyuşturucu Raporu, Avrupa Komisyonu nun Türkiye 2014 ve 2015 Yılları İlerleme Raporları, ABD Diplomatik Temsilcilikler Türkiye 2014 İnsan Hakları Raporu, İnsan Hakları Derneği nin 2014 Yılı Türkiye İnsan Hakları İhlalleri Raporu, İngiliz Hukukçuların 2015 yılında hazırladığı, Aralık 2013 Tarihinden İtibaren Türkiye de Hukukun Üstünlüğü ve İnsan Haklarına Saygının Durumu Hakkında Rapor, İnsan Hakları Derneği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı tarafından hazırlanan 2015 Hak İhlalleri Raporu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, bilimsel yayınlar, araştırmalar, sosyal medyada yer alan bilgiler, ulusal ve uluslararası gazetelerde çıkan haberler ve makaleler analiz edilerek hazırlanmıştır. Raporun Hazırlanmasında, Emniyet Teşkilatında en az 25-30 yıl görev yapmış, Türkiye nin farklı şehirlerinde ve operasyonel birimlerinde çalışmış, polislik alanında yurt içi ve yurt dışında uluslararası çalışma ve toplantılara katılmış, Avrupa Birliği veya Birleşmiş Milletler Barışı Koruma Misyonlarında görev almış, İl Emniyet Müdürlüğü yapmış ve 4 Nisan 2015 tarihinde yürürlüğe giren 6638 sayılı torba kanunla Emniyet Müdürü rütbesinde iken, kendi istemleri dışında emekli edilmiş emniyet müdürlerinin önemli katkıları olmuştur. SINIRLILIKLAR İçişleri Bakanlığı veya yetkili makamlarca, 2014-2015 yılları arasında Emniyet Teşkilatının kurumsal yapısında meydana gelen değişiklikler, atamalar, yer değişiklikleri, kurum aleyhine açılan davalar, adli ve idari soruşturmalar, konunun ekonomik boyutu, mevzuat alanında yaşanan sorunlar hakkında kamuoyu ile paylaşılan ayrıntılı, resmi veri ve değerlendirme olmadığından raporda verilen rakamlar açık kaynaklardan elde edilmiş yaklaşık değerlerdir. GİRİŞ Devletin temel amaç ve görevleri, milletin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumaktır. Devlet, vatandaşların refah, huzur ve mutluluğunu, onların can ve mal emniyetini, kamu düzen ve güvenliğini sağlamak zorundadır. Bu amaçla tüm dünya ülkelerinde kolluk kuvvetleri olarak adlandırılan polis teşkilatları kurulmuştur. Bu kurumlar; kamu düzenini ve güvenliğini kollama, koruma, suç ve suçluları bulma ile görevli ve gerektiğinde zor kullanma yetkisine sahip olan, görev ve yetkilerinin sınırları kanunlarla belirlenen devlet kuruluşlarıdır. 2

Güvenlik, tüm dünyada toplumsal düzeni sağlanmanın öncelikli şartı olarak kabul edilmektedir. Hak ve özgürlükler ancak hukukun üstün olduğu bir ortamda korunabilir. Günümüzde güvenlik kavramı, sadece can ve malın korunması ile sınırlı tutulmamıştır. Sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel değerlerin korunması ile birlikte, seyahat özgürlüğü, düşünce özgürlüğü ve ifade özgürlüğü gibi kişi hak ve özgürlüklerinin korunması da güvenlik kapsamında değerlendirilmektedir. İnsanlar için en büyük ihtiyaç, sürdürülebilir bir güvenlik ve hürriyet ortamıdır. İçinde bulunulan ekonomik şartlar ne olursa olsun, güvenlik içinde yarınınızdan emin değilseniz, mutlu olmanıza imkân yoktur. Ancak güven ve istikrarın sağlandığı bir toplumda yatırım ve üretim artar, ekonomi gelişir, yaşam kalitesi ve refah düzeyi yükselir ve insan hakları koruma altına alınabilir. Bu nedenle polisin yarattığı katma değer, huzurlu ve güvenli bir toplum yaşantısının da teminatıdır. 11 Eylül 2001 tarihinde ABD de meydana gelen terör saldırıları, dünyanın iç güvenliğe bakışını önemli ölçüde değiştirmiştir. Uluslararası polis işbirliğinden uzak, toplumsal dinamiklerin dâhil edilmediği, statükocu ve kendini yenileme kapasitesine sahip olmayan iç güvenlik yapılanmalarının, terör eylemlerini önlemede yetersiz kaldıkları ortaya çıkmıştır. Polis, küreselleşen dünyada uluslararası bilgi alışverişine, teknolojik gelişmelere önem verirken aynı zamanda toplumla barışık olmalı ve onların desteğini mutlaka almalıdır. Demokratik sistemlerde polis, görev ve hizmetin yerine getirilmesinde hukukun üstünlüğünü, kamu yararını gözetmek, tarafsız olmak, ayrımcılık yapmamak, her türlü eylem ve davranışlarından dolayı şeffaf ve hesap verebilir olmak zorundadır. Bu nedenle polis, siyasal iktidarların değil, insan haklarının ve hukuk düzeninin bir mekanizması konumunda görev yapmalıdır. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, bir gün Dolmabahçe Sarayı nın rıhtımında otururken Salih Bozok un görevli polislere müdahale ettiğini gördüğünde parmağıyla işaret ederek, Polise karışılmaz, vazifesini yaparken serbest bırakılmalıdır diyerek, polisin gücünü kanunlardan aldığını ve devlet için ne kadar önemli olduğunu etrafındakilere de anlatmak istemiştir (Şahin, 2006). Güvenlik hizmeti, toplum hayatındaki yeri ve sunulmasındaki zorluklar açısından büyük önem taşıyan bir kamu hizmetidir. Polis, bugün toplumun hizmetinde olduğu kadar, bireyin de hizmetinde olmak zorundadır. Bundan dolayı, polis faaliyetini, insan haklarının bir engeli olarak değil, birey-toplum karşıtlığı içerisinde birey haklarının teminatı olarak algılamak gerekmektedir (Hafızoğulları, 1995). 3

