AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Devrim Öncesinde Yemen

NATO Zirvesi'nde Gündem Suriye ve Rusya

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi

Bush, Suudi Kralıyla petrol fiyatı konuştu

Türkiye'de ilan edilen olağanüstü hal uygulaması dünya basınında geniş yer buldu / 11:14

DÜNYA DA BU HAFTA ARALIK 2015

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

Cumhuriyet Halk Partisi

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

Hackerlar ortaya çıkardı: Birleşik Arap Emirlikleri İsrail yanlısı kurumları fonluyor!

Türkiye-Rusya ilişkilerinin son 16 yılı

AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

GÜNLÜK BÜLTEN 23 Mayıs 2014

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

BAŞBAKAN ERDOĞAN İRAN DA BAŞBAKAN ERDOĞAN, CUMHURBAŞKANI AHMEDİNEJAD, DİNİ LİDER HAMANE

HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. AB Liderleri Jean-Claude Juncker in AB Komisyonu Başkanı Olması İçin Uzlaştı

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU

ABD'nin iki seçeneği kaldı: Ya gücünü artır ya da Taliban'a göz yum

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

15 Ekim 2014 Genel Merkez

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 MART İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

"Türkiye, Gürcistan'a ilham kaynağı olabilir"

ABD'den NATO ülkelerine ültimatom: Savunma harcamalarını arttırın

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI İhracat Genel Müdürlüğü PAZARA GİRİŞ KOORDİNASYON YAPISI VE HEDEF ÜLKELER

Araştırma Notu 15/179

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Beyaz Saray'daki Trump-Erdoğan Zirvesinden Ne Çıktı?

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Trinidad ve Tobago 1990: Latin Amerika'nın ilk ve tek İslam devrimi

Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi tarafından düzenlenen Filistin Ulusal Projesi Görüşler ve Perspektifler Sempozyumu Filistin in çeşitli kesimlerinden

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

Temmuz Ayı Tekstil Gündemi

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları

Cumhuriyet Halk Partisi

HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR

Bir yalanı kaç kere tekrarlarsak gerçek olur?

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

İZMİR TİCARET ODASI MECLİS TOPLANTISI

Bu Hafta Piyasalarda

Dünyada silahlanma artıyor, Türkiye 20'nci sırada

24-28 Mart2014 PİYASALARDA HAFTANIN ÖZETİ VE GELECEK HAFTA

MAYIS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

AFRİKA BÜLTENİ (29 Eylül-17 Ekim)

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Fransa Cumhurbaşkanı Macron

Dış Ticaret Verileri Bülteni

ITUC KONGRESİ KARAR TASLAĞI NDA HAK-İŞ İN ÖNERİLERİ KABUL GÖRDÜ

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Değerli İhracatçılar, Değerli Basın Mensupları,

SARACAĞIZ YARALARIMIZI

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

İdris KARDAŞ Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

İç Savaş Suriye Ekonomisini Nasıl Etkiledi?

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

SAYIN TAKİPÇİLERİMİZ,

KÖKSAV E-Bülten. Hassas Konular KÖK SOSYAL VE STRATEJİK ARAŞTIRMALAR VAKFI. 2 Aralık 2007 Rusya Federasyonu DUMA seçimleri ve Kafkasya

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Başbakan Erdoğan'ın adaylığı dünya basınında

DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Özel Bankacılık Araştırma İngiltere, Haziran 2017 Seçim Sunumu

Günlük Yorum. IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı. Piyasalarda Bugün Ne Oldu? USDTRY BRENT PETROL ALTIN GBPUSD EURUSD

GÜNLÜK BÜLTEN 03 Temmuz 2014

Basın Bülteni Release

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

10 Ağustos. Cumhurbaşkanlığı Seçimleri Yazılı Medya Araştırması. 18 Ağustos Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimi Yazılı Medya Araştırması

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Sayın Büyükelçiler, Değerli Kongre üyeleri, Çok değerli dostum Sayın Zügayir ve Brosh, Kıymetli basın mensupları,

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.


IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Ekonomi Bülteni. 11 Mayıs 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Sahtekarlıkta tüm sınırlar aşıldı : Beyaz Miğferler'in Suriye'deki 'icraatları'

KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 1

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

''Dar elbiseyi reddediyoruz''

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

TR 71 BÖLGESİ 2013 YILI İHRACAT RAPORU AHİLER KALKINMA AJANSI

Ekonomik Gündem ABD Başkanı Trump'ın damadı ve başdanışmanı Kushner, Senatodaki ifaabd Ba şkanı Trump'ın damadı ve başdanışmanı Kushner, S

Berkalp Kaya KASIM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Transkript:

Ġçindekiler TÜRKĠYE GÜNDEMĠ... 2 Servet Tazegül Avrupa şampiyonu... 2 Davutoğlu: Son 10 yılın en yıkıcı insanlık felaketi... 2 Yeni dünya ve Türkiye nin tercihleri Soli Özel Haberturk Gazetesi... 3 Türkiye de basın özgürlüğü yokmuş (!)- Özcan Tikit Haberturk Gazetesi... 4 ORTADOĞU GÜNDEMĠ... 5 Suriye'de 3 adayın başvurusu kabul edildi... 5 Suriye'de kan durmuyor... 6 Barzani: Değişim yoksa biz de yokuz... 6 Doha'da Filistin zirvesi... 6 Libya'da yeni başbakan seçildi... 7 Freedom House Mısır için ne dedi? Murat Aksay T24 İnternet Sitesi... 7 AVRUPA GÜNDEMĠ... 10 Ukrayna'da Rusya yanlıları polis merkezini bastı... 10 Putin oyunu kaybetti... 10 Avrupa'da işsizlik azalıyor... 11 Çeyrek asırda 4 kat büyüdüler... 11 Portekiz kendi ayakları üzerinde duracak... 11 Steinmeier'den 'İkinci Cenevre' önerisi... 12 Almanya da olaylı 1 Mayıs... 12 Alkış, Alkış - Süddeutsche Zeitung - Constanze von Bullion 3 Mayıs 2014... 13 Cameron Pfizer'i desteklemekle suçlanıyor... 13 Rusya nın Ürküten Tavrı Sevil Nuriyeva Star Gazetesi... 14 Ukrayna kamikazesi Fehim Taştekin Radikal Gazetesi... 15 Almanya'nın Rusya dilemması Sinan Özdemir Dünya Bülteni... 17 ASYA PASĠFĠK GÜNDEMĠ... 19 Afganistan da Toprak altında kalanlardan umut kesildi... 19 Kuzey Kore: İnsan hakları açısından ABD bir cehennem... 20 Çin Asya`yı düşürdü... 20 Çin, Afrika'da yeni hedefler peşinde... 20 AFRĠKA GÜNDEMĠ... 21 Yabancı diplomatlar eğitimde... 21 1

Güney Afrika da seçim heyecanı... 21 Güney Afrika da seçim yarışı- İbrahim Tığlı Dünya Bülteni... 22 AMERĠKA GÜNDEMĠ... 24 Obama'dan idamlar için talimat... 24 Panama da devlet başkanı seçimini Varela kazandı... 24 Freedom House ve CIA in yapmadığı Ufuk Ulutaş Akşam Gazetesi... 25 ABD güçlü ama çekingen! Deniz Gökçe Akşam Gazetesi... 26 DĠĞER KÖġE YAZILARI VE YORUMLAR... 27 Freedom House ve Gauck'u aydınlatma sorunu Yasin Aktay Yeni Şafak Gazetesi... 27 Nijerya, ABD, Mısır ve idam - Nilgün Tekfidan GÜMÜŞ Hürriyet Gazetesi... 29 TÜRKĠYE GÜNDEMĠ Servet Tazegül Avrupa Ģampiyonu AA Avrupa Tekvando Şampiyonası'da, milli sporcu Servet Tazegül, 68 kiloda birinciliği kazandı. Azerbaycan'ın başkenti Bakü'deki Serhedçi Spor Merkezi'nde, 47 ülkeden 363 sporcunun katılımıyla düzenlenen turnuvanın dördüncü gününde erkeklerde 68 ve 74, kadınlarda ise 53 ve 67 kilo müsabakaları yapıldı. Erkekler 68 kiloda tatamiye çıkan Servet Tazegül, ilk maçında Bulgar Vladimir Dalakliev'i 8-7 mağlup etti. Tazegül, ikinci karşılaşmada İspanyalı rakibi Daniel Quesada Barrera'yı 8-7 yenerek, yarı finale çıktı. Tazegül, Moldovalı rakibi Vladislav Arventii ile çıktığı yarı final maçında 21-23 geride olmasına rağmen, rakibi 10 ihtar aldığı için hükmen galip gelerek finale yükseldi. Tazegül, finalde Rus rakibi Aleksey Denisenko ile 10-10 berabere kaldığı maçı, "Altın vuruş"la kazanarak Avrupa şampiyonu oldu. Davutoğlu: Son 10 yılın en yıkıcı insanlık felaketi AA Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye'de son 10 yılın en yıkıcı insanlık felaketinin yaşandığını söyledi. Davutoğlu, Ürdün'de düzenlenen Suriye ye Komşu Ülkeler 3. Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, savaş nedeniyle Türkiye'ye sığınan Suriyelilerin arttığına işaret ederek, "Türkiye'deki kamplarda 3 bin 700 bebek doğdu" dedi. Sığınmacı akınının sürdüğünü vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti: 2

