Boğaziçi şıngır mıngır Bosphorus pretty in color. Sorumlu Yaz şleri Müdürü/Managing Editor Feyyaz YALÇIN. Yay n Yönetmeni/Editor Ayşim ALPMAN



Benzer belgeler
HEARTS PROJESİ YAYGINLAŞTIRMA RAPORU

5İ Ortak Dersler. İNGİLİZCE II Okutman Aydan ERMİŞ

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 9 SBS PRACTICE TEST 9

( ) ARASI KONUSUNU TÜRK TARİHİNDEN ALAN TİYATROLAR

AB surecinde Turkiyede Ozel Guvenlik Hizmetleri Yapisi ve Uyum Sorunlari (Turkish Edition)

Konforun Üç Bilinmeyenli Denklemi 2016

Unit 1. My Daily Routine. A) How old are you? B) What s your name? C) Where are you from? D) What s the time? A:... time is it? B: It s three o clock.

BBC English in Daily Life

Argumentative Essay Nasıl Yazılır?

This empire began in 330 and lasted until 1453, for 1123 years.

Exercise 2 Dialogue(Diyalog)

1. A lot of; lots of; plenty of

İNGİLİZCE GRAMER SIMPLE PAST TENSE TO BE (OLMAK FİİLİNİN GEÇMİŞ ZAMANI) GRAMER ANLATIMI ALIŞTIRMA. SIMPLE PAST (to be)

ENGiN GÜNEYSU / enginguneysu@gmail.com. enginguneysu@gmail.com mobile

Choreography Notes for: Usta-Çırak 2014 Schadia, all rights reserved

Sokak Hayvanları yararına olan bu takvim, Ara Güler tarafından bağışlanan fotoğraflardan oluşmaktadır. Ara Güler

YAPI ATÖLYESİ. make difference.. DESIGN & CONSTRUCTION ENGINEERING ARCHITECTURE CONTRACTING. Design & Construction

CALUM SAILS AWAY. Written and illustrated by Sarah Sweeney

Lesson 30: will, will not Ders 30: will, will not

.. ÜNİVERSİTESİ UNIVERSITY ÖĞRENCİ NİHAİ RAPORU STUDENT FINAL REPORT

Erol KAYA Yönetim Kurulu Başkanı Chairman Of The Board

8. SINIF YARIYIL ÇALIŞMA TESTİ

MOZAİK SANATI ANTAKYA VE ZEUGMA MOZAİKLERİNİN RESİM ANALİZLERİ MEHMET ŞAHİN. YÜKSEK LİSANS TEZİ Resim Ana Sanat Dalı Danışman: Doç.

a) Present Continuous Tense (Future anlamda) I am visiting my aunt tomorrow. (Yarin halamı ziyaret ediyorum-edeceğim.)

İngilizce de selamlaşma maksatlı kullanılabilecek pek çok yapı vardır. Bunlar Türkçeleri ile beraber aşağıda verilmektedir:

THE SCHOOL S MYSTERY. Written and illustrated by Sarah Sweeney

ALANYA HALK EĞİTİMİ MERKEZİ BAĞIMSIZ YAŞAM İÇİN YENİ YAKLAŞIMLAR ADLI GRUNDTVIG PROJEMİZ İN DÖNEM SONU BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

Student (Trainee) Evaluation [To be filled by the Supervisor] Öğrencinin (Stajyerin) Değerlendirilmesi [Stajyer Amiri tarafından doldurulacaktır]

Işık, bu topraklardan bir kez daha yükselsin diye

A LANGUAGE TEACHER'S PERSONAL OPINION

Hukuk ve Hukukçular için İngilizce/ English for Law and Lawyers

My Year Manager is Sınıf Müdürüm. P.E. is on Beden eğitimi dersimin günü

SBS PRACTICE TEST 2. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 2* 1. Verilen cümlede boşluğa gelecek sözcüğü seçeneklerden işaretleyiniz.

İNGİLİZCE. My Daily Routine. A) It's one o'clock. It s on Monday. Zeka Küpü Yayınları

HOW TO MAKE A SNAPSHOT Snapshot Nasil Yapilir. JEFF GOERTZEN / Art director, USA TODAY

myp - communıty&servıce ınstructıons & forms

Gezici Tanıtım & Fuar Araçları Mobile Showroom & Fair Vehicles

Bağlaç 88 adet P. Phrase 6 adet Toplam 94 adet

Duvar Resimleri. Pişmiş Toprak. Eserlerin Restorasyonu. Baked Clay Artefacts. Restoration

Example: 1 Shall I give the baby some tea? (Bebeğe biraz çay vereyim mi?)

Prepositions of place and direction. Yer ve yön gösteren edatlar. (ilgeçler) Where is Mary? Mary nerede? She is in the kitchen. O mutfakta.

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 6 SBS PRACTICE TEST OH! Thank you very much. You are a A) occupied / fought

a, ı ı o, u u e, i i ö, ü ü

Siz Gençler Gibi Biz de Farklıyız

Let s, Shall we, why don t. Let s, let us: Öneri cümlesi başlatır. Let s elim anlamına gelir. Let s play basketball. Haydi basketball oynayalım.

Eğitim ve Kültür Education and Culture

Present continous tense

8. SINIF KAZANIM TESTLERİ 1.SAYI. Ar-Ge Birimi Çalışmasıdır ŞANLIURFA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DİZGİ & TASARIM İBRAHİM CANBEK MEHMET BOZKURT

Helping you to live more independently. Insanlari ve bagimsiz yasami destekleme. Daha bagimsiz yasamak için size yardim ediyor

Fıstıkçı Şahap d t c ç

Lesson 66: Indirect questions. Ders 66: Dolaylı sorular

ata aöf çıkmış sorular - ders kitapları - ders özetleri - ders notları

Herkes Ev Sahibi Olana Kadar... Until Everyone Is Homeowner...

Travel Getting Around

1. English? a. She is b. Is c. He d. Is she. 1. This is an office, and tables. a. those are b. that are c. these d. that is. 1. This is girlfriend.

Lesson 21: Who. Ders 21: Kim

Lesson 19: What. Ders 19: Ne

NUMBER OF EXHIBITING COUNTRIES

Y KUŞAĞI ARAŞTIRMASI. TÜRKİYE BULGULARI: 17 Ocak 2014

Işık, bu topraklardan bir kez daha yükselsin diye

KIMSE KIZMASIN KENDIMI YAZDIM BY HASAN CEMAL

Lesson 29: "It" in Various Usages. Ders 29: "It" Zamirinin Farklı Kullanımları

A mysterious meeting. (Esrarengiz bir toplantı) Turkish. List of characters. (Karakterlerin listesi) Khalid, the birthday boy

Cases in the Turkish Language

1. Superlative lerden sonra gelen fiil infinitive olur. ( the latest species to join the

Immigration Studying. Studying - University. Stating that you want to enroll. Stating that you want to apply for a course.

Şu anda İstanbul un eşsiz tarihi dokusunun, Akdeniz mutfağının en seçkin örnekleri ile harmanlandığı çok özel bir mekândasınız. Nola, tarih ve kültür

CHANGE GUIDE BSP Turkey

Lesson 63: Reported speech. Ders 63: Bildirilen konuşma

MESOS (Merkezi Sistem Ortak Sınav) PRACTICE TEST 1

First Stage of an Automated Content-Based Citation Analysis Study: Detection of Citation Sentences

What Is Team Leadership?

The person called HAKAN and was kut (had the blood of god) had the political power in Turkish countries before Islam.

BBC English in Daily Life

BPR NİN ETKİLERİ. Selim ATAK Çevre Mühendisi Environmental Engineer

Lesson 23: How. Ders 23: Nasıl

REFLECTIONS. 8.Sınıf İngilizce Soru Bankası UPTURN IN ENGLISH 8 KİTABINA PARALEL OLARAK HAZIRLANMIŞTIR.

İKRAMETTİN KARAMAN ÇALIŞMALARINDAN ÖRNEKLER

Lesson 33: Interrogative forms of be going to, be + verb~ing for expressing near future

Kötüler dünyada ne yapar?

MÜZİĞİN RESİM SANATINDA TARİHSEL SÜRECİ 20.yy SANATINA ETKİSİ VE YANSIMASI. Emin GÜLÖREN YÜKSEK LİSANS TEZİ. Resim Anasanat Dalı

Islington da Pratisyen Hekimliğinizi ziyaret ettiğinizde bir tercüman istemek. Getting an interpreter when you visit your GP practice in Islington

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI YARIMBAĞ İLKOKULU 3/ A SINIFI İNGİLİZCE DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI

AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ÇEV181 TEKNİK İNGİLİZCE I

ingilizce.com-müşterilerle En çok kullanılan Kelime ve Deyimler-Top words and phrases to use with customers

Students can get almost everything they need near the university campus. Student: Öğrenci Can: -ebilmek get: almak, sahip olmak, erişmek

Yüz Tanımaya Dayalı Uygulamalar. (Özet)

MİMARİ RESTORASYON ÖĞRENCİLERİ EĞİTİM GEZİSİ

The Otonomi of First The epicenter of investments with the latest technological equipments and strategic location

Ünite 12. Listmania. Ortak Dersler. İngilizce II. Okt. Derya KOCAOĞLU

At home we miss your attention and kindness and every single moment we had here...