Demokratik bir hukuk düzeninde polisin görevi, kamu düzeni ve güvenliğini sağlamak yanında, herkese tanınan temel hak ve hürriyetlerden en iyi bir biçimde ve eksiksiz yararlanmasını temin etmektir. Kurumsal yapısının oluşumu 1845 yılına kadar uzanan Türk Polis Teşkilatı, kuruluş yılından günümüze birçok değişime ve yeniliğe uğramış, örgüt kültüründe de farklılıklar meydana gelmiştir. Geçmiş dönemlerde adı işkence ve kötü muamele ile anılan Emniyet Teşkilatı, 2000 li yılların başından itibaren bu kötü imajını değiştirmiştir. Özellikle AB uyum sürecinde zihinsel bir dönüşüm yaşamış, eğitim ve teknolojik imkânları çok iyi değerlendirmiştir. Halkla barışan polis, adını insan hakları, demokrasi, şeffaflık, hesap verebilirlik ve işkenceye sıfır tolerans gibi küreselleşmenin getirdiği değerlerle duyurmaya başlamıştır. Türk Polisi artık hukukun üstünlüğünü, temel hak ve özgürlükleri ilke edinen, polis-halk ilişkilerine değer veren, tarafsız ve ayırım yapmadan halka güvenlik hizmeti sunan profesyonel bir meslek grubu haline dönüşmüştür. Emniyet Teşkilatının hem zihinsel hem de donanımsal modernizasyonu, insan kaynaklarının iyileştirilmesi, eğitim seviyesinin artması ve operasyonel kapasitesinin geliştirilmesiyle Türk Polisi, uluslararası polis teşkilatları arasında da sözü ve polisiye uygulamaları dikkate alınır olmuştur. FBI, EUROPOL ve INTERPOL gibi polis teşkilatlarıyla operasyonel olarak çalışmaya başlamış, onlarca ülkeye polislik alanında eğitimler vermiştir. Özellikle problem odaklı polislik, proaktif polislik ve toplum destekli polislik uygulamalarıyla ülke içinde de etkili kurumların başında yer almıştır. Suç ve suçlu ile mücadele ederken aynı zamanda sosyal yaraları da kapatan, suç işlenebilecek bataklıkları da kurutan projeler üretmiş ve modern, çağdaş yeni bir Emniyet Teşkilatı ortaya çıkmıştır. Bugün, polisin örgütsel yapılanma, çalışma şartları, terfi, atama, amirmemur iletişimi, eğitim, politik etki gibi birçok alanda ciddi mesleki sorunlarının olduğu çalışanlar tarafından da genel kabul gören bir olgudur (Sözen, 2004). Polis, kronikleşmiş onlarca sorunu olmasına rağmen, özveriyle çalışmalarına devam etmiştir. Ulusal ve uluslararası alanda yaptığı başarılı operasyonlar, halkın desteğini alarak gerçekleştirdiği suç ve suçluyla etkin mücadele onun diğer kurumlar arasında ve kamuoyu nezdinde güvenini arttırmıştır. Avrupa Birliği İlerleme Raporlarına da yansıyan bu değişim ve özverili gelişim ne yazık ki 2012 yılına kadar devam edebilmiştir. 17-25 Aralık 2013 tarihinde meydana gelen Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonları ise Teşkilat için önemli bir kırılma noktası olmuştur. Operasyonların hemen sonrasında yapılan atama ve uygulamalar 4

Türk Polisini tamamen politize etmiş ve Emniyet Teşkilatı personeli tarihinde görülmedik şekilde mobbinglere maruz kalarak mağduriyetler yaşamıştır. ABD Diplomatik Temsilcilikler Türkiye 2014 İnsan Hakları Raporu nda; Yargı makamı ve Emniyet Teşkilatının politize olduğunu, usulsüzlük ve taraflılık görüntüsü çizdiğini belirtilmiştir. Oysa demokratik ülkelerde polis ve siyaset, insan hakları ile temel hak ve özgürlüklere sıkı sıkıya bağlı ve uyumlu bir şekilde işlemektedir. Hukuk kuralları, demokratik rejimlerde polisin tarafsızlığını, şeffaflığını ve hesap verilebilirliğini sağladığından, siyasiler, kalıcı kamu görevlileri olan polislere ve hukuk kurallarına saygılı davranmakta, bunu demokratik erdem olarak değerlendirmektedir. Emniyet Teşkilatında 2014 ve 2015 yıllarında yaşanan ağır hak ihlalleri ve mağduriyetlerin kaynağı, kamuoyu tarafından 17-25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu gibi görünse de aslında bu olayların başlangıcını 2012 yılı başlarına kadar götürmek mümkündür. Bu süreçte polis, mülki idare amirleri ile adliye teşkilatı arasında sıkışıp kalmıştır. Mülki idare amirlerinin güvenlik birimleri üzerindeki gücünün kontrolsüz biçimde artması, atama yetkisinin silah olarak kullanılması, liyakat sisteminden partiye sadakate dayalı torpile geçişi hızlandırmıştır. Siyasi otorite tarafından Emniyet Teşkilatının en üst yönetim kademesine atanan polis bürokratları, polisin gelişimi için ciddi çalışmalar yapamamış, insan kaynaklarının yönetim ve koordinasyonunu sistemli bir biçimde gerçekleştirememiş ve AB standartlarında kurumsal kapasitesini geliştirememiştir. Yine bu kadro şeffaflığa, hesap verilebilirliğe yeterli destek olamadığı gibi polisin sorunlarını çözememiş veya çözmek için gayret de sarf etmemiştir. Aşağıda belirtilen iki örnek bir önceki paragrafta ifade edilen gerçeklerin en belirgin göstergesi olarak kabul edilebilir. Bunlardan birincisi, Ocak 2012 tarihinde Emniyet Genel Müdürü nün talimatıyla tasarruf tedbirleri gerekçe gösterilerek tüm polis araçlarının günlük yaklaşık 30-45 litre olan benzin harcama limiti 5-10 litreye düşürülmüştür. Yapılan bu uygulamanın suç ve suçluyla mücadeleye engel olacağı, suçları arttıracağı ilgili kurumlarca yazılı olarak İçişleri Bakanlığı na bildirilmesine rağmen 6 ay boyunca yakıt kısıtlaması sürmüştür. Suç takibini zora sokan bu uygulama sonucunda devriye gezen ekipler sabit noktalarda görevlendirilmiş ve asayişle ilgili yürütülen hizmetler aksamıştır (Türk, 2012). Akaryakıt kısıtlaması nedeniyle poliste operasyonel birimlerin hareket kabiliyeti kısıtlanmış, suç önleme amaçlı devriye hizmetleri bitirilmiştir. Akaryakıt krizi nedeniyle terör konulu yol kesme, molotof atma gibi toplumsal içerikli olaylara müdahalede zafiyet yaşanmıştır. Bu süre içerisinde bazı mülki idare amirlerinin gayretleri ile sorun aşılmasına rağmen, birçok ilde yüzlerce devriye aracı otoparklarda bekletilmiştir. Oysa bu tarihlerde başka hiçbir kamu kurumunda yakıt kısıtlaması olmadığı gibi birçok kurumda da limitsiz yakıt kullanımı bulunmaktadır. 5

İkinci bir örnek de, Aralık 2013 tarihinden önce Emniyet Teşkilatının en önemli ve stratejik yapılanması olan istihbarat birimlerinde çalışan personelin adım adım tasfiye edilmesidir. Bu tayinler, bazı ulusal basın yayın kuruluşlarında yer almasına rağmen, birçoğunca görmezlikten gelinmiştir. Medyada çıkan haberlerde KCK operasyonunu yapan istihbarat ve terör personelinin görevden alındıkları yazılmıştır (Cumhuriyet, 2012; Kılınç, 2012). Özellikle stratejik illerde istihbarat birimlerinde çalışan rütbeli personel, 2013 yılının sonuna kadar sistematik olarak görevlerinden alınmış ve başka birimlere atanmıştır. Bu ani ve kısa süredeki değişim basına yansıtılmamaya çalışılmış, Emniyet Genel Müdürlüğü bu konuda hiçbir resmi açıklama yapmamıştır. Kurumsal hafızanın silinmesinin temellerinin atıldığı o tarihlerde yer değiştirme atamaları tasfiye olarak görülmemiş ve nedenleri toplum tarafından ne yazık ki doğru olarak algılanmamıştır. Bu uygulama ile; polisin proje üretmesi, operasyonel bilgi toplaması, her türlü yıkıcı, bölücü terör örgütleriyle mücadele etmesi, istihbarat alanındaki teknoloji ve yenilikleri takip etmesi zaafa uğratılmıştır. Bu stratejik atamaları yapan siyasi otorite, güvenlik alanında dünyada yaşanan gelişmeleri, Türkiye nin komşu ülkelerinde görünen terör olaylarının ülkeye yansımalarını ve Türk Polis Teşkilatının kurumsal yapısı ile son on yılda geçirdiği dönüşümü doğru analiz edememiştir. Yapılan atamalar küçük, basit ve lokal olarak algılanmış, bir görev değişimi gibi görülmüş, ama profesyonel birikimin yok edildiği görülememiş ya da görmezden gelinmiştir. 6638 sayılı İç Güvenlik Yasası nın yürürlüğe girmesi yetkililerce, Emniyet Teşkilatının piramit yapısının sil baştan adil olarak değiştirileceği, yığılma önlenerek yaş haddinden terfi edemeyen müdürlerin kadrosuzluktan emekli edileceği (Temel, 2014) şeklinde savunulmuştur. İç güvenlik ve özellikle istihbarat alanında donanımlı ve tecrübeli, mesleğine en az 25 yılını vermiş, uluslararası tecrübesi olan Emniyet Müdürü ve Emniyet Amiri rütbesindeki 2.207 uzman personel, ortalama 48 yaşında kendileri istememesine rağmen zorla emekli edilmiştir. Kurumsal hafıza, piramit oluşturulmasına feda edilmiştir. Keyfi emekli listeleri hazırlanırken hiçbir objektif kriter uygulanmamıştır. Ulusal bir haber ajansına konuşan İçişleri Bakanlığı Yönetimi ise, 4 yıldızlı kadronun (1. Sınıf Emniyet Müdürlerinin) %65 inin emekli edildiğini, yukarısını düzelttiklerini, şimdi piramidin aşağısına müdahale edildiğini (Aydemir, 2015) söylemiştir. Halktan uzaklaşan, her gittikleri yere onlarca koruma ve çevik kuvvet personeli ile giden bürokratik yapı ne yazık ki halkın güvenlik alanındaki ihtiyaçlarını doğru analiz edememiş ve güvenlikte meydana gelen açığın kara delik gibi neleri yutabileceğini hesaplayamamıştır. 6

