AB - Türkiye İlişkileri



Benzer belgeler
1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

Türkiye nin Yeni AB Stratejisi ve Ulusal Eylem Planları

Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti.

Türkiye ve Avrupa Birliği

Ayşegül DEDE / Etüd Araştırma Servisi / Uzman 2009 YILI TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ GENEL DEĞERLENDİRME

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Avrupalıların Müstakbel Bir AB Üyesi Olarak Türkiye ye Bakışları ve. Türkiye nin Avrupalılaşma Sorunları

30. RİG TOPLANTISI BASIN BİLDİRİSİ. Erzurum, 23 Temmuz 2014

HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. AB Liderleri Jean-Claude Juncker in AB Komisyonu Başkanı Olması İçin Uzlaştı

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU

Avrupa Birliği Yol Ayrımında B R E X I T

ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ

AVRUPA BİRLİĞİ TARİHÇESİ

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

BANDIRMA AB YOLUNDA PROJESİ ANKET SONUÇLARI DEĞERLENDİRMESİ

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Özel Bankacılık Araştırma İngiltere, Haziran 2017 Seçim Sunumu

AB KRİTERLERİ IŞIĞINDA TÜRKİYE NİN UYUM SÜRECİ VE BEKLENTİLER

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı

AVRUPA BİRLİĞİ İLE KATILIM MÜZAKERELERİ ANA UNSURLAR TOBB AB MÜDÜRLÜĞÜ -30 ARALIK 2004

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ

Ekonomik ve Sosyal Komite - Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü AB Politikaları AB Konseyi AB Bakanlar Kurulu Schengen Alanı

Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu?

ALMANYA VE FRANSA NIN NÜKLEER KARARININ ARDINDAN

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ

AB Kulisi. Ajanda Türkiye nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları...

MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2010 YILI OCAK- HAZİRAN DÖNEMİ MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

çevre teknoloji Avrupa ((0.1)) aktüalite ((0.1)) bilim ((list intonation))

TÜRKİYE-HIRVATİSTAN-MAKEDONYA CUMHURİYETİ AVRUPA BİRLİĞİ MÜZAKERE SÜRECİ

İKV DTSO BİLGİLENDİRME TOPLANTISI İKV Başkanı Ömer Cihad Vardan Açış Konuşması Diyarbakır,

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi. Avrupa Ekonomik ve Sosyal

AVRUPA BİRLİĞİ GELİŞİMİ, KURUMLARI ve İŞLEYİŞİ

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

T.C. BAŞBAKANLIK AVRUPA BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ. 21. Reform İzleme Grubu Toplantısı Basın Bildirisi Ankara, 26 Temmuz 2010

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI (İİT) GENEL SEKRETERİ SAYIN YOUSEF BIN AHMAD AL-OTHAIMEEN İN İİT. EKONOMİK ve TİCARİ İŞBİRLİĞİ DAİMİ KOMİTESİ (İSEDAK)

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

REFORM EYLEM GRUBU ÜÇÜNCÜ TOPLANTISI BASIN BİLDİRİSİ ANKARA, 11 ARALIK 2015

İÇİNDEKİLER GİRİŞ Bölüm 1 TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİNİN GENEL ÇERÇEVESİ

Türkiye ve AB Arasında Şehir Eşleştirme Projesi AB Müktesebatı Alanında Kapasite Geliştirme Eğitimleri 29 Kasım 2018

İktisadi Kalkınma Vakfı

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER

Uluslararası Yükseköğretim Hareketliliği ve Türkiye nin Konumu temalı Toplantı İstanbul TOBB Plaza da Gerçekleşti

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM AVRUPA KÖMÜR VE ÇELİK TOPLULUĞU, AVRUPA EKONOMİK TOPLULUĞU VE AVRUPA ATOM ENERJİSİ TOPLULUĞU

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

SIRA SAYISI: 679 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

AB, 2030 İKLİM VE ENERJİ PAKETİ ÜZERİNDE ANLAŞMAYA VARDI

AVRUPA KONSEYİ İNSAN HAKLARININ KORUYUCUSU ÖZET

Türkiye de Sivil Toplumu Geliştirme ve Sivil Toplum-Kamu Sektörü Diyaloğunu Güçlendirme Projesi

Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor!

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM: 2004 GENİŞLEMESİ

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

İKTİSADİ KALKINMA VAKFI

ERASMUS+ KURUM KOORDİNATÖRLÜĞÜ ÇALIŞANLARI GÖREV TANIMLARI

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

European Gas Conference 2015 Viyana

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

TÜRKİYE VE AVRUPA BİRLİĞİ: MÜZAKERELERİN GİDİŞATI NEREYE?

MAYIS AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. Avrupa Parlamentosu Seçimleri nde Aşırı Sağın Yükselişi

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme


Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Dr. Öğr. Üyesi İsmail SAFİ

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

İLAN TARİHİ 3 Mart SON BAŞVURU TARİHİ: 25 Mart 2014

EYLÜL 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Sayın Konuklar; Saygıdeğer konuklar,

TBMM (S. Sayısı: 674)

Başbakan Erdoğan'ın adaylığı dünya basınında

AB-Kanada Serbest Ticaret Anlaşması Türkiye yi nasıl etkileyecek?

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ MÜZAKERE SÜRECİ

Türkiye, Avrupa nın en girişimci ülkesi

Yeni Sosyal Güvenlik Sistemi Üzerine Notlar

ULUSLARARASI ŞEFFAFLIK DERNEĞI

AVRUPA BİRLİĞİ SİGORTA MÜKTESEBAT REHBERİ

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI YENİ TEŞVİK MEVZUATI HAKKINDA EKONOMİ BAKANINA HAZIRLANAN RAPOR 2012

TÜRKIYE-AB KATILIM SÜRECİNDE KAYDEDİLEN GELİŞMELER. Avrupa Komisyonu Tarafından Türkiye İçin Hazırlanan Müzakere Çerçevesi

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

FASIL 10 BİLGİ TOPLUMU VE MEDYA

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

EIPA LÜKSEMBURG İLE İŞBİRLİĞİ KAPSAMINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN FAALİYETLER

AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

T.C. Sağlık Bakanlığı Dış ilişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

AVRUPA BİRLİĞİ AB DE YENİLENEBİLİR ENERJİNİN PAYININ ARTMASI VE TÜRKİYE 68 EKONOMİK FORUM

AESK ve Türkiye REX. Dış İlişkiler. Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi

Türkiye, Sağlığı Açısından Ne Kadar Avrupalı? Dr. Hasan Hüseyin YILDIRIM Öğretim Elemanı, Hacettepe Üniversitesi Ziyaretçi Araştırmacı, LSE Health

Özgürlükleri daha da güçlendirmek istiyoruz

Transkript:

Kasım 2014 Yıl: 1 Sayı: 1 Hem Seviyeli Hem Keyifli AB - Türkiye İlişkileri Avrupa Birliği - Türkiye İlişkileri Çıkmaz Sokakta mı? AB Bakanlığı Siyasi İşler Başkanı Ege Erkoçak Röportajı AB nin Türkiye yi Kaybetme Lüksü Yok 1996-2013 Yılları Arası Avrupa Birliği Türkiye Dış Ticaret İlişkisi Prof. Dr. Beril Dedeoğlu ile AB-Türkiye İlişkileri Üzerine Türkiye-Avrupa Birliği İlişkilerinin Dünü, Bugünü ve Yarını Türk Silahlı Kuvvetleri'nin AB Dilemması Europeanization of Turkey from a Legal Perspective Akademik Perspektif Enstitüsü Yayınıdır 1

