Av. Ord. Prof. Dr. Ernst Hirsch (20 0cak 1902 29 Mart 1985) Stj. Av. Süleyman YÜKSEL. 30 Hukuk Gündemi 2014/2



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder..


ÇOK AMAÇLI SALONUMUZA KAVUŞTUK OKUL MÜDÜRÜMÜZ TURGAY YOLCU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILINI DEĞERLENDİRDİ. Hazırlayan: MÜCAHİT KARAKUŞ Sayfa: 1

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

İŞARET DİLİNİN GELİŞİMİ KURUMLARARASI İŞBİRLİĞİNE BAĞLIDIR - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

SOSYALLEŞEBİLEN ÖĞRENCİNİN İLETİŞİMİ DE GÜÇLÜ OLUYOR

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

15 Ekim 2014 Genel Merkez

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

EUROSTUDENT ULUSAL ARAŞTIRMASI: TÜRKİYE SONUÇLARI

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

2. En başarılı olduğunuzu düşündüğünüz dersler hangileri? 3. En başarısız olduğunuzu düşündüğünüz dersler hangileri?...

Sayın Konuklar; Saygıdeğer konuklar,

Türkiye de Hukuk Zihniyeti anketinin sonuçlarının tamamı ve geniş yorumu için bakınız:


T.C CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ... MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ STAJ DEFTERİ ÖĞRETİM YILI

Bekar Evli Boşanmış Eşi ölmüş Diğer. İlkokul Ortaokul Lise Yüksekokul Fakülte Yüksek Lisans

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,


7.sınıf kazanımlara göre çalışma kâğıtları

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?


ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

1-Anlatım 2-Soru ve Cevap 3-Sunum 4-Tartışma

2013/14 AKADEMİK YILI İÇİN KIBRIS TÜRK TOPLUMUNA YÖNELİK BURS PROGRAMI

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FIKIH I İLH

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Başbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı

Sevgili Yol Arkadaşım Hasan ERÖKSÜZ; Kaybedilmiş bir dostun ardından yazı yazmak

2. ISRAIL VE YAHUDILIK KONFERANSI BANDIRMA DA GERÇEKLESTI

20 Derste Eski Türkçe

Üniversite Üzerine. Eğitim adı verilen şeyin aslında sadece ders kitaplarından, ezberlenmesi gereken

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer

Sayın Mehmet Ali CAN Yeminli Mali Müşavir (E. Vergi Denetmeni)

Patronun hizmetini yapıyor Çalışan kadından bahsediyorum. Ben kocama muhtaç değilim diye evvela ailesini dağıtıyor.

PAZARTESİ İZMİR GÜNDEMİ- -Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı / Basın Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

SÖYLEŞİ H /PROF.DR. SEZA REİSOĞLU**

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Selman DEVECİOĞLU. Gönül Gözü

Sevgili dostlar. 53 yıldan sonra avukatlığı bırakmak zorunda kaldım. Sizlere son bir anımı sunuyorum. Sevgiler, saygılar.

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) TUTANAK

K A L B İ M İ Z D E S İ N

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

ÜNİVERSİTEMİZ ÖĞRENCİLERİNE ÜST DÜZEY OLANAKLAR SAĞLIYOR

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU, İLKOKULU VE ORTAOKULU EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 35.VELİ BÜLTENİ

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

T.C. ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ ALİ FUAD BAŞGİL HUKUK FAKÜLTESİ FAKÜLTE YÖNETİM KURULU KARARLARI

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

O KOLTUĞA GALİP HOCA YAKIŞIR!

ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ BEYŞEHİR ALİ AKKANAT İŞLETME FAKÜLTESİ

ALBERT EİNSTEİN HAYATI

MAHKEMELER İÇTİHAT YAYIM AMİRİ KADROSU HİZMET ŞEMASI

Kulüp sayesinde tanınan, bilinen bir insan oldum - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

TÜRKİYE ORTOPEDİK ENGELLİLER FEDERASYONU EĞİTİM BURSU BAŞVURU FORMU

YABANCI DİL ULUSLAR ARASI MIDIR? BAŞARILI BİR HAREKETLİLİK İÇİN ÖN ŞART MIDIR?

Tablo 4. Ders Programı 13 Ekim 2015 tarihli Akademik Kurul da değiştirilmiş metin BİRİNCİ YIL

2- Takside. Türk kadınla Alman kadın aynı yerden taksiye bindiler aynı mesafeyi gidip aynı yerde indiler.