Ayrıca, tüm vatandaşları hiçbir ayırım yapmadan kucaklayan, kamu kurum ve kuruluşlarıyla koordineli, üniversiteler ile STK ları da kapsayan Suç ve Suçlu İle Mücadele Stratejisi oluşturulamamıştır. İnsan kaynakları doğru ve verimli kullanılmadığından, bugünkü olayların yaşanmasına zemin hazırlanmıştır. 2014 ve 2015 yılları arasında geçen iki yıllık süreç içerisinde Emniyet Teşkilatı personeli darmadağın edilmiş, istihbarat, terör, kaçakçılık, uyuşturucuyla mücadele, organize suçlar, asayiş, güvenlik ve özel harekât birimleri dağıtılarak iç güvenlik sisteminin genetik yapısıyla oynanmıştır. Bu durum Avrupa Komisyonu nun 10/11/2015 tarihli Türkiye 2015 Yılı İlerleme Raporu nda da açık olarak belirtilmiştir. Raporda, Hükümetin Aralık 2013 teki yolsuzluk iddialarına verdiği tepki kapsamında, Emniyet Genel Müdürlüğü içinde çok sayıda personelin tutuklanmasının ve görevden alınmasının yanı sıra görev yerleri değiştirilmiş, başka görevlere atamaları yapılmıştır. Bu durum ilgili kurumların etkili işleyişine zarar vermiştir. denmektedir (Avrupa Komisyonu, 2015). Bununla birlikte, dünyada 80 ülkenin polis teşkilatlarıyla işbirliği içerisinde olan, hemen her hafta birkaç yabancı ülkenin polis heyetini misafir eden, 50 den fazla ülkenin 5.000 den fazla personeline uzmanlık eğitimi veren Emniyet Teşkilatının uluslararası eğitim ve ilişkileri de etkisizleştirilmiştir. Avrupa Komisyonu nun Türkiye 2014 Yılı İlerleme Raporu nun Adalet, Özgürlük ve Güvenlik Başlığını taşıyan 24. Fasılda, polisteki bu hukuka aykırı atamalara yer verilmiştir. Söz konusu Raporda; Aralık 2013 teki yolsuzluk iddiaları karşısında, Hükümetin yanıtı olarak, çok sayıda polis memuru (yüksek rütbeli polis memurları dahil) başka görevlere atanmış ve bazı davalarda tutuklanmıştır. Bu görevden almalar, soruşturma yürütme kapasitelerini potansiyel olarak azaltmak suretiyle, operasyonel birimleri (örneğin kaçakçılıkla mücadele, örgütlü suçlar, terörle mücadele) etkilemiştir. denmektedir. Yine aynı Raporda, Yargı ve Temel Haklar başlığını taşıyan 23. Fasılda da bu hukuka aykırı görevden almalara değinilmektedir. Bu Fasılda; Aralık 2013 teki yolsuzluk soruşturmalarında görev alan savcıların başka görevlere atandığı veya bu savcıların görevlerine son verildiği, HSYK nın, bu savcıların birçoğu hakkında disiplin ve ceza soruşturması başlattığı, çok sayıda polis memurunun görevden alındığı, başka görevlere atandığı ve hatta gözaltına alındığı açıklanmıştır (Avrupa Komisyonu, 2014). Temmuz 2015 tarihinde Bağımsız Hukuk Uzmanları tarafından yayınlanan Aralık 2013 Tarihinden İtibaren Türkiye de Hukukun Üstünlüğü ve İnsan Haklarına Saygının Durumu Hakkında Rapor un, Fişleme ve Tasfiye başlığını taşıyan 7

bölümünde; Aralık 2013 yolsuzluk soruşturmasından bu yana yaklaşık 40.000 polis memuru, memur, hâkim ve savcının görevlerinden uzaklaştırıldığı tahmin edilmektedir. 2013 yılının Aralık ayından bu yana hükümet, bazıları doğrudan Aralık 2013 soruşturmasına katılmış olan onlarca üst düzey memur ve bazı illerin polis müdürleri de dâhil olmak üzere çok sayıda polisin yerlerini değiştirmiş, bazılarını görevden ve memuriyetten uzaklaştırmış ve bazılarını da tutuklamıştır. 1.776 üst düzey polis memuru da emekli edilmiştir. denmektedir (Lord Woolf C.H. ve ark., 2015). Hâkimlerin, savcıların, polislerin ve diğer kamu görevlilerinin, görev yerlerinin değiştirilmesi, baskı altına alınması, etkisizleştirilmesi, zorla emekli edilmesi, kamu yönetiminin daha da siyasileşmesi ve verimliliğinin azalmasına neden olmuştur. Gelinen süreçte; vicdanımızın derinliklerinde hissettiğimiz şehit ve yaralı haberleri, terör saldırıları, tonlarca bombanın patlamaları, 80 li yılları andıran sokağa çıkma yasakları, terör örgütlerinin şehir merkezlerinde hendek kazmaları, askerin yeniden şehir merkezlerinde görünmesi, asayiş olaylarının artması, mafyanın türemesi, fuhuş ve hırsızlık olaylarının artması, yürütülen iç güvenlik politikasının ne kadar yanlış ve hatalı olduğunu göstermektedir. Sadece 2015 yılının son altı ayında asker ve polis toplam 280 kişi şehit olmuş, yaşanan terör olaylarında yaklaşık 420 vatandaş hayatını kaybetmiştir. Terörle mücadele alanındaki notumuz ortadadır. Uyuşturucu ve bağımlılıkla mücadelemiz de kırmızı alarm vermektedir. Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi nin 2014 yılı Uyuşturucu Raporu nda; Madde Bağımlılığı ile ilgili devlet harcamalarının bir önceki yıla göre %87,86 (743.546.907 TL) artmasına, bağımlılıkla mücadele merkezi sayısının yükseltilmesine rağmen, uyuşturucu kullanımının ve bağımlılığının %17, bonzai kullanımının %38 arttığı belirtilmektedir (TUBİM, 2014). Türkiye de uyuşturucu kullanım yaşı 12 ye, uyuşturucudan ölüm yaşı ise 14 e düşmüş, uyuşturucudan ölümler %43 oranında artmıştır (DHA, 2014). Her gün 2 vatandaşımız uyuşturucudan hayatını kaybetmektedir. Asayiş olaylarında ise artık vatandaşlarımız can güvenliklerinden endişe eder hale gelmiştir. Şiddet olayları ve özellikle aile içi şiddet vakaları artmıştır. İnsan Hakları Derneği nin 2014 Yılı Türkiye de İnsan Hakları İhlalleri Raporu'na göre toplumsal alanda kadına yönelik şiddet, tecavüz, taciz ve ev içi şiddete uğrayan 296 kadın hayatını kaybetmiş, 191 i taciz, tecavüz 585 şiddet olmak üzere 776 kadın yaralanmıştır (İnsan Hakları Derneği, 2015). Fuhuş olayları artık rutin olaylar gibi kanıksanmış, boşanmalar artmış, aile yapısı tehdit edilmeye başlamıştır. 8

İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) tarafından hazırlanan 2015 Hak İhlalleri Raporu nda; Faili meçhul 19 cinayet olayının gerçekleştiği, erkek şiddeti sonucu 23 Kasım 2015 e kadar 282 kadının yaşamını yitirdiği, 132 kadının taciz ve tecavüze maruz kaldığı, çatışmalar nedeniyle 171 i asker, polis, korucu, 195 i militan, 157 si sivil olmak üzere toplam 523 kişinin yaşamını yitirdiği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı na 2015 yılının ilk 11 ayında işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı iddiasıyla toplam 560 kişinin başvuru yaptığı belirtilmiştir. Parti polisi konumuna indirgenen Emniyet Teşkilatının suç ve suçluyla mücadele kapasitesi düşürülmüş, moral ve motivasyonu bozulmuş, adı 80 li yıllardaki gibi insan hakkı ihlalleri ile anılmaya başlamıştır. İHD nin dokümantasyon biriminin hazırlamış olduğu hak ihlal raporu ve bilançosu incelendiğinde, Türkiye de birkaç yıldan beri devam eden otoriteleşme eğilimlerine paralel olarak insan hakları ihlallerinde belirgin geriye gidişler olduğunun tespit edildiği açıklanmıştır (İHD, 2015). Avrupa Komisyonu Türkiye 2015 yılı İlerleme Raporu nun Hukukun Üstünlüğü başlığını taşıyan bölümünde; İnsan haklarının ve temel özgürlüklerin korunması bakımından 2007-2013 yılları arasında Türk yargı sisteminde kayda değer iyileştirmeler yapılmasına rağmen, 2014 başından bu yana ilerleme kaydedilmeği, yargının bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığı ilkesinin gözetilmesi sekteye uğradığı belirtilmiştir. Raporlara yansıyan bu sert eleştiri ve insan hakkı ihlallerinin nedeni, yargı ve iç güvenlik alanında yaşanan sorunlardır. Emniyet Teşkilatı personeli siyasi ve psikolojik baskı altındadır. Oradan oraya defalarca tayin edilmektedir. Operasyonel birimleri kontrolsüzce dağıtılmış, buralara yeni fakat tecrübesiz personel atanmıştır. Rütbeli personelin terfilerinde yapılan 30 saniyelik mülakat sınavlarıyla hiyerarşik yapısı bozulmuştur. Merkezi sınavla seçilip, Polis Meslek Yüksek Okullarında iki yıl okuyup her türlü sınavı başarı ile geçmek polis olabilmek için yeterli koşul olmaktan çıkarılmış, sadece mülakat sınavındaki geçme notuna bağlanmıştır. Polis, mesleğinde yıllarca çalıştıktan sonra, isteği dışında polislikle ilgisi olmayan farklı kamu kurum veya kuruluşlarına atanmıştır. Emniyet Müdürü rütbesindeki tecrübeli kadro zorla emekli edilmiştir. Polis Koleji ve Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi nin kapatılması sonucunda gelecek adına güvenlik hizmetlerinin gelişmesine set çekilmiştir. Hukuka aykırı eylemler sonucunda personelin aileleri, eş ve çocukları ile kendileri insan hakkı 9

ihlallerine ve mağduriyetlere maruz bırakılmıştır. Yapılan hukuka aykırı atamalar sonucunda parçalanan aileler ve boşanan eşler vardır. Atama dönemlerinde yapılmayan tayinler sonucunda, birçok Emniyet Müdürü ve her rütbeden polis; aile düzenini bozmamak, çocuklarının eğitimlerini yarıda bırakmamak için, bekâr evlerinde, kirada veya kamu kurumlarının misafirhanelerinde aylarca tek başlarına yaşamışlardır. Yarınından emin olmayan, sürekli eleştirilen, susturulan ve baskılara boyun eğmek zorunda bırakılan polislerin elbette başarılı olması mümkün değildir. Bu durum mutlaka düzeltilmeli ve gerekli yasal değişiklikler Avrupa Birliği standartlarında yapılmalıdır. Yaşanan bu süreç, artık üzeri kapatılamaz hale gelmiştir. Emniyet Teşkilatı personeline yapılan bu hukuksuzluklar, mobbingler, insan hakkı ihlalleri, temel hak ve özgürlüklere getirilen kısıtlamalar, eş ve çocuklarının çektiği sıkıntılar son zamanlarda gerek ulusal ve gerekse uluslararası basında yazılmakta, resmi raporlarla kayıt altına alınmaktadır. 2014 ve 2015 yılları arasında Emniyet Teşkilatı personeline uygulandığı iddia edilen hukuka aykırı fiiller, insan hakkı ihlalleri, polis eşlerinin ve çocuklarının yaşadığı mağduriyetler, zulümler, travmalar Türkiye yi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nde (AİHM) mahkûm ettirecek kadar çok ciddidir. Bugün diğer kurumlardaki personele yapılan hukuka aykırı eylemler bir kenara bırakılırsa, Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin sadece polise uygulanan yüzlerce fiilden dolayı AİHM tarafından tazminata mahkûm edileceğine kesin gözüyle bakılmaktadır. Bu hukuksuzluk ve hak ihlalleri münferit olaylar gibi algılanmamalı, belirli bazı kişi veya gruplara karşı yapılıyormuş şeklinde değerlendirilmemelidir. Bu eylemlerin mağdurları 100, 500 veya 1.000 kişi değildir. İlk başlarda küçük rakamlarla yapılan hukuka aykırı eylemlerin, bugün 260.000 kişilik Emniyet Teşkilatının neredeyse %70 ine uzandığı iddia edilmektedir. Bu mağduriyete eş ve çocuklar da eklenince tablonun oldukça karanlık olduğu görülecektir. 2014 ve 2015 yıllarında iç güvenlik alanında ve Polis Teşkilatında yapılan değişiklikler, akılla, mantıkla, vicdanla ve evrensel hukuk kurallarıyla açıklanamamaktadır. Temel hak ve özgürlüklerden, insan haklarından uzaklaşmalar birkaç basit kanun değişikliği, belli bir cemaate veya gruba yapılıyor şeklinde gösterilemeyecek kadar kompleks bir yapının ürünüdür. 10