2

AKADEMİK PERSPEKTİF akademikperspektif.com Aylık Süreli Sosyal Bilimler Dergisi KÜNYE GENEL YAYIN YÖNETMENİ OĞUZHAN YANARIŞIK KOORDİNATÖR SAMET ZENGİNOĞLU EDİTÖRLER AYŞE ÖZER - CAHİT KIRAĞA BU SAYIYA KATKIDA BULUNANLAR ARDA ÖZKAN - BERİL DEDEOĞLU DERYA KAP - EGE ERKOÇAK - ENES DEŞİLMEK - ERKUT AYVAZOĞLU - FATİH GÖKYILDIZ - HACI MEHMET BOYRAZ - HALİL İBRAHİM KELEŞ - İSMAİL CEM KARADUT - KÜBRA KÖYLÜ - METİN AKSOY - NİLÜFER ARGIN OĞUZHAN YANARIŞIK SADULLAH NECİP UZUN - S. RIDVAN KARLUK REKLAM ve İLETİŞİM editor@akademikperspektif.com YAYIMCI Akademik Perspektif Enstitüsü Yazı teklifi göndermek için gerekli bilgileri dergimizin sonunda bulabilirsiniz. *Dergimizde yayınlanan bütün makalelerin içeriklerinden yalnızca yazarları sorumludur. Her bir makale sadece yazarının görüşünü yansıtmaktadır. 3

AKADEMİK PERSPEKTİF TEN Saygıdeğer okuyucularımız, Uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi, tarih, iktisat ve hukuk alanlarında faaliyet gösteren bağımsız bir düşünce kuruluşu olan Akademik Perspektif Enstitüsü (APE), Türkiye nin ve dünyanın çeşitli üniversitelerinde araştırmalarını sürdüren akademisyenlerin gönüllü işbirliği ile sürekli gelişiyor. 2011 yılından bu yana Akademik Perspektif sitesinde, akademik vasıflara sahip yazarların, genel beklentinin aksine, sıkıcı ve teknik olmayan keyifli bir üslupla gündemi ve dünya meselelerini analiz ettikleri seviyeli bir platform sunuyor. Hem Türkçe hem de Academic Perspective ismiyle İngilizce dillerinde yayın yapıyor. Akademik Perspektif Dergisi, Enstitü bünyesinde hazırlanan makalelerin ve röportajların yanı sıra, misafir kalemlerden gelen makaleleri de yayınlıyor. Böylelikle fikirlerin, ilgili alanlarda eğitim görenler ve çalışanlar başta olmak üzere, mümkün olan en geniş kitleye ulaşmasını hedefliyor. Akademik Perspektif Dergisi aynı zamanda, Dünyadan Haberler bölümünde dünyadaki önemli gelişmeleri aktaran kaliteli bir haber kaynağı hizmeti veriyor. Sürekli güncellenen Akademik Duyuru sitesinde ise ilgili herkesin burs, konferans, staj, seminer, kongre vb. duyurularına tek bir kaynaktan kolayca ulaşabilmesini hedefliyor. Akademik Perspektif bundan böyle web sitesindeki yayına ek olarak aylık pdf formatında bir dergi de çıkarmaya başlıyor. Her ay belli bir kapak konusu belirleyeceğiz. Başta bu konu olma üzere, ilgili alanlardaki çeşitli konularda hem kendi ekibimizin kaleme alacağı yazıları hem de takipçilerimizden gelen nitelikli makaleleri yayınlayacağımız bu dergilerde konulara mümkün olduğunca farklı perspektiflerden bakabilen yazarlara yer vereceğiz. Bu ilk sayımızın kapak konusunu çok uzun bir süreden beri Türk dış politikasının temel meselelerinden biri olmayı sürdüren AB-Türkiye ilişkileri olarak belirledik. Konuya değişik açılardan yaklaşan makale ve röportajları bir araya getirdik. İlişkilerin tarihi seyrinden ticari ilişkilere, müzakerelerin gidişatından ilişkilerin geleceğine yönelik projeksiyonlara kadar birçok farklı boyutu kapsayan çalışmaları derledik. İlk sayımız olmasına rağmen yoğun şekilde makale teklifi gönderen bütün takipçi ve okuyucularımıza teşekkür ederiz. Bir sonraki kapak konumuzu Türkiye Orta Doğu İlişkileri olarak belirledik. Başta bu kapak konusu olmak üzere, ilgili alanlardaki meseleleri kapsayan makale tekliflerinizi bekliyoruz. Keyifli okumalar Oğuzhan Yanarışık Genel Yayın Yönetmeni 4

İÇİNDEKİLER Avrupa Birliği - Türkiye İlişkileri Çıkmaz Sokakta mı?... 7 Prof. Dr. Beril Dedeoğlu ile AB-Türkiye İlişkileri Üzerine... 13 1996-2013 Yılları Arası Avrupa Birliği Türkiye Dış Ticaret İlişkisi... 18 AB Bakanlığı Siyasi İşler Başkanı Ege Erkoçak Röportajı... 22 AB nin Türkiye yi Kaybetme Lüksü Yok... 28 Türk Silahlı Kuvvetleri'nin AB Dilemması... 33 Türkiye-Avrupa Birliği İlişkilerinin Dünü, Bugünü ve Yarını... 37 Uluslararası Sistem ve Avrupa Birliği... 39 Neden Avrupa Birliği?... 42 Europeanization of Turkey from a Legal Perspective... 49 Uluslarüstü Avrupa Birliği... 54 Türkiye de Zorunlu Din Dersi Uygulaması... 58 Marshall McLuhan ve Jean Baudrillard Perspektifinde Medya Analizi... 62 5

6

Avrupa Birliği Türkiye İlişkileri Çıkmaz Sokakta mı? Prof. Dr. S. Rıdvan Karluk* Türkiye, Avrupa Birliği kapısında 1959 yılından bu yana 55 yıldır bekletilmektedir. Bunun sebebi Türkiye nin Avrupalılığı konusunda süregelen tartışmalardır. Tartışmalar yeni değildir. Bu olgu son 200 yıldır Avrupa da devam etmektedir. Türkiye nin Avrupa Birliği Stratejisi nde yer alan Türkiye nin yarım yüzyılı aşkın bir süredir devam eden Avrupa Birliği süreci, Sayın Cumhurbaşkanımızın deyişiyle Cumhuriyetimizin ilanından sonraki en önemli çağdaşlaşma projesidir görüşü geçmişte olduğu gibi günümüzde de geçerlidir. Başbakan Davutoğlu tarafından TBMM'de sunulan 62 nci Hükümet Programı'nda AB üyeliği hedefinin benimsenmeye devam edileceği ve 2014-2017 dönemini kapsayan AB'ye Katılım için Ulusal Eylem Planı ile reform sürecinin hızlandırılacağı belirtilmiştir. Program da Avrupa değerlerinin arkasında olunacağı ve AB ile katılım müzakerelerinin çok yönlü dış politikanın en önemli ayaklarından biri olmaya devam edeceği vurgulanmıştır. Türkiye nin AB ye ortak üyelik için yaptığı başvurusunun (31.07.1959) üzerinden 55, 14 Nisan 1987 tarihinde o dönemki adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu na üyelik başvurusu üzerinden 27, gümrük birliğinin gerçekleşmesinin (31.12.1995) üzerinden 19, adaylık statüsü kazanmasının (12.12.1999) üzerinden 15, müzakerelerin başlamasının (3 Ekim 2005) üzerinden 9 yıl geçmiştir Bu süre içinde AB üye sayısı 6 dan 28 e çıkmıştır. Sırada Batı Balkanlar 1 vardır ama Türkiye yoktur. 2 AB nin 2014-2020 bütçe döneminde Türkiye nin üyeliğini dikkate alan bir bütçe planlaması yapılmamış olması, Avrupalıların Türkiye yi 2014-2020 1 S. Rıdvan Karluk, EU Enlargement to the Balkans: Membership Perspective to the Balkan Countries, International Conference on Eurasian Economies 1-3 July 2014, Skopje, Macedonia. 2 Andreas, Wimmel, Beyond the Bosphorus? Comparing German, French and British Discourses on Turkey s Application to Join the European Union, (Reihe Politikwissenschaft, Institut für Höhere Studien und Wissenschaftliche Forschung Wien), Inst. für Höhere Studien, Vienna, 2006. 7