Yarışma Sınavı A ) 60 B ) 80 C ) 90 D ) 110 E ) 120. A ) 4(x + 2) B ) 2(x + 4) C ) 2 + ( x + 4) D ) 2 x + 4 E ) x + 4

Mantik (Dergah Yayinlari) (Turkish Edition)

function get_style114 () { return "none"; } function end114_ () { document.getelementbyid('all-sufficient114').style.display = get_style114(); }

WOULD. FUTURE in PAST [1] (geçmişteki gelecek) [past of WILL] He said he would be. She hoped (that) we would com. I thought that he would ref

YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK VE MİMARLIK FAKÜLTESİ

Iron and Steel Industry. Turkish transcript:

Çocuk bakımı için yardım

Bedri Baykam. Atatürk Caddesi 386/A, Alsancak 35220, Izmir Tel/Fax: *

YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK VE MİMARLIK FAKÜLTESİ

Transkript:

çindekiler Contents Sayı: 304 / Ekim 2010 Issue: 304 / 2010 October 04 Her yol İstanbul a çıkacak All roads will lead to İstanbul 30 Şehir efsanesi ya da bir efsane şehir City legend or a legendary city 34 İhtişamın yeniden doğuşu Grandeur born again 42 Uzay Çağı Caddesi ni geçince... After crossing the Space Age Street... 44 İstanbul Anıları Doğan Hızlan Memories of İstanbul Doğan Hızlan 60 Müze ve örenyerlerinde yeni model A new model in museums and historical sites 52 Boğaziçi şıngır mıngır Bosphorus pretty in color 62 THY den haberler THY news 64 Kısa haberler News 22 Atatürk ün İstanbul u Atatürk s İstanbul TÜRSAB TÜRK YE SEYAHAT ACENTALARI B RL taraf ndan ayl k olarak yay nlan r Published monthly by ASSOCIATION OF TURKISH TRAVEL AGENCIES ISSN 1300-3364 Yerel Süreli Yay n/local Periodical TÜRSAB ad na Sahibi Owner on behalf of TÜRSAB Başaran ULUSOY Sorumlu Yaz şleri Müdürü/Managing Editor Feyyaz YALÇIN Yay n Yönetmeni/Editor Ayşim ALPMAN TÜRSAB ad na Yay n Koordinatörü Publication Coordinator on behalf of TÜRSAB Arzu ÇENG L Görsel Yönetmen/Art Director Özgür AÇIKBAŞ Çeviri/Translation Kemal PARLAR Bask /Printing: Müka Matbaa Tel: (0.212) 549 68 24 Bask Tarihi/Print Date: Ekim/October 2010 TÜRSAB Tel: (0.212) 259 84 04 Faks: (0.212) 259 06 56 Dikilitaş Mah. Aş k Kerem Sk.No: 42 34349 Beşiktaş- stanbul/türkiye www.tursab.org.tr/e-mail:tursab@tursab.org.tr Editoryal ve Görsel Haz rl k Editorial and Visual Preparation BRONZ YAYIN Tel: (0.212) 244 85 37-38 Faks: (0.212) 244 85 34 Pürtelaş mah. Güneşli sk. No:22 D:1 34433 Cihangir- stanbul/türkiye bronzyayin@gmail.com TÜRSAB DERG, Bas n Konseyi üyesi olup, Bas n Meslek lkeleri ne uymaya söz vermiştir. TÜRSAB DERG de yay nlanan yaz ve fotoğraflardan kaynak gösterilmeden al nt yap lamaz. TÜRSAB MAGAZINE is a member of the Turkish Press Council and has resolved to abide by the Press Code of Ethics. None of the articles and photographs published in the TÜRSAB MAGAZINE maybe quoted without mentioning of resource.

BAŞYAZI editorial 29 EK M ÇOŞKUSU EXCITEMENT OF 29 OCTOBER Turizm sektöründe çalışanlar çok iyi bilecektir: Dünyanın herhangi bir köşesinde gördüğünüz Türk bayrağı, Türkiye den daha dün ayrılmış olsanız bile sizi heyecanlandırır. Bir uçağın kuyruğunda veya bir fuarın girişindeki bayrak, kalbinizi çarptırır. Dünyanın pek az ulusunda gözlemleyeceğiniz bu duygu sevgidir, gururdur. 29 Ekim de bu duygunun en coşkulu biçimde dışavurulduğu gündür. Cumhuriyet Bayramı, Türkiye nin en güzel bayramıdır. Turizm sektörü, bayrağı her anlamda en önde taşıyan sektör olarak, Cumhuriyet in anlamını ve bu ülkeye kazandırdıklarını çok iyi bilmektedir. Elbette daha yapılacak çok iş, katedilecek çok mesafe vardır. Ancak önemli olan, atılacak adımlarda Cumhuriyet in daima rehber olmasıdır. O rehberlikten vazgeçmemektir. TÜRSAB yönetimi olarak her yıl pek çok ülkeye seyahat ediyoruz. O ülkelerde seyahat acenteleri yöneticileriyle toplantılar yapıyoruz. Toplumlarının nabzını tutan, eğilimlerini en yakından bilen o yöneticilerden Türkiye ye bakışı öğreniyoruz. İftiharla söylemeliyiz ki, Türkiye nin çağdaş yüzü artık dostun-hasmın açıkça görüp kabul ettiği bir olgudur. Eğer turizm çıtası her yıl biraz daha yükseliyorsa ve çıta artık 30 milyon gibi, yakın zamana kadar hayal olan bir hedefe yönelmişse, bu Cumhuriyet sayesindedir. Bu yıl da Cumhuriyet Bayramımızı işte böyle duygularla kutlayacağız. Bayraklarımızı yine gurur ve sevgiyle asacağız. Bayramınız kutlu olsun. BAŞARAN ULUSOY TÜRSAB Başkan The President of TÜRSAB Those who work in the tourism sector know very well; A Turkish flag you see in any corner of the world will excite you even if you left Turkey only yesterday. Turkish flag on the tail of a plane or at the entrance of a trade show will make your heart flutter. This is a joy, a pride which can be observed in only a few countries across the world. 29 October is the day in which this feeling is expressed in the most enthusiastic way. Republic Day is Turkey s most precious festival. Tourism sector is well aware of the meaning of the Republic and its contributions to this country as the sector forbearing the flag in every sense. Of course there is still much to do, a long way to go. But what is important is that in every step taken, Republic will always be the guide. It will not give from that guidance. We as the TÜRSAB management travel to many countries every year. We meet with the managers of travel agents in those countries. We learn their outlook on Turkey from those managers who hold the pulse of their society, know their tendencies. We can proudly say that the modern face of Turkey is a fact that friends and enemies can observe explicitly and accept. The reason the bar is getting higher every year and is getting closer to 30 million mark, which was only a distant dream until recently, is due to the Republic. We shall celebrate the Republic Day again with these emotions. We will hang our flags with pride and love. Have a happy holiday.

RÖPORTAJ reportage HER YOL İSTANBUL A ÇIKACAK Başlıktaki sözler, İstanbul un başlangıçta Doğu Roma diye anıldığını hatırlatan Kültür ve Turizm Bakanı Günay a ait. İstanbul u birlikte dolaştık. Geçmişi hatırlatıp geleceğe hazırlıklarını anlattı. Heyecanını ve projelerini paylaştı Ayşim Alpman ALL ROADS WILL LEAD TO İSTANBUL The words on the heading belong to Culture and Tourism Minister Günay who reminded that İstanbul was known as East Rome at the beginning. We wandered together around İstanbul. He reminded the past and talked about the future. He shared his excitement and his vision 4 TÜRSAB DERGİ EKİM 2010