Polise yapılan bu hukuka aykırı fiillerin (mobbingler, isimsiz ihbarla yapılan suç isnatları sonucunda gerçekleştirilen adli ve idari soruşturmalar, mevzuata aykırı personel atama ve yer değiştirme işlemleri, Emniyet Müdürlerini bir odaya toplayıp görev vermeme ve kontrol altına alma, yargı kararlarını uygulamama veya şeklen uygulama, görevi kötüye kullanma suçları vb.) Türkiye nin 81 il ve ilçelerine kadar benzer şekilde uygulanması, bu yapılanların organize, sistematik ve planlı olarak gerçekleştirildiğini göstermektedir. 11

BİRİNCİ BÖLÜM YILLARA GÖRE POLİSLERİN ATAMA SAYILARI ve GÖZLEMLENEN OLASI SONUÇLARI 1.1. POLİS ATAMA ve YER DEĞİŞTİRME MEVZUATI Emniyet Genel Müdürlüğü nde personelin tüm atama ve yer değişiklik işlemleri 11/09/1992 tarih ve 21342 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Mensupları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğine göre yapılmaktadır. Yönetmeliğin Atama İşlemlerin Zamanı ve Bildirme başlığını taşıyan 18. maddesinde; Atamalar, emniyet ve asayişin zorunlu kıldığı sebepler dışında her yıl Mayıs ve Haziran aylarında bu Yönetmelikte gösterilen esaslara göre toplu olarak yapılır denmektedir. Aynı Yönetmeliğin, Zaman Dışı Atama başlığını taşıyan 19. maddesinde atama ve yer değiştirme zamanına bağlı kalınmaksızın ve atama istek formu düzenlemeksizin her zaman atama ve yer değiştirme yapılabilecek haller şu şekilde sıralanmaktadır. a) Emniyet ve asayişin zorunlu kıldığı sebepler, b) Birimlerin kuruluşu, değişikliği ve kaldırılması, c) Personelin veya eş ve çocuklarının hastalığı nedeniyle bulunduğu yerde görev yapamayacağının tam teşekküllü Devlet hastanesinden verilecek sağlık kurulu raporu ile belgelenmesi, d) (Mülga: 14/6/2010-2010/591 K.) e) Gördüğü kurs veya öğrenimle ilgili kadrolara atanma zorunluluğu, f) Eşinin veya çocuğunun ölmesi, g) Yönetmeliğin 38. maddesinde yer alan eş durumu ve 40. maddesinde yer alan öğrenim durumu ile ilgili şartların ortaya çıkması, h) Yönetmeliğin 34. maddesindeki şartların ortaya çıkması, ı) Deprem, heyelan ve sel baskını gibi tabii bir afet sebebiyle, hizmet yaptığı bölgede evi yıkılan personelin kendi isteği üzerine, k) Mevzuat değişikliği. l) (Ek: 15/2/2002-2002/3814 K.) Can güvenliği sebebiyle çalıştığı birimde hizmet görme imkanını kaybetmesi, m) (Ek: 15/2/2002-2002/3814 K.) Personelin boşanması ve boşandığını mahkeme ilamı ile belgelemesi üzerine kendi talebi halinde. Aynı Yönetmeliğin, 34. maddesinde yetkili amirlerin teklifi üzerine yer değiştirme işlemleri ile ilgili olarak; Kendisinin ve/veya aile fertlerinin tutum, davranış 12

ve fiilleri nedeniyle bulunduğu yerde görev yapma niteliğini kaybettiği değerlendirilen personelin yer değişikliği, gerekçeleri ile birlikte teklif edilebilir. Bu teklif illerde il emniyet müdürünün önerisi üzerine valiler tarafından Bakanlığa, merkez teşkilatı ile doğrudan merkeze bağlı taşra teşkilatında ise birim amirleri tarafından Genel Müdürlüğe yapılır. Yer değişikliği teklifi uygun görülen personelin yeri, hizmet sürelerine ve yer değiştirme zamanına bakılmaksızın aynı bölge içinde veya başka bir bölgede olmak üzere değiştirilir denmektedir. 36. maddede ise performans değerlendirme puanı yetersiz olanların yer değiştirmesinin hangi şekilde olacağı belirtilmektedir. 1.2. Yıllara Göre Polis Atama Sayıları Yukarıdaki Yönetmelikte de açıklandığı gibi Emniyet Genel Müdürlüğü nde atama ve yer değiştirme işlemlerinin Mayıs ve Haziran aylarında, hizmeti aksatmayacak şekilde yerine getirilmesi gerekmektedir. Fakat Mevzuat hükümlerine rağmen 2014 ve 2015 yılları arasındaki personel atamalarında istihbarat, terör, organize suçlar, kaçakçılık ve uyuşturucuyla mücadele gibi stratejik birimlerin neredeyse tamamının içi boşaltılmış, kitlesel ve keyfi tayinlerle karşılaşılmıştır. İdare, yaptığı tayinlerle kendi çıkardığı mevzuata aykırı davranmıştır. Aralık 2013 tarihinden itibaren kademeli olarak Emniyet Genel Müdürlüğü nde görev yapan tüm Daire Başkanları ve İl Emniyet Müdürleri, sorumluluk durumlarına, il büyüklüklerine ve takip ettikleri yolsuzluk operasyonlarının önemine göre sırayla ve hiçbir gerekçe gösterilmeden görevden alınmıştır. Oysa memurların naklen atanmaları konusunda idareye tanınan takdir yetkisinin mutlak ve sınırsız olmadığı, kamu yararı ve hizmet gereği ilkeleri sınırlı olduğu ulusal ve uluslararası hukuk normlarının bilinen ilkelerindendir. Tesis edilen her atama işleminin, keyfilikten uzak ve hukuken geçerli sebeplere dayanması gerekmektedir. İdare; personel atamalarındaki takdir yetkisini, hukukun genel ilkeleri, kanun, tüzük ve yönetmeliklere uygun olarak kullanması gerekirken, bu yetkiyi temel hak ve özgürlükleri ihlal edecek ve mağduriyete sebebiyet verecek şekilde kullanmıştır. Bu nedenle personel ve idare karşı karşıya getirilmiş, uzun soluklu bir hukuk mücadelesi başlamıştır. 17-25 Aralık 2013 tarihindeki Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonundan sonra Türkiye genelinde 81 İl Emniyet Müdürlüğünde görevli İstihbarat, Kaçakçılık ve Organize Suçlar, Terör, Özel Harekât, Asayiş ve Güvenlik Şube Müdürlüklerinden sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcıları ile Şube Müdürleri, suç yoğunlukları fazla olan önemli yerlerden başlamak üzere, tamamına yakını, sistematik olarak 4 ay içerisinde görevlerinden alınmış ve farklı birimlere atanmıştır. 13

