FUZÛLÎ N N LEYLÂ VE MECNÛN UNDA TASAVVUFÎ KAVRAM VE UNSURLAR



Benzer belgeler
FUZÛLÎ NİN LEYLÂ VE MECNÛN UNDA TASAVVUFÎ KAVRAM VE UNSURLAR

ÖĞRETİM YILI BAHAR YARIYILI 4. SINIF SEÇMELİ DERS ISE4216 YAPILARDA TAŞIYICI SİSTEM BELİRLENMESİ Prof. Dr. Erdal İRTEM

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

VATAN İŞLERİNDE CÜR ETKARLIKLARIM

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

Bin Yıllık Vakıf Medeniyeti ve Vakıfların Eğitimdeki Yeri Sempozyumu

AKADEM K MAKALELER. M. Esad Coflan

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ

ETKİNLİKLER/KONFERSANS

Yrd. Doç. Dr. Sezai SEVİM YAYIN LİSTESİ

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ

Gü ven ce He sa b Mü dü rü

ÖZEL EGE LKÖ RET M OKULU DO RULARIN DANSI HAZIRLAYAN: YANKI TURGUT DANI MAN Ö RETMEN: AY EGÜL GÜRKAN

MİM MİMARLIK TARİHİ VE KURAMI II GÜZ

OSMANLILARDA KÜTÜPHANELER VE KÜTÜPHANECİLİK Tarihî Gelişimi ve Organizasyonu İsmail E. Erünsal

YOZGAT SORGUN CAFERLİ KÖYÜ SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ ÜYE LİSTESİ

Ye aya Gelece i Görüyor

Tartışmalı İlmî Toplantı PROGRAM - DAVETİYE ARALIK 2013

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

TÜRK DİLİ VE AVRASYA DA TARİHİ EĞİTİMİ SEMPOZYUMU ULUSLARARASI MAYIS 2013 PROGRAM

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. 60. Hikayenin 21.si.

İslam da İhya ve Reform, çev: Fehrullah Terkan, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2006.

FUZÛLÎ. LEYLÂ ve MECNÛN. Hazırlayan Muhammet Nur DOĞAN

mekan Kasımpaşa Deniz Hastanesi İLKBAHAR 2014 SAYI: 302

AKSARAY (68) 1510 AKSARAY -68- MERKEZ. AKSARAY BELEDİYESİ Arsa m 2 Değeri. Mahalle

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Arşivcilik İstanbul Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ATATÜRK ÜN SOYKÜTÜĞÜ ATATÜRK ÜN BABA SOYU: KIZIL OĞUZ YAHUT KOCACIK YÖRÜKLERİ. ATATÜRK ÜN ANNE SOYU: KONYARLAR.

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

T.C. ÇANAKKALE ONSEK Z MART ÜN VERS TES

T.C. AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ENSTİTÜ YÖNETİM KURULU GÜNDEMİ

OSMANLI ARAŞTIRMALARI

03-05 Ekim / October Yrd. Doç. Dr. Mehmet YAZICI

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Şıvgın, H. (2000). "19. Yüzyılın İlk Yarısında Ayıntap". Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, (11), ,

MARMARA ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PDR ANA BİLİM DALI 2018 BAHAR YARIYILI TÜRK EĞİTİM TARİHİ DERSİ İZLENCESİ

KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ BAHAR YARIYILI OKUTULACAK MATERYAL LİSTESİ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ENSTİTÜ YÖNETİM KURULU TOPLANTI TUTANAĞI

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Anadolu Selçuklu Dönemi Kervansarayları

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI

İ.Caner GENÇ İLYAS AĞAOĞLU S.T.C. İ.G HACI HALİL PAŞA

ÖLÜMÜNÜN B R NC YILDÖNÜMÜNDE BAHT YAR VAHAPZADE SEMPOZYUMU

SANAL DĠLĠN DĠLĠMĠZDE YOL AÇTIĞI YOZLAġMA HAZIRLAYAN: CoĢkun ZIRAPLI Ġsmail ÇEVĠK. DANIġMAN: Faik GÖKALP

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

1 KAFKASYA TARİHİNE GİRİŞ...

AHMEDÎ ve DÂSİTÂN-İ TEVÂRİH-İ MÜLÛK-İ ÂL-İ OSMAN

Bir Prens Çoban Oluyor

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

Derece Alan Üniversite Tez Başlığı Yıl

FUAR ZİYARETİ YÖNERGESİ

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ

2016 YILI HAKEM VİZESİ GENEL SONUÇ LİSTESİ / ARALIK KOCAELİ

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

Ertesi gün hastaneden taburcu olma vakti gelmi ti. Annesi odaya gelerek Can haz rlarken, babas hastane lemlerini yap yordu. Vitaboy hastaneden ç kman

SAYMANLIK YETK VE SORUMLULUKLARININ DEVR Hamdi Mete TU RUL Sayı tay Ba denetçisi

2011 YILI KURUMSAL MAL DURUM VE BEKLENT LER RAPORU

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. 60. Hikayenin 22.si.

Kur ân ve iman hakikatlerine ulaşmanın adresi

İslam ın Serüveni. İslam ın Klasik Çağı BİRİNCİ CİLT MARSHALL G. S. HODGSON

İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7

ÖZGEÇMİŞ. 2. Doğum Tarihi : Unvanı :Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu :Doktora Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

KELÂMÎ MEZHEPLER VE FIRKALAR. Adem Sezgin UZUN 1

AVNÎ (FATİH) DÎVÂNI. Hazırlayan. Muhammed Nur Doğan

AHMET ARSLAN OSMANLI DEVLETİ NİN PADİŞAHLARI ALBÜMÜ

TÜRK DİZİLERİ. Türk dizilerinde bu ay konumuz MEDCEZİR KARAKTERLERİMİZ MİRA BEYLİCE SELİM SEREZ ASIM ŞEKİP KAYA BEREN BEYLİCE FARUK BEYLİCE TUĞÇE

* KESİN KAYIT HAKKI KAZANAN (ASİL) TEZLİ/TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI ÖĞRENCİLERİNİN KAYITLARI ŞUBAT 2014 TARİHLERİ ARASINDA,

TÜRK CEZA KANUNUNDA AİLE HUKUKUNDAN KAYNAKLANAN YÜKÜMLÜLÜĞÜN İHLALİ AV. BERFİN IŞIK YILMAZ

HUKUK FAKÜLTESİ / Tel.: / Faks: Birim Koordinatörü Doç. Dr. Ayhan DÖNER adoner@erzincan.edu.

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

ŞEMSEDDİN SİVASÎ SEMPOZYUMU PROGRAM KİTAPÇIĞI NİSAN 15 CUMA - CUMARTESİ - PAZAR FİDAN YAZICIOĞLU KÜLTÜR MERKEZİ-SİVAS

: Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI : Kenan TÜRK, Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR, Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr.

