Çanakkale Zaferi, bundan 101 yıl önce vatan toprağını işgal etmek isteyen düşmana Türk Milleti nin zorlu şartlarda verdiği eşsiz bir mücadele ve kahramanlık destanıdır. Çanakkale nin aziz kahramanları 250 bin şehit ve binlerce gazisi ile vatan topraklarını işgal etmek isteyenlere geçit vermemiştir. Konu bağımsızlık olduğunda bu uğurda canı pahasına vatanını koruyan ve bunu tüm dünyaya gösteren ecdadımız ya istiklal ya ölüm diyerek bu aziz vatanı bizlere emanet ettiler. Bu mücadelenin mayasında vatan sevgisi, inanç, kahramanlık ve mücadele ruhu vardır. Çanakkale, bugünün ve geleceğin güçlü Türkiye sinin temelinin atıldığı eşsiz bir zaferdir. Vatan savunması ve bağımsızlık mücadelesinde her türlü olumsuz şartta bile azim ve inancıyla bağımsızlığından asla taviz vermeyen bir milletin torunları olmaktan büyük bir iftihar duyuyoruz. Selçuklu medeniyetinin torunlarıyla ecdadımızın bu muhteşem destanını yerinde görmek için havayolu ile Çanakkale ye gidiyoruz. Biz 1071 de Anadolu ya giren Sultan Alparslan ın ve 1915 de Çanakkale de kahramanlık destanı yazan Mehmetçiklerin torunlarıyız. Bu azim ve inançla, Çanakkale Geçilmez sözünü tarih sahnesine altın harflerle yazdıran aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Uğur İbrahim ALTAY Selçuklu Belediye Başkanı
1914 te Birinci Dünyâ Harbine sokulan Osmanlı Devleti, itilâf devletleri ile dört ayrı cephede ve bölgede ayrı ayrı çarpışmak zorunda kaldı. Osmanlı orduları Rus, Irak, Sina (Filistin-Suriye)ve Çanakkale cephelerinde umûmiyetle müttefik Almanya nın maksat ve görüşlerine uygun şekilde kullanıldı. Birinci Dünyâ Harbinde bütün kaynaklarını ve imkânlarını seferber eden Osmanlı Devleti, daha savaşın başından îtibâren Rus, Irak ve Sina cephelerinde başarısızlıklara uğradı. ÇANAKKALE SAVAŞI NEDEN VE NASIL YAPILDI? Çanakkale cephesinde dünyânın gözlerini kamaştıran emsâlsiz zaferler kazanıldı. Osmanlı Devletinin savaşa katılmasıyla itilâf devletleri için Boğazlar Meselesi birinci plânda önem kazanmıştı. Bunun üzerine Londra da toplanan savaş meclisi, Çanakkale Boğazının denizden donanma kuvvetiyle zorlanıp geçilmesine karar verdi.
Boğaz kuvvetli bir donanmanın taarruzuna dayanamayacak durumda idi. Dış savunma tertibâtı, Seddülbahir ve Kumkale ye konmuş 20 toptan ibâretti. Ara savunma bölgesi bu sırada tamâmiyle boştu. Elde mevcut bütün toplar, boğazın en dar kısmına rastlayan iç savunma bölgesinde yerleştirilmişti. Cephâne son derece kıt olduğu gibi, eldeki silâhlar da yeterli değildi. Seferberlik îlânından sonra ara savunma bölgesine bir miktar yeni bataryalar yerleştirilmiş ve boğazın aşağı kısmı mayın hatları ile kapatılmıştı. Çanakkale tahkimâtının zayıf olduğunu sezen düşman, Boğazı kolaylıkla aşacağını sanıyor ve Türk Milletinin üstün savaş gücünü hesâba katmayı unutuyordu. 3 Kasım 1914 te ilk taarruzu başlatan İngiliz filosu, Seddülbahir istihkâmlarını topa tuttu. Diğer taraftan mayın hatlarının mevcudiyetine rağmen, düşman deniz altı gemileri Marmara ya girerek gemileri batırmak sûretiyle İstanbul dan Çanakkale ye asker ve levâzım sevkine mâni oluyorlardı. 19 Şubat 1915 te, birleşik düşman donanmasının kesin hücumu başladı. Orhaniye ve Ertuğrul tabyaları şiddetli bir ateş altına alındı. Düşman gemileri Osmanlı bataryaları menziline girince ateşle karşılandılar. İngilizlerin meşhûr bir zırhlısı Orhaniye tabyasından atılan bir gülle ile hatırı sayılır bir isâbet aldı. Düşman daha fazla ilerlemeyip ateş kesti ve çekildi. 18 Mart 1915 te İngiliz ve Fransız gemileri tarafından büyük bir hücûm daha yapıldı. 16 harp gemisi 18 Mart sabahı boğaza girip tabyalara karşı şiddetli ateş açtı. Çanakkale ateşler içinde kalmış, tabyalar ile telefon bağlantısı kesilmiş, topların bir kısmı tahrib edilmiş, bâzıları toprağa gömülmüştü. Tam bu sırada Fransız gemileri nöbet değiştirmek üzere manevra yaparlarken, Bouvet zırhlısı, bir torpile çarparak battı. Yerlerini almağa gelen İngiliz gemilerinden Irresistible de çok geçmeden sulara gömüldü.
