Ermeni Kiliselerinin Mimarisi



Benzer belgeler
Muhammet ARSLAN KARS KÜMBET CAMİİ (ONİKİ HAVARİLER KİLİSESİ)

ERKEN HRĠSTĠYAN VE BĠZANS MĠMARLIĞI

ROMANESK VE GOTiK DÖNEM

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 2 SASANİLER-İSPANYA EMEVİLERİ-TULUNOĞULLARI

BATI SANATI TARİHİ. Uzm. Didem İŞLEK

Adından da anlaşılacağı gibi Roma mimarisinden etkilenmiştir.

Kisleçukuru Manastırı: Antalya da Bilinmeyen Bir Bizans Manastırı. Dr. Ayça Tiryaki 24 Mart Dr. Ayça Tiryaki

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

SELANİK ESKİ CUMA CAMİSİ

FOSSATİ'NİN "AYASOFYA" ALBÜMÜ

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

Üç Şerefeli Camii. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

ADANA SEYHAN - ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

Adres: Atatürk Mah. 75.Yıl Kültür Merkezi ERZİNCAN Tlf: ERZİNCAN KEMALİYE OCAK KÖYÜ ÖZEL MÜZESİ

Muhteşem Pullu

HİERAPOLİS, 06/08/14-21/08/14 ÇALIŞMALARI MERMER RESTORASYONU ÇALIŞMALARI

AYASULUK TEPESİ VE ST. JEAN ANITI (KİLİSESİ) KAZISI

SELANİK AYASOFYA CAMİSİ

Bu doküman Kâtip Çelebi tarafından 1632 de yazılan ve İbrahim Müteferrika nın eklemeleri ile Matbaa-ı Amire de basılan Kitabı-ı Cihannüma nın

KAPADOKYA DA KIZIL KİLİSE

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

6. ÜNİTE: Türklerde Sanat A. İLK TÜRK DEVLETLERİNDE SANAT

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

Zeyrek Camii Restorasyonu Zeynep Ahunbay 11 Ekim


Yıl: 5, Sayı: 17, Haziran 2018, s

GÖKDELEN YARIŞI 4500 YILDIR SÜRÜYOR

SELANİK HORTACI CAMİSİ

AMORİUM ANTİK KENTİ KAZI ÇALIŞMALARI: ROMA, BİZANS, SELÇUKLU VE OSMANLI İZLERİ 2015 YILI KAZI ÇALIŞMALARI DOÇ. DR. ZELİHA DEMİREL GÖKALP

FAYLARDA YIRTILMA MODELİ - DEPREM DAVRANIŞI MARMARA DENİZİ NDEKİ DEPREM TEHLİKESİNE ve RİSKİNE FARKLI BİR YAKLAŞIM

2013 YILI TRİPOLİS ANTİK KENTİ KAZI VE RESTORASYON ÇALIŞMALARI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ. Selçuklu Dönemi Yapıları ile Bahçe ve Peyzaj Sanatı

İRENE KULESİ NİN YAPILDIĞI DÖNEM VE İŞLEVİNE AİT TEORİLER sevcan ercan. Gözden Kaçanlar. hazırlayan: arkeologlar derneği istanbul şubesi

ZEMİN KAT: 1. NORMAL KAT: 2. NORMAL KAT: ÇATI KATI: ÇATI ARASI KATI: 230 ADA 22 PARSEL :

Roma mimarisinin kendine

H e r Y o l R o m a ya Ç ı k a r

Kars Fethiye Camii önünde

Edirne Çarşıları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

CAMÝÝ VE MESCÝTLER. Nevþehirli Damat Ýbrahim Paþa Camisi (Kurþunlu Cami) (Merkez)

MYKALE (SAMSON) DAĞINDA ÇINARLI KİLİSE ADINI VERDİĞİMİZ BİR MANASTIR KİLİSESİ

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 3 FATIMİLER-GAZNELİLER

görülen sanat görülmektedir? dallarını belirtiniz.

