Her þeyin azý karar çoðu zarar derler. Ahmet Arif'in dizelerindeki gibi "Zemheri de uzadýkça uzadý"



Benzer belgeler
Her şeyin azı karar çoğu zarar derler. Ahmet Arif'in dizelerindeki gibi "Zemheri de uzadıkça uzadı"

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

ali hikmet ÞEYTAN UÇURTMASI

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama Haftanýn Testi...25

============================================================================

Ferit Edgü YARALI ZAMAN BÝR DOÐU YOLCULUÐUNDAN NOTLAR

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Türk Kütüphaneciliði 21,1(2007), 75-87

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

============================================================================

1.Aşağıdaki isimlere uygun sıfatkarı getiriniz.(büyük, açık, tuzlu, şekerli, soğuk, uzun,güzel, zengin)

Haberler / News. Dizin / Index. Hayýrsever iþ adamýndan

Pelitcik ve Sarıkavak Köyleri-Çamlıdere (04 Ekim 2009) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr)

============================================================================

ÝÇÝNDEKÝLER ANLAM BÝLGÝSÝ...13 YAZIM BÝLGÝSÝ...23 DÝL BÝLGÝSÝ...25 ANLAM BÝLGÝSÝ...27 YAZIM BÝLGÝSÝ...37 DÝL BÝLGÝSÝ...39 ANLAM BÝLGÝSÝ...

Ali Çolak. Bir Bahçe Düþü

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

A t t i l â Þ e n k o n

Sezen Aksu 2. Çok Ayýp. Söz - Müzik: Sezen Aksu. Kulaðýma geliyor, atýp tutuyorsun, ileri geri konuþuyorsun aleyhimde. Çok ayýp, çok ayýp.

Yücel Terkanlýoðlu. HTML clipboard. Yaþamadýklarýndýr Dünyan! Uykuyla geçirdiðim her an, Benim için yitik bir zaman. Rüyayla devirdiðim kazan,

ÇEVREMİZ VE BİZ 1.park 2.büfe 3.okul 4.banka 5.otel 6.market 7.alışveriş merkezi 8.kafe 9.hastane 10.köprü 11.nehir 12.kafe 13.spor salonu 14.

Sami Paþazade Sezai Kedi Öykülerinin En Güzelini Yazdý

7AB 2 nd SEMESTER TURKISH FINAL REVIEW PACKET. 1. A: Adın ne? B:... a) Adım Alex b) Adın Alex c) Adımız Alex d) Adları Alex

Dörtkonak Köyü-Çamlıdere (08 Mart 2009)

ÇANKIRI-ILGAZ (19-20 Şubat 2011)

============================================================================

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Kızlarsivrisi (3070 m) (27-28 Haziran 2015) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ÖYKÜ NÜN GÜNLÜĞÜ GÜNLÜĞÜM

GÜNLÜK SİYASİ YEREL GAZETE

sayý 94 yýl : 17 MART - NÝSAN 2009

Osmaniye Belediyesi Osmaniye Kent Konseyi Eğitim, Kültür ve Sağlık Meclisi Sayfa 44

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU VE ÖZEL İLKÖĞRETİM OKULU EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 8.VELİ BÜLTENİ

BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ

Ünite 01: Arapçada Kelime ve Cümle Çeşitleri

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir.

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

Olay, Muallim. Aşırı sürat kaza getirdi

SATILMAZ EĞİTİM AMAÇLI KULLANILMAK İÇİN ÇOĞALTILMIŞTIR

EMO-Genç Yaz Eðitim Kampý Tamamlandý

B A R T I N İ L H A L K K Ü T Ü P H A N E S İ. Sizleri de Bekliyoruz..

A y þ e S a r ý s a y ý n Kuþlarla Giden

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý.

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ŞUBAT - MAYIS 2017 ETKİNLİK TAKVİMİ

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN

yaşam boyu bağlanırsanız.

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi

Efsanevi Tren Yolculuğu Trans Sibirya 4

Ilgaz (14 Şubat 2010) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr)

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

135 yýlý geride býrakan köklü bir mizah dergisi geleneðine sahibiz, ama mizah dergilerimiz

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Puslu Manzaralar. Yazar Volkan DURMAZ Cuma, 16 Ağustos :35 - Son Güncelleme Cuma, 16 Ağustos :44 1 / 9

HEM DÜŞÜNECEĞİZ, HEM ÖĞRENECEĞİZ HEM DE SÜRPRİZ HEDİYELER KAZANMA ŞANSINA SAHİP OLACAĞIZ.

