MÜSİAD, DEİK TÜRKİYE-BELÇİKA İŞ KONSEYİ BRÜKSEL SEKTÖREL İŞ GEZİSİ 15 MART 2016 Brüksel Bölgesi Ekonomi Bakanı Sn Didier Gosuin, Devlet Bakanı Kabine Şefi Sn Christophe T Sas, BECI ve Brussels Invest & Export'un Değerli Yetkilileri, Türkiye ve Belçika İş Dünyasının Değerli Temsilcileri, Sözlerime, önceki akşam Ankara'da yaşanan terör saldırısı sebebiyle hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılarımıza şifa, yakınlarına sabır dileyerek başlamak istiyorum. MÜSİAD olarak, bugüne kadar terör konusundaki tavrımız çok net. Terörün, milleti, dini, iyisi, kötüsü, haklısı, haksızı, mazereti olamaz. Terörün kim tarafından, ya da kime karşı yapıldığı önemli değildir. Ölenlerin kimlikleri değil, insan olmaları önemlidir. Terör, terördür. Her türlüsüne, her zaman, net olarak karşıyız. Bu noktada, uluslararası camiadan da, ayrım yapmadan, aynı duyarlılığı göstermesini bekliyoruz. Fransa'daki terör saldırısıyla, Ankara'daki terör saldırısı, bizim açığın aynı kategoridedir ve tümden karşısındayız. Umarız, uluslarası camia da, bunu aynı netlikte değerlendirir. Devamla, MÜSİAD-DEİK birlikteliğiyle düzenlediğimiz programımıza katılımınız için teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Atasözlerine ilgi ve saygı duyarım. Onlara, halkların tecrübesinden süzülen hikmetler olarak bakarım. Avrupa nın siyasal başkentine, Brüksel e gelirken de, bir Belçika atasözü öğrendim. Konuşmama onunla başlamak istiyorum. Belçika atasözü diyor ki: "Irmağı takip eden, Denizi bulur." Her şeyin hızla değiştiği bir dünyada yaşıyoruz. 52 yıl önce, Belçika ve Türkiye arasında bir işgücü anlaşması imzalandı. Sonrasında, binlerce vatandaşımız çalışmak için Belçika ya göç etti. Zaman ırmağı aktı ve bugün, işçi olarak gelen kardeşlerimiz, onların çocukları, Belçika da kendi iş yerlerini açtılar. Belçika da yaşayan 220.000 Türk'ün, sanattan spora, siyasetten ticarete kadar bir çok alanda var olmalarından gurur duyuyoruz. Belçika Türkleri, 2 ülke arasındaki dostluğun, ticaretin ve iyi ilişkilerin gelişmesinde önemli rol oynamaktadırlar. Zaman, yalnız Belçika daki Türklerin durumunu değiştirmedi. Türkiye ve Dünya'yı da değiştirdi. Türkiye, dinamik nüfusu, güçlü ekonomisi ve aktif politikasıyla, bölgenin önemli ülkelerinden birisi oldu. Huzurunuzda hem DEİK Başkan Yardımcısı, hem de MÜSİAD Başkan'ı olarak bulunurken, izninizle, MÜSİAD Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği Hakkı'nda bilgi vermek istiyorum. 26 yıl önce bir grup iş adamı tarafından, gönüllülük esasına göre kurulan derneğimiz, Türkiye'nin en yaygın ve etkin STK larından birisi oldu. Bugün, 11.000'i aşkın üyemizle, yaklaşık 50.000 işletmeyi temsil ediyoruz.