yıllarında üye olarak görmediğini ortaya koymaktadır. AB Bakanı Volkan Bozkır, Türkiye nin üye olabilecek seviyeye gelmesi durumunda AB nin böyle bir Türkiye nin doğru resmine bakıp da üyeliğini reddetme gibi bir lüksü olmayacağını söylemiştir ama bu görüş çok iddialıdır. 3 Geçmişte Başbakan Tansu Çiller in Türkiye nin birkaç yıl içerisinde üye olabilecek seviyeye geleceğini belirtmesi de çok iyimser bir görüştü. 7 Mayıs 1995 tarihli Hürriyet gazetesinin manşetinde Tansu Çiller in İddia ediyorum ki Türkiye en geç 3 yıl içinde AB ye tam üye olacaktır sözünü hatırdan çıkarmamak gerekir: Ben bu iddianın arkasındayım ve bu olur. Hem zannedildiği kadar da zor olmaz... Türkiye, Avrupa ya çok lazım. Yeter ki bunu somut olarak ortaya koyabilsin. 4 Avrupalı bazı liderlerin söylemlerinin aksine Türkiye hukuken 30 Mart 1856 tarihinden bu yana Avrupa ülkesidir. Rusya ile Kırım Savaşı nı kazanan Osmanlı İmparatorluğu, İngiltere ve Fransa arasında Paris Barış Anlaşması imzalanmıştır. Anlaşma nın en önemli maddelerinden biri, Osmanlı İmparatorluğu nun Avrupa devletler topluluğunun bir üyesi olarak kabul edilmesidir. Aradan 158 yıl geçmesine rağmen, Türkiye nin Avrupalı olup olmadığını bazı Avrupalıların tartışmaya devam etmesinin hiçbir anlamı yoktur. Lucius Annaeus Seneca, Hangi kapıya yöneldiğini bilmeyen hiçbir zaman uygun esen rüzgarı bulamaz demiştir. Türkiye bu rüzgarı yakalamak için neredeyse iki asırdır çaba harcamaktadır. 3 İKV E-Bülteni, 8-14 Eylül 2014. AB Bakanı Volkan Bozkır Türkiye nin AB Katılım Sürecine İlişkin Açıklama Yaptı, erişim tarihi 21.10.2014, http://bulten.ikv.org.tr/icerik_print.as p?ust_id=5858&id=5863. 4 Hürriyet, 07.05.1995. Türkiye değişirken Batı nın Türk dış politikası algısı da değişmektedir. NATO üyeliğinden sonra Türkiye, Batı Dünyası nın önemli bir müttefiki olarak algılanmıştır. Son yıllarda Türkiye nin dış politikada belli ilkeler belirleyerek bunları uygulamaya koyması, ABD ve Avrupa Birliği nde farklı değerlendirmelere yol açmıştır. Bu gelişmeler, Türkiye de eksen kayması olduğu ve Türkiye nin Avrupa Birliği nden uzaklaştığı anlamına gelmemektedir. Çünkü, 1958 yılında Roma Anlaşması ile o zamanki ismiyle Avrupa Ekonomik Topluluğu kurulduktan sonra kurulan 38 Cumhuriyet hükümetinin 5 ikisi hariç tamamında Avrupa Birliği ile bütünleşme hedefi vardır. Türkiye'yi AET ye ortak üye yapan, taraflar arasında bir gümrük birliğine dayanan ve ileride tam üyeliği öngören 12 Eylül 1963 tarihli Ankara Anlaşması, Roma Anlaşması nın 238 nci maddesine dayanmakta, Türkiye- Topluluk ortaklığının temel ilkelerini belirlemektedir. Türkiye nin AB üyeliği uluslararası hukuk açısından bir ahdi yükümlülük olmasına rağmen Kasım 2005 te Almanya da iktidara gelen Şansölye Angela Merkel in Türkiye için imtiyazlı bir ortaklığı önermesi ve ardından da Mayıs 2007 de Fransa da Cumhurbaşkanı seçilen Nicolas Sarkozy tarafından da imtiyazlı ortaklığın önce seçim kampanyası sırasında sonra da Cumhurbaşkanlığı görevinde gündeme getirilmesi ve Sarkozy nin Türkiye nin üyeliğine karşı çıkması 6 Avrupa Birliği nde Türkiye nin üyeliğine verilen desteğin düşmesinde önemli rol oynamıştır. Merkel 5 S. Rıdvan Karluk, Avrupa Birliği Türkiye İlişkileri (İstanbul: Beta Basım A.Ş., 2013), s. 356-369. 6 Nicolas Sarkozy, Testimony: France, Europe and the World in the Twenty-First Century, (New York: HarperCollins Publishers 2007), s.189; Agence France-Presse, Sarkozy Opposes Turkish Entry into EU, Vows Referendum, April 24, 2008. 11. 8