"Ülke (Suriye) içine yardım girmesine izin verilmelidir. BM ve organları Suriye içinde kamp kurmalı ki sığınmacı akını kontrol altına alınsın. Bunun önündeki en büyük engel Suriye rejimi ama Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) da bunun için Suriye rejiminin merhametini beklememeli." "3 hayal kırıklığı" Suriye'deki krize çözüm bulunması için yürütülen uluslararası girişimlerde başarı sağlanamadığına dikkati çeken Davutoğlu, şunları kaydetti: "Bizim 3 hayal kırıklığımız oldu. İlki Cenevre-2 toplantısındaki başarısızlıktı, artık ümidimiz yok ve gelecekte siyasi çözüm de yok. İkinci olarak, BMGK'nın 2139 sayılı rezulasyonuna göre, ülkeye yardım girmesi sağlanmalı. Ancak Suriye, Türkiye tarafında sadece bir kapıyı açık bıraktı ve günlük sadece 78 aracın geçmesine izin verdi. Bu kararın uygulamaya konulması lazım. Üçüncü hayal kırıklığımız ise Kuveyt'te yapılan 'Bağışçı Konferansı'na dair. Kuveyt'te Aralık ayında alınan bölgesel sorumluluk programı uygulanamadı. Türkiye, Suriyeli sığınmacılar için 3 milyar dolar yardım yapıyor, uluslararası kamuoyu ise sadece 115 milyon dolar yardım yapıyor." Suriye rejimi halkına sadece ve sadece kan ve gözyaģı getirmiģtir" Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Suriye rejimi halkına sadece ve sadece kan ve gözyaşı getirmiştir" dedi. Suriye'ye Komşu Ülkeler 3'üncü Toplantısı için Ürdün'de bulunan Davutoğlu, söz konusu etkinliğin geçen yıl Türkiye'nin inisiyatifi ile Suriye'ye komşu ülkeler arasında sığınmacılar konusunda koordinasyon sağlanması ve bu kişilerin karşılaştıkları zorluklarla ilgili dünyada duyarlılık oluşturmak için başlatıldığını belirtti. Yeni dünya ve Türkiye nin tercihleri Soli Özel Haberturk Gazetesi KABACA 2003-2012 arasında Türkiye nin dış politikasıyla ilgili çok yazı yazıldı, sık sık konferanslar düzenlendi. Son iki yıldır, Suriye deki çuvallamanın, yanlış tercihlerin boyutları ortaya çıktıkça ve özellikle Mısır daki darbeden beri, Türk dış politikası o kadar merak edilmiyor. Bunun yerini daha çok Türkiye nin içindeki gelişmeler almış durumda. Bu ilgi Türkiye nin iç politikasıyla dış politikası arasındaki bağ nedeniyle derinleşiyor. Daha önceleri Türkiye nin içindeki gelişmeler ilgi uyandırırdı. Bunlarla Türkiye nin dış politikası arasında bağ kurulur, yumuşak güce dayalı dış politika tercihleri önemsenir, desteklenirdi. Ortadoğu coğrafyasındaki Türk etkisi, bir yandan İran ın dengelenmesi diğer yandan bu ülkelere olumlu bir örnek teşkil etmesi nedeniyle tezahüratla karşılanırdı. Türkiye böyle bir algının kendisine sağladığı büyük prestijin doruğuna Arap isyanlarının başlangıcında çıktı. Arap isyanlarının ardından, Suudi Arabistan kaynaklı karşı devrimin gelişmelere ağırlığını koyması, Suriye de cihatçıların öne çıkması, Mısır daki darbe ortaya yeni bir bağlam çıkardı. Türkiye nin bölgedeki etkisi hızla azaldı. Ardından ülkede otoriterlik arttı, özgürlük alanları daraldı. Dış politikada kullanılan hoyrat bir dille, AB ilişkisinin dostlar alışverişte görsün ötesinde bir anlam taşımadığı noktaya gelindi. Bu durumda Türkiye nin dış dünyayla ilişkisinde reelpolitik ve ekonomik çıkar boyutları hızla yumuşak gücün yerini alıyor. Rusya ile ekonomik ilişkilere halel gelmemesi Türkiye nin diğer Kuzey 3

komşusunun toprağının elinden alınmasından, Rusya nın Ukrayna yı istikrarsızlaştırmasından önemliydi. İçeride derin bir Amerikan ve İsrail düşmanlığı işlenirken, dış politikada giderek daha fazla Amerikan çizgisine dönülüyor, yakında elçi gönderilmesi beklenen İsrail ile ticaret rekorlar kırıyordu. Sonuçta demokrasinin yaygınlaşmasının önem taşımadığı, Mısır ın ardından siyasal İslam a açılmış kredinin kesildiği, jeopolitiğin dönüş yaptığı bir dünyada yaşıyoruz. Obama yönetiminin Suriye deki perişanlığı, İsrail e sözünü geçirememesi, Rusya nın Soğuk Savaş sonrası Avrupa düzenine saldıran hamleleri karşısındaki çaresiz görünümü tüm ülkeler tarafından izleniyor. Başta Çin yayılmacılığından korkan Asya ülkeleri, ABD nin tüm müttefikleri zor anlarında Amerikan silahlı gücünü yanlarında bulup bulamayacaklarını sorguluyor. Buna Avrupa nın zayıflığı ve ABD ile Almanya arasında casusluk skandalı nedeniyle ilişkilerin hayli gergin olması eklenince Batı nın güç kaybı netleşiyor. Buna karşılık ne Rusya, ne Çin, ne de Hindistan, Brezilya gibi ülkeler ABD nin/batı nın bıraktığı boşluğu dolduracak kapasite, beceri ve ittifak ağına sahipler. Türkiye nin dış politikasını gözden geçireceği bağlam özetle budur. Geçen dönemin avantajlı koşullarında yapısal unsurların önemini küçümsemenin sonucu, Türkiye nin kapasitesinin üzerinde bir güç projeksiyonuna teşebbüs etmesi olmuştu. Aynı hatayı yeni dönemde tekrarlamamak gerekir. Türkiye dış politikasının içgüdüsel eğilimi özerkliktir. Bugün de koşullar bu dürtüyü canlandıracak özellikler içeriyor. Özerklik ince diplomasi ve becerikli ilişki yönetimi gerektirir. Kısa vadede etkili ve güçlü Rusya, yükselen Çin ve buna karşılık pısırık bir ABD ve zayıflayan Batı görüntüsü hâkim. Bu görüntüye aldanarak zamanında Orgeneral Tuncer Kılınç ın önerdiği gibi ABD ile arayı bozmamayı becerip Rusya veya Çin yönüne (füze ihalesi örneğinde olduğu gibi) kaymak, Türkiye açısından akılcı olmayacaktır. Ne var ki içerideki gelişmeler Batı lı normlarla uyumsuz oldukları ölçüde bu türden bir kayışı da destekler niteliktedir. ABD de şu sıralarda canlanmış görünen Türkiye iç politikasına yönelik merakı bu açıdan da değerlendirmek gerekebilir. Türkiye de basın özgürlüğü yokmuģ (!)- Özcan Tikit Haberturk Gazetesi ABD nin demokrasi gözlemevi Freedom House haklı beyler! Türkiye de basın özgürlüğü yok. Basınımız gerçekten özgür olsaydı: - Her 10 gazeteciden 9 unun her gün köşesinden veya programından dilediğince iktidara saydırabildiği ayan beyan ortadayken Türkiye de basın özgürlüğü yok diyebilen bir rapor, bu ülkenin büyük gazeteleri tarafından çarşaf çarşaf yayınlanıp haber bültenlerinde yüceltilerek göklere çıkarılmazdı. - Freedom House, Türkiye yi bizzat ABD desteğiyle gazetelerin kapatıldığı, gazetecilerin demir kafeslerde yargılandığı, milli iradenin zindanlara atıldığı Mısır la aynı kefeye koyma gafletine düştüğünde, hak ettiği şamarı bu ülkenin Dışişleri Bakanı ndan değil gazetecilerinden yerdi. - Bu ülkede basın özgürlüğü yok diye yırtınanlar, yanı başımızda soykırım yapan Esad a avukatlık yapma cürretinde bulunamaz, Suriye de 10 ay tutsak kalan 4 Fransız muhabiri, daha 2 hafta önce kurtaran Türkiye yi ise gazeteci düşmanlığıyla suçlayamazdı. - Gazeteciler okurlarını, Twitter takipçilerini ekonomiyi göçertmeye, ülkeyi kaosa 4

