başkandan... 2011 de de Temkinli Olmaya Devam Değerli Meslektaşlarım,



Benzer belgeler
Rapor. Toyzeria Türkiye ve Orta Doğu nun Çocuk Fuarı.

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni


Sanayicilerden destek

Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir.

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Detay Fuarcılık Organizasyon ve Tanıtım Hizmetleri Ltd. Şti

BODRUM MANDALİNASI ÜRÜNLERİ, ANTALYADA BEĞENİLDİ

15 22 OCAK 2015 ALMANYA - FRANKFURT / HANNOVER / MÜNİH

ENDONEZYA MALEZYA TİCARET HEYETİ (27 Mayıs 1 Haziran 2012)

YİSAD Üyelerinden Çanakkale Şehitliği ne ziyaret Ağustos 2012 / Demir Çelik Store

TÜRKĐYE DE DÖKÜM SEKTÖRÜ

ELECO Uluslar arası Elektrik, Elektronik, Aydınlatma, Otomasyon ve İletişim Fuarı Aralık Ziyaretçi Araştırması Özet Sonuçları

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Uluslararası 15. MÜSİAD Fuarı ve 18. IBF Kongresi Lansmanı Yazın başlangıcını hissetmeye başladığımız Haziran ayının bu ilk

Sayın Kazakistan Uluslararası Ticaret Odası ve Türkiye Kazakistan İş Konseyi Kazak Tarafı Başkanı

ADANA SANAYİ ODASI MECLİS TOPLANTISI

ACP Yapı Elemanları Şirket Müdürü Erhan Karabağ

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Türkiye ye Yönelik Beklentiler Olumsuz Olamaz

Yükseköğretim Kurumlarımızın Mühendislik Fakültelerinin Kıymetli Dekanları ve Çok Değerli Hocalarım..

AKSARAY TİCARET VE SANAYİ ODASI

MECLİS TOPLANTISI. Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı

MECLİS TOPLANTISI. Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı. 25 Şubat 2019

10 15 OCAK 2018 ALMANYA - FRANKFURT / HANNOVER

Düzce Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen Düzce Fındık Çalıştayı İstiklal Konferans Salonu nda gerçekleştirildi

8. İSTANBUL İDF DERİ FUARI ŞEMSİYE STAND VE ZİYARET ORGANİZASYONU SONUÇLARI

15 Ekim 2014 Genel Merkez

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

EKİM AYI MECLİS TOPLANTISI / YÖNETİM KURULU FALİYET RAPORU SUNUMU. YÖNETİM KURULU AYLIK FAALİYET RAPORU 27 Ekim 2014

3. Uluslararası Ekim 2019 İstanbul Fuar Merkezi. Gıda, Beslenme Bileşenleri, Kimyasalları ve Teknolojileri Fuarı. fningredients.

İSTANBUL SANAYİ FORUMU

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Mayıs 2012, No: 33

Karaman Ticaret ve Sanayi Odası. Ocak Ayı Bülteni

İHLAS EV ALETLERİ FABRİKASINDA YALIN ÜRETİM VE KAİZEN UYGULAMALARI

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

Page 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum.

8 15 OCAK 2014 ALMANYA - FRANKFURT / HANNOVER

YAPI FUARI TURKEYBUILD İSTANBUL FUARI ZİYARET ORGANİZASYONU SONUÇLARI

Uluslararası Yükseköğretim Hareketliliği ve Türkiye nin Konumu temalı Toplantı İstanbul TOBB Plaza da Gerçekleşti

27 Mayis 2016 HAZİRAN 2016 YENİ MISAD YÖNETİM KURULU SEÇİLDİ!

KOBİ ler Nefes alacak / Ankara. TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata

3. Uluslararası İlaç Bileşenleri, Hammaddeleri ve Teknolojileri Fuarı Ekim 2019 İstanbul Fuar Merkezi. pharmaist.net. Medya Partnerleri:

Çelik sektörü önümüzdeki döneme ilişkin beklentileri tartıştı

193 ülkeye ihracat. Hurdadan çelik üretimi oranı % yılında 37,3 milyon ton ham çelik üretimi

İZMİR TİCARET ODASI MECLİS TOPLANTISI

Kahramanmaraş Uluslararası Tekstil Makineleri Fuarı Açıldı

Avrupa Bölgesel Sosyal Güvenlik Forumu -1ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK:

GENEL EKONOMİK DEĞERLENDİRME

NİTELİKLİ EĞİTİMİN TOPLUMUN REFAH SEVİYESİNE ETKİSİ. Prof.Dr. Muammer Kaya, ESOGÜ Rektör Adayı,

OCAK 14-ŞUBAT 14-MART 14 AYI İÇERİĞİDİR. ÜNYE TİCARET BORSASI e-dergi Sayfa 1

Serbest ticaret satrancı

ORHANGAZİ TİCARET VE SANAYİ ODASI E-BÜLTEN

Sayın Uşak Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Üyelerimiz ve Meslek Komite Başkanlarımız;

TOBB GGK nın Onursal Başkanı Sayın M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve Başkanı Sayın Ali Sabancı dır.

ASANSÖR İSTANBUL 2015 SONUÇ RAPORU

ASOMECLİS. Ankara Sanayi Odası Meclis Toplantısı

Cuma İzmir Gündemi

MİDES FUAR ALANI ZİYARETİ

TÜRK-ARAP SERMAYE PİYASALARI FORUMU 2013 TÜRKİYE

15 18 HAZİRAN 2015 FRANKFURT - ALMANYA

FIT 2014 LATİN AMERİKA TURİZM FUARI SONUÇ RAPORU

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

SEKTÖR KURULLARI ve İŞ GELİŞTİRME KOMİSYONU Bölgesel İş Geliştirme Forumu

HAZİRAN AYI OLAĞAN MECLİS TOPLANTIMIZA HOŞ GELDİNİZ

7. dönem çalışma raporu ÜYE TOPLANTILARI. EMO Kocaeli Şubesi

KALKINMA BANKALARI ARASINDA İŞBİRLİĞİ

Yapex 2014 Yapı ve Restorasyon Fuarı Sonuç Raporu..

Tanıtım Kitapçığı. Gayrimenkul Sektörü Değişime Startkey Çatısı Altında Hazırlanıyor

2013 TE ÇİMEN HALI BÜYÜMEYİ HEDEFLİYOR!

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 60

Şişecam, Yenişehir de dünya genelinde tek lokasyonda kurulu en büyük Cam Kompleksi nin yeni yatırımlarını açtı.

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

Kahramanmaraş mutlaka devler liginde olacak

GIDALARDA ATIKLARIN AZALTILMASI VE GERİ KAZANIMI

ABD Büyükelçiliği Ekonomi Müşaviri Treiber den SGK ya ziyaret

Türk tekstil sektörünün en büyük üreticisi Kahramanmaraş, Milano da düzenlenen ITMA Fuarında 106 kişilik bir heyetle Türkiye yi temsil ediyor.


AB. SÜRECİNDE HİNDİ SEKTÖRÜNDE BAŞARININ YOL HARİTASI

ULUSLARARASI AYDINLATMA & ELEKTRİK MALZEMELERİ FUARI VE KONGRESİ İSTANBUL FUAR MERKEZİ

Değerli İhracatçılar, Değerli Basın Mensupları,

TÜRKİYE DE BU HAFTA EYLÜL 2015

Kurumsal Politikamız. Hakkımızda

Reel Sektör Risk Yönetimi

HAZİRAN 2016 Gebze Ticaret Odası Ticaret Bölümü

TEB KOBİ BANKACILIĞI

BÖLGESEL TİCARET TOPLANTISI İZMİR

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

KAYSERİ SANAYİ ODASI. SLOVAKYA ÜLKE RAPORU 27 Kasım 2018

YA S NRA 18. İNSAN YÖNETİMİ KONGRESİ

BRÜKSEL, NİSAN 2016 Burs Programı

Faktoring sektörü 76 milyar TL işlem hacmi ve reel sektöre sağladığı 12,4 milyar TL ile Türk ekonomisine destek veriyor

Enerji Verimliliği Forum ve Fuarına Enervis Çıkartma Yaptı

HAYRABOLU TİCARET BORSASI 2014 YILI FAALİYET RAPORU

20 Ağustos 2015 DOMOTEX Turkey (25 28 Mayıs 2015) DOMOTEX Turkey, halının merkezinde uluslararası bir platform sundu

SANAYİ LOKOMOTİF SEKTÖR OLMAKTAN ÇIKTI

Afyonkarahisar Chamber E- BÜLTEN of Commerce and Industry

* Kuruluşunuzun Adı. 1) STK ya İLİŞKİN BİLGİLER 2) 1. BAĞLANTI KİŞİSİNE İLİŞKİN BİLGİLER. Page 1

plastik sanayi PLASTİK SEKTÖR TÜRKİYE DEĞERLENDİRMESİ VE 2014 BEKLENTİLERİ 6 AYLIK Barbaros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