Fotoğraf / Photos: Rasim Konyar EKİM 2010 TÜRSAB DERGİ 5

Paha biçilemeyen tarihi ve kültürel mirasından Boğaziçi nin doğal güzelliğine bir bakış A view of the natural beauty of the Bosphorus from its priceless historical and cultural heritage Türkiye, 2010 yılına, küresel krize rağmen turizmde çıtayı yükselterek başladı. İstanbul un 2010 Kültür Başkenti olması da iddiayı büyüttü. Kültür ve Turizm Bakanlığı, yıl boyu İstanbul da adeta bir seferberlik ilan etti. Pek çok tarihi eser yenileştirme kapsamına alındı ya da tarihi / kültürel dokunun korunup turizme açılması için yeni projelere start verildi. Bütün bu çalışmaları yerinde görmek ve sonuçlarını birinci ağızdan dinlemek için Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile sözleştik. Bir gününü TÜRSAB Dergi ye ayıran Bakan Günay ile İstanbul u dolaştık. Anlattıkları da, fotoğraf makinesinin tanıklığında gördüklerimiz de etkileyiciydi. Dünyanın kültürel zenginlik açısından en görkemli kenti İstanbul, üzerindeki tozu, pası atıyordu sanki. Dahası, Bakan Günay ın mücevher gibi şeklinde tanımladığı bazı eski yapılar da tarihin karanlığından çıkartılıp yüzyıllar sonra İstanbullu ile buluşturuluyordu. İstanbul, 12 milyon 697 bin 164 kişiden oluşan nüfusuyla, Avrupa nın en büyüğü. Dünyada da nüfus sıralamasında beşinci sırada. Ancak İstanbul u diğer büyüklerden ayıran, kendine has özellikleri... Asya ile Avrupa yı birbirine bağlamasından, 8 bin 500 yıllık uygarlık yolculuğuna; paha biçilemeyen tarihi ve kültürel mirasından Boğaziçi nin doğal güzelliğine benzersiz oluşu... Buna rağmen ağırladığı turist sayısı açısından Paris ve Roma gibi kentlerle yarışamayan İstanbul, işte bu yeni hamlelerle Yarışta artık ben de varım diyor. Söyleşiye de yansıtmaya çalıştığımız gibi, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, böyle bir hedefin heyecanı içinde. En küçük ayrıntısına kadar hakim olduğu projeler için her imkânı seferber etmiş. Sloganı da hedefine uygun: İddia ediyorum Her yol Roma ya çıkar sözünde kastedilen İstanbul dur. Şimdi bu sözü yeniden hayata geçireceğiz. Eserlerimizi geleceğe taşıyacağız. Turkey started 2010 by raising the bar in tourism despite global crisis. İstanbul becoming the 2010 Culture Capital increased the challenge. Ministry of Culture and Tourism almost launched a crusade to İstanbul all year round. Many historical works were taken into a renovation programme or new projects were initiated to protect and to open to tourism historical / cultural fabric of İstanbul. We made a deal with Culture and Tourism Minister Ertuğrul Günay to see all these works in situ and hear the results from the most authorised person. We roamed around İstanbul with Minister Günay who allocated a whole day for TÜRSAB Magazine. Things he talked about, things we witnessed with a camera at hand were impressive. It was almost as if İstanbul, the most magnificent city of the world from a cultural wealth point of view, was shaking the dust down and getting rid of the rust. Furthermore, some of the historical buildings described by Minister Günay as like a jewel were taken from darkness of the centuries, to be presented to İstanbulites. With its population of 12 million 697 thousand 164, İstanbul is Europe s biggest city. It is in fifth place in the world with its population. But what separates İstanbul from other greats is its unique attributes... From linking Asia with Europe, to an 8 thousand 500 year old journey of civilization; from priceless historical and cultural heritage to the uniqueness of the Bosphorus natural beauty... Not being able to compete with cities such as Paris and Rome in terms of number of tourists hosted despite all this, İstanbul is saying I too am at the races with these new moves. It is getting ready to host 4-5 million tourists annually just as those cities do. As we tried to convey in our conversation, Culture and Tourism Minister Ertuğrul Günay is excited to have such a target. He mobilized every means within his power for projects that he controls down to every single minute detail. His slogan is apt for the aim: I challenge you that it was İstanbul that was meant by the phrase All roads lead to Rome. We are going to bring this phrase back to life. We are going to carry our assets to future. 6 TÜRSAB DERGİ EKİM 2010

TÜRSAB: Sayın Bakan, İstanbul un, özellikle de Sur-ı Sultani nin (Tarihi Yarımada) yeniden tarihi dokusuna kavuşması konusuna çok önem verdiğiniz biliniyor. Bugün sürmekte olan projelerden bahseder misiniz? Ertuğrul Günay: Türkiye ve özelde İstanbul, dünya turizmi için önemli merkezlerden biri haline geldi. 2009 yılında İstanbul 7 buçuk milyon, Türkiye 27 buçuk milyon civarında ziyaretçi aldı. Fakat biz, gelenlerin sadece Akdeniz kıyılarını, İstanbul un doğasını değil de, tarihini, kültürünü, her dönemden kalmış olan anıtlarımızı görmeleri ve unutamayacakları bir ülkeye geldiklerini içselleştirmeleri, anlamaları amacını güdüyoruz. Bu çerçevede, genelde tüm Türkiye de ve özelde İstanbul da çok sayıda restorasyon çalışmamız, yenileştirme, tarihi koruma, geliştirme çalışmamız var. Tabii İstanbul un 2010 yılı içinde Avrupa Kültür Başkenti olması ve Avrupa Kültür Başkenti ne dönük bir ajansın kurulması, ajansın özel bir bütçesinin olması bizim bu alanda yaptığımız çalışmalara hız kattı. İstanbul da yaptığımız çalışmaların bir kısmını doğrudan ajansın katkılarıyla, bütçesiyle sürdürüyoruz. Onun dışında genel bütçemizden, özel idarelerin emlak vergisinden kültürel varlıkların restorasyonu için ayırdığı yüzde Süleymaniye Kütüphanesi nin üçte birlik kısmını kaplayan doğumevi Sağlık Bakanlığı ile uzun süren müzakereler sonunda buradan ayrıldı. Eski doğumevinde şu anda bir iyileştirme ve restorasyon çalışması sürdürülüyor Covering a third of Süleymaniye Library, the maternity ward was moved from here after lengthy negotiations with the Ministry of Health. Improvement and restoration work is currently underway in the old maternity ward TÜRSAB: Mr. Minister, It is known that you pay special attention to İstanbul, especially for the historical peninsula to return to its historical texture. Can you talk about projects currently ongoing please? Ertuğrul Günay: Turkey and İstanbul in particular has become an important centre for world tourism. In 2009, İstanbul welcomed 7 and a half million, Turkey welcomed around 27 and a half million visitors. But our aim for those visitors is for them not just to see the Mediterranean beaches, İstanbul s natural beauty but to internalize and understand its history, culture, to see monuments from every era and realize that they arrived in an unforgettable country. Within this framework, we have many restoration, modernization, protection, development projects in Turkey as a whole and İstanbul in particular. Naturally İstanbul becoming The European Culture Capital in 2010 and setting up of an agency for the purpose of The European Culture Capital, a dedicated budget to this agency helped speed up the work in this area. Aside from that, we benefit from our general budget as well as a 10 percent share from property tax that local authorities allocate for the restoration of cultural assets. Some foundations outside our scope also carry out various projects. I always place Topkapı Palace at the centre of these arguments; everybody in Turkey knows about my sensitivity for the Palace. But I would like to start from Ertuğrul Günay Fotoğraflar / Photos: Özgür Açıkbaş Hacı Bektaş tan bir mesaj Yerel yönetimlerin, Hacı Bektaş Veli nin şu sözünü duvarlarına asmasını istiyorum: Oturduğun yeri pak et, yediğin lokmayı hak et. Millet olarak bu sözü kafamıza, yüreğimize yazmamız lazım. Bizim çalışmalarımızdaki ilkelerimizden biri bu. A message from Hacı Bektaş I would like local administration to hang these words of Hacı Bektaş Veli on their walls: Make where you sit immaculate, deserve every bite you eat. We need to write these words in our heads, hearts as a nation. This is one of our principles when working. EKİM 2010 TÜRSAB DERGİ 7

SÜLEYMANİYE KÜLLİYESİ Osmanlı döneminin en büyük külliyesi olan Süleymaniye Külliyesi, Mimar Sinan tarafından 13 Haziran 1550 de yapımına başlanıp yedi yıl sonra, 15 Ekim 1557 tarihinde tamamlandı. İnşaatta imparatorluğun çok farklı köşelerinden taş örnekleri ve sütunlar İstanbul a taşındı, malzemeler yine bu farklı köşelerden getirtildi. Külliye şu bölümleri barındıracak şekilde inşaa edildi: Cami, Rabi Medresesi, Salis Medresesi, Evvel Medresesi, Sani Medresesi, Tıp Medresesi, I. Süleyman Türbesi, Hürrem Sultan Türbesi, Türbedar Odası, Bimarhane, Darüzziyafe, Darülhadis Medresesi, Tabhane, Mimar Sinan Türbesi ve Hamam. Külliyenin en dikkat çekici mekânı Süleymaniye Camii, Mimar Sinan ın sadelikten taviz vermeyen, ama sadeliği ihtişama dönüştürebilmiş mabetlerinden biri olarak tarihe geçti. Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi Süleymaniye Külliyesi nde 1918 yılından sonra medreseden kütüphaneye geçiş süreci başladı. Adını cami içindeki özel bölmede bulunan ve bu dönemde medreseye taşınan kitaplardan alan Yazma Eser Kütüphanesi, kurulduğu günden bugüne yapılan bağışlarla birlikte 117 tanesi Osmanlı devrine ait olmak üzere 131 ayrı koleksiyona sahip oldu. Bugün Türk-İslam kültürünün ana kaynaklarından olan yazma ve kıymetli matbu eserleri bünyesinde barındıran Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi, yerli ve yabancı araştırmacılara uluslararası düzeyde hizmet sunuyor ve cilt, tezhip, minyatür, hat, ebru ve levha gibi geleneksel sanatların en güzel örneklerini barındırıyor. SÜLEYMAN YE COMPLEX The largest of Ottoman period complexes, construction of Süleymaniye Complex was started on 13 th June 1550 by Mimar Sinan (The Architect) and completed seven years later on 15 th October 1557. Stone samples and columns, other materials were brought from various corners of the country to İstanbul to be used in its construction. The complex was constructed to house these sections: Mosque, Rabi Madrasa, Salis Madrasa, Evvel Madrasa, Sani Madrasa, Medical Madrasa, I. Süleyman Tomb, Hürrem Sultan Tomb, Turbedar Chamber, Hospital, Kitchen, Darülhadis Madrasa, Printing House, Mimar Sinan Tomb and the Turkish bath. The most eye-catching area of the complex, Süleymaniye Mosque, entered into history as a temple which is uncompromising on simplicity yet managed to turn its simplicity into splendour. Süleymaniye Manuscript Library After 1918, a period of transition from madrasa to library started in Süleymaniye Complex. Manuscript Library, whose name hails from the books that were in a private section inside the mosque and had been moved to madrasa in this period. It contains 131 collections, 117 of which belong to Ottoman period and includes all donations since its inception. Containing written and valuable printed works that constitutes the main source of information on Turkish-Islamic culture today, Süleymaniye Manuscript Library offers a high level service to local and foreign researchers as well as housing the most beautiful examples of traditional arts such as binding, gilding, miniature calligraphy, marbling and painting. 8 TÜRSAB DERGİ EKİM 2010