6. DİYANET İŞLERİ REİSİ HASAN HÜSNÜ ERDEM SEMPOZYUMU

ÖZGEÇMİŞ. Yasemin ERTEK MORKOÇ

Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar

PROGRAM OTURUMLAR. 09:00-09:20 Hat, Tezhip, Ebru Sergisi 09:20-09:40 Açılış Konuşmaları 09:40-10:00 Müzik Dinletisi

Okulumuz Bilgisayar Programcılığı Bölümü öğrencilerinden Gizem COŞKUN Çanakkale Şehitlerine adlı şiiri okudu.

Kelâm ve Mezhepler Tarihi II

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

Divriği Çiğdemli Köyü Kültür ve Dayanışma Derneği (Köy Sülale Listesi)

ALMANYA DA 2011 OCAK AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER. 1. İstihdam Piyasası

1. HAYATI ESERLERİ Divan Vâridât Ankâ-yı Meşrık Devriyye-i Ferşiyye...17

ALİ HİMMET BERKÎ SEMPOZYUMU KASIM Hukuk Fakültesi Konferans Salonu, Kampüs / ANTALYA. Düzenleyenler

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. lk Kilisenin Do u u. 60. Hikayenin 55.si.

DEVRİNİ AŞAN ALİM ULUĞ BEY

ÖZ GEÇMİŞ. Çalıştığı Kurum : Giresun Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğrenim Durumu : Doktora

OKUL ÖNCESİ DİN VE AHLÂK EĞİTİMİ

Samuel, Tanrı Çocu u Hizmetkarı

ARZU ATİK, Yard. Doç. Dr.

Devleti Yönetecek Güç Sandıktan Çıkan İradedir

ĐLÂHĐYAT FAKÜLTESĐ DERGĐSĐ

Transkript:

T.C. MARMARA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ LÂH YAT ANAB L M DALI TASAVVUF B L M DALI FUZÛLÎ N N LEYLÂ VE MECNÛN UNDA TASAVVUFÎ KAVRAM VE UNSURLAR Yüksek Lisans Tezi NURGÜL KARAYAZI Danı man: Prof. Dr. MUSTAFA TAHRALI stanbul, 2007

ÖZET Arap, ran ve Türk edebiyâtlarının ortak konuları arasında ilk planda yer alan Leylâ ve Mecnûn hikâyesi, en tesirli ve samimî ekilde Fuzûlî nin mesnevîsinde ifâdesini bulmu tur. Eserini tasavvufî bir edâyla kaleme alan Fuzûlî a k, mârifet, tevhîd, dünyâ ve varolu gibi kavramları söz konusu mesnevîde tasavvufî literatür çerçevesinde ele almı tır. Eserde mecâzî a kı vasıta kılarak ilâhî a ka yükselen bir sâlikin seyr ü sülûk mâcerâsındaki mânevî inki âfını görmekteyiz. Bu çalı mada, mesnevîde beyitler arasına nak edilmi tasavvufî kavram ve unsurlar geni bir ekilde ele alınmı tır. Anahtar Kavramlar: Fuzûlî, Leylâ ve Mecnûn, tasavvufî kavramlar, tasavvufî unsurlar. KURZFASSUNG Die Geschichte von Leyla und Mecnun, die in erster Linie eines der gemeinsamen Themen der arabischen, persischen und türkischen Literatur ausmacht, ist in Fuzulis Mesnevi-Dichtung in wirkungsvollster und vertrautester Art zum Ausdruck gekommen. Fuzuli, der sein Werk mit mystischer Haltung verfasst hat, hat in seiner obengenannten Mesnevi-Dichtung Begriffe wie Liebe, Gotteskenntnis, die Einheit Gottes, Welt und Existenz im Rahmen der mystischen Literatur bearbeitet. In dem Werk sieht man die innerliche Entfaltung eines Sufis bei der Gotteswanderung, der anhand der figürlichen Liebe zur göttlichen Liebe überschreitet. In dieser Arbeit wurden die zwischen die Verse geflochtenen mystischen Begriffe und Elemente ausführlich behandelt. Schlüsselbegriffe : Fuzuli, Leyla und Mecnun, mystische Begriffe, mystische Elemente ii

ÖNSÖZ Arap, Fars ve Türk edebiyâtlarında en çok ele alınan mesnevî konularından biri olan Leylâ ve Mecnûn Türk edebiyâtında a k ve güzellik noktasında en güzel ifâdesini Fuzûlî nin mesnevîsinde bulmu tur. Söz konusu mesnevîdeki a kın mâhiyeti edebiyat dünyâsında çok tartı ılmı ve be erî bir a kın anlatıldı ını ileri sürenler olmu tur. Ancak bu çalı mamızla Mecnûn karakteriyle özde le ti ini gördü ümüz Fuzûlî nin söz konusu mesnevîyle seyr ü sülûk içindeki sâlikin be erî bir a kı hakîkat merdivenine çıkmada bir araç olarak kullandı ını ve bu noktada Leylâ nın sadece Mevlâ ya ula mada bir vesile oldu unu görürüz. Çalı mamız bu ana fikir etrafında ele alınmı olup beyitlerde bu görü ümüzü destekleyen tasavvufî kavram ve unsurlar tasavvuf literatüründeki anlamlarıyla geni bir ekilde de erlendirilmi tir. Öncelikle konunun seçiminde ve çalı ma boyunca de erli fikirleri, anlayı ı ve te vik edici yönlendirmeleriyle her zaman yol gösteren saygıde er danı man hocam Prof. Dr. Mustafa Tahralı ya müte ekkirim. Ayrıca çalı mam sırasında önemli tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Mustafa Uzun ve Yrd. Doç Dr. Mustafa Tatçı ya te ekkürü bir borç bilirim. Mânevî deste iyle de her zaman yanımda olan anneme ükrân borçluyum. Çalı manın tüm ilgililere yardımcı olmasını dilerim. stanbul, 2007 Nurgül KARAYAZI iii

Ç NDEK LER Sayfa No. ÖZ/KURZFASSUNG.. ÖNSÖZ.. Ç NDEK LER. KISALTMALAR.. ii iii iv viii G R : FUZÛLÎ N N YA ADI I ASIRDA BA DAT TA S YASÎ, LMÎ VE KÜLTÜREL HAYAT 1 B R NC BÖLÜM FUZÛLÎ, HAYATI VE ESERLER I. FUZÛLÎ N N AHS YYET 12 A. HAYATI 12 B. E T M 22 C. MEZHEB.. 25 D. K L. 29 1. Tasavvufî Ki ili i 29 2. Edebî Ki ili i... 35 a) Dili Kullanması. 41 b) Üslûbu 44 c) öhreti 51 II. FUZÛLÎ N N ESERLER. 54 A. TÜRKÇE ESERLER... 54 1. Manzûm Eserler 54 a. Dîvân 54 b. Leylâ ve Mecnûn.. 56 iv

c. Beng ü Bâde. 61 d. Sohbetü l-esmâr... 62 2. Mensûr Eserler... 63 a. Hadîs-i Erbaîn Tercümesi... 63 b. Hadîkatü s-süedâ 64 c. Mektuplar 65 B. FARSÇA ESERLER.. 66 1. Manzûm Eserler... 66 a. Dîvân... 66 b. Heft-câm 67 c. Enîsü l-kalb 68 d. Hüsn ü A k. 69 2. Mensûr Eserler.... 70 a. Risâle-i Mu ammeyât. 70 b. Rind ü Zâhid. 71 C. ARAPÇA ESERLER... 72 1. Dîvân... 72 2. Matla u l-i tik d fî ma rifeti l-mebde ve l-meâd. 73 K NC BÖLÜM LEYLÂ LE MECNÛN (KAYS) TÂR HÎ GERÇEKL K BAKIMINDAN LEYLÂ LE MECNÛN (KAYS) 76 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ARAP, FARS, TÜRK VE URDU EDEB YÂTLARINDA YAZILMI LEYLÂ VE MECNÛN LAR I. ARAP EDEB YÂTINDA LEYLÂ VE MECNÛN H KÂYES 82 II. FARS EDEB YÂTINDA LEYLÂ VE MECNÛN H KÂYES. 87 v