Erkan KAYA 1 AN ARMENIAN CHURCH IN SİVRİHİSAR, ESKİŞEHİR; CHURCH OF SURP YERORTUTYUN

I w w w. F i k i r K a h v e s i. c o m. t r I

İSTANBUL DA BİZANS SANATI. Mehmet İ. Tunay

mimariye giriş BaÜ mimarlık / 2005

HALFETİ İLÇEMİZ. Halfeti

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 ULUDERE

Bâlî Paþa Camii. Âbideler Þehri Ýstanbul

BURSA YEŞİL TÜRBE NİN SONLU ELEMANLAR YÖNTEMİ İLE DEPREM ANALİZİ. Aslı Er AKAN 1, Önder ÖZEN 2 erasli@arch.metu.edu.tr, gariponder@yahoo.

OSMANLI DÖNEMİ BİR GRUP HAMAM YAPISINDA MALZEME KULLANIMI

MERKEZLERI KONGRESI BILDIRILERI

Aziz Yuhanna Kilisesi

Kapadokya Turu 2015 Tur Genel Tanımı Neler Yapılır?

DESIGN WEEK ANTALYA İÇ MEKAN TASARIMI VE MOBİLYA Kasım 2017 Antalya Expo Center

MYRELAION ROTUNDA SI. Gözden Kaçanlar. kerim altuğ. hazırlayan: arkeologlar derneği istanbul şubesi

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Evlerin sokağa açılan kapıları düz atkılı ya da kemerli dikdörtgendir. Tek kanatlıdır ve ahşap ya da demirdendir.

AYVALIK TA BİR KİLİSE RESTORASYONU

S C.F.

GÜZ DÖNEMİ SEÇMELİ DERS LİSTESİ

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

ÇİMENTO VE BETONUN TARİH İÇİNDE GELİŞİMİ

Hierapolis Aziz Philippus Kutsal Alanı

Rönesans Heykel Sanatı

Kapadokya Turu 2015 Tur Genel Tanımı Neler Yapılır?

Bağdat Caddesi ne yakışan yüksek standartlar

ULU CAMİ BATTALGAZİ - MALATYA

SANAT TARİHİ RAPORU II. TARİHÇE İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ETÜD VE PROJELER DAİRE BAŞKANLIĞI TARİHİ ÇEVRE KORUMA MÜDÜRLÜĞÜ ZEYREK 2419 ADA

BURSA-ORHANGAZİ YAKINLARINDA BİR YAPI KALINTISI; ORTAKÖY HAMAMI

İZMİR, TİRE, YAVUKLUOĞLU (YOĞURTLUOĞLU) KÜLLİYESİ

ANTAKYA SAMANDAĞ GEZİSİ I 25 HAZİRAN 2012 MUSA DAĞI SİMON DAĞI

PANEL YAPI PANEL YAPI

Tulpar yerün birevü buççağunda bulsa da, öz yılkısın tabar. (Tulpar dünyanın bir başka köşesinde olsa da, kendi sürüsünü bulur.)

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

EDİRNE DEKÎ ESKÎ ESER ONARIM ÇALIŞMALARI

ŞEYHÜLİSLÂMLIKTAKİ BİNALARIN MİMARÎ ÖZELLİKLERİ

AYA THEKLA YERALTI KİLİSESİ

İlköğretim 1.Sınıf Viyolonsel Eğitiminde Birinci Yıl

ERKEN OSMANLI SANATI. (Başlangıcından Fatih Dönemi Sonuna Kadar) Yıldız Demiriz

ANADOLU SELÇUKLU MİMARİSİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI

MİMARİ RESTORASYON ÖĞRENCİLERİ EĞİTİM GEZİSİ

AKSARAY Aksaray ın Tarihçesi "Şehr-i Süleha"

Mimarlık Tarihi ve Kuramı I (MMR 517) Ders Detayları

Davetkar Atıf YAPI - HİZMET BİNASI - KAYSERİ

İlköğretim 6.Sınıf Viyola Eğitiminde Birinci Yıl

İTALYA GEZİLECEK YERLER

İSTANBUL DA BULUNAN SON DÖNEM BİZANS YAPILARINDA CEPHE BEZEMELERİ

BALIKLI TEKKESİNİN ÖN ARAŞTIRMASI

Tel: (224) Tel iç hat: Faks: (224) Faks iç hat: temel terim, kavramlar.

