Çıkar Çatışmalarının Odağındaki Kerkük Sibel KALEMDAROĞLU* Tarihi bir Türkmen kenti olan zengin petrol yataklarına sahip Kerkük, I. Dünya Savaşı nın ardından büyük güçlerin çıkar çatışmasının odak noktası olagelmiştir. Bu bağlamda Türkiye ile bağlarını geliştirmelerinden korkulan Irak taki Türkmen halkı yok sayılmış, haksızlıklara maruz kalmış ve azınlık durumuna düşürülmek istenmiştir. Irak Türkmenleri yoğunlukla Kuzey Irak ın kuzeybatı-güneydoğu istikametinde uzanan; Telafer, Musul, Erbil, Altınköprü, Kerkük, Tuzkhurmatu, Kifri, Karatepe, Hanekin, Mandalı, ve Badrah ile çevrelerini kapsayan bir hat üzerinde yaşamaktadırlar. Türkmenler MÖ 3500 yılında Mezopotamya ya göç ederek Kerkük, Musul, Erbil, Diyala, Selahaddin ve Bağdat bölgesine yerleşmişlerdir. 1 Sağlıklı nüfus sayımı yapılamaması nedeniyle Türkmenlerin nüfusu hakkında farklı rakamlar öne sürülmektedir. Bu rakamlar 150 bin ile 4 milyon arasında değişmektedir. 1921 den bu yana, Irak ta sekiz kez nüfus sayımı yapılmıştır. 1957 sayımlarına göre Irak ın nüfusu 6 milyon; Türkmen nüfusu da 567 bin olarak belirlenmiştir. 1957 sonuçlarını esas alan tahminler, Irak Türkmenlerinin 3 milyon civarında olduğunu belirtmektedir. 2 Türkmenler Irak ta Araplar ve Kürtlerin ardından üçüncü en büyük milliyet olmalarına rağmen siyasi haklardan mahrum bırakılmış ve asimilasyona maruz kalmışlardır. Kürtlerin 1. Körfez Savaşı nda, Bağdat a karşı ayaklanmasının ardından Saddam ın toplu katliama girişeceği korkusuyla Türkiye ve İran sınırlarına yaklaşık 1.5 milyon Iraklı mülteci sığınmıştır. Bunun ardından ABD yönetimi, Kürtlerin bulunduğu 36. paralelin kuzeyini Irak uçuşlarına yasaklamış ve uluslararası bir askeri güç (Çekiç Güç) bölgeye yerleştirilmiştir. Bu durum Irak ta fiili bir Kürt yönetiminin oluşmasına yol açmıştır. Böylelikle Kürtler, Saddam yönetiminde yaşadıkları ayrımcılığın ardından özerk bir yönetim elde etmiş ve güvenliklerini sağlamlaştırmışlardır. Ancak benzer acılar çeken Türkmenler böyle bir kazanım elde etmemişlerdir. Kürtler, 2003 te Irak işgalinde, ABD ye önemli bir destek sağlamıştır. Böylelikle Kürtler 1. Körfez Savaşı ndaki kazançlarını 2. Körfez Savaşı sonrasında korumuş, hukukileştirmiş ve kazanımlarını genişletmenin yollarını aramışlardır. Kerkük şehrine sahip olmak da Kürtlerin en önemli hedeflerinden biri olmuştur. Obama yönetimi, 2011 sonunda Irak tan tamamen çekileceğini dile getirmiş olsa da ABD nin çekilmesinin ardından güvenliğin nasıl sağlanacağı şüphelidir. ABD nin Irak tan çekilmesinin ardından özellikle Kerkük te Arap ve Kürtler arasında çıkabilecek * 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Ortadoğu Masası, Araştırmacı 1 Kerkük Türkmenoğlu, Türkmen Çilesi, Bilgeoğuz Yay., s.27 2 Bilal N. Şimşir, Türk-Irak ilişkilerinde Türkmenler, Bilgi Yay, Ankara, 2004 Ekim 11 Sayı: 34 21. YÜZYIL [79]