III. TÜRK EDEB YÂTINDA LEYLÂ VE MECNÛN H KÂYES 95 IV. URDU EDEB YÂTINDA LEYLÂ VE MECNÛN H KÂYES.. 108 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM FUZÛLÎ N N LEYLÂ VE MECNÛN MESNEVÎS VE TÜRK EDEB YÂTINDAK YER, ÖNEM, TES RLER I. ESER N YAZILI NEDEN, KAYNAKLARI VE KONUNUN ELE ALINI B Ç M. 112 II. ESER N KONUSU... 118 III. ESER N EDEB YÂTIMIZDAK YER, ÖNEM VE TES RLER.. 122 BE NC BÖLÜM FUZÛLÎ N N LEYLÂ VE MECNÛN UNDA TASAVVUFÎ KAVRAMLAR VE UNSURLAR I. A K... 130 A. Mecâzî ve lâhî A k. 145 B. Akıl ve A k. 152 C. Hüsn ve A k 158 D. Fenâ fi l-a k.. 162 II. Â IK VE MÂ UK. 167 A. Melâmet.. 174 B. Sefer/ Seyr ü Sülûk. 178 III. HÂL VE MAK M. 183 A. Fenâ ve Bek... 187 B. Fakr. 198 C. Mahv ve sbât... 204 D. Fark ve Cem 206 E. Üns 211 F. Sekr ve Gaybet.. 214 vi

G. Zevk ve evk. 217 IV. TEVHÎD/ VAHDET- VÜCÛD 221 A. Vücûd ve Adem. 228 B. Vücûd ve E yâ.. 234 C. Anâsır-ı Erba a ve Feyz 236 D. Velî/ nsân-ı Kâmil 241 E. Ârif 257 F. Vahdet ve A k.. 267 V. MECÂZ VE HAKÎKAT 274 A. Dünyâ ve Zühd.. 280 B. Mey ve Meyhâne... 293 VI. TASAVVUFÎ UNSURLAR. 301 SONUÇ. 311 KAYNAKÇA 314 vii

KISALTMALAR bkz. Bakınız C. Cilt çev. D A drl. ed. hzl. A Hz. MÜ MEB müt. n r. Nu. red. Çeviren Diyanet slam Ansiklopedisi Derleyen Editör Hazırlayan slam Ansiklopedisi Hazreti Marmara Üniversitesi Milli E itim Bakanlı ı Basımevi Mütercim Ne reden Numara Redaktör s. Sayfa sad. t.y. trc. tsh. vd. vr. y.y. yay. hzl. Sadele tiren Tarih yok Tercüme Eden Tashih Eden Ve di erleri Varak Yayın Yeri Yok Yayına Hazırlayan viii

G R FUZÛLÎ N N YA ADI I ASIRDA BA DAT TA S YASÎ, LMÎ VE KÜLTÜREL HAYAT Bir edebî eserin târih ve edebiyât içerisindeki yerinin neresi oldu unun tespit edilmesi, eserin tam olarak ne oldu u, onun nasıl meydana getirildi i ve ne söylemek istedi i, hülasâ bir edebî eserin içten kavranılması ve dı tan ku atılması amacıyla yola çıkan biri için izlenecek olan metodun do ru tespit edilmi olmasının ehemmiyeti mâlumdur. Hippolyte Taine (1828-1893) ye göre bir eseri olu turan ey, müessirin yalnızca bireysel hâlet-i ruhiyesi de il o bireyi olu turan tüm târihî ve toplumsal etkenlerdir. 1 Ona göre, Mânevi bilimlerle ilgili eserlerin babası sadece ruh de ildir. Eserin ortaya çıkı ına insan her eyiyle katılabilir; karakteri, e itimi ve hayatı, geçmi i ve ya amakta oldu u anı, ihtirasları, kabiliyetleri ve meziyetleri, sıkıntıları, fikirlerinin ve tesirlerinin ifâdesini buldu u hemen her ey, dü ündü ü ve yazdı ı eylerde iz bırakır. Buna göre yazar ve bu yazarın yeti ti i çevre iyice bilinmeden hiçbir eser anla ılamaz. 2 Bu görü ba lamında biz de Fuzûlî nin yeti ti i dönemde, XVI. asırda Ba dat ın siyasî, ilmî ve kültürel açıdan nasıl bir görünüm arz etti i konusunda kısaca da olsa bilgi vermek istiyoruz. Kurulu unu takip eden yıllardan i tibâren her alanda hızlı bir geli meye sahne olan Ba dat III-IV (IX-X) yüzyıllarda slâm dünyâsının en büyük ehri, en önemli ilim, kültür ve medeniyet merkezi hâline gelmi, artan ticaret, servet ve refâha paralel olarak iklim, edebiyât ve san atta da ciddi geli meler olmu tur. Ba dat ta bizzât halîfe ve vezirlerin himâye ve te vikleriyle kurulan müesseselerde ilim, kültür ve san atta en 1 Orhan Güdek, Edebiyât Biliminin Yöntemleri, http://www.izebebiyat.com/yazi.asp?id=45863-82k, (18.01.2007). 2 Manon Griscbach Maren, Edebiyât Bilimi nin Yöntemleri, Ârif Ünal (çev.), Ankara: Atatürk Kültür Merkezi, 1995, s.7; Bu konu ba lamında ayrıca bkz. Muhammet Gür, Edebiyâtta Eser-Biyografi li kisi ve Fuzûlî, Fuzûlî Sempozyumu ( stanbul, 04-05 Nisan 1995) Bildiriler, Bir (Türk Dünyası ncelemeleri Dergisi), sayı:3, stanbul, 1995, s.215-225.

