ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI BU SAYIDA: 2005 YILI AVRUPA BİRLİĞİ İŞGÜCÜ ANKET SONUÇLARI 1 GÖÇE İLİŞKİN KOMİSYON GÖREV GÜCÜNÜN KURULMASI 6



Benzer belgeler
I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

PROJE. Proje faaliyetlerinin teknik olarak uygulanması, Sanayi Genel Müdürlüğü Sanayi Politikaları Daire Başkanlığınca yürütülmüştür.

S V L TOPLUM, YEREL YÖNET MLER VE GENÇL K AB ÜYEL YOLUNDA" S V L TOPLUMLA D YALOG TOPLANTISI 4 SONUÇ B LD RGES 11 ARALIK 2010, STANBUL

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

AB Mevzuatının Uygulanmasına Yönelik Teknik Desteğin Müzakere Edilmesi

MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİ STRATEJİK İŞBİRLİĞİ PROJE DANIŞMANLIK EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

Küresel Ekonomik İlişkiler Komisyonu - I

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

SİRKÜLER 2009 / İşsizlik Ödeneği Almakta Olan İşsizleri İşe Alan İşverenlere Yönelik Sigorta Primi Desteği

KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR

TÜSİAD Rekabet Çalışma Grubu Toplantısı DEVLET YARDIMLARI. Abdulgani GÜNGÖRDÜ Rekabet Uzmanı

HABER BÜLTENİ Sayı 23

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

İŞLETME ZİRVESİ 08.XII.2015 İSTANBUL

REFORM EYLEM GRUBU BİRİNCİ TOPLANTISI BASIN BİLDİRİSİ ANKARA, 8 KASIM 2014

Avrupa Adelet Divanı

AVRUPA BĐRLĐĞĐ HELSĐNKĐ ZĐRVESĐ ve TÜRKĐYE. Helsinki Zirvesi

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

Kırsal Kalkınmada Yönetişim. Şanlıurfa Örneği Ülker Şener-Evren Aydoğan

a) Birim sorumluları: Merkez çalışmalarının programlanmasından ve uygulanmasından sorumlu öğretim elemanlarını,

Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) KALKINMA AJANSI DESTEKLERİ

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı olarak şahsım ve kuruluşum adına hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

YEDİNCİ KISIM Kurullar, Komisyonlar ve Ekipler

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş.

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü :18

Performans Yönetimi Hakkında Ulusal Mevzuatın Avrupa Standartlarıyla Uyumlaştırılmasına Yönelik Tavsiyeler

Avrupa Birliği AVRUPA BİRLİĞİ -67- Bu bölümde Avrupa Birliği hakkında bilgi sahibi olacaksınız. Avrupa Siyasi Haritası

ALMANYA DA 2011 OCAK AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER. 1. İstihdam Piyasası

ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKANLIĞI STRATEJİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK

ZENTIVA YA BAKIŞ İÇİNDE NE OLDUĞU ÖNEMLİDİR

İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa Büyükşehir Belediyelerinin, göçle derinleşen

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

Mant ksal Çerçeve Yakla

Araştırma Notu 15/177

17-19 EYLÜL 2010 TARİHLERİ ARASINDA MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİN DE YAPILAN ADIM ÜNİVERSİTELERİ İDARİ GRUP TOPLANTI KARARLARI

Halkla İlişkiler ve Organizasyon

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

PORTFÖY ÜRETİM ŞİRKETLERİNİN OLUŞTURULMASI VE ELEKTRİK ÜRETİM ANONİM ŞİRKETİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI. Sefer BÜTÜN. EÜAŞ Genel Müdürü ÖZET:

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

AVRUPA SOSYAL DİYALOGU

Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Beşinci İzmir İktisat Kongresi

Küresel ekonomik kriz

ATAÇ Bilgilendirme Politikası

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI PROJE FİŞİ

Sürdürülebilir sosyal güvenli in önündeki zorluklar

HAYATBOYU ÖĞRENME / ERASMUS PROGRAMI ÖĞRENCİ STAJ HAREKETLİLİĞİ ÜÇÜNCÜ (3.) İLANI

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI MALİ SEKTÖRLE İLİŞKİLER VE KAMBİYO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YURTDIŞI DOĞRUDAN YATIRIM RAPORU 2013

Türkiye - Özbekistan Hükümetlerarası Karma Ekonomik Komisyonu I. Dönem Toplantısı Protokolunun Onaylanması Hakkında Karar Karar Sayısı: 2001/2585

PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLANDIRMA RAPORU

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

KİŞİSEL GELİŞİM VE EĞİTİM İŞ GÜVENLİĞİ VE İŞÇİ SAĞLIĞI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

(ÇEKAP) Çevresel Kapasitemiz Gelişiyor

GENÇLERE VE GENÇLİK ÇALIŞANLARINA YÖNELİK HAREKETLİLİK PROJESİ

JEAN MONNET BURS PROGRAMI AKADEMİK YILI FARKINDALIK ARTIRMA TOPLANTILARI

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Giresun Üniversitesi Akademik Değerlendirme Ve Kalite Geliştirme Uygulama Yönergesi

İş Sözleşmesi Türlerinin Uygulaması ve Mesleki Faaliyet Olarak Geçici İş İlişkisi. Prof. Dr. Gülsevil ALPAGUT

Bilgilendirme Politikası

Tıp Fakültesi Dönem Temsilcileri Grubu Yönergesi

28 Mayıs 2016 tarihli ve sayılı Resmî Gazetede yayınlanmıştır. KURUL KARARI. Karar No : Karar Tarihi : 13/05/2016

ÖZEL BÖLÜM I KOJENERASYON. TÜRKOTED İltekno Topkapı Endüstri ST ELEKTRİK-ENERJİ I NİSAN 2016

GİYİM ÜRETİM TEKNOLOJİSİ ÇOCUK DIŞ GİYSİLERİ DİKİMİ (CEKET- MONT- MANTO) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ)

HAYALi ihracatln BOYUTLARI

PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLANDIRMA RAPORU

Gençlik karti kullanilmak suretiyle gerçekleştirilecek olan, gençliğin dolaşimiyla ilgili kismi anlaşma Gençlik geliştirme politikası

Parti Program ve Tüzüklerin Feminist Perspektiften Değerlendirilmesi i

SOSYAL POLİTİKALAR VE ÇALIŞMA HAYATI

Genel Görünüm. Faiz Oranları Gelişmeleri. Fiyat Gelişmeleri EYLÜL 2010

YURTDIŞI VATANDAŞLAR DANIŞMA KURULUNUN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

TÜBİTAK ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ DAİRE BAŞKANLIĞI ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI

DOKAP EYLEM PLANI ( ) YEREL DÜZEYDE KURUMSAL KAPASİTENİN GELİŞTİRİLMESİ

BÜRO YÖNETİMİ VE SEKRETERLİK ALANI HIZLI KLAVYE KULLANIMI (F KLAVYE) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

İŞLETMENİN TANIMI

PROJE ODAKLI İŞ GELİŞTİRME; Kent Atölyeleri örneği

AB ÜLKELERİNDE KUYUMCULUK SEKTÖRÜNDEKİ UYGULAMALAR

MUHASEBE, DENETİM VE DANIŞMANLIK İŞLETMELERİ İÇİN İŞYERİ, HİZMET VE KALİTE GÜVENCE İLKE VE ESASLARI HAKKINDA MECBURİ MESLEK KARARI

SOSYAL-EĞİTİM-BEŞERİ BİLİMLER

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI KÜMELENME DESTEKLERİ

ALMANYA DA 2012 KASIM AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER

Özet Metin Ekonomik Büyümenin Anlaşılması: Makro Düzeyde, Sektör Düzeyinde ve Firma Düzeyinde Bir Bakış Açısı

ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKANLIĞI SOSYAL YARDIM İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

TÜRKİYE SERMAYE PİYASALARINDA MERKEZİ KARŞI TARAF UYGULAMASI 13 MAYIS 2013 İSTANBUL DR. VAHDETTİN ERTAŞ SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ

ELEKTRİK PİYASALARI 2015 YILI VERİLERİ PİYASA OPERASYONLARI DİREKTÖRLÜĞÜ

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI (KOSGEB) KOBİ VE GİRİŞİMCİLİK ÖDÜLLERİ UYGULAMA ESASLARI

Brexit ten Kim Korkar?