18 MART GÜNÜ YAŞANANLAR Dakika dakika 18 Mart 1915 18 Mart 1915 Çanakkale Savaşı nın dakika dakika gelişmesi şöyle: 08.15 Sancak gemisi Queen Elizabeth dretnotunun direğine Mondros Limanı nda ileriye hareket flaması çekildi. 10.00 Müttefik donanması Boğaz girişine yaklaşmaya başladı. 10.25 10.30 Türk tarafından havalanan Alman tayyaresi Boğaz a yaklaşmakta olan düşman hattını bildirdi. 1. İngiliz Filosu Agamemnon kılavuzluğunda Boğaz dan içeriye girdi. Gemiler savaş konumuna geçti. Filonun önündeki muhripler muharebe alanını taramakta ve savaş gemilerine yol açmaktaydılar. Triumph ve Prince George savaş gemileri sancak ve iskele yönlerinde kıyılara yaklaştılar. 11.00 Kumkale gerisinden açılan obüs ateşimiz savaş gemilerini etkisi altına aldı. 11.39 1. Filo daki İngiliz gemileri, ağır topları ile 14.000 yardadan merkez tabyalarımıza cehennemi bir ateşe başladılar. Queen Elizabeth Anadolu Hamidiye Tabyası nı, Agamemnon Rumeli Mecidiye Tabyası nı, Lord Nelson Namazgâh Tabyası nı, Inflexible Rumeli Hamidiye Tabyası nı yok etmek için ateş ve ölüm kusuyordu. 11.45 Queen Elizabeth in Çanakkale içine düşen bir mermisi şehirde yangına neden oldu. 11.55 Agamemnon ile Lord Nelson, Rumeli Mecidiye Tabyasını bombardıman altına aldı. 11.59 Weymouth Kruvazörü, Yenişehir mevkiini toplarıyla dövmeye başladı. 12.00 Müstahkem mevkiinde muhabere santralımız isabet aldı, karargâhla savunma hatlarımızın irtibatı kesildi. Triumph, Çanakkale yi döverken, Çimenlik Tabya sında büyük bir patlamayla cephanelik havaya uçtu. 12.01 Rumeli Tabyası nın iki topu muhabere dışı kaldı.
