Reklam direkt olarak (dolaysız açıdan bakışla) kim için yapılır?
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) Hane halkı İşgücü Araştırması, "2012 Haziran Dönemi Sonuçları"na göre, geçen yılın Haziran döneminde 2 milyon 537 bin kişi olan işsiz sayısı, 2012'nin aynı döneminde 2 milyon 226 bin kişiye geriledi. (17.09.2012- tuik.gov.tr- Sayı: 10903) TÜİK işsizlik verisini normal saatinden 35 dakika erken SMS'le duyurdu. İşsizlik oranı Ekim 2012 döneminde %9,1 oldu. (TÜİK) verilerine göre, tarım dışı işsizlik oranı aynı dönemde yüzde 11,4 olarak gerçekleşti. TÜİK verilerine göre, 2012 yılının Ekim döneminde Türkiye genelinde işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 87,000 kişi artarak 2.54 milyon kişiye yükseldi. (15 Ocak 2013 - aksam.com.tr)
RTE nin önceleri açıklanan, yayınlanan zenginler sıralamadaki görünümü. YÜZDE 85,5 İ ÜCRETLİ Araştırmaya göre, Ekim 2011 itibariyle Ankara'da istihdam edilenlerin sayısı 1 milyon 570 bin düzeyinde bulunuyor. Bunların 1 milyon 343 binlik bölümünü ücretli, maaşlı ve yevmiyeli çalışanlar oluşturuyor.
Ücretli çalışanların toplamdaki oranı yüzde 85,5 i buluyor. (Ankara da 200 bin patron var 04.02.2013 Melike Yıldız-sabah.com.tr) (Not: Bu kısmı altta yapacağımız hesaplamaya katmıyoruz.) RTE nin sonraları yayından kaldırılan, zenginler sıralamadaki görünümü. Yok olmuş, kalkmış.
Türkiye İstatistik Kurumu nun (TÜİK) Kamu Sektörü İstihdamına İlişkin Veriler/2012 1. Dönem verilerine göre, 31 Mart 2012 tarihi itibarıyla kamuda 2 milyon 435 bin 169 u kadrolu personel, 170 bin 686 sı sözleşmeli personel, 351 bin 448 i sürekli işçi, 19 bin 673 ü geçici işçi, 21 bin 946 sı geçici personel ve 112 bin 738 i diğer personel olmak üzere toplam 3 milyon 111 bin 660 kişi çalışıyor. Bu rakamlar dolu kadro ve pozisyonları gösteriyor. (iskur.us-2012)
Evliliklerinin ilk yılları, yoksulluklarının son yılları.
Açıklanan son rakamlara göre, Türkiye de 10 milyon 881 bin işçi var. Bunların 1 milyonu sendikalı. Sendikalaşma oranı yüzde 9.21 olurken, 92 sendikadan 49 tanesi yüzde 1 lik işkolu barajını aşamadı. (04.02.2013-ihlassondakika.com) Okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lisedeki yaklaşık 16 milyon öğrenci, 11 Şubat Pazartesi günü 2012-2013 eğitim-öğretim yılının ikinci yarısına başlayacak. (7 Şubat 2013-haber5.com)
Türkiye'de 3 milyon üniversite öğrencisi var Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, bakanlık olarak üniversite öğrencilerine yılda 8 milyar TL harcadıklarını söyledi. (02 Şubat 2013-turkiyeegitim.com) Nüfusta 132 ülkeyi geride bırakan Türkiye deki emeklilerin sayısı da 10 milyona dayandı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik in emekli aylıkları arasındaki adaletsizliğin intibak yasasıyla giderileceğini açıklamasıyla
gündeme gelen emekli nüfusu, artmaya devam ediyor. (02 Şubat 2013- sgk.com.tr/640-haber-emekli-sayisi) Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2011 yılına ilişkin doğum istatistiklerini açıkladı. Buna göre, 2010 yılında 1 milyon 253 bin 309 olan canlı doğum sayısı, 2011 yılında 1 milyon 237 bin 172 olarak gerçekleşti. (19 Ekim 2012-trthaber.com)
Türkiye de Ölüm Sayısı Düştü
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2009 yılında toplam 368 bin 390 ölüm olurken, 2010 yılında bu sayı 365 bin 190'a düştü. Ölenlerin yüzde 55'ini erkekler, yüzde 45'ini kadınlar oluşturdu. 2010'da 15 bin 49 bebek ölümü gerçekleşti. Ölümlerin en fazla olduğu bölge Ege Bölgesi, en az olduğu bölge ise Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi oldu. (17 Mayıs 2012-trthaber.com) Doğumdan ölümü çıkartırsak ortaya 1 milyonluk bir bebek sayısı çıkıyor. Genelkurmay, TSK'nın 365'i general ve amiral, 465 bini er olmak üzere toplam 720 bin personeli olduğunu açıkladı. (22.11.2011-Ceyda Karaaslan-sabah.com.tr)