Bu atamalarda; Merkez Teşkilatında 1. Sınıf Emniyet Müdürü rütbesinde görev yapan 4 Emniyet Genel Müdür Yardımcısı, Teftiş Kurulu Başkanı, Hukuk Müşaviri, Özel Güvenlik Denetleme Kurulu Başkanı, 32 Daire Başkanı ile 2. Sınıf Emniyet Müdürü rütbesinde bulunan 65 Daire Başkan Yardımcısı, 120 Şube Müdürü görevden alınmıştır. Bu atamalarda 1. Sınıf Emniyet Müdürleri merkeze alınırken diğer rütbeli personel Polis Meslek Yüksek Okullarına Öğretmen Emniyet Müdürü olarak atanmıştır. İl Emniyet Müdürlüklerinde 69 İl Emniyet Müdürü, 2. Sınıf Emniyet Müdürü rütbesinde bulunan 400 İl Emniyet Müdür Yardımcısı, 1.350 Şube Müdürü görevlerinden alınarak farklı birimlere atanmıştır. Polis Akademisi Başkanlığı nda ise gerek idari ve gerekse eğitim kadrosunda görevli üst düzey personelin tamamının görev yerleri değiştirilmiştir. Polis Akademisi Başkan Yardımcılarının tamamı görevlerinden alınmıştır. Türkiye genelinde 1. Sınıf Emniyet Müdürü rütbesinde bulunan 26 Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürü ile 13 Polis Meslek Yüksek Okulu Müdürü merkeze alınarak yerine yeni Emniyet Müdürleri atanmıştır. Bu atamalarda objektif kriterler, performans ve liyakat devre dışı bırakılmış, Emniyet Hizmetleri Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği fiilen askıya alınmıştır. Görevden almaların tamamına yakınında çalışma süreleri, personelin eş durumları, sağlık sorunları, kanunen atamaya tabi olmayanlar, engelli çocuğu olanlar, bakmakla yükümlü olduğu bireyler, öğrenim durumlarını da kapsayan hiçbir kanuni gerekçe dikkate alınmamıştır. Gerek geçici görevlendirme gerekse il içi ve il dışı asaleten atamalarla hukuka aykırı işlemler gerçekleştirilmiş, binlerce personel, onların eş ve çocukları mağduriyetlere maruz bırakılmıştır. Emniyet Hizmetleri Sınıfı Mensupları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği nin 4. maddesinde; İller yurdumuzun emniyet ve asayiş, ekonomik, sosyal, kültürel, ulaşım imkânı ve şartları yönünden birbirine benzerlik ve yakınlıkları itibarıyla iki hizmet bölgesine ayrılmıştır denilmekte, aynı Yönetmeliğin 5. maddesinde ise Personelin, atandığı bölgede, Yönetmelik ile kalması öngörülen süreden önce alınmasını gerektiren bir sebep olmadıkça o bölgede tespit edilmiş süre kadar hizmet görmesinin zorunlu olduğu belirtilmekte ise de açıklanan mevzuat hükümlerine rağmen bu kurallara uyulmamış, personel ihtiyaç analizleri yapılmadan orantısız tayinler gerçekleştirilmiştir. Aşağıda, Emniyet Teşkilatında yapılan personel atamalarının yıllara göre dağılımı görülmektedir: 14

1.2.1. Emniyet Teşkilatında Yıllara Göre Batı Batı Atamaları (1. Bölgeden 1. Bölgeye Personel Atamaları) Tablo 1: Polislerin 1. Bölge (Batı İlleri) İçinde Ataması (Aktifhaber, 2016) Tablo 1 de görüldüğü gibi Emniyet Teşkilatında 1. Bölge (Batı illeri) içinde yapılan atamalarda 2012 ve 2013 yıllarında toplam 47.000 personel atama işlemlerine tabi tutulmasına rağmen bu sayı 2014 ve 2015 yıllarında 71.500 kişiye yükselmiştir. 2014 yılında batı illeri arasındaki atama oranı 2013 yılına göre %66,7 artış göstermiştir. 1.2.2. Emniyet Teşkilatında Yıllara Göre Batı Doğu Atamaları (1. Bölgeden 2. Bölgeye Personel Atamaları) Tablo 2: Polislerin Batı Doğu İlleri Arası Ataması 15

Tablo 2 de görüldüğü gibi Emniyet Teşkilatında batı illerinden doğu illerine 2012 ve 2013 yıllarında toplam 23.100 personel atama işlemlerine tabi tutulmasına rağmen bu sayı 2014 ve 2015 yıllarında 30.500 kişiye yükselmiştir. 2014 yılında batı illeri arasındaki atama oranı 2013 yılına göre %36 artış göstermiştir. 1.2.3. Emniyet Teşkilatında Yıllara Göre Doğu Batı Atamaları (2. Bölgeden 1. Bölgeye Personel Atamaları) Tablo 3: Polislerin Doğu Batı İlleri Arası Ataması (Aktifhaber, 2016) Tablo 3 de görüldüğü gibi Emniyet Teşkilatında doğu illerinden batı illerine 2012 ve 2013 yıllarında toplam 18.100 personel atama işlemlerine tabi tutulmasına rağmen bu sayı 2014 ve 2015 yıllarında 25.500 kişiye yükselmiştir. 2014 yılında doğu illerinden batı illerine atama oranı 2013 yılına göre %54,8 artış göstermiştir. Sınır komşularımızda sorun yaşandığı ve terör olayların arttığı bir dönemde Doğu illerinde görev yapan, bölgeyi tanıyan tecrübeli personelin bulundukları yerde kalmaları için teşvik edilmesi gerekirken, önceki yıllara göre ciddi bir oranda batı illerine tayin edilmesi ve bu kişilerin yerine bölgeyi tanımayan yeni personelin atanması oldukça dikkat çekicidir. 16

1.2.4. Emniyet Teşkilatında Yıllara Göre Doğu Doğu Atamaları (2. Bölgeden 2. Bölgeye Personel Atamaları) Tablo 4: Polislerin Doğu Doğu İlleri Arası Ataması (Aktifhaber, 2016) Tablo 4 de görüldüğü gibi Emniyet Teşkilatında 2. Bölge içinde (Doğu illeri) yapılan atamalarda 2012 ve 2013 yıllarında toplam 8.800 personel atama işlemlerine tabi tutulmasına rağmen bu sayı 2014 ve 2015 yıllarında %70,4 lük artışla 15.000 kişiye yükselmiştir. 1.3. 2014 ve 2015 Yıllarında Gerçekleştirilen Polis Atamalarının Devlet Bütçesine Getirdiği Maddi Yük ATAMA İŞLEMLERİ 2014-2015 Yılları Toplam Atanan Personel Sayısı Devlet Bütçesine Getirilen Maddi Yük (TL) Batı Batı İlleri 71 500 214.500.000 Batı Doğu İlleri 30 500 91.500.000 Doğu Batı İlleri 25 500 76.500.000 Doğu Doğu İlleri 15 000 45.000.000 TOPLAM 142 500 427.500.000 Tablo 5: 2014 2015 Yılları Toplam Polis Atamaları Yukarıdaki tabloda da görüldüğü gibi 2014 ve 2015 yıllarında yaklaşık olarak toplam 142.500 polisin görev yerleri değiştirilmiştir. Yapılan atama işlemlerinde 6245 sayılı Harcırah Kanunu gereği bir personele ödenen ortalama yol harcırah ödeneği 3.000 TL olarak alındığında 142.500 kişiye ödenen harcırah miktarı 427.500.000 TL dir. 17