ve geçmişte Sarkozy, uluslararası hukukta geçerli olan ahde vefa (pacta sund servanda) kuralını yok saymışlardır. Sarkozy artık iktidarda değildir ama yeni Fransa Cumhurbaşkanı Hollande da Türkiye nin müzakere sürecindeki vetoları henüz kaldırmamıştır. Ankara Anlaşması ve Katma Protokol de, imtiyazlı ortaklık şeklinde bir tanımlama yoktur. Türkiye zaten AB ile gümrük birliğini gerçekleştirdiği için bir anlamda imtiyazlı ortak statüsündedir. AB ye sonradan katılan ülkeler arasında Yunanistan hariç hiç biri önce gümrük birliğine girerek üye olmamıştır. AB mevzuatına aykırı bir şekilde Türkiye ye imtiyazlı ortaklık statüsü verilmesi söz konusu olursa, Lizbon ve Ankara Anlaşmaları ile Katma Protokol ün değiştirilmesi bir hukuki zorunluluk olarak ortaya çıkar. Daha da önemlisi, o zaman rahmetli İsmet İnönü nün dediği gibi Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de orda yerini alır. Türkiye nin adaylığının devamlı sorgulanışı, Türkiye de AB hakkındaki önyargıları güçlendirmekten başka bir işe yaramamaktadır. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç ın 15 Eylül 2014 tarihinde AA tarafından yayınlanan demecindeki Özellikle son yıllarda Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin soğumaya dönüştüğü ve fasılların açılıp kapatılması konusunda müzakere faslında çok büyük engellemelerle karşılaşıldığı ve Türkiye kamuoyunun AB sürecine olan desteğinin giderek göreceli olarak zayıfladığı konuları, herkes tarafından konuşuluyor ve yazılıyordu tespiti yerindedir. Çünkü kamuoyunun AB üyeliğine verdiği destek, Türkiye ye karşı uygulanan çifte standart sebebiyle hızla düşmüştür. 7 Nitekim dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan bu duruma tepki olarak Türkiye nin Şanghay İşbirliği Kuruluşu na üyeliğinden söz etmiştir. 8 Türkiye ye karşı uygulanan çifte standart olan Bobon kriterleri (Bo: Bizden olanlar, Bon: Bizden olmayanlar) sebebiyle Türk kamuoyunda AB ye verilen destek daha da düşerse, 9 ileride bazı alternatifler gündeme gele- 7 Makedonya nın Ohri kentinde Güneydoğu Avrupa Parlamento Başkanları 10 ncu Konferansı nda konuşan TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Türkiye nin AB üyeliği hedefinden bir sapma olmadığını açıklamıştır. Bu hedefin geçerli olduğunu belirtmesine rağmen kamuoyu desteğinin giderek azaldığına şöyle dikkati çekmiştir: Hepimizin aynı Avrupa gemisinde olduğunun ve ortak geleceğimizi birlikte planlamamız gerektiğinin farkındayız. Şimdi, AB nin de benzeri bir taahhüt altına girerek, genişlemelerin önünü açmasını bekliyoruz. S. Rıdvan Karluk, Avrupa Birliği ne Güven Kalmadı, Turkishnews, erişim tarihi 26.10.2014, http://www.turkishnews.com/tr/content/2013/06 /04/avrupa-birligine-guven-kalmadi/. 8 Melih Özsöz, Unutulan AB Gündemine Can Suyu: AB Aday Ülkesi Türkiye nin Şanghay Beşlisi Tartışması, erişim tarihi 19.10.2014, http://www.ikv.org.tr/images/upload/data/files/d egerlendirmenotusubat2013.pdf. 9 ABD li düşünce kuruluşu Alman Marshall Fonu nun (GMF) 12 Eylül 2012 tarihinde açıklanan Transatlantik Eğilimler anketine katılan Türk vatandaşlarının yüzde 36 sı AB ye ilişkin olumlu görüş bildirirken, olumsuz görüş bildirenlerin oranı ise yüzde 53 olmuştur. Türkiye-Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı nın (TAVAK) 23 Ağustos 2012 tarihinde açıklanan araştırmasında ankete katılanların ancak yüzde 17 si AB üyeliğine inanmakta idi. Oysa 2004 yılında Türk halkının yüzde 78 i AB üyeliğine destek veriyordu. 11 Eylül 2014 tarihinde 13'sü açıklanan Alman Marshall Fonu nun araştırmasında Türkiye'de AB üyeliğinin iyi bir şey olacağını düşünenlerin oranı yüzde 53'e çıkmıştır. Araştırma kapsamında 2010 yılından bu yana ilk defa Türklerin çoğunluğu AB üyeliğini desteklediklerini ifade etmişlerdir. CNN Türk, Türkiye'de AB Üyeliği Ve NATO'ya Verilen Destek Arttı, erişim tarihi 19.10.2014, http://www.cnnturk.com/video/dunya/turkiyedeab-uyeligi-ve-natoya-verilen-destek-artti. 9

bilecektir. Bu durumda Türkiye de hiçbir hükümet AB üyeliği konusunda istekli olmayacak, Türkiye ile Batı dünyası arasındaki ilişkiler zayıflayacak ve Türkiye de bir eksen kayması bu durumda olabilecektir. 10 Avrupa Birliği nden kaynaklanan olumsuz gelişmeler, Türkiye de AB ye güvenin düşmesine yol açmıştır. Insight Turkey dergisinin yıllık konferanslarının üçüncüsü Türkiye ve AB: Kopuş mu? başlığıyla Brüksel de 25 Mart 2013 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Konferansta konuşan Thomas Diez Avrupa kamuoyunun Türkiye ile İslam kavramlarını aynı çerçevede değerlendirdiği için Türkiye nin üyeliğine karşı çıktığını, bu durumun da siyasetçilerin Türkiye nin üyeliğine yönelik yaklaşımlarını etkilediğini açıklamıştır. 11 Avrupa Birliği nin Türkiye ile müzakereleri başlattığı 3 Ekim 2005 tarihinde Avusturyalıların direnişini kıran İşçi Patisi milletvekili ve dönemin İngiliz Dışişleri Bakanı Jack Straw, 2013 yılında yayınlanan 456 sayfalık kitabının 18 nci bölümünü Avrupa Birliği ve Türkiye ye ayırmıştır. Hasta Adam Karşılık Veriyor: Avrupa ve Türkiye başlıklı bölümde Straw müzakere sürecinin başlamasından bu yana Angela Merkel ve Nicolas Sarkozy gibi Avrupalı siyasetçilerin Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıktığını hatırlatarak bu iki siyasetçinin Türkiye nin üyeliğini 10 S. Rıdvan Karluk, On Yıl Sonra Türkiye de Eksen Kayması Olur mu? Türkiye nin 2023 Vizyonu ve Uluslararası İlişkiler: Anadolu Üniversitesi, 22 Mayıs 2012, erişim tarihi 15.10.2014, http://www.turkishnews.com/tr/content/2012/05 /27/on-yil-sonra-turkiyede-eksen-kaymasi-olurmu/. 11 SETA, Türkiye-AB İlişkileri Brüksel de Tartışıldı, erişim tarihi 25.10.2014, http://setav.org/tr/turkiye-ab-iliskileri-brukseldetartisildi/haber/4601. arzulamamasını, Türkiye nin Müslüman bir ülke olmasına bağlamaktadır. 12 Türkiye AB ilişkilerinin gelişmesinin önündeki en büyük engel Kıbrıs tır. Kıbrıs sorunu çözülmeden Türkiye nin AB üyesi olması mümkün değildir. Bir zamanlar eski Başbakan Mesut Yılmaz ın ifade ettiği gibi AB üyeliğinin yolu Diyarbakır dan değil, Kıbrıs tan geçmektedir. Mesut Yılmaz, 16 Aralık 1999 tarihinde Başbakan Yardımcısı olarak gittiği Diyarbakır da "Avrupa Birliği ne üyeliğimize giden yolun Diyarbakır dan geçtiğine inanıyorum" demiştir ama 13 yıl sonra Türkiye 2012 Yılı İlerleme Raporu nda bu durum farklı bir şekilde ortaya konmuştur: Konsey ve Komisyon un müteaddit çağrılarına rağmen, Türkiye, Avrupa Topluluğu ve Topluluğa üye devletler tarafından 21 Eylül 2005 de yapılan deklarasyonda ve Aralık 2006 ile Aralık 2010 tarihli olanlar da dâhil, Zirve sonuçlarında belirtilen yükümlülüklerini hâlâ yerine getirmemiştir. 13 12 Jack Straw, Last Man Standing: Memoirs of a Political Survivor, (London: Macmillan, 2013); TEPAV, Türkiye ve AB: Hasta Adam İyileşiyor- Turkey & The EU: The Sick Man Bites Back," erişim tarihi 18.10.2014, http://www.tepav.org.tr/tr/haberler/s/3466. 13 EC, Türkiye 2012 Yılı İlerleme Raporu, s.35-36. Benzer görüşler 2014 Yılı İlerleme Raporu nda da yer almıştır: Despite repeated calls by the Council and the Commission, Turkey has still not complied with its obligations as outlined in the declaration of the European Community and its Member States of 21 September 2005 and in Council conclusions, including those of December 2006 and December 2013.Turkey has not fulfilled its obligation to ensure full and non-discriminatory implementation of the Additional Protocol to the Association Agreement and has not removed all obstacles to the free movement of goods, including restrictions on direct transport links with Cyprus. There was no progress on normalising bilateral relations with the Republic of Cyprus. EC, Turkey 2014 Progress Report, Brussels, 8.10.2014 SWD(2014) 307 final, s. 19. 10