Sibel Kalemdaroğlu çatışmalar beklenmektedir. Ancak ABD ordusuna yakın kuruluşlar tarafından yayınlanan raporlarda 3 Kerkük te Türkmenlerin güvenliği hakkında herhangi bir endişe yer almamaktadır. Bu durum bölgedeki Türkmen varlığının siyasi anlamda tamamen yok sayıldığına işarettir. Zira ABD Türkmenlere yapılan katliama varan saldırılara ses çıkarmamış, bölgede Türkmen varlığının silinmesi için yapılan organize çalışmaları engellememiştir. AKP Hükümeti nin Irak taki soydaşlarına dair politikası da, dış politikadaki genel değişime paralel olarak, Türkmenlerin sorunlarına kayıtsız kalmaya varan bir siyasete doğru değişme yoluna girmiştir. Çözülemeyen Sorun : Tartışmalı Bölgeler Kerkük, bin yıldan fazla bir süredir bir Türkmen şehri olmasına rağmen, 1926 Ankara Anlaşması ile İngiliz mandasından Irak yönetimine geçmesinden bu yana, Iraklı Türkmenler haklarından mahrum edilmekte, katliamlara maruz bırakılarak bölgede azınlık durumuna düşürülmek istenmektedir. Irak işgalinin ardından Kerkük ün başkent olacağı bir Kürt devleti konusunda cesaretlenen Kürtler Kerkük ü Kürdistan ın kalbi 4 ve Kürt Kudüs ü 5 olarak tanımlamaktadırlar. 3 Larry Hanauer, Jeffrey Martini, Omar Al-Shahery, Managing Arab-Kurd Tensions in Northern Iraq After the Withdrawal of U.S. Troops, Rand Corporation,2011 4 Barzani: Kerkük hala Kürdistan ın kalbi, Hürriyet Gazetesi, 11 Ekim 2004, http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/shownew.aspx?id=263989, (Erişim Tarihi: 11 Eylül 2011) 5 Talabani: Kerkük benim ulusal ve kişisel sorunum, Vatan Gazetesi, 3 Temmuz 2005, http://haber.gazetevatan.com/0/48595/1/haber, (Erişim Tarihi: 11 Eylül 2011) [80] 21. YÜZYIL Ekim 11 Sayı: 34
Çıkar Çatışmalarının Odağındaki Kerkük Tartışmalı Bölgeler sorunu Irak Bölgesel Kürt Yönetimi nin sınırlarının belirsiz olmasından kaynaklanmaktadır. Irak Devleti Geçiş Dönemi Yönetim Yasası nın 53. maddesinin A fırkası ABD işgalinden önce Duhok, Erbil, Süleymaniye, Kerkük, Diyala ve Ninova (Musul) vilayetlerinde yer alan toprakları yöneten hükümeti, Kürdistan Bölgesi Hükümeti olarak tanımaktadır. Ancak işgalden önce Kerkük, Musul ve Diyala vilayetlerinin büyük bölümü, Bağdat ın otoritesi altındaydı. Söz konusu iki vilayetin küçük bir bölümü ise Kürt grupların denetimindeydi. Bu maddede Kerkük, Musul ve Diyala vilayetlerinin hangi bölümünün Kürt denetimine bırakıldığı belirtilmemektedir. Maddenin (B) fıkrasında ise 18 vilayetin idari sınırlarının değişmeyeceği de hükme bağlanmaktadır. Bu nedenle muğlâk kalan bu madde tartışmalı bölgeler sorununu ortadan kaldırmak bir yana sorunu daha da karmaşık bir hale getirmektedir. 6 Irak Anayasası nın Kerkük ve ihtilaflı bölgeler hakkındaki 140. maddesi ise 53. maddeyi tekrar ederek 31 Aralık 2007 ye kadar şehirde nüfus sayımı ve referandum yapılmasını öngörmekteydi. 7 Ancak bu durum bölgeye Irak taki Türkmen halkın Türkiye ile bağlarını geliştirmesinden korkulmaktadır. 