Türkiye'de 86 noktada, Dünya'da, 65 ülkede 168 noktada, Şube, Temsilcilik ve temsilcilerimizle, İş Dünyasına destek oluyoruz. Bütün bu Şube ve Temsilcilikler arasında, siyasi öneme sahip yerlerdeki 6 tanesi, diğerlerinden farklı bir öneme sahip. Bu toplantıyı organize edenler arasında olan, Brüksel Kurumsal Temsilciliğimiz bunlardan birisi. Temsilcimiz Alperen Özdemir kardeşime teşekkür ediyorum. Diğerleri ise, Ankara, Washington DC ve Pekin'de. Eğer son kriz olmasaydı, Moskova da bu listede yerini alacaktı. Umarım fazla gecikmez. Sonraki hedefimiz ise, Addis Ababa. Düzenlediğimiz uluslararası gezi ve fuarlarla, iş dünyasını bir araya getiriyoruz. Geniş katılımlı zirvelerde, ekonominin geleceğini konuşuyoruz. Yaptığımız araştırmalarla, Türkiye ve dünyadaki sosyal hayatın gidişatını analiz ediyoruz. Yayımladığımız raporlarla, geleceğe nasıl hazırlanacağımızı tartışıyoruz. Kısaca, MÜSİAD olarak, üyelerimizle birlikte, ülkemizin ve iş dünyasının geleceğini inşa ediyoruz. Değerli katılımcılar, MÜSİAD ın üzerinde en çok durduğu kavramların başında vizyon geliyor. Kurulduğu dönemde bugünleri öngören MÜSİAD ın, bir diğer anlamı da vizyondur. Vizyon, beynimizdeki gözdür. Geleceği görebilme ve ona hazırlanma yetisidir. Vizyon, bulunduğumuz yerden zaman ırmağını takip edebilmek, döküleceği denizi tahmin edebilmektir.
Gelin, zaman ırmağının nereye aktığını birlikte düşünelim. Birlikte, gelecekle iş yapmayı, daha çok konuşalım. Türkiye ve Belçika arasındaki ilişkilerin geçmişi, gelecek için işbirliğimiz konusunda heyecan veriyor. 178 yıldır süregelen olumlu ilişkileri daha ileriye taşımak istiyoruz. Bunu başarabilmek için, ekonomik ve kültürel ilişkilerimizin gelişmesine engel olan bazı uygulamalara da son vermemiz gerekiyor. Bunlardan birisi, vizeler. Suriyeli göçmenler konusunu çözmek için yapılan görüşmelerde, vizelerin kaldırılması gündeme geldi. Keşke, ana gerekçe göçmen sorunu olmasaydı. Avrupalıların Türkiye ye geldiği gibi, Türklerin de Avrupa ya rahatça gelebilmesi gerektiğinde, umarım hemfikir oluruz. Tarihsel dostluğa sahip, Belçika ve Türkiye ilişkilerinin ivme kazanması da buna bağlı. 10 yılda ticaret hacmimiz 3,5 milyar $'dan 5,8 milyar $'a yükseldi, ama yeterli değil. Belçika dan Türkiye ye yapılan yatırımlar, 6,9 milyar $. Türkiye den Belçika ya yapılan yatırımlar ise 300 milyon $. Türkiye ekonomisi 24 çeyrektir büyüyor. 2015 için %4 büyüme beklerken, 2016 yılında da büyümenin artarak süreceği görünüyor. Gelin, Türkiye ve Belçika arasındaki ticaret hacmini arttıralım. 3. ülkelerde, Afrika, Asya, Ortadoğu ve Güney Amerika'da birlikte ticaret ve yatırım yapmanın yollarını araştıralım.
Ülke olarak, dev projeleri hayata geçiriyoruz. İstanbul daki 3. Köprü inşaatı tamamlandı. Körfez Geçişi, 2. Boğaz Tüneli ve 3. Havaalanı projesi, bütün hızıyla devam ediyor. Vize gibi uygulamalarla, Irmağın akışını zorlaştırmayalım. Bir başka önemli başlık, TTİP gibi uygulamalarda, etkisiz ama etkilenen eleman olmaktan duyduğumuz rahatsızlığımız. Gümrük Birliğine dahil olduğumuz için AB'nin 3. Ülkelerle yaptığı her anlaşmaya otomatikman, ama tek yönlü olarak katılıyoruz. Takdir edersiniz ki, bizim ülkemize, AB'nin anlaşma yaptığı ülkelerin malları gümrüksüz girebilecekken, bizim ürünlerimizin, o ülkelerde gümrüğe tabi olması, hakkaniyetli bir uygulama olamaz. Bu sebeple, AB ve Türkiye'yi bağlayan Gümrük Birliği Anlaşmasının güncelleme çalışmalarını iş dünyası olarak destekliyoruz. Aksi takdirde, bu haksız rekabetin sonuçları ülkemiz için çok ağır olur. Bunu da, biz kabul edemeyiz. Umarız, bölgedeki konumu ve etkinliği daha iyi anlaşılmaya başlayan Türkiye'nin geleceğinin doğru kurgusunda, dostlarımız, onlardan beklediğimiz gerekli desteği sağlayacaklardır. Değerli Katılımcılar, Yaşlı dünyamızda, yeni bir hikaye yazmanın vakti geldi. İnsanın, kaynak değil, kıymet olarak algılanacağı bir ekonomik anlayışın vaktidir. Brüksel de AB zirveleri düzenleniyor, göçmen sorununa çözüm bulmak için bir araya geliniyor. Türkiye nin çözüm planları tartışılıyor.