SİİRT'TEKi MANASTIR ve KİLİSELER

ARAŞTIRMA SONUÇLARI TOPLANTISI 2. CİLT

AYVALIK TA HAGİA TRİADA KİLİSESİ MİMARİ ANALİZİ


4. HAFTA TEMELLER, DUVARLAR, KEMERLER, TONOZLAR VE KUBBELER

Gezdikçe Gördükçe İzlen Şen Toker. Gençlerin yaşadığı yaşlı kent:

Ayasofya nın Tarihçesi

Transkript:

Ermeni Kiliselerinin Mimarisi Ermenistan da Hıristiyanlığın kabulünden bin yıldan fazla bir zaman önce incelikli inşa teknikleri ve bir taş mimari geleneği vardı. Hıristiyanlık öncesi üç farklı dönem vardır: Urartu, Helenistik ve Geç-Roma. Bu dönemlerden çok az örnek kalmıştır. Pagan dönemde yapılan tapınaklar ise ilk Ermeni Hıristiyanlar tarafından yıkılmıştır. Ermeni kilise yapımının üretken olduğu tarihler dördüncü yüzyıldan başlayıp yedinci yüzyıla kadar uzanır. Hıristiyanlığın uzun tarihi boyunca binlerce Ermeni kilisesi inşa edilmiştir. Bunlar çok küçük olabildiği gibi aralarında büyük kiliseler de vardır. Ama bu Ermeni kiliselerinin hiçbiri Roma daki St. Peter Kilisesi veya İstanbul daki Ayasofya veya Avrupa daki büyük katedraller kadar devasa yapılar değildir. Bazı kiliseler tek başına yapılırken, bazıları da manastırların parçası olarak inşa edilmiştir. Çok sayıda kilise tipi geliştirilmiştir, bunlar dış biçimler ve iç hacimlerde büyük çeşitlilikler sağlamışlardır. Bazı tipler çevredeki Hıristiyan bölgelerine bitişik yerlerde bulunur, ama Ermenistan da bunların planları genellikle yerel koşullara uyumlandırılmıştır. Ermeni mimarlar tarafından, Ermenilere özgü kilise biçimleri oluşturulmuştur.

İlk kiliselerin tiplerindeki büyük farklılıklara rağmen Ermeni mimarisi bir dizi ortak nitelik ve materyalin kombinasyonuyla ayrı bir stile ulaşmıştır. Altıncı yüzyılın sonlarında ve yedinci yüzyılın başlarında ulusal bir kilise mimarisi stili ortaya çıkmıştır. Bu da, Romanesk ve Gotik ten veya daha az bilinen Etyopya, İskandinavya ve Slav stillerinin somut olarak ortaya çıkmasından çok daha önce bir Ermeni kilise mimarisinin ortaya çıktığını göstermektedir. Bütün Ermeni kiliseleri tümüyle taştan yapılmıştır. Az bulunuyor olması yüzünden kereste Ortaçağ Ermenistanı nda kullanılmamıştır. Ender istisnalar dışında, taş olarak, Ermenistan da pembe, kırmızı, turuncu ve siyah renkleri olan olan ve çok miktarda bulunan volkanik tüf kullanılmıştır. Tüf pek çok açıdan inşaat için ideal bir malzemedir. Çünkü hafiftir, yontması kolaydır ve havayla temas ettikçe ve zaman içerisinde sertleşme özelliği vardır. Ermeni kiliselerinin ikinci özelliği tavanların hep tonozlu olmasıdır. Basit düz tavanlar yapmak için kereste bulunmadığından taş kullanılmıştır. Ama ağırlığı taşımak için bunlar tonozlar halinde düzenlenmiştir. Böylece ağırlık sağlam taş duvarlara yönlendirilmiştir. Bu yüzden, yukarıdan gelen basınca dayanabilmesi için önceleri kalın duvarlı ve az sayıda ve küçük açıklıkları olan binalar yapmışlardır. Üçüncü olarak, Ermeni kiliselerinde kubbe tercihi kendini çok erken göstermiştir. Altıncı yüzyıla gelindiğinde, kubbesiz bir kilise düşünülemezdi. Önceki döneme ait birkaç istisna dışında, kubbe diğer tonozlu tavanlar üzerinde genellikle dıştan çokgen görünümünde bir silindir biçiminde yükselirdi. Kubbeye öncelik verilmesi mimarları merkezî olarak planlanmış binalar düşünmeye zorlamıştır. Dördüncü olarak, tavanlar çok parçalı bir görünüme sahiptiler. Çünkü bunlar karmaşık ama simetrik iç mekanlar grubunun tonozlarını ve kubbelerini örtmek zorundaydılar. İç ve dış duvarlar ve kasnak gibi bunlar da üniform kiremitler biçiminde ince ince kesilmiş tüften yapılıyordu. Bunlar, Ermeni kiliselerine bakıldığında Ermeni mimarisinde ortak olan ve gözün kolaylıkla algılayabileceği stilistik benzerliklerdir.