sürüklemeye davet etmezlerdi. - Askerdeki evlatlarıyla kışla misafirhanelerinde görüşmelerine, devlet kurumlarında çalışmalarına, üniversitelere girmelerine izin verilmeyen başörtülü kadınların hakları iade edildiğinde; bu utanç verici yasağı tarihin çöplüğüne atan irade, gazete ve televizyonlarda lince tabi tutulmazdı. - Yıllar sonra ilk kez bir lider çıkıp 30 yılda 35 bin kişinin canına, yüz milyarlarca da dolara mal olan bir meseleyi çözmek için elini taşın altına koyduğunda; köşelerde, prime time larda hedef tahtasına oturtulmazdı. - 12 yılda Türkiye demokrasisine 100 yıllık sıçrama yaşatan bir iktidar otoriterleşmekle suçlandığında, buna ilk karşı çıkan da yine bu ülkenin gazetecileri olurdu. Hâsıl-ı kelam Freedom House raporu girişi ve gelişmesiyle sakat bir hal arz etse de sonucu itibarıyla haklı. Biz özgür falan değil, tutsağız. Lakin tutsaklığımızın sebebi iktidar baskısı değil. Milletin yutmadığı bu yalanları aşalım da tutsaklığımızın sebeplerine gelelim artık. İki sebebi var bu tutsaklığın. İlki, basınımızın ekseriyetinin kendi halkından, topraklarından yabancılaşmış olması. İkincisiyse bizim sandığımız birçok medyanın emperyalist çıkarları gereği Türkiye karşıtı kesilmiş bazı devletlere, göbekten bağlanmış olmaları. Bakın bu yazdıklarım Freedom House raporunun alt metninde de yazıyor. Yazıyor yazmasına da o raporu okurken bu hakikatleri görüp anlatabilmek biraz akıl, biraz vicdan, biraz da cesaret istiyor. Dar bölgeden vazgeçildi yazık oldu AK Parti seçim sistemini değiştirmekten vazgeçti. Vazgeçmese muhtemelen dar bölge seçim sistemine geçecektik. Neden vazgeçildi bilmiyorum; ama bir iddiaya göre Anayasa Mahkemesi nin temsilde adalet ilkesine aykırı bularak yasayı iptal edebileceği düşünüldü. Doğrusu, ben yine de dar bölgeye geçilmesini canı gönülden istemiştim. Düşünsenize Türkiye 550 seçim bölgesine ayrılacak, belediye başkanı seçer gibi milletvekili seçecektik. Millet ilk kez vekil adayını tanıyacak, aklına yatarsa oy verecekti. Vekil, liderinden önce bağlı olduğu bölgedeki vatandaşa karşı sorumlu olacaktı. Bir de şimdiki sisteme bakın. Dört lider istedikleri adayları sandıkta önümüze koyuyor. Biz de çoğu zaman kimi seçtiğimizi bile bilmeden, desteklediğimiz lider veya partiye göre oy veriyoruz. Kim ne derse desin, bence dar bölge şimdiki sistemden en az 10 kat daha iyi. Özellikle de temsilde adalet açısından. ORTADOĞU GÜNDEMĠ Suriye'de 3 adayın baģvurusu kabul edildi AA 5

Suriye resmi haber ajansı SANA'da yer alan habere göre, Anayasa Mahkemesi sözcüsü Macid Hadra yaptığı açıklamada, devlet başkanlığı seçimi için adaylık başvurusunda bulunan 23 kişiden 3'ünün adaylık başvurusunun kabul edildiğini açıkladı. Hadra, adaylığı kabul edilen kişilerin Devlet Başkanı Beşşar Esed, Halep milletvekili Mahir Abdülhafız Haccar, eski bakan ve meclis üyesi Hasan Abdullah en-nuri olduğunu bildirdi. Hadra, adaylık başvurusunda bulunanların pazartesiden itibaren 3 gün içinde itiraz haklarının bulunduğunu kaydetti. Suriye'de kan durmuyor AA Suriye'de, rejime bağlı güçlerin yönetim karşıtlarına ağır silahlarla düzenlediği operasyonlarda 50 kişinin öldüğü bildirildi. Suriye İnsan Hakları Örgütü'nden (SNHR) yapılan açıklamada, rejim güçlerinin muhaliflerin denetiminde olan bölgelere karadan havan topu ve roketler, havadan "varil, vakum ve misket" bombalarıyla düzenlediği operasyonlarda Halep'te 12, Hama, Dera ve başkent Şam'ın banliyölerinde 8'er, İdlib'te 6, Humus'ta 5, Lazkiye, Tartus ve Deyru'z Zor kentinde birer olmak üzere 50 kişinin hayatını kaybettiği belirtildi. Suriye Yerel Koordinasyon Komitesi'nden yapılan açıklamada ise Suriye ordusuna ait helikopterlerin Halep'te muhaliflerin kontrolünde olan Ensari, Mesekin Hananu ve Kadi Askeri bölgelerine "varil" bombasıyla saldırması sonucu çok sayıda yerleşim yerinde ağır hasar meydana geldiği aktarıldı. Barzani: DeğiĢim yoksa biz de yokuz Al Jazeera Barzani, seçimlerdeki katılım oranından memnuniyet duyduğunu belirterek, sonuçların açıklanmasının ardından ulusal bir ortaklık hükümeti kurma yönünde çalışılması gerektiğini belirtti. Iraklı Kürt lider, herkesin seçim sonuçlarına saygı duyması ve ortaya çıkan sonucu kabul etmesi gerektiğini belirtti. Barzani seçimden önce de bağımsız bir Kürt devletinin kurulmasının artık çok yakın olduğunu belirtmiş ve bu sözler Bağdat yönetiminin tepkisine neden olmuştu. Bölgesel Kürt yönetimi lideri Barzani kısa bir süre önce Irak ta bağımsız bir Kürt devletine doğru ilerleyişin başladığını söylemiş, Maliki ise bu sözlere, Kürtler anayasayı onaylarak karar verdi, artık kimse ayrılıktan bahsedemez ifadeleriyle yanıt vermişti. Doha'da Filistin zirvesi Al Jazeera 6

Mahmud Abbas ve Halid Meşal Doha'da, Filistin yönetimiyle Hamas arasında varılan anlaşmanın detaylarını görüşecek. İkili 6 Şubat 2012 de Katar ın başkenti Doha da, o zamanki Emir Hamad bin Halife El Tani nin arabuluculuğunda bir anlaşma imzalamıştı. Anlaşma gereğince Mahmud Abbas başkanlığında bir geçiş hükümeti kurulacaktı. Hükümetin görevi milletvekili ve başkanlık seçimlerini yapmak, aynı zamanda Gazze nin yeniden imarını başlatmak olacaktı. Ancak anlaşma hayata geçirilememişti. 23 Nisan'da Gazze'de bir araya gelen Fetih ve Hamas Hareketi ortak hükümet kurma konusunda anlaşmıştı. Anlaşma yeni hükümetin beş hafta içinden kurulmasını öngörüyor. Hamas liderlerinden Musa Ebu Merzuk ile Fetih liderlerinden Azzam Ahmed de önümüzdeki iki gün içerisinde Gazze de bir araya gelerek kurulacak ortak hükümetle ilgili konuları görüşecek. Taraflar arasındaki bölünmüşlük, 2007 yılında Gazze Şeridi nde yaşanan çatışmalar ve Hamas ın şeridi kontrolü altına almasıyla başladı. İsrail yönetimi, Fetih ve Hamas arasındaki anlaşma üzerine ABD arabuluculuğunda devam eden müzakereleri askıya aldığını duyurmuştu. Libya'da yeni baģbakan seçildi AA Libya'da iş adamı Ahmed Maatik, Milli Genel Kongre'de (MGK) yapılan oylamada 121 evet oyu alarak ülkenin yeni başbakanı oldu. Libya devlet televizyonunda yer alan habere göre, MGK sözcüsü İzzeddin el-avvami, yeni başbakanı seçmek üzere bugün düzenlenen oturumda 152 milletvekili bulunduğunu belirterek, iş adamı Ahmed Maatik'in, 121 milletvekilinden evet oyu alarak başbakan seçildiğini duyurdu. İngiltere'deki Harvard Üniversitesi'nden mezun olan iş adamı Ahmed Maatik (41) ılımlı liberal çizgisiyle tanınıyor. Ülkede turizm alanında büyük yatırımları bulunan Maatik'in İslami eğilimli partilerin desteğini aldığı belirtiliyor. Libya parlamentosunda üzerinde anlaşmaya varılan kanun gereği başbakan adayının seçilebilmesi için 120 oy alması gerekiyor. Freedom House Mısır için ne dedi? Murat Aksay T24 Ġnternet Sitesi Merkezi Washington'da bulunan sivil toplum kuruluşu Freedom House un her yıl 195 ülke ve 14 bölge için Özgürlük Raporu hazırlıyor. Bu yıl yayınladığı raporun Türkiye ile ilgili bölümleri hükümet kanadında memnunluk yaratmadı ki, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu raporu eleştirdi. 7