2003 ten bu yana yapılan sistemli göçler, katliamlar ve asimilasyon politikası ile beraber değerlendirildiğinde Türkmenler için olumlu bir durum sayılmamaktaydı. Ayrıca Saddam rejiminin ardından bölgede güvenliği sağlaması için ABD yönetiminin peşmerge güçleri ve Kürt gizli polis gücü Asayiş i Kerkük, Selahaddin, Ninova ve Diyala ya yerleşmesine izin vermesi durumu bölgedeki Türkmen ve Araplar için zorlaştırmıştır. Bu güçler bölgede hem güvenlik hem de istihbarat sağlayarak ABD için oldukça faydalı görevler yapsa da bölgede istikrarsızlık yaratmışlardır. Bölgedeki nüfus dağılımının bozulması nedeniyle bugüne kadar öngörülen nüfus sayımı birçok kez ertelenmiş ve henüz gerçekleştirilememiştir. Türkmenlere Yönelik Baskı ve Yıldırma Politikaları 9 Nisan 2003 te Bağdat ın işgalinin ardından ABD nin göz yumması ile peşmergeler Kerkük e girmiş, kentteki tapu ve nüfus dairesini yakıp yağmalamış, kentin nüfus dağılımını gösteren belgeleri yok etmeye çalışmışlardır. Kerkük te devlet binaları, okullar, kamu binaları Kürtler tarafından işgal edilmiş ve büyük çapta yağmalama gerçekleşmiştir. Kerkük teki boş evler işgal edilmiş, Jandarma Komutanlığı, askeri karargâhlardaki silahlar ele geçirilmiş, boşaltılan binalar Kürt milislere tahsis edilmiştir. Saddam döneminde Kerkük ten sürüldükleri bahanesiyle binlerce aile Kerkük e yerleştirilmiştir. Kerkük e gelen ve kalacak yeri olmayan çok sayıdaki aile için çadırlar kurulmuş ve hatta bu aileler stadyumlara yerleştirilmişlerdir. 8 2003 ten beri en azından 100 bini kentte hiç yaşamamış olan 350 binden fazla Kürt kente gelmiştir. 9 Bunun ardından da Türkmenlerin yoğun olarak yaşadıkları bölgelere yönelik saldırı ve sistemik suikastlar başlamış, Türkmenler baskı ve şiddet ile ezilmeye çalışılmıştır. Bugün, başta Kerkük 6 Irak Geçiş Dönemi Anayasası, Madde 53, http://www.servat.unibe.ch/icl/iz00000_.html 7 Irak Anayasası, Md. 140, http://www.uniraq.org/documents/iraqi_constitution.pdf 8 Prof. Dr. Suphi Saatçi, Irak Türkmenleri ve Kerkük Sorunu, Global Strateji, İlkbahar 2007, Sayı 9, s.28 9 Soner Cagaptay and Daniel Fink, The Battle for Kirkuk How to Prevent a New Front in Iraq,Policy Watch, http://www.cagaptay.com/687/the-battle-for-kirkuk Ekim 11 Sayı: 34 21. YÜZYIL [81]
Sibel Kalemdaroğlu olmak üzere Türkmenlerin yaşadığı bölgelerde Türkmen halkını tehdit, göçe zorlama, kaçırma, fidye isteme gibi yöntemlerle yıldırma politikası izlenmektedir. Telafer de ise peşmergeler Amerikan Ordusu ile birlikte şehri yıkıma sürüklemişlerdir. Türkmenler Adım Adım Etkisizleştiriliyor Türkmenler ve Irak Türkmenlerini temsil eden en önemli siyasi ve milli oluşum Irak Türkmen Cephesi nin (ITC), ABD ve Irak taki diğer gruplar tarafından dışlanma politikasına maruz kalması işgalin ertesinde iyice ortaya çıkmış, Irak Türkmenleri işgalin ardından Irak ın yeniden yapılandırılmasında geri plana itilmiş, etkisizleştirilmiş, adeta yok sayılmışlardır. Irak Türkmenlerinin yeni oluşan devlet yapısından adım adım dışlanmaları