İnşa yöntemleri Ermeni mimarlar ve duvarcılar Hıristiyanlığa geçişten sonraki ilk iki yüzyıl içerisinde, altıncı yüzyıldan sonra yapılmış hemen hemen bütün Ermeni yapılarının bina karakteristiğini geliştirdiler. Bu sonuçlara ulaşmak için izlenen biçimsel adımları izlemeden önce, inşa tekniğinin kendisini anlamak gerekir. Buradaki mimarî sorun, taştan örülmüş tonozlar ve tavanların büyük ağırlığına dayanabilecek ve karmaşık iç hacimleri olan taş kiliselerin nasıl yapılacağı ve bunların depremlerin yıkıcı etkisinden nasıl korunacaklarıydı. Ermenistan yüksek ölçüde volkanik ve aktif sismik bir toprak parçası olduğu için yer sarsıntılarının sebep olduğu yanal devinim taş kubbeleri desteklemek üzere geliştirilmiş incelikli kuvvetler dengesini kolaylıkla bozabilirdi. Buna bulunan temel çözüm çimento kullanımıydı. Çimento bugün kullanılan biçimde değildi, ama Yakın Doğu da Roma mimarisinde geliştirilmiş olan çimentonun benzeriydi ve muhtemelen Ermeni yapı ustaları çimentonun formülünü buradan almışlardı. Ermeni mimarisinde, harç olarak kırılmış tüf ve diğer taşlar, kireç ve genellikle yumurta kullanılırdı. Ve bu harç, tonozlu tavanların ve kubbelerin ağırlığının temel taşıyıcısı ve aktarıcısıydı. Destekte ikincil bir rol oynamasına rağmen, iç ve dış duvarların kaplamasına büyük bir özen gösteriliyordu. Tüfün doğal güzelliğinin kullanıldığı iki farklı estetik yöntem vardı. Genellikle bütün bina aynı renk ve tondaki tüften yapılıyordu. Kusursuz bir şekilde kesilmiş taşlar genellikle harç kullanılmaksızın birbirini üstüne konuyordu. Bazı binalara kusursuz bir bütünlük görünümü kazandırmak için aynı renkteki tüf toz haline getiriliyor ve eklemlere uygulanıyordu. Böylece duvarlar bağlantı yerleri yokmuş gibi görünüyordu. Öte yandan tüf, renk farklılıklarını örtmek yerine açığa çıkarmak için de kullanılabiliyordu. Kontrast renklerdeki bloklar dama tahtası efekti veya diğer dekoratif efektler vermek için belli biçimlerde sıralanıyordu. Dördüncü, beşinci ve altıncı yüzyıllarda inşaatçı kuşakların zaman içerisinde geliştirdikleri ve kusursuzlaştırdıkları bu inşa yöntemi modern zamanlara kadar standart hale geldi. Tıpkı dördüncü yüzyılda Hıristiyanlığın kabulünden sonra Roma İmparatorluğu nda olduğu gibi, aynı yüzyılda Ermenistan mimarî açıdan deneysel bir atelye haline geldi. Ermeni mimarlar, komşu Suriye nin tersine ağaç tavan kullanmadılar. Aynı şekilde batıya doğru Roma ve Bizans İmparatorluklarında çok yaygın olan ve kullanımı daha kolay olan tuğla da kullanmadılar. Ve bunun yerine zor olan taş inşaatı yeğlediler. Hangi tasarımda olursa olsun ilk kiliselerde duvar olarak ağır ve kalın taşlar kullanıldı ve sıklıkla eklemler arasına harç

