Hava Gücünün Yükselişi ve Harp Prensipleri. The Rise of Air Power and Principles of War



Benzer belgeler
Hava Gücünün Yükselişi ve Harp Prensipleri. The Rise of Air Power and Principles of War

KITASINDA ETKİN BÖLGESİNDE LİDER ÖNSÖZ

Yeni Çağın Ayırt Edici Yeteneği Kıtaların Buluştuğu Merkezde Yeniden Şekilleniyor.

Hava ve Uzay Gücünün Artan Değeri

Son 5 yıldır Orta Doğu pazarında %48 gibi bir Pazar kaybı yaşayan Türkiye, bu pazarı tekrar kazanabileceği değerlendirilmektedir.

Squad X Programı ve Geleceğin İndirilmiş Piyade Mangası

Kurs Programları Hakkında

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

Ateş Destek C 4 I Sistemleri.

ULUSLARARASI SEMPOZYUM HAVA HARP TARİHİ. Tarihinde Derinleş, Geleceğini Aydınlat ULUSLARARASI HAVA HARP TARİHİ SEMPOZYUMU HAVA HARP AKADEMİSİ

Ülkelerin Siber Savaş Kabiliyetleri. SG 507 Siber Savaşlar Güz 2014 Yrd. Doç. Dr. Ferhat Dikbıyık

Devrim Öncesinde Yemen

DURAP 20 OCAK - 04 ŞUBAT

SAYIN TAKİPÇİLERİMİZ,

Komuta Kontrol Bilgisayar Haberleşme ve Bilgi Sistemleri.

BASIN BİLDİRİSİ. RS : GMD.PG / Nisan 2015 KONU : Roketsan Basın Bildirisi ATIŞ VE TEST DEĞERLENDİRME MERKEZİ AÇILDI

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Uluslararası İlişkiler Ana Gazi Üniversitesi 2004

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası

TSK'dan Sınır Ötesi IŞİD Operasyonu

Türkiye ve Kitle İmha Silahları. Genel Bilgiler

Şehir Savaşlarında Hayatta Kalmanın On Altın Kuralı

Fırtına obüsleri, Cirit füzeleri, hassas güdümlü Kit ler, PYD ve DEAŞ terör yuvalarını yerle bir ediyor!

İhtiyar casus RC-135 iz peşinde

ABD'nin Fransa'ya Reaper İnsansız Uçak Satışı ve Türkiye'nin Durumu 1

Sayın Büyükelçi, Değerli Konuklar, Kıymetli Basın Mensupları,

HALI SEKTÖRÜ. Eylül Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

ABD Suriye Rejimi'nin hava üssünü vurdu

İÇİNDEKİLER... SUNUŞ III

SİBER SAVAŞLAR RAUND 1 STUXNET

Uzaktan Komutalı Silah Sistemleri.

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN

ABD Küresel Güvenlik Stratejisinin Değişmeyen Aktörleri: Kıtasal Askeri Komutanlıklar

ÖZGEÇMĐŞ. 1. Adı Soyadı: Sait YILMAZ 2. Doğum Tarihi: Ünvanı: Yard.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu:

DÜNYA SIRALAMSINDA USTAD

BLOG ADRESİ :

İNCİRLİK TE NÜKLEER TEHLİKE, TÜRKİYE DEKİ NATO VE ABD VARLIĞI

AFET VE ACİL DURUMLARDA EMNİYET HAVACILIK

ORDULARDAN ŞİRKETLERE STRATEJİ. Dr. Bahar AŞCI

Siber Güvenlik Risklerinin Tanımlanması / Siber Güvenlik Yönetişimi

MİLLİ GURURU. Türkiye nin. YILMAZ: 2023 TE HEDEFİMİZ 25 MİlYAr DOlAr İHrAcAT YAPMAK

Alman Ordusu Kürt Savaşçıları Eğitmek için Oyuncak Tank Kullanıyor

Fırat Kalkanı harekatı Başladı

S-400 Hava Savunma Sistemi. Bilgi Notu AR-GE BAŞKANLIĞI

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI. Şubat 2018

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 NİSAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Proceedings/Bildiriler Kitabı. siber silah fabrikas nda ve bir ya da birden fazla devlet September /Eylül 2013 Ankara / TURKEY 6.

5.1. Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Yılı Hedefleri [2011/101]

VİZYON BELGESİ (TASLAK)

Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi. TÜRKİYE DE SİBER GÜVENLİK VE NÜKLEER ENERJİ Editör: Sinan Ülgen, EDAM Yardımcı Editör: Grace Kim, EDAM

HALI SEKTÖRÜ. Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

Sunum İçeriği. 1. Siber Savaş (Siber Terör) 2. Siber Savunma 3. USOM

HALI SEKTÖRÜ 2015 YILI İHRACATI

1. ABD Silahlı Kuvvetleri dünyanın en güçlü ordusu

Merkez Strateji Enstitüsü. Türkiye-Rusya İlişkileri Mevcut Durumu ve Geleceği

ENERJİ GÜVENLİĞİ ÇALIŞTAYI Türkiye Nükleer Güç Programı 2030

Salvador, Guatemala, Kamboçya ve Namibya gibi yerlerde 1990 ların barış anlaşmaları ile ortaya çıkan fırsatları en iyi şekilde kullanabilmek için

Zeytin Dalı Harekâtı Suriye DURAP OCAK 2018 Önemli Gelişmeler

Sayın Yönetim Kurulu Üyesi/ ve Meclis Üyesi Arkadaşlarım,/

Siber Savaş ve Terörizm Dr. Muhammet Baykara

YAKIN HAVA DESTEĞİ GÖREVLERİNDE İKİ YÖNLÜ VERİ AKTARIMI

Türk Savunma ve Havacılık Sanayii 2012 Yılı Performans Özeti

KAYNAK MAKİNELERİ SEKTÖRÜ NOTU

Daha Güçlü Türkiye için Etkin SOME ler Nasıl Olmalı?


Kadir Doğan. Savaşın insansız boyutu İletişim: Mail:

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu

DEĞERLENDİRME NOTU: İsmail ÜNVER Mevlana Kalkınma Ajansı, Konya Yatırım Destek Ofisi Koordinatörü

Araştırma Notu 15/179

Amerika Birleşik Devletleri İstihbarat Topluluğu na Genel Bir Bakış. Doç. Dr. Ahmet KOLTUKSUZ

İNSANSIZ UÇAK PROGRAMLARINDA ZORUNLU DEĞİŞİKLİKLER ASSSA SAM ŞUBAT ASSSA Stratejik Araştırma Merkezi -1-

Ön Söz... iii Şekil Listesi... xii Tablo Listesi... xiv Sembol Listesi...xv Giriş...1. Dünden Bugüne Elektronik Harp ve Elektronik Harp Teknolojileri

İÇİNDEKİLER... SAYFA NUMARASI 1. Genelkurmay Başkanlığının Afyon ve Kocaeli mıntıkalarındaki duruma dair 3 Ekim 1921 tarihli Harp BELGELER

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

HALI SEKTÖRÜ. Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

Türk Deniz Görev Grubu

Terör Olayları ve Enerji Zinciri : İstatistiksel bir İnceleme

2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

KAMU DİPLOMASİSİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ VE MEDYANIN ROLÜ

TR 71 BÖLGESİ 2013 YILI İHRACAT RAPORU AHİLER KALKINMA AJANSI

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2018 Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu

Bebek Hazır Giyim Sektörü Dış Ticaret İstatistikleri Raporu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Şubat Ayı İhracat Bilgi Notu

Sporda Yetenek Seçimi ve Yönlendirme

İŞLETME RİSK YÖNETİMİ. Yrd. Doç. Dr. Tülay Korkusuz Polat 1/21

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

Yerli İnsansız Hava Aracı Projelerinde Sertifikasyon ve Uluslararası Rekabete Katkısı

HALI SEKTÖRÜ. Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU

İşte ihanet yıllığı HIZLA YÜKSELDİLER

HALI SEKTÖRÜ. Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

1 1. BÖLÜM ASKERLİKTE ÖZELLEŞTİRMENİN TARİHİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 TEMMUZ İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Mart Ayı İhracat Bilgi Notu

BUĞDAY RAPORU

Transkript:

