İzmir de dün öğlen saatlerinde şiddetli esen rüzgâr, az daha can alıyordu ARABA BENİM OLSA 3 TL YAZARDI ACABA RÜYAMDA MI GİTTİM?



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

1- EKER: Doktorların Kırmızı Ete Özür Borcu Var Hayvancılık Akademisi - AA

İl başkanlarına hükümetin tarım politikalarını anlattı

AYŞEGÜL ARSLAN IN KATİL ZANLISI MÜEBBET YEDİ

Düzce Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen Düzce Fındık Çalıştayı İstiklal Konferans Salonu nda gerçekleştirildi

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Mısır alım fiyatı açıklandı

TBMM MİLLETVEKİLLERİ Cinsiyete göre dağılım. TBMM MİLLETVEKİLLERİ Partilere göre dağılım YEREL YÖNETİMLER KADIN ORANI (%)

KOBİ ler Nefes alacak / Ankara. TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata

Deprem bölgesi için 27 okul taahhüdü var

Fethiye den 7 Kooperatif Ulaşımda Dönüşüme Katıldı

Güneş (Kıbrıs)

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

Kürtaj konusunda kamuoyunun kanaati olumlu

ORHANGAZİ TİCARET VE SANAYİ ODASI E-BÜLTEN

3 Kasım 2002 Seçimlerine Doğru: Senaryolar ve Alternatifler...

Başbakan Yıldırım, Milli Tarım Projesi toplantısında konuştu

Cumhuriyet Halk Partisi

HAZİRAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Emeğin İktidarını Birlikte Kuracağız

İsterlerse Hristiyan öğrencilerimize de din kültürü sorusu sorabiliriz

İç Savaş Suriye Ekonomisini Nasıl Etkiledi?

HALE OZANSOY RESİM SERGİSİ DEFNE SANAT GALERİSİNDE AÇILDI

MAYIS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

BODRUM, RES LERE KARŞI BİRLİK

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

KAYIP KIZI BODRUM POLİSİ BULDU

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

Türkiye Cezasızlık Araştırması. Mart 2015

T.B.M.M. CUMHURİYET HALK PARTİSİ Grup Başkanlığı Tarih :.../..«. 8

''Yanlış anlaşılıyorum''

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

''Dar elbiseyi reddediyoruz''

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

VALİDEBAĞ KORUSU ve VALİDEBAĞ GÖNÜLLÜLERİ

SAMSUN YEREL EŞİTLİK EYLEM PLANI ( ) 7. ERKEN YAŞTA EVLİLİKLERİN ÖNLENMESİ - EK PLAN

30 yıllık 2 / B sorunu bitecek. Herkes. rahat bir nefes alacak.

Özgürlükleri daha da güçlendirmek istiyoruz

Denize En Çok Mavi Yakışır

- Arıtmaların yeri kamu arazisidir bunda indirim yapamayız dediler.

Kuzey Irak'a harekat

ÇANTA VE KIRTASİYELER ONİKİŞUBAT TAN

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim AKP

Dünya Çevre Günü Konya da Kutlandı

* Cümle içinde, tırnak içinde verilen cümleler büyük harfle başlar. Tolstoy, Amaç olmayınca hayatın da bitmesi gerekir. demiştir.

EYLÜL 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

BODRUM DA SAĞLIK ÇALIŞANLARI GREVDE

Van daki köylerde çadır hayatı sona eriyor

AKSARAY TİCARET VE SANAYİ ODASI

Ulaşımda Dönüşüme Katıldı

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

MİLAS TA, BELEDİYE İŞÇİLERİNE YÜZDE ZAM

Kamplardaki sığınmacı sayısı 152 bin 51

Kayıt Dışı İstihdamla İlgili Proje Ödülleri Sahiplerine Verildi

Biz yeni anayasa diyoruz

Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi

Halil Kurt'tan Esnafı Sevindirecek Talep

Başbakan Yıldırım, İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu Gemlik-Bursa Kesimi Açılış Töreni nde konuştu

Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş, Altınordu İlçesi nde bulunan 92 Mahalle nin muhtarlarıyla ile bir araya geldi.

1- Ziraat, 100 milyon Euro kaynak sağlayacak - Dünya

Türkiye-Yunanistan İş Forumu. İzmir, 8 Mart Ömer Cihad Vardan DEİK Başkanı

Bodrum-Datça Feribot Seferleri Başladı

1- TÜSİAD Gıda, Tarım ve Hayvancılık konusunu ele aldı - TÜSİAD

BİR GRUP EĞİTİM-SEN ÜYESİ GÖREVİNDEN AYRILAN MUSTAFA ÖZCAN ALEYHİNE EYLEM YAPTI

Başbakan Yıldırım, Ankara YHT Garı açılış töreninde konuştu

BULGARİSTAN DA BARAJ ÇÖKMESİ VE TÜRKİYE YE ETKİLERİ (Devam eden Olay)

Bakanımız, Çocuk Bakım Kuruluşları Öz Değerlendirme Toplantısında

Bayraktar Kayıtdışı yüzde 53 ten yüzde 33 e düştü bu bir rekordur

BUĞDAY RAPORU

BAŞKAN ÇİĞDEM DEMİRALP : ANKARA YA SÖZ VERDİK, BODRUM BELEDİYESİ Nİ ALACAĞIZ

YİSAD Üyelerinden Çanakkale Şehitliği ne ziyaret Ağustos 2012 / Demir Çelik Store

Personel alımları devam edecek

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BOLU

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

2011 KADIN İSTATİSTİKLERİ

Vali Çiçek: Sağlıklı yaşamı ilke edinmiş öğrencilerin yetişmesini istiyoruz

ZEYTİNYAĞI SEKTÖR RAPORU-2013

TOBB, SELİMİYE Yİ KORUYUP YAŞATMAK İÇİN VAKIF KURDU

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

Araştırmanın Künyesi;

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ

TEMMUZ 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Öğrenmek İstiyorum Kampanyası

ÖMER GÜNEY CHP MENEMEN BELEDİYE BAŞKAN A.ADAYI

CUMA İZMİR GÜNDEMİ. -Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı - Basın Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ SEPA 5

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI BİRİNCİ DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ

DALKARA NURHAK VE ELBİSTAN DA

Vergide son gün yarın

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

DOĞAKA- TR63 Bölgesi FOODEX 2014 Fuarı Hazırlık

Mağdur olmayın!...

DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Sanayi ve İş Dünyası İşbirliği Uygulama ve Araştırma Merkezi (DÜSİMER) Yrd.Doç.Dr. Ethem TOKLU

HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR

Bu araştırma, 24 Haziran 2018 de yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinde seçmenin oy tercihlerini tahmin etmenin yanı sıra seçmenin

Cumhuriyet Halk Partisi

Söz konusu dönemde benzinli otomobil sayısı ise yüzde 27,8'lik azalışla 4 milyon 62 bin adetten 2 milyon 929 bin adete geriledi.

Transkript:

İzmir de dün öğlen saatlerinde şiddetli esen rüzgâr, az daha can alıyordu www.sondakikagazetesi.com 2 Ocak 2015 Cuma Mehmet Ali Örke Beş yıldır Aydın dışına çıkmayan 39 yaşındaki pideci Adil Tosun a ait arabaya, İstanbul- Ankara otoyolu Şekerpınar gişelerinden kaçak HGS geçişi cezası geldi. Tosun, "Ben işyerinde pide üretirken HGS, aracıma ceza kesmiş. Dava açmaktan başka çare yok" dedi ARABA BENİM OLSA 3 TL YAZARDI Arabası hususi olmasına karşılık tek geçiş ücretinin 26,5 TL yazıldığını söyleyen Tosun, HGS den, 09 FL 991 plakalı aracımla kaçak geçmişim gibi işlemi yapmışlar. Ben bahse konu yere araçla değil, araçsız da gitmedim. Bahse konu ceza, 16 Ağustos 2013 yılında kesilmiş. O gün ben işyerimde, pideci dükkanımdaydım. Aracım da buradaydı. Başka bir araç kaçak geçmiş, cezayı benim aracın plakasına kesmişler. Hem hususi araçların bir kez geçmesi 26,5 TL değil, 3 TL. Bu kaçak geçişin benim aracım olmadığı açık ve net. Cezaya itiraz için müşteri hizmetlerini arıyorum ama ulaşamıyorum. Bazen bekleyen 40 kişi diyor. Bekliyorum ama sıra bana gelince telefon kapanıyor. Bu yapılanlar haksızlık ve zulüm. Tosun, Yanlışlık buradan da belli olmasına rağmen cezayı iptal ettirmeyi başaramadım. Kaçak geçişin cezası, normal bedelin 10 katı ve gecikmeyle birlikte 291,5 TL oldu dedi. ACABA RÜYAMDA MI GİTTİM? Derdini anlatacak muhatap bulamayınca bunalıma giren Tosun, Ben oraya gitmedim. Beş yıldır Aydın dan dışarıya çıkmadım. HGS geçişi, özel araçlarda bu kadar değil. Tek geçiş 26,5 TL diyor. Benim aracım küçük araç, bir geçiş bu kadar tutmaz. Sanırım bu bir kamyon veya otobüs; plakayı yanlış yazmışlar, o da benim araca isabet etmiş. Bu cezayı iptal ettiremeyince kendimden şüphe eder oldum, rüyamda mı gittim diye. Maliye ye gittim, yapılandırmadan faydalanayım, kurtulayım dedim. Uğraşmaktansa anaparası olan 26,5 TL yi ödeyeyim diye. Yapılandırma bu cezaları kapsamıyormuş. Az para değil. Hakkımı sonuna kadar arayacağım. Bunları yazanlar daha dikkatli olmalı. Gerekirse dava açacağım" dedi. devamı 14 te İzmir Orman Bölge Müdürlüğü, her yıl sonu gelenek haline getirmiş olduğu, Yeni yıla girerken ağaç kesmeyelim, fidan dikelim kampanyası kapsamında, Karşıyaka ilçesinde çeşitli türlerde 10 bin adet fidan dağıttı. İzmir Orman Bölge Müdürü İbrahim Aydın, "Her yıl geleneksel olarak yeni yıla girerken vatandaşlarımıza fidan dağıtıyoruz. dedi.»9 da GEÇ KALIRSAK PROJE BİTER

SAYFA 2 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 2 Ocak 2014 Cuma Liseliler Osmanlıca gazete ÇIKARMAYA hazırlanıyor Tokat'ın Erbaa ilçesindeki Fatih Anadolu Lisesi öğrencileri, seçmeli olarak aldıkları Osmanlı Türkçesi dersinde öğrendikleriyle "okul gazetesi" çıkarmak için çalışma yürütüyor Tokat'ın Erbaa ilçesindeki Fatih Anadolu Lisesinde seçmeli olarak Osmanlı Türkçesi dersi alan öğrenciler, Osmanlıca "okul gazetesi" çıkarmaya hazırlanıyor. Okul müdürü ve edebiyat öğretmeni Durmuş Sezgin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, öğrencilere Osmanlı Türkçesi öğrettiğini söyledi. Osmanlı Türkçesi dersini 24 öğrencinin seçtiğini belirten Sezgin, "Bu ders geçen yıl Eylül ayından itibaren bugüne kadar okutulmakta. Öğrencilerimiz sözel ağırlıklı olduğu için daha çok tarih, edebiyat ve benzeri bölümleri tercih edecek. Üniversite de Osmanlı Türkçesi dersi en az 3-4 derse kaynaklık ediyor. Biz bunu öğrencilerimize söylediğimiz zaman çok hevesli şekilde bu dersi seçtiler. Şu anda memnunlar" diye konuştu. Haftada 2 saat ders verdiğini aktaran Sezgin, Osmanlı Türkçesini öğrenen çocukların Osmanlı dönemine ait metinleri okuyabildiğini, mezar taşlarında ve kitabelerde yazılanları anladığını dile getirdi. Sezgin, "Üniversiteye kayıt olduklarında bu dersin çok çok faydasını görecekler" dedi. Öğrencilere proje ve performans ödevleri verdiklerini anlatan Sezgin, "Osmanlı Türkçesi Gazetesi Projesi" kapsamında 10 kişilik proje ekibi oluşturduklarını, aylık "okul gazetesi" çıkarmayı planladıklarını söyledi. Öğrencilerin gazete için fotoğraf çekip haber metni hazırladığını belirten Sezgin, şunları kaydetti: "Bilgiyi uygulamaya dökmedikten sonra bizler tam anlamıyla benimseyemiyoruz. Öğrendiğimiz şeyi uygulamaya döktüğümüz zaman o tamamen zihnimize yerleşiyor, daha kullanılır hale geliyor. O anlamda okulumuzda proje ödevi var, performans ödevleri var. Biz de arkadaşlarımızla kararlaştırdık. Bir gazete çıkarma girişiminde bulunduk. Onunla ilgili de çalışmalarımız devam ediyor." Sezgin, gazeteyi 1 ay içerisinde çıkarmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi. 11. sınıf öğrencisi Recep Deniz de Osmanlı Türkçesini çok sevdiğini, bu dersin üniversite yıllarında çok faydasını göreceğine inandığını belirterek, "Bayağı bir mesafe katettik, bir senedir emek harcıyoruz" dedi. Deniz, "Ben haber topluyorum. Arkadaşlarım haberin metnini hazırlıyor" ifadelerini kullandı. Öğrencilerden Ayşegül Korkmaz ise "Çok sevdiğim bir ders çünkü öğrendikçe insanın daha da okuyası geliyor. 10 kişilik proje ekimiz var. Gazetemiz sıkıcı olmasın diye herkes farklı konularda haber topluyor" şeklinde konuştu. Korkmaz, okulun etkinliklerinin yanı sıra bilim ve sağlık haberlerinin yer alacağı gazetede fıkra bile olacağını sözlerine ekledi. (AA) Merzifon ilçesinde resim öğretmenliği yapan Münevver Bülbül ve Aycan Erkmen, kadınının hayatını, yumurta kabuğu ve atık malzemeyle yaptıkları biblolar ve resimlerle anlatıyorlar. Münevver Bülbül, AA muhabirine, 20 yıldır görevi nedeniyle Anadolu'nun birçok ilinde bulunduğunu söyledi. Bu illerde gözlemlediği, görüştüğü karakterleri resimlerine ve çalışmalarına aktardığını ifade eden Bülbül, özellikle Anadolu kadını üzerine çalışmalar yaptığını belirtti. Kadınların yaşadığı zorluk ve şiddete maruz kalmalarının kendisini her zaman etkilediğini vurgulayan Bülbül, şöyle konuştu: "Bu konuda 40 a yakın çalışmamız ve tiplememiz var. Atık malzeme olarak yumurta kabuklarını kullanıyoruz. Günlük hayatta yumurta pişirirken, kek türü şeyler yaparken yumurtaları özellikle bir kırış tekniği var. O tarzda kırıp bir kenara ayırıyoruz. Daha sonra bunları figüre dönüştürüyoruz. Ayrıca seramik hamuru, parfüm, gazoz ve su şişeleri de çalışmalarımızın en önemli malzemesini oluşturuyor." Bülbül, "Biblolarımızda, kucağında bebeğini taşıyan anneler, yaşlı nineler ve gelecek kaygısı taşıyan kadınlar, çocuk yaşta evlendirilmek zorunda bırakılan ve okul hayatından koparılan kız çocuklarının dramını betimledik" dedi. Çalışmaları okuldan arta kalan Atık malzemeden biblolarla "kadın yaşamı"nı anlatıyorlar zamanlarda yaptıklarını ifade eden Bülbül, günde 1-2 saatlik çalışmayla yaklaşık 10 günde bir eser ortaya koyduklarını bildirdi. - "Çöpe gidebilecek her maddeden bir şeyler ortaya konabilir" Bülbül ile çalışan resim öğretmeni Aycan Erkmen ise insan hayatındaki her duyguyu ve yaşanmışlığı resimlere, biblolara aktardıklarını dile getirdi. Erkmen, küçük yaşta evlendirilen bir çocuğun biblosunu yaparken "Haydi Kızlar Okula" kampanyasından yola çıktığını anlatarak, şunları kaydetti: "Biz bir taraftan kadının üretkenliğini bir taraftan da çöpe gidebilecek her maddeden bir şeyler ortaya konabileceğini gösteriyoruz. Gazoz şişesini seramik hamuruyla birleştirip istediğimiz her tür figürü çıkarıyoruz. Kadınlarımızın birçoğu çocukluğunu yaşamadan gelinlik ve annelik gibi bir sürü rolü aynı anda taşımaya kalkıyor. Bu konular bizi üzdüğü için bunlara daha çok yer veriyoruz. Sergiler açarak bir nebze olsun vatandaşları bilinçlendirmeye çalışıyoruz." (AA) Ağaç köklerini sanat eserine dönüştürüyor Elazığ'ın Palu ilçesinde yaşayan Murat Bahçeci, kurumuş ağaç kökleriyle yaklaşık 4 yıldır birbirinden farklı sanat eserleri yapıyor Elazığ'ın Palu ilçesinde kurumuş ağaç köklerini sanat eserine dönüştüren Murat Bahçeci, birbirinden farklı eserler ortaya koyuyor. Palu'ya bağlı Beyhan beldesinde yaşayan 38 yaşındaki Bahçeci, yaklaşık 4 yıl önce tesadüfen başladığı sanatını geliştirerek sürdürüyor. Beyhan Belediyesinde memur olarak çalışan Bahçeci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, baraj inşaatında çalışırken açığa çıkan ağaç köklerini figürlere benzettiğini belirterek, bu köklerle sanatsal eserler yapmaya başladığını söyledi. İlk eserlerinin arkadaşları tarafından beğenildiğini anlatan Bahçeci, "Beğeni kazanınca devam ettim. Sonrasında figürleri çoğalttım. Figürleri çoğaltınca İzmir'de fuara katıldım ve yaptığım çalışmaları sergileme imkanı buldum. Malatya'da kişisel sergimi açtım. Malatya'daki sergide bu işin sanatsal ismini öğrendim. Doğal ve alternatif ürünlerle heykel tasarımıymış" diye konuştu. Başlangıçta kökleri birleştirmeden tek parça halinde heykeller yaptığını belirten Bahçeci, sonrasında arayışa girdiğini, yaklaşık bir yıldır da ağaç köklerini birleştirerek yeni eserler ortaya koyduğunu kaydetti. Bahçeci, deneme yanılma yöntemiyle hareket edip, kısa sürede kendini geliştirdiğini ve çeşitli figürleri ortaya çıkardığını belirterek, "İlk olarak at yaptım. Atta acemiliğimi attım. Bir sonraki adım olarak örümceğe başladım. Atta yapmış olduğum hataları örümcekte giderdim. Sonraki adımda da araba yaptım. Arabada da tam anlamıyla eksiklerimi giderim, bir şeyler ortaya çıkartmaya çalıştım" dedi. - Geyik figürü yaptı Murat Bahçeci, küçük figürlerle başladığı çalışmalarında mesafe katettiğine işaret ederek, şunları söyledi: "Bu çalışmalardan sonra bir sonraki adım olarak daha büyük ve orijinal eserlerle uğraştım. Yaptığım geyik figürü, beğeni topladı. Allah nasip ederse daha büyük bir atölye ile bunların muhafazasını sağlamak, gelen kişilerin rahatlıkla görebileceği bir ortam oluşturmak istiyorum. Bu sanatı öğrenmek isteyenlere, hobi olarak yapmak isteyenlere de öğretmek istiyorum. Benim en büyük isteğim budur. İnşallah başarırım." (AA) Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri Müdürü- Yayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Turgut KOÇ Yıl: 4. Sayı: 1149. 2 Ocak 2014 Cuma Denizli Temsilciliği 05326601776 Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: 0232 425 26 10 (Pbx) 0232 425 26 10 Mail: info@sondakikagazetesi.com Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: 0232 251 76 32 SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