konuldu. İç çekirdek o kadar inceydi ki, üstyapının desteklenmesi duvarların kendileri tarafından yerine getirildi. Zaman içerisinde, beşinci ve altıncı yüzyıllarda duvar ustaları önceki binaların kubbeleri ve tonozlarının şoklara karşı dirençli olduklarını gördükçe taş bloklar incelmeye ve harcın iç çekirdeği genişlemeye başladı. Sonunda büyük taş bloklar sadece en alt sıralarda ve iki duvarın birleştiği köşelerde kullanılmaya başlandı. Altıncı yüzyılın sonuna gelindiğinde, Ermeni mimarların kendine güveni artmıştı ve bu şekilde binalara pencereler ve diğer açıklıklar eklendi. Öte yandan daha büyük kubbeler yapılmaya başlandı ve mekanın iç düzenlemesinde daha cesur davranıldı.

Ermeni mimarisinin Formları Erken dönemde bir çok yenilikler yer aldı ve birçok mimarî denemeler eşzamanlı olarak yapıldı. Bundan dolayıdır ki, Ermeni yapılarının tarihsel gelişimini tümüyle çizgisel bir hat üzerinde izlemek mümkün değildir. Ne var ki, örneğin çimento kullanımı gibi bazı özgül alanlarda, kabaca betimlenebilecek bir ileriye doğru hareketten söz edilebilir. Bazilika ve Tek Nefli Kilise Resim 1 - Lernakerd Kilisesi Ermenistan daki en eski kilise yapıları bazilikalardır ve bunlardan en az yedi tanesi ayakta kalmıştır. Bunların hepsinin üç nefi vardır. Bunun tek nefli olan daha basit bir varyantı da bulunuyordu (Lernakerd Kilisesi Resim 1). Dördüncü yüzyıldan altıncı yüzyıla kadar bu tek nefli kiliselerden çok sayıda inşa edildi. Bunlar farklı büyüklüklerdeydi ve ülkenin her yerinde bunlara rastlamak mümkündü. Bunların bazı türlerinde liturjik amaçlarla apsisin bitişiğinde bir oda (Karnut ve Diraklar Kiliseleri) ve bazen bir tarafta kapalı bir sundurma (Tahanat Kilisesi) bulunmaktadır. Katışıksız bazilik planın varyasyonları şunlardır: Kakagh (Resim 2), Eghvard ve Dvin Kiliseleri nde olduğu gibi belirgin veya taşıntı oluşturan bir apsisle sona eren bir nef ve kendi apsisleri olan yan nefler; Ashtarak, Tziranavor, and Tsiternavank Kiliseleri nde (Resim 3) olduğu gibi apsisin yan taraflarına eklenmiş iki oda, ki bu durumda apsis artık taşıntılı değildir. Tekor (Digor) Kilisesi nde olduğu gibi kuzeyde ve güneyde kapalı sundurmalar ve doğuda odalar veya Ereruk Kilisesi nde (Resim 4) olduğu gibi her iki uçta da odalar.

Resim 2 - Kasagh Bazilikası, VI.-VII. Yüzyıl Resim 3 - Tsitsernakavank Bazilikası, VI.-VII. Yüzyıl Resim 4 Ereruk Bazilikası, Batı tarafındaki ana giriş, V. yüzyıl

Çoğu Ermeni bazilikalarının tarihlendirilmesi takribî olduğu için bu türün kronolojik gelişimini kesin olarak belirlemek mümkün değildir. Ermeni bazilikaları Suriye deki türe benzer ve tıpkı birçok erken dönem Hıristiyan öğretileri ve uygulamaları gibi bazilik form Ermenistan a bu güney komşusundan geçmiş olmalıdır. Ama ikisi arasında karakteristik farklılıklar vardır. Ermeni bazilikaları taştan yapılmıştır ve hemen hiç istisnası olmaksızın yan nefler ve nefler üzerinde taş tonozlar bulunmaktadır. Buna karşılık, Suriye de, duvarlar ve apsisler taştan olmakla birlikte tavanlar genellikle Bizans ve Roma da olduğu gibi tonozsuz ve tahtadandır. Çoğu Ermeni bazilikalarında, tek bir tavan hem orta hem de yan nefleri örter, Suriye de ve Batı da ise orta nefin genellikle ayrı ve daha yüksek bir tavanı vardır.