Yaz l Bas n n Gelece i


Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı. Murat dağı (2312m)

ORTA HAZIRLIK TÜRKÇE ORTAK SINAVI Açıklamalar GRADE. (20 Aralık 2015, Pazar)

Çukurören Köyü-Çamlıdere (10 Mayıs 2009) Yazan ve fotoğraflayan: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr)

Iron Butt Reports - 09 July 2011

Kimler aptal olarak kabul edilir? Sanki bunu herkes biliyormuþ gibi ama bundan ne

SOSYAL DESTEK PROGRAMI (SODES) 2012 YILI PROJELERİ

SINIRSIZ ZİYARETLER. Nermin Er in ev atölyesi

FOTOÐRAFLAR VE TAZÝYE DEFTERÝ

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

Bir Kadın 3 Sanat Sergisi açıldı

1) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yapılmamıştır?

3. Yazma Becerileri Sempozyumu. Çağrışım: Senden Kim Çıkacak?

Aşşk Kahve ve Laduree

Eylemlerin, eylemsilerin, sıfatların ve zarfların anlamlarını çeşitli yönden etkileyen sözcüklere zarf denir. Ör. Büyük lokma ye: büyük konuşma. Ör.

Sandras (Çiçekbaba) (2295 m) (23-25 Nisan 2010) Yazan: Hüseyin Sarı ( Fotoğraflar: Hüseyin Sarı. Sandras zirve (2295 m)

Ulaşım araçları, resimden sözcüğe (karelere, resimlerin numaralarını yazınız)

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı. Filistin ile yatıp, Gazze ile kalkıyoruz.


> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

BİR SEMPOZYUM HİKAYESİ

Konumuz sol içi cinayetler, özel olarak da Acilciler bünyesindeki cinayetler

Kırkpınar Yaylası-Ilgaz (11 Ekim 2009) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr)

SOSYAL DESTEK PROGRAMI (SODES) 2011 YILI PROJELERİ

PazaR. Sorular cevaplar ve geçmeyen dudak izleri... Aziz Nesin lik. kanun taksimi hicaz oldu n Aziz Þah. Eski bir okul. n Aydýn Adamoðlu.

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

17 ÞUBAT kontrol

19 Nisan Yürüyüşle ilgili son hatırlatmak istediklerimiz ise şöyle:

Kızılcahamam Köyleri: Dereneci, Gebeler, Berçin Çatak, Süleler (7 Kasım 2010)

Doğum Günü Hediyesi. Ücretsiz kargo lu ürün seçenekleri ile 1001hediye.com.tr adresinde, doğum günleri için harika hediyeler var.

Ajmer-Jodhpur

Transkript:

Okuyucu mektuplarý / Letters from Readers Türk Kütüphaneciliði 20,1 (2006), 101-110 101 Çankýrý Ýzlenimleri - I Aþaðýdaki yazýda; Çankýrý Ýl Halk Kütüphanesi Müdürlüðü, Edebiyatçýlar Derneði ve Türk Kütüphaneciler Derneði Çankýrý Þubesi'nce 9 Þubat 2006 tarihinde ortaklaþa düzenlenen "Edebiyat Eðitiminde Çaðdaþ Yaklaþýmlar" konulu panel ve Edip Cansever'in 'Bir Mendil Niye Kanar' konulu 'Þiir-Müzik Dinletisi' etkinliðine katýlan panelist Erdal ATICI'nýn izlenimleri aktarýlmaktadýr. Bu yýl kýþ bir baþka geldi Ankara'ya. Zemheri de bitmek bilmiyor bir türlü. Soðuk ve kar bir Acem Halýsý gibi örttü, aðaçlarý, sokaklarý, evleri, evlerin kýrmýzý çatýlarýný... Nereden bakýlsa yerde 20 santim kar var. Çocuklar buðulu camlara adlarýný yazmaktan býktýlar. Özlem dolu gözlerle bakýyorlar, apartman aralarýna sýkýþmýþ küçücük parklara. Çocuklar ve parklar ilkbaharýn yolunu gözlüyor... Her þeyin azý karar çoðu zarar derler. Ahmet Arif'in dizelerindeki gibi "Zemheri de uzadýkça uzadý" Edebiyatçýlar Derneði Baþkaný Gökhan Cengizhan, "Çankýrý'da bir Edebiyat etkinliði düzenliyoruz gelir misin?" diye, iki ay önceden aramýþtý. "Gelirim" demiþtim. Sayýlý gün çabuk geçiyor. Ýnsanýn günleri 35 yaþýndan sonra kanatlý bir kuþ olup sonsuzluða doðru uçarmýþ. Her geçen gün saçýmýzdaki aklar, yüzümüzdeki çizgiler çoðalýyor. Geçip gidiyor ömür... Gökhan Bey iki gün önce anýmsattý. "Çankýrý etkinliðimiz 9 Þubat 2006 Perþembe günü" diye. Edebiyatçýlar Derneði ve Çankýrý Valiliði, Ýl Halk Kütüphanesi düzenliyor etkinliði. Perþembe saat: 14 de "Edebiyatta Çaðdaþ Yaklaþýmlar" konulu panel var. Konuþmacýlar; M. Þerif Onaran, A. Kadir Paksoy, Nizamettin Uður, Erdal Atýcý. Ayný gün akþam bir de þiir dinletisi var. Dinletiye þairler; A. Kadir Paksoy, Cansu Fýrýncý, Ahmet Antmen, Vadi Çiçekli (Çankýrý Emniyet Müdürü) Kemal Aslan (Çankýrý) ve Betül Tarýman katýlacak. Sabah erken saatlerde buluþma yeri olan Ankara Tren Garý'na doðru yola çýkýyorum. Sýrtýmda iki çanta. Opera'da otobüsten inip Gençlik Parký'nýn içinden istasyona doðru yürüyorum. Koca park ýssýz ormanlar gibi sessiz. Nerede o cývýl

102 Okuyucu mektuplarý / Letters from Readers Erdal Atýcý cývýl kuþlar. Babasýnýn, annesinin elinden tutmuþ yürüyen çocuklar. Nerede çarþý iznine çýkmýþ kýsa saçlý askerler? Nerede Ankara'nýn konuklarýna ve askerlere sabahtan akþama "Þaban" filmi oynatýp çay satan garsonlar. "Çekirdek" diye ortalýðý inleten seyyar satýcýlar... Ya dondurmacýlar... Karla kaplý Gençlik Parký içinde bir tek ben varým ve ben de güçlükle yürüyorum. Lunapark'ýn kapýsýna kilit vurulmuþ. "Mevsim nedeniyle kapalý" Bütün oyuncaklarý uluorta býrakmýþlar. Oyuncaklar, buðulu camlara adýný yazan çocuklarý bekliyor. Binlerce kuþu yapraklarýnýn arasýnda saklayan büyük kavak aðaçlarý bütün heybetini yitirmiþ. Tutsak olmuþ zemheri soðuðuna. Dallarda sarkan ýþýl ýþýl buz kýlýçlarý baþýma düþer diye düþünüp hýzlý atýyorum adýmlarýmý. Ankara Tren Garý olaðan sabahlarýndan birini daha yaþýyor. Gözlerinden yorgunluk akan yolcular iniyor. Þark Ekspresi düdüðünü çalýyor. Devam edecek yolcularýn 15 dakika içinde yerlerini almalarýný istiyor ses büyültenler. Metalik ses yankýlanýyor tarih kokan duvarlarda. Sabahçý salonunda masa üstüne baþýný dayayýp kalmýþ yolcular. Bir elleri çantalarýnýn sapýnda. Sanki tren gelir gelmez uykudan sýyrýlýp yürüyüvereceklermiþ gibi uyuyorlar. Dünyada ne kadar ayrýlýk ve buluþma varsa bu istasyonlarda gerçekleþiyor. Bekleyenler mutlu. Ayrýlacak olanlar üzgün. Uzun boylu bir delikanlý, sevgilisinin sarý saçlarýný kavrýyor, beline sarýlýyor. Sonra hiç umulmadýk bir hareketle tutup öpüyor. Genç kýz direnir gibi yapýp býrakýveriyor delikanlýnýn kolalarýna kendini. Yaþlý bir adam yanlarýndan geçerken baþýný çeviriyor. Genç kýz kurtuluyor elinden, elini tutuyor, gözleri sulanýyor. "Býrakma beni, gidip dönmemek var" diyor. Kim bilir kaç kiþi giderken yüreðiyle birlikte gitmiþtir uzaklara? Diye düþünüyorum. Genç kýz trene doðru uzaklaþýrken, ben ikisinin de arkalarýndan bakýyorum. Onlarla birlikte bin yolculuk yapýyorum çocukluðumdan bugüne. Ayrý yollardan ayrý trenlerimle. Her bir yolculuðumda ayrý bir yaþam büyütüyorum.