SAYFA 3 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>3 ASAYİŞ 217 Ocak Şubat 2015 2013 Cuma Perşembe İzmir de dün öğlen saatlerinde şiddetli esen rüzgâr, az daha can alıyordu RÜZGÂR İZMİR DE CAN ALIYORDU İzmir de yıllardır süregelen alt yapı sorununa bir de üst yapı eklendi. İzmir de ağaçların içinden yüksek akımlı elektrik tellerini sorumsuzca geçiren yetkililer, az daha bir faciaya neden oluyordu İzmir soğuk ve fırtınalı günlerine geri döndü. Kışın gelmesiyle birlikte, İzmir de sert ve şiddetli rüzgârlar başladı. Dün, öğlen saatlerinde İzmir in birçok kesimi şiddetli rüzgâra maruz kaldı. Şiddetli rüzgâr, az daha can alıyordu. -İZMİR İN ALT YAPISI DA SORUNLU ÜST YAPISI DA İzmir de yıllardır süregelen alt yapı sorununa bir de üst yapı eklendi. İzmir de bulunan Sabit Bey Camisinin avlu duvarı ile yol arasında bulunan kaldırıma dikili ağaçların içerisinden yüksek akımlı elektrik tellerini geçiren İzmir in Elektrik Yüklenici Firması Yetkilileri, dün az daha birçok insanın canına maal oluyordu. Yoldan geçenleri, Allah (cc) korudu. -AĞAÇLARIN İÇİNDEN YÜKSEK AKIMLI ELEKTRİK TELLERİ GEÇİRDİLER Ağaçların içerisinden yüksek akımlı elektrik tellerini geçiren yetkililerin bu sorumsuzluğu insan canına maal oluyordu. Dün öğlen saatlerinde esen şiddetli rüzgar ağaçları devirircesine salladı. Sallanan ağaçların içinden geçen teller, ağaçların çarpmasıyla birlikte önce birbirine değdi. Birbirine şiddetli değen ve neredeyse kopma noktasına gelen teller, büyük bir patlamaya neden oldu ve bölgedeki elektrik bir süre kesik kaldı. SONDAKİKA GAZETESİ OLARAK SORUMLULARI UYARIYORUZ Uzun yıllardır İzmir gibi metropol bir kentte süre gelen alt yapı sorunu vardı. Belli ki buna bir de üst yapı sorunu eklendi. Bizler, bu ve bunun gibi insan hayatına kasteden hataların sorumlularını uyarıyoruz. Testi kırılmadan müdahale edin. Elektrik firması yetkililerinin yanlış yerden geçirdiği elektrik telleri, şiddetli rüzgarla birlikte birbirine değerek tehlike saçıyor. -OLAY ESNASINDA CAMİDE İNSANLAR VARDI Şiddetli rüzgarla birlikte ağaçların içinden geçen yüksek akımlı elektrik tellerinin birbirine çarpması sonucu yaşanan olay sırasında camide insanlar vardı. Bu olayın, öğle namazını kılmak üzere camide toplanan cemaatin çıkışına denk gelmemesi ise büyük bir felaketin yaşanmamasını sağladı. -YETKİLİLER ELEKTRİK KESİNTİSİNİ GİDERDİ Ağaçların içerisinden geçen tellerin patlamayla birlikte de-aktif duruma gelmesi, bölgede büyük çapta elektrik ÖZEL HABER kesintisine neden oldu. Can ve mal kaybının yaşanmadığı olayda, yetkililer elektrik tellerini onararak sorunu çözdü. Ve saat 13.00 civarında elektriği tekrar aktif hale getirdi. -BUNUN HESABINI KİM VERECEK? Yaşanan bu olay akıllara, Türkiye de yetkililerin sorumsuzluğu nedeniyle masum insanların hayatlarını kaybetmesini getirdi. Ağaçların içerisinden hangi mantıkla elektrik tellerini geçirdiler? Dün, büyük bir facia yaşansaydı ve bu facianın sonucunda bir veya birden çok insan yaşamını yitirseydi, bunun hesabı ne olacaktı? Ve bu hesabı kim verecekti? Karadeniz'de dev dalgalar, yükseklerde kar ve sis etkili oldu Zonguldak'ta, yağışla birlikte etkili olan şiddetli rüzgar denizde dev dalgaların oluşmasına yol açtı. Yüksek kesimlerde kar yağışı ve sis etkili olurken, şehir merkezi gün boyu yağmurlu geçti. Saatteki hızı yer yer 30 kilometreyi aşan rüzgârda dev dalgalar oluştu. Kıyıları vuran dev dalgalar kimi vatandaşlar için seyirlik manzara oldu. (CİHAN) Çanakkale'de fırtına sebebiyle feribot seferleri iptal edildi Çanakkale'de etkili olan fırtına sebebiyle adalara ve Gelibolu'ya yapılan feribot seferleri iptal edildi. Seferler Çanakkale-Eceabat arasına yapılıyor. Çanakkale'de etkili olan fırtına, en çok deniz ulaşımını etkiledi. Bugün Lapseki-Gelibolu, Kilitbahir-Çanakkale, Kabatepe-Gökçeada ve Bozcaada-Geyikli hattındaki seferler iptal edildi. Sadece Çanakkale-Eceabat seferleri yapılıyor. (CİHAN) Her gün 35 yasa dışı göçmen kurtarıldı Geçen yıl Ege Denizi'nden Yunanistan'a geçmeye çalışan 12 bin 872 yasa dışı göçmen, Sahil Güvenlik Komutanlığı ekiplerince kurtarıldı. Her gün ortalama 35 yasa dışı göçmeni kurtaran ekipler, göçmen kaçakçısı olduğu iddiasıyla toplam 74 kişiyi yakaladı Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri, 2014 yılında Ege Denizi'nden Yunanistan'a geçmeye çalışan 12 bin 872 yasa dışı göçmeni kurtardı. Her gün ortalama 35 yasa dışı göçmeni kurtaran ekipler, göçmen kaçakçısı olduğu iddiasıyla da toplam 74 kişiyi yakaladı. AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, yaşadığı ülke topraklarını kendi iradesiyle terk edip, hukuk kuralları ve prosedürlerine uymadan ve gerekli izinleri almadan başka ülkeye giden yasa dışı göçmenler, Türkiye'yi genelde geçiş noktası olarak kullanıyor. Yasa dışı göçmenlerin deniz yoluyla Türkiye den çıkış olaylarıyla ilgilenen, gerek havadan gerek denizden arama kurtarma faaliyetleriyle yüzlerce göçmenin hayatını kurtaran Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri, yıl boyunca Ege Denizi'ndeki 524 olayda 12 bin 872 kaçağı yakaladı. Buna göre ekipler, yıl boyunca her gün ortalama 35 yasa dışı göçmeni kurtardı. Ayrıca 74 kişi de "göçmen kaçakçılığı" iddiasıyla gözaltına alındı. Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri 2013 yılında 6 bin 937'si Ege Denizi'nde, toplam 8 bin 47 kişiyi yakalamıştı. Yakalanan yasa dışı göçmen sayısı, 2012'de 2 bin 531, 2011'de ise 546'ydı. Buna göre kurtarılan yasa dışı göçmen sayısı, 3 yılda yaklaşık 24 kat arttı. -Yasa dışı göçmenlerin çoğu, Suriyeli Yasa dışı göçmenlerin çoğunu ise Suriye uyruklular oluşturuyor. Myanmar ve Afganistan da Türkiye'ye en çok yasa dışı göçmen gönderen ülkelerin başında yer alıyor. Yasa dışı göçmenlerin "umuda yolculuk'"a çıkma nedenleri arasında, savaş, iç karışıklık ve yoksulluk, başı çekiyor. Deniz yolunu kullanan yasa dışı göçmenler, genelde çok olumsuz şartlarda karşı kıyıya varmaya çalışıyor. Yasa dışı göç aracı olarak genelde yaklaşık 30 kişinin bindirildiği lastik botun kullanılıyor. Fiber ve ahşap tekne ile sürat teknesinin yanı sıra jet ski ve şambrel de kullanılan "deniz araçları" arasında yer alıyor. Yasa dışı göçmenlerin bir kısmı da "geri atma olayı (gittiği ülkeden Türkiye karasularına geri gönderilme)" olarak arz edilen olaylar sonucu yakalandı. (AA) Abi katiline 17,5 yıl hapis cezası verildi Aralarında çıkan tartışmada ağabeyini bıçakla öldüren sanık, 17,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı Misafirlikte olan annelerini kimin alacağı konusunda çıkan tartışmada, ağabeyini bıçakla öldüren sanığa 17,5 yıl hapis cezası verildi. İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, Yakın akrabayı kasten öldürmek suçundan müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık Gürcay Yaşar, avukatı Ali Erdal Özcan, anne Nebiye Yaşar katıldı. Daha önceki savunmalarını tekrarlayan sanık, olay günü annesinin teyzelerine gittiğini, kendisini çalıştığı için dönüşte annesini alması için ağabeyiyle anlaştıklarını, eve gittiğinde alkollü olan ağabeyinin annesini almaya gitmediğini gördüğünü, bunun üzerine aralarında tartışma çıktığını ve ağabeyinin elindeki bıçakla kendisine saldırdığını, kendisini savunmak için bıçağı ağabeyinin kalçasına ve omzuna salladığını anlattı. Amacının canını yakıp kendisini bırakmasını sağlamak olduğunu, ancak kalp bölgesinden kan geldiğini görünce havluyla tampon yaptığını söyleyen sanık, amacının öldürmek olmadığını, büyük pişmanlık yaşadığını ifade etti. Sanık avukatı da, olayın ağır tahrik altında gerçekleştiğini, sanığın kendini savunmak ve ağabeyini durdurabilmek için hamle yaptığını, kesinlikle ağabeyini öldürme amacının olmadığını savundu. Anne Nebiye Yaşar da sanıktan şikayetçi olmadığını yineledi. Hüseyin Akkuş başkanlığındaki mahkeme heyeti, sanığa önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi, ardından ağır tahrik, iyi hal ve pişmanlık indirimleriyle bu cezayı 17,5 yıla çevirdi. - Olay 16 Ağustos günü Bornova'nın Çambidi semtinde oturan ve tornacılık yapan Gürcay Yaşar (32) ile bir markette çalışan ağabeyi Gencay Yaşar (34) misafirlikte olan annelerini kimin alacağı konusunda tartışmış, tartışmanın büyümesi üzerine Gencay Yaşar, mutfaktan aldığı bıçakla kardeşini elinden, Gürcay Yaşar ise ağabeyini vücudunun çeşitli yerlerinden bıçakla yaralamış, komşuların ihbarı üzerine olay yerine gelen 112 Acil Sağlık ekiplerinin müdahalesine rağmen Gencay Yaşar yaşamını yitirmişti. (AA)

2 Ocak 2015 Cuma Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, İran ile Türkiye arasındaki Tercihli Ticaret Anlaşması'nın, iki ülkenin ticaret hacminin en kısa sürede 30 milyar dolara çıkarılması için çok önemli bir başlangıç olacağını belirtti Et ve Süt Kurumu (ESK) Genel Müdürlüğü'nce, kullanılmak üzere Bosna Hersek Cumhuriyeti menşeli sığır eti ithalatında tarife kontenjanı dönemi sonu 1 yıl uzatılarak 31 Aralık 2015 olarak belirlendi. Bakanlar Kurulu'nun "Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğünce Kullanılmak Üzere Sığır Eti İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanması Hakkında Karar"da değişiklik yapılmasına ilişkin kararı Resmi Gazete'nin 4. mükerrer sayısında yayımlandı. Buna göre, Bosna Hersek Cumhuriyeti menşeli maddeler için açılan tarife kontenjanı için dönem sonu 1 yıl uzatılarak 31 Aralık 2015 oldu. Bu süreye kadar belirlenen 15 bin tonluk tarife kontenjanı olan söz konusu ülke menşeli sığır etlerine sıfır gümrük vergisi uygulanacak. "İran İslam Cumhuriyeti Menşeli Bazı Tarım Ürünleri İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanması" hakkındaki Bakanlar Kurulu kararı da söz konusu mükerrerde yayımlandı. Karar ile İran menşeli bazı tarım ürünlerinin ithalatında uygulanacak tarife kontenjanları düzenlendi. Kararda, bazı süs bitkileri, sebze ve meyveler, bakliyatlar, baharat çeşitleri, meyve sularının yer aldığı 71 kalem madde için düzenlenen tarife kontenjanlarında miktar 50 ton ile 8 bin ton arasında değişiyor. Tarife kontenjanı miktarı en çok olan ürün 8 bin ton ile hurma oldu. Bu ürüne uygulanacak gümrük vergisi de sıfır olarak belirlendi. Resmi Gazete'nin 4. mükerrer sayısında ayrıca Bakanlar Kurulu'nun "Türkiye Tarım Havzalarının Belirlenmesi Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar" da yayımlandı. Buna göre, Batı Karadeniz, Doğu Karadeniz, Karasu-Aras, Kuzey Marmara, Kıyı Ege, Van Gölü, Kaz Dağları, Gediz, Orta Karadeniz, Karacadağ, GAP, Doğu Akdeniz ve Fırat Havzalarında değişikliğe gidildi. Bazı havzalara yeni ilçeler eklenirken bazı havzalarda da merkez ilçeler tanımlarından çıkarıldı. Aynı mükerrerde yayımlanan Bakanlar Kurulu'nun "İkili Anlaşmalar Çerçevesinde Bazı Tarım ve İşlenmiş Tarım Ürünleri İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanmasına ilişkin Kararlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar"ına göre, Avrupa Birliği, Arnavutluk Cumhuriyeti, Sırbistan Cumhuriyeti ve Şili Cumhuriyeti menşeli bazı tarım ürünlerinin ithalatında gümrük tarife istatistik pozisyonları ve isimleri değiştirildi. Ayrıca, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın "Takviye Edici Gıdaların İthalatı, Üretimi, İşlenmesi ve Piyasaya Arzına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği"ne göre de bu yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce ithal edilen veya üretilen veya işlenen veya piyasaya arz edilen takviye edici gıdalar için onay alınma zorunluluğunun süresi 1 yıl uzatılarak son tarihi 31 Aralık 2015 olarak saptandı. (AA)

1Şubat 2 Ocak 2015 2013 Cuma Perşembe Petrol fiyatlarındaki yeni seviyelerin büyük ölçüde kalıcı olması durumunda mevcut para politikası duruşu altında Kurul'un, enflasyonun 2015 yılında, Enflasyon Raporu'nda belirtilen görünümle uyumlu bir düşüş sergileyeceğini öngördüğü belirtildi Marmara'da, bir süredir etkili olan kar ve fırtına yüzünden tekneler d- enize açılamayınca balık fiyatları tavan yaptı. Edinilen bilgiye göre, Marmara Denizi'nin güneyindeki önemli balıkçılık merkezlerinden Gemlik Körfezi'nde, olumsuz hava koşulları nedeniyle tekne sahiplerinin büyük bölümü son 3-4 gündür avlanmak için denize açılamıyor. Körfezdeki Kapaklı, Fıstıklı, Karacaali, Büyükkumla ve Küçükkumla mahallelerinde geçimini balıkçılıktan sağlayan pek çok aileyi mağdur eden kar ve fırtına, avlanmayı neredeyse olanaksız hale getirirken tüketicilere de zam olarak yansıdı. Bursa Büyükşehir Belediyesi Balık Hali'nde, kış mevsiminin en çok tüketilen balıklarından hamsi ve istavritin kilogramı 10-12, palamutun tanesi 7,5-10, lüferin tanesi 20-30 liradan satılıyor. Tezgahlarda ise kilogram bazında fiyatlar, hamside 15-16, çinekopta 18, istavritte 12-13 lirayı bulurken palamutun tanesi 8-15 liradan alıcısına ulaşıyor. Gemlik Merkez Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı İbrahim Cezair, Marmara Denizi'nde geçen kasım ayına kadar av sezonunun iyi geçtiğini, tekne sahiplerini tatmin edecek ölçüde hamsi ve palamut yakaladıklarını ancak aralık ayının son derece kötü olduğunu söyledi. Cezair, bu süreçte av miktarının az olmasından dolayı balık fiyatlarının yüksek seyrettiğini, son günlerdeki kar ve fırtınanın da avlanmayı neredeyse imkansız hale getirdiğini vurguladı. Körfezdeki balıkçı teknelerinin, olumsuz hava koşulları yüzünden denize açılamadığını ifade eden Cezair, "Bir süredir zaten 'Balık yok' diye yakınıyorduk. 3-4 gündür de tekneler barınaklarda, kar ve fırtınadan denize açılamıyoruz. O yüzden balıktaki pahalılık kaçınılmaz. Havalar düzelip normal av koşulları oluşunca fiyatlar gevşeyecektir" diye konuştu. (AA)

Şubat 2 Ocak 2015 2013 Cuma Perşembe AK Parti Grup Başkanvekili Aydın, "Millet, inanıyorum ki 2015 seçimlerinde de muhalefeti cezalandıracak ve AK Parti'ye yeni Anayasa yapma noktasında gerekli olan sayısal çoğunluğu verecektir. Yeni Anayasa özlemimizi inşallah 2015'te gerçekleştireceğiz" dedi CHP, 2015 seçim bildirgesini, "toplumun her kesiminin taleplerini dikkate alarak" hazırlayacak. Kılıçdaroğlu, yeni yılda emeklilerle, muhtarlarla, esnafla, çevrecilerle, mevsimlik tarım işçileriyle ve atanamayan öğretmenlerle bir araya gelecek 2014 yılını değerlendiren MHP Grup Başkanvekili Vural, "30 Mart seçimleri açısından bakıldığında da AK Parti'nin oylarının düştüğü, MHP'nin oylarının arttığı bir yıl oldu. MHP'nin oylarının artması AKP'nin alternatifinin MHP olduğu yönünde bir kanaatin toplumda yerleşmiş olduğunu gösterdi" dedi