önde gelen sîmâlar yeti mi tir. slâm kültür ve medeniyetine damgasını vuran Ba dat aynı zamanda Avrupa medeniyetinin do u una da zemin hazırlamı tır. 3 slâm dünyâsında iktidârın Emevîler den Abbâsîler e geçmesinden sonra, Abbâsîler kendilerine öncelikle yeni ba kent seçmekle i e koyuldular. Abbâsî halîfesi Ebû Ca fer el-mansûr (ö.775) tarafından 145/762 târihinde Irak ın merkez bölgesinde Dicle nehri kenarında bu ehir kuruldu. 4 Nitekim Ba dat, Dicle ile Fırat ın birbirlerine en çok yakla tıkları, su ve kara yollarının dü üm noktasında, tarıma çok elveri li bir yerdeydi. 5 Ayrıca zamanına göre oldukça planlı bir ekilde kurulan ehir, o zamanki slâm dünyâsının bütününe hitap edecek bir noktadaydı. Do u-batı ticaret yolunun da üzerinde bulunuyordu. Bu artlar içinde do an Ba dat ehri imar yönünden kısa sürede büyük geli me gösterdi. Ba dat ın güzel bahçeleri, ye il çayırları, kapılarının üzerinde ve salonlarındaki muhte em dekorasyonlarıyla âhâne sarayları, mükemmel ve zengin e yâları, çar ıları, camileri, yolları ve meskenleriyle dev bir ehir hâline geldi. 6 Bu nedenle âirler Ba dat ın güzelliklerini övmü ler ve ona yeryüzünün cenneti adını vermi lerdir. 7 Ba dat bu durumuna paralel olarak büyük bir kültür, tercüme ve bilim merkezi oldu. 8 slâm dünyâsında âlimlerin yeti mesinde kütüphaneler önemli rol oynamı lardır. lk kütüphane Ba dat ta Hârûnürre îd tarafından kuruldu ve bunu di erleri takip etti. Temelini Hârûnürre îd in attı ı ve Me mûn un çe itli kitaplarla zenginle tirdi i Beytü l-hikme Abbâsîler devrinde Ba dat ın en büyük kütüphanesine sahipti. 9 Medeniyetlerin birbirlerinden istifâdelerinde, yapılan tercümelerin önemli bir vasıta oldu u bilinmektedir. Bu târihi gerçek ilk dönem slâm târihinde ço unlukla Beytü l- 3 Bu konuda geni bilgi için bkz. Abdülkerim Özaydın, Ba dat D A,,C.4, stanbul, 1991, s.437, 438-440; Abdülazîz ed-dûrî, Ba dat, D A, C.4, stanbul, 1991, s.429; Abdülkadir Karahan, Fuzûlî: Muhiti, Hayatı, ve ahsiyeti, II. Baskı, Ankara: Kültür Bakanlı ı Yayınları, 1995, s.49-51. 4 Refik Turan, Fuzûlî nin Ya adı ı Ça da Ba dad ve Çevresi Fuzûlî Kitabı, Be ir Ayvazo lu (yay. hzl.), stanbul: stanbul Büyük ehir Belediyesi Kültür leri Daire Ba kanlı ı Yayınları, 1996, s.37;. Süreyya Sırma, slâm Tarihi (Abbasiler), Erzurum, 1992, s.14; Tahir Aydo mu, XVI. Yüzyılda Ba dad Tarihi, VIII. Türk Tarih Kongresi Ankara 11-15 Ekim 1976 Kongreye Sunulan Bildiriler, Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1981, C.11, s. 1473; Necdet Öztürk, XVI. Yüzyılın lk Yarısında Ba dat, Fuzûlî Sempozyumu ( stanbul, 04-05 Nisan 1995) Bildiriler, Bir (Türk Dünyası ncelemeleri Dergisi), sayı:3, stanbul, 1995, s. 249; ehrin planı için bkz. ed-dûrî, s.428. 5 Bahriye Üçok, slâm Tarihi Emevîler-Abbasîler, Ankara: Ankara Üniversitesi lâhiyat Fakültesi Yayınları, 1968, s.82. 6 Turan, s.37. 7 ed-dûrî, s.427. 8 Turan, s.37. 9 Özaydın, s.440. 2

Hikme vasıtasıyla olmu tur. Bu kurum sayesinde slâm kültürü, târihinin en parlak dönemini ya amı tır. 10 Beytül l-hikme nin yanı sıra ilim alanında etkili olan bir ba ka kurum olarak, Abbâsî halîfelerinden el-muntasır Billâh (1226-1242) tarafından 631/1233-34 târihinde dört Sünnî mezhep için kurulan Muntansıriyye Medresesi ni de zikredebiliriz. 11 Ayrıca Hanefî ve Hanbelî mezhepleri de burada do mu tur. Ba dat ta bulunan camiler, özellikle Mansûr Camii büyük bir ö retim merkezi idi. Bir kitap sergi sâhası olarak da kullanılan çok sayıda kitapçı dükkânının bulunması da kültür faaliyetlerinin ula tı ı seviyeyi gösterir. Bu hususta Hatib el-ba dâdî nin Târihu l-ba dâd adlı eserinde geni bilgi bulunmaktadır. Ba dat ta oturan ba ta Abbâsî halîfeleri olmak üzere vezirler, üst düzeydeki di er devlet yöneticileri de ilmî çalı malara, e itim ve ö retime gereken ilgiyi göstermi, daima destek olmu lardır. Bu duruma paralel olarak âirler, târihçiler ve âlimler burada sayılamayacak kadar ço almı tır. ehirde e itim ve ö retimin merkezi olan halk kütüphanelerinin, medreselerin yanı sıra hastaneler kurulmu, köprüler yapılmı tır. 12 Hem ticaret, hem de dünyâ siyâseti bakımından döneminin önemli bir merkezi hâline gelen Ba dat, kısa sürede geli erek bu özellikleriyle o, zamanın Bizans ının merkezi Konstantinopolis ( stanbul) ile mukayese edilebilirdi. 13 Bu do rultuda slâm kültürünün inki âf devri Ba dat damgasını ta ır. 14 Türklerin Ba dat a siyasî hâkimiyetleri Büyük Selçuklu hükümdârı Tu rul Bey zamanında ba lamı tır. Bu dönemde Ba dat iî Büveyh O ulları nın (932-1062) elinde bulunuyordu. Tu rul Bey (ö.1063), Halîfe Kâim Bi-Emrillah ın ısrarlı daveti üzerine 1055 te Ba dat a gelmi tir. 15 Böylece slâm târihinde ilk defa müstakil bir Türk hükümdârı, Sünnî slâm dünyâsının merkezi olan Ba dat a girmi tir. 16 Halîfeli i Büveyh O ulları nın tahakkümünden kurtarmı, daha sonra halîfe ile Tu rul Bey in 10 Mustafa Demirci, Beytü l-hikme Kurulu u, leyi i ve Etkileri, stanbul: nsan Yayınları, 1996, s.244. 11 bkz. Cahid Baltacı, XV.-XVI. Asırlarda Osmanlı Medreseleri Te kilat, Tarih, stanbul: rfan Matbaası, 1976, s.87-88. 12 ed-dûrî, s.429-430; Öztürk, s.257. 13 Hüseyin G. Yurdaydın, slâm Tarihi Dersleri, Ankara: Ankara Üniversitesi Yayınları,,1971, s.39. 14 Turan, s.37. 15 Öztürk, s. 250; Turan, s.39; Bu konuda ayrıca bkz. Mehmet Altay Köymen, Selçuklu Devri Türk Tarihi, Ankara, 1963, s.168-176. 16 Köymen, s.175. 3