Savunma Bilimleri Dergisi The Journal of Defense Sciences Kasım/November 2014, Cilt/Volume 13, Sayı/Issue 2, 1-25. ISSN (Basılı) : 1303-6831 ISSN (Online): 2148-1776 Hava Gücünün Yükselişi ve Harp Prensipleri Yücel TOPÇU 1 Ender ALMAÇ 2 Öz Harp silah ve araçlarındaki teknolojik gelişmeler ile tehdit algısında yaşanan farklılaşma, harbin şeklini değiştirmiş ve harekât alanını genişletmiştir. Hava ve uzay gücü; dünyanın her noktasında kullanılabilen, aynı sınırı paylaşma veya harekât alanında bir bölgeye sahip olma gerekliliğine ihtiyaç duymayan bir kuvvettir. Sahip olduğu menzil ve sürat yetenekleri sayesinde politik hedefe katkı sağlayacak şekilde tüm dünya coğrafyasını kendine harp alanı olarak seçebilmektedir. Libya, Irak ve Afganistan harekâtları okyanusların ve denizlerin günümüz harplerinde engel olma özelliklerini yitirdiğini göstermiştir. Hava ve uzay gücü harekât ortamının üçüncü boyutunu ve yüksek teknolojiyi kullanarak satıh güçlerine oranla daha az riske maruz kalmaktadır. Bu çalışmada, XXI. yüzyılda icra edilen askerî operasyonlar ile hava ve uzay gücünün harekât ortamına getirdiği yenilikler, harp prensipleri dikkate alınarak tarihsel dizin içinde incelenmiştir. Hava ve uzay gücü sahip olduğu insanlı ve insansız platformlar, uzun menzilli akıllı mühimmat seçenekleri ve eğitimli personeliyle harekât ortamında harp prensiplerinin uygulanabilirliğini artırmıştır. Anahtar Kelimeler: Modern Savaş, Güç Kullanımı, Harp Prensipleri, Hava ve Uzay Gücü, Hava Savaşları. The Rise of Air Power and Principles of War Abstract Technological developments in warfare weapons and equipment, the differentiation in the perception of threat have forced to change the type of the war and expanded the operation area where it is executed. Air and Space power can globally conduct campaign without any area constraints and without neither need for frontier nor demand for area in theater. It can choose anywhere on the earth as a theater according to political goals, thanks to its range and speed capabilities. Libya, Iraq and Afghanistan campaigns showed that preventing effects of oceans and seas couldn t degrade the success of air power. When compared to surface forces air and space power exposed to low risk due to third dimension of operation area where it conducts operations and high tech weapons. In this article, we examined the operations conducted in the 21st century by chronological order and the contributions of air and space power to modern warfare by considering principles of war. It is concluded from the study that manned and unmanned platforms, long-range smart weapons and well trained personnel of air and space power have increased the implementation of principles of war in modern warfare. Key Words: Modern Warfare, Use of Force, Principles of War, Air and Space Power, Air Warfare. 1 Yazışma Adresi: Hava Harp Akademisi, Harekât/İstihbarat ABD Başkanlığı, İstanbul, ytopcu@hvkk.tsk.tr. 2 Hava Harp Akademisi Komutanlığı, İstanbul. Makalenin geliş tarihi: 12.05.2014 Kabul tarihi: 17.10.2014

2 Topçu ve Almaç Hava gücü ya savaşı bitirir ya da medeniyeti. Giriş Winston Churchill (1933) İdealist düşünürler Kant tan başlayarak savaşlara ihtiyaç duyulmayacak bir dünyanın hayalini kurmuşlardır. Kant, 1795 yılında yazdığı Ebedi Barış adlı eserinde devletler arasında kalıcı bir barışın sağlanması için gerekli şartlar üzerinde durmuş ve bu şartlar arasında ülkelerin cumhuriyet rejimini benimsemelerini barış için gerekli maddelerden birisi olarak belirtmiştir. Kant, cumhuriyet rejimlerinde halkın rızasının esas olduğunu ve halkın çoğunluğunun -kendi ülkelerini savunma dışında- hiçbir amaç için savaşa rıza göstermeyeceğinden bu ülkelerde savaş kararı almanın zorlaşacağını öne sürmüştür (Kant, 1983). Ivan Bloch, 1898 yılından yazdığı Gelecekteki Savaş (War in the Future) adlı kitabında, modern silahların yıkıcı gücünün bunların kullanılmasını gereksiz kılacağını söylemiştir. Norman Angell ise 1910 yılında yazdığı Büyük Hayal (The Great Illusion) adlı eserinde, ileri ticaret aşamasına gelmiş ekonomilerin bütünleşmesinin savaşı gereksiz kılacağını öne sürer (Best vd. 2012). Yıllar sonra Small ile Singer ın (1976) daha sonra Doyle nin (2003) çalışmalarıyla 1980 li yıllarda demokratik devletlerin birbirleriyle ilişkilerinde silahı ve gücü daha az kullandıklarını ifade eden Demokratik Barış Teorisi, demokratik bir sistemin sahip olduğu denetim mekanizmalarının devlet liderlerinin savaş kararı almalarını zorlaştırdığını öne sürmüştür (Ekmekçi, 2011). İdealist düşünürlerin tüm iyimserliklerine rağmen askerî güç kullanımı uluslararası ilişkilerde güvenliği sağlamanın veya diplomatik yollarla çözülemeyen sorunların çözüm aracı olarak kullanılmaktadır. Başta dünya savaşlarının olmak üzere modern savaşların kitlesel insan kayıpları ve maddi yıkımları halklar üzerinde etkili olmuş ve savaş karşıtı akımlar başlatmıştır. Teknolojik gelişmeler harekât alanını genişletmiş ve savaşların yaşandığı geniş coğrafyalarda yakınını kaybetmemiş aile bırakmamıştır. Silah teknolojilerindeki gelişmelerin kötü bir yansıması olarak atmış yıla yakın nükleer silahların gölgesinde yaşamamıza ve medyanın savaş kurbanlarının acılarını evimize kadar getirmesine rağmen dünya kamuoyu çok yakın tarihimizde Irak, Afganistan, Lübnan, Libya ve diğer coğrafyalarda yapılan askerî operasyonları engelleyememiştir. Askerî güç kullanımının en uç noktası savaşlardır. Savaşın aracı fiziki kuvvet, amacı ise muhasımın arzu edilen davranışı uygulamasını zorla kabul ettirmektir. Savaş, devletler arası sorunların çözümünde politikanın başka araçlarla devamıdır (Clausewitz, 2003). Hedley Bull a göre savaş, siyasal birimlerin birbirlerine karşı uyguladıkları düzenli şiddettir (Erol, 2002). Savaş,

Savunma Bilimleri Dergisi, Kasım 2014, 13 (2), 1-25. 3 politikanın bir aracı olarak bütün gerçekliğiyle XXI. yüzyılda da varlığını sürdürmektedir. Savaşların planlama ve icra safhasında harp prensipleri yol gösterici öğretilerdir. İnsanlık tarihi kadar eski olan askerlik mesleğinin zaman içinde hassasiyetleri, görev alanları ve başarı ölçütleri değişmiştir (Buzan, 2008). Geçmişte askerî başarı politik başarıyla eş değer görünürken bugün en az kuvvet kullanarak en az zayiatla politik hedeflere ulaştıran zaferler başarılı kabul edilmektedir. Bu durum özellikle hedef, emniyet, kuvvet tasarrufu gibi harp prensiplerinin uygulanmasının önemini artırmıştır. Bu çalışmada, XXI. yüzyılda icra edilen askerî operasyonlar ile hava ve uzay gücünün harekât ortamına getirdiği yenilikler, harp prensipleri dikkate alınarak tarihsel dizin içinde incelenmiştir. Silah sistemleri ve komuta kontrol sistemlerinde gerçekleşen gelişmeler üzerine başlayan harp prensipleri hala geçerli mi? tartışmalarına, hava ve uzay gücü açısından bakarak literatüre katkı sağlamak amaçlanmıştır. Hipotezimiz, harp prensiplerinin askerî gücün kullanımı açısından geçerliliğini koruduğu; hava ve uzay gücünün sahip olduğu hassas vuruş gücüne ve düşük hata oranına sahip silahlar ile üçüncü boyutu kullanmanın avantajları ve iyi eğitimli personeliyle modern savaşlarda arzulanan etkiyi daha kısa zamanda ve daha az riskle sağladığıdır. Hava ve uzay gücü; modern savaşlarda, kamuoyunun hassasiyetlerini de dikkate alarak harp prensiplerinin planlamacılar ve icracılar tarafından uygulanabilirliğine katkı sağlamaktadır. Hipotezin doğruluğunu kanıtlamak amacıyla askerî güç, hava ve uzay gücü, harp prensipleri kuramsal olarak incelenmiş, bu teorik temel bağlamında modern savaşlar değerlendirilmiştir. Çalışma zaman periyodu olarak hava ve uzay gücünün müşterek harekât içinde çok yoğun olarak kullanıldığı XXI. yüzyıl savaşlarıyla sınırlı tutulmuştur. İncelenen dönemde denk güçlerin savaştığı bir örnek olmaması ve koalisyon savaşlarının verilerine daha kolay ulaşılabilmesi çalışmanın dört örnek üzerinde yoğunlaşmasına sebep olmuştur. Çalışma esnasında incelenen savaşların hiçbirinin denk güçlerin savaşı olmadığı, bir taraf çok güçlüyken diğer tarafın çok zayıf olduğu dikkate alınmıştır. Kapsam olarak savaşların politik sebepleri ve siyasi sonuçlarıyla ilgilenilmemiş sadece askerî güç ve harp prensiplerinin kullanımı boyutlarıyla incelenmiştir. Çalışmanın ilk bölümünde, askerî güç ve harp prensipleri üzerine klasik ve modern düşünürlerin tanımlamaları ve değerlendirmeleri üzerinde durulmuştur. Bu değerlendirmeler yapılırken birincil kaynak olarak açık kaynaklardan bulunan ve halen kullanılmakta olan askerî doktrinler ile makale ve kitaplar kullanılmıştır. Yazarların asker olmaları sebebiyle kendi tecrübeleri de makaleye yansımıştır. Çalışmanın ilerleyen bölümlerinde Afganistan, Irak, Lübnan, Gürcistan ve Libya