ÜNİVERSİTESİ 2016 YILI FAALİYET RAPORU

Albayrak Hukuk Bürosu. Selim Pars Sokak No:7 Florya Bakırköy İstanbul T F

ÖĞRETİM YILI ERASMUS ÖĞRENCİ STAJ HAREKETLİLİĞİ 3. EK HİBE DUYURUSU İLAN TARİHİ: 11 MAYIS 2012 SON BAŞVURU TARİHİ: 17 MAYIS 2012

6. Sınıf. Kazanım Değerlendirme Sınavı - 1. Birinci Ünite konularını kapsar.

EK-2: İnşaat Mühendisliği Öğrenci Anketi

(22 Aralık 2012, Cumartesi) GRUP A Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı

ANLATIM BOZUKLUKLARI

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 6 (ΔΞΙ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

En Çok Hangi Özel Ders İsteniyor?

İstanbul İmam Hatip Liseliler Derneği

Bunu herkes yapıyor! -Gerçekten herkes mi? Nasıl korunmam gerektiğini biliyorum! -Kalbini, gönlünü nasıl koruyacaksın?

ZONGULDAKLI GENÇ ŞAİR VE BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ DİN KÜLTÜRÜ ÖĞRETMNENLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİSİ UFUK SİLİK ŞİİR İLE HAYATIM YENİDEN ŞEKİLLENDİ

İNANDIKTAN SONRA YAPILAMAYACAK ŞEY YOK. Sayın Reisoğlu öncelikle kendinizden bahseder misiniz?

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

DGS Konu Başlıklarına Dön

Yüksek Öğretim ve İlk Özerk Üniversitenin Kurulması

Onlar konuşur, AK Parti yapar

TÜRK NÖROŞİRÜRJİ DERNEĞİ NÖROŞİRÜRJİ UZMANLIĞINDA 40. YIL PLAKET ve TEŞEKKÜR BELGESİ ALAN ÜYEMİZ

Erasmus öğrencisi olmak için Üniversitemiz, her yıl başvuru süresi belirlemektedir. Bu süre içerisinde öğrenciler Erasmus Ofisine başvuru yapmaktadır.

Benimle Evlenir misin?

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH BÖLÜMÜ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS BİLGİ PAKETİ

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Bölge Uzmanı Nihai Form

ÜNİVERSİTEDE KULLANILAN TERİMLER

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ

(DEÜ Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölümü Anayasa Hukuku Anabilim Dalı)

Transkript:

Av. Ord. Prof. Dr. Ernst Hirsch (20 0cak 1902 29 Mart 1985) Stj. Av. Süleyman YÜKSEL 30 Hukuk Gündemi 2014/2