Kubbeli Bazilika ve Kubbeli Tek Nefli kilise Resim 5 - Ptghni, kubbeli tek nefli plan, Erivan yakınları, VI.-VII. yüzyıl Ermenilerin tonoz ve kubbe düşkünlüğü sonucunda hem tek hollü kilise hem de üç nefli bazilika (bunun Ermenistan a yabancı bir form olduğu düşünülür) kümbetin odak noktası olduğu kubbeli bir yapıya dönüştü. Beşinci yüzyılın sonları ve altıncı yüzyılın başlarına gelindiğinde, Tekor Bazilikası nefin orta bölmesi üzerine bir kubbe eklenmesiyle değişikliğe uğradı; bir sonraki yüzyılın ilk çeyreğinde bazilik Dvin Katedrali de bu şekilde değişime uğramıştır. Zovuni de, beşinci yüzyıldan başlayarak kuzey ve güney duvarlarından taşıntı yapan masif payeler üzerinde merkezî bir kubbesi bulunan tek nefli kiliseler inşa edildi (altıncı yüzyılda Ptghni (Resim 5); yedinci yüzyılda Talish veya Aruch Kiliseleri; ve dokuzuncu yüzyıldan sonra Bjni de Marmashen (Resim 6), Amberd (Resim 7), St. Mariam (Resim 8) Kiliseleri ve Ani de Tigran Honents Kilisesi (Resim 9)). Yedinci yüzyılda Tekor a benzeyen bazilikalar yapıldı. Bunlar, dört merkezî ve serbest sütun üzerinde kubbesi olan bazikalardı (Odzun (Resim 10), Bagavan, Mren, Gayane (Resim 11-12), Talin ve ünlü Ani Katedrali (Resim 13). Bu aşamada, ne var ki, bazilika terimi bu son grup için artık tam olarak uygun düşmemektedir. Çünkü, Mren ve Gayane Kiliselerinin apsis ve yan odaları olan doğu ucunu kaldırırsak, geriye, merkezî bölmenin kubbeyi taşıdığı dokuz bölmeden oluşan yaklaşık olarak kare biçiminde bir iç mekan kalmaktadır.

Resim 6 Marmashen Manastırı, ana kilise kubbeli tek nefli plan, X.-XI. yüzyıl Resim 7 Amberd Kilisesi, kubbeli tek nefli plan, köşe odalar, 1026, restore edildi. Resim 8 - St. Mariam, XI. yüzyıl

Resim 9 Ani deki Tigran Honents Kilisesi, kubbeli tek nefli plan, 1215 Resim 10 - Odzun, doğu ve batıda kapalı sundurmaları olan kubbeli bazilika, VII. yüzyıl Resim 11 - St. Gayané, kubbeli bazilika, 630-641

Resim 12 - St. Gayané nin kubbesi, 630-641 Resim 13 - Ani Katedrali, kubbeli bazilika, 989-1001 Resim 14 - Ani Katedrali, kubbeli bazilika, iç mekan, 989-1001

Merkezî Plan Resim 15 - St. Sargis, haç biçimli şapel, VII. yüzyıl Altıncı ve yedinci yüzyıllarda ve belki de beşinci yüzyılın sonlarında Etchmiadzin in rekonstrüksiyonu sırasında gerçek anlamda merkezî olarak planlanmış kubbeli kiliseler inşa edildi. Bunların çeşitli modelleri bulunuyordu. Agarak ta dört taşıntılı apsisten oluşan dört yapraklı yonca biçiminde bir kilise vardır. Bu apsisler birbirine geçen duvarlar olmaksızın birleşmiştir ve bir kubbeyi desteklerler. Resim 16 - Karmravor, haç biçimli şapel, VII. Yüzyıl Resim 17 - St. Mariam, haç biçimli şapel, VII. yüzyıl