şöyle özetlenebilir: 1. Irak taki işgal güçlerinin oluşturduğu Geçici Koalisyon Otoritesi nin çalışmaları sonucunda oluşturulan Geçici Yönetim Konseyinde 13 Şii Arap, 5 Sünni Arap, 5 Kürt, 1 Hıristiyan bakan yer alırken Türkmenlere sadece 1 üyelik verilmiştir. Bu dışlama politikası Irak Geçici Hükümeti nin kurulmasında, belediye meclisinin oluşturulmasında da tekrarlanmış, Türkmen kenti Kerkük e ABD yönetimi tarafından Kürt vali atanmış, nüfusunun üçte ikisi Türkmen olan kentte İl Meclisi 11 Kürt, 6 Arap, 6 Türkmen, 7 Süryani üyeden oluşturulmuştur. 10 10 Şimşir, s.468 [82] 21. YÜZYIL Ekim 11 Sayı: 34
Çıkar Çatışmalarının Odağındaki Kerkük 2. Kürtler 20 Aralık 2003 de Irak ın yeniden yapılandırılması konusunda bir yasa tasarısını Irak Geçici Hükümet Konseyi ne sunmuştur. Buna göre Irak, Kürtler ve Araplar olmak üzere iki asli halktan oluşmaktadır. Irak, Arap ve Kürt bölgeleri olmak üzere iki bölgeli federal cumhuriyet olacaktır ve Kürt bölgesi Kerkük, Musul Telafer, Dohuk, Süleymaniye bölgelerini kapsayacaktır. Ayrıca Kürtçe ve Arapça resmi dil olarak kabul edilecektir. Bu taslak ile Türkmen bölgesi Kürt yönetimine dahil ediliyor, Türkmenler ve Türkmen dili yok sayılıyordu. Türkiye bu anayasa taslağının Kürtler ve Araplar dışındaki etnik unsurları göz ardı ettiği için kabul edilemez olduğunu açıklamıştır. 11 3. 2004 Şubat ında Irak Geçici Hükümet Konseyine sunulan Irak Geçici Anayasa Taslağı nda (Geçici Dönemde Irak Devleti Yönetim Yasası) Irak ta Kürtler ve Arapların oluşturduğu federal bir devlet öngörmekte, egemenlik, Araplar ve Kürtlerin Türkmenler, Irak ta merkezi hükümet ve Kürdistan bölgesi ile paylaşılmakta, Irak ın Arap ve Kürtler olmak üzere iki mil- büyük milliyettir. ardından üçüncü en liyetten oluştuğu belirtilmekte, Kürdistan bölgesi Musul, Erbil, Süleymaniye ve Diyala illeri sınırından geçmekteydi. Ayrıca çoğunluğu Kürt olan diğer il ve ilçelerle kasabalar Kürdistan bölgesine katılıyor, Kerkük ün statüsü nüfus sayımının ertesine bırakılıyor, Arapça ve Kürtçe Irak ın iki resmi dili oluyordu. 12 Bu anayasa taslağında Türkmenler tam anlamı ile dışlanmaktaydı. 13 4. 2005 te Anayasa yı hazırlayacak olan 55 kişilik komisyon kurulmuştur. Komisyon da Şiiler 28, Kürtler 15, Sünni Araplar 2 ve Türkmenler sadece 1 kişiyle temsil edilmişlerdir. 5. 13 Eylül 2005 te yeni bir anayasa taslağı Meclise sunulmuş, 15 Ekim 2005 te ise Anayasa referandumu gerçekleştirilmiştir. Anayasa yüzde 78,59 luk oyla kabul edilmiştir. Anayasanın kabulü ve devamında meydana gelen gelişmelerle Irak Kürt Bölgesi, Sünni Bölgesi ve Şii Bölgesi olmak üzere 3 bölgeden oluşan federatif bir devlete dönüşmüştür. Irak Anayasası Türkmenler için bazı olumlu düzenlemeler içermekteydi. Bunlar arasında Türkmenler ve diğer unsurların devlet ve özel okullarda ana dillerinde eğitim yapmaları güvence altına alınmıştı. Ayrıca devletin resmi dili Arapça ve Kürtçe olsa da Türkmence ve