103 Gökhan Cengizhan dostum, "merhaba Erdal" deyince sýyrýlýyorum bütün bu yolculuklarýmdan. "Kimse gelmemiþ" diyor. Þaþkýnlýkla "gelmemiþ" diyorum. Garýn önüne çýkýp beklemeye baþlýyoruz. Þair A. Kadir Paksoy iki çantayla bir taksiden iniyor. Selamlaþýyoruz.. Hoþ beþ ederken Nizamettin Uður geliyor. Tanýþtýrýyorlar bizi. Nizamettin Uður'u güzel þiir inceleme yazýlarýndan tanýyorum aslýnda. "Ben kahvaltý yapmadým, simit ve çay isteyen var mý?" diye soruyor. A. Kadir Aðabey de benim gibi sabah kahvaltýsý yapmadan dýþarý adýmýný atmazmýþ. Biz konuþurken tren garýna sýrtlarýnda gitar ve sýrt çantalarýyla dört genç giriyor. "Gençler de geldi" diyor Cengizhan. Gökhan Cengizhan, "Mustafa Þerif Onaran küçük bir kaza geçirip belini incitmiþ gelemeyecek" deyince üzülüyorum. Mustafa Þerif Onaran'la kitap ve dergiler üzerine söyleþmeyi planlýyordum oysa kafamda. Cumhuriyet Gazetesi Kitap Eki'nden her hafta ilgiyle izliyorum. "Önemli olan saðlýk" diyorum... Birkaç dakika sonra Çankýrý Ýl Halk Kütüphanesi Müdürü Dursun Yaðmur geliyor. Tanýþýyoruz. Güler yüzlü cana yakýn bir adam. Bizi arabaya davet ediyor. Çantalarýmýzý yüklüyor ve karýn tamamen yuttuðu Ankara'dan bir baþka kente doðru yola çýkýyoruz. Çankýrý - Ankara arasý yaklaþýk 130 Km. Çubuk yol ayrýmýna varmadan Akyurt yoluna sapýyoruz. Yol kenarýnda kar kalýnlýðý bir metreye yaklaþmýþ. Ankara'dan uzaklaþtýkça kar kalýnlýðý artýyor. Yalnýz kentler, kasabalar, köyler geçiyoruz. Yaþam durmuþ gibi görünüyor. Hayalet köyler... Duman tüten evlerde; anlýyoruz ki yaþam bu evlerde sürüyor.. Sürücümüz Ali Bey çok dikkatli. Aðýr çýkýyor yokuþlarý. Yer yer buzun üstünde gidiyor arabamýz. Ne cesaret bizim ki... A. Kadir Paksoy Aðabeyimiz yola çýkmadan Çankýrý ile ilgili ayrýntýlý bir araþtýrma yapmýþ. Kýsa kýsa notlar almýþ. Dursun Yaðmur'a soruyor. "Çankýrý Tanrýlar kenti demekmiþ doðru mu?" diye. Doðuluyor Dursun Yaðmur. A. Kadir Aðabey hazýrlýklý, Selçuklulardan kalma "Taþ Mektep"i, "Ulu Camii"yi,