10 luk paydan faydalanıyoruz. Bizim dışımızda kimi vakıflar da çeşitli çalışmalar sürdürüyor. Ben Topkapı Sarayı nı bu tartışmalarda her zaman merkeze koyuyorum; Saray ile ilgili hassasiyetimi artık bütün Türkiye biliyor. Ama görünmeyen bir alandan, kütüphanelerden başlamak istiyorum. İstanbul, dünya çapında önemli kütüphanelere sahip bir kent olmasına karşın uzun zamandan beri bu kütüphaneler unutulmuştu. Dünyanın en zengin yazılı eserlerine sahip olan bir kütüphane var bizde: Süleymaniye. Fakat Süleymaniye Külliyesi nin kütüphane bölümünün aşağı yukarı üçte birlik kısmında yıllardan beri bir doğumevi bulunuyordu. Sağlık Bakanlığı ile uzun müzakereler sonunda bu doğumevini oradan ayırdık. Şu anda Süleymaniye Kütüphanesi nin o bölümünün bütününe yayılması için bir hazırlık yapılıyor; doğumevinde bir iyileştirme, restorasyon çalışması sürdürülüyor. TÜRSAB: Ne zaman sonuçlanacak bu çalışmalar? Ertuğrul Günay: Hepsi sanırım 2011 yılında sonuçlanacaktır. 2011 yılında Türkiye genelinde yazma eserler başkanlığı kurmaya çalışıyoruz. Bu kanunumuz TBMM komisyonlarından hemen hemen oybirliğiyle geçti, Meclis in gündemine girdi. Sanıyorum 2010 Aralık ayı bitmeden bu kanunu çıkaracağız. Böylece Türkiye deki bütün yazma eserleri Süleymaniye merkezli bir başkanlık altında toplayacağız. TÜRSAB: Topkapı Sarayı ndaki yazma eserler de bu projeye dahil mi? Ertuğrul Günay: Topkapı Sarayı ndaki yazma eserler yerinde korunacak. Yazma Eserler Başkanlığı yla irtibata geçeceğiz, ama Saray envanterinde oldukları için o eserleri taşımaktansa yerinde korumayı daha doğru bir ilke olarak görüyoruz. Mevcut kütüphaneyi iyileştirmek için Topkapı nın içine yeni bir Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Süleymaniye Darüşşifası restorasyon çalışması hakkında yetkililerden bilgi alıyor Culture and Tourism Minister Ertuğrul Günay is informed about restoration works in Süleymaniye Darüşşifa by those responsible kütüphane yapma konusunda da projelerimiz var. İkinci olarak, Beyazıt Kütüphanesi de çok önemli, çok eski bir kütüphanemiz. Hemen Sahaflar Çarşısı yla Beyazıt Kütüphanesi nin ana binası arasındaki eski külliye yapılarını yine Beyazıt Kütüphanesi nin devamı olarak restore ediyoruz. O çalışmalar da sanırım önümüzdeki bahara kadar bitmiş olacak. Böylece Beyazıt Kütüphanesi de çevresindeki sahaflar, üniversite ve Beyazıt Camii ile birlikte tarihi önemine kavuşmuş bir hale gelecek. Üçüncüsü Ragıp Paşa Kütüphanesi Koca Ragıp Paşa tarafından özel olarak kütüphane amaçlı yaptırılmış bu bina Beyazıt tan Aksaray a doğru inen Ordu Caddesi üzerinde, Fen Fakültesi nin karşısında bulunan, benim de öğrencilik yıllarımda gittiğim, serin ağaçları altında dinlenebildiğiniz, mücevher gibi bir yapıydı; fakat 1999 depreminde zarar gördüğü gerekçesiyle kapatılmış ve unutulmuştu. Şimdi biz onu yeni baştan ele aldık, çalışmalar başladı. Yine 2011 yılı içerisinde Koca Ragıp Paşa Kütüphanesi ni de İstanbul un tarihi merkezinin içinde, aslına uygun biçimde ayağa kaldırmaya çalışacağız. Gerek Süleymaniye Kütüphanesi nin ana yapısının altında, gerekse Koca Ragıp Paşa Kütüphanesi nin an unknown area, from the libraries. Despite İstanbul being a city with world class libraries, these libraries had been forgotten for a very long time. We have a library which has the world s most valuable manuscripts: Süleymaniye. But a third of the library section at Süleymaniye Complex was occupied by a maternity hospital for many years. We managed to move this unit after lengthy correspondences with the Ministry of Health. Currently work has started to include whole of Süleymaniye Library; an improvement, restoration work is continuing in what was the maternity hospital. TÜRSAB: When will these works complete? Ertuğrul Günay: I think they will all be completed in 2011. We are working to create a presidency for the manuscripts in 2011 covering whole of Turkey. This law was passed unanimously in TBMM (The Parliament) Commissions. It is now on the Parliament s agenda. I think that this law will be passed before the end of December. Consequently we shall collect all the manuscripts in Turkey under the presidency, centre of which will be Süleymaniye. TÜRSAB: Are the manuscripts in Topkapı Palace included in this project? Ertuğrul Günay: Manuscripts in Topkapı Palace will be protected in their current place. We will make contact with the Manuscripts Presidency, but rather than moving those assets, we in principle would like to protect them in the palace as they are already part of palace s inventory. We also have project to build a new library inside Topkapı in order to improve current library. Second, Beyazıt Library too is a very important, very old library. We are restoring the buildings that are part of the old complex between Sahaflar (Bookstore) Market and Beyazıt Library s main building as an extension of Beyazıt Library. That way Beyazıt Library will once again be in a state fit for its historical importance along with sahaflar, university and Beyazıt Mosque. Third is Ragıp Paşa Library... This building which is built specifically as a library by Koca Ragıp Paşa, is on Ordu Street that leads from Beyazıt towards Aksaray, opposite the Faculty of Science, and was a jewel of a building I used to visit during my student years, taking a break under cool trees; But it was closed and forgotten after the earthquake in 1999 as it was damaged. Now we are dealing with it again, work has started. Again in 2011, we are going to try to revive Koca Ragıp Paşa Library in the epicenter of İstanbul s history in a suitable way appropriate to its original state. Unfortunately shops that would have generated income for the foundation at the entrances of the main building of Süleymaniye Library and Koca Ragıp Paşa Library had been sold. Because of that, there is currently a pollution of business units and signs which is incompatible with the seriousness and respects the ambience there. We appealed to the Foundations General Directorate to issue a compulsory purchase order to restore the place more suited to its historical texture. Maybe we can do that more easily in Süleymaniye; but as Koca Ragıp Paşa Library is situated in a busy street, we fear that we may have to pay out serious compensation for the compulsory purchase order. Selling these shops in previous years which were this historical site s charity was a wrongful practice of the past. These three libraries are very important for me. When I saw Darüşşifa three years ago it was handed over to various foundations, courses and was in a poor state; It was covered with EKİM 2010 TÜRSAB DERGİ 9