2 Ocak ubat 2015 2013 Cuma Perşembe HDP Grup Başkanvekili Baluken, Zamana yayan, oyalamaya çalışan, seçimlerde birtakım fırsatçı yaklaşımlar ortaya koyan tutumlar olmasaydı, 2014 yılı kalıcı barışı getiren, silahların devreden çıktığı bir yıl olabilirdi.ma buna rağmen çözüm süreci ile iradenin korunuyor olmasını, kalıcı barışla ilgili toplumsal talebin ülkenin dört bir yanından yükseliyor olmasını büyük bir şans olarak değerlendiriyoruz" diye konuştu HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, "Zamana yayan, oyalamaya çalışan, seçimlerde birtakım fırsatçı yaklaşımlar ortaya koyan tutumlar olmasaydı, 2014 yılı kalıcı barışı getiren, silahların devreden çıktığı ve demokratik siyasetin hak ve özgürlük mücadelesi alanı o- larak devreye konduğu bir yıl olabilirdi" dedi.baluken, AA muhabirine 2014 yılını değerlendirdi, 2015 yılına ilişkin beklentilerini anlattı. "Türkiye'nin temel sorunları ile ilgili belli başlıklarda çok daha önemli çalışmaların yapıldığı bir 2014 yılından 2015 yılına girebilirdik" diyen Baluken, bu konuda önemli birtakım gündemler kamuoyunda tartışılmasına ve ilk defa bazı somut çalışmalar başlamış olmasına rağmen, 2014 yılının Türkiye'deki temel sorunları çözecek perspektiften uzak bir şekilde bittiğini kaydetti.baluken, maalesef demokratikleşmeyle ilgili çok ciddi çalışmaların ortaya konamadığını belirterek, "Toplumun gerek Kürt meselesi ve çözüm süreci ile ilgili ortaya koyduğu barış talebi üzerinden meseleyi ele aldığımızda, gerekse de gezi direnişi başta olmak üzere Türkiye'nin demokratikleşmesiyle ilgili toplumsal taleplerin yükseldiği, hak ve özgürlük mücadelesinin öncelendiği talepleri dikkate aldığımızda, ortaya çıkan çalışmaların beklentileri karşılamaktan uzak olduğunu düşünüyoruz" dedi. İki yıldır devam eden çözüm süreci konusunda, 2014 yılında kalıcı barışa gidecek çalışmaların şekillenmesi gerektiğinin toplumun büyük bir kesimi tarafından yüksek sesle dile getirildiğine işaret eden Baluken, şöyle konuştu:"bütün yetersizliklerine ve partimizin hazırladığı muhalefet şerhinin sansürlenmesine rağmen ilk defa Meclis bünyesinde çözüm süreciyle ilgili komisyonun kurulması, bu konuda Meclis'ten bir raporun çıkması, ismi sorunlu olmak beraber çözüm süreciyle ilgili bir yasanın çıkması, bu yasa doğrultusunda bazı bakanlıklar bünyesinde çalışma komisyonlarının oluşması, ilk defa bir Hükümet programında da hedefin konması bizim açımızdan önemli değerlendirilen gelişmelerdir. Ancak bazı yetersizliklerden dolayı bu çalışmalar, istenen düzeyde yol kat etmemizi engelledi. Bu konuda hem Hükümetten hem Meclis'ten, daha hızlı hareket eden, daha cesur yaklaşımlar ortaya koyan ve barışı bütün toplumsal hücrelere taşıyan bir pratik beklerdik.çözüm süreci, 2 yıla yakın bir süredir yoğun emeğin harcandığı ve kalıcı barışla ilgili taleplerin giderek somutlaştığı bir zeminde ele alındı. Zamana yayan, oyalamaya çalışan, seçimlerde birtakım fırsatçı yaklaşımlar ortaya koyan tutumlar olmasaydı, 2014 yılı kalıcı barışı getiren, silahların devreden çıktığı ve demokratik siyasetin hak ve özgürlük mücadelesi alanı olarak devreye konduğu bir yıl olabilirdi. Bu tarz süreçlerde zamana ne kadar çok yayarsanız, içeriden ve dışarıdan bu süreci bitirmek isteyen güçleri de o düzeyde harekete geçmeleri için cesaretlendirmiş olursunuz. A- ma 2015 yılı, kesinlikle Türkiye'ye kalıcı barışı getiren bir yıl olmalı. Şu anda süreçle ilgili yaşanan inişler ve çıkışlar, bazı gergin zorlanmalar devam ediyor. Ama buna rağmen çözüm süreci ile iradenin korunuyor olmasını, kalıcı barışla ilgili toplumsal talebin ülkenin dört bir yanından yükseliyor olmasını büyük bir şans o- larak değerlendiriyoruz. Temennimiz odur ki 2014 yılında başaramadığımız bazı gelişmeleri 2015 yılında hayata geçirelim. Bunun için çözüm sürecinde müzakere aşamasına geçilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu müzakere sürecinde, Türkiye'nin temel sorunları ile ilgili başlıkların detaylı bir şekilde müzakere edilmesi ve ortaya çıkan müzakere sonuçlarının parlamentoya taşınarak yasalaşması gerektiğini düşünüyoruz."baluken, Meclis'in bu yıl da darbe Anayasa'sını ortadan kaldıramadığını i- fade ederek, yeni yılda Türkiye'nin en önemli gündeminin yeni Anayasa olması gerektiğini vurgulayarak, yeni Anayasa çalışmalarının, gerek demokratikleşme gerekse Kürt meselesi ve onunla bağlantılı olan çözüm süreci konusunda çok ciddi gelişmeler sağlayabileceğini bildirdi.güvencesiz çalışma, taşeronlaştırma ve emek sömürüsüne dayanan bir anlayışın getirdiği faciaların, bu yıl, Soma ve Ermenek'te çok büyük acı tablolarla yaşandığını iddia eden Baluken, bu konularda, 2015 yılında kapsamlı çalışmaların yapılması gerektiğini belirtti.idris Baluken, 2014 yılında şiddet eğiliminin en fazla mağduriyetini kadınların yaşadığına işaret ederek, "Kadınların toplumsal, sosyal ve ekonomik hayata katılmamış olması; cinsel istismar, taciz ve tecavüz gibi her türlü insanlık dışı uygulamalara maruz kalmaları ve aile içinden başlayarak sokakta ve çalışma alanında kadınlara yönelik cinayetlerin hala gündemde olması en önemli sorun alanlarından birisidir. Meclis'te bu konuda Araştırma Komisyonu kurulması anlamlıdır, ancak tek başına yeterli değildir. Mutlaka yasaların ve yönetmeliklerin kadına yönelik şiddeti ve cinayetleri engelleyecek şekilde ele alınması gerekiyor" diye konuştu.partilerin 2015 yılındaki seçimlere eşit olmayan bir ortamda girdiklerini dile getiren Baluken, şunları kaydetti:"hazine yardımlarından sadece AK Parti, CHP ve MHP yararlanıyor. HDP'nin Parlamento'da grubu olmasına rağmen, Hazine yardımının adil dağıtılması konusunda düzenleme yapılmadı. Önemli bir ayıp da yüzde 10'luk seçim barajı. Bu kadar yüksek bir barajın hala duruyor olması, farklı fikirlerin, dünya görüşlerinin Meclis'te temsiliyeti açısından çok ciddi sorunlar yaratıyor. Biz hem seçim barajının hem de eşitsiz koşulların, seçime kadar olan kısa sürede değişebileceğine inanıyoruz. Küçük bir Anayasa değişim paketiyle bile, bu ayıbı ortadan kaldıracak, tüm siyasi partileri eşit koşullarda seçime götürecek bir düzenlemenin mümkün olacağına inanıyoruz." (AA) Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, TÜSİAD Başkanı Haluk Dinçer in, Cumhurbaşkanı bizim muhatabımız değil. sözünü anlamsız ve absürt olarak niteledi. TÜSİAD ın çıkarlarını korumayan bir açıklama olduğunu savunan Kurtulmuş, Eğer TÜSİAD cumhurbaşkanını tanımıyoruz anlamında söylüyorsa kusura bakmasın cumhurbaşkanı da TÜSİAD ı tanımaz. şeklinde konuştu CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, İçişleri Bakanı Efkan Ala ya yazılı olarak cevaplaması talebiyle verdiği soru önergesine cevap alamadığını belirtti.önergenin konusu, Aydın'ın Yenipazar ilçesinin AK Parti'li Belediye Başkanı Zafer Savcı nın, evrakta sahtecilik üzerine görevinden alınmamasıyla ilgili usulsüzlüklerdi