Süryaniceye diğer yerel diller karşısında bir ayrıcalık tanınmış ve bu dillerin Türkmen ve Süryanilerin yoğun yaşadıkları idari birimlerde resmi dil olmasına karar verilmiştir. Ancak bu düzenlemeler üçüncü asli unsur olarak kabul edilmeyen Türkmenler için azınlık hakları olmanın ötesine geçmemektedir. Türkiye nin Kırmızı Çizgileri Türkmenler Irak ın yeniden yapılandırılma sürecinde yok sayılırken Türkiye nin dış 11 Şimşir, s.38 12 Irak Geçiş Dönemi Anayasası,, http://www.servat.unibe.ch/icl/iz00000_.html 13 Irak Geçici Anayasası 1 Mart 2004 te Irak Geçici Hükümet Konseyi tarafından kabul edilmiştir. 8 Mart ta imzalanmış, 28 Haziran 2004 te yürürlüğe girmiştir. Ekim 11 Sayı: 34 21. YÜZYIL [83]
Sibel Kalemdaroğlu politika gündeminden de düşmeye başlamışlardır. Oysaki, Türkmenler tarihsel olarak Türkiye nin Irak politikasını belirleyen en önemli unsur olmuşlardır. Bu bağlamda Kerkük ün statüsü, bölgedeki Türkmenlerin durumu, PKK nın bölgedeki varlığı gibi konular Türkiye nin Irak politikasının öncelikleri arasındaydı. Her zaman bir sorun potansiyeli taşıyan Türkmenlerin durumu 2. Körfez Savaşı nın ardından daha nazik bir hale gelmiştir. 25 Şubat 2003 te TBMM ye sunulan, kamuoyunda 1 Mart tezkeresi olarak bilinen Türk Silahlı Kuvvetleri nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye de bulunması için Hükümet e yetki verilmesine ilişkin başbakanlık tezkeresi 1 Mart 2003 te TBMM de yapılan oylama ile reddedilmiştir. Bu tezkerenin reddedilmesi ile Türkiye, Irak savaşında yer almamıştır. Türk askerinin Irak a girmemesi Türkmenlerde hayal kırıklığı ve endişeye sebep olmuştur. Savaşın ardından Türkiye nin genel olarak politikası 2. Körfez Savaşı nda bir Irak ın toprak bütünlüğünün korunması, Irak ta bir Kürt devlet olma yolunda devletinin kurulmasını engelleme ve Türkmenlerin haklarının korunmasını sağlama yönünde olmuştur. Önce- önemli adımlar atan Kürtlerin en önemli likle tavizsiz yürütüldüğü gözlemlenen bu politikalarda hedeflerinden biri Kerkük zamanla bir gevşeme görülmeye başlanmış; Türkiye, şehrine sahip olmaktır. Türkmenler konusundaki kollayıcı tutumundan tedrici olarak vazgeçmeye başlamıştır. Bu bağlamda Türkiye nin Türkmen politikasındaki değişikliklerin bazıları aşağıda sıralanmaktadır. Türkiye Kürt Federe Bölgesinde, Türk şirketlerinin bölgedeki yatırımlarını teşvik etmiş ve Kuzey Irak ın yeniden imar ve inşasına katkıda bulunmuştur. Başlıca çalışma alanı Irak Türkmenleri, Irak ve Orta Doğu bölgesi olan Türkmeneli İşbirliği Vakfı tarafından finanse edilen Global Strateji Enstitüsü kapatılmış, yerine Dışişleri Bakanlığı kontrolündeki ORSAM açılmıştır. Erbil şehrine konsolosluk açılmıştır. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Irak ın kuzeyini Kürdistan diye tanımlamıştır. 14 Ahmet Davutoğlu, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ni ziyaret ederek Mesut Barzani ile görüşmüştür. 