12.06 12.20 12.23 12.25 12.27 12.45 13.00 13.15 13.20 13.47 13.50 14.00 14.30 14.50 15.00 15.15 15.20 16.20 16.30 16.35 17.15 17.50 18.00 18.05 18.10 19.30 22.30 Amiral de Robeck 3. Filo ya taarruz emrini verdi. 3. Filo yu oluşturan Fransız gemileri 1. Filo nun önüne geçti. Inflexible gemisine refakat eden istimbot battı. Inflexible ağır yara aldı. Anadolu Hamidiye Tabyası na düşen bir mermi kışlayı yaktı. Prince George, Mesudiye Tabyası nı ateş altına aldı. Agamemnon 25 dakika içerisinde 12 isabet aldı. Bombardımanın şiddeti gittikçe artmaktadır. İngiliz muharebe kruvazörü Inflexible vuruldu. Irresistible, Cornwallis, Vengeance, Kumkale arkasından çıkıp borda düzeninde Boğaz a girdiler. Anadolu Hamidiye Tabyası karantina hizasında Çanakkale ye yaklaşmak isteyen Bouvet ı ateş altına aldı. Taarruz emrini alan Fransız Amiral Guepratta, İngiliz hattının önüne geçti. Inflexible su kesiminin altından ağır bir yara alarak çekildi. Agamemnon zırhlısı aldığı 7 isabet sonucu Inflexible ile aynı kaderi paylaştı. Gemilerden yapılan top ateşi kesildi. Bataryalarımızın atışları ağırlaştı. Düşmanın altı balıkçı gemisi mayın aramak için savaş alanına geldi. Bouvet vuruldu ve 639 kişilik mürettebatıyla alabora oldu. Yarım saat süren duraksamadan sonra ateş yeniden şiddetlendi Namazgâh Tabyası na düşen bir mermi kışlanın çatısını uçurdu. Anadolu Hamidiye Tabyası ateşini yeniden Irresistible a yöneltti. Irresistible bir mayına çarparak, iskele yönüne yattı ve dumanlar içinde kaldı. Wear gemisi ile bir istimbot Irresistible ın yardımına gitti. Irresistible nin kurtulma şansının olmadığı görülerek 610 personeli tahliye edildi. Amiral De Robeck 2. Filo ya çekilme ve Ocean ın Irresistible i yedeğe alarak kurtarma emri verdi. Ocean Irresistible a yaklaştı, ancak yedeğe alma şansı olmadığına karar verildi. Irresistible, Rumeli Mecidiye Tabyası na 14.000 yarda mesafede kaderine terk edildi. Amiral De Robeck Irresistible ın kaderine terk edilmesi üzerine daha fazla kayıp vermemek için genel çekilme emri verdi. Ocean, Çanakkale ve Soğanlıdere bataryalarının yoğun ateşleri altında geri çekilirken mayına çarptı ve 15 derece eğildi. Gemi komutanı Hayes Sadlerı yakında bulunan Coln, Jed, Chelmer muhriplerine yardım çağrısı gönderdi. Gemi personeli tahliye edildikten sonra Ocean da kaderine terk edildi. Ocean akıntının etkisiyle Morto koyuna doğru sürüklendi. Ocean ve Irresistible battı.
ÇANAKKALE SAVAŞI NEDİR? Çanakkale Savaşları, Birinci Dünya Savaşı içinde tarihin en kanlı bölümü olarak bilinir. Türk milletinin sayısız zafer, şan ve şerefle dolu tarihinin en parlak sayfasıdır. I.Dünya Savaşı ndan kısa bir süre önce, 1911-1912 yıllarında Osmanlı Devleti son Afrika topraklarını İtalya ya kaptırmış, 1912-1913 Balkan Hezimeti ise, Rumeli deki son Türk hakimiyetini silip süpürmüştür. Bulgar Ordularının İstanbul kapılarını zorlaması, 500 yıldır Türk olan Rumeli nin kaybı, İstanbul ve boğazların güvenliğinin tehlikeye girmesi, o zamanın devlet adamlarında siyasi yalnızlığımızın tabii bir sonucu olarak değerlendirilmiştir.
Balkan savaşının kötü hatıralarının tesiri altında kalan her iki blokta Türk ittifakını küçümsemişler ve bu ittifakın kendileri için bir yük olmasından endişe etmişlerdi. Ancak, Alman İmparatoru, her iki blok arasındaki savaşta, Osmanlı devletinin hiç değilse bir kısım düşman kuvvetini meşgul edebileceği gerekçesiyle müdahale etmiştir. Bu suretle Osmanlı devleti, kaderini alelacele, 2 Ağustos 1914 te «Üçlü ittifak a bağlamıştır. İşte Çanakkale Zaferini yaratan kuvvet. 1914 yazında küçümsenen değeri hakkında yanlış teşhis konan bu TÜRK ORDUSU dur. Avrupa da savaş bütün şiddetiyle sürerken, hareket harbinin yerini siper harbi almıştır. Bu cephede yarma yapmak ve kesin sonuç almak son derece zorlanmıştır. Halbuki «üçlü itilaf»ın askeri gücü günden güne artmaktadır.