SAYFA 8 MAVi KIRMIZI SARI SAYFA 9 SiYAH MAVi KIRMIZI SARI İNCE ZIMBALAR Sabit İNCE sabitince1@hotmail.com JAPON BİLİM ADAMI NE DİYOR?? Japon bilim adamı Michio kaku önemli açıklamalar yapmış. New York Şehir Üniversitesi Teorik Fizik Profesörü Michio Kaku, Koç Üniversitesi öğrenci ve akademisyenleri 20 kaku1yıl sonrasının teknolojisini betimleyen nefes kesici bir zaman yolculuğuna çıkarmış. Orada da bazı önemli açıklamalar yapmış. Ama bunlar günümüzün bir özetlemesi olduğu kadar düşündürücü sonuçların da ilanı olarak görülmesi gerekir. Bunlardan bazılarını sizlerle paylaşmak ve profesörün dediklerinin hiç de yabana atılacak hususlar olmadığını sizlere hatırlatmak istedim. Bakın pür dikkat okuyalım ve dedikleri konusunda biraz düşünme fırsatı bulamım: "Bir kere sayısal uçurum kehaneti gerçekleşmedi. Bugün yoksul çocuklar internette dolaşıyorlar. Tüm hayatları internet. Kendilerini orada buluyorlar. Sorun sayısal uçurum değil. Sorun işlerde. Örneğin ABD de (ve herhalde Avrupa da da) çalışılacak birçok iş var. Ama artık bunlar daha çok teknik birikim gerektiriyor. Ne var ki, insanları bu işler için yetiştirmiyoruz. Biz insanları 1950 lerde yaşamaları için yetiştiriyoruz. Üniversitelerin çoğundan mezun olan gençler, 1950 nin işleri için fevkalade hazır oluyorlar. Sorun şu ki, artık böyle işler yok. Şimdi politikacılar sorunu nasıl görüyor; bilim nasıl görüyor, ona bir bakalım: Politikacılar, eski hukukçular olabilir. Hukukta kazançlarla kayıplar dengededir. İnsanları yola getirmek için dava edersiniz. Hukukçular politikaya atıldıklarında da aynı şey söz konusudur. Kayıplar kazançları dengeler. İşleri yürütmek için halkı vergiye bağlarsınız. Dolayısıyla insanların pastadan aldıkları pay küçüldükçe küçülür. Ben bir bilimciyim ve bize daha büyük bir pasta gerektiğini düşünüyorum. Ben bir kuantum fizikçisiyim. Dünyanın zenginliğinin büyük kısmı kuantum fiziğinin icadı olan lazer ve transistöre dayalı. Demek ki bilim varlık yaratıyor. Ancak, çoğu kimse bunun farkında değil. Bilimi de sıfır toplam bir şey olarak görüyorlar. Zengin daha zengin, fakir daha fakir olduğu için, onlara göre zenginlerden daha çok vergi alınırsa işler düzelecek. Oysa işler öyle değil. O zaman yatırım mümkün olmaz. Zenginlerin daha da zenginleşmesinin nedeni, değişen iş pazarı. Zenginler, eğitimli olduklarından bilgisayarların ve internetin harika gücünden yararlanıyorlar, fakirin gelir kaynağıysa yalnızca iki eli. Zengini sonsuza kadar vergilendiremezsiniz. Dolayısıyla yapılacak iş zenginden alıp fakire vermek yerine, fakiri bu yeni sayısal uçurumda kendi kendine yeter hale getirmek için eğitim düzeyini yükseltmektir. Sunumunuzda önümüzdeki 20-30 yıl içinde göreceklerimizi anlattınız. Peki, daha da ileride teknolojinin bu hızlı ilerleyişi, beraberinde daha iyi bir yönetim, hatta bütünleşmiş bir dünya yönetimi getirir mi? Teknolojinin kısa dönemdeki etkisinin daha fazla demokrasi olacağını düşünüyorum. Ancak demokrasinin kalitesi oy verenlerinki kadardır. İnsanlar aşırı milliyetçi, hatta sınırlar konusunda bencil olurlarsa uluslar arasında çatışmalar ileride de olacaktır. Dolayısıyla gelecekte de uluslar olacaktır; ama önemlerini giderek yitireceklerdir. Uluslar olacaktır, çünkü bir ulus içinde ortak bir dilimiz ve kültürümüz var. Vergilendirmeye, para birimine gelince, unutmayalım ki, ulusları, vergi toplamak, ulusal sınırlar içinde kârını artırmak için kapitalizm yarattı. Dolayısıyla ileride de vergiler olacak, ama bunlar daha global, bölgesel nitelik kazanacak. Daha şimdiden her yerde çocuklar bile iki dil konuşuyorlar. Bir tanesi bir Avrupa dili, öteki de kendi dilleri. 2100 yılındaysa artık yerel kültürün yanı sıra ikinci kültür, gezegen kültürü olacak. Daha şimdiden bunu görüyoruz: Gezegen kültürü futbol ve rock n roll. Her yerde gençlerin müziği aynı, giyim kuşam aynı. Yani, Tip-I uygarlıkta sosyal yaşam böyle olacak" SONDAKiKA GAZETESİ >>8 GÜNCEL 217 Ocak Şubat 2015 2013 Cuma Perşembe 2 Ocak 2015 Cuma 6 bin öğrenciye mandalina suyu G elişim çağındaki çocukların nunda tamamlanacak. Ulamış Köyü sağlıklı beslenmeleri için projeler üreten Karşıyaka satın alınan taze ve günlük man- Tarımsal Kalkınma Kooperatifi nden Belediyesi, ilçedeki 10 okulda yaklaşık 6 bin öğrenciye günlük man- üreticisi köylüler de desteklenmiş dalina suları sayesinde, mandalina dalina suyu dağıtmaya başladı. olacak. Yılın her döneminde, farklı Uygulama Ocak ayı sonuna kadar mevsimlik ürünler ile proje geliştirilecek. Karşıyaka Belediye Başkanı devam edecek. Bu sayede, üretici kooperatiflerine de destek verilmiş Hüseyin Mutlu Akpınar Hedefimiz, olacak. Başkan Akpınar Umarım çocuklarımızın sağlıklı ürünler örnek alınır ve yaygınlaşır dedi. tüketmesini sağlamak ve gelişimlerine katkıda bulunmak. Bu proje Bir yandan çocukların sağlıklı beslenmeleri için projeler üreten bir sayesinde üretici kooperatiflerine de yandan da üretici kooperatiflerini destek vermiş olacağız. Uygulama, desteklemek isteyen Karşıyaka bu açıdan çok önemli. Gördük ki Belediyesi, 10 okulda, 6 bin ilköğretim öğrencisine günlük mandalina dalina suyunu da çok seviyorlar. çocuklarımız da çok mutlu. Man- suyu dağıtmaya başladı. Uygulama, Umarım projemiz örnek alınır ve ilçenin dezavantajlı bölgelerindeki Büyükşehir Belediyemizin süt projesi okullarda gerçekleşecek. Öğrencilere, haftada iki kez, 250 cc lik toplumun sağlığını düşünmeye gibi yaygınlaşır. Örnek olmaya ve şişelerle mandalina suları dağıtılacak. Projenin ilk etabı, Ocak ayı so- (HABER devam edeceğiz dedi. MERKEZİ) Bergama İlçe Milli Eğitim Müdürü Kiraz, iller bazında üniversite giriş sınav başarılarının incelendiğini, okul öncesi döneme önem veren illerin ilk sıralarda yer aldığına dikkat çekti İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) desteğiyle Bergama İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Ar-Ge Birimi tarafından hazırlanan, Yarınlar İlk Adımla Başlar projesi kapsamında bu ilçede 15, Kınık ta 5 ana sınıfının materyal donanımı yenilendi. Öğretmenler, yenilikçi eğitim modeli olan "Montessori" konusunda Ege Üniversitesi nden gelen uzman bir ekip tarafından iki haftalık eğitime tâbi tutuldu. Bu eğitim yılında okul öncesi kurumlarda montessori uygulanmaya başladı. Projeyle ilgili bilgi veren Aliağa'da kaldırım işgaline SIKI DENETİM İzmir'in Aliağa Belediyesi, cadde ve alık tarihi itibariyle Belediye Başkanımız sokaklarda geçişi engelleyen Serkan Acar'ın talimatı ile hazırlanmış kaldırım işgallerini önlemek bilgilendirme broşürlerini esnafımıza amacıyla harekete geçti. Zabıta ekipleri, işyerleri önünde yaya geçişini zormaya devam edeceğiz. Bu tarihten dağıtmaya başladı. 15 Ocak'a kadar dağıtlaştıracak şekilde ürün sergileyen itibaren de kaldırımlarda hiçbir şekilde esnafları tek tek dolaşarak bilgilendirme malın, ürünün bulunmasını istemiyoruz. broşürleri dağıtıyor. Çalışma kapsamında, dedi. 15 Ocak 2015 tarihinden itibaren kaldırım Bilgilendirme niteliğinde hayata işgaline devam eden esnafa kanuni işlem geçirilen uygulamadan hem esnafın hem uygulanacak. de diğer vatandaşların memnun kaldığını Yaya geçişini zorlaştıracak hiçbir esnafa taviz verilmeyeceğini belirten Aliağa alarımızın rahatlığı için başlatıyoruz. 15 ifade eden Aydın, Bu çalışmayı, yay- Belediyesi Zabıta Müdürü Şerife Ocak 2015 tarihi itibariyle broşürlü bilgilendirmelere rağmen kaldırım işgaline Oğuzhan Aydın, Esnafın, vatandaşın yürümesini engelleyecek şekilde devam edenlere yasal işlem uygulayacağız. Esnafımız ve halkımız çok duyarlı kaldırımları işgal etmesini önlemek amacıyla broşürlü bilgilendirme ve uyarı olduğu için kurallara uyulmayacağını uygulaması başlattık. Ekiplerimiz, 29 Ar- düşünmüyorum. dedi. (CİHAN) Bergama İlçe Milli Eğitim Müdürü Nuri Kiraz, nihai amaçlarının ülkeyi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmak olduğunu söyledi. Bunu sağlamanın en önemli yolunun eğitim olduğunu vurgulayan Kiraz, Bizi nihai amacımıza ulaştıracak, yarının teminatı olan bugünün çocuklarıdır. Bu nedenle onlara yapacağımız yatırım, en önemli yatırımdır. Yarınlarımızın teminatı olan bugünün çocuklarını, Anayasamız'da belirtilen eğitim hakkı ve eğitimde fırsat eşitliği ilkeleri gözönünde bulundurularak eğitmemiz gerekmektedir, çünkü eğitimde tek bir fert dahi gözardı edilmemelidir. Çocukların yaşamında kritik bir dönem olan okul öncesi eğitimin etkili ve verimli bir şekilde değerlendirilmesi için personel eğitimi Ege Bölgesi'nin önemli su kaynaklarından Gediz Nehri'nin, Turgutlu ilçesinden geçen bölümünde yaşanan taşkın sonucu tarım arazileri ve hayvan çiftliklerini su altında kaldı. Gediz Nehri'nin geçtiği bölgelerde hafta başından bu yana aralıksız devam eden yağışlar, nehrin su seviyesinde yükselmeye ve bazı bölümlerinde taşkınlara yol açtı. Nehrin, Turgutlu Ovası'ndan geçtiği bölümde su seviyesi yükselme sonucu Geren, Arpalık, Sarıbey, Urganlı, Hamzabeyli mevkilerinde binlerce dönüm tarım arazisi ile civardaki hayvan çiftliklerini su bastı. Su baskını nedeniyle Arpalık ve Geren mevkisindeki 14 küçük ve büyükbaş hayvan çiftliği tahliye edildi. Taşkın nedeniyle ayrıca Sinirli, Yeni Musalar, İzzettin, Çampınar, Musucalı ve Akköy mahallelerine ulaşımın sağlandığı 5 köprüden 3'ü su altında kaldı. Ulaşım diğer 2 köprüden sağlanıyor. Turgutlu Sulama Birliği Başkanı İbrahim Çevikbudakçı, gazetecilere yaptığı açıklamada, nehrin geçtiği bölgelerde yağan kar ve yağmurun, özellikle nehrin derinliğinin azaldığı noktalarda su seviyesinin hızla yükselerek taşkınlara yol açtığını ifade etti. Taşkın sonucu Turgutlu Ovası'nda çok sayıda tarım arazisinin sular altında kaldığını belirten Çevikbudakçı, taşkının özellikle üzüm bağlarında büyük zarara yol açtığını gözlemlediklerini söyledi. Çevikbudakçı, yağışların devam etmesinin beklendiğini, bunun da Gediz Nehri'nin geçtiği diğer bölgeler ile nehri besleyen Irlamaz ve Karaçalı çaylarında da taşkınlara yol açma riski içerdiğine dikkati çekerek, çiftçileri tedbirli olmaları yönünde uyardı. - Çiftçi ıslah çalışmalarının tamamlanmasını istiyor 'Montessori' eğitimine geç üniversiteyi garantile Hayvan çiftliği işletmecisi Ahmet Şenyılmaz ise yağmur ve karın taşkın riski nedeniyle korkulu rüyaları haline geldiğini ifade ederek, nehirde devam eden ıslah projesinin bir an önce tamamlanmasını beklediklerini söyledi. Yörede sebze yetiştiriciliği yapan çiftçilerden Süleyman Erdoğdu ise yüzlerce dönüm arazisinin sular altında kaldığını belirterek, taşkının tahminen 35 bin lira zarara yol açtığını savundu. Bu arada, Gediz Nehri'nin Salihli ilçesinden geçtiği kesiminde de nehrin su seviyesinde görülen yükselme, taşkın riski nedeniyle endişeye yol açtı. Aydın'da çiftçileri taşkın korkusu sardı ve materyal kullanımı oldukça önemlidir. Çocuğun eğitiminde eğitim programını hazırlayan ve uygulayan öğretmenin çok büyük bir rol oynadığını ortaya koyulmaktadır. Bu da okul öncesi eğitim öğretmenlerimizin program hazırlama ve uygulama yeterliklerinin üst düzeyde olmasını gerektirmektedir. Bütün bunlar söz konusu olunca okul öncesi öğretmenlerinin eğitim ortamı içindeki uygulamalarının önemi açıkça görülmektedir." dedi. İller bazında üniversite giriş sınav başarılarının incelendiğini, okul öncesi döneme önem veren illerin ilk sıralarda yer aldığının görüldüğünü aktaran İlçe Milli Eğitim Müdürü Kiraz, "Bu doğrultuda son yıllarda Türkiye de okul öncesi eğitimine büyük önem verilmektedir. Okul öncesinde okullaşma oranını arttırmak için birçok çalışma yapılmaktadır. Okul öncesi eğitiminden yararlanan çocuk sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Bu oldukça önemli bir gelişmedir ancak okul öncesi eğitimde amaç sadece çocukların herhangi bir eğitimden geçmesi değil, nitelikli eğitim hizmetlerinin sunulduğu bir ortamda, sağlıklı ve fırsat eşitliği gözetilerek nitelikli eğitim almalarıdır. İlçemizde okul öncesi çağındaki çocukların okula sürekli olarak gidebilmeleri, eğitim almaları, sosyalleşmeleri, kişilik özelliklerinin gelişimi ve ülkeye yararlı birer vatandaş olarak yetiştirilmeleri, tüm çağdaş ülkelerde olduğu gibi ülkemiz açısından da önem arz etmektedir. Bu nedenle ilçemizde okul öncesi eğitimi hakkında farkındalık yaratmak, ilçemiz okul öncesi öğretmenlerinin mesleki yeterliliklerine katkı sağlamak, okul öncesi sınıflarının donanımlarını iyileştirmek ve en önemlisi dezavantajları nedeniyle okula gidemeyen çocuklara yenilikçi bir eğitim modeli olan Montessori eğitim modeliyle eğitim desteği sağlamayı amaçlamaktayız. Projemiz sayesinde eğitimin ilk aşaması olan okul öncesi eğitimini en iyi şekilde almış ve geleceğe daha hazır bir şekilde başlayacak bir neslin yetişmesi sağlanacaktır. dedi. AB Komisyonu'nun Türk alabalık ihracatçıları aleyhinde getirdiği ek ithalat vergilerine rağmen, ihracatın artmaya devam ettiğini belirten Özpek, "Avrupa'daki alabalık tüketiminin yüzde 17'sini biz karşılıyoruz" dedi Avrupa Komisyonu'nun haksız devlet desteği aldıkları gerekçesiyle Türk alabalık ihracatçısı firmalar aleyhinde verdiği anti-sübvansiyon kararı sonrası uyguladığı ek ithalat vergisine rağmen alabalık ihracatının arttığı belirtildi. Türkiye'nin en büyük alabalık ihracatçılarından olan ve Su Ürünleri Tanıtım Grubu'nda Aydın'da, etkili olan sağanak nedeniyle Menderes Nehri'nde su seviyesinin yükselmesi, yaşanacak olası bir taşkında tarım arazilerinin zarar görmesi konusunda çiftçilerde endişeye yol açtı. ydın'da hafta başından bu yana deva eden sağanak nedeniyle Germencik, İncirliova, Koçarlı ilçeleri ile Söke Ovası'ndaki çok sayıda tarım arazisinde su baskınları oluştu. Bölgede, yağışlar sonucu Menderes Nehri'nin su seviyesindeki yükseliş, bölge genelinde mevsim itibariyle hububat ekili arazilerde zarar oluşacağı endişesi doğurdu. İncirliova Ziraat Odası Başkanı İhsan Ayaydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son günlerdeki sağanak nedeniyle tarım alanlarında MONTESSORİ EĞİTİMİ NEDİR? Çocuklara sağlanan olanaklar sayesinde kendi seçimlerinin eğitimcinin onları isteklendirmesinin yerine geçtiği, kendi eylemleri sonucu hataların denetlenebildiği bir eğitim sistemidir. Montessori eğitimi, temelde kişiliğin oluşumu üzerinde durur. Her çocuğun özel ve farklı oluşundan yola çıkar. Çocuk özgürdür, kendi bireysel öğrenme hızına göre ilerleyebilir. Özellikle çocuk gelişiminde en önemli su baskınları oluşmaya başladığını, Menderes Nehri'nde de su seviyesinin oldukça yükseldiğini söyledi. Su baskınlarının özellikle tarlalarda ekili buğday ve arpaya zarar verdiğini, bu nedenle Menderes Nehri'ndeki olası taşkının yörede çok büyük zarara yol açabileceği uyarısında bulunan Ayaydın, şunları kaydetti: "Sağanak nedeniyle tarlalar sularla dolmuş, toprak artık suyu çekemez duruma geldi. Derinliği 5 metre olan Menderes Nehri'nin 1,5 metre daha yükselmesi durumunda taşkın oluşacak, tüm tarlalar sular altında kalacaktır. Çiftçilerin emeğinin heba olmaması için zarar oluşmadan yetkililerden taşkına karşı tedbir almasını bekliyoruz." (AA) dönem olan 0-6 yaş arasının soyut kavramları öğrenebilmesi için somut materyallerin kullanılmasına dayanır. Çocuklar, ellerini kullanarak materyaller sayesinde öğrenirler. Montessori yönteminin özü, çocuğa önceden hazırlanmış bir çevrede, kendi kendini geliştirebileceği şekilde hareket ve faaliyet özgürlüğü tanımayı amaçlayan, kendi kendine oluşan ve gelişen bir yöntem ve sistem anlayışıdır. (CİHAN) SONDAKiKA GAZETESİ >> 9 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe Alabalık ihracatı engel tanımadı yönetim kurulu üyeliği görevini yürüten Osman Özpek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, su ürünleri sektöründe üretim ve ihracatını hızla artıran Türkiye'nin AB pazarında lider ülke konumuna geldiğine işaret etti. Alabalıkta AB ihtiyacının yüzde 17'sini karşıladıklarını ifade eden Özpek, bir süre önce Danimarka'- daki su ürünleri örgütlerinin şikayeti üzerine Avrupa Komisyonu'nun Türk alabalık ihracatçıları hakkında anti-damping ve antisübvansiyon soruşturmaları açtığını ifade etti. Anti-damping soruşturmasından olumsuz bir karar çıkmadığını ancak komisyonun 11 Türk firmasının haksız rekabete neden olan devlet desteği aldığı gerekçesiyle anti-sübvansiyon kararı aldığını ve firmalara aldıkları destek oranında ek ithalat vergileri getirdiğini anlatan Gediz Nehri taştı tarlalar su altında kaldı Gediz Nehri'nin Manisa'nın Turgutlu ilçesinden geçen bölümünde meydana gelen taşkın sonucu tarım arazileri ile hayvan çiftliklerini su altında kaldı. Üretici Erdoğdu, "Ürünüm su altında kaldı. Tahminen 35 bin liralık zararım var" dedi Kanalı iptal edilen köyü yağmurda su bastı İzmir in Ödemiş ilçesine bağlı Ertuğrul köyünde, bin dönüme yakın tarım alanı su altında kaldı. Birkaç gündür etkili olan sağanak, İzmir in bazı köylerinde su baskınlarını yol açtı. Yağmurdan en çok etkilenen bölge ise 380 haneli Ertuğrul köyü oldu. Arpa ve buğday tarlaları ile peyzaj türü ağaç yetiştirilen araziler su altında kaldı. Tarlaların su altında kalmasına, Beydağ Barajı yapılırken iptal edilen kanalın sebep olduğunu iddia eden köylüler, zararın çok büyük olduğunu söyledi. Peyzaj türü fidan üretimi yapan Orhan Seyfi Akbaş, Ovada bin dönüme yakın alan sular altında kaldı. Benim fidanlarım da 40-50 santimi bulan sular nedeniyle gözükmüyor. Eğer sular çekildiğinde ölürlerse 200 bir TL zararım olur. dedi. Beydağ Barajı nın yapımının ardından eski kanalın iptal edildiğini, yeni kanalın da yapılmadığını belirten Akbaş, Barajcıların keyfi uygulaması. Yağmur yağmayacak diye hesap ettiler, 140 yıllık kanalı iptal ettiler. Tapuda yok diye göstermediler. Yeni kanal da yapmadılar. Kurucuova ve Türkönü köylerinden gelen sular, bizim köyü sular altında bıraktı. diye konuştu. (CİHAN) Özpek, yüzde 7 ile 9,7 arasında değişen vergilerin kasım ayında uygulamaya girdiğini ifade etti. Getirilen vergilerin ihracatı çok fazla etkilemediğini dile getiren Özpek, sektörün kasım ayı sonrası AB pazarına ihracatlarında her hangi bir düşüş gözlenmediğini, aksine yılbaşı nedeniyle hareketli bir piyasanın yaşandığını söyledi. Şirket olarak Denizli ve Muğla'- daki çiftliklerde yıllık 20 milyon adet alabalık ürettiklerini, bu balıkları tütsülenmiş, fileto ve dondurulmuş olarak Avrupa ülkelerine ihraç ettikleri belirten Özpek, geçen yıl 12 milyon avro olan ihracatın bu yıl 15 milyon avroya çıktığını ifade etti. AB'nin uyguladığı ek verginin ihracatlarını etkilemediğini belirten Özpek, "Şu anda herhangi bir etkileme yok. Yılbaşından dolayı tüketimin çok olması da piyasayı hareketlendirdi. Avrupa'daki alabalık talebinin yüzde 17'sini karşılayan Türkiye, vazgeçilebilecek bir ülke değil. Şu anda pazarımızda kayıp yok" dedi. Rusya için izin bekliyoruz Rusya'nın sektör için alternatif bir pazar olduğunu ifade eden Özpek, bu ülkeden yoğun talepler almalarına rağmen henüz Rusya hükumetinden ithalat izninin gelmediğini söyledi. Özpek, şöyle konuştu: "Rusya'nın Avrupa Birliği ülkelerinden ithalatı durdurmasının ardından talepler Türkiye'ye yöneldi. İthalat ile ilgili gerekli izinler hala çıkmadı. İzinler açıldığı zaman pazarımız ve müşterilerimiz hazır. Hükumetimizin bununla ilgili bazı girişimleri olduğunu biliyoruz. Kısa sürede çözüleceğini umuyoruz." (AA) İzmir Orman Müdürlüğü bir saatte 10 bin fidan dağıttı İzmir Orman Bölge Müdürlüğü, her yıl sonu gelenek haline getirmiş olduğu, Yeni yıla girerken ağaç kesmeyelim, fidan dikelim kampanyası kapsamında, Karşıyaka ilçesinde çeşitli türlerde 10 bin adet fidan dağıttı. Karşıyaka Vapur İskelesi yanında kurulan stantta ücretsiz dağıtılan çam, servi, zakkum ve defne fidanları, olumsuz hava şartlarına rağmen vatandaşlardan büyük ilgi gördü bir saat içinde tükendi.fidan dağıtımına Karşıyaka Kaymakamı Sadettin Yücel ile birlikte katılan ve yeni yıl öncesi çam ağacı kesimini engellemek için kampanyayı başlattıklarını dile getiren İzmir Orman Bölge Müdürü İbrahim Aydın, "Her yıl geleneksel olarak yeni yıla girerken vatandaşlarımıza fidan dağıtıyoruz. Yıllar önce yeni yıl zamanlarında, Noel ağacı süslemek adına ormanlara girilip kaçak ağaç kesimi yapılıyordu. Son yıllarda ağaç kesimi konusunda ağır yaptırımlar var. Ülkemiz, son yıllarda ağaçlandırma seferberliğiyle beraber ormanlık alanlarını arttıran bir ülke haline geldi. Özellikle genç kuşağımız, ağaç dikimi konusunda çok duyarlı hale geldi. Özellikle genç kuşaklarda ağaç sevgisini arttırmak amacıyla birçok önemli çalışmalar yapıyoruz. Zaten ağaca ve ormana duyarlı olan İzmirlilerden aldığımız bu tür tepkilerle çalışmalarımızın meyvelerini aldığımıza inanıyorum." dedi. Kaymakamı Yücel de İzmir Orman Bölge Müdürlüğüne bütün Karşıyakalılar adına teşekkür ederken ilçe halkının ağaç sevgisi ve doğaya düşkünlüklerini bu etkinliğe göstermiş oldukları muhteşem ilgiyle bir kez daha sergilediklerini belirtti. (CİHAN) Memura 2014'te yapılan 123 liralık zammın 88,4 lirası vergi olarak alındı Memurlar, 2014 Ocak ayında aldıkları 123 TL zamla bütün bir yılı geçirmek zorunda kaldı. Memur Sen in hükümetle oturduğu toplu sözleşme görüşmeleri sonucunda yapılan bu zammın 88,4 TL si, sene sonunda vergi olarak geri alındı. Türk Eğitim-Sen İzmir 1 No'lu Şube Mevzuat Sekreteri Hanifi Başkan, söz konusu zam maaşlara yüzde 2 ile 7 arasında yansırken yılın ilk 11 aylık dilimindeki enflasyonun yüzde 8,5 i bulduğunu söyledi. Başkan, yaptığı açıklamada, Toplu sözleşme masasında unutulan enflasyon farkı nedeniyle memurların maaşları eridi ancak yılın özellikle ikinci yarısından sonra memur maaşları, bir de artan vergi oranları nedeniyle kesintiye uğradı. Memurlara 123 lira zam verilirken vergiler yoluyla, gelir vergisi matrahı üzerinden yüzde 5 daha kesinti yapıp verdiğini fazlasıyla geri almış oldu. dedi. Maliye Bakanlığı nın daha fazla vergi toplama derdine düştüğünü ve düşük maaşlı memurların bile ödeyeceği gelir vergisi oranlarının son aylarda yüzde 15 ten yüzde 20 ye çıktığını ifade eden Başkan, Böylece 2 milyon 100 bin memur, bir üst vergi diliminden vergi ödemek zorunda kaldı. Temmuz ayını da zam alamadan geçiren memurlar, gelir vergilerine gelen yüzde 5 lik artış dolayısıyla tam bir hezimet daha yaşamış oldu. Hükümet, bir eliyle verdiğini öbür eliyle geri aldı. Öğretmen 123,5 lira zam aldı, 88,4 lira fazladan vergi ödedi. dedi. Gelir vergisinin yüzde 65 ini ücretli çalışanların ödediğini kaydeden Türk Eğitim-Sen Mevzuat Sekreteri Başkan, Asıl amacı çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi almak olan vergi sistemi Türkiye de, yakaladığından vergi almak şeklinde işlemektedir. Türkiye de gelirin yüzde 10-15 ini alan çalışanlar, toplanan gelir vergisinin yüzde 65 ini ödüyorsa burada adaletten söz etmek imkânsız. Zaten toplu sözleşme nedeniyle büyük bir hezimet yaşayan memurlar, gelir vergisi oranı yüzde 15 ten 20 ye çıktığı için daha düşük maaş aldı. Hükümet, bir eliyle zam olarak verdiğini, öbür eliyle vergi olarak geri alıyor. Toplu sözleşme görüşmelerinde, vergi dilimleri yükseltilerek bu mağduriyetin giderilmesi için talebimiz olmuştu ama yetkililer, kolay yoldan vergi toplamayı seçtikleri için buna yanaşmadılar. En düşük maaş alan bir hizmetli bile gelirinin yüzde 20 si kadar gelir vergisi ödemektedir. Bu adaletsizliklerin giderilmesi için yeni yılla birlikte çalışanlara yönelik yeni bir vergi dilimi düzenlemesi yapılmasını beklemekteyiz. şeklinde konuştu. (CİHAN) GÜNDEME DAİR Timuçin GÜNDEM tgundem64@hotmail.com MİLLİ YOKSULLUK DEĞERLERİ TÜİK Başkanı Birol Aydemir 2013 yılı Milli Yoksulluk resmi değerlerini geçtiğimiz günlerde deklare etti. Tüik in rakamlarına göre nüfusumuzun % 20,6 sı temel ihtiyaçlarını karşılamaktan aciz. Yani, 16 milyon insanımız ülke kriterlerine göre yoksul. AB kriterlerini hesaba katacak olduğumuzda bu oran ülke nüfusunun % 56,6 sına tekabül etmekte. Yani yoksul insan rakamımız 2013 için 41 milyonun üzerinde. Resmi rakamlar böyle söylüyor. Yani fakirfukara, garip-gurebalarımız daha da fakirleşip gurebalaştı. Zenginler katmerli zenginleşti diyor. Türkiye nüfusunun en zengin yüzde 10 luk kesiminin sahip olduğu gelir, en yoksul yüzde 10 luk kesimin elde ettiği gelirin 15 katına denk düşmekte. Aradaki uçurum alabildiğine açılmış vaziyette. Bu durum hayra alamet değil. Yarınlar sosyal kargaşa manasında endişe vericidir. Biri yer biri bakar, kıyamet bundan kopar sözünü ilgili kulaklara kimse duymadan usulca fısıldıyorum. Rakamlar siyaset yapmayı sevmez. Yalandan nefret eder. Doğrudan gerçekleri aktarırlar. El hâsıl düzen kapitalizmin acımasız kural ve menfaatlerine uygun olarak işlemeye devam ediyor. Açıklanan bu rakamlar bir ülkenin saygınlık ve itibarı içinde oldukça önemli göstergelerdir. Dolayısıyla saygınlık; laftan, şatafattan, israftan ziyade gelir dağılımı ve milli refah düzeyindeki somut verilerle ölçülüp tartılabilir. Bu değerler artmalı ki eğitim, sağlık ve diğer ayrıştırılamayan hizmetlerden insanımız hakkınca ve yeterince yararlanabilsin. Sosyal refah, kişi başı milli gelir artmadan diğer refah ve ferahların artması imkânsızdır. Bunu bilmeyenimiz yok. Zaman zaman benzer sıkıntıları köşemden aktarmaya, ilgili ve yetkilileri tedbir almaları noktasında uyarmaya çaba sarf ettim. Ediyorum. Asıl olan menfaatperestlerin çıkarına değil milletin çıkarsızlığına çareler aramaktır. Bunun içinde milletin hali pür melalini dikkate alarak, asgari ücret vahametine defalarca dikkat çektim. Yazıktır, günahtır bu insanlara dedim. Bu ücreti kendi evladınıza reva görür müsünüz? Dedim. Reva görülenler bu toprakların insanı dedim. İnsanca yaşayabilecekleri bir ücret analarının ak süt gibi haklarıdır dedim. Anayasanın Ücrette Adalet Sağlanması başlıklı 55 inci maddesinde; asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları göz önünde bulundurulur düzenlemesini hatırlattım. Gelgelelim, geldiğimiz nokta itibariyle dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 1328 Tl ye dayandığını, yoksulluk sınırının ise 4199 Tl yi aştığı günümüzde, asgari ücret rakamınınsa sadece 931 Tl olduğunu da defa atla yazdım, çizdim. Fazla söze hacet duymadan gelir paylaşımında büyük adaletsizlikler olduğundan sık sık bahis açtım. Dünyanın en çok vergi ödeyen milleti durumuna geldik dedim. Sokakta zuhur eden işsizlik oranlarının yüzde yirmileri aştığına vurgu yaptım. Tüik in açıkladığı bugünkü değerler ile geçmişte açıklananları üst üste koyduğumuzda âcizane haklılığım ortaya çıkmakta. Bu ve benzer istatistiklerden yola çıkarak, yani sırtımı devletin rakamlarına dayayarak umum milletin sıkıntılarını köşeme taşıdıktan sonra birileri çıktı ve gevrek gevrek yoook canım olur mu hiç, abartıyorsunuz dediler. Şimdi o zevata gevrek gevrek bir soruda ben soruyorum; abartan ben miyim yoksa devletin etkili ve yetkili kurumlarının resmi açıklamalarımı? Varın kararı siz verin. Dünyada ve ülkede olup bitenlerden bi haber olan tuzu kurular başınızı kumdan çıkarma vakti geldi. Gerçeklerle yaşamak, onlarla yüzleşmek ve onları kabullenmek zordur. Mamafih ülkenin ekserinin tuzu yaştır. Kıt kanaat idare etmek için kılı kırk yaran bu millet yoksulluktan kaçış yolu arıyor. Zorunlu ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Ekmeği bulsa katığı bulamayan insan sayımız azımsanmayacak durumda. Çöpten ekmek toplayanların sayısı her geçen gün daha fazla dikkat çeker hale geldi. Hiç biri kredi kartı mağduru olmak istemiyor. Yaşamını kredi kartlarına bağlamak istemiyor. Al takke ver külah bir bankanın kartıyla diğerinin borcunu ödemek istemiyor. Sonuç ta dilerim ki; devletin ekonomiden sorumlu ağızları gelecek günlerde milletimizin milli refah artış rakamlarını açıklarlar. Yoksulluğa dur diyerek milli gelir dolayısıyla refah düzeyimizin taştığını dolu dolu ifade ederler. O gün gelene dek, biz ezelden beridir yoksul yaşadık yoksulduk, hangi çılgın bu zincirleri kıracakmış. diyorum. Yüce Mevla aziz milletimize bolluk ve bereket ihsan etsin. Esen kalınız.

