www.pwc.com.tr UFRS 9 Yayınları Yeni Finansal Araçlar Standardı Finansal Sektörü Nasıl Etkileyecek? Sayı 1 TFRS 9: Finansal Araçlar Sınıflandırma ve Ölçme
Faz 1 Sınıflandırma ve ölçme Beklenen Kredi Faz 2 Faz 3 Zararları Finansal riskten korunma muhasebesi TFRS 9 Finansal araçlar, finansal varlık ve yükümlülüklerin nasıl sınıflandırılacağına, ölçüleceğine, bilanço dışına alınacağına ve riskten korunma muhasebesine rehberlik eder ve TMS 39 un yerini alır. Bu standartla ilgili yayınlarımızı standardın proje fazlarına göre; sınıflandırma ve ölçme, değer düşüklüğü ve riskten korunma muhasebesi olarak üç başlığa ayırdık. Bu yayında şu an geçerli olan TMS 39 rehberliğindeki sınıflandırma ve ölçme kısmına getirilen önemli değişikliklerin altı çizilmektedir. Bu standardın en temel özelliği bir finansal varlık sınıflanırken şirketin yönetim modeli ne vurgu yapmasıdır. Buna bağlı olarak, bir şirketin, yönetim modeli ve varlığın sözleşmeye dayalı nakit akışlarının özellikleri, o finansal varlığın nasıl sınıflandırılacağını ve ölçüleceğini belirler. Bankalar ve sermaye piyasalarında işlem yapan diğer finansal kuruluşlar, ellerinde tuttukları finansal araçların çokluğu göz önünde bulundurulursa, bu yeni standarttan çok önemli ölçüde etkilenecekler. Bu etkinin alanı da finansal varlık ya da yükümlülüğün çeşidi ve şirketin finansal varlıklarını yönetirken kullandığı yönetim modeline bağlı olarak değişecek. Finansal varlıklar açısından temel değişiklikler nelerdir? TFRS 9 a göre, tüm finansal varlıklar, şirketin finansal varlıklarını yönetme şekline dayanan yönetim modeli ve varlıkların sözleşmeye dayalı nakit akışlarının özelliklerine göre; itfa edilmiş maliyet, gerçeğe uygun değer (GUD) farkı diğer kapsamlı gelir tablosuna yansıtılan veya kar ya da zarara yansıtılan finansal varlık olarak ölçülür. Yönetim modeli, bir şirketin kilit yöneticileri tarafından, varlıkların yönetim şekli ve performanslarının onlara raporlanma şekli ile belirlenir. Tek bir hedef doğrultusunda finansal varlıkların hangi gruplar halinde ve nasıl yönetildiği temeline dayanır. Tek bir şirketin, finansal varlıklarını yönetmek için birden fazla yönetim modeli olabilir. Örneğin, bir şirket yatırımlarının bir kısmını sözleşmeye dayalı nakit akışlarını tahsil ederek, bir kısmını da satıp GUD değişimlerinden kar elde etmek üzere yönetiyor olabilir ya da aynı tür bir finansal araç; örneğin devlet tahvili, elde tutulma niyetine ya da dahil edildiği portföye göre her üç kategori de yer alabilir. Kısacası bir şirketin varlıklarını yönetme şekli, tek bir gerçeğe dayanarak ya da sadece yargıyla belirlenenmez, şirketin olağan faaliyetlerinden gözlemlenebilir. Şirket yönetimi, bu modelleri belirleyeceği zaman, elindeki tüm geçmiş tecrübelerini ve tahminlerini harmanlamak durumundadır. 2
Finansal varlıkları sınıflandırmadan önce Bir finansal varlık, gerçeğe uygun değer opsiyonun kullanılmadığı durumda, dahil edileceği ölçme kategorisine sözleşmeye dayalı nakit akışlarının özellikleri dikkate alınarak sınıflandırılabilmektedir. Bu aşamada boçlanma araçlarının itfa edilmiş maliyetten veya GUD farkı diğer kapsamlı gelir tablosuna yansıtılan finansal varlık olarak ölçülebilmesi için bir testten geçirilmesi gerekmektedir. Bu test, incelenen varlığın sözleşmeye dayalı nakit akışlarının sadece anapara ve anaparaya ilişkin faizi temsil edip etmediğinin sorgulanmasıdır. Varlığın nakit akışlarının sadece anapara ve anaparaya ilişkin