YUNUS EMRE DİVANI NDA GÜL ETRAFINDA OLUŞTURULAN TEŞBİHLER



Benzer belgeler
Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi

Anlamı. Temel Bilgiler 1

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

Sevgili dostum, Can dostum,

Kur an ın Bazı Hikmetleri

*Edebi Sanatlar ve Örnekleri Mecaz. Teşbih

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

1. HAYATI ESERLERİ Divan Vâridât Ankâ-yı Meşrık Devriyye-i Ferşiyye...17

Edeb Yahu! Edebli ve Hayalı Olmak

Yusuf Bulut. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

ÖZ GEÇMİŞ. Çalıştığı Kurum : Giresun Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğrenim Durumu : Doktora

( Mesnevi den 8 şirli) r H i k â y ele

(Seni sevdiğim için eğer benden bedel isterlerse, iki cihânın mülkünü versem bile bu bedeli ödemeye yetmez.)

EDEBİYAT. Celâleddîn Ergûn Çelebi GENC-NÂME HAZİNE KİTABI

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

03-05 Ekim / October Yrd. Doç. Dr. Mehmet YAZICI

İbadetin Manası ve Çeşitleri

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

EĞİTİM DURUMU. Derece Üniversite Mezuniyet Yılı

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Eyup AKŞİT. arapcadersi.com

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

ÖZ GEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: Oğuzhan KARABURGU 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu:

GELENEKTEN SAPMALARIN KİTABI: OSMANLININ GÖRSEL ŞİİRLERİ

Yeni Türk Edebiyatında Kadıköy. 1. Adı Soyadı: Haluk ÖNER. 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Yrd. Doç. Dr.

ZAMBAK 7.Sınıf Din Kültürü Konu Başlıkları

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

tesbihat F3E8F6733B610D96B3656C284436EC92 Tesbihat 1 / 6

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23)

ARZU ATİK, Yard. Doç. Dr.

2. Yıl / III. Dönem (Second Year Third Semester)

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Peki, bu bayramın bizlere nasıl hediye edildiğini biliyor musunuz? Dilerseniz bu kıssayı hep birlikte hatırlayalım.

NOKTA VE ÇİZGİNİN RESİMSEL ANLATIMDA KULLANIMI Semih KAPLAN SANATTA YETERLİK TEZİ Resim Ana Sanat Dalı Danışman: Doç. Leyla VARLIK ŞENTÜRK Eylül 2009

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak " " dersek h 6. olarak sadaka verme.

CEVAP ANAHTARI SINIF

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Sezen Aksu 2. Çok Ayýp. Söz - Müzik: Sezen Aksu. Kulaðýma geliyor, atýp tutuyorsun, ileri geri konuþuyorsun aleyhimde. Çok ayýp, çok ayýp.

Uluslararası Yunus Emre Sempozyumu Bildirileri

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

KURAN YOLU- DERS 3. (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti)


1. Yalan nedir? 2. Yalan söylemenin bireye zararları nelerdir? 3. Yalan söylemenin toplumsal zararları nelerdir?

Yenişimdir Sözü Girişimdir Yönü İnsandır Özü:

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

Siz, Kimi Seviyorsunuz? Perşembe, 07 Ekim :38

GÜZEL SÖZLER. (Derleyen; Veyis Susam) * Ne kadar çok olsa koyunun sürüsü, Ona yeter imiş kasabın birisi. * Alçak, ölmeden önce, birkaç kere ölür.

Peygamberimizin (sav) Ramazan Ayı nı İhya Edişleri

Bilge Şair Yunus Emre

Şeytan Der ki Ey İnsan!..