SAYFA 10 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >> 10 DENİZLİ HABERLERİ 971Şubat 2 Ocak 2015 2013 Cuma Perşembe Gülümser GÖKÇE glmsr_gkc@hotmail.com PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK Sevgili Okurlarım, Günümüz de, her insanın bir psikologa, p- sikolojik danışmana ihtiyacı vardır.bundan böyle köşemizde her türlü psikolojik destek gerektiren konulara değineceğim... Başkan Zolan'dan Serinhisar'a yeni yıl müjdeleri Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Serinhisar Yatırım Değerlendirme ve İstişare Toplantısı'nda yeni yılda Serinhisar'a yapılacak yatırımları anlattı. 2015'te Serinhisar'a bütçeden 15 milyon liraya varan pay ayrılabileceğine değinen Başkan Zolan, alt yapıdan Kefe Yaylası'na kadar bir çok yatırım müjdesi verdi. Hayatımızdaki sorunlarımız ne kadar ciddi ya da ne kadar basit olursa olsun, insanların büyük çoğunluğu psikolojik danışmanlık hizmeti alabilir. Terapiye başlamak kendimizin sorununu çözme isteğini artırır. Terapist - Danışan görüşmesi duygularımızı düşüncelerinizi ve korkularınızı, sonuçlardan, etkilenmeyen tarafsız birine ifade etme olanağı tanır. Kişi yargılanma riskinin olmadığı güvenli bir ortamda sorunlarına daha rahat ve açıklıkla o- daklanabilir. İyi bir terapist, kendinizin sorunların üstesinden gelme becerilerinizi geliştirmenize yardımcı olur. Sıkıntı yaratan düşünce duygu ve davranış kalıplarınız konusunda farklılık yaratır ve başa çıkma stratejileri geliştirmenize imkan tanır. Terapiye giden kişi kendi hayatı üzerinde daha fazla kontrol sahibi olabilmek için, gerekli ilk adımı atmış olur. Verimli bir terapi danışanların seçimlerini anlamalarını, istedikleri değişiklikleri belirlemelerini ve bu değişiklikleri nasıl yapabileceklerinin yolunu bulmalarını sağlar... EĞER; - İstediğiniz kadar mutlu değilseniz - Davranışlarınız ve kararlarınız hakkında daha fazla yardıma ihtiyacınız varsa - Bir kayıp yaşadıysanız - Sıkıntı ve stresiniz iş yaşamınızı ilişkilerinizi veya öz güveninizi olumsuz etkiliyorsa - Kişiler arası çatışmalar evliliğinizde veya aile ilişkilerinizde mutsuzluğa neden oluyorsa - Çocuklarınızla ilgili çözümsüzlükler yaşıyor ve endişeleniyorsanız eğer PSİKOTERAPİDEN FAYDALANIN!!! Yatağan'a da müjde Yatağan'da altyapı ile ilgili ihtiyaçlar karşılandıktan sonra üstyapıya geçileceğini ifade eden Başkan Zolan, Yatağan'da bıçak imalatı yapan esnafın küçük ölçekli bir sanayi sitesi talebi ile ilgili olarak şunları kaydetti: "Yatağanımızın sanayi sitesi ile ilgili talebi var, bunu da hep beraber masaya yatıracağız. Sanayi sitesini projelendirme, bakanlıklar noktasında ne yapılabilir gayret sarf edeceğiz. Biz Serinhisar'ı seviyoruz, Serinhisar'da bizi seviyor. İnşallah bu işleri yaptığımızda karşılıklı güvenimiz oluşacak. İnşallah 2015 Serinhisarımız, Denizlimiz ve ülkemize güzellikler getirsin" dedi. İlkokul mezunu mucit doğalgaz "tasarruf cihazı" yaptı Denizli'de daha önce geliştirdiği teknikle çok amaçlı elektronik pişirici yapan ilkokul mezunu mucit, doğalgazda tasarruf sağlayan cihaz geliştirdi. Denizli'de daha önce geliştirdiği teknikle çok amaçlı elektronik pişirici yapan ilkokul mezunu mucit, doğalgazda tasarruf sağlayan cihaz geliştirdi. Evinin bir odasını atölyeye çeviren 39 yaşındaki Şadi Başer, geçen yıl kahve ve hazır çorba yapımı için geliştirdiği sesli yanıt sistemi bulunan çok amaçlı otomatik pişiriciden sonra şimdi de doğalgaz tasarruf cihazı yaptı. Yaptığı cihazı gazetecilere tanıtan Başer, doğalgaz tüketiminde tasarruf sağlamak amacıyla çalışmalar yaptığını ve bunda başarı sağladığını söyledi. Başer, doğalgaz kombisinin altına kendi geliştirdiği ve "tasarruf cihazı" adını verdiği bir cihazı yerleştirmek suretiyle tüketimde yarı yarıya tasarruf sağladığını belirtti. İlk demesini kendi evinde gerçekleştirdiğini anlatan Başer, "Kombiden giden sıcak su ile gelen su borularına zaman içinde geliştirdiğim cihazı monte ettim. Cihaz kombinin verdiği sıcaklığı ölçerek kendisine göre dengesini sağlıyor. Dönüşte peteklerden gelen suyun soğumasını önleyerek enerji tasarrufuna katkı sağlıyor. (AA) Denizli Valiliği ve Denizli Büyükşehir Belediye Başkanlığı işbirliği ile düzenlenen Serinhisar Yatırım Değerlendirme ve İstişare Toplantısı yapıldı. Serinhisar Atatürk Ortaokulu Konferans Salonu'nda düzenlenen toplantıya, Denizli Valisi Şükrü Kocatepe, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, DESKİ Genel Müdürü Mahmud Güngör, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Gökoğlan ve İbrahim Özsoy, Serinhisar Kaymakamı Hakan Alkan, Serinhisar Belediye Başkanı Mehmet Kobaş, daire müdürleri, Büyükşehir Belediyesi Daire Başkanları, muhtarlar ve çok sayıda davetli katıldı. Vali Kocatepe, yapımı devam eden ve proje aşamasında olan yatırımlar ile ilçede yaşanan sorunların görüşüldüğü toplantının açılış konuşmasında şunları kaydetti: "İlçelerimizde 2014 yılında yapılan çalışmalar ve 2015 yılında ise şu ana kadar belli olan projeler konusunda sizlere bilgi sunma ve sizlerden Serinhisarımızın ihtiyaç, istek ve sorunları konusunda önerilerinizi almak ve bilgi sahibi olmak için bu toplantıları düzenliyoruz. Bu tarzda yaptığımız toplantılardan karşılıklı diyalog sayesinde son derece olumlu ve güzel sonuçlar çıktığı için bu toplantılarımıza devam ediyoruz." Serinhisar'a bütçeden rekor pay Başkan Zolan ise, 30 Mart öncesinde de ilçelere bir çok gezi düzenlediklerini belirterek, "Bugüne kadar Denizli Büyükşehir Belediyesi olarak Serinhisarımız'a 4 milyonun üzerinde yatırım yapmışız, bütçeden pay ayırmışız. İnşallah 2015'te bu daha da fazla olacak. Belki 15 milyona varan pay ayıracağız. Burada Belediye başkanımızla, meclis üyelerimizle, muhtarlarımızla birlikte daha güzel işleri yapmanın gayreti içinde olacağız. Büyükşehir olduk, artık 24 saat nöbet tutan bir itfaiye sistemi kurduk. Araçlarımız daha güvenli, artık bir afet, yangın olduğunda Allah korusun çağırdığınızda size ulaşabilecek bir sistemi kurduk. 'Denizli'de ne varsa buralarda da olacak' demiştik, itfaiye, cenaze hizmetleri, her şeyiyle büyükşehir noktasında karşılıyoruz" dedi. Özellikle altyapı, içme suyu, kanalizasyon anlamında acil olan konuları yapma gayreti içinde bulunduklarına dikkati çeken Başkan Zolan, "Asfalt ile ilgili çalışmalarımız da başladı. Kefe Yaylası'na giden noktada bir asfalt çalışmamız oldu. Tabi bunlar hep başlangıç daha yolun başındayız. İnşallah beş yılın sonunda Serinhisarımızın, Denizlimizin çok güzel noktalara geldiğini hep beraber göreceğiz" diye konuştu. Kefe Yaylası'na gözümüz gibi bakacağız Serinhisar'a güzel bir salon kazandırmanın gayreti içinde olacaklarını, yeni kurulan Cumhuriyet Mahallesi'nin altyapı ve içme suyu ihtiyacını gidereceklerini ifade eden Başkan Zolan, şöyle konuştu: "İlçe belediyeleri ile büyükşehirin kendi aralarında bir görev dağılımı var. O görev dağılımı çerçevesinde işlerimizi yürütmeye çalışıyoruz. İnşallah kimde imkan varsa kimin eli genişse seferber olacağız. Sayın Başkanımız güzel bir meydan oluşturdu. O meydanı da şöyle insanlarımızın, hanım kardeşlerimizin, büyüklerimizin, beylerin oturup dinlenebileceği güzel bir meydan düzenlemesi olsun arzusundayız. Büyükşehir olarak Serinhisar Belediye Başkanımız ile birlikte inşallah ilk işimiz o olacak. O konuda da içiniz rahat olsun. Serinhisar'ı çok seviyoruz. Bir de tabi Kefe Yaylası ile ilgili bir proje çalışması yaptık. Şu anda devam ediyor. Bina, restoran ve aydınlatma ile ilgili çalışma yapacağız. İnşallah Mayıs-Haziran ayına yetiştirmeye çalışacağız. Kefe Yaylası Denizli'nin ilk yaylayla tanıştığı yer. İnşallah oraya gözümüzün bebeği gibi bakacağız." Yatağan'a ziyaret Konuşmaların ardından Denizli Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Kontrol Dairesi, Fen İşleri Dairesi ve DESKİ tarafından yatırımlarla ilgili bir sunum yapıldı. Toplantının ardından heyet Serinhisar Kaymakamlığını ziyaret etti. Kaymakamlık ziyaretinin ardından Vali Kocatepe, Başkan Zolan ve beraberindekiler Yatağan Mahallesi'ni ziyaret ederek bıçak imalatı yapan esnafla bir araya geldi. (HABER MERKEZİ) Başkan Zolan: "2015 yatırım yılı olacak" Denizli Valiliği ve Denizli Büyükşehir Belediye Başkanlığı işbirliği ile düzenlenen Acıpayam Yatırım Değerlendirme ve İstişare Toplantısı kent protokolünün katılımıyla yapıldı. Acıpayam'daki yatırımlar, sorunlar ve çözüm önerilerinin görüşüldüğü toplantı Acıpayam Talip Özkan Konferans Salonunda düzenlendi. Toplantıya, Denizli Valisi Şükrü Kocatepe, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, DESKİ Genel Müdürü Mahmud Güngör, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Gökoğlan ve İbrahim Özsoy, Acıpayam Kaymakamı Uğur Kalkar, Acıpayam Belediye Başkanı Hulusi Şevkan, daire müdürleri, Büyükşehir Belediyesi Daire Başkanları, muhtarlar ve çok sayıda davetli katıldı. Vali Kocatepe, toplantının açılış konuşmasında, Acıpayam'da devam eden yatırımlar ve proje aşamasında olan çalışmalarda gelinen noktaları değerlendireceklerini ifade etti. Vali Kocatepe, "Denizlimiz ülkemizin önde gelen şehirlerinden olup Ege Bölgemizin gurur kaynağı, herkesin örnek aldığı bir ildir. Ülke ekonomisine yılda 3 buçuk milyar dolar katkı sağlayan, sanayisi ile öne çıkan önemli bir ilimizdir. İnşallah önümüzdeki yıllarda projelerimizin de gerçekleşmesi ile bu önderliğimiz, örnekliğimiz daha da yükselerek devam edecektir. Biz burada hizmet etmekten gurur duyuyoruz" dedi. Acıpayam aynı imkanlara sahip olacak Başkan Zolan ise, 30 Mart sonrası büyükşehir yapılanmasını en iyi şekilde yapma konusunda gayret sarf ettiklerini belirterek, "İnsanlarımızın bu geçiş döneminde sıkıntı çekmemesi adına, olumsuzluk yaşamaması adına yoğun bir çalışma içerisine girdik. İnşallah bu çalışmalarımız gayretlerimiz devam edecek" dedi. Başkan Zolan, toplantının değerlendirme bölümünde ise şunları kaydetti: "Acıpayam'da güzel yatırımlar yapmaya başladık. İnşallah 2015 yılında da ilave yatırımlarımızla Acıpayam'da yaşayan insanlarımızın mutlu ve huzurlu olmasını sağlayacağız. Çünkü biz dedik ki; 'Denizli'de ne varsa, Denizli'nin merkezindeki insanlarımız ne yaşıyorsa, Acıpayam'daki kardeşlerimiz de aynı imkanlara sahip olacak' dedik. Bu sözü söyledik ve yerine getireceğiz. Yerine getirebilmek için de gece gündüz çalışıyoruz." Acıpayam'da itfaiyenin 5 noktada 24 saat nöbet halinde olduğunu kaydeden Başkan Zolan, "Denizli'de itfaiye hizmetleri ne ise burada da aynı şekilde, su kanal hizmetlerimiz ne ise burada da hizmetlerimiz aynı şekilde devam edecek. İnşallah 2015 hem Denizlimiz için hem Acıpayamımız için yatırım yılı olacak" dedi. İstikrarın sürmesi çok önemli 2015 yılının Denizli ve Türkiye açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Başkan Zolan, "Bu yatırımları yapabilmek için istikrarın sürmesi çok önemli. Huzurumuzun sürmesi ve hizmet etme noktasında gayretlerimizin olması çok çok önemli. Aynı şehirde yaşadığımızı hiçbir zaman unutmamamız gerekiyor" diye konuştu. Denizli için gerek kentin büyükşehir olmasının gerekse Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin çok önemli olduğuna değinen Başkan Zolan, "Sayın Bakanımızı Denizli'nin büyük bir şansı olarak görüyoruz, Denizli'ye verilmiş büyük bir güzellik olarak görüyoruz. İnşallah Sayın Bakanımızın oradaki duruşunu da, yürüyüşünü de Denizli'nin duruşuyla beraber güçlendirmek gerekiyor" diye konuştu. Acıpayam'daki yatırımlar Akalan Barajı'nın 2015 yılı başında su tutmaya başlayacağı müjdesi verilen toplantıda, Denizli Büyükşehir Belediyesi'nin Acıpayam'da yaptığı yatırımlar anlatıldı. Denizli Büyükşehir Belediyesi Acıpayam'da refüj, meydan bakım ve düzenlemesi, çöp konteynırı, park ve halı saha yapımı işleri için 1.345.000 TL, asfalt kaplama ve yama işleri için 1.818.000 TL, yol yapım çalışmaları için 940.000 TL ve DESKİ tarafından ise 5.153.000 TL olmak üzere 9.256.000 TL yatırım gerçekleştirdiği kaydedildi. (HABER MERKEZİ)

17 Şubat 2013 Perşembe 2 Ocak 2015 Cuma

ACİL TELEFONLAR İtfaye 110 AKS110 110 Acil Yardım 112 Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Sahil Güvenlik 158 Orman Yangınları 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir 110 Karşıyaka 372 58 74 Kadifekale 225 49 99 Bornova 388 10 03 Bostanlı 386 17 86 Buca 487 13 61 Karabağlar 237 13 07 Çamdibi 433 65 59 Çiğli 376 73 23 Balçova 278 76 02 Evka 4 351 09 04 Evka 1 452 24 77 Gaziemir 251 00 44 Hatay 250 86 40 Narlıdere 238 35 97 Güzelbahçe 234 25 34 HASTANE TELEFONLARI -Devlet Hastaneleri- Aliağa 616 87 87 N.S. İşgören Alsancak 463 64 65 Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı 422 00 76 Alsancak Diş Hast. 464 78 62 Atatürk Devlet 244 44 44 Behçet Uz 489 56 56 Bornava Dev. Hast. 375 58 58 Bozyaka Eği. Hast. 250 50 50 Buca S.D. Hastanesi 452 52 52 Çeşme A. Çizgenakat 712 07 77 Foça 812 14 29 Göğüs Hastanesi 433 33 33 Konak Diş Hastanesi 441 81 81 Karşıyaka 366 88 88 Çiğli Dev. Hastanesi 376 23 33 Menemen Dev. Hast. 832 58 59 Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi 743 20 10 Selçuk Dev. Hast. 892 70 36 Urla Dev. Hastanesi 752 10 04 Tepecik Dev. Hast. 469 69 69 -Belediye Hastaneleri- Eşrefpaşa Bel. Hast. 293 80 00 -Özel Hastaneler- Anadolu Tıp Merkezi 272 00 11 Agora Tıp Merkezi 425 73 73 Atakalp Kalp Hastanesi 483 14 14 Atakent Tıp Merkezi 336 11 95 Atagöz Göz Hastalıkları 435 35 35 Atafizik, Fizik Ted. Mer. 231 25 15 Batıgöz Hastanesi 489 03 03 Bornova Tıp Merkezi 388 20 40 Bornova Özel Tıp Mer. 343 23 50 Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi 339 77 83 Buca Tıp Merkezi 438 14 14 Buca Sağlık Merkezi 438 06 20 Central Hospital 341 67 67 Can Tıp Merkezi 232 13 48 Caner Göz Merkezi 278 81 11 Çağdaş Tıp Merkezi 285 95 95 Çankaya Tıp Merkezi 425 31 31 Çesav Tıp Merkezi 362 67 67 Çeşme Sissus Has. 723 05 55 Çınarlı Hastanesi 462 27 27 Çiğli Özel Sağ. 386 26 16 Diyabet Hastanesi 449 13 19 Diamed Dah. Dal Mer. 465 27 37 Doğa Tıp Mer. 244 16 16 Dr. Sıhhat Tıp Merkezi 367 67 47 Efes K.B.B. Merkezi 446 15 16 Ege Sağlık Hastanesi 463 77 00 Ege Tüp Bebek Merkezi 445 31 45 Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi 489 35 35 Ekol K.B.B. Dal Mer. 386 55 05 Ekol K.B.B. Şube 369 89 65 El ve Mikro Cerrahi 441 02 21 Gazi Kent Tıp Merkezi 252 45 00 Gaziemir Tıp Merkezi 251 47 67 Hayat Hastanesi 441 41 96 İzmir Hastanesi 483 31 31 İrenbe Tüp Bebek Mer. 464 58 88 Karataş 441 41 70 Karşıyaka Tıp Merkezi 369 00 91 -Türk Telekom- Arıza 121 Bilinmeyen Numara 11811 Danışma 444 14 44 Uyandırma 135 Posta Kodu 119 Fono Tel 141 Borç Ögrenme 163 Çağrı 133 -Sinemalar- Agora Balçova 277 25 25 Afm Park Bornova 373 73 20 Afm Forum Bornova 373 03 50 Afm Ege Park 324 42 64 Afm Passtel 489 22 00 72 Şubat Ocak 2013 2015 Perşembe Cuma Avşar Palmiye 277 48 00 Cinebonus 278 87 87 Cinebonus 446 90 40 Cinebonus (Ykm) 425 01 25 Cinecity Kipa Çiğli 386 58 88 Çeşme Hollywood 712 07 13 Çamlıca 343 83 15 Deniz Karşıyaka 381 64 61 Batı Sineması 347 58 25 Çınar Sineması 489 88 85 Karaca Sineması 445 87 76 Kipa Hollywood 252 56 66 Menemen Kültür 832 14 11 Şan Konak 483 75 11 Çınar Center 277 11 00 Kar yağışının etkili olduğu Manisa Spil Dağı'nda yaşayan yaban hayvanlarına, Orman ve Su İşleri 4. Bölge Müdürlüğü tarafından bin 200 kg. yem atıldı. Hava sıcaklığının 0 derece olduğu ve kar kalınlığının 30 santimetreyi aştığı Spil Dağı nda, yiyecek bulmakta zorlanan 700 civarındaki yılkı atı ve çok sayıda kuş türü için ilk etapta 700 kg. buğday ve 500 kg. ot, Spil Milli Parkı nın çeşitli noktalarına koyuldu. 4. Bölge Müdürü Rahmi Bayrak, yaptığı açıklamada Yılbaşının geldiği bu gün yoğun kar altında olan yaban hayvanlarını unutmadık. Yeni yıla girerken bu yoğun kar yağışı altında hayvanlar için yemleme faaliyeti yapıyoruz. Bu faaliyet, bakanlığımız tarafından her sene yürütülüyor. Bu yıl da karla birlikte başlamış olduk. Bu yıl yaklaşık 10 tonluk bir yem stoğumuz var. Bunu kar yağdığı süre boyunca muhtelif zamanlarda yaban hayvanlarına, özellikle atlarımıza, kuşlara, diğer tüm canlılara yem olması için doğaya bırakıyoruz. Bugün de bu çalışmayı ilk defa buradan başlatmış oluyoruz. dedi. Yaban hayvanlarının doğal denge, tabiat için olmazsa olmaz olduğunu vurgulayan Bayrak, "Onları korumak hepimizin görevi. Bu zor günlerde onlara destek olmak durumundayız. Özellikle kış şartlarında hayvanseverler, doğa dostlarının da bu konuda destekleri oluyor. Bundan sonra da devam edecektir. Biz de bakanlık o- larak, bölge müdürlüğü olarak bu çalışmalarımızı bundan sonra hep beraber yürütmüş olacağız. diye konuştu. Milli Parklar Bölge Müdürlüğü ekipleri tarafından Spil Dağı nın çeşitli noktalarına yem koyma çalışmalarının, kar yağışı boyunca devam edeceği bildirildi. (CİHAN) Sema Sineması 483 91 00 Konak Sineması 483 21 91 Desem Sineması 422 53 10 Karşıyaka Sineması 381 50 98 İzmir Sİneması 421 42 61 -Tiyatro- Konak Sahnesi 483 50 35 Ragıp Haykır Sahn. 369 14 87 İzmir Devlet Tiyat. 445 89 41 Uğur Mumcu Sahnesi 343 04 33 İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi 446 77 95 İsmet İnönü Sanat Merkezi 441 09 02 POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi 255 04 44 Bornova Yeni Yaşam 388 03 31 Bozyaka Halk 261 39 13 Bozyaka Dispanseri 256 09 86 Buca Çözüm 438 76 26 Cansu Karabağlar 237 73 83 Çamdibi Derman Polik. 435 00 77 Çizgi Polik. 226 34 34 Deniz Sağlık Polik. 369 90 91 Ege Sağlık 487 57 64 Egeform Fizik 464 24 24 Eşrefpaşa Ö.Sağ. 227 35 26 Eşrefpaşa Zinde Polik. 262 64 71 Gaziemir Dr. Polik. 252 36 92 Gazi Kent Polik. 274 13 74 Halk Polik. 285 46 34 Hatay Özel Sağlık 250 51 52 İhtisas Polik. 254 13 13 Karşıyaka Park Sağlık 367 22 22 Mevlana Polik. 343 32 43 Mersinli Özel Sağlık 461 19 99 Neron Psikiyatri 256 76 76 Nergiz Özel Sağlık 364 08 10 Onur Polik. 458 77 45 Özel 9 Eylüllüler Polik. 453 81 11 Özel Altındağ 458 05 89 Özel Brn Dr. Dispanseri 347 38 92 Özel Çiğli Polik. 386 05 95 Özel Eylül Polik. 373 85 74 Özel Gülhan Polik. 347 99 91 Özel İrem Sağlık Polik. 251 84 24 Özel İzmir Polik. 343 23 50 Özel Pınarbaşı Polik. 479 80 25 Özel Sarnıç Polik. 281 64 03 Özel Seferihisar Polik. 743 58 48 Özel Serin Polik. 261 29 99 Özel Yedigöller Polik. 442 29 92 Özel Yenişehir Polik. 433 09 24 Park Sağlık Polik. 367 22 22 Sevgi Özel Sağlık 438 37 38 Şöferler Odası Sağlık Polik. 227 99 35 Teos Polik. 743 57 77 Vefa Polik. 341 84 24 Yeşiltepe Polik. 351 38 72 Yıkık Cami Halk. 271 27 27 -Askeri Hastaneler- Hava Hastanesi 285 96 50 Kara Hastanesi 262 55 55 ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi 330 52 30 Dokuz Eylül Ünv. 412 22 22 Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik. 369 30 40 Ege Üniversitesi 444 13 43 İlaç ve Zehir Dan. 277 73 33 Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi 330 52 30 -Doğum Evleri- Ege Üni. Tıp Fak. 388 19 63 Konak Doğum Evi 489 09 09 Tepecik Doğum Hast. 449 49 49 -Kan Merkezleri- Kızılay 463 63 53 Çocuk Hastanesi 433 06 08 Ege Üni. 388 28 61 Tepecik Kan Merkezi 433 38 74 ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları 464 88 89 THY Rezervasyon 444 08 49 Basm. Rezervasyon 484 86 38 Alsancak Gar 464 77 95 Santral Garaj 472 10 10 -Körfez Ulaşım İskeleler- Konak 484 98 56 Karşıyaka 368 00 42 Alsancak 464 78 31 Bostanlı 330 89 22 Bayraklı İskele 345 77 53 Pasaport İskele 484 22 56 Göztepe İskele 224 20 22 Üçkuyular İskele 259 40 13 -Elektrik Arıza- Genel Kesinti Seb. 435 11 84 Buca 426 69 37 Çiğli 376 90 91 Karşıyaka 369 79 80 Bornova 388 83 78 Narlıdere 238 32 90 Eşrefpasa 261 48 04 Gaziemir 251 92 05 Güzelbahçe 234 05 34 Konak 425 60 60 Çeşme 712 63 46