faizi temsil etmesi demek, basit bir borçlanma sözleşmesiyle uyumlu olması demektir. Basit bir borçlanma sözleşmesinde, faizin en önemli bileşeni paranın zaman değeri ve kredi riskidir. Bir finansal varlığın nakit akışlarındaki değişkenliğin, hisse senedi fiyatları, emtia fiyatları gibi değişkenlere endekslenmiş olması, basit bir borçlanma sözleşmesi ile ilişkili olmayan faktörleri barındırması, bu aracın testi geçememesi ve GUD farkı kar ya da zarara yansıtılan finansal varlık olarak sınıflandırılması gerektiği anlamına gelmektedir. Bu test her enstrümana tek tek uygulanacağı için, bu testler hem zaman almaktadır hem de nakit akışları belli değişkenlere bağlı araçlar için bu özelliklerin çok iyi tespit edilmiş olması gerekmektedir. Örneğin anapara ve kalan anaparaya bağlı faiz ödemeleri, sadece enflasyona endeksli bir bono, bu testi geçebilmektedir. Çünkü anapara ve kalan anaparaya bağlı faiz ödemeleri, enflasyon dışında bir değişkene bağlı olmadığı için, sadece kalan anaparanın zaman değerini güncellemektedir. Diğer bir deyişle aracın faizi reel faiz dir, faiz tutarları kalan anaparanın zaman değeridir. Eğer faiz ödemeleri borçlunun net karı ya da bir hisse senedi endeksi gibi başka bir değişkene bağlı olsaydı (değişkenliğin sadece boçlunun kredi riskindeki değişikliği telafi etmesi durumu hariç), nakit akışlarının sadece anapara ve faizi temsil ettiğini söylemeyemeyecektik. 3
Finansal varlıkların sınıflandırılma kriterleri: Borçlanma araçlarındaki yatırımların; İtfa edilmiş maliyetten üzerinden ölçülen finansal varlık olarak sınıflandırabilmesi için şu iki şartı sağlamış olması gerekir: sözleşmeye dayalı nakit akışlarının tahsili amacıyla elde tutuluyor olması sözleşmeye dayalı nakit akışlarının sadece anapara ve anaparaya bakiyesine ilişkin faizi temsil etmesi GUD farkının diğer kapsamlı gelir tablosuna yansıtılan finansal varlık olarak sınıflandırılabilmesi için şu iki şartı sağlamış olması gerekir: amacı hem sözleşmeye dayalı nakit akışlarının tahsili hem de satışı olan bir yönetim modelinin olması sözleşmeye dayalı nakit akışlarının sadece anapara ve anaparaya bakiyesine ilişkin faizi temsil etmesi Yeni modelde GUD farkı kar ya da zarara yansıtılan finansal varlık kategorisi artık kategori olarak belirlenmiştir. Özkaynağa dayalı tüm yatırımlar gerçeğe uygun değerinden ölçülmelidir. Yani aktif piyasada işlem görmeyen ve gerçeğe uygun değerinden ölçülemeyen bu tür varlıklar için maliyet istisnası artık geçerli değildir. Yönetim, eğer bu varlıkları alım satım amaçlı elinde tutmuyorsa gerçeğe uygun değer değişimlerini diğer kapsamlı gelir tablosunda gösterebilir. Bu sınıflandırma ilk muhasebeleştirme sırasında araç araç yapılmalıdır ve geri dönüşü yoktur. Yani bu finansal varlık satıldığında ya da bilanço dşına çıkarıldığında bile gerçeğe uygun değer değişimlerinin etkisi gelir tablosuna yansıtılamaz. Özkaynağa dayalı yatırımlar Borçlanma araçlarındaki yatırımlar 4
Yönetim Modeli Değerlendirmesi Şirket in yönetim modeli finansal varlığın sözleşmeye dayalı nakit akışlarını tahsil etmek mi? Hayır Finansal varlıklar hem sözleşmeye dayalı nakit akışlarını elde etmek hem de satış amacıyla mı elde tutuluyor Hayır Evet Sözleşmeye dayalı nakit akışları sadece anapara ve anapara bakiyesine ilişkin faizi mi temsil ediyor? Evet Evet Evet Şirket bir mıuhasebe uyumsuzluğunu ortadan kaldırmak için, gerçeğe uygun değer opsiyonunu kullanıyor mu? Hayır Evet Gerçeğe uygun değer farkını kar veya zarara yansıt Hayır İtfa edilmiş maliyetle ölç Hayır Gerçeğe uygun değer farkını kapsamlı gelir tablosuna yansıt 5
