T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İNŞAAT MÜHENDISLIĞI ANABILIM DALI



Benzer belgeler
YAPILARDA HASAR. betonarme yapılardaki gibi taşı. çok r. En küçük. üçük k temel oturması duvarlarda hemen gözlenir.

Çok Katlı Yapılarda Perdeye Saplanan Kirişler

BETONARME BĠR OKULUN DEPREM GÜÇLENDĠRMESĠNĠN STA4-CAD PROGRAMI ĠLE ARAġTIRILMASI: ISPARTA-SELAHATTĠN SEÇKĠN ĠLKÖĞRETĠM OKULU ÖRNEĞĠ

Taşıyıcı Sistem Elemanları

t xlo ) boyutlarında bir alan yükü etkir (P k ). t xlo )+( 2 t xlo ) boyutlarında bir alan yükü etkir (P m ).

DENEY NO: 9 ÜÇ EKSENLİ BASMA DAYANIMI DENEYİ (TRIAXIAL COMPRESSIVE STRENGTH TEST)

STATİK-BETONARME PROJE KONTROL FORMU Evet Hayır

KATEGORİSEL VERİ ANALİZİ (χ 2 testi)

YIĞMA YAPILARDA OLUŞAN HASARLAR, NEDENLERİ VE ÖNERİLER DAMAGES OBSERVED IN MASONRY STRUCTURES, CAUSES AND RECOMMENDATIONS

Deprem Yönetmeliklerindeki Burulma Düzensizliği Koşulları

Soma Belediye Başkanlığı. Birleşme Raporu

DAİRESEL KESİTLİ TELDEN SOĞUK OLARAK SARILAN BASMA YAYLARININ HESABI

YIĞMA TİPİ YAPILARIN DEPREM ETKİSİ ALTINDA ALETSEL VERİ ve HESAPLAMALARA GÖRE DEĞERLENDİRİLMESİ

2.4. ELASTĠK DEPREM YÜKLERĠNĠN TANIMLANMASI : SPEKTRAL ĠVME KATSAYISI

AFET YÖNETİMİ. Harita 13 - Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası. Kaynak: AFAD, Deprem Dairesi Başkanlığı. AFYONKARAHİSAR 2015

ZEMİN MUKAVEMETİ: LABORATUVAR DENEY YÖNTEMLERİ

SANAYİNİN KÂRLILIK ORANLARI ÖNEMLİ ÖLÇÜDE AZALDI

Şekil 5.12 Eski beton yüzeydeki kırıntıların su jetiyle uzaklaştırılması

Bu çal mada var lan sonuçlar ve konuyla ili kin önerilerimiz a da özetlenmi tir.

Burulma düzensizliğinin çok katlı sürekli tablalı kirişsiz ve kirişli döşemeli yapılara etkisinin incelenmesi

Faaliyet Alanları. 22 Aralık Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü

1.1 Yapı Dinamiğine Giriş

-Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onuncu kez gerçekleştirilmiştir.

MALZEME BİLGİSİ. Atomlar Arası Bağlar

İYON DEĞİŞİMİ AMAÇ : TEORİK BİLGİLER :

ĐHRACAT AÇISINDAN ĐLK 250 Prof. Dr. Metin Taş

YAPILARDA DERZLER VE SIZDIRMAZLIK MALZEMELERİ

DERS BİLGİ FORMU Elektrik Tesisat Projeleri Elektrik-Elektronik Teknolojisi Elektrik Tesisat ve Pano Montörlüğü

uzman yaklaşımı Branş Analizi öğretim teknolojileri ve materyal tasarımı Dr. Levent VEZNEDAROĞLU

Kursların Genel Görünümü

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

Emeklilik Taahhütlerinin Aktüeryal Değerlemesi BP Petrolleri A.Ş.

Betonarme ve Prefabrik Yapılarda Risk Değerlendirmesi

Basit Kafes Sistemler

İngiltere de yapılan bir araştırmaya göre konut tiplerine bağlı yoğunluk değerleri aşağıdaki çizelge : 1.4 de verilmiştir (59).

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU

Test Geliştirme. Testin Amacı. Ölçülecek Özelliğin Belirlenmesi Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN

T.C. ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEZ VE ESER ÖNERİSİ HAZIRLAMA ESASLARI

ÇOK KATLI BETONARME BİNALARDA ZEMİN SINIFINA GÖRE DEPREM PERDESİ ORANININ TESPİTİ

Origami. Bu kitapç n sahibi. Haz rlayan: Asl Zülal Foto raflar: Burak Murat Bayram Tasar m: Ay egül Do an Bircan Çizimler: Bengi Gencer

HİDROLİK SIZDIRMAZLIK ELEMANLARININ TEST YÖNTEM VE SONUÇLARI

Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Odabaş

1.0. OTOMATİK KONTROL VANALARI UYGULAMALARI

YAPI ve DEPREM MÜHENDİSLİĞİNDE MATRİS YÖNTEMLER. Prof. Dr. Hikmet Hüseyin ÇATAL. Prof. Dr. Hikmet Hüseyin ÇATAL. (III. Baskı)

MESS ALTIN ELDİVEN İSG YARIŞMASI BAŞVURU VE DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 4 Mart 2008

RİSKLİ YAPILAR ve GÜÇG

KUVVET VE ÖZELLiKLERi BÖLÜM 2

Vidalı bağlantılar. Vidalı bağlantılar ile ilgili genel bilgiler. Sürtünme mafsalları ve kelepçe mafsallarının birleşimi

CSD-OS İşletim Sistemi Projesi - Fonksiyon Açıklama Standardı

BİNGÖL DEPREMİNDE MEYDANA GELEN YAPISAL HASARLARIN İRDELENMESİ. A.Halim KARAŞİN 1,Erhan KARAESMEN 2 karasin@metu.edu.tr

TEMEL İSTATİSTİK KAVRAMLAR

1 MAYIS BİNGÖL DEPREMİNDE MEYDANA GELEN YIĞMA YAPI HASARLARI

6- ODA MERKEZ BÜRO İŞLEYİŞİ

Algoritmalara Giriş 6.046J/18.401J

1- Düz ( düzlem ) Ayna

Alıştırma Toleransı -TERMİNOLOJİ

Page 1. Page 3. Not: Doğrusal ölçüde uzunlukların ölçülendirilmesi şekildeki gibidir.