Adamın biri bir yolun kenarına dikenler ekmiş. Dikenler büyüyüp gelişince yoldan geçenleri rahatsız etmeye başlamış. Gelip geçenler, adama:

EN ESKİ İNANÇLARDAN BİRİ OLAN ZERDÜŞTLÜK VE ZERDÜŞT HAKKINDA 9 BİLGİ

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

DİCLE ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ cilt XV, sayı 1, 2013/1

ŞEYH SAFVET İN TASAVVUF DERGİSİ NDEKİ YAZILARINDA TASAVVUFÎ KAVRAMLARA BAKIŞI

Müslim Uyğun. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

TÜM SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARI VE MAKALELER

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 471 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Yayın Değerlendirme / Book Reviews

Dua ve Sûre Kitapçığı

1. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ. (11 Mayıs -19 Haziran 2015 )

YRD. DOÇ. DR. ABDÜLKERİM GÜLHAN /4508.

ÖZGEÇMİŞ. II. (Link olarak verilecektir.)

5. SINIF 4.ÜNİTE: KURAN DA KISSALAR. 1. Geçmiş peygamberlerden ve olaylardan bahseden haberlere ne denir? a) Olay b) Haber c) Hadis d) Kıssa

( ) ARASI KONUSUNU TÜRK TARİHİNDEN ALAN TİYATROLAR

KRAL JAMES İNCİLİ 1611 APOCRYPHA DUA AZARYA & üç Yahudi şarkı. Azarya ve şarkının üç Yahudi duası

ve Manisa Muradiye Kütüphanesi nde iki nüshası Bursalı Mehmet Tahir Efendi

iki sayfa bakayım neler var diye. Üstelik pembe kapaklı olanıydı. Basından izlemiştim, pembe kapaklı bayanlar için, gri kapaklı olan erkekler içindi.

Sadîk-i Ahmak yani ahmak dost şiddetli düşmandan,din düşmanından daha fazla verir.

ŞATRANC-I UREFA (Arifler Satrancı) Satranç Hindistan da yaklaşık 1500 yıl önce bulunmuş klasik bir strateji oyunudur. Satranç Sanskritçe de

Islam & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği


İSMAİL DURMUŞ PROFESÖR

Bilmeceli-Bulmacalı-Oyunlu. Namaz Kitabım. Bilal Yorulmaz

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

6. SINIF. Oturan, duran, kovsuz, gıybetsiz Hakk Muhammed Ali deyip evine vara, tüm canların Yüce Allah dildeki dileğini, gönüldeki muradını vere!

Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin?

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

Pir Sultan ABDAL. Sana kıyanlar tarihin kara sayfalarında, sen ise milyonların kalbindesin Ey Ali Aşığı Pir Sultan

Question. Muhammed b. el-hasan el-saffar, müfevvizenin temsilcilerinden miydi?

Hac ve Umre İle İlgili Mekânlar

BİRLEŞİK FİİLLERİN OLUŞMASINA YUNUS EMRE NİN ÖZGÜN KATKILARI

KENDİMİZİ İFADE ETME YOLLARIMIZ

Transkript:

Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Yıl: 2013/1, Gül Özel Sayısı Journal of Süleyman Demirel University Institute of Social Sciences Year: 2013/1 Special Volume on Rose YUNUS EMRE DİVANI NDA GÜL ETRAFINDA OLUŞTURULAN TEŞBİHLER ÖZET Talip ÇUKURLU * Edebî sanatlar, edebî bir metnin layıkıyla anlaşılmasında son derece önemlidir. Bir şairin şiirlerinin gerçek değerinden söz edebilmek, ancak onun şiirlerindeki orijinal teşbihlerin, istiarelerin ve buna bağlı olarak orijinal hayallerin tespitiyle mümkün olabilecektir. Yekta Saraç ın da dediği gibi teşbih ve istiare şairin edebi kişiliğini belirlemede hareket noktası kabul edilebilecek hususlardandır. 13. yüzyılın sonları ile 14. yüzyılın başlarında yaşadığı bilinen ve Türkçeyi en saf en duru şekliyle kullanan Yunus Emre nin Dîvân ındaki teşbih ve istiareler, bu bildirinin konusu olarak seçilmiştir. Hemen şunu hatırlatmak gerekir ki, Yunus Emre nin asıl amacı edebî sanatları başarılı bir şekilde kullanmak, bu konudaki marifetlerini sergilemek değildir. Onun amacı insanları içinde bulundukları bunalımdan kurtarmak, onlara Hakk ı anlatmaktır. Halk ise, eskilerin tabiri ile avam dır. Halkın soyut hakikatleri anlayabilmeleri için alışmış oldukları, kendilerine aşina gelen somut temsillere ve teşbihlere ihtiyacı vardır. İşte sözün kıymeti, güzelliği, makama ve halin muktezasına uygun olması, kısaca beliğ olması bu noktada hayat bulmaya başlamaktadır. Kısacası Yunus Emre yaptığı teşbih ve istiareler ile hem halkı yönlendirmiş hem de oldukça başarılı şiirler ortaya koymuştur. Bu bildiride Yunus un gül etrafında oluşturduğu teşbihlere değinilecektir. Anahtar Kelimeler: Yunus Emre, Gül, Teşbih, İstiare. SIMILES FORMED AROUND ROSE IN THE YUNUS EMRE S DİVAN ABSTRACT Literary arts are of paramount importance in coming out of a literary text properly.being able to mention the real esteem of poems of a poet will be possible only through the finding of original similes, metaphors and correspondingly original images.as Yekta Saraç said, 'Simile and metaphor are of matters to be accepted as a starting point in determining the literary figure of apoet.' * Sakarya Üniversitesi Eski Türk Edebiyatı Bilim Dalı Doktora Öğrencisi, tcogu@hotmail.com [29]