Yeniden sınıflandırma TFRS 9, bir şirketin yönetim modelinin değiştiği nadir durumlar hariç, yeniden sınıflandırmalara izin vermemektedir. Böyle bir durumda, şirketin etkilenen tüm finansal varlıkları yeniden sınıflandırması gerekmektedir, ancak yönetim modeli değişikliğinin çok nadir olması beklenmektedir. Yönetim modeli değişikliği belirli bir finansal varlığın elde tutulma niyetinde bir değişiklik ya da bir varlığın başka bir amaçla yönetilen portföye transfer edilmesi gibi değişiklikler değil, bir şirketin faaliyet gösterdiği bir segmenti tamamen durdurması, faaliyet değişikliği gerektiren bir şirket birleşmesi olması gibi durumlardır. Örneğin ticari kredi veren ve bu portföyünü kısa vadede satma amacıyla yöneten bir finansal kuruluşun, bu varlıkları sözleşmeye dayalı nakit akışlarını tahsil etme amacıyla elinde tutan bir şirketi satın alması gibi. Saklı türevler Yeni standart saklı türevlerin finansal varlıktan ayrılma zorunluluğunu da ortadan kaldırmaktadır, bir hibrid sözleşme, tümüyle ya itfa edilmiş maliyetinden ya da GUD farkı kar ya da zarara yansıtılan finansal varlık olarak sınıflandırılmalıdır, ancak uygulamada birçoğunun GUD farkı kar ya da zarara yansıtılan finansal varlık olarak sınıflandırılması beklenmektedir. Bu durum, bahsi geçen hibrid sözleşmenin tümüyle gerçeğe uygun değerinden ölçüleceği için kar zarar tablosunun daha dalgalı olacağı anlamına geliyor. Şu anki standarda göre bir banka bir bonoyu özkaynak aracına çevrilebilme opsiyonuyla elinde tutuyorsa, genellikle bonoyu itfa edilmiş maliyetinden, opsiyonu ise gerçeğe uygun değerinden ölçüyor, yeni standarda göre tüm bileşik sözleşme gerçeğe uygun değerinden ölçülecek, iki bileşen için de gerçeğe uygun değerdeki dalgalanma gelir tablosuna yansıtılacak. Bir şirketin yönetim modeli değişikliği, yeniden sınıflandırma tarihinden önce gerçekleşmiş olmalıdır. 6
Aracın çeşidi/ sınıflandırması TMS 39 a göre muhasebeleştirme TFRS 9 göre muhasebeleştirme Sektörel bakış Özkaynağa dayalı yatırımlar Genellikle satılmaya hazır finansal varlık olarak sınıflandırılmaktadır. (ama GUD farkı kar ya da zarara yansıtılan finansal varlık olarak da sınıflanabilir) Duruma göre GUD farkı diğer kapsamlı gelir tablosuna ya da gelir tablosuna yansıtılabilir Yönetim modeli şartının sağlandığı varsayılırsa şirketler her araç için nakit akışlarını incelemek zorundalar. Satılmaya hazır borçlanma araçları (örn; devlet iç borçlanma senetleri ya da değişken faizli senetler) GUD farkı diğer kapsamlı gelir tablosuna yansıtılır Belli kriterler sağlandığı durumlarda itfa edilmiş maliyetten ölçülebilir ya da GUD farkı diğer kapsamlı gelir tablosuna yansıtılır, yoksa GUD farkı gelir tablosuna yansıtılır. Bankalar ve sermaye piyasasında işlem yapan kuruluşlar ellerinde çok çeşitli araçlar bulundurmaktadır. TFRS 9 un uygulanması ile birlikte yönetimlerin finansal varlıkların nasıl yönetildiği ile ilgili bir model oluşturması gerekecek. Ayrıca uygun muhasebe yöntemini belirlemek için ellerinde bulundurdukları her borçlanma aracı için sözleşmeye dayalı nakit akışlarının özelliklerini analiz etmiş olmaları gerekecek. GUD farkı diğer kapsamlı gelir tablosuna yansıtılan bazı finansal varlıkların, GUD farklarını gelir tablosuna yansıtmak zorunda kalacaklar. Bu durum genellikle yapılandırılmış ya da kompleks endeksleri olan varlıkları etkileyecek. 7
