İKİ İNSAN Çeşitli zamanlarda kısa kısa değinmiştik, biraz daha anlatmak gerek yaptıklarını... Erden ERUÇ Erden in tam 114 gündür pasifik okyanusunda tek başına kürek çekmekte olduğunu söylemek çok farklı bir insan olduğunu anlatmıyor mu? Erden taa Floridan bisikletiyle yola çıkıp Alaska da zirveye çıktı... Geçen sene de Atlas okyanusunu tek kürekle geçen 33. kişi oldu... 114 gün önce Kaliforniya dan açıldı ve Avustralya ya doğru yol alıyor... Çocukluk yaşlarında okuduğu Jules Verne den bir hayal esinlenmiş, ve tek başına Kasla Devrialem projesini sürdürüyor... Yelken yok, ilerlemesine yardım eden herhangi bir sistem yok... Erden İLKYAR projelerinde çocuklarla konuştu... Hayalinizin peşinden koşun dedi, Coğrafyayı sevin, sistemli çalışın, boşvermeyin... Çocuklar sordular, korkularını, karanlığı, yağmuru, balinaları, köpek balıklarını, nasıl karnını doyurduğunu, akıllarına ne gelirse ve sevgili Erden okyanusun ortasından çocuklara yanıtlar vermeye çalıştı... Çocuklar şaşırdılar, hiç akıllarının kıyısına bile gelmeyen birşey yapılıyordu... İlçenin birinde Kayamakam Bey gözyaşlarımı zor tutuyorum demişti... Erden bu sene 2 anı kitaplığı kurulması için (Ağrı Tutak ve Çankırı Orta ilçelerinde) destek sağladı... Çok ilginç anıları var... Kendisi günlüklerini yazıyor ve listesindekilere yolluyor, ayrıca sitesinde de yayınlanıyor yazdıkları ve resimleri... http://www.humanedgetech.com/expedition/anot/viewnextdispatches.php?id=29644 Kasla Git diye bakabilirsiniz internetten... Üye olabilirsiniz... Eminim yazabilirsiniz de... Aşağıda Erden in günlüklerinden 2-3 yazı var... Tüm akıntılar ve bütün esen rüzgar sağlıklı ve daha hızlı olarak hedefine ulaştırsın seni sevgili Erden, kalbimiz seninle... Gri bir akvaryumdaki kürekçi... 22 Ekim 2007-105. Gün 7.9936N,153.3101W Cumartesi, bu geçişte en ciddi hava şartlarıyla karşılaştığım ilginç bir gündü. O gün, Denizli'nin Kale ilçesindeki Yatılı İl Bölge Okulu öğrencileriyle bir konferans yapmak üzere, daha gün ışırken uyandım. Aramızda coğrafi olarak 180 derece olmasına rağmen uydu telefonuyla rahatça görüşebildik. Bu öğrencilerimize ben, Türkiye'mizin dört bir tarafında faaliyet gösteren, kız çocuklarımızın okula devamı için çabalayıp, ilkokul çağlarında öğrencilerimizin temel eğitim ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlayan, İLKYAR (İlkokullara
Yardım) Vakfı aracılığıyla ulaştım. Bu şekilde Pasifik'ten daha önce, Ağrı'nın iki ayrı köyündeki okullara da erişmiş, ta 1979'un yaz aylarında Köse Dağı'nı tırmanıp, Köse Suyu'nun her iki yakasındaki tepelerini koşarak arşınladığım Eleşkirt'te, İLKYAR beni öğrencilere tanıtmıştı. Böyle telefonlaşacağız diye söz verdiğim zaman, hep yağmura denk gelecek diye tedirgin oluyorum. Bu sefer hazırlıklıydım: gerekirse büyük bir çöp torbasını uydu telefonuyla birlikte kafamın üstüne geçirip konuşacaktım. Bereket versin konuştuğumuz sırada yağmadı. Kabin dışında antenim olsa içerden konuşabilirim - Avustralya'daki yapılacaklar listesine eklemeli! Konferansı tamamlamamla birlikte çiselemeye başladı. İki mil kadar kuzeyimde, yükseklere erişen karanlık bir bulutun altında, yağmurun koyu gri bir perde halinde bana doğru ilerlediğini görebiliyordum. Bulut cephe halinde bütün ufkumu kapatmıştı. Kahvaltı için su kaynatmaya vaktim yoktu, uğraşmak istemedim. Bu arada radar yansıtıcım da ötmeye başlamış, yakında bir geminin varlığını haber veriyordu. Sonunda gördüm: doğumda gri ufkun önünde koyu bir siluet halinde beliren bir konteyner gemisiydi... Yakaladığım ilk şey... 15 Ağustos 2007-37. Gün (2) 22.8681N,131.3258W Bugün yani Çarşamba günü, akşama doğru Peru'nun başkenti Lima açıklarında, denizaltında 7,9 şiddetinde bir deprem olduğu haberini aldım. Doğu Pasifik kıyılarına tsunami uyarısı yapılmış. AP'ye göre tsunami dubalarında enerji fırlamaları olmuş. Dane Clark'a göre, tsunami dalgaları 12 saat içinde Hawaii kıyılarına varacak. Açık denizde benim için bir sorun olmayacağını düşünüyoruz. Bu dalgalar Hawaii'den iki saat kadar önce, yani 0400 sularında benim altımdan geçer. Umarım kıyıdaki yerleşim bölgeleri fazla hasar görmez. Dün ilk defa uçan balıkları sürü halinde gördüm. Bugün de 30-40 kadar uçan balık bir perde gibi sudan çıkıp, 30-40 metre kadar uçtuktan sonra tekrar suya daldı. "Yakında bunların peşinde mahimahi de görmeye başlarım" diye düşünürken, gözümün önünde bir mahimahi (Atlas okyanusunda dorato derler) balık kovalarken sudan fırladı, 2-3 metre kadar havada kaldı ve şap diye düştü. Küt burunlu gri bir balık. Pullarının mavi, yeşil ve sarı alacalı renkleri var. Sudan fırladığında gerip açtığı ona has sırtındaki yüzgeci, kafasından ta kuyruğuna kadar uzanıyor. Bugün kısmet diye teknenin iki tarafından birer tane sırtı salmıştım. Bunlardan biri renkli kalamar, diğeri küçük bir balık şeklindeydi. Mahimahi yakında teknemin