Talip ÇUKURLU Similes and metaphors in Divan of Yunus Emre, who is known to live between the late 13th century and the early 14th century and use the Turkish language in its purest and cleanest way, are perceived as the issue of this notice.it is directly necessary to remind that the actual purpose of Yunus Emre is not to make use of literary arts successfully and lay out his talents on this head.his purpose is to release people from their depression and tell of God.However, public is 'herd' in terms of the old.in order for the public to have abstract facts within their grasp,they depend on common and familiar embodiments and similes.now,the value of remark,its beauty and being fit to dignity and the affair of necessity,shortly being satisfactory begin to wake at this juncture. In summary, Yunus Emre both directed the public and created successful poems by the similes and metaphores he performed.in this notice, similes Yunus formed around rose will be mentioned. Key Words: Yunus Emre,Rose,Simile,Metaphor. Yunus Emre nin gül hakkında yaptığı teşbih ve istiareleri şu başlıklar altında inceleyeceğiz: Vahdet, Hz. Peygamber ve Gül, Erenler ve Dervişler, Gül-Bülbül, Solmuş Güller ve Çeşitli Benzetmeler. 1. VAHDET Allah ın tek, bir olması anlamına gelen vahdet, Yunus Emre Divan ında çeşitli benzetmelere konu olmuştur. Kimi zaman varlık bir alem, bir şehir gibi kabul edilmiştir. Hatta bu vahdet ili o kadar esenlik içindedir ki, ne orada yetişen gülün dikeni vardır, ne de o ilde yaşayanların dillerinde acı söz vardır. Burada Yunus istiare yaparak gülü vahdet ilinin ilahi hakikatlarına benzetmiştir. O vahdet ilinde diken yok gülinde Şeker çok dilinde yüzinde hayâlar 62/3 1 Yunus Emre nin bahsettiği vahdet iline ulaşmak hem kolaydır hem zordur. Ona ulaşmak isteyenlerin aşk kadehini dolu dolu içmeleri gerekmektedir. Hatta canlarını seve seve vermelilerdir. Beyitte geçen ve daha sonraki beyitlerde de karşımıza çıkacak olan dost, Allah ın istiaresi olarak kullanılmıştır. Fakat Mehmet Kaplan, Yunus un Gül Bahçeside isimli makalesinde şeyh in istiaresi olarak kullanıldığını belirtmiştir (Kaplan, 2006:127). Fakat, aynı yazının birkaç sayfa sonrasında Kaplan, dost kelimesini ilah olarak kullanmıştır (Kaplan, 2006:136). Bu da göstermektedir 1 Yunus Emre ye ait şiirler Mustafa Tatçı nın hazırladığı Milli Eğitim Bakanlığı nın bastığı Yunus Emre Divanı ndan alınmıştır. Şiirlerin yanlarındaki ilk rakam divandaki şiir numarasını, ikinci rakam şiirdeki kaçıncı beyit olduğunu göstermektedir. [30]