Aracın çeşidi/ sınıflandırması TMS 39 a göre muhasebeleştirme TFRS 9 göre muhasebeleştirme Sektörel bakış Hisse senedine çevrilebilir tahvil Saklı olan çevrilebilme opsiyonu ayrıştırılıp gerçeğe uygun değerinden ölçülür, ve genelliklle esas borçlanma aracı itfa edilmiş maliyetinden ölçülür. Tüm araç gerçeğe uygun değerinden ölçülür ve GUD farkları gelir tablosuna yansıtılır. Uygulamada çoğu banka çevirilebilme opsiyonunun ayrıştırılıp gerçeğe uygun değerinden ölçülmesi işleminde zorlanır, ancak dikkat edilmesi gereken, burda tüm aracın gerçeğe uygun değerinden ölçülmesi gerektiğidir. Bu değişiklikle sadece opsiyonun değil tüm aracın gerçeğe uygun değerinden ölçülmesi söz konusu olduğu için, bu değişikliğin gelir tablosunu dalgalandıran bir etki yaratır. Sentetik teminatlı borç yükümlülükleri (CDO) Saklı türev ayrıştırılır ve ana araç itfa edilmiş maliyetinden ya da gerçeğe uygun değerinden ölçülür. Saklı türev ayrıştırılmadan tüm araç gerçeğe uygun değerinden ölçülür. Çevrilebilme opsiyonu olan finansal araçtakine benzer daha dalgalı gelir tablosu etkisi. Vadeye kadar elde tutulacak yatırımlar (örn; hazine bonoları) Kredi ve alacaklar İtfa edilmiş maliyetinden ölçülür. Belli şartların sağlanması durumunda itfa edilmiş maliyetinden ölçülür, şartlar sağlanmadığı durumlarda ise gerçeğe uygun değerinden ölçülür. Yönetim modeli şartının sağlandığı ve varlığın nakit akışlarının testi geçmesi halinde uygulanabilecek. Varlığa dayalı menkul kıymetler örn; Asset-back securities (ABS) İtfa edilmiş maliyetinden ölçülür. Belli şartların sağlanması durumunda itfa edilmiş maliyetinden ölçülür, şartlar sağlanmadığı durumlarda ise gerçeğe uygun değerinden ölçülür. Yönetim modelinde varlıkların nakit akışlarının tahsilat amacıyla elde tutuluyor olması ve nakit akışlarının sadece anapara ve faizi temsil ediyor olması gerekir. 8
Finansal yükümlülüklerde ne değişti? TMS 39 revize edilirken, yükümlülüklerle ilgili esas mesele kredi riski konusu ve etkisinin gelir tablosunu dalgalandırması olmuştur. Kredi riski, gerçeğe uygun değer opsiyonu kullanılarak bir yükümlüğünün gerçeğe uygun değerinden taşınması ve kredi riskindeki değişimlerden kaynaklanan GUD etkisinin gelir tablosuna yansıtılmasıdır. Bunun sonucu olarak eğer kredi notu iyileşirse GUD farkı geliri, kredi notu kötüleşirse GUD farkı zararı yazılır. Ancak bu durum, özellikle kredinin notundaki değişimin gerçekleşmeyeceği durumlarda çok mantıksız olduğu gerekçesiyle eleştirilmiştir. Bu eleştiri doğrultusunda gerçeğe uygun değer opsiyonun kullanıldığı durumlar hariç, yükümlülüklerle ilgili tüm kurallar aynen TFRS 9 a taşınmıştır. Bu yükümlülükler için yaklaşım değiştirilmiş ve gerçeğe uygun değer opsiyonu kullanılarak muhasebeleştirilmiş yükümlülüklerin kredi riskinden kaynaklanan GUD değişimleri etkisinin diğer kapsamlı gelir tablosunda mıuhasebeleştirimesine izin verilmiştir. Uygulamada genel olarak bu opsiyonun seçilmesi şirketlerin yükümlülüklerin üzerindeki saklı türevleri ayrıştırmak istememesinden kaynaklanmaktadır. Buna ek olarak, şirketler GUD farkı kar ya da zarara yansıtılan finansal bir varlıkla ilişkili olarak muhasebe uyumsuzluğunu ortadan kaldırmak için bu tercihi yapabilmektedirler. Gerçeğe uygun değerinden ölçülen yükümlülüklerin, (gerçeğe uygun değer opsiyonu kullanılanlar hariç), tüm GUD değer farkları kar ya da zarara yansıtılmaya devam edecek. Gerçeğe uygun değer opsiyonu kullanılarak muhasebeleştirilen yükümlülükler bilanço dışına alındıkları zaman bile diğer kapsamlı gelir tablosunda oluşan farklar gelir tablosuna yansıtılamaz, ancak standart özkaynaklar altında transferlere izin vermektedir. 9