Olu an yeni malzeme belirli bir hedef için birle en malzemelerden çok daha sa lam ve faydal olabilir.

TUĞLA VE KİREMİT RAPORU

REW İSTANBUL 2016 FUAR SONUÇ RAPORU

MAK585 Dinamik Sistemlerin Modellenmesi ve Simülasyonu

BĐSĐKLET FREN SĐSTEMĐNDE KABLO BAĞLANTI AÇISININ MEKANĐK VERĐME ETKĐSĐNĐN ĐNCELENMESĐ

Satış Amaçlı Elde Tutulan Duran Varlıklar ve Durdurulan Faaliyetlere İlişkin Türkiye Finansal Raporlama Standardı (TFRS 5)

Davranışçı Yaklaşımda Öğrenme Kuramları

Ders içeriği (10. Hafta)

RUH SAĞLIĞI VE PSİKİYATRİ HEMŞİRELİĞİ EĞİTİM VE UYGULAMASI ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU ERZURUM

NORMAL TUĞLA VE PRES TUĞLA İLE DUVAR

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Yazma Becerileri 2 YDA

T.C. TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BİR ÜLKE BİR BAYRAK TESTİ

DENEY 14 Otomatik Lamba Parlaklığı Kontrol Devresi

Proje konularından istediğiniz bir konuyu seçip, hazırlamalısınız.

Görsel Tasarım İlkelerinin BÖTE Bölümü Öğrencileri Tarafından Değerlendirilmesi

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ

Almanca da Sıfatlar (Adjektive) ve Sıfat Tamlamaları - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

SANAYİ BACALARININ VE MİNARELERİN DİNAMİK DAVRANIŞLARININ İNCELENMESİ. Ayhan NUHOĞLU 1, Serhan ŞAHİN 1 anuhoglu@eng.ege.edu.tr, serhanas@yahoo.

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ

DERİN KAZI ÇUKURU İKSA PROJELENDİRİLMESİNE BİR ÖRNEK

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

Daha Ne Kadar Sessiz Kalacaksınız?

ARAŞTIRMA RAPORU. Rapor No: XX.XX.XX. : Prof. Dr. Rıza Gürbüz Tel: e-posta: gurbuz@metu.edu.tr

DEPREM YÜKÜ ETKİSİ ALTINDA KALAN ÇATI KALKAN DUVARLARININ DAVRANIŞI. Mehmet KAMANLI Selçuk Üniversitesi Müh. ve Mim. Fak. İnşaat Müh. Böl.

Vadeli İşlemler Piyasası Bülteni

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

2007 YÖNETMELİĞİNDE TARİF EDİLEN HASAR SINIRLARININ BİNA PERFORMANS DÜZEYLERİ İLE İLİŞKİSİ

Cebir Notları. Bağıntı. 1. (9 x-3, 2) = (27, 3 y ) olduğuna göre x + y toplamı kaçtır? 2. (x 2 y 2, 2) = (8, x y) olduğuna göre x y çarpımı kaçtır?

ASMA GERME TAŞIYICI SİSTEMLER KABLOLU SİSTEMLER. Kablolu Sistemler. Kablolar

HAFİF BETONLARIN ISI YALITIM VE TAŞIYICILIK ÖZELİKLERİ

Doç. Dr. Cengiz ÇETİN, BEK166 Taş Malzeme Bilgisi ve Bozulmalar Ders Notu DERS 9

Araştırma Notu 15/177

T.C. BİLECİK İL GENEL MECLİSİ Araştırma ve Geliştirme Komisyonu

ALÇI DEKORASYON VE KARTONPİYER

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran

HAREKET PROBLEMLERİ Test -1

TOPOĞRAFYA Takeometri

ÇELİK YAPI BİRLEŞİM ELEMANLARI

İhtiyacınız, tüm sisteminizin kurumsallaşmasını sağlayacak bir kalite modeli ise

YSÖP KULLANIM KILAVUZU

STYROPOR ĐÇEREN ÇĐMENTO VE ALÇI BAĞLAYICILI MALZEMELERĐN ISIL VE MEKANĐK ÖZELLĐKLERĐ*

Transkript:

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İNŞAAT MÜHENDISLIĞI ANABILIM DALI. YIĞMA YAPILARIN DÜZLEM DIŞI DINAMIK DAVRANIŞINI ETKILEYEN FAKTÖRLER TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ÖDEVİ ALI ÜLKER 091131028 DENİZLİ, OCAK - 2016

T.C. PAMUKKALE ÜNIVERSITESI FEN BILIMLERI ENSTITÜSÜ İNŞAAT MÜHENDISLIĞI ANABILIM DALI. YIĞMA YAPILARIN DÜZLEM DIŞI DINAMIK DAVRANIŞINI ETKILEYEN FAKTÖRLER TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ÖDEVİ ALİ ÜLKER DENİZLİ, OCAK - 2016

KABUL VE ONAY SAYFASI ALİ ÜLKER tarafından hazırlanan YIĞMA YAPILARIN DÜZLEM DIŞI DİNAMİK DAVRANIŞINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER adlı çalışma proje ödevi olarak sunulmuştur. İmza Danışman DOÇ. DR. OKTAY DEMİRDAĞ... - Üye Unvanı Adı SOYADI giriniz Üniversitesi Üye Unvanı Adı SOYADI Giriniz Üniversitesi Pamukkale Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yönetim Kurulu nun. tarih ve. sayılı kararıyla onaylanmıştır..... Prof. Dr. Orhan KARABULUT Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü

ÖZET YIĞMA YAPILARIN DÜZLEM DIŞI DİNAMİK DAVRANIŞINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ÖDEVİ ALI ÜLKER PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İNŞAAT MÜHENDISLIĞI ANABILIM DALI. (TEZ DANIŞMANI: DOÇ. DR. OKTAY DEMİRDAĞ) (EŞ DANIŞMAN:EŞDANIŞMAN YOKSA BU ALANI SILINIZ) DENİZLİ, OCAK - 2016 Türkiye de yapıların büyük bir oranı, yığma olarak yapılmaktadır. Yığma yapılar bazı açılardan üstün olmalarına karşın, çok ağır olmaları ve deprem gibi dinamik ve yatay yüklere dayanımlarının az olması nedeniyle, genellikle depreme dayanıklı yapı olarak nitelendirilmezler. Ancak ekonomik koşullardan dolayı, Türkiye de yığma yapı yapımı devam edeceğinden, bu yapıların elden geldiğince depreme dayanıklı yapılması, depremlerdeki davranışlarının bilinmesi ve deprem dayanımlarının arttırılması gerekmektedir. Yığma yapılarda hemen tüm duvarlar taşıyıcı olduğu için duvarlardaki her türlü hasar doğrudan taşıyıcı sistemi etkiler ve bu açıdan betonarme yapılardaki gibi taşıyıcı ve taşıyıcı olmayan bölüm hasarı gibi bir ayrım yapılamaz. Bu çalışmada yığma yapıların depreme karşı gösterdiği reaksiyonlardan yola çıkarak yığma yapı elemanlarında meydana gelen gerilmeler hesaplanmıştır. Seçilen deprem bölgesine göre yapı modellenmiştir. Belirlenen döşeme, hatıl ve duvar kalınlığına göre bina ağırlığı bulunup eşdeğer deprem yükü metoduna göre binaya gelen deprem yükleri bulunmuştur. Gelen yüklere karşı duvarlarda oluşan gerilmeler bulunarak emniyet gerilmeleriyle karşılaştırılmıştır. ANAHTAR KELİMELER : Yığma ( kargir ) yapılar, düzlem dışı davranış, deprem ivmeleri.

İçindekiler Tablosu 1.GİRİŞ... 1 2.PROJE KONUSU VE LİTERATÜR BİLGİSİ... 2-3 3.YIĞMA YAPI TANIMI VE DEPREM ALTINDA DAVRANIŞI... 4-6 4.YIĞMA YAPILARDA HASAR BİÇİMLERİ... 7 4.1. Oturma çatlakları ve hasarı... 7-9 4.2. Deprem Hesabı... 10-14 4.3. Yığma Yapılarda Deprem Hasarı Düzeyleri... 15-16 4.4. Diğer Hasar Biçimleri... 17-18 5. DEPREME MARUZ YIĞMA DUVARIN DÜZLEM DIŞI DAVRANIŞI... 18-19 6. SONUÇLAR... 20 7. KAYNAKLAR... 21

1. GİRİŞ Türkiye iki aktif deprem kuşağı arasında olması nedeniyle, ülkemizde bulunan bütün yapıların yeterince mevcut yönetmelik ve hesap kurallarına gerekli titizliğin gösterilmesi gerekmektedir. DİE araştırmalarına göre ülkemizin topraklarının %92,3 ü deprem riski ile karşı karşıyadır. Bu nedenle nüfusumuzun %95 i deprem tehlikesi ile yaşamaktadır. Yapılan araştırmalarda son 60 yılda 60 binden fazla yurttaşımız hayatını kaybetmiş 123.000 kişi yara almış ve 400.000 den fazla binamızda hasar görerek yıkılmıştır. Bunun maddi kaybı ele alındığında son on yıl için memleketimizin mali açıdan kaybı 20 milyar $ düzeyindedir. Ülkemizde büyüklü küçüklü depremlerde yıkılan binaların birçoğu yığma bina olup, can kayıplarının çok önemli bir kısmı da bu tür yapılarda gerçekleşmektedir. Yığma yapılar genellikle mali açıdan gücü zayıf insanlarımız tarafından yapılmakta, yaptırılmakta ve az gelişmiş kırsal bölgelerimizde bulunmaktadır. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana gibi gelişmiş büyük şehirlerimizde bulunan yığma yapıların bu şehirlerdeki toplam yapı sayısına oranları DİE ne göre %40-45 gibi seviyelerdedir. Türkiye genelinde rakamların daha da büyüyeceği düşünülmektedir. Yığma yapılar bazı açılardan üstün olmalarına karşın, çok ağır olmaları ve deprem gibi dinamik ve yatay yüklere dayanımlarının az olması nedeniyle, genellikle depreme dayanıklı yapı olarak nitelendirilmezler. Ancak ekonomik koşullardan dolayı, Türkiye de yığma yapı yapımı devam edeceğinden, bu yapıların elden geldiğince depreme dayanıklı yapılması, depremlerdeki davranışlarının bilinmesi ve deprem dayanımlarının arttırılması gerekmektedir. 1

2. PROJE KONUSU VE LİTERATÜR BİLGİSİ Taşları veya tuğlaları, taşıyıcı olacak şekilde, üst üste koyup, harçla bağlanarak ve yapı döşemesinin de bu duvarlara tahta veya kütüklerle bindirme yoluyla çivi kullanmadan monte edilmiş sistemlere yığma yapı denir. Yığma yapılarda duvarların hem mimari hem de taşıyıcı işlevi vardır. Duvarlar hem hacimleri oluşturur, yapıyı dış etkenlerden korudukları gibi yapının işlevi gereği oluşturulan iç bölmelerini de ayırırlar. Duvarların bu birden çok işlevi kullanım ve yapım açısından yığma yapıların önemli üstünlüğüdür. Yığma yapıyı oluşturan taş, tuğla, kerpiç harç ve beton gibi malzemelerin basınç dayanımı yüksek, çekme dayanımı düşüktür. Bu maddeler gevrek malzemeler olduğu için basınç ve çekme etkisine maruz kaldıkları zaman çok az bir deformasyona uğrarlar. Deprem kuvvetlerinden veya zeminde meydana gelen değişikliklerden dolayı doğan çekme gerilmelerini karşılayamazlar. Çekme gerilmelerini karşılayamayan taşıyıcı elemanlarda çekme çatlakları meydana gelir. Deprem hareketiyle birlikte bu çatlakların yönleri veya çatlak şekilleri yapının işçiliği, kullanılan malzemelere ve duvarlardaki boşluk alanlarına göre değişiklikler gösterir. Bu çatlaklar genellikle pencere ve kapı boşlukları çevresindeki bölümlerde meydana gelir. Bu bilgiler ışığında oluşan hasarlar ve nedenleri göz önünde bulundurularak farklı parametreler için yapının davranış ve gerilmeleri incelenecektir. Literatürde yığma yapılar hakkında yapılan çalışmalar diğer konulara göre daha kısıtlıdır. Bunlardan bazıları aşağıda belirtilmiştir. Bayülke, Doğan ve Hürata (1989), çalışmalarında sarsma tablasında denenen tuğla yığma yapılarda kullanılan harçların basınç ve eğilmede çekme dayanımlarını ölçmüşlerdir. Tanrıkulu (1991), çalışmasında donatılı ve donatısız yığma yapıların lineer olmayan üç boyutlu deprem analizi için matematiksel modeller önermiştir. Yığma yapıların lineer olmayan deprem analizi için iki farklı yaklaşım göz önüne almıştır. Birinci yaklaşımda Eşdeğer Lineer Metot (ELM), ikinci yaklaşımda ise gerçek lineer olmayan model kullanılmış olup bu model duvar elemanının sarsma tablası deneylerinden elde edilen 'hysteteric' davranış özelliklerini göz önüne almaktadır. Modelleri değerlendirmek amacıyla beş örnek problem sunulmuş ve önerilen 2