Türkiye 35 başlığın müzakere sürecini tamamlasa da AB üyeliği garanti değildir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Fransa ve muhtemelen Almanya Türkiye nin üyeliğini veto edebilir. Ayrıca Avrupa Parlamentosu da Türkiye nin üyeliğine onay vermeyebilir. Çünkü Parlamento nun Türkiye nin sözde Ermeni soykırımını kabul etmesine ilişkin dört kararı vardır. (Karluk, s.576) Ayrıca 22-25 Mayıs 2014 tarihlerinde yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Fransa, İngiltere, Yunanistan, Danimarka, Avusturya ve Macaristan da Euro ya şüphe ile yaklaşan, Avrupa Birliği karşıtı ve aşırı sağcı partiler oylarını arttırmıştır. Fransa nın AB den ayrılmasını savunan Marine Le Pen liderliğindeki Ulusal Cephe (FN) yüzde 25 le birinci parti olmuştur. Ulusal Cephe'nin lideri Marine Le Pen, 27 Mayıs ta haber Kanalı BFM TV ye verdiği demeçte Türkiye nin AB ye üyeliği veto edilmeli demiş ve gazeteci Jean Jacques Bourdin in sorularına şöyle cevap vermiştir: Öncelikle Amerika ile AB arasında ticari serbest değişimi öngören Trans-Atlantik Anlaşması nın derhal iptal edilmesini istiyoruz. İkincisi derhal Türkiye nin AB ye üye olmasının veto edilmesini istiyoruz. Ulusal Cephe nin seçim afişlerinde Türkiye nin AB üyeliğine hayır yazılmıştı. 14 Türkiye nin üyeliğine karşı çıkan liderler, tıpkı yıkılan Berlin Duvarı nın altında kalan komünist liderler gibi büyük bir fırsatı kaçıracaklar, gelecek nesiller bu liderleri Avrupa bütünleşmesine engel olan kişiler olarak anacaklardır. Türkiye için zaman zaman Batıya giden gemide Doğuya koşan ülke benzetmesi yapılmıştır ama bunun doğru olmadığı Türkiye nin üye 14 S. Rıdvan Karluk, Avrupa Birliği (İstanbul: Beta Basım A.Ş., 2014), s. 399. olduğu Avrupalı ekonomik, askeri ve siyasi kuruluşlar tarafından ispatlanmıştır. 15 2014 Yılı İlerleme Raporu nda da açıklandığı gibi Türkiye AB ye katılım taahhüdünü ifade etmeye devam etmiş, önceki Başbakan Erdoğan 2014 yılını AB yılı ilan etmiş, Eylül ayında Türkiye AB ye katılım sürecini canlandırma hedefiyle AB Stratejisi ni kabul etmiştir. Vize serbestîsi diyaloğuna paralel olarak AB-Türkiye Geri Kabul Anlaşması 16 Aralık 2013 te imzalanmış, 1 Ekim de yürürlüğe girmiştir. AB ile 2012 yılında başlatılmış olan Pozitif Gündem kapsamında katılım müzakereleri siyasi reformlar, müktesebatla uyum, dış politika alanında diyalog, AB programlarına katılım, terörle mücadele, ticaret, enerji, vize ve göç alanlarında devam etmiş olmasına rağmen 3 Ekim 2005 tarihinde başlayan AB katılım müzakerelerinde bir arpa boyu yol alınamamıştır. 35 başlıktan sadece 13 başlığın açılıp, sadece birinin geçici kapatılması, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile Fransa nın toplamda 12 başlığı dondurması, Türkiye nin AB ye girme umudunu neredeyse söndürmüştür. 16 Güney Kıbrıs Rum Yönetimi sözcüsü Nikos Hristodulidis ada etrafında doğalgaz arama faaliyetlerine Türkiye'nin müdahalesini gerekçe göstererek, Ankara'nın Avrupa Birliği'ne katılım müzakerelerinde hiçbir yeni başlığın açılmasına izin vermeyeceklerini söyleyerek, Türkiye nin 15 S. Rıdvan Karluk, Uluslararası Kuruluşlar, (İstanbul: Beta Basım A.Ş., 2014), s. 1-35. 16 Bölgesel politikalar ve yapısal araçların eşgüdümü konusundaki 22 numaralı müzakere başlığı Kasım 2013 te müzakerelere açılmıştır. Bakan Bozkır, 14 fasıl açıldı, bir fasıl kapandı, bu resmi tablodur. Ama eğer bu resmi tablo olmaksızın gerçek tabloya bakarsak, bugün 28 faslı açmış, 14 faslı da kapatmamız gerekirdi demiştir. AA 5 Eylül 2014. 11

üyeliğini tek başına bloke edebilmektedir. 17 AB nin 2014-2020 bütçe döneminde Türkiye nin üyeliğini dikkate alan bir bütçe planlaması yapmamış olması, Avrupalıların Türkiye yi 2014-2020 yıllarında üye olarak görmediğini ortaya koymaktadır. Türkiye Cumhuriyeti nin kuruluşunun 100 ncü yılı olan 2023 ün Türkiye ye üyelik tarihi olarak belirlenmesi, Avrupa Birliği nin Türkiye nin üyeliğine yaklaşımını ortaya koyması bakımından bir mihenk taşıdır. Avrupa Birliği 1998 yılında İlerleme Raporları ile Birliğin Genişleme Stratejisini yayınlamaya başlamıştır. 8 Kasım 2006 tarihinde genişlemeye ilişkin 2006 Strateji Belgesi nde AB nin mevcut strateji çerçevesinde Birliğin etkin biçimde işlemesi, beşinci genişlemeden dersler çıkartılması, genişlemeye ilişkin sorunların ele alınması, aday ülkelere üyelik sürecinde destek olunması ve genişlemenin devamı için kamuoyunun desteğinin sağlanması ortaya konmuştur (COM, 2006 649 final). Belge ye göre; mevcut genişleme gündeminde Batı Balkan ülkeleri ve Türkiye de bulunmaktadır ama Türkiye ile müzakereler tıkanmış durumdadır. 2014-2019 dönemi için Avrupa Komisyonu Başkanı seçilen Jean-Claude Juncker in programında on önceliğinden biri AB nin küresel rolünü güçlendirmektedir. Türkiye, katılım müzakerelerinde yaşanan sorunlara rağmen AB için önemli bir stratejik ortaktır. Türkiye siz bir AB, zayıf bir küresel güç olmaya aday olur. Bunun için AB Konseyi nin 11 Aralık 2006 da aldığı kararı yürürlükten kaldırması gerekir. AB Bakanı Volkan Bozkır, Kıbrıs sorununu çözebilelim. O sepetin içindeki önemli unsurlardan birini bir tane fasıl açmak için, 17 Eur Activ, Güney Kıbrıs: Türkiye'nin AB Müzakerelerinde Hiçbir Faslın Açılmasına İzin Vermeyeceğiz, erişim tarihi 21.10.2014. - üyelik için olsa neyse de - fasıl açmak için Türkiye'nin verebileceği hiçbir şey yok. Bunu izah ediyoruz derken haklıdır. Bozkır; Almanya, Kıbrıs'ın bu blokajını kırabilecek güce ulaşmış vaziyette. İstese Kıbrıs'ı yarın 10 faslı açmaya razı edebilir ama bunu yapmıyor. Almanya'nın şu andaki yönetimi maalesef Türkiye'nin AB üyeliğine sıcak bakmayan bir yönetim açıklamasının arkasında Almanya nın Türkiye AB üyesi olduğunda AB deki oylamalardaki etkinliğini kaybedecek olması vardır. Katılım müzakerelerinde resmi olarak 14 başlık açılmış olmasına rağmen, gerçekte Türkiye nin 28 başlığı açabilecek ve 13 veya 14 başlığı kapatabilecek konumda olduğunu belirten Bakan Bozkır, Kıbrıs üzerinden Türkiye üzerinde herhangi bir baskı kurulamayacağını vurgulamıştır ama GKRY nin blokajı devam etmektedir. Türkiye, Paris Anlaşması ndan bu yana yüzünü döndüğü Batı dünyasından kopmayacak, genişleme sürecinde hiçbir aday ülkeye uygulanmayan çifte standartlara bir süre daha tahammül ederek doğru bildiği yolda ilerlemeye devam edecektir. Türkiye nin AB Stratejisi, mevcut büyük potansiyelini katılım sürecine en iyi şekilde yansıtacaktır. Hükümet Programında da vurgulandığı gibi Türkiye nin AB üyeliği stratejik bir hedeftir ve kararlılıkla sürdürülmeye devam edecektir. Ama, Ankara Anlaşması ndaki son dönem, sonsuz dönem de olmamalıdır. Ucu açık müzakere süreci makul bir süre içinde tamamlanmalı, 2020 yılı sonrası için Türkiye ye üyelik tarihi verilmeli, Türkiye de ilerleme raporları ışığında üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmelidir. * Prof. Dr. S. Rıdvan Karluk, Turgut Özal Üniversitesi, İİBF 12