Geçiş süreci Yürürlülük Bu standardın yürürlülük tarihi Kamu Gözeti Kurumu (KGK) tarafından yayımlanan duyuruya göre, ülkemizde de 1 Ocak 2018 veya sonrasında başlayan yıllık hesap dönemlerinde uygulanır. İlk uygulama tarihinin 1 Şubat 2015 ten önce olması şartıyla bu standardın KGK tarafından yayımlanan daha önceki versiyonları uygulanabilir ancak ilk uygulama tarihinin bu tarihten sonra olması durumunda bu standarttaki hükümlerin tamamı ve bu standardın diğer standartlarda yaptığı değişiklikler aynı anda uygulanır. Ancak 1 Ocak 2018 tarihinden önce diğer hükümler uygulanmadan sadece GUD farkı kar ya da zarara yansıtılan olarak tanımlanan finansal borçlardan kaynaklanan kazanç ve kayıpların sunumu ile ilgili olan şartların uygulanması tercih edilebilir. Erken uygulamalara ilişkin durumlar dipnotlarda açıklanır. Geçiş Bu standart geriye dönük olarak uygulanır. İlk uygulama tarihi itibarıyla bilanço dışı bırakılmış finansal varlıklara uygulanmaz. Geçiş hükümleri açısından ilk uygulanma tarihi, bu standart hükümlerinin ilk uygulandığı tarihtir ve bu tarih, bu standardın yayımlanmasından sonraki bir raporlama döneminin başlangıcı olması gerekir. Ara dönem finansal raporlar hazırlanıyorsa, bu Standartta yer alan hükümlerin ilk uygulama tarihinden önceki ara dönemlere uygulanabilir olmaması durumunda (TMS 8 de tanımlandığı şekliyle), anılan hükümlerin söz konusu ara dönemlere uygulanması gerekmez. Sınıflandırma ve ölçümde geçiş İlk uygulama tarihinde varlıklara ilişkin sınıflandırma yaparken nakit akışı ve yönetim modeli şartlarının sağlanıp sağlanmadığı, o tarihte geçerli olan koşullar ve durumlar dikkate alınarak değerlendirilmelidir. Değerlendirme sonucu kararlaştırılan sınıflandırma yöntemi daha önceki yönetim modeli dikkate alınmaksızın geriye dönük olarak uygulanır. Ancak bazı şartlarda önceki dönemlerin yeniden düzenlenmesi zorunlu değildir. Yeniden düzenleme, yalnızca, daha sonra gerçekleşmiş olan ancak geçmiş tarihte tahmin edilemeyen bilgiler kullanılmadan yapılabiliyorsa önceki dönemler yeniden düzenlenebilir. Önceki dönemlerin yeniden düzenlenememesi durumunda, önceki defter değeri ile ilk uygulama tarihinin içinde bulunduğu yıllık raporlama döneminin başındaki defter değeri arasındaki fark kadar ilk uygulama tarihini içeren raporlama dönemine ilişkin dağıtılmamış kârların (ya da uygun olması durumunda, diğer bir özkaynak unsurunun) açılış bakiyesi düzeltilir. Ancak önceki dönemlerin yeniden düzenlenmesi durumunda, yeniden düzenlenen finansal tablolar bu standarttaki tüm hükümleri yansıtmalıdır. 10
Sorularınız için bize danışabilirsiniz... PwC Türkiye TFRS Danışmanlık Ekibi TFRSturkiye@tr.pwc.com 2015 PwC Türkiye. Tüm hakları saklıdır. Bu belgede PwC ibaresi, her bir üye şirketinin ayrı birer tüzel kişilik olduğu PricewaterhouseCoopers International Limited in bir üye şirketi olan PwC Türkiye yi ifade etmektedir. PwC Türkiye, Başaran Nas Bağımsız Denetim ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik A. Ş., Başaran Nas Yeminli Mali Müşavirlik A. Ş. ve PricewaterhouseCoopers Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti. ticari unvanları ile Türkiye de kurulmuş tüzel kişiliklerden oluşan PwC Türkiye organizasyonunu ifade ve temsil etmektedir.