Diplomasi ve Göç: Türk-Yunan Mübadelesinin Öteki Yüzü Onur YILDIRIM



Benzer belgeler
Elveda Rumeli Merhaba Rumeli. İsmail Arslan, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2013, 134 Sayfa.

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

Lozan Barış Antlaşması

C D E C B A C B B D C A A E B D D B E B A A C B E E B A D B

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır.

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

MİLLİ MÜCADELE TRENİ

MAKALE ÇAĞRISI INTERNATIONAL CRIMES AND HISTORY / ULUSLARARASI SUÇLAR VE TARİH MAKALE ÇAĞRISI

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ YATAY GEÇİŞ İLKELERİ

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

TÜRK BİLİMLERI VE ÇAĞDAŞ ASYA BİLİMLERİ BÖLÜMÜ. ID Başlık ECTS

İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ YATAY GEÇİŞ İLKELERİ A-FAKÜLTE İÇİ VE FAKÜLTELER ARASI YATAY GEÇİŞ İLKELERİ

frekans araştırma

İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ YATAY GEÇİŞ İLKELERİ

Doğu Afrika Jeopolitiği ve Türkiye nin Somali Politikası

Dönem : 4 Topiant, : 3 MİLLET MECLİSİ S. Sayısı : 194'e 2 nci Ek

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ

ANTROPOLOG TANIM A- GÖREVLER

ÖĞRETMEN ADAYLARININ ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNİ TERCİH SEBEPLERİ

SALTANAT LOZAN ANT.notebook. March 13, 2014 LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI ( 24 TEMMUZ 1923 ) HANGİ KONULARDAN TAVİZ YOK?

Tuba ÖZDİNÇ. Örgün Eğitim

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti

TOPLAM 30 TOPLAM 30 TOPLAM 30

KAMU YÖNETİMİ LİSANS PORGRAMI

Aday Meslek Memurluğu Sınavı için aranan genel koşullara ek olarak adayların bilmeleri gereken hususlar:

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ MİMARLIK FAKÜLTESİ MİMARLIK BÖLÜMÜ STAJ ESASLARI 1994 ( )

Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir?

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI

27 28 EYLÜL TARİHLERİNDE MAKEDONYA ÜSKÜP TE GERÇEKLEŞTİRİLEN PEMPAL TOPLANTISI RAPORU

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9

Maliyet Muhasebesi I (147) A11-A Pazartesi İşletme İktisat Uluslararası İlişkiler

MESLEKİ EĞİTİM MALİ DESTEK PROGRAMI. Proje ve Projelere İlişkin Genel Kavramlar

TBB İnsan Hakları Merkezi. İnsan Hakları İzleme, Raporlama ve Arşivleme Proje Önerisi 1 I. PROJENİN AMACI VE DAYANAĞI

HAKAN ÇAVUŞOĞLU: YUNANİSTAN İÇİN ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMAYA HER ZAMAN HAZIRIZ" Cumartesi, 04 Kasım :31

TÜRKİYE'NİN TOPLUMSAL YAPISI

3647 SAYILI ve 2008 (3647/2008) TARİHLİ YUNANİSTAN VAKIFLAR YASASI VE UYGULAMALARI

Tam zamanlı yüksek lisans öğretimidir. Mezuniyet Koşulları

ULUSLARARASI İLİŞKİLER YÜKSEK LİSANS PROGRAM BİLGİLERİ

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ÇOCUK HAKLARI

AB Bütçesi ve Ortak Tarım Politikası

I.DÜNYA SAVAŞI ve BALKANLAR

Venizelos İst Rumlarının kalmasını istiyordu (megali idea+aynaroz sorunu). Türkiye zorunluluğu şart koştu.