Değerli okurlarımız, bu sayımızda sizlere, Türk Hukukuna çok değerli katkılar sağlamış bir hukuk insanını anlatalım istedik. Büyük Alman-Türk Hukukçusu Prof. Dr. Ernst E. Hirsch. Türk Vatandaşlığına geçtikten sonraki adı ile Ernest Hirş. EĞİTİM HAYATI 20 Ocak 1902 de Almanya da Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Hirsch, 1920 yılına kadar ilk, ortaokul ve liseyi Friedberg (Hessen) de okumuştur. 1920 yılında liseden mezun olduktan sonra Frankfurt ta amcası Otto Hirsch in bankasında çalışmaya başlamış ve aynı zamanda üniversitede Ekonomi ve Sosyal Bilimler okumuştur. 1922 de önce Münih, sonra da Giessen Eyalet Üniversitesi Hukuk Fakültelerinde hukuk eğitimini tamamlayıp 1924 te mezun olmuştur Hukuk Fakültesinden bütün hocalarının takdirlerini kazanarak mezun olduktan sonra Avukat Yanında Staj ve Yardımcı Hakimlik sınavlarında üstün bir başarı elde etmiştir. Daha sonra çalışmaya başlamış, ancak avukatlığın kişiliğine uygun olmadığını düşünerek bilim insanı olmaya karar vermiştir. Hirsch, 1920 ve sonrası için Altın 1920 ler nitelemesi yapar, fakat Alman Mucizesi nden bahsederken, bu söze pek itibar etmez. Çünkü: İnsanlığın parlak anları olabilir ama halkların siyasi tarihlerinde mucizeler yoktur. Çalışan kazanır der ve Çalışan Kazanır sloganı Onun hayat düsturu olmuştur. AKADEMİK HAYATI 1930 da Frankfurt ta, Ticaret Hukuku, Medeni Hukuk, Alman ve Uluslararası Özel Hukuku dallarında doçent olarak ders vermiştir. 1931 de Frankfurt Asliye Hukuk Mahkemesine atandıktan sonra, 7 Nisan 1933 tarihli Meslek Memurlukları Koşullarını Yeniden Düzenleme Yasası gereği, Ari Irk a mensup olmadığı için, yargıçlık memuriyetini kaybettiği gibi, doçent olarak da öğrenim yaptırması yasaklanmıştır. Hirsch, kısa bir süre sonra kendisine verilen turistik bir pasaportla Hollanda ya geçmiş ve Amsterdam da geçici olarak Ticaret Hukuku okutma şansına sahip olmuştur. Sonrasında İstanbul Üniversitesinden kesin bir davet almıştır. Hirsch ile birlikte İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (İÜHF) için kurulması planlanan altı kürsüye davet edilen diğer yabancı profesörler de aynı prosedürle Türkiye ye gelmeyi kabul etmiştir. Prof. Dr. Ernst E. Hirsch, Türk hükümetinin tam yetkili temsilcisi Prof. Dr. Malche in imzasını taşıyan ve İÜHF Ticaret Hukuku Kürsüsü için resmi çağrısını 1933 Eylülü sonunda almış, resmi sözleşmeyi de 4 Ekim 1933 te Cenevre de imzalamıştır. Her beş yılda bir yenilenmek şartıyla imzalanan sözleşmeye göre; derslerin ilk üç yıl Almanca verilebileceği, ancak dördüncü yıldan sonra Türkçe ders vermek zorunda oldukları ifade edilmiştir. İstanbul Üniversitesinde göreve başlayan Hirsch, üçüncü yılın sonunda Türkçeyi mükemmel öğrenmiştir. Başlangıçta derslerini Almanca olarak anlatan Hirsch in Almancaya hakim bir çevirmeni vardır. Ancak çevirmenin hukukçu olmaması sebebiyle Hirsch, öğrencilerin anlattıklarını doğru bir şekilde anlayamamasından endişe duymuştur. İşte bu aşamada; henüz küçük yaşta iken Almanya ya gitmiş, tahsil için Türkiye ye dönmüş ve Almancası çok iyi olan ikinci sınıf öğrencisi Halil Arslanlı ile tanışmıştır. Halil Arslanlı, haftanın belli günlerinde Hirsch e dil dersleri verirken, bir yandan da hocanın fahri asistanlığını yürütmüştür. 1933-1943 yılları arasında İstanbul Üniversitesinde Ticaret Hukuku, Fikri ve Sınai Haklar alanlarında lisans ve doktora öğretiminde bulunmuştur. Hirsch, 1943 1952 yılları arasında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi (AÜHF) öğretim üyeliği görevindeyken de, özellikle Türk Ticaret Kanunu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile Marka ve Patent Kanunu projelerinin hazırlanmasında kodifikatör olarak büyük rol oynamıştır. Hirsch, anılarını yazdığı kitabında; öğretmen bir amcası olduğunu, soyağacında 18. yüzyıla kadar hocalar ve bilgilerin yer aldığını, bunun da bir katkısı olarak daha üniversite yıllarından önce kendisine bir öğretme yeteneğinin geçmiş olduğunu keşfettiğinden bahsetmektedir. TÜRK HUKUK BİLİMİNE KATKILARI Almanya da ciddi bir hukuki donanıma sahip olarak yetişen, bulunduğu akademik ortamlardaki öğretim üyeleri, öğrencileri ve asistanları tarafından yıllar sonra bile derin sevgi ve hürmetle anılan Hirsch in hukuk dünyası tarafından taşıdığı değer çok önemlidir. Almanya da hukukun gelişmesine yaptığı katkıların yanında Türk Hukukunun bugünkü haline gelmesinin zeminini hazırlayan büyük bir şahsiyettir. 2014/2 Hukuk Gündemi 31