4 Topçu ve Almaç harekâtı örnek olay olarak incelenmiş, hava ve uzay gücünün harp prensiplerinin uygulanmasına nasıl katkı sağladığı değerlendirilmiştir. Askerî Gücün Bir Unsuru, Hava ve Uzay Gücü Savaşların vazgeçilmezi olan askerî güce geçmeden önce güç kavramının tanımını yapmakta fayda vardır. Uluslararası ilişkiler penceresinden bakıldığında güç; diğerlerinin kararlarını ve eylemlerini direkt olarak etkileme kapasitesi (Sönmezoğlu, 1996) olarak tanımlanmaktadır. Başka bir deyişle, bir devletin istediği sonuçları elde etme ve bu sonuçlara ulaşmak için gerektiğinde, diğer devlet veya devletlerin davranışlarını değiştirme yeteneğidir (Cural, 2011). Joseph Nye a (2004, 1) göre güç, hava durumu gibidir. Herkes ona bağlıdır ve onun hakkında konuşur, fakat çok azı onu anlar. Nye in ifade ettiği gibi herkesin sürekli kullandığı bir kavram olmasına rağmen güç tanımlanması zor bir kavramdır. Genelde bir devletin gücü, sahip olduğu politika, silahlı kuvvetler, coğrafya, ekonomi, enerji ve nüfus gibi millî güç unsurlarıyla ölçülür. Çoğu zaman ülkeler askerî güç kullanımından önce başta diplomasi olmak üzere tüm millî güç unsurlarını kullanarak veya caydırıcılık yoluyla politik problemleri çözmeye çalışırlar. Askerî güç kullanılmaya karar verilirse, sınırlı güç kullanımından topyekûn savaşa kadar giden geniş bir yelpazede silahlı çatışmaya sebep olabilir. Savaşlarda uygulanacak olan kuvvetin kime karşı ve nasıl kullanılacağı savaşın şeklini belirleyecektir. Günümüzde savaşlar; konvansiyonel, siber, Kimyasal Biyolojik Radyoaktif Nükleer (KBRN), uluslararası ekonomik, asimetrik, bilgi ve bilgi destek (psikolojik) savaşları şeklinde cereyan etmektedir. Yeni harp alanları; şehirlerin yaşama alanlarını, siber uzayı, medyayı, uzayı ve birey olarak insanı kapsamaktadır (Pendall, 2004). Değişen sadece harp alanları olmamıştır. Askerî gücü oluşturan kara, deniz ve hava gücünün harp silah ve araçlarında, kullanılan platformlarda ileri seviyede teknolojik gelişmeler yaşanmaktadır. Komuta kontrol, istihbarat, keşif ve gözetleme modern askerî gücün başarısında etkin rol oynamaktadır. Dünyanın % 70 i denizlerle ve % 30 u karalarla kaplı olsa da bu sathın tamamının üzeri havayla kaplıdır. Hava ve uzay gücünün ilgi alanı tüm dünyanın hava sahası ve hatta onun da üstü uzaydır. Hava gücü denilince sadece Hava Kuvvetleri anlaşılmamalıdır. Hava gücü; hava, kara ve deniz kuvvetlerine ilave olarak bir ülkenin sahip olduğu kamu ve özel sektörün elindeki platformlar, teçhizat, bakım ve üretim tesisleri ile bu alanda yetişmiş insan gücüyle birlikte değerlendirilmelidir. Hiç şüphesiz hava gücünün en önemli unsurları uçaklardır. Uçaklar ilk olarak Trablusgarp ta askerî amaçlı kullanılmıştır. 17 Ekim 1911 de Osmanlı

Savunma Bilimleri Dergisi, Kasım 2014, 13 (2), 1-25. 5 toprakları üzerinde uçan İtalyan Yüzbaşı Carlo Piazza, tarihteki ilk keşif uçuşunu gerçekleştirmiştir. Giulio Gavotti ise 1 Kasım günü uçakla Libya daki Osmanlı kuvvetlerine karşı bir hava saldırısı düzenlemiş ve bu saldırı, ilk havadan yere taarruz olarak tarihe geçmiştir. İlk uçaksavar ateşi gayreti ise, Osmanlı askerleri tarafından sarf edilmiş ve 15 Aralık 1911 tarihinde tüfek atışıyla bir uçak düşürmeyi başarmışlardır (Uluslararası Tarih Sempozyumu, 2011). Uçaklar, Birinci Dünya Savaşı nda keşif amaçlı kullanılırken aynı zamanda satıh harekâtına destek vermek ve dost unsurları himaye etmek maksadıyla da kullanılmıştır (US Air Force Basic Doctrine, 2011). Bu harekâtlardan çıkarılan derslerle Sir Hugh Trenchard, William Mitchell, Sir John Slessor, Alexander De Seversky yeni hava gücü kullanma teorileri geliştirdiler (Hava Harp Tarihi Sempozyumu, 2014). Uçaklar üçüncü boyutu kullanarak savaş alanında bir asimetri oluşturmuşlardır. Asimetri oluşturmak, muhasımın imkân ve kabiliyetlerinde olmayan bir güç unsurunu kullanarak muhasımı yenilgiye zorlayacak şekilde farkın oluşturulması anlamına gelmektedir. Son yıllarda yapılan harekâtlarda hava ve uzay gücü 1 asimetri oluşturmak amacıyla sıklıkla kullanılmaktadır. Hava ve uzay gücünün asimetrik bir güç unsuru olabilmesi için eldeki imkân, kabiliyet ve teknolojinin tehdit unsurda bulunmaması, tehdidin sahip olduğuna oranla daha etkili ve yeni olması, tahmin edilen kullanım şeklinin dışında kullanılması, kullanıldığında engellenme zorluğu olması ve tehdidin diğer yeteneklerine nüfuz edebilecek niteliklerde olması gerekmektedir. Bu kapsamda hava gücünün kara ve deniz gücüne karşı kullanılması da bir asimetri oluşturmaktadır. Harbin şekli, harp silahlarının bu doğrultuda değişimini sağlarken, son on beş yılda yapılan harekâtlarda sahip olduğu yüksek teknolojinin kullanımıyla ön plana çıkan hava ve uzay gücünün, her türlü harp şekli ve harp alanında etkinlikle kullanıldığı görülmektedir. Tehdidin, kullanılan silahların, harekâtın boyutunun değişmesine rağmen, tarihsel süreç içinde edinilen tecrübeler ve çıkarılan derslerle olgunlaşmış harbin temel esasları bulunmaktadır. Bu esaslar harp prensipleridir. Tarih boyunca kazanılan zaferler ve kaybedilen savaşlar incelendiğinde, harp prensiplerine uygun verilen kararlar harbin sonucunu etkilemektedir. Harp prensiplerini uygulayabilmek bir komutanlık sanatı olduğu gibi sahip olunan imkânlarla da doğru orantılıdır. Harp Prensipleri Harp prensipleri antik savaşlardan itibaren belirlenmiş ve zamanla geliştirilmiş olan ilkelerdir. İlk defa Sun Tzu nun M.Ö. 500-400 yıllarında yazmış olduğu Savaş Sanatı adlı eserinde savaşı başarıya götürecek olan kurallar olarak belirtilmiştir. İsviçreli Antoine Henri Jomini (1983), Harp

6 Topçu ve Almaç Sanatının Ana Hatları adlı eserinde bütün harplerin temelinde tek bir büyük prensip yatar sözleriyle harp prensiplerinin önemine vurgu yaparak dört madde ile bu prensipleri belirtmiştir. Bu prensiplerin tanımlanmasıyla Jomini, günümüzde yapılan harp prensipleri çalışmalarının temeli oluşturulmuştur. Birinci Dünya Savaşı nın hemen sonrasında, 1916 yılında İngiliz General John Frederick Charles Fuller tarafından yayınlanan 1914-1915 Savaşları Referans Alınarak Harp Prensipleri adlı makalede klasik prensipler ilk kez yayınlanmıştır. Harp prensipleri, İngiliz yönergelerine General Fuller ın yazdıkları doğrultusunda aktarılmıştır (Principle of War, 2013). 1930 yılına gelindiğinde ABD ve İngiltere klasik harp prensiplerini kendi doktrinlerine aktarmayı başaran ülkeler olmuştur. Harp prensipleri harp tarihi boyunca gelişmiş ve zamanla bazı eklemelere ihtiyaç duymuştur. Bugüne kadar icra edilmiş birçok harekâtta sayıca (teçhizat ve personel) üstün olan tarafların kendilerinden sayıca daha az olan kuvvetler karşısında zaman zaman başarıya ulaşamadığı görülmüştür. 2 Savaşları kazanan tarafların başarı sebepleri incelendiğinde, harp prensiplerine büyük bir titizlik ve hassasiyetle uydukları görülmüştür. Edinilen harp tecrübesine paralel olarak günümüz modern silahlı kuvvetlerinin doktrinlerinde yer alan harp prensipleri temelde benzerlikler gösterse de ülkelerin ve stratejistlerin değerlendirmelerine göre farklılıkları içerisinde barındırmaktadır. Tablo 1 de farklı ülkelerin doktrinlerinde yer alan harp prensipleri gösterilmektedir. Benzer prensipler aynı satırda gösterilirken sütunlar ise ülkeleri göstermektedir. Ülkeler seçilirken farklı eğitim ve teknolojik sistemlere sahip olmalarına dikkat edilmeye çalışılmıştır. Boş bırakılan kısımlar diğer ülkelerde olan ancak ilgili ülkenin dokümanlarında olmayan prensiplerdir. Genel kabul gören harp prensipleri emir komuta birliği, hedef, taarruz, teksif, hareket kabiliyeti veya manevra, kuvvet tasarrufu, emniyet, baskın ve sadeliktir 3. ABD Hava Kuvvetleri temel doktrini incelendiğinde temel dokuz prensibe ek olarak günümüz harekât ortamının getirdiği yeni prensiplerin eklendiği görülmektedir. Bunlar, gayret birliği, sınırlılık, ısrar ve hukuka uygunluk prensipleridir (AFDD-1, 2011). Aynı değişim ABD Müşterek Doktrini 3.0 dokümanında da yer almış ve gayret birliği prensibi haricindeki üç prensip müşterek harbin prensiplerine eklenmiştir (USA Joint Operation Publication 3.0, 2011).