Stratejik Ortaklar Destekleyen Kurumlar Organizasyon

Transkript:

başkandan... 2011 de de Temkinli Olmaya Devam Değerli Meslektaşlarım, Dergimizin 2011 yılının bu ilk sayısında sizlerle beraber olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Geçtiğimiz aylar sektörümüz açısından oldukça hareketli geçti. İki yılda bir bizleri bir araya getiren ve sektörümüzün dünyadaki en önemli etkinlikleri kapsamında sayılan Ankiros, Annofer ve Turkcast Fuarlarını Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi nde gerçekleştirdik. 2009 yılında yaşan küresel krizin etkisi ile sektörümüzdeki küresel daralmaya rağmen fuarların katılımcı ve ziyaretçi sayısında bu sene de geçmişe kıyasla bir artış görüldü. Ayrıca bu fuarların, önceden planlamış ve küresel ekonomik kriz döneminde askıya alınmış olan projelerin uygulamaya konma arifesine rastlaması da güzel bir tesadüf oldu. Son 8 yıldır bu üç ayrı etkinliği birlikte yapmaktayız ve bu birlikteliğin sektörümüze sağladığı yararlar göz ardı edilemez. 15 bin148 metrekare net stand alanında gerçekleştirilen bu fuarlarda 37 ülkeden 304 yerli ve 496 yabancı, toplam 800 katılımcı ürünlerini sergiledi. Almanya, Çin, İtalya, İspanya, İran, İngiltere ve Hindistan ülke pavyonları ile yer aldılar. Fuarlar 83 ülkeden 13 bin 429 kişi tarafından ziyaret edildi. Bu ziyaretçiler içinde dökümcülükle ilgili olanların sayısı 4 bin 387 kişiydi. 2 bin 793 kişi de Turkcast fuarını ziyaret etti. Bu fuarlarla birlikte, TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası tarafından gerçekleştirilen Metalurji ve Malzeme Kongresi ile Derneğimiz tarafından gerçekleştirilen Uluslararası Döküm Kongresi nde sektörümüzle ilgili teorik bilgilerle pratiğin kayşmasını ve bu kayşmanın sonucu ortaya çıkan teknolojik gelişmeleri izleme fırsatını bulduk. 33 ülkeden 1.100 katılımcının iştirak ettiği Metalurji ve Malzeme Kongresi nde 26 oturumda 116 bildiri sunuldu 157 bildiri ise poster sunumu olarak gerçekleştirildi. 38 i yurt dışından gelen 180 delegenin katıldığı, a teması İşletmelerimizde Verimlilik olan Döküm Kongremiz ise 2 salon ve 6 oturumda gerçekleştirildi. Bu iki kongrenin eş zamanlı olarak organize edilmesi ile tüm metalurji sektörünün beklediği bilgi platformunun yaratılmış olduğunu hep beraber gözledik. Kongremizin amacı, döküm sektörü ile ilgili akademik, teknolojik, ekonomik, ticari ve idari çalışmalara ilişkin bilgi ve deneyimlerin katılımcılara aktarılmasını ve ortak konuların karşılıklı olarak paylaşılmasını sağlamaktı. Kongremizde 10 farklı ülkeden 36 tebliğ sunuldu. Mühendislerimiz ve teknik personelimiz bu tebliğlere web sitemizdeki kongre linkinden erişebileceklerdir. Ayrıca bu sene ilk defa Derneğimiz tarafından 1. Dökümün Fotoğrafları Sergisi düzenlenerek mesleğimize farklı bir bakış açısı yaratıldı. Gördüğü ilgi ile bu sergimize önümüzdeki yıllarda daha yoğun bir katılım olacağından eminiz. Bir önceki dergimizde sizlerle paylaştığım gibi bir grup arkadaşımız Uğur Kocaoğlu başkanlığında Çin de gerçekleştirilen WFO tarafından organize edilen 69. Dünya Döküm Kongresi ile Foundex 2010 Fuarı katıldılar. Bu vesile ile Çin de sektörümüzün gelişmelerini inceleme fırsatı buldular. Dünya Döküm Kongresi nde Yaylalı Güy ın sunumunun en iyi ikinci sunum,

fotoğraflarının ise birinci seçilmesi nedeniyle eski başkanımızı ülke ve sektörümüzün tanıtımı yaptığı katkılardan ötürü tebrik ederiz. Çin de gerçekleşen Genel Kurul da Haziran 2007 yılından beri görev yaptığım ve işlerimin yoğunluğu nedeni ile bu dönem ayrılmak zorunda kaldığım WFO Yönetim Kurulu üyeliğine benim yerime Yönetim Kurulu üyemiz Umur Denizci seçilmiş ve ülkemizi temsil görevini devralmıştır. Kendisini tebrik ediyor ve başarılar diliyorum. Önümüzdeki tetkik gezisinin ise Ukray ya yapılması önerimizi duyurmuştuk, ilgilenenlerin Dernek sekreteryasını bilgilendirmelerini tekrar hatırlatıyor, sizleri bu gezide aramızda görmek istiyoruz. Dergimizin içeriğinde muhtelif şirketlerden arkadaşlarımızın, 2010 yılı ekonomik konjonktürü ile ilgili değerlendirmelerini ve 2011 yılı beklentilerini inceleme fırsatını bulacağız. Her geçen gün gelişen ve değişen ekonomik koşullara ilaveten, bir de 2011 yılının seçim yılı olması bizleri derinden düşündürmekte ve yeni yatırım yapma çabası içinde olanları kaygılandırmaktadır. Bu kritik dönemleri de geçmiş kriz deneyimlerimizle atlatacağımıza inmaktayız. Dış ticaretimiz açısından, 2010 yılının 2009 a kıyasla artışla kapacak olması rağmen kayıplarımızın telafi edilemeyeceği görülmektedir. Bu nedenle en büyük ihracat pazarımız olan Avrupa ekonomisine dikkatlerinizi çekmek istiyorum. 2010 son çeyreğinde Almanya da yapılan araştırma neticeleri, Euro Bölgesi ndeki ekonomik toparlanma hızının önümüzdeki aylarda düşeceğini belirtiyor. Ayrıca önümüzdeki 6 aylık beklenti endeksi pozitif olmakla birlikte, 2009 un 2. çeyreğinden beri ilk defa bu kadar düşük çıkmıştır. Bugün ekonomik durum Euro Bölgesi ndeki ülkeler tarafından farklı şekilde değerlendirilmektedir. Ekonomik durum bilhassa Almanya, Avusturya ve Lüksemburg tarafından olumlu bir şekilde değerlendirilirken, Belçika, Slovakya ve Finlandiya tarafından tatmin edici, İtalya ve Fransa tarafından ise çok daha olumsuz değerlendirilmektedir. Yunistan, İrlanda, İspanya ve Portekiz in ekonomilerindeki olumsuz seyir de devam etmektedir. Bu durum bizi de kaygılandırmaktadır. Diğer bir önemli ihracat pazarımız olan ABD de küresel krizin neden olduğu ekonomik dalgalanma tam anlamıyla durulmamıştır. 2011 yılının Amerikan ekonomisi için de zor bir yıl olacağı beklenmektedir. Dolayısıyla ihracatçılarımız açısından 2011 yılı dış talep seyrinin kayıpları telafi edecek kadar güçlü olamayabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. İhracat pazarları iş yapan sayilerde kapasite kullanım oranlarının, 2007 ve 2008 yıllarındaki seviyelere çıkması kısa vadede zor görünmektedir. 2010 un ikinci yarısında ağırlıklı olarak otomotiv sektörünün talebi ile artan döküm üretimi pozitif bir ivme kazanmış olsa da, firmalarımıza 2011 yılında 2010 yılında olduğu gibi yine dikkatli, tasarruflu olmalarını ve temkinli davranmalarını tavsiye ediyoruz. 24 Kasım da TOBB da Türkiye Döküm Sektör Meclisi seçimleri yapıldı. Derneğimizin ağırlıklı olarak temsil edildiği Meclis te Başkanlık Divanı Meclis Başkanı olarak ben, başkan yardımcılıkları da İstanbul Pik Dökümcüler Odası Başkanı Halil Gazi Varol ve Ferro Döküm A.Ş. Genel Müdürü Mustafa Mahmutçavuşoğlu seçildi. Derneğimiz tarafından hazırlan iş ve yatırım ortamında karşılaştığımız yapısal, idari ve teknik sorunlar ile bunlara ilişkin çözüm önerilerimizi Aralık ayı başında toplan Ekonomik ve Sosyal Konsey toplantısında, TOBB Döküm Meclisi görüşü olarak hükümete iletme fırsatı bulduk. CAEF tarafından açıklan 2009 verilerine göre Türk Döküm Sektörünün, kan kaybetmesine rağmen Almanya, Fransa ve İtalya nın arkasından, Avrupa da en büyük dördüncü üretici konumu yükselmiş olması önemli bir başarımızdır. Bundan sonra yapmamız gereken bu seviyeyi önümüzdeki yıllarda daha yukarılara taşımaktır. Sektörümüzün, teknolojik yeni yatırımlara, kaliteye, nitelikli işgücü istihdamı önem verdiği ve yeni pazarlar yaratıp bu pazarlara katma değeri yüksek ürünler pazarlayabildiği sürece bunun başarılacağı inmaktayım. 27 Aralık 2010 tarihinde aramızdan ayrılan eski Başkanımız Okay Hekimoğlu Tanrı dan rahmet, kederli ailesine ve camiamıza başsağlığı dilerim. Değerli meslektaşlarım, şahsım, Yönetim Kurulumuz ve Dernek çalışanlarımız adı hepinizin yeni yılını kutlar, 2011 yılının sağlık, başarı ve mutluluk getirmesini diler, hepinize en derin saygılarımı surım. M. Niyazi Akdaş TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu Başkanı