Prof. Dr. Ernst E. Hirsch in bunca katkısının yanında kütüphaneci olarak kazandırdıklarını atlamak elbette mümkün değildir. Öğrencilerin yalnızca ders çalışken masalarını kullandığı, İÜHF kütüphanesinin gerçek anlamda bir kütüphane sıfatını kazanmasında Hirsch in inkar edilemez bir emeği bulunmaktadır. Kitaplığı olmayan üniversite, cephaneliği bulunmayan bir kışlaya benzer diyerek kütüphanenin üniversite için vazgeçilmezliğini vurgulayan Hirsch, o gün için okuma salonunu andıran bölümü, olması gerektiği hale getirebilmek için asistanlarını da seferber etmiştir. Bir ordinaryüs profesör olmasına rağmen kolları sıvayarak yaz tatili boyunca fiilen kitaplarla iç içe olmuştur. Hiçbir karşılık almadan kütüphanenin kurulması için çabalayan, çok büyük emek veren Hirsch, bu konuda da minnet duymamız gereken büyük bir bilim insanıdır. İÜHF de öğretim görevine devam ederken, 1938 yılında Türk Vatandaşlığına geçmek için yapmış olduğu başvuru beş yıl sonra nihayet sonuçlanmış ve 21 Eylül 1943 günü Türk vatandaşlığına geçmiştir. Kendisine Türkçe dil uyumuna uygun olarak Ernest Hirş adı verilmiştir. Bir ay sonra AÜHF ye kendi rızasıyla tayin olmuştur. Ancak eşinin rahatsızlığı nedeniyle evini İstanbul da bırakmak zorunda kalmış, bu sayede de zaman zaman İÜHF ye ders vermek için İstanbul a gidip gelmiştir. Anılarında, 2 Mart 1945 tarihinde de avukatlık ruhsatnamesini aldığını yazmaktadır. Önce 5 Temmuz 1945 te 1696 sicil numarası ile İstanbul Barosuna kayıt yaptırmış, 29 Mayıs 1946 da nakil yaptırarak Ankara Barosuna kaydolmuştur. Kayıt tarihi 13 Haziran 1946 olup Sicil Numarası 372 dir. HUKUKÇULARIN GÖZÜNDEN HIRSCH Şimdi de ölümünden kısa bir süre önce yayımlanan Anılarım (Kayzer Dönemi, Weimar Cumhuriyeti, Atatürk Ülkesi-Münih, 1982) başlıklı kitabı ve birlikte çalıştığı değerli asistanlarının anılarından faydalanarak Prof Dr. Ernst E. Hirsch i anlatmaya devam edeceğiz. Bu arada Ankara Barosunun 2008 yılında düzenlemiş olduğu Ernest E. Hirsch i Anma Toplantısı na katılan değerli hukukçuların sözlerine de yer vereceğiz. Öncelikle Hirsch in çok değerli asistanı ve Türkiye de yetiştirdiği en değerli Hukuk Felsefesi ve Hukuk Sosyolojisi hocalarından olan Prof. Dr. Hamide Topçuoğlu nun, Aziz Hocamız Hirsch başlıklı makalesinden alıntılar yapıyoruz: Tarihin garip cilveleri vardır. Bazı memleketlerin başına gelen sosyal ve politik buhranlar, sağduyunun her türlü kontrolünden dışarı taşacak bir sınıra ulaşınca, o toprağın en nadide ürünlerini, en ümit dolu tohumlarını sağa sola saçar, başka ülkelere uçurur. İkinci Dünya Savaşına rast gelen yıllarda birçok Alman aydını memleketlerinde gereği gibi yerine getiremedikleri hizmetleri, insanlığın başka çevrelerinde gerçekleştirme yolları aramışlardı. İşte Prof. Dr. Ernst Hirsch de bunlardan biriydi. O, olayların ileride alacağı şekli erken keşfetmiş ve 32 Hukuk Gündemi 2014/2