hakimiyetini almı tır. Bununla birlikte Halîfe uhrevî lider olarak kalmı tır. 17 Tu rul Bey ehrin yakınına geni bir saray yaptırmı ve Tu rul Bey in mâiyetini de alacak olan bu saray, Medinetü t-tu rul Bey diye anılmı tır. Daha sonra ehre gelen Selçuklu hükümdârları da burada kalmı lardır. Selçuklular, bu olaydan sonra da ehre yaptırdıkları çe itli eserlerle damgalarını vurmaya devam etmi ler. 18 Sünnî dünyânın lideri olan Selçuklular döneminde, 19 özellikle Alp Arslan ve Melik âh ın vezirleri Nizamülmülk ün 1068 de kurdu u Nizamiye Medreseleri, devrin hakikî bir ilim yuvası, 20 slâmın ilk üniversiteleri olmu tur. 21 Yüzyıllar boyu Ba dat a ve slâm dünyâsına kültürel sâhada katkı sa lamı, 22 ayrıca kendilerinden sonra kurulan e itim müesseselerine model vazifesi gören bu medreseler sayesinde, de i ik yerlerde ve da ınık olarak yürütülen yüksek ö retim faaliyetleri, belirli merkezlerde toplanmı tır. Böylece ilim tahsil etmek isteyen ki ilere fazla zorluk çekmeden ilim tahsili imkânı tanındı ı gibi, medrese açılan ehirlerin de birer kültür merkezi durumuna gelmeleri temin edilmi tir. 23 slâm medeniyetinin her çe it unsurunu üzerinde barındıran Ba dat ın kültürel inki âfı bir ara Mo ollar tarafından durdurulmu tur. 1258 deki Mo ol istilâsı sonunda çe itli Irak ehirleri gibi Ba dat da büyük zarar görmü ; pek çok insan öldürülmü, evler ya malanmı tır. Kütüphaneler tahrip edilip, kitaplar Dicle Nehri ne atılmı tır. 24 1339 da da Hasan-ı Büzürg Ba dat a yerle mi ve 1410 a kadar süren Celâyirliler sülâlesini bu ehirde kurmu tur. 25 Bu yıllarda Ba dat ın sahne oldu u bir di er olay ise; Timur tarafından 795 te (1392-93) ve 803 te (1401) olmak üzere iki defa i gal edilmesidir. Birincisinde ehir fazla zarar görmemi, fakat ikincisinde halk suçsuz 17 Turan, s.39; Bu konuda ayrıca bkz. Köymen, s.168-176; ed-dûrî, s.430; Selçukluların Irak ı fetihleri ve Ba dat a girmeleri ehl-i sünnetin iîler üzerine zafer ba langıcı olarak alınabilir. Böylece Büveyh O ullarının iîli i yaymak üzere yapmı oldukları faaliyetlerin durdu unu görüyoruz. Mustafa Bilge, lk Osmanlı Medreseleri, stanbul: Edebiyât Fakültesi Basımevi, 1984, s.4. 18 Turan, s.39. 19 Ahmet Ocak, Selçuklular Döneminde Ba dat ve Çevresinde Tasavvuf Hareketleri, Irak Dosyası, Ali Ahmetbeyo lu, Hayrullah Cengiz, Yahya Ba kan (yay. haz.), stanbul: Tarih ve Tabiat Vakfı Tatav Yayınları, 2003, C. I, s.108. 20 Bilge, s.4. 21 L. Massignon, Selçuk Türkleri nin Ba dad a Giri i, Ülkü, C.XV, sayı: 85, Mart 1940, s.67. 22 Turan, s.39. 23 Ahmet Ocak, Nizamiye Medreseleri, (Basılmamı Yüksek Lisans Tezi, nönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler E itimi Ana Bilim Dalı Tarih Bilim Dalı, 1993), s.228. 24 Turan, s.39; smâil Hakkı Uzunçar ılı, Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, Ankara, 1984, s.180-208; Ayrıca bkz. ed-dûrî, s.431. 25 ed-dûrî, s.432; Karahan, s.14. 4

olarak öldürülmü ve Abbâsîler e ait mahalle ve binaların ço u tahrip edilmi tir. Bu Ba dat ın kültür hayatına indirilen ikinci a ır darbe olmu tur. 26 1410-1467 yılları arasında Karakoyunlu Türkmenleri nin hâkimiyetinde kalan Ba dat daha sonra Akkoyunlular ın eline geçmi tir. Ba dat bu Türkmen hânedanları zamanında daha geriye gitmi, bunların kötü yönetimleri yüzünden önemli ölçüde zarar görmü tür. Bu olanlar kar ısında halkın ço u ehri terk etmi tir. 27 Fuzûlî nin do du u yıllarda da Ba dat a Türk Akkoyunlular hâkimdi. 28 XVI. yüzyılın ba ında Ba dat ta büyük bir de i iklik olmu, Akkoyunlu Türkmen hânedânı yıkılıp yerine yine Türk ırkından olan Safevî hânedânı saltanat kurmu tur (1508). Bu Türk hânedânının ilk hükümdârı ve yeni saltanatın kurucusu olan 29 âh smâil (ö.1524), kendi ahsiyetinde eyhlikle âhlı ı birle tirip Safevî devletini kurunca iîlik ve husûsiyle îa-i snâ A eriye mezhebi, onun nüfuzuna ba layabildi i her toprakta kuvvetli bir dinî propaganda silahı olmu tur. 30 Tebriz i kendisine payitaht yapan âh smâil, ran la etrafındaki bazı yerleri birkaç sene içinde zaptederek Ceyhun nehrinden Basra körfezine kadar uzanan muazzam bir imparatorluk kurmu tur. Bu büyük imparatorluk, Erdebil de yatan eyh Seyfüddin in kurdu u ve kendisinden sonra evlâtlarının geni letti i mezhep ve tarîkat nüfuzuna dayanır. 31 Ba dat da XVI. yüzyılın ba ında siyasî yönden Safevîler e ba lanınca, âh smâil, yönetimi altına geçen Ba dat ta önce Kerbelâ yı ziyaretle Merkad-ı Hüseyn e altınla tezyin edilmi bir sanduka i letmi tir. Oradan Hille ye, sonra da mâm Ali türbesini ziyaret için Necef e hareket etmi tir. Burada birçok inâm ve ihsânlarda bulunmu ve arma anlar bırakmı tır. Daha sonra yine Hille ye dönmü, çöl Araplarının itâatini sa lamı, Ba dat a tekrar gelmi tir. Burada da mâm Mûsâ Kâzım, Mehmed Cevad ın 26 ed-dûrî, s.432-433; Öztürk, s. 250-251. 27 ed-dûrî, s.433; Öztürk, s. 251. 28 Turan, s. 39; Uzunçar ılı, s.180-208. 29 Öztürk, s.251. 30 Karahan, s.54; Ayrıca bkz. Hasan Ali Yücel, Fuzuli, Fuzûlî ve Leylâ ve Mecnun ( ngilizce Tercümesi), Ölümünün Dörtyüzüncü Yıldönümü Münasebetiyle Unesco Komisyonu Tarafından Yayımlanmı tır, stanbul Maârif Basımevi, 1959, s.5. 31 smâil Hâmi Dani mend, zahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, stanbul: Türkiye Yayınevi, 1971, C.I, s.412; Öztürk, s. 251. 5