Biz, Suriye deki krizin başından beri, göçmenleri kabul ediyoruz. Şiddet ortamından kaçan dostlarımıza, kucak açıyoruz. Ülkemiz, 3 milyona yakın göçmeni ağırlamakta; yalnız sığınma taleplerini değil, diğer ihtiyaçlarını da karşılamaktadır. Bunu da, insanı kaynak olarak değil, kıymet olarak gördüğümüz için yapıyoruz. Geri kabul anlaşmasının da gündemde olduğu şu günlerde, Avrupalı dostlarımızın, ülkemizdeki Suriyeli göçmenlerin ihtiyaçlarını karşılama konusunda, daha cömert ve daha hızlı davranmalarını bekliyoruz. Berlin Duvarı 1989 yılında yıkılmıştı. Avrupa nın, sınırlarına ördüğü psikolojik duvarları da yıkabilmesi gerekir. Bu duvarlar yıkıldığı zaman, Avrupa kaybetmeyecek, aksine kazanacaktır. İtibar kazanacaktır, saygı kazanacaktır, destek kazanacaktır. Hatta kaygıların aksine, geleceği kazanacaktır. Değerli katılımcılar, 4 yıl önce dönemin Veliaht Prensi mevcut Belçika Kralı Sayın Philippe, DEİK Türk-Belçika İş Forumu nda, İşgücünüzün niteliği ve dinamizmi bizi çok etkiliyor, demişti. Sayın Kral'ın sözlerine bir katkı yapmak istiyorum. Türkiye, yalnızca işgücüyle değil, dış ülkelere yaptığı büyük yatırımlar ve önemli projelerle de dünyayı etkileyecek.
Konuşmama bir Belçika atasözüyle başlamıştım. Şimdi Anadolu dan bir atasözü paylaşmak istiyorum. Anadolu da derler ki, Tarlada izi olmayanın, harmanda yüzü olmaz. Harman zamanı yüzümüzün gülmesi için, her geçen gün daha fazla çalışıyoruz. Geçtiğimiz ay Cumhurbaşkanımız ile Şili, Peru, Ekvador'daydık. Sonraki Fildişi Sahili, Gana, Nijerya ve Gine seyahatinde, Fildişi Sahili ve Nijerya şubelerimizi açtık. Haftaya Bükreş şubemizi açacağız. Belçika, Karlsruhe, Strasbourg, Londra, Tokyo, Sydney, Johannesburg, Astana ve Bakü Şube açılışlarımıza devam edeceğiz. Başbakan'ımızla birlikte, Londra'da, Kazakistan'da, Ukrayna'da, İran'daydık. Bugün arkadaşlarımızın bir kısmı Dubai'de, bir başka grup Ürdün'de. Yeri gelmişken, sizleri, 9-12 Kasım tarihlerinde, İstanbul daki uluslararası fuarımız 16. MÜSİAD EXPO ya davet etmek isterim. Geçen defa 125 ülkeden 7.500 işadamını, binlerce Türk girişimcisiyle buluşturduğumuz 16. Fuar ve 18. IBF İş Forumumuzun bu yılki etkinliğinde, Belçika ve Brüksel'den yüksek sayıda girişimci ve yetkili görmek, bizleri memnun edecektir. Sözlerinin sonunda, bu organizasyonu düzenleyen, DEİK, BECI ve MÜSİAD yetkililerine teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Nail Olpak Genel Başkan MÜSİAD