memleketimizi kendisine ikinci vatan seçmişti. Hirsch, bir yabancı bilginin sağlayabileceği azami yardımı ve azami verimi bizlere sağlamıştı. Her şeyden evvel, hitap ettiği milletin dilini öğrenmek gibi, pek az yabancı uzmanın önemsediği bir uygar görevi yerine getirmişti. Öğrencileri, meslektaşları, fakülte dışındaki dostlarıyla ve nihayet devletin muhtelif derece ve kademedeki makamları ile ne kadar yakından ilgilendiğini, kendisinden istenen her hizmet, her yardım talebi karşısında, hemen hemen otomatik bir şekilde işe koyulup, kelimenin tam anlamıyla canla başla, kendini etrafındakilerin emrine tahsis ettiğini herkes bilirdi. Dostların ricası emir sayılır kuralı sanki onun içindi. Pozitivist hümanizmin peygamberi sayılan Comte, kendi ahlâki prensibini sanki bizim hoca için icad etmişti: Vivre pour les autres. Yani, başkaları için yaşayınız. Prof. Dr. Ernst Hirsch için çalışma, diğer insanlar için olduğundan çok daha ayrı bir şeydi. Çalışma onun için, bir iş, bir vazife, bir ahlâki gereklilik olmaktan çok daha fazla bir şeydi. Kanaatimce çalışma, Hirsch için, hayatın ta kendisi idi. Hocam, aydınların mutlaka felsefe ile ilgilenmelerini, hayat hakkında, toplum hakkında belirli bir dünya görüşüne, bir değerler sistemine sahip olmalarını her vesileyle hatırlatır, bunun kişiliğin vazgeçilmez bir şartı olduğunu daima tekrarlardı. Prof.Dr. Ernst Hirsch, gerçekliğin yerine ikame edilmek istenen kavramlar demetinden, edebî ve sözüm ona Ahlaki safsatalardan nefret ederdi. İnsanlara, bilgi yerine nasihat sunan beylik devlet teorilerinden, Hukuk Felsefesi yerine ikame edilmek istenen Hukuk Edebiyat ından hiç hoşlanmazdı. Açıklığa, kesinliğe, duruluğa düşkündü. Sosyal gerçekliği olduğu gibi görmeden, ona süslü püslü fistanlar biçmeye kalkan fikir terzilerini de hiç sevmezdi. Hirsch, her yıl ikinci sömestrde okuttuğu Hukuk Sosyolojisi derslerinde, çağdaş insanın ideolojiler karşısındaki acıklı durumunu çok güzel belirtir ve iktidarların kendilerini Meşru gösterme gayretlerine değinirken, modern iktidarların kendi meşruiyet desteklerini artık dinlerde değil ideolojilerde bulduklarına dikkati çekerdi. Her toplum içinde, her rejim tarafından, her düzen lehine bir ideoloji icat edilmektedir. Bundan dolayıdır ki bütün rejimler ve siyasi akımlar, halkın ilme karşı duyduğu saygıyı, deyim yerindeyse, istismar ederek kendi menfaat ve davalarını ilmen savunmaktadırlar derdi. Bütün anlatımlarında, öğrencisine, objektif düşünmeyi, insanca hissetmeyi ve insanlar arasında fazilet farkından başka bir ayrım gözetmemeyi telkin eden Hocamızın etkisi gerçekten büyük olmuştur. Hocamızın meziyetleri hatırlanmakla, saymakla bitmez. Akademik çalışmanın, ilmi titizliğin, fikri bağımsızlığın, işbirliği ahlakının, mesleki dostluğun ve anlayışın en güzel örneklerini vermiş olan Hirsch in aziz hatıraları fakülte kütüphanesinden, ders salonlarından, öğrenci sıralarına kadar kurumumuzun her köşesine öyle derin bir şekilde sinmiştir. Onu o kadar benimsemiştik ki, Almanya ya gideceği zaman çoğumuz sadece üzüntü değil, daha çok hayret duyduk. Neredeyse, Orada ne yapacaksınız sanki bu da nereden çıktı şimdi! demek istiyorduk. Bir insan, muhitini, kendisine ancak bu kadar 2014/2 Hukuk Gündemi 33