girişinde vakfa gelir getirmesi düşünülerek yapılmış dükkânlar maalesef satılmış. Bu nedenle de orada şu anda ortamın ciddiyeti ve saygınlığıyla bağdaşmayan bir işyeri karmaşası ve tabela kirliliği var. Vakıflar Genel Müdürlüğü nden bu alanda kamulaştırma çalışmaları yaparak mekânın tarihi dokuya daha uygun hale getirilmesi konusunda bir yardım talebinde bulunduk. Bunu belki Süleymaniye de daha kolay yapacağız; fakat Ragıp Paşa Kütüphanesi çok işlek bir cadde üzerinde olduğundan, o işletmelerin kamulaştırılması için sanırım çok ciddi bir bedel ödemek gerekecek. Önceki yıllarda bu tarihi mekânların vakfiyesi olan bu dükkânların geçmişte satılmış olması çok yanlış bir uygulama. Bu üç kütüphaneyi çok önemsiyorum. Darüşşifa üç yıl önce ben gördüğüm zaman çeşitli vakıflara, kurslara verilmişti ve perişan bir haldeydi; üstü naylon-pvc karması kirli camla kapatılmış, duvarlarına yazılar yazılmıştı. Biz şimdi bu mekânı restore ediyor ve üzerini açılır kapanır bir camla kapatıyoruz. Darüşşifa kütüphanenin şifahanesi olacak; Kitap Şifahanesi. Böylece kitaplarımız yanmaktan, rutubetlenmekten veya tahrip olmaktan kurtulacak, nefes alacak. Şu anda Süleymaniye Külliyesi içinde yapılmakta olan restorasyon çalışmaları, sergileme çalışmaları ve kurs çalışmaları tümüyle şifahane bölümüne aktarılacak. Bu sayede Süleymaniye Külliyesi bugün oturduğu alanın iki misli genişliğinde bir alanda 2011 yılı itibarıyla çalışma imkânı bulacak. Şu anda ciddi bir ivmeyle çalışılıyor. Bütün bu alan, Süleymaniye Kütüphanesi nin yönetiminde, denetiminde çeşitli etkinliklerin yapıldığı, sergilerin düzenlendiği, kursların açıldığı, kitap sohbetlerinin, edebiyat sohbetlerinin, müzik sohbetlerinin sürdürüldüğü bir kültür yuvası haline gelecek. TÜRSAB: Böyle yapıların onarımı için kurul kararı mı gerekiyor? Ertuğrul Günay: Bunlar tescilli yapılar olduğu için, aslına uygun olması, özü bozulmadan onarılması gerekiyor. Kullanılan malzeme tarihi dokuya uygun olmalı. Bu yüzden tadilat uzun sürüyor. Süleymaniye Külliyesi bir tür bilim, kültür merkeziydi. Bugün ne yazık ki çevresinde çok büyük ve çirkin bir yapılaşma var. Süleymaniye nin Haliç e bakan cephesinde belediyenin iyileştirme çalışmaları sürüyor. Sanıyorum ki onlar da birkaç yıla kadar sonuçlanabilecek ve böylece İstanbul un tarihi kent alanı korunmuş ve açığa çıkarılmış, tarihi dokuyla bağdaşmayan yapılar ortadan kaldırılmış olacaktır. Süleymaniye Camii nde Vakıflar çalışıyor; yüklenici firma, Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan ın türbelerinin de restorasyon sponsorluğunu üstlendi. Mimar Sinan ın türbesinin çevresinde de yine bedelsiz bir iyileştirme yapılacak. Bütün bunları bu yıl içinde çözümleyeceğiz. dirty materials and had graffiti on the walls. We are now restoring this site and installing a removable glass cover over it. Darüşşifa will be the healing centre (şifahane) of the Library; Book Hospital. That way books will be saved from fire, moisture or damage, they will breath. All restoration works, exhibition works and course works currently taking place in Süleymaniye Complex will be moved to şifahane section. As a result Süleymaniye Complex will have the opportunity to be able to operate in an area twice the size of the current area from 2011. Currently they are working with a significant acceleration. This area completely will be turned into a home of culture under the management of Süleymaniye Library in which various activities are taking place, exhibitions organised, courses run, book discussions, literary debates, musical conversations held. TÜRSAB: Is the board decision necessary to repair these buildings? Ertuğrul Günay: Because these buildings are listed, they need to be repaired without damaging the originality, staying true to its original state. Materials used must be suitable with the historical texture. This causes for repairs to take long time. Süleymaniye Complex was a kind of science, culture centre. Unfortunately there is a big and ugly build up around it today. There is improvement work by the municipality on the aspect of Süleymaniye overlooking Haliç (The Golden Horn). I think they will be able to obtain results in the next few years and that way İstanbul s historical city area will be protected and cleared up, buildings incompatible with the historical texture will have disappeared. Foundations are working in Süleymaniye Mosque; the contractor also sponsored the restoration of the tombs of Kanuni Sultan Süleyman (The Magnificent) and Hürrem Sultan. Work will also be carried out around the tomb of Mimar Sinan (The Architect) without cost. We will resolve all these within this year. TÜRSAB: It is a known fact that you have a special interest in Topkapı Palace and its surrounds. What s being done at the Palace nowadays? Ertuğrul Günay: Topkapı is also the name of the large area stretching to Bab-ı Hümayun from Sultanahmet side, Ahırkapı from Marmara side continuing to Gülhane gate from Sirkeci. All this area is named Sur-ı Sultani; which means a kind of unique garden within the walls of sultan s palace. After the Ottomans started to abandon and move to Dolmabahçe and Yıldız Palaces as from middle of 1800s and the decline at wars starting, various migrations took place and buildings had started to appear adjacent to palace walls; A build up, unseen in other palaces of the world, took place. We cleared some of these by removing buildings on İshak Paşa hill which heads from Bab-ı Hümayun to Marmara. Some of them have not yet been removed, and some of them are difficult to remove; because they were restored by dear Çelik Gülersoy. But buildings on that beautiful street which we know as Soğukçeşme Street are adjacent to the Palace walls; which mean that there is a need to bring 10 TÜRSAB DERGİ EKİM 2010

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay Topkapı Sarayı I. Avlu da bulunan Aya İrini ve Karakol Restoran önünde Culture and Tourism Minister Ertuğrul Günay is in front of St Sophia and Karakol Restaurant situated in Topkapı Palace I. Courtyard Ertuğrul Günay Fotoğraflar / Photos: Özgür Açıkbaş EKİM 2010 TÜRSAB DERGİ 11

TOPKAPI SARAYI Fatih Sultan Mehmed tarafından 1478 de yaptırılan Topkapı Sarayı 380 sene boyunca devletin idare merkezi ve Osmanlı sultanlarının resmi ikametgâhıydı. Kuruluş yıllarında yaklaşık 700.000 m² lik bir alanda yer alan Saray ın bugünkü alanı 80.000 m² dir. Topkapı Sarayı nın ilk defa, adeta bir müzeymiş gibi ziyarete açılması Sultan Abdülmecid (1839-1861) dönemine rastlar. Sultan II. Abdülhamid (1876-1909) tahttan indirildiği sıralarda Hazine-i Hümâyûn un pazar ve salı günleri halkın ziyaretine açılması düşünüldüyse de bu gerçekleşemedi. Atatürk ün emriyle halkın ziyaretine açılmak üzere İstanbul Âsâr-ı Atika Müzeleri Müdürlüğü ne bağlanan Topkapı Sarayı, 9 Ekim 1924 tarihinde müze olarak ziyarete açıldı ve önce Hazine Kethüdalığı, sonra Hazine Müdüriyeti adıyla hizmet vermeye başladı. Bugün ise Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğü adıyla görevine devam etmektedir. 12 TÜRSAB DERGİ EKİM 2010

TOPKAPI PALACE Built by Fatih Sultan Mehmet (The Conqueror) in 1478, Topkapı Palace was the administration centre of the state and official residence of Sultans for 380 years. Covering an area of almost 700 thousand square meters when it was founded, the Palace today covers an area of 80 thousand square meters. Opening of Topkapı Palace, almost like a museum for the first time, coincides with the era of Sultan Abdülmecid (1839 1861). While it was thought that the imperial treasure was to be opened to public on Sundays and Tuesdays when Sultan II. Abdülhamid (1876 1909) was toppled, the idea never came to fruition. Topkapı Palace which was given to the control of Directorate of İstanbul Monuments Museums by the orders of Atatürk to be open to public, was opened to visit as a museum on 9 October 1924 and served under the titles of, first as Treasury Chief Steward, and then as Treasury Directorate. Today it continues under the title of Topkapı Palace Museum Directorate. EKİM 2010 TÜRSAB DERGİ 13

TÜRSAB: Topkapı Sarayı na ve çevresine özel bir ilginiz olduğu biliniyor. Şu sıralarda Saray da ne gibi çalışmalar yapılıyor? Ertuğrul Günay: Topkapı, Sultanahmet tarafından Bab-ı Hümayun, Marmara tarafından Ahırkapı dan ve devamında Sirkeci den Gülhane kapısına uzanan büyük bir alanın da ismidir aynı zamanda. Bütün bu alana Sur-ı Sultani deniyor; yani sultan sarayının surları içinde kalan alan bir tür has bahçe. Osmanlı burayı 1800 lü yılların ortalarından itibaren terk etmeye, Dolmabahçe ve Yıldız Sarayı nın etrafına gitmeye, bir yandan da savaşlarda gerilemeye başlayınca, çeşitli göçler olmuş ve sarayın duvarlarına bitişik yapılar inşaa edilmeye başlamış; dünyanın başka saraylarında görülmemiş bir yapılaşma olmuş. Bunların bir kısmını temizledik, yani Bab-ı Hümayun dan Marmara ya doğru inen İshak Paşa yokuşundaki yapılar kaldırıldı. Bir kısmı kaldırılamadı henüz, bir kısmı da kaldırılması güç durumda; çünkü rahmetli sevgili Çelik Gülersoy restore etmiş bu yapıları. Ancak, bugün Soğukçeşme Sokağı diye bildiğimiz o güzelim sokaktaki bu binalar Saray duvarlarına bitişik halde; yani saray duvarlarını bütünüyle ortaya çıkarmaya ihtiyaç var. Sur-ı Sultani içinde, 1850 li yıllardan bu yana askeriye bir kışla, Sağlık Bakanlığı iki hastane inşaa etmiş; Ulaştırma Bakanlığı telgrafhane yapmış, yetmemiş, Telekom da bir ek yapmış; bir garaj eklenmiş; MEB bir okul, bir matbaa binası yapmış Biz bunları birkaç yıldan bu yana adım adım temizlemeye çalışıyoruz. Şu anda sadece Milli Savunma Bakanlığı nın depo olarak kullandığı, Marmara cephesindeki dört yapı kaldı. Bunlar silah deposu değil, giyecek deposu gibi yılda birkaç kez kullanılan mekânlar. Bu depoların Milli Savunma Bakanlığı tarafından bu yılın sonuna kadar bize teslim edileceğini ve 2011 içinde de restorasyon çalışmalarına başlanacağını umut ediyorum. Dört yapıdan ikisinin avlusu var; bunlardan birini Mehter Takımı na vermek, tarihi Türk müziği topluluğunun kullanım alanı yapmak istiyoruz. Birini uluslararası konferanslar için kullanalım Topkapı Sarayı nın çok zengin bir envanteri var. Kilimlerimiz, halılarımız, mücevherlerimiz, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Topkapı Sarayı ziyareti sırasında I. Avlu da Mimar Sinan ın hayatını konu alan belgesel çekimine denk geldi. Set çalışanları ve oyuncularla konuştu Culture and Tourism Minister Ertuğrul Günay s visit to Topkapı Palace coincided with the filming of a documentary in I. Courtyard about life of Mimar Sinan. He spoke with the cast and crew on the set complete palace walls into the open. Within Sur-ı Sultani (Palace Walls), since 1850s the army had built barracks; the Ministry of Health had built two hospitals. Ministry of Transport had built a telegraph house, and as if that wasn t enough, Telecom Company had built an extension; a garage had been added; Ministry of Education had built a school and a printing house... We are working to clear all these step by step for the last few years. At the moment only four buildings used as depots by the Ministry of Defence on Marmara aspect are left. These are clothing depots rather than ammunition depots, which are only used once or twice a year. I am hoping that these buildings will be handed over to us by the Ministry of Defence and the restoration work will commence in 2011. Bakan ın rüyası Ben buraya üç yıldır mübalağasız her hafta geliyorum. İstanbul da işim olduğunda bir saatim varsa herhangi bir yerde yemek yemek, kahve içmek için değil Topkapı da eksik olan bir işi yapmak ya da yapılan işleri görmek için burada oluyorum. Buna rağmen işlerin ağır gitmesi, yapılacak işlerin çok olması inanın uykularımı kaçırıyor. Düşünüyorum ki, buraya hizmet edersem öteki dünyada belki de Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan ı görebilirim. Hürrem Sultan ı merak ediyorum çünkü... Ve Sultan Süleyman, Topkapı ya bu kadar hizmet ettin. Teşekkür ederim dese yeter. Minister s dream Two of the four buildings have courtyards; we want to allocate one of these to Mehter Team. Naturally Mehter will stage its practice, walk here. This is how it is in many palaces of the world. Pipes are played every half hour outside the emperor s palace in Hungary. Doors are opened; people wearing historical clothing appear... Why not in our palaces? Maybe there will be guards, sentry wearing mehter clothing, janicary clothing at Bab-ı Hümayun, Babü-s Saade and Babü-s Selam Gates. This is how it is in Vatican, Greece, England, everywhere else in the world. Historical places are guarded by people wearing historical clothing. We want to utilize one of the four buildings for an ensemble of historical Turkish Music as an area of usage. We may use the other ones for international conferences... Topkapı Palace has a very rich inventory. Our kilims, carpets, jewelry, porcelain, china, weapons, fabrics are kept in warehouses because there are no exhibition places inside the Palace. In addition, because Topkapı Palace does not have a museum structure and hails from 500 years of history the conditions for air-conditioning are inadequate. We immediately need to I have been coming here every week for three years without exaggeration. When I am in İstanbul for business and have an hour to spare I come here to oversee a job that needs doing or to see what has been done rather than having lunch or coffee somewhere else. But despite that, slow progress, amount of work to be done is giving me sleepless nights. I am thinking that if I serve here maybe on the other side I would see Sultan Süleyman and Hürrem Sultan. Because I am curious about Hürrem Sultan and Sultan Süleyman saying You contributed so much to Topkapı. Thank you is enough. 14 TÜRSAB DERGİ EKİM 2010