Savunma Bilimleri Dergisi, Kasım 2014, 13 (2), 1-25. 7 Tablo 1. Farklı Ülke Doktrinlerinde Yer Alan Harp Prensipleri (Mallick, 2009) İngiltere Avustralya Hindistan ABD İsrail Rusya Çin Hedef Hedef Hedef Hedef Görev/ Hedef Taarruz Taarruz Taarruz Taarruz İnisiyatif ve Taarruz İnisiyatif ve Taarruz Hedef İnisiyatif ve Taarruz z Teksif Teksif Teksif Teksif Teksif Teksif Teksif Kuvvet Tasarrufu Gayret Tasarrufu Kuvvet Tasarrufu Kuvvet Tasarrufu Yeterli Kuvvet Kullanımı Kuvvet Tasarrufu ve Yeterlilik Hareket Kabiliyeti Esneklik Esneklik Esneklik Manevra Hareket Devamlılığı Hareketlilik ve Esneklik Tempo Birlikte Çalışabilirlik Birlikte Çalışabilirlik Birlikte Çalışabilirlik Emir Komuta Birliği Derinlik İhtiyat ve Birlikte Çalışma ve Koordinasyon Koordinasyon Emniyet Emniyet Emniyet Emniyet Emniyet Emniyet Baskın Baskın Baskın Savaş Hilesi Baskın Baskın Lojistik İdame Yönetim ve İdare Sadelik Sadelik Moral Moral Moral Moral Moral İngiltere nin müşterek doktrini incelendiğinde temel prensiplerden farklı olarak moral, esneklik, birlikte çalışabilirlik ve sürdürebilirlik prensipleri yer almaktadır (British Defence Doctrine JDP 0-01, 2011). 1995 yılında ABD stratejik araştırma merkezinde yapılan 21 inci Yüzyılda Harp Prensipleri adlı çalışmada harp prensiplerine stratejik ve taktik seviyeden bakıldığında farklılıklar içerdiği ortaya konulmuştur (Johnsen, 1995). Harp prensiplerinin ülkeler arasında farklılık göstermesinin sebebi kuvvet yapısı farklılıkları, coğrafyanın etkisi ve harbin icrasından elde ettikleri tecrübelerin önceliklendirilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu makalenin devamında hava ve uzay gücünün harp prensiplerinin uygulanabilirliğine sağladığı katkı XXI. yüzyıl savaşları üzerinden değerlendirilmiştir.

8 Topçu ve Almaç 2001 Afganistan Harekâtı 11 Eylül 2001 tarihinde ABD de yaşanan terör saldırılarına karşılık, ABD dünyada var olan tüm terör örgütlerine karşı mücadele başlattığını ve ülke güvenliğini tehdit eden teröristleri kaynağında yok edecek şekilde bir planlamaya gidildiğini duyurmuştur. Başkan Bush bu durumu, ABD bu saldırıyı yapan teröristler ile bu teröristleri barındıranlar arasında fark gözetmeyecektir. Şimdi her ülkenin alması gereken bir karar vardır. Ya bizimlesiniz, ya da teröristlerle (Bush, 2001) şeklinde ifade etmiştir. Bu yaklaşım daha sonra Bush Doktrini olarak isimlendirilmiştir. 7 Ekim 2001 tarihinde ABD liderliğinde koalisyon güçleri Bush Doktrini ne uygun olarak Afganistan da, Sürekli Özgürlük Harekâtı (Operation Enduring Freedom- OEF) adıyla XXI. yüzyılın ilk harekâtını başlattılar. Sürekli Özgürlük Harekâtının tüm komuta kontrol sorumluluğu merkezi ABD nin Florida eyaletinde bulunan Merkezi Komutanlığa (Central Command-CENTCOM) verilmiştir. CENTCOM toplamda 55.000 personelle harekâtı desteklerken 570 4 adedi ABD Hava Kuvvetlerine, 90 adedi koalisyon güçlerine ait uçakların oluşturduğu toplamda 660 adet uçaktan oluşan büyük bir hava gücüne sahipti (Cordesman, 2002). CENTCOM da operasyon süresince hava harekâtının yönetim ve kullanımından sorumlu olacak komutanlık Hava Kuvvetleri Merkezi Komutanlığı (Central Command Air Forces- CENTAF) olarak belirlenmiştir. CENTAF ın birincil harekât komutası altındaki karargâhı Suudi Arabistan ın Prens Sultan Hava Alanına konuşlandırılmış olan Birleştirilmiş Hava Harekât Merkezi (Combined Air Operation Center- CAOC) olarak belirlenmiş ve Afganistan daki tüm hava harekâtının kontrolü bu karargâhın sorumluluğuna verilmiştir (Ball, 2011). Bu yetki devrinin birincil nedeni hava ve uzay gücünün kullanım prensiplerinden olan merkezî kontrol yerinden icra 5 gereksinimidir. Sınırlı sayıda bulunan çok pahalı ve yerine konulması zor olan hava unsurlarının önceliklere uygun olarak kullanılması için merkezî kontrol gereklidir. Merkezî kontrol, teknolojinin sağladığı tek bir hava resminin oluşturulmasının sağladığı bir imkândır. Harekâtın karmaşık yapısı içerisinde hava harekatını planlamanın ve icranın kontrolünün tek elden yapılarak, yerinden icra edilen görevlerde inisiyatif ve esnekliğin sağlanması hava gücünün başarısı için önemlidir. Afganistan harekatında, 7 Ekim-1 Kasım 2001 tarihleri arasında yapılan toplam taarruzî sorti miktarı 6.500, atılmış olan mühimmat miktarı ise 17.500 adet olarak kaydedilmiştir (Cordesman, 2002). Herhangi bir hava gücü olmayan Taliban birliklerine karşı hava üstünlüğüne tamamen sahip olunmasına rağmen yirmi beş günlük süre zarfında icra edilen uçuşların planlama ve komuta kontrolüne büyük gayret sarf edilmiştir. Harekâtın

Savunma Bilimleri Dergisi, Kasım 2014, 13 (2), 1-25. 9 komutasının etkinlikle yürütülebilmesi için koalisyon üyesi ülkeler irtibat personelini CENTCOM, CENTAF ve CAOC karargâhlarına göndererek çıkması olası karışıklıkların önüne geçmeye çalışmıştır. Sürekli Özgürlük Harekâtında; ABD Merkezî İstihbarat Ajansı (CIA) Afganistan bölgesindeki İnsansız Uçaklarını ana kıtadan uçurarak görüntü istihbaratını diğer tüm birimlerle paylaşırken, CENTCOM karargâhı ve sivil otorite harekâtı gerçek zamanlı takip ederek hedef seçimini yapmış; CAOC, belirlenmiş olan hedeflere yönelik planlama ve harekâtın icra faaliyetlerini gerçekleştirmiştir (Santicola, 2005). Hava gücünün günlük ortalama 700 mühimmat attığı ve kara gücüyle beraber müşterek olarak icra etmiş olduğu birçok görevin aynı anda devam ettiği bir harekât ortamı tahayyül edildiğine, başta emniyet prensibinin sağlanabilmesi amacıyla emir komuta birliğinin 6 gerçekleştirilmesinin hayati öneme sahip olduğu görülmüştür. Temposu çok yüksek olan günümüz harekât ortamında dost ateşinden etkilenmemek için emir ve komuta birliği prensibine hassas bir şekilde uyulması gerekmektedir. Yapılmış olan harekât ile hava gücü, sahip olduğu komuta kontrol sitemleri, uydu iletişimi, data link sistemleri ve İGK (İstihbarat Gözetleme Keşif) teknolojileri sayesinde tek bir merkezden harekâtın takibini, yönetimini ve değerlendirmesini icra edebilen bir güç haline gelmiştir. Afganistan da icra edilen Sürekli Özgürlük Harekâtı binlerce kilometre uzaklıktaki CENTCOM tarafından hava gücünün sahip olduğu imkânlar sayesinde yönetilebilmiştir. Harp prensiplerinden emir komuta birliği prensibi kapsamında hava gücünü oluşturan tüm platform ve birliklerin tek bir merkezden yönetilmesiyle çıkabilecek karmaşıklıkların önüne geçilerek kuvvetin yönetimi sahip olunan tecrübelerden ödün verilmeden gerçekleştirilmiştir. İlerleyen zamanda Afganistan ve Irak harekâtının tek bir merkezden yönetilmesi Tanker ve İhbar Kontrol gibi yüksek değerlikli uçakların daha etkin kullanılmasını sağlamıştır. Emir komuta birliği, yüksek eğitimli personelin inisiyatif alamaması olarak değil, yetkinin doğru dağıtılması olarak anlaşılmalıdır. Afganistan da tecrübelerle oluşturulan angajman kuralları tek uçaktaki pilottan ISAF komutanına kadar tüm görevlilerin yetkilerinin çerçevesini çizmiştir. Yetkileri belirleyen önemli kıstaslardan birisi de kullanılan mühimmatın yan etki hasar derecesidir. Hedefin konumuyla mühimmatın özellikleri bazı yetkilerin harekât merkezlerinde toplanmasını gerektirirken diğerlerinin ast birliklere devredilmesine imkân vermiştir.