Bu güç, hareket savaşına müsait başka savaş alanlarında kullanılmalıdır. İngiltere Başkanı Lloyd GEORGE ve Bahriye Nazırı CHARCHILL bu görüşü benimsemişlerdir. Çanakkale Savaşları, işte bu görüşü benimseyenlerin esiridir. Hareket sahası olarak Gelibolu Yarımadası nın seçilmesi, bu bölgenin jeopolitik bakımdan çok büyük öneme sahip olmasındandır. Boğazlar, Güney Rusya ve bütün karadeniz kıyılarının açık denizlere olan tek çıkış noktasıdır. Harp halinde bu geçidin kapanması, Rusya için hayati önem taşımaktadır. Bunun için uzun ve sürekli bir savaşın gerektirdiği silah, cephane ve malzeme ikmalini temin edemeyecek durumdadır. Zira, Rusya nın insan ve hammadde kaynakları zengin, fakat sanayi ve mali imkanları sınırlıdır. Bu durumda boğazlar doğu cephesinin en müsait ve hayati menzul hattını teşkil etmektedir. Bu geçidin açılmasıyla Rusya yı takviye edecek, batı cephesinin yükünü hafifletecek, dolayısıyla savaşı kısaltacaktır.
Osmanlı devletinin savaş dışı edilmesiyle, muhtemelen Balkan devletleri ve İtalya «itilaf» devletleri yanında savaşa katılacaklardı. O zaman İngiliz Bahriye Nazırı olan CHURCHILL in ısrarla üzerinde durduğu bu fikirlere önceleri pek itibar edilmemiştir. Ancak 1914 Aralık ayında başlayan Türk Sarıkamış harekatı üzerine telaşlanan; çok zor durumda kalan hiç değilse bir kısım Türk kuvvetlerinin başka Cephelere çekilmesini isteyen ve Rusya nın yükünü azaltmak için Çanakkale seferine karar verilmiş, fakat kesin neticeyi batı cephesinde arayanları geri duruma düşürmemek amacıyla önce sadece donanmayla ve zorla Çanakkale Boğazı geçilmeye çalışılmıştır.
ÇANAKKALE SAVAŞI DOKTORLAR Savaş öncesinde Seddülbahir, Kilidülbahir, Eceabat, Bolayır, Kumkale ve Çanakkale de 25-100 er yataklı birer revir, ayrıca Çanakkale de 250 yataklı bir hastane vardı. Savaş süresince Yaralanıp mevzi gerisine alınanlardan önce yaralı yuvalarında ilk tedavileri yapılanlar ya tekrar cepheye veya kıta sargı yerlerine gönderiliyorlardı. Buralardan geriye gönderilenler, önce hafif yaralı toplama yerlerine, yarası ağır olanlar, araba durak yerlerine götürülüyor, buradan da büyük sargı yerlerine ulaştırılıyordu. Büyük sargı yerleri; Kerevizdere, Tenger deresi, Soğanlı dere, Havuzlar deresi, Kuruca dere ve Matik dere bölgelerinde açılmıştı. Tümen sıhhiye bölükleri, gelen yaralı ve hastaların tedavisini yapmakta, gerekenleri ise seyyar hastanelere veya menzil hastanelerine yollamaktaydı.
Bir ara orduda baş gösteren bit salgınını önlemek için seyyar etüvlerin birliklere verilmesine çalışılmış, yetmemesi halinde, elbise ve eşyaların sahra fırınlarından ve hatta ekmek fırınlarından geçirilmesi önlemlerine başvurulmuştu.