merkadlerini ziyarette bulunmu ve türlü inâmlarla, taltiflerle güzel muâmelelerini artırmı tır. 32 Burada u gerçe e de de inmek gerekir ki âh smâil fethetti i topraklarda mutaassıp bir iî devleti kurmaya çalı mı tır. Cemâ î-sünnî tarîkatlar, hanikâhlarlarını ve gelirlerini kaybederek zapt edilmi, Sünnî ulema öldürülmü veya sürülmü tür. Nitekim, Ebû Hanîfe ve Abdülk dir-i Geylânî türbeleri ba ta olmak üzere Sünnîler e ait pek çok türbe tahrip edilmi tir. 33 Yeni itik dı topluma ö retmek için Do u Arabistan dan, Suriye den veya bulunabildikleri her yerden iî âlimler (özellikle Araplar) getirilmi tir. Bu giri imler o kadar köklü bir ekilde yapılmı tır ki âh smâil in ölümünden (1524) sonra hânedânda vücut bulan ciddi zayıflı a ra men (genellikle Fars mparatorlu u denen) devleti iî temeline dayanarak iki yüzyıldan daha uzun süre da ılmadan kalmı ve fethetmi oldu u toprakları sürekli iî hâlde bırakmı tır. 34 Safevî Devleti nin iîli i resmi mezhep olarak kabul etti i ve bunun tervici u runda hayli çalı tı ı o devrede, ran edebiyâtı da daha ziyâde dinî ve mezhebî bir yola sürüklenmi tir. Bir taraftan âirler Hz. Peygamber e, Hazret-i Ali ye ve eimmei snâ A ereye na tler ve kasîdeler yazmı, di er taraftan âlimler iîli in dinî esâsâtını yaymak için Fars dilinde eserler vücuda getirmi lerdir. 35 âh smâil in Yavuz Sultan Selim e yenilmesinden sonra Safevîler in Ba dat ve çevresindeki hâkimiyetleri uzun süre devam edememi tir. 36 Halefi Tahmasb I. zamanında, Ba dat Muslu kabîlesinden Zülfikâr Hân ın nüfuzu altında kalmı tır. Bu zât Ba dat ta Kanûnî Sultan Süleyman nâmına hutbe okutup para bastırmı ve ona mutâvaat etti ini bildirmek üzere elçiler göndermi tir. 935/1529 senesi yazında Tahmasb, Ba dat ı zapt için ordusu ile ehrin civârına geldi i sırada Zülfikâr müdafaa tertibâtı alarak, çarpı malara ba lamı sa da kendisi Tahmasb tarafından kandırılmı olan 32 Karahan, s.17. 33 ed-dûrî, s.433; Öztürk, s. 252; M.G.S.Hodgson, slâm ın Serüveni Bir Dünya Medeniyetinde Bilinç ve Tarih:Ate li Silahlar mparatorlukları ve Modern Zamanlar, stanbul: z Yayıncılık, 1993, C.3, s.25. 34 Hodgson, s.25; Bu konuda ayrıca bkz. Karahan, s.34-35. 35 Ali Nihat Tarlan, ran Edebiyâtı, stanbul: Remzi Kitabevi, 1944, s.119. 36 Turan, s.39-40; smâil Hakkı Uzunçar ılı, Osmanlı Tarihi, Ankara, 1975, C. II, s.348-353; Feridun Emecen, Kanunî Sultan Süleyman Devri, Do u tan Günümüze Büyük slâm Tarihi, Kenan Seyithano lu (ed.), Hakkı Dursun Yıldız (red.), stanbul: Ça Yayınları, 1989, C.10, s.330-331. 6

karde lerinin ihâneti ile katledilmi ve bu sayede Ba dat a hâkim olan Safevî hükümdârı oraya erefeddin o lu Tekeli Mehmed Hân ı tayin eylemi tir. 37 Kanûnî Sultan Süleyman, Irakeyn seferi adı verilen ilk ran seferinde Tebriz i fethettikten sonra Irak a yürürken Mehmed Hân, Ba dat ta zuhûr eden itâatsizlik dolayısı ile firâra mecbur kaldı ından ehrin e râfı Ba dat ın anahtarlarını Sadrazam brâhim Pa a ya teslim etmi ler, brahim Pa a da Ba dat a girmekle beraber ya ma ve tahribe mâni olmak için askeri ehre sokmamı tır. Kanûnî Sultan Süleyman ise 28 Kasım 1534 (24 Cemaziyelevvel 941) te Ba dat a girmi tir. 38 Böylece Batıda Dâru lcihad adı ile anılan Belgrad a kar ılık, Do uda da Dâru s-selâm denilen Ba dat, Osmanlı ülkesine katılmı tır. 39 Ba dat, Osmanlı idâresine geçince, bu ehirde gerek pâdi ahların gerek valilerin imâr husûsunda gayret ettiklerini, dinî, askerî ve ticarî mâhiyette hayli in aat yapıldı ını görüyoruz. 40 Kanûnî, Ba dat ta bulundu u dört ay içinde bütün bölgenin kadastrosu mâhiyetinde tahririni yaptırarak, tımar ve zeâmet sistemini te mil ettirmi, 41 geni bir imâr faaliyetine giri mi tir. Bu faaliyetlerle bazı tahrip olmu eserler tamir edilmi, bazıları ise yeni yapılmı tır. 42 K zimîye de yarı kalmı camii tamamlattı ı gibi, Abdülk dir Geylânî cami ve türbesi için, zengin vakfiyeler kurmu, mâm-ı A zam ın mezarını buldurup, türbe, cami ve medrese yaptırmı tır. 43 Sonra mâm Musa Kâzım ın ve di er slâm büyüklerinin türbelerini de ziyaret etmi, bu davranı ıyla hem Sünnî, hem de iîleri memnun etmi tir. 44 ehrin ikinci fâtihi IV. Murad da, mâm-ı A zam ın türbesini tamir ettirmekten ba ka, bütün Osmanlı valileri, Abdülk dir Geylânî, ihâbeddin Ömer Sühreverdî, eyh Serâceddin, Ma rûf-i Kerhî gibi evliyâ türbelerine daimî bir itinâ göstermi ler, Dicle ye set in aası 37 M.Cavid Baysun, Ba dad, A, C.II, stanbul: MEB, 1979, s.205; Bu konuda geni bilgi için bkz. Karahan, s.19-21; Yusuf Halaço lu, Ba dat (Osmanlı Dönemi), D A, C.4, stanbul 1991, s.433; Ya ar Yücel, Muhte em Türk Kanuni ile 46 Yıl, Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1987, s.45-50; Ömer Faruk Yılmaz, Kânûnî Sultan Süleyman Han ın Irakeyn le IV. Murad ın Ba dat Seferleri, Irak Dosyası, Ali Ahmetbeyo lu, Hayrullah Cengiz, Yahya Ba kan (yay. haz.), stanbul: Tarih ve Tabiat Vakfı Tatav Yayınları, 2003, C. I, s.203-204; Öztürk, s. 252-255. 38 Baysun, s.205; Turan, s.39-40; smâil Hakkı Uzunçar ılı, Osmanlı Tarihi stanbulun Fethinden Kanunî Sultan Süleyman ın Ölümüne Kadar, 4. Baskı, Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1983,C. II, s.348-353; Emecen, s.330-331; ed-dûrî, s.433; Yılmaz, s.204-205. 39 Ziya Kazıcı, Siyasî-Dinî-Kültürel-Sosyal slâm Tarihi Osmanlı Devleti ve Medeniyeti, stanbul: Kayıhan Yayınları, 1997, C.11, s.310. 40 Baysun, s.204. 41 Kazıcı, s.311; Uzunçar ılı, Osmanlı Tarihi stanbulun Fethinden Kanunî Sultan Süleyman ın Ölümüne Kadar, s.352. 42 Turan, s.42;ba dat ta yapılan imar faaliyetleri hakkında bilgi için bkz. Baysun, 203-2005; Aydo mu, s.1473. 43 Baysun, s.204; Emecen, s.332; Yılmaz, s.205. 44 Kazıcı, s.310-311. 7