Küçük boyutlu bir diğer iyi bilinen haç biçiminde şapeller ve kiliseler dizisinin Yunan haçı biçiminde bir dış planı vardır. Bunların kolları eşit uzunluktadır ve bir dış dört yapraklı yonca oluştururlar (Mankanots, St. Sarkis (Resim 15) ve Tarkmanch ats Kiliseleri) veya aynı dış mekana sahiptirler ve sadece doğu ucunda tek bir apsis vardır (Karmravor (Resim 16) ve Lmbatavank Kiliseleri), ya da batı kolu uzundur ve üç iç apsis üç yapraklı bir yonca oluşturur (Alaman daki St. Anania ve Talin deki St. Mariam Kiliseleri (Resim 17) ).

Nişle Payandalanmış Kare Plan Resim 18 - Etchmiadzin, Katedral, nişle payandalanmış kare plan, 485 de yeniden inşa edildi, VII. ve XVII. yüzyıllarda restore edildi Dört yapraklının bir diğer varyantı, Josef Strzygowski nin nişle payandalanmış kare dediği tarzdır. Bunun dört apsisi vardır. Bu apsisler kare biçimindeki dört duvarın herbirinin ortasından taşıntı yapar. Merkezî olarak yerleştirilmiş olan kubbenin ağırlığı bu dört taşıntı yapan ve duvarları payandalayan nişler tarafından absorbe edilir. Bu tarzdaki bütün kiliselerde bemaya eklenmiş bir çift oda vardır. Resim 19 - Mastara, St. John, sütunsuz nişle payandalandırılmış kare plan, VI. veya VII. yüzyıl Bunun bir tipi, pandantifli dört serbest sütun üzerinde duran bir kubbeye sahiptir. Bu pandantifler, silindirik kasnak için bir geçiş unsuru olarak bir dairesel taban oluştururlar. Bunun en ünlü örnekleri Etchmiadzin (Resim 18) ve Bagaran Kiliseleridir. Bir diğer tipte

bütün iç mekanı örten bir kubbe vardır. Bu kubbe sekizgen bir taban ve kasnak üzerinde durur. Ve bu, duvarlar ve dört köşe tonozu tarafından oluşturulmuştur. Bunun örnekleri Mastara (Resim 19), Artik (Resim 20), Voskepar ve Kars taki Havariler (Resim 21) Kiliseleridir. Resim 20 - Artik, St. Sargis, sütunsuz nişle payandalandırılmış kare plan, VII. yüzyıl Resim 21 Kars Havariler Kilisesi, nişle payandalandırılmış kare plan, 928-953

Hripsime Tipi En gelişmiş merkezî plan Hripsime tipidir. Bu, Ermenilere en özgü olan tiptir. Bunun Kafkasya ya özgü olduğu da söylenebilir çünkü bunun ilk örnekleri Gürcistan da da bulunmaktadır. Bu tip, adını kendi tipinin en ünlü örneği olan St. Hripsime Kilisesi nden (Resim 22) almıştır. Bu kilise 618 de Etchmiadzin de yapılmıştır. Bu tipte yapılmış en eski kilise ne var ki Erivan yakınlarındaki Avan Kilisesi dir (Resim 23) (591-609). Ama bazı İtalyan bilimadamları bu tarzda yapılmış en eski kilisenin Van Gölü nün doğusundaki Soradir Kilisesi (Resim 24) olabileceğini öne sürmüşlerdir. Resim 22 - St. Hrip'simé, 618 Resim 23 Avan Kilisesi Hripsime tipinin temel planı içten dört-yapraklı yoncadır, yani iç apsisler dört yapraklı bir yonca oluşturacak şekilde birleşmişlerdir. Bu apsislerin kesişiminde köşelerin herbirinde derin dairesel (üç çeyrek silindir) nişler vardır. Bu nişler, dört apsisle birlikte bir sekizgen taban oluşturur ve bu taban yüksek bir silindirik kasnağı destekler. Bu da kubbe ile