Diyalog İçin Halk Bilimi Projesi Ankara Etkinlik Haftası Çerçevesinde BALKANLAR VE TÜRKİYEDE HALK KÜLTÜRÜ KONFERANSI

EDEBİYAT SOSYOLOJİSİ AÇISINDAN 12 EYLÜL ŞİİRİ Nesîme CEYHAN AKÇA, Kurgan Edebiyat, Ankara 2013, 334 s.,isbn Sabahattin GÜLTEKİN 1

Şişecam Topluluğu Rüşvet ve Yolsuzluk ile Mücadele Politikası

Türk Dış Politikası II (INT 304) Ders Detayları

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (OMBUDSMANLIK)

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

2013 Türk Dış Politikası Yıllığı. Editörler: Burhanettin Duran, Kemal İnat, Ali Balcı

TARİH BOYUNCA ANADOLU

KİTAPÇIĞIN HAZIRLANMA AMACI

"AVUSTURYA'DAKİ BOSNALI VE TÜRK GÖÇMENLER" 1

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Savaş Sertel. Tek Parti Dönemi nde Bingöl de Kurulan CHP Teşkilatları, Halkevleri ve Halkodaları

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Arnavutça (DİL-2) Boşnakça (DİL-2)

T.C. İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM VE SINAV YÖNERGESİ*

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Lisans Programı

DİKEY INTERNATIONAL Law & Consultancy

JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

İSTANBUL ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ ÜNİVERSİTE İÇİ ve KURUMLAR ARASI YATAY GEÇİŞ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

OMV Petrol Ofisi A.Ş. Denetimden Sorumlu Komite Tüzüğü

İKTİSAT YÜKSEK LİSANS PROGRAM BİLGİLERİ

HARRAN ÜNİVERSİTESİ ÖNLİSANS VE LİSANS DÜZEYİNDEKİ PROGRAMLAR ARASINDA YATAY GEÇİŞ ESASLARINA İLİŞKİN YÖNERGE

BÜRO YÖNETİMİ ve YÖNETİCİ ASİSTANLIĞI PROGRAMI - TÜRKİYE YÜKSEKÖĞRETİM YETERLİLİKLER ÇERÇEVESİ İLE PROGRAM YETERLİLİKLERİ İLİŞKİSİ

Türkiye Nasıl Bir Antarktika Stratejisi Geliştirmelidir?

YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH BÖLÜMÜ LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI

4. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ. (11 Mayıs -19 Haziran 2015 )

Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği Yayınları Araştırma Eserleri Serisi Nu: 7. Emeviler den Arap Baharı na HALEP TÜRKMENLERİ

TSPAKB 8. Olağan Genel Kurul Toplantısı

ĐKV DEĞERLENDĐRME NOTU

Tarım Arazileri. Esin ERTEK TSKB Ekonomik Araştırmalar

2000 li Yıllar / 6 Türkiye de Dış Politika İbrahim KALIN Arter Reklam Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011

I. ATAMALAR ve TERFİLER

ÜST FONLARA KAYNAK AKTARIMINA İLİŞKİN KARAR. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Samaruksayı Seyir olarak bilinen köyün eski adı, Cumhuriyetin ilk yıllarında,

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi S.B.E. İktisat anabilim Dalı İktisat Programı 7. Düzey (Yüksek Lisans Eğitimi) Yeterlilikleri

Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler

KIRKLARELİ ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ STAJ ESASLARI

TÜRKİYE NİN DEPREM GERÇEĞİ. Deprem Bölgeleri Haritaları ve Deprem Yönetmeliklerinin Tarihsel Gelişimi

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MOBBİNG KOMİSYONU ÇALIŞMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM

tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMU KALİTE KOMİSYONU VE KİDR RAPORLAMA SÜRECİ


Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

T.C. KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır.

Kıbrıs Antlaşmaları, Planları ve önemli BM, AB kararları-1

Değerli Okuyucularımız,

ÖĞRETMEN ADAYLARININ MESLEK BİLGİSİ DERSLERİ ÜZERİNE BAKIŞ AÇILARI

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ (TÜRKÇE LİSANS PROGRAMI) 4 YILLIK DERS PLANI

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

İsterlerse Hristiyan öğrencilerimize de din kültürü sorusu sorabiliriz

ANA SINIFI PYP VELİ BÜLTENİ KENDİMİZİ DÜZENLEME BİÇİMİMİZ (24 Mart Mayıs 2014)

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

IFC Finansman Desteği

Transkript:

Diplomasi ve Göç: Türk-Yunan Mübadelesinin Öteki Yüzü Onur YILDIRIM İstanbul, Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2006, 363 sayfa. ISBN: 9756176679 Hazırlayan: Duygu ÖZTÜRK1 2006 yılında yayınlanan Diplomasi ve Göç Türk Yunan Mübadelesinin Öteki Yüzü, Doç. Dr. Onur Yıldırım ın Princeton Üniversitesi nde hazırlamış olduğu doktora tezinin Türkçe ye çevirisidir. Bu çalışmada, Türk ve Yunan tarih yazınında önemli yerlere sahip olan zorunlu mübadele konusunun eleştirel bir bakış açısıyla karşılaştırmalı analizi yapılmaktadır. Bu zamana kadar, Türk-Yunan zorunlu mübadelesi hem politika yapıcılar arasında hem de akademik çevrelerde azınlık sorununun barışçıl ve başarılı çözümü olarak değerlendirilmiş ve birçok azınlık sorununun çözümü için de model olarak alınmıştır. Hâkim olan başarı öyküsü görüşünün yanı sıra, olayın tarafları olmaları nedeniyle Türkiye ve Yunanistan da konu ile ilgili birbirlerinden oldukça farklı değerlendirmeler mevcuttur. Özellikle ulus-devlet çerçevesinde milliyetçi söylemlerle amaç, mübadele konusunun bilimsel analizinden ziyade mevcut politik çıkarlara hizmet edecek şekilde taraflı değerlendirmeler haline gelmiştir. Mübadele Antlaşmasından etkilenen yaklaşık 2 milyon insanın hikâyesi, siyasi iktidarın ideolojik amaçları doğrultusunda ya hatırlanmış ya da unutulmuştur; Yunan tarihçiliği hatırlama yı tüm çalışmalarının özüne yerleştirirken, Türk tarihçiliği de kendisine unutmayı kılavuz edinmiştir (s 27). Mevcut olan bu taraflı, belli amaca hizmet eden değerlendirmelerin yanı sıra son zamanlarda sosyal bilimciler arasında konuya daha eleştirel yaklaşımlar da olmaya başlamıştır. Yıldırım ın bu çalışmasındaki amacı Türk-Yunan Mübadelesini bilimsel bir araştırma konusu olarak modern Türk tarihçiliğinin gündemine taşıyarak, erken Cumhuriyet tarihine karşı son zamanlarda gelişmekte olan eleştirel tarih yazınına katkıda bulunmaktır (s.34-35). Yazar konu ile ilgili çalışmalar açısından Yunan tarafını çok iyi belgelenmiş ve incelenmiş olarak değerlendirirken Türk tarafında konunun ihmal edildiğini düşünmektedir. Bu nedenle olayın Yunan tarafı mevcut literatüre hâkimken, Türk tarafıyla ilgili kaynak eksikliği resmin bir bütün olarak algılanmasını engellemektedir. Mübadele konusunun araştırılmasında Türk tarihçiliğinin Yunan tarihçiliğinin gerisinde kaldığını düşünen yazar, bu çalışmayla Türk tarihinde önemli bir boşluğu doldurmayı ve eksik kalan resmi tamamlamayı temel amaçlarından biri olarak belirtmektedir. Çalışma birincil ve ikincil Türkçe, Yunanca ve İngilizce kaynaklar incelenerek hazırlanmıştır. Türkçe ve Yunanca kaynakların beraber kullanılması bu çalışmayı benzerleri arasında farklı bir yere taşımaktadır. Yazılı kaynakların yanı sıra, mübadeleden etkilenmiş insanlarla yapılan söyleşiler de çalışmanın farklılığına katkıda bulunmuştur. Yazar Yunan arşivlerine ulaşmada sıkıntı çekmediğini söylerken, çalışmanın birçok yerinde çoğu konu- Doktora Adayı, Siyaset Bilimi Bölümü, Bilkent Üniversitesi, Ankara, E-Posta: duyguoz@bilkent.edu.tr ULUSLARARASIiLiŞKiLER, Cilt 6, Sayı 24, Kış 2010, s. 149-154