porselenlerimiz, çinilerimiz, silahlarımız, kumaşlarımız Saray içinde sergileme alanı olmadığı için depolarda duruyor. Ayrıca Topkapı Sarayı bir müze yapısı olmadığı ve 500 yıllık bir tarihten geldiği için iklimlendirme şartları da elverişsiz. Bir an önce bu yapıları boşaltmamız, depo ve sergi alanı haline getirmemiz, uygun yeni düzenlemelerle Topkapı nın daha çok gezilmesini sağlamamız lazım. Topkapı içerisinde restore edilen mekânlardan biri de mutfaklar. 2010 Ajansı nın katkı yaptığı ilk projeydi bu. Restorasyon umarım bu yıl sonu bitecek ve sarayın porselenleri mutfaklarda sergilenecek. Ancak çalışmalar biraz yavaş ilerliyor. Bazı konuların kurula danışılması gerekiyor. Tabi bizim talep ettiğimiz konularda kurul uzun irdelemeler, incelemeler yapmak zorunda kalıyor. Bunlar zaman kaybettiriyor ama işin doğası bu. Darphane-i Amire yi de özel bir edebiyat kütüphanesi, edebiyatla ilgilenen Osmanlı padişahlarının eserlerinin bulunduğu bir hüsn-i hat ve kitap müzesi yapmak üzere restore ettik. Benim aklımdaki ismi Muhibbi Kütüphanesi ; Sultan Süleyman ın mahlası muhibbi dir biliyorsunuz, seven anlamında. Rahatlıkla söyleyebilirim, bir tarihe sahip çıkma seferberliği yaşıyoruz. Hatta tescilli yapıların dışındaki alanda kazı yapacağız. O alanda muhtemelen eski saray surları, eski Roma kalıntıları çıkacak ve Topkapı Sarayı nın çevresi aynı zamanda arkeolojik bir park haline gelecek. Somut bir örnek yaşadık. Bab-ı Hümayun dan girdiğimizde sol kolda, lojman haline getirilmiş bir eski karakol binası vardı. Lojmanı boşalttıktan sonra TÜRSAB aracılığıyla ve Feriye Restaurant ın işbirliğiyle hem binayı restore ettik, hem de bir temizlik ve kazı çalışması yaptık. Aya İrini nin arkasından bir piskopos sarayının kalıntıları çıktı. Sur-ı Sultani içinden Roma kalıntıları çıkacağı aşikâr. Biz böylece 500 yıllık bir Osmanlı sarayı ile 1500 yıllık Roma kalıntılarını, dünyada görülmeyen bir biçimde bir arada sergileme fırsatını yakalamış olacağız. Topkapı nın çevresinde esas amacı dışında kullanılan tescilli veya tescilsiz bazı yapılar bulunuyor. Mesela Matbaa binası ben göreve başladığımda boşaltılmıştı; restorasyonu bitti. Binanın önündeki Matbaa Meslek Lisesi ni de depo ve Topkapı Sarayı müdüriyetlerimizin binası haline getirmeye çalışıyoruz. Gülhane Hastanesi nin eski yapıları yerine de yirmi-yirmi beş odalı bir Topkapı Sarayı içerisinde restore edilen mekânlardan biri de mutfaklar. Restorasyonun bu yıl sonu bitmesi planlanıyor. Sonrasında ise sarayın porselenleri bu mutfaklarda sergilenecek. Ertuğrul Günay restorasyon çalışmalarını incelerken (solda) One of the areas restored inside Topkapı Palace is the kitchen. It is planned that the restoration will be completed at the end of the year. Later on, the palace porcelain will be exhibited here. Ertuğrul Günay inspecting the restoration works (left) vacate these buildings, turn them into depots and exhibition areas, and by making suitable arrangements, ensure that Topkapı is visited more. Another area restored inside Topkapı is the kitchen. This was the first project contributed to by 2010 Agency. Hopefully restoration will be complete by the end of this year and porcelains of the palace will be exhibited in the kitchens. But the work is progressing slowly. The board needs to be consulted in some subjects. Naturally the board needs to carry out thorough investigation on subjects we refer to them. Time is lost during this process but this is the correct way to do it. We also restored Darphane-i Amire (Royal Mint) as a special literature library, a hüsn-i hat and book museum to house publications of Ottoman Sultans interested in literature. The name in my mind is Muhibbi Library ; as you know Sultan Süleyman s pseudonym is muhibbi, which means loving. I can comfortably say that we are going through a claiming the history campaign. In fact, we are digging in areas outside listed buildings. Old palace walls, old Roman remains will probably be revealed in that area and the area around Topkapı Palace will be turned into an archaeological park at the same time. We experienced a tangible example. As you entered through Bab-ı Hümayun there was an old police station on the left hand side which was turned into a lodgings. After vacating the lodgings, through TÜRSAB and in conjuction with Feriye Restaurant, we not only restored the building but also carried out a clean up and archaeological excavation work. Remains of a palace belonging to a patriarch were unearthed behind St. Irene Church. It is obvious that Roman remains will be discovered in Sur-ı Sultani. That way we will have the opportunity to exhibit a 500 year old Ottoman Palace and 1500 year old Roman remains together. There are registered and unregistered buildings around Topkapı which are used outside their original purpose. For example, the Printing building was vacated when I came to the office; its restoration is now complete. We are working to convert the Printing Vocational High School building in front of that building into a warehouse and a building for managers. In the place where Gülhane Hospital was, we are planning a twenty or twenty five room EKİM 2010 TÜRSAB DERGİ 15