alıştırabilir. Sonuç olarak, Hoca, bizim fakültenin adeta bir mütemmim cüzü olmuştu. Şimdi de ikinci asistanı Prof. Dr. Yaşar Karayalçın dan alıntı yapalım: Hukuk Fakültesinde 1943 senesinde dördüncü sınıfta öğrenciyken, Prof. Hirsch İstanbul dan, AÜHF ne gelmişti. Okulda babam bana; Sana da hiçbir hocayı sevdiremedik demişti. Sevdiğim hocalar vardı, ama istediğim hocayla tanışamamıştım. Hirsch in birkaç dersine girdim, rahmetli babama dersten sonra, Baba bugüne kadar bazı hocaları şikâyet ettim, ama şimdi istediğim hocayı buldum ve bundan sonra onunla beraber olmaya gayret edeceğim dedim. 4. sınıfta o zaman doktora yapabilmek için lisans seviyesinde üç sertifikaya sahip olmak gerekiyordu. Ben ve Profesör Hirsch in asistanı Selim Erez öğrenci olarak talip olduk. Bir taraftan lisans dersleri, bir taraftan seminer çalışmalarıyla hakikaten çok deneyim kazandığım bir sene yaşadım. Fakülteyi bitirdiğim zaman, Hamide hanım üç dört aylık asistandı. Mezun olur olmaz, rahmetli hocamla görüşmüştüm. İşlemler yapıldı, böylece fakültede Hamide Hanımdan birkaç ay sonra ikinci asistan olma imkânına sahip oldum. Şimdi, bu kısa özetten sonra bir şey anlatmak istiyorum: Prof. Dr. Ernst Hirsch Türkiye de gördüklerini, hatıralarını ve Almanya da yaşadıklarını da ilave etmek suretiyle 1982 yılında Almanca bir kitap yayımlamıştı. Okudum, Almancayı o zaman epey öğrenmiştim, harika bir kitap. Bunun çevrilmesi gerektiğinin sonucuna vardım. Çevirisi, emin olun hiç kolay olmadı, çok zor ama güzel bir metin. Bir tercüman bulduk. Fatma Suphi Hanım. Çok iyi Almanca biliyor. Hocanın sağlığında bu Türkçe çeviriyi kendisine sunmayı amaçlamıştık, fakat baktım ki, bu olamayacak gibi gözüküyor. Uygun görürseniz mütercimi değiştirelim dedim. Hamide Hanımdan aldığım cevap şu oldu. Onun kadar Türkçeye hakim bir mütercim bir daha bulamayız, siz devam edin Netice itibariyle Fatma Hanımın metinlerini alıp Hirsch e gönderiyorduk, Hirsch okuyor, gerekliyse düzeltiyor ve bize iade ediyor, böylece biz de devam ediyorduk. Esas itibariyle hukukçulara hitap eden bir kitaptı. Ama TÜBİTAK tan bir grup geldi, Bu kitabı okuduk, sizden bir ricaya geldik, bu kitap yalnız hukukçulara hitap eden bir kitap değildir, bu kitap, Cumhuriyet dönemiyle ilgili bir belge mahiyetindedir. Uygun görürseniz bu kitabı TÜBİTAK olarak biz basalım dediler. Rahmetli hocamı o zaman kaybetmiştik. Hiç şüphe yok, buna evet diyecektir ve mutlu olacaktır dedik ve sözleşme yaptık. Kitabı Ankara da bu şekilde bastılar. Anılarım kitabı böylece çıkmış oldu. Tabii Türk Ticaret Kanunu nun hazırlanmasında hiç şüphe yok ki çok büyük çalışma yapmıştır. Ben de o zaman asistanı olarak hocaya yardımcı olmuştum. Bir kaç hatırasını anlatmak istiyorum: Bir gün hoca geldi, Yaşar Bey; Türk vatandaşı oldum, benden bir derece maaşımın yükselmesi için Almanca sınavına girmem isteniyor, beni Türkçeden imtihan edebilirler ama beni kim Almancadan imtihan edecek, olur mu böyle şey? dedi. Israr etti, sınavı kabul etmedi. Neyse, bürokrasi anlayış gösterdi, otomatik bir şekilde maaş katsayısı 25 ten 30 a yükseldi ve böylece yeni bir hayat başlamış oldu, bu çok enteresandır. İkincisi: Hirsch in hazırladığı metin kanunlaştı, tabii Adalet Bakanlığı na büyük hizmet yapmıştı. Bir gün Prof. Hirsch Bana Adalet Bakanlığı ndan bir şey göndermişler, bana Ticaret Kanunu nu hazırladığım için bir miktar para ödemek istiyorlar ama ben bahşiş kabul etmem, onun için bunu iade edeceğim dedi 34 Hukuk Gündemi 2014/2