ULUSLARARASIİLİŞKİLER / INTERNATIONALRELATIONS nun Türk Dışişleri Bakanlığı arşivlerinin araştırmacılara açılmasıyla açıklığa kavuşacağını belirtmektedir. Kitap iki ana bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde yazar mübadele konusunun diplomatik sürecini derinlemesine incelemektedir. İkinci bölüm ise Mübadele Antlaşması nın uygulanma süresini incelemektedir. Antlaşmanın dâhilinde tutulan kişilerin transferleri, yerleştirilmelerinde izlenen politikalar ve mallarının tazminleri bu bölümün temel konularıdır. Bu bölümde cevap aranan temel sorulardan biri, Türk muhacirleri neden/nasıl kültürel özelliklerini ikinci plana atıp var olan kültürel çerçeveyle bütünleşebilirken, Yunan mülteciler neden/nasıl kalıcı bir mülteci kimliği geliştirebilmişlerdir. Mübadele Antlaşmasını ortaya çıkaran diplomatik sürecin incelendiği birinci bölümde yazar süreci Yunan Tarafı ve Türk Tarafı olarak ikiye ayırarak değerlendirmektedir. Öncelikle Mübadele fikrinin nasıl ortaya çıktığı konusu derinlemesine incelenmektedir. Balkan Savaşları ndan itibaren bölgede yaygın olarak nüfus hareketlerine dikkat çeken yazar, mübadelenin Lozan da ortaya çıkmış bir fikir olmadığını göstermektedir. Nüfus mübadelesi hem Türkiye hem de Yunanistan da fikren ve fiilen mevcutken, taraflar arasındaki konu bu mübadelenin zorunlu mu yoksa gönüllü mü olacağı ve mübadeleye kimlerin dâhil olacağı olmuştur. Yıldırım a göre her iki taraf da en başından beri zorunlu mübadeleye sıcak baktıklarından asıl tartışmalar mübadeleye kimlerin dâhil edileceği üzerinde yoğunlaşmıştır. Türk tarafı önceleri Orta Anadolu da yaşayan, Türkçe konuşan Ortodoks Hristiyanlar olarak bilinen Karamanlılar dışında bütün Anadolu Rumlarının koşulsuz değişimini hedeflemekteydi (s.106). Atina hükümetiyse, İstanbul daki Rumları ve Batı Trakya daki Müslümanları da kapsayacak top yekûn bir nüfus mübadelesi fikrini benimseyen Venizelos tan farklı olarak, İstanbul daki Rumların bu tür bir projeye dâhil edilmesine tamamen karşıydı (s.87). İstanbul Rumlarının kalıp kalmayacakları sorusuna ek olarak Batı Trakya nın geleceği için Türk tarafı bir referandumun yapılmasında ısrarcıydı. Görüşmeleri neredeyse durdurma noktasına getiren iki belirsizlik Curzon un ortaya attığı teklifle çözümlenmiştir. Yapılan teklif İstanbul daki Rum nüfusun bu şehirde olduğu gibi kalmaları şartıyla, Batı Trakya daki 124 bin Müslüman mübadelenin dışında tutulmasıydı (s.102). Yazara göre Türk tarafının İstanbul Rumlarının muaf tutulması fikrini kabul etmesi görüşmelerde bir dönüm noktası olmuştur (s. 103). Teklifin kabul edilmesiyle Türkiye görüşmelerin en başından itibaren arkasında durduğu her iki şartından Batı Trakya da referandum ve İstanbul Rumlarının mübadele kapsamında olması- da vazgeçmiştir. Yıldırım a göre, Türkiye nin en başından beri oldukça sert olan tutumunun son anda değişmesinde bir diğer tartışma konusu olan Ermeni Vatanı sorunun büyük etkisi olmuştur. Çünkü Türkiye nin Ermeni sorunu ile Batı Trakya hakkında savunduğu görüşler çatışmış, bu da Türkiye nin Lozan a taşıdığı tezleri zayıflatmıştır (s.109-110). Ermeni Vatanı sorununun yanı sıra, İsmet Paşa nın Batı Trakya hakkındaki düşüncesi (s. 113) ve Amerika nın tavrı (s. 125) yazarın bu tavır değişikliğinde önemli gördüğü diğer nedenlerdir. Zorunlu Mübadele Antlaşması, Türk ve Yunan tarafların kimlerin mübadele kapsamında olacağı konusunda anlaşmalarından sonra 30 Ocak 1923 te imzalanmıştır. Antlaş- 150