10 Topçu ve Almaç 2003 Irak a Özgürlük Harekâtı 2003 yılında Irak taki Saddam Hüseyin hükümetinin El Kaide ve Taliban ı desteklediği yönündeki haberler ve Irak ın sahip olduğu düşünülen Kitle İmha Silahları (KİS) nedeniyle ABD, Irak ı muhasım ilan etmiştir. ABD Savunma Bakanlığı Müsteşarı Douglas Feith savaşın öncelikli amacını, Irak ta ihtiyaç duyulan rejim değişikliğinin gerçekleştirilmesi, KİS lerin yok edilmesi ve bu silahların teröristler tarafından kullanılmasının engellenmesi olarak belirtmiştir (Dale, 2008). ABD, İngiltere ve Avustralya nın oluşturduğu koalisyon güçleri harekâtın başlayacağı G gününü 19 Mart olarak belirlemişlerdir. Koalisyon güçlerinin sahip oldukları 220.000 kişilik bir orduyla (Taylor and Youngs, 2003), kendi ülkelerinden binlerce kilometre uzakta savaşa hazırlanırken muhasıma karşı baskın prensibinden faydalanabilmeleri imkânsızdı. Koalisyon güçlerinin savaş hazırlıkları devam ederken Saddam Hüseyin savaşın her an çıkabileceğinin farkındaydı. Bu sebeplerden dolayı Irak a Özgürlük Harekâtında (Operation Iraqi Freedom-OIF) muhasıma baskın yaparak şaşırtmaya çalışmanın yerine, icra edilecek harekâtın iyi planlanması ve ortaya konan amaç doğrultusunda hedeflerin iyi bir şekilde belirlenmesi gerekmekteydi. Koalisyon güçleri harekâtın başladığı 19 Mart tan 11 Nisan a kadar olan 21 günlük sürede 13.500 sortisini av bombardıman görevlerinin oluşturduğu toplam 35.000 sorti uçuş icra etmişlerdir. 22 Nisan itibariyle toplamda 47.600 sorti uçulmuştur (Cordesman, 2003). Hava gücünün elinde bulundurduğu platformların özellikleri sayesinde koalisyon hava kuvvetleri bir ay gibi kısa bir süre zarfında yaklaşık olarak 50.000 sorti uçuşu başarı ile gerçekleştirmiştir. Sahip olunan büyük bir hava gücünü harekâtta sevk ve komuta ederken hedeflerin doğru analiz edilip istenen son duruma hizmet edecek şekilde planlama yapılması gerekmektedir. Bu kapsamda harekât başlamadan hedef olacak niteliklerde belirlenmiş olan 30.542 istenen vuruş noktasından (Desired Mean Point of Impact -DMPI) 25.240 adedi müşterek önceliklendirilmiş hedef listesinde yer almıştır. Belirlenmiş olan vuruş noktasından operasyon hedefi olarak başarıyla etki altına alınanların sayısı 19.898 olmuştur (Moseley, 2003). Yaklaşık olarak bir ayda hava ve uzay gücü sayesinde etki altına alınan hedef sayısı 20.000 gibi büyük bir rakama ulaşmıştır. Harp prensiplerinden hedef 7 prensibinin gayesi arzu edilen politik etkiye ulaşmak için askerî hedeflerin belirlenip tesir altına alınmasını gerektirmektedir. Bu kapsamda Irak a Özgürlük Harekâtında koalisyon güçleri, Iraklı üst düzey yöneticilerin bulunduğu komuta kontrol merkezleri ve binaları, Cumhuriyet Muhafızlarına ait birlikleri ve son olarak şehir

Savunma Bilimleri Dergisi, Kasım 2014, 13 (2), 1-25. 11 içlerindeki çatışmalarda Yakın Hava Desteği (YHD) görevlerine yönelik hedefleri öncelikli hedefler olarak belirlemiştir (Cordesman, 2003). Harekât esnasında geliştirilmiş olan Zamana Duyarlı Hedefleme (ZDH) kabiliyeti kritik hassasiyetteki hedeflere yönelik olarak uygulanmıştır. ZDH ler yönetim kademesindeki liderler, KİS ve teröristler olarak üç kategoride sınıflandırılmış ve bu sınıflandırmaya göre imha edilen hedef sayısı toplamda 156 olmuştur. ZDH ler haricinde dinamik hedef olarak imha edilen toplam hedef sayısı ise 686 olmuştur (Moseley, 2003). Aynı coğrafyada 1991 yılından 12 yıl sonra icra edilen harekâtın hedef prensibi kapsamında değerlendirilerek doğru seçimlerin yapılabilmesi için hava gücünün sahip olduğu imkânların bu doğrultuda kullanılması gerekmiştir. İnsansız Uçak Sistemlerinin 8 (İUS) gelişmesi, uydu kabiliyetlerinin artması ve uçaklarla yapılan keşifler sonucunda elde edilen bilgilerin değerlendirilerek hedeflerin net olarak belirlenmesi sağlanmıştır. Yirmi birinci yüzyılda harekâtın gidişatına doğrudan etki eden kritik bilgi hava gücünün sahip olduğu yeteneklerle kolay elde edilebilir hale gelmiştir. Eskiden hedef sayısı az, tespiti kolay ancak imhası veya etkisiz hale getirilmesi zorken günümüzde hedef sayısı artmış, tespiti için ayrılan gayret fazlalaşmış, ancak akıllı mühimmatların etkisiyle imhası kolaylaşmıştır. Hedeflerin tespit ve teşhisinden sonra hava gücü; sürat, menzil ve sürekli taarruz yetenekleri sayesinde taktik, operatif ve stratejik etkiler oluşturabilecek tüm seviyelerdeki hedeflere taarruz icra edebilmiştir. Kullanılan İUS ve uydu destekli izleme ile harekât sonrası yeniden yapılanma döneminde de hava gücü etkin olarak kullanılmıştır. Karşılaşılan ayrılıkçı ve isyancı kitlelere karşı yapılan hedef tespit, teşhis ve tahrip işlemleri sahip olunan data link, hassas mühimmat ve İGK kabiliyetleriyle on dakika gibi kısa sürelere düşürülmüştür. ZDH yeteneğinin bu kadar kısa sürelere düşürülmesiyle harekât havadan kontrol edilerek belirlenen hedeflerin neredeyse anında imhası gerçekleştirilmiştir. Konvansiyonel harpten düzensiz harp ortamına geçişte hava gücünün sahip olduğu yetenekler doğru hedeflerin etki altına alınma oranını artırmış ve arzulanan etkilerin oluşması için gereken zamanın kısalmasını sağlamıştır. Bununla birlikte ana kıtadan uzakta, başka bir coğrafyada ve sıfır zayiat hedefiyle harekât yapmanın verdiği düşünsel rahatlık gereğinden fazla hedefin belirlenmesine ve gereğinden fazla mühimmatın kullanılmasına sebep olmuştur. Bu sebeplerle oluşan yıkım askerî hedeflerin elde edilmesini sağlarken yerel halkın gözünde harbin meşruiyetinin sorgulanmasına da sebep olmuştur. Özellikle insansız uçakların kullanıldığı taarruzlarda yapılan hatalar kamuoyunun tepkisini artırmıştır.