SAYFA 13 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >> 13 SAĞLIK 217 Ocak Şubat 2015 2013 Cuma Perşembe Hem minik Tayyip'i kurtardık hem de dünyaya örnek olduk Kalbinden akciğerine kan gitmeyen ve "ameliyat edilemez" denilen 3 yaşındaki Recep Tayyip'i iyileştiren Çocuk Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Karademir, "Bu ameliyat 'mor çocuk' hastasına yapılan ilk uygulama. Çocuğumuz iyileşti" dedi Kalbinden akciğerine kan gitmeyen ve "ameliyat edilemez" denilen 3 yaşındaki Recep Tayyip Tutumlu, Dr. Sami Ulus Kadın Doğum Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapılan operasyon sonrası sağlığına kavuştu. Doğumundan sonra morarma nedeniyle götürüldüğü hastanede, kalbinden akciğerine kan gitmediği belirlenen küçük çocuğun, ameliyat edilemeyeceği ve bu şekilde yaşamasının mümkün olmadığı söylendi. Ailesi tarafından Dr. Sami Ulus Kadın Doğum Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesine getirilen Recep Tayyip, burada farklı bir teknikle ameliyat edilerek sağlığına kavuştu. Dr. Sami Ulus Kadın Doğum Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Selmin Karademir, operasyonla ilgili bilgi verirken Recep Tayyip'in halk arasında bilinen adıyla "mor çocuk" hastası olduğunu ifade etti. Çocuğun kalbinden akciğerine kan gitmediğini, akciğer kanlanmasının aort damarından sağlandığını anlatan Karademir, şunları kaydetti: "Ameliyat ile sağ kalamayacağı söylenen hastamız kardiyoloji bölümümüzde değerlendirildi. Yapılan tetkikler neticesinde hastada farklı bir tedavi yöntemi anjiyo ile uygulanarak kalpteki hasarın ameliyatla giderilmesi planlandı. Önce anjiyo yöntemiyle aort damarından çıkan besleyici damar kapatıldı. Daha sonra açık kalp ameliyatına alındı, delik kapatılarak kalpten akciğere kan gönderilmesi sağlandı. Şu anda çocuğumuz çok sağlıklı ve morarması geçmiş durumda." Karademir, teknolojinin gelişmesinin ameliyatın başarıyla sonuçlanmasında katkısının olduğunu belirterek, ameliyatın "mor çocuk" hastasına yapılan ilk uygulama olduğunu söyledi. -"Çocuğun durumu çok iyi" Kalp Damar Cerrahı Prof. Dr. Ali Kutsal ise Recep Tayyip Tutumlu'da rahatsızlığı nedeniyle gelişme geriliği bulunduğunu söyledi. Daha önce başvurdukları y- erlerde ameliyat olamayacağı yönünde görüş bildirildiğini hatırlatan Kutsal, ekibiyle damarın kapatılması halinde yapılacak ameliyatın ardından normal yaşama dönebileceği kararını aldıklarını ifade etti. Kutsal, şu anda çocuğun durumunun çok iyi olduğunu ve taburcu edileceğini kaydetti. -"Hastayken çok acı çektik" Baba Cem Tutumlu, doğuştan kalp rahatsızlığı bulunan Recep Tayyip'in yapılan ameliyat sonrası sağlığına kavuşmasının kendilerini çok mutlu ettiğini söyledi. Çocukları hastayken çok acılar çektiklerini dile getiren Tutumlu, bundan önce bir çocuklarını daha aynı rahatsızlık nedeniyle kaybettiklerini anlattı. Anne Havva Tutumlu ise çocuklarının ameliyatının imkansız olduğunun söylendiği günden beri çok sıkıntı yaşadıklarını belirterek, "Bu hastanede çocuğumuzu sahiplendiler, çocuğumuz kucağımızda ve çok sağlıklı. Önceden çok halsizdi, sinirliydi şimdi çok iyi, artık parka götürüp gezdirebileceğim çok mutluyum" dedi. (AA) Hipertansiyon, en önemli sağlık sorunlarından biri Dünyadaki önlenebilir ölüm nedenleri arasından ilk sırada yer alan hipertansiyon, birçok kalıcı rahatsızlığın da başlıca nedenleri arasında yer alıyor. Kan basıncının, sürekli olarak 140/90 mmhg veya daha yüksek olarak seyretmesinin hipertansiyonu oluşturduğunu söyleyen Doruk Sağlık Grubu İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Önder Koçak, Hipertansiyon, günümüzde dünyadaki en önemli sağlık sorunlarından birisidir. dedi. Hipertansiyonun dünyada önlenebilir ölüm nedenleri içerisinde bir numaralı risk faktörü olduğunun altını çizen Dr. Koçak, bu değerlerin yaş gruplarına ve cinsiyete göre düzeltildiğinde, Türkiye de hipertansiyon sıklığının yüzde 31.8 olduğuna dikkat çekti. Koçak, şu bilgileri verdi: 75 yaş üstü grupta ise yaklaşık dört kişiden üçünde hipertansiyon bulunmaktadır diye konuştu. Türk toplumu açısından bakıldığında kadınların yüzde 31,6 ile erkeklere (yüzde 27,5) oranlara daha fazla hipertansiyon hastalığına yakalandığını kaydeden Koçak, Hipertansiyon baş ağrısı, baş dönmesi gibi bir takım yakınmalara yol açabildiği gibi, hiçbir şikâyete yol açmadan da ortaya çıkabilir. Hipertansiyon, herhangi bir şikâyete y- ol açmasa da uzun vadede felç, kalp hastalıkları ve kalp yetmezliği ile böbrek hastalıklarının en önemli sebeplerindendir ve yalnızca kan basıncı ölçümü ile teşhis edilir. YÜKSEK TANSİYON KONTROL EDİLEBİLİR Türkiye deki insanların yüzde altmışının hastalığın farkında olmadığını belirten Koçak, şöyle devam etti: Beslenme alışkanlıklarındaki değişiklikler ve egzersiz sıklıkla kan basıncını düşürür. Bunun yanı sıra, doktor önerisi ile çeşitli tansiyon i- Tıkalı damarlar ameliyatsız açıldı Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Tıp Fakültesi nde beyne giden şah damarlarında yüzde 90 darlık olan iki hastanın şah damarı ameliyatsız ve anestezi olmaksızın açıldı. Hastaların kasıklarından girilen bir sistemle yapılan işlemin felç geçirme ihtimalini en aza indirdiği kaydedildi. Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ersel Onrat, şah damarlarında yüzde 90 darlık olan iki hastanın şah damarlarının, kasık damarlarından müdahaleyle açıldığını söyledi. Daha önce de buna benzer 7 operasyon yapıldığını ifade eden Onrat, "Fakat o zaman kullanılan yöntem klasik ve eski bir yöntemdi. Şimdiki yöntemde ise kasıktan gönderdiğimiz balonlu bir kateter ile beyin damarlarına ve dolayısıyla beyne koruma uygulanıyor, böylelikle işlem sırasında hastaların beyin dokularına tam korunma sağlanarak hastaların işlem sırasında felç geçirme ihtimalleri en aza indirilmiş oluyor." dedi. Bu yöntemin Kardiyoloji-Nöroloji Anabilim Dallarının ortaklaşa yaptığı bir operasyon olduğunu ifade eden Onrat, sistemin Afyonkarahisar'da ilk defa uygulandığını anlattı. Onrat, "Ve her iki işlem de sorunsuz ve başarıyla sonuçlanmıştır. Sistemin ikinci bir avantajı ise hastaların beyin damarları açılması işleminde ameliyata, anesteziye gerek duyulmamaktadır ve hastalar bir günde taburcu olmaktadır." diye konuştu. (CİHAN) laçları kullanılarak kan basıncı kontrol altına alınabilir. Tanı konmuş ve tedavi uygulanmakta olan hastalarınsa sadece yüzde 20 sinin kan basınçları kontrol altındadır. Kan basıncının kontrol altına alınması, kalp hastalıkları ve inme gibi serebrovaskuler hastalıklar nedeni ile olan ölümleri azaltmakta, böbrek yetmezliğinin ilerlemesini yavaşlatmakta ve insanların korkulu rüyası olan diyaliz gereksinimi ortadan kalkmaktadır. HİPERTANSİYON KALP VE BEYNİ DE ETKİLİYOR Hipertansiyonun damarları etkileyen bir hastalık olduğu için kalp ve beyin gibi böbrekleri de hedef organ olarak seçtiğini aktaran Koçak, Buna biz hipertansif böbrek hastalığı diyoruz. Bunun nedeni böbreğin en küçük fonksiyon gören organcığı olan kılcal damarlardan oluşan yumakcık içindeki basıncın artışı bu dokunun fonksiyon kaybına neden olmakta, böbrekler büzüşmekte ve yetmezliğe gitmektedir. Bu nedenle böbrek rahatsızlığı olmayan bir tansiyon yüksekliği hastasında tedavi hedefi 140/90 mmhg iken böbrek hastalığı var ise hedef daha düşük değer 130/85 olarak kabul edilmektedir. Belirtilmesi gereken önemli bir nokta da şudur: böbrek yetersizliği damar sertliği sürecini hızlandırmakta kalp damar hastalıklarını ortaya çıkarmakta ve bir kısır döngüye girilip kan basıncı yüksekliği böbrek fonksiyonlarının kaybını daha da ilerletmektedir. Bu tehlikeli, yaşamı tehdit edici süreçte tetiği hipertansiyon çekmektedir. şeklinde konuştu. Koçak, fazla tuz tüketiminin de hipertansiyona neden olduğunu sözlerine ekledi. (CİHAN)

SAYFA 14 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI Gitmediği yerden HGS cezası geldi Beş yıldır Aydın dışına çıkmayan 39 yaşındaki pideci Adil Tosun a ait arabaya, İstanbul-Ankara otoyolu Şekerpınar gişelerinden kaçak HGS geçişi cezası geldi. Arabası hususi olmasına karşılık tek geçiş ücretinin 26,5 TL yazıldığını söyleyen Tosun, yanlışlık buradan da belli olmasına rağmen cezayı iptal ettirmeyi başaramadı. Kaçak geçişin cezası, normal bedelin 10 katı ve gecikmeyle birlikte 291,5 TL oldu. Otoyol gişelerinden kaçak geçiş cezasının hiç gitmediği yerden geldiğini belirten Adil Tosun, HGS den, 09 FL 991 plakalı aracımla kaçak geçmişim gibi işlemi yapmışlar. Ben bahse konu yere araçla değil, araçsız da gitmedim. Bahse konu ceza, 16 Ağustos 2013 yılında kesilmiş. O gün ben işyerimde, pideci dükkanımdaydım. Aracım da buradaydı. Başka bir araç kaçak geçmiş, cezayı benim aracın plakasına kesmişler. Hem hususi araçların bir kez geçmesi 26,5 TL değil, 3 TL. Bu kaçak geçişin benim aracım olmadığı açık ve net. Cezaya itiraz için müşteri hizmetlerini arıyorum ama ulaşamıyorum. Bazen bekleyen 40 kişi diyor. Bekliyorum ama sıra bana gelince telefon kapanıyor. Bu yapılanlar haksızlık ve zulüm. dedi. Derdini anlatacak muhatap bulamayınca bunalıma giren Tosun, Ben oraya gitmedim. Beş yıldır Aydın dan dışarıya çıkmadım. HGS geçişi, özel araçlarda bu kadar değil. Tek geçiş 26,5 TL diyor. Benim aracım küçük araç, bir geçiş bu kadar tutmaz. Sanırım bu bir kamyon veya otobüs; plakayı yanlış yazmışlar, o da benim araca isabet etmiş. Bu cezayı iptal ettiremeyince kendimden şüphe eder oldum, rüyamda mı gittim diye. Maliye ye gittim, yapılandırmadan faydalanayım, kurtulayım dedim. Uğraşmaktansa anaparası olan 26,5 TL yi ödeyeyim diye. Yapılandırma bu cezaları kapsamıyormuş. Az para değil. Hakkımı sonuna kadar arayacağım. Bunları yazanlar daha dikkatli olmalı. Ufak bir hata yüzünden bizim gibi masum insanların huzuru kaçıyor. Şimdi işimi gücümü bırakıp bununla uğraşıyorum. Haklıyız ama haklı olduğumuzu iletecek merci yok. Böyle giderse hakkımızı mahkeme arayacağız, o da ayrı bir dert. şeklinde konuştu. (CİHAN) Kadın mahkumların çocuklarına sürpriz yeni yıl partisi Gediz Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Programı öğrencileri, küçükleri sevindirmek için bir kez daha kolları sıvadı. Daha önce kreşlerde ve yurtlarda birçok etkinliğe imza atan gençler, bu kez demir parmaklıkların ardına girdi. İzmir Kadın Kapalı Cezaevi nde anneleriyle birlikte kalan çocuklara gidildi, İl İnsan Hakları Kurulu ve Kadın Haklarını Koruma Derneği işbirliğiyle sürpriz yeni yıl partisi yapıldı. İlk iş olarak cezaevi kreşi, eğitici oyuncaklarla yeniden düzenlendi. Ardından da üniversitelilerden kimi palyaço oldu, kimi masal karakteri kılığına girdi. Çocukların yüzleri boyandı, yılbaşı maskeleri ve şapkaları takıldı. Daha sonra animasyon, palyaço, pandomim, illüzyon ve kukla gösterileri sergilendi. Hep birlikte şarkılar söylenip dans edildi, en sonunda da yeni yıl pastası kesildi, hediyeler verildi. Çocuklukları cezaevinde geçen talihsiz miniklerin yüzü güldü, her biri rüya gibi zaman geçirdi. Onları böyle mutlu gören anneleri de hem sevindi hem duygulandı. Cezaevi yetkilileri ve kadın mahkumlar, Çocuk Gelişimi Programı Sorumlusu Öğretim Görevlisi Ebru Karakuş Özdemir ve öğrencilerine teşekkür etti. (CİHAN) SONDAKiKA GAZETESİ >> 14 GÜNCEL7 21ubat Ocak 2013 2015 Perşembe Cuma İzmir'e gidecek araçlar Edremit'e yönlendiriliyor Kar yağışı ve kazalar nedeniyle dün akşam saatlerinden itibaren kapanan İstanbul-İzmir karayolu hala açılamadı Akhisar girişinden itibaren Balıkesir istikametine doğru araçların gidişine izin verilmiyor. Manisa ve İzmir istikametine gidecek olan araçlar, E- dremit'e yönlendiriliyor. Araçların Edremit ve Ayvalık üzerinden İzmir'e ulaşması hedefleniyor. Olumsuz hava koşulları ve yola devrilen TIR dorseleri nedeniyle dünden beri kapalı olan İstanbul-İzmir karayolu tüm çabalara rağmen henüz açılamadı. Polis ekipleri araçların geçişine izin vermiyor. Özellikle TIR ve kamyonlardan oluşan binlerce araç yolda bekliyor. İl Afet ve Acil Durum Müdürü Bekir Bahar, yağış nedeniyle kapanan Susurluk ve Edremit yolunun u- laşıma açıldığını söyledi. İzmir ve Manisa'ya gidecek olan araçların Edremit yoluna yönlendirildiğini belirten Bahar, "Vatandaşlarımız E- dremit ve Ayvalık üzerinden İzmir'e ulaşacaklar. Susurluk ve Bursa yolunda da kar lastiği ve zincir takan araçların geçişlerine izin veriliyor." dedi. Dünden beri Balıkesir-İzmir karayolunda mahsur kalan binlerce araç, trafiğe açılan Edremit yoluna yönlendirilecek. Araçların bu istikamete dönebilmesi için karayolunun ortasında bulunan hendek dolgu malzemesiyle kapatılacak. Bunun Balıkesir Büyükşehir Belediyesi'nin araç ve ekipmanları kullanılacak. Yüzlerce araç mahsur kaldı Yoğun kar yağışı sebebiyle Balıkesir-Edremit karayolunda yolcu otobüsleri, onlarca otomobil ve kamyonet mahsur kaldı. Balıkesir'de dün öğle saatlerinde başlayan ve etkisini arttırarak devam eden kar yağışı, ulaşımda aksamalara yol açıyor. İstanbul'u Ege Bölgesinin kıyı kesimlerine bağlayan Balıkesir-Edremit-Ayvalık karayolunda ulaşım durdu. İstanbul'dan Balıkesir, Edremit ve Ayvalık'a otobüsle gelenler mahsur kaldı. Balıkesir-İzmir karayolunun yolcu otobüslerine kapatılmasıyla Edremit üzerinden İzmir'e geçmek isteyen onlarca otobüs, Şapçı mevkisi Hamas Çakılı'nda yoğun kar sebebiyle mahsur kaldı. Geceden itibaren yaklaşık 14 saattir bekleyen yolcular, özellikle yaşlılarla kadın ve çocuklar, temel ihtiyaçlarını gidermekte zorlanıyor.(cihan) İzmir'deki tarihî Paterson Köşkü tahsis kararını bekliyor İzmir Büyükşehir Belediyesi, geçen günlerde çıkan yangın sonucu önemli derecede hasar gören, Bornova ilçesindeki tarihî Paterson Köşkü için iki yıldır tahsis kararı bekliyor. Restorasyon için hazırlıklarını tamamlayan belediye, uzayan sürecin köşkün yaşatılmasını zorlaştıracağı görüşünde. Büyükşehir Belediyesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı nın mülkiyetinde bulunan Paterson Köşkü nün zaman kaybedilmeden restore edilmesi için bir an önce harekete geçilmesini istedi. Tarihî köşkün restorasyonuna yönelik bütün hazırlıklar yapılmışken binanın belediyeye tahsisinin iptal edilmesi sebebiyle iki yıldır adım atılamadığını hatırlatan yetkililer, bakanlığa defalarca yazılı başvuruda bulunarak gerekli izinlerin verilmesini istedi. Bugün Yargıtay aşamasında olan hukuki sürecin sonuçlanması beklense de adeta bir harabeye dönüşen köşkün günden güne yıprandığını vurgulayan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir'in en önemli sivil mimari örneklerinden biri, yok olmanın eşiğine sürükleniyor. Kapı ve pencereleri olmadığı için maruz kaldığı çevresel faktörler nedeniyle yapıdaki tahribat büyük bir hızla artıyor. Bu nedenle ilgili Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanmış olan projenin geçerliliğini yitirmesi de ayrı bir endişe konusu. Sürecin daha fazla uzaması, Paterson Köşkü nün restore edilerek yaşatılmasını zorlaştıracak. dedi. Köşkün asıl sahibi olan John Paterson Leith, İskoçyalı bir mısır tüccarıydı. İzmir'de tanınan Paterson, 1859 yılında özellikle madencilikte, birçok kârlı girişimde bulundu. Ayrıca Türkiye'de ilk kez kromu keşfeden kişi olduğu biliniyor. Paterson Köşkü, yarısı yarış atlarının ahırları için kullanılan 133 dönüm arazi üzerine kurulmuş, 38 odalı bir bina. Köşkte 1963 yılından beri aile fertleri yaşamasa da büyük piyanolar, 1972 yılına kadar burada kaldı. Evin son sakinleri, beş yıl boyunca oturan NATO çalışanları olmuştu. (HABER MERKEZİ) bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca bulmaca Soldan sağa: 1. Değnek. Değerli evrak ve para gibi şeyleri saklamaya yarayan çelik dolap. 2. Seciye, karakter. Samsun ilinin bir ilçesi. 3. Oruç tutulan ay. Soru sözü. 4. Karışık renkli. Astatinin simgesi. 5. Belirti, iz, nişan. Matematikte sabit bir sayı. 6. Fütüvvet şeyhi. Gerekenden eksik. Şenlik kemeri. 7. Temel özelliği sivrilik olan, XII. yüzyıldan sonra Rönesans a kadar Avrupa da gelişen sanat ve mimarlık üslubu. Kiloamperin simgesi. 8. Serbest bırakma. Metal. 9. Neonun simgesi. Hardal kokulu savaş gazı. 10. Mukavele, sözleşme. Bir ilimiz. 11. Satrançta bir taş. Çok eski ve bilinmeyen bir tarihi anlatırken kullanılan sözcük. Yankı, akis. 12. Fok balığının bir türü. Vasıta. 13. Katran, petrol, neft gibi maddelerden çıkarılan, katı, beyaz, yarı saydam, buharı parlak bir alevle yanan, kimyasal etkenlere karşı ilgisiz, katı hidrokarbon, al kan. 14. Suçu bağışlama. Ölümlü, gelip geçici. Tembel hayvan. 15. Söylenti. 16. Bayan. Bir yarışın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden her biri. 17. Sodyumun simgesi. Çift yıldızlarda, yoldaşın başyıldıza göre çizdiği bağlı yörüngenin, başyıldıza en yakın noktası. 18. Atılgan, gözü pek. Akciğerleri dinlerken hekimin duyduğu patolojik ses. 19. Kesinlik. Tavlada bir sayı. 20. Eski bir devlet. Benzenden türeyen bir amin. Yukarıdan aşağıya: Dünkü bulmacanın cevapları 1. Çam gibi reçineli ağaçların yağlı ve çabuk yanmaya elverişli bölümü. Bir ilimiz. Büyük ve süslü çadır. Dişi deve. 2. O yer anlamında kullanılan sözcük. İlenme, beddua. İslam ın beş şartından biri. Vücudun kasıktan tabanlara kadar olan bölümü. 3. Kaynar suda haşlanıp üzerine yağ gezdirilen mısır unu yemeği. Paylama, azarlama. Arjantin in plaka işareti. Soyundan gelinen kimse. 4. Kekliğin boynundaki siyah halka. Kulak iltihabı. Arıtımevi, tasfiyehane. 5. Obüslerden, bombalardan korunmak için yerin altına kazılmış siper. Eski Mısır hükümdarlarına verilen san. Şaşma anlatan ünlem. 6. Bir nota. Tohumların ezilip yağ çıkarıldığı yer. Çocuk sahibi olmuş kadın. Harabe. 7. Kuşların uçma organı. Renklerin en koyusu, siyah. Sağlık, esenlik. Boru sesi. 8. Yemek yemesi gereken. İskambilde bir gruba verilen ad, karo. Lokmanruhu. 9. Unvan. İçinde bir ya da birçok eşya bulunan, kâğıda sarılarak hazırlanmış, elde taşınacak büyüklükteki nesne. Ağzı geniş tek kulplu su kabı. İsyan eden, başkaldıran. 10. Kaput bezi. Burçlardan biri. Çiçek tozu.