Yunus Emre Divanı nda Gül Etrafında Oluşturulan Teşbihler ki dost kimi zaman şeyh in kimi zaman da Allah ın istiaresi olarak kullanılabilmektedir. Her ki bu dünyâdan geçer ışk kadehin tolu içer Işka cânun saçu saçar dost gülini diren kişi 372/4 Bir başka beytinde Yunus Emre hakikat denizine girerek boğulmak, sahip olduğu vücuttan sıyrılmak ve dost bağında bülbül olarak gülleri toplamak istediğini söylemiştir. Yunus, Allah ın varlığını, birliğini ve iman esasları gibi meseleleri güle; bunları halka anlatan kişi olarak da kendini bülbüle benzetmiştir. Girem denize gark olam ne elif ü mim dal olam Dost bâgında bülbül olam gülleri direm yüriyem 213/2 Yunus yukarıdaki beyte benzer şekilde yine kendisini bülbüle benzetmektedir. Fakat burada bir önceki beyitten farklı olarak gülü ilahi gerçeklere değil, doğrudan İlaha benzetmektedir: Benüm dilüm kuş dilidür benüm ilüm dost ilidür Ben bülbülem dost gülümdür bilün gülüm solmaz benüm 175/2 Sen sultânsın ben kulam sen gülsin ben bülbülem Hükmün âleme yiter ne kim var kul üstine 334/2 Aşağıdaki beyitte ise Yunus vuslata ulaştığını, dostun yüzü gül bana diyerek belirtmiştir. Artık gerçek aşka, gerçek sevgiliye kavuştuğu için, hiçbir şeyin onu, bu aşktan uzaklaştıramayacağını söylemektedir. Görülüyor ki gül, yine vahdeti anlatmak için farklı bir teşbihle kullanılmıştır. Dostun yüzi gül bana âşıkam yol bul ana Kaykımazam dört yana çün buldum ışk erini 397/6 İlk beyitte Yunus, vahdet ilinden, vahdet ilinin gül bahçelerinden bahsetmiş, ilahi gerçekleri de o bahçenin güllerine benzetmişti. Aşağıdaki beyitte ise, kendisinin o gerçeklerde önceki beyitte boğularak idi şimdi deyanarak yok olmayı, vücuttan geçmeyi, toprağın altına girdikten sonra hiç solmayacak bir gül olarak tekrar açılmak istediğini söyleyerek, çok güzel bir teşbih örneği sunmaktadır. Ko ben yanayın tüteyin dost bahçesinde yiteyin Bir gül olayın biteyin açıluban solmayayın 269/6 İki cihân toptolu bâg u bostân olurısa Senün kokundan eyü gül bostân içinde bitmeye 3/6 [31]