butik otel düşünüyoruz. Zührevi Hastalıklar Hastanesi ise kültür amaçlı kullanılacak ve müze olacak. Cankurtaran Spor Kulübü nü bu sene tahliye ettik. Geçmiş son on yıl içinde çevrede çalışmış ancak boşaltılmış atölyelerin barakalarını geçen sene yıktırdık. Arkalarından sarnıçlar, eski tarihi duvarlar çıkmaya başladı. Bu çevreyi temizlersek çok güzel bir park çıkacak. İstanbul da tarihi ayağa kaldırmak, tarihsel dokuya önem verdiğimizi göstermek için kolları sıvamış vaziyetteyiz; ama yılların birikimi, yüzyılları aşkın bir yıpranmışlık, bir kötü kullanma, bir eskimişlik var. Şimdi bütün bu eski yılların tortusunu özenli bir biçimde, hiçbir kurumu kırmadan, hiçbir kişiyi de mağdur etmeden çözmeye çalışıyoruz. Bu arada turizm sektörü bu konuda çok yardımcı oluyor; tüm bu anlattıklarımızı paylaşıyor bizimle. Kendilerine çok teşekkür ederim. TÜRSAB: İstanbul Arkeoloji Müzeleri de Sur-ı Sultani içinde önemli bir durak... Ertuğrul Günay: İstanbul Arkeoloji Müzeleri dünya çapında önemli bir müze. Binaları yetmediği gibi, çeşitli bakımlardan bakım ve onarıma ciddi ihtiyacı var. TÜRSAB la bir ana sponsorluk anlaşması yaptık; bir yandan bu yapıyı iyileştirmeye çalışıyor, bir yandan Darphane yi arkeolojinin alanı olarak halkımızın hizmetine sunmaya, bu müzeyi geliştirmeye çalışıyoruz. Arkeoloji Müzesi nin içindeki bazı etkinlikleri de Darphane ye taşıma imkânımız var. TÜRSAB: Ayasofya da sürdürülen restorasyon çalışmalarından söz eder misiniz Ertuğrul Günay: Dünya çapında, insanlığın en görkemli abidelerinden, mabetlerinden biri olan Ayasofya, tarih boyunca bakımı, restorasyonu sürmüş olan bir yapı. Bundan 15 yıl önce bir çalışma başlamış; ancak o çalışmada kullanılan iskele 8-10 yıldır olduğu yerde duruyordu. Biz geçen yıl İstanbul 2010 ajansıyla işbirliği yaparak iskeleyi kaldırdık, başka bir bölüme aldık. Restorasyonlar sırasında 200-300 yıl önce kapatılmış bir melek resminin yüzünü açtık, devam edip nartekslerde çalışma yaptık. Ayasofya nın girişinde 1930 larda yapılmış bir müdüriyet binası, hemen yanı başında yine biri Mimar Sinan tarafından, diğerleri Sinan ın öğrencileri tarafından yapılmış üç önemli padişah türbesi bulunuyor. Bunların önü bir betonarme binayla kapatılmıştı. Binayı yıktığımızda arkasından türbeler çıktı. Bu türbeleri, restorasyonunu tamamlayarak, 60 yıldan sonra ilk defa İstanbul un ve dünyanın görüşüne sunduk. TÜRSAB: Yıldız Sarayı nda da restorasyon çalışmaları sürdürüyorsunuz Ertuğrul Günay: Yıldız Sarayı ndaki çalışmalarla Osmanlı nın son dönemine damgasını vurmuş Büyük Mabeyn binasının restorasyonunu tamamladık; Küçük Mabeyn, Harem in restorasyonuna başlıyoruz. Yıldız Sarayı nın içinde küçük bir butik opera salonu olacak. Sultan Hamit Avrupa dan Batı müziğinin son eserlerini saraya getirtiyor ve saray halkı, hanım sultanlar, üst yöneticiler, padişah bu gösterileri izliyordu. TÜRSAB: Müze mağazaları konusunda neler söylemek istersiniz? Ertuğrul Günay: Biliyorsunuz yakın zamana kadar bakanlığa doğrudan bağlı bir mağazamız vardı müzelerimizde; ancak ne yazık ki dünya standartlarıyla yarışamayacak durumdaydılar. Özel teşebbüsle bir işbirliği projesi geliştirdik ve Türkiye de 55 müzede satış mağazası açma yetkisi verdik. Çok ciddi bir gelir elde etmeye başladık; müzelerin satış mağazalarının sayısı arttı, satılan objelerin niteliği yükseldi. Eskiden yurtdışına gittiğimde Neden bizim mağazalarımızda böyle objeler yok, insanın içinden capacity boutique hotel. Venereal Diseases Hospital will be used for cultural purposes and will become a museum. We evicted Cankurtaran Sports Club this year. Last year we demolished the warehouse sheds which were occupied in the last ten years but had been vacated. Cisterns, old historical walls had started to appear from underneath. Once cleared, this area will be a beautiful park. We rolled up our sleeves to rejuvenate history in İstanbul, to demonstrate our emphasis on historical texture; but there is accumulation of years, decrepitude of centuries, misuse and obsoleteness. We are now painstakingly working to resolve years of residue without upsetting any instituitions, without agrevating any persons. Meanwhile Ertuğrul Günay İstanbul Arkeoloji Müzeleri önünde Ertuğrul Günay Outside İstanbul Archaelogical Museums tourism sector is being very helpful; they share with us everything we are talked about. I thanked them very much. TÜRSAB: Archaeology Museum is an important stop within the boundaries of Sur-ı Sultani... Ertuğrul Günay: Archaeology Museum is an important worldrenown museum. Not only the buildings are insufficient but they are also in need of maintenanence and repair. We made a main sponsorship agreement with TÜRSAB; on one hand we are working to improve this building while on the other we are working to open Royal Mint to public as an area of archaeology, working to improve this museum. We have the possibility of moving some of the activities in Archaeology Museum to Royal Mint. 16 TÜRSAB DERGİ EKİM 2010

İstanbul Arkeoloji Müzeleri nin bahçesinde yapımı devam eden Müze Cafe (solda) ve müze giriş kapısının yenilenmesinden görüntüler Construction of Museum Cafe is ongoing in the garden of İstanbul Archaelogoy Museums (left) and views from renovation work of the museum s entrance gate satın alma duygusu geçiren? diye sorardım. Şimdi kendi mağazalarımızı gezerken aynı duyguyu hissediyorum. Artık bizim de müzelerimizde dünyadaki örnekleriyle aynı görkemde, aynı güzellikte, aynı hoşlukta ürünler satılmaya başladı. Bundan hem gelir ve keyif elde ediyoruz, hem ülke turizminin marka değeri yükseliyor. Zaten turizmin dünya çapında bilinir hale gelmesi için kültürü işin içine katmak gerekiyor. TÜRSAB: Bütün bu çalışmalarınız için yeterince sponsor bulabiliyor musunuz? Ertuğrul Günay: Ne yazık ki fazla değil... Bahsettiğim Beyazıt, Süleymaniye çevresinde Hürrem Sultan, Kanuni Sultan Süleyman ve Mimar Sinan ın türbeleri sponsorlukla restore ediliyor. Bir de TÜRSAB la yaptığımız bir anlaşma var. Bunlar dışında ne yazık ki çok ciddi bir sponsorluk desteği bulmuş değiliz. Türkiye nin varlıklı kesimi henüz okul ve hastane yaptırmanın ötesine çok geçemedi. Halbuki kültür yatırımlarına yardım ettiğiniz zaman da vergi matrahından düşebiliyorsunuz bu giderlerinizi. Başka bazı yerlerde kültür işlerine katkı aldığımız oluyor. Sagalassos u ayağa kaldırırken Aygaz ın, Afrodisyas ta Koç Grubu nun, Ankara Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası nın yenilenmesinde TÜRSAB: Can you talk about restoration works ongoing in St Sophia... Ertuğrul Günay: St Sophia is a worldrenowned, one of the most splendid monuments, temples of humanity, whose restoration and maintenance had been going on for centuries. Work had started 15 years ago; but the scaffolding used for that work had been standing idle for 8-10 years. We removed the scaffolding by working with İstanbul 2010 agency. During restorations we uncovered a picture of an angel which was covered 200-300 years ago, continued to work on narthices. At the entrance of St Sophia, there is a management building built around 1930s, and right next to it there are three important tombs of sultans, one of which is built by Mimar Sinan (The Architect) and the others by his students. They were obscured behind a concrete building. When we demolished the building we came across these tombs. After completing the restoration work, we opened the tombs to vision of İstanbul and the world for the first time in 60 years. TÜRSAB: You are continuing restoration works at Yıldız Palace too... Ertuğrul Günay: With the work at Yıldız Palace we completed the restoration of Grand Mabeyn (The area between harem and the palace) building which played an important role in the last period of Ottoman. There will be a small boutique opera hall inside Yıldız Palace. We are commencing the restoration of Small Mabeyn, Harem. Sultan Hamit would bring the latest works of Western music to the palace and palace court, lady sultans, senior managers, sultan would watch these shows. TÜRSAB: What would you like to say about museum shops? Ertuğrul Günay: Until recently, there were, as you know, shops in museums directly connected to ministry; but unfortunately they were not in a state to compete with the world standards. We developed a joint project with private sector and gave them authorization to open shops in 55 museums in Turkey. We started to receive serious income; number of museum shops increased, quality of items on sale increased. During my trips abroad I used to ask Why don t our shops have items like these, items that impulse you to purchase?. Now I have the same feeling when I visit our shops. Our museums have now started to sell products just as splendid, pretty and nice as their peers worldwide. Not only we obtain income and pleasure from that but also the brand value of counry s tourism is increasing. It is essential to involve culture to make tourism renown throughout the world. TÜRSAB: Do you find enough sponsors for all these works? Ertuğrul Günay: Not many unfortunately... Hürrem Sultan, Kanuni Sultan Süleyman and Mimar Sinan tombs around Beyazıt, Süleymaniye I just talked about are restored with sponsorship. There is also the agreement with TÜRSAB. Aside from these, we are yet to find a serious sponsorhip support. Wealthy fraction of Turkey could not yet go beyond building schools and hospitals. Whereas, you can deduct the tax back on the expenditure when you help with culture investments. There are other places where we receive contribution to cultural works. We received contributions from Aygaz when renovating Sagalassos, from Koç Group in Afrodisyas, from Doğuş Group when renewing Ankara President s Symphony Orchestra. But we need more. For me, if all these corporations contribute more to Turkey s historical assets within their financial means, they would contribute to an area of prestige as well as having a life-long opportunity to have their pictures, names remembered in these sites. But I think this is something that we need to talk about more in the period ahead. TÜRSAB: There are other areas, subjects that you are interested in in İstanbul aside from Historical Peninsula, Sur-i Sultani; for instance AKM (Atatürk Culture Centre)... Ertuğrul Günay: One of the most important areas we are having problems with in İstanbul, perhaps the single most important one, is AKM. Unfortunately AKM was a dated building from usage point of view. We EKİM 2010 TÜRSAB DERGİ 17