Türkiye de 2014 ve 2015 yıllarında 4 tane seçimin gerçekleştiği, doğu ilerinde terör olaylarının tırmandığı, komşu ülkelerde savaş ve iç karışıkların olduğu ve 2.500.000 Suriyeli göçmenin Türkiye de yaşadığı bir ortamda Emniyet Teşkilatında görevli 142.500 Polisin atamalarının yapılması çok dikkat çekici olup, ülkede ciddi bir güvenlik açığı ortaya çıkarmıştır. Bu atamalara il içindeki Şube Müdürlükleri arası görev değişiklikleri dâhil değildir. Bu durum işin görünenden çok daha vahim olduğunu göstermektedir. 1.4. POLİS ATAMALARININ YANSIYAN GENEL SONUÇLARI Polis atama ve yer değiştirme işlemlerinin detaylı olarak açıklandığı Birinci Bölüme ilişkin; 2014 ve 2015 yılları arasında yapılanların, topluma / personele, devlet bütçesine ve teröre olan genel yansımaları değerlendirildiğinde; a) Polisin insan kaynaklarının yanlış ve plansız kullanılması, devlete 427.500.000 TL civarında büyük bir ekonomik yük getirirken, iki yılda 142.500 polisin atama ve yer değiştirme işlemine tabi tutulması güvenlik yönünden zafiyete neden olmuştur. b) Terör olaylarının tırmandığı ve Türkiye nin komşularının savaş halinde bulunduğu bir ortamda, 2014 yılında doğu illerinden batı illerine atama oranı 2013 yılına göre %54,8 artış göstermiştir. Yine 2012 ve 2013 yıllarına göre doğu illerinde görevli personelin 2014 ve 2015 yıllarında %70,4 ünün doğu illeri arasında yer değiştirilmesi ülkede iç güvenlik stratejisinde sorun olduğunu göstermektedir. c) Polisin insan kaynakları ile bütçesinin verimli ve etkili kullanılmaması sonucu ülkede iç güvenlik açığı oluşmuş, polisin suç ve suçlularla mücadele kapasitesi azalmıştır. d) Mevzuat hükümlerine göre atama dönemlerinde yapılmayan keyfi görevlendirmelerde, Emniyet Teşkilatı personelinin eş ve çocukları mağdur edilmiş, personelin aile bütünlükleri parçalanmıştır. e) Kitlesel atamalar sonucunda, personelin çocukları da mağduriyetlere maruz kalmış, okullarına ve gittikleri çevrelere uyum sorunları yaşamış, okul başarıları düşmüş ve aile sorunlarıyla baş başa bırakılmıştır. f) Yaklaşık 500 e yakın polis eş ve çocukları psikolojik ve psikiyatrik destek almaya başlamıştır. g) Özellikle 6638 sayılı Kanun gerekçe gösterilerek, ataması ve yer değişikliği yapılan her rütbeden personele sistematik olarak psikolojik baskı yapıldığı, mobbing uygulandığı ve kişilerin sosyal çevrelerinde büyük yaralar açıldığı iddia edilmektedir. 18

Sonuç olarak; yolsuzlukla mücadele etmek yerine yolsuzlukla mücadele eden güvenlik bürokratlarının yerlerini değiştirmeyi ve mobbing yapmayı tercih eden Hükümetin; 2014-2015 yılları arasında yaptığı yasal ve idari uygulamaların dalga etkisi yaptığı bir projeksiyon olarak kabul edilirse; önce yaklaşık 150.000 emniyet personeli, sonra aileleriyle birlikte 600.000 polis ailelerinden oluşan ülke vatandaşı ve son olarak da zayıflayan iç güvenlik politikaları sebebiyle Türkiye nüfusunun hemen hemen tamamı dolaylı olarak bu olaylarda etkilenmiştir. Hatta göç ve kaçakçılıklar açısından bakıldığında Türkiye de yaşanan güvenlik zafiyetinin Avrupa ülkelerini de etkilediği söylenebilir. 19

İKİNCİ BÖLÜM POLİSLERİN ALEYHİNE AÇILAN SORUŞTURMALAR VE MESLEKTEN İHRAÇ EDİLEN POLİS SAYILARI (2014 VE 2015 YILLARI) 2.1. POLİSLERİN ALEYHİNE AÇILAN İDARİ SORUŞTURMA SAYILARI Emniyet Teşkilatı, diğer kamu kurum ve kuruluşların tabi olduğu yasalar kapsamında iç ve dış olmak üzere iki tür denetime tabidir. İdarenin kendini denetlemesi anlamında gelen iç denetim; hiyerarşik denetim, İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlıklarının denetimi ve 5018 sayılı Kanun kapsamında kurulan İç Denetim Birimlerince yapılmaktadır. Dış denetim ise, Meclis, Sayıştay, Yargı, merkezi düzeyde İçişleri Bakanlığı ve yerel düzeyde Valiliklerce gerçekleştirilmektedir. Polisin en önemli ve işlevsel denetimi ise Polis ve Mülkiye Başmüfettişlerince düzenli, planlı ve belli bir program dâhilinde, evrak, defter, personel, lojistik, tayin, iaşe, vatandaş memnuniyeti, suç ve suçlu ile mücadele kapasitesi, güvenlik hizmetlerinin etkinliği ve verimliliği gibi konularda yaptığı denetimdir. 17-25 Aralık tarihine kadar bu denetimler kurumsal kapasitenin geliştirilmesi, verilen güvenlik hizmetinin iyileştirilmesi ve kurumsal anlamda yaşanan sorunların giderilmesi anlamında kullanılmaya çalışılmıştır. Fakat bu tarihten sonra denetim kontrolden çıkmış, tüm daire başkanlıkları ve il emniyet müdürlükleri defalarca özellikle Polis Başmüfettişlerince denetlenmiştir. Denetleyen müfettişler denetlenen yerle ilgili herhangi adli veya idari bir soruşturma unsuru bulamayınca değiştirilmiş, yerine yeni müfettişler görevlendirilmiştir. Polis ve Mülkiye Başmüfettişleri kendilerine verilen yetki ve kaynakları kullanırken kamunun menfaatini ön planda tutma, tarafsızlık, dürüstlük, saydamlık, hesap verebilirlik gibi etik davranış ilkelerine uymaları gerekirken, bazı müfettişlerce bu yetki, korku, baskı ve tayin aracı olarak kullanılmıştır. Bu iddianın en büyük dayanağı ise Polis ve Mülkiye Başmüfettişlerinin aleyhine açılan onlarca adli davalardır ve bu davalar halen devam etmektedir. Bazı müfettişlerce, nereden geldiği belli olmayan, hiçbir maddi delil içermeyen, doğruluğu araştırılmayan ihbar mektuplarıyla, şikâyetlerle onlarca rütbeli personele adli veya idari soruşturma açtırılmış, bu kişiler itibarsızlaştırılmış, ayrımcılığa tabi tutulmuş ve mağdur edilmiştir. Bu iş ve işlemleri yapan bazı müfettişlerin ödüllendirilerek yurt dışı birimlerde veya Emniyet Teşkilatının üst düzey birimlerinde görevlendirildiği iddia edilmektedir. Bu iddianın araştırılması da bazı gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlayacaktır. 20

Sonuçta, 2014 ve 2015 yıllarında yapılan denetimler şeffaf, hesap verebilir ve Emniyet Teşkilatının kamuoyu nezdinde güvenini arttırıcı olma amacından çıkmış, görev yapan her üç polisten birine adli veya idari soruşturma açılmıştır. Bu baskılar sonucunda polis asli görevinden uzaklaşmış ve vatandaşın polise olan güveni azalmıştır. Aşağıda 2014 ve 2015 yıllarında polislere açılan idari soruşturma sayıları görülmektedir. YILLAR Soruşturma Sayıları 2014 50 000 2015 57 000 TOPLAM 107 000 Tablo 6: Polislere karşı açılan idari soruşturma sayıları (Aktifhaber, 2016) Tablo 6 da görüldüğü gibi 2014 ve 2015 yıllarında polislerin aleyhine toplam 107.000 idari soruşturma açılmıştır. Zaman aşımlarından dolayı ceza verilmeyen dosyalar ile açılan adli davalar bu rakama dâhil değildir. Böyle bir psikolojik ortamda görev yapmanın ne kadar zor olduğu ortadadır. Ayrıca bu yapılan uygulamaların, personel eş ve çocukları da değerlendirildiğinde yaşanan mağduriyetin büyüklüğü ortaya çıkmakta ve neden bu olayların üstünün örtülmeye çalışıldığı daha iyi anlaşılmaktadır. Bu soruşturmaların büyük bir bölümü, istihbarat, kaçakçılık, organize suçlar, mali suçlar, terör ve asayiş gibi adli birimlerde çalışan personele karşı açılmıştır. İstihbarat biriminde çalışan, sadece bir şube müdürüne 95 farklı olaydan dolayı açılan soruşturmalar vardır. Aynı personelin özlük dosyası incelendiğinde 17-25 Aralık olaylarından önce hakkında hiçbir soruşturmanın olmadığı gibi ceza bile almadığı görülecektir. Oysa Emniyet Teşkilatı, her türlü iç ve dış denetim enstrümanlarınca, müfettişler, mülki idare amirleri, savcılar, uluslararası kuruluşlar tarafından belirli periyotlarla defalarca haberli veya habersiz olarak denetlenmiştir. 21