104 Okuyucu mektuplarý / Letters from Readers Erdal Atýcý "Çankýrý Kalesi"ni soruyor. "Sizi oralara götüreceðiz" diyor Dursun Yaðmur. Çankýrý denilince benim aklýma ilk gelen Nazým ve Nazým'ýn yattýðý "Çankýrý Hapishanesi." Nazým, 1940 yýlýnda kýsa bir süre yatýyor Çankýrý'da. Çankýrý mahrumiyet bölgesi o zaman ve küçük bir kasaba görünümünde. Çankýrý hapishanesinde kýsa süre kalmasýna karþýn gelecekte yazacaðý eserlere kaynak topluyor Nazým... Þiirler yazýyor Çankýrý için; Bugün Çarþamba; -biliyorsun- Çankýrý'nýn pazarý Demir kapýmýzdan geçip Kamýþ sepetimizde bize kadar gelecek Yumurtasý, bulguru Yaldýzlý, mor patlýcanlarý... Dün köylerden inenleri seyrettim. Yorgundular Kurnaz Ve þüpheli, Ve kaþlarýnýn altýnda keder Erkekler eþeklerde, Kadýnlar çýplak ayaklarýnýn üstünde geçtiler Herhalde içlerinde senin bildiklerin vardýr. Herhalde iki çarþambadýr pazarda: Kýrmýzý baþörtülü ve "kibirsiz" Ýstanbulluyu aramýþlardýr. Çankýrý, 20. 7. 1940 "Hapishaneyi de gezeriz" diye geçiriyorum içimden. Birkaç yýl önce Tarihi

105 Sinop Cezaevini gezmiþ, unutulmaz þair Sabahattin Ali'nin "Aldýrma Gönül" þiirini yazdýðý odada gözlerimi kapatýp "dýþarýda deli dalgalar"ý duymuþtum. Odanýn kapýsýnda "Sabahattin Ali burada yattý" yazýsýnýn altýnda hüzünle durup, sanatçýlarýmýzýn, aydýnlarýmýzýn, yazarlarýmýzýn, þairlerimizin yaþamlarýný nasýl burunlarýndan getirdiðimizi düþünmüþtüm. Karlý daðlarý ve ovalarý birer birer aþarken Nazým'ýn, Sabahattin Ali'nin þiirlerinin arasýnda kaybolup gidiyorum. A.Kadir aðabey Çankýrý Kütüphane Müdürü Dursun Yaðmur'la söyleþiyi koyulaþtýrmýþ. Arkada oturan gençler kendi havalarýnda.nizamettin Uður da elindeki notlarý, büyük bir ciddiyetle altýný çize çize okuyor. Çankýrý Ýzlenimleri - II Daðlarýn, tepelerin ardýnda büyük bir düzlüðe iniyoruz. Saat : 13: 00'da Çankýrý'ya varýyoruz. Polis evinin önünde Çankýrý Emniyet Müdürü Sayýn Vadi Çiçekli karþýlýyor bizi. Tek tek elimizi sýkýp "hoþ geldiniz" diyor. Vadi Çiçekli Erzincan'da görev yaptýðý günlerde "La Poite Travaille" adýnda bir edebiyat dergisi çýkarmýþtý. Bu derginin adý üzerinde yoðun bir tartýþma yapýldý. Birçok gazete Vadi Beyle söyleþiler gerçekleþtirdi. Derginin adýnýn Türkçe karþýlýðý: "Þair Çalýþýyor" Anadolu'da Fransýzca adla bir dergi çýkmasý basýnýn büyük ilgisini çekmiþti. Vadi Çiçekli'nin "18:15 Yalova Vapuru" "Býrakýn Aðaçlar Beklesin Daðlarý" "Þiir Yürürlükten Kalkmadý Daha" "Rüzgarýn Getirdikleri" adlý þiir kitaplarý var. Vadi Bey insaný þaþýrtýyor. Yemeði Çankýrý Valisi Sayýn Ali Haydar Öner'le birlikte gidiyoruz. Ali Haydar Bey, Çankýrý'da herkesin saygý ve sevgi duyduðu bir sanatsever bir insan. Kültürel etkinlikleri yürekten desteklediðini söylüyorlar. Kendisiyle yemek sýrasýnda; sanat, edebiyat ve Çankýrý üzerine söyleþme olanaðý buluyoruz. Vali Bey, Ýl Emniyet Müdürü, Ýl Kültür ve Turizm Þube Müdürü, Kütüphane Müdürü, Yerel Basýn, Çankýrý Yazarlar ve Þairler Derneði Üyeleri Çankýrý'da

