DUYURU 5520 SAYILI KURUMLAR VERGİSİ KANUNU Sayı: 2006/019 Tarih: 22 / 06 / 2006 Değerli müşterimiz, 21.06.2006 tarih ve 26205 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5520 sayılı kurumlar vergisi kanununa ilişkin ilk planda bilinmesi gereken hususlar aşağıdaki gibidir. Kanunun uygulanmasına ilişkin maliye yorumları tebliğle getirilecek olup o noktada daha ayrıntılı bilgi sunulacaktır. A. DEĞİŞTİRİLEN HÜKÜMLER : Kurumlar Vergisi ve Geçici Vergi Oranı (Md 32) Kurumlar Vergisi Oranı %20 ye indirilmektedir. Geçici vergi oranı olarak cari dönemin Kurumlar vergisi oranı (% 20) uygulanacaktır. Ancak, yatırım indirimi istisnası hakkı kullanılırsa, Kurumlar vergisi oranı (% 30) olarak uygulanacaktır. Örtülü Sermaye (Md 12) Bu kapsamda ortaklar ve ortakların ilişkili olduğu kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak alınan borçların ilgili mali yıl içinde herhangi bir tarihte öz sermayenin üç katını aşan kısmı örtülü sermaye sayılmaktadır. Örtülü kazanç dağıtımı (Md 13) İlişkili kişiler ile emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım veya satımında bulunulması halinde kazanç kısmen veya tamamen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılmaktadır. Yurtdışı iştirak kazançları istisnası (Md 5/1/b) Değişen madde metni ile istisnadan yararlanmak için yurtdışı iştirakteki en az pay oranı %25 den %10 a düşürülmektedir. Ayrıca; İştirak hissesini elde tutma süresi iki yıldan bir yıla indirilmektedir. Yurtdışı iştirakin ilgili ülkede tabi olması gereken asgari vergi oranı %20 den %15 e düşürülmektedir. Yurtdışı iştirakin kazançlarının en az %75 inin ticari, zirai veya serbest meslek kazancı niteliğindeki kazançlardan oluşması şartı kaldırılmaktadır. Karın, kazancın elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye ye getirilmesi şartı ile yurtdışı iştirakin anonim veya limited şirket mahiyetinde olma şartı yeni kanunda da korunmuştur. Yukarıda belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde yurtdışı iştiraklerden elde edilen kar payları kurumlar vergisinden istisna olacaktır.
Yurtdışı iştirak kazançları satış kazancı istisnası (Md 5/1/c) Kazancın elde edildiği tarih itibariyle devamlı olarak en az bir yıl süre ile nakit varlıklar dışında kalan aktif toplamının %75 veya daha fazlasının kanuni ve iş merkezi Türkiye de bulunmayan anonim veya limited şirket niteliğindeki şirketlerin sermayesine en az % 10 oranında iştirakten oluşan tam mükellefiyete tabi anonim şirketlerin en az iki tam yıl süre ile elde tuttukları yurtdışı iştirak hisselerinin satışından doğan değer artış kazançları da vergiden istisna edilmektedir (Md: 5/1/c). Yurtdışı inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerin yapılabilmesi için ilgili ülke mevzuatına göre şirket kurulması gereken durumlarda yukarıda belirtilen şartlar aranmaksızın iştirak kazançları istisnası uygulanacaktır. İştirak hissesi ve