modellerin yığma yapıların deprem analizinde kullanılabileceği görüşü ortaya konulmuştur. Bayülke (1992), çalışmasında tek katlı bir yığma yapının ne kadar bir deprem yükü altında çatlamaya başlayacağını incelemiş, yatay kuvvetleri duvarların rijitlikleri oranında dağıtarak çatlama meydana getirecek kuvveti araştırmıştır. Madan (1996), çalışmasında donatılı yığma yapıların çatlak mekanizmalarını incelemiş ve çalışmasında lineer olmayan analiz uygulamıştır. Yaptığı deneysel çalışmada kesme duvarlarının eğilme gerilmelerini değerlendirmek için mikro bir fiber (lif) model geliştirmiştir. Bozdoğangil (1998), ikinci derece deprem bölgelerinde yapılmakta olan yığma yapıların deprem durumundaki davranışlarım deneysel olarak araştırmıştır. Deneysel modellemede yapının deprem kuvvetine karşı en dayanıksız olan boşluklu taşıyıcı cephesini ele almış, yığma duvar numunesinin deprem yükleri altındaki davranışını incelemiş ve yükseklik / genişlik oranlarının davranışa etkisi gösterilmiştir. Deney tipi olarak deplasman kontrollü deney yöntemi kullanmıştır. Saberi (1998), Bozdoğangil (1998),'e benzer çalışmalar yapmış, deprem bölgelerindeki yığma yapıların deprem durumundaki davranışlarını deneysel olarak araştırmıştır. Deney tipi olarak yarı statik deney yöntemi kullanmıştır. Batur (1999), çalışmasında donatısız yığma binanın yatay yükler altındaki davranışını incelemiş, konu ile ilgili TS, Eurocode 8, AIJ, ACI, BS 5628 ile karşılaştırmasını yapmıştır. Çalışmasının sonunda 3 katlı donatısız yığma binanın yatay ve düşey yükler altında çözümünü yapmıştır. 3

3. YIĞMA YAPI TANIMI VE DEPREM ALTINDA DAVRANIŞI Taşları veya tuğlaları, taşıyıcı olacak şekilde, üst üste koyup, harçla bağlanarak ve yapı döşemesinin de bu duvarlara tahta veya kütüklerle bindirme yoluyla çivi kullanmadan monte edilmiş sistemlere yığma yapı denir. Yığma yapılarda duvarların hem mimari hem de taşıyıcı işlevi vardır. Duvarlar hem hacimlari oluşturur, yapıyı dış etkenlerden korudukları gibi yapının işlevi gereği oluşturulan iç bölmelerini de ayırırlar. Duvarların bu birden çok işlevi kullanım ve yapım açısından yığma yapıların önemli üstünlüğüdür.(bayülke-2001) Türkiye de yapıların büyük bir oranı, yığma olarak yapılmaktadır. Yığma yapılar bazı açılardan üstün olmalarına karşın, çok ağır olmaları ve deprem gibi dinamik ve yatay yüklere dayanımlarının az olması nedeniyle, genellikle depreme dayanıklı yapı olarak nitelenmezler. Ancak ekonomik koşullar karşısında, Türkiye de yığma yapı yapımı devam edeceğinden, bu yapıların elden geldiğince depreme dayanıklı yapılması, depremlerdeki davranışlarının bilinmesi ve deprem dayanımlarının arttırılması gerekir (Bayülke, 1992). Şekil 1 Yığma Yapı 4