SAYFA 15 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>15 SPOR 217 Ocak Şubat 2015 2013 Cuma Perşembe Beş kıtadan futbol kulüpleri İzmir'de buluşacak İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Altınordu Futbol Sosyal Girişimi işbirliği ile nisan ayında düzenlenecek U12 İzmir Cup, beş kıtadan futbol kulüplerini İzmir de buluşturacak. Futbolun gelecekteki yıldızlarının vitrine çıkacağı uluslararası turnuvaya, dünyanın dört bir yanından 48 takım katılacak Altınordu Futbol Sosyal Girişimi nin projelendirdiği ve İzmir Büyükşehir Belediyesi nin destek verdiği, Türkiye'nin 12 yaş kategorisindeki en büyük turnuvası U12 İzmir Cup, yüzlerce küçük futbolcuyu biraraya getirecek. Katılımcı sayısı ve çeşitliliği bakımından Dünya Kupası nı aratmayacak olan U12 İzmir Cup, dünyanın önemli futbol otoriteleri ve uluslararası yetenek avcılarının da gözlerini İzmir e çevirmesini sağlayacak. Altınordu nun, Selçuk ilçesindeki tesislerinde, 3-5 Nisan 2015 arasında düzenlenecek turnuvaya, henüz üç aydan fazla zaman olmasına rağmen 45 takım kayıt yaptırdı. Almanya, Avustralya, Avusturya, Brezilya, Bulgaristan, Danimarka, Finlandiya, Hollanda, İngiltere, İspanya, İsveç, İtalya, Japonya, Kazakistan, Macaristan, Portekiz, Romanya, Yunanistan ve Angola dan takımların katılacağı turnuvada, Türkiye'den Beşiktaş, Bursaspor, Galatasaray, Fenerbahçe, Kasımpaşa, Trabzonspor, Altay, Altınordu, Bucaspor, Göztepe, İzmirspor, Karşıyaka ve İzmir Büyükşehir Belediyespor yer alacak. İzmir in tanıtımına da büyük katkı sağlayacak turnuvanın katılım başvuruları, önümüzdeki bir hafta içinde tamamlanacak. Turnuva süresince İzmir de, çocuk futbolcular ve aileleriyle birlikte en 2 bin kişi misafir edilecek. Yurtdışından kimler geliyor? ALMANYA: Werder Bremen, Borussia Mönchengladbach, Hoffenheim, 1860 Münih, Augsburg, Wattenscheid. ANGOLA: Angola FA AVUSTRALYA: Amity FC AVUSTURYA: Admira Wacker BREZİLYA: Sao Paolo BULGARİSTAN: CSKA Sofya, Levski Sofya, Ludogoriets DANİMARMA: Aarhus, Brondby, Nordsjaelland, Vestia FC FİNLANDİYA: Lahti HOLLANDA: Ajax, Twente, Vitesse Arnheim İNGİLTERE: Sheffield United İSPANYA: Athletic Bilbao İSVEÇ: Assyriska İTALYA: Juventus JAPONYA: Shonan Bellmare, FC Twins Anchi KAZAKİSTAN: Atyrau MACARİSTAN: Tetova FK PORTEKİZ: Porto ROMANYA: Hafi Academy YUNANİSTAN: AEK (CİHAN) Josue Pesqueira: Şenol Güneş hiçbir teknik direktöre benzemiyor Güneş i öve öve bitiremedi Bursaspor'un Porto'dan kiraladığı Portekizli Josue Pesqueira, yeşil beyazlı takımın Batalla hasretini kısa sürede sona erdirdi. Ortaya koyduğu performansla takdir toplayan Portekizli yıldız, kilit açmayı sevdiğini söyledi 24 yaşındaki yıldız, oyunu okumadaki zekâsı ve bitirici paslarıyla sivrilirken, "Benim işim asist yapabilmek ve hatta oyunun sıkıştığı, kimsenin ofansif bir çözüm bulamadığı zamanlarda sorumluluk alıp orada anahtar görevi görmek. Savunmaları açmak çok hoşuma gidiyor." dedi. Türkiye Futbol Federasyonu Basın Departmanı tarafından hazırlanan TamSaha Dergisi'ne önemli açıklamalarda bulunan Josue Pesqueira, kendini tanıtırken yaptığı açıklamada, "Kendimi bir kelimeyle anlatmam gerekirse 'sakin' olarak tanımlayabilirim. Çünkü genelde evimden dışarı çıkmayı pek sevmem. Sadece ailemle dışarıda yemek yemeğe karar verirsek o zaman çıkarız. Ailemle vakit geçirmeyi çok önemsiyorum. Takımla yaptığımız seyahatler ve kampların yoğunluğu nedeniyle ailemle geçirdiğim vakitler benim için çok daha önemli hâle geliyor." dedi. TamSaha Dergisi'ne konuşan Josue Pesqueira'nın röportajının dekayları şöyle: Bursaspor'a transferin nasıl gerçekleşti? Açıkçası transferim bir gün içerisinde gerçekleşti. Başlangıçta Lazio ve Napoli gibi İtalyan kulüplerinden teklifler vardı. Ama ben daha çekişmeli bir ligde oynamak istedim. Porto kulübünde çalışan ve benim için çok önemli bir insan olan Gökhan Bozkurt, şu anda teknik direktörüm olan Şenol Güneş'i de çok iyi tanıyan biri. Şenol Hocayla görüşmesi sırasında "Aradığınız kan bu" demiş. Hocamız da videolarımı izlemiş. Aynı gün içerisinde beni istediğini belirttikten sonra transferimin gerçekleşmesi için gerekli işlemler yapılmaya başlandı. Arada Eskişehirspor'dan da bir teklif gelmişti. Fakat diğer Portekizli arkadaşlarımla konuştuğumda Bursa'nın benim için daha iyi bir seçenek olacağını söylediler. Ben de tercihimi Bursaspor'dan yana kullandım. Bursaspor'u tercih etmendeki en önemli etkenler neler oldu? Öncelikle Portekiz'den dışarı çıkmam gerektiğini hissettim. Başka bir ülkede oynamak ve böyle bir deneyim kazanmak istedim. Onun dışında Porto'daki profesyonellerle bazı fikir ayrılıkları yaşadık. Bana birkaç seçenek sundular fakat onların düşünceleriyle benimkiler çok örtüşmüyordu. Onların istediklerini yapmak istemedim. Eskişehirspor'dan da tam o dönem teklif gelmişti. Türkiye'yi çok fazla tanımıyordum. Arkadaşım Ricardo Quaresma orada oynadığı için sadece Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray'ı biliyordum. Bursaspor'a transferim gündeme gelince Ricardo Quaresma ile konuştum ve Türkiye ile ilgili bilgiler aldım. O da 'Kesinlikle gitmelisin, senin için çok güzel bir deneyim olacaktır' dedi. Eşim de Türkiye'ye gelmeye sıcak bakınca kararımı kesinleştirdim. Türkiye'ye, Bursa'ya ve Türk futboluna adaptasyon sürecini tamamlayabildin mi? Bu tarz transferler gerçekleştikten sonra adaptasyon sağlamanız gereken ilk kişiler kulüpteki çalışanlardır. Ben de bu ilişkileri hızlı kurduğumu düşünüyorum. Takıma ve kulübe adaptasyonumun iyi olduğunu söyleyebilirim. Buraya hızla alıştım ve kendimi onların arasında rahat hissedebiliyorum. Burası Portekiz'den çok da farklı değil. Sadece yemek konusunda belli farklılıklar var beni zorlayan. Ama bu da beklediğim bir şeydi. Bazı şeylerin farklı olması gerekiyor zaten Futbol ve lige adaptasyon anlamında da Portekiz biraz daha taktiksel bir lig. Oyuncular oyunu düşünerek oynuyor. Burada daha fazla tutkunun ve ruhun ön plana çıktığını görüyoruz. Herkes tutkusunu oyunun her saniyesinde göstermeye çalışıyor. Bu da devamlı ileri geri giden ve çok hızlı değişen dinamiklere sahip bir oyun çıkartıyor ortaya. Şampiyon oluruz diyemiyorum ama kadro kalitesine, oyun zekâmıza baktığınız zaman bu takımın üst sıralarda olması gerektiğini düşünüyorum. Bu sezon Bursaspor'da kiralık olarak forma giyeceksin. Gelecek planların neler? Burada kalmayı düşünüyor musun? Önümüzde uzunca bir süre var. Zaman bize ne gösterecek, kulüp benim burada kalmam hakkında ne düşünecek bilemiyorum. Burada geçirdiğim günler ve edindiğim tecrübeye dayanarak şunu söyleyebilirim ki, kiralık sözleşmemin sonunda da Bursaspor'da kalmaya devam edersem gerçekten çok mutlu olacağım. Kalmayı çok istiyorum. Porto ile 2 sezon daha kontratım var ama dönmek istemiyorum açıkçası. Eğer bu sürecin sonucunda burada kalmamla ilgili bir karar verilir ve bu karar bana da uyacak bir şekilde olursa gerçekten büyük mutluluk duyacağım. Çünkü burada her şey şu ana kadar çok güzel görünüyor. Bu kadar kısa sürede bu derecede uyum sağlayan futbolcu azdır sanıyorum Tabiî bu sadece adaptasyonla mı ilgili bilmiyorum. Benim için en önemli etkenlerden ikisini size söyleyeyim;başkanımızın ve hocamızın bana olan güveni. Sorumluluğum da artıyor böylelikle Birisi yönetim kısmının en tepesindeki isim, biri de kulübün teknik tarafının en tepesindeki kişi Bu insanlar size gerekli güveni gösterdiğinde ve yaratıcılığınızı ortaya çıkarabileceğiniz rahat ortamı verdiklerinde sizin de adapte olmamanız için bir sebep kalmıyor. Şimdiki takım arkadaşın Belluschi de Porto'da oynadı ve UEFA Kupası kazandı. Bursaspor'da onunla birlikte oynamak senin için ne ifade ediyor? Belluschi ile aynı antrenmanlara zaman zaman katılmıştık ama ben onun döneminde Paços de Ferreira'ya kiralık olarak gönderilmiş genç bir oyuncuydum. Dolayısıyla daha çok karşılıklı oynadık. Ama tabiî ki ona çok büyük bir saygım var. UEFA Kupası'nı kazandıkları dönemde, bence o dönemin dünyadaki en iyi orta saha üçlüsü olarak nitelendirilebilirler. Şu anda Manchester City formasını giyen Fernandoile Joao Moutinhove Belluschi gerçekten çok yaratıcı ve oyunu domine eden bir orta sahaydı. Ben de hep onları örnek aldım ve bu gözle baktım. Bugün kendisiyle takım arkadaşıyız. Bütün takım arkadaşlarımla saha içinde çok iyi anlaşıyoruz ama Fernando Belluschi'nin benim oyunumu en iyi anlayan oyuncu olduğunu düşünüyorum. Kendi futbolunu nasıl tanımlarsın? Savunmayı çok fazla sevmiyorum. Ama görevim genelde defansla orta saha arasında topa sahip olup oradan oyunu kurmak. Çok gole dönük bir oyuncu olduğumu düşünmüyorum. Benim işim önümde oynayan takım arkadaşlarımın daha rahat gol atabilecekleri son pasları verebilmek. Asistleri yapabilmek ve hatta oyunun sıkıştığı, kimsenin ofansif bir çözüm bulamadığı zamanlarda sorumluluk alıp orada anahtar görevi görmek. Savunmaları açmak çok hoşuma gidiyor. Oyunu yönlendirmeyi seven bir karaktere sahip olduğunun altını çiziyorsun Peki buna paralel olarak takımın ofansif gücü hakkında ne düşünüyorsun? Çok farklı tiplerde oyunculara sahibiz. En öne çıkanlardan bahsetmem gerekirse mesela Ozan İpek, çizgiye inmeyi seven ve içeri girecek arkadaşlarına "Al da at" dercesine ortalar kesebilen bir oyuncu. Çok yetenekli ve oyunu anlayabiliyor. Çok enteresan bir tekniği var. Volkan da aynı zamanda çizgiye inebiliyor ama o daha çok topla içeri girmeyi seviyor. Küçük ama hızlı adımlarıyla ikiye birler yaparak penetre etmeyi seviyor. Fernandao zaten bugüne kadar oynadığım hiçbir santrfora benzemiyor. Hem çok uzun boylu, çok mücadeleci bir oyuncu hem topu alıp size servis edebiliyor; onun dışında savunma arkasına atılan toplara da etkili bir şekilde koşup bitiriciliğini kullanabiliyor. Her gün biraz daha iyi anlıyorum onların oyununu. Her antrenman her maç birbirimize alışmamız için, onların hareketlerini öngörebilmem adına biraz daha fikir veriyor bana. Gün geçtikçe uyumumuzun daha da yükseleceğini düşünüyorum. En büyük çıkışı yaptığın teknik adam Paulo Fonseca sende ne gibi izler bıraktı? Benim için dünyanın en iyisi Her şeyden önce oyuncularla kurduğu ilişki çok dengeli... Paulo bizim için hocadan çok arkadaştır. Ama oyuncuların saygı çizgisini de hiçbir zaman bozmasına izin vermez. Oyuncuların ne tarz antrenmanlardan hoşlandığını bilir, dinlemeyi iyi bilen bir insandır. En büyük özelliği bence bu Çok kısıtlı bir kadro ve bütçeyle Portekiz liginde hiç kimsenin beklemediği bir başarı elde etti; Paços de Ferreira'yı üçüncü yaparak Şampiyonlar Ligi'ne götürdü. Kariyerimde yükseldiğim ve kendimi iyi hissettiğim dönemler vardı Paulo'dan önce. Ama onunla olan dönemler gerçekten en iz bırakan dönemlerimdi diyebilirim. Hâlâ görüşüyor musunuz? Paços de Ferreira'da devam ediyor. Oradan ayrılırken benim de devam etmemi istiyorlardı. Ama ben başka bir seviyede oynamak istiyordum artık. Dolayısıyla biraz kırgınlık oldu. Ancak aramızdaki bu ufak-tefek şeyler benim onun hakkındaki düşüncelerimi değiştirmedi. Portekiz'e döndüğüm zaman görüşeceğiz, oturup konuşacağız tabiî ki "ŞENOL GÜNEŞ BUGÜNE KADAR ÇALIŞTIĞIM HİÇ BİR TEKNİK DİREKTÖRE BENZEMİYOR" Millî Takım'ı dünya üçüncüsü yapmış, Türkiye'nin en önemli teknik adamlarından biriyle çalışıyorsun. Şenol Güneş'in çalışma şeklini, teknik ve taktik anlayışını, futbolcularla iletişimini nasıl buluyorsun? Gelmeden önce çok fazla bilgim yoktu hocamızın geçmişiyle alâkalı. Ama Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli teknik direktörlerden biri olduğunu biliyordum. Fakat geldikten sonra farkını gördüm. Şenol Güneş bugüne kadar çalıştığım hiçbir teknik direktöre benzemiyor. Gerçekten çok farklı bir tarzı var. Oyuncularla çok sakin ve dingin bir iletişimi var. "Her yerde ben olayım, her şeyi ben kontrol edeyim' gibi bir durumu da yok. Ekibini çok teknik bir şekilde kullanıyor, sorumluluğu paylaştırıyor. Onlara güvenini her alanda belli ediyor. Bence en büyük özelliği çalıştığı insanlara güven aşılayabilmesi. Bunu hem teknik ekibinden görüyoruz hem de benimle ilk geldiğimde olan görüşmesinden de biliyorum. Etrafındaki insanların en iyi şekilde performans verebilmesi adına her şeyi yapıyor. Taktiksel olarak baktığımızda bence doğru bir futbol oynatmaya çalışıyor. Tabiî bu tarz konular biraz da sonuçlarla alâkalıdır. İnsanlar sonuçlar iyi gitmediği zaman mutlaka eleştiri yapacaktır. Ama bence doğru bir oyun oynamaya çalışıyoruz. Kulübü ve tesisleri nasıl buldun? Bursaspor'un tarihini, başarılarını açıp okuyabiliyorsunuz bir yerlerden. Kulüp olarak da belli bir seviyede olduğunu biliyordum ama böyle bir tesis, böyle bir kulüp beklemiyordum. Gerçekten çok oturmuş bir tesis ve iki tane her an hazır sahamız var. Kulüpte bir oyuncunun isteyebileceği her şey mevcut. Odalar gerçekten çok güzel. Portekiz'de sadece Porto, Benfica ve Sporting Lizbon'un böyle imkânları var. Bragada eh, buna benzer belki Ama kesinlikle bu kadar değil. Dolayısıyla çalışma ortamı çok uygun. Evet, iyi bir kulüp bekliyordum ama gördüklerim beni şaşırttı. Çok daha fazlası olduğunu gördüm. Süper Lig'i Portekiz Ligi ile kıyasladığında ne gibi farklılıklar ortaya çıkıyor? Öncelikle Türkiye'de çok fazla gol oluyor. Portekiz Ligi şuan çok kısır geçen bir lig hâline dönüştü. Portekiz'de oyun biraz daha stabil, daha çok zekâ ile oynanmaya çalışılıyor. Burada iki takımın birbirine gerçekleştirdiği kontrataklar ve hızlı hücumlar çok önemli. Burada gördüğüm şu da var, yenemeyeceğin takım yok Her takım yenilebiliyor. Bir de burada büyük takım, küçük takım ayırımı var. Büyük takım, küçük takıma "Nasılsa yenerim" gözüyle bakıp öyle sahaya çıkıyor. Ama bunu Portekiz'de asla göremezsiniz. Her takım birbirine aynı ciddiyetle bakar. Orada bir takım diğerini önemsemek zorunda, yoksa sıkıntı yaşar. Millî takım hedeflerinden bahseder misin? Zaten aday adayıyım. Geniş kadroda varım. Geçen sezon sonlarında birkaç maç kaçırmıştım. Dünya Kupası kadrosuna seçilmememin en önemli nedeni buydu. Sakatlık yaşamıştım. Ancak bu şekilde oynamaya devam edersem, bundan sonraki maçlar için çağırılacağımı düşünüyorum. Futbol dışında izlemekten zevk aldığın, ilgilendiğin başka spor dalları var mı? Basketboldan hoşlanırım. NBA seyretmeyi severim. LeBron James izlemekten çok zevk aldığım bir oyuncu. Dolayısıyla o hangi takıma gidiyorsa biraz oraya yoğunlaşıyorum. Ayrıca SuperBowl dedikleri Amerikan Futbol Ligi'nin son karşılaşması Onu izlemeyi çok seviyorum, çünkü çok büyük bir şölen oluyor. Maçlara çıkmadan önce bir uğurun var mı? Hayattaki uğurum sanırım kızım Kızım iyi olsun diye dua ederim sadece. Ailem yanımda. Olmasalar ölürdüm herhalde. Kızımsız asla Takımdan çok umutlusun. Bursaspor'u sezon sonunda nerede görüyorsun? Açıkçası benim kafamda bir yer var. Takımın bu oyunuyla "Biz şurada bitiririz" dediğim bir yer... Ama beklentileri yükseltmek istemiyorum. Hem de bazen bir şey olur, bazı değişkenler olur ve düşünceleriniz yerine gelmez. Net bir şey söyleyerek kimseyi sonrasında hayal kırıklığına da uğratmak istemiyorum. Ama herkes için sürpriz olacak bir yerde bitireceğimizi düşünüyorum. Kimsenin beklemediği bir yerde bitireceğiz ligi. Bunu söylemeliyim. Bursaspor'un çok ateşli ve güçlü bir taraftar profili var. Onlara takımın yeni isimlerinden biri olarak neler söylemek istersin? Her şeyden önemlisi takımın iyi gitmesi. Takım iyi gittiği zaman taraftarlarımız da desteklerini daha artıracaktır. Henüz geldiğimden beri kendi evimizde dolu tribünlere oynayamadım. Bu büyük bir eksiklik. Eğer mümkünse bizi yalnız bırakmasınlar. Onun dışında ben elimden gelenin en iyisini yapacağımın sözünü veriyorum. Bazen sonuçlar gelmez, bazen takım iyi olmaz ya da sonucu bulamazsınız. Ama niyetimizden hiçbir zaman şüpheleri olmasın. Ben ve takım arkadaşlarım her zaman en iyisini deneyeceğiz. (CİHAN)