106 Okuyucu mektuplarý / Letters from Readers Erdal Atýcý güzel bir kültür ve sanat iklimi oluþturmuþlar. Sanýrým Çankýrý Belediyesi de gerekli desteði veriyor. Çankýrý'da hýzla kültür, sanat ve edebiyat hýzla geliþiyor. Yemekten sonra panel için Turizm Kültür Merkezi'ne geçiyoruz. Salon Öðretmen, Öðrenci ve Çankýrýlý edebiyat severlerle dolmuþ. "Edebiyat Öðretiminde Çaðdaþ Yaklaþýmlar" konulu panelde ilkin A. Kadir Paksoy konuþuyor. Sonra ben, sonra da Nizamettin Uður. Salonu dolduranlar ilgiyle izliyor. Konuþmalar tamamlanýnca sorular soruyor, izleyenler. Sýrayla yanýtlýyoruz. Toplantý bitiminde çevremizde toplananlarla yeniden söyleþiyoruz. Toplantý bitiminde Dursun Beyle Çankýrý'yý dolaþýyoruz. Nazým'ýn yattýðý hapishaneyi görmek istediðimi söylüyorum. Kocaman surlarýyla bir kale göreceðimi düþünürken; sürücümüz Ali Bey, hapishanenin çoktan yýkýldýðýný söylüyor, hayal kýrýklýðýna uðruyorum. Hapishanenin yerinde þimdi küçücük bir park var. Oysa bu hapishane restore edilip; "Nazým Hikmet bu hapishanede yattý ve bu þiirleri yazdý" denilerek ziyarete açýlsaydý ne güzel olurdu.. Bir kentin ruhunun geçmiþten geleceðe taþýnan eserlerinde, sokaklarýnda ve yollarýnda saklandýðýný düþünürüm. Bu yüzden gittiðim kentlerin en eski mahallelerinde, en eski sokaklarýnda gezerim. Eski evlerin duvarlarýnda geçmiþin izlerini ararým. Bu düþünceyle Çankýrý Kalesi'ni gezmek istiyoruz; ancak yoðun kar nedeniyle bu olanaklý deðil. Kalenin eteklerinden kenti ve kar altýndaki yalnýzlýðýný izliyoruz. Sonra çocuklar geliyor aklýma, annesinin eteðine yapýþan çocuklar... Ayaklarýnda lastik ayakkabýlar kendi çocukluklarýný büyütüyorlar. Çocuklar büyüyecek ülkemin geleceðine... Sonra kentin kýyýsýndan bakan "Taþ Mektep"e varýyoruz.. Çankýrý'da Selçuklulardan kalan en önemli yapý, Taþ Mektep... 1235 yýlýnda Çankýrý Atabeyi Cemalettin Ferruh, þifahaneye ek olarak yaptýrmýþ. Binanýn mimari özelliðinin yanýnda, yapýya önem kazandýran diðer iki özelliði; biri yapý üzerinde diðeri de heykel olan iki adet taþ parçasý. Bu iki eser bugün týp ve eczacýlýk sembolü olarak kullanýlýyor.

107 Akþam olmuþ, dinletiye geç kalmamak için yeniden kültür merkezine dönüyoruz. Salon birden doluveriyor. Ýlginç geliyor bana. Sunuculuðu üstlenen öðretmen arkadaþ þairleri tek tek sayýyor. Ankara'dan gelen þairlere Çankýrýlý þairler; Vadi Çiçekli ve Kemal Aslan'da katýlýyor. Kemal Aslan þiirlere kendi yorumunu katarak okuyan bir þair. Kendinden geçiyor çoðunlukla... Dýþarýda lapa lapa yaðan kara karþýn yüreðimize, ruhumuza þiir akýyor. Salonda sözcükler uçuþuyor. Salonda koltuðuma gömülüyor ve gözlerimi kapatýyorum. Ýnsan böyle gecelerin hiç bitmesini istemiyor. Þairlerden sonra Nikbinlik Dinleti Grubu alýyor sahneyi. Hakan gitar çalýyor fonda, Doðan söylüyor. Ahmet Antmen ve Cansu Fýrýncý, Edip Cansever'in "Bir Mendil Niye Kanar" þiirine, aydýnlýk yüzlü birçok þiir katmýþlar okuyorlar. Sanki Türk Edebiyatýnýn bütün þairleri salonda, sanki onlar okuyorlar. Sanki hiç ölmemiþler. Ölmeyecekler... Kar yaðýyor dýþarýda. Kar sözcükleri örtemiyor. Kar sözcükleri daha da beyazlatýyor. Dinleti bitiminde, Çankýrýlý þair ve yazarlarýn konuðu oluyoruz. Baþkanlarý Sadýk Softa ve birçok üye oradalar. Geniþçe bir masanýn etrafýnda oturup þiir okuyorlar sýrayla. Çoðunu gözlerimi kapatarak dinliyorum. Dýþarýya kar yaðýyor içeriye sözcükler. Geç vakitlere kadar sessizce dinliyoruz onlarý. Nizamettin Uður'la birlikte sessizce dinliyoruz. Þiirler bitmeyecek gibi ama saat iyice ilerledi. Sabah herkesin iþi gücü var. Ayrýlýk zamaný gelince "ne geceydi be!" demekten kendimi alamýyorum. Çankýrý Ýzlenimleri - III Sabah kahvaltý bitiminde sürücümüz Ali Bey bizi kapýda bekliyor. "Nereye gideceðiz Ali Bey?" diyorum. "Bizim Karacaözü köyünde 'Koca Meþe' var onu göreceðiz" "Hadi o zaman çýkalým yola."