SUNUŞ Ekonomik göstergeler Ekonomik göstergelerin hemen herkesi mutlu ettiği, tüm sektörler için oldukça verimli geçen bir seneyi uğurluyor, morallerimizin ve beklentilerimizin yüksek olduğu 2011 e girmiş bulunuyoruz. 2010 yılı sektörümüz için 2009 ile karşılaştırıldığımızda birçok açıdan oldukça verimli ve başarılı geçti. Geçtiğimiz Kasım ayında düzenlenen Ankiros-Annofer-Turkcast fuarları da başarılı geçen seneyi görkemli bir şekilde kapamış oldu. Fuara olan ilgi herkesi fazlasıyla mutlu etti. Aynı zamanda Türk döküm sayinin gücünü görmek isteyenler için de iyi bir fırsat oldu. Kubilay Dal TÜDÖKSAD Genel Sekreteri Türkiye Döküm Sayicileri Derneği olarak Ankiros-Annofer-Turkcast Fuarları nda bir dizi etkinlik gerçekleştirdik. A teması İşletmelerimizde Verimlilik olan 5.Uluslararası Ankiros Döküm Kongresi nin, sektörümüzde nitelikli bilgi paylaşımını sağlayan bir platforma dönüştüğünü gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz. Kongre boyunca gerek tebliğleri ile gerekse konuşmaları ile bilgi paylaşımı katkıda bulun tüm katılımcılarımıza teşekkür ederiz. Kongreyi takip eden tüm ziyaretçilerin de işletmeleri için oldukça faydalı bilgileri edindiklerini düşünüyoruz. Kongrede gerçekleştirdiğimiz Döküm Alıcısının Gözünden: Dökümcülerden Beklentiler panelinde otomotiv devlerinin satılmacılarını tedarikçileriyle buluşturduk. Otomotiv a sayinin beklentilerini elinizde tutmuş olduğunuz bu sayının ilerleyen sayfalarında bulabilirsiniz. Yine fuarda gerçekleştirdiğimiz diğer önemli etkinlik de 1. Dökümün Fotoğrafları Sergisi oldu. Amatör ve profesyonel fotoğrafçıların döküm teması merkezinde çektikleri fotoğraflar herkesin dikkatini çekti. Bu organizasyonun sektörümüzün görsel sat özelliğini ortaya koyması açısından önemli bir işlevi yerine getirdiğini de söylemek sanırız yanlış olmaz. Ankiros/Annofer/Turkcast fuarları katılan üye firmalarımızın temsilcileriyle fuarda bir araya gelerek 2010 yılını değerlendirip 2011 beklentilerini konuştuk. İlerleyen sayfalarımızda konuşabildiğimiz üyelerimizin değerlendirmelerinin özetini bulabilirsiniz. 2011 yılı umutlu başlamamızın yanında sektörümüz açısından en önemli ve gelecek dönemde de sıkıntı yaratacak konu hammadde piyasalarında yaşan dalgalanmalar olarak karşımıza çıkıyor. Hammadde fiyatlarında ki yükseliş a girdi maliyetimizi de yükseltecektir. Kriz öncesi 2008 yılının ikinci yarısında da aynı durum yaşanmış ve yüksek hammadde fiyatlarıyla krize girmiştik. Her ne kadar bu dönemi kriz öncesi dönemle karşılaştırmak doğru olmasa da dikkat edilmesi gerekir diye düşünüyorum. Hammadde fiyat yükselişlerinin yanında yaşan hurda sıkıntısı da dökümhanelerimizi zorlayacaktır. Dergimizin bu sayısının hazırlandığı günlerde dikkat çeken bir başka gelişmeyi de bu satırlarda sizlerle paylaşmak istiyorum. 2000 yılından beri düzenli olarak katıldığımız Avrupa nın en önemli sayi gösterisi olan Hannover Fuarı bu yıl 32 dökümcü firmamız ile 1,200 metrekare nin üzerinde rekor bir katılıma hazırlanıyoruz. Fuar katılımı, dekorasyon, kliye, ulaşım ve koklama maliyetlerini göz önüne aldığımızda sadece dökümhanelerimizin bu yılki Hannover çıkarması için gerçekleştirecekleri toplam yatırımın 800 bin Euro nun üzerinde olacağı açıktır. Almanya nın başını çektiği endüstriyel gelişmedeki pazar payımızı artırmak için yola çıkacak üyelerimize başarılı bir fuar diliyoruz. Her şeye rağmen 2011 yılının sektörümüz ve ülkemiz için iyi geçmesini temenni eder, saygılarımı surım. Keyifli okumalar

İÇİNDEKİLER Ocak / 2010 4 BAŞKANDAN 6 SUNUŞ 10 DERNEKTEN HABERLER Döküm Meclisi Çözüm Önerileri Şura da Türkiye Döküm Meclisi Toplandı Çin Rakibimiz mi? 14 EZBERDIŞI Yılmaz Turhan ile Ezber Dışı 14 YILMAZ TURHAN İLE EZBERDIŞI Yılmaz Turhan ile ezberin dışı çıkarak Türkiye de dünden bugüne temsilciliğin önemini ve besicilikte neler olduğunu konuştuk. 22 ÜYELERDEN HABERLER Trakya Döküm ün Başarısı Belgelendi Körfez den Savurma Döküm ile Çelik Boru Üretimi Inductotherm 57 Yaşında Ashland ve Süd-Chemie Birleşmesi Tamamlandı Gedik Holding in Dev Projesi Hızla Tamamlanıyor 30 ENERJİ Büyümenin Yolu Enerji Verimliliğinden Geçiyor 34 WFO WFO İyinin En İyisini Seçti Umur Denizci WFO Yönetim Kurulunda 36 KONGRE/FUAR Döküm Sektörü Kongresinde Buluştu Dökümün Fotoğrafları Sergilendi Ankiros Sektörün Gücünü Gösterdi 40 OTOMOTİVCİLERİN GÖZÜNDEN DÖKÜM SANAYİSİ 40 DOSYA A Sektör Gözünden Döküm Sayisi Otomotiv devleri; Daimler, Reult, BMV, Volkswagen in Beklentileri 46 DÖKÜM SANAYİ Dünya Döküm Üretimi 2009 Yılı Rakamları KÜNYE TÜRKDÖKÜM / TURKCAST DERGİSİ İMTİYAZ SAHİBİ: Türkiye Döküm Sayicileri Derneği adı Yönetim Kurulu Başkanı M. NİYAZİ AKDAŞ SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ: KUBİLAY DAL (Genel Sekreter) YAYIN KURULU: UMUR DENİZCİ - MEHMET ATİK - UĞUR KOCAOĞLU - UĞUR DEMİRCİ - SEYFİ DEĞİRMENCİ DR. CAN AKBAŞOĞLU - PROF. DR. E. SABRİ KAYALI - M. ERHAN İŞKOL - CAN DEMİR - TEVFİK GÜNHAN YÖNETİM YERİ: Yasemin Sok. Birlik Apt. No: 7 / 3 34349 Gayrettepe - İSTANBUL Tel: 0212 267 13 98 Faks: 0212 213 06 31 www.tudoksad.org.tr YAYINA HAZIRLAYAN: TEMATİK MEDYA Yayıncılık ve Ajans Hiz. Ltd. Şti. BASKI: Promat Basım Yayın San. ve Tic. A.Ş Tel: 0212 622 63 63 YAYIN TÜRÜ: Yerel - Süreli / TÜRKDÖKÜM - TÜRKCAST dergisi 3 ayda bir yayınlanır. Dergimizdeki yazılar kayk gösterilerek kısmen veya tamamen yayınlabilir.

52 DEĞERLENDİRME 2010 Yılı Sonunda Ekonomik Görünüm TÜDÖKSAD Üyelerinin 2010 yılı Değerlendirme leri ve 2011 Beklentileri 30 BÜYÜMENİN YOLU ENERJİ VERİMLİLİĞİNDEN GEÇİYOR 72 HAMMADDE PİYASALARI 2010 Yılı Döküm Hammaddeleri Değerlendirmesi ve 2011 Beklentileri TÜDÖKSAD Hammadde Fiyat Endeksi Çolakoğlu Hurda Fiyatları Avrupa Metalik Malzeme Fiyat Endeksi Eurofer Avrupa Hurda Fiyat Endeksi 77 NEDEN DÖKÜM? 78 İÇİMİZDEN BİRİ Bir Devrin Son Temsilcisi: Vezni Dursun 82 MAKALE Alüminyum Alaşımlarında Ergimiş Metal Kalitesi, Tretmanı ve Kontrolü 52 2010 YILI SONUNDA EKONOMİK GÖRÜNÜM 88 ÜYE REHBERİ 90 FUAR AJANDASI İNDEKS TÜDÖKSAD üyeleri 2010 un sıl geçtiğini ve 2011 yılından beklentilerini açıklıyorlar.üyelerin görüşlerini, TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu Başkanı M. Niyazi Akdaş ın değerlendirmeleriyle birlikte aktarıyoruz ASK... 60-61 EVREN...25 EXPERT... 49 FERROTRADE...33 FOSECO... 7 HERAEUS...3 INDUCTOTHERM...39 LMA...51 MARMARA METAL... arka kapak TOSÇELİK GRANÜL... ön kapak içi YILKAN MAÇA...arka kapak içi