Tuğla yığma yapılar depreme karşı, betonarme yapılara göre çok daha az dayanıklıdır. Kristal ve katmanlı bir yapısı olmayan tuğla ve harçtan oluşan yığma yapı elemanlarının sünek davranması olanak dışıdır. Tuğla duvarlar, gevrek yapı elemanlarıdır. Betonarme gibi donatılı yığma olarak yapılırlarsa, sünek bir nitelikleri olmaktadır. Kalıcı deformasyon yaparak deprem enerjisi tüketme güçleri, betonarme yapılara göre çok azdır. Bu bakımdan 1. derece deprem bölgelerinde zemin ve birinci kat olmak üzere en çok iki katlı yapılabilirler. 2. ve 3. derece deprem bölgelerinde 3 katlı, 4. derece deprem bölgelerinde 4 katlı yapılabilirler. İstenirse bir de bodrum katları olabilir. Tuğla yığma yapıların konut dışında, içinde çok sayıda insan bulunabilen okul, cami, sağlık evi, işyeri gibi amaçlı yapılar olmaması gerekir. Burada verilen ayrıntılara uyularak yapılmış tuğla yığma yapıların deprem dayanımları biraz daha yükselmektedir(bayülke, 1998a). Yapıların depremlerdeki davranışlarını incelemeden önce, atalet kuvveti kavramından bahsetmek gerekir. Duran veya sabit bir hızla hareket eden her cisim, kendisini harekete geçirecek veya hızını değiştirecek herhangi bir dış kuvvete karşı, ağırlığından dolayı bir direnme gösterir. Bu direnme, tesir eden kuvvete aksi yönde oluşur. Bu kuvvetin bir örneği aniden kalkış yapan bir motorlu araç içindeki kişinin geriye doğru gitmesi ve aniden fren yapan arabadaki yolcunun öne doğru gitmesi olarak belirtilebilir. İşte bu şekilde oluşan kuvvetlere atalet kuvveti denir. Yapılarda ise zeminin depremde hareket etmesi, yapının ağırlığının da buna karşı direnmesi sonucu atalet kuvvetleri oluşur. Yapıların depremde davranışları Şekil 2.2 de gösterildiği gibi olmaktadır. Zeminde olan hareket, binayı bir tarafa doğru çekmeye başlar. Ancak yapı ağırlığı ile bu harekete karşı koyarak yapının tekrar eski haline gelmesini ister. Bu şekilde yapı sağa sola sallanıp sallanarak deprem sırasında oynar. Söz konusu gidip gelme hareketi sırasında oluşan atalet kuvvetleri ve deprem kuvvetleri yapıyı iki ucundan çekmeye başlarlar. Eğer yapıyı meydana getiren elemanlar arasında yeterli bir direnç varsa, yani yapı elemanlarının yapı parçalarını bir arada tutabilme gücü varsa, yapı çatlamadan durabilir. Eğer bu güç yoksa çatlaklar oluşmaya başlar. Depremin devam etmesi ile bu çatlaklar genişler ve giderek yapının duvarlarının, kolonlarının parçalanıp dağılmasına ve katların birbiri üstüne çökmesine kadar varan yıkımlar olabilir (Bayülke, 1978). 5

Şekil 2.2 Yapıların depremdeki davranışlarının şematik açıklanması 6

4. YIĞMA YAPILARDA HASAR BİÇİMLERİ Yığma yapılarda hemen tüm duvarlar taşıyıcı olduğu için duvarlardaki her türlü hasar doğrudan taşıyıcı sistemi etkiler ve bu açıdan betonarme yapılardaki gibi taşıyıcı ve taşıyıcı olmayan bölüm hasarı gibi bir ayrım yapılamaz. Yığma yapıların duvarları oturmalara karşı çok duyarlıdır. En küçük temel oturması duvarlarda hemen gözlenir. Bunun nedeni yığma duvarın gevrek malzemeden meydana gelmesi ve bu malzemenin çatlamadan dayanabileceği elastik gerilim ya da yüklerin çok düşük olmasıdır. Dayanımı zayıf bir malzeme olduğu için kolayca hasar görür. 4.1. Oturma Çatlakları Ve Hasarı Oturma çatlakları yapının temelinin daha çok oturduğu bölümler ile diğer bölümler arasındaki sınırları belirler. (Şekil 3.1) yığma yapılarda çeşitli oturma çatlakları görülmektedir.. Bir cephenin ortasındaki oturma köşelerden fazla ise oturma çatlakları temele yakın bölümlerde daha geniştir.(şekil 3.2a). Eğer köşeler, otaya göre daha çok oturuyorsa, eğik oturma çatlakları yukarıya doğru daha geniştir.(şekil 3.2b).Bir köşede oturma farklı ise üst taraftaki çatlak daha geniştir.( Şekil 3.2c) (Bayülke- 2001). Yığma yapılarda oturma hasarının nedeni çoğunlukla sömellerin altındaki özellikle killi zeminlerin taşıma gücünün su kaçakları sonucu zayıflamasıdır. Yığma yapıların duvarlarına gelen düşey gerilmeler ile kullanılan sömel boyutları karşılaştırılınca zemine aktarılan gerilmelerin oldukça küçük değerlerde olduğu görülür. Eğer çok sığ temel yapılmamış ise yapının kendi ağırlığından dolayı oturma olasılığı azdır. Ancak kullanma suyu, kalorifer tesisat suyu kaçakları gibi basınç altındaki sular ile kanalizasyon kaçakları ya da başka yeraltı su sızıntıları nedeni ile sömellerin altının boşalması ya da buradaki killi zeminin kohezyonunun azalması oturma hasarına yol açmaktadır. Özellikle plastisitesi yüksek ve geçirimsiz olan killi bir zeminde oturma yavaş olmakta ve uzun bir süre sonra ortaya çıkabilmektedir. 7

Oturmaya yol açan su kaçağının giderilmesinden sonra kuruyan kilin büzülmesi ile oturmalar bir süre daha devam eder. Kurak mevsimlerinin sonuna doğru zeminin su içeriğinin azalması ile artan büzülme sonbahar mevsiminin başlangıcında en yüksek düzeyde oturma çatlakları oluşturmaktadır. Bu nedenle pek çok yapıda çatlakların mevsimsel olarak açılıp kapandığı gözlenebilir. Bununla birlikte gevşek zemine kurulmuş yığma yapılarda deprem etkisiyle oturmalar daha hızlı bir şekilde gerçekleşerek duvarların göçmesine yol açmaktadır.1 Mayıs 2003 Bingöl depreminde gevşek zemine kurulmuş yığma oturmasıyla birlikte duvarların göçmesi (Şekil-3.3) de gösterilmiştir. Şekil 3.1 Yığma yapılarda çeşitli oturma çatlakları 8

Şekil 4.1.2 (a.b.c) Farklı oturma biçimlerine göre çatlaklarda olan açılmanın biçimleri Şekil 5.3 Gevşek zeminli duvar altı hatılsız bina (YDGA-2005) 9