Eleştirilerin nedeni açık. Rapor Türkiye yi basın özgürlüğü konusunda kısmen özgür statüden özgür değil statüsüne düşürüyor. Kendi içinde ülkelerin üç statüye ayrıldığını düşünürsek; Türkiye, 2. Ligden 3. Lige düşmüş oldu. ĠĢten atmalar arttı Raporda, medya üzerindeki siyasi baskının arttığı ve bunun Gezi süreci ile birlikte ivme kazandığı ifade ediliyor. Yine işten atılmaların da bu dönemle birlikte arttığını söylüyor. Yine raporda dünyada en çok tutuklu gazetecinin Türkiye de olduğunu iddia ediyor. Rapora göre Türkiye dünya sıralamasında 120. sıradan 134. sıraya geriledi. Türkiye nin dahil edildiği ülkeler grubunda Endonezya, Tanzanya, Kenya, Çin, Rusya, Ermenistan, Ekvator gibi ülkeler var. Aslında tek başına bu bile çok şey anlatıyor. DıĢ politikadaki baģarısızlık Türkiye, çok değil birkaç yıl öncesine kadar ekonomik performansı ile demokratikleşme yönünde attığı adımlarla AB nin, Batı nın ve Ortadoğu ülkelerinin gıpta ile baktığı ülkeydi. Ne olduysa Arap uyanışıyla oldu ve AK Parti, bu süreci Türkiye nin bölgesel liderliğini gerçekleştirmek için fırsat gördü. Bu fırsatı, Türkiye nin eksik de olsa demokratik deneyimi, laik toplumsal modeli, Batı ile olan ilişkileri, AB aday üyeliği üzerinden değil sahip olduğu kültürel kimlik üzerinden mezhepçi bir politikayla gerçekleştirmeye çalıştı. Olmadı. Ne Mısır da ideolojik ve siyasal olarak destek verdiği Mursi başarılı oldu ne de Suriye de desteklediği Esad muhalifleri başarılı oldu. Mursi yapılan darbe ile devre dışı kalırken; bu darbenin en somut sonucu da Suriye de de Esad ın ömrünün uzaması oldu. Türkiye: Millet değil cemaatler topluluğu AK Parti, dış politikada uğranılan bu başarısızlığı, bu kez iç politikada aynı kültürel kimlik siyaseti üzerinden sürdürdü. Başbakan ın özellikle Gezi ile birlikte iradi olarak tercih ettiği sert bir üslup, gerginlik ve bunun sonucu toplumsal kutuplaşma dış politikadaki bu başarısızlığı konuşamaz hale geldik. Tabanı konsolide etmek üzerine kurulan bu dil, bırakın dış politikadaki başarısızlığı, ortaya çıkan yolsuzluk iddialarını bile konuşmaz hale getirdi. 8

Yerel seçimlerde elde edilen başarı AK Parti nin siyasal başarısıdır ama bunun maliyeti Türkiye nin orta vadede kaybıdır. Çünkü yaşadığımız süreç, toplumsal ortak değerler üzerinden uzlaşarak toplumsallaşmayı değil, herkesin kendi cemaati içinde yaşamaya geri dönüşünü sağlıyor. Türkiye nin son 20 yıl içinde özellikle laik kesim ile muhafazakârlar arasında kurulan güven iliģkisi, ortak bir topluma olma için kurulan diyalog kanallarının hepsi son bir yıl içinde neredeyse koptu. Bırakın millet olmayı giderek artan biçimde cemaatleģtik. Bu açıdan Freedom House un raporu, bu gerçeklerin medya yüzünü bize anlatmaktan başka bir şey yapmıyor. Rapora tepki veren Dışileri Bakanı Ahmet Davutoğlu; Bu, son dönemde son dönemde Türkiye'ye karģı yapılan algı operasyonlarından biridir. Türkiye'yi orada yer alan ülkelerin içinde o kategoride ele alamaz. Türkiye'de her görüģ zikredilebilmektedir, tartıģılabilmektedir. Bu anlamda Türkiye'deki basın özgürlüğü kısmen özgür kategorisinde yer alan ülkelerden çok daha ilerdedir. demiş. Elbette Türkiye dahil edildiği gruptaki ülkelerden farklı parametrelere göre önde olabilir ama bu, raporda ifade edilen gerçeği değiştirmiyor. ABD de herkesin merak ettiği konu Son bir hafta içinde gazetelerde SETA, Sabancı Üniversitesi, TÜSİAD ın ABD de yaptıkları toplantılara katılan yazarların izlenimlerini okuyoruz. Bu toplantılara katılanların çoğu, ABD lilerin en çok düşünce ve ifade özgürlüğü konusunu duydukları endişeleri paylaştıklarını yazdı. Yani sadece Freedom House değil ABD deki politikacılar da, medya mensupları da, STK temsilcileri de en çok raporda ifade edilen endişeleri Türklerle paylaşıyor. Yine Davutoğlu verdiği tepkide; Gazetecilerimiz bunu, raporu reddetmelerini bekleriz demiş. Diyelim ki, raporu reddettik. Bu Türkiye de hangi gerçeği değiştirecek? O fotoğrafta biz varız 9

Evet, uluslararası ilişkilerde bu tür raporlar sadece birer objektif değerlendirme aracı değildir. Bu raporlar, güç ilişkisine ve hiyerarşiye bağlı olarak aynı zamanda birer siyasal yargılama metnidir. Ve bu tür kurum ve raporlar bir siyaset aracıdır. Ancak Freedom House un raporu kabul edelim ki, sadece bir fotoğraf çekiyor. Ve çektiği fotoğraf içinde olduğumuz bir anı gösteriyor. Unutmayalım ki aynı rapor, basın özgürlüğü konusunda en vahim gelişmelerin Mısır da olduğunu ifade edip şu tespiti yapıyor; Ülkede ilk kez seçimle iktidara gelen Muhammed Mursi nin eski usül bir askeri darbe ile görevden uzaklaģtırılmasına tanık olundu deniyor. Hadi Türkiye nin ki algı yönetimi amaçlı. Ya Mısır için? AVRUPA GÜNDEMĠ Ukrayna'da Rusya yanlıları polis merkezini bastı AA Ukrayna'nın güneyindeki Odessa kentinde Rusya yanlıları polis merkezini bastı ve iki gün önce 40'dan fazla kişinin ölümüyle sonuçlanan olayların ardından gözaltına alınan çok sayıda kişinin serbest kalmasını sağladı. Odessa'da iki gün önceki olaylarda Ukrayna'nın bütünlüğünü savunanlarla Rusya yanlıları arasında çatışma çıkmış, ardındanrusya yanlılarının sığındığı sendika binasında çıkan yangın sonucu 40'dan fazla kişi hayatını kaybetmişti. Rusya yanlıları iki gün önceki olayların ardından gözaltına alınanların tutulduğu polis merkezi önünde toplandı. Gözaltındaki Rusya yanlılarının serbest bırakılması talebiyle olaysız başlayan gösterilerde daha sonra maskeli ve eli sopalı kişiler binaya saldırdı. Pencere ve kapıların kırıldığı saldırının ardından İçişleri Bakanlığının açıklamasına göre Odessa polisi 67 kişiyi serbest bıraktı. Putin oyunu kaybetti Times Gazetedeki başyazılardan birisinde Ukrayna'da yayılan çatışmalara yer veriliyor ve Moskova'nın artık Ukrayna'daki Rus yanlılarını kontrol edemediği savunuluyor. 10