gölgesinde takılmaya başladığında, bir sopayla bu sırtıları suda çekerek onları cezbedebilirim. Bu balıklar epey saldırgan ve hareket eden şeyleri kovalarlar. Sudan çektiğim ilk şey yenecek gibi değildi! Ufak bir balık ağı parçası oltama takıldı, boşuna heyecanlandım. Teknemde yer olmadığından tekrar suya saldım. Bu tür çer çöp ne kadar çok olmalı denizlerde. Bunlar deniz kaplumbağaları ve yunus gibi deniz memelileri için çok tehlikeli, zira eski yeni bütün ağlar bu yaratıklara dolaşınca su yüzüne çıkamayıp boğuluyorlar. Erden. Bulutlu olması daha iyi! 5 Ağstos 2007-27. Gün 27.8972N,127.2993W Neyse ki bulutlarla birlikte, serinleten kuzey-kuzeydoğu rüzgarları geri geldi. Dün akşam uyuyabilmek için rahat bir pozisyon almaya çalışırken, omuzlarımdaki derinin her gerilmesi ve kırışmasıyla, acıdan benim de yüzüm buruşuyordu. Perşembe günkü güneşin altında gömleksiz seansın etkisi hala sürmekte. Dün, Baja yarımadasının ortalarındaki Cedros adasının 630 denizmili batısından güneyine geçtim. Tiburon'da denize açılmadan önce bana evsahipliği yapan Corinthian Yat Kulübü'nden yaklaşık 670 denizmili mesafeye ulaştım. Artık üstüme gelebilecek bir dizi ters fırtınanın etkisiyle Baja'ya doğru sürüklenmem söz konusu değil. Bu geçişteki tempomu anlayabilmek için bir Excel çizelge düzenledim. 2.300 denizmili ötedeki (2K,158B) Christmas adası diye de bilinen Kiribati civarına, Ekim ayı başlarında varırım gibi görünüyor. Hangi ayda okyanusun hangi yöresinde olacağımı önceden tahmin edebilmem, oralardaki rüzgar ve akıntıları doğru okuyup, rota tayin edebilmemi kolaylaştıracak. Bu konuda bana yardımcı olan Jenifer Clark's Gulfstream'deki meteoroloji ve rüzgar konularında uzman dostlarımız, beni dikkatle takip etmekteler. http://www.humanedgetech.com/expedition/anot/viewnextdispatches.php?id=29644 Boni SALİS Boni İstanbul lu genç bir iş adamı... Boni nin nasıl bir insan olduğunu anlamak için aşağıdaki posteri okumak gerek... Bu posteri zamanında paylaşmadık, zaten sık sık desteklerinizi isterken yeni bir istek olmasın dedik...
Ve Boni nin aşağıdakileri nasıl gerçekleştirebileceğini bekleyelim dedik... Ve Boni bütün hayallerini gerçekleştirdi, daha doğrusu en son 25 Kasımda gerçekleşecek olan Çankırı Yapraklı projesi kaldı... Bu ara Berlin maratonunu koştu ve
bitirmeyi başardı... Boni Almanya ya uçmadan önce İLKYAR ekibiyle Hınıs ta buluştu ve Varto ya geldi, İLKAR projelerini izledi, 30 eylül Maraton Projesi destekçileri adına kurulan kitaplığı oyuncak odalarını verilen kitapları, başarı ödüllerini, dış etkinlik malzemelerini hepsini gördü, en önemlisi de İLKYAR ın öğrencilere ve öğretmenlere verdiği sevgi dolu mesajlara, yaklaşımlara şahit oldu... Boni ile sohbetimizde önemli bir noktaya işaret etti... Herkesin kendi imkanları çerçevesinde yapabileceği birşeyler mutlaka ve mutlaka vardır... Önemli olan öncelikler arasına yardımlaşmayı da yerleştirme koyma alışkanlığını geliştirmek... Örneğin Türkiye de 30 milyon mertebesinde cep telefonu var... Her cep telefon sahibi yılda 5 YTL lik yardım yapamaz mı? Yani eski rakamla 150 trilyonla dev projeler bitirilemez mi? İLKYAR ı izleyenler geçen seneden hatırlarlar, hepimizi utandıran bir bağış almıştık Boyabat tan, Yaşar Topçu YİBO dan Hamit ten... Yatılı bir çocuk olarak kendilerine verilen aylık 4 YTL harçlığın 1/4ünü İLKYAR a bağışlamıştı... Ve nerede olursa olsun yardım edeceğini yazmıştı... İLKYAR ı izleyen 5 bin kişi var, ama bağışçılarımızın sayısı o kadar fazla değil... Bağış miktarı da önemli, Hamit gibi yardım yapan bağışçı sayısı da... Biliyoruz gönlünüz bizimle, bilmek istiyoruz, az da olsun projede tuzunuz var... Bu güzel iki insanı saygı ve sevgiyle selamlıyoruz... İLKYAR www.ilkyar.org.tr ilkyar@ilkyar.org.tr