Onur Yıldırım, Diplomasi ve Göç Türk Yunan Mübadelesinin Öteki Yüzü mayla beraber, antlaşmanın imzalanmasından önce yurtlarından ayrılmış ama evlerine dönme umudu taşıyan yüz binlerce Rum un fiili durumları yasallaşmış (s.138), her iki ülkedeki azınlıkları göçmen haline getiren on yıllık bir süreç de resmiyet kazanmıştır (s. 143). Çalışmanın ikinci bölümünde Mübadele Antlaşmasının uygulanışı, karşılaşılan zorluklar, mübadil ve muhacirlerin yerleştirilmeleri, tazminleri, gittikleri ülkelere ekonomik ve sosyal adaptasyonları ile politik duruşları incelenmektedir. Yazar konuyu Türkiye ve Yunanistan daki durumları karşılaştırmalı vermeyi tercih etmektedir. Bu şekilde bir ülkedeki eksiklik, anlayış farklılıkları ve izlenen politikaların göçmenlerin yaşamlarındaki etkileri daha iyi anlaşılmaktadır. Yaklaşık 10 yıllık dönemin incelenmesi 3 bölümde sunulmuştur. Öncelikle Mübadele Antlaşması nın temel hatları belirtilmiş, metnin eksikleri ve hataları ortaya konmuştur. İkinci aşamada göçmenlerin durumları, yolculukları ilgili hükümetlerce yapılan hazırlıklar göz önünde tutularak incelenmiştir. İkinci bölümün son kısmında çalışma boyunca isimleri geçen, her iki ülkede göçmen işleriyle ilgilenmek için oluşturulan kurumların yapısı ve işleyişleri incelenmiştir. Yazar mübadelenin büyüklüğünü somutlaştırmak için rakamlarsal değerlendirme yapmaktadır. 1928 nüfus sayımına göre 6.2 milyon nüfusa sahip olan Yunanistan ın 1.1 milyonu Asya ve Trakya dan gelen insanlardan oluşmaktaydı (s. 152). 1927 nüfus sayımına göre 13.6 milyon nüfusa sahip Türkiye de göçmen nüfusu 627 bin kadardır (s.152). Bu sayıya zorunlu mübadele Antlaşması ile Yunanistan dan gelen Müslümanlara ek olarak Bulgaristan, Romanya ve Yugoslavya dan gelenler de dâhildir. Türkiye ye gelenlerle gidenlerin oranı ve genel nüfus içerisindeki ağırlıkları çerçevesinde Türk tarih yazınında yaygın olan kanı Türkiye nin mültecileri yerleştirmesinde önemli bir engelle karşılaşılmadığı yönündedir (s. 154-155). Yazarın bu çalışmadaki temel amaçlarından birisinin de Türk tarafı hakkında yerleşmiş olan bu görüşü teorik ve olgusal düzeyde sorgulamak, olayın bilinmeyen ya da göz ardı edilen taraflarına dikkat çekmek olduğu unutulmamalıdır. Yıldırım a göre göçmen sorunu sadece göçmenlerin yerleştirilmesi değil; göçmenlerin naklinden onların var olan ulusal çerçeveyle ekonomik anlamda bütünleşmelerine kadar birçok mikro ve makro boyutu içermektedir (s. 155). Bu çerçevede Türk ve Yunan tarafının ne kadar başarılı olduklarını sorgulamaktadır. Yazar, çoğu konuda Yunanistan ı göçmen sorunlarıyla savaşmada daha başarılı bulurken, bu durumun nedenlerini, ortaya çıkardığı sonuçları ve her iki ülkede göçmenlerin ne kadar ulusal çerçeveyle bütünleşebildiklerini değerlendirmektedir. Yunan tarafının çeşitli uluslararası kuruluşlardan sağladığı kredilerin ve kurulan bağımsız Mülteci Yerleştirme Komisyonunun ülkedeki iskân ve göçmen sorunlarına cevap vermede hayati rol oynadığı çalışmada sürekli vurgulanan noktalardandır. Öte yandan, Türk tarafının göçmen konusunun üstesinden gelmedeki başarısızlığının temel nedenleri olarak yazar konunun bir iç meseleye dönüştürülerek dış yardımlara kapıların kapatılmasını ve projelerin gerçekleştirilmesi için etkin bir yönetimin olmamasını vurgulamaktadır (s. 163). Mübadele Antlaşması, mübadeleye tabi tutulacakların özelliklerinden, mülkiyetlerin tasfiyesinde izlenecek yöntemlere kadar geniş bir konu yelpazesini açıklayan hükümler içermektedir (s. 181). Fakat yazar antlaşmayı konunun gerçek dinamiklerini terk edilmiş 151