"Putin, Kırım'da güç kullanarak haritaların değişmesine neden oldu ve bir anlamda cin şişeden çıktı. Ukrayna'daki Rus yanlıları artık güç kullanarak istedikleri siyasi sonuçlara ulaşabileceklerini düşünüyorlar. Onları tekrar gerçekliğe döndürme görevi ise yine Putin'e düşüyor." Makalede, Putin'in Rusya yanlılarını kontrol altına almaması durumunda Doğu Avrupa'nın bir anda 1990'ların Balkanları gibi olabileceği ileri sürülüyor. Moskova'nın en kritik amacının Ukrayna'nın Batı'ya ve NATO'ya yaklaşmaması olduğunu belirten makalede "Ancak Putin bu amaca ulaşmak için yanlış yolları tercih ediyor. 11 Mayıs'ta Donetsk bölgesinde Kırım benzeri bir referandum yapılacak ve yüksek ihtimalle Rus yanlıları uluslararası çevrelerce tanınmayan bir zafer ilan edecek. Ancak bölünmüş bir Ukrayna Rusya'nın işine yaramaz. Bunun yerine Putin'in Rusya'sı Ukrayna'da uzlaşı yolunu seçmeli ve oluşacak yeni koalisyon hükümetinde Rus yanlılarının çıkarlarını temsil edecek bir partinin bulunmasını sağlamalı. Böylece, yeni Kiev hükümetinin Batı'ya yaklaşma amacıyla atacağı adımlar koalisyonun Rus yanlısı ayağı ile engellenebilir." Avrupa'da iģsizlik azalıyor Yeni ġafak Avrupa İstatistik Ofisi'nin (Eurostat) açıkladığı verilere göre, mart ayında yıllık bazda işsiz sayısı ve işsizlik oranı hem Avro bölgesinde hem de AB'de azaldı. İşsizlik mart ayında Avro bölgesinde yüzde 11,8, Avrupa Birliği'nde (AB) ise yüzde 10,5 oldu. Çeyrek asırda 4 kat büyüdüler Sabah Putin'in yeni Sovyetler Birliği hayalinde en önemli kozu bu ülkelerin 23 yılda yakaladığı ekonomik performans. 13 ülke eskisine göre 4 kat büyük, daha çağdaş ve verimli. Sovyetler Birliği'ni oluşturan 13 ülkeden yedisi şu anda Rusya'ya yakın politika izliyor. Bu yedi ülkenin büyüklüğü de neredeyse 13 ülkenin toplamı kadar. 2.7 milyar doların 2.5'i bu yedi ülkenin. 2015'te kurulacak olan Avrasya Birliği ile bu ülkelerin büyüme rakamlarının da hızlanacağı belirtiliyor. Portekiz kendi ayakları üzerinde duracak Euronews Euro Bölgesi nde geçtiğimiz yıllarda İrlanda ve Yunanistan la birlikte uluslararası kurtarma yardımına başvuran Portekiz den borç krizini atlattığı yönünde mesajlar geliyor. Uzun bir süre sonra geçtiğimiz ay 10 yıllık tahvil ihracına çıkarak piyasalara dönen Portekiz de hükümet, ekonominin çarklarını işletmek için daha fazla dış yardıma ihtiyaç duymayacağını duyurdu. 11

Steinmeier'den 'Ġkinci Cenevre' önerisi Deutsche Welle Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, ABD'li ve Rus mevkidaşlarıyla "İkinci Cenevre Konferansı'nın gereği üzerine görüş alış verişinde bulunduğunu" söyledi. Steinmeier, "krize siyasi bir çözüm sağlanması için konferansta bağlayıcı kararlar üzerinde durulmasını" istedi. Steinmeier, onlarca kişinin can verdiği Odessa olaylarının tüm taraflar için bir uyarı işareti olmasını umduğunu kaydetti. Almanya da olaylı 1 Mayıs DW Hamburg ve Berlin'de maskeli göstericiler polise şişe, taş ve havai fişeklerle saldırdı. Hamburg'da 20 polis yaralandı. Hamburg'da polis, çeşitli sol gruplara mensup yaklaşık 2 bin kişinin katılımıyla düzenlenen bir yürüyüşün Rote Flora adlı kültür merkezine yönelmesini engelledi. 21 Aralık 2013'te Rote Flora'nın kapatılmasını protesto eden sol gruplarla polis arasında başlayan çatışmalar büyümüş, Hamburg yerel yönetimi kentin üç bölgesini 'tehlikeli bölge' ilan etmişti. Hamburg polis sözcüsü, müdahale sırasında 15 göstericinin gözaltına alındığını, 20 polisin de yaralandığını açıkladı. Bir sağlık görevlisi ise 50 dolayında eylemcinin yaralandığını söyledi. Polis, kurdukları barikatları ateşe veren ve vitrin camlarını kıran göstericilere cop, biber gazı ve basınçlı suyla müdahale etti. Hamburg'da 1 Mayıs nedeniyle toplam bin 800 polis görev yaptı. Berlin'de 6 bin 400 polis görev yaptı Berlin'de sol ve otonom gruplar tarafından düzenlenen yürüyüşe katılım beklentilerin üzerinde oldu. Yaklaşık 19 bin kişi iktidar partilerinden Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) merkez binasına yürüdü. Göstericiler polise şişe, taş, boya dolu plastik şişeler ve havai fişeklerle saldırdı. Polis, Kreuzberg semtinde göstericilere karşı biber gazı kullandı. Müdahale sırasında 5 polis yaralandı. Berlin'deki 1 Mayıs önlemlerinde görev alan polis sayısı 6 bin 400'ü buldu. Berlin eyaleti içişleri senatörü Frank Henkel, ilk değerlendirmesinde, "1 Mayıs'ta şiddet olaylarına karışanların sayısı azalıyor" dedi. Yetkililer, olaylarda yaralanan polis ve göstericilere ilişkin gün içinde ayrıntılı bir açıklama yapacaklarını duyurdu. 12

AlkıĢ, AlkıĢ - Süddeutsche Zeitung - Constanze von Bullion 3 Mayıs 2014 Federal Almanya Cumhurbaşkanı Gauck, Erdoğan'a Yönelik Eleştirisinden Dolayı -En Azından Kendi Vatanında- Çok Övgü Aldı Herkesin hoşuna giden mesajlar vermek, Federal Almanya Cumhurbaşkanı'nın sahip olduğu özellikler arasında yer almıyor. Bununla birlikte Joachim Gauck'un Türkiye ziyareti, Cumhurbaşkanı'na -en azından Alman siyasetinde- daha önce hiç olmadığı kadar destek sağladı. Türkiye ziyaretinde demokrasi eksikliğini eleştiren Gauck'a verilen destek, Federal hükûmetten muhalefete kadar uzanıyor. Başka zamanlar Gauck'un taraftarları arasında yer almayan ve kendisinin dış ve savunma politikasını reddeden Sol Parti yönetiminden bile tıpkı bunun öncesinde Yeşiller'den olduğu gibi övgü geldi. Sol Parti Başkanı Katja Kipping, gazetemize, "Federal Almanya Cumhurbaşkanı'nın insan hakları ve gösteri hakkının yanında yer alması iyi ve doğru bir gelişme." dedi. Lakin Parti Başkanı, "Yakında Blockupy aktivistleri bankaların gücünü protesto ettiğinde" Gauck'un protesto hareketi ve hükûmet karşıtı ruhlara da sempatisini göstermesini arzu ediyor. Gauck pazartesi günü Türkiye ziyaretinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yönetim tarzını alışılmadık bir netlikle eleştirmiş ve örneğin yargının bağımsızlığı gibi demokrasi eksikliklerine işaret etmişti. Ankara'daki Orta Doğu Teknik Üniversitesi öğrencilerine hitaben yaptığı konuşmada Gauck, "demokrasinin tehlikede olduğundan" söz ederek basın ve düşünce özgürlüğünün kısıtlanmaması gerektiği uyarısında bulunmuştu. --Jean-Claude Juncker, Türk Başbakan'ın Çıkışının Yüksek Devlet Sanatı Olmadığını Söylemişti-- Erdoğan rövanşını sert bir karşılık vererek aldı. Almanların hükûmetine ders vermek yerine NSU terör serisini ve Türklere yönelik saldırıları açığa kavuşturmaları gerektiğini söyleyen Erdoğan, Gauck'un ifadeleri "Çok huhaf." demişti. Türkiye'nin iç meselelerine müdahaleye "asla tahammül etmeyeceğini" söyleyen Erdoğan, Gauck'un rahip geçmişinin bunda etkisi olduğunu kaydetmişti. Muhafazakârların Avrupa seçimlerinde ilk sıradan adayı olarak perşembe günü Düsseldorf'ta sahne alan eski Avro Grubu Başkanı Jean Claude Juncker, Türk Başbakan'ın çıkışının "yüksek devlet sanatı olarak sınıflandırılamayacağını" söyledi. Federal hükûmetten de Gauck'a destek geldi. Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere (CDU), "Federal Almanya Cumhurbaşkanımızla gurur duyuyorum." diye konuştu. Şimdiye dek örneğin Soçi'deki Kış Olimpiyat Oyunları'na katılmama kararında olduğu gibi, Gauck'un dış siyasi çıkışlarına canı sıkkın bir şekilde tepki veren Federal Almanya Şansölyesi de Gauck'un Türkiye hakkındaki eleştirisinden zamanında haberdar olmuş gözüküyordu. Berlin'de çarşamba günü yaptığı açıklamada, "Federal Almanya Cumhurbaşkanı ile Federal hükûmetin görüşü arasında hiçbir fark yoktur." diyen Hükûmet Sözcüsü Steffen Seibert, "Yargı bağımsızlığı ve düşünce özgürlüğü, değerlerimiz ve prensiplerimiz doğrultusunda gündeme getirmemiz gereken noktalardır." ifadesini kullandı. Cameron Pfizer'i desteklemekle suçlanıyor Financial Times 13