DERNEKTEN Döküm Meclisi Çözüm Önerileri Şûra da 5. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası nda TÜDÖKSAD tarafından hazırlan döküm sektörünün karşılaştığı yapısal, idari ve teknik sorunlar ve çözüm önerileri raporu Döküm Meclisi görüşleri olarak ilgili bakanlıklara sunuldu. Ali Babacan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ankara da 8 Aralık ta toplan 5. Türkiye Sektörel Ekonomi Şûrası Hükümeti temsilen Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Sayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün ile Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz katıldı. TOBB Merkez inde gerçekleşen ve 60 a sektör temsilcilerinin katıldığı ve bu anlamda Türkiye'nin tek ve en büyük buluşması olan toplantıda, sektör temsilcileri sorun ve beklentilerini Hükümet e iletme fırsatı buldu. Türkiye Döküm Sayicileri Derneği (TÜ- DÖKSAD) tarafından hazırlan döküm sektörünün iş ve yatırım ortamında karşılaştığı yapısal, idari ve teknik sorunlar ile bu sorunlara ilişkin çözüm önerileri TOBB Döküm Meclisi görüşü olarak gündeme geldi. Şura vasıtasıyla, toplantıda hazır bulun ve milli gelirin yaklaşık yüzde 75'ine tekabül eden 540 milyar dolarlık bir üretim hacmini ve toplam ihracatın yüzde 90 ını gerçekleştiren sektörlerin karşılaştığı sıkıntı ve çözüm önerileri kapsamlı bir raporda bir araya getirilerek doğrudan ekonomi yönetiminden sorumlu olan Hükümet üyelerine iletildi. Şûra nın açılışında konuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, önceki sektörel şûralarda gündeme getirilen çeşitli konularda sağlan ilerlemenin, reel sektör ve ekonominin büyümesine önemli katkıda bulunduğunu vurgulayarak, Yeni Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu nda sağlan siyasi mutabakatın memnuniyet verici olduğunu ve bu iki önemli kanunun yasalaşması öncelik verilmesi gerektiğini söyledi. Yeni istihdamda sosyal güvenlik prim yüküne İşsizlik Sigortası Fonu katkısının önümüzdeki dönemde uygulamaya alınması gerektiğini dile getiren Rifat Hisarcıklıoğlu, kriz döneminde şirketler ve vatandaşlar açısından önemli bir yüke dönüşen kamuya borçlar konusunun çözüme kavuşacak olmasının önemli bir adım olduğunu ancak, her türlü zorluğa rağmen, yükümlülüklerini zamanında yerine getiren mükelleflerin ödüllendirilmesine yönelik de bir çalışma yapılmasının önemli olduğu vurgu yaptı. Hisarcıklıoğlu şöyle devam etti: Türkiye Sektör Meclisleri nin, ekonomi politikalarının tasarım sürecine doğrudan katılımıyla, sektörel bazda engel ve darboğazların tespit edilerek, sektörel politikaların geliştirilmesi gerekir. Süresi dolacak Yatırım Teşvik Sistemi, sektör meclisleri- 10

DERNEKTEN Rifat Hisarcıklıoğlu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı nin taleplerine göre yeniden şekillendirilerek yenilenmelidir. Ayrıca kamu-özel sektör iş birliğinin, sloganlarda bırakılmadan, kurumsallaştırılması, bu bağlamda ESDK ve Daimi Özel İhtisas Komisyonu gibi bu amaçla kurulmuş ama son dönemde atıl bırakılmış mekanizmaların yeniden canlandırılması gerekiyor. Dünya ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulun Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ise konuşmasında, gelişmiş ekonomilerde kamu açıklarının, kamu borç stoklarının tarihi yüksek seviyelere ulaştığını kaydederek, özellikle Yunistan kriziyle yeni bir safhaya giren küresel ekonomik krizin hala gündemde olduğunu belirtti. Babacan, bankacılık sektöründeki sorunların henüz çözülmediğini, bilançoların normale dönmesinin yıllar alabileceğini ve bu krizin dünyaya maliyetinin 2. Dünya Savaşı ndan çok daha büyük olduğunu kaydetti. Hükümet olarak dünyadaki gelişmeleri yakından izlediklerini ve dünyada olabilecek her türlü gelişmeye karşı tedbir aldıklarını söyleyen Babacan, işsizlik konusu da değinerek Birçok gelişmiş ülkede işsizlik çok yüksek rakamlara ulaştı ve bu büyümede baskı da oluşturuyor. İşsizliğin sosyal boyutları ise ülkeleri kısa vadeli çözümlere yöneltiyor dedi. G20'de alın kararlara da değinen Babacan, her türlü korumacılığa karşı birlikte karşı koyulması ve döviz kuru konusunu ülkelerin piyasaya bırakması gibi konularda çağrılar yapıldığını, bankacılık alanında önemli kararlar alındığını dile getirdi. Toplantıda, TÜDÖKSAD tarafından hazırlan ve TOBB Döküm Sayi Meclisi görüşü olarak sunulan yapısal, idari ve teknik sorunlar ile bu sorunların çözüm önerileri kısaca 4 başlık altında sunuldu. Demir ve demirdışı metal döküm sektörlerindeki üreticilerin fabrika atıklarını bertaraf edememesi DETAY Açıklama Çevre alizleri için akredite laboratuarlar yetersizdir. Sadece TÜBİTAK ve birkaç özel kuruluşta limitli aliz yapılabilmekte ve bu alizler çok uzun sürmektedir. Döküm sektörünün, katı tehlikesiz atık karakterinde olan döküm kumu ve cüruf gibi atıkları için belediye atık depone alanları izin verilmemekte, İZAYDAŞ gibi atık bertaraf tesislerinde ise çok yüksek maliyetlerle karşılaşılmaktadır. Yeterli sayı ve kapasitede atık toplama tesisleri kurula ve devreye girene kadar, dökümhane tehlikesiz atıklarının belediyelerin evsel atık sahaları veya hafriyat atık sahaları atılması için özel izne ihtiyaç duyulmaktadır. Çözüm Önerisi Atıkların alizini yapacak akredite laboratuarlar artırılmalı ve üniversite laboratuarlarında yapılan alizler ilgili Bakanlıklar tarafından kabul edilmelidir. Tehlikesiz dökümhane atıklarının orman bölgelerindeki terk edilmiş taş ve kum ocaklarının oluşturduğu çukur alanlara doldurulması ve üstlerinin nebati toprakla kapatılarak ağaçlandırılması izin verilmelidir. Tehlikesiz katı atık depone alanlarının uygun bölgelerde kurulması için yerel yönetimler teşvik edilmelidir. Tehlikesiz katı atıkların diğer sayi sektörlerine hammadde girdisi olması teşvik edilmelidir (Avrupa da çimento, hazır beton, zemin yol asfalt dolgusu gibi birçok uygulama örneği vardır). İlgili Kurum Çevre ve Orman Bakanlığı, Yerel belediyeler Yeterli sayıda iş güvenliği uzmanının ve sektör bazında uzmanların olmaması Açıklama Tehlike ve risklerin sektöre özgü ele alınması büyük önem arz etmektedir. Çözüm Önerisi Yeni iş güvenliği uzmanları ve sektör uzmanları yetiştirilmelidir. İlgili Kurum Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkdöküm 11

DERNEKTEN KKDF ve Banka Sigorta Muamele Vergisi nin sayicilere ilave yük getirmesi Açıklama Sayicilere ilave maliyet yaratan Kayk Kullanımını Destekleme Fonu (KKDF) ve TL kredilerden alın Banka Sigorta Muamele Vergisi (BSMV) kaldırılmalıdır. DETAY Çözüm Önerisi Yurt dışı vadeli satın almalarda ve işletme kredilerinde uygulan KKDF ve TL kredilerinden alın BSMV nin kaldırılması sektörün gelişmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Gümrük vergisi uygulamalarının bir benzeri olarak hammadde temininde uygulan KKDF nin ve TL kredilerinden alın BSMV nin kaldırılması, girdi maliyetleri üzerinde olumlu bir etki yaratacak ve sektörün uluslararası alanda rekabet gücünü arttıracaktır. İthalatı özendireceği mütalaası, muafiyetin ihracatçı / üretici şirketlere uygulanması ile çözülebilir. İlgili Kurum Maliye Bakanlığı. Katma değer oluşturan ve istihdamı artıran yatırımlara yeterli teşvikin olmaması Açıklama Yatırım yaparak istihdam sağlayan ve ihracat yapabilen büyük sayi kuruluşları artık teşvik uygulaması yapılmamaktadır. Bunun yanında, makine finsal kiralamalarında yüzde 1 oranındaki KDV yüzde 18 e çıkarılmıştır. Yatırım teşvikleri kaldırılmıştır. Çözüm Önerisi Katma değer oluşturan ve istihdamı artıran yeni yatırımlar için teşvik uygulaması geri dönülmelidir. İlgili Kurum Hazine Müsteşarlığı, DTM Niyazi Akdaş Döküm Meclisi Başkanlığı Seçildi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği TOBB Türkiye Döküm Sayi Meclis Seçimleri yapıldı. TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Akdaş seçimlerde meclis başkanlığı seçildi. TOBB çatısı altında, kamu ve özel sektör temsilcilerinin katılımları ve ortak katkılarıyla sektörel konularda sorunların tespit edilmesi, çözüm önerilerinin oluşturulması ve sektörel açılımlar sağlamayı hedefleyen Sektör Meclisleri bünyesinde, Döküm Sayi Meclisi ikinci dönem çalışmaları, 24 Kasım 2010 da yapılan Başkanlık Divanı seçimi ile başladı. TÜDÖKSAD ın ağırlıklı olarak temsil edildiği Döküm Sayi Meclisi Başkanlık Divanı, meclis başkanı olarak Niyazi Akdaş seçildi. Başkan vekilliklerine ise İstanbul Pik Dökümcüler Odası Başkanı Halil Gazi Varol ve Ferro Döküm Genel Müdürü Mustafa Mahmutçavuşoğlu getirildi. Sektör Meclislerinde, sektöre yön veren kuruluş temsilcilerinin yanı sıra akademik ve uzman danışmanlar da yer alıyor. 12 Ocak - Şubat - Mart / 2011