ve bazı mahallere su getirtilmesi gibi imâr i lerinden de geri durmamı lardır. 45 Kanûnî, Süleyman Pa a yı vali tayin etti ve ehrin muhafazası için yeteri kadar kuvvet yerle tirdi. 46 lk Osmanlı Ba dat valileri arasında Üveys Pa a, Lala Ca fer Pa a, Ayas Pa aları da zikredebiliriz. 47 Irak halkı Osmanlı sultanının Ba dat a giri ini haber alınca bölükler hâlinde ehre gelmi ler ve itâatlerini arz etmi lerdir. Özellikle Türkmenler in bulundu u Kerkük, Erbil, Tilafer, Musul ve Tuzhurmatu da büyük enlikler yapılmı tır. 48 Sultanın Ba dat ta bulundu u dört ay zarfında âirler huzuruna gelip kendisini kasîdeler yazarak kutlamı lardır. Fuzûlî de Ba dad Kasîdesi nde; Geldi burc-ı evliyâ ya pâdi ah-ı nâmdâr mısraı ile 941 târihini bir defa daha ebedile tirmi tir. 49 Yüzyıllar boyu çok önemli bir merkez olan Ba dat, istikrarsız dönemler geçirmi ti. Özellikle Selçuklu döneminden sonra sürekli el de i tirmi tir. Osmanlı idâresiyle beraber ehirde bir istikrar dönemi ba lamı, ehir, idarî, ekonomik ve sosyal yönden hızlı bir canlılık kazanmı tır. 50 Nitekim Kanûnî devrinde Ba dat birinci sınıf bir eyâlet merkezi olmu tur. 51 ehrin ve civârının Kanûnî Sultan Süleyman dan i tibâren beylerbeylik, yâni vilâyet merkezi olarak ihdâs edildi i anla ılmaktadır. Eyâlet 18 sanca a ayrılmı olup, bu sancaklar unlardır: Ba dat merkez, Hille, Zengâbad, Cevariz, Remâhiye, Cengüle, Karada, Derteng, Semavât, Bayat, Derne, Vâsıt, Karend, Demirkapı, Geylan, Salih, Kıranye, Mihbala ve mâdiye dir. 52 Bunlardan yedisinde tımar ve zeâmet usûlü uygulanmı tır ki bunlara arz-ı memleket ve di er on birine de arz-ı hâliye-i Irak 45 Baysun, s.204-205. 46 Halaço lu, s.433; Karahan, s. 24-26, 36-37. 47 Karahan, s.26; Öztürk, s.255-256. 48 Turan, s.40; akir Sabir Zabit, Mucez Tarih et-türkmân Fi l-irak, Ba dad, 1959, s.118. 49 Karahan, s.26. 50 Turan, s.40. 51 Karahan, s.35. 52 Turan, s.41; Yılmaz Öztuna, Türkiye Tarihi, stanbul, 1983, C.12, s.395-397. 8

denilmi tir ve imâl tarafında mâdiye adlı geni topraklar, buranın hâkimi tarafından tasarruf olunmu tur 53 Bu sancaklardan Karada, Bayat ve Demirkapı gibi sancaklar Türk tür. Bilindi i gibi Fuzûlî, aynı zamanda O uz boyu olan Bayatların olu turdu u Bayat sanca ındandır. 54 Eski halîfelerin pâyitahtı 55 olan Ba dat ın fethiyle Osmanlılar Basra-Ba dat- Halep yolu üzerinde kontrolü ele geçirerek Orta Do u ile Hindistan arasındaki ikinci ticaret yoluna da hâkim olmu lardır. Bununla beraber merkezî Osmanlı idâresi kendi a ırlı ını hissettirmeye ba layınca mahallî hânedânlarla Arap kabîle eyhleri isyan etmi lerdir. Osmanlılar Irak ta Ba dat beylerbeyli ini kurup, mesken yerleri tımâr olarak tahsis etmi ler, Basra-Ba dat-halep ticaret yolu güzergâhında bedevîlerin e kiyâlıklarına mâni olabilmek için, münasip yerlere kaleler in a edip emniyeti sa lamaya ve Fırat ta nehir nakliyatını faâl bir durumda tutmaya çalı mı lardır. Böylece ticaret yolu Osmanlı idâresinde canlandırılmı tır. 56 kinci hicret asrının ortalarından ba layarak slâm târihinde husûsî bir mevki ve öhret kazanan Ba dat a birçok adlar verilmi tir: Halîfe Mansûr kurdu u bu ehre, Kur ân-ı Kerîm de (el-en âm, 6/127; Yûnus, 10/25) cennet mânâsında kullanılan Dârü s-selâm kelimesinden ilhâm alarak Medînetü s-selâm adını vermi, 57 ancak halk bunu bir süre kurucusunun adıyla Medinetü l-mansur olarak anmı 58, Abbâsî halîfelerinin makarrı olmak dolayısıyla Dârü l-hilâfe ; yetmi ten fazla evliyâ ve mazanne-i kirâm kabrini ihtivâ etti i için Burc-ı Evliyâ ; 59 kapıları dı kapılarla örtülü 53 Baysun, s.205. 54 Turan, s.41-42. 55 Tahsin Ünal, IV. Murat ve Ba dat Seferi, Ali Gülen, Suat Akgül (yay. haz.), Ankara: Berikan Basım Yayın San. ve Ltd. ti., 2001, s.29. 56 P.M.Holt, A.K.S.Lambton, B.Lewis, slâm Tarihi Kültür ve Medeniyeti, Hamdi Akta, rfan Pamuk, Kür at Demirci, Salih im ek, vd.(çev ), II.Baskı, stanbul: Kitabevi, 1997, C.I, s.337-338; Ba dat ın Osmanlılar için önemi hakkında bilgi için bkz. Ünal, s.27-42. 57 ed-dûrî, s.426. 58 Üçok, s.83. 59 Karahan, s.33. 9