12 Topçu ve Almaç 2006 Lübnan Harekâtı 12 Temmuz 2006 yılında Hizbullah ın Kuzey İsrail e yapmış olduğu saldırı ve iki İsrail askerini kaçırması, İsrail in bölgede yeniden çok boyutlu bir askerî çatışmayı başlatmasına sebep olarak gösterilmiştir (Blanchard vd., 2006 ). İsrail Hizbullah a savaş ilan ettiğini açıklayıp, Lübnan ın kuzey kesimine (Hizbullah ın bu bölgede olduğunu öne sürerek) bir harekât başlatmıştır. İsrail Başbakanı Olmert, savaşın nihai amacını kaçırılan iki İsrail askerinin geri alınması ve Güney Lübnan da bulunan Hizbullah güçlerinin kalıcı olarak ortadan kaldırılması olarak belirlemiştir (Lambeth, 2011). İsrailli askerî ve sivil liderler, daha önceki savaşlarda (1982 Lübnan) edinilen tecrübeyle harekâtın kara gücüyle Lübnan sınırının ileri hatlarına geçerek devam etmesi yönünde karar almıştır (Cordesman, 2007). Bu karar İsrail istihbarat birimlerinin ellerindeki mevcut bilgilerin eksikliği, doktrinsel olarak terörle mücadele ve gerilla harekâtında uygulanması gereken usuller açısından yanlış bir yöntem olması nedeniyle büyük sorunları beraberinde getirmiştir. İlk olarak şehir içlerinde dağınık bir şekilde bulunan İsrail askerleri Hizbullah ın anti tank ve havan atışlarına maruz kalarak birçok kayıp vermiştir 9. Bu kayıpların neticesinde İsrail yönetimi hedef ayrımı yapmadan taarruz edilmesine ve büyük bir yıkımın yapılmasına karar vermiştir. İsrail Silahlı Kuvvetlerinden General Dan Halutz un Lübnan ı yirmi yıl önceki zamana geri döndüreceğiz (Ignatius, 2006) beyanı ordunun neyi amaçladığını gösteren bir demeç olmuştur. İsrail ordusunun uygulamaya geçirdiği bu kararın neticesi, tüm Güney Lübnan ın sivil asker ayrımı yapılmaksızın adeta yerle bir olmasına sebep olmuştur. İsrail, harekâtın ilk gününde vermiş olduğu kayıpları haklı sebep olarak göstererek hedef gözetmeksizin gerçekleştirdiği taarruzlarla sivil halktan 1.200 ünün ölmesine, 4.000 in yaralanmasına sebep olmuştur. Aynı taarruzlarda 130.000 apartman yıkılmış, 130 köy tamamen yerle bir edilmiş, 100 köprü, 24 benzin istasyonu ve Beyrut Uluslararası Hava Alanı dâhil üç hava alanının kullanılamaz hale getirilmiştir. Bütün bu yıkıma, kontrolsüz ve orantısız güç kullanımına rağmen İsrail savaş öncesi hedeflediği amaçların hiçbirini gerçekleştirememiştir (Arkin, 2007). Savaş esnasında hava gücü olarak kullanılan platformlardan çoğunlukla eski model genel maksat bombaları, demet bombaları, fosfor bombaları kullanılmış (Cordesman, 2007), yeni teknoloji silahı olan ve hassas vuruş yüzdesi olan silahlar çok az sayıda kullanılmıştır. Askerî harekât için belirlenen hedeflere kara gücü ile ulaşılacağı fikri ortaya atılmış fakat büyük bir yanlış yapıldığı çok geç anlaşılmıştır. Yapılan yanlışı düzeltici bir işlem için çaba sarf edilmemiş olması ve amaçlanan hedeflerin aksine tutum ortaya konması İsrail devletinin uluslararası camiadan büyük

Savunma Bilimleri Dergisi, Kasım 2014, 13 (2), 1-25. 13 tepkiler almasına neden olmuştur. Eğer amaçlanan gerçekten Hizbullah hedeflerinin yok edilmesi ve baskı oluşturulması olsaydı, bu doğrultuda hava gücünün stratejik taarruz ve hassas angajman özellikleri kullanılarak bu amaç gerçekleştirilebilirdi. Harp prensiplerine son yıllarda eklenmiş olan hukuka uygunluk 10, harekâtın her safhasında göz önünde tutulması gereken bir prensip haline gelmiştir. Harekâtın planlanması, hedeflerin seçimi ve harekâtın icrasında yapılan faaliyetler hukuk kurallarına uygun olmalıdır. 2006 yılında yapılmış olan harekât incelendiğinde sivil insan ve yaşam alanlarına verilen zararlar göz önünde tutulursa, İsrail devletinin harekât planlarında ve planın icrasında hukuka uygunluk prensibini dikkate aldığını söylememiz mümkün değildir. Hava gücü planlayıcılarının; modern akıllı mühimmat yerine klasik ve eski mühimmat kullanması, yan etki hasar derecesini önemsememesi, hedef belirlemede herhangi bir kısıtlamayı göz önüne almamaları mevcut insan haklarının ve savaş hukukunun dikkate alınmadığını göstermektedir. 2001 yılında icra edilmiş olan Afganistan harekâtında kullanılan mühimmatın % 56 sı (Cordesman, 2002), 2003 Irak harekâtındakilerin %68 i (Moseley, 2003) hassas güdümlü mühimmattan oluşmaktayken Lübnan harekâtında İsrail in envanterinde modern mühimmat olmasına rağmen böyle bir hassasiyet gösterdiğine dair bir veri bulunamamıştır. Oysa hava gücünün sahip olduğu hassas angajman yeteneğiyle sivil zayiatlar asgariye indirilebilirdi. İsrail in sahip olduğu İGK unsurları, hedeflerin yerlerini çok hassas olarak tespit edebilirken hedefin civarında bulunan yasak hedeflerin de (vurulmaması gereken okul, ibadethane, hastane, tarihi değere sahip dünya varlıkları vs.) tespitine imkân vermektedir. Akıllı mühimmat ise bu hedeflerin en az çevresel hasarla etkisiz hale getirilmesini sağlamaktadır. Hem İGK unsurlarıyla hem de uçaklar üzerindeki görüntü sistemleri sayesinde bütün harekât kayıt altına alınabilmektedir. İsrail, kuvvet yapısında bulunmasına rağmen hava gücünü uygun kullanmayarak harp prensiplerinden hukuka uygunluk, hedef ve emniyet prensiplerine uymamış ve başarısız olmuştur. Lübnan harekâtı, çok modern askerî güce sahip olunsa dahi harp prensiplerine uyulmadığı takdirde hem askerî başarının hem de politik başarının sağlanamayacağının iyi bir örneğidir. 2008 Gürcistan Beş Gün Savaşı Rusya, 8 Ağustos 2008 sabahı saat 09.00 da, 1979 Afganistan savaşından sonra ilk kez sınırları dışında Gürcistan a karşı Beş Gün Savaşı olarak adlandırılan harekâtı başlatmış ve başarıya ulaşan taraf olmuştur. Gürcistan a karşı icra etmiş olduğu harekâttaki başarısının sebebi, sahip olduğu kara gücünün sayısal ve teçhizat açısından kıyaslanamayacak

14 Topçu ve Almaç ölçüde daha üstün olmasıdır. Bu başarıda Gürcistan ın imkân ve kabiliyetlerinin sınırlı olması ve yetişmiş personel sıkıntısı yaşaması da önemli rol oynamıştır. Harbin sonucu olarak başarı kazanılmış gibi görünse de aslında Rusya nın gelişmiş teknolojilerin çok uzağında kalmış olduğu ortaya çıkmıştır. Beş gün savaşı esnasında hava ve uzay gücünün kullanımına yönelik geliştirilmiş yeni konsept ve platformların takip edilememiş olması nedeniyle Rus Hava Kuvvetleri birçok problem yaşamış ve hava harekâtını durdurmak zorunda kalmıştır. Rus Hava Kuvvetlerinin harekât esnasında yaşadığı problemlerin başında hava ve uzay gücünü etkili olarak kullanamaması gelmektedir. Harekât esnasında Rusya Gürcistan ın hava savunma sistemlerini baskı altına alamamıştır. Bunun sonucunda Gürcistan ın sahip olduğu S-200 sistemleri 4 adet Su-25 (kimi kayıtlarda 7 veya 8 olduğu iddia edilmektedir) ve 1 adet Tu-22 stratejik bombardıman uçağını düşürmeyi başarmıştır (Bukkovoll, 2009). Hava ve uzay gücünün kullanımında harp prensiplerinden emniyet 11 prensibi kapsamında Rus Hava Kuvvetlerinin etkili olarak hava harekâtı icra edemediği görülmektedir. Sebepleri incelendiğinde; eldeki mevcut antiradar füze miktarının yetersizliği, muhasımın mobil hava savunma sistemlerinin yerleri hakkında yeterli bilgiye sahip olunmadığı, kötü hava şartlarında görev icra edemediği, gece görüş kabiliyetinin yetersizliği, zayıf elektronik harp (E/H) kabiliyetine sahip olunduğu, pilotlarının harbe hazırlık seviyelerinin düşük olduğu (yıllık pilot ortalama uçuş saati 40 saat), eldeki mevcut İUS ların vasıfsız ve sayıca yetersiz olduğu, komuta kontrol ve haberleşme sistemlerinin eski teknoloji ve uydu bağlantısının olmaması neticesinde limitli iletişimin yapılabildiği gözlenmiştir (Bukkovoll, 2009). Harp prensiplerinin uygulanabilmesinde imkân ve kabiliyetlerin yeterli seviyede olması hava gücünün emniyet içinde kullanılmasını sağlamaktadır. Emniyet prensibi hava gücünün devamlılığı açısından önemlidir. Yerine konulması kısa zamanda mümkün olmayan eğitimli personelin ve platformların korunması için planlamada ve icrada emniyet prensibine uyulmalıdır. Rusya nın yetersiz kabiliyetleri sebebiyle emniyet prensibine aykırı hareket ederek icra etmeye çalıştığı hava harekâtı, toplamda yedi uçağını kaybetmesine (Lefebvre and McDermott, 2009) ve hava harekâtını durdurmasına sebep olmuştur. Hava ve uzay gücünün sahip olduğu uzaktan atılabilen akıllı mühimmat, insansız uçak sistemleri, düşük görünürlük, tehditlerin uydu tabanlı platformlar tarafından tespit edilebilmesi ve üst seviyedeki iletişim yetenekleri sayesinde emniyet prensibinin harbin icrası esnasında etkinlikle uygulanabileceği değerlendirilmektedir. Ayrıca bu