15 Erdoğan, Erbil ziyaretinde Barzani ye başkan diye hitap etmiştir 16 ITC ye ciddi anlamda bir yardım yapılmamış, Sünni Araplarla işbirliği yapmaları telkin edilmiş, hatta yönetim kadrolarına Sünni Araplar yerleştirilmiştir. ITC nin Avrupa daki temsil büroları kapatılmış, etkisi bilinçli olarak kırılmıştır. Kerkük Türk dış politika gündeminden düşürülmüştür. 14 Cumhurbaşkanı Gül Kuzey Irak a Kürdistan dedi, Radikal Gazetesi, 23 Mart 2009, http://www.radikal.com.tr/radikal.aspx?atype=radikaldetayv3&date=23.3.2009&articleid=927609, Erişim Tarihi: 21 Ağustos 2011 15 Ankara dan Erbil e bakan düzeyinde ilk ziyaret, Zaman Gazetesi, 30 Ekim 2009 http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=909411, Erişim Tarihi: 21 Ağustos 2011 16 http://www.ntvmsnbc.com/id/25197447/ [84] 21. YÜZYIL Ekim 11 Sayı: 34
Çıkar Çatışmalarının Odağındaki Kerkük International Crisis Group adlı düşünce kuruluşunun Kuzey Irak hakkındaki bir raporunda Türk hükümetine bazı tavsiyelerde bulunulmaktadır. Bunlar arasında Türkiye nin Kerkük, Kürtler ve Türkmenler hakkındaki ateşli nutuklara son vermesi, Iraklı Türkmenlere mali destek sağlamaması, Kerkük sorunu konusunda Iraklıların verdikleri karara saygı göstermesi ve Kuzey Irak ta Kürtler ile doğrudan işbirliği yaparak ticaret ve yatırımların özendirilmesi 17 yer almaktadır. AKP Hükümetinin Türkmen politikasındaki değişiklikler incelendiğinde Türk hükümetinin bu tavsiyeleri dikkate aldığı ortaya çıkmaktadır. Sonuç Saddam döneminde de yurtlarından sürülen, evleri ve toprakları elinden alınan Türkmenler Irak işgalinin ardından da bu sefer Kürtler tarafından aynı yöntemlerle yok edilmeye, asimile edilmeye çalışılmaktadır. Ancak buna ne kendi soydaşlarının haklarını koruması gereken Türkiye ne de bölgede güvenliği sağlaması gereken ABD Başta Kerkük olmak üzere Türkmenlerin yaşadığı bölgelerde Türkmen halkını tehdit, göçe zorlama, kaçırma, fidye isteme gibi yöntemlerle yıldırma politikası izlenmektedir. ses çıkarmaktadır. ABD kendisini 2. Körfez sırasında destekleyen Kürtlerin hiçbir faaliyetine ses çıkarmamakta, adeta göz yummaktadır. Bunun yanında ABD, 1 Mart tezkeresinin intikamını adeta Türkmenlerden almakta, Türkmenlerin maruz kaldığı asimilasyon politikalarını görmezden gelmektedir. Türkmenlere yönelik saldırılar 2003 den bu yana hiçbir azalma belirtisi göstermemiştir. Buna karşın Türkmen bölgesindeki güvenlik güçlerinin büyük bir bölümü Kürtlerden oluşmaktadır. Silahsız olan ve kendilerine ait güvenlik birimleri bulunmayan Türkmenler her türlü saldırıya açıktır. Bu nedenle Türkmenlerden oluşan bir güvenlik gücü oluşturulması gerekmektedir. Türkiye bu konuda Türkmenlere destek sağlamalıdır. Türkmenler bölgede varlığını tehdit eden her türlü tehlikeye karşı kendini koyabilecek güce kavuşmalı, gelecekte bölgenin şekillenmesine katkıda bulunabilmeli ve Türkmen toplumunun kazanımlarını üst düzeylere çıkarabilecek bir yapılanma içine girmelidir. Bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti, Türkmen soydaşlarına gerekli katkıyı sağlayabilecek yegâne güçtür. Türkiye böyle bir misyonu sahiplenmek yerine Irak a ve özellikle Kürt bölgelerine yapılan büyük ölçekli ticareti, soydaşlarını desteklemesini gerektiren milli menfaatlerinin önüne geçirmektedir. 