TBMM Sokak Çocukları Araştırma Komisyonunun, Türkiye genelinde yaptıkları çalışmaya göre Türkiye de 16 bin 577 çocuk sokaklarda çalışıyor. Rapora göre, Türkiye de uyuşturucu kullanan çocuk sayısı 2 bin 550. Uyuşturucu bağımlısı çocukların en fazla yaşadığı illerin başında Gaziantep bulunuyor. Emniyet Genel Müdürlüğünün istatistiklerine göre Türkiye genelinde 0 18 yaş grubu madde bağımlılarının sayısı 99 bine ulaştı. Uyuşturucu madde kullanan bu çocukların 88 bini ise aileleriyle yaşıyor. (Eğitimde Yeni Ufuklar II, Eğitim Hakkı ve Okula Gidemeyen Çocuklar Sempozyumu Bildirisi 3 4 Aralık 2004, Ankara.- T.C. Başbakanlık SHCEK Genel Müdürlüğü, Sokakta Yaşayan Çocuklara Yönelik Hizmet Modeli 2005- siviltoplumakademisi.org.tr)
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı'na (TEPAV) göre, Türkiye'de işgücü dışında kalan ev kadını nüfusu 12,2 milyon kişiye ulaştı. TEPAV İstihdam İzleme Bülteni'nin 8'inci sayısı yayımlandı. (14.07.2012 - sabah.com.tr)
TÜİK in geçen hafta açıkladığı verilere göre, Türkiye nüfusu 2012 sonu itibariyle 75 milyon 627 bin 384. Türkiye 2050 de 17 milyonluk dev bir Yaşlılar Ordusu na sahip olacak. Bu rakam nüfusun yüzde 17,7 sine tekabül ediyor. Bizde ise sayı şimdilik 150 bin civarında. (4 Şubat 2013 / NURSEL DİLEK-aksiyon.com.tr)
Eurostat 2007 yılında Türkiye'de 90 bin 730 tutuklu ve hükümlünün olduğunu belirtiyor. 2007 yılında bu sıralamada Türkiye'yi Polonya (90 bin 200), İngiltere (79 bin 730) ve Almanya (73 bin 320) izlediler. (19 Haziran 2009-ntvmsnbc.com)
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü verilerine göre cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı 28 Ocak 2013 tarihi itibariyle 138 bin 16 ya yükseldi. (EMRULLAH BAYRAK ANKARA - 04.02.2013 - cihan.com.tr)
Bir ara sayıları 15-16 milyona kadar yükselmiş, sosyal güvenlik sistemindeki açığın en önemli sebeplerinden biri haline gelmişti. Yapılan denetimlerle yeşil kartlı sayısı 2012 yılında 9,5 milyona kadar düşürüldü. Geçen yıl SGK tarafından yapılan gelir testi uygulaması ise, Türkiye'de gerçekten yeşil karta muhtaç nüfusun sadece 5,5 milyon kişi olduğunu ortaya koydu. (04 Şubat 2013-Ercan SEKİ ÖZELturkiyegazetesi.com) Dilencilik sektöründe 500 trilyon dönüyor ATO ya göre Türkiye deki dilenci sayısı 50 bin. Bir dilenci ayda 750 milyon lira ile 1 milyar lira arasında topluyor. Mafyanın kontrol ettiği sektörde yılda yarım katrilyon lira dönüyor. (14 Ocak 2013-arama.hurriyet.com.tr) Yukarıdaki dilenci sayısına Suriyeli mülteciler dâhil değildir.
Suriye'deki savaştan kaçıp Türkiye'ye sığınan mülteciler de, Van'ın birçok sokağında gruplar halinde dilencilik yapıyor. Kadın ve çocuklardan oluşan dilenci gruplarına ilişkin bilgi veren Van Belediye Zabıta Müdürü Vahap Kıpçak, yaptıkları kontrollerde çoğu dilencinin kent dışından geldiğini, birçoğunun da Suriye vatandaşı olduğunu tespit ettiklerini söyledi. (03 Şubat 2013-vanbulten.com) Şu topraklara kurban etmek için Uruguay dan hayvan getirilmesi, 2002 de vesikalı kadın sayısı 25 bin iken bu sayının üç dönemlik AKP iktidarında 2010 itibari ile 100 bini geçmesi. Sadece 2009 da 4,5 milyon litre daha fazla içki tüketilmesi vs. Allah ın bir lütfu olacağını sanmıyorum. (28 Ocak 2012- Akın Aydın- yenimesaj.com.tr)
Sanırım bu kadar rakamı alt alta toplarsak gelir düzeyine göre reklamların kimlere hitap ettiği ortaya çıkacaktır. Öyleyse kabataslak, abartmadan bir hesap yapalım.