DERNEKTEN Çin Rakibimiz mi? WFO nun ev sahipliğinde iki yılda bir yapılan Dünya Döküm Kongre sinin 69 uncusu bu yıl 16-20 Ekim tarihleri arasında Çin in Hangzhou kentinde yapıldı. WFO ve FICMES ile birlikte Hangzhou Belediyesi tarafından organize edilen kongrenin a teması Yeşil Döküm olarak seçilmişti. Dünyanın dört bir yanından gelen dökümcülere ev sahipliği yapan Çin in Hangzhou kentinde WFO tarafından Çin Uluslararası Döküm fuarı Foundex ile eş zamanlı organize edilen 69. Dünya Döküm Kongresi, enerji korunumu ve çevre bilinci için yeni döküm teknolojilerinin geliştirilmesi, insanoğlu ve doğa arasındaki uyum için oldukça gerekli olan unsurların tartışıldığı bir platform oldu. Katılımcıların yeni döküm teknolojilerini tanıma fırsatı yakaladığı kongreye Türkiye den TÜDÖKSAD tarafından organize edilen bir heyet katıldı. Döküm sayinde önemli bir yere gelen Çin i yakından tanıma fırsatı bulan TÜDÖK- SAD heyeti, yaptığı gezi çerçevesinde bir çok dökümhaneyi gezerek Çin dökümcülüğü hakkında bilgi edindi. Çeşitli dökümhaneleri ve sayi tesislerini gezen heyette bulun TÜDÖK- SAD Yönetim Kurulu Üyesi Adn Aytekin e kongre ve geziyi sorduk. Kongre nin biraz sönük geçtiğine dikkat çeken Adn Aytekin2004 yılında İstanbul da yapılan 66. Dünya Döküm Kongresi nden sonra herhangi bir kongreyi beğenmenin mümkün olmadığını söyledi. İstanbul daki kongrenin önceki kongreleri gölgede bıraktığı gibi, sonra yapılan kongrelerin de çok önünde olduğunu ve o başarının bir daha kolay yakalanmayacağını vurgulayan Adn Aytekin, şöyle devam etti Türkiye de yapılan kongre hala konuşuluyor. Çin deki kongrede görevli yönetim kurulu üyemiz Umur Denizci ve eski başkanımız Yaylalı Güy Türkiye yi gayet iyi temsil etti. Yaylalı Güy ın tebliği en iyi 2. tebliğ seçildi. Birinci ise bence sadece Çinli biri olsun diye seçildi, oradaki herkes Yaylalı Güy ın tebliğinin birinci olduğunu zaten farkındaydı. Dökümhanelerimizin daha fazla bu tür etkinliklerde yer alması gerektiğini ifade eden Adn Aytekin, kongre ortamlarının yeni insanlarla tanışma ve bilgi alışverişlerinde bulunmak için her zaman fayda sağladığı dikkat çekti. Çin deki kongre sönüktü ama Çin sayisi için olumsuz konuşmanın doğru olmayacağını ifade eden Adn Aytekin Çin sayi hakkındaki gözlemlerini şöyle açıkladı Gezi çerçevesinde ziyaret ettiğimiz dökümhaneler harika idi, hepsi çok moderndi, kurulan, kurulmaya devam eden veya geliştirilen dökümhaneler için diyecek bir söz yok. Dünyadaki büyük dökümhanelerin bir çoğu Çin de de dökümhane kuruyor. Otomotiv sayii de Çin de büyük yatırım yapmış ve yapmaya da devam ediyor. Dolayısıyla döküm sayi de bu paralel olarak yol alıyor. Dökümhaneler son teknolojiyle kuruluyor, hepsi çok modern, Türkiye de olduğu gibi Çin de de eski küçük dökümhaneler mevcut ama tabi biz bu dökümhaneleri gezmedik, Türkiye ile kıyaslamak için hep büyük modern dökümhaneleri gezdik. Gezide Çin dökümhanelerinin Türkiye den farklı olarak göze çarpan en belirgin özelliliğini nedir? sorumuza Adn Aytekin şöyle bir cevap verdi Donım olarak değil ama en belirgin farkları çok büyük olmaları, bunu kapasite olarak algılamak gerekiyor, genel olarak çok büyükler, bilindiği gibi Çin dünyanın en büyük döküm üreticisi. Zaten Çin eskisi gibi değil, çok hızlı yol almış ve gelişmiş bir ülke. Modern, refah düzeyi yükselmiş, beklediğimizin üzerinde modern bir ülke ile karşılaştık. Döküm konusunda bize rakip olmadıklarını söyleyebilirim. Çünkü Çin çok hızlı büyüme gösteriyor ve bu bağlı olarak iç tüketimi de artıyor, refah düzeyi her geçen gün yükseliyor, dolayısıyla üretim ihtiyaçları da artıyor ve döküm sayisi de iç piyasaya yöneliyor. Rekabet anlamında korkacak bir durum yok, hatta gelecekte belki Çin e döküm parçası bile satabiliriz. Bundan sonraki kongrenin Meksika da yapılacağını belirten Adn Aytekin, Meksika, Türkiye ile daha rahat karşılaştırılabilecek uygun bir Pazar, ekonomi olarak birbirine daha yakın iki ülke ama Türkiye yi Çin ile karşılaştırmak çok doğru olmaz, Çin, yakın gelecekte ABD den daha fazla gündem yaratacak bir Pazar olarak karşımıza çıkacak. Türkdöküm 13

Yılmaz Turhan Ezber Dışı bu sayımızda Yılmaz Turhan ile devam ediyoruz. Döküm sektöründe herkesin yakından tanıdığı Yılmaz Turhan ın temsilcilik serüveni 1960 lı yıllarda başlıyor ve o dönemden bugüne demir-çelik ve döküm sektörlerinde bir çok projeye ve yeniliğe imza atıyor Yılmaz Turhan. Türkiye de beslenmedeki dengesizliği bir nebze de olsa gidermek ve doğduğu yere yatırım yapmak için de besi çiftliği kuruyor. Yılmaz Turhan ile ezberin dışı çıkarak Türkiye de dünden bugüne temsilciliğin önemini ve besicilikte neler olduğunu konuştuk. 14 Ocak - Şubat - Mart / 2011

EZBER DIŞI Döküm ile buluşmanız sıl oldu? Bir insanın gerek hayatı gerekse meslek serüveni genellikle tesadüflerle oluşur diye düşünüyorum. Ben 1936 Kayseri Bünyan doğumluyum, 1955 yılında Kayseri Lisesi ni bitirdim, 1956 yılının ilk aylarında devlet bursuyla Almanya ya gittim ve Aachen Teknik Üniversitesi nden 1961 yılında mezun oldum. Türkiye ye 1963 yılında döndüm. Ortaokul ve liseyi parasız yatılı olarak devlet hesabı okudum. Üniversiteyi de yine devlet bursuyla okudum, dolayısıyla bu devlete ve millete borcum var. Bu borcu ödemesem gözüm açık gider diye düşünüyorum. İmkanlarım el verdiğince bunun altını doldurmaya çalışıyorum. Yurt dışı burslu gittiğiniz dönemde, devlet tarafından gönderilen burslu öğrenci sayısı fazla mıydı? Her yıl 20 civarında öğrenci değişik kurumlar tarafından eğitim için yurt dışı gönderilirdi. O dönemde bunu Karabük Demir Çelik için bazen Sümerbank organize ediyordu. MTA ve Etibank da öğrenci gönderiyordu. 1960 lı yıllarla birlikte ODTÜ gibi kendi kadrosunu kurmaya çalışan üniversiteler ve Devlet Planlama Teşkilatı gibi kurumlar da yetiştirmek istedikleri öğrencileri burslu yurt dışı gönderiyorlardı. Ben o şanslı öğrencilerden biriydim. Almanya ya gittim. Metalurji okumam tamamiyle tesadüf. O günkü adıyla İzabe nedir bilmiyordum. Almanya nın Aix La Chapell Üniversitesi nde İzabe Yüksek Mühendisliği tahsil etmek üzere seçtiğimiz öğrenciler arasındasınız, bununla ilgili işlemler için genel müdürlüğümüze müracaat ediniz diye Sümerbank tan ilk mektubu aldığım zaman Aix La Chapell şehri nerede, izabe ne demek ve ne işe yarar, aylarca bulmaya ve öğrenmeye çalıştım. Öğrenemeden Almanya ya gittim. Fe da yer değilmiş, onu söyleyeyim. Staj döneminden sonra çok ağır bir meslekmiş bu deyip kaytarmaya yeltendiğim sırada arkadaşlardan bu iş herkesin yaptığı işlerden değil, Türkiye de geçerli olacak diye telkinde bulunlar oldu, bir süre sonra ben de gördüm ki bu işin içine girdiğinizde zevk almaya başlıyorsunuz. Yani bir yüksek fırında veya Siemens Martin fırınlarında neler oluyor, ne veriyor ve ne alıyorsun bunu yaşamak güzeldi. Bir de alman işçisinin disipliniyle o savaşa giriyorsun. Bunlar avantaj oldu, işçiyi tanımak, işçi hangi psikoloji içinde çalışıyor, gece ne yapar, nerede kaçamak yapar, bu vara kadar çok şey öğreniyorsun. Ama işin inceliklerini yani çalıştığım yerde ne yapılıyor, niye yapılıyor, ne netice alınıyor, yapılan bir hatanın neticesi ne olur, bunları yaşamak üniversitede aldığım derslerden daha önemliydi. Okuduğum Aachen Üniversitesi o dönem Almanya nın en büyük teknik üniversitesiydi ve metalurji fakültesi dünya çapında otorite olan Herman Schenk, Willhelm Patterson, Winterhager gibi dünya çapında mesleğe yön veren, bu bilim dalının disiplinini tayin ve tespit eden hocaların bulunduğu üniversiteydi. Orada da büyük zevk alarak çalıştım, oradaki laboratuar çalışmaları, yaptığımız sayi gezileri çok zevkliydi. Staj döneminden sonra çok ağır bir meslekmiş bu deyip kaytarmaya yeltendiğim sırada arkadaşlardan bu iş herkesin yaptığı işlerden değil, Türkiye de geçerli bir iş olacak diye telkinde bulunlar oldu, bir süre sonra ben de gördüm ki bu işin içine girdiğinizde zevk almaya başlıyorsunuz Dökümü sıl tercih ettiniz? Tahsilimin başından itibaren döküm ve demir çelik metalurjisini birlikte yürüttüm ama son aşamada ikisinden birini tercih edip diploma tezimi yapmam gerekiyordu. Döküm laboratuarı çalışma şartları küçük endüksiyon ocağı, kum hazırlama, kalıplama, şekil verme, bir metali yaratma ba bir sihirbazlık gibi geldi, ondan zevk aldım, dökümü tercih etmem oradan geldi. Son 6 ayda bitirme tezimi orada yapma kararı verdim. Hocam Willhelm Patterson un hem insancıl hem sosyal yönleri çok kuvvetliydi, onun ekibiyle çalıştım. Ki onlardan birkaç tanesini TÜDÖKSAD ın toplantıları da getirdim. Okuldan sonra 2 yıl Stuttgard da bir çelik döküm fabrikasında çalışıp Türkiye ye döndüm. Askerliğimin önemli bir kısmını Gölcük Deniz Fabrikası nın dökümhanesinde yaptım. Burası bir laboratuar gibiydi. Küçük bir ark ocağı, birkaç tane endüksiyon ocağı, birkaç tane fueloil li ergitme ocağı, kum hazırlaması vs. ile bir döküm enstitüsünün laboratuarı gibiydi. Bu arada yavaş yavaş Türkiye sayisini tanımaya çalıştım. Çünkü 8 sene uzak kalmıştım. Sayi yeni gelişiyordu, Dil iskelesi bomboş, Gebze de bir iki tane fabrika var, döküm sayi olarak Türk Demirdöküm ile Elektrometal den başka bir şey yok. Hayata yön veren sürprizler Askerliğimin sonunda ba bir mektup gelmişti. Zaten hayatıma yön veren 2 mektup olmuştur. Hocam Willhelm Patterson, benden mektup alınca şaşırma, asistanım ve sekreterimle birlikte 5 kişi Türkiye ye geliyoruz, bize 8 günlük bir program hazırla, oradan da Tahran a geçeceğiz diyordu. Ben onlara 4 gün İstanbul da, 2 gün İzmir de, 2 gün Ankara da program hazırladım. İstanbul da Rabak, Türk Demirdöküm, Elektrometal i gezdik, Patterson müdürlerle direkt temas kurdu, Sayi Odası nda bir konferans ayarladık. Perşembe Pazarı nda, ki o zaman daha yıkılmamıştı, dökümcülerin bir sokağı vardı, orada bunları mest eden müthiş bir gezi yaptık. Öyle ki oda kadar bir dökümhane- Türkdöküm 15