Financial Times gazetesinde ise, son yılların en büyük şirket satın almalarından birisi olmaya aday olan Pfizer-AstraZeneca görüşmeleri manşete taşınmış. Haberde İşçi Partisi lideri Ed Miliband'ın şu açıklamalarına yer veriliyor: "Başbakan David Cameron ABD'li ilaç devi Pfizer için adeta tezahürat yapıyor gibi. Bu kadar hassas bir sektörde gerçekleşmesi muhtemel bir satın alma için hükümetin kamu yararını gözetmesi şart. AstraZeneca İngiltere için stratejik öneme sahip bir ilaç şirketi. Böyle bir şirketin yabancı sermayeye satışı konusunda hükümet daha hassas olmalı." Haberde Başbakanlıktan Miliband'a gelen yanıta da yer veriliyor. Açıklamada, "Hükümet olarak Pfizer için 'tezahürat' yaptığımız doğru değil. İstihdam için ve İngiltere'nin bilimsel gelişimi için çaba sarfediyoruz" deniyor. Rusya nın Ürküten Tavrı Sevil Nuriyeva Star Gazetesi Rusya nın eski Sovyet coğrafyasına yeniden hakimiyet arzusu ciddi bir misyon konumuna geldi. Ukrayna da olup bitenleri analiz edince ve halen Ukrayna nın ya federatif yapıya geçmesini ya da ikiye parçalanmasını öngören yapısına yönelik siyaset üreten Rusya nın bölgedeki taraftarlarının acımasız tavırları aslında Rusya nın dünyaya mesajı olarak algılanmalıdır. Batı durmadan Rusya ya yaptırımları gündeme getirmekle ve bazı isimlerin banka hesapları ve Avrupa ya gitmelerini engelleyen yasakları gündeme getirmekle Rusya ya baskı yaptığını zannetmesi, Batının halen Rusya nın sosyolojik dokusunu sonuna kadar okuyamaması gibi yorumlanmalıdır. Putin e uygulanan baskı karşısında, O da eski Sovyet coğrafyasına yeni baskı modelleri oluşturmakta ve bu baskının esas hedefi Batıdır. Bu olayların paralelinde eski Sovyet coğrafyasındaki bağımsız ülkelerde yaşayan etnik Ruslara ve o ülkedeki Rus dilinde eğitim görmüş insanları da kapsayan çağrısı dikkat çekecek kadar ilginçtir. Rusya bu insanlara Rus vatandaşlığını kolaylaştıran yeni bir politika üretti ve çağrısı aynen şöyle; kim kendi ülkesinin vatandaşlığının yanı sıra Rusya vatandaşı olmak istiyorsa derhal müracaat etsin ve Rusya bu müracaatı hemen dikkate alarak Rusya vatandaşlığı vereceğini söylüyor. Rusya nın bu hamlesi ciddi anlamda ürkütücüdür. Orta Asya, Güney Kafkasya, Moldova, Beyaz Rusya, Ukrayna gibi ülkelerde bu çağrıya sıcak bakan Rus kökenli insanların olması tuhaf değil. Lakin ilginç tarafı bu çağrıya Özbek, Gürcü, Azerbaycan, Kazak ve diğer bölge halklarının temsilcisi bireylerde oluşmaya başladı ve bu ülkelerin ulusal güvenliği açısından korkunç bir durum olarak nitelendirilmelidir. Kırım olaylarıyla kolayca referandumu kazanan Rusya; anladı ki, bu coğrafyadaki etnik Ruslar ve siyaseten kendini Rusya yanlısı hisseden o ülkelerin insanları ile Rus ordusunun yapamayacağı kadar etkiyi oluşturmak mümkün. Tabii ki bu coğrafyadaki ülkeler Rusya ile ilişkilerinde geçmişe dayanan bağlantı ve entegrasyonu dikkate alarak ipleri koparmamaya gayret ediyor ve bu doğru yöntemdir. Lakin 14

bu ilişkiler yeni düzenin kurulmasına yol açan olayın sadece Rusya ile ilişkiler iyi olmalıdır felsefesinden çıkıyor ve Rusya nın etkisi altına giren yeni Rusya merkezli bir düzen oluşturmaktadır. İşin tehdit kısmı da burada saklı. İşin en tuhaf tarafı ise eski Sovyet coğrafyası ülkelerindeki yöneticiler halen Rusya nın bu çağrısına karşı bir atak yapmamakta. Örneğin; eğer böyle bir çağrı Batıdan gelmiş olsaydı Özbekistan Cumhurbaşkanı şöyle bir reaksiyon verecektir: Özbek vatandaşı olan biri böyle bir çağrıya istekli davranarak Rus vatandaşlığı alma gayretine girerse derhal Özbekistan vatandaşlığından çıkarılacak. Bu tutumu diğer ülkelerde kendine has siyaset diliyle oluşturacaktır. Lakin günlerdir Rusya dan gelen bu mesaja kimsenin gıkı çıkmamakta. En dehşetlisi ise bu toplumlarda bir zamanlar Rusya ile savaşan, bağımsızlık mücadelesine giren kitlelerden bile olumlu bakanların sayısı artmaktadır. Rus askeri birlikleri; Azerbaycan dan merhum Ebulfez Elçibey Cumhurbaşkanlığı döneminde çıkartılmıştır. Zamanında Ebulfez Elçibey ekibinden olup Rusya ya karşı tavrı ile bilinen ve şuan parlamentoda milletvekilliği görevini ifa eden Siyasi Parti Genel Başkanı olan ve Türkiye Hükümeti aleyhinde kravatlı mollalardan Azerbaycan a fayda gelmez diyecek kadar da küstahlaşan şahıs (ismini yazmaya ihtiyaç duymadığım), Rus askeri birliklerinin geri getirilmesi teklifini parlamentoda dile getirecek kadar işi ciddiye bindirmiştir. Bu durum Türkiye nin ivedilikle harekete geçmesi gerektiğinin sinyalini vermektedir. Bu coğrafyada Türkiye ile ilişkileri sadece hamaset ve duygular üzerinden yürütülmesini arzu eden yönetici kavramının olduğunu dikkatten kaçırmamak lazım. Türkiye nin bölgede Rusya ile yüzleşeceği kaçınılmazdır. Türkiye nin bu coğrafyaya yönelik siyasetinin ekonomik bağlarla ilintilenmesi oldukça doğal ve doğru. Ama bu bağlar sadece bu ilintilerle devam ederse sosyolojideki bağların kaybedilmesi söz konusudur. Türkiye nin böyle bir kayba ne lüksü ne de zamanı vardır. Rusya nın ve özellikle Putin in siyaset tavrı bir şeyi ispatlamış oldu; büyük menfaatler savaşmadan kazanılmıyor. Ukrayna kamikazesi Fehim TaĢtekin Radikal Gazetesi Ukrayna krizi her yola açık hala geldi: İç savaş, vekâlet savaşı, belki bölgesel savaş... Ukrayna krizi her yola açık hala geldi: İç savaş, vekâlet savaşı, belki bölgesel savaş Batı ya göre doğudaki isyan Rusya nın işi. Rusya ya göre ise isyanın müsebbibi Kiev de ipleri ele geçiren faşistler. Rus lider Vladimir Putin in çarların Yeni Rusya diye andığı toprakların hayalini kurduğu ve Ukrayna sınırına 40 bin asker yığarak gözdağı verdiği doğru. Kızıl Meydan da 1 Mayıs ı Sovyet tarzı kutlayıp Kahraman İşçi madalyası dağıtması da emperyal Rus vizyonunu parlatmakta ne denli hevesli olduğunun son göstergesi. Ancak Ukrayna milliyetçilerinin Kırım da Rusya ya aradığı fırsatı veren ve Doğu Ukrayna için de davetiye çıkartan eylemlerini görmezden sadece Putin in heveslerini sorgulamak basitçe Soğuk Savaş la formatlanmış beyinlere teslim olmak anlamına gelir. Yeni Hatin ve Yanova Dolina Krizde sorumluluğu olan Batı nın amacı Ukrayna üzerinden Rusya nın başına bela açmak, Suriye deki inatçılığı nedeniyle cezalandırmak, yeni enerji havzası Arktik le uğraşmasın diye enerjisini burada tüketmek ve doğalgaz bağımlılığıyla Rusya ile ilişkilerinde konformist 15