oldu undan da Zevrâ isimleriyle anılmı tır. 60 Ayrıca Ba dat yerine Bu dân, Medînetü Ebû Ca fer de denilmi tir. âir Fuzûlî de bu ehre Burc-ı evliyâ demi tir. 61 Yukarıda da de indi imiz üzere, yeryüzünün cenneti, selâmet ehri, slâm ın merkezi, heyetlerin toplandı ı ehir, ülkelerin yıldızı, Irak ın gözü, hilâfet merkezi, güzel ve temiz eylerin merkezi, ender ve latîf eylerin oca ı olan Ba dat ta her ilim ve san atta asrın en me hurları yeti mi tir. 62 XVI. asır ba larında Irak a bakınca, bu derece geni bir siyasî, dinî, sosyal, ekonomik ve kültürel servetin mirasçısı olmasına ra men, eski ihti âmı yanında sönük bir durumla kar ıla ırız. iî-sünnî kavgalarından istifâde, geni ülkelerde hüküm sürmekte olan iki hükümetin, Osmanlılar ın ve Safevîler in, siyâseti hâline gelmi tir. 63 Bu durum ba lamında konumuz olan Fuzûlî ile ilgili olarak u noktaya de inmek gerekir ki Fuzûlî ne Safevîler ne de Osmanlılar döneminde, umdu u ve lâyık oldu u refâh, ra bet ve öhrete ula amamı tır. 64 Bu yüzyılda Irak lı Türk âirleri Azerî lehçesi ile yazıyorlardı. Irak ın ve husûsiyle Ba dat ve dolaylarının XV. asrın son ve XVI. asrın ilk yarılarında Azerî edebiyâtının birçok büyük sîmâlarını yeti tirdi i mâlumdur. 65 Özellikle XVI. asırda Azerî edebiyâtı gerçekten geli mi tir. Nesîmî, Habîbî ve Hatâî ile parlak bir istikbâle do ru yükselen bu edebiyât, XVI. asırda bilhassa Fuzûlî ile kemâlini ve geli iminin son haddini bulmu tur. Akkoyunlu ve Karakoyunlu hükümdârları ile Safevî âhları iir ve san at erbâbına yer ve de er vermi lerdir. Azerî Türk âirleri oldukça zengin bir millî mirasa sahip bir dille iir ve ilhâm perisini söyletmi lerdir. Gerek gazel ve gerek kasîde alanları, mesnevî tarzı XVI. asrın ilk yarısında hayli geli mi durumdaydı. Muhit büyük ve dâhî bir âir yeti tirmeye elveri li hâldeydi. Özellikle Ba dat, Kerbelâ ve dolayları 60 Kazıcı, s.310. 61 Nihat Sami Banarlı, Resimli Türk Edebiyâtı Tarihi, stanbul: Milli E itim Basımevi, 1971, s.528. 62 H. brahim Hasan, Siyasî-Dinî-Kültürel-Sosyal slâm Tarihi Abbasîlerin Birinci Dönemi (132-232/750-847) Dı ili kiler- darî Müesseseler- ktisadi Durum-Kültür ve San at-sosyal Durum Abbasîlerin kinci Dönemi (232-447/847-1055) Abbasîlerde Birinci Türk Nüfuzu Dönemi (232-334/847-946) Emirü l-ümeralar Dönemi- Abbasî Hilâfetinde Büveyhi Nüfuzu-Ba ımsız Devletler, smâil Yi it, A.Turan Aslan, Sadreddin Gümü, Yakup Çiçek, Hamdi Akta (müt.), stanbul: Kayıhan Yayınları, 1985, C.3, s.208. 63 Karahan, s.53. 64 Ahmet Kabaklı, Türk Edebiyâtı, stanbul: Türkiye Yayınevi, 1966, C.2, s.239; Vasfi Mahir Kocatürk, Türk Edebiyâtı Tarihi, Ankara: Edebiyât Yayınevi, 1970, s.328. 65 bkz.karahan, s.59-60; Müslim Ergül, Fuzulî, Hayatı, San atı ve Eserleri, stanbul: Gök in Yayınları, 1984, s.14-16. 10

bu konuda daha müsaitti. ran, Ça atay ve Anadolu âirlerinin tesirleri Ba dat ve dolaylarında birbiri ile birle iyordu. Azerî edebiyâtının kendinden evvelki iir ananesi bütün güzellikleri ile bu muhitte kökle mi ti. Bu i Safevîlerin Ba dat ı istilâları üzerine bir kat daha derinle mi ti. 66 Nitekim kendisi de Hatâî mahlasıyla iirler yazan âh smâil, etrafına topladı ı ve himâye etti i âlim ve san atkârlarla bu devir edebiyâtının geli mesinde büyük bir rol oynamı tır. 67 XVI. yüzyılda Irak ta türlü ilimlerde mârifet ve hüner sâhibi zâtlar da az de ildir. Bilhassa tabip ve cerrah olarak, mezhep ulemâsı veya tarîkat me âyihi olarak öhret sâhibi olmu kimseler vardır. 68 Yukarıda zikretti imiz özelliklerinden de olsa gerektir ki klasik Türk edebiyâtında, yüzlerce iirde ve edebî metinde Ba dat kadar geni bir yelpaze içinde anlatılan ehir azdır. 69 Anlattıklarımız çerçevesinde u sonuç çıkmaktadır ki Türk, Arap ve Fars kültürlerinin mü terek tesirleri altındaki Irak-ı Arab muhitinde do up büyüyen Fuzûlî nin hayatını geçirdi i Ba dat ba ta olmak üzere, Kerbelâ, Necef ve Hille birer mühim kültür merkezi idi. Ve bu durum onun edebî ve ilmî ahsiyetinin geli mesinde oldukça etkili olmu tur. 70 66 Karahan, s.62-63. 67 Ergül, s. 15. 68 Karahan, s.59. 69 Bu konuda geni bilgi için bkz. Murat Ali Karavelio lu, Klasik Türk Edebiyâtında Ba dat, Irak Dosyası, Ali Ahmetbeyo lu, Hayrullah Cengiz, Yahya Ba kan (yay. haz.), stanbul: Tarih ve Tabiat Vakfı Tatav Yayınları, 2003, C. I, s. 231-252. 70 Fuad Köprülü, Fuzûlî, A, C. IV, stanbul: MEB, 1988, s.691; Servet Bayo lu, Fuzûlî (Ölümü:1556) Hayatı ve Eserleri, Fuzûlî, Erenler Bahçesi (Hadîkatü s-süedâ), Servet Bayo lu (hzl.), Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlı ı Yayınları, 1986, (Önsöz), s.8. 11