EZBER DIŞI bu yardım konusunu özellikle işleyeceğim, üzerinde duracağım; çünkü geldiğimiz ilk günden beri hangi sayi yöneticisinin kapısını açmış içeri girmişsek, buyurun sayın profesör hoş geldiniz şöyle oturun diye Almanca ile karşıladılar. Çünkü Rabak ta Sezai Cankut genel müdür yardımcısı, Almanya kökenliydi. Elektrometal de Mehmet Femir mükemmel Almanca konuşurdu, Türk Demirdöküm ün kurucusu olan Karabük kökenli Burhan Günergun, o da Almanya dandı. Metaş ta Muharrem Bey, Ankara da Nejat Turkan hepsi mükemmel Almanca konuşuyordu. Patterson, Gelişen ülkelere yardım işte budur demişti. Yani eğitimdir, para gönderirseniz Lumumba nın 10 adet altın kaplamalı Mercedes alması mani olamazsınız demişti. Lumumba o dönemde Kongo da diktatördü, hakikaten oraya giden bütün yardımları lüks şeylere harcardı, yatağının altın kaplama olduğu söylenirdi. Almanlar da bunu duydukça çıldırırdı. de parçanın ucu yola doğru uzanmış, 1-1.5 tonluk parçalar döküyorlardı veya biri kupol ocağını yakmış o gün sıvı metal alıyor, iki üç kişi elinde küçük potasıyla sırada bekliyor; sıvı metal ödünç alacak ki o gün lazım olan 2-3 acil parçayı dökebilsin. Bahsettiğiniz yer Perşembe Pazarı nın neresindeydi? Kalafat yeri, yani Haliç in kerında Tersane caddesine paralel olan Yemenici lerde. Orada şu anda da iki dökümhane hala çalışıyor. Oraları gördüler ve mest oldular. Ama akşamları Boğaz da ziyafetler teknik üniversitede Allah rahmet eylesin Prof. Dr. Nurettin Çuhadar ile ziyaret ve görüşme yani beğenecekleri en son şeyleri bile verdik. İzmir de Metaş ı ve Atikler i gezdik, o zaman adı henüz Akdöküm değildi. Ve bir gün de turistik gezi yaparak Efes i gezip Kuşadası nda kaldık. Oradan Ankara ya geçtik, ODTÜ de bir konferans verdik ve orada da Asil Çelik in ilk projesini yapan Nejat Turkan ile Prof. Mustafa Doruk bizi ağırladı. Bu ziyaret ba büyük bir güç verdi, tesadüf işte. Niye verdi, 1.5 aylık dünya gezisinden sonra Prof. Patterson Almanya ya döndüğünde bir bülten hazırlamıştı, bültenin yarısında Türkiye yi anlatmıştı. O dönemde Almanya da gelişmekte olan ülkelere Entwicklungshilfe adıyla yardım programı vardı. Çok tartışılıyordu. Ne kadar para vereceğiz, kime vereceğiz, ne yapacaklar diye. Almanlar da parayı çok severler, çok kıymetlidir paraları. Herkes, biz vergi veriyoruz, yardım parası diye bu ülkelere gidiyor kayboluyor diye tartışıyordu. Havaalanında uçağı beklerken hocam Patterson un unutamadığım bir sözü vardı. Dedi ki, Çocuklar bu bir hafta ba çok şey öğretti. Ben dönünce Temsilcilik almanız sıl oldu? Az önce bahsettiğim hocamın bu ziyareti önemli oldu, çünkü sonra ikinci bir mektup geldi. Açtım, kalın bir zarf, içinden Otto Junker firmasının katalogları çıktı, ben 10-15 gün önce onun bir yerde reklamını görüp Junker firması ba endüksiyon ocaklarıyla ilgili katalog gönderin diye mektup yazmıştım. Gelen kataloğu karıştırıyorum, baktık içinde bir de el yazısıyla mektup var. Mektubu yazan benim üniversiteden çok yakın bir arkadaşım Macar Yanoş Zador du. Junker firmasında satıştan sorumlu olduğunu belirtiyor, Senin mektubunu görünce memnun oldum, benimle temas kur, Türkiye de endüksiyon ocağı konusu bakir bir konu, ileride çok ihtiyaç olacak, bu konuda görüşelim diyordu. Tam o sırada da tesadüf bir küçük çelik döküm fabrikası projesi yapıyordum. Proje sahibi ile Almanya ya gittik. 10 kadar şehir ve firma dolaştık. Ben tercüman, şoför, danışman olarak yardımcı oluyordum ve o firmalara dedim ki Türkiye de mümessilliniz olmak isterim, referans istediler, ben de hocam Patterson u verebilirim dedim. Bunların hepsi hocama yazmışlar, hocam da tereddütsüz referans olmuş. Böylece bu bizim için başlangıç oldu. O dönemde bu tür temsilciliklerin Türkiye için önemi neydi? Türkiye için önemi belki çok fazla değildi. Çünkü sektör çok küçüktü, o zaman ne otomotiv sayisi vardı, ne de makine sayisinde önemli bir şey vardı; sadece 3-4 tane pompa, soba gibi ürünler imal eden firmalar vardı. Birkaç tane kamyon montaj fabrikasının çelik döküm parçaları Elektrometal de dökülüyordu. Sayimizin planlı kalkınma dönemi 1960 ların sonunda başlar. 1970 lerde çok alaya alın- montaj sayisi ile otomotivde atılan adımlar, döküm sektörünün lokomotifi oldu. Döküm İzabe Ltd. Şti. olarak 25 yılı aşkın bir süre Türkiye de yapılan her dökümhane yatırımında proje, makine ve tesis, malzeme ile fir- 16 Ocak - Şubat - Mart / 2011