gayrimenkul satışlarında istisna (Md: 5/1/e) İstisnadan yararlanmak için karın sermayeye ilave etme şartı kaldırılmakta ve karın en az beş yıl süreyle özel bir fon hesabında tutulması şartı getirilmektedir. Kanun maddesi ile kurucu senetleri ve intifa senetleri de istisna kapsamına alınmış olup, daha önce kazancın tamamına uygulanan istisna yeni düzenlemeyle kazancın %75 i ile sınırlanmıştır. İstisna satışın yapıldığı dönemde uygulanmaktadır. İki yıl içinde satış bedeli tahsil edilmez veya ilgili kazanç özel fondan çekilir veya sermayeye ilave dışında başka bir hesaba aktarılırsa istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılmaktadır. Devir ve bölünme suretiyle devralınan taşınmazlar ve iştirak hisselerinin iki yıllık elde tutma süresinin hesabında devir olunan veya bölünen kurumda geçen süreler de dikkate alınmaktadır. İstisna ve muafiyetler (Md 4 ve 5) 1. Tüketim ve taşıma kooperatiflerinde muafiyet kaldırılmaktadır. Yapı kooperatiflerindeki istisnanın devamı açısından da bu tür kooperatiflerin kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında inşaatı üstlenen kişi ve kuruluşlarla bağlantılı kimselerin olmaması şartı getirilmiştir. Bu şarta uyum için bu kooperatiflere 2006 sonuna kadar süre tanınmaktadır. 2. Rüçhan hakkı kupon satışından elde edilen kazançlarda istisna kaldırılmakta olup, istisna iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan rüçhan hakkının satışından, iştirak ve gayrimenkul satış kazancı istisnası için getirilen şartların gerçekleşmesiyle, elde edilen kazancın %75 ine uygulanmaktadır. 3. Portföyü Türkiye'de kurulu borsalarda işlem gören altın ve kıymetli madenlere dayalı yatırım fonları veya ortaklıklarının portföy işletmeciliğinden doğan kazançları kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. 4. İştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderlerinin kurum kazancından indirilebileceği hüküm altına alınmıştır. Tasfiye (Md 17) Kanun metninde tasfiyeden vazgeçilmesi halinde yapılacak işlemler düzenlenmektedir. Ayrıca tasfiye beyannamesinin verilme süresi 15 günden 30 güne çıkarılmakta ve tasfiyeye ilişkin hükümler bir araya toplanmaktadır. Bölünme (Md 19) Getirilen yeni düzenleme ile kısmi bölünmede işletme bütünlüğü korunacak şekilde devredilen aktif kıymetlerle ilgili pasif kalemlerin de devri zorunlu hale getirilmektedir. Bunun dışında iştirak hisseleri kısmi bölünmeye konu edilebilmesi için iki tam yıl süre ile elde tutulması şartı getirilmiştir. Ayrıca kısmi bölünmede devredilen varlıklara karşılık edinilen devralan şirket hisselerinin, devreden şirkette kalabileceği gibi doğrudan bu şirketin ortaklarına da verilebileceği ve taşınmazların ve iştirak hisselerin devrinde, devralan şirketin hisselerinin devreden şirketin ortaklarına verilmesi halinde, devredilen taşınmaz ve iştirak hisselerine ilişkin borçların da devredilmesi gerektiği öngörülmüştür.