olan Almanya gibi AB üyelerini başka tedarikçiler bulmaya zorlamak değilse şu sorular sorulmalı: Batı, neden barışçıl çözüm için ağırlığını koyup Putin in heveslerini kursağında bırakmıyor? Halihazırda Cenevre de sağlanmış bir anlaşma varken neden Kiev e ev ödevi hatırlatılmıyor ve doğuda binaların işgal gerekçeleri ortadan kaldırılmıyor? Batı devrim güzellemeleriyle hep kışkırtıcı bir rol oynadı ve adil davranmadı. Geçen cuma maç sonrası Odessa da Neo-Nazi Sağ Sektör ün katalizör olduğu bir güruh, sendika binasına sığınan Rus yanlılarını cayır cayır yakarken verilen tepkiler olayın kendisi kadar ürkütücü. Odessa Valisi Vladimir Nemirovski Silahlı teröristleri etkisiz hale getirmeye çalışan insanların yasıdışı eylemi diyerek suçu önemsizleştirirken Milletvekili Irena Farion suçluyu alenen övdü: Şeytanlar cehennemde yanmalı. Futbol taraftarları asilere en iyisi yapıyor. Aferin. Normalde AB ve ABD den kınama beklenir ama nafile. Lütfedilen açıklamalar Tansiyon düşürülmeli tavsiyesinden öteye geçemiyor. Hal bu olunca Rusya cenahı, Odessa felaketini, milliyetçi Ukraynalılardan oluşan Nazi taburunun 1943 te Hatin de (Khatyn) 149 köylüyü yakmasına atfen Yeni Hatin diye kategorize ediyor. Kiev, Rusça nın resmi statüsünü son veren yasal değişiklikten vazgeçmek gibi isyanı dindirecek önlemler almak yerine ABD ve AB nin cesaretlendirmesiyle helikopter ve tanklar eşliğinde savaş açtı. Neo-Nazi Sosyal Milliyetçi Parti nin kurucusu olup yeni dönemde fanatik milislerden Ulusal Savunma Gücü kurdurtan ve Ordu yüksek savaş ruhuna sahip diyerek çatışmayı körükleyen Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Andriy Parubiy gibi faşistler söz sahibi olduğu sürece Ruslar kurtuluşu Rusya da görecek. Faşitlerin rolünü abartıyorsun diyenler var ama bakın eski Başkan Viktor Yanukoviç in devrilmesinden sonra başbakan yardımcılığı, 2 bakanlık ve başsavcılık koltuklarını alan Svoboda partisi ile Sağ Sektör 24 Nisan da 600 Polonyalının öldürüldüğü Yanova Dolina katliamının 71. yıldönümünde zafer kutlaması yaptı. IMF savaş derse İşte Kiev deki bu savaşkan havaya uygun olarak IMF, 17 milyar dolarlık kurtarma paketi için doğuyu kaybetmeme şartını koştu. IMF raporunda geçtiği şekliyle şart şöyle: Merkezi hükümet doğu üzerindeki kontrolünü kaybederse programın gözden geçirilmesi gerekecek. Slavyansk ta 2 helikopterin düştüğü operasyon da IMF ile anlaşmadan sonra başladı. Kiev için bu bir kamikaze anlaşması! Gereğini yapmakta ısrar ederlerse doğuyu kaybetmeleri mukadder. Benzer bir rolü 2008 de Gürcü lider Mihail Saakaşvili üstlenmişti. Neo-Con ların cesaretlendirdiği Saakaşvili, Güney Osetya yı ele geçirmek için Shinval i bombaladığında ilk hedef Rus Barış Gücü ydü. Sonunda Gürcistan, Güney Osetya nın az bir kısmındaki kontrolünü de yitirdi. Bugün Barack Obama yı zayıf bulan John McCain, Mitt Romney, Donald Rumsfeld ve John Bolton gibi Amerikalı şahinler de çok iyi biliyor ki iki nükleer güç birbiriyle savaşmayacak. 2008 de şahinler iktidardayken de ABD savaştan kaçındı. Elbette de facto bağımsız olan Güney Osetya ile Ukrayna farklı ama bu 2 nükleer güç arasındaki temel parametreyi değiştirmiyor. Sanırım istedikleri, jeostratejik düşman saydıkları Rusya nın başına çorap örmek. Başkan Yardımcısı Joe Biden ın Kiev ziyareti sonrası askeri operasyonun öne alınması Obama nın bu baskıya teslim olduğunu gösteriyor. 16

Çıkış yolu olarak federasyon Rusya, Cenevre de Kırım ın ilhakının kabulüne karşılık Doğu Ukrayna da Rusların haklarını garanti eden bir reformla yetineceğini ortaya koydu. Çoğunluğu Rusça konuşsa da etnik Rusların azınlıkta olduğu bölgenin iç savaşa mecbur edilmediği sürece Ukrayna dan kopmak istemeyeceğini Rusya da biliyor. Ayrıca Rusya mali olarak bu macerayı kaldıramaz ve yaptırımları daha fazla göğüşleyemez. Bu yüzden Kırım senaryosunun tekrarlanmasının önüne geçmenin kestirme yolu federal bölge oluşturulması. Ne var ki ABD ve AB nin destek verdiği terörle mücadele operasyonu, federasyon ile dizginlenecek bir bölgeyi Rusya ya itiyor. Bu arada Rus yanlısı ya da karşıtı fark etmez mafyoz iktidarlardan bıkmış Ukraynalıların değişim talebi 2. Dünya Savaşı nın mirasını hortladığı bir iklimde öteleniyor. Almanya'nın Rusya dilemması Sinan Özdemir Dünya Bülteni Ukrayna krizi Avrupa Birliği'ni tek ağızdan konuşmaya zorlasa da Almanya'nın tutumu belirsizliğini korumaya devam ediyor. Almanya açısından Rusya geçiştirilmesi mümkün olmayan çok özel bir ortaklığa göndermede bulunuyor. Çarice II. Katerina'dan bu yana Almanya-Rusya ilişkileri dostluğun olduğu kadar tedirginliğin ve de çatışmanın da tarihidir. Geçen asrın ilk yarısında İki dünya savaşında karşı karşıya gelmiş olan bu iki devlet 20. yüzyılın ikinci yarısında "Soğuk Savaş" günlerinde Almanya'nın tansiyonu düşürmek için yola koyduğu yeni doğu politikası yeni bir işbirliğinin başlangıcı oldu. Bugün bile Alman bilinçaltında güçlü bir Rusya figürü vardır. Almanya, Avrupa devletleri içinde Rus edebiyatını yakından takip eden tek ülke. Bu durum işbirliğinin yalnızca devletler arsında olmadığı toplumsal açıdan da kültürel bir karşılığının olduğunu gösteriyor. Rus bilinçaltında da bir Alman figürü var; ancak o pek olumlu değil. Avrupa devletlerinin Almanya'dan beklediği bu çok özel ilişkiden cesaret bularak Rusya'ya baskı yapması. Ne var ki, Avrupa dış politikası söz konusu olduğunda sık sık ileri sürülen tek ağızdan konuşamadıkları eleştirisi bu defa Avrupa'nın merkez ülkesi Almanya için gerçek oldu. Almanya'nın yorumlama safhasından çıkıp aksiyon safhasına geçmesi beklenirken tam aksine ağırlığını hissettiremediği gibi, dışarıdan bakanlara, pasif destek verdiği izlenimi uyandırıyor. Eski Başbakan Gerhard Schröder'in Gazprom danışmanlığı çerçevesinde "iyi niyet elçisi" olabileceği düşünülmüştü; ancak tarafsız kalamayacağı, Kırım meselesi konusunda, NATO nun Kosova müdahalesine göndermede bulunarak, "ben bile uluslararası hukuku ihlal ettim" demesiyle anlaşıldı. Schröder gibi hem sağda hem de solda varlığını sürdüren partiler açık bir tutum ortaya koymakta zorlanıyorlar. En fazla tartışılan konuların başında yaptırım kararları geliyor. Avrupa Birliği Rusya'ya yönelik yaptırım kararları alsa da Almanya'nın Rusya'nın ikinci (Çin birinci) ticari ortağı olması güçlü yaptırım kararları alınmasını kolaylaştırmıyor. Bu konuda Merkel 17