Savunma Bilimleri Dergisi, Kasım 2014, 13 (2), 1-25. 15 kabiliyetler günümüzde kamuoyunun çok hassas olduğu personel kayıplarını satıh güçlerine oranla kıyaslanmayacak derecede azaltmaktadır. 2011 Libya Harekâtı Libya yönetimine karşı Ocak 2011 de başlayan gösterilerin 15 Şubat tarihinde Bingazi şehrinden Derne, Beyda ve Zintan gibi şehirlere sıçramasıyla Arap Baharı Libya yı tam anlamıyla etkisi altına almıştır. Kaddafi nin Bingazi yi kan gölüne çevireceğim şeklindeki meydan okuması ve zırhlı birliklerini Bingazi üzerine göndermesi durumun Tunus ve Mısır dan farklı olacağını göstermiştir (Ünal, 2012). Kaddafi nin kendi halkına karşı orantısız güç kullanması ve barışa yanaşmayan tavırları, uluslararası kamuoyunun Libya daki ciddi durum karşısında tarafsız kalmayıp müdahale etme kararı almasına neden olmuştur. Yapılacak müdahale için Birleşmiş Milletler nezdinde girişimlerde bulunulmuş ve 17 Mart 2011 tarihinde BM in 1970 sayılı kararına uyulmayıp sivillere aşırı güç uygulandığı gerekçesiyle Güvenlik Konseyi tarafından 1973 sayılı karar 12 alınmıştır. Karar doğrultusunda Fransa 19 Mart 2011 tarihinde Libya ya ilk havadan taarruzunu gerçekleştirmiştir. ABD liderliğinde Fransa, Kanada, Danimarka, İtalya, İspanya, İngiltere, Norveç, Belçika ve Katar ın katılımıyla Libya ya Şafak Yolculuğu Harekâtı (Operation Odyssey Dawn-OOD) başlatılmıştır (Ünal, 2012). NATO, BM kararından üç hafta gibi kısa bir sürede icra edilecek olan Birleşik Koruyucu Harekâtının (Operation Unified Protector-OUP) detaylı planlarını ve konseptini bitirerek 31 Mart tarihinde harekâtın komutasını devralmıştır. Harekâtın, ABD liderliğinde olmayan ilk harekât olması NATO üyesi ülkeler açısından harekâtın öneminin artmasına neden olmuştur (Royal Aeronautical Society, 2012). OUP kapsamında yedi ayı aşkın bir sürede koalisyon güçleri 26.000 sorti uçuşlu görev icra etmiştir. Tüm harekât boyunca akıllı ve hassas güdümlü mühimmat haricinde herhangi bir klasik mühimmat kullanılmaması harekâtın en önemli özelliklerindendir 13. İcra edilmiş olan 26.000 sortide 7.600 adet hassas güdümlü mühimmat (3.600 adedi lazer güdümlü, 3.000 adedi GPS güdümlü) kullanılmıştır (Royal Aeronautical Society, 2012). Harekâtın uzun sürmesi özellikle hassas mühimmatlarda stok sıkıntısına neden olmuştur. Harekât süresince ordunun kullanılmamış olması, toplam maliyetin Afganistan a kıyasla çok daha düşük olması ve müttefiklerin herhangi bir kayıp vermeden politik amaçlarını elde etmeleri harekâtın icrasında öne çıkan önemli hususlardandır (Anrig, 2009). Libya da icra edilen harekâtta kullanılan bütün mühimmatın akıllı mühimmat olması önemli bir konsept değişikliğini ortaya koymaktadır. Akıllı mühimmat sayesinde, atılan mühimmat miktarı etki altına alınan veya

16 Topçu ve Almaç tahrip edilen hedef sayısına eşit konuma gelmiştir. Klasik mühimmatla yapılan atışlardaki başarının iyi bir ihtimalle % 60 lar civarında olması nedeniyle ihtiyaç duyulan mühimmat hedef sayısının iki ve üzeri katları olarak hesaplanmaktaydı. Hassas güdümlü akıllı mühimmat, platform merkezli anlayıştan mühimmat merkezli anlayışa geçişe sebep olmuştur. Konsept değişikliği sorti sayılarının ve atılan mühimmat miktarının azalmasını sağlamıştır. Hava ve uzay gücünün en yüksek etkinlik oranıyla kullanılması harp prensiplerinden kuvvet tasarrufu 14 prensibinin uygulanabilirliğini artırmıştır. Kuvvet tasarrufu, doğru hedeflerin kritik hassasiyetlerine minimum kaynak kullanılarak yapılan taarruzdur. Harekât esnasında sayıca az olanın netice üzerinde çok daha fazla etkili olmasını kuvvet tasarrufuyla açıklayabiliriz. Hava ve uzay gücü, Libya harekâtında kullandığı hassas angajman, sürat ve elastikiyet kabiliyetleri sayesinde yaptığı taarruzlarla arzulanan etkiyi kuvvet tasarrufu prensibiyle sağlamıştır. Libya harekâtı, kara gücünün neredeyse hiç kullanılmadığı deniz ve hava gücünün kullanıldığı yüksek teknolojili bir harekât olmuştur. Harekâtın hedef tespit-imha döngüsü beş dakikalara kadar düşürülmüştür. İnsansız Uçaklar hedefi tespit etmelerinin yanı sıra hedefleri imha etmeyi de başarmıştır. Koalisyon güçleri hava harekâtını icra ederken ciddi anlamda bir karşı kuvvetle karşılaşmamıştır. Bununla birlikte binlerce hedef hava gücüyle etki altına alınmayıp kara gücü kullanılsaydı harekâtın süresi çok uzayabileceği gibi insan ve personel kayıpları da çok fazla olacaktı. Harekâtın süresi uzadıkça koalisyonun savaşma azminde muhtemelen zayıflamalar olacak ve kamuoyunun tepkisi artacaktı. Libya harekâtında ABD geri planda kalıp stratejik iletişim kapsamında lider rolünü oynamasa da kuvvet yapısı ve kritik kabiliyetler incelendiğinde, ABD olmadan bu harekâtın bu kadar kısa zamanda, kayıpsız icra edilmesinin mümkün olmadığı görülmüştür. Arzulanan etkileri ve kuvvet tasarrufunu sağlayan havadan yakıt ikmali, elektronik harp ve İGK unsurlarının çok büyük bir kısmı ABD tarafından sağlanmıştır. Bu kapsamda özellikle Avrupa Birliği nin NATO şemsiyesi dışında ve harp prensiplerini uygulayarak kendi güvenlik ve kuvvet yapılanmasıyla Libya benzeri bir harekâtı icra edemeyeceği görülmüştür. Sonuç Günümüzde eskiye oranla büyük çaplı konvansiyonel savaşlar azalsa da küçük çaplı özellikle ülke içi çatışmalar artmaktadır (Global Conflict Trends, 2013). Tehdit belirsizleşmekte ve nereden geleceği bilinememektedir. Bu durum bilgiye olan ihtiyacı daha da artırmıştır. Kamuoyunun kayıplara karşı tahammülü azalmış ve medya karar vericiler üzerinde ciddi bir baskı unsuru haline gelmiştir. Harekâtın neredeyse canlı