taçlandırılır. Köşe nişlerinin ötesinde dört oda vardır. Bu odalar ya daire biçimindedir (Avan Kilisesi) ya da daha genel olarak kare biçimindedir (Hripsime ve Sisian Kiliseleri). Bu oldukça simetrik plan, sütunlar veya payeler tarafından engel olunmaksızın orantısal olarak daha büyük bir iç mekanın yaratılmasına izin verir. Ne var ki, bu karmaşık iç mekan masif taş duvarlarla çevrili olduğu için, Ermeni mimarisindeki yapının dışı genellikle içinin kontürünü yansıtmaz. Kubbeyi destekleyen yüksek kasnakta, büyük merkezî mekana ışığın girebilmesi için pencereler açılmıştır; diğer duvarlardaki pencereler görece olarak küçüktür. Sadece Soradir in dışı (ve Soradir Kilisesinin, köşelerdeki odalar dışında kopyası olan onuncu yüzyıl kilisesi Akdamar (Resim 25)) bir ölçüye kadar iç artikülasyonu yansıtır. Resim 24 Soradir Kilisesi, VI. veya VII. Yüzyıl Resim 25 Akdamar Kilisesi

Dairesel Plan Resim 26 - Zvart nots Kilisesi, VII. yüzyıl Merkezî plandaki nihai tasarım kusursuz bir biçimde dairesel kilisedir. Yedinci yüzyılda Zvart nots Kilisesi nin (Resim 26) nefli dört yapraklı yoncası dairesel planı kusursuzlaştırmıştır. Kilise gerçekten de otuziki kenarlıdır. Kubbelenmiş dört yapraklı iç mekânı yükseklik olarak 40 metreye ulaşır. İç zemin mekân, açık geçitleri olan tek sıra kemerli yolla çevrelenmiştir. Bu geçitler, dört yapraklı yoncanın kuzey, batı ve güney taşıntılarının herbiri üzerindeki altı sütundan oluşan bir sıra kemerler yoluyla merkeze çıkar. Catholicos Nersés III tarafından 641-653 yılları arasında yapılmış olan bu etkileyici yapının bütün çapı yüksekliğine eşittir. Resim 27 St. Sargis Kilisesi

Yedinci yüzyıldaki diğer dairesel kiliseler sekiz yapraklı Zoravar ve İrind Kiliseleridir. Zvart nots un planı sonradan hem Gürcistan da hem de Ermenistan da taklit edilmiştir. Bunun bilinen en iyi örneği, yakın bir kopyası Gagikashen Kilisesidir. Onbirinci yüzyılda yapılmış olan ve Ani de bulunan bu kilise tıpkı Zvart nots kilisesi gibi bugün yıkılmış durumdadır. Daha sonraki dairesel planlar Khtzkonk taki St. Sargis Kilisesi (Resim 27) ve Ani deki altı yapraklı Çoban ve St. Gregory Abughamrents Kiliseleri dir. Narteks Resim 28 - Sanahin Manastırı, Kutsal Meryem Kilisesi, narteksin içi, XIII. yüzyıl Yedinci yüzyılın ortasına gelindiğinde Ermeni mimarisi temel biçimlerinin çoğunu geliştirmiş bulunuyordu. Ortaçağ döneminin çeşitli mimari rönesansları sırasında bu formlar taklit edildi ve inceden inceye işlendi. Tek istisna yeni geliştirilen ve Ermenice de gavit veya jamatun denen narteksti (Resim 28). Bu özel kare biçimli holler genellikle kiliselerin batı girişlerine ilişikti. Bunlar toplantı odası ve antre olarak kullanıldıkları manastır komplekslerinde çok yaygındı. İkinci ve ondördüncü yüzyıllar arası manastırların büyük ölçüde yaygınlaştığı bir dönemdi. Dört sağlam ve bodur sütun tarafından tutulan büyük, kesişen tonozlar jamatunların tavanlarını destekliyordu. Holün üst bölgesindeki kesişimleri ışık ve hava için açık bir fanus oluşturuyordu. Duvarlar masifti ve az sayıda ve küçük pencereler içeriyordu. Mükemmel bir şekilde korunmuş örnekler Haghbat, Sanahin, Geghart, Goshavank, Magaravank ve Hovhannavank ta bulunmaktadır.