ULUSLARARASIİLİŞKİLER / INTERNATIONALRELATIONS mülklerin durumu, tasfiye sorunu, tazminatın finansal maliyeti, mübadeleye tabi insanların mezhepsel farklılıkları, Türkiye deki Yunan vatandaşlarının statüsü vb. ve olası sonuçlarını göz önünde bulundurmaması bakımından eleştirmektedir. Yıldırım a göre antlaşmanın en önemli sorunu azınlık tanımlamasıdır. Dini temel alarak yapılan tanımlama Türk ve Yunan ulusal kimliklerinin güçlendirilmesine hizmet ederken, 2 gruba zarar vermiştir: Etnik olarak aynı kökenden gelen ama kültür, din ve tarih açısından çoğunluktan farklı olan insanlar ile etnik olarak farklı olup, dini açıdan hedef gruplarla özdeşleştirilen insanlar (s. 184). Mübadele antlaşmasının dini temel nokta olarak almasıyla Karamanlılar, Ermeniler, Arnavutlar, Çerkezler, Süryaniler ve Bulgarlar topraklarından ayrılmış ve göçmen haline getirilmişlerdir. Yazar bu grupların Rumlar ve Müslümanlarla dini açıdan bağdaştırılarak antlaşmadan haksız yere etkilendiklerini savunmaktadır (s. 185). Mübadele Antlaşmasının niteliklerinin eleştirel değerlendirmesinin yanı sıra yazarın dikkat çektiği diğer bir konu ise antlaşmanın uygulanmasıdır. Yıldırım a göre, göçmenlerin mallarının tasfiyesi ve yerleştirilmeleriyle ilgili durum pek de Mübadele Antlaşması nda öngörüldüğü gibi olmamıştır (s.199). Özellikle mülkiyet konusuyla ilgili Antlaşma maddelerini kafa karıştırıcı bulan yazar, uygulamada birçok maddenin yetkililerce ihlal edildiğini örnek vakalarla somutlaştırmaktadır (s. 199-202). Yazarın üzerinde durduğu diğer bir nokta göçmenlerin taşınmaları ve diğer ülkeye varışlarıdır. Mübadele Antlaşması nın imzalanmasından çok önce Anadolu daki Rumlar ve Balkanlar daki Müslümanların yer değiştirmeye başlamış olmalarına dikkat çeken yazara göre, göçmenlerin önemli bir bölümü kendi imkânlarıyla karşı kıyılara ulaşmış ve geride bıraktıkları mallarda ne hak iddia edebilmiş ne de tazminini tam olarak gerçekleşebilmişlerdir. Yazar, mülteci akınının büyüklüğü, ekonomik ve politik istikrarsızlığı göz önünde tutarak, dış destekler ve çeşitli projeler sonucunda mültecilerin hemen hepsinin yerleştirilmesi ve üreticilere dönüştürülmeleri bakımından Yunanistan ı süreci başarıyla tamamlamış olarak değerlendirmektedir (s. 234). Yıldırım a göre Müslüman muhacirler bakımından durum pek iç açıcı olmamıştır. Gidenlerin gelenlerden daha fazla olması nedeniyle muhacirlerin iskânlarında ciddi sorunlarla karşılaşılmadığı yönündeki yaygın görüşü yazar ulaşabildiği sınırlı kaynaklarla çürütmeye çalışmıştır. Yazara göre Türkiye ye gelen muhacirlerin yerleştirilmeleri, ekonomik ve sosyal hayata dâhil edilmeleri konularında iki temel sorunla karşılaşılmıştır: Muhacirlere verilen bina ve arazilerde göçmenlerin özelliklerinin dikkate alınmayışı ve bu malların bulunduğu koşullar. Göçmenlere verilen yerlerin kendi özelliklerine uygun olmamalarının yanı sıra bu evlerin ya yerli halk tarafından işgal edildiği ya da çok kötü durumlarda olduğu yazarın dikkat çektiği noktalardır. Bununla beraber devlet memurlarının hırsızlık ve yolsuzluk olaylarına karışmaları ve bu durumu engelleyecek otoritenin olmayışı başarısız iskân politikasının nedenleri arasında belirtilmiştir (s. 248). Mübadele Antlaşması çerçevesinde göçmen sorunlarıyla ilgilenen 3 temel kurumla ilgili kısımdan önce yazarın üzerinde durduğu son konu, göçmenlerin gittikleri ülkede üretime katılmaları ve sosyal olarak yerli halkla ne kadar bütünleşebildikleridir. Bu konuda Yıldırım Yunanistan a göç eden yaklaşık 1,5 milyon mültecinin Yunan toplumundan ayrı bir kimlik oluşturduğuna dikkat çekmekte ve bunun nedenleri üzerinde 152