SAYFA 16 SİYAH MAVİ KIRMIZI SARI ALTİD Başkan Yardımcısı Dahoğlu: "Yapılan maliyet hesapları sonucunda konaklama fiyatları kışın gecelemede 10 avrolara kadar düşebiliyor" Oda fiyatları 10 avroya kadar düştü Türkiye'nin önemli turizm merkezlerinden Alanya'da bulunan 582 tesisten sadece 55'i kış döneminde açık kalıyor, konaklama ücretleri de kişi başı 10 avroya kadar düşüyor. Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD) verilerine göre, ilçede yaz döneminde doluluk oranı yüzde 90'ları bulan 150 bin yatak kapasiteli 582 bakanlık ve belediye belgeli turizm tesisi bulunuyor. Söz konusu tesislerin büyük bölümü turizm sezonunun sona ermesinin ardından kış döneminde kapılarına geçici olarak kilit vuruyor. Kış döneminde sadece 55 tesisin açık kaldığı ilçede yaz sezonunda ortalama 100 avro olan kişi başı konaklama ücreti, 10 avroya kadar düşüyor. - Kış döneminde "her şey dahil" konseptinden çıkılıyor ALTİD Başkan Yardımcısı Mehmet Dahoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaz sezonunun bitmesinin ardından otellerin kar zarar hesabı yaparak açık kalma ya da kapatmaya karar verdiklerini söyledi. Yaz döneminde kişi başı gecelik konaklamanın ortalama 100 avro olduğuna işaret eden Dahoğlu, "Kış döneminde ise minimum rakamları hesaplıyoruz. Otel kapalıyken mi yoksa açıkken mi zararı en aza indirebilirizi düşünüyoruz. Yapılan maliyet hesapları sonucunda konaklama fiyatları kışın gecelemede 10 avrolara kadar düşebiliyor" dedi. Yaz döneminde 100 avroyu bulan fiyatlarda "her şey dahil" konseptinin geçerli olduğunu vurgulayan Dahoğlu, 10 avro fiyatını verirken bu konseptten çıktıklarını dile getirdi. İstikrarın devam etmesi gerektiğinden hareket ettiklerini anlatan Dahoğlu, "Otelin açık kalarak çalışanların bir şekilde evlerine ekmek götürmesi, ülke ekonomisinde canlılığın sağlanması adına bazen zarar edilebiliyor" diye konuştu. - "Kalite düşmüyor" Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Alanya Bölgesel Yürütme Kurulu (BYK) Başkanı Suat Çavuşoğlu ise ilçede kış turizminin olması gerektiğini kaydetti. Alanya'nın iklimi ve tesisleriyle kış turizminde de öne çıkabileceğini ifade eden Çavuşoğlu, kış döneminde açık olan tesislerin sayısının artırılması gerektiğine inandığını söyledi. Golf turizmi ve Akdağ Kayak Merkezi ile kış turizminde Alanya'nın ön plana çıkabileceğine dikkati çeken Çavuşoğlu, şöyle konuştu: "Diğer destinasyonlara göre çok daha uygun fiyatların olması bunu kolaylaştıracaktır. İlçede sadece yaz turizminin değil, kış turizminin de yapılabilirliğini göstermek gerekiyor. Belki kış döneminde fiyatların düşmesi nedeniyle kalitenin düştüğü söylenebilir ama düşmüyor. Otelcilerimiz kışın da açık kalmak maksadıyla maliyetine fiyat sunuyor. Otellerimiz kışın da açık kaldığı sürece yurt dışından daha fazla turist alabiliriz." - "Üçüncü yaş grubuna ulaşılmalı" Alanya Tanıtım Vakfi (ALTAV) Yönetim Kurulu Üyesi Şükrü Cimrin ise ilçe ikliminin kışın, üçüncü yaş kuşağını rahat ettirici nitelikte olduğunu belirtti. Bu grupta yer alan turistlerin kışın birkaç ayını geçirebilecek uzun sürelerinin olduğunun altını çizen Cimrin, "Talep azlığı ve firmaların yaz destinasyonu nedeniyle uçaklarını başka tatil noktalarına yönlendirmesi bizleri fiyatları kırma noktasına getiriyor. Bu da 10-15 avrolara yarım pansiyon, çok kaliteli bir tesiste misafirlerin konaklamasına olanak sağlıyor" dedi. Otellerin kışın bu fiyatları vermesinin ana sebebini "tesislerini bu mevsimde açık tutabilmek ve ana personel istihdamını devam ettirebilmek" şeklinde açıklayan Cimrin, "Bazı tesislerimiz kışın belli derecede zarara razı olup kaliteden ödün vermeden açık kalabiliyor. Özellikle kışın da ilçenin yaşanabilirliği iyi anlatılmalı, üçüncü yaş grubuna ulaşılmalı ve onların tatil yapacakları ilçede birçok etkinliğin olduğunu bilmelerini sağlamalıyız. Bu şekilde kara geçebiliriz" diye konuştu. (AA) www.sondakikagazetesi.com 2 Ocak 2015 Cuma Sözleşmeli işçilere YENİ YIL MÜJDESİ Konak Belediyesi bünyesinde sözleşmeli işçi statüsünde çalışan personel yeni yıla mutlu girdi. Destek Hizmetleri, Ulaştırma ile Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü ne bağlı olarak farklı farklı hizmet alım sözleşmelerine göre çalışan yaklaşık 150 işçi, 1 Ocak tan itibaren geçerli olan yeni sözleşmeyle tek çatı altına toplandı. Çalışanlar arasındaki ücret eşitsizliğini ortadan kaldırmak için de en düşük işçi aylığı bin 100 liradan, yaklaşık bin 700 liraya çıkarıldı İmzalanan yeni sözleşmeyle koşulları iyleştirilen personelin yeni yılı aileleriyle birlikte mutlu geçirmesi dileğinde bulunan Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, Yeni yılın Konak için, çalışan personelimiz için başarılı ve daha verimli hizmetlerin sunulacağı bir yıl olmasını diliyorum dedi. İzmir in merkez ilçesi Konak ta göreve gelir gelmez belediye çalışanları arasında iş barışını sağlamak için önemli adımlar attıklarını belirten Belediye Başkanı Pekdaş, Belediye personellerimizin bir kısmı hizmet alımı yöntemiyle çalışıyor. Geçmiş dönemde her müdürlük kendi bünyesinde hizmet sözleşmesi yapmış. Fakat çok farklı hizmet sözleşmelerinin varlığı hem iş barışını tehdit eden bir olgu olarak karşımıza çıkıyordu hem de çalışma verimliliğini etkiliyordu. Biz göreve gelir gelmez bu sözleşmelerin teke indirilmesi çalışmalara başladık. Çalışanlarımızın haklarını gözeterek daha istikrarlı, daha verimliliğe dönük bir sözleşme oluşturmak için harekete geçtik. Mevcut sözleşmeler 31 Aralık 2014 tarihinde bitti. Biz artık 2015 e yeni bir başlangıçla başlamak istedik. Artık farklı farklı hizmet sözleşmeleri yerine insan haklarına uygun, performansı hedef alan bir sözleşme yaptık dedi. EN DÜŞÜK MAAŞ BİN 700 LİRA OLDU Destek Hizmetleri, Ulaştırma ile Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü bünyesinde yapılan hizmet alımlarını tek bir sözleşmeyle Destek Hizmetleri Müdürlüğü bünyesinden topladıklarını YENİ YILDA YENİ BAŞLANGIÇ Yapılan yeni sözleşmeyle yeni yıla yeni bir başlangıç yaptıklarını kaydeden Başkan Pekdaş, sağlanan maaş artışı ile çalışanlar arasındaki ücret dengesizliğini de giderdiklerini söyledi. Konak Belediyesi nin mutlu ve büyük bir aile olarak halka hizmet vermeyi sürdüreceğini dile getiren Başkan Pekdaş şöyle konuştu: Hem sözleşmelerimizi yeniden düzenledik hem de çalışanlarımızın insanca koşullarda çalışmasını hedefledik. Yeni dönemde artık farklı farklı hizmet alım sözleşmeleri olmayacak. Tek bir sözleşmeyle ve asgari bin 700 lira maaşla çalışacaklar. Bu ücret farklı kademelerde değişecek. Ben yeni yılın Konak için, çalışan personelimiz için başarılı bir yıl olmasını diliyorum. Çalışanlarımızın performansının yüksek olacağı ve daha verimli hizmetlerin verileceği bir yıl olacağına da inanıyorum. belirten Pekdaş, üç farklı sözleşme altında farklı ücretlere tabi çalışan personelin artık tek bir sözleşme altında daha eşit koşullarda çalışmaya devam edeceğini söyledi. Pekdaş, Farklı müdürlükler üzerinden yürütülen sözleşmeli personel alımını tek bir müdürlük üzerinden, destek personeli alımı şeklinden tek tipleştirdik. Böylece hem daha denetlenir hem daha performansa dayalı hem de en önemlisi insanca ücretlerin verildiği bir yapı oluştu. 1 Ocak tan itibaren çalışanlarımız aylık bin 100 liraya değil, asgari bin 700 lirayı bulan ücretlerle çalışmaya devam edecekler. Ücretteki bu iyileştirmeyle birlikte performans iyileştirmesini de hedefliyoruz diye konuştu. (HABER MERKEZİ) Yeni yıldan beklentileri KAYIP OĞULLARINA KAVUŞMAK İzmir'in Gaziemir ilçesinde geçtiğimiz 12 Nisan'da iş yerinden çıktıktan sonra haber alınamayan 19 yaşındaki Mehmet Ali Örke'nin anne ve babası, yeni yılda çocuklarına kavuşmayı bekliyor Gaziemir ilçesinde 12 Nisan'da iş yerinden ayrılmasının ardından bir daha haber alınamayan 19 yaşındaki Mehmet Ali Örke'nin anne ve babasının yeni yıldan beklentisi, kayıp çocuklarına bir an önce kavuşmak. Örke ailesinin 3 çocuğundan biri olan Mehmet Ali'den haber alamayan aile, İzmir Emniyet Müdürlüğü Kayıp ve Aranan Şahıslar Şube Müdürlüğü'ne 12 Nisan'da yaptıkları müracaattan bu yana umutla çocuklarının yolunu gözlüyor. Gaziemir ilçesindeki evlerinde AA muhabirine açıklama yapan anne Raziye Örke, 2015 yılından beklentisinin oğluna kavuşmak olduğunu ifade etti. Her kapı çaldığında kayıp oğlu gelmiş gibi yerinden fırladığını, evlerinin önünden geçen bir otomobil yavaşladığında içinde oğlu varmış gibi hissettiğini dile getiren Örke, evladına duyduğu hasretin ve dayanılmaz boyutlara ulaşan bir acıya dönüştüğünü söyledi. Oğlunun nerede olduğunu gören, bilen, duyan varsa kendilerini aramalarını isteyen Örke, oğluna da "Eğer gelmek istemiyorsan da bizi bir kere ara lütfen. Artık dayanamıyorum" diye seslendi. - "O soğukta üşür, sokakta yapamaz" Oğlunun yaşıyor olduğunu düşündüklerini ifade eden Örke, "Balkona çıktığım zaman hafif bir soğuk olduğu zaman benim oğlum nerede diye merak ediyorum. Ona sahip çıkamadığımız için vicdan azabı çekiyorum. Sokakta yaşayan bir çocuk değildi, sokakta yapabilen bir çocuk değildi. Beni günde 10 kez arardı. Görüyorsa, duyuyorsa, biliyorsa bir kere arasın lütfen. Gittiği günden beri yaşıyor olması için dua ediyorum. Eğer yaşıyorsa, inşaallah yaşıyordur, bir yolunu bularak bize ulaşsın" şeklinde konuştu. - Göçmen kaçakçılığı şebekesine girdi iddiası Mehmet Ali Örke'nin babası Bayram Örke ise gittiği günden beri dedektif gibi izini sürdükleri çocuklarının göçmen kaçakçılığı şebekesi tarafından kandırılıp götürüldüğünü iddia etti. Oğlunun göçmen kaçakçılığı suçundan sabıkası bulunan H.P. ile birlikte gittiğini iddia eden Bayram Örke, polise ihbarda bulundukları H.P'nin gözaltına alındığını ancak tutuksuz yargılanmak üzere serbest kaldığını söyledi. Bu duruma tepki gösteren baba Örke, şunları söyledi: "Biz yeni yılı falan karşıladığımız yok. Çok üzüntülüyüz, dört gözle oğlumuzu bekliyoruz. Acaba bir yerden haber gelir mi diye bekliyoruz. Gören bilen duyan varsa bir telefon etmesi yeterli. Çocuğumuz gelmediği sürece bizim yeni yılımız olamaz. Yaptığımız araştırmalarda oğlumuzun yanında diğer kaybolan kişi Yusuf Karadere ile birlikte H.P'nin kiraladığı şoförlü bir araçla Çanakkale'nin Ayvacık ilçesine gittiğini öğrendik. Biz bu durumu polise bildirdik. Emniyet güçlerinin gözaltına aldığı H.P, önce bize çocuğumuzun yerini söyleyeceğini belirtmişti ama Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi'ndeki polise verdiği ifadede oğlumuzun yerini bilmediğini söyledi. Sonuçta tutuksuz yargılanmak üzere serbest kaldı. Başbakanımıza ve İçişleri Bakanımıza mektup yazdık. Bu şahıs belli, götüren belli, gittiği yer belli. Hangi arabayla gittikleri belli, götürdükleri göçmenler belli. Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan başta olmak üzere Başbakanımız Ahmet Davutoğlu ve İçişleri Bakanımız Efkan Ala'nın bu olayın üzerinde durmasını ve yeni yılda bizi sağ salim çocuğumuzla kavuşturmalarını bekliyoruz." Ailenin her yerde aradığı Mehmet Ali'nin yakın zamanda evlenen ağabeyinin düğününde kaydedilen görüntülerde neşeli tavırları dikkati çekiyor. Gözü yaşlı aile, piste çıkarak oynayan, etrafa gülücükler saçan Mehmet Ali'nin ağabeyinin düğününde çekilen videosuyla hasret gideriyor. - Olay Geçtiğimiz yıl 12 Nisan günü babasıyla birlikte çalıştığı gıda işletmesinden "arkadaşlarıyla gezmeye gideceğini" söyleyerek ayrılan Mehmet Ali Örke, evine dönmemiş, çocuklarına ulaşamayan anne Raziye ve baba Bayram Örke, polise çocuklarının kayıp olduğu başvurusunda bulunmuştu. Polisin yaptığı araştırmada Mehmet Ali Örke'nin cep telefonundan en son Çanakkale'de sinyal alındığı tespit edilmişti. (AA)