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

Transkript:

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI AVRUPA BİRLİĞİ KOORDİNASYON DAİRESİ BAŞKANLIĞI ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK S A Y I 1 6 BAKANLIĞI AB KOORDİNASYON DAİRESİ BAŞKANLIĞI BÜLTENİ BU SAYIDA: E Y L Ü L 2 0 0 6 HABER SAYFA 2005 YILI AVRUPA BİRLİĞİ İŞGÜCÜ ANKET SONUÇLARI 1 GÖÇE İLİŞKİN KOMİSYON GÖREV GÜCÜNÜN KURULMASI 6 BULGARİSTAN DA SOSYAL TARAFLARIN YOKSULLUKLA MÜCADELE İÇİN YENİ MODEL ÖNERİSİ 7 ATAD IN EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET İLKESİ NE İLİŞKİN KARARI 9 ATAD, ÇALIŞMA SÜRELERİNE RİNE İLİŞKİN İNGİLTERE NİN UYGULAMALARINA KARŞI KARARINI VERMİŞTİR 11 KOMİSYONUN YAŞLANMA VE İSTİHDAMA İLİŞKİN RAPORU 12 AVRUPA DA SOSYAL DİYALOG: DEĞİŞİM İÇİN ORTAKLIK 13 33. SEKTÖREL SOSYAL DİYALOG KOMİTESİ KURULMUŞTUR 18 SOSYAL DİYALOG PROJESİ: KIDEMLİ UZMAN EĞİTİMİ 18

SAYFA 2 2005 YILI AVRUPA BİRLİĞİ İŞGÜCÜ ANKET SONUÇLARI Avrupa Komisyonu İstatistik Bürosu, EUROSTAT, tarafından 2005 Yılı İşgücü Anketinin sonuçları geçtiğimiz günlerde yayınlanmıştır. Buna göre, 2005 yılında 15 yaş ve üzeri 197.5 milyon insan, bir iş sahibidir veya herhangi bir ekonomik faaliyette bulunmaktadır. 15-64 yaş arası çalışabilir nüfusun istihdam oranı, 2000 yılında % 62,4 ten 2005 yılında % 63,8 e yükselmiştir. Kadınların istihdam oranı, 2000 yılında % 53,6 dan 2005 yılında % 56,3 e yükselirken; 55-64 yaş arası yaşlıların istidam oranı ise, 2000 yılında % 36,6 dan 2005 yılında % 42,5 e yükselmiştir. İstihdam Oranı, AB Üyesi Ülkeler Arasında Danimarka da % 75.9 ile Polonya da % 52.8 Arasında Değişim Göstermektedir İstihdam oranı, AB Üyesi Ülkeler arasında Danimarka da % 75.9 ile Polonya da % 52.8 arasında değişim göstermektedir. 15-64 yaş arası çalışabilir nüfusun istihdam oranı, 2000 yılında % 36,6 dan 2005 yılında % 42,5 e yükselmiştir. Danimarka (%75.9), Hollanda (% 73.2), İsveç (% 72.5) ve İngiltere (%71.7) gibi ülkelerin istihdam oranı, % 70 in üzerinde seyrederken; Polonya (% 52.8), Malta (% 53.9), Macaristan (% 56.9), İtalya (% 57.6) ve Slovakya (% 57.7) gibi ülkelerde ise bu oran, % 60 ın altında yer almaktadır. Danimarka (% 71.9), İsveç (% 70.4), Finlandiya (% 66.5), Hollanda (% 66.4) ve İngiltere (% 65.9), 2005 yılında kadınların istihdam oranları bakımından en yüksek istatistiklere sahipken; Malta (% 33.7), Yunanistan (% 46.1) ve Polonya (% 46.8) ise, kadın istihdam oranları en düşük olan ülkelerdir. Kadın istihdam oranı ile erkek istihdam oranı arasındaki farkın en yüksek olduğu ülke, % 40 oranıyla Malta dır. Malta yı bu fark konusunda, Yunanistan (% 28), İtalya (% 25) ve İspanya (% 24) izlemektedir. Diğer taraftan Finlandiya (% 4), İsveç (% 4) ve Estonya (% 5) bu konuda en düşük göstergelere sahiptir. Ülkeler Arasında Geçici İşlerin Oranında Büyük Farklılıklar Bulunmaktadır AB Üyesi Ülkelerde ortalama olarak işçilerin % 14.5 i, 2005 yılında geçici işlerde çalışmaktadır (2004 yılında bu oran, % 13.7 idi). Geçici işlerde çalışan işçilerin oranı, Üye Ülkeler arasında Estonya da % 2.7 den Portekiz de % 19.5 ye geniş bir yelpazede yer almaktadır. AB Üyesi Ülkelerde geçici işlerde çalışan kadınların oranı, % 15 iken; erkeklerin oranı, % 14 tür. 25 Avrupa Birliği ülkesinin 17 sinde geçici işlerde çalışan kadınların oranı, erkeklerin oranından fazladır. Bu farklılığın en yüksek olduğu ülkeler, Güney Kıbrıs (kadınlar % 19.5; erkekler % 9), Finlandiya (kadınlar % 20; erkekler % 12.9) ve Belçika (kadınlar % 11.4; erkekler % 6.8). İşsizlerin Yaklaşık Beşte Biri İlk İşini Arıyor AB Üyesi Ülkelerde 2005 yılında nüfusun % 18.3 ü daha önceden hiç istihdam edilmemiştir. Bu oran, Finlandiya da % 8.9 ile İtalya da % 33.6 lık oran arasında ülkeden ülkeye farklılıklar göstermektedir. Uzun dönemli işsizlik söz konusu olduğunda, AB Üyesi Ülkelerde aktif nüfusun % 4.1 i, en azından 1 yıldır işsiz durumdadır. Bu oran, İngiltere de % 1 ve

SAYI 16 SAYFA 3 Danimarka da % 1.1 den Slovakya da % 11.7 ve Polonya da % 10.2 arasında değişim göstermektedir. 2005 Yılı İstihdam ve İşsizlik Oranları 15-64 Yaş İstihdam Oranı Toplam Erkek Kadın Toplam Erkek Kadın Geçici İşi Olan İşçiler Uzun Dönemli İşsizlik oranı (1 Yıl Veya Daha Fazla) Toplam Erkek Kadın İlk İşini Arayan İşsizler AB 25 63.8 71.3 56.3 14.5 14.0 15.0 4.1 3.7 4.5 18.3 Euro Alanı 63.5 71.8 55.2 16.2 15.5 17.0 4.0 3.5 4.6 16.8 Belçika 61.1 68.3 53.8 8.9 6.8 11.4 4.4 3.8 5.0 21.1 Çek Cum. 64.8 73.3 56.3 8.6 7.6 9.8 4.2 3.4 5.3 16.5 Danimarka 75.9 79.8 71.9 9.8 8.5 11.3 1.1 1.1 1.2 13.4 Almanya 65.4 71.2 59.6 14.2 14.4 14.0 5.9 6.0 5.8 9.2 Estonya 64.4 67.0 62.1 2.7 3.4 2.0 4.2 4.2 4.2 17.7 Yunanistan 60.1 74.2 46.1 11.8 10.1 14.3 5.1 2.6 8.9 37.3 İspanya 63.3 75.2 51.2 33.3 31.7 35.7 2.2 1.4 3.4 12.9 Fransa 63.1 68.8 57.6 13.3 12.6 14.0 3.8 3.3 4.3 17.4 İrlanda 67.6 76.9 58.3 3.7 3.1 4.2 1.4 1.9 0.8 19.3 İtalya 57.6 69.9 45.3 12.3 10.5 14.7 3.9 2.9 5.2 33.6 Güney Kıbr. 68.5 79.2 58.4 14.0 9.0 19.5 1.2 0.8 1.8 17.1 Letonya 63.3 67.6 59.3 8.4 10.7 6.2 4.1 4.4 3.7 13.2 Litvanya 62.6 66.1 59.4 5.5 7.6 3.6 4.3 4.2 4.5 12.1 Lüksemburg 63.6 73.3 53.7 5.3 4.9 5.8 1.2 (1.2) (1.2) 17.3 Macaristan 56.9 63.1 51.0 7.0 7.6 6.4 3.2 3.3 3.2 14.6 Malta 53.9 73.8 33.7 4.5 3.7 (6.1) 3.4 3.5 (3.2) 30.0 Hollanda 73.2 79.9 66.4 15.5 14.3 16.9 1.9 1.9 1.9 18.4 Avusturya 68.6 75.4 62.0 9.1 9.3 8.8 1.3 1.3 1.4 13.0 Polonya 52.8 58.9 46.8 25.7 26.5 24.7 10.2 9.3 11.4 23.3 Portekiz 67.5 73.4 61.7 19.5 18.7 20.4 3.7 3.2 4.2 13.9 Slovenya 66.0 70.4 61.3 17.4 15.7 19.3 3.1 2.9 3.3 28.0 Slovakya 57.7 64.6 50.9 5.0 5.1 4.9 11.7 11.2 12.3 23.3 Finlandiya 68.4 70.3 66.5 16.5 12.9 20.0 2.2 2.4 1.9 8.9 İsveç 72.5 74.4 70.4 16.0 14.2 17.7 1.2 1.4 1.0 21.5 İngiltere 71.7 77.6 65.9 5.7 5.2 6.2 1.0 1.3 0.6 22.0 Bulgaristan 55.8 60.0 51.7 6.4 6.7 6.2 6.0 6.1 6.0 22.2 Hırvatistan 54.8 60.9 49.0 12.8 12.7 13.0 7.6 6.8 8.6 26.2 Romanya 57.6 63.7 51.5 2.4 2.8 1.9 4.0 4.6 3.4 31.5 İzlanda 83.8 86.9 80.5 6.9 6.0 7.8 : : : : Norveç 74.8 77.8 71.7 9.5 7.5 11.6 0.8 0.9 0.7 : İsviçre 77.2 83.9 70.4 12.8 12.5 13.1 1.7 1.4 2.0 16.6 İşgücünün Üçte İkisi Hizmetler Sektöründe İstihdam Edilmektedir 2005 yılında AB Üyesi Ülkelerde işlerin üçte ikisini, hizmetler sektörü oluşturmaktadır. Erkeklerin çalıştığı işlerin % 56.3; kadınların çalıştığı işlerin ise, % 81.9 u hizmetler sektöründe yer almaktadır. Lüksemburg (% 81), İngiltere (% 76.5), Hollanda (% 76.1) ve İsveç te (% 75.8) işçilerin dörtte üçünden daha fazlası, hizmetler sektöründe istihdam edilmektedir.