Kısmi bölünmede devralan şirketin bölünen kurumun borçları için sorumluluğu devraldığı kıymetlerin emsal bedeli ile sınırlandırılmaktadır. Devir ve bölünme hallerinde beyanname verme süresi 15 günden 30 güne çıkarılmaktadır. Beyanname verme süresinin başlangıcı, devir veya bölünmenin Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği tarih olarak tespit edilmiştir. Devir ve tam bölünme işlemlerindeki zarar mahsubunda yapılan yeni düzenlemeyle, devir işlemlerinde mahsup edilecek zarar miktarı devralınan kurumların devir tarihi itibariyle özsermaye tutarını geçemeyecektir. Ayrıca tam bölünme işlemlerinde de mahsup edilecek zarar miktarı bölünen kurumdaki öz sermayenin devralınan kısmını geçemeyecek ve devralınan kıymetle orantılı olacaktır. Devir ve tam bölünme hallerinde zarar mahsubu için ayrıca aşağıdaki şartlar aranacaktır: o o Son 5 yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamelerinin kanunî süresinde verilmiş olması, Devralınan kurumun faaliyetine devir veya bölünmenin meydana geldiği hesap döneminden itibaren en az 5 yıl süreyle devam edilmesi. Beyanname verme ve ödeme süresi (Md 14/3) Yıllık kurumlar vergisi beyannamesi hesap döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmi beşinci gününe kadar verilebilmektedir. Ödeme ise beyannamenin verildiği ayın sonuna kadar yapılabilmektedir. Vergi Kesintisi (Md 15 ve 30) Yapılan düzenlemeyle, kamu idare ve kuruluşları, iktisadi kamu kuruluşları, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin; kurumlara avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben yaptıkları ve maddede sayılan ödemeler üzerinden istihkak sahiplerinin kurumlar vergisine mahsuben % 15 oranında kesinti yapmaları hükme bağlanmıştır. İlgili maddenin (a) fıkrasında, Gelir vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hak ediş ödemeleri de dâhil edilmiştir. Buna göre % 5 olarak uygulanan kesinti oranı, yeni Kanunla beraber % 15 olarak uygulanmaya başlanacaktır. Ancak; Bakanlar Kurulu nun söz konusu oranı makul bir seviyeye çekeceği düşüncesindeyiz. B. GETİRİLEN YENİ HÜKÜMLER : Kontrol edilen yabancı şirket (Md 7) Yabancı ülkelerde kurulmuş olup, tam mükellef kurumların ve gerçek kişilerin doğrudan veya dolaylı olarak ayrı ayrı ya da birlikte sermayesinin veya kar payının ya da oy kullanma hakkının en az %50 sine sahip olmak suretiyle kontrol ettikleri kurumlar, aşağıdaki koşulların birlikte sağlanması halinde kontrol edilen yabancı kurum sayılmaktadırlar: a) İştirakin toplam gayrisafî hasılatının % 25 veya fazlasının faaliyet ile orantılı sermaye, organizasyon ve eleman istihdamı suretiyle yürütülen ticarî, ziraî veya serbest meslek faaliyeti dışındaki faiz, kâr payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış geliri gibi pasif nitelikli gelirlerden oluşması. b) Yurt dışındaki iştirakin ticarî bilânço kârı üzerinden % 10'dan az oranda gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması.
c) Yurt dışında kurulu iştirakin ilgili yıldaki toplam gayrisafi hâsılatının 100.000 YTL karşılığı yabancı parayı geçmesi. Yukarıdaki şartların gerçekleşmesi durumunda yurt dışında kurulu iştirakin elde etmiş olduğu kâr, yurt dışı iştirakin hesap döneminin kapandığı ayı içeren hesap dönemi itibarıyla tam mükellef kurumların, kurumlar vergisi matrahına hisseleri oranında dahil edilecektir. Kontrol oranı olarak, ilgili hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte sahip olunan en yüksek oran dikkate alınacaktır. Kontrol edilen yabancı kurumların, bu maddeye göre daha önce Türkiye de vergilenen kazançlarını sonradan dağıtmaları halinde bu kazançlar Türkiye de vergiye tabi tutulmamaktadır. Dağıtılan kazancın daha önce Türkiye de vergilenmemiş kısmı vergiye tabi olmaktadır. Kontrol edilen yabancı kurumun kazançları üzerinden ilgili yabancı ülkede ödediği vergiler aynı kazanç