ve iade etti, ama hizmeti tabii ki kaldı. Üçüncüsü: Aşağı yukarı 1950-51 falan, bir gün odasında çalışıyordu, odasına gittim. Bir de baktım ki hoca bir tuhaf, Ne oldu hocam, hasta mısınız? dedim. Israr etmesem söylemeyecek. Yaşar Bey, bir mektup aldım, kız kardeşimi ve çocuğumu Almanlar öldürmüşler dedi. Perişan olmuştu, unutamıyorum. O ağlamadı, ben ağladım. Bir hususu daha ilave edeyim. Prof.Dr.Ernst Hirsch 1943 te Ankara ya geldi ve 1952 ye kadar Ankara Hukuk Fakültesi nde hoca olarak faaliyette bulundu. Ben 1951-52 senesinde Avrupa ya gittiğim vakit, döndüğümde bir de baktım, genç bir delikanlı, Hirsch in yanında dolaşıyor. Hocaya sordum Bu kim? O öğrencim, müstakbel asistanım dedi. Böylece hocanın üç asistanı oldu. Hamide hanım, ben ve İlhan Akipek. Söz tam da buraya gelmişken Prof. Dr. İlhan Akipek i dinleyelim şimdi de: Hukuk Fakültesinde okuyorum, Hirsch Hukuk Fakültesinde, tek başına, her sınıfa bir ders anlatıyor. Birinci sınıfta hukukta metot ve hukuka giriş, ikinci sınıfta fikri haklar, üçüncü sınıfta hukuk felsefesi ve hukuk sosyolojisi, dördüncü sınıfta da ticaret hukuku. Üçüncü sınıfa geçtiğimde, baktı ki her dakika peşindeyim, hiç ayrılmıyorum. Sen bana fahri asistan olur musun? dedi. Memnun olurum, neden olmasın dedim. Ben başladım hocayla birlikte odasında çalışmaya. Yaşar Karayalçın hoca ise Avrupa daydı o sırada. Ben üçüncü sınıftayken Hoca, Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi kitabını yazdı, meşhur kitap, bir derya. Her hukukçunun okuması gereken bir kitap. Çünkü bu kitabın içerisinde bir hukukçunun felsefe ve sosyolojide bilmesi gereken her şeyi yazıyor. Arkasında indeks var. İndeks demek Latincede, fihrist demek, Düşününüz ki, bir alfabetik fihrist neye yarar? Çünkü kitaplar yazılıyor, arkasında indeks yok. Bir şeyi öğrenmek istiyorsanız, kitabı açacaksınız, fihristten bakacaksınız. İndeksi de ben yaptım, hoca doğru buldu iyi yaptın, teşekkür ederim dedi ve kitap basıldı. Neden bu kitabı hâlâ seviyorum? Bu kitabın ikinci nüshasında, Yardımcım ve sevgili öğrencim İlhan Beye teşekkür ve saygılarımla takdim ettim diyor. 1 Mayıs 1949 tarihli. Neticede mezun oldum. Beni Ticaret Hukuku Kürsüsüne alacaktı. Bir ay geçti, bir ay sonra masamın üzerinde bir zarf buldum, kapalı zarf. Açtım, içinde para var. Hamide Hanım, bu para nedir dedim. Hocam sana maaş veriyor dedi. Ne diyorsunuz, içinde 200 Türk Lirası var. 200 Türk Lirası, hoca bu 200 ü bana verdi ama kendisi maaş olarak 800 Lira alıyordu zaten. En yüksek maaş, Türk vatandaşlığına geçtikten sonra maaşı 150 Liraya düşmüştü. Ben bunu alamam dedim, Hamide Hanıma. O da, İmkânı yok, git kendin söyle, almazsan seni disipline veririm dedi. Gittim Hocaya, Hocam, ben bunu almıyorum dedim. Arkadaşım o zaman gelmezsin dedi. Ben hocamdan maaşı aldım. Aradan altı ay geçti. Ticaret Hukukunun kadrosu gelmedi, Hukuk Felsefesinin geldi. Ben de Hukuk Felsefesine zaten bu kitap dolayısıyla çok alıştığım için, Olur ben de kabul edeyim dedim. Asistan olarak, böylelikle hocanın yanına girdim de, maaş birden bire resmi maaşa, devlet maaşına döndü, 200 Lira 235 Lira oldu. Hocamın yanında nasıl asistan olduğumun öyküsü de böyle diye bitiriyoruz İlhan Akipek Hocamızın anılarını. Şimdi de Prof. Dr. Ünal Tekinalp e kulak verelim. Episode ler ve Epoche ler yazmakta olduğum bir anılar ve düşünceler kitabının adıdır. Başlığın esin kaynağı da Prof. Dr. Hirsch tir. Ve öyküsü şöyledir: Yıl, büyük olasılıkla 1983 tür. Sömestr tatili sebebiyle birkaç günlüğüne eşimle Hirschlerin Königsberg (Schwarzward) deki evlerinde misafiriz. Bir akşam yemeğinden sonra Hoca ile çeşitli konular üzerinde konuşuyoruz. Her dakikası dolu, dinleyeni aydınlatan, yeni bilgilerle donatan bir konuşma. Konu, hukuk sosyolojisindeki son gelişmeler. Hoca, önüme olağanüstü bir öğretiler haritası sermiş. Konuşmasını Türk devrimlerinin, özellikle hukuk ve üniversite devriminin tehlikede olup olmadığı sorusuna odaklıyor. Söyleminden, bir yıl önce yürürlüğe girmiş bulunan Yükseköğretim Kurumları 2014/2 Hukuk Gündemi 35

Kanunu (YÖK) nun, onun için gerçek bir endişe kaynağı olduğunu anlıyorum. Özellikle Anayasa Mahkemesi nin bir kararında üniversitelerin bilim üreten merkezler değil de; eğitim ve öğretim kuruluşları olarak tanımlanmasından ve üniversitelerin işlevinde öğretimi bilimsel çalışmanın önüne koymasından öfkeli. Öfkesini dile getirirken Atatürk devrimin bir epoche değil bir episode olduğu şüphesine düştüm dedi. Kendisine, sorgulayan gözlerle baktığımı fark etmiş olacak ki; Episode bir tiyatro deyimidir; gelip geçici bir sahneyi ifade eder. Oyunda bir rolü olsa da; bir anlık bir olaydır. Bir episodu bir diğeri izler. Epoche ise; bir sosyoloji ve tarih bilimi terimidir; bu bilimlerin temel kavramlarındandır. Sosyolog ve tarihçi episode lerle ilgilenmez, epoche leri belirler, yargılar, değerlendirir. Epoche, bizler, yani hukuk sosyolojisi ile uğraşanlar yönünden özel bir önemi haizdir. Çünkü epoche iz bırakan, geleceğe yön veren, kalıcı etkileri olan bir dönemi ifade eder. dedi ve Türk Devriminin bu arada hukuk ve üniversite devriminin bir epoche olduğu inancındaydım. Şimdi bu inancımın doğruluğundan şüphe duyuyorum ve üzüntü içindeyim diye ekledi. Profesör Hirsch, demek ki Atatürk Devrimlerinin önemini ve üniversitelerimizin bugünkü durumunu yıllar öncesinden görebilmiş, öngörü sahibi bir aydındı. Bu arada Anılarım kitabındaki bir paragrafını buraya almadan edemedik. Ekim 1933 te İÜHF de göreve başladıktan 5-10 gün sonra Dolmabahçe Sarayındaki Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna 36 Hukuk Gündemi 2014/2

çağrılmasına şu yorumu düşmüş Prof. Dr. Ernst Hirsch; Ve işte ben, kendi Alman vatanında Yahudi olduğu için hor görülen, aşağılık ırka mensup olduğu için işgal ettiği mevkilerden kovulan, evini yurdunu terk edip, yabancı ülkelere kaçmak zorunda bırakılan ben, mülteci ben, dünyanın bir ucundaki Türkiye de, nice billurlarla, mermerler, somaki taşı, paha biçilmez kakma işlerinin ihtişamıyla parıldayan, nice değerli mobilyayla, halıyla, resimle süslü, bir zamanların taht salonu olan bu mekânda, ülkenin ilk bin seçkininden sayılan, saygıdeğer bir Alman profesör sıfatıyla hazır bulunmaktaydım! Evet, bu derece değerli bir hukuk insanını yazmak çok zor elbette. Hirsch hakkında yazılması gerekenler ciltler dolusu kitaplara sığmaz. Ancak Onu yazmaktan daha önemlisi, Onu anlamaya çalışmaktır kanaatindeyiz. Eserlerine gelince; Türkçe yayınları alt alta yazılınca zaten yedi sahifeyi buluyor. Ana başlıklarıyla Ticaret Hukuku, Borçlar Hukuku, Kooperatif Hukuku, Fikri ve Sınaî Haklar, Kıymetli Evrak Hukuku, Sigorta Hukuku ve Deniz Ticaret Hukuku konularında çok sayıda kitap ve makalesinin yanında Dünya Üniversiteleri ve Türkiye de Üniversitelerin Gelişmesi (iki cilt), Pratik Hukukta Metod Kitabı ile Hukuk Felsefesi ve Hukuk Sosyolojisi Dersleri kitapları çok önemlidir. Ve bitirirken; Türk Hukuk camiası olarak hümanist hukuk insanı Prof. Dr. Ernst E. Hirsch in hizmetleri ve hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz ve iyi ki ülkemizden böyle güzel bir insan geçmiş diyoruz. 2014/2 Hukuk Gündemi 37