Kanlı Muharebelerin yapıldığı kritik günlerde tümen sıhhiye bölüklerine 2000 kişinin birden geldiği ve bu yüzden sargı bezi sıkıntısının çekildiği görülmüştür. 5. Ordunun sağlık teşkilleri, muharebelerin şiddetlenmesiyle gittikçe takviye edilmiş ve 6 Temmuz 1915 te hastane sayısı 26 ya yatak sayıları genel toplamı ise 110.700 e ulaşmıştı. Özellikle savaşın sonuna doğru çoğalan yaralıların artışında Hastane sayılarının arttırılmasında sivil halkın büyük katkısı olmuş, muharebe alanı bölgesindeki hemen hemen bütün köylerin halkı elindeki yatağını orduya vermekte adeta yarış etmişti. Ordunun kuzey ve güney gruplarındaki çarpışmalarda günde oluşan 3.000-4.000 yaralama vakası karşısında büyük sıkıntılara düşülmüş, bunların bakımı ve yatırılması için ilk müdahalelerden sonra memleket içi hastanelere gönderilmeleri gerekmişti. Yaralı ve hastaların muharebe alanı gerisindeki sağlık kurumlarına taşınması için hasta taşıt araçlarından ve cephane getiren taşıt kollarından yararlanılmaktaydı.
Ağır ve hafif yaralılar ayrı kafileler halinde gönderiliyordu. Hasta ve yaralı kafile kolları, her 20 kilometrede kurulan 50 şer yataklı sağlık istasyonları arasında çalışıyor, hasta ve yaralılarını, burada bekleyen diğer hasta taşıt kol veya arabasına devrediyordu. İlk tedavisi yapılarak memleket içi hastanelere gönderilmesi gerekenlerin bir kısmı Eceabat veya Akbaş iskelelerine gönderilmekte ve burada yüklerini boşaltarak dönmekte olan vapur, taka, mavna veya yelkenlilere bindirilmekteydiler. Bu sırada İngiliz uçakları ve muharebe gemileri yaralıları taşımakta olan gemilere taarruz etmekte ve durumlar daha da güçleşmekteydi. Nitekim bu gemiler 1 Mayıs 1915 te Eceabat ta 2500 yaralıyı barındırmakta olan hastaneyi topa tutarak yıkmış ve içlerinde iki İngiliz tutsak ağır yaralı er olmak üzere pek çoğunun ölümüne neden olmuşlardır. Cephedeki yaralıların alınması ve ölülerin kaldırılması için zaman zaman birkaç saatlik ateşkes yapılmaktaydı. Nitekim 4 Mayıs gecesi yapılan İngiliz taarruzunda her iki taraf ağır zayiat vermiş ve yapılan böyle bir ateşkes te 500 İngiliz ölüsü kaldırılmıştı.
ÇANAKKALE SAVAŞI LİSELİLER 1912 de 60 mezun veren Galatasaray Lisesi, 1915 yılında 18, 1916 da 4 ve 1917 de 5 öğrencisini mezun edebildi. Çanakkale ye gönüllü olarak gitmek üzere başvuran İstanbul Lisesi öğrencileri, 13 Mayıs 1915 te Arıburnu na sevk edilen ikinci tümene katıldılar. Lise öğrencilerinin kolunda sarı kurdele bağlıydı. 19 Mayıs Taarruzu nda, hedef olmamaları için bu kurdeleleri çıkarmaları emredilmişti onlara Ama sadece İstanbul Lisesi bu taarruzda 50 öğrencisini kaybetti. Bu haber duyulunca okuldaki öğrenciler, okulun kapılarını ve pervazlarını siyaha boyadılar ve Çanakkale zaferinden sonra okulda yapılan yoklamada şehitlerin ismi okunduğunda Şehit Cennet-i Âlâ da! diye bağırdılar.