Onur Yıldırım, Diplomasi ve Göç Türk Yunan Mübadelesinin Öteki Yüzü durmaktadır (s. 256-258). Rum mültecilerden farklı olarak, izlediği iskân politikalarının etkisiyle Müslüman muhacirlerin Türk toplumundan ayrı bir kimlik geliştirmelerinin önüne geçilmiştir. Kitabın ikinci bölümünün son kısmında Mübadele Antlaşması ile kurulan ve göçmen sorunlarına çözüm bulmak amacındaki kurumları incelemiştir. Yazar bu 3 kurumu Karma Komisyon, Mülteci Yerleştirme Komisyonu MYK (Yunanistan) ve Mübadele, İmar ve İskân Vekâleti MİİY (Türkiye) yeri geldikçe vermek yerine ayrı bir alt başlık altında incelemeyi tercih etmiştir. Bunun nedeni olarak yazarın bu kurumların amaçlarına hizmet etmelerinde yetersiz kaldıklarını gösterme çabası düşünülebilir. Öncelikle Mübadele Antlaşması ile kurulan ve antlaşmanın uygulanması ile ilgili kilit kurum olan Karma Komisyon un amaç ve görevleri ile bunları gerçekleştirmede bu kurumun ne kadar başarılı olduğu sorgulanmıştır. Her ne kadar Mübadele Antlaşması nın uygulanmasında temel organ Karma Komisyon olsa da, çıkan anlaşmazlıklarda ulusal hükümetlerin yetki alanlarında son sözleri söyleyen merciler olmaları Komisyonu etkisiz hale getirmiştir (s. 266-267). İkinci olarak yazar, Yunanistan daki mültecilerin iskân programının tasarlanması ve denetlenmesi konusunda tam yetkiye sahip Mülteci Yerleştirme Komisyonu nu incelemektedir. Yunan hükümetinin kontrolü dışında ve uluslararası bir yapıya sahip olan bu komisyon hakkında çeşitli sahtekârlık ve dolandırıcılık haberler varsa da yazar MYK nin iyi iş çıkardığını düşünmektedir. MYK nin özellikle mültecileri yerleştirme konusunda başarılı olduğunun fakat bu mültecilerin üreticilere dönüştürülmesinde benzer başarı gösteremediğinin altını çizmektedir (s. 282-284). Yazar son olarak, Türkiye de kurulan Mübadele, İmar ve İskân Vekâleti ni incelemektedir. Türkiye yi göçmen sorunlarıyla ilgilenecek etkin bir kurumun kurulması konusunda başarısız bulan yazar, kurumun fazla bürokratik olmasının, rüşvet, yolsuzluk, adam kayırmanın ve farklı hükümet kurumları arasında işbirliği eksikliğinin kurumun etkinliğini zayıflattığını savunmaktadır. Doç. Dr. Onur Yıldırım ın oldukça geniş çaplı araştırmaları sonucunda hazırladığı doktora tezinin Türkçe çevirisi olan bu çalışma, mübadele konusunda yaygın kabul görmüş Türk tarih yazınında eksik olan ve taraflı yansıtılan çoğu konuya farklı bir bakış açısı getirmektedir. Olaya yalnızca diplomasi penceresinden bakmayıp, mübadeleden etkilenen yaklaşık 2 milyon insanın sosyal ve ekonomik hayatlarındaki altüst olmayı, Türkçe ve Yunanca belgelerle destekleyerek madalyonun diğer yüzünü de okuyucuya sunmaktadır. Yazarın eleştirel yaklaşımı kimi zaman sert olsa da, okuyucuyu bu zamana kadar bildiklerini sorgulamaya yöneltecek güçtedir. Sırf konu ile ilgilenen uzman ve politikacıların değil, Türkiye ve Yunanistan ın bu süreci nasıl geçirdiğini merak eden herkesin rahatlıkla okuyabileceği, akıcı bir kaynaktır. 153