4.2. Deprem Hasarı Şekil-.3.4 de yığma yapıların deprem etkisi altında kuvvet dağılımını göstermektedir. Kenar duvar (B) çatıdan ve temelden gelen etkilerin altında kesme kuvvetleri ile zorlanmaktadır. Bunun sonucu olarak Şekil-3.5a ve Şekil-3.5b de görülen kuvvetler boşluklar arasındaki duvarlarda 45 derecelik eğik çekme çatlakları oluşturmaktadır. Eğik çekme çatlakları, harç dayanımı tuğla dayanımından daha düşük ise.(şekil-3.6b), derzlerden geçer. Harç dayanımı tuğla dayanımından daha yüksekse ise eğik çekme çatlakları tuğlaları da keserek oluşur.(şekil-3.6a) Deprem sırasında meydana gelen diğer hasarlardan biride taşıcı duvarların topuk bölgelerindeki ezilmeleri ve taşıyıcı duvarın döşemelerden ayrılmasıdır. (Şekil 3.6c ve 3.6d). Deprem yükünün tersinir bir yük olması sonucu ilk oluşan çatlaklara dik olması sonucu x şeklinde eğik çekme çatlakları görülür. Düşey gerilme az ise çatlaklar arasında 90 derece açı olan 45 derece eğimli kesme çatlakları şeklindedir. Eğer duvar düzlemi içinde önemli düşey gerilim varsa, duvar boşlukları büyük olan yapı cephelerindeki dolu duvar parçalarında düşey gerilme yüksektir, kesme çatlalarının açısı 45 dereceden daha büyük olur. Çatlakların yeri ve açısı duvardaki boşluk miktarına ve yerine göre değişir: (Şekil-3.5c ve 3.5d) Eğer deprem yer hareketinin düşey bileşeni büyük ise, depremin merkezine yakın yerlerde düşey yöndeki deprem kuvvetleri önemli boyutlara ulaşabilir. Bu kuvetlerde boşluklar arasında düşey bölümlerde kesme çatlakaları oluşur. Yığma yapıların duvarları düzlemlerine dik yönde de hasar görebilir. Bu tür hasarın nedeni duvarların üst başlarından birbirine yeteri kadar rjit bir döşeme plağı, çatı makası ya da hatıl ile bağlanmamış olmasındandır( Şekil.3.7) Bu durumda Şekil- 3.4 de anlatılan davranış geçerli değildir. Üst başlarından yeterli biçimde bağlanmamış duvarlar ters pandül gibi, bahçe duvarları gibi, serbest durmaktadırlar. Geniş açıklıkları olan okul, cami gibi büyük hacimli alanları çeviren betonarme bir plak sistemi ile de olsa birbirlerine rijit bir biçimde bağlanmamaktadır. Deprem sırasında bu yığma yapılarda yeteri kadar birleşen olmamasından kaynaklanan yıkımlar meydana gelmektedir(şekil-3.8) ayrıca durum çok yüksek (3.00 metre ve daha fazla) duvarlarla çevrelenen hacimler için de geçerlidir. 10

Depremlerde yapılara her iki asal doğrultularında kuvvetler gelmektedir. Bu iki yönlü yükleme altında yığma yapı köşesinin durumu farklı hareketler gösterir ve birbirini iter. Eğer duvarlar köşede iyi bağlanmamış ve hatıl ya da tavan döşemesi yoksa duvarlar köşede bibirlerini düzlemleri dışına doğru itmekterek hasarların oluşmasına sebeb olur. Şekil 3.4 Yiğma yapilarda deprem yükünün taşiyici elemanlara dağılımı 11

12

Şekil 3.5: Yığma yapı duvarlarında çatlak oluşumları : (a) duvarda eğik çekme çatlakları oluşturan kuvvetler ve çatlaklar ilk aşama (b) duvarlarda eğik çekme çatlakları oluşturan kuvvetler ve çatlaklar ikinci aşama (deprem hareketinin yönü değişince). (c) H/L oranı 1 e yakın ise kenarlardaki dolu duvar parçaları yerine bütün çephe birlikte davranır (d) uzun ve dolu bir duvarda birden fazla eğik çekme çatlakları olabilir.(bayülke-1999) Şekil-3.6 Yatay derzlere parallel yükler altında yığma duvarlarda kırılma biçimleri: (a) harç dayanımı tuğla dayanımında yüksek tuğlaları da kesen çatlaklar (b) harç dayanımı tuğla dayanımından küçük derzlerden geçen çatlakalar.(kayma) (c) duvar topuklarındaki ezilmeler (d) taşıyıcı duvarların döşemelerden ayrılarak sallanması.(geaorgia institute of technology May 2004) 13

Şekil 3.7 Üst başlarından yeterli biçimde bağlanmamaış yığma yapıların duvarlarında hasar biçimleri (Geaorgia institute of technology May 2004) Şekil- 3.8 Yeteri kadar bileşeni olmayan yığma yapıda meydana gelen hasar. (YDGA-2005) 14

4.3. Yığma Yapılarda Deprem Hasarı Düzeyleri Taş, tuğla beton briket yığma yapıların hasar düzeyleri beş aşamalı bir ölçek belirlenebilir. Burada incelenen yapı betonarme plak kat ve çatı döşemeleri olan duvarları taşıyıcı olan yığma yapıdır. Bir diğer deyişle kutu davranışı (Şekil-3.4) gösterecek olan yığma yapıdır. A- Hasarsız ya da Az Hasarlı Yapı: Bu hasar düzeyinde yapıda ya hiç çatlak olmamıştır ya da kılcal boyutta (1.0 mm den daha ince) sıva çatlakları vardır. Çatlakların derinliği yüzeysel olup sıva tabakası ile sınırlıdır. Bu hasar düzeyindeki yapılar bir depremden sonra herhangi bir onarım ve güçlendirme gerekmeden kullanılabilir. (Bayülke -1992) B- Az Hasarlı Yapılar: Bu hasar düzeyindeki yapılarda yığma yapıların özelliği olan X-şeklindeki kesme çatlakları oluşmuştur. Çatlakların genişliği 1.0-10.0 mm arasındadır ve büyük olasılık ile duvarın içine kadar uzanmaktadırlar. Duvara nominal kesme gerilmeleri taşıma limiti; yaklaşık 1.0 2.0 kg/cm2 (Bayülke -1992), kadar yatay yüklerden kesme gerilmesi gelmiştir. Duvarın elastik olarak taşıyabileceği gerilme limiti ancak alışmıştır. C- Orta Hasarlı Yığma Yapılar: Bu düzeydeki hasarın belirtisi yine duvarlardaki tipik X- şeklindeki kesme çatlaklarıdır. Ancak çatlak genişlikleri bir önceki hasar düzeyine göre daha fazladır, 10-25 mm gibi. Duvarda oluşan nominal kesme gerilmesinde ulaşılabilen maksimum değere göre önemli (%30-%40) azalma olmuştur. Ancak duvarların genel olarak boyutlarında önemli bir değişme yoktur, duvar düzlemi dışına fazla deforme olmamıştır, şakülden uzaklaşmamıştır. Aslında B ve C hasar aşamaları tek bir grup içinde de alınabilir. Ancak onarım açısından B-sınıfı hasar yapının deprem öncesine göre daha fazla dayanıma sahip olmasını gerektirmeyen bir hasar düzeyi olarak düşünülürken, C-sınıfı hasar yapının güçlendirilmesini gerektiren ayrıntılar isteyen düzeyde bir hasar olarak düşünülmektedir. D- Ağır Hasarlı Yığma Yapılar: Bu hasar düzeyine giren yapılarda çatlakların boyutlarının 25 mm yi aşmasından başka: 1- Duvarlarda düşeyden uzaklaşma, 2- Köşelerde duvarların ayrışması, 3- Duvarlarda düşey yüklerden dolayı şişmeler ki bunlar kesme kuvvetlerinin oluşturduğu çatlakların etkisi ile zayıflamış ve paralanmış duvarların düşey yükleri de taşıyamaz duruma gelmiş olduklarını gösterir ve 15