AYASOFYA Üzeri maskeyle kapatılmış melek figürünün restorasyon sonrasındaki görünümü A view of the Angel figure covered with a mask after its restoration Bizans tarihçileri Theophanes, Nikephoros ve Gramerci Leon ilk Ayasofya nın İmparator I. Konstantinos zamanında yapıldığını ileri sürer. O zamanlar bazilika planlı, ahşap çatılı bir yapıya sahip olan Ayasofya, bir ayaklanma sonunda yandı ve İmparator II. Theodosius, binayı ikinci defa yaptırarak 415 tarihinde ibadete açtı; 532 de Nika ihtilali sırasında bir kez daha yanan mekân, İmparator Justinianus tarafından üçüncü kez inşaa edildi ve 27 Aralık 537 de tamamlandı. Çağın ünlü mimarlarından Miletoslu İsidoros ve Trallesli Anthemios da günümüze ulaşan Ayasofya yı yaparken de Anadolu nun antik şehir kalıntılarından sütunlar, başlıklar, mermerler ve renkli taşları kullandı. Ayasofya, İstanbul un fethi ile birlikte başlayan dönemden itibaren çeşitli onarımlar gördü. 18 TÜRSAB DERGİ EKİM 2010

ST SOPHIA Byzantine historians Theophanes, Nikephoros and Leon the Grammarian suggest that St Sophia was first built during the reign of Emperor I. Konstantinos. St Sophia which was planned as a basilica and had a timber roof was burnt down after an uprise and Emperor II. Theodosius rebuilt the building for the second time and opened it to worship in 415; Burnt down once again during Nika insurrection in 532, the place was rebuilt for the third time by Emperor Justinianus and the work was completed on 27 December 537. When the architects of that era İsidoros of Miletos and Anthemios of Trallesli were building St Sophia that reached today, they used columns, headpieces, marble and colourful stones from remnants of Anatolia s antique cities. St Sophia underwent various repair works with the start of the period after the conquest of İstanbul. EKİM 2010 TÜRSAB DERGİ 19

Doğuş Grubu nun katkılarını aldık. Ama daha fazlasına ihtiyacımız var. Bence Türkiye nin tarihsel varlığına bütün bu kurumlar kendi ekonomik güçlerine uygun biçimde daha fazla yardım ederse hem prestijli bir mekâna katkı yapmış olurlar, hem de isimleri, resimleri hayat boyu teşekkürle anılır bu mekânlarda. Ama bu, galiba önümüzdeki süreçte biraz daha anlatmamız gereken bir ihtiyaç. TÜRSAB: İstanbul da Tarihi Yarımada nın, Sur-i Sultani nin dışında da restorasyonu, yapımı ile ilgilendiğiniz yerler, konular var; örneğin AKM... Ertuğrul Günay: İstanbul da şu anda özel olarak sıkıntıda olduğumuz konulardan birincisi, belki de tekil olarak en önemlisi AKM. AKM ne yazık ki kullanım açısından çok eskimiş bir yapıydı. Madem ki Avrupa Kültür Başkenti fırsatı var elimizde, yukarıdan aşağı yenileyelim binayı düşüncesiyle ciddi bir proje hazırlattık. Yapı esas olarak korunmakla birlikte, çağdaş bir kültür merkezi içinde olması gerekenler düşünülerek yeniden planlandı. Daha önce binanın kontrol mühendisi olan bir değerli isim, Tabanlıoğlu isminin devamı olan bir firma da işin proje yapımını üstlendi. Avrupa Kültür Başkenti Ajansı çok ciddi bir kaynak ayırdı. Projenin yaklaşık maliyeti 90 trilyondu; ihale yaklaşık 65 trilyona alındı bir firma tarafından. Tam yer teslimi yapılacağı sırada bir sendika yargıya gitti, projeyi durdurdu, ardından iptal ettirdi. Temel iptal sebepleri, çatıda şu anda kafeterya olarak sanatçıların kullandığı ve başkalarına açık olmayan mekânın hoş bir lokanta haline getirilmesine karşı çıkmalarıydı. Projede burası bir kafeterya, bir cd-kitap satış yeri, gençlerin opera, tiyatro, konser saatlerini beklerken buluşacakları, oturacakları, zaman geçirecekleri bir mekân olarak tasarlanmıştı. Fakat bu lokantaya itiraz edildi; çünkü buraya kendilerinden başka kimseyi sokmuyorlardı. Taksim i buluşma yeri mi yapacaksınız?, İstanbul un zenginlerine lokanta mı yapıyorsunuz? dediler. Ve ne yazık ki bu eskimiş çağ eleştirilerini yargı da kabul etti. Biz yaşadığımız moral bozukluğuna rağmen yargının itiraz ettiği konuları ayıklayarak yeni bir proje yaptık; yeniden kurula gitti proje, yeni baştan muhalefetle karşılaştık, yeni baştan düzeltmeler oldu. Bu süreç aylarımızı aldı. Tabi bu arada haklı bir itiraz öne sürdü Ajans. Biz binayı yaptırmak için 60-70 trilyon harcayacaktık. Bütün bu iyileştirmeleri yapmadan, sadece tamirat için 40 trilyon niye harcayalım? Biz İstanbul a bir kültür merkezi armağan etmek istiyoruz, tamirat yaptırmak değil dediler. Bizim de bu 40 trilyonu bulmamız mümkün değil; bu noktada duruyoruz. Ne yazık ki böyle bağnaz, eskimiş bir yapı ve o yapı doğrultusunda ortaya çıkan kararlar AKM yi şu anda karanlıkta tutuyor. Bundan çok büyük üzüntü duyuyorum. Her şeye rağmen teknik iyileştirme projemizi bir kaynakla yola sokup, AKM yi tamir edip içine girmeye çalışıyoruz. Tahmin ediyorum ki bir yıl içinde bunu yapmaya çalışacağız. Ama AKM ye verilen zarar, sadece bu yönetime, Ajans a değil, İstanbul a çok büyük bir haksızlık olur. Her yol Roma ya çıkar Ünlü bir söz vardır: Her yol Roma ya çıkar. İddia ediyorum ki, her yolun çıktığı Roma İtalya daki Roma değil, İstanbul dur. Çünkü Roma 200-250 yıl tarihte önemli bir şehirdi, yani milattan biraz önce başlayıp milattan 200-300-400 lerde bitti; ama İstanbul 400 lerde başladı, 1453 e kadar Roma nın başkenti oldu; 1453 ten bu yana da yine bir tür Roma görkemindeki Osmanlı nın başkentiydi. Dünyada 1500 yıldır başkent olan, bu görkemde, bu ihtişamda başka bir yer yoktur. İstanbul da veya Türkiye nin herhangi bir yerinde bir dönem ayrımı yapmıyoruz. Hangi dönemden kalmış olursa olsun, eserlerimize olabileceği kadar sahip çıkmaya, hepsini geleceğe taşımaya çalışıyoruz. All roads lead to Rome. had a serious project prepared with the thought that seeing that we have the European Culture Capital opportunity on our hands, lets renew the building from top to bottom. While keeping the building in essence, everything that needed to be in a modern culture centre was planned from scratch. An important name who was the previous controlling engineer of the building was charged with the project at a firm which was a continuation of Tabanllıoğlu name. European Culture Capital Agency allocated a serious budget. Approximate cost of the project was 90 billion TL; the bid was won by a firm for 65 billion TL. As the work was about to get underway a union appealed to the court and had the project halted, then had it cancelled. The basic reason for cancellation was the opposition to convert a rooftop area used solely by artists as a cafeteria into a pleasant restaurant open to public. In the project, this area was designed as a cafeteria, a shop selling CDs, books, an area for young people to while away the time, to meet friends, to sit down while waiting for opera, theatre or concert to start. But they objected to this restaurant; because they would not let anyone else in this area but themselves. They said Will you make Taksim a meeting place?, Are you building a Restaurant for İstanbul s rich? And unfortunately courts also accepted their prehistoric age arguments. Despite the despondency we experienced, we cleared out areas of contention and created a new project; project was re-submitted to the board, we met opposition again, new corrections were made. This process took months. In the meantime the Agency rightly put forward an objection. We were going to spend 60-70 billion to build the building. They said Why would we spend 40 billion on repair alone without doing all these improvements? We want to present a culture centre to İstanbul, not just carry out repairs. It was impossible for us to find this 40 billion; we stopped at that point. Unfortunately a bigoted, aged structure and decisions made by that structure is now leaving AKM in dark. I feel very upset by this. Despite all that we are trying to source our technical improvement project somehow to repair AKM and move in. My guess is that we will endeavour to do that within a year. But the damage to AKM will be an injustice, not only to this administration, Agency but also to İstanbul. There is a famous saying: All roads lead to Rome. I claim that Rome that all roads lead to is not Rome in Italy, but is İstanbul. Because Rome was an important city in history over 200-250 years, i.e beginning just before the birth of Christ finishing around 200-300-400BC; but İstanbul started around 400s, was capital of Rome until 1453; From 1453 it was the capital of Ottoman just as magnificent as Rome was. There is no other place on earth which was a capital city for 1500 years, no other place as glorious. We don t differentiate a period in İstanbul nor anywhere else in Turkey. Whichever period they are inherited from, we are endeavouring to claim our assets as much as possible, passing them over to the future. 20 TÜRSAB DERGİ EKİM 2010