Prof. Dr. Beril Dedeoğlu ile AB-Türkiye İlişkileri Üzerine Röportaj: Nilüfer Argın Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beril DEDEOĞLU: İlerleme raporları, bir yandan Türkiye nin fotoğrafını ortaya koyarken bir yandan da gelişmiş demokratik hukuk devletleriyle karşılaştırma yapma imkânı sunuyor. Dolayısıyla bir yıl içinde ne yapılıp neyin yapılamadığı ve belki daha önemlisi neyin nasıl uygulamaya konup konmadığı ortaya çıkıyor. Zaman zaman iyileşen zaman zamansa soğuyan Avrupa Birliği Türkiye ilişkilerini, alanın duayenlerinden Prof. Dr. Beril DEDEOĞLU ile değerlendirdik. Konunun en önemli ve çarpıcı noktalarını vurgulamaya çalışarak, hem Türkiye nin hem de Avrupa Birliği nin belli başlı olaylara olan yaklaşımlarını İlerleme Raporları bağlamında irdeledik. yönünde taraflarda bir irade oluştuğunu ortaya koyacak ölçüde etki yaratılmamıştır. Dolayısıyla süreç, giderek daha öngörüsüz bir aşamaya tırmanmakta gibi. Avrupa Birliği ile elli yılı aşkın bir ilişkimiz var. Kimi zaman kopan kimi zaman donan kimi zamansa ısınan ilişkilerde şu anda nasıl bir dönemdeyiz? Avrupa Birliği, Türkiye ye her sene düzenli olarak bir İlerleme Raporu sunuyor. Bu rapor Komisyon tarafından hazırlanıyor, Parlamento ve Konseye sunuluyor. Türkiye nin bir yıllık değerlendirmesinin yapıldığı İlerleme Raporları nın önemini vurgulayarak konuşmamıza devam edebilir miyiz? İlişkilerde özellikle son üç yılın son derece zaman kaybettirici bir evre geçirdiği söylenebilir. 2013 sonu itibarıyla ilişkileri canlandırabilecek bazı girişimler ve bir müzakere başlığı açılmış olsa da, üyelik İlerleme raporları, bir yandan Türkiye nin fotoğrafını ortaya koyarken bir yandan da gelişmiş demokratik hukuk devletleriyle karşılaştırma yapma imkânı sunuyor. Dolayısıyla bir yıl içinde ne yapılıp neyin 13

yapılamadığı ve belki daha önemlisi neyin nasıl uygulamaya konup konmadığı ortaya çıkıyor. Dolayısıyla ne kadar uyum sağlanmışsa, o kadar üyelik aşamasına yaklaşılmış oluyor. Raporlar, her yılın bir öncekine göre daha iyi olduğunu gösteriyor, ama aynı zamanda yavaş gidildiğini de sergiliyor. Böyle bir dökümü Türkiye nin yapması zor; AB den gelen rapor kendi kendimize karşı dürüst olmamızı sağlıyor, şeffaf bir değerlendirmenin dünya kamuoyuna sunulmasına hizmet ediyor. Bir ülkenin Avrupa Birliği ne tam üye olabilmesi için gereken koşulları Kopenhag Kriterleri belirliyor. Bu kriterler genellikle siyasi olarak biliniyor ve siyasi, ekonomik, hukuki olmak üzere üç ana eksende yüklenimler getiriyor. İlerleme Raporlarını algılayabilmek içinkopenhag Kriterlerini de anlamak gerekiyor. Kopenhag Kriterleri nin içeriği ve önemi nedir sizce? Kriterler, esasen kapsamlı olarak kaleme alınmış kurallar dizisi değil; bazı esnekliklere sahip. Bununla birlikte, kriterler AB mevzuatında ve üye devletlerin uygulamalarında demokrasi, hukuk devleti, ekonomik bütünleşme koşulları nasıl uygulanıyor ve ifade ediliyorsa, onları ima ediyor. Kriterlerin en önemli yanı, siyasi kriterlere uyum sağlandığı yönünde Konsey kararı olmadan müzakerelere başlanmaması. Yani önce demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti olup sonra diğerlerinin benimsenmesi esası söz konusu. Kriterler, AB bölgesine dahil olmak isteyen ülkelerde aranan asgari koşulları ifade ediyor, dolayısıyla üyeliğin de somut değerlendirme ölçütleri anlamına geliyor. Bununla birlikte, bir iki satırla ifade edilen bu kriterlerin yerine getirildiğine dair kanaatlerin oluşmasında % 50 siyasi tutumları etkisi mevcut. Kopenhag Kriterlerinin içeriği bakış açısına göre değişebilecek gibi gözüküyor. Bu noktada üye ülkelerin Türkiye ye yaklaşımlarının aynı olduğunu söylemek olanaklı mı? Karşımızda gibi görünen ülkeler hangileri ve neden? Bu konu, ülkelere göre değil üye ülkelerdeki siyasi grupların tutumlarına göre değerlendirilebilir. Muhafazakar sağ çevrelerin her durumda üyeliğe olumsuz baktıkları biliniyor. Sosyal demokratlar, sol eğilimler, yeşiller ve liberaller daha olumlu tutum içindeler, onlar açısından temel değişken Türkiye deki demokrasi ve insan haklarının kalitesi. Bununla birlikte, Türkiye nin dışarıda kalması halinde daha tehditkar olacağını ileri süren bir bakış açılarının olduğu da belirtilmeli. Türkiye de İlerleme Raporları ile ilgili algı nasıl? Doğru algılanıyor mu? Yoksa raporda belirtilen noktalar, ilgili kurumlar tarafından önemsenmiyor mu? Bu raporları üzerine alınan kaç kurumumuz var? Bu durumun nedeni nedir? Kurumlardan başlayalım. Raporların içeriği tüm kurumları, tüm bakanlıkları ilgilendiriyor. Her bakanlık ve ona bağlı kurumda AB ile ilgili birimler var ve onlar bu raporları değerlendiriyorlar. Ancak değerlendirmeler sonucunda ne adımlar atılıyor, ne gibi planlamalar yapılıyor ve yurttaşların hayatına ne derece değiyor, 14