4- Kısmen yıkılmış duvarlar. Bu tür hasar düzeyinde yapının zemin katının şakulden uzaklaşma miktarı (δ / h) 1/50 den fazladır. D-sınıfı hasar gören yığma yapıların onarımı mümkün olanları vardır. Özellikle duvarda yıkılma, şişme ve şakülden uzaklaşma olayının az sayıda görüldüğü ve döşemelerin oturdukları duvarlardaki bu yukarıda sayılan hasarın yarattığı aşırı deformasyonda etkilenmedikleri durumlarda onarım ve takviye düşünülebilir. Ancak yapı güçlendirilse bile kullanma biçiminin değiştirilmesi gerekir. Bu düzeyde hasar görmüş bir sağlık ocağı onarıldıktan sonra konut olarak kullanılmalıdır.(bayülke -1992) E- Yıkılmış Yığma Yapılar: Taşıyıcı duvarlarının önemli bölümü yıkılmış, döşemeleri birbiri üstüne yığılmış ya da oturdukları duvarların yıkılması sonucu kendilerinde de çatlaklar ve kırılmalar olmuş döşemeleri olan yığma yapılardır. Onarılamazlar. Yığma yapıların hasar düzeyi ve onarılıp onarılamayacağı ya da güçlendirmenin gerekip gerekmediği yine yapıdaki hasar ile oluşan depremin şiddeti arasındaki ilişkiden gidilerek yapılmalıdır. A ve B düzeyindeki hasar yığma yapılarda VI-VII şiddetindeki depremlerde beklenmelidir. C ve D düzeyindeki hasar VIII-IX şiddetlerinde ve E düzeyindeki hasar ise IX dan büyük şiddetlerde oluşması beklenen hasar düzeyleridir. Eğer ulaşılan hasar düzeyi beklenenden daha küçük bir şiddet düzeyinde olmuş ise güçlendirme, yeni yapıyı deprem öncesinden daha yüksek dayanımlı bir duruma getirmek gerekir. Öte yandan eğer yığma yapının ekonomik ömrü bitmiş ise yıkılarak yeniden yapılması daha doğru olur. Yapı yakın bir gelecekte yıkılarak örneğin betonarme karkas olarak yapılacaksa onarımın düzeyi düşük tutulabilir. Yığma yapıların hasar düzeyleri belirlenirken duvarların yatay yükleri taşıma gücü gözönünde tutulmalıdır. Başlangıçta dayanım tuğla ile harç arasındaki yapışma ile sağlanmaktadır. Derzlerin çatlaması ile aderansın sağladığı dayanım ortadan kalkmakta, geriye tuğla ile harç arasındaki çatlak yüzeylerindeki sürtünme kuvvetinin sağladığı kesme kuvveti taşıma gücü kalmaktadır. Ötelenme ile gelişen kesme kuvveti taşıma gücü, tuğla ya da beton blokların birbiri üzerinden kayması, çatlakların genişlemesi ile, giderek azalmaktadır. Tuğlaların ve beton blokları arasındaki kayma düşey yüklerin taşındığı net alanın da 16

azalmasına yol açtığı için düşey yüklere karşı emniyet payı da azalmaktadır. Duvarları çatlamış bir yığma yapının hasar değerlendirmesinde çatlakların genişliği duvarda kalan kesme ve düşey yük taşıma gücünün göstergesi olmaktadır. 4.4. Diğer Hasar Biçimleri 1992 Depreminde sonra Erzincan da yapılan bazı tek katlı tuğla yığma yapıların köşelerinde duvarlarda yatay çatlaklar oluşmuştur. Çatlaklar köşelerde 60x39 cm lik oldukça derin ve kalın hatılların hemen altında ya da birkaç tuğla sırasının altındadır. Bu çatlakların kesin nedeni belirlenememiştir. Ancak bu tür çatlakların aşağıda sıralanan nedenlerden olabileceği sanılmaktadır: (Bayülke-1999) 1- Çatı döşemesinin kenarındaki 39x60 cm boyutundaki hatıl iç duvarlarındaki 19x20cm lik hatıla göre 54 kez daha büyük eğilme rijitliğindedir. 7.70x8.95 m boyutundaki büyük döşeme tek bir plak gibi davranmakta olması sonucu bu çatlaklar olmuş olabilir. Eğer döşeme hatılı ile duvar arasındaki bağlantı çok iyi ise çatlak daha aşağıda iki tuğla sırası arasında olabilir. (Bayülke-1999) 2- Bu çatlaklar tuğla duvar ile betonarme tabliye arasındaki farklı büzülme miktarlarından dolayı da olabilir.(bayülke-1999) 17