2003 Irak işgalinin ardından Irak a uygulanan ekonomik ambargonun kalkması ve bu ülkenin yeniden yapılanma sürecinin başlaması ile Türkiye ve Irak arasındaki ekonomik ve ticari ilişkiler önemli bir artış kaydetmiştir. Türk müteahhitleri 2003-2009 arasında Irak ta toplam 7,5 milyar Dolar değerinde 495 proje gerçekleştirmişlerdir. Yıllık tabanda üstlenilen iş miktarı 2003 te 242 milyon Dolar iken 2009 da 1,3 milyar Dolar a yükselmiştir. Türk firmaları, yeniden yapılanma sürecindeki Irak ta çeşitli konut projelerinden askeri tesislere, yol, köprü, baraj gibi altyapı projelerinden okul, hastane gibi sosyal tesislere pek çok alanda faaliyet göstermektedirler. 2010 da ikili ticaret hacmi 7 milyar Dolar seviyesini aşmıştır. 18 Burada kaydedilmesi 17 Iraq: Allaying Turkey s Fears over Kurdish Ambitions, International Crisis Group, Middle East Report No 35-26 Ocak 2005, s.ii 18 Türkiye-Irak Ekonomik İlişkileri, TC Dışişleri Bakanlığı, http://www.mfa.gov.tr/turkiye-irak-ekonomik-iliskilerive-turkiye_nin-yeniden-imar-surecine-katkisi.tr.mfa, Erişim tarihi: 20 Ağustos 2011 Ekim 11 Sayı: 34 21. YÜZYIL [85]
Sibel Kalemdaroğlu Türkiye, Irak ın toprak bütünlüğünün korunması, Irak ta bir Kürt devletinin kurulmasını engelleme ve Türkmenlerin haklarının korunmasını sağlama yönündeki geleneksel politikasından tedrici olarak vazgeçmeye başlamıştır. gereken bir diğer nokta da Kuzey Irak ta iş yapan Türk firmalarının büyük bir bölümünün terör örgütüne yakın olan ya da olmak zorunda kalan şirketleri taşeron olarak kullandıkları iddialarının da yaygın olduğudur. Bütün bunlar da Kerkük ün ticari menfaatlere peşkeş çekildiği düşüncesini akıllara getirmektedir. Mart 2004 de Kerkük te Iraklı Türkmenlerin anayasal hakları için yaptıkları gösterilerin ardından silahlı peşmergelerin gruba saldırmasıyla beş kişi yaralanmıştır. Bunun üzerine dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ün açıklaması Olayları fazla büyütmemek gerek yönünde olmuştur. 19 Bugün gelinen noktada, olayları büyütmeme anlayışının devam ettiği görülmektedir. Oysa ki, Türkiye nin Türkmenlerin geleceğini, güvenliğini, haklarını ne ABD nin ne de Irak taki diğer grupların takdir ve kararlarına bırakmak gibi bir lüksü yoktur. Türkiye her platformda Türkmenlere yapılan haksızlık, adaletsizlik ve suçları büyütmeli, dünya kamuoyunun ilgisini bu yöne çekmek için her fırsatı kullanmalıdır. Zira Ortadoğu da ezilen halkların sözcüsü olmaya soyunmuş ve bunu başarıyla yönetebilen bir ülke için bunu kendi soydaşları için yapması ne zor ne de anlaşılmazdır. 21. YÜZ YIL 19 Şimşir, s.502 [86] 21. YÜZYIL Ekim 11 Sayı: 34