orasını anlamak kolay değil; zira atılan adımların AB süreciyle ilişkilendirilmesi, bunun bu şekilde anlatılması söz konusu değil. Muhtemelen AB sürecinin Türkiye de heyecanının kalmamış olmaması, atılan adımların kamuoyuyla paylaşılma ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Hükümet ve toplumda eş zamanlı olarak AB konusunun bir çekim ve ivme merkezi olması anlayışı yitirildi; dolayısıyla oy kaybettirebilecek bir konuya dönüştü. Hal böyle olunca, raporların da dikkate alınması, önemsenmeyen bir konu haline geldi. Önemseyenler ise, bölünmüş siyasi ortama uygun bir bölünme içindeler. Bir kısmı hükümeti eleştirmek için raporları kullanıyor, bir kısmı da Avrupa yı eleştirmek için. Avrupa Birliği hocamız Türkiye için falcılık yapmaya gerek yok, İlerleme Raporlarını okursanız yapılacak siyasi düzenlemeleri de tahmin edebilirsiniz derdi. Bu ifadeye katılır mısınız? Bu anlamda raporlarda yer alan isteklerden Türkiye nin yerine getirdiği belli başlı düzenlemeler neler olmuştur? Yapısal sorunlarla ilgili en önemli adımlar, torba yasayla çıkan kanunlarda görülebilir. Ancak dile getirilen bir dizi sorun, kanunlarla ilgili olanlar değil uygulamayla ilgili aksaklıklar. Doğrusu bu konuda küçük adımlar atıldığı söylenebilir. 2013 İlerleme Raporunun son bölümü müktesebat uyumu kapsamında yer alan müzakere başlıklarına ayrılmış durumda. Bazı başlıkların açılma koşulu olarak Güney Kıbrıs Rum Kesimi ya da AB deki adıyla Kıbrıs ın tanınma koşulunun getirilmesi, süreci nasıl etkiler? Türkiye ne yapmalı? Tanınmayan bir devletle, aynı kulüpte yer alınamaz. Türkiye, kendi üyeliği ile Kıbrıs sorunun çözümünü eş zamanlı halletmek istiyor. Kıbrıs vetolarını ortadan kaldırabilecek bir dizi girişim zaten yapılıyor, ancak muhtemelen tanıma işi sona bırakılacak. Süreç bakımından başlangıçta olduğu gibi bugün ve yarın da en sıkıntılı konu Kıbrıs olacak. Ancak diplomasi tam da bu tür durumlar için geliştirilmiş bir sanattır. Üyelik için içeride ve İngiltere, Fransa ya da Almanya da bir irade varsa, Kıbrıs sorunu en temel engel olmaktan çıkar; ancak her durumda son aşamada tanıma gerekir. AB ye tam üye olmazsak ne kaybeder, olursak ne kazanırız? Sizce nüfusumuzun artması üye olmamız durumunda etkili olur mu? Bu soru çok kapsamlı, yanıtlar sayfalara sığmaz. Kabaca, üyelik bir tür garanti mekanizmasıdır, krizlerin telafisinde sorumluluk ve maliyetlerin paylaşılması sistemidir. Türkiye, tek başına bir İsveç demokrasisi, bir Alman ekonomisi, bir İngiliz dış politikası, bir İspanya hukuku yapabiliyor ise, üye olmak gerekmeyebilir. Bunlara benzemek isteyip de kendi başına beceremiyorsa, o zaman üye olmalı. Tabi benzemek istemiyorsa, o zaman başka. Müzakere sürecinde yapılması gerekenler ve müzakere başlıklarına konan kısıtlamalar değerlendirildiğinde tam üyelik önünde daha çok yol varmış gibi görünüyor. Ayrıca Fransa Türkiye nin üyeliği hakkındaki kararını halk oyuna sunacak. Sizce bu zorlu süreç siyasi mekanizmalarla çözülebilir mi? Nasıl? Süreç, sadece siyasi değil tüm mekanizmaların birlikte çalışmasıyla hızlanabilir. Her iki taraf da kavuşmak için yanıp tutuşsa, Türkiye on yıldan önce zaten üye olamaz; yapısal sorunlarımızın halli zor, zira Türkiye de ölçekler büyük. Diyelim ki artık nikah için gün alınmış; son dakikada aileler razı olmayabilir. Bu 15

noktadaki çıkmaz ise, halkların istememe ihtimalini son dakikada öğrenecek olmamız. Türkiye üye olmayacaksa neden tüm teknik standartlarını AB standartlarına bağlasın? Dolayısıyla Türkiye diğer müzakere başlıkları kapsamına giren konularda yol aldıkça, üyeliği konusunda dagarantiler isteyecektir. Bu garantiler verilirse, sonuç alınır; verilemez ise, süreç biraz daha uzar. Ancak belirtelim hiç bir ülke 30 yıl aday statüsünde kalamaz. Beril Dedeoğlu, 1986 yılında İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü nden mezun oldu. Aynı Üniversite de Yüksek Lisans (1987) ve Doktorasını (1993) tamamlayarak 1993-1995 yılları arasında Yardımcı Doçent olarak çalıştı. Daha sonra Galatasaray Üniversitesi ne geçen Dedeoğlu, sırasıyla 1995-1999 yıllarında Yardımcı Doçent ve 1999-2005 yıllarında Doçent olarak çalıştı. 2005 yılından itibaren Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü nde Profesör olarak görev yapan Beril Dedeoğlu halen aynı bölümün başkanlığını da yürütmektedir. Çok sayıda makale ve kitabı bulunan Dedeoğlu, İngilizce ve Fransızca bilmektedir. Avrupa Birliği, Uluslararası Güvenlik ve Strateji alanlarında çalışmaktadır. 16