Savunma Bilimleri Dergisi, Kasım 2014, 13 (2), 1-25. 17 olarak görsel ve sosyal medyadan verilmesi hata yapma toleransını azaltmış; askerlerin, ailelerinin ve savaşan tarafların halklarının sabır eşiğini düşürmüştür. Bu durum modern harplerde hata oranını azaltmak için harp prensiplerinin uygulanmasını çok daha önemli kılmıştır. Hava ve uzay gücünün sahip olduğu İGK unsurları, uzaktan ve yüksek irtifadan atılabilen yüksek vuruş oranlı akıllı mühimmatlar, insansız uçaklar, elektronik harp uçak ve teçhizatı, komuta kontrol ve iletişim sistemleri, data linkler harp prensiplerinin uygulanmasına ve harbin nihai hedefine ulaşılmasına imkan vermektedir. Uçakların sahip olduğu uzun menzil, havada yakıt ikmal kabiliyeti ve havadan ulaştırma imkânları harekât alanının belirlenmesinde inisiyatif alınmasını ve hasmı kaynağında etkisiz hale getirilmesini sağlamaktadır. Çalışmada incelenen Irak, Afganistan, Lübnan ve Libya operasyonlarıyla hava ve uzay gücünün planlayıcılar ve icracılar açısından harp prensiplerinin kullanılmasında önemli katkı sağladığı gösterilmeye çalışılmıştır. İsrail örneğinde, modern bir hava gücüne sahip olunsa dahi hukuka uygunluk gibi temel prensibe uyulmadığında harbin nihai hedefine ulaşılamayacağı gösterilmiştir. Hava gücünün yetersiz olduğu Rusya-Gürcistan Savaşı örneğinde ise Rusya nın verdiği kayıplarla emniyet prensibini nasıl uygulayamadığı değerlendirilmiştir. İncelenen örneklerde denk güçlerin olmaması hava ve uzay gücünün başarısını azaltmamaktadır. Denk güçlerin savaşlarında kayıpların büyük olacağı öngörülmekle birlikte hava üstünlüğü mücadelesi müşterek harekâtın başarısı için olmazsa olmaz şarttır. Hava üstünlüğü kazanılamadığı takdirde satıh güçlerinin kayıpları çok fazla olacağı gibi savaşın süresi uzayacağından karar vericilerin ve askerlerin savaşma azim ve iradesi azalacak ve kamuoyunun tepkisi artacaktır. Hava ve uzay gücü tabiatı gereği harp prensiplerinden taarruz ve hareket kabiliyeti prensiplerini bünyesinde barındırmaktadır. Harp prensiplerini planlama aşamasında dikkate alarak harekât icra etme konusunda, hava gücü ihtiyacı olan yeteneklere sahip olduğunu icra edilen birçok harekâtta kanıtlamıştır. Uygulamada dikkate alınan harp prensipleri incelendiğinde birbirlerinden tamamen ayrı prensipler olmadığı görülmektedir. Örneğin hava gücünün baskın amacıyla kullanılması taarruz, emniyet ve kuvvet tasarrufu prensiplerini de içinde barındırmaktadır. Bu kapsamda makalede incelen savaşlarda alınan dersler ve edinilen tecrübeler hava ve uzay gücünün harp prensiplerinin modern harplerde uygulanmasını kolaylaştırdığını göstermektedir. Özellikle hedef, emniyet ve kuvvet tasarrufu konusunda satıh güçlerine oranla büyük avantajlar sağlamaktadır. Son yıllarda icra edilen birçok harekât bizlere hava ve uzay gücünün yeni güvenlik ortamının belirsiz tehditlerine karşı asimetri oluşturarak

18 Topçu ve Almaç politik amaçları gerçekleştirme yolunda öncelikli kullanılabilecek güç oluğunu göstermiştir. Bu durum özellikle azalan savunma bütçeleri dikkate alındığında ülkelerin askerî güç havuzunda hangi kabiliyetlere öncelik verme ve hangi kabiliyetlerde kısıntıya gitmesi gerektiği yönünde de ciddi veriler sağlamaktadır. Askerî gücü oluşturan kara, deniz, hava ve uzay güçlerinin birlikte harekât odaklı kullanılabilmesi müşterek harekâtın başarısını sağlayacaktır. Bu makalede harp prensipleri hava ve uzay gücü açısından ele alınmış ve katkıları incelenmiştir ancak politik hedeflere götürecek askerî zafer müşterek harekâtın başarısıyla sağlanabilecektir. Kaynakça Anrig, C. (2009). Allied air power over Libya. Air & Space Power Journal, 25 (4), 89-109. Arkin, W. M.(2007). Divine victory for whom? Airpower in the 2006 Israel- Hezbbollah War. Strategic Studies Quarterly, Winter 2007, 98-141. Air War College (2012). Principles of war. 13 Mart 2013 te http://www.apc.maxwell.af.mil/l006/pubs/alpha3_script.pdf adresinden alınmıştır. Army War College (2011). Introductıon to the principles of Warand Operations. 4 Şubat 2013 te http://www.uc.edu/armyrotc/ms2text/msl_201_l02b_intro_to_principles _of_war_and_operations.pdf. adresinden alınmıştır. Best, A. (2012). 20.yüzyılın uluslararası tarihi. (Çev. T. U. Belge), Ankara: Siyasal Yayınlar. Ball, G. (2011). Operation enduring freedom. Air Force Historical Studies Office. 11 Haziran 2013 te http://www.afhso.af.mil/topics/factsheets /factsheet.asp?id=18634 adresinden alınmıştır. Blanchard, C. (2006). Lebanon: The Israel-Hamas-Hezbollah Conflict. Congressional Research Service. Bukkovoll, T. (2009). Russia s military performance in Georgia. Military Review, November-December, 57-62. Bush, G. W. (2011). Address to a joint session of congress and the American people. 10 Ağustos 2013 te http://www.whitehouse.gov/news/releases/2001/09/20010920-8.html adresinden alınmıştır. Buzan, B. (2008). Askerî güvenliğin değişen gündemi. Uluslararası İlişkiler Dergisi, 5 (18), 107-123. Churchill, W. (1933). House of Commons. 11 Temmuz 2013 de https://www.winstonchurchill.org/images/pdfs/for_educators/the%20flyin g%20peril.pdf adresinden alınmıştır.

Savunma Bilimleri Dergisi, Kasım 2014, 13 (2), 1-25. 19 Clausewıtz, C. V. (2001). Savaş Üzerine. (Çev. S. KOÇAK), İstanbul: Doruk Yayınevi. Cordesman, A. H. (2007). The lesson of the 2006 Israeli-Hezbollah War. Washington DC: CSIS Press. Cordesman, A. H. (2003). The lessons of the Iraq War. Washington DC: CSIS Press. Cordesman, A. H. (2002). The lessons of Afghanistan. Washington DC: CSIS Press. Cural, A. (2011). Bush doktrini ve askerî gücün önalıcı ve önleyici savaş kapsamında kullanılması. (Yayımlanmamış Doktora Tezi). Ankara Üniversitesi, Ankara. Dale, C. (2008). Operation Iraqi freedom: Strategies, approaches, results, and issues for congress. Congressional Research Service. Department of the Air Force (2011). Air Force Basic Doctrine AFDD 1, AF Pubs. Department of Defence (2011). USA Joint Operation, Joint Publication 3.0, Joint Pubs. Doyle, M. W. (1983). Kant, liberal legacies, and foreign affairs. Philosophy and Public Affairs, 12 (3), 205-235. Ekmekçi, F. (2011). Demokratik barış teorisi: Bir değerlendirme. Uluslararası Hukuk ve Politika, 7 (26), 107-124. Erol, M.S.(Ed.) (2012). Sıcak barış ın soğuk örgütü: Yeni NATO. Barış Kitabevi. Grant, R. (2011). Enduring freedom s new approach. Air Force Magazine, October, Vol: 94, 62-67. Haggerty, B. T. (2012). Safe havens in Syria: Missions and requirements for an air campaign. MIT Security Studies Program Working Paper, Department of Political Science. Hava Harp Akademisi (2014). Hava Harp Tarihi Sempozyumu (ISAW 2014). 11 Nisan 2014 te http://www.hvkk.tsk.tr/isaw/index.html adresinden alınmıştır. Ignatius, D. (2006). Behind the crisis, a push toward war. Washington Post, 14 July. Johnsen, W.T. (1995). The principles of war in the 21st century: Strategic considerations. U.S. Army War College Strategic Studies Institute. Jhonson, S., Chorley E. (2012). Briefing: Options to prevent a nuclear Iran. Jane s Defence Weekly, 49 (13), 24-32. Jomini, A.H. (1983). Harp Sanatının Ana Hatları. (Der. J.D.Hittle) (çev. Osman Ersöz), HAK Basımevi.

20 Topçu ve Almaç Kant, I. (1983). To perpetual peace: A philosophical sketch, perpetual peace, and other essays. (çev.ted Humprey), Indianapolis: Hackett Publication Company. Lambeth, B. (2011). Air Operations in Israel's War Against Hezbollah. Santa Monica: RAND Corporation. Lefebvre, S., ve Mcdermott, R. (2009). Air Power and the Russian- Georgian conflict of 2008. Royal Air Force Air Power Review, 12, 92-113. Mallick, P. K. (2009). Principles of war: Time for relook. New Delhi: KW Publishers. Moseley, T. M. (2003). Operation Iraqi freedom By the numbers. US AF Pubs. Nye, J. S. (2004). Soft Power. Public Affairs, 1. Pendall, D. W. (2004). Effects-based operations and the exercise of national power. Military Review, 84 (1), 20-31. Royal Aeronautical Society (2012). Lessons offered from the Libya air campaign. London: Royal Aeronautical Society Press. Santicola, H. J. (2005). Centraiızed control/decentralized execution: A valid tenet of airpower. U.S. Army War College, Pennsylvania. Small M., Singer J. D. (1976). The War Proneness of Democratic Regimes (1816-1965). The Jerusalem Journal of International Relations,1 (4), 50-68. Sönmezoğlu, F.(1996). Uluslararası İlişkiler Sözlüğü. İstanbul: Der Yayınları. Systemic Peace Organization, Global ConflictTrends. 11 Kasım 2013 te http://www.systemicpeace.org/conflict.htm adresinden alınmıştır. Taylor, C. ve Youngs, T. (2003). The conflict in Iraq. London: House Of Commons Library. TDK Sözlüğü. 5 Ocak 2014 te http://www.tdk.org.tr/. adresinden alınmıştır. The Development, Concepts and Doctrine Centre (2011). British Defence Doctrine JDP 0-01, Shrivenham. Türk Hava Kuvvetleri (2011). 100 üncü Yıl Uluslararası Tarih Sempozyumu. İstanbul. Tzu, S. (2012). Savaş Sanatı. (Çev.Hasan İlihan), Alter Yayınları. Ünal, R.(2012). Libya hava harekâtı ve çıkarılan dersler. Gün Işığı, HHO Yayınları, 66-81.