EZBER DIŞI mamızın önemli bir payı olmuştur. Çok geniş bir mümessillik ve distribütörlük programıyla uzunca bir süre döküm sektöründe makine ve tesis projeleri yaparak, bu teknolojilerin ithaline aracılık ederek çalıştım. Türkiye de temsilciliğin şu andaki durumu nedir? 1960 lı yıllarda başladık, 2000 e kadar devam etti, ilk 25 yıllık süre içinde mümessilin çok önemli rolü vardı. Çünkü mümessil yatırımcıya danışmanlık yapar, projeyi yapar, tercümanlık yapar, arabasıyla alır götürür gezdirir yani şoförlük yapar, mihmandarlık yapar, projenin esasını hesaplar, gerekli olan makineyi, teçhizatı ortaya döker, seçer, maliyetini hesaplardı. Bugün bunların birçoğu gerek kalmadı, çünkü öyle kaliteli kadrolarımız yetişti ki, Türkiye nin dışında dahi bu tesisleri gözü kapalı projelendirecek birinci sınıf mühendislerimiz var. Dolayısıyla durum değişti, o zamanlarda çok ihtiyaç vardı, o ihtiyaç neticesinde de mümessiller önemli bir rol oydı. Tabi bu dönem ihtiyaç kalmadı değil, ihtiyaç şekil değiştirdi demek daha doğru olacak, mümessilliğin rolü değişti. Bahsettiğimiz o dönemde, muhatap olduğum kişiler genellikle firmaların bir numaralı adamlarıydılar. Ya sahipleri ya da tepe yöneticileriydiler. Örneğin Erkunt ile 30 yıla yakın şöyle biri durum oldu; Büyük Üstat Mümin Erkunt Bey, ba, git bu tesisi sipariş et demiştir, ben de onu hiç tereddütsüz gider, pazarlığını yapar, şartlarını tespit eder getirirdim. Veya Ak Döküm ün sahibi Allah selamet versin Sayın Nuri Atik, ki hesabını çok iyi bilirdi, insanın dişini söker gibi pazarlık yapardı ve diğerleri; hep firmaların kurucuları ya da bir numaralarıyla muhatap oldum, bunlar en büyük şansımdı. Tabi şimdi başka kadrolar yetişti, o kadrolar Bünsa Döküm, Griti Türkiye de ve bütün çevrede üreten tek firma Sayimizin planlı kalkınma dönemi 1960 ların sonunda başlar. 1970 lerde çok alaya alın- montaj sayisi ile otomotivde atılan adımlar, döküm sektörünün lokomotifi oldu da çok kaliteli, hepsi lisan biliyor, dış dünyayı tanıyor, fuarları, gelişmeleri takip ediyor, bununla da iftihar ediyoruz. Yani izabe nedir, döküm nedir bilmezken bu noktaya geldik, geldiğimiz nokta müthiş. Bence mümessilin rolü artık o değil, mümessilliğin anlamı biraz değişti. Bu önemsizleşti anlamı gelmez. Rolü değişti diyebiliriz. Nedir bu yeni rol? Ben bir hammadde getiriyorsam, ne getiriyorum, özellikleri nedir, rakiplere karşı üstünlükleri nedir, kullanırken hangi avantajlarını öne çıkarırsın, dolayısıyla daha iyi netice alırsın, mümessilin bunu anlatması lazım. Yani iyileştirme ve maliyet düşürmesi lazım. Biz bunu 25 sene teknik seminerlerle yaptık. 1970 te başladı hiç kesilmeden 1995 e kadar sürdü. Her sene 2-3 defa teknik seminer verdik, bu sayede Türkiye de sfero döküm üretiminde çok büyük neticeler aldık. Sfero döküme Türkiye de sıfırdan başlamıştık. Bizim yaptığımız seminerlerle ilgilenen bütün arkadaşlar gelir, problemlerini veya taleplerini tartışır, sonra beraberce bu dökümhanelere giderdik. Bunların biri Tekirdağ da, biri Gebze de diğeri başka bir yerde olabilirdi. O civardaki dökümcülere gelin tatbikatını yapacağız derdik ve bu arkadaşlara devamlı teknik servisimizle hizmet verirdik. O dönem seminer vermek için yurt dışından gelen teknik uzmanlarımızı herkes tanır, çünkü gelip onlarla birlikte kalmışlardır. Mümessilin vazifesi budur. Parayı aldım kaçtım, bizde sigortacılar bunu çok yapar, primi toplarsın ama sa birazcık bile bir katkısı olmaz. Yön vermez, akıl vermez, aydınlatmaz, destek olmaz. Bu doğru değil, aldığın paranın karşılığını vermen lazım. Burada üretici firma o malzemeyi, o malzemenin kullanılışını, özelliklerini en iyi bilen firmadır. Rakip malzemelerin durumunu da üstünlüklerini ya da dezavantajlarını en iyi bilen firmadır. Ben onu getirirsem kendi müşterimi aydınlatırım o da bilinçli olarak alır. Biz demir çelik sektöründe çok uzun süre çalıştık. Mesela çelik üreteceksen refrakter malzemeye mahkumsun. Ben her sene mutlaka bir veya iki defa dışarıdan uzman getirir burada 40-50 kişiye seminer verdirirdim. Bunlar iki günlük seminerlerdi çok verimli ve faydalı çalışmalar yapıyorduk. Başka branşların hiçbirinde üniver- Türkdöküm 17

EZBER DIŞI siteyle sayi, döküm sayinde olduğu kadar iç içe girmemiştir. Her şey rahmetli Feridun Dikeç arkadaşımın Veli Aytekin Hoca nın ve bütün o kadronun bize destek vermesiyle oldu. Bu seminerlerde mutlaka onlar vardı, her zaman destek oldular, sorun olduğunda o üniversitelere birlikte gidildi, parçayı götürüp hocanın masası koyan birçok dökümcü olmuştur, şunun ciğerine bir bak mussuzu yapamadım diyen dökümcüyle karşılaşabilirdiniz. Bizim sektörümüzde üniversite ile sayinin iç içe olması birçok sektöre de örnek oldu. Bundan son derece mutluyum. Geçmiş dönemdeki problemlerden bir örnek vereyim. Şunu herkesin bilmesi lazım: kaliteli döküm kumu varsa döküm vardır, kum olmadığı zaman döküm sayisi olmaz. Dökme suyla değirmeni çeviremezsiniz, Belçika dan bilmem ne kumu getirip Türkiye de döküm yapamazdınız. Sayın Hüseyin Keçici nin dağları taşları dolaşarak, bir meyilli arazide akan suya kürekle kumu atıp yıkayarak yaptığı başlangıçtan bugüne geldik ve döküm sayimiz o sayede var, ben o katkıda bulunmuşsam ve bulunursam bundan sadece şeref duyarım. Hüseyin Keçici nin, döküm sayimize olan hizmeti unutulmaz. Zahmetli günlerden bugüne geldik. O günleri iyi bilen biri olarak Türkiye de demir çelik ve döküm sayilerindeki yatırımları yeterli mi? Türkiye de yatırım yapılmıyor deniliyor ama yılda 25 milyon tonun üzerinde demir çelik üreten bir Türkiye var. Yılda 1milyon 200 bin ton üretime giden bir döküm sektörümüz var. Yine yılda 1 milyon üretim hedefine yaklaşan bir otomotiv sektörümüz var. Bunlar Türkiye de sektörlerin lokomotifleridir. Türkiye sadece tarım ve inşaatla kalkımazdı, ikisi de hamallıktır. Burada daha üretken, yaratıcı Türkiye de yatırım yapılmıyor deniliyor ama yılda 25 milyon tonun üzerinde demir çelik üreten bir Türkiye var. Yılda 1milyon 200 bin ton üretime giden bir döküm sektörümüz var. yüksek katma değerli sektörlere de ihtiyaç vardır. Herkes bilir ki, bizim sektörümüz 25 yılda kimsenin hayal bile edemeyeceği yerlere geldi. Odalar Birliği nde yaptığımız bir seminerde, bir arkadaş 12 milyon ton demir çelik üretimine gidiyoruz dediğinde itiraz etmiştim, çok iyimsersin bu rakama bugünkü şartlarda sıl gideriz, demiştim ama yanılmışım. Şu anda 25 milyon ton üretimimiz var ve bu çok büyük bir rakam. Türkiye bu kapasitelere hazır mıydı? Döküm sektöründe son günlerin önemli sorunu hurda bulumaması. Şöyle açmak gerekirse; bundan 4 sene önce Avrupa basınından yansıyan Türkiye şikayetleri vardı. Türk çelikçileri hurda alımı çıktıklarında Avrupa da hurda fiyatları tavan yapıyor, birçok ark ocaklı tesis, özellikle 2007-2008 yıllarında ciddi kapasitelerde üretim yapıyordu. Türkiye ye gemi gemi hurda geliyor, bu bağlamda Türkler hurda alımı çıktı diye Avrupa dan şikayetler geliyordu. Sonunda Avrupa Birliği çelikhanelere kota koydu. Sektör temsilcileri çelikhane üretiminde haddenin uzun ürün olduğunu söylüyor ve yassı ürüne geçilmeli diyor. Şimdi ise yassıya geçiliyor ancak bu defa da hurda yok. Dökümde belli bir miktarda temiz hurdaya ihtiyaç var ama dünyada hurda yok. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz? Bu benim çok uğraştığım bir konu. Bunun belirli incelikleri, püf noktaları var. Amerika nın doğu kıyıları ve Filedelfiya gibi büyük hurda merkezlerinden 50 bin tonluk büyük bir gemi kaldırırsan, Türkiye ye 12-15 dolara hurda getirirsin. Ama Avrupa limanlarının hiçbirinde 50 bin ton hurda tek partide bulamazsın. En fazla 10-12 bin ton bulabilirsin. Bunu da getirmeye kalktığında vlun 35 dolar olur. Bu konuda niye uğraştığımı da söyleyeyim. Hurdacılar birbirlerine güya ipucu vererek büyük bir sır gibi; falanca büyük sipariş almış, hurda fiyatı fırlayacakmış derler, tüyo verirler yani, aman hurdaya yüklenin derler ve hurda birden fırlar. Ama Türkiye de döküm sayinin endüksiyon ocağında kullacağı temiz ve belli ebatlarda kesilmiş hurda sınırlı. Bu temiz hurdayı dışarıdan ithal etme imkanı olmadığını gördüm. Çünkü Avrupa nın Rotterdam gibi büyük 18 Ocak - Şubat - Mart / 2011