108 Okuyucu mektuplarý / Letters from Readers Erdal Atýcý Yapraklý Ýlçesi yönüne doðru gidiyoruz. Koca Meþe'nin bulunduðu Karacaözü kente 27 Km. uzaklýkta. Yaklaþýk 500 yaþýnda olduðu sanýlan bu anýt aðacýn çevresi 14 Metre. Dünyada sayýlý yaþlý meþeler arasýnda yer alýyor. Yedi sekiz insan neslini gören bu aðacýn çevresini hayretler içinde kalarak dolaþýyoruz. Koca Meþe'nin fotoðraflarýný çektikten sonra bu kez "Tuz Maðarasý"na doðru gidiyoruz. Kar yaðýþý yeniden þiddetini artýrýyor. "Geri dönsek mi acaba?" "yok aðabey, bu yaðýþ yolu kapamaz. Tuz Maðarasý'ný görmeden olur mu" diyor güler yüzlü sürücümüz... Aracý sürüyor yokuþa. Araç kurþun yemiþ boðalar gibi baðýrýyor. Çankýrýlý Þair Ömer Zeki Defne geliyor aklýma. A. Kadir Paksoy; "ben en çok 'Ziller' þiirini severim" diyor. Zil çalacak... Siz derslere gireceksiniz bir bir. Zil çalacak, zil çalacak benim için. Duyacaðým evlerden, kýrlardan, denizlerden. Ta içimden birisi gidecek uça ese... Ama ben, ben artýk gidemeyeceðim. Zil çalacak... Siz treninize, geminize bineceksiniz bir bir. Zil çalacak, ziller çalacak benim için. Duyacaðým iskelelerden, istasyonlardan bütün; Ta içimden birisi koþacak ardýnýzdan... Ama ben, ben artýk gelmeyeceðim. Sonra bir gün bir zil çalacak yine, Hiç kimseler, kimsecikler duymayacak.. Ne sýnýflar, ne iskeleler, ne istasyonlar, ne siz Ta içimden birisi kalacak oralarda... Ben gideceðim. Biz bu güzel þiirin büyüsü içindeyken aracýmýz büyük ve karanlýk bir tünelin içine giriveriyor. "Tuz Maðarasýna geldik" diyor Dursun Yaðmur. Büyük kamyonlarýn biri girip biri çýkýyor. Yaklaþýk 5000 yýllýk bir iþletme. Ülkemizin