hükümetinin, kamuoyu gibi, bir denge politikası oturtmaya çalıştığını düşünebiliriz. Son olarak İnfratest Dimap'ın yaptırdığı ankete göre Almanlar da ekonomik yaptırımdan çok (yüzde 38) siyasi baskı (yüzde 62) oluşturulması gerektiğini düşünüyor. Almanların yüzde 49'u Rusya politikasında bir "üçüncü yol" formülünün uygulanmasını bekliyor. Bu tutum Alman siyasasında son aylarda görülen kararsızlıkla ve çok seslilikle örtüşüyor. Bununla birlikte, katılanların yalnızca yüzde 45'i Almanya'yı Batı bloku içinde görmek isterken, yüzde 49'u Batı ile Rusya arasında üçüncü yolda görmek istediklerini ifade ediyor. Bu sonuca göre, Almanların yarısından fazlası geleceğini bloklar içinde görmezken, Almanya'nın kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmesi gerektiğine inandığını ifade edebiliriz. Almanların Vladimir Putin'e bakışı da on yılda değişti. Medyaya yansıyanların kamuoyu üzerinde etkili olduğunu söyleyebiliriz. Bundan Rusya'da nasibini alıyor. Almanların sadece üçte biri Rusya ile işbirliğinin sürdürülmesini destekliyor. Bu oran 2004'te yüzde 45'lerde idi. Vladimir Putin hakkında ki kanaatlere gelince, olumsuz kanaat sahibi olanların oranı yüzde 65'lerde seyrediyor (2004'te yüzde 8). Merkel hükümeti içinde aykırı kabul edilebileceğimiz tek çıkış Maliye Bakanı Wolfganf Schauble'den geldi. Schauble, Kırım'ın ilhakını Nazi Almanyasının Südetleri ilhakına (1938) benzetmesi, şiddetli tartışmalara sebep olmakla birlikte, konunun daha kolay anlaşılmasına yardımcı oldu. Angela Merkel'in gelecek günlerde sesini yükseltip yükseltmeyeceği bilinmiyor; ancak Dışişleri Bakanı Steinmeier'ün pasif diplomasiden aktif diplomasiye geçilmesi konusunda diğerlerinden ayrıldığı anlaşılıyor. Berlin'in "üçüncü yolu" hiç kuşkuşuz diğer ortaklarının bakışından ayrılıyor. Angela Merkel'in ve Almanların beklentisi varolan kanallar üzerinden sorunun çözülmesi. İş dünyası hükümete yakın görünmekle birlikte belirsizliğe sürüklenmek istemiyor. Sorunu az zararla aşmanın yollarını arıyor. Almanya-Ukryana iş hacmi geçen yıl için 6,3 milyar dolar iken, Rusya ile olan ekonomik işbirliğinin toplamda 76 milyar avro'ya tekabül etmesi, Rusya'da 6200 şirketin bulunması, geçen yıl doğrudan 22 milyar avroluk yatırımda bulunması iş ve siyaset dünyasını daha dengeli adımlar atmaya zorluyor. Madalyonun diğer yüzünde de Almanya'nın Rusya'dan ithal ettiği gaz bulunuyor (yüzde 39'u Rusya'dan, yüzde 25'i Hollanda'dan, yüzde 20'si Norveç'ten, yüzde 10 kendi içinden, yüzde 6 diğer ülkelerden). Ne var ki, ekonomi konusunda daha dikkatli ve dengeli bir yaklaşım içinde olan iş dünyası gaz konusunda beklentilerin aksine Merkel'e destek veriyor. Ancak, asıl yaptırımların Moskova'ya geri adım attırıp attırmayacağı sorusu zihinleri meşgul etmeye devam ediyor. Geçen hafta, Rusya'nın Ukrayna'nın doğusunda baş gösteren kargaşayı durdurmaması ve Cenevre'de 17 Nisan'da kabul edilen anlaşmaya sadık kalmaması sebebiyle Avrupa Birliği ek yaptırım kararı aldı. Kırım'ın Rusya'ya tek 18

taraflı olarak bağlanma kararından sonra ortaya çıkan fotoğraf kafaları karıştırıyor. Bir yanda Rusya Ukrayna'nın iç işlerine müdahalle etmekle suçlanıyor, diğer yandan Rusya yanlılarını kontrol altında tutmaması sebebiyle eleştiriliyor. Ukrayna krizinin üçüncü perdesinde dış aktörleri yeniden gözden geçirmek durumundayız. Özellikle Ukrayna'ya sınırı olan devlerlerle başlamalı. Nasıl ki, Avrupa Birliği doğu sınrılarında yaşanan hareketliliklere seyirci kalmak istemiyorsa, Rusya'da Batı sınırında yaşananlar seyirci kalmak istemiyor. Batı, Kırım örneğinden sonra, şartların oluşması durumunda, Rusya'nın uluslararası hukuku bir kere daha ihlal edeceğine inanıyor. Ancak bu korku yanlış refleksler geliştirmesine sebep oluyor. Rusya olmadan sorunun çözümü mümkün görünmüyor. Almanların çekincesi de bu noktada derinleşiyor. Bölgesel sorunların çözümünde Rusya'nın aktif taraflardan biri olduğunu kabul etmek güvenlik politikası çerçevesinde konuya yaklaşmayı kabul etmek anlamına gelir ki, Batı'nın bunu kabul etmesi mümkün görünmüyor. Almanya'nın NATO üyeliğinden ve Avrupa güvenlik politikalarından vazgeçmeyeceği düşünüldüğünde, üçüncü yol formülünün hayat bulması güçleşiyor. Çünkü tarafların yaptırımlardan doğabilecek riskleri kestirebilme şansı varken, belirsizliklerin sebep olacağı en kötü senaryoları tahmin etmesi güçtür! ASYA PASĠFĠK GÜNDEMĠ Afganistan da Toprak altında kalanlardan umut kesildi AA Afganistan'ın kuzeydoğusundaki Badahşan vilayetinin Valisi Şah Veli Adib, Argu ilçesine bağlı Ab Barik köyünde dün meydana gelen heyelanda toprak altında kalan yaklaşık 2 bin 500 kişiden umudu kestiklerini açıkladı. Yaklaşık bin haneli Ab Barik köyünde yağışların yol açtığı heyelan sonucu 300 ev toprak altında kalırken, diğer evler de hasar görmesi ya da yeni heyelan tehlikesi nedeniyle boşaltıldı. Bölge toplu mezar yapılacak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammad Karim Halili, Abi Barik bölgesinde artık arama kurtarma çalışması yapılmayacağını, o bölgenin toplu mezarlık olacağını belirtti. Bölgeyi yakından görmek için Badahşan'a gelen Halili, afetzedelerle buluşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Afganistan halkının en büyük faciayı yaşadığını ifade eden Halili, toprak altında kalanlardan sadece 255'inin kimliğinin tespit edilebildiğini söyledi. 700 aileye, değiģik uluslararası ve yerel dernekler tarafından yardım yapıldı Heyelan nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalan 700 aileye, değişik uluslararası ve yerel dernekler tarafından yapılan yardımlar sürüyor. 19

Afetzedelere yardım dağıtmak için Türk İşbirliği Koordinasyon Ajansı (TİKA), İnsani Yardım Vakfı (İHH) ve Dunya Gida Programı (WFP) başta olmak üzere, çok sayıda insani yardım kurumu faaliyete geçti, bazı Afgan işadamları da afetzedelere yemek dağıttı. Kuzey Kore: Ġnsan hakları açısından ABD bir cehennem Radikal Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Soruşturma Komisyonu nun "devlet eliyle sistematik işkence", "köleleştirme", "cinsel şiddet", "ağır siyasi baskı" ve "dini ayrımcılık"la suçladığı Kuzey Kore yönetimi, ABD ye benzer suçlamalar yöneltti. Kuzey Kore nin resmi haber ajansı KNCA, En temel insan haklarının acımasızca ihlal edildiği ABD bir cehennem değerlendirmesini öne süren bir haber yayınladı. Ulusal Güvenlik Ajansı nın (NSA) yasa dışı biçimde vatandaşlarını izlediği, geçtiğimiz yıl fakirlik içerisinde yaşayan Amerikalıların sayısının 46.5 milyona ulaşması Kuzey Kore nin haklı olduğu konular arasında gösterildi. BM, Kuzey Kore de meydana gelen insan hakları ihlallerinin günümüz dünyasında eşi benzeri olmadığını vurgulamıştı. Çin Asya`yı düģürdü Vatan Asya borsaları Çin'de açıklanan zayıf PMI verisinin ardından bugün düşerken, Ukrayna'da devam eden gerginlik devlet tahvilleri ve altında yüksek talebe neden oluyor. Çin'de imalat PMI'nın beklentilerin altında kalması, Asya piyasalarında satış getirdi. Ukrayna'da yükselen gelirim küresel piyasalardaki tedirginini artırdı. Çin, Afrika'da yeni hedefler peģinde Dünya Bülteni Çin Başbakanı Li Keqiang, dört Afrika ülkesine yapacağı ziyaretine Etiyopya dan başladı. Etiyopya, Nijerya, Angola ve Kenya yı kapsayan ve 1 hafta sürecek Afrika ziyaretinde Li, Etiyopya daki Afrika Birliği merkez binasında 54 üyeli Birlik üyelerine bir konuşma yapacak. Çin Başbakanı Keqiang'ı, Etiyopya'da Uluslararası Bole Havalimanı'na varışı esnasında Etiyopyalı mevkidaşı Haile Mariam Dessalines karşıladı. Yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre, yarın Etiyopya ile Cibuti arasındaki bağlantı karayolunun açılışına katılacak olan Keqiang, Desselines ve Etiyopya Cumhurbaşkanı Mulatu Teshome ile bir araya gelecek. Görüşmelerde iki ülke arasındaki ticari işbirliğinin artırılması konularının ele alınması bekleniyor. Keqiang'ın ayrıca Çin'in inşa ettirdiği ve 200 milyon dolara mal olan Afrika Birliği merkez binasını ziyaret edeceği ve Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Nkosazana Dlamini Zuma ile yapacağı görüşmede Afrika Çin ilişkilerini ele alacağı belirtildi. Etiyopya'da yaklaşık 500 Çin şirketi enerji, otoyol, demir yolu, tekstil, ayakkabı ve deri sanayi alanlarında faaliyet gösteriyor. İki ülke arasında 1,5 milyar dolarlık ticaret hacmi bulunuyor. 20