SAYFA 4 Sanayi, 2005 yılında AB Üyesi Ülkelerde istihdam edilenlerin % 27.5 ine iş sağlamıştır (Erkekler için bu oran, % 38; kadınlar için % 14.2). Sanayide istihdam edilen nüfus oranı bakımından, Çek Cumhuriyeti % 39.5 ile en ön sırada yer almaktadır. Çek Cumhuriyeti ni, % 38.8 ile Slovakya ve % 37.1 ile Slovenya izlemektedir. AB Üyesi Ülkelerde tarım, ortalama olarak işçilerin % 4.9 u tarafından gerçekleştirilmektedir ve tarımda istihdam edilenlerin oranının % 10 dan fazla olduğu ülkeler, şunlardır: Polonya (%17.4), Litvanya (% 14), Yunanistan (% 12.4), Letonya ve Portekiz (% 11.8). (FINFACTS TEAM ve EUROSTAT) 2005 Yılında Başlıca İşteki Ekonomik Faaliyet Bakımından 15 Yaş ve Üzeri İstihdam Edilenler Toplam Erkek Kadın Tarım Sanayi Hizmetler Tarım Sanayi Hizmetler Tarım Sanayi Hizmetler AB 25 4.9 27.5 67.6 5.7 38.0 56.3 3.9 14.2 81.9 Euro Alanı 4.3 27.8 67.9 5.1 38.3 56.6 3.3 14.1 82.6 Belçika 2.0 24.7 73.3 2.5 35.0 62.5 1.5 11.4 87.2 Çek Cum. 4.0 39.5 56.5 4.9 49.4 45.8 2.8 26.5 70.7 Danimarka 3.2 23.9 72.9 4.6 33.9 61.5 1.6 12.4 86.0 Almanya 2.4 29.8 67.8 2.9 41.2 55.9 1.7 16.1 82.2 Estonya 5.3 34.0 60.7 7.2 44.1 48.8 3.5 24.2 72.3 Yunanistan 12.4 22.4 65.2 11.5 30.1 58.3 13.8 10.0 76.2 İspanya 5.3 29.7 65.0 6.4 41.2 52.3 3.6 12.4 84.1 Fransa 3.8 24.3 71.9 5.0 34.7 60.2 2.4 12.2 85.4 İrlanda 5.9 27.6 66.5 9.3 39.2 51.5 1.3 11.9 86.8 İtalya 4.2 30.8 65.0 4.8 39.3 55.9 3.3 17.4 79.3 Güney Kıb. 4.7 24.0 71.2 5.7 34.3 60.0 3.5 10.6 85.9 Letonya 11.8 26.5 61.7 15.3 35.5 49.2 8.1 16.9 75.0 Litvanya 14.0 29.1 56.9 16.6 37.1 46.3 11.4 20.8 67.8 Lüksemb. 1.7 17.3 81.0 2.2 25.6 72.2 (1.1) 5.8 93.1 Macaristan 4.9 32.5 62.7 6.7 42.0 51.3 2.7 21.2 76.1 Malta (2.0) 30.0 68.0 (2.7) 35.9 61.4 u 16.9 82.7 Hollanda 3.3 20.5 76.1 4.3 30.2 65.5 2.2 8.5 89.3 Avusturya 5.5 27.5 66.9 5.5 39.6 54.9 5.6 12.9 81.5 Polonya 17.4 29.2 53.4 18.0 39.0 43.0 16.7 17.1 66.2 Portekiz 11.8 30.6 57.6 10.9 40.8 48.3 12.9 18.6 68.5 Slovenya 9.1 37.1 53.8 9.1 46.9 44.0 9.1 25.4 65.5 Slovakya 4.8 38.8 56.4 6.4 49.6 43.9 2.6 25.3 72.1 Finlandiya 4.8 25.8 69.4 6.6 38.4 55.0 2.9 12.3 84.8 İsveç 2.3 21.9 75.8 3.4 33.4 63.2 1.0 9.3 89.7 İngiltere 1.4 22.1 76.5 1.9 33.2 64.9 0.7 9.4 89.8 Bulgaristan 8.9 34.2 56.8 10.8 38.9 50.3 6.9 28.9 64.3 Hırvatistan 17.3 28.5 54.2 16.0 37.6 46.4 18.9 17.5 63.6 Romanya 32.3 30.5 37.3 31.7 35.2 33.2 33.1 24.8 42.2 İzlanda 6.5 21.7 71.8 9.6 31.5 59.0 3.1 10.6 86.3 Norveç 3.3 20.9 75.8 4.8 32.3 62.9 1.6 8.0 90.4 İsviçre 4.0 23.0 73.0 4.9 32.7 62.5 2.9 11.3 85.8

SAYI 16 SAYFA 5 2005 Yılı Avrupa Birliğinin 25 Üye Ülkesinde 15 Yaş ve Üzeri Nüfusun Çalışma Durumu

SAYFA 6 GÖÇE İLİŞKİN KOMİSYON GÖREV GÜCÜNÜN İLK TOPLANTISI Göç, bütün etkilenen bölgeleri ve farklı politika alanlarını kapsayan kapsamlı, dengeli ve bütünleşik bir yaklaşımı gerektiren sınır-ötesi bir konudur. Avrupa Komisyonu, birkaç yıldır böyle bir yaklaşım etrafında çalışmakta ve 30 Ağustos 2006 tarihinde Başkan Yardımcısı Franco Frattini koordinasyonu altında Göçe İlişkin bir Komisyon Görev Gücü kurulmasına karar vererek, bu alandaki çabalarını güçlendirmiştir. Bu Geçici Görev Gücü, göçe ilişkin sorumlulukları bulunan tüm Avrupa Birliği Komisyon üyelerini bir araya getirmiştir: Luis Michael (Kalkınma Ve İnsani Yardım), Benita Ferrero-Waldner (Dış İlişkiler), Vladimir Spidla (İstihdam), Ján Figel (Eğitim ve Mesleki Eğitim), Danuta Hübner (Bölgesel Politika), Joaquin Almunia (Ekonomik ve Parasal Konular) ve Markos Kyprianou (Sağlık ve Tüketicinin Korunması). Avrupa Komisyonu, 30 Ağustos 2006 tarihinde Başkan Yardımcısı Franco Frattini koordinasyonu altında Göçe İlişkin bir Komisyon Görev Gücü kurulmasına karar vererek, bu alandaki çabalarını güçlendirmiştir. 19 Eylül 2006 tarihinde Profondval da düzenlenen Görev Gücünün ilk toplantısının ertesinde, José Manuel Barroso, şunları söylemiştir: Acil bir konu olan yasadışı göç, bütün Avrupa Birliğinin güçlü bir şekilde bu sorunu cevap vermesini gerektirmektedir. Özellikle İspanyol, İtalyan, Yunanistan ve Malta sahilleri aracılığıyla Avrupa Birliğine yasadışı göçle gelen insanlar, Avrupa nın en önemli sorunlarından birisidir ve koordineli bir şekilde AB nin bu sorunu çözmesi gerektirmektedir. İşte burada Komisyon, göçün birçok yönünü kapsayıcı faaliyetlerin koordinasyonun sağlanmasında kilit bir rol üstlenmektedir. Makul ve etkili bir yaklaşımın Komisyon içerisinde benimsenmesini sağlamak amacıyla da, bu Görev Gücü kurulmuştur. Söz konusu Görev Gücü, AB de kamuoyu ilgisinin merkezinde yer alan karmaşık siyasi konularda somut sonuçlar alabileceğini göstererek, dayanışmanın uygulamada ne anlam ifade ettiğini gösterecek gerçek bir fırsat sunmaktadır. Başkan Yardımcısı, Adalet, Özgürlük ve Güvenlikten sorumlu Komisyon Üyesi ve aynı zamanda Görev Gücünün Koordinatörü Franco Frattini, şu hususları vurgulamaktadır: Görev Gücünün ilk toplantısı, AB birimleri arasında sinerjiyi artırarak, şimdiden katma değer yaratmıştır. Ortak yaklaşımımızda, acil önlemlerin alınmasına duyulan ihtiyaçtan (özellikle AB karasularının daha iyi yönetilmesi); yoksulluk, işsizlik ve ekonomik sonuçları, çatışma ve yönetişim, entegrasyonun geliştirilmesi, sosyal içerme, kültürler arası diyaloğun teşvik edilmesi, ekonomik göç ve göçmenlerin yasadışı veya kayıt dışı çalışmasının önlenmesi gibi temel nedenlere çözüm bulunmasına kadar değişen başlıca siyasi alanları bir araya getirdik. Ayrıca Avrupa Sosyal Fonu ve Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu kapsamak üzere mevcut mali imkânlarının en iyi şekilde kullanımına özel önem verilmektedir. Komisyon tarafından ivedilikle üstlenilecek olan önlemlerin ve girişimlerin belirlenmesi gerçekleştirdik. Üye Ülkelerinkiyle birleşince bu çabalar, AB kıyılarındaki insani felaketleri de kapsamak üzere gelişen durumlara karşı daha etkin şekilde yanıt verilebilmesi için AB nin daha koordineli stratejilerin geliştirilmesine olanak sağlayacaktır. Görev Gücü, göç alanındaki faaliyetlerin koordinasyonunda tutarlı ve etkin bir yaklaşımın benimsenmesinin sağlanması rolünü üstlenmektedir. Bu alanda Komisyonun çabalarına devam etmesi ve daha da geliştirilmesi amacıyla Görev Gücünün muhtemel eylemler konusundaki çalışmaları başlamıştır.