109 en büyük kaya tuzu rezervine sahip. Yaklaþýk 800 dönümlük bir alana sahip maðaranýn içinde birçok tuz galerisi var. Genç bir iþçi bilgilendiriyor bizi. Ölmüþ bir eþek hiç bozulmadan günümüze kadar gelmiþ. Gelenlere gösteriliyor. Eþeðin çoðu tüyü duruyor. Þaþýp kalýyor insan... Kýrýk ayaðý hala sallanýyor. "Maðaranýn içindeki hava metali çürütüp, tahtayý kemikleþtiriyor." Diyor genç iþçi. "Eþeðin bozulmadan günümüze kadar gelmesinin sýrrý bu!" diye sürdürüyor sözlerini. Çankýrý'ya dönünce yöresel tarihi bir konaðýn aslýna dokunmadan onarýlarak yeniden hizmet verdiði "Yaran 1 Evi"ne alýnýyoruz. Çankýrý'nýn geçmiþine dair ne varsa bulmak olanaklý bu konakta. Duvarlarda el iþi giyim kuþam malzemeleri, kilimler, örtüler, döþekler, yastýklar... Yaran yapýlan oda, konuklarýn aðýrlandýðý, söyleþilerin yapýldýðý odalar aslýna uygun halde döþenmiþ. Yerdeki kilimler Orta Asya bitki figürlerini yansýtýyor. Binbir renk içinde insan üstüne basmaya kýyamýyor. Duvarlarda Cumhuriyetin ilk yýllarýnda çekilen Çankýrý Fotoðraflarý var. Biri ilk bakýþta dikkatimi çekiyor. 1940 yýlýnda Çankýrýlý genç kýzlar biçki dikiþ kursundalar. Hepsinin baþý açýk. Modern elbiseler içinde umutla ve sevinçle bakýyorlar yaþama. Cumhuriyet aydýnlanmasý büyük bir deðiþime neden olmuþ. Ýnsan hüzünle bakýyor fotoðrafa. Yaran Evi'nin duvarlarýnda Çankýrý eski evlerinin tablolarý var. Fotoðrafa yakýn çizimler. Soruyorum "kim yapmýþ bunlarý?" diye. "Mustafa Albayrak" diyorlar. Mustafa, 50. Yýl Lisesi'nden öðrencim. Ýçin için sevinç ve gurur duyuyorum. Çankýrý'da iki günlük etkinlik ve gezimizin en son duraðý. Ýl Halk Kütüphanesi. Kütüphane Müdürü Dursun Yaðmur bir an bile yalnýz býrakmadý bizleri. Kütüphaneye gitmeden olur mu? Büyük bir binanýn dördüncü katýnda büyük bir kitaplýk. Ýçeride onlarca öðrenci var. Masada verilen kitaplarý ve geri gelen kitaplarý sýrayla bilgisayara iþleyen görevliler... Dolaplarda binlerce kitap. Okuyucu elini attýðý zaman ulaþabiliyor kitaplara. 1 Yaran kültürü ile detaylý bilgi http://www.cankiri.gov.tr/ana/kultur/yaran.htm adresinden elde edilebilir.

110 Okuyucu mektuplarý / Letters from Readers Erdal Atýcý "Kaç kitap var burada?" "53. 000" diye yanýtlýyor, Dursun Bey. Birlikte dolaþýyoruz bütün dolaplarý. En son kitaplar raflarda. Aðzým açýk kalýyor bakarken. Ne büyük övünç bu! Kitapla övünmek. Anadolu aydýnlanmasý; bu kitaplar olduðu sürece. Bu kitaplýklarda onlarca genç okuduðu sürece durdurulabilir mi? Boþuna uðraþýyor karanlýk güçler bu memleket geriye götürülemez. Kütüphane görevlilerinden Songül Haným bize kitaplarla ilgili bilgi veriyor. Dinliyoruz. Bütün kitaplar kayýt altýna alýnmýþ. Çok çalýþkan bir personel ve güler yüzlü yaratýcý bir Kütüphane müdürü. Eþekli Kütüphaneci Mustafa Güzelgöz'ün ölümünden sonra Cumhuriyet Gazetesi'nde yayýnlanan bir yazýmda; yeni Mustafa Güzelgöz'ler Anadolu'yu aydýnlatacaktýr demiþtim... Ýþte Çankýrý... Çankýrý'da yeni Mustafa Güzelgöz'ler çoktan yerini almýþ... Ýki günlük Çankýrý etkinliðinden geri dönerken; güzelliklerle dolu bir Anadolu kentini, aydýnlýk yüzlü yöneticilerini ve onlarca sanatseveri tanýmaktan ve dostlar edinmekten mutluyum. Anadolu'nun zengin kültürü ve tarihi bir kez þaþýrtýyor beni! Arabamýz Ankara'ya dönerken "Merhaba Çankýrý!" "Merhaba Yeni dostlarým!" diye geçiriyorum içimden... Erdal Atýcý 9-10 ÞUBAT 2006