1911 de 64 öğrencisini mezun eden Kastamonu Abdurrahman Paşa Lisesi 1916-1917 de cepheye gidenler nedeniyle hiç mezun veremedi. 1916-1917 öğretim yılında Balıkesir Lisesi, Çanakkale Savaşları nda 94 şehit verdi. Balıkesir Erkek Muallim Mektebi nden de büyük miktarda öğrenci harbe dâhil oldu ve bu okul, 1914-1918 yılları arasında yalnızca 2 mezun verebildi. Balıkesir de yayınlanan Karesi Gazetesi nin o günlerde verdiği bir habere göre, babaları Balkan Savaşı nda şehit düşen ve Edirne Lisesi nden Balıkesir Lisesi ne yatılı olarak nakledilen 25 izci öğrencinin tamamı gönüllü olarak Çanakkale ye gitmiş ve orada şehit olmuştu. 17 yaşındaki öğrencilerini cepheye gönderen Sivas Lisesi nde öğrenciler okuldan ayrılırken, hocalarına hitaben tahtalara; Hocam biz Çanakkale ye gidiyoruz. Hakkınızı helal edin. diye yazdılar. Savaşa giden öğrencilerin geri dönmemesi nedeniyle 1915 te Sivas Lisesi nde hiç mezun verilmedi. Edirne Lisesi nin öğretmen ve öğrencileri de harbe katılmıştı, onlar da geri dönemedi. 1911 de 64 öğrencisini mezun eden Kastamonu Abdurrahman Paşa Lisesi 1916-1917 de cepheye gidenler nedeniyle hiç mezun veremedi. Trabzon, Erzurum ve Konya Gazi liselerinde de durum bundan farksızdı. Bu savaş Çanakkale İçinde Aynalı Çarşı türküsündeki gibi ülkeye gençliğim eyvah dedirtti ama o öğrencilerin cesaret aşılayan mücadelesi hem Çanakkale den zaferle dönenlerin hem de sonraki kuşakların vatanı müdafaa kararlılığını artırdı.
ÇANAKKALE SAVAŞINDA ASKER KARAVANASI Türk resmî kaynaklarında Tayinat ve Yem Kanunu na göre bir erin günlük payı şöyleydi: 600 gr un, 250 gr et ya da 125 gr kavurma, pastırma, sucuk ya da konserve et, 86 gr pirinç, 10 gr yağ, 20 gr soğan ve tuz. Bunun yanında etin dörtte birine karşılık nohut, fasulye gibi kuru sebze, sebze konservesi veya yaş sebze veriliyordu.
Ancak beslenmede yiyecek maddelerinin sağlanamaması veya gönderilmesinde güçlük çekildiği zamanlarda günlük istihkak daha da azalıyordu. Günde 250 gram verilmesi gereken et 62 grama ve daha sonra da 31 grama indirilmişti. Günlük yiyeceklerin dışında her ere demirbaş yiyecek sayılan peksimet verilmekteydi. Yedek Subay olarak Çanakkale de savaşanlardan Münim Mustafa Orada bulunduğumuz müddet zarfında gözümüzde tüten şeylerden biri de şeker ve sirke idi. Ah bir damla sirke, bir parça şeker. Ne enfes şeymiş. Dünyanın bu nefis gıdalarını görmek, kokusunu duymak da yetişir. Ah bir tabak salata... diyordu.
Çanakkale de 9. Tümen Komutanı Alman Albay Hans Kannengiesser e göre erzak azlığından Türk ordusunun başyemeği soğuk bulgur pilavıydı. Ancak asker özellikle et ve pirinç pilavına çok düşkündü. Sabahları un çorbası verilmekteydi. Öğle ve akşam yemeklerinde yağlı, bazense etli çorbaya devam ediliyordu.
Sipere gidenlere bir parça ekmek ve bir mendile sarılmış birkaç zeytin verilirdi. Savaş sırasında Çanakkale Cephesi ne giden Gazeteci Ruşen Eşref (Ünaydın) Bey e göre pilavın yanında hoşaf da veriliyordu. Bir araştırmaya göre Çanakkale de askerlerin menüsünde genellikle pirinç çorbası, etli kuru fasulye, etli nohut, bulgur pilavı, kuru bakla ve hoşaf bulunmaktaydı. Ayrıca çerez olarak kuru üzüm ve fındık da verilmekteydi. Et ve taze sebze hemen hemen hiç verilememişti.
ÇANAKKALE SAVAŞINDA KONYALI ŞEHİTLERDEN BAZILARI
"BİZ 1071 DE ANADOLU YA GİREN SULTAN ALPARSLAN IN VE 1915 DE ÇANAKKALE DE KAHRAMANLIK DESTANI YAZAN MEHMETÇİKLERİN TORUNLARIYIZ." UĞUR İBRAHİM ALTAY SELÇUKLU BELEDİYE BAŞKANI #bununadiask