5. DEPREME MARUZ YIĞMA DUVARIN DÜZLEM DIŞI DAVRANIŞI Depreme maruz iki katlı yığma bir bina düşünülsün (Şekil 3). x-yönünden gelen deprem, x-yönünde ivmeler ve bu ivmelerin neden olduğu sismik kuvvetler oluşturur. Bunun sonucunda (A) Duvarı, düzlem içi tersinir kesme kuvvetleri (V) ve momentlere (M) maruz kalır. Ayrıca, öz yükler, hareketli yükler ve devrilme momentleri etkisi ile eksenel (P) yükü oluşturur. x-yönünden gelen deprem (B) Duvarı nda, duvar düzlemine dik kuvvetler de oluşturur. Bu sismik kuvvetler, (B) Duvarı nı düzlem dışı sehim yapmaya zorlar. Sismik kuvvetlerin belli düzeyde bir büyüklüğe gelmesiyle, (B) Duvarı düzlem dışı kırılır ve yük taşıma yeteneğini yitirir. Çatı düzeyindeki duvarlardan bazılarının düzlem dışı kırılmasıyla, bir yük olarak çatı katı döşemesi taşınamaz olur. Sonuç, binanın çökmesidir. 18

x-yönünden depreme maruz yığma bina, doğal periyoduna (To) bağlı olarak, x- yönünde ötelenir (Şekil 4). Yığma binanın depreme karşı göstereceği tepki, eşdeğer tek serbestlik dereceli bir sistem yapılarak ve eşdeğer etkili kütle ile yüksekliği hesaplanarak basitleştirilebilir. Böylece, basit model üzerinde iki katlı yığma binanın ve Duvar (A) ve Duvar (B) nin dinamik tepkisini incelemek mümkün olur. Maksimum yer ivmesi (ag) dir. Şekil 3. Depreme maruz yığma duvarların düzlem içi ve düzlem dışı yüklenmesi 19

6. SONUÇLAR 1. Düzlem dışı ivmelere maruz yığma duvarların kırılma şekli, taşıyıcı yığma binaların hasara ve çökmeye çok açık olduğunu göstermektedir. 2. Deprem titreşimleri yapan yığma yapı, döşemenin oluşturduğu diyafram ve düzlem dışı ivmelere maruz yığma duvar arasındaki dinamik etkileşim sonucunda, yığma duvarda çok büyük düzlem dışı ivmeler oluşur. Bu ivmeler, duvar düzlemine dik etkiyen büyük sismik kuvvetlerin oluşmasına neden olurlar. Bu yayılı sismik kuvvetler, betonarme plak döşemede oluşan akma çizgileri ne benzeyen fakat sünekliği olmayan kırılma çizgileri oluşturacak duvarın güç tüketimine yol açarlar. 3. Karışımın kaliteli ve iyi uygulanmış sıvanın varlığı, yük aktarımının gerçekleştiği sürekli bir ortam oluşturur. Bundan hareketle, taşıyıcı yığma duvarların deprem güvenliğini artırmak için, duvarın her iki yüzüne de uygulanmış sıva ihmal edilmemelidir. 4. Tersinir deprem yükleri altında düzlem dışı yüklenen duvarda kırılma, çevre mesnetlerin çekmeye çalıştığı yük doğrultusunda oluşur. Kırılmaya neden olan yük doğrultusu tersindiğinde, duvarlarda oldukça elastik sınırlar içinde çalışmaktadır. 5. Düzlem dışı yüklenen duvarda güç tüketimi, kesme kırılmasına benzer şekilde, gevrek olarak oluşmaktadır. Bu gevrekliğin sonucu olarak çok az sismik enerji tüketilmektedir. Bu durumda yığma duvar, binanın çökmesine neden olabilecek büyük deprem tehdidi altındadır. 6. Türk Deprem Yönetmeliği (1), yığma yapılar için Yapı Davranış Katsayısı nın R=2.5 alınmasını öngörmektedir. Bir adet deneyle sınırlandırılmış olduğu vurgulanarak, Şekil 15 te gösterilen yığma duvarın yük çevirim ilişkisi R=2.5 katsayısının kullanımını haklı çıkaracak yeterli sünekliği göstermemektedir. 7. Maksimum 0.4g lik bir yer ivmesi oluşturan depreme maruz deney duvarının dayanımı, çok küçük bir deprem güvenliği oluşturmaktadır. Ancak bunun, deney duvarı, malzeme özellikleri ve geometrik boyutlar ile sınırlı olduğu unutulmamalıdır. Değişik malzeme özelliklerine, değişik geometrik boyutlara ve kapı pencere açıklıklarına sahip duvar deneyleri de yapılmalıdır. 20

7. KAYNAKLAR Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik, T.C. Bayındırlık ve Iskan Bakanlığı, Ankara, 2007 Sallıo, N., Mevcut Yığma Yapıların Deprem Bakımından İncelenmesi ve Güçlendirilmesi, Yüksek Lisans Tezi, Pamukkale Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2005. TS2514, Kagir Duvarlar Hesap ve Yapım Kuralları, Türk Standartları Enstitüsü, Ankara, 1977. Kaplan H., Mevcut Yapıların İncelenmesi ve Güçlendirilmesi, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Denizli Şubesi Bülteni, Sayı 39, 2003 Kanıt R., Erdal M., Atımtay E., " Depreme Maruz Yığma Duvarların Düzlem Dışı Dayanım Deneyleri" Yapısal Onarım ve Güçlendirme Sempozyumu, 2006 A. Dilsiz, A. Türer, Türkiye de yığma Yapılar için Depremsel Risk Haritası Oluşturulması, Yığma Yapıların Deprem Güvenliğinin Arttırılması Çalıştayı, Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Ankara, 2005 BATUR, A., Donatısız Yığma Binaların Yatay Yükler Altında Davranışı ve Bazı Ülkelerin şartnamelerinin incelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, İ.T.Ü., Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul,1999. DORAN, B., NOYAN ALACALI, S., Yapısal Analiz Programı SAP2000 Bilgi Aktarımı ve Kullanımı, Birsen Yayınevi, İstanbul, 2004. SAP2000 yapısal analiz programı CSI, SAP2000, Integrated finite element analysis and design of structures basic analysis reference manual; Berkeley, California (USA); Computers and Structures Inc. 21