2.2. POLİSLİK MESLEĞİNDEN İHRAÇ EDİLEN PERSONEL SAYISI Aşağıda 2014 ve 2015 yıllarında polislik mesleğinden ihraç edilen personel sayıları görülmektedir. Polislik Mesleğinden RÜTBELER İhraç Edilen Kişi Sayısı (2014-2015 Yılları) 1. Sınıf Emniyet Müdürü 18 2. Sınıf Emniyet Müdürü 25 3. Sınıf Emniyet Müdürü 32 4. Sınıf Emniyet Müdürü 26 Emniyet Amiri 20 Başkomiser 15 Komiser 37 Komiser Yardımcısı 34 Polis Memuru 280 TOPLAM 487 Tablo 7: Meslekten ihraç edilen polis sayısı Tablo 7 de görüldüğü gibi, 2014 ve 2015 yıllarında 101 Emniyet Müdürü, 20 Emniyet Amiri, 86 Komiser sınıfı ve 280 Polis Memuru olmak üzere toplam 487 kişi Polislik mesleğinden ihraç edilmiştir. Bu personelin neredeyse tamamına yakını, İdarenin verdiği meslekten ihraç kararına karşı hukuki yollara müracaat ederek dava açmıştır. 22

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 6652 ve 6638 SAYILI KANUNLARIN EMNİYET TEŞKİLATINA YANSIMALARI VE SONUÇLARI 3.1. 6652 SAYILI KANUNUN EMNİYET TEŞKİLATINDA MEYDANA GETİRDİĞİ ETKİ VE SONUÇLARI 6652 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun 11 Eylül 2014 tarihli Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 145 maddeden oluşan, birçok Bakanlığı ilgilendiren bu Torba Kanunun 97. maddesi Emniyet Teşkilatı ile ilgilidir. Bu madde de: 2577 sayılı Kanunun 28. maddesinin (1) numaralı fıkrasının üçüncü ve dördüncü cümleleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir. Ancak, 23/4/1981 tarihli ve 2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanuna ekli (1) ve (2) sayılı cetvellerde gösterilen unvanları taşıyan görevler ile farklı atama usullerine tabi olsalar dâhi daire başkanı ve üstü görevlere, sivil memurlar hariç kolluk teşkilatlarının kadrolarına; açıktan, naklen veya vekâleten yapılan atama ve bu görevlerden alınma, bu görevlerle ilgili yer değiştirme, görev ve unvan değişikliği işlemleri hakkında verilen mahkeme kararlarının gereği, ilgilinin kazanılmış hak aylık derecesine uygun başka bir kadroya atanması suretiyle iki yıl içinde yerine getirilir. Bu görevliler hakkındaki mezkur işlemlerin uygulanması, telafisi güç veya imkânsız zararları doğuran hâllerden sayılmaz. Bu fıkranın üçüncü cümlesinde belirtilen işlemlerle ilgili mahkeme kararlarının yerine getirilmemesi ceza soruşturması ve kovuşturmasına konu edilemez; ancak disiplin hükümleri saklıdır. şeklinde düzenlenmiştir. Yukarıdaki Kanun maddesi açık olarak İdareye; tüm kamu kurumlarında daire başkanı ve üst görevlerde bulunanlar ile Emniyet Teşkilatında sadece sivil memurlar haricindeki tüm personele (yaklaşık 260.000 polis) her türlü atama ve yer değiştirme yetkisi vermiş, istenirse 2 yıla kadar yargı kararlarını uygulamama hükmü de getirmiştir. Üstelik görevlilerce bu işlemlerin uygulanmasının, telafisi güç veya imkânsız zararları doğuran hallerden olmadığı vurgulayarak, mahkeme kararlarını uygulamayanların da cezai sorumluluğunu ortadan kaldırmıştır. Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte, uygulama talimatı Emniyet Teşkilatının tüm birimlerine emir olarak gönderilmiş ve yaşanan hukuka aykırı fiiller, mağduriyetler katlanarak artmıştır. 23

Tüm kamu personelini kapsayan 6652 sayılı Kanunun uygulanmasının Polislere yansıyan sonuçları aşağıda maddeler halinde ifade edilmiştir: a) Yasa gereği, Emniyet Teşkilatında sivil memurlar haricindeki tüm personelle ilgili olarak her türlü atama ve yer değiştirme yetkisiyle birlikte yargı kararlarını istenirse 2 yıla kadar uygulamama yetkisi, Emniyet Teşkilatında atamaların, mobbinge varacak şekilde çoğalarak hız kazanmasına neden olmuştur. Özellikle istatistiklere yansımayan Şube Müdürlükleri arası ve Şube Müdürlüğü içi atama işlemleri kontrolden çıkmıştır. b) Atama işlemlerine karşı İdare Mahkemelerinden Yürütmenin Durdurulması veya Yürütmenin İptali kararlarını alanlar farklı kadrolara atanmıştır. c) Emniyet Hizmetleri Sınıfı Mensupları Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği ile Emniyet Hizmetleri Sınıfı Branş Yönetmeliği fiilen ortadan kalkmıştır. d) Emniyet Teşkilatında özellikle İstihbarat, Terör, Kaçakçılık ve Organize Suçlar, Asayiş ile Özel Harekât gibi operasyonel birimlerde çalışan personel kısa sürede tasfiye edilmiştir. e) Mahkeme kararlarını uygulamayan, personele psikolojik işkence, mobbing ve ayrımcılık yapan yetkili amirlere Koruma Kalkanı getirilerek, personel baskı altına alınmıştır. f) Personel arasında her an bir yere atanma korkusu ve güvensizlik oluşmuş, fişlemeler yapılmıştır. g) Polis, rutin işler dışında görev yapamaz hale gelmiştir. h) Polis ve Mülkiye Başmüfettişlerine yaptıkları idari soruşturmalarla ilgili yetki aşımına kadar uzanan güç sağlanmıştır. i) Anayasa ya ve uluslararası mevzuata aykırı olarak gerçekleştirilen hukuksuz atamalarla; görevi kötüye kullanma, yargı kararını uygulamama veya şeklen uygulama, ayrımcılık, devleti zarara uğratma suçları işlenmiştir. j) İnsan kaynaklarının plansız kullanılmasından dolayı devlet milyonlarca lira zarara uğratılmıştır. Bu Yasanın bazı maddelerine karşı Ana Muhalefet Partisinin, Anayasa Mahkemesi ne açtığı dava sonucunda, Mahkeme, 02/10/2014 tarih ve 2014/149 E. ve 2014/151 K. sayılı kararı ile 6552 sayılı Kanunun 97. maddesi ve İdari Yargılama Usulü Kanunu nun 28. maddesine getirilen değişikliği iptal etmiştir. Anayasa Mahkemesi kararlarının geçmişe yürümemesi nedeniyle değişikliğin iptaline kadar gerçekleşen işlemler nedeniyle çok ciddi mağduriyetler yaşanmıştır. 24