17

1996-2013 Yılları Arası Avrupa Birliği Türkiye Dış Ticaret İlişkisi Halil İbrahim Keleş* 1959 yılından beridir Türkiye, Avrupa Kapısında beklemektedir. İmzalanan Gümrük Anlaşmasından sonra Türkiye nin Avrupa Birliğine olan Dış Ticareti artmıştır. Aslında Ekonomik olarak Türkiye birçok AB ülkesinden ileri durumdadır. Avrupa Birliği nin temelini 1951 yılında kurulan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu oluşturmaktadır. 1957 yılında imzalanan Roma antlaşmasıyla birlikte Avrupa Ekonomik Topluluğu adını almıştır. İlk yıllarda ekonomi kuruluşu gibi gözükse de, zaman içinde gelişen olaylar ve oluşan ortam dolayısıyla, sosyal ve siyasal bakımdan gelişme göstermiş ve Avrupa Topluluğu adını almıştır. 1992 yılında imzalanan Maastricht Anlaşmasıyla Avrupa Birliği adını almıştır. Ortak para birimi olan Euro, 2002 yılında, İngiltere, İsveç ve Danimarka dışında diğer birlik üyeleri içinde kullanılmaya başlanmıştır. Avrupa Birliği, nitelik olarak, diğer bütünleşme hareketlerinden ayrılmaktadır. Avrupa Birliği, bünyesindeki devletlerin varlıklarına saygı gösterirken, diğer taraftan üye devletlerin yetkilerinin bir kısmını bu kuruma devretmeleri sonucunda uluslar üstü bir niteliğe kavuşmuş olması AB nin diğer birliklerden farklı olmasını sağlamaktadır. Bu fark, Birliği benzerlerinden ayıran en önemli özelliktir. Aynı zamanda belirlenen ortak siyasi ve ekonomik politikaların tüm üyeler tarafından benimsenmesi, tamamen olmasa da ülke sınırlarının kaldırılmış olması, büyük oranda ortak para birimine geçişin sağlanması birliğin birleşik devletler statüsü kazanmasını sağlamıştır. 1 AB nin ekonomik gücüne baktığımızda, Dünya nüfusunun %7 sine sahip olduğu 1 Kapusuz F.(2006), Avrupa Birliği Uyum Sürecinin Türkiye Ekonomisine Etkileri: (1980 2006), Yüksek Lisan Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi, İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü, Isparta 18

halde Dünya daki toplam ihracat ve ithalatın beşte birinden fazlasını yapmaktadır. Birlik üyelerinin kendi içlerinde yapmış oldukları ticarete bakıldığında, Birliğin dış ticareti dünya ticaretinin üçte birinden fazlasına denk düşmektedir. Türkiye ile AB ilişkileri 1959 yılında Türkiye nin Avrupa Ekonomik Topluluğu na ortaklık başvurusu ile başlamıştır. Bu başvuru 1963 yılında Ankara da Ankara Antlaşması nın imzalanmasıyla hayata geçmiştir. O dönemlerde Türkiye iç sorunlar nedeniyle AB sürecine fazla ilgi gösterememiştir. Türkiye de yaşanan askeri darbe dolayısıyla ilişkiler dondurulmuştur. Fakat 1987 yılında Turgut Özal döneminde AB üyeliği tekrar gündeme gelmiş ve Avrupa Birliğine tam üyelik başvurusu yapılmıştır. Bu başvurunun ardından Türkiye 1996 yılında Avrupa Birliği Gümrük Birliğine dahil olmuştur. 1999 yılında Helsinki zirvesiyle adaylık statüsü kazanan Türkiye, 3 Ekim 2005 yılında Lüksemburg zirvesiyle tam üyelik müzakerelerine başlamıştır. 1996 yılında Gümrük Birliğine Üye olmasıyla Türkiye ve AB ekonomik ilişkisi sürekli bir gelişme göstermiştir. Türkiye, Gümrük Birliği sonrasında, 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı ile Avrupa Birliği Bütçesi ve Topluluğun Akdeniz ülkelerine uygulanan programından kredi ve hibe yardımları almaya başlamıştır. Bu yardımların amacı, insan hakları ve Pazar ekonomisi gibi ortak değerler içinde yer alan ülkelerin iç ekonomik ve sosyal gelişmelerine destek olmaktır. Ayrıca birliğe üye ülkeler arasındaki gelişmişlik düzeyi arasındaki farkı en aza indirmekte amaçlanmaktadır. Bu amaçları gerçekleştirebilmek için Türkiye nin de bu standartlara ulaşması çerçevesi içinde idari işbirliği fonu adı altında 6 milyon Euro, Akdeniz ülkeleri ile Avrupa Topluluğu nun ilişkilerinin güçlendirilmesi kapsamında 376,4 Milyon Euro hibe, 205 milyon Euro kredi şeklinde mali yardım ve yenileştirilmiş Akdeniz Politikası adı altında 339,5 Milyon Euro kredi yardımı 2005 yılı sonuna kadar yapılmıştır. 2 1964-1999 yılları arasında Türkiye ye yapılan hibe nitelikli yardımlar toplam 526,3 milyon Euro iken, 2000-2004 yılları arasında toplam 930,5 milyon Euro dur. 3 2006 yılından 2010 yılına kadar yapılan yardım miktarı büyük bir artış göstermiş ve 2.754 Milyon Euro olmuştur. 4 2010 yılından 2013 yılına kadar da yardım miktarı artarak devam etmiştir. Bu yıllar arasında Türkiye ye 3.913 milyon Euro yardım yapılmıştır. 5 Bu yardımlarla birlikte Türkiye ye yapılan yardım miktarı 1964-2013 yılları arasında 19 milyar130 milyon Euro olmuştur. 6 İmzalanan Gümrük Birliği anlaşmasından sonra, Türkiye nin Avrupa Birliği ülkelerine ihracat ve ithalatı sürekli artış göstermiştir. Özelikle ithalat ve ihracatımızın %50 sini Avrupa Birliği ülkeleriyle yapmaktayız. AB den olan ithalat miktarımızın sürekli arttığı ve buna paralel olarak gümrük anlaşmasının etkisiyle ihracatımızın da arttığı görülmektedir. Ancak ithalat ve 2 Demir S.(2009), Avrupa Birliği Mali Yardımları, Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İktisat Anabilim Dalı, Gaziantep 3 Demir S.(2009), Avrupa Birliği Mali Yardımları, Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İktisat Anabilim Dalı, Gaziantep, s.39 4 Yücel E. (2009), Akdeniz Ülkeleri ve Türkiye ye Yönelik Avrupa Birliği Mali Yardımlarının Analizi, Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Avrupa Birliği Ve Uluslar arası Ekonomik İlişkiler Anabilim Dalı, Ankara 5 Türkiye Cumhuriyeti Avrupa Birliği Bakanlığı, http://www.ab.gov.tr/index.php?p=5 erişim Tarihi (22 Ekim 2014) 6 Tam N. (2010), 2002 Sonrası Türkiye- Avrupa Birliği Siyasi İlişkisi, Yüksek Lisans Tezi, Beykent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslar arası İlişkiler Anabilim Dalı, İstanbul 19

ihracat arasında ki farkın azalmış olmasına rağmen, istenilen düzeyde azalmadığı görülmektedir. Bu da ülkemizde cari açığa sebep olmaktadır. Yine de tam müzakere koşullarının sağlanmasıyla ihracat ve ithalat miktarlarının birbirine yaklaşması öngörülmektedir. AB ve Türkiye arasındaki ilişkilerin son yıllarda artması ekonomik olarak her iki tarafa da katkı sağlamaktadır. Gelinen son aşamada Türkiye nin AB ye tam üye olması önemli bir süreçtedir. Aslında, AB içinde Maastricht kriterlerine uymayan birçok ülke mevcuttur. Ancak AB sosyo- politik ve kültür bakımından Türkiye ye farklı bir çerçeveden bakmaktadır. Bu da oyalama taktiklerine sebep olmaktadır. Ekonomik olarak kıyaslandığında bile, Türkiye nin ekonomik standartlarının AB nin birçok üyesinden yüksek olduğu görülmektedir. Türkiye, bu süreçte, bütün eksiklerini gidermeye çalışmaktadır. Bunu başardığını da her sene açıklanan AB ilerleme Raporlarında görmekteyiz. 20