SAYI 16 SAYFA 7 Başkan Yardımcısı Frattini, göçün farklı açılardan değerlendirilmesine ilişkin Komisyon tarafından Tampere da düzenlenecek toplantıda gayri resmi İçişleri ve Adalet Konseyini açıklayacaktır. Komisyon Başkanı Barroso ise, Lahti de 20 Ekim 2006 tarihinde bu alanda Komisyon tarafından ele alınacak farklı faaliyetleri ve girişimleri, Devlet ve Hükümet Başkanlarına iletecektir. Ek çalışmalarla güçlendirilecek olan Görev Gücünün işi ve bu iki Konseyin toplantısının sonuçları, Aralık 2006 tarihinde resmi Avrupa Birliği Konseyine iletilmek üzere Komisyon Tebliğinin temelini oluşturacaktır. Bu Tebliğde Komisyon, Aralık 2005 tarihinde kabul edilen önlemlerin uygulanmaya ilişkin durumunu rapor edecek ve ileriye yönelik eylemler için gerekli görülürse önerilerini sunacaktır. (AVRUPA BİRLİĞİ KOMİSYO- NU) BULGARİSTAN DA SOSYAL TARAFLARIN YOKSULLUKLA MÜCADELE İÇİN YENİ MODEL ÖNERİSİ Sosyal taraflar, Bulgaristan da resmi yoksulluk oranın ölçülmesi ve belirlenen yüksek risk altındaki gruplara sosyal yardım sağlanabilmesi amacıyla yeni bir model önermektedirler. Yeni sistemde, bireyler yerine hane halkı temel alınmaktadır. Mevcut sistemde insanlar, gelir desteğinin birçok şekline başvurabilmektedir. Söz konusu sistemin, haksız ve etkisiz bir sistem olduğu ve insanların işgücü piyasasına dönmesini engellediği kanıtlanmıştır. 2005 yılında yapılan Parlamento seçimlerinden sonra uygulanan yoksulluğun ölçülmesi ve yoksulluğun azaltılması yönündeki yetersiz politikalar, hükümet ile sosyal taraflar arasındaki diyaloğun en önemli tartışma konularından birisi olmuştur. Tartışmanın en önemli sonucu, Bulgaristan da yaşayan işsizlere ve dezavantajlı gruplara yönelik yapılan yardımların düzensiz bir nitelik taşıdığı ve yoksulluğun önlenmesinde etkisiz olduğudur. Bunun yanı sıra bu sistem, çalışabilir nüfusun işgücü piyasasına katılımı için herhangi bir teşvik sağlamamakta, aksine insanların sosyal yardımlara bağımlı yaşamasını teşvik etmektedir. Söz konusu bağımlılık, insanların daha fazla kayıtdışı ekonomide yer alması anlamına gelmektedir. Sonuçta bu, hükümetin ekonomiyi yönetmesini ve devlet harcamalarını hesaplamasını zorlaştırmaktadır. Bu nedenlerle, belirli bir yoksulluk sınırı ve kriterler ile yoksulluk göstergelerine dayanan standartlaştırılmış bir sosyal yardım sistemini kapsayan bir reformun gerçekleştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Yoksulluk Sınırı Yoksullukla mücadele için önerilen yeni model içerisinde sosyal taraflar, yıllık temelde belirlenecek bir yoksulluk sınırının yer alması için ısrar etmektedir. Yoksulluk sınırının ölçülmesinde 40 dan fazla metodoloji kullanılmaktadır ve sosyal tarafların tercihi, hane halkı tüketim endeksine dayanan yaklaşımı benimsemek yönündedir. Bununla birlikte, tartışma devam etmektedir ve hükümet, 2006 yılı için resmi yoksulluk eşiğini henüz belirlememiştir. Yoksulluk sınırının ölçülmesinde 40 dan fazla metodoloji kullanılmaktadır; Bulgaristan daki sosyal tarafların tercihi, hane halkı tüketim endeksine dayanan yaklaşımı benimsemek yönündedir.

SAYFA 8 Bulgaristan Ulusal İstatistik Enstitüsü, Eurostat tarafından uygulanan nispi yöntemi kullanan yoksulluk düzeyleri üzerine çalışmaktadır. Bu metot, gelirlerine göre hane halklarının dağılımına dayanmaktadır ve ortalama hane halkı gelirinin % 60 ı yoksulluk eşiği olarak kabul edilmektedir. Bulgaristan da söz konusu sistemin değişmesi, ilgili terminolojinin de değişmesini beraberinde getirmektedir. Örneğin yeni sistem, ilişkili olup olmadıklarına bakılmaksızın yiyeceklerini paylaşan ve ortak bir bütçe ile aynı evde veya bir evin bir parçasında birlikte yaşayan iki veya daha fazla kişi olarak adlandırılan hane halkı kategorisinin tanınmasını kapsamaktadır. Tek başına yaşayan ve yiyecek giderleri ve diğer ihtiyaçları bağlamında kişisel bir bütçeye sahip kişi de hane halkı olarak sınıflandırılabilir. Sosyal yardım yararlanıcısı olarak hane halkının belirlenmesi, aynı hane halkı içinde yer alan aile üyelerinin veya kişilerin aynı yardımlardan tekrar tekrar yararlanma olasılığını azaltacaktır. Mevcut Sosyal Yardım Sisteminin Zayıflığı Sosyal yardım yararlanıcısı olarak hane halkının belirlenmesi, aynı hane halkı içinde yer alan aile üyelerinin veya kişilerin aynı yardımlardan tekrar tekrar yararlanma olasılığını azaltacaktır. Bu tarihe kadar uygulanan sosyal yardım politikası, temel hayati ihtiyaçlarını karşılayamadığı sürece her Bulgaristan vatandaşının sosyal koruma şemsiyesi altına girme hakkının bulunduğu temeline dayanmaktadır. Mevcut durumda başlıca dört sosyal yardım sistemi, Bulgaristan da uygulanmaktadır: «asgari bir gelir düzeyini garanti altına almak amacıyla yetersiz gelire sahip olan kişilere gelir desteği sağlamak, «soğuk havalarda yakacak ödeneği verilmesi, «sürekli dezavantajlı durumdaki kişilere ödenek sağlanması, «çocuklar için aile ödeneği. Sosyal taraflar tarafından yapılan anket sonuçlarına göre, sosyal yardımların bir kısmı doğru kişilere ulaşmadığı gibi; bu, diğer yardımların etkisini azaltıcı bir rol oynamaktadır. Mevcut sistem, farklı yasa ve yönetmelikler altında yardımların aynı kişiler tarafından alınabilinmesini olanaklı kılmaktadır. Bu ise, toplumun belirli grupları için daha olumlu bir durum yaratmaktadır. Çeşitli sosyal yardım programlarına erişim için istenen şartlar, aynıdır ve bir kişinin bu kriterleri karşılaması durumunda, aylık ödenek, ısınma ödeneği ve aylık çocuk yardımı gibi farklı sosyal ihtiyaçlar için yardımları almaya hak kazanmaktadır. Gerçekte, farklı yardım programlarının sayısı, önemli görünmemektedir; bununla birlikte, yardımların birleşmesi durumunda insanlar, göreceli olarak önemli miktarda yardımdan yararlanabileceklerdir. Böylece yardımlar, asgari ücret ve asgari emeklilik maaşı gibi diğer asgari ödemelerden daha değerli bir hale gelebilecektir. Yardımların bu işleyişi, çalışmayı vazgeçirici bir etken olmakta ve sistemin kötüye kullanılmasını teşvik edebilmektedir. Sosyal Tarafların Önerileri Hükümetle tartışmalarında sosyal taraflar tarafından önerilen model, yoksulluk riskinde yer alan bir hane halkındaki her kişi için şahsi ağırlıkların geliştirilmesi ve benimsenmesini varsayımına dayanmaktadır. Böylece, hane halkındaki her kişi, kendi kişisel oranı ile sisteme dâhil edilecektir ve her hane halkı, yoksulluk düzeyine göre gelir yardımı alacaktır; sadece yoksulluk eşiğinin altındaki hane halkı, riskli olarak kabul edilecek ve gelir desteği alacaktır. Değişimin önemli bir unsuru, modelin birçok yardım almak için bu hane halkı gelirini geliştirmesi-