İşsiz sayısı geriledi.. 2.226.000 Tarım dışı işsizlik sayısı... 2.540.000 Kamu'da memur sayısı... 3.111.666 Türkiye'de işçi sayısı... 10.881.000 Orta eğitim öğrenci toplamı... 16.000.000 Üniversite öğrencisi... 3.000.000 Emekli sayısı... 10.000.000 Ölümler düşülünce kalan bebek sayısı... 1.237.172 TSK verileri er sayısı... 465.000 Sokakta mendilci vs... çocuk sayısı... 16.577 İş gücü dışı ev kadını... 12.200.000 Bakıma muhtaç yaşlılar... 150.000 Tutuklu Hükümlü sayısı... 138.016 Yeşil karta muhtaç sayısı... 5.500.000 Mülteciler hariç dilenci sayısı... 50.000 Vesikalı kadın sayısı... 100.000 + --------------------- TOPLAM 67.615.431 kişi
Lüks Reklamların hitap edemeyeceği Geliri düşük ya da az olan sayısı toplamı 67.615.431 kişi olarak karşımıza çıkıyor. Tabi yukarıda verdiğim kaynaklar yalancı değilse görünen durum bu kadar vahimdir.
Şimdi TÜİK in geçen hafta açıkladığı verilere göre, Türkiye nüfusu 2012 sonu itibariyle 75 milyon 627 bin 384 olduğunu var sayarsak bu rakamdan üsttekini çıkartalım. 75.627.384-67.615.431 = 8.011.953 Yani lüks reklamlar 8.011.953 kişiye hitap ediyor olabilir.
Aradaki çikolata, deterjan, diş macunu vs gibi basit reklamlar kime hitaben yapılır bunun yorumu size kalsın. Sorum şudur. Sevgililer günü, Anneler günü, Babalar günü vs günleri sizin, bizim için mi yapılmaktadır? Sadece ve sadece tekrarı olmayacak şey doğum ve ölüm yıldönümü olacağı halde ve siz öldüyseniz ölüm yıl dönümünüzün bile birileri tarafından anımsanmadığı sürece olmayacağını bildiğiniz halde tüm bu günlere aldanma ihtiyacı duymaktasınız, peki neden?
Sizin anne ya da baba olduğunuz gün, çocuğunuzun olduğu gündür ancak birden fazla çocuğunuz varsa anneler-babalar gününüz bile (-ki çocuklarınızın doğum günleridir) hep aynı olmadığı halde sürekli anneler-babalar günü size sunum, reklam olarak pazarlanmaktadır. Değişmeyen tek şey doğum gününüz, siz anamayacağınız haliyle de ölüm gününüzdür.
Tekrar evlenebilir, çocuğunuz olabilir, sevgili edenine bilirsiniz ancak bunların sanki tekrarı asla olmayacakmış gibi ve tüm dünya insanlarının hepsi aynı gün anne-baba olmuş, sevgili edinmiş gibi bir halin içine itilmeniz size hiç garip gelmiyor mu? Ya sizlere pazarlanan ürünlerin fiyatları? Bu pazarlamalar esnasında reklamlar yoluyla size, bize sunulan bu kadar yüksek rakamlı ürünleri alabilecek kişi sayısı neredeyse % 10,6 civarındaki bir kitle olmasına rağmen reklamın ulaştığı kitle % 100 e hitap ediyor olması sizde hiçbir şüphe uyandırmıyor mu? Tabi ki daha aklımıza gelmeyen dar gelirli, soba, kömür yardımı, ramazan çadırlarına muhtaçlar vs gibi rakamları bulup bu oranları değerlendirirsek ve daha önemlisi yeşil kart oranını eski rakamlardan saymaya kalkarsak neredeyse ülkede bir avuç kişiye (% 4,5-5 arası) bu reklamların yapıldığını göreceğiz. Zaten yoksulluk fakirleri doyuramadığımız için değil, aç gözlü zenginleri doyuramadığımız için var değil midir? Dünya kaynaklarının % 95 ini Dünya nüfusunun % 5 i kullanıyor.
Dünya nüfusunun % 95 i bunun farkında bile değil çünkü bütün dinler bu konuyu örtmek, kaynakları kullanmak, insanları sömürmek üzerine yine küçük bir azınlık tarafından yaratılmıştır. Tüm bunlara engel olan yine size sunulan şeylerin başında gelen bütün dinlerdir. Din düşündürmez, sorgulatmaz, sadece size sunulana, söylenen, verilene inanmanızı ister.
Resmin altındaki yazı; 1900 lü yıllarda Girit teki Ortodoks kadınlarının giyim şekilleri. Bütün dinler, bütün devlet yönetimlerinden uzaklaştırılmadıkça insanlık savaşlardan, felaketlerden kurtulamayacaktır. Çünkü dinler açıkça, yaratıcının (isterseniz Allah deyin) yasalarının dışındaki ifadelerden oluşmaktadır.
09 Şubat 2013 Ahmet Dursun
Gerek duydukları ve layık oldukları temel şeyleri onlardan esirgeyip çocuklarımızın haklarını ihlal ederek hem onlara hem de kendimize zarar veriyoruz; yoksulluk, yabancılaşma ve umutsuzluğun kök salacağı tohumları ekiyoruz. Carol Bellamy UNICEF Genel Direktörü