üzerinden Türkiye de hesaplanan vergiye mahsup edilmektedir. Vergi Cennetleri ile Mücadele (Md 30/6) Kazancın elde edildiği ülke vergi sisteminin, Türk vergi sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkânı sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişimi hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle Bakanlar Kurulunca ilan edilen ülkelerde yerleşik olan veya faaliyette bulunan kurumlara (tam mükellef kurumların bu nitelikteki ülkelerde bulunan iş yerleri dâhil) nakden veya hesaben yapılan veya tahakkuk ettirilen her türlü ödemeler üzerinden, bu ödemelerin verginin konusuna girip girmediğine veya ödeme yapılan kurumun mükellef olup olmadığına bakılmaksızın % 30 oranında vergi kesintisi yapılır. Ancak; Emsaline uygun fiyatlarla satın alınan mal ve iştirak hisseleri için yapılan ödemeler, emsaline uygun fiyatlarla deniz ve hava ulaştırma araçlarının kiralanması için yapılan ödemeler ile yapılan işin tamamlanabilmesi bakımından zorunluluk arz eden geçiş ücreti, liman ücreti gibi ödemeler üzerinden yapılacak kesinti oranını; her bir ödeme türü, faaliyet konusu ya da sektör itibarıyla ayrı ayrı belirlemeye, sıfıra kadar indirmeye veya kanunî seviyesine kadar getirmeye Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır. Yurtdışındaki finans kuruluşlarından temin edilen borçlanmalara ilişkin ana para, faiz ve kâr payı ödemeleri ile sigorta ve reasürans ödemeleri üzerinden bu fıkra uyarınca vergi kesintisi yapılmayacağı ve bu maddeye göre vergi kesintisine tâbi tutulan ödemeler, Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarına göre ayrıca vergi kesintisine tâbi tutulmayacağı belirtilmiştir. Bu şekilde kesintiye tabi tutulan kazançların kontrol edilen yabancı şirket kapsamında Türkiye de vergilenmesi halinde, bu maddeye göre stopaj suretiyle kesilen verginin aynı kazanç üzerinden Türkiye de ödenecek kurumlar vergisinden mahsubuna izin verilmektedir. Masraf Dağıtımı (Md 22/3/b) Getirilen düzenlemeyle, dar mükellefiyete tabi kurumların Türkiye'deki kurumun kazancının elde edilmesi ve idamesi ile ilgili olan ve emsallere uygunluk ilkesi uyarınca belirlenecek dağıtım anahtarlarına göre ayrılan paylar ile Türkiye'deki kurumun denetimi için yabancı ülkelerden gönderilen yetkili kişilerin seyahat giderleri hariç olmak üzere, ana merkezin veya Türkiye dışındaki şubelerin genel yönetim giderlerine veya zararlarına katılmak üzere ayrılan payların masraf dağıtımı olarak verilmesi mümkün hale getirilmiştir. Yurtdışında ödenen Vergilerin Mahsubu (Md 33) Tam mükellef kurumların doğrudan veya dolaylı olarak sermayesi veya oy hakkının % 25'ine sahip olduğu yurt dışı iştiraklerinin kar payına kaynak oluşturan kazançları üzerinden yurtdışında
ödedikleri gelir veya kurumlar vergisinin mahsubuna imkân verilmektedir. Mahsup edilemeyen tutarın üç yıl süre ile ileriye doğru taşınması mümkün olmakta olup, mahsup işlemi geçici vergi dönemlerinde de yapılabilecektir. C. KALDIRILAN HÜKÜMLER : Yeni kanun ile yabancı kurumlara ücret ödemesi ile ilgili hüküm ve buna bağlı stopaj kaldırılmakta olup, uluslararası uygulamalara paralel olarak bu tip ödemeler hizmet ödemeleri içinde değerlendirilmektedir. Rüçhan hakkı satışında daha önce şarta bağlı olmaksızın uygulanan istisna kaldırılarak rüçhan hakkı satışından doğan kazancın rüçhan hakkının iki yıl elde tutulması ve istisnaya ilişkin karın 5 yıl süre ile kurumda rezerv hesabında tutulması şartıyla %75 i için istisna getirilmektedir. Yeni Kanun Md. 4 (1) (m) hükmüyle de, eski kanunda yer alan kurulduktan sonra Bakanlar Kurulu nca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ibaresi kaldırılmıştır. Yukarıda yer verilen konuda ek bilgi gerektiğinde bizimle temasa geçmenizi rica ederiz. Yararlı olması dileğiyle, saygılarımı sunarım. Murat KÖSEOĞLU Serbest Muhasebeci Mali Müşavir