SAYI 16 SAYFA 9 geliştirmesinin mümkün olmayacağıdır: diğer bir deyişle hane halkının kişisel ihtiyaçları temelinde, tüm yardım geliri bütçesi içerisinde parasal veya ayni yardım almaya hak kazanacaktır. Bu sosyal yardım yaklaşımı, toplumun belirli kesimlerini desteklemek yerine, herkesin ihtiyaçlarını göz önüne alarak hedefe yönelik ve kişisel müdahaleye izin verecektir. Tahminler, yeni modelin uygulanmasından sonra mali kaynaklardan önemli ölçüde tasarruf sağlanacağını göstermektedir. Bu model sayesinde tasarruf edilen fonlar, işgücü piyasasına yönelik daha olumlu bir tutumun oluşturulması, kişilerin yeteneklerinin ve mesleki eğitimi amaçlayan programların geliştirilmesi amacıyla kullanılması düşünülmektedir. Bulgaristan da resmi yoksulluk sınırının belirlenmesi; yoksullukla ilgili süreçlerin kontrol edilmesi ve yönetilmesi ile hükümetin sosyal politika etkinliğinin değerlendirilmesi için bir fırsat sağlayacaktır. Bu ise, en çok ilgiye ihtiyaç duyan gruplar için gerekli kaynağın ayrılmasını sağlayarak, bu grupların tanımlanması ve yoksulluktan en fazla etkilenen bölgelerin ve yoksulluğun nedenlerinin belirlenmesi anlamına gelmektedir. (AVRUPA ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ GÖZLEMEVİ) AVRUPA TOPLULUKLARI ADALAET DİVANININ EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET İLKESİ NE İLİŞKİN KARARI Avrupa Toplulukları Adalet Divanı (ATAD) kararına göre, işverenlerin kadınların daha düşük ücret almalarının, kadınların genellikle daha kısa olan hizmet sürelerinden dolayı daha az deneyim ve iş tecrübesine sahip olmaları nedeniyle olduğunu ispatlamaları gerekmektedir. AT Antlaşmasının 141. Maddesi, Her Üye Devlet, eşit iş ve eşit değerdeki iş için kadın ve erkek için eşit ücret ilkesinin uygulanması sağlar diyerek eşit işe eşit ücret ilkesi ni garanti altına almıştır. Bununla birlikte İngiliz Sağlık Müfettişi Bernadette Cadman ın erkek meslektaşları, aynı mesleki derecelere sahip olmalarına rağmen; Bernadette Cadman ın aldığı ücretten yılda 9,000 pound sterlin (yaklaşık 13,300 ) daha fazla almaktadırlar. Cadman, şaşırtıcı bir şekilde İngiltere deki işyerlerinde kadın-erkek eşitliğinin teşvik edilmesinden sorumlu olan İngiltere Sağlık ve Güvenlik Ajansında sağlık müfettişi olarak çalışmaktadır. Söz konusu Ajans, hizmet süresine göre ücret artış sistemi uygulamaktadır. Cadman Davasında, İngiltere Sağlık ve Güvenlik Ajansı Cadman ın daha düşük ücret almasını haklı olarak göstermeye çalışmaktadır; çünkü Cadman ın çocuklarını büyütmek için aldığı izin süresi, mesleki deneyim süresine dahil edilmemiştir. 2001 yılında Cadman, İş Mahkemesi nezdinde Sağlık ve Güvenlik Ajansına dava açmış ve dava, ilk aşamada lehine sonuçlanmıştır. Bunun üzerine Sağlık ve Güvenlik Ajansı, karara karşı temyiz yoluna başvurmuştur. İş Temyiz Mahkemesi, 1989 Yılı Danfoss Davası ile aynı çizgide karar vermiştir. Bu davada mahkeme eşit olmayan ücretin, farklı hizmet sürelerinden kaynaklandığını göz önüne alarak; Sağlık ve Güvenlik Ajansı lehine karar vermiştir. Bunun üzerine 2003 yılında Cadman, İş Temyiz Mahkemesinin

SAYFA 10 kararını, Yargıtay nezdinde temyize götürmüş ve İngiltere Fırsat Eşitliği Komisyonundan destek almıştır. Yargıtay, hizmet süresinin uzunluğunun ücretin tespitinde belirleyici faktör olmasının, kadınların erkeklere göre ortalama hizmet sürelerinin daha kısa olması nedeniyle, kadınlar üzerinde orantılı olmayan bir etkisinin olduğunu ortaya koymuştur. Yargıtay, hizmet süresinin uzunluğunun ücretin tespitinde belirleyici faktör olmasının, kadın ve erkek işçiler arasındaki ücret uçurumunda önemli bir rol oynadığını teyit etmiştir. Bir işçi, deneyiminin ve mesleki yeteneklerinin belirlenmesi için hizmet süresinin geçerli bir ölçüt olduğuna ilişkin şüphesini belirtmesi durumunda; işveren, işçinin neden geçerli bir ölçüt düşünmesi gerektiğini kanıtlamalıdır. Bu uçurumun var olmaya devam etmesi nedeniyle, Yargıtay ATAD a, Danfoss davasından doğan içtihat hukukunun hala geçerli olup olmadığını sormuştur. Söz konusu içtihat hukuku, Hizmet süresi kriterine başvurulması durumunda işverenin, özel bir gerekçe sunmasına ihtiyaç bulunmadığı üzerine kurulmuştur. ATAD, hizmet süresi kriterine başvurulmasının, işçilerin görevlerini daha iyi yerine getirmelerini olanaklı kılan kazanılmış deneyimlerin ödüllendirilmesi gibi meşru bir amaca ulaşmak için uygun olması nedeniyle; genel bir kural olarak işverenlerin, hizmet süresini ilave bir gerekçeye gerek kalmaksızın işçilerin ücret seviyelerinin belirlenmesinde kullanabileceğini hükme bağlamıştır. Bununla birlikte, hizmet süresine dayanan ücret rejimi, kadın ve erkek için eşit ücret ilkesine kesinlikle karşı değildir. Ancak bir işçi, deneyiminin ve mesleki yeteneklerinin belirlenmesi için hizmet süresinin geçerli bir ölçüt olduğuna ilişkin şüphesini belirtmesi durumunda; işveren, işçinin neden geçerli bir ölçüt düşünmesi gerektiğini kanıtlamalıdır. Her halükarda, zorunlu doğum izni çalışma süresi olarak sayılması gerekirken; alınan ek süreler, örneğin ebeveyn izni, çalışma süresinden sayılmamaktadır. Cadman, Guardian a davası hakkında şunları söylemiştir: Dava, tazminat kazanmak amacıyla değil; kadınlara erkek meslektaşlarından daha az ücret verilmemesi gerektiğini kabul edilmesi amacıyla açılmıştır. Avrupa Kadın Avukatları Birliği Başkanı Leena Linnainmaa, Times gazetesine şunları söylemiştir: Sadece erkeklerin daha fazla babalık izni alması durumunda, durum kadınlar için dahil adil olabilir. Birçok AB ülkesinde erkekler, bu hakka sahip olmalarına rağmen, bu hakkı kullanmamaktadır. Kadının analık izni kullanması, onun kariyeri açısından önemli bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Erkekleri, babalık izni almaları konusunda ve babalık izin hakkına ilişkin mevzuatı bulunmayan ülkelere de kanunlarını değiştirmeleri yönünde baskı uygulanmalıdır. (EURACTIV)

SAYI 16 SAYFA 11 AVRUPA TOPLULUKLARI ADALET DİVANI, ÇALIŞMA SÜRELERİNE İLİŞKİN İNGİLTERE NİN UYGULAMALARINA KARŞI KARARINI VERMİŞTİR Avrupa Toplulukları Adalet Divanı (ATAD), İngiltere nin Çalışma Süreleri Direktifinin uygulanmasını açıklayan rehberlerinin Topluluk hukukunu ihlal ettiğini 7 Eylül 2006 tarihinde karara bağlamıştır (C-484/04). Söz konusu karar, işçiler için günlük dinlenme süresinin bir hak olduğuna ve bundan vazgeçilemeyeceğine ilişkin Komisyonun görüşünü onayladığı için Komisyon tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. İşverenlerin, işçilerin dinlenmeleri için gerekli süreleri sağlamaları gerekmektedir bu konu, işçi sağlığı ve iş güvenliği meselesidir ve herhangi bir şey hiçbir biçimde bunun yerine geçemez. Çalışma Süreleri Direktifi çerçevesinde (2003/88/EC Sayılı Direktif, ihlalin başlangıcında ise 93/104/EC Sayılı Direktif) Üye Ülkelerin, her işçiye her 24 saatlik dönem için günlük asgari aralıksız 11 saat (Madde 3); her 7 günlük dönem için ise, asgari aralıksız 24 saat dinlenme süresi hakkı (Madde 5) verilmesini sağlayacak gerekli önlemleri almaları gerekmektedir. Bununla birlikte, Çalışma Süreleri Direktifi, Üye Ülkelere Kanunda belirtilen belli durumlarda belirli tür işçiler için bu kurallardan muaf tutulmasını sağlayacak esnek hükümleri de içinde barındırmaktadır (Madde 17). Örneğin, yönetim kademesinde çalışanlar ve aile çalışanları bu kuralın kapsamı dışında bırakılmıştır ve bunların çalışma süreleri ya kendileri tarafından belirlenmektedir veya bu sürelerinin ölçülmesi olanaklı olmamaktadır. Hastaneler, hapishaneler, havaalanları, basın ve medya, posta ve telekomünikasyon hizmetleri, gaz, su ve elektrik, araştırma-geliştirme, tarım ve şehir içi ulaşım hizmetleri gibi hizmetleri içeren faaliyetlerde çalışan kimseler, genel kuralda belirtilen günlük veya haftalık dinlenme sürelerinden yararlanmayabilirler; bununla birlikte bu tür çalışanlara, ulusal mevzuat, idari düzenlemeler veya toplu sözleşmeler aracılığıyla Direktifte belirtilen sürelere denk bir telafi dinlenme süresi sağlanması gerekmektedir. Aynı kural, demiryolu taşımacılığı, temizlik hizmetler, güvenlik hizmetleri veya vardiyalı çalışma faaliyetleri gibi Bu Direktiften muaf tutulabilecek sektörlerde çalışan kimseler için de geçerlidir. Diğer bir deyişle bu kimselerin de, telafi dinlenme sürelerinden yararlanması gerekmektedir. ATAD ın kararı, İngiltere nin işçilerin haftalık ortalama 48 saatten fazla çalışmasına izin veren bireysel çekilme kuralını (individual opt-out) etkilememektedir. (AVRUPA KO- MİSYONU)

SAYFA 12 KOMİSYONUN YAŞLANMA VE İSTİHDAMA İLİŞKİN RAPORU Yaşlı kimselere yönelik istihdam fırsatlarının artırılması ve onların istihdamda kalmasını sağlamak için ne yapılabilir? Geçenlerde yayınlanan Yaşlanma ve İstihdam Yaşlılara Yönelik İstihdam Fırsatlarının Artırılması ve Onların İstihdamda Kalmalarının Sağlanması İçin İyi Uygulamaların Tanımlanması adlı rapor, bu konuya eğilmektedir. Söz konusu rapor, iyi uygulama örneklerini yansıtmakta, kilit unsurları belirlemekte ve AB, ulusal, şirket ve kişisel düzeylerde yapılan eylemleri öneri olarak sunmaktadır. Çalışma, ayrıca hedeflerinden birisinin çalışma ömrünün uzatılması ve yaşlı kimselerin istihdam oranlarının artırılması olan Avrupa İstihdam Stratejisinin başarısını ölçmektedir. Rapor, Avrupa nın ekonomi ve istihdama ilişkin stratejilerinin temel amacının çalışma ömrünün uzatılarak, istihdamın artırılması olduğunu teyit etmektedir. 11 AB Ülkesinden ilham alarak; çalışma, Avrupa nın ekonomi ve istihdama ilişkin stratejilerinin temel amacının çalışma ömrünün uzatılarak, istihdamın artırılması olduğunu teyit etmektedir. Yaşama standartlarına, çalışma/aile dengesine zarar vermeden uygulamada bunun teşvik edilmesi veya ekonomik etkinlik, şirketlerin ve kuruluşların uygulanabilir yaklaşımlar bulmalarına bağlı bulunmaktadır. Araştırma, kamu ve özel sektörde çeşitli ekonomik faaliyetlere ilişkin 41 farklı kurumsal (şirket) örnek olay incelemesini kapsamaktadır. Analiz şunları kapsamaktadır: «Bu kuruluşların içinde çalıştığı ulusal kurumsal çerçevenin zayıf ve güçlü yönleri, «Sosyal taraflar, sivil toplum örgütleri ve ulusal veya bölgesel kararalıcılar tarafından üstlenilen girişimlerde seçilen iyi uygulama örnekleri. Örnek olay incelemelerinde yer alan kuruluşlar, farklı ekonomik koşullarda yaş yönetimi stratejilerini uygulamıştır. Uygulanan önlemler, başlıca şu alanları kapsamaktadır: çalışma örgütleri, hareketlilik yönetimi, kariyer gelişimi, yaşam boyu öğrenme, bilgi aktarımı, sağlığa ilişkin önlemler ve işten çıkarılan bir işçi için şirket tarafından iş bulmada sağlanan yardım. Bazı şirketler, bilinçli bir şekilde yaş yönetim programı geliştirirken; birçok şirket ise, böyle bir strateji olmaksızın aynı şeyi ilginç yaklaşımlarla gerçekleştirebilmektedir. Yaş yönetiminde sosyal tarafların rolü, müdahale edebildikleri düzey tarafından belirlenmektedir, örneğin makro düzeyde (üçlü müzakereler, karar-alıcıları etkileme süreci, devlet kurumlarının yönetim kurullarında temsil edilme) veya sektör, şirket veya işyeri düzeyinde toplu pazarlık aracılığıyla. (AVRUPA KOMİSYONU)

SAYI 16 SAYFA 13 AVRUPA DA SOSYAL DİYALOG: DEĞİŞİM İÇİN ORTAKLIK Avrupa Komisyonu, 12 Ağustos 2004 tarihinde Genişleyen Avrupa Birliği nde Değişim İçin Ortaklık başlıklı bir Tebliği kabul etmiştir (COM(2004) 557 final). Bu belge, Avrupa düzeyinde sosyal diyalog konusunda ana çerçeveyi çizmektedir. Komisyon, Neden Sosyal Diyalog Konusunda Bir Tebliğ Yayınlamıştır? Avrupa nın bilgiye dayalı bir topluma doğru ilerlemesinden dolayı, Avrupa da büyük ekonomik değişimler yaşanmaktadır ve bu değişimlerin önceden tahmin edilmesi ve kontrol edilebilmesi amacıyla, etkin araçlara ihtiyaç bulunmaktadır. Yaşanan temel dönüşümler, Avrupa nın çalışma şeklini, istihdam profilini ve AB işgücü piyasasının nasıl işlediğine dair geleneksel düşünceyi değiştirmektedir. Sorun, değişimin her boyutunu (ekonomik, sosyal ve çevre) olumlu olarak kontrol edilmesi amacıyla işte kalitenin geliştirilmesidir. Bu nedenle AB ekonomilerinde işçilerin, işletmelerin ve sektörlerin uyum yeteneğinin güçlendirilmesi ihtiyacı, en önemli konu olmaktadır. Sosyal diyalog, Avrupa toplumunda ve Avrupa da yönetişimin geliştirilmesinde çok önemli bir rol üstlenmektedir. İşyeri gerçekliklerine olan yakınlıkları nedeniyle, sosyal taraflar iş dünyasındaki sorunlara çözüm bulmada en iyi konuma sahip bulunmaktadır. Bu yüzden sosyal taraflar, Avrupa Birliği nin 2010 yılında dünyanın en rekabetçi bilgiye dayalı ekonomisi olmaya ilişkin Lizbon hedefine ulaşmasına yardımcı olmada kilit bir rol üstlenmektedir. Lizbon Gündeminin uygulanmasını destelemek amacıyla, 2004 yılında Avrupa Konseyi Lizbon hedeflerinin gerçekleştirilmesi için çabaların artırılması gerektiğini vurgulamış ve hem AB hem de ulusal düzeyde sosyal taraflarla ortak çalışma kültürünün olumlu deneyimlerine dayanan değişim için ortaklık yoluyla acil önlemler alınması için çağrıda bulunmuştur. Mart 2004 tarihinde toplanan Üçlü Sosyal Zirvede sosyal taraflar, gerekli reformların etkili şekilde uygulanmasını sağlamak amacıyla ekonomik büyüme ve rekabet edebilirliğe ilişkin sorunların çözülmesine ve mevcut işbirliği uygulamalarının artmasının önemine yönelik en iyi yol olarak ortaklığı vurgulayarak, değişim için ortaklık düşüncesini teyit etmiştir. AB ye yeni üye olan ülkelerdeki büyük çaplı yeniden yapılanma süreçleri, değişimin konsensüse dayalı bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla, işbirliğini daha önem kazandırdığından dolayı; AB nin son genişleme süreci, sosyal diyaloğa olan ihtiyacı hiç olmadığı kadar artırmıştır. Bununla birlikte genişleme süreci, bu ülkelerdeki sosyal diyalog konusunda yaşanan zayıflıklardan dolayı (özellikle ulusal ve sektörel düzeylerde özerk ikili sosyal diyaloğun az gelişmiş yapısı), önemli bir sorun olarak da ortaya çıkmaktadır. Avrupa nın karşılaştığı bu sorunlardan dolayı Tebliğ, 2003 yılında Kasım ayında yayınlanan İstihdam Görev Gücünün raporuna tanımlanan başlıca üç sorun alanına ilişkin üzerinde anlaşmaya varılmış çözümlere ulaşmak için sosyal diyaloğa başvurmaktadır: «uyum yeteneğinin geliştirilmesi, «beşeri sermayeye ve iş kalitesine yatırım yapılması, «daha fazla insanın işgücü piyasasına girmesi.

SAYFA 14 Bu Tebliğde Komisyonun Sosyal Taraflara Yönelik Mesajı Nedir? Şimdiye kadarki sosyal diyaloğun sonuçları ile daha özerk bir diyaloğun gerçekleştirilmesi ve daha fazla sorumluluk alınmasına yönelik sosyal tarafların isteklerinden dolayı Komisyon, memnuniyetini dile getirmektedir. Bununla birlikte, özellikle etkinliğinin geliştirilmesi konusunda sosyal diyalog, belirli birtakım sorunlarla karşılaşmaktadır. Ulusal sosyal tarafların aktif katılımı, gerçekten yaşayan bir Avrupa endüstri ilişkiler sisteminin yaratılması için eskisinden çok daha önemlidir. Örneğin, tele çalışma ve işyerinde strese ilişkin antlaşmalar, ulusal düzeyde değişik sektörlerdeki sosyal tarafların aktif katılımını gerektirmektedir. Ulusal düzeyde endüstri ilişkileri kalitesinin yüksekliği ile AB düzeyinde metinlere aktif olarak girdi sağlayacak ve bunların uygulanmasını izleyecek siyasi kararlığı ve teknik kapasiteye sahip aktörler, önem arz etmektedir. Söz konusu Tebliğ, sosyal tarafların ulusal düzeydeki sosyal taraf örgütlerinin idari kapasitesini güçlendirilmesi çabalarını sürdürmesini teşvik etmektedir (örneğin Avrupa Sosyal Fonu tarafından sağlanan yardımlar aracılığıyla). Anılan Tebliğ, ayrıca AB, ulusal ve şirket düzeylerinde daha iyi sektörler arası ilişkilerin ve sektörel işbirliğinin gelişmesini de teşvik etmektedir. Son olarak, hem ulusal seviyedeki sosyal tarafların hem de kamuoyunun sosyal diyalog konusundaki bilgisinin yetersiz olmasından dolayı, sosyal diyaloğun şeffaflığının ve bu konudaki farkındalığın artırılması önemli olacaktır. Örneğin, kaç kişi Avrupa düzeyinde yapılan antlaşmadan kaynaklanan ebeveyn izin hakkını bilmektedir? Bundan dolayı Tebliğ, Komisyon tarafından desteklenmek suretiyle sosyal taraflar tarafından farkındalığı artırılması yönelik eylemlerine ihtiyaç olduğunu vurgulamaktadır. Komisyon, bu konuya ilişkin bütün üye ülkelerde farkındalık artırma seminerleri düzenlemektedir. Neden Sosyal Diyalog Önemlidir? Avrupa sosyal modeli, sosyal diyalog ihtiyacı üzerine büyük bir vurgu yapmaktadır ve 21. yüzyılda iş ilişkileri modern bir sisteme dayanmadan ve önleyici tedbirler alarak değişimi kontrol edecek etkin stratejiler üretmeden ekonomilerin başarılı olamayacağı geniş şekilde kabul görmektedir. Gerçekten de sosyal diyaloğun önemi, sadece Avrupa düzeyinde değil; küresel düzeyde de G-8, Küreselleşmenin Sosyal Boyutuna İlişkin Uluslararası Çalışma Örgütünün Dünya Komisyonu tarafından da kabul edilmektedir. Avrupa Birliği nin kuran antlaşmalar, istihdam ve işyerine ilişkin konularda sosyal taraflara ayrıcalıklı bir konum vermektedir. Antlaşma, herhangi bir mevzuatın önerilmesinden önce, ikili bir danışma süreci ortaya koymaktadır. Gerçekten, bu hükümler Avrupa eylemine ihtiyaç duyulan konularda çözüm bulunması amacıyla sosyal tarafları birlikte çalışmak için teşvik etmektedir. Avrupa Birliği nin gurur duyduğu bir sosyal diyalog sistemi bulunmaktadır. Bununla birlikte, bunun daha da geliştirilmesi gerekmektedir. Umut verici bir şekilde bu Tebliğ, gelecek yıllarda sosyal tarafların önemli rollerini yerine getirmede yardımcı olmak için önemli bir temel teşkil edecektir.

SAYI 16 SAYFA 15 Sosyal Diyalog, Ne Yapmaktadır? Ne Gibi Somut Sonuçları Bulunmaktadır? Sosyal diyalog, Avrupa düzeyinde işçileri ve işverenleri temsil eden sosyal taraf örgütleri (sendikalar ve işveren örgütleri) tarafından ortaya koyulan tartışmalar, danışma süreçleri, müzakereler ve ortak eylemlere ilişkin bir kavramdır. Sosyal diyalog, ayrıca karşılıklı öğrenmeyi teşvik etmek suretiyle farklı Üye Ülkelerde sosyal taraflar arasında deneyimlerin ve iyi uygulama örneklerinin paylaşılmasını kolaylaştırmaktadır. Avrupa daki sosyal taraflar, farklı formatlarda 300 ün üzerinde ortak belge kabul etmişlerdir. Ortak görüşler gibi bazı belgeler, AB politikaları konusunda siyasi pozisyonlarını kapsamakta ve Avrupa kurumlarını ve/veya ulusal kamu kurumlarını hedef almaktadır. Belki de daha önemli olarak, bazı belgeler, Konsey kararı ile uygulanmakta olan ebeveyn izni (1995), kısmi zamanlı çalışma (1997) ve belirli süreli çalışma (1999) gibi antlaşmaları kapsamaktadır. Bu antlaşmalar, bu kategorilerde çalışan işçiler için belirli asgari haklar sağlamaktadır. Tele çalışma (2002) ve yakın geçmişte sonuçlanmış olan işyerinde stres (Mayıs 2004 imza aşamasında) gibi diğer belgeler, ulusal endüstri ilişkileri sistemi ve uygulamaları çerçevesinde sosyal taraflar tarafından uygulanmaktadır. Bu özerk antlaşmalarda sosyal taraflar, verilen tarihe kadar belirli taahhütleri uygulamak ve izlemekle sorumlu bulunmaktadır. İdari kurallar ve rehberler gibi diğer belgeler ise, kuruluş standartları ve ilkelerine ilişkin sosyal tarafların üyelerine önerilerde bulunmaktadır. Buna ilişkin bazı örnekler şunlardır: tele çalışmada bulunan işçilerin çalışma koşullarına ilişkin rehber (ticaret ve telekomünikasyon), yaşlı ve özürlülerin istihdam edilmesine ilişkin rehber (ticaret); şirketlerin arz zincirini de kapsayacak şekilde belirli sektörlerde insan onuruna yakışır çalışma koşulları ve kolektif sosyal sorumluluğun geliştirilmesine ilişkin idari kurallar (şeker, tekstil, deri, ayakkabı, ticaret ve ağaç işleri). Diğer belgeler, sosyal tarafların çalışmayı kabul ettikleri öncelikleri tanımlamaktadır, örneğin yaşam boyu öğrenmede (sektörler arası, tarım, bankacılık ve elektronik). Sosyal taraflar, ayrıca şirketlerde en basit düzeyde herkesin kullanımına yönelik mesleki eğitim materyalleri ve el kitapçıkları gibi çok pratik araçlar üretmektedir. Komisyonun Geliştirmeyi Düşündüğü Sektörler Arası İşbirliği Türlerine İlişkin Örnek Bulunmakta Mıdır? Sosyal diyalog, Avrupa düzeyinde işçileri ve işverenleri temsil eden sendikalar ve işveren örgütleri tarafından ortaya koyulan tartışmalar, danışma süreçleri, müzakereler ve ortak eylemlere ilişkin bir kavramdır. Elektrik, yerel ve bölgesel hükümet sektörleri, kendi sektörlerinde tele çalışma konusunda sektörler arası anlaşmanın uygulanmasını sağlamayı ve izleme faaliyetlerinin yürütülmesi sorumluluğunu üstlenmektedirler. Diğer sektörler, bu konuda kendi çalışmalarında yaşam boyu öğrenme konusunda sektörler arası eylem planı ortaya koymuşlardır. İşbirliğinin artmasını sağlayacak diğer bir seçenek, Avrupa nın sektörel sosyal taraflar ile giderek artan Avrupa çalışma konseyleri arasındaki etkileşimin artırılması yoluyla gerçekleştirilebilir. Bu Tebliğin Amacı, Ulusal Endüstri İlişkileri Sistemlerinin Nihai Olarak Uyumlaştırılması Mıdır? Hayır. Komisyon, üye ülkelerin endüstri ilişkileri sistemlerinin farklılıkların tam olarak kabul etmektedir. Tebliğin amacı, Lizbon Stratejisi bağlamında sosyal tarafların çabalarının desteklenmesidir.

SAYFA 16 Bununla birlikte, Avrupa toplumları ekonomik ve sosyal sorunlarla karşılaşmaktadır ve ulusal düzeyde çözülemeyen bu sorunların çözümüne, Avrupa düzeyinde deneyimlerin ve iyi uygulama örneklerin paylaşılması, ekonomik bütünleşmenin bir sonucu olarak gerekli olan her alanda koordinasyonun sağlanması yoluyla yardımcı olunabilir. Avrupa düzeyinde yapılan bu çalışmalar, bundan dolayı farklı düzeylerdeki endüstri ilişkiler sistemleri arasında etkileşimi sağlamakta ve ulusal endüstri ilişkileri tamamlayıcı bir rol üstlenmektedir. Sosyal Diyalog Yeni Üye Olan 10 Ülkede Zayıf Olduğundan, Genişleme Sosyal Diyaloğu Zayıflatacak Mıdır? Sosyal diyaloğun bu ülkelerde görece zayıf olduğu doğrudur. Aslında ikili sosyal diyalog yeni bir konudur ve AB 15 ülkelerinde oldukça yaygın olan sektörel diyaloğa sıkça rastlanmamaktadır. Sendikalara üyelik azalmaktadır ve özerk işveren örgütleri geleneği bulunmamaktadır. Yeni üye ülkelerde ikili sosyal diyaloğun zayıf olmasına karşın, yaşanan ekonomik değişimin boyutları ve bu durumu konsensüse dayalı bir biçimde yönetme gereği nedeniyle her zamankinden daha fazla bir sosyal işbirliğine ihtiyaç bulunmaktadır. Sosyal taraflarca önemli gayretler gösterilmiştir ve gösterilmektedir. Önemli bir gelişme de kaydedilmiştir; ancak, daha ileri bir gelişme zaman alacaktır. AB üyeliği ve yeni üye ülkelerdeki sosyal tarafların AB sosyal diyalog mekanizmalarına ve Avrupa çalışma konseylerine katılımlarının, hızlandırıcı etkisi olacağı umulmaktadır. Bu ülkelerdeki sosyal tarafların, geçiş döneminde işlerini kolaylaştırmak amacıyla, yaygın olarak kullanılan üçlü (sanayinin iki tarafı ve devlet) mekanizmalarda olumlu bir tecrübesinin olduğu da belirtilmelidir. Sosyal Tarafları Genişlemeye Hazırlamak İçin Neler Yapılmıştır? Avrupa düzeyindeki sosyal taraflar, yeni üye ülkelerdeki sosyal tarafları üye olarak kabul etmiş ve çeşitli girişimler (Varşova ve Bratislava daki ortak konferanslar, işveren yuvarlak masa toplantıları, entegrasyon komiteleri ve iş geliştirme programları) bu ülkelerde sosyal diyaloğa ilişkin bilincin ve anlayışın artırılmasına katkıda bulunmuştur. Bu çabalar, devam etmektedir. Komisyon, bu ülkelere genişleme sürecinde sosyal diyaloğun önemini sürekli olarak vurgulayan siyasi mesajlar vermekte ve bazı PHARE programları bu ülkelerde ikili sosyal diyaloğun kurulmasına yardımcı olacak biçimde şekillendirilmektedir. Ancak, sonuçları görmek için henüz çok erkendir. Son olarak, Komisyon, sosyal diyaloğa verdiği önemin ışığında, İstanbul da 12 Kasım 2006 tarihinde, üç aday ülkenin (Bulgaristan, Romanya ve Türkiye) sosyal diyalog konusunda ilk kez tecrübelerini paylaşacakları bir konferans düzenlemektedir.

SAYI 16 SAYFA 17 Komisyon Sosyal Taraflara Nasıl Bir Mali Yardım Desteği Sağlamaktadır? Komisyon, sosyal tarafların çabalarını, sosyal diyalog bütçe kalemindeki mali yardım desteği de dahil olmak üzere çeşitli yollarla desteklemektedir. Komisyon, sosyal diyaloğa ilişkin hem doğrudan hem de dolaylı mali destek sağlamaktadır. Lojistik destek olarak, Komisyon sosyal diyalog toplantılarının masraflarını doğrudan karşılamaktadır. Dolaylı olarak ise, sosyal diyalog faaliyetlerine ve endüstri ilişkilerine mali destek sağlanan üç bütçe kalemi bulunmaktadır. «Endüstri ilişkileri ve sosyal diyalog (2004 te 12.625.000 Eurosu teklife çağrılar yoluyla olmak üzere 14.850.000 Euro). Bu tutarın en az yüzde ellisi sosyal diyalog için ayrılmıştır. «Çalışan örgütlerine yönelik bilgilendirme ve eğitim faaliyetleri (2004 te 3.565.000 Eurosu teklife çağrı yoluyla olmak üzere 13.200.000 Euro). «İşyeri temsilcilerine yönelik bilgilendirme, katılım ve danışma faaliyetleri (2004 yılında tamamı teklife çağrı yoluyla olmak üzere 7 milyon Euro). Sosyal taraflar ayrıca Komisyonun eğitim, mesleki eğitim ve sağlık ve güvenlik bütçe kalemleri altındaki hibelerde de başvurabilirler. Aslında, çok sayıda sektör, eğitim materyallerini bu hibelerin yardımıyla hazırlamıştır. Ayrıca, yeni ESF tüzüğüne ilişkin yeni teklif, Uyum hedefi altındaki ESF kaynaklarının en az % 2 sinin kapasite artırma faaliyetleri ile özellikle çalışanların ve işletmelerin uyum kapasitelerinin artırılmasına yönelik olarak sosyal taraflarca ortaklaşa yürütülecek faaliyetlere ayrılmasına imkan verecektir. (AVRUPA KOMİSYONU)

SAYFA 18 33. SEKTÖREL SOSYAL DİYALOG KOMİTESİ KURULMUŞTUR Hastane sektöründe çalışan işçi ve işveren temsilcileri, Avrupa Kamu Hizmeti Sendikaları Federasyonu (EPSU) ve Avrupa Hastane ve Sağlık Hizmetleri İşverenleri Birliği (HOSPEEM), Avrupa Komisyonunun desteğiyle 33. sektörel sosyal diyalog komitesini başlatmıştır. Giderek artan sayıda sektör, Avrupa düzeyindeki daha iyi yönetişime katkıda bulunacak şekilde bu ortaklık yaklaşımında kapsanmaktadır. Hastane sektöründe çalışan işçi ve işveren temsilcileri, Avrupa Komisyonunun desteğiyle 33. sektörel sosyal diyalog komitesini başlatmıştır. Geçtiğimiz beş yıl boyunca EPSU ve HOSPEEM, Avrupa Komisyonunun desteğiyle AB düzeyinde bu sektörel sosyal diyaloğun düzenlenmesi için çalışmıştır. Yeni kurulan komite, sağlık sektöründe AB politikalarının sosyal, ekonomik ve istihdama ilişkin sonuçlarını izleyecektir. Söz konusu komite, ayrıca Avrupa daki hastanelerde demografik, teknolojik ve yapısal değişimlerin istihdamı nasıl etkilediğini inceleyecektir. Somut olarak ise komite, sosyal politika konusunda Komisyon tarafından başlatılan danışma sürecine sosyal tarafların katkı vermelerini sağlayarak, onların hastane sektörünü etkileyen AB politikalarına resmi olarak doğrudan girmelerini olanaklı kılacaktır. Bu ise, sosyal tarafların temsil ettikleri 3.000.000 işçinin gerçekten yarar sağlayacağı Avrupa Antlaşmaları imzalanması için zemin hazırlayacaktır. Sosyal taraflar, sosyal sorumluluk ve gerçekçi aktif yaşlanma önlemleri değerlerine dayanan hastane hizmetlerinin kalitesinin artırılmasına kendini adamıştır. Açılış töreni toplantısında sosyal taraflar, komitenin tüzüğünü ve hastane sektöründe personelin işe alınması, hastane işgücünün yaş profili ve bu sektördeki işgücünün yeni beceri gereksinimleri gibi alanları kapsayan 2006-2007 yılı ilk çalışma programını kabul edeceklerdir. (AVRUPA KOMİSYONU) SOSYAL DİYALOG PROJESİ: KIDEMLİ UZMAN EĞİTİMİ Bakanlığımızın yürütmekte olduğu Türkiye de Yenilik ve Değişim İçin Sosyal Diyalogun Güçlendirilmesi Projesi kapsamında gerçekleştirilen Kıdemli Uzman Eğitimi nin ilk kısmı 11-15 Eylül 2006 tarihlerinde iki grup halinde gerçekleştirilmiştir. Eğitimin ilk bölümünde; Avrupa Birliği, ILO ve Türkiye de sosyal diyalog mekanizmaları ve sosyal diyalog için müzakere-iletişim becerileri anlatılmıştır. 20-22 Eylül 2006 tarihlerinde gerçekleştirilen eğitimin ikinci bölümünde ise; AB Yaklaştırma Süreci ve sosyal diyalog, Türkiye istihdam politikası, devlet ve sosyal tarafların rolü, örnek olay incelemesi, sosyal tarafların istihdam politikalarının tasarlanması, uygulanması ve değerlendirilmesine olan katılımı, katılımcıların ayrı ve bağımsız sunumları ile grup içi açık tartışmalar, sosyal diyalog kültürünün tesisi açısından uzmanların beklenen proje faaliyetleri hakkındaki görüşleri değerlendirilmiş ve paylaşılmıştır. Eğitimin sonunda katılımcılara sertifika verilmiştir.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI AVRUPA BİRLİĞİ KOORDİNASYON DAİRESİ BAŞKANLIĞI Adres: İnönü Bulvarı No: 42 06100 Emek/ANKARA Telefon: 0 (312) 212 56 12 Faks: 0 (312) 212 11 48 E-posta: calisab@csgb.gov.tr Hazırlayan: AB Uzman Yrd. Çağatay HALAT ab.calisma.gov.tr