hurda depolarında bulabileceğin temiz, klasifiye olmuş en fazla kaliteli hurda stoğu 2-3 bin tondur. Bu toj için gemi kaldıramazsın. Ben buradan 2 bin ton yükleyeyim, başka yerden de 5 bin ton yükleyeyim, götürüp Derince de veya Aliağa da boşaltayım dersen maliyeti çok yüksek olur. Dökümhanelerin kullacağı hurda bugüne kadar vardı ve dengeli gidiyordu, ama bugün dökümcüler bu konuda endişeli, 2011 de sıl hurda bulacağım diyor? Tabi kriz sonrası işler de açıldı. Ben de endişeliyim, 500 lira olan hurda fiyatı 2 ay içinde 750 lira oldu. Örneğin geçenlerde Çelik Granül ü aradım, onların hurdası 850 lira, tabi onların hurdası DKP sac paket halinde. Hem paket maliyeti var, hem DKP düşük karbon olduğu için farklı. Bir denge kaybı var, çelikhanelere çok ciddi yatırımlar yapılıyor, ama yapılırken kullacağı hammadde Türkiye de üretiliyor mu, bu sıl dengelenir? Aynı şey daha önce ark ocaklı tesislerde de oldu, Avrupa da hurda yok ama hâlâ her tarafta hurdaya dayalı ark ocaklı çelikhane kuruluyor. Belki farklı şeyler denenebilir. Örneğin cevhere dayalı kurulabilir mi? Veya cevheri zenginleştirme yolu gidilebilir mi? Demir-çelikte cevherden mamule entegre tesis yatırımı zor, pahalı ve uzun bir hikaye! Cevherden direkt redüksiyon ile sünger demiri üretimi de büyük bir proje. Epey çalışan oldu bu konuda. Bu konuda güçlü bir yatırım olsa ve başarılabilse hurda yerine büyük ölçüde sünger demiri kullanılabilecekti. Bunun ithali de zor ve problemli. Bizim çelik sayicilerimiz kolektif çözüme sıcak bakmazlar. O nedenle sünger demir üreten olmadı; hurdaya mahkum kaldık. Dökümhane ihtiyacı olan temiz çelik hurda konusunda önemli bir gelişme etkili oldu. Bu da 3 ince band döküm tesisinin (Tin slab caster) aynı yıl içinde devreye girmesi ve daha çok temiz hurdaya yüklenmesi bu sahadaki anormalliklerin sebebi oldu, sanırım. Döküm sayisinin gelişimine tanıklık yapan biri olarak Türkiye de döküm sektörünün geleceğini sıl görüyorsunuz? Türkiye de döküm sayinin önü çok açık. Almanya da bir arkadaşım bundan 20 yıl önce, fabrikasında 35 yaş altında bir tek Alman genç olmadığını söyledi. Bunu korkarak söyledi, çünkü herkes laboratuarda çalışmak istiyor. Beyaz gömlek kravatla çalışmak istiyor. Ben Türkiye nin önümüzdeki 40 yıl için en büyük avantajının bu olduğunu düşünüyorum. Döküm sektöründe akılcı yatırımla yani iyi teknoloji, iyi makine, iyi tesis seçerek ekonomik hedefe yönelerek, kalite yönünden en ufak bir tereddüde girmeden, kalite seviyemizi en az Avrupa seviyesinde ve üstünde yürütme şartıyla devam etme şansımız var. Hindistan ve Çin bizim döküm sektörümüzle bir rekabet yapamazlar. Türkiye nin çok büyük avantajları var, gerekirse uçakla 3 ton malzemeyi gününde gönderebilirsiniz veya Avrupa daki fabrikalara gününde teslimat, yani montaja girecek gün tır kapıda olacak şekilde ayarlayabiliriz. Ama Çin den ve Hindistan dan hiçbir firma bunu ayarlayamaz. Hem Türkiye nin otomotiv sektöründeki gelişmesi hem Avrupa nın ihtiyacı göz önüne alınırsa bizim için büyük bir risk yok. Ancak kalite konusunu her zaman birinci planda tutmak lazım, hem üretimin hızı ve ekonomisi yönünden hem kalite yönünden yapılabilecek en son şeye kadar zorlamamız lazım. Bunu yapan örnek firmalarımız var hepsiyle gurur duyuyorum, bir yabancıyı o dökümhanelere götürdüğümde başım dik gezebiliyorum. Zor dönemi aştık. Türkiye dökümhaneleri belli bir isim yaptı. Kaliteyi ucuza değil iyi fiyata satar hale geldi. Sizin mümessillik dışında başka yatırımlarınız da var, bunlardan bahsedebilir misiniz? İki üç tane sayi yatırımımız oldu. 17 sene Ayazağa da bir döküm fabrikam oldu. Burada çelikhanelerin ihtiyacı olan ingot kalıpları döken bir tesisim vardı. Orası şimdi Seyrantepe stadyumunun komşusu ve orada bir iş merkezi kuruluyor. Yani isteyerek manipüle etmiş, planlamış değilsin, bu da tesadüf, yani hocam Patterson un ziyaretinden, arkadaşım Yanoş un beni mümesilliğe itmesine vara kadar bir tesadüfler silsilesi. Başka teşebbüslerimiz de oldu, bunlardan biri Bünyan da 1975 lerde kurulan Bünsa Döküm. Transtürk ün iştirakı olan bu firmayı, Transtürk ün iflası ile iflas masasından biz aldık. Türkiye sayisinin büyük yaratıcılarından duayen ve örnek sayici Sayın Mümin Erkunt ile birlikte gidip pazarlığını yaptık, yüzde 20 si bizim yüzde 80 ini ise Erkunt grubunun olmak üzere burayı S.K.B. den aldık. Önce Erkunt 2 nin oraya yapılması söz konusuydu, 2 sene o yönde çalıştık, kısmet olmadı. Erkunt, bildiğiniz gibi Ankara da 2. dökümhaneyi kurdu. Bünyan daki biları ve araziyi boş bırakmamak için Güney Afrika da bir dostumun fabrikasında gördüğüm ve de bunu Türkiye de mutlaka gerçekleştirmem gerekiyor diye düşündüğüm kumlama malzemesi çelik bilya yapmaya karar verdim. Onu hazırlayınca, Mümin Bey büyük bir özveri ve büyüklükle, bunu Türkiye ye kazandır, orası senin memleketin, ben sa des Türkdöküm 19

EZBER DIŞI Deve kuşundan neden vazgeçtiniz? Türkiye de o pazar yürümedi çünkü deve kuşunun en önemli tarafı derisi, tanesi 2-3 bin dolar arasında. Türkiye de onu işleyen, değerlendiren bir firma yok. İkinci en önemli geliri ise etidir. Her devekuşunda 60-70 kilo gayet nefis, yağ ve kolestrolü sıfır olan et var. Yumuşak ve lezzetlidir. Bunu Türkiye beğenmedi. Bu ikisini değerlendiremediğimiz için sadece yumurtası, tüyü veya bağırsak yağları için de anlamlı olmuyordu. Hayvancılığa geçişimiz de böyle oldu. Şu anda 400 civarında büyükbaş hayvanımız var, biraz sınırladık, ucunu bırakırsak daha da ileri gidecekti, ama Orta Adolu da Saray Halıları Hayvancılık işletmesinin çiftliğinden sonra en modern en güzel çiftliğin sahibiyiz. 3 bin 500 litre günlük süt alıyoruz, hayvancılıkta bu güzel bir rakam. Daha da modernleştirmek için ilave tesisler kurma hazırlığındayız, zaten bu yatırımları yapmaz isek yaşlacağız, paslacağız. Yaşlanmamak için hareket halindeyiz. Kayseri - Bünyan daki besi çiftliği tek olurum, şirketi yüzde 50 yüzde 50 hale getir dedi. Bu suretle sermaye artışlarında ben daha fazla ödedim sermayeyi yarı yarıya getirdik. 2004 e kadar ortaklığımız devam etti. Bir tek gün bile şunu niye böyle yaptın veya şunda hata var, şunda daha değişik çözüm imkanı vardı dememiştir. Karşılıklı güven ortamında devam ettik, böyle bir ortaklık zaten Türkiye de pek enderdir. 2004 yılında Erkunt 2 yi ağırlıklı öne almaları, arkasından da traktör projelerinin gelmesi nedeniyle, ba buraya bir değer koyalım kalan yüzde 50 sini de sen üstlen dedi, ba da sıl uygun görürseniz demek düştü. Şu anda Bünsa Döküm ün yüzde 90 hissesi Ferro Metalurji şirketimizin, yüzde 10 kadarı da benim. Orada Türkiye de ilk defa martenzitik yapıda çelik bilya ürettik. Düşük karbonlu çelik bilyadan çok farklı. Martenzitiğin sertleşmeden sonra kırılma imkanı var, iri tanelileri kırılarak grit yapma imkanı sağlıyor. Griti Türkiye de ve bütün çevrede üreten tek firmayız, bu önemlidir. İhracatımız ise önemli oranlara gelmiş durumda. Yüzde 60 ihracat yapıyoruz. Bu arada orada boş olan arazimizi de değerlendirmek için, o zaman çok cazip görülen, o günkü şartlarda enteresan olan devekuşu üretimine yönelmişken 2004-2005 te büyük baş hayvan çiftliği kurduk. Hayvancılığa ve sütçülüğe geçiş de böyle oldu. Hayvancılık, besicilik döküm sektörünün dışı çıkıp biraz rahatlama veya hobi miydi yoksa ticari bir girişim miydi? İki tarafı da var. Yani onun asıl amacı önem verdiğim Türkiye de beslenmedeki dengesizlikti. Türkiye de kişi başı et tüketimi yılda 18-19 kilo, batının zengin ülkelerinde 75-80 kilo. Et tüketmeyen toplumların kafası işlemez, burada tekrar etmeyeceğim ama Aziz Nesin o lafını boşu söylememiş. Biz toplum olarak protein değil, karbonhidratla besleniriz. Çocuklarımızı da öyle besleriz. Bu doğru değil. Süt tüketimi de öyle, Türkiye de kişi başı yılda 30-35 litre, batıda ise bu 120-130 litre arasında, hatta Finlandiya gibi ülkelerde 200 litre süt tüketimi var. Yani Türkiye nin karbonhidrattan proteine geçmesi lazım. 40 senedir kafamda olan bir sorundu, Hayvancılığa girişimimde bu düşünce etken oldu. Zamanında domuz çiftliği kurma teşebbüsüm bile olmuştur, deve kuşu çiftliği kuruluşundan geldik buraya. Et yani protein vücudun en önemli besleyicisidir, özellikle beynin. Fonksiyonların kayğı proteindedir. Et ve süt ürünleri beyni çalıştırır. Karbonhidratlar, yani tahıllar, nişastalar kasları çalıştırır. Biz pazıyı çalıştırır iyi güreşçi oluruz ama beyni çalıştırıp Nobel fizik, kimya, tıp 20 Ocak - Şubat - Mart / 2011