Talip ÇUKURLU 2. HZ. PEYGAMBER VE GÜL Gül denilince akla gelen ilk kişi şüphesiz Hz. Muhammed (sav) dir. Hz. Peygamber in terinin gül gibi koktuğu ve gülün Hz. Peygamber in terinden yaratıldığı inancı kültürümüzde bu çağrışıma neden olan en büyük etmenlerdendir. Anadolu halkı hala gül kokladığı zaman salavat getirir. Mevlitlerde gül suyu ikram edilir vs. Dünya insan için bir imtihan yeridir, yani tuzaktır. Kişi her an nefis veya şeytanın tuzağına düşebilir. Bu korku içinde olan birinin her an tedirgin olması, rahat davranamaması yani gülememesi gerekir. Yunus Emre aşağıdaki beyitte bu durumdan bahsetmektedir. Kendini bülbüle benzeterek Gül için, Gül ün bahsettiği gerçekleri anlatmak için bu dünyaya geldiğini söylemektedir. Peki Gül kimdir? Bir sonraki beyitte gül Muhammed teridir denilerek bu sorunun da cevabı verilmiştir. Ne hâldeyüm ne bilem duzakdayum ne gülem Bir garîbçe bülbülem ötmege güle geldüm Gül Muhammed deridür bülbül anun yâridür Ol gülile ezelî cihâna bile geldüm 196/7-8 Niçün sen nefs-i emmârı bu gafletden uyarmazsın Muhammed şer î gülini senün yüzüne urmazsın 235/1 3. ERENLER VE DERVİŞLER Yunus un gülü benzettiği başka bir benzetilen ise erenler ve dervişlerdir. Yunus gülü iki açıdan ele alır. Birincisi bütün insanların hoşuna giden görüntüsü ve kokusu. İkincisi hemen herkesi inciten dikeni. Bir kişi eğer hakka giden yola girdiyse, bir erenin himmetini istiyorsa gül gibi yumuşak huylu olmalı; diken gibi dik başlı olmamalıdır. Aksi takdirde odda yanılacağında şüphe yoktur. Diken olma gül ol eren yolında Diken olurısan oda yanasın 279/6 İncidesin âh ideler ömrin gülin kurıdalar Gözsüz olasın yideler tâ bilesin dervîşleri 374/5 Yunus, Hakk ın gülzarına er in himmetiyle girmiştir. Onun sadece yüzünü görünce bile bütün şüphelerinin yok olduğunu söylemektedir. Burada sanki, önceleri büyük bir Yahudi alimi olup da Hz. Peygamber in sadece [32]

Yunus Emre Divanı nda Gül Etrafında Oluşturulan Teşbihler simasını görmekle bu simada yalan olamaz deyip İslamiyet e giren Abdullah bin Selam a telmih vardır. Erün dîdârın gördüm gümân terkini urdum Dost bahçesine girdüm ögerem gül-zârını 397/5 Dostun yüzi gül bana âşıkam yol bul ana Kaykımazam dört yana çün buldum ışk erini 397/6 4. GÜL-BÜLBÜL Gül ile bülbül birbirinden ayrı düşünülemeyen, yüzyıllardır haklarında onlarca mesnevi yazılan bir ikilidir. Yunus da bu gül-bülbül hikayelerinden yararlanmış, istiareler ve telmihlerde kullanmıştır. Kimi zaman kendini bülbüle Hz. Peygamberi veya Hz. Allah ı güle benzetmiştir. Yahut ilahi gerçekleri bir gül bahçesine benzetmiş ve kendisini bu bahçenin bülbülü olarak vasıflandırmıştır. Ne hâldeyüm ne bilem duzakdayum ne gülem Bir garîbçe bülbülem ötmege güle geldüm 196/7 Yunus un, bülbülün güle karşı ötmesinin sebepsiz olmadığını, gülde dostun cemalinin olduğunu, bu yüzden de bülbülün gülzara karşı öttüğünü söyleyerek hüsn-i talil yapar. Ne görür gülde yâ bî-çâre bülbül Ki gülistâna karşu gulgul eyler Kaçan gülde görür dostun cemâlin Çagırur kim beni deli şol eyler 95/1-2 Bülbüllerin seher vakitlerinde, güneş yeni doğarken, güller henüz açılırken öttükleri malumdur. Müslümanlar da bu vakitlerde sabah namazına kalkarlar ve sabah namazından sonra yapılan duaların daha makbul olduğu kabulüyle Hakk a niyazda bulunurlar. Yunus bu duruma işaret ederek kendisinin aynı bülbül gibi- Allah a zari kıldığını söylemektedir. Gül ün ve gül bahçesinin Allah ın istiaresi olduğu bu beyitte de açıkça görülmektedir. Seher-gâhın turup zârî kıluram Sanasın bülbülem gül-zâre karşu 289/3 [33]

Talip ÇUKURLU 5. SOLMUŞ GÜLLER Yunus Emre çeşitli beyitlerde mezarlığın yanından geçerken kabirlerde yatanları gördüğünü söyler. Bu yatanların kimileri ufacık çocuklardır, kimileri bilgili yiğitlerdir. Bunlar adeta solmuş gül gibilerdir. Yimiş kurd kuş bunı keler niçelerün bagrın deler Şol ufacık nâ-resteler gül gibice solmış yatur 74/3 Togru varurdı yolları kalem tutardı elleri Bülbüle benzer dilleri dânışmân yigitler yatur 82/3 Gice gündüz oglancuklar söyleriken bülbül gibi Ayrılmışlar anaları sinlerini bekler yatur 82/6 Kara toprağın altında yatanlar sadece çocuklar ve yiğitler değildir. Elleri kınalı, gül yüzlü, kara gözlerinin feri sönmüş, gül toplayan elleri çürümüş hatunlar da artık solmuş bir gül gibidir. Elleridür kınalu hem karavaşları tapulu Kargu gibi uzun boylu gül yüzlü hatunlar yatur 82/7 Sogulmış şol kara gözler belürsüz olmış ay yüzler Kara topragun altında gül diren elleri gördüm 207/6 6. ÇEŞİTLİ BENZETMELER Yunus Emre aşağıdaki beyitte imanı güle benzetmiştir ve insanın beyaz bir sayfa gibi olan kalbine günahlar girdikçe, nokta nokta siyahlaşması gibi, Yunus da bu günahlardan dolayı kalbde yer alan iman güllerinin solduğunu söylemektedir. Fakat bu gülleri tekrar canlandırmanın bir yolu vardır. O da inayet suyu ile her an o kalbi yıkamaktır. Günâhun çogu şûmından îmânun gülleri soldı İnâyet suyıla her dem niçün anı suvarmazsın 234/3 Yunus başka insanların hakkına saygılı olmayı da gül istiaresi ile anlatmıştır. Kimse bâgına girmegil kimse güline dirmegil Var kendü ma şûkunıla bâgçede el alış yüri 403/6 [34]

Yunus Emre Divanı nda Gül Etrafında Oluşturulan Teşbihler Klâsik edebiyatımızda önemli bir yeri olan bülbülün, Yunus Emre Divanı ndaki bir adı da gül kuşu dur. El kuşı elden ele gül kuşı gülden güle Baykuş vîrâne sever şahinler pervâz ile 335/6 Hz. İbrahim ateşe atıldığı zaman Allah ın izni ile ateş onu yakmamış, hatta o ateş gül bahçesine dönüşmüştür. Klasik edebiyatımızda bu olayın telmihine sık sık rastlanır. Bunun yanı sıra ateş ile gülün arasındaki renk benzerliği de bu tür benzetmelere zemin oluşturmuştur. Yunus aşağıdaki beyitte bu kıssaya telmihte bulunduğu gibi, Cennet de O ndan, Cehennem de O ndan. Allah emrettikten sonra Cehennem de bize gül bahçesidir diyerek teslimiyetteki derecesini göstermektedir. Pîşrev bize Kur'ân durur vatan bize Cennet durur Ol Tamu'yı Hak yandurur ol gül-i gül-zârdur bize 333/6 Sonuç olarak şunu diyebiliriz ki, asıl hedefi insanları içinde bulundukları karamsarlıktan kurtarmak, onlara tek güç sahibi olanın ancak Allah olduğu, O nun izni olmadan kimsenin bir şey yapamayacağı, -iyi veya kötü- insanın başına gelenlerin de O ndan geldiği inancını yerleştirmek olan Yunus Emre, şiirlerinde zaman zaman oldukça başarılı, sanatlı bir dil kullanmıştır. Divanında geçen çiçek isimlerinden en çok gülü kullanmış ve dolayısıyla en çok benzetmeyi de gül üzerinden yapmıştır. Yukarıda verilen örnek beyitler denizden bir damla nisbetindedir. KAYNAKLAR KAPLAN, Mehmet, Türk Edebiyatı Üzerine Araştırmalar I, Dergah Yayınları, 2006, İstanbul. TATÇI, Mustafa, Yunus Emre Divanı I Divan-, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, 2005, İstanbul. TATÇI, Mustafa, Yunus Emre